Tumgik
#5 senedir mi
frezyavari · 7 months
Text
Evde hüzün var. 5 senedir okula gitmeden önceki her son gecem hep ağlamaklı geçer. Babam az önce yarın bu saatlerde sen yolda olacaksın ne tuhaf değil mi diyor. Kendisi de inanamıyor. İlk çocukları olduğum için mi bu kadar bağlılar ya da hastalığımı öğrendikten sonra mı bu kadar çok bağlandılar bilemiyorum. Bildiğim tek şey onları çok sevdiğim ve onlar tarafından çok sevildiğim.
11 notes · View notes
gizgibim · 10 months
Text
Tumblr media
5 senedir konusmuyoduk aniden bilet alip gelmeleri çok iyi ya ben daha markete giderken 10 kere dusunuyorm simdi mi çıksam diye kfjvidks
7 notes · View notes
93rosyln · 11 months
Text
bir şeylere nasıl başlasam bilmiyorum ben seneler önce de buraya seni yazdım seneler sonra bugün de seni yazıyorum sadece sana bazı şeyler söylemek istiyorum ama beni dinlemediğin için buraya yazıyorum hoş nereye yazarsam yazayım yüzyüzeyken tanımıyorsun buradan mı tanıyacaksın neyse bana gideceğini söyledin çok uzağa yurt dışına o gün yüzüne hayırlı olsun dedim ama bilmiyosun ne kadar fırtına kopardım içimde çünkü kimse sevilmediğini bile bile bi kalpte 5 yıl durmak istemez ama ben senin bırak kalbini bi kelimene cümlene hasret kaldım yıllarca bazı insanlar kokusunu özledim der ben senin kokunu bilmiyorum senin kokun nasıl sahi bi kere bana içten sarılmadın bir kere göğsünde uyuyamadım sen gidince bilmediğim kokuna daha da hasret kalıcam sen beni görmek istemesen de seni sürekli görmek için o parka geliyorum balkona çıktıgında camına o çok sevdiğin sigaranı içmeye çıktıgında seni nasıl ağlayarak uzaktan bakıyorum bilemezsin sen şimdi çıkıp diyorsun ki gidicem gitme diyemiyorum aramızdaki bağları paramparça ettin mutlu ol diyemiyorum çünkü sen beni 5 sene boyunca yastıklara sarılıp bağırmaya yorganlara yapışıp ağlamaya mecbur bıraktın bugün gözümün önünde sana araba çarpıyordu ve o anki korkumu kimse anlayamaz nasıl elim ayağım tutmaz oldu o korna sesleri arasında ama sen bilmiyorsun hiçbir şeyi bilmene de gerek yok dün telefonla aradıktan sonra sesindeki soğukluk haziran ayında beni öyle üşüttü ki tek sen sarıl tek sen ısıt istedim beni en çok sen anla istedim herkese gittiğim için mi gelmesini istediğim sen gittin inan içimde öyle kara bulutlar dönüyor ki içimde öyle kargaşalar var ki sürekli elim gidiyor telefona eski mesajlara konuşmalara bakıyorum o zaman da sanki bir şeyler zorla oluyordu şuan da zorla oluyor senden vazgeçemiyorum senelerdir ne olursa olsun yollarımız bir şekilde kesişiyor tekrar konuşuyoruz bir şey olmamış gibi sen kavgaları unutuyorsun belki ama ben kavgalarımızı bile anılarımızdan sayacak kadar hasret kaldım sana seni her zamankinden daha çok özlüyorum gördükçe lütfen yollarımız tekrar kesişsin bi bakkala giderken ya da yine bisikletle ya da ben pijamalarımla gece markete çıktıgımda sen geç yine sokaktan gitmeden önce bir kez öpeyim seni herkesten uzakta sen bana öyle bi sarıl ki kimse sarılmamış gibi bir mucize olsun ve bana 5 senedir gösterdiğin soğukluğa inat öyle bi sarıl ki hiç olmadığımız gibi çift olalım son anlarımızda sana sevgilim demeyi günaydın yazmayı her sabah heyecanla telefona bakmaya o kadar ihtiyaacım var ki sahi biz neden bittik ki senin hırsların senin sonu gelmez isteklerin senin karşındakinin bi kadın olduğu unutuşun ve benim her seferinde aynı sevgiyle dönmemle milyonlarca anı biriktirdim 5 senede koskoca yıllar geçti ve sen bana sadece 3 kez sarıldın ben senin kollarımı sardığım sırtının şeklini ezberledim ama sen koskoca 5 senede bana 3 kez sarıldın o sarıldığın zamanlarda öylesine sarılmak isteyip sarılmamıştın sadece eve geçtiğin için görüşürüz diyip sarılmıştın sıradan bi arkadaşına sarılır gibi ama biliyor musun ben hayatıma giren kimsede o sarılmadaki kadar güvende hissetmedim ve bu seneler içinde birlikte çekindiğimiz sadece 1 fotoğrafımız var bunun ne kadar acı olduğunu bilemezsin sen ve sen seneler geçtikçe daha da acımasızlaşıyorsun bunu birine söylesem güler koca 5 senede bir fotoğraf mı diye ama gerçek bu bende isterdim senle fotoğraflarımız kare kare olsun ama sen o kadar bahane üretiyordun ki yanıma gelmemek için o 1 fotoğraf bana yetiyor ne güzel yan yanayız orada şimdi asla olamadığımız gibi neyse asla elini tutamadığım sevgilim gittiğin ülkede bunları kimse yaşamasın bizim miladımız buraya kadarmış
5 notes · View notes
baybaykus · 11 months
Text
Seçim bitti, yeni kabine açıklandı.
Birisi düğmeye bastı.
Yandaş ve muhalif tüm kanallardan Firavun'a ve yeni kabinesine yönelik iyimserlik mesajları yağmaya başladı.
Neymiş efendim, Erdoğan son 5 yılı yıktıklarını düzeltmeye çalışarak geçirecek ve gerçek bir devlet adamı gibi iktidarını tamamlayacakmış,
Yeni kabine daha teknokrat bir kabineymiş, liyakatli kişilerden oluşuyormuş,
Ekonomide rasyonel politikalar uygulanacakmış,
Mış, mış, mış.
Yahu kardeşim bu adamlar değil mi 21 senedir iktidarda olanlar?
Aynı adam değil mi devletin tüm kurumlarının içini boşaltan, ekonomiyi batıran, 13 milyon sığınmacı ve kaçağı ülkeye dolduran ve göndermeyeceğiz diyen?
Bu adam ve onun kıvrak zekalı(!) piçleri değil mi düzmece ve montaj videolarla, yalan ve iftiralarla muhalefete ve muhalif insanlara tuzak kuran?
Bu adam ve ekibi değil mi camilere, orduya, emniyete siyaseti sokan?
Bu adam ve ekibi değil mi milleti birbirine düşman eden?
Bu adam ve ekibi değil mi, Cumhuriyet'ten intikam alan, Türk'e ve Atatürk'e düşman olan, 100 senelik fragman diyerek Cumhuriyet'e karşı karşı devrim içinde olan?
Bu adam ve avenesi değil mi, Cumhuriyet Devleti'ni Tarikat, cemaat, devleti haline getiren?
Hangi birisini sayalım?
Ne değişti, kim değişti de bugün bu kadar iyimsersiniz?
Karşı devrimin son aşamasına gelinmiş, adamlar 400 vekili meclise sokmuş, son vuruşu yapacak ama siz iyimsersiniz öyle mi?
Üst akıl devreye girmiş, devlet aklı galip gelmiş, Kuvayi Milliye ruhu şahlanmış, Bilge Baykuş haramileri yola getirmiş :D
Yapmayın Allah aşkına!
Emperyalist güçler senin ülkeni kendilerine ileri karakol yapmışlar,
Bir atımlık canın kalmış, en ufak bir kıvılcımda vatanında kaos, iç savaş, kargaşa, terör tavan yapacak.
Uyumanın değil, her zamankinden daha uyanık olmanın zamanı.
2 notes · View notes
fotokopicibierkek · 9 months
Note
Laboratuar teknisyeni mi ne öyle bi şey değil miydin ben mi yanlış gördüm acaba
5 senedir aynı işi yapıyoruz terfi etmeyelim mi canım
1 note · View note
damiilla · 1 year
Note
Buzdolabı mi haha
ya ben oraya onu 13 yaşımdayken yazmıştım 5 senedir öyle. utanıyorm ama silemiyroum da valla. gerçi üşenip uğraşmadım da ama olsun
2 notes · View notes
yuhbbusra · 1 year
Text
10. yaşımdı galiba, ilk yazılarımı yazıyordum. Bir şeyler anlatmak hoşuma gitmişti, ama ne kimsenin bunları bilmesini istiyordum ne de onları yırtıp atmayı. Ben de –kendimce bir çözüm bularak- kimse okumasın diye kâğıtları buruşturup odadaki çöp kovamın içine atıyordum, nasıl olsa kimsenin aklına gelmez… 1 sene kadar böyle devam etti, okuldan geldim, çantamdaki buruşmuş kağıdı çıkardım.... Babaannem benim çöpümü atmış. Böylelikle ilk yazılarım bir çöp arabasını süsledi. Yazmaya küstüm ben de, iki sene boyunca yazmadım. Bu sefer de kendimi kitaplara verdim. 8. sınıfta sınıf arkadaşlarım  liseye hazırlanırken ben kitaplarla kafayı bozmuş durumdaydım. Ama, ben okurken yaşıyordum da, mesela karakterlerden hangisini kendime benzetirsem, Ayşe mi? Ben de bir hafta boyunca Ayşe’ydim. 8. Sınıfta son okuduğum kitap gerçekte etkilemişti. “Genç werther’in acıları” Ben 13 yaşımda daha baş harfini bile duymadığım acıyı çekerken; hayatıma son vermeye çalıştım, yaşamaya başladım. Şimdi ise kitaplardan ve filmlerden uzak durarak yaşamaya çalışıyorum.
5 sene olmuş hiç mi mutlu hissetmedim bu süre zarfında, hissettim. Mutlu oldum, yatıya kaldığımız misafirlikte tek başıma mutfak masasında sabaha kadar da ağladım. Heyecanlandım, diğer insanların heyecanla beklediği şeyler beni heveslendirmedi bile bazen de. Relaxtım, ama çoğu zaman ortada sebep yokken bile gerginlik hissi kafamdan aşağı kaynar sular dökerdi… Yani ben 18 sene değil 5 sene yaşadığımı düşünüyorum çünkü 13 yaşımdan öncesinde ben bir şey hissetmezdim, hissettirilirdim. Etkilenirdim, kendi hayatımda yan roldüm. Kitaplardan etkilenirdim, ailemden etkilenirdim arkadaşlarımdan etkilenirdim. Uzun lafın kısası 5 senedir yaşıyorum ve bu 5 senede her anım son anımmış gibi yaşadım. İçimde ukde kalmasın istedim, ve cidden çok da az ukde kaldı.  
Bu 5 sene içinde sanki bu dünyadaki en değersiz benmişim gibi de hissettim, değerli gibi de. 13 yaşımdan beri çok kavgaya karıştım ve her kavgamda susan taraftım, ben bağırıp çağırmam, çağıramam. Kıramam bu insanları. Ama konu kendime gelinceye fark ediyorum da kendime çok haksızlık etmişim. Hep beni ezmelerine izin vermişim.
Ben terapilerim sayesinde bunu fark ediyorum. Ben terapilerim sayesinde kendimi seviyorum ve terapilerim sayesinde hayattayım. Her şeyden önce, terapilerim bana kendimi tanımayı öğretti. Artık kirpi kimdir, nelerden hoşlanır, neleri sever, nelerden nefret eder, nelerden haz almaz biliyorum. Tabii ki kendimle ilgili yeni şeyler de keşfediyorum. “A ben bunu sevmiyormuşum” oluyorum bazen.
2 notes · View notes
korelist · 1 year
Text
Tumblr media
HOSPITAL PLAYLIST 1-2 //  KDRAMA DİZİ YORUMU
UYARI : Yazılar genel olarak spoiler içerebilir. İçermeyedebilir.
İmdb puanı: 8,8 Benim puanım: 10
Drama: Hospital Playlist (English title) / Wise Doctor Life (literal title)
Hangul: 슬기로운 의사생활
Director: Shin Won-Ho
Writer: Lee Woo-Jung
Date: 2020 - 2021
Language: Korean
Country: South Korea
Cast: Cho Jung-Seok, Yoo Yeon-Seok, Jung Kyoung-Ho, Kim Dae-Myung, Jeon Mi-Do, Shin Hyun-Bin, Ha Yoon-Kyung, Kwak Sun-Young, Kim Hae-Sook, Kim Kap-Soo
Şahane bir diziydi. İki sezonu da kıskançlık krizleri içerisinde izledim. Dizi kimyası gereği uzun uzadıya anlatılacak bir konuya sahip değil. O yüzden kısaca bahsedip karakterler üzerinden yorum yapacağım. En basit anlatımı ile aynı tıp fakültesinde okumuş 5 arkadaşın hikayesi konu ediliyor. Aynı hastanede çalışan bu arkadaşların her biri  kendi alanında parmakla gösterilen doktorlar. Kendi branşlarında başarılara imza atmışlar, bunun yanı sıra aralarındaki dostluk hiç azalmamış yıllar içerisinde güçlenerek artmış.
Ahn Jeong-Won (Yoo Yeon-Seok) çocuk doktordur. Lee Ik-Joon(Cho Jung-Seok-) genel cerrahtır. Kim Jun-Wan(Jung Kyoung-Ho) kalp doktorudur. Yang Seok-Hyeong(Kim Dae-Myung) kadın doktorudur. Chae Song-Hwa(Jeon Mi-Do) beyin doktorudur.
Dizi; Ahn Jeong-Won (Yoo Yeon-Seok)’un babasının cenazesinde başlıyor. Beş kardeş olan Jeong-Won ‘un iki abisi rahip, iki ablası da rahibedir. Hastane sahibi olan babası vefat edince hastane yönetimi de rahip olmayan tek çocuk Jeong-won ve annesine kalır. Jeong-won da rahip olmak istediği için yalnızca VIP koğuşlarının gelirinin kendisine verilmesi şartıyla hastane yönetimini bir aile dostlarına devreder. İkinci şartı ise VIP koğuşundan sorumlu doktor ekibini kendisi seçecektir. Bu noktada birbirinden çok farklı karakterlere sahip arkadaşlarını ikna etmesi gerekir. Kadın doktoru üniversitedeki müzik gruplarını tekrar kurmaları karşılığında kabul edeceğini söyleyince, beyin doktoru da vokal olması koşulu ile kabul eder. Herkesi bir şekilde ikna ettikten sonra diziye de ismini veren hastane müzik grubu kurulmuş hikayeleri ile kalbinize girmeye başlamış olurlar.
Birinci doktorumuz; Lee Ik-Joon(Cho Jung-Seok-) galiba ülkenin bütün karaciğer nakillerini yapan bir genel cerrahtır. Dizinin başında evli olsa da, karısı 1-2 senedir yurtdışında yaşadığı için ilerleyen bölümlerde boşanmalarına şahit oluruz. Kendisinden tatlı olmasın bir de oğlu vardır. Karısı yurtdışına gittiğinden beri çocuğuna bakıyor olmasının da etkisi ile velayeti babasında kalır. Ik-Joon IQ’su çok yüksek olmasına ve alanında bir numara olmasına rağmen ilgilendiği bütün alanlarda en iyi olmaya takıktır. Ama bunu her zaman hayattan zevk alarak gerçekten eğlenerek yapar. Herkesle arkadaştır, hep gülümser, yemekten keyif alır, dans eder, şarkı söyler, boş zamanlarında fal bakar, etrafındaki herkesin mutlu olmasına uğraşır, insanları okuma konusunda başarılıdır.  Hayatını hep çok odaklı olarak yaşamaktadır. Oğlu da onun gibi yüksek IQ’ya sahip olduğu için aralarındaki baba-oğul ilişkisini izlemek çok keyifliydi. Hatta oyuncu Cho Jung-Seok, karakterinin ideal baba figürü olduğunu ve öyle bir baba olmak istediğini söylemiş. Kendisi oyuncu/şarkıcı Gummy ile evli. Ik-Joon karakterinin, oğlunun yanı sıra birde asker kız kardeşi var; Lee Ik-Soon(Kwak Sun-Young). Oda abisi kadar renkli bir karakter.
İkinci doktorumuz; Ahn Jeong-Won (Yoo Yeon-Seok) pediyatri cerrahı yani çocuk doktorudur. Kendisini doktor olarak izlediğim ikinci dizi oldu. İlk Dr Romantik dizisindeki rolüyle karşılaşmıştık. O dizideki bıçkın delikanlıdan tamamen sıyrılmış dünyalar tatlısı olgun aklı başında bir doktor rolüne bürünmüş. Ama asıl oyuncuyu “Mr Sunshine” dizisinde izlemelisiniz. Bu bilgi burada dursun, henüz o diziden bahsetmeme çok var. Jeong-Won yukarıda da bahsettiğim gibi hastane sahibinin oğlu. Annesi, bütün çocukları kendisini tanrıya adadığı için Jeong-Won’u elinde kalan tek çocuğu gibi görüyor. Onu da tanrıya kaptırmak istemediği, normal bir hayatı çocukları olsun istediği için rahip olmasına şiddetle karşı çıkıyor. Jeong-Won da her sene karşılaştığı hasta çocuklara dayanamadığından rahip olmak için başvuru yapmak istiyor, cesaretini topluyor, her sene abisi onu 1 sene daha düşün diyerek vazgeçiriyor. Jeong-Won’un annesine Jeong Ro-Sa (Kim Hae-Sook) bayıldım. Oyuncuda başarılıydı tabi ki ama karakter inanılmazdı. Erkek kardeşlerinden Sung Dong-Il; Reply dizisinden tanınıyor, kız kardeşlerinden Ye Ji-Won ise birçok dizide karşımıza çıkan bir oyuncu. Erkek kardeşlerinden diğeri de yine Reply dizisinden tanınan Kim Sung Kyun ‘du. İkinci doktor etrafındaki insanlardan bahsederken, anne karakteri kadar bayıldığım bir diğer karakter daha var. O da hastane yönetimini bıraktıkları aile dostları Ju Jong-Su(Kim Kap-Soo). Annenin kankası olan bu karakter, daha önce gördüğümüz hastane yöneticilerinden farklı olarak hiçbir güç savaşına girmeyen, entrikalardan uzak, tabiri caizse şeker şerbet bir adamdı. Anne ile arkadaşlığı, doktorlara olan davranışları izlerken beni hep gülümsetti. Oyuncuyu da birçok dizide sert mizacı ile görmüş olsak da bu dizinin kesinlikle güzel yanlarından biriydi. Ahn Jeong-Won (Yoo Yeon-Seok) ‘a dizide partner olarak Jang Gyeo-Wool (Shin Hyun-Bin) eşlik ediyor. Bölümdeki tek asistan doktor olduğu için doktorlar tarafından paylaşılamayan Gyeo-Wool ‘a benim kanım çok ısınamadı. Paspal halleri, erkek tavırları, donuk oyunculuğu, karakterler arasındaki kimya beni kendine çekmedi. Dizideki tek ısınamadığım oyuncuydu sanırım.
Üçüncü doktorumuz; Kim Jun-Wan(Jung Kyoung-Ho) havalı ve soğuk tavırları ile kalp cerrahımız. Kendisi grubun en kibirlisi olarak görülebilir ancak en az diğerleri kadar sevilesi bir karakterdi. Sosyal becerileri düşük olan bu karakter her öğrendiği yeni duygu ve durum karşısında izleyiciye eğlenceli sahneler izletmeyi başarıyordu. Asistanı Do Jae-Hak (Jung Moon-Sung) ile aralarındaki bromans gerçekten izlemeye değerdi. Bu doktorumuzda bütün o soğuk görünümünün altında duyarlı, düşünceli ve çok çalışkandı. Doktorumuzun yemek ile olan ilişkisi ise eğlenceli bir detay olmuş. Masaya ilk oturan ve sanki kaçıracaklarmışçasına hızlı yemek yiyen, hatta ne varsa yiyen bir karakterdi. Bütün o karizmasını, duruşununu yemek masasında şapka gibi çıkartıp kenara koyuyordu. İlerleyen bölümlerde aşk hayatı ile ilgili kısımlar bir miktar sinirimi bozsa bile, karakteri de oyuncuyu da çok sevdim.
Dördüncü doktorumuz; grubun çiçeği Chae Song-Hwa (Jeon Mi-Do) oldukça başarılı bir beyin cerrahıydı. Oyuncu seçimlerinde diğer başrol oyuncularından Cho Jung-Seok ve Yoo Yeon-Seok tarafından önerilerek rolü üstlenmiş. İki başarılı oyununda rol arkadaşı olarak Jeon Mi-Do’yu seçmeleri enteresan olmuş. İronik bir şekilde dizide kurdukları müzik grubunda müzik geçmişi olan tek oyuncu Jeon Mi-Do olmasına rağmen karakteri şarkı söyleyemiyordu. Kendisi normalde müzikal geçmişli bir oyuncu olsa da sesi kötü bir karakteri canlandırdığından, özel bas gitar dersleri almış. Vokal olma şartı ile gruba katılmayı kabul etse de aslında grubun bas gitaristiydi. Üçüncü doktorumuz olan kalp cerrahı ile yemek konusunda hem partner hem de rakiptiler. İkisinin yemek yedikleri sahneler inanılmaz eğlenceliydi. Genel olarak doktorlarımızın asistanları onlardan hoşlanıyorlardı. Hayranlık, beğenme, örnek alma gibi yan hikayeler her biri için arka planda yazılmıştı. Song-Hwa için yazılanlar arasında asistanı Heo Seon-Bin(Ha Yoon-Kyung) sıyrılıyordu.
Beşinci, son doktorumuz; Yang Seok-Hyeong(Kim Dae-Myung) jinekolog, kadın doktoruydu. Tam bir ana kuzusu olan bu karakterimiz sessiz, sakin ve yalnızlıktan hoşlanan bir karakterdi. Yakın zamanda boşanmış olmasının verdiği bir mutsuzluk da üzerine yapışmış durumdaydı. Kadınlara olan yaklaşımı mesleğin verdiği incelikte olsa da karakterimiz kadınlardan hiç anlamıyordu. Dizide kadın doktorumuza partner olarak eşlik eden asistanı ise Heo Seon-Bin (Ha Yoon-Kyung)di. Ha Yoon-Kyung’u yakın zamanda Extraordinary attorney woo dizisinde izledik. İkilinin sahneleri oldukça eğlenceliydi. Kim Dae-Myung da beyin cerrahımız gibi dizide oynayabilmek için piyano dersleri almış. Dizideki müzik grubunun kurulmasına da Yang Seok-Hyeong karakteri ile kendisi vesile oluyordu.
Kısa kısa doktorlarımızı anlattığımıza göre genel birkaç şey söyleyip toparlayayım. Dizide beş doktorumuz Mido and Falasol adlı bir müzik grubu kuruyor. Grubun şarkılarına Spotyfy’dan ulaşabilirsiniz. Ben kendi adıma coverları orijinallerinden daha çok beğendim. Senaristin 90’lara olan tutkusu nedeni ile şarkılar hep nostaljik parçalardan oluşuyordu. Oyuncuların her biri bireysel şan hocaları ile çalışarak rollerine hazırlanmışlar. Youtube’da çalışma videolarına da ulaşabilirsiniz. Hatta Mido and Falasol ismi ile Youtube konserleri bile mevcut. Onlarda oldukça keyifliydi. En komiği ise daha önce de söylediğim gibi müzik sektöründe olmasına rağmen Mi-Do’nun bet sesli rolü yapmasıydı. Her şekilde aralarındaki arkadaşlık ilişkisi kesinlikle parmak ısırtıyordu. Baştan sonra kıskanarak izledim.
Dizi oyuncuları bakımından bir nevi yıldızlar geçidi olarak görülebilir. Gerek başroller, gerek yan roller gerekse de konuk oyuncular açısından dikkat çekiciydi. Konuk oyuncuların büyük çoğunluğu Reply dizisinden tanındığı için ben izlerken çok da tanımıyordum. Diziye çok fazla eleştirim yok. İlk göze çarpan olumsuzluk, bölümlerin çok uzun olmasıydı. Bazıları neredeyse normal bir film süresi kadardı. Daha az sürelere bölerek daha uzun bölüm sayıları ile düzenlenebilirdi. İkinci olarak dizi gündelik hayattan kesitler sunması nedeni ile sonunda bir çok merak edilen noktayı izleyiciyi tatmin etmeden bıraktı. Sanki hikaye 3.sezon devam etmeliymiş gibi kaldı. Kesinlikle 3.sezonun gelmesini isterim ama gelmeyecekse de 2.sezonu biraz daha keskin hatlarla bitirselerdi daha güzel olurdu. Ve son olarak; bu kadar başarılı, bu kadar iyi kalpli ve özverili doktorun bir araya, aynı hastaneye toplanmış olması o kadar ütopik geliyor ki, gerçek olamayacak kadar güzellerdi. Keza arkadaşlıkları da aynı oranda ütopikti. Bir grup arkadaş içinde gerçekten uzun yıllar devam edebilen bu denli bir dostluk çok görülebilen bir durum değil ne yazık ki. Genelde izlediğimiz diğer doktor dizilerinde, doktorların hırsları, yönetimin taht kavgaları ve insanların birbirilerinin arkasını kazmaları izleyiciyi dert sahibi yaparken, bu dizi bu mevzuların yakınından bile geçmiyordu.
Sonuç olarak çok beğendim. Karakterlere tek tek bayıldım. Aralarındaki arkadaşlıklara hayran kaldım. Benim 10 puan verdiğim diziler arasına çok rahat girdi. Ve tabi ki müzikleri de şahaneydi.
 OST:
Cho Jung Seok – Aloha
Mido & Falasol - It's my life
Mido & Falasol - You have a crush on me
Mido & Falasol - I like you
Raven Melus
BAŞKA NELER VAR ?
FOTOĞRAFLAR
1 note · View note
keemlenyekun · 1 year
Text
ne yapmalı: güncellenelim.
Sevgili Defter,
Yazacak vakit bulamıyorum. Yüksek lisanstan aldığım bir dersin ödevi olan makaleyi yazmak öyle uğraştırdı ki beni toplam dört dersten ikisini bıraktım. Hiç gocunmuyorum. Zira sekiz senedir bırakmışım bir sene bırakınca mı üzüleceğim? Yeniden öğrenci olmak beni öyle mutlu etti ki sanırım bitsin istemedim. Şakası bir yana yüksek lisansın bitmesi benim için bir hedef değil, ama yüksek lisansta bir şeyler okuyup kendimi geliştirmek benim için bir hedef. Aslında hiç zorlanmadan basit şekilde diğer dersleri de geçebilirdim. Ama niye böyle bir şey yapayım ki? Anayasa yargısı ile ilgili iki tane makale bile okumadan neden bitirmek isteyeyim misal?
Tam da burada öğrencisi olduğum fakülteden hareketle bu kadar hukuk fakültesini hocasız açan devletimiz (biricik devletimiz) ne amaçlamaktadır? Bu hukuk fakültesinin dekan vekili tıp fakültesinden bir hoca? Hukuk mezunu olmak önemli bir şey değil mi sayın defter. Sayımız o kadar çok ki artık bir önemi yok.
Vallahi umurumda değil! Ülkenin hiç bir şeyi ile ilgilenmiyorum desem yalan da konuşmuş olmam.
Ben şaşırmayı bırakalı çok olduğu için gülüyorum sadece. Gülüyorum. Yalan değil. Gülüyorum. Hayır sayın defter yönetenler suçlu değil. Suçlu olan bizleriz. Sen ben onlar. Bu kadar basit. Yapmacık bir şeye islam diyen müminler suçlu, şehvetinden kudurmuş dedelerimiz suçlu, herkese ahlak dersi veren anne ve babalarımız suçlu, otobüs sırasına kaynak yapan memur abilerimiz suçlu, instagramda yapmacık sevinçlerini afişe eden kardeşlerimiz suçlu. Yani bizler suçluyuz. Ayrım yok. Kimse suçsuzum deyip kenara çekilemez. Ülkede her şeyin iyisi olsun kötüsü olsun fark etmiyor hepimiz suçluyuz.
Suçunu kabul edenler derneği kuruyoruz. Kayıtlarımız başladı. Lider yok. Yönetim yok. Tamamen tekil devletçiklerden oluşan bir anarşi. Hadi bakalım.
Üye no:1, Serco P.
Gözyaşı derneğine üye olamadım. Ağlayamamak gibi bir sorunum var zira. Bari buna olalım.
hoopppp. laağğnn. ülkemiz şartlarını düşündüğümüzde azıcık aklı olan herhangi bir derneğe üye olmaz. unuttuk mu yoksa. Bu yazıda yazılanların hepsi hayal ürünüdür. Ahahahah. Şaka değil sayın defter. Azıcık Yargı kararlarını okuyunca anlarsın ne demek istediğimi.
Şakalarımızı sıraladığımıza göre güncellenelim artık.
1- Stajım son hız devam ediyor. son üç ayıma girdim. Hayatımda yaşadıklarıma dair pişmanlık yaşamam genelde. yani o zaman olması gerekendi oldu deyip geçerdim. Misal Boğaziçi İşletme değil de Ankara hukuka gitmek şimdi çok saçma dursa da pişman olmadım hiç. İşte tek pişmanlığım avukat olmayıp hakimlik mesleğini seçmektir. Bir hukukçunun yükselebileceği en üstün nokta net şekilde avukatlıktır. Ne aym üyeliği, Ne danıştay başkanlığı, ne yargıtay sonsuzuncu dairesinin üyeliği. Hayır en güzeli avukatlık sayın defter. Mesleğime döndüğümde bile biraz çalıştıktan sonra kesinlikle avukatlığa döneceğim. Hukukçu olmak bir zevkse bunu yaşamanın en güzel yolu avukatlıktır.
2- Birlikte cezaevinde kaldığım, birlikte ihraç olduğum arkadaşlarımdan bir kaç tanesi iade oldu. Hayat ne garip değil mi? İstanbulda göreve başladılar. Biz de danıştay üyelerinin öğlen yemeği sonrası ağırlıklarına geldik sanırım. Ahahahah. Bu örnek şaka değil yalnız. Siz uykusu gelmiş bir danıştay üyesini sorgulayamazsınız. Ah benim ulu danıştayım.
3- Yüksek lisansta ilk makalemi yazdım. çok kötü oldu. yok şaka değil. cidden çok kötü oldu. altı sene hukuktan uzak kalan ben için bence gayet iyi ama genel şartlar için kötü.
4- Oğlum, sevgili oğlum. Dünya kupasını seninle izlemek çok zordu ama olsun. Bizi uyutmadığın her akşamın hıncını seni öperek aldığım için özür dilerim. Sayın defter anne olmak çok zor kabul. Ama baba olmak da zor. Zor yani. Misal mutfağı hep ben topluyorum. Kafayı dinlemek için kaçtığımı düşünen eşime teessüflerimi iletiyorum buradan. @itsmegoldfish
5- Yılbaşında gelenekselleşmiş kestaneli pilavımızı da yaparsak 2022 güzel şekilde nihayete erecek. 2023 zaten yayların yılı olacak diyorlar tüm burç ordinaryüs profesörleri.
6- İnanması zor ama Galatasaray da Samsunspor da güzel gidiyor.
vesselam.
4 notes · View notes
Text
Az önce bana göre en garip filmi izledim. Neden garip?
Çünkü filmi izlerken her türlü duyguyu yaşadım. Öfke, sinir, hayal kırıklığı, şaşkınlık, mutluluk. Bu nasıl oldu?
Önce kendi evrenleri (Marvel) olmak üzere, başka bir evrenden (DC) karakter çaldıkları için. Sonra kendi evrenlerinden (Marvel) olan WANDA karakterini çaldıkları için - By the way WANDA is my favorite MARVEL WOMAN CHARACTER -. Sonra 7 senedir bağımlısı olduğum, her yerde sonuna kadar savunduğum evrenin (Marvel) karakter çalacak kadar düştüğü için hayal kırıklığı yaşadım ve dellendim
Asıl kritik olan nokta ise... AFTER CREDİT... HARRY STYLES...
Harry Styles+Süper kahraman filmi+Thanos'un kardeşi(Which mean his a VİLLAİN, I mean i think so,)....
This is my dreammmm. Ever since I first heard One Direction.
Size mutluluğumu ve şaşkınlığımı anlatamam...
Harry Styles'ı gördüğüm andan itibarense öfkem, hayal kırıklığım hepsi gitti. Resmen gönlümü aldı ya koskoca yapım jxmeıfmeıxmeıd.
Asıl garip olan şey ise, 5 Kasım 2021 de yayına girmiş bu film ve asla ama asla bu after credit hakkında hiçbir sosyal mecrada birşey görmemiş olmam??? Hiç mi kimse izlemiyor mk after creditleri. Çok saçmaa. Marvel filmine gidiyorsan mk o amına kodumun ekranı siyah ekran olana kadar beklemen gerektiğini bilirsin. Kural böyledir ya??? Mal mısınız abiiii
3 notes · View notes
burakyuzen44 · 2 years
Text
MEDYUM ARAT ARICAN KİMDİR?
Medyum Arat Arıcan 1978 Ermenistan Doğumludur. Avrupa'da Tanınmış Almanya en iyi medyum denilince akıllara gelen Medyum Arat Arıcan hocamız başarılı isimler arasında dikkatleri üzerine çekiyor Unutulmamalıdır ki büyü yaptırmak ya da büyü bozdurmak uzman kişiler tarafından yapılmaz ise istenilmeyen durumlar ile karşı karşıya kalmanıza sebep olabilmektedir. Bu sebepten ötürü muhakkak uzman ve başarılı hocamız ile iletişime geçmeli ve başarılı işlere imza atmalısınız. Hocamız çalışanlarıyla hiçbir zaman sıkıntı yaşamamasının yanı sıra öncelikle onları dinler ve derdinin ne olduğu tam olarak anlayarak çalışmalarını sürdürür. Gerek uzmanlığı gerek ilmiyle her geçen gün başarısına başarı katmaktadır. Almanya aşık etme ritüelleri son zamanların en çok tercih edilen büyüleri arasında bulunarak dikkatleri üzerine çekiyor.
Medyum Arat Arican Güvenilir mi?
Medyum Arat Arican Dünya da ki Tek Ermeni Kabala Aşk ve bağlama uzmanıdır Almanya da medyum denilince akla gelen ilk isim medyum arat aricandir medyum arat Arican %100 Garantili Aşk ve bağlama uzmanıdır 72 saatte ve 48 saatte geri getirme bağlama ritüeli de uzmanıdır ve Almanya Bölgesinde ki En iyi medyumdur yer yüzünde güvenilir olduğunu ispatlayan medyum arat Arican sizlere hizmet vermekten mutluluk duyarız
ALMANYA MEDYUM ARAT ARICAN
Büyü yaptırmak ya da büyü bozdurmak isteyen kişiler uzman medyum arayışına geçerek amaçlarına ulaşmak ister. Almanya en iyi medyum denilince akıllara gelen Medyum Arat Arıcan hocamız başarılı isimler arasında dikkatleri üzerine çekiyor.
Unutulmamalıdır ki büyü yaptırmak ya da büyü bozdurmak uzman kişiler tarafından yapılmaz ise istenilmeyen durumlar ile karşı karşıya kalmanıza sebep olabilmektedir.
Bu sebepten ötürü muhakkak uzman ve başarılı hocamız ile iletişime geçmeli ve başarılı işlere imza atmalısınız.
Hocamız çalışanlarıyla hiçbir zaman sıkıntı yaşamamasının yanı sıra öncelikle onları dinler ve derdinin ne olduğu tam olarak anlayarak çalışmalarını sürdürür. Gerek uzmanlığı gerek ilmiyle her geçen gün başarısına başarı katmaktadır.
MEDYUM ARAT ARICAN 20 AĞUSTOS 2022 MÜŞTERİ YORUMLARI
(Tülay Hanım Hamburg) merhaba ben medyum arat Arican ile 48 saatte aşk ve bağlama çalışması yaptım 2 gecede bana gözle görülür sonuç verdi 3 yıldır büyük bir uğraş ile en iyi Medyumu ariyorum ve buldum onu sizde medyum arat Arican tavsiye ediyorum Web sayfası
2 Harun Bey Brüksel
Bence Türkiye’nin en güvenilir medyumu medyum arat arıcan beydir ile çalışmanızı şiddetle tavsiye ederim. Kendisi ermeni bir büyü uzmanıdır ve size söylediği işlemi söylediği tarih içinde bitirir. Ben eşimle boşanmama 7 gün kala kendisiyle tanıştım 5 gün içinde eşimin boşanma davasını çekmesini sağladı. O kadar iyi bir medyum bu yüzden şiddetle tavsiyemdir. ALMANYA medyum arat arıcan %100 Güvenilir birisidir. Kendisi hakkında internette bot yorumlar ile kötü yorumlar yapıyorlar inanmayın çünkü ben o yorumlara inanarak HATAY da oturan bir hoca tarafından Dolandiridildim şantaj ve tehdit edildim şikayetçi oldum Hatay da Oturuyorlar ve yorum siteleri ile gerçek ve güvenilir olan herkesi kotuluyorlar almanya medyum arat arıcan'ni Size tavsiye ediyorum sadece sorunuznuzu anlatın siz o size doğru çalışmaya önerecek
3. Burdan Hollanda
Günümüzde gerçek medyum bulmak çok zor ve bulana kadar insanın göbeği çatlıyor dolandırıldığı parlarada cabası ama ben sizi bütün bu sorunlardan kurtarıp doğru ve gerçek bir medyuma yönlendirmek istiyorum. Kendisi ilim rifan sahibi yurt içi ve yurt dışında çalışmış ve hala bağlantıları olan üniversite mezunu eğitimli akıllı gerçek bir medyum. Yapmış olduğu işlemlerde yanılma payı son derece düşük %1 diyebilirim. Ben kendisiyle çalıştım ve inanılmaz bir sonuç elde ettim. Ben yurt dışından bir bayanla evlenip türkiyeye gelmdim ve 8 senedir buradayım eşimle bir takım sorunlar yaşadım ve eşim evi benden habersiz terk ederek gitti nereye gittiğini dahi bilmiyordum. medyum arat arıcanda internette medyum araştırırken buldum almanya medyum arat arıcan hocama sadece eşimin adını anne adını doğum tarihini ve fotoğrafını verdim bakım yaptı nereye gittiğine kadar söyledi ondan sonra 7 günlük bir işlemle eşimi bana geri getirdi. Bu sonuç sizce de muhteşem değil mi ? Bu yüzden sizlere kesinlikle Almanya medyum arat arıcanı tavsiye ediyorum
2 notes · View notes
ozamanbenyokum · 2 years
Text
TÜRK DİZİLERİ
Hayatta en sevmediğim tiplerden biri “Ay ben hiç türk dizisi izlemem ya” diyenlerdir. Neden peki diye sorduğum zaman doğru düzgün cevap veremez. Yabancı dizi izlemek entelektüelliktir ona göre. Entelektüelliği dizi ayrımı olarak gören biriyle de konuşmak zor gelir bana da. Ne yapacaksın.
Çocukluğumdan beri severek yaptığım iki aktivite var. Birini artık biliyorsunuzdur. Kitap okumak. Okumak hakkında o kadar yazdım ki yoruldum. O yüzden şimdilik es geçiyorum. Diğeri ise dizi izlemek. Hem de ne izlemek. Zamanında dizi tv diye bir kanal vardı. Yazın neredeyse 4, 5 dizi bitene kadar döner döner dururdu gün içerisinde. Sabah izleyemedim mi hop öğlen başlardı tekrar. Öğlen arkadaşlarla, kuzenlerle oyun oynadım, yetişemedim mi akşam ne de olsa tekrarı vardı. Çok güzel bir kanaldı. Ah ah.
Yazmaya kalksam izlediğim dizileri, bitiremem bu yazıyı. Ama en sevdiklerim arasından birisini diyeyim size: Kaygısızlar. Jeneriği hala aklımda. Halit Akçatepe, Ayşen Gruda, Ercan Yazgan, Ülkü Duru, Yılmaz Köksal gibi usta oyuncuların yer aldığı diziden bahsedeyim hemen. Memnun Kaygısız, üç eşi ve 36 çocuğuyla beraber İstanbul’un yolunu tutar. İsmail ‘in yani asker arkadaşının yanına gitmek, geçim derdine düşen Memnun’un aklına gelen son çaredir. Kısa bir süre İsmaillerde kalan Kaygısız ailesinin başka bir eve taşınmaya hiç niyeti yoktur. Ve böylece olaylar başlar. Dizide en sevdiğim karakterse Şoray Uzun’un canlandırdığı Memnun’un büyük kızı Hostes’e yanık olan mahallenin delikanlısı Kültigin. Kültigin ve iki arkadaşının bazı sohbetlerini hatırlamıyorum desem yalan olur. Yazarken özlediğimi fark ettim, gidip izleyeceğim. Ama daha söyleyeceklerim var.
Kara Melek, Çılgın Bediş, Ayrı Dünyalar, Ekmek Teknesi, Gülbeyaz, Yılan Hikayesi, Deli Yürek ve daha ismini şu an hatırlamadığım onlarca dizi. Pardon Türk Dizisi. Ne diyeceğim biliyor musunuz. Bazı insanları dinlemekten sıkılırsınız yahut hani konuşmak istemezsiniz ya. Evet, işte o anlarda benim gizlice açıp bu dizileri izleyesim geliyor. Bazen izlediğim sahnelerden daha çok şey öğreniyorum sanki. Çünkü karşımdaki kişi ya kendini övüyor oluyor ya da gittiği, gezdiği bir yeri. Fazla abartılan şeylere gelemem. Ah, evet bu konu hakkında da konuşayım azıcık.
Yıllar önce GoT çıktığında o kadar övdüler ki. Size anlatamam. Herkes ama herkes izlemişti ve övüyordu. Abarttıkça abarttılar. Ve ben hala izlemedim. Nedense yoksunluğunu da çekmiyorum. Canım isterse oturur izlerim. Şu an istemiyor. Fazla abartılan durum, olay, dizi, mekan, kişi ben de hayranlık uyandırmıyor. Tam tersine itiyor. O ortamdan uzaklaşmak istiyorum. Ya da söylenilenleri yapmıyorum.
Bu kadar kitap okuyan bir insan nasıl bu kadar dizi izler diye sorabilirsiniz. Ya da siz de yukarıda bahsettiğim kişiler gibi entelektüelliği yabancı dizi izlemek olarak algılayabilirsiniz. Ben de size entelektüel olmanın bununla ölçülemeyeceğini söylerim. Bir şeyleri yüceltirken diğerlerini dibe itmek değildir entelektüellik, üzgünüm. Böyle düşünüyorsanız, çok yanlış yerlerde olabilirsiniz.
Diziler hakkında da yazmaya, eleştirmeye devam edeceğim. (Türk dizisi) Bunca senedir bir izleyici olarak bırakın da yorumlama hakkımı kullanayım. Zeytin Ağacı’nı da bitirdim. Yakın zamanda yazısı gelir. Sevgiyle kalın…
2 notes · View notes
Text
Bi kazak gibi bisey begendim ama 170 lira abi bana cok pahali geliyo. Sonra donup bakiyorum 170 liraya aslinda hicbisey alamiyosun. Son 4 5 senedir hicbiseyin fiyati gozume normal gozukmuyor. Tişörtler 100 lira falan OHA diyorum ama bi bakiyorum en ucuz ve kalitesiz tisort nerdeyse 80 lira zaten. Alisamiyorum cidden her fiyat fazla geliyo. Gecen bi hoodie begendim 350 lira. Anneme soruyorum cok pahali degil mi diye "cok uygun kizim salak misin" diyor yani birinin beynimdeki fiyat bilgilerini guncellemesi lazim.
0 notes
yalnizlikomurboyu · 8 months
Note
amk ne ilgi orospusu veletsin iki kıçı kırık tb kızı beğensin diye götünü yırtıyor ergen şimdi buna sen cevap verince bunu fırsat bilip sana yaranmak için çıkışırlar konuyla alakası olmadığı halde agresif 15 yaş kızlarımız
Aga sen mal mısın yoksa cidden bir problemin felan mi var? Lan ben burayı 3 senedir kullanıyorum hiçbir zaman ilgi alaka çekmek gibi bi derdin olmadı yeri geldiğinde 3 4 ay dahi girmedim buraya. Sen neyin kafasını yaşıyorsun bi de gelmiş ergen kızlar felan be amk sen kaç yaşındasın ki ha diyelim benden büyüksün kendini ergen olarak nitelendirmiyorsun o zaman senin bu hayatta kalman valla çok zor. Ayriyeten de eğer 3 5 kızın ilgisini çekmeye çalışan bir tip olsam bunun için tumblr kullanmama gerek kalmazdı. Nasilsam öyleyim beğenmiyorsan siktir git aga
0 notes
nekadarhaber · 9 months
Text
Akaryakıt zammı esnafı isyan ettirdi: 3 buçuk lira yakan bir araba bir anda beş lira yakmaya başladı
Tumblr media Tumblr media
Akaryakıt zammı esnafı isyan ettirdi: 3 buçuk lira yakan bir araba bir anda beş lira yakmaya başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Bazı Mallara Uygulanan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Tutarlarının Yeniden Belirlenmesi Hakkında Kararı, bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak gece yarısından itibaren yürürlüğe girdi. Bu karar, benzin ve motorine litrede yaklaşık 6 lira zam getirdi. Bunun sonucu olarak, ÖTV zamlı fiyatlar en çok taksici ve dolmuşçuluk yapan esnafın cebini yakacak. Ankara'da taksi ve dolmuşçuluk yapan esnaf, bu rekor zamma tepki gösterdi. Bazı esnaf, şoför esnafının tepkisini şu sözlerle ifade etti: - Akaryakıt demek damardaki kan demek. Akşam yattık, sabah kalktık 6 lira zam gelmiş. Biz zaten para kazanamıyorduk. Git evinde yat arabanı çalıştırma ondan daha kârlı. - Yedi kat cehennemin yedinci katına getiriyorlar bizi. Üzerimdeki gömlek 8 senelik bir gömlek. Hala aynı gömleği giymek zorundayım. Ben haftanın 7 günü 24 saati çalışıyorum. "YAŞANTIMIZI YERİN DİBİNE SOKTULAR" Ankara'da uzun yıllardır taksicilik yapan Soner, hafta sonları çalışan bir şoför olarak, az önce gaz aldım, 80 liraya doldurmam gerekiyordu. Ancak bu zamla birlikte 15 dakikada müşteri almamız gerekirken şimdi iki saat beklemek zorunda kalacağız. Yaşantımızı yerin dibine soktular. Yedi kat cehennemin yedinci katına getiriyorlar bizi. Emekli insanlar da geliyor ek iş yapıyorlar burada. Onların sigortası da söz konusu değil. Üzerimdeki gömlek 8 senelik bir gömlek. Hala aynı gömleği giymek zorundayım. Ben haftanın 7 günü 24 saati çalışıyorum. "BUNUN BİR FRENİ YOK" İsmini vermeyen bir taksici, son gelen akaryakıt zamlarının özellikle ticari araç sahiplerini çok etkilediğini belirtti. Kazancımızı yakıta veriyoruz. Taksimetreye zam gelse bile gelen zam yakıt zammını karşılamayacak durumda. Devletin ticari araçlara indirimli yakıt vermesi lazım. Biz hizmet sektöründeyiz, hizmet ediyoruz. Seçim sonrası zamların geleceğini herkes biliyordu ama bu kadar bilmiyordu. 1 dolara sabitleyeceğiz diyorlardı ama 1 doları da geçti. Demek ki, bunun bir freni yok. "CUMHURBAŞKANI'NA SORUYORUM CEBİNDEN Mİ VERİYOR PARAYI?" Emekli olmasına karşın geçinemediği için taksicilik yapan kişi, zamın zulüm olduğunu belirtti. Kendisi 97 senesinde emekli olduğu zaman iki tane asgari ücret alıyordu. Şimdi aldığı para 8 bin 700 lira. Asgari ücret 11 bin lira. Kendisinin 22 bin lira alması gerektiğini ifade eden kişi, evine üç beş kuruş ekmek parası götürebilmek için çalıştığını belirtti. 40 bin liraya yakın devlet, benim cebimden para çalıyor. Cumhurbaşkanı yetkisiyle kendisinin zammının yüzde 25'e çıkartıldığını ifade eden kişi, Cumhurbaşkanı'na soruyor: "Cebinden mi veriyor parayı?" "ARABAYI ÇALIŞTIRMAMAK DAHA İYİ" Dolmuş şoförü Erdal Katrancı, akşam yattık sabah kalktık 6 lira zam gelmiş. Bir servis atacak şoför bulamıyoruz. Dolmuşta çalışan bir şoför para kazanamaz artık. Bu iş öldü. Git evinde yat arabanı çalıştırma ondan daha kârlı... 6 lastik 30 bin lira, mazota 1,5 lira para veriyorsun topladığın lira. Bir şoför 250'sini patrona mı versin, kendime mi alsın? Akşama kadar bir şoförün 300 lira masrafı var. Yarın bir gün bizler de kontak kapatırız. Bu arabayı çalıştırmamak daha iyi. Çalıştırdığın zaman zarar ediyorsun, çalıştırmadığın zaman kâr edersin. “DOLMUŞ CAMİASI BİTTİ" Ankara'da 14 senedir şoförlük yaptığı belirten Satılmış Aslan, akaryakıtın damardaki kan olduğunu belirterek, "Nakliyeci, otobüs, tır, kamyon... Bunlar mazotla oluyor. Bizim dolmuş camiasını bitirdi. Eve ekmek götürme durumumuz zor. Ankara'da sadece toplu taşıma ucuz, bir simit 8 lira, çay 15 lira. Zam bize de çare değil ki. Bana 5, 10 lira zam verse geriye dön. Mazot zammı olmadıktan sonra anlamı kalmadı ki. Markette dün baktığım şeyi bugün değiştirmişler. "NE EMEKLİ MAAŞINDAN BİR ŞEY GÖREBİLDİK" Emekli olduğu halde dolmuş şoförlüğüne devam eden kişi, diğer malzemelere de zam gelecek olmasının kendisini endişelendirdiğini belirtti. Arabayı çalıştırmanın artık anlamı olmadığını ifade eden kişi, "Emekliyim, ne emekli maaşından bir şey görebildik. Çalıştığımızın hiçbir anlamı yok." Şu an kazanç olmadığını belirten kişi, "mal sahiplerine para vermeye utanıyoruz." "3 BUÇUK LİRA YAKAN ARABA BİR ANDA 5 LİRA YAKMAYA BAŞLADI" Dolmuş şoförü Yunus Dinç, akşam 12, bire kadar çalıştıklarını ve zamla birlikte bir anda 1-2 değil, 7 lira zam geldiğini belirtti. Birçok dolmuş şoförünün iş yapamayacak durumda olduğunu ifade eden Dinç, "Gördüğünüz gibi tüm dolmuşlar burada yatıyor." diye belirtti. Read the full article
0 notes