Tumgik
#işiniz burada
isinizburdacom · 9 months
Text
İzmir Menemen Harika İş Fırsatları Sunuyor
İzmir Menemen iş ilanları kategorimizde, sana uygun birbirinden değerli iş fırsatları seni bekliyor. İş arama sürecini kolaylaştırmak için üye olmana gerek yok, anında başvurular yapabilirsin!
💼 https://www.isinizburda.com/menemen-is-ilanlari bağlantısına tıklayarak kategorimizi ziyaret et ve hayalindeki işi yakala!
⭐️ İşverenlerin iletişim bilgileri açıkça yer alıyor, anlık olarak telefon üzerinde ön mülakat yapma fırsatını kaçırma!
📞 Hemen ara, yeteneklerinden, iş tecrübelerinden bahset ve kariyerine yepyeni bir sayfa aç!
🌈 İzmir Menemen’de iş arayanlar için en güncel ve çeşitli ilanlar seni bekliyor! Takipçilerimiz iş arayanlar ve işverenleri buluşturuyor, sende katıl ve hayalindeki kariyere adım at!
0 notes
yaktaisang · 9 months
Text
olum burada bazı insanlar var gün boyu her an depresif söz atıyorlar işiniz gücünüz yok mu la bu ne hüzün
35 notes · View notes
yok-olmak · 1 year
Text
Tumblr media
Burada bulunma sebebiniz nedir acaba.. ??
Evet siz!! Yazımı okuyan sizler...
Duygularınızı, düşüncelerinizi, sevinçlerinizi, üzüntülerinizi paylaşmak mı?
Yoksa işi gücü bırakıp yorum yazmak, iletiden yazmak,bugün kime yürüsem acaba' mıı..?!
Yoksa ortalığı karıştırıp, olur olmaz konuşup, bilip bilmeden, tanımadan etmeden, kişiler hakkında yalan yanlış uydurmasyon senaryolar yazıp gösterime sunmak mı işiniz..!!
Hangisi.. ??
.....
Yoruma kapalı ()
SeDa
61 notes · View notes
yantekerlek · 5 months
Text
anım
mini ve aşırı hızlı bir insan olmama (bunların beni görünmez, en azından fark edilmez yaptığını sanmaktayım) rağmen hemen hemen her dışarı çıkmamda lokasyon da fark etmeksizin ensemden yakalanıyorum tanıdığım kimselere.
geçen özer özel'e geçerken marmaray'dayım. bir hanımefendinin yüzüğüne kitlenmiştim. böyle minik minik sevimli taşlar parmağı dönüyor. vintıcımsı minik bir evlilik yüzüğü. bi yandan maşallah diyorum, bi yandan ne zevkli kadın ya diyorum filan. uffff bi göz göze gelsek de hanımefendiye söylesem. üsküdar'a az kala. hanımefendiyle göz kontağı kurduk. yüzüğünüz çok güzel maşallah dedim. vagon tıklım tıklım. kimse beni göremez önümde bir beyefendi var tam set olmuş. çin seddi. derinden bir ses. böyle sanki kat kat yorgan altından. yantekerlek yantekerlek.
e yuh ama ya nasıl bulundum şu anda. kim acaba? anaa matematikçi bal. yerinde duramıyor. milleti yara yara geldi. bi yere kadar gelebildi. yiyeyim mi seni ya dkfkkf. nasıl geliyor öyle. bu kadını çok seviyorum. hocam nerden gördünüz ya imkansız dedim. burada olmanız da imkansız nasıl ya (zeytinburnu'nda oturuyor. yemek ortaköy'de. kazlıçeşme'den marmaray, marmaray'dan üsküdar, üsküdar'dan beşiktaş motörü. inanılmaz bir rota. matematikçiliğin hakkını vermek) dedim.ben görürüm dedi. sizin burada ne işiniz var dedim. öğretmenler günü yemeğine gidiyorum dedi. ben nereye gittiğimi söylemedim. koluma girdi indikten sonra. dedim ben özer'e özel'e yemeğe gelmiyorum. aa çok severim dedi. neee? dedi. yemeğe gelmiyor musun? dedi. yok dedim. seni herkese ispiyonlayacağım biliyorsun değil mi dedi. yapmayın ya dedim. yapçam dedi. yapmış. pazartesi günü girişte müdür yardımcısı başörtümden kulağımı nasıl buldu bilmiyorum kulağımı çekerek kenara çekti. hakikaten ispiyonlamış. böyle olacaksın ya. net. dediğini yapacaksın.
5 notes · View notes
hattabi · 9 months
Text
Bismillah. (Anonimin sorusuna cevap)
Muhakeme de bir hakime savunma yapmak ve iddia da bulunmak tanım olarak muhakemeye dahil olan iki terimdir. Bu tanımın islam veya gayri islam mahkemelerinde olması durumu değiştirmez, genel bir tanımdır. Günümüzde ki çıkan fitne ise, savunmanın tamamıyla küfür olması, bazı durumlarda küfür olması veya hiç küfür olmaması olarak üç kısımda cereyan ediyor. Buna ek olarak kişinin zorla veya iradesiyle gitmesi durumu da tefrikanın arttığı görüşlerdendir.
Bunun tamamiyle küfür olması, muhakeme de her konuşmanın veya susmanın dahi dinden çıkaran bir amel olması hiçbir nakil ile kıyas edilemeyecek kadar fasiddir. Bu görüş için getirilen bazı nakiller var ancak onlar bu görüşe taalluk etmemektedir. Getirilen nakilleri burada zikredip kafa bulandırmayacağım.
Ancak savunmanın bazı durumlarda caiz bazı durumlarda küfür, bazı sözlerde caiz bazı sözlerde küfür olması ihtimaldir. Bu ise kişinin durumuna göre değişiklik arz eder. Kişi kendisini ne ile savunursa ona muhakeme olmuştur. Nisa 60. ayette bahsedilen kimseler tağutun yasalarına muhakeme olmak ile ilgilidir. Dolayısıyla kişi İslam dışı bazı yasalara muhakeme oluyor, kendini onların yasalarına göre savunuyor veya iddiasını destekliyorsa, bu tağuta muhakeme olmuş demektir. Ancak kişi kendini kurana ve sünnete göre savunuyor veya iddiasını bu iki kaynak ile ispat ediyorsa bunlar da Allah'a ve Rasûlü'ne muhakeme olmuştur. Bir Müslümanın zorla çıkarıldığı mahkeme de dinini izhar etmesi, kendisi ile ilgili bilgi vermesi veya caiz olacak şekilde - kuran ve sünnete göre- savunma yapmasını küfür görmüyorum.
Bu mesele Selef indende vuku bulmadığı için onların kavilleri direkt olarak meseleye aydınlık getiremeyebilir. Yani hiçbir İmâm'ın savunma yapmanın küfür veya caiz olduğuna dair fetvâ verdiğini göremezsin. Bu fitne ahir zamanda çıktığı için bunu ancak selefin döneminde ki bazı vakıalar ile kıyas etmek gerekecektir. Yusuf aleyhisselam veya İbrâhîm aleyhisselam kıssalarını delil olarak almıyorum. Ancak bunun delili olarak da Mihne döneminde hadîs imâmlarının dönemin Mu'tezile ve Cehmî kadılarına yaptıkları savunmayı alıyorum. Onlar ki Kur'anın mahlûk olması düşüncesine karşı çıktıkları için Cehmî kadılara zorla muhakeme olundular da onlar dinlerini izhar edip savunmaya geçtiler. Bunların delilleri için kitâbu'l Mihne eserlerine müracaat edilebilir.
Ayrıca şu rivâyeti de zikretmek isterim:
"Bir Yahudi ve Müslüman Muattılarından birinin huzurunda davalaştılar. Kadı Müslümanın yemin etmesine hükmetti. Yahudi "Onu Mahlûk [Yaratılan] adına değil, Hâlik [Yaratan] adına yemin ettir. Çünkü bu (yemin) Kur'an'dandır, sen ise Kur'an'ın Mahlûk olduğunu iddia ediyorsun." dedi.
Bunun üzerine diğeri (muattıla kadı) şaşırıp kaldı ve "kalkın sizin işiniz üzerine düşüneyim" dedi. Orada batıla sapanlar hüsrana uğradı."
| Buhâri, Halku Ef'âli'l İbâd, 113.
| Lâlakâi, Ehli's Sunne'de (345) "Kendisinden başka ilah olmayan Allah adına yemin et" ziyadesi ile ve muattıla kadının, [Mutezilenin görüşünü benimseyen] "İsa b. Eban" olduğunu zikrederek rivayet etmiştir.
| Beyhaki'de el-Esma'da (564) buna yakın lafızla rivayet etmiştir.
Bu rivayet de bazı ayrıntılara dikkat etmek gerekir:
Birincisi, bir Yahudinin dahi Mutezilenin batıl görüşünü çürütüp hüsrana uğratması, (ki bu Mutezilenin ne kadar İslamdan uzak olduğunu gösterir) İkincisi ise bir Müslümanın Kur'an mahlûktur diyen Mutezile bir kadının huzurunda yemin etmesi.
Yemini ancak davalı kimse "kendisini savunması, bir şeyi inkar etmesi için" eder. İbn Munzir, "ilim ehlinin yeminin davalıya ait olduğunda icma ettiklerini" nakletmiştir. (Kitabu'l icmâ 256) Şayet muhakemeden olan savunma "mutlak olarak, tafsilata gidilmeksizin" küfür olmuş olsa idi, Müslüman burada kendisini savunması için kadının huzurunda yemin edip kendisini savunmazdı. Ancak savunmanın caiz olan boyutu olduğu gibi küfür olan boyutu [yani fiilleri ve kavilleri] de vardır. Bunun için hüküm vermede acele edilmemeli ve vakıanın iyi tespit edilmesi gerekir.
İsa b. Eban'ın Kur'an'ın Mahlûk olduğuna itikad ettiğini bir Yahudi dahi biliyor ise bu konuda karşıda ki husumetli Müslümanın gafil kalması mümkün değildir.
Abdullah bin Ahmed dedi ki, Babam rahimehullah’ı şöyle derken işittim: “Kim Kur’ân’ın mahlûk olduğunu söylerse bize göre o kâfirdir." (Kitabu's Sünne, 1)
Kısa bir nasihatlık not: "Bu tür müphem meselelerde amelin veya kavlin cinsi hakkında soruları çoğaltmamak her zaman daha evladır. Zira sorular çoğaldı mı yeni fitneler zuhur edecektir."
Bizlere hidayet eden Allah'a hamd eder, bizleri her konuda hakka isabet ettirsini niyaz ederim.
Allâh en doğrusunu bilir.
9 notes · View notes
kaanozer · 1 year
Text
7. gün —162
Mehmet Akif Ersoy: Çok kişiden duydum. Diyorlar ki "Tam kişiye ulaşıyoruz. Bir çocuğa mesela. Bir ekip geliyor ve diyor ki sizin işiniz bitti, çekilin, onu biz çıkaracağız. Kameraları çağırıp çıkarıyorlar." Pek çok yerden duydum. Hatta buradakiler şu an alkışlıyor beni.
* *
Ahm*t Hakan’ın “Olumsuzluklar az aslında, sadece can sıkıcı oldukları için bize fazla geliyor. Olumlu taraflarımız daha fazla. Genel hava bu yönde, diğer söylenenler hava civa, aldırış etmeyin.” cümlelerinin geçtiği video kaydını hatırlıyorsunuz. Değilse dahi, bulması kolay. Bu konuşma üzerine insanların “alay ile karışık” isyanından bunalmış olacak ki, nal gibi ortada olan kayıtlara rağmen öyle bir şey söylemediğini ilan edip, tepki gösterenleri de “alçak, şerefsiz, rezil, kepaze, leş herif” olarak tanımladı ve tartışmaya yeni bir boyut kazandırmış oldu. Boyut dediğim, Ahm*t Hakan’ın şımarıklığı, genişliği, pişkinliği işte. Hangi rafa koyarsanız koyun.
* *
“Salt korkuyla herhangi bir devlet ayakta tutulamaz.”
“İnsanların çoğunluğu, multitudo, gerçekten böyle yaşıyorlar. Çünkü tümüyle pasif duyguların, pasif oldukları duyguların etkisindeler. Pasif duygu passion’dur, acı çekme demektir yani; üstelik de devlet sistemleri falan da bendelerinden bu pasif duyguları talep eden, bunları işlemeyi, üretmeyi, bunlara yönelmeyi tercih eden oluşumlardır. Spinoza’nın bütün siyaset felsefesi de bunun üzerinde kuruluyor. Pasif duygu nedir? Mesela korku. Spinoza biliyor ki salt korkuyla herhangi bir devlet ayakta tutulamaz. Neye başvurması gerekir devletin? Mesela güven duygusuna. Tebaasına güven vermesi gerekir. Ya da diyelim ki korkunun tersi olan ütopyalara, umut duygusuna hitap etmesi gerekir.”
Ulus Baker, Sanat ve Arzu Seminerlerinden 14 Mayıs tarihli konuşmasında, Spinoza’nın siyaset felsefesinden bahsederken değiniyor. Yüz atmış iki saat içerisinde olanlara bakınca, malum kişinin yüzündeki ifadeyi kaldırıp bir yere koyabiliyor musunuz şimdi?
* *
Felâketin yedinci gününde, AFAD’ın “henüz” kurabildiği deprem çadırlarının önünde “insanların acılarıyla dalga geçerek” video kaydı alan Tuğr*l Selmanoğlu adlı düşünce balonu, “Elbistan’da çok büyük su sıkıntısı var, çadır yok, bir tane bile çadır yok, ee, devlet yok yani burada” cümleleriyle gündem olmaya çalışmış. Bu ve bunun gibi müsveddelerin yakasını bırakmayacak —ilk 48 saatte soğuktan ölenlerin ahı.
* *
Meksika ekibinin arama-kurtarma köpeği Proteo, görevi başında can verdi.
* *
Erdoğan'ın doktorlar için söylediği "Giderlerse gitsinler" sözü üzerine: Ya gitselerdi?
* *
Şükriye Tutkun, Erdoğan’ı 6-7 gün boyunca beklemiş, beklemiş ağlar diye, ama nafile! Çareyi de, 18 Temmuz 2016 yılından kalma bir fotoğrafı kullanmakta bulmuş. Erol Olçok’un cenazesinde gözyaşlarını tutamayan Erdoğan’ın fotoğrafıyla şu sözler: “Ah be Reis! Sen ağlama! Bu zorlu imtihandan da elbirliğiyle güç birliğiyle, bir olarak bütün olarak çıkacağız inşaAllah! Rabbim yâr ve yardımcımız olsun. Amin.”
* *
Orhan Pamuk New York Times'a depremi yazdı: Halkın bu kadar öfkeli olduğunu daha önce hiç görmemiştim.
Dünyaya hoş geldin poğaçacı.
* *
“Abi ayaklarım yalındı, ayakkabı aldım, sahibi bir şey der mi (…)?”
* *
Ümit Özdağ’ın, muhteviyatı nefret ve hedef gösterme olan tweetleri düşmüyor ekranıma saatlerdir. Ben ne özür dileyeceğim, asıl siz falan filansınız demiş o kadar! Allah Allah.
Milleti hiç mi kirli bir tuzağa çekmek isteyen yok?
* *
Murat Kurum: İmar barışında hedefe ulaşıldı: Devletin kasasına 25 milyar 592 milyon TL girdi.
Merhaba diyoruz ölü teyzelerimize çocuklar merhaba diyor o şiirlerimizin eşikleri*
* *
Recep Tayyip Erdoğan adlı bir siyasetçinin arşivden konuşmalarına rastlıyorum:
(Bingöl depremi sonrası) “Buna ihmal denmez. İhalelerin şartlarına uyulmamıştır. Kontrolü iyi yapılmamıştır. Zemin etütleri iyi yapılmamıştır. Malzemeden çalınmıştır.” (2003) | “Deprem değil bina öldürür. Depremle yaşamayı öğrenmemiz ve buna göre tedbirler almamız gerekiyor.” (17 Ağustos 2013) | “Burası Tayyip Erdoğan’ın sarayı değil milletin sarayı. Millet burada ağırlanacak.” (3 Aralık 2014) | “Her fırsatta tekrarladığımız, deprem öldürmez bina öldürür gerçeğine uygun şekilde, 81 ilimizin tamamında riskli binaları belirliyor ve dönüşüme tabi tutuyoruz.” (26 Kasım 2021) | Geçmişteki acı tecrübelerin ışığında yaptığımız hazırlıklarla, hamdolsun artık hiçbir afette vatandaşlarımızın ’nerede bu devlet?’ diyen feryadını duymuyoruz. (12 Kasım 2022)
demek bir de devletin başında olsa, muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmamız işten olmayacak. Parti falan kursa da oy versek.
* *
“Otizmliye sıra gelene kadaaaar”
* *
Gaziantep'in Nizip ilçesinde yıkılan bir binanın enkazında kalan Eylül Kılıç, AFAD, UMKE, 112 Acil Sağlık, Polis ve Jandarma ekipleri tarafından 146. saatte kurtarıldı haberine aileden yalanlama geldi: “AFAD o sırada mışıl mışıl uykusundaydı. UMKE hiç yoktu zaten. Eylül'ümü Suriyeli İşçi Halil kurtardı. Siz değil.”
Mehmet Akif Ersoy’u bir video ve başka birinci ağız desteklemiş oldu. İşte: “güvercinde bir ses ablamda bir ses orta çağda bir ses”
(bkz. bit.ly/mibauer) — (bkz. bit.ly/twciga10)
* *
Toroslar Pozantı Dinlenme Tesisleri’nin insanı duygulandıran ve sadece depremzedelerin faydalanabileceği indirimlerini gördünüz mü?
Tek kişilik serpme kahvaltı 130₺ yerine 100₺ Çorba ve pilav 40₺ değil, 30₺ Tost, 25? Ne ki, 20₺ Kebap servisi 110₺ olmaz, 100₺
Neredeyse bedava.
* *
Ali Murat İrat: Baya kilolu bir yardımsever vardı. Güney Amerika’ya maske falan götürmüştü. Nerede gören var mı?
* *
“Bunları babam aldı bana ölmeden önce. Babam öldü öldü. Nabzına baktık, hissetmedik hiçbir şey.”
* *
Süleyman Soylu: Allah korusun deprem oldu, enkazın altında kaldınız. Biz sizi nasıl bulacağız? AFAD mobil uygulaması yaptık; o sizin konumunuzu bulabiliyor. Sadece butona basmanız yeterli.
* *
Hayatını kaybedenlerin “numara ile” defnedilmesi. Anladınız mı? Bize kaldı —“ölümün arkasından konuşmak”.**
* *
Ümit Özdağ, AK Partili Aziz Babuşçu’yu kafes dövüşüne çağırdı haberi okumam yakındır. Değilse bile —düşünülsün.
* *
Nasılsa tanımadığım bir toprakta öleceğim Burada sakal uzatıp Taranmış saçlarıyla (Siz kendinizin kaçıncı peygamber olduğunu sanıyorsunuz) Hangi rejim için (O kadar çabuk değişiyorlar ki) Birinci katları yıkılmış evlere benzer yıkılıveririz Sokak başlarında görür ve fotoğraflarını çekeriz
Vedha’lardan Birinde Bütün Yort Savul’lar!
* ve ** (Ece Ayhan)
4 notes · View notes
seslimeram · 2 years
Text
Karanlık Kuşatması...
Tumblr media
Bir yazgı, bariz bir kadermiş gibi bu coğrafyanın her gününde belirgin bir karanlık ile baş başa konuluyor insanlık. Tüm dönüşüm, vahim olanın sınırlarına demirleyen insanlık için behemehal yepyeni sınavları bildiriyor. Erk, muktedir, iktidar klikleri, burada şurada veya beride yönetimler eliyle bu katran karanlığının cismani hali kalıcı kılınıyor her an, hemen her dem bambaşka temsillerle birlikte. Cürüm bir istikamet dahilinde yol çizgisi eyleniyor artık. Cerahat mihmandar addediliyor. Kötülüğün en denenmiş hallerine yeniden ve illa ki bir biçimde başvurularak kurulan / kurumsallaştırılan cinai hal, toplamda bariz o aralıksız vahamet tablosunu güncelliyor. Buna vesile kılınıyor. Bilcümle hayatın ehvenden ayrımı var ediliyor her gün biraz daha açık. Her gün biraz daha aleni bir gayretle bütünlüklü ve entegre olarak. Bir dönüşüm belirgin bir devinim halini ezberci, yerle yeksan etmeye hep teşne bir akılla var eder devlet / devletler. Bugünün dünyasının suna geldiği her türden ol müşterek hakkın hakkaniyetsiz bir biçimde alt edilme meselesidir odaklanılan. Zifiri tam kapkaranlık bir ortamda, devam olunan seyrüseferin var edeceği tek şey kıyamettir oysa, insan elli kıyamet.
Bütünüyle dönüşüm diye çıkagelen şeyin bariz bir eksiltme sistematiği olduğu artık ama ve fakatsız ortadadır. Cerahat kutsanır oldukça ortaya çıkan kıyamet figürü de kesintisiz bir halle devam olunan bir eylemselliğe dönüşür. İnsan insanın kurdudur bahsinin hemen karşılığına denk düşen eylemler, var edilmiş göz korkutucu hamleler, aralıksız şişirilerek güncellenen nefret edimiyle, pompalanmaya devam eden ırkçılık ile bir düzlem olduğu gibi çöküşlere mahkum edilir. Bir asra yaklaşmış olan demokrasi deneyimini sonsuz bir biçimde sakatlamaya devam diyen, onarılmayacak kadar çürümeye rehin etmeyi hala ve hala matah addeden bir aklın tezahürü her günün kıyamet kılınmasının da köşe bentlerini bildirir. Daha geçtiğimiz günlerde var edilmiş Amedspor’un sahadaki mücadelesini alt etmek için ortaya atılan cerahatli tavır, Kürd’e karşı savunula gelen nefret bunun bir açık yüzeyidir. Her durumda nefretten medet umulan, bununla bir istikamet belirlenmeye devam olunan, buna çabalanan bir zeminde cehennem zaten her güne yapışıp kalmıştır ki o cerahate hala yer vardır, hala sineye çekilendir, hala üstünkörü geçiştirilendir.
Artı Gerçek’ten aktaralım: “Afyon İl Jandarma Komutanı Yılmaz Kırgel'in bugün saat 19.00’da Hes İlaç Afyonspor’la karşı karşıya gelecek olan Amedspor’a karşı kışkırtıcı ifadeler kullandığı görüntüler gündem oldu.
Müsabaka öncesi Afyonsporlu oyuncuların antrenmanını ziyaret eden Kırgel, “Gönlümüz sizlerle. Sizin işiniz futbol oynamak. Siz de onu gerçekten güzel yapıyorsunuz. Geri kalanı bize bırakın. Gerçekten Afyon’un sizin kazanmanıza ihtiyacı var. Hele hele Mersin’de yaşadığımız o terör eyleminden sonra gönlümden geçeni söylüyorum: Şöyle bir 5-0 eze eze yenerseniz, buradan onları göndeririz” dedi.
Kırgel'in bu sözleri Hes İlaç Afyonspor'un resmi twitter hesabından yayınlandı. Söz konusu paylaşım tepkilerin ardından silindi.
'Sözlerim Maksadımı Aştı'
Kırgel, gelen tepkilerin ardından "Maksadımı aştığını anladığım sözlerimin yanlış anlamalara sebebiyet vermesinden dolayı duyduğum üzüntüyü ifade ederim" açıklamasını yaptı.
Kırgel, yaptığı yazılı açıklamada, stadyumda bulunduğu sırada oyuncular ile arasında geçen sohbetin izni ve bilgisi olmaksızın kaydedildiğini belirtti.
Kırgel'in açıklaması öyle: "Maksadım sporcularımıza devletimizin tüm güvenlik unsurlarının maçın ruhuna yakışır şekilde gerçekleşmesi ve sonuçlanması için görevi başında olduğunu anlatmaktan, sporun ruhuna yakışmayacak herhangi bir olumsuzluğa sebebiyet vermemeleri gerektiğini ifade etmekten ve maçla ilgili motivasyonlarını artırma gayretinden ibarettir. Bir futbol karşılaşması üzerine kendi aramızda yaptığımız sohbetin bu noktaya çekilmesinden ve maksadımı aştığını anladığım sözlerimin yanlış anlamalara sebebiyet vermesinden dolayı duyduğum üzüntüyü ifade eder, müsabakanın sporun ruhuna uygun centilmenlik içerisinde geçmesini dilerim."”
Katran karanlığının her nasıl bir memleketi kuşattığına dair yetkin bir örnektir tek başına ol Kırgel efendinin var ettiği. Bir spor müsabakasını, taarruz yahut da savaş sahnesinin ta kendisine dönüştürmek için alttan verilmiş mesajın, Kürdü yeniden düşman bilmenin ve had bildirme cüretinin sunduğu cerahat kendiliğinden o korkunç karanlığı göstere gelir. Bay komutan için bunlar basit, kendi aralarında konuşmaya devam edecekleri mesellerdir. Ne de olsa ötekisi onlar için herhangi bir şeydir. Eşyanın tabiatına uygunlukla apoletlerin verdiği özgüvenle birlikte bir halkı hedef kılmanın nesi mesele edilebilir ki değil mi? Ol maksat aşıldı lafzının sadece ve sadece duyan, gören oldu artık kısmından ileri gelmesini ne yana bırakabiliriz ki sahiden? Cerahat ile bütünleşik kılarak hayatın ehvenini sürekli olarak yerle bir ederek, nefretten gayrısını tahayyül dahi etmeyerek hangi güzel güne varılır ki? Kimsenin sorgulamayacağı, dahası maçı oynayanlar dışında kimsenin belki de haberdar olmayacağı bir maç savaşa dönüştürülmesinin neye faydası olacaktır ki? Ki o maç boyunca, Allah tektir, ordusu Türktür gibi bir akıl tutulması pankarttan nice ayrımı var eden “Hayatta yegane varlığım ve servetim Türk olarak doğmamdır” bahsine sanki o mücadele eden takımı temsil ediyormuş gibi PKK dışarı laf salatasına her şeyin birbirine karıştırıldığı bir zeminde kim nasıl doğruyu fark edecektir, bu ayrım, bu hiddet, bütün bu kör karanlıkla gönenç kılınan insanların yurdunda, nasıl, ne zaman, ne şekilde? Diyarbakır Barosu suç duyurusunda bulunur, pekiyi bundan Adalet makamı bir sonuç tüm o ayrıma karşı nihai bir karar, hüküm bildirecek midir, mesele ortadadır.
Mezopotamya Ajansından aktaralım: “Jîna Mahsa Amini için sokağa çıkan kadınlar, "Bu yaygın itiraz ve birliktelik çürümüş hakimiyeti derinden sarsmıştır. Özgür yaşayacağımız bir dünyayı mücadelemizle yaratacağız" dedi.
İran’da “ahlak polisi” tarafından işkenceyle katledilen Jîna Mahsa Amini için sokağa çıkan kadınlar, birçok kentte açıklama ve yürüyüş gerçekleştirdi.
Ankara
Ankara Kadın Platformu, Sakarya Caddesi’nde bir araya geldi. Ancak açıklamayı engelleyen polis, 9 kadını darp ederek, gözaltına alındı. Polisin saldırı ve gözaltına rağmen kadınlar, “Jin jiyan azadî” sloganıyla Yüksel Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçti. Polisin saldırısı ve gözaltısına bu esnada bir kadın, “Dinci ve gericilerin eylemlerine müdahale etmeyip bize saldırıyorsunuz” diyerek tepki gösterdi.
Yüksel Caddesi’ne varan kadınların açtığı “Kadın dayanışması sınır tanımaz” pankartını yırtan polis bir kez daha saldırdı. Saldırı esnasında ekip aracına bindirilen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekilli Semra Güzel’in danışmanı Ebru Özel, daha sonra serbest bırakıldı.
Eylem sırasında gazetecilerin görüntü alması da engellenmek istendi.
Kentte etkili olan yağışa rağmen eylemlerini sürdüren kadınlar, buradan geçtikleri Meşrutiyet Caddesi’nde açıklama yaptı. Son olarak Mülkiyeliler Birliği’ne geçen bir grup kadın, burada kısa bir açıklama gerçekleştirdi. Kadınlar, Jîna Mahsa Amini için “ses çıkarmaya” devam edeceklerini vurguladı.
Gözaltına alınanlar arasında bulunan 4 İranlı kadının, işlemlerinden sonra Geri Gönderme Merkezi'ne gönderileceği belirtildi.
Mersin
Mersin Kadın Platformu, Alanya Sokağı girişinde açıklama yaptı. Kürtçe, Türkçe ve Arapça “Jin jiyan azadi” ile “Katledilen kadınlar isyanımızdır” sloganları atan kadınlar, Jîna Mahsa Amini’nin fotoğrafının yanı sıra “Hepimiz Mahsa Amini’yiz” pankartı taşıdı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Fatma Kurtalan’ın da katıldığı açıklamada konuşan Ceren İnan, İran’da direnişin başladığı günden bu yana 200’den fazla kişi yaşamını yitirdiğini, en az 5 bin kişinin ise tutuklandığını aktardı.
Türkiye’nin İran’ın uzağında olmadığını ifade eden İnan, şöyle devam etti: “Siyasal İslam’ın yaşamımız, haklarımız, bedenlerimiz üzerindeki kadın düşmanı politikalarını, İran dinci faşist molla rejiminin kadın düşmanı politikalarından tanıyoruz. Tek adamlar ve tek adamların rejimleri dünyanın her yerinde kadın düşmanlığıyla iktidarlarını kuruyor. Ama nafile çünkü karşılarında onlara kafa tutan, susmayan, itaat etmeyen en büyük güç yine kadınlar. Bize dayatılan ahlakı, hapsetmeye çalıştıkları aileleri, mecbur etmeye çalıştıkları güvencesizliği, maruz bıraktıkları erkek şiddetini tepe taklak edecek güce sahibiz. Bugün İran’da yarın her yerde dünyayı yerinden oynatacağız.”
Açıklamanın ardından kadınlar, saçlarını keserken İran ve Rojhilat’ta direnişlerini sürdüren kadınlara destek verdi. Eylem, söylenen Arapça şarkı eşliğinde sona erdi.
Hakkari
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Kadın Meclisi, parti binası önünde açıklama ve oturma eylemi gerçekleştirdi. Eyleme, Hakkari ve Yüksekova Barış Anneleri Meclisi, Tevgera Jinên Azad (TJA), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Hakkari Şubesi’nin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. “Kadınların zafere yürüdüğü yüzyılda, dikta rejimlerine boyun eğmeyeceğiz” pankartı taşınan açıklamada, Amini’nin fotoğraflarının bulunduğu dövizler ile kadınların kesilen saçlarının yapıştırıldığı ağaç dalı taşındı.
Açıklamayı yapan HDP Merkez İlçe Eşbaşkanı Sinem, “Şu iyi bilinsin ki, kadınlar başta olmak üzere ezilenlerin mücadelesi ve direnişi engellenemeyecek. Şuan dünyanın her yerinden alanlarda kadın mücadelesini büyüten ve İran’da direnen kadınlara ve bir kez daha selam olsun” ifadelerini kullandı. Açıklamanın ardından oturma eylemi yapıldı. “Jin jiyan azadî” ve “Biji berxwedana jinan” sloganlarının atıldığı eylem, söylenen şarkılarla sona erdi.
İstanbul
İstanbul’da Kadınlar Birlikte Güçlü, Kadıköy Eminönü İskelesi önünde bir araya gelerek protesto eylemi düzenledi. Eylem öncesi Kadıköy’ün birçok noktasına ve eylemin yapılacağı yere polis tarafından barikat kuruldu. Ancak barikata rağmen binlerce kadın bir araya gelerek, “Jin, jiyan, azadi”, “Nan, kar, azadi”, “Zen, zedengi, azadi” sloganları atıp, “Jin, jiyan, azadi”, “Kadın yaşam özgürlük”, “Diktatöre ölüm”, “Diktatör İran” ve “Mahsa’dan sonra her şey bir saç teline bağlı” dövizleri taşıdı.
Açıklamayı okuyan Emekçi Kadınlar (EKA) üyesi Delal Erol, “İran sokaklarında ‘Jin, jiyan, azadi’ sesi yükselirken direniş de büyümeye devam etti. İran İçişleri Bakanlığı, ‘İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi tarafından emredildiğini’ söylediği bir soruşturma kararını açıklarken, aynı anda protestoya katılanlar bir bir gözaltına alındı. İran rejimi Kürt halkının yoğun yaşadığı bölgeler başta olmak üzere halkın üzerine ateş açmaya, saldırmaya başladı. Direniş başladığından bu yana 200'den fazla kişi hayatını kaybederken, en az 5 bin kişi İran rejimi tarafından tutuklandı. Tutuklananlar arasında 16 basın mensubu da bulunmakta” dedi.
Kadınların şeriata göre dizayn edilmeye ve kadınların iradesinin yok edilmeye çalışıldığını belirten Erol, “Mahsa’nın katledilmesi tüm dünyada erkek devlet şiddetine karşı mücadele eden biz kadınların öfkesi oldu. Çünkü aynı erkek egemenliğini, aynı erkek şiddetini yaşadığımızı biliyoruz. İran rejiminin dayatmalarına benzer ahlak dayatmalarına maruz kalıyoruz, hayatlarımız giderek kısıtlanıyor. Hayatlarımızdaki şiddet sarmalı İran’da da Türkiye’de de bizzat erkek devlet tarafından örgütleniyor. Bugüne kadar kazandığımız hiçbir şey, bizlere egemenler tarafından bahşedilmedi. Hepsini yaşamlarımız pahasına mücadele ederek ellerimizle kazandık. Şimdi bizleri tahakküm altına alan erkek egemenliğine karşı tüm dünyada birlikte yükselteceğimiz kadın mücadelemizle özgürlüğümüzü kazanacağız” diye belirtti.
Eylemin ardından kadınlar saçlarını kesti. Daha sonra, İran müziği eşliğinde dans eden kadınlar, “Jin jiyan azadi” sloganıyla eylemi sonlandırdı.
Diyarbakır
Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) da, Dünya Kavşağı’nda gerçekleştirdiği eylemle Jîna Mahsa Amini’nin katledilmesini protesto etti. “Jin jiyan azadi” pankartı açan kadınlar, “Yaşasın kadın dayanışması” ve “Jin jiyan azadî” dövizleri taşıdı. “Kadınlara değil katillere barikat”, “Yaşasın kadın dayanışması” ve “Jin jiyan azadî” sloganı atan kadınların yürüyüşünün polis tarafından engellenmesi üzerine burada açıklama yapıldı.
Açıklamayı yapan HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülistan Atasoy, yürüyüşün engellenmesine tepki göstererek, “Buradan Diyarbakır Valiliği’ne soruyoruz: Koruma kararına rağmen katledilen kadınlar neden korunmadı? Kadın tecavüzcüleri ve tacizcileri kol gezerken kamu düzenini sağlamak için neler yapıyorsunuz? Genç kadınlar üzerinden özel savaş politikaları ile fuhuşa zorlanılan kadınları korumak için kamu düzenini nasıl sağlıyorsunuz? Uyuşturucunun Diyarbakır’da 9 yaşa kadar indiği bir kentte kamu düzenini sağlamak için neler yapıyorsunuz? Bozulanın kamu düzeni olmadığını çok iyi biliyoruz. Bozulan, sizin erkek iktidar sisteminiz. Bunu hepiniz çok iyi biliyoruz ve evet korkmaya davam edin, sizin o tekçi, kadın düşmanı, militarist iktidarınızı bugün engellemeye çalıştığınız bu kadınlar yıkacak” dedi.
Atasoy, İran’da kadınlar öncülüğünde gelişen mücadeleyi tarihsel olarak niteleyerek, şöyle dedi: “Dicle Amed Kadın Platformu olarak bugün burada yürüyerek isyan eden kadınların çığlıklarını daha fazla duyurmak ve kadınların özgürlük mücadelesindeki kararlılığı bir daha göstermek için bir araya geldik. Ama Diyarbakır Emniyet ve Valiliği keyfi bir biçimde bize bu yürüyüşün kamu düzenini bozacağını söyleyip, binlerce polisi buraya yığdı. Ne olursa olsun kadınlar özgülüklerine sahip çıkacaklar, kadınlar geleceklerine sahip çıkacaklar. Her hâlükârda bugün ve bundan sonrada bu mücadeleyi daha kararlı bir biçimde tüm bedellerine rağmen devam edeceğiz.”
Bir yazgı gibi, karanlık dört bir yanda var edilirken, onca kuşatma, bir dolu hakkaniyet yıkıcı hale, dönüştürmek ve anlamak yerine sessizleştirme gayretine rağmen kadınlar ses verir yeniden. İran’dan Türkiye’ye, buradan şuraya her anlamda zaruri bir dönüşüm, illa ki devletlinin gerek gördüğü hal diye dayatmaların birbiri peşi sıra bina olunduğu, canlar söz konusu olduğunda paldır küldür çalınabildiği bir yerde, hukuksuzluk ve bayrakların örte geldiği cinayetler silsilesi karşısında bir itiraz var edilir. Türkiye’de Bakur Kürdistan ekseninde var edilmiş olan hak tanzimi için eylemler gibi, İran’da, Rojhilat’da var edilmek istenen şey de o kadar anlamlı bir reddiye halidir. Devlet, devletlinin suna geldiği yıkıcılık karşısında sözle, eylemle, eyleyerek bir tek doğrunun o da insani müşterek olana dair bir direniş sergilenir. Yerle bir eden, kuşatan, dışlayan, ezberlerle köşeye kıstırmaya ant içen, dönüştürdüğü kısmı yeterli görmeyip daha ağır zulümleri var etmeye teşne olan, olagelen iktidar pratiklerine karşı kadın, yaşam ve özgürlük nidası herkesi, belki de dünya genelinin handiyse tamamı için de bir ussal uyanış meselesi olarak can alıcı bir halde var olmaktadır. Mahsa Amini sonrasında, yüz kadar insanın resmen katledildiği, dahası anbean, günbegün yepyeni kırımlara imza atılabilecek bir yere dönüşen İran ölçeğinden, her durumda bir yıkım cenahı halinde kendini yükseltmeye devam eden yeni Türkiye nam sahaya, birlikte ezilenlerin mücadelesi ya hep beraber kazanacaktır, ya hep beraber bütün o ihtimalleri yerle yeksan ederek, yerle bir olacaktır. Bulunduğumuz araf bunun tezahürünü barındırandır.
Kesin, kati, bütün anlamlarıyla birlikte hayatın kuşatılması, kötülüğün bir normatif haline indirgenmesinin refakatinde var edilir. Buna teşne olunur. Cerahat bir öyle bir böyle ama her dem güncellenerek kurgudan öte hakikat kılınmaya çalışılırken derman aranmasın hiç bulunmaya çalışılmasın istenir. Karanlık sanki bir yazgıymış gibi yeknesak makamdan bu sahnenin her gününde, bu coğrafyanın köşe başlarında yöneten katı sayesinde bir demirbaş kılınmaya çalışılıyor. Yok yere değil, arasız, fasılasız bir halde yinelene gelenler birbiri peşi sıra icrasına düşülen hamlelerle hayat o karanlığın esiri kılınmaya çalışılıyor. Bir yanda ilerleme, bir yandan modern zamanlar denilirken hiç olmadığı kadar yalın bir geçen, geçmişin sularında ilerlemeye çalışılıyor. İyi de bunca kötülüğün, kör karanlığın bir biçimde karanlıktan menkul bir çağın dipsizliğine karşı müşterekler nasıl muhafaza edilecektir. Düşünmeden, sorgulamadan, sormadan, tahayyül edilen karanlığa itirazı var etmeden hangi gün iyi olabilir ki? Hayat istemi, tahayyül ve görüşlerin yerle bir edilme istemiyle kuşatıldığı yerde, karanlık lafta değildir, artık anlıyor muyuz? Bütünüyle dünya dediğimiz yaşadığımızı varsaydığımız kürenin artık pirüpak masmavi, tozpembe hayaller ihtiva eden, muktedirin es kaza olur verdiği kadar özgürlüklerin yaşatılabildiği bir sahne olmadığını anlamak için daha kaç sınama lazımdır, sahiden elzemdir, sahiden!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2022
Görsel: In The Name Of Hope – Khamoosh v/Mohit.art
5 notes · View notes
adloneconsulting · 2 years
Text
Almanya’da Şube Açmak
Bugün sizinle birlikte bir soruya çözüm bulmak daha doğrusu çözüme giden en doğru yolu bulmaya çalışacağız. Sorumuz Almanya’da şube açmak nasıl yapılır? Almanya’da nasıl şube açılır?
 Benim şirketim var ama ben bunu sadece ülke sınırları içerisinde tutmak istemiyorum Almanya’da şubem olsun, daha da büyüsün adını duyursun istiyorum. Peki bu noktada ne yapmam gerekiyor. Nerden başlamalıyım? Öncelikle ben Almanya’da şube açmak istiyorum fakat bu işi nasıl halledeceğiz? Tamam ben Almanya’da şube açma konusunda kararlıyım kararlı olmasına da bir yol gösterene, bu işi daha önce yapmış tecrübeli birilerine ihtiyacım var.  
 Sizde tam bu noktada kalırsanız size bir tavsiyem var adlone consulting danışmanlık. Almanya’da şube açmak denilince akla gelmesi gereken ilk danışmanlık şirketi olabilirler. Neden derseniz sitelerine girdiğiniz zaman Almanya’da şube açma konusu ve daha nice buna benzer konu üzerine yazılmış açıklamalar bulunduruyor. Burada danışmanlık sitesi ararken en önemli konulardan biri de danışmana kolay ulaşılabilirlik oluyor. Eğer ki ben danışmanıma ihtiyacım olduğunda ulaşamayacaksam ve o benim işlerimi en kısa zamanda ve kolay bir şekilde halledemeyecekse neden bir danışmana ihtiyacım olsun. Fakat adlone consulting danışmanlık sitesinde kolayca ulaşabileceğiniz Almanya’da şube açmakla ilgili her an soru sorabileceğiniz WhatsApp hattı da bulunuyor ki bu da bizi çok daha kolay bir şekilde danışmana ulaşılabilir kılıyor. Biz danışmana ulaşıp Almanya’da nasıl şube açabilirim dediğimizde, danışman bize sorunlarla değil çözümlerle gelmeli ki biz de bu şirkete güvenelim ve bu yola beraber çıkmaya karar verelim. Adlone consulting danışmanlık da tam olarak bunu yapıyor. Size kalan sadece Almanya’da şube açmaya karar verip adlone consulting ile iletişime geçmek ve sonrasında arka planda sizin işiniz hallolurken sizin yapmanız gereken tek şey günlük hayatınıza devam etmek oluyor.
2 notes · View notes
astenik · 2 months
Note
Meme atma o halde
Normal dekolte bile size abartı geliyorsa burada işiniz yok kendinizi eve kapatın milleti rahatsız etmeyin
0 notes
mohammadwaliashna · 2 months
Text
Tumblr media
KAYIP KASABA
Kocaman bir dağın eteklerinde birkaç evden oluşmuş bir kasaba vardı. Evler olmasına rağmen burada hiç kimse yaşamıyordu. İhsan Bey iş bulmak amacıyla gittiği yerden gelirken burasını keşfetmişti. İhsan Bey karısı Gülşen ve çocukları Samet ve Sevgi ile bu kasabaya yakın bir yerde yaşıyordu. Yakın zamanda işten çıkarılmış ev kirasını dahi ödeyemeyecek kadar kötü bir duruma düşmüşlerdi. Kasabayı bayağı gezdikten sonra kimsenin olmadığını fark etti. Aklına kiradaki evden çıkıp buraya yerleşmek geldi. Eve döndüğünde bu fikrini karısına anlattı. İlk önce sıcak bakmamışlardı ama sonradan akıllı bir fikir olduğuna karar verdiler. Ertesi gün bir araba tutup o kasabaya yerleştiler. Burada ne bir bakkal ne de bir insan vardı. Kimselerin olmadığı sessiz bir yerdi. Gece olunca yataklarını serip yattılar. Burası gece olduğunda çok soğuk oluyordu. Yabani hayvan sesleri geliyordu. İnsan korkudan ve soğuktan burada duramazdı. Sabah olduğunda Gülşen Hanım uyanıp kahvaltı hazırlayıp kocası İhsan Beyi uyandırmaya gitti. Fakat İhsan Bey yatağında yoktu. Karısı Gülşen Hanım çok telaşlanmıştı. Bu kasabada hiç kimse yoktu. İhsan Bey nereye gidebilirdi? Karısı Gülşen Hanım epeyce meraklanmıştı. Bir iki saat derken akşam oldu. Çocuklar babalarını soruyorlardı. Bu sırada İhsan Bey kapıyı iterek içeri girdi. İhsan Bey içeri girer girmez karısı "Neredeydin?" diye sordu. İhsan Bey'de iş aramaya gittim dedi. Bunun üzerine karısının korku ve endişeleri dinmişti. İhsan Bey ve ailesinin bu kasabada ikinci geceleri olacaktı. Havalar soğuduğu için her taraf bembeyaz karla örtülü idi. Sevgi sabah uyandığında dışarıdaki karı görünce annesine koşup dışarının büyüleyici bir örtü ile kaplandığını söyledi. Gülşen Hanım çok fazla kardan korktuğundan dolayı çocuklarını dışarıya salmıyordu. Ama korktuğu başına gelmişti. Sevgi annesinden izin almadan dışarıya çıkmıştı. Sevgi ise evden çok uzaklaştığının farkına varmadığı için kaybolmuştu. Bir süre sonra akşam olmuştu ama Sevgi hala ortalarda yoktu. Gülşen Hanım çok telaşlanmıştı. Oğluyla beraber her tarafı aramalarına rağmen onu bulamamışlardı. Kocası İhsan Bey eve gelince evde kimse yoktu. Dışarı çıktığında az ilerde oğlunu gördü. Telaşla oğlunun yanına gitti. Oğlu çok telaşlıydı. İhsan Bey oğlu Samet'e "Ne oldu?" diye sordu. Oğlu kardeşinin kaybolduğunu söyledi. İhsan Bey Gülşen Hanım ve oğulları üçü birlikte aramaya başladılar ama saatler ilerliyor çabalar sonuçsuz kalıyordu. Sabah olmaya yaklaşmıştı ama Sevgi hala bulunamamıştı. İhsan Bey polisleri aradı. On, on beş dakika sonra polisler geldi. Polisler eğitimli köpekler ile kızı aramaya başladılar. On kilometre ötede polisler kızın izine rastladılar. Hemen karı kazıp kızı çıkarmaya çalıştılar. Kızı karın altından çıkardıklarında donmuş ve nefes alamaz haldeydi Gülşen Hanım kızın öldüğünü duyunca düşüp bayıldı. Samet ise ne olup bittiğini anlamamış gibi şaşkın şaşkın bakıyordu. İhsan Bey ise acısını belli etmemiş fakat içi kan ağlıyordu.
Birkaç gün sonra aile biricik kızlarını evin karşısındaki ormanlık araziye gömmeye karar verdiler. Uygun bir aramak için ormana girdiklerinde gözlerine inanamadılar. Burada küçüklüklerinden dolayı çocuk mezarı olduğu anlaşılan birçok mezar vardı. Herhalde burası daha önceden mezarlıktı diye düşünmüşlerdi. Ama niye hep çocuk mezarları vardı? Uygun bir yer bulup kazmaya başladılar. İhsan Bey mezarı kazarken kürek sert bir cisme çarptı. Önceleri taş zannettikleri şey aslında bir küptü. Küpü toprak altından çıkarıp baktıklarında içinde altın olduğunu gördüler. İhsan bey kızını toprağa gömüp küpü de eve götürdü. Ertesi sabah İhsan Bey odun kesmek için çıktığı bahçede yoldan geçen birini gördü. Adam kasabada birilerinin olmasına şaşırmış gibiydi. İhsan Bey'e "Sizin burada ne işiniz var?" diye sordu. İhsan bey biz burada oturuyoruz diye cevap verdi. İhsan Bey bu gizemli yabancıyı evinde bir şeyler ikram etti. Adam bu kasabada eskiden insanlar yaşadığından bahsetti. İhsan Bey şimdi neredeler ki? Diye sorunca adam onların çocuklarından birkaç tanesi ölünce onları karşıdaki ormana gömdüler. Ama gömerken gömdükleri yerde altın dolu küpler buldular ve ondan sonra buradan gittiler dedi. İhsan Bey adamın anlattıklarını adeta büyülenmiş gibi dinliyordu. Aynısı bizim başımızdan geçti dedi. Bu sefer şaşırma sırası gizemli yabancıdaydı. Misafir ben artık gideyim diyerek kapıya yöneldi. Adam çıkarken bence diğer çocuğunuzu da kaybetmeden buradan bir an önce gidin dedi. Ertesi gün İhsan Bey ve ailesi acele bir şekilde bir araç bulup eşyalarını da alarak oradan taşındılar. Kasaba ise yeni misafirleri için eski sessiz ve ıssız haline geri döndü...
Mohammad Wali Ashna
0 notes
gamerbulten · 4 months
Link
Neon Genesis Evangelion sırayla nasıl izlenir - Rebuild filmleri dahil Endişelenmeyin (Endişelenmeyin): Evange...
0 notes
isinizburdacom · 10 months
Text
Sincan'da iş mi arıyorsunuz?
🌟 Sincan iş ilanları kategorimizde, kariyerinizi Sincan'da yükseltmek için harika fırsatlar sizi bekliyor. İster deneyimli bir profesyonel, ister yeni mezun bir aday olun, burada size özel iş ilanları bulabilirsiniz!
💼 Hemen tıklayın ve isinizburda.com/sincan-is-ilanlari bağlantısından kategorimize göz atın. Size uygun olan iş fırsatını bulmak artık çok daha kolay!
⭐ Sincan'daki işverenlerin iletişim bilgileri açıkça yer alıyor, böylece iş başvurularınızı hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Kendinizi geliştirme ve kariyerinizde yeni bir sayfa açma zamanı!
👉 Sincan'da hayalinizdeki işi bulmak için şimdi harekete geçin! Göz alıcı fırsatları kaçırmamak için https://www.isinizburda.com/sincan-is-ilanlari adresine tıklayın ve hemen başvurun.
0 notes
Text
B Sınıfı İş Güvenliği Kursu
Tumblr media
B Sınıfı İş Güvenliği Eğitimi
B Sınıfı İş Güvenliği Eğitimi ve İSG Eğitimlerinde lider isim Yeni Uzman Akademi olarak sizleri aramıza bekliyoruz.
İş Güvenliği Neden Önemlidir?
B Sınıfı İş Güvenliği Eğitimi, özellikle kriz zamanlarında giderek daha önemli hale geliyor. Bu sadece büyük başarı, hızlı ilerleme veya yüksek maaşlarla ilgili bir durum da değil. İş güvenliği, birçok çalışan için öncelikler listesinin üst sıralarda yer alıyor.
Çalışanlar için iş güvenliği, gelecekte yaptıkları işlerinin tehlikede olmadığından emin olmalarıdır. Öngörülebilir gelecekte herhangi bir fesih olmayacağının ve daha fazla istihdam edileceğinize güvenebileceğinizin kesinliğidir. İş güvenliği, iş garantisi veya güvenli iş de eş anlamlı olarak düşünülmelidir.
Araştırmalar ve anketler, iş güvenliğinin genç profesyoneller ve uzun vadeli çalışanlar için giderek daha da önemli hale geldiğini gösteriyor. Bireylerin emekleri karşılığında adil ödeme yapılmasına ek olarak, kişinin kendi işinin güvenliği, belirleyici iş faktörlerinin en üst sıraları arasında düzenli olarak yer alır. Doğacak kriz konuyu daha da zorunlu hale getiriyor. Korku ve belirsizlik, süreklilik arzusunu teşvik eder.
İş güvenliğinin diğer yönlerden tercih edilmesi de şaşırtıcı bir durum değildir. Profesyonel çalışma hayatında güvenlik, aynı anda birkaç temel ihtiyacı karşılar:
Planlama güvenliği İş güvenliği, planlama güvenliği anlamına gelir. Uzun vadeli hedefler belirlemenize ve mevcut işiniz etrafında bir yaşam kurmanıza olanak tanır. Güvencesiz işlerde veya örneğin belirli süreli bir iş sözleşmesindebunun tersi açıktır Burada daha fazla esneklik mümkün olmalıdır.
Mali Güvenlik Çok önemli bir nokta, elbette, güvenli bir işle bağlantılı mali güvenliktir. İstikrarlı bir gelir elde edeceğinize güvenebilirseniz, endişelenecek daha az finansal endişeniz olur.
Profesyonel Güvenlik Kim düzenli olarak yeni bir iş aramak ve kendini iş piyasasında yeniden göstermek zorunda kalmak ister? Yorucu, sinir bozucudur. Gerekli iş güvenliği ile bunun için endişelenmenize gerek kalmaz. Ayrıca iş güvenliği ile birlikte kariyerinize ve başarınıza odaklanma fırsatı yakalarsınız.
İş Güvenliği Kimin Görevidir?
6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu, kamu ve özel sektör fark etmeksizin, tüm çalışanları kapsayan 2012’de hayata geçirilmiş bir yasadır. Aynı zamanda çırak ve stajyerleri de kapsamına almışt��r. Kamu ve özel sektörde çalışan herkes bu kanundan yararlanma hakkına sahiptir.
İş güvenliği hizmetleri de başta işveren veya işveren temsilcisinin görev ve sorumluluğundadır. İşveren veya işveren temsilcisi iş güvenliği hizmetlerinin gerçek anlamda yerine getirilmesini sağlamak için İSG profesyonellerinden destek alır.
İSG Profesyonelleri Kimlerdir?
İş Sağlığı ve güvenliği alanında Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından sertifikalandırılmış teknik personele kısacası İSG profesyoneli diyebileceğimiz gibi İSG profesyonellerini iş yeri hekimi, iş yeri hemşiresi ve A,B,C Sınıfı İSG Uzmanı olarak belirtmemiz mümkündür.
İş güvenliği uzmanı nasıl olunduğu ile ilgili sitemizdeki “C Sınıfı İSG Uzmanlığı” başlıklı blog yazımıza bakabileceğiniz gibi bu yazımızda da “ B Sınıfı İSG Uzmanı nasıl olunur?” üzerinde duracağız.
B Sınıfı İSG Uzmanı Nasıl Olunur?
B Sınıfı İş Güvenliği Eğitimi alan profesyonelleri “tehlikeli sınıf ve az tehlikeli sınıfta” görev alabilirler. B sınıfı İSG Uzmanı olarak görev almak isteyenlerin öncelikle C Sınıfı İSG Uzmanı olmaları gerekir. C Sınıfı İSG Uzmanı olarak üç yıl tam zamanlı (1095 gün ) çalışmış olanlar B Sınıfı İSG Uzmanı eğitimleri için başvuru yapabilirler.
B Sınıfı İSG Uzmanlığı Eğitimleri  
İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri gibi eğitimleri de Çalışma ve sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülür. Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının izni ve onayı ile İSG alanında eğitim faaliyetlerini sürdüren ve bu eğitimlerini sürdürürken Yeni Uzman Akademi İSG eğitimleri adına bir marka değer olarak karşımıza çıkar.
Offline Eğitim: Bu eğitimler 90 saat olarak yapılır ve offline eğitimler asenkron veya canlı olmayan uzaktan eğitim olarak da bilinir. Dersler Yeni Uzman Akademi’nin uzaktan eğitim paneline önceden eklenmiş olduğundan katılımcılarımız kendilerine uygun zaman aralığında bu derslere katılabilirler.
Online Eğitim: Bu eğitimler de 90 saat olarak yapılmakla beraber; Yeni Uzman Akademi’nin eğiticileri tarafından internet ortamında canlı olarak yapılır. Bu dersler bir günde en fazla 6 saat olarak yapılabilir. Yeni Uzman Akademi tarafından bu dersler kayıt altına alındığından katılımcılarımız eğitimlerimize tekrar ulaşarak ders tekrarı yapabilirler.
Pratik Eğitimler:  Staj eğitimi de diyebileceğimiz bu eğitimler ise toplamda 40 saattir. Yeni Uzman Akademi’nin eğitim kadrosu tarafından uygun görülen ve iş güvenliği uzmanı bulunduran kurumlarda 5 iş günü içinde her gün 8 saat olarak yapılır.
B Sınıfı İSG Uzmanlığı Sınavları
B Sınıfı İş Güvenliği Eğitimi ve diğer iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bütün işlemler Çalışma ve Sosyal hizmetler Bakanlığı tarafından yapıldığı gibi sınavlar da bu bakanlık tarafından yapılır veya görevlendirmesi üzerine başka kurumlar tarafından yapılır.
İSG Sınavları Çalışma ve Sosyal hizmetler Bakanlığının görevlendirmesi ile ÖSYM tarafından yılda iki defa yapılır. Sınavlar son yıllarda Mayıs ve Aralık aylarında yapılmaktadır. Sınavlarda başarılı olmak için de 50 soruluk çoktan seçmeli testten oluşan sınavsa en az 35 doğru yapmaları üzerine başarılı sayılırlar.
Her sınıf için ( A,B,C) birer defa kurs almak yeterlidir. Sınavda başarılı olamayan katılımcılar sonraki sınav / sınavlara tekrar hazırlanıp ÖSYM Sınav işlemlerini gerçekleştirerek katılabilirler.
Yeni Uzman Akademi Demek: Başarı Demektir
Ağır sanayide gerçekleştirilen hamleler ve işçi haklarının iyileştirilmesi ile tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de gelişmeler yaşanmaya başlandı. Ülkemizde bu yönde atılan en büyük adım da hiç şüphesiz 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunudur. 6331 Sayılı İş Güvenliği Kanunu ülkemizde bu alanda bir devrim olarak kabul edilebilir.
İş güvenliğinin öneminin artması ile birlikte iş güvenliği profesyonellerinin eğitimleri de büyük önem kazanmıştır. Bu eğitimler başta da belirttiğimiz gibi Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yetkilendirmiş olduğu eğitim kurumları tarafından yapılır.
Yeni Uzman Akademi 8 yıllık tecrübesi ile iş yeri hekimliği eğitimleri alanında Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının izni ile eğitim faaliyetlerini İstanbul Anadolu Yakası ve Avrupa Yakası, Bursa, İzmir, Ankara ve Diyarbakır’da devam ettiriyor.
Yeni Uzman Akademi eğitim C Sınıfı iş güvenliği alanında eğitim ağı en geniş eğitim kurumu olmanın yanında katılımcılarına sağladığı destekle de başta iş güvenliği C,B,A Sınıfı İSG Uzmanlığı, iş yeri hekimliği ve iş yeri hemşireliği olmak üzere İSG eğitimlerinin öncüsü olmayı çoktan hak ediyor.
Yeni Uzman Akademi B sınıfı kursiyerlerine, katılımcılarına özel hazırladığı konu anlatımı ve deneme kitabından oluşan setin yanında İSG dünyasında en çok tanınan kitap yazarı Hakan Erdoğan’ın 3’lü kitap setini hediye ediyor.
Yeni Uzman Akademi internet sitesi üzerinde bulunan ‘Ders Notları’ sayfası üzerinden iş güvenliği uzmanlığı, iş yeri hemşireliği ve iş yeri hekimliği ders notlarını ve online deneme sınavları ücretsiz olarak herkesle paylaşıyor.
Yeni Uzman Akademi başta instagram olmak üzere sosyal medya hesapları üzerinden de ders notları ve testler yayınlayarak tüm İSG profesyoneli adaylarının sınavlarına hazırlanmalarına yardımcı olmaya çalışıyor.
Yeni Uzman Akademi yine sosyal medya hesapları üzerinden İSG alanındaki yenilikleri paylaşarak İSG profesyonelleri ve İSG profesyoneli adaylarının gündemi yakından takip etmelerine katkıda bulunuyor.
Siz de İş Güvenliği Kursu Eğitimleriniz de ayrıcalıklı olmak isterseniz; Yeni Uzman Akademi’yi seçin.
İSG Dünyasında popüler olmak yetmez aynı zamanda işinin uzmanı olmak gerekir. Siz de eğitiminizde işinin uzmanları ile çalışmak istiyorsanız Yeni Uzman Akademi’ye gelin.
0 notes
fiyatinedir · 8 months
Text
Pazarlama Nedir? Tanım ve Rehber
Tumblr media
Pazarlama, bir şirketin ürün ve hizmetlerine ilgi uyandırmak ve müşterileri bunları satın almaya ikna etmek için yaptığı her şeyi içerir. Pazarlama faaliyetlerinin birçok alt kategorisi ve türü vardır, örneğin hedef kitleniz hakkında veri toplamak için pazar araştırması ve kamuoyu ilişkileri gibi. Pazarlama, büyük bir şirketin pazarlama departmanına sahip olabileceği gibi küçük bir pazarlama ekibine sahip olabilir veya tek başınıza tüm pazarlama faaliyetlerini yapabilirsiniz. Ancak genel bir kural olarak, hedef kitlenize ulaşmak, satış yapmak ve ilişkileri yönetmek için stratejiler ve içerikler geliştiriyorsanız, pazarlama yapıyorsunuz. Pazarlamanın amacı, potansiyel müşterileri tanımlamak ve onları gerçek müşterilere dönüştürmektir. Kapsamlı bir pazarlama stratejisi şunları yapacaktır: - Hedef kitlenizi anlayarak kim olduklarını, neleri sevip sevmediklerini, ne yaptıklarını ve neye ihtiyaç duyduklarını bilir. - Marka bilinirliği yaratır, böylece hedef kitleniz markanızı ve nasıl yardımcı olabileceğini bilir. - Satışları artırır, hedef kitlenize çözümünüzün doğru olduğuna ikna ederek. - Müşterilerle ve genel pazarla daha sağlam ilişkiler kurarak marka sadakatini oluşturur. - Piyasa, rekabet ve mevcut trendleri inceleyerek genişler ve yenilik yapar, büyür ve yaratıcılığı ifade eder. - Marka kimliğini ve markanızın kamuoyundaki algısını sürekli iletişimle yönetir. Pazarlamanın birçok türü vardır, ancak işiniz için en etkili olanlara odaklanmalısınız. Araştırma, hedef kitlenize ulaşmak için hangi pazarlama kampanyalarının diğerlerine göre daha etkili olduğunu belirlemenize yardımcı olabilir. İşte bugün kullanılan bazı pazarlama türleri: - İnternet pazarlama: Bloglar, arama motorları ve online forumlar bu işin araçlarıdır. - Sosyal medya pazarlama: TikTok, Instagram, Facebook ve LinkedIn gibi platformlar, müşteri ilişkilerini geliştirmek için platformlardır. - Video pazarlama: Videolar, bir pazarlamacının en iyi arkadaşıdır. Öğretme ve eğlendirmeye güçleri vardır. - Arama motoru optimizasyonu (SEO): SEO, web sitenizin görünür olmasını sağlar. İçeriğiniz arama motoru sonuçlarında görünür ve sektöre odaklanmış trafiğin gözüne çarpar. - Baskı pazarlama: Bu old school bir yaklaşımdır. Tabelalar, gazete ve dergi reklamları, potansiyel müşterilerinizle sizi bağlayabilir.
Tumblr media
Pazarlamanın 4 ilkesi
Ürün
Ürün, bir şirketin hedef kitlesine sunduğu gerçek ürün veya hizmetleri içerir. Bu, ürün tasarımı, kalite ve özelliklerine ilişkin kararları içerir. Ayrıca markalaşma, paketleme ve ürünün yaşam döngüsü gibi şeyleri içerir. Fiziksel bir ürününüz yoksa ve hizmetler veya fikirler satıyorsanız, ürün yine de bunu kapsar. Temel fikir burada, tekliflerinizle ilgili her bir unsurunun önemli olduğudur. Hepsi markanızın pazarın ve hedef kitlenin gözünde algısına bağlıdır ve hepsi sözde paketin bir parçası olarak düşünülmelidir.
Fiyat
Ürünlerinizi ve hizmetlerinizi fiyatlandırmak, sadece bir rakam seçmek ve gitmekten daha fazlasıdır. Stratejik olmak istiyorsanız, fiyatlandırma, pazar araştırmasına dayalı olmalıdır, rakiplerinizin fiyatlandırması, genel pazarın nasıl performans gösterdiği ve potansiyel müşterilerinizin ürünlerinizi ve hizmetlerinizi ne kadar değerli bulduğunu düşündükleri gibi. Aslında, birçok pazarlama stratejisi, müşterilerin markanızın daha fazla para ettiğini düşünmelerini sağlamaya odaklanmıştır. Günün sonunda, fiyatlandırma, araştırmaya dayalı olması gereken hassas bir süreçtir.
Yer (Dağıtım)
Potansiyel müşterileriniz ürünlerinizi veya hizmetlerinizi nasıl satın alabilecekler? Belki de ürünleri çevrimiçi olarak e-ticaret mağazanız aracılığıyla satıyorsunuzdur, bu nedenle muhtemelen sosyal medya pazarlama, arama motoru pazarlama, arama motoru optimizasyonu ve içe yönlendirme pazarlama gibi dijital pazarlama stratejilerine odaklanacaksınız. Dijital dünyanın ağırlıklı olduğu bugünün dünyasında dijital pazarlama stratejileri gereklidir, ancak dağıtımınıza yönelik diğer pazarlama stratejilerini ve tekniklerini de uygulamanız gerekebilir. Örneğin, ürünlerinizi mağazalarda satıyorsanız, satıcılar ve kuruluşlarla ilişkileri yönetmeniz, bu mağazalardaki raflardaki yerinizi düşünmeniz ve mağaza içi pazarlama materyallerinizi nasıl sunmak istediğinizi düşünmeniz gerekebilir.
Tanıtım
Tüm pazarlama karışımının içinde, cevap vermek için denemeler yaparken, stratejilerinizi sürekli olarak gözden geçirdiğiniz ve hedef kitlenizin nasıl etkileşimde bulunacağını düşündüğünüz etkili bir pazarlama stratejisi oluşturduğunuzda en çok akla gelen PR'dır. Tanıtım, işte pazarlama nedir sorusuna cevap vermeye çalışırken aklınıza gelen PR'dır. Tanıtım, işletmenin halkla ilişkilerden, geleneksel reklamcılığa (baskı pazarlama ve televizyon reklamları gibi) ve yeni stratejilere (içerik pazarlama ve arama motoru optimizasyonu gibi) kadar her şeyi içerir. Bu, tüm pazar araştırmanın bir araya geldiği, markanızın kimliği, bu kimliğin ne olmasını istediğiniz ve hedef kitlenizin bununla nasıl etkileşimde bulunacağını düşünerek etkili bir pazarlama stratejisi oluşturduğunuz yerdir.
Pazarlama başarısını nasıl ölçersiniz?
Tumblr media
Pazarlama başarısını nasıl ölçersiniz Bir işin başarılı olması için toplumsal normları değiştirmesi gerekmez, ancak tüketici ilgisini artırmalıdır. İşte pazarlama etkinliğini değerlendirmek için temel ölçütler: - Toplam gelir: Temel olarak işinize giren tüm para. Pazarlamanız ne kadar etkili olursa, bu rakam o kadar yükselebilir. - Satış büyümesi: Bu, farklı dönemleri karşılaştırarak gelirinizin nasıl arttığını ölçer. - Pazarlama yatırımının getirisi: Basitçe ifade etmek gerekirse, toplam gelirinizin pazarlama harcamanıza bölünmesi. - Çevrimiçi dönüşüm oranları: Bu, bir reklama tıklayan veya bir form dolduran kullanıcıların satın alma yüzdesidir. - Müşteri sadakati: Müşteri sadakati endeksi, tekrarlı satın alma oranı ve müşteri ömür boyu değeri dahil olmak üzere birçok metrik burada yardımcı olabilir.
Pazarlama, aynı anda her şeydir
Pazarlama, aynı anda her şeydir. Bilginizin, sezginizin ve gözlemlerinizin bir araya geldiği yerdir. Hedef kitlenizle bağlantı kurduğunuz, neyin işe yaradığını ve neyin işe yaramadığını görmek için sürekli deneyler yürüttüğünüz ve stratejilerinizi zamanla ve bilgelikle (Tecrübeyle) geliştirdiğiniz yerdir. Ve birçok durumda, pazarlama şirketinizin başarısı için yapılması veya bozulmasıdır.
Pazarlama S.S.S.
Pazarlama ile reklam arasındaki fark nedir? Reklam, herhangi bir dijital veya baskı pazarlama kampanyasının ayrılmaz bir parçasıdır, ancak bu sadece pastanın bir dilimi. Tam bir pazarlama planı, reklamcılık dahil birçok farklı aracı ve uygulamayı içerir, bunlar arasında hedef kitle araştırması, rakip analizi, kamuoyu ilişkileri ve içerik pazarlama bulunur. Pazarlama ile markalaşma arasındaki fark nedir? Markalaşma, şirketinizin imajını logolar, stil kuralları ve konumlandırma gibi şeyleri kullanarak geliştirmekle ilgilidir. Pazarlama ise bu oluşturulan imajı tanıtmak için farklı stratejiler oluşturma ve uygulama ile ilgilidir. Pazarlama ile satış arasındaki fark nedir? Müşteri kazanma yolculuğunda, pazarlama ve satış farklı roller oynar Pazarlamanın 4 ilkesi nedir? Pazarlama birçok unsuru içerir, ancak etkili bir pazarlama stratejisinin kalbi 4 P'de yatmaktadır: ürün, fiyat, yer ve tanıtım. Dikkatinizi Çekebilir: YouTube Shorts’tan Nasıl Para Kazanılır: Bilmeniz Gerekenler YouTube Shorts İçin Hızlı ve Kaliteli İçerik Oluşturma Rehberi Read the full article
0 notes
yantekerlek · 1 year
Note
Allah razı olsun, her cümlenizi sindirebilmek için defalarca kez okudum sanırım. ben çok gezen biri değilim, ablam her gün dışarıya çıkar mesela. kirletir, dağıtır öyle bırakır her şeyi. ben temizlerim, temizlik yapmayı da severim. bundan gocunmuyorum da, hep yaparım. seviyorum çünkü. en son, yakın arkadaşlarımla görüşecektim. 5-6 ayda bir ancak görüşebiliyoruz. dedim babama işte şu tarihte buluşacağız benim harçlığımı ayır diye. ablam atıldı kenardan sen de para olunca buluşsaydın diye. sonra onlar da senin kenarda paran vardır zaten dediler. kapandı gitti öylece. ben de kötü gün parası saklamayı severim. çünkü biliyorum ki benim ihtiyacım olduğunda genelde bana verecek para kalmaz. para almadım. kenardaki paramı harcadım. ama ablam mesela hergün dışarı çıkar, her yere arabayla gider. gazın parasını babam verir. ablamın maaş aldığı gün evden çıkarken babamın ona harçlığın var mı diye sorduğunu bilirim. derdim belki para gibi gözükecek ama, tam olarak öyle değil. değerli hissetmiyorum sanırım. benim param yoksa eğer, ayda yılda bir görüşebildiğim arkadaşlarımla görüşmeye gitmemeli miyim mesela? kendisi hergün arkadaşlarını görürken üstelik. üstüne bir de anne ve babamın da ablama destek olur gibi konuşması kırdı mesela beni. kimse benim ihtiyacımı dert edinmez. eşyasını toplar düzenlerim, teşekkür bile etmez. üstüne eşyasını kendisi koyup yerini unutunca bana kızar eşyamı nereye koyduysanız bulamıyorum diye. öyle olunca da ben de bir daha yapmak istemem. ama bir yanda da Allah rızası var. küçük küçüklüğünü bilirken büyük neden büyüklüğünü bilmesin ki?
siz olaya değer değersizlik üzerinden bakıyorsunuz. onlar belki de sadece harcama üzerinden bakıyor.
harcama üzerinden bakıldığında işin dümdüz mantığı ablanızın çalışıyor olması dolayısıyla daha çok harcama yapma hakkına sahip olması. burada bir adaletsizlik söz konusu değil. (kazandığı parayı eve verme gibi bir sorumluluğu da yok. islami açıdan babanız onun da ihtiyaçlarını karşılamak zorunda) dışarı çıkma hakkı ikinizde de aynı belki ama dışarı çıkmanın raconu genelde harcama olduğu için doğal olarak dışarı çıkma konusunda da daha fazla imkana sahip oluyor.
siz değerler açısından bakıyorsunuz değeri bunun üzerinden biçtiğiniz için değersiz hissetmeniz normal. anne babanıza bunun üzerinde değersiz hissetttiğinizi ifade etseniz aynı bakış açısına sahip olmadıkları için ne alaka nasıl böyle düşünürsün bile diyebilirler gibi. sen de evladımızsın o da. bir farkınız yok derler.
değerlerden bağımsız düşünmek insani değil ama meseleye insani açıdan değer açısından bakmayan insanları anlamak için kendimizi perişan etmemek için biz de düz değerlendirmek zorundayız. onların baktığı açıyı görmeniz gerekiyor. onlar sizinkini göremiyorsa sizin tam olarak ne hissettiğinizi açıklamanız gerekiyor. söylemedikçe anlaşılmayacak. söyleseniz bile belki anlayamayacaklar. bu durumda size düşen kafayı yemek değil. iaşenizi sağlamak zorundalar. ekstra taleplerinizi de tabii ki aile bütçesini de dikkate alarak altını çizerek istemeniz lazım. bu yüzsüzlük değil. onlar sizin aileniz. para istemek ağır gelmemeli. duygusal olarak farklı değerlendirirsiniz belki acizlik filan diye düşünebilirsiniz ama bu sadece sizi yorma işlevi görür. elbette sizin de maaş aldığınız bi işiniz olsa aksa her ay cebinize mis gibi olur. ama bu yok. para istemek gurur ve onur meselesi değil şu şartlarda. yüreğiniz bunu kaldırmıyorsa mesleki açıdan kendinizi ve işinizi bulana kadar sabretmekten başka çare yok. kendinizi çürütecek düşüncelerinize karşı da içsel savunma mekanizmaları geliştirip ruh sağlığınızı ne kadar yüksekte tutabiliyorsanız o kadar iyi.
ek olarak ettiğiniz hizmet, yaptığınız ev işleri asla maaşlı bir iş değeri görmüyor. algı bu şekilde. annelerimiz gün boyu evdeler. istediği zaman yatar, istediği zaman kalkar, kendi işinin patronu filan diye düşünülüyor. dkdldlfş. kal bakayım bütün işler sana yığılsın. o çalışıyor, bunun okulu var filan diye diye evde olana biniyor bütün işler. az bi hobisine vakit ayırsa annem herkes inliyor. pazartesi dikiş kursu var. havuz seansı alıyor arada. sebze pazarı var mesela. onu da görüyor. bi de üstüne yemek de yapıyor. ama algı şöyle. ne olacak ya evde sonuçta.
yani demem o ki ne kadar severek ve iyi de yapsanız yaptığınız işler çoğunlukla takdir görmez bu sebeple o da ev işlerinde çok büyük sorumluluk alıyor diyebilmeleri için insanların dünyanın yıkılıp yeniden kurulması gerekiyor. ya da aile bireylerinin çok büyük insaf kapasitesi olması gerekiyor, insaniyette tavan yapmaları gerekiyor. en az bir ay sadece evdeki bütün işleri yapmaları gerekiyor.
ben mesela evdeki pis işlere bakarım. silme süpürme tuvalet banyo yıkama bana bakıyor. kimse bölüşmüyor bu işi. üzerime yapıştı. bazaların altına ben giriyorum sanayi ustası gibi. çamaşır suyunu ben yiyorum. bazen kazan kaldırıp isyan ediyorum. yapmıyorum lan diyorum sonra bakıyorum elimde tuvalet fırçası var. bazı şeyler böyledir. ama yaptığın görülüyor mu de yoo. bazen tam tuvaleti temizliyorum bitiriyorum tinkk diye parlıyor dağlar taşlar. biri koşarak gelip çık çık tuvalete gircem diyor. çıktıktan sonra özellikle yanına gidiyorum. ilk sen yaptın nasıl bi histi. tertemizdi di mi diyorum. ayyy ellerine sağlık diyor. eyvallah kral. siz daha hijyenik edin diye her şey.
neyse buraları geçelim
ablanızla aranızdaki ilişkinin biçimi farklı anladığım kadarıyla. kimi kardeşini evladı gibi görür, kimi yarışacağı didişeceği dengi gibi görür. bu aile içinde şekillenir. sizi haklı veya onu suçlu bulmam mümkün değil. sizi haksız onu haklı bulmam da mümkün değil. evinizde sizinle hiç yaşamadım. çok farklı işliyor ev içleri. o yüzden oraya karışamam. yani yorum yapamam. aslında şu an konuştuklarım da sizin sistemin yanından geçmiyor olabilir. boş konuşuyor olabilirim.
anne babanızın işi çok zor. dengeleri sağlamak çok zor. ona da insaf etmeniz gerekiyor mesela.
ben anne olmadım. baba hiç olamayacağım. öğretmen oldum. belli not kriterlerim olduğu halde anam ağlıyor hak geçmesin diye. zor bu işler anonim. ağlamayın yani. ağlanacak başka şeyler var hayatta. Allah hepimize kolaylıklar versin.
1 note · View note
rutubetkurutma · 9 months
Photo
Tumblr media
Islak duvar kurutma çalışmalarını uzun yıllardan beri en ileri teknolojiyi kullanarak gerçekleştiriyoruz. Profesyonel duvar kurutma cihazı ile rutubete son.
Her bir duvar kurutma firması, her zaman işini sağlam yapıyor olmalı. Deprem kuşağında olan pek çok bölgemiz, inşaat projelerinin hassas bir çalışma ile yürütülmesini zorunlu kılıyor.
İşte tam da burada uzmanların devreye girmesiyle firmamızın yüksek performans ile katkı sağlaması, bütün inşaat çalışanlarına ve firmalarına önemli derecede katkılı destek sağlıyor.
Çok kısa süre içerisinde kaliteli cihazlarımızın kullanarak, ıslak duvar kurutma işlemi gerçekleştirebilirsiniz.
Böylelikle, hem inşaatta işiniz hız kazanacak hem de siz bu kaliteli hizmetten memnuniyet duymaya devam edeceksiniz.
İşimizi her zaman benimsediğimiz ve ciddiye aldığımız için, kendi branşımızda daima ilgi gören bir firma olmayı başardık, ilerleyen dönemlerde de bunu herkese daha sık göstereceğiz.
#ıslakduvarkurutma #duvarkurutma #duvarnemkurutma #duvarkurutmafirması
0 notes