Tumgik
#kedi nerde aq
saykohaberler · 2 months
Text
Doğan görünümlü Şahin gibi mi yani ?
Tumblr media
5 notes · View notes
eniyisiniistiyorum · 3 years
Text
Biraz da iyi şeylerden bahsedelim. Dün o kadar güzeldi kiii. Karışık soyunma odasını kullanacaktık bir günlük dolabını hemen benim yanımda aldı. Kilitli dolaplara girdik içerideki orada da yanıma gelip, “burada da yan yana olalım mı” gibi bişi söyledi ben de “olalıım” diye onayladım. Sonra değiştirttiler ama dünkü kullandığı dolabı kullanması gerekiyormuş.
Gün içinde sinirimi bozan dış etkenler oldu. Biz konuşurken birilerinin sürekli ona seslenmesinden gelip bir anda dahil olmalarından çok sıkılıyorum. Sabah dururken gene bi kız geldi hep de kızlar gelir bu arada aq neyse ben nefes alamadım kalktım gittim başka yere. Arkamdan beni sormuş “burdaki nerde” diye. “Gitti o” demiş gamze. O da demiş ki “ben de gidiyom o zaman” diyip gamzeyle kızı tek bırakmış. Kckdkd sonra çıkışta da biz dururken o yanımıza geldi gene kalabalıklaştık eda dedi ki, “ben sana ben senin ardından gelirim demedim mi” dedi allam deli oldum ya hasan da güldü cevap veremedi bi. Orada da sigaramı bitirip usulca gittim fkdkkd gamzeyle erol’u gördük iki kelime ederken bi baktım hasan orda değil. Gamze’ye eğildim, “bi baksana gidip oturmuş mu oraya bi bak yanına mı oturmuş” dedim gamze güldü, “biz gidince gitti hemen o” dedi. Yaaaa
Molaya gidecekken rf’imi bırakmaya koridora döndüm o da benle geldi. Üşümüyorum diye içime giydiğim kazağı gösterdim kfkdkd
Çıkışta servise bindik bu arada gamzenin servisi değişti hasanla benim aynı. Arkaya oturuyorum o da gelip yanıma oturuyo. Bebeğiiim bana aşıksan çabuk gel ben rüyamda öpüşmemizi görmekten sıkıldım gerçekten öpüşmek istiyoruuum
Ben de burda inicem diyip onun durağında indim. İndi birkaç adım attı hatta hiç bişi demeden gidecek sandım bana yer açmış ama geri döndü, “sen emin misin o eşyalarla markete gidebileceğine. Bak istersen gelebilirim.” O teklif etmese bile ben edecektim o etti daha iyi oldu tabi. “O zamaaan ben de sana en sevdiğim çikolatadan alırım.” “En sevdiğim çikolatadan?” “Hayır benim en sevdiğim çikolatadan.” “Tadelle beyaz.” “Hayır o değil.” “Nasıl o değil ben öyle biliyodum.” “O benim ikinci en sevdiğim çikolata.” “Kendimi kötü hissettim şimdi. En sevdiğin hangisi” “Hissetme çünkü söylemiyorum ben en sevdiğimi. Kimseye söylemiyorum merve’ye bile söylemedim.” “Alla alla. Gamze’ye?” “Gamze’ye de.” “Hangisiymiş o zaman bi daha söyle. Ya da söyledin mi bilmiyorum şu an kendimi özel hissettim.” “Hisset bence de. Söylemicem göstericem.” Karşıdan karşıya geçtik, “domates alıcaz” diyip güldüm. “Domates mi? Buraya domates almaya geldik yani şimdi öyle mi?” “Evett.”
“Aslında çilek domates istiyorum ama burada yoktur muhtemelen. O yoksa çeri alacağız.” Beni salkım domateslerin oraya götürdü, “bu değil ya.” “Ne bu değil 3 çeşit domates var.” “Bu salkım domates ben çilek domates istiyorum ama yok gel çeri alalım.” Poşeti aldım, ona verdim seçmeye başladık. “Küçüklerinden. İlk defa mı domates seçiyorsun?” “Yo ilk değil annemle çıkıyorum arada ama genelde taşıyorum.” Hiç öyle anam da anam ailem de ailem aşkım canım diyen bi tip değil allaaam maşallah diyim bu konuda. Arası kötü problemli ergenliği de yok. Olmuş gibi bi çocuk.
“Dur yeter çürür sonra, çok mu aldık ya.” Poşeti tarttım, içindekilere baktım. “Çok almışız çürür bunlar” diyip iki tane büyük çıkarttım. “Onlar emekti ama.” “Büyüklerdi ama sana küçük diyorum büyükleri koymuşsun. Hadi gidelim.” Bir adım attık kapıyı gördüm döndüm, “burdan mıydı?” “Hayır. Orada girilmez yazıyo öbür taraftan.” Güldüm, “aksaray’da hakmar mı vardı hasan nerden biliyim.” “Aksaray’da hakmar yoktu da market de mi yoktu” güldüm. “Şey desene, market yoktu da okuman da mı yok kırmızıyla at kadar yazmışlar.” “Yani. Girilmeyen yerler kırmızıyla işaretlenir. İSG dersinde öğretmiş olmaları lazımdı.” “Dinlemedim ben onları. Bu taraftan.” Çikolataların önüne geçtik. “Milka mı?” “Evet” diyip aldım. “Aa biz bunu askerde komutanımla çok yiyoduk.” Ben kendime üç tane aldım ona bi tane. “Kaç tane alıyosun öyle” “Şok’ta yok. Her zaman buraya da gelemem. Stok.” “Başka bir şey istiyor musun?” “Yok bu bana yeterli.” Sonra bir iki bakındık, “sana en sevdiğim bisküviyi de gösteriyim mi yoksa başka zaman mı diyelim?” “Hangisi?” Bisküvi tarafına geçtik. “Burda varsa gösteririm yoksa da başka zaman.” “Hangisi ki? Ülker mi eti mi?” “Öyle bilmiyorum... ülkermiş. Ama kendisinden burda yok.” “Onu da başka zaman öğrenirim o zaman.” “Anlaştık. Kedime mama alalım mı?” “Kedine mama mı?” “Evet. Benim kedim var biliyo musuuun” “Biliyorum, kulak misafiri olmuştum.” “Dünyanın en güzel kedisidir ama hiç cana yakın değil.” “Garfield gibi mi?” “Garfield nasıldı?” “Bilmiyo musun garfield’ı?” “Biliyorum da nasıl olduğunu tam hatırlamıyorum.” “Kötü kedi şerafettin, garfield bunlar izlenmesi gereken şeyler.”
“Bi de sigara alıcam.” “Burda sigara yok.” “Ya ben bunu hep unutuyorum burda nasıl sigara olmaz ya bim mi burası?” “Burası biraz cemaatçi.” “Ak prtili gibiler mi yani?” “Akpartililer.” “Anladıım.” Kendine kahve aldı bana da mocha. Cips tarafına baktık, orda sevdiği cipsin olmadığına karar verdi, “neyse sigarayı aldığımız yerden alırız”
Neyse sonra yukarı kata da baktık. O deodorant baktı ben makyaj temizleme pamuğu ikimiz de almadık. Mamayı seçtim. “Sığır etli yiyodu o ama burada yok.” “bu sefer de tavuklu yesin” kasaya doğru ilerledik. Sıradayız. “Ben beyaz tadelle alcaktım unuttum.. aşağıda gözüme çarpmadı kasaya giderken alırız diye düşündüm ama yukarı çıktık..” “onu da bi dahakine alırsın artık” “öyle yaparım artık.” Arkamı dönüp eline baktım. Kart ve kahveyle bekliyo. Bi tereddütlü kaldım, “Onları da alabilir miyim hepsi birden geçsin” “hayır.” “Ya valla onun için bi daha kart çıkarma lütfen. Hem kahve borcum vardı ona sayarız.” Avcunun içinden çekip aldım. Poşet de istedim ona koyduk. “Şu poşeti tutar mısın kolum koptu güya yardım edecektin.” Kıyafetlerim olan poşeti aldı. “Onları sen getireceksin artık.” “Oh ne güzel valla. Parasını ben ödiyim taşımasını ben yapiyim bi de ben getiriyim” “Ee sen istedin.” “Doğru, ben istedim.”
Çıktık, “sigarayı nerden alıcaz?” “Karagöz’den.” “Orası tanıdık he.” “Tanıdık mı?” “Tanıdıktı yani ama beni tanımaz heralde” “tanımaz inşallah.” Yürüdük ayağı ikinci kez poşetime değdi, “ya ben mi çok aşağıdayım sen mi ayağını kaldırarak yürüyosun anlamıyorum.” “Bilmiyorum ama sen çok aşağıda değilsin.” “Biliyorum değilim.” “Yok yok değilsin.” “Kısa olduğumu söyleseydin kabul etmezdim zaten.” “Değilsin.”
‘’Sigaranı da ben alıcam.’’ ‘’Yok öyle bişi.’’ Var öyle bişi.’’ ‘’Hem ne içtiğimi bilmiyorsun ki.’’ ‘’Edge blue. Onu öğrendik artık.’’ Oysaki sadece bir kere almıştı bana. ‘’Biliyormuşsun tamam.’’ :))))))
‘’En sevdiğin cips hangisi?’’ ‘’Yoğurtlu ve baharatlı arasında kalıyorum ben hep.’’ ‘’Ben de hep ikisinin arasında kalırım, ikisini de alırım.’’ ‘’Benim tercihim yoğurtlu başka bir şey istemiyorum teşekkür ederim.’’ Kasaya geçtik, sigaramı söyledi tam önümdeydi sola doğru eğilip tadelle beyaz da aldı. İşte o noktaya ben yüreğimi bıraktım. Gerçekten yüreğimi bıraktım ya. Offffff neden böyle şeyler yapıyosun hasaaan napalım şimdi sana mecburen aşık mı olalım ulaaaan.
Çıktık, ‘’Hadi bölüşelim.’’ dedim. ‘’Al mektuplarını ver mektuplarımı gibi oldu.’’ Yaa bunu benden başka kullanan ilk defa bir insana rastlıyorum. asdasdasf fişi çöpe atıp döndü. O verdi ben verdim. Kıyafetlerimin olduğu poşeti uzattı, ‘’Onu da yarın getirsen nasıl makbule geçer bilemezsin.’’ ‘’Öyle yapalım mı? Valla istersen yarın getiriyim.’’ ‘’Yok belki giyinir gelirim, belli olmaz. Teşekkür ederim.’’
Sonra görüşürüz dikkat etler falan konuştuk ayrıldık. Çok hoştu yani. Aşşırı hoş bi gündü. Yani gerçekten tipini beğenmiyorum ama bu kadar fit fit uyduğum çok az insan vardır. Gerçi şişman bi çocuk vardı onla da böyleydi yaa. Doğru, onla da eğlenmiştim ama o korkak çıkmıştı. Ona ilgim olduğunu kabullenememişti bi türlü. Neyse iyi ki kabullenememiş, gerçi sonra kürt çıkmıştı ortaya. Ay neyse afdasfas Giden gidebilir, hiç sorun değil. Kalanlara her daim şükrediyoruz. Hasan, umarım kalanlardan olursun. Senden hoşlanmaya başladım çünkü.
0 notes