Tumgik
#sen bana gülmüyorsun
Text
Neden gülmüyorsun? Sen, benim Gökçe'msin. Neden kahkahalarınla bana hayat vermiyorsun?
5 notes · View notes
matmazelsiyahq · 2 years
Text
"Neden gülmüyorsun? Sen benim Gökçe'msin. Neden kahkahalarınla, bana hayat vermiyorsun?"
~Ölüler Konuşamaz
3 notes · View notes
Text
Neden gülmüyorsun? Sen, benim Gökçe'msin. Neden kahkalarınla bana hayat vermiyorsun?
1 note · View note
arjenistanyel · 2 years
Text
Neden gülmüyorsun?Sen benim Gökçem'sin.Neden kahkahalarınla bana hayat vermiyorsun?
Ölüler Konuşamaz
29.09.2022
19:23
0 notes
yazmayansair · 2 years
Text
biliyordum bir gün böyle olacağını, ne zamandır yüzüme gülmüyorsun bilmez miyim ömer. Işıldayan gözlerin artık yorgun bakıyor bana, dik duran omuzların neredeyse yere değecek. Gözlerin kısılmayalı bin asır oluyor, sen bana baktığında kendini görüyorsun ama ben seni görüyorum, yok olup giden seni..
1 note · View note
iammorphia · 2 years
Text
Sen enerjine yetişemiyorum derdin şimdilerde herkes bana niye hiç gülmüyorsun diyo teşekkür ederim
0 notes
Text
Yeni Ay’da 6. Gün
10 dakikalık konuşmanın 100 dakika sürmesi gibi şu 6. Gün. Oysa sana hiç kötü bir şey demedim. Ne olursa olsun senin mutlu olmanı istemiştim. Konuşurken bir yıldız kaydı… Kayan yıldıza ne olur bilir misin? Ufalanır, paramparça olur. Sen bana sevmediğini söylediğinde gök yüzü şahit oldu buna, dayanamadı. İnsanoğlu işte. Bir yıldızın intiharına dilek diliyor. Benim de dileğim derslerini geçmen oldu. Çünkü bu kaygılı ve stressli dönemde başka bir şeye ihtiyacın yok. Bu ben olsam bile bana da ihtiyacın yok. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi bilmiyorum.
Kalbine kendimi zorla koyamıyorum. Bunu zaten yapamam. Ama biliyorum vazgeçmen zor. Kararsızlığını çok iyi anlıyorum. Belki bu şüpheye düşmüş olman bile yeterlidir güzelim. Bir insanı tanımak onu bilmek çok zor. Ben senin eğlenceli, konuşkan ve kahkahalı yönünü çok sevdiğimde seninle bir ömür geçirmek istemiştim. Yoksa gerçek anlamda ileride yeni tanıdığın biriyle nasıl evlenebilir ki insan. Seni tüm gelecek hayallerime dahil etmemin en büyük nedenlerinden biri bu. Biz birbirimizi seçmiştik. İyisiyle kötüsüyle tanıyorduk. Yoksa biliyorsun kimse mükemmel değil. Senin mesela şu sevgime karşılık vermemen, benimse seni kırmış olmam. Yüzlerce örnek sayarız seninle otursak. İnsanoğlu kendisi için yaratılmış birini bulamaz ki. Ama tenin için aynısını söylemeyeceğim. Tenin, dudakların benim için yaratılmış gibiydi.
Kendini beni sevmek için yorma. Bu ileride daha kötü sonuçlar doğurur. Ama zaten bitecekti kelimesini çok kabul edemiyorum. Çünkü bana yaptığım şeyleri düzeltmem için bir şans verilmedi. “Olmuyor” diyebildin sadece. Oysa ben olup olmadığını bile bilmiyorum. Sana şimdi satırlar yazsam bile ne fark eder ki. Aklın karışık, belki kalbindeyim belki değilim. Açıkcası kalbinde olmadığıma inanmadığım için çok yineledim. Bunca zamanı beni sevmeden geçirmiş olamazsın. Bu yüzden sana bunun ne zamandır olduğunu sordum. Bana “Ben sevmeyi bırakmadım, yoruldum” dedin. Oysa ben senin dinlenmene müsaade ederdim. Belki beni affedersin diye çabaladım, sonrasında beni sevmediğini söyleyebildin. Şimdi ise bambaşka bir senaryo.
Neye inanıp inanamayacağımı bilmiyorum. Anıların ve yaşanmışlıkların dışında kalbinde bir yerde olduğuma emin olmasaydım bu satırları yazmazdım. Sen yok desende orada var olduğumu biliyorum. Belki üstünü biraz çamur kapladı ama oradayım işte. Neyse ki yarın büyük gün senin için. Bugün inanılmaz bir çaba göstermen gerekecek. Bu yüzden her şeyi güzel hatırlaman ve kafanda güzel olan şeylerden başka bir şey kalmaması için tarihi bir dizin paylaşacağım. Umarım rahatlarsın ve yarın çok iyi bir performans gösterirsin…
/// 3 Lira 5 Lira Olayı ///
Covid sonrası türlü bahaneler bulup yanıma gelmiştin. Sahilde oturuyorduk açsan çiğ börek yiyelim demiştik. O masum bakışınla kaç paradır ki? Demiştin. Aynı anda “3 lira 5 lira” demiştik. Sonra birbirmize bakıp kahkaha atıp sarılmıştık.
/// Yılbaşında Çaça Deneyimi ///
Benimle yüksek alkol almadığın için Ablamın getirdiği içkiyi deneyecektik. Ama içki o kadar kötüydü ki bana içicem söz diyip her yudum aldığında suratındaki ifadeye bakıp gülüyordum. Evet o içkiyi beraber bitirememiştik. Çünkü cidden çok kötüydü :D
/// Dışarı diye çıktın 1 saat gelmedin ///
Ah benim aklı beş karış havada güzelliğim. Telefonunu sen git evde bırak sonra beni meraklandır.. Ne çok merak etmiştim seni. Panik olmuştum deli gibi. Sonrasında kapının tıkırdısından kapıyı açıp bana mahçup bir bakış attın. Nerdesin sen Ayla!? Diye sitem ettim. “Burdayııım” dedin. Cidden halen daha gülüyorum buna.
/// Tepsici ///
Buna sen çok gülmüyorsun ama kross şampiyonasında iki üç eşantiyona kandırıp seni çalıştırırken seni madalyaları tutan tepsici kız yapmıştım. Göz önündeydin :).. Dedim güzel kız lazım oraya benim güzelim var zaten.. Komik olanı dönüp baktığımda aşırı komik görünüyordun.. Bir kahve içtik altı üstü konu nereye geldi. Bu arada son bir kez daha benim için tepsi tutmanı çok isterdim. Ama bu sefer madalya değil. Kahve taşırken :)
/// Market Alışverişleri ///
Market anılarının hepsi gerçekten çok güzel. Eve yapacağımız market alışverişleri için koşarak geliyordun. Fiyatlara bakıp çok pahallıymış yaaa yapardın. Canının çektiği bir şeyi almak isterdin alırdım sana. Çocuklar gibi mutlu olurdun :) Bana tüm öğrencilik hayatımda çok destek olduğun için teşekkür ederim. İyi ki vardın…
/// İflas Etmiştin fjjd ///
Bu net en komiği kıyamam ben sana. Kredi kartı harcamalarından dolayı hiç nakitin kalmadığı için bana gelmiştin. Ben de bilerek eline bir kaç bozuk para tutuşturmuştum. O akdar sıkı tutmuşsun ki o paraları bir çocuk gibi kabul etmişsin artık param o diye.. Neyse ki para çekip halletmiştik. Ama o günü unutamam. Parasızlığı görmüş olman çok iyiydi. Halen daha videon duruyor. Açıp açıp severim seni…
/// Son anda yetişilen otobüs ///
Sanırım bunu 2 kere tecrübe ettik. İlkinde covid zamanıydı. Sana taksi bulmak için kafayı yemiştim. İmkanım olsa valizleride senide sırtıma alıp otogara uçuracaktım. Son anda yoldan bir taksi bulup yolladım seni. İkimiz yetiştiğimizde birbirmizi arayıp yaptığımız salaklığı konuşuyorduk. Daldık işte birbirmize geç kaldık… İkincisi buraya gelişimiz.(İstanbula) İyi bir yol arkadaşı olamadım midemden dolayı. Ama son anda yetişmiştik. Yurdun önünde beni bekleyen sitemkar kızı nasıl unutabilirim…
Buraya asansörün önünde çıkardığın gazı eklemiyorum. Ölü yemiştin sen o gün kesin. Bir de eserinle gurur duyup kahkaha atıyordun. Benim bağırsağımı bozma challangelarımız vardı. Çiğ köfte midye bira… Seninle yapılan en güzel aktivitelerden. “Memories” demiş elin yabancısı. Hatıralar ve anılar. Her şeyi zamanla güzel kılacak.
Sen bizi güzel hatırla arap kızı…
Sana hep güvendim ve tekrar güveniyorum; Yarın git içinden geç hocaların. Senin o şımarık hiçbir şeyden memnun olmayan küçük kızın altında yatan cesur, savaşçı kadını ben tanıyorum.
Sonrasında zaten konuşacağız. Emin olmadan vazgeçersek gökyüzü tekrar ağlar. Yıldızlar intihar eder. Yapmayalım bunu. Bitir şu projeyi sonra ne yapmak istersen yaparız. Sana bir tatil bir de mayo borcum var…
Tumblr media
Son olarak attığım görselde hiç göremediğim çocukluğuna gelsin… Umarım yüzünü güldürür. Her şey güzel olacak, olmak zorunda :)
0 notes
sheisalovelygirl · 2 years
Text
Hiçbir şey yolunda gitmiyor canımın içi… Sen yokken gece de gündüz de aynı işte. Fotoğrafların canımı yakıyor çünkü bana gülmüyorsun. Bana hiç gülmedin. Şimdi aynı şehrin farklı uçlarındayız ve karşılaşma ihtimalimiz yok. Seni çok seviyorum.
1 note · View note
2904sblog · 2 years
Text
Buraya bir şeyler koyuyorum lazım olursa eğer açar okursun olmazsa da ziyanı yok, dursun burada.
sana yüzlerce kez çarpıp, seni hiç farketmeyişim bileklerimi kesen bir şey şimdilerde. sesini binlerce kez duyup,
hiç anlamayışım sırtıma giren bıçak. bıçak diyorum ben ama senin kadar acıtmamıştı.
belki bir gün toplar kapına koşarım diye, içimde çiçekler yeşertiyorum hepsini toplayıp bi mezar başına bırakıyorsun sana doğru koşacak oluyorum sanki beni elinle durdurur gibi oluyorsun bana bakmanla bana bakman arasında kocaman bir fark var sen bana bakıyorsun da bana gülmüyorsun ki sen beni vuruyorsun da beni tekrar yaşatmıyorsun ki sana geç kaldığım için mi böylesin sen bana özür dilerim kollarını son kez açar mısın bana ?
23 notes · View notes
iremdesenyeterli · 2 years
Text
buraya bir şeyler koyuyorum. lazım olursa eğer açar okursun. olmazsa da ziyanı yok, dursun burada. sana yüzlerce kez çarpıp, seni hiç farketmeyişim bileklerimi kesen bir şey şimdilerde. sesini binlerce kez duyup, hiç anlamayışım sırtıma giren bıçak. bıçak diyorum ben ama senin kadar acıtmamıştı. belki bir gün toplar kapına koşarım diye, içimde çiçekler yeşertiyorum hepsini toplayıp bi mezar başına bırakıyorsun. sana doğru koşacak oluyorum sanki beni elinle durdurur gibi oluyorsun. bana bakmanla, bana bakman arasında kocaman bir fark var. sen bana bakıyorsun da, bana gülmüyorsun ki. sen beni vuruyorsun da beni tekrar yaşatmıyorsun ki. sana geç kaldığım için mi böylesin sen bana.
4 notes · View notes
hahacokkomik · 3 years
Text
Sokağa çıktım. Kimse yoktu. Hiç kimse. Bağırmak istedim. Ama sesim çıkmıyordu. Sanki tam göğsümde düğünlenmişti çığlıklarım. Yutkunamıyordum. Gözyaşlarım aktıkca biraz daha mahvoluyordum. Aklımdan çıkmıyordun. Tam gözümün önündeydin. Yine gülüyordun. Böyle gülmemen için,böyle bakmaman için yalvarıyordum.. Bana kimseye böyle gülmeyeceğini söylemiştin. Neden ona öyle güldün? Neden bana baktığın yeşil gözlerinle ona baktın? Tek varlığım senken neden yaptın bunu bana?
Biz çok uzaklarda güzel hayat kuracaktık. Uzaklardakı hayattayım şimdi ben.. sen yoksun canımın içi.. Yine gülmüyorsun bana. Aşık olduğum o yeşil gözlerinde bana karşı nefret var şimdi. Ben yine beklerim tabi ama. Ama sanki tüm gücümü, tüm duygularımı beni terk ettiğin yerde bıraktım. Gelsene yine buluşalım orda. Duygularımı geri ver bana..
2 notes · View notes
philophobiaaa · 4 years
Text
-Sen neden gidiyorsun ki oraya ihtiyacın mı var yoksa delirdin mi?
-Kız çocuğu: Hayır sadece üzgünsün, gülmüyorsun, kapanması zor yaraların var. Annen de seni oraya götürüyor.
-Pekala bunlar hiç düzelmez mi? Düzelmeseler bile oraya gitmek zorunda mıyım? Orası çok sıkıcı.
-Kız çocuğu: Değilsin. Sen kendine yetebilirsin. Hem bak içinde bende varım. Bana sığınabilirsin. Beni sevebilirsin. Beni kaybetmemek için çabalayabilirsin. Beni korursan ben seni hep severim ki. Senden hiç gitmem. Hep kalbinde, içinde bir yerlerde olurum.
"Dedi ve hiç gitmedi. Bende onu hep korudum, kolladım, sarıldım, sevdim, saçını okşadım. Bana yapılmayan ne varsa ona yaptım. O da beni ben yaptı. Kalbimi korudu. Ah küçük kız çocuğu, sen olmasaydın ben ne yapardım..."
5 notes · View notes
uyumsuzvedengesiz · 4 years
Photo
Tumblr media
Çok sevdiğim bir şair “ gün gelir bir gün; başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide o eski ağrı ansızın geri teper.” diyor... 
İçime bakıyorum uzun uzun, için uzay boşluğundan daha dipsiz, daha karanlık sanki bugünlerde. Kafamın içerisinde kendimle konuşmaktan, kendimle kavga etmekten etrafımdaki her şey anlamını yitiriyor bir bir... Yaptıklarımı ve yapmadıklarımı düşünüyorum durmadan. Yapabilecekken vazgeçtiklerimi bir de... “Şöyle yapsam nasıl olurdu?” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Pişmanlık böyle tırmanıyor belki de insanın içinde. Önce aklına giriyor, düşüncelerini hapsediyor sonra saç diplerinden tırmalamaya başlıyor. Hiç durmadan batan ve deri altında ilerleyen bir kıymık gibi... 
Daha çok beklemeliydim diyorum kendime... Doğru zamanı, doğru kalp çarpıntısını... Kalbim çarpmıyordu bile belki de. Çarpmayan bir kalp için bu kadar kalp kırıklığı gerekli miydi bilmiyorum. Oysa kalbim çarptığında ne kadar güzel baktığımı, dünyayı nasıl güzelleştirdiğimi hatırlıyorum çok önce. Eskiden... Kalbimin öyle çarpması için kilometrelerce koşmam gerektiğini düşündüm hep, haklıydım sanırım. Dünya bir daha hiç o kadar güzel olmadı, gözlerim bir daha hiç öyle gülmedi, yüzüme yakışmayan eğreti bi tebessüm kaldı bana sadece. Önceden ağız dolusu gülen “Sen gülmüyorsun, sen yaşıyorsun o kahkahayı” laflarını duyan ben değilmişim gibi... 
Penceremde güzel kokulu bir çiçek beklemiyor artık beni. Tüm unutkanlığıma, üşengeçliğime rağmen unutmadığım rengarenk çiçek yok artık. Aynı pencereden güneş de girmiyor artık içeri. Her yer siyah, düşüncelerim bile, gözlerimin dalıp gittiği boşluk da öyle... Kendimi sevmiyorum belki de... Aynada gördüğüm yabancıyı sevemiyorum artık...
Göz göze geldiğim aynadaki aksim benden çok farklı... Hatırladığım gibi değil... Hatırladığım gibi olmayacak bir daha asla... Kelebek kadar ömrü heba ettiğim için kırgınım kendime. Neresinden tutsam elimde kalıyor şimdi. Oysa yolun yarısına bile gelememiştim henüz. 
Çürüdüm...
Erken öldüm...
Erken kayboldum...
Tüm umutlarımı en erken zamanda kaybettim... 
-
-
-
Mayıs, 2020
7 notes · View notes
gaiptenbirsess · 4 years
Text
Boğazıma takılan bu yumru niye? Niye gülmüyor gözlerin? Neden sürekli yaşlar akıyor gözlerimden? Neden herkesi sen sanıyorum? Neden her baktığım yerde sen ol istiyorum? Neden hayallerimizi başkalarıyla yaşıyorsun? Neden eskiden en yakınım olan şimdi bir yabancıdan ibaret? Neden fotoğrafına baktığımda bile suçlu hissediyorum kendimi? Neden hala unutamıyorum seni? Neden hala unutmak istemiyorum? Neden bu kadar çok canım yanıyor? Aldığım nefes boğazımı deliyor. Neden hala nefes almaya uğraşıyorum? Neden senin kokunu içime çekmediğim sürece nefes alıyorum? Neden hiçbir yerde seni görmememe rağmen hala görüyorum? Neden adımlarım sana çıkmadığı sürece yürümeye devam ediyorum? Neden gülmüyorsun artık? Neden kolayca başkası girdi hayatına? Neden yoksun burda? Çok özlüyorum seni. Anlatılacak gibi değil. Gece rüyamda seni görmek için uyuyorum sadece. Ve seninle yüzleşmemek için uyumak istemiyorum. Canım çok yanıyor. Her yazdığım harf yüreğimi biraz daha yok ediyor. Kaçıyorum sürekli. Kendimden, gerçeklerden, sensizlikten. Ben daha fazla dayanamıyorum gerçeklere. Yalnız kaldığımda aklıma gelen 'sen' düşüncesine dayanamıyorum. Ağlamalarıma engel olamıyorum. Hıçkırık seslerini benden gelmiyormuş gibi kulağım şarkı yapıyorum. Ben hala her şeyi sana anlatmak istiyorum. Sadece sana. Odamda küçük bir misafir var demek istiyorum. Seni ona da anlattım demek istiyorum. Gitmiyor, yalnız bırakmıyor beni demek istiyorum. Seninle gülmek, seninle ağlamak istiyorum. Çok yoruldum, diyip omzunda dinlenmek istiyorum. Gözlerine dalıp derin bir uyku çekmek istiyorum. Hasret kaldığım sesini her gece kulaklarımda istiyorum. Adımı herkes öğrendi, bana artık sen hariç herkes sakar diyor. Gelmeni ve bana sadece senin sakar demeni istiyorum. Yaptığım sakarlıkları anlatıp bana sevimli bir şekilde kızmanı ve sonra acımı geçirmeni istiyorum. İstediğim hiçbir şey gerçek olmuyor. Dualarım kabul olmuyor. Yavaş yavaş her şeye olan inancımı kaybediyorum. Gelmeyeceğini, istediklerimin olmayacağını, dualarımın kabul olmayacağını anlamaya başlıyorum. Ve ben fotoğraflarını gördükçe, dinlediğim her şarkıda seni buldukça seni unutamayacağımı daha iyi anlıyorum. Ben sensiz hayallerimde iki çocuk büyütüyorum, hayali bir kediye miyavlıyorum. Gerçekleşmeyecek hayallerimi, hayallerimde gerçekleştiriyorum. Seni artık hayallerimde yaşatıyorum.
~Papatyalar artık yok.
4 notes · View notes
freeyaaaaaa · 4 years
Text
Gizem, bir geyik başı gibi uzanıyor aramızda.
Boynuzlarında senin karmaşan ve sana ait bilmediğim,
Bilmek istemediğim onca şey.
Buna benzer çözemediğim bir çok şey.
Ormanda sarı yapraklar düşmeye başladığı zaman saçlarının arasından,
Sarı bir yaprak fosili boynunun tam kenarında.
İki geyik ormanın kuytularında birbirine sarılmış yatıyor,
Boynuzları birbirine geçmiş..
Kırmızı bir yunusun havada sıçraması olurdu senin gülüşün,
Ama gülmüyorsun.
Beni boğmak mı istiyorsun?
Benim zaten boğulduğumu fark etmiyor musun?
Geyiğin boynunda kırmızı bir leke var.
Melankolimin tozu alındığında, kanayan bir yürek çıkacak ortaya.
İki geyiğin birbirine geçtiği yerde orman ışığı kırılıyor.
“Kalbin ilmini yap.” diyor bir ses.
Aortanın kırmızılığı gibi geyiğin boynunda bir kırmızı leke..
Geyiğin boynunu tuttuğum zaman elimde kalan pas lekesi
Ya da böyle bir şey seni anlamaya çalışmak.
Seni sevdiğim zaman kadife tüylü bir geyik ormanda su içiyor
Ya da yeşil kadife tüylü bir su akıyor boynuzlarımızın arasından.
Dünya tatsızlığı kristalleşirken kimyasal bir çözeltide,
Hiçbir şeyi çözemezsin.
Bileklerini de kesemezsin.
Anti-maddeye kaçmak istersin sadece.
Bazen ama bir insanla bir şey olur,
Kısa süren bir şey.
İki geyiğin sıçrayıp havada öpüşmesi gibi.
Bazı insanlarla yıllarca görüşsen de bir şey olmaz.
Ormanda bir kuş hızla dönüyordu.
Aşık olduğumuz zaman,
Yürek denen ormanda bir kuş anormal bir hızla döner
Ve kaçmamız gerektiğini söyler bize.
Çünkü her şey çok fazladır.
Kendi etrafında nefes kesici bir biçimde dönen bir kuş
Kendini ve etrafındakileri yaralar.
Tehlikedir onun adı.
Bunun için aşkı hiç kimse, insanın kendi arkadaşları bile istemez.
Kumrular sakindir bir tek.
Ben kumru değilim,
Sen de.
Seninle biz hiç kavga etmeyelim
Çünkü geyikler kavga ettiklerinde
Boynuzları birbirine dolanır ve ölürlermiş.
Gece saat 3:30.
Senin için bir şeyler yazmak istiyorum
Ama gözlerinin karşılaştığın insanlara
Nasıl sevgiyle baktığından başka bir şey gelmiyor aklıma.
İçimdeyken bana bakışın bir de.
Kumru değiliz biz.
Geyiklerin sonu da çok acıklı.
Ne kalıyor geriye?
Gece 10’a doğru aradın.
Birkaç gün sonra dolunay olacağını,
Rakı içeceğini ve denize deniz kızları için biraz rakı dökeceğini söyledin.
Kıskandırmanın daha zarif bir yöntemi olamazdı.
Ama beni daha fazla kıskandırma olur mu?
Dayanamam ben buna, taş kesilir boynuzlarım,
İçimdeki kuş ölür.
“Can you hear me major tom?”
Doğuya bakan yüzünle bak bana
Ve kalbimin bir porselen gibi olduğunu hiç unutma.
Çocuk gibi olduğumu söylemiştin zaten.
Çocuk gibi yazdığımı biliyorum bu kitapta.
Kırmızı mürekkeple boyanmış bir çocuk başı uyuyor kalbimde,
Fosforlu gözleri açıklanamayan şeylerin merkezi gibi.
Tıpkı bunun gibi açıklanamayan şeylerin merkezi olsun isterdim bu kitap,
Hiç kumru olamamış bir çocuk izini bırakırken onun üstünde,
Ararken bir kumru oluş halini.
Hayır, saatleri, geyikleri anlatmıyor bu kitap.
Bir kumru oluş halini anlatıyor
Ya da bir kumru olamayış halini.
Bazen bir şey görünür gibi oluyor,
Bazen bir şey görünmüyor.
Bazen bir şey değişecekmiş gibi oluyor,
Bazen bir şey değişmiyor.
Bazen beni hep sevecekmişsin gibi oluyor,
Bazen hiç sevmemişsin gibi.
Bazen bu kitap açıklanamayan şeyleri anlatıyormuş gibi oluyor,
Bazen hep açıklanan şeyleri.
Bazen bu kitap senin gibi oluyor,
Bazen benim gibi.
Yani sen beni kumru yapmaya çalışırken benim kumru olamayış halimi.
Bazen bu kitap aşk gibi oluyor,
Bazen anti-aşk gibi.
Hayır, elbette saatleri, geyikleri anlatıyor bu kitap.
İnsan ilişkilerinden bahseden bir kitap başka neyi anlatabilir ki?
Bizim uslanmaz ruhlarımız hiç kumrulaşabilir mi?
Suskuyla yan yana oturan iki kumru.
İki sevgili yan yana oturarak uzun süre hiç konuşmadan
Yani kumrulaşabilir mi?
Hayır, elbette senin aradığın saatleri anlatmıyor bu kitap.
Aramadığın onca saatin dehşetini anlatıyor ancak.
Ve çocuk gibi olmadığım,
Fazlasıyla realist olduğum için tek bir saate doğru ilerliyor:
Geyiklerin kavga edip, boynuzlarını açamayarak öleceği saate.
Yine de kumru masalını sürdürmeyi deneyecek bu kitap.
Çünkü kumru olamaz dediğin anda
Aşk da bitiyor kitap da!
Daha kavga etmedik.
Boynuzlarımız birbirine dolaştı ama sadece ormanda uykuda.
Bak hala “major tom” çalıyor pikapta..
4 notes · View notes
lleyliserd · 4 years
Text
beni gördüğün zamanlar yüzüne oturttuğun ve gün boyu yüzünde olan o gülümsemenin sıcaklığını unuttum. kendi isteğinle bana bağıra bağıra şarkı söylemeni bunun gözlerimin doldurmasını ve beraberinde mideme getirdiği tuhaf hissi, ne dersem diyeyim sorgusuz rahatlıkla inanmanı, bana güvendiğin zamanların verdiği rahatlığı unuttum. utanarak, buz gibi bi havada koluna usulca girdiğim zaman kulağıma güzel şeyler fısıldadığında ağzından çıkan sözcüklerin verdiği mutluluğu, istisnasız her gece beni aradığında kalbime gelen çarpıntıyı, konuşurken bana kendimi hissettirdiğin o önemli sıfatın ne demek olduğunu, hani bi yer var ya oraya ait olmak ne demekti unuttum. sen bana güvendiğinde beni sevdiğinde ses tonun nasıl olurdu ses tonunu unuttum.
beni kendime düşman ettin. önce şunun zorluğunu bi sindirelim. beni kendimle düşman ettin yaralı yaralı bakıyorum aynaya.
; seni çamur dolu bi küvetin içinde görüyorum şimdi. bana hiç gülmüyorsun.
12 notes · View notes