Tumgik
#Sefer Tası
maksurat · 1 year
Text
Kardeşim Tokyo'ya gidiyor ben de amazon.jp'de kayboluyorum. İmdat!
9 notes · View notes
umuthalavar · 1 year
Text
Kendime yeni nesil sefer tası aldım ramazan sonrası işe yemek götürmeler başlasınnn.
8 notes · View notes
sosyalokuz · 1 year
Photo
Tumblr media
Sefer tası dönemi başlıyor https://www.instagram.com/p/Cj0SyIjITPu/?igshid=NGJjMDIxMWI=
9 notes · View notes
ardazz · 1 year
Text
Tumblr media
sefer tası
#q
1 note · View note
Text
Masabaşı Çalışanlar İçin Sefertası Diyeti
Tumblr media
YELDA BAŞARAN'DAN MASABAŞI ÇALIŞANLARI İÇİN SEFERTASI DİYET
Uzman psikolog ve yeme bozuklukları danışmanı Yelda Başaran oturduğunuz yerde zayıflamak ister misiniz? Adlı kitabıyla dikkatleri üzerine çektikten sonra şimdi de Hürriyet Kelebek Magazin ekinde Yelda Başaran’la iyi yaşam sanatı adlı köşesinde ki yazılarıyla dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Yelda Başaran ;İş yerinde yüksek performans göstermek sağlıklı ve dengeli beslenmeye bağlıdır. Masa başı çalışanları gün içinde saatlerce sandalyeye bağlı kalıyor. Buna bağlı ortaya çıkan psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıklar da çalışanları bir hayli olumsuz etkiliyor. Masa başı çalışanları gün içinde öğle yemeğini iş yoğunluğundan dolayı dışarı çıkıp yiyemiyor ya da ofiste çıkan yemeklerden diyet programınıza uygun olmadığı için oturdukları yerde vücutlarına fazla kalori yüklemesi yaptıkları için kilo alıyorlar. İşte masa başı çalışanlarının hem kilo almamaları hem de gün içinde için de kendilerini iyi hissetmeleri için masa başı çalışanlarına gün içinde Sefer tası diyeti uygulamalarını öneriyorum diyerek sefertasın diyetinin içinde olması gerekenlerden ve yararlarından bahsetti.
Tumblr media
Sefertasınızda olması gerekenler : Tencere yemeklerinden (sebze, et, çorba vb) .yanına salata, yoğurt, bir iki dilim ekmek, tok tutacak kuruyemiş leblebi ceviz badem kahve ve çay molaları için hurma ,yaban mersini, kuru erik , kuru kayısı ya da mevsim meyveleri. Sefer tası diyetinin yararları Sağlıklıdır, Zaman kazandırır, Ekonomiktir, Ruhsal ve fiziksel açıdan daha enerjik olursunuz. Başta akşam yemeği olmak üzere diğer öğünleriniz de düzene girer. Kilonuzu ve sindirim sisteminizi kontrol altına alırsınız. Geceleri daha rahat uyursunuz Başaran Sefer tasınızı hazırlayın, fazla kaloriden tasarruf edin! Doğru beslenin ve iş hayatınızdaki performansınız artsın dedi .   Read the full article
0 notes
konnektom · 2 years
Text
Seksenlerde ki çocukluğum geldi aklıma. Biraz uzun yazdım ama döktüm yaşadığım çocuklu yine satırlara...
_______________________________________________________
Belki çocuklarımızda olanın yüzde doksanı yoktu ama huzur ve sevgi en önemlisi saygı vardı. Bugünlerle kıyaslıyorum da ne kadar mutluymuşuz küçücük dünyamızda...
Biz çevremizdeki nesli tükenen iyi insanların, insanlığına güvenerek büyüdük. Annelerimizin dizinin dibinde sokakların, bahçelerin, ağaçların, tozun toprağın, yağmurun kokusunu içimize çekerek büyüdük
Sabahtan aksama kadar oyun oynardık.. En güzel maçlarımızı pc, ps3'ten oturarak değil, dirseğimiz, dizimizin kanamasına aldırmadan köy çayırlığında, toprak ve çakıllı sahalarda oynadık. Ve yine en güzel aşağı mahalle, yukarı mahalle maçlarını Annemizin zamansız banyo yaptırmaları yüzünden kaçırdık.
Annemizin terliğinin tadına doyumsuz bakmış, pazar banyosunu genelde "ilağende" "ülfet" kalıp sabunuyla beraber maşrapayı, tası kafamıza ‘dannk’ diye, yiyerek yıkanmış tertemiz çocuklardık.
Bu yüzdendir ki; Her sabun kokusunda çocukluğum gelir aklıma…
Banyodan sonra hamam toru'na (havluya) sarılıp sobanın yanına geçtiğimizde en büyük zevkimiz; 3 numaraya vurulmuş kafamızı geriye doğru sıvazlayıp düşen su damlalarının sobadaki ‘cısss’ sesinin, kömürün yandığında çıkardığı çıtırtı sesine karışmasıydı...
Evden uzak tuvalete ibrikle gidip, su döken nesiliz biz. (Halââ da dökerim)
Cumadan verilen ödevi pazar akşamı yapan nesiliz biz.
Bütün hafta mâaile, C.tesi gecesi Türk filmini beklerdik
Bakkaldan elvan, leblebi tozunu alıp aksıra tıksıra yerdik
Turbo şekerli sakızdan çıkan araba çıkartmaları hayaliyle yanan biziz
Şimdinin envai çeşit abur cuburu nerdeee!!. goflet en büyük zevkimiz
Bazlamayı, bulamazsak yukayı kişi bölüşür, aynı şişeden gazoz içerdik.
Aynı sofrada, aynı tasa, tencereye hep beraber kaşık sallayan nesildik
Biz, kardan adam yapıp erimesin diye Babamızın paltosunu giydirirdik
Sokak oyunundan vazgeçemediğimizden, açlığımızı dahi bastırırdık
Yukaya suyla toz şeker döküp, yada salça ekmekle doyan çocuklardık
Hayal dünyamızda tozun toprağın kokusunu içimize çekerek gerçekleriyle hiç ayırt edilmeyen, çiftlikler, evler, tarlalar, bahçeler bunları birbirine bağlayan yollar tasarlardık....
Kapı önlerine pas pas serip evcilik oynardık. Kız arkadaşlarımızın da cindy bebekleri yoktu o zamanlar. Ama bir kısa, bir uzun çomağı artı olacak şekilde birleştirip, sağdan soldan topladıkları bez ve çaput parçalarını elbise olarak giydirirlerdi. Üstelik kız arkadaşlarımızın şimdiki nesilin bilgisayarda elbise giydirme oyununda ki prova gibi seçenekleri de yoktu. Bir tane yapar giydirirlerdi ama eminim şimdikilerden çok çok daha mutluydular.
Çelik çomak, topaç, bilye, çivi çizme, sek sek, çember ve lastik çevirme, uzun eşşek, yakan top, mendil kapmaca, üç taş, beş taş sektirme, saklambaç, yakar top ve "Harar" v.s (Bir çeşit saklambaç Haral diye bilinir bizim Niğde yöresinde ama oyunun ismi HARAR'dır) ı hiç yazmıyorum
Bakkala aldığımız ekmeğin alt tarafında kağıdını sökmek için çok uğraşırdık ama kağıt hep kalırdı. Bu sefer kağıdı ekmekle bölüp atardık. İçmize sinmez dönüp rastgele attığımız ekmeği öpüp başımıza, üstüne basılmasın, kurt kuş yesin diye kenara bırakırdık.
Bizim şimdiki çocuklara göre hiç bir şeyimiz yoktu, ama kocaman hayallerimizle çok mutluyduk.
Kısaca;
BİZ ÇOCUK GİBİ ÇOCUKTUK.....
(Görsel olarak kullanılan fotoğrafların tamamı alıntıdır...)
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
1 note · View note
pausedergi · 4 years
Link
Arzum Foodie Elektrikli Modern Sefer Tası
0 notes
grun-geist · 2 years
Text
Yemek listesine aldanıp da okuldaki menüden yeme gafletine düşersem bu ay da gluten komasına girerim. Sefer tası harekatı engellenemez!
12 notes · View notes
oyunabirazara · 2 years
Text
Sen al sefer tasını tencere diye, eve getir. Ertesi günü ocağa koy helva yapmak için sefer tası yanınca, ”bu ne biçim tencere" diyip aldığın yere iade etmek için götür. Ve orada onun bir tencere değil, yemek saklama ve taşıma kabı olduğunu anla.
Hadi ben Leyla'yım da biraz bizim beye ne oldu anlamadım. O da Mecnun çıktı...
3 notes · View notes
yantekerlek · 4 years
Text
kaft çantalar sessiz sessiz yaygınlaşırken birkaç yıl önce alsam mı diyip almadığım aklıma geldi. çok efendi çantalar. çok nizami çantalar. fakat içine gelişigüzel mandalina, muz, domates salatalık ekmek arası, sefer tası, su şişesi, marketten poşet alınmadığı için çantaya atılacak bir salçayı, ne bileyim makarnayı, kısırlık bulguru, çamaşırsuyunu koyamam. o sırtındaki çarpı işaretinin ne hallere geleceğini öyle düzgün durmayacağını bütün sülalem bilir. çanta içlerinin, duruşlarının insan karakterini yansıttığını düşünüyorum. içim de dışım da dağınık. ama hep bir toplama çabası, düzeltme çabası içindeyim. içimi de dışımı da. öyle savruk bir dağınıklık değil yani. derli toplu bir dağınıklık. hep toplu gören varsa toplamış olduğum ana denk gelmiştir. e ben seni hep öyle görüyorum diyen varsa nasıl bir çaba içinde olduğumu anlaması çok yakındır. her saniye her dakika dağılanı topladığım için, bu toplama toparlanma için hız gerektiği için tezcanım sebebiyle 46.7 kiloyum.
aç karınla 46.2
15 notes · View notes
azicikyasliyimama · 5 years
Text
bir gün yine oteli temizliyorum. 
kaldır indir, kaldır indir, doldur boşalt, yıka katla, sil süpür, ovala durula, topla yerleştir… sonsuz patates. soy soy soy. makine dönüyor ben dönüyorum, makine sıkıyor ben sıkıyorum, makine duruyor ben asıyorum, makine bekliyor ben dolduruyorum. hava güneşli çamaşırlar serilmeli. hava bulutlu yerler silinmeli, hava yağmurlu kapıya havlu konmalı, hava rüzgarlı camlar örtülmeli, hava karardı artık durulmalı. fırın da yemek sakın yanmasın, dolapta maydanoz aman sararmasın, kapılarda yağlı parmak izleri görünmesin, lavaboda kalmış tabak bekleyip kurumasın. elde fırça tuvalet ovulsun, kağıt bitmiş yenisi takılsın.
 televizyon açık. sokak röportajı yapılıyor, ortasında yakalıyorum.  kadın işsizim diyor. yandan bir erkek bağırıyor, kocan çalışmıyor mu?   çalışıyor. bak gördün mü? işsiz değilsin. ama benim para kazandığım bir işim yok. bu sefer sunucu bir hışımla  kadına soruyor. ev işinden para kazanmak mı istiyorsunuz? evet  parasını istiyorum... rum rum rum rum trum trım trum trum trım tram trum... kadının sözü uzayın boşluğund asüzülüyor. kamera kalabalığın içinde kaybolup doğru adamı buluyor ve devam ediyor: cak cak cak cık cik cok cak cik.... 
kırıntılar yerde. dökmeden yemeyi beceremezler. kanepede battaniye kıvrılıp top olmuş, kalkınca katlamayı akıl edemezler. kullanılan havlu öylece bırakılmış.  yerine asamazlar. daha kıçını koymadan yerde kahve damlaları. bari bulaşık makinasını boşalt, lavaboda kahve fincanları yine birikmiş. ha öyle mi? sen söyle ben yaparım. unutmuşum. ha öyle mi? birazdan yaparım. bırak sen, ben sonra halledicem. ha öyle mi? takılma ya sen, ben halledicem cem cem cem cim cam cum cem cim cam cum...
televizyon açık. değişik bir kadın sesi. biraz mekanik. darbe bildirisi okur gibi kelimeleri basa basa söylüyor; yerler kuruduktan, çamaşırlar bittikten, yemek dolaba konduktan, ev temizlenip soluklandıktan sonra kadınlar evi tek başına kirletinceye dek, erkeklere el koyuyoruz, ayak da. isteğe göre kafa da koyarız. az dinlenin sonra salarız. temizlik sonrası bildirisini dinlediniz. imza: hayatımız bizim olsa ya yüksek şurası.aaaarası ası sası ası ayay ası ası ası oh oh kaldır tası indir tası 
7 notes · View notes
belkidebirharfimben · 5 years
Text
Bu gemi nereye gidiyor arkadaş?
Birkaç yıl önce memlekette şahit olduğum bir diyaloğu başlarken ansam belki bir parça meselenin açılmasına yardımcı olacak. Deneyelim: Efendim, bir dost ziyaretindeyiz, iki akraba konuşuyorlar. Ben dinleyiciyim. Konuşanlar neredeyse emsaller. Çocukluğundan beri İstanbul'da yaşayanı diyor ki: "Hayvanları falan satmışsınız?" Diğeri cevap veriyor: "He, başedemedik, sattık." Devam ediyor diğeri: "Nasıl başedemediniz?" Öteki kızgınlıklıkla söyleniyor: "Hanım uğraşmak istemiyor. Ben de yetişemiyorum. Sattık mecburen." İstanbullu gerilimi sezdi. Sever böyle şeyleri. Üzerine gidiyor: "Ne demek uğraşmayı sevmiyor yahu? Öyle rahatlık var mı? Sözünü geçiremiyor musun?" Bu sefer köyde yaşayan dökülüyor: "Şehirli kızlar böyle. Sıkıya gelemiyorlar. Köyde yaşadığına şükrediyoruz." İstanbullu: "Bulamadın mı köyden bir kız?" En nihayet bizimki isyanı patlatıyor: "Köyde kız mı kaldı ki gardaş? Hepsini siz alıyorsunuz. Onlar da şehirde yaşaması kolay diye hemen varıyorlar." Efendim, bu diyaloğun arkaplanına dair bir-iki şey de ben deyivereyim ki, mesele iyice vuzuha kavuşsun. Sivas'tan İstanbul'a göçenler, eğer delikanlının aklı İstanbul'da çelinmemişse, gelinlerinin memleketten almaya özen gösterirler. Neden? Hem kültürel anlamda aileye daha iyi uyum sağlayacağını düşünürler hem de kırsalda büyüyen kızlar çalışkandırlar, hamarattırlar, evhanımı olmaya yatkındırlar. Bu yüzden anneler oğlanın aklı bulanmadan memleketle irtibatı kurup sağda-solda ideal eş adaylarını yoklarlar. Bu durum kız tarafı için de sevindirici olabilir. Zira bazı ebeveynler de kızlarının şehirde yaşamasının rahat edeceği anlamına geldiğini düşünürler. En azından köydeki/kırsaldaki zahmetli işler oralarda yoktur. Diğer yandan bu durum bir tür 'sınıf atlama'dır da. Prestijlidir. Velhasıl İstanbul'a gelin gitmek muteberdir. Allah mutlu-mesud etsin, hepsi iyidir-hoştur da, memlekette doğup büyüyen erkeklere ne olacağını kimse düşünmez. Köydeki kızların şehirlere birer-ikişer gelin gitmesi köyde yaşayan delikanlıyı şehirden kız almaya mecbur eder. Alabilirse tabii. Köy hayatı zor olduğundan şehirli kızların çoğu zaten başta vetoyu basar. Ya şehre taşınılacaktır yahut da bu iş olmayacaktır. Ha, hep böyledir demeyelim, hasbelkader ikna olanlar da vardır. Fakat onlarda da yukarıdaki durum geçerli olur. Kız böylesi işlere alışık olmadığından ve o yaştan sonra adabte olmak da hiç kolay olmadığından veyahut da bu durum çevresi tarafından bir 'düşüş' olarak değerlendirildiğinden, elini işlere katiyyen değdirmez. Bu durumda erkek de yavaş yavaş tavsamaya başlar. Genelde de bu aile ilerleyen yıllarda tası-tarağı bırakıp şehre taşınır. Böyle yazdığımda gülünecek belki ama Türkiye'de tarım-hayvancılık konusunda başlayan gerilemenin sebeplerinden birisi de budur. Köylü sınıfı giderek erimektedir. Bu sadece toplumsal bir sınıfın değil bir (ç)alışkanlık sınıfının da yokoluşudur. Ben lise bitene kadar memlekette yaşamama rağmen iddia ederim: Beni köyde bir sene işe koşun bir dahaki seneyi görmem. Bohçamı alır kaçarım. Halbuki hepten de bu işlerden habersiz değilimdir. Bir de şehirde doğup büyüyenlerin halini düşünün. Evden okula yürürken dahi ceptelefonu elinden düşmeyen hanımkıza ineğin memeleri nasıl tutturulacaktır? Süt sağılırken aynı anda yazışılmaz ki. Peki ben bunu nereye bağlayacağım? Becerebilirsem son zamanlarda üzerine çokça konuştuğumuz İstanbul Sözleşmesi vs. bağlamına çekeceğim. Evet. Öncelikle iktidarda geçen 17 yılın ardından şunu artık kabul etmek gerektiğini düşünüyorum: AK Parti toplumu dönüştürmekte etkisiz kalmıştır. Çünkü zaten böyle bir misyon da gütmemektedir. İmam-Hatipleri çoğaltmak ve okullardaki müfredata bir-iki küçük dokunuş yapmak dışında mevcut hükümetin geniş çaplı bir bilinçlenme/şuurlanma hamlesi yaptığını düşünmüyorum. Ha, süreç boyunca başına gelen işlerden dolayı rahat rahat bunu oturup çalışabildiğini de düşünmüyorum, fakat sonuçlar da ortada. Sokaklardan durumu okuyabiliyoruz. Dönüştüremiyoruz, aksine, dönüşüyoruz. Birçok sebebe bağlanabilir bu durum ama bunlardan en önemlisi, kanaatimce, iktidarın 'ihya etmek' istediği belirgin bir 'itikad'ın olmayışıdır. "Ne sünniyim ne şiiyim!" tarzı libe-müslim söylemler bir ölçüde siyaseten anlaşılır olsa da sahada bu belirsizliğin inşa edeceği hiçbir gerçeklik yoktur. Gerçekler belirsizlikler üzerine inşa edilmezler. İdeolojik anlamda çerçevelerden yoksun kalış, amaçlanan suya-sabuna dokunmamaksa, muteber olabilir. Fakat suya-sabuna dokunup 'dindar bir nesil' yetiştirecekseniz, bunu, 'neye inanılıp neye inanılmayacağını' alabildiğine flû bırakarak çözemezsiniz. Dindar bir nesil yetiştirmenin öncesi elbette ve mecburen bir itikad hamlesidir ve itikad da belirsizlik kaldırmaz. Konuya dair okumaları olanlar bilirler: İmanından bahsederken bir mü'minin 'inşaallah' demesi bile caiz değildir. "İnşaallah müslümanım!" denilmez. "Elhamdülillah müslümanım!" denilir. Bunu demekle de "Topluma itikad dayatalım!" zoruna girmiyoruz. Fakat birşeyler de tebliğ edebiliyor olabilmemiz lazım. Eğer AK Parti İstanbul seçimlerinde yaşadığı düşüşü hayra yormuyorsa, ki yorulacak birşey olduğunu sanmıyorum, bunu sadece ekonomik nedenlere bağlamamalıdır. Nihayetinde her yeni nesille birlikte Türkiye'nin sosyolojisi değişiyor ve bu değişim pek müsbet tarafa doğru görünmüyor. İstanbul'da şöyle bir sokakları dolaşınca bunu tayin/tesbit edebilmek mümkün. Oy verme yaşını aşağıya çekmenin de, Bediüzzaman'ın tabiriyle, 'akıldan ziyade hislerini dinlemeye yatkın' gençleri sandığa daha çok taşıdığı ortada. Onların iradeleri sandığa geldiğinde de işlerin akışı değişebiliyor. Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan veya bir başka komedyenin hakikat lansesi Tayyib Erdoğan'dan daha etkili olabiliyor. Üstelik 15 Temmuz'dan sonra iş daha da saçma bir hal aldı. Yargılamalarda yaşanan faciaları bir kenara ayırıyorum, dönüşü de yok onların, 15 Temmuz'dan sonra AK Parti'nin tam olarak hangi ideolojinin arkasında durduğunu tesbit edebilen var mı? İzmir'deki adayı neredeyse meyhaneye gidip "Maşaallah!" çekecek, başka bir yerdeki adayı başka bir halde, kimsenin söylediği diğerini tutmuyor, bin başlı bir dev gibi. Hatta, işin en "Yok artık. Bu kadar da olmaz. Buraya da varmaz!" dediğimiz kısmı, yani Mustafa Kemal hakkında hasbelkader bir eleştiri dile getiren olursa, onu da içeriye alıyorlar artık bu iktidarda. Tamam, hepimiz aynı gemideyiz de, gemi nereye gidiyor arkadaş? Oy kullanmaya başladığından beri AK Parti'den başka bir yere oy vermemiş birisi olarak söylüyorum: Geminin tam olarak nereye gittiğini söyleyebilen var mı? Şimdi dindarların, bin maşaallah, hep bir ağız İstanbul Sözleşmesi'ne verdiği tepkinin arkasında da bu var. Bakınız, 44'e-54 fark attı Ekrem İmamoğlu. Ankara düştü. Büyükşehirler düştü. Hakkınızda hüsnüzan eden insanların sormak hakkıdır: Bu gemi nereye gidiyor? Evet. Bir kitapta okumuştum da çok hoşuma gitmişti. Yazar şöyle birşey diyordu: Bu ülkede okullar CHP seçmeni yetiştirir. Sonra onlardan gözü açılan olursa başka partilere verir. Şu an okullar hâlâ bu vaziyette. Çünkü cesurca bir meydan okuma yok. Bir karşına alma yok. MEB'in Kemalist endoktrinasyonundan geçmiş gençlerin hasbelkader Erdoğan'ın kaşına-gözüne âşık olup fikir değiştirmesini umuyoruz. Olmuyor böyle birşey. Hatta, işte tepki verilen şeylerden birisi, hükümetin kanatları altında yürüyen çalışmaların da diğer sosyolojiyi besleyen tarafları var: "Batı'da yapıyorlar biz de yapalım!" Yapıyorsun da, sonuçları ne oluyor, buna dair hiç okuma yapıyor musun? Yapanlara kulak veriyor musun? Yusuf Kaplan'ın dikkat çektiği şey de bu biraz. Hâkim söylemin gölgesine sığınan böylesi çalışmaların bildiğimiz dalı kesmekten farkı yok. Ötekinin ocağına odun atmalar bunlar. İnşaallah geç olmadan uyanırız. Tevfik ise Allah'tandır. Köyler iyiden iyiye boşaldı. Bari sandıklar boşalmasın.
1 note · View note
Photo
Tumblr media
Red Crescent Brass Dinner Pail, 1900s Süleymaniye İşi Hilal-i Ahmer Sefer Tası, 1900'ler. . . Love history? Become one of our patrons by pledging $1/month and support the historical gems we uncover on a daily basis. http://bit.ly/2CK2tWB #ottomanempire #ottoman #tarih #Allah #syria #palestine #türk #history #İstanbul #islam #osmanlı #photo #photography #photographer #photooftheday #picoftheday #picture #turkey #türkiye #love #painting #paint #ayasofya #malaysia #singapore #indonesia #pakistan #egypt #bosnia — view on Instagram http://bit.ly/2GrGp8P
1 note · View note
sanamisorcamit · 5 years
Text
bu sefer de bir iş adamıyla dedikoduları çıkmış tası tarağı almış gitmiş şeyma , bir insan kendini bu kadar bitiremezdi..hep daha fazlasına sahip olma arzusu bu olsa gerek o kadar çabaya karşılık ne bileyim flnwlflsjfkwjlfje
3 notes · View notes
kelimebulmaca · 3 years
Text
sefer tası gibi
sefer tası gibi ne demek!
Tumblr media
⏬ ⏬ ⏬ ⏬ ⏬ ⏬
sefer tası gibi ne demek!
sefer tası gibi anlamı nedir? Kelime Bulmaca
0 notes
sondakikabu · 3 years
Text
A101 Marketleri Bu Hafta Da Teknolojik Ürünleriyle Dikket Çekiyor!
Tumblr media
10.001 marketi ile Türkiye’nin en yaygın perakende zinciri olan A101, bu hafta da televizyondan beyaz eşyaya, teknolojik aksesuarlardan küçük ev aletlerine kadar pek çok farklı teknolojik ürünü müşterileri ile buluşturuyor UYGUN FİYATLI AKILLI TELEVİZYONLAR A101’DE… Şık tasarımlı TOSHIBA 50UA2063DT 50” 4K Android Smart LED TV, 4 adet HDMI ve 2 adet USB media player girişine sahip. Bluetooth özelliği ile Youtube, Netflix ve Prime Video uygulamalarına kolay erişimiyle dikkat çeken televizyon evde geçirilen zamanı daha keyifli hale getiriyor. Bu kaçırılmayacak ürün, 3 yıl Vestel garantisi ve 4.299 TL fiyatıyla A101 marketlerinde. İnce ve şık tasarımı ile dikkat çeken TOSHIBA 43LL2C63DT/43LL2A63DT 43” Full HD Smart LED TV, full HD görüntü kalitesi, dâhili HD uydu alıcısı, 3 adet HDMI ve 2 adet USB girişine sahip. Dâhili Wi-Fi ve wireless display bağlantı özellikleriyle Netflix, Youtube, Prime Video uygulamalarına kolay erişim sağlayarak keyifli dakikalar geçirmeye olanak sağlıyor. Aynı zamanda ücretsiz montaj kolaylığı sunan ürün, 3 yıl Vestel garantisi ve 3.099 TL fiyatıyla alıcıların beğenisine sunuluyor. BİRBİRİNDEN KULLANIŞLI BEYAZ EŞYALARDA BU HAFTA… Uygun fiyatı ve kullanışlı özellikleriyle öne çıkan SEG SNF 5200 No-Frost Buzdolabı 520 L, 354 L soğutucu, 97 L dondurucu olmak üzere 520 L brüt hacme sahip. 5 kg/24 saat dondurma kapasitesi olan bu ürünün yıllık enerji tüketimi 387 kWh. Çift kapılı olmasıyla oldukça kullanışlı olan buzdolabı, 2 yıl Vestel servis güvencesi, ücretsiz teslimatı ve 3.499 TL fiyatıyla 26 Ağustos’tan itibaren satışta. Bu haftanın kaçırılmayacak beyaz eşyaları arasında yer alan FLAVEL FLV 7001 7 Kg Çamaşır Makinesi, 7 kg yıkama kapasitesi, 1000 devri, 3-6-9 saat zaman geciktirme seçeneği, 15 farklı programı ve bu programları takip imkânı sunuyor. Elektronik su kontrol sistemine, LED göstergeye, çocuk kilidine ve zaman erteleme özelliklerine sahip olmasının yanı sıra 2 yıl garantisi ve 1.849 TL fiyatı ile göze çarpan makine, A101 marketlerinde ve a101.com.tr’de satışa çıkıyor. Bir başka beyaz eşya seçeneği ise FLAVEL FLV 651 Solo Fırın. 69 L iç hacmi, yoğurt yapma ve börek pişirme fonksiyonu olan bu turbo fırın ile besleyici ve sağlıklı yemekler pişirmek artık çok kolay. Temizlemek için sökülebilen çift camlı ön kapağı ile temizliği de bir o kadar pratik olan ürün doğalgaz kullanımına da uygun. Cam üst kapağı ile tozlanma ihtimalini en aza indiren fırın; 2 yıl garantisi ve 1.449 TL fiyatıyla alıcıların beğenisine sunuluyor.    TEKNOLOJİK ÜRÜNLERDE BU HAFTA! Fiyat/performans ürünü olarak raflarda yerini alan REEDER P13 Blue Max Lite Cep Telefonu, yüz tanıma özelliğinin yanı sıra parmak izi okuyucu özelliği ile gizliliğe önem verirken, 6.2" HD ekranının yanında 4200 mAh pil gücü ile de uzun süre kullanım sağlıyor. 3 GB RAM, 32 GB dâhili hafızası sayesinde bilgileri güvenle saklayabilen, 13 MP + 0,3 MP + 0,3 MP + 0,3 MP dörtlü arka ve 5 MP ön kamerasıyla güzel anılar biriktirmeye olanak sağlayan telefon, KVK güvencesi ve 2 yıl garanti imkânı sunuyor. Bu kaçırılmayacak ürün, 1.499 TL fiyatıyla A101 marketlerinde ve a101.com.tr’nin reyonlarında yerini alıyor.  Müzik severler için cazip olan PIRANHA 9960 Bluetooth Kulaklık, bluetooth 5.0 versiyonlu, yeni pro tasarımı ile dikkat çekerken, güçlü çıkış ekstra bass sistemi ile müzik dinlemeyi keyifli hale getiriyor. 2 yıl garantisi bulunan ürün tüm A101 marketlerinde ve a101.com.tr’de sadece 89,95 TL fiyattan alıcıların beğenisine sunuluyor.   ÇEŞİTLİ KÜÇÜK EV ALETLERİ BU HAFTA TÜM A101 MARKETLERİNDE! Ergonomik tasarımı ve 499 TL fiyatıyla öne çıkan FANTOM CC3500 Cyclone Elektrikli Süpürge 850 W motor gücü, Multi Cyclonic 3 litrelik toz haznesi ve yüksek emiş gücü ile temizlik yapmayı keyifli hale getiriyor. Farklı renk seçenekleri ile her zevke hitap eden süpürge, süpürücü gövdenin yanında kenar-köşe ve koltuk döşeme aksesuarları ve 3 yıl garantisiyle tüm A101 marketlerinde satışta. HOMEND Functionall 2842H Multi Blender Seti de bu haftanın kullanışlı küçük ev aletleri arasında yerini alıyor. 299 TL fiyatıyla dikkat çeken ürün, 1700 W motor gücüne, 1.5 L doğrayıcı haznesine, karıştırma, doğrama, dilimleme, 2 farklı rendeleme ve çırpma fonksiyonu ile 6 farklı kullanım seçeneğine sahip. 2 kademe hız ayarı, paslanmaz çelik çırpıcı ve bıçakları bulunan bu set, 2 yıl garantisiyle tüm A101 marketlerinde dikkat çekiyor.  Her yerde kullanılabilen KIWI KLB 1610 Elektrik Isıtmalı Sefer Tası Beslenme Çantası 26 Ağustos itibarıyla A101 marketlerinde satışa sunuluyor. 40 W motor gücü, 1,05 L kapasitesi ve 0,45L mini kabı bulunan ürün, 20-30 dakika süren hızlı ısıtması ile oldukça pratik. BPA içermeyen plastik ve 304 kalite paslanmaz çelik haznesiyle de sağlığa zarar vermiyor. Güç kablosu, kap ve kaşığı ile birlikte satılan sefer tası, 2 yıl garantisi ve sadece 119 TL fiyatıyla A101 marketlerinde ve a101.com.tr’de alıcıların beğenisine sunuluyor. HOMEND 1815H Elektrikli Çelik Cezve ise kahve severlerin ilgisini çekecek küçük ev aletlerinden biri. 800 W motor gücü, 4 fincan kapasitesi bulunan ürün, susuz çalışmayı engelleyen emniyet sistemi, paslanmaz çelik gövdesi ve kablosuz kullanım imkânı sayesinde oldukça kullanışlı. 2 yıl garantisi ile birlikte sadece 139 TL olan cezve A101 marketlerinde. HAFTANIN DİKKAT ÇEKEN KİŞİSEL BAKIM ÜRÜNÜ… Formunu korumaya dikkat edenler için BLITZ Dijital Baskül ilgi çeken ürünler arasında. 180 kg’a kadar ağırlık ölçebilen ürün, 2 adet AA pil ile çalışıyor. Karanlıkta gözüken dijital LCD ekranında aşırı yükleme, bitmiş pil, kalan pil, termometre göstergelerini görmek mümkün. Bu kaçırılmayacak ürün 2 yıl garantisi ve sadece 55 TL fiyatıyla A101 marketlerinde alıcıların beğenisine sunuluyor. Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı Read the full article
0 notes