öylesine bir yerin öylesine bir yerinde. hava biraz soğuk, ellerin biraz üşümüş. ne diyeceğini bile bilmeden. üstelik saatlerdir kahkahalarla etrafa neşe saçmışken. öylesine bir yerin öylesine bir yerinden kaçıp gitmek istedin ya birdenbire. ben seni anlıyorum bana da olmuştu ondan. uzun süre sonra bile göremediğin tüm arkadaşlarının, soyadını hatırlamadığın sevdiklerinin, eskiden taşlarını tanıdığın kaldırımların, dolabının, ellerinin, o güzel güzel dostluklarının arasından bir yerden hiç eksik olmayan o duyguyu biliyorum. aklımın iplerini evet saldım. iki uçlu bıçaklar seni de affetmemiş. artık bir öpücüğün can yakabileceğini öğrendiğini, ânın değerini bildiğini biliyorum. durum böyleyken nelerin seni alıp nereye götüreceğini düşünme sakın ben düşünmüştüm hiç güzel olmamıştı. onları unut. şeyi hatırla, bir şarkı çalıyordu. gülümseyen birkaç insan sarışın bir köpeğe bakıyordu. sen orada öylesine otururken neler olup bitti de bu zamana kadar böyle geldim diye düşündün. çayının dibini içtin. sigara içesin gelmedi. adım atar gibi oldun, hareket edesin gelmedi. öylesine birkaç dakika bekledin. yeni bir çay söylemedin. elindeki bardağı bırakmadın. derin bir nefes aldın ve düşündün. onu hatırla. diyorum ki işte öyle düşünme bir daha ben düşündüm hiç güzel olmuyor. boş ver bunları.
1K notes
·
View notes
bir yanım devlet devirir, bir yanım kendine yenilir.
6K notes
·
View notes
Ne uçurumlar talip oldu da bırakmadım kendimi
1 note
·
View note
Yüzünü yalanla yıkayan ihanetle kurulanır.
1 note
·
View note