Tumgik
#7 Haziran 2020 Pazar
bitvoinco · 2 years
Text
Bitcoin 18 Bin Doların Altına Düştükten Sonra Toparlanıyor, Solana Altcoin Rölyef Rallisine Öncülük Ediyor!
Bitcoin'in fiyatı Aralık 2020'den beri görülmeyen seviyelere düştü ve o zamandan beri neredeyse oranında toparlandı. Solana neredeyse oranında patladı ve altcoinlerde bir rahatlama rallisine öncülük ediyor. Birkaç hafta süren uzun süreli sıkıntı ve depresif fiyat hareketinden sonra, kripto para birimleri sonunda bir miktar rahatlama görüyor gibi görünüyor. Toplam piyasa değeri 1 trilyon doların biraz altına genişledi ve bu yazının yazıldığı sırada bu psikolojik seviyenin üzerinde toparlanmaya çalışıyor. Ancak bu, büyük volatilite ve önemli düşüşlerin ardından gerçekleşti. Her şeyden önce, Bitcoin'in fiyatı son yedi gün içinde yaklaşık %4.2'lik bir artış kaydetti ve şu anda 21.000 doların üzerinde işlem görüyor. Bu, haftanın çalkantılı olmadığı anlamına gelmez. Aksine sadece birkaç gün önce Pazar günü BTC 17.622 $’a (Binance’de) düştü. Kripto para biriminin bu kadar düşük bir seviyede işlem gördüğü son zaman Aralık 2020'deydi. Neyse ki, alıcılar devreye girdi ve daha fazla düşüşü durdurmayı başardı. O zamandan beri, fiyat toparlandı ve neredeyse arttı. Bu etkileyici görünse de, Bitcoin'in toparlanması, en iyi performansı SOL gibi görünen birçok önde gelen altcoin'in gölgesinde kaldı. Solana, son yedi gün içinde ve 19 Haziran Pazar günkü en düşük seviyelerinden bu yana neredeyse arttı. Diğer altcoinler de aynı zaman diliminde yeşilde iyi durumda. ETH yaklaşık oranında iyileşti BNB ile aynı. ADA %5,2 arttı ve açıkçası diğer altcoinlerin gerisinde kalıyor. XRP artarken, toplam piyasa değeri açısından en büyük iki memecoin, Dogecoin ve Shiba Inu sırasıyla ve arttı. Bu arada, ikinci katman Ethereum ölçeklendirme çözümü Polygon (MATIC) geçen hafta boyunca 'den fazla muazzam bir artış gösterdi. Tüm bunlar, piyasa duyarlılığı yönetim kurulu genelinde büyük ölçüde baskı altında kalsa da, dip için çağrı yapan birçok yatırımcı ve topluluk üyesinin arkasından geliyor. Popüler kripto Korku ve Açgözlülük Endeksi'nden gelen veriler, geçen haftaya göre bir iyileşme olmasına rağmen, hala “Aşırı Korku” bölgesinin çok ötesinde olan 11'de saatler. Sonuç olarak, kripto para birimlerinin çoğu için haftalık mumun Pazar günü nasıl kapanacağını ve mevcut rahatlamanın daha geniş bir toparlanmaya uzanıp uzanmayacağını veya bunun sadece ölü bir kedi sıçraması olup olmadığını görmek çok heyecan verici. Piyasa verileri Piyasa Değeri: 987 Milyar Dolar | 24 Saat Hacmi: 76 Milyar Dolar | BTC Hakimiyeti: ,8 BTC: 21,130 $ (+%4,2) | ETH: 1.200 $ (+) | ADA: 0,49 $ (+%5,2) Bu Haftanın Kaçırmayacağınız Kripto Manşetleri Tether, Temmuz'da İngiliz Sterlini Sabit Sabit Parayı (GBPT) Başlatacak. Piyasa değeri USDT'ye göre en büyük stablecoin'in arkasındaki şirket olan Tether, yeni bir stabil kripto para birimi piyasaya sürecek. Bu sefer İngiliz Sterlini'ne sabitlenecek ve GBPT senedini taşıyacak. Temmuz'da yayına girecek. Bitcoin Madencileri Mayıs Ayında Çıktılarının 0'ünü Sattı: Analist. Analize göre, Bitcoin madencileri Mayıs ayı boyunca gelirlerini yoğun bir şekilde satıyorlar. Arcane Research analistleri, Haziran ayında daha da fazla BTC sattıklarına inanıyor. Bu aynı zamanda fiyatın dibini bulmaya yaklaştığının bir işareti olabilir. Bitcoin Tarihindeki En Büyük Yatırımcıların Gerçekleşen Kaybı Yeni Gerçekleşti, Ama İyi Haber Var. Yatırımcılar, hafta sonu yaşanan çöküş sırasında 7 milyar dolardan fazla zarar gördü. Bu, popüler kaynak Glassnode tarafından derlenen araştırmaya göre. Bu, Bitcoin'in fiyatının hafta sonu 21.000 dolardan 18.000 doların altına düşmesiyle gerçekleşti. Harmony Bridge Hacklendi, 100 Milyon Dolarlık Ethereum Kaybedildi. Harmony'nin Horizon köprüsünden yararlanılarak bir dizi token çalındı ​​ve toplamda yaklaşık 100 milyon dolara ulaştı. Bunlara wBTC, wETH, AAVE ve diğerleri dahildir. Ekip, suçluyu belirlemek ve çalınan fonları geri almak için yetkililerle birlikte çalışmaya başladı. Solana, Yeni Kripto Akıllı Telefonunu ve Web3 Geliştirici Kitini Duyurdu. Solana, bir akıllı telefon üretip göndereceklerini duyurdu ve kullanıcılar şimdiden ön sipariş için kaydolabilecekler. Yaklaşık 1000 dolara mal olacak ve önümüzdeki yılın başlarında satın alınabilecek. Binance, Özel NFT Koleksiyonlarını Başlatmak İçin Futbol Efsanesi Cristiano Ronaldo ile Ortaklık Yapıyor. Dünyanın önde gelen kripto para borsası Binance, futbol efsanesi Cristiano Ronaldo ile işbirliği yaptı. Çok yıllı özel NFT ortaklığı, hayranları Web3 ve NFT dünyasına dahil etmeyi amaçlıyor. Kripto Para Borsası Binance’de hesap açmak için tıklayın! Tüm gelişmeleri anlık almak ister misiniz? >>> Hemen Telegram, Instagram, Twitter hesaplarımızı takip ederek bildirimleri açın, gelişmelerden ilk siz haberdar olun! Not: Bu sitede yazılan makale içerikleri tamamen yorum ve analize dayalıdır. Hiç bir şekilde yatırım tavsiyesi değildir. Read the full article
0 notes
isvicreninsesi · 2 years
Text
DTÖ dünyadaki güncel sorunlara çare olabilecek mi?
Tumblr media
CENEVRE- Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) Covid-19 salgını nedeniyle iki kez ertelenen  12. Bakanlar Konferansı Pazar günü Cenevre'de yapılacak. Konferansın ana konusu Kovid-19 aşısı patent muafiyeti ve gıda güvenliği ile mücadele yer alıyor. 164 DTÖ üye devletinin ticaret bakanları, DTÖ'nün en yüksek karar alma organı olan Bakanlar Konferansı için 12-15 Haziran tarihleri ​​arasında Cenevre'de bir araya gelecek. Bu, üyeler beş yıl sonra ilk kez bir araya gelecek. Bakanlar konferansı normalde iki yılda bir yapılır ve küresel ticaret sorunları konusunda anlaşmalara varmayı amaçlardı. 12.oturum başlangıçta Kazakistan'da Haziran 2020'de planlanmıştı ancak Covid-19 salgını nedeniyle iki kez ertelendi. Son konferanstan bu yana, Ukrayna'daki salgın ve savaş jeopolitiği alt üst etti. Gıda güvenliği ve sağlık hizmetlerine küresel erişim dahil olmak üzere bakanların masasına yeni konular geldi. KONFERANSTAKİ KONULAR  Konferansta müzakere edilecek önemli konulardan biri, Covid-19 aşıları ve tedavileri üzerindeki fikri mülkiyet haklarından geçici olarak feragat etme önerisi üzerinde olacak. Ticaretle İlgili Fikri Mülkiyet Haklarından (TRIPS) feragat, gelişmekte olan ülkeler için Covid-19 aşılarının jenerik üretimine izin verecek. Her ikisi de büyük ilaç şirketlerine ev sahipliği yapan İsviçre ve Birleşik Krallık buna öneriye şiddetle karşı çıkıyor. Şu anda üyelerin feragat konusunda gerekli fikir birliğine varması pek olası görünmüyor. Yirmi yılı aşkın süredir devam eden aşırı avlanma için sübvansiyonların yasaklanması da bakanların masasında olacak. Deniz balıkları stoklarının sürekli aşırı kullanımdan dolayı tükenmesiyle bu sorun her zamankinden daha acil bir hale geldi. Gözlemciler, üyelerin dört günlük konferans sırasında nihai bir anlaşmaya varabileceklerini söylüyorlar. Engeller, sübvansiyonları sona erdirmek için geçiş döneminin uzunluğunu ve hangi ülkelerin farklı muameleden yararlanabileceğini içermesiyle ilgili olacak. Ukrayna'daki savaş, gıda enflasyonunu, tedarik zincirinin bozulmasını ve ihracat kısıtlamalarını da gündeme getirdi. DTÖ ekonomistlerinin tahminlerine göre; Nisan ayında ticaret hacmi beklentilerinin savaş nedeniyle 2022-2023 için %4,7'den %3'e düşeceği öngörülüyor. Rusya ve Ukrayna dünyanın en büyük tahıl, bitkisel yağ ve gübre üreticisi ve ihracatçısıdır. Savaş tedarik zincirlerini bozdu. Bunun sonucunda tarım ürünleri ve gübre fiyatlarındaki keskin artışlar, Hindistan ve Endonezya gibi ülkeleri buğday ve hurma yağı ihracatını kısıtlamaya zorluyor. Üyeler, BM Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından insani gıda yardımının tedarikini ihracat kısıtlamalarından muaf tutma olasılığı da dahil olmak üzere mevcut krizle başa çıkmak için farklı önerileri değerlendirecekler. Müzakereler ayrıca stok rezervlerine de odaklanacak. Şu anda DTÖ kuralları bu tür uygulamaları yasaklamaktadır. REFORM GÖRÜŞMELERİ ERTELENDİ DTÖ Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala, konferanstan birkaç gün önce (7 Haziran), masadaki tüm konulara atıfta bulunarak, “Birçok boşluk var ama ilerleme kaydediyoruz” dedi. Tarım, sanayi ürünleri ve hizmetlerinde serbest ticaret için müzakere kuralları, onlarca yıldır perde arkasında devam ediyor. Gelişmekte olan ve gelişmiş dünya, tüketici ihtiyaçları ve endüstri arasındaki çıkar çatışmaları, yeni uluslararası ticaret kuralları üzerinde uzlaşmaya varmayı zorlaştırmaktadır. 2015 DTÖ kararına uygun olarak işlenmiş gıdalardaki sübvansiyonların kaldırılması , İsviçre çikolata endüstrisi için sübvansiyonlarda yılda 100 milyon CHF azalmaya yol açtı. Bu, görünüşte küçük bir değişikliğin tüm sektörü nasıl olumsuz etkileyebileceğinin sadece bir örneği olarak önümüzde duruyor. Üye ülkeler arasında bir fikir birliğine varılması gerektiğinden, DTÖ'deki görüşmeler için bir gündem belirlemek sadece yıllar alıyor. Bu, reforma acilen ihtiyaç duyulduğuna dair geniş bir kabul görmesine rağmen, DTÖ'de reform yapmak için hiçbir somut adımın gelmediği paradoksuna yol açtı. Bu oturumda reformla ilgili somut bir tartışma yapılması da öngörülmüyor. RUSYA NE OLACAK? Batılı diplomatlar açılış töreninde Rusya'yı kınayacaklarını ve Ukrayna ile dayanışma göstereceklerini söylese de, Rusya’yı masanın dışına itmeyeceklerini vurguladı. Rus heyeti, Rusya Ekonomik Kalkınma Bakan Yardımcısı Vladimir Ilichev'in Cenevre'ye geleceğini doğruladı. Rus heyetinin hava sahasına yönelik yaptırımlara rağmen İsviçre'ye nasıl ulaşacağına ilişkin bir soruya İsviçre, "İsviçre ev sahibi ülke olarak gelen tüm üye ülke delegasyonlarının ülkeye giriş ve çıkışlarını kolaylaştırmak için gerekli tüm önlemleri alacaktır. Uluslararası toplantı ve konferanslara katılmak." Buna Rusya gibi yaptırımlar altındaki ülkeler de dahildir” denildi. HAVA SAHASI GEÇİCİ OLARAK KISITLANACAK  Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) konferansı nedeniyle, Cenevre hava da sahası geçici olarak kısıtlanacak. Federal Konsey, Mayıs ayında yaptığı açıklamada, Konferansın güvenliğini sağlamaya yönelik bu kısıtlamayı onaylandığını duyurdu. Hava sahasının kısıtlanması Cenevre’deki Place des Nations merkezli bir alanla sınırlı olacak. Hava sahasının kısıtlamalarından Cenevre Uluslararası Havalimanı’na iniş ve kalkış  yapan uçaklar etkilenmeyecek. Read the full article
0 notes
birkovadolusubalik · 4 years
Text
Hikayem biraz degisik başladı. Yaklaşık iki yıldır yoga yapıyor ve Yoga uzmanlık sertifikası almak istiyordum. Dersler başladı. 7 haftalık bir maraton beni bekliyordu. Hemen ardindan Haziran 2020’de Kazdaglari’nda muthis keyifli bir mekanda inziva... Ancak programin ortasinda 6 haftalık hamile oldugumu öğrendim. Enteresan bir gündü. Evren ve ben de çocuk istiyor çocukları çok seviyorduk ancak henüz tam anlamıyla hazır hissetmiyorduk kendimizi. Ben her zaman her şeyin kendiliğinden olanının daha güzel oldugunu düşünüyordum ancak her zaman her sey için yine de plan yapıyordum. Akışa bırakmak konusunda oldukça beceriksizdim. Hala da öyleyim. Ilk defa akisa biraktim. Dunyaya gelmek isteyen, gelmesi gereken bir bebek, ebeveyn olarak bizi seçmisti. Kendisine bizi sectigi icin tesekkur edip, sukretmekten ve onu beklemeye koyulmaktan baska bir secenegimiz yoktu. Aksi aklimizdan dahi gecmemisti.
Yoga’ya ara vermek zorunda kaldim. En azindan tehlikeli olarak adlandirilan dönem gecinceye kadar.
Eskisehir’de yasiyorduk bir suredir. Evren Istanbul’da is gorusmeleri yapiyordu ve guzel bir is teklifi aldi. Istanbul’a tasinma karari aldik ancak Turkiye sartlarinda hamile bir kadinin bir isten cikip, baska bir ise girmesi hele ki ozel sektorde imkansiza yakindir. Ama bebegimiz bize daha ilk dakikada ugurlu geldi ve ben global bir sirketin Turkiye ofisine, Istanbul icin kabul edildim. Ver elini Istanbul oyleyse.
Istanbul’a gelir gelmez bir ay sonra daha hamileligimin en basinda salgin hastalik kaynakli eve kapandik. Oysa pilates ve yoga derslerim beni bekliyordu :) “Hamileyken gideriz, guzel anilarimiz olur” diyerek aldigimiz ucak biletlerimiz bizi bekliyordu. Dostlarla, ailemizle sahil kahvaltilarimiz yanibasimizda olacakti oysa her pazar. Hic biri olmadi. Hamileligim evde gecti. Hamilelik doneminde yapilmasi gereken gunluk yuruyusler ise 5 metrekarelik hali uzerinde gecti gitti. Saglik olsun dedik hep.
Geldik 39. Haftaya. Ilk bir kac haftayi saymazsak hamileligim boyunca gebelik takibimi tek bir hekim yapti. Her sey yolunda gidiyordu. Doktorumu seviyordum ancak hislerim bana bazen garip seyler soyluyordu. Akisa birakma konusunda iyi olmadigim ve kuruntu yapma konusunda cok iyi oldugum icin, hislerimi bastirmaya calisiyordum. Hislerime haksizlik ettigimi 39+4’de son doktor randevumuzda anladim. “Normal dogum yapman zor gorunuyor, suyun azalmis, 40 haftaya kadar bekleriz. Bebek gelmezse, aliriz.”
“Aliriz” Neyi aliyoruz? Bebegimi rahatsiz edip, o daha gelmeye karar vermemisken, onu yerinden cikarip almayi dusunuyordu birileri. Belki benim canim bebegim 40+5 de gelecekti? Henuz vakti vardi belki? Neden ona bir sans vermiyorduk? Neden ozgur birakmiyorduk? Neden dogum yapmam zor gorunuyordu? Neydi tum bunlarin tibbi gerekcesi?
Sorularimin hepsi cevapsiz cig gibi kafamda buyudu buyudu buyudu... Hastaneden cikarken sorularim sivi halde gozlerimden akmaya basladi. O anda baska bir doktora gitmemiz gerektigini anladik. En azindan ikinci bir gorus almaliydik. Neydi bu isin asli astari ogrenmeliydik.
Hayatimizdaki en dogru kararlardan birini verecegimizi bilmiyorduk o dakikalarda. Esim, annem, kizkardesim ve ben, dogumdan once son kahvemi ictigim o kafede otururken, Yusuf Olgac’i aradim. Asistanina, “biraz ani oldu ama biz geldik kapidayiz, lutfen randevu icin musaitlik yoksa bile, Yusuf Bey bizi araya sikistirabilir mi?” Dedigimi hatirliyorum gozler yasli. Ofisi hastaneye iki dakikalik mesafedeydi zaten. Solugu Yusuf Hoca’nin yaninda aldik. Yusuf Hoca, butun sakinligi ve uzmanligiyla az once olasi dogumumla ilgili soylenen hic bir seyi dogrulayamadi. Suyum azalmamis, normal dogum yapmamin zor oldugundan bahsetmemisti. Sezaryen olacaksam bile bunu Yusuf Hoca yapmaliydi artik. O saniye doktorumu degistirdim. 39+3’de Yusuf Hoca’nin da referansiyla Ebe Hayriye’ye instagramdan ulastim. Canim
Hayriye’nin o kadar kadar yogun bir donemine denk geldim ki, bana cevap verip son dakika beni olumlu karsilamasini da bir mucizeye dayandiriyorum. Sihirli ellerinden ben de nasibimi alacakmisim demek ki. O gece kasilmalarim basladi. Hem Yusuf Hoca hem de Hayriye bana cok destek oldular ve ben kasilmalarimin buyuk bir cogunlugunu evde karsiladim. O sirada Esra’nin egitimde ogrettigi nefes egzersizleri, durus degisikliklerini yapip bana iyi gelecek seyi kesfetmeye calisiyordum. Sicak bir kac dus aldim. Kizkardesim, esim, annem... evimde 3 doulam vardi adeta. Cok sansliydi Yaz. Korkmadan, guzel guzel gelebilmesi icin, yollarina papatyalar seriyorduk adeta.
39+4’de sabaha karsi hastaneye gitmem gerektigini soyledi Hayriye. Gittik.
Sabah 7 gibi birazdan bebegimi kucagima alacagim havuzun icindeydim. 08:56’da ise, hayatimiza Yaz’imiz geldi. Epiduralsiz, suni sancisiz, kesiksiz. Hayatimin sonuna kadar paylasmaktan keyif duyacagim pozitif bir dogum hikayesiyle aldik Yaz’imizi kucagimiza.
Cok sukur Allahim.
Dunyanin neresinde olursak olalim, mevsim hep Yaz simdi.
3 notes · View notes
devrimcikadinlar · 4 years
Photo
Tumblr media
TEMİZLİK MALZEMELERİ VERİLMEYEN TUTUKLULAR, BULAŞIK DETERJANIYLA YIKANIYOR.
Görülmüştür Ekibi
14 Mayıs 2020
Korona vakalarının arttığı İstanbul Silivri Cezaevindeki hak ihlallerine bir yenisi daha eklendi. Temizlik malzemeleri verilmeyen tutuklular, bulaşık deterjanıyla yıkanıyor.
BOLD – Koronavirüs salgını nedeniyle Silivri Cezaevinde son günlerde sıkıntılı günler yaşanıyor. Bakırköy Savcılığının yaptığı resmi açıklamaya göre 44 tutuklu ve hükümlünün testi pozitif çıktı. Ancak hasta sayısının çok daha fazla olduğu iddia ediliyor. Sağlık, yemek, temizlik haklarından yoksun bırakılan tutuklu aileleri de yeterli açıklama yapılmadığı için panik içinde.
HDP Kocaeli Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu, kendisine ulaşan 27 mahpus yakınının mesaj ve mektuplarında yazdığı bilgilerin doğru olup olmadığının araştırılması için TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna 27 dilekçe ve Adalet Bakanlığına soru önergesi verdi.
Özellikle vaka iddialarının odağı haline gelen Silivri 7 Nolu Kapalı Cezaevinde kalan bir mahpus yakınının ifadesine göre tutuklular bulaşık deterjanı ve soğuk su ile banyo yapmaya mecbur bırakıldı. Mahpus yakını, “43 kişilik koğuşta 30 kişide ishal, kusma gibi şikayetler var. Haftalardır kantin sorunu yaşıyorlar. Sabun, şampuan ve peçete verilmiyor, bulaşık deterjanı ve soğuk suyla yıkanıyorlar.” dedi.
CEZAEVİ YÖNETİMİ SALGINI YÖNETEMİYOR Bir basın açıklaması yapan Gergerlioğlu, “Silivri Cezaevinde özellikle 7. ve 8. bölümde son 1 haftada birçok Kovid-19 vakası oldu ve yayılım gösteriyor. Koğuşlarda hemen hemen herkeste Covid-19 çıktı! Cezaevi yönetimi olayı yönetemiyor. Cezaevlerine zaten infaz yasası sonrası bir moral bozukluğu arttı, kantin ihtiyaçlarının karşılanamaması ve ardından immün direnç düşüklüğü sonrasında Kovid-19 vakalarının artması manidar!” diye konuştu.
KOĞUŞLAR ARASI DEĞİŞİM SALGINI ARTIRDI Yeni infaz yasası sonrasında açık cezaevlerinin boşalması sonrası yemek kalitesinin düşmesiyle de bu vakaların arttığını belirten Gergerlioğlu, “Birçok kişide ilk testler negatif çıkmasına rağmen sonraki testler pozitif çıkabiliyor. Sadece test sayısına güvenilmemesi gerektiği ortaya çıkıyor. Koğuşlar arası yapılan değişimlerin bulaşımı artırdığını görüyoruz. Bu uygulama çok amatörce sonucu düşünülmeden yapılmış belli ki. Zaten koğuşlarda salgın başladığında durdurmak mümkün değil. 7 kişilik koğuşlarda 35 kişi kalırken karantinaya ayrılan koğuşlar dolayısıyla koğuşlar daha da artmıştı. 7 kişilik yerlerde 45 kişi kalıyor. Balık istifi şeklinde kalınan bu yerlerde salgını durdurmak mümkün değil. Adalet Bakanlığı ve Bakırköy savcılığı halen bir açıklama yapmıyor. Adalet Bakanlığı ilk baştan itibaren hiç güven vermeyen bir şekilde bu olayı yönetiyor.” ifadelerini kullandı.
ORADA ÖLÜME TERK EDİLDİLER Gergerlioğlu şöyle devam etti: “Birçok vakayı biz haber verdik kamuoyuna. Bizden sonra Adalet Bakanlığı açıklama yapmak zorunda kaldı. Bu son yayılımlar konusunda da halen bir açıklama yok. Mahpus ve mahpus yakınları çok kötü bir psikoloji altında. Burada ölüyoruz diyen pek çok mahpusun bilgisi bana ulaştı. Mahpus yakınları, eşleri, çocukları, anneleri, babaları çok tedirgin, çok öfkeli ve karamsar bir şekilde beni arıyorlar. Orada ölüme terk edildiler diyorlar. Bu çok ağır bir psikoloji yetkilileri empati yapmaya davet ediyorum. Bir an evvel şeffaf bir açıklamayla gerçek sayılarla birlikte bir açıklama yapmaya davet ediyorum.”
KAÇ MAHPUSUN TESTİ POZİTİF ÇIKTI BİLİNMİYOR Gergerlioğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün cevaplaması için şu soruları sordu:
Silivri Cezaevinde Covid-19 teşhisi koyulan mahpus sayısı kaçtır? Bu mahpuslardan kaçı yoğun bakımda kaçı entübe durumdadır? Silivri Cezaevinde Korona sebebiyle yaşamını yitiren mahpus sayısı kaçtır?
Silivri Cezaevinde 7 kişilik koğuşta 45 kişinin kaldığı iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa salgın döneminde buna nasıl izin verilmiştir?
Silivri Cezaevinde Kovid-19 vakasını azaltmak için Korona semptomları taşıyan mahpuslara test yapılmadığı iddiası doğru mudur?
Şu ana kadar test yapılan mahpus sayısı kaçtır? Bu mahpuslardan negatif çıkanların kaçına tekrar test yapılmıştır?
Açık Cezaevlerinin boşaltılması sebebiyle Cezaevlerinde yemek sorunlarının yaşandığı kalitesiz yemekler sebebiyle mahpusların immün dirençlerinin düştüğü ve Koronaya yakalandıkları iddiaları doğru mudur?
İddialar her gün basında ve sosyal medyada dolaşırken Adalet Bakanlığı ve Bakırköy Savcılığının bir açıklama yapmamasının sebepleri nelerdir?
Adalet Bakanlığı ailelerin tedirginliğini gidermek için herhangi bir tatmin edici açıklama yapacak mıdır?
Gergerlioğlu önergede kendisine ulaşan 27 tutuklu aile yakınının mesajlarına da yer verdi:
OĞLUM ATEŞ NEDENİYLE İKİ KEZ REVİRE GÖTÜRÜLDÜ 1: “Z. A. Silivri 5 No’lu Kapalı Cezaevi’nde kalmaktadır. Annesi ile yaptığı telefon görüşmesinde; ateşinin olduğunu bu nedenle 2 defa revire götürüldüğünü daha sonra çağrılan ambulansta mahpustan ambulansın içinde bir örnek alındığını ancak niçin örnek alındığına dair mahpusa bilgi verilmediğini ve hastaneye götürülmeden koğuşuna geri gönderildiğini aktarmıştır.”
15 KİŞİLİK KOĞUŞTA 45 KİŞİ KALIYORLAR 2: “Abim Silivri 2 No’lu Kapalı Cezaevi’nde kalmaktadır. Geçen hafta yaptığımız telefon görüşmesinde yemeklerin az verildiğini söylemişti. Koronavirüs nedeniyle abimin hayatından endişe etmekteyiz. 15 kişilik koğuşta 45 kişi kalıyorlar ve açık cezaevindeki tahliyeler nedeniyle yemekler çok sıkıntılıymış. Zaten 45 kişilik koğuşa 15 kişilik yemek geliyordu yemekler kötü olduğundan yenilecek durumda değilmiş.”
EŞİME ÜÇ AYDIR İLAÇLARI VERİLMİYOR 3: “Eşim Y.A. Silivri 2 No’lu Kapalı Cezaevi’nde kalıyor. Kendisi alerjik astım hastası kendisinin 3 aydır ilaçları verilmiyor. Kendisi her yere dilekçe yazdı ancak hiçbir sonuç yok. Eşimin Kovid-19 nedeniyle hayatından endişe ediyorum.”
KİŞİSEL EŞYALARINA EL KONULDU 4: “Silivri 9 No’lu Kapalı Cezaevi’nde kalanların defter, kalem, kitap, radyo ve kişisel eşyalarına el konulmuş. Avukat görüşü de yasaklanmış. Yakınımın sağlığından da Kovid-19 nedeniyle endişe ediyorum.”
BULAŞIK DETERJANI VE SOĞUK SU İLE BANYO YAPILIYOR 5: “Silivri 7 No’lu Kapalı Cezaevi’nde mahpusların 43 kişi kaldıkları, içeride salgın olduğu, ishal, kusma gibi şikayetlerle 30 kişi aynı sıkıntıyı yaşadığı, haftalardır kantin sorunu olduğu, sabun, şampuan ve peçete verilmediği, bulaşık deterjanıyla banyo yapıldığı, mahpusların soğuk su da yıkandığı.”
C-7’DE BİR KİŞİ POZİTİF ÇIKTI 6: “Silivri 7 No’lu Cezaevi’nde C-7 koğuşunda bir kişi de Kovid-19 testi maalesef pozitif çıkmıştır. Koğuşta bulunan 45 kişi büyük risk altındadır. Koğuştaki diğer mahpuslara da bulaşmasından korkuyoruz.”
7: “Eşim Silivri 2 No’lu Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olarak bulunmaktadır. Telefonla görüşmeler 10 dakika bile sürmeden kapanıyor, aynı telefonu yüzlerce kişi kullanıyor, karantina odaları açmak için boşaltılan koğuşlar sonucu bir koğuşta 44 kişiler şu anda.”
EŞİMİN TESTİ POZİTİF ÇIKTI, KENDİSİNDEN HABER ALAMIYORUM 8: “Eşim R.K. Silivri 8 No’lu L Tipi Cezaevi C-6 koğuşunda kalmaktaydı. Eşimin ilk Covid-19 test sonucu negatif. Bugün sabah ise E-Nabız’da 2. Bir test sonucu vardı ve sonuç pozitif çıkmış ama cezaevini aradığımda 2. bir test yapılmadığını, daha sonra yapılacağını söylediler. E-Nabız’da pozitif görünen bir test var ama cezaevi 2. test yapılmadığını söylüyor. Dün aradığımda test sonucu negatif olduğu için C-1 koğuşuna alındığını ve salı sabah yani bugün telefon görüşü olacağını söylediler fakat bugün cezaevini aradığımda pazar telefon görüşü olduğunu söylediler. Eşimden haber alamıyorum ve çok endişeliyim.”
İNSANİ İHTİYAÇLARDAN YOKSUNUZ 9: “Silivri Kapalı Cezaevi’nde hükümlü olarak yatan kardeşim R.G. 06.04.2020 tarihinde yapmış olduğu telefon görüşmesinde her türlü insani ihtiyaçtan yoksun olduklarını, 7 kişilik koğuşta 29 kişinin tutulduğunu, beslenme ihtiyaçları ve temizlik malzemelerinin eksik verildiğini aktarmıştır.”
10: “15 Temmuz mağduru eşim M.K. Silivri L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu. Covid-19’dan ve cezaevindeki şartlardan dolayı eşimin hayatından endişeliyim.”
11: “M.E. Silivri L Tipi 5 No’lu Kapalı Cezaevi’nde kalmaktadır. Ailesinin aktarımlarına göre; mahpusun hastalık belirtilerinden kuru öksürük şikayetleri olduğunu, kaldığı koğuşta kronik hastaların bulunduğunu, kişisel temizlik malzemelerin verilmediğini, düzenli olarak soğuk ve sıcak suyun akmadığını, koronavirüs salgınıyla ilgili yeterli bilgi verilmediğini, yemekhanelerde temizlik, hijyen ve sosyal mesafe kuralına uyulmadığını, yemeklerin sağlıksız ve kötü çıktığını, karantina odalarının bulunmadığını iletmiştir.”
12: “Eşim M.K. Silivri Kapalı Cezaevi’nde kalmaktadır. Kovid-19 nedeniyle eşimin hayatından çok endişeliyiz.”
13: “Sayın vekilim, eşim M.A. Silivri 1 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde hükümözlü. 2016 yılının Ekim ayında tutuklandı. O tarihten beri Silivri 1 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalıyor. İstinaf Mahkemesi kararı onadı. Bu kez Yargıtay’a başvurduk ancak son 2 senedir Yargıtay’dan bir cevap gelmedi. 2020 Haziran sonunda cezasının müddeti dolup çıkması gerekiyor ama Yargıtay herhangi bir karara varmadığı için bekliyoruz. Bu durum beni çok tedirgin ediyor. Kesinleşmemiş bir cezayı yatmasına rağmen çıkma ihtimali düşük. Üstelik şimdi de salgın hastalık var ve üzüntümüz kat kat arttı.”
EŞİM SOLUNUM CİHAZIYLA YAŞIYOR 14: “Eşim A.G. Silivri 1 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalmaktadır. Eşim Hava Harp Okulu’nda Kurmay Albay rütbesiyle Dekan olarak görevini icra ediyordu. 15.07.2016 günü 100’lerce personelinin şahitliğiyle görevinin başında, yerinden ayrılmamış ve kimseye de emir vermemiş olmasına rağmen o günden beri tutuklu. Müebbetle yargılanıyor ve dosyası Yargıtay’da. Bu olay öncesi uyku apnesi rahatsızlığından dolayı tedavi görüyordu. Bu uzun süreçte eşimin rahatsızlığı da ilerledi ve solunum cihazı kullanması yönünde rapor edildi, solum cihazı aldık ve yaklaşık 1,5-2 yıldır solunum cihazı kullanıyor. Toplumunda yaşamış olduğu malum Kovid-19’dan dolayı içerideki şartlar çok daha zorlaşmıştır. Eşim solunum cihazı ile de nefes alması zorlaşmış. 40 kişilik odalarda 2 tane tuvalet ve 2 tane duşların olması hiçbir şekilde önlem alınmayan hijyen ve sağlanmayan temizlik malzemelerinin de olmayışı içerideki durumu çok ama çok fazla durumu ve şartları kötüleştirmiştir. Eşimin hayatından endişe ediyorum.” ifadeleri yer almıştır.
15: “Eşim H.K. Silivri Kapalı Cezaevi’nde kalıyor. Eşim dün telefon görüşmesinde hepimiz koğuş olarak eklem ağrısı çekiyoruz ve birkaç arkadaşını da hastaneye götürmüşler. Neden götürdüklerinin bilgisini de vermiyorlar. Eşimin Covid-19 nedeniyle hayatından endişe ediyorum.”
16: “Eşim F.T. Silivri 7 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’nde 19 aydır hükümlü. Eşim şeker hastası ve bu süreçte Kovid-19 riskinden dolayı hayatından endişeliyiz. Koğuşu çok kalabalık 45 kişi kalıyorlar.”
17: “Eşim E. S. Silivri 2 No’lu Kapalı Cezaevi’nde kalıyor. Eşimde yüksek tansiyon olduğu için Kovid-19 Salgınında risk grubuna giriyor. Eşimin hayatından endişeleniyorum.”
EŞİMİN İKİNCİ TESTİ POZİTİF ÇIKTI 18: “Eşim R.K. Silivri 8 No’lu L Tipi Cezaevi C-6 koğuşunda kalmaktaydı. Eşimin ilk Kovid-19 test sonucu negatif. Bugün sabah ise E-Nabız’da 2. bir test sonucu vardı ve sonuç pozitif çıkmış ama cezaevini aradığımda 2. Bir test yapılmadığını, daha sonra yapılacağını söylediler. E-Nabız’da pozitif görünen bir test var ama cezaevi 2. Test yapılmadığını söylüyor. Dün aradığımda test sonucu negatif olduğu için C-1 koğuşuna alındığını ve salı sabah yani bugün telefon görüşü olacağını söylediler fakat bugün cezaevini aradığımda pazar telefon görüşü olduğunu söylediler. Eşimden haber alamıyorum ve çok endişeliyim.”
19: “Eşim A. A. İstanbul Silivri Kapalı Cezaevi’nde kalmaktadır. Kovid-19 nedeniyle sağlığından endişeliyim.”
KANSER, ŞEKER, TANSİYON, HEPATİT-B HASTALARI VAR 20: “Z. K.; Silivri L Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalmaktadır. Kardeşi ile yaptığı telefon görüşmesinde; mahpuslar arasında yüksek ateş kuru öksürük ve boğaz ağrıları baş göstermiş durumda olduğunu ancak revire çıkarılmadıklarını sadece ateşleri ölçülüp geri koğuşlarına gönderildiklerini, koğuşta ve cezaevi genelinde yaşlı ve kronik rahatsızlıkları olan kişi sayısı çok yüksek olup Koah, kanser, şeker, tansiyon, Hepatit-b ve bunun gibi rahatsızlıkları olan hasta mahpusların bulunulduğunu, koğuşlar kalabalık olduğu için sosyal mesafe bir yana ranzaların dip dibe olduğunu ve aynı masada yemek yediklerini, eldiven, maske ve benzeri koruyucu hiçbir malzeme verilmediğini iletmiştir.”
21: “Ömer Bey ben İlhan Sevinç Silivri Cezaevinde oğlu olan bir babayım, bu salgınla ilgili bilginiz vardır. Sıkıntılar olduğunu duyuyoruz biz sesimizi duyuramıyoruz bizim sesimiz olun lütfen.”
“7 NOLU B8 KOĞUŞUNDA HERKES KORONA OLMUŞ” 22: “Ömer Bey babam cezaevinde, dün babam ile telefonda görüştük 7 Nolu B8 koğuşunda herkes korona olmuş ilaçlar gitmiyor, hastaneye kaldırılmıyorlar.”
7 NOLU’DA VİRÜS YAYILIYOR 23: Silivri 7 Nolu kapalı cezaevi C7 koğuşunda kalıyordu. Koğuştan Enes adlı Harbiyeli öğrencinin testi pozitif çıkmış. Ama koğuştakilere test bile yapılmamış. 6 Mayıs’a kadar sadece ateşleri ölçülmüş. 7 Mayıs’ta eşimin Kovid 19 testi pozitif çıkmış. Silivri 7 Nolu da Kovid 19 hızla yayılıyor. Eşim yemeklerin az geldiğini söyledi. Kantinden ise istediklerimiz gelmiyor dedi. Bugün ise konuşamadım. Koğuşları değiştirmişler. Haber bile alamıyoruz. Silivri’yi arıyoruz telefonu meşgule alıyorlar”
GARDİYANLAR KORKUDAN BAYILAN Kİ��İYE DOKUNAMADI 24: “Eşim E. T. Silivri 7 Nolu’da B8 koğuşunda kalmakta. Bugün telefon görüşmemizde söyledikleri şöyle: Birçok kişide yüksek ateş yok ama halsizlik, öksürük, eklem ağrısı, göz burun akıntısı var 1 haftadır. 6 kişi birkaç gündür test yapılsın kronik hastalığım var diye dilekçe yazıyorlar. Bu sabah sadece 2 kişiyi götürüyorlar hastaneye. Yemek yok denecek kadar az birkaç gündür ekmek de yeterli gelmiyor. Bazı arkadaşlar hem hastalık hem açlık sebebiyle oruçlarını dahi tutamıyorlar. Geçen bir arkadaş merdivenlerde bayıldı. Memurlar geldiler ama korkudan adama ellerini bile sürmediler. Müdahale edilmediğinden açlıktan mı hastalıktan mı bilemiyoruz. Kısıtlamalar hat safhada.”
25: “Bir şey almak zaten zordu şimdi hiç yok tedbir amaçlıymış. Para ile dahi kendilerine bir şey alma imkânı tanınmıyor. Bu insanlar nasıl dengeli ve yeterli beslenecek de salgına karşı bağışıklıklarını güçlendirecek sayın vekilim. Sesimize ses olun lütfen. Biz aileler dışarıda onlar dört duvar arasında her an endişe merak ve korku ile yaşamaktan yorulduk. En temel hakları olan yaşam hakkını istiyoruz ve bunun için de yapılması gerekenleri sorumlu mercilerden talep ediyorum, eşim ve arkadaşları adına.”
10 GÜNDÜR RAPORLU İLAÇLARI VERİLMEDİ 26: “Abim H. O. Silivri 8 No’lu Kapalı Cezaevi’nde kalmaktadır. Abimle konuştuğumuzda Kovid-19 testi pozitif çıkan hastalar olduğu ve onlarla temas halinde olduklarını, cezaevi yönetiminden test yapılmasını talep ettiklerini ve olumsuz cevap geldiğini söyledi. Abim koğuşlarda çok kalabalık kaldıklarını söylüyor. Abimin hayatından endişe ediyoruz. Abimin isteği üzerine test yapılmasını istiyoruz.”
27: “Eşim Silivri 7 Nolu B8 koğuşunda. Bu hafta telefon görüşünde 10 gündür raporlu ilacını vermediklerini söyledi. Kendisi 1998’den beri raporlu Hipoparatiroidi hastası. E-nabızdan sürekli kontrol ederim. 4 Mayıs’ta ilaçları reçete edilmiş ama verilmemiş. Koğuştan, haberiniz de olmuştur. Bayılan hastalık belirtisi gösteren 2 kişi çıkarıldı. Testlerinin negatif olduğunu beyan ediyor 7 No, aradığımızda. Yalnız B6’ya geçmiş biri ve bu bizi şüphelendiriyor. Kronik hastalığı bulunduğu için daha bir elzem bizim için. Olası, doz düşüklüğünden, hipoparatiroidi hastalığının semptomlarından biri görülür de Covid diye yanlış yönlendirilirse diye endişeleniyorum.”
https://gorulmustur.org/icerik/temizlik-malzemeleri-verilmeyen-tutuklular-bulasik-deterjaniyla-yikaniyor?fbclid=IwAR2EGUWfYJogxmpfm7JUzhbCVRX_Q6d0CHQpY8AURHxzhlyadRsaD_4ZVyg
5 notes · View notes
kaybolansonsayfa · 4 years
Text
Yaklaşık yirmi dakika sonra bölümümün ikinci sınıf öğrencilerine bir şeyler anlatmak üzere derslerine gireceğim. Buraya belki yıllar sonra baktığımda bu günü hatırlamak istiyorum. Sanırım uzun bir süre sonra ilk defa sunum heyecanını hissediyorum. Allahım lütfen çok güzel geçsin...
7 Haziran 2020 
Pazar, 13.13
3 notes · View notes
yeniyeniseyler · 4 years
Text
Oyna Kazan – İpucu ve Joker Kodu (7 Haziran 2020)
Oyna Kazan – İpucu ve Joker Kodu (7 Haziran 2020)
Canlı bilgi yarışması “Oyna Kazan”, sunucusuz olarak kısa aralıklarla günboyu yapılan VIP yarışmalar ile devam ediyor. Uygulamada para ödülleri bir süredir puan şekline dönüştürülerek “OK Altın” olarak kullanılmaya başlandı. 100 OK Altın = 1 TL‘ye karşılık geliyor.
  Joker Kodu (Joker Paketi):  
Artık hediye Joker kodu verilmiyor.
  7 Haziran 2020 – Yarışmasının İpucu:
Yarışmalarda artık kopya…
View On WordPress
0 notes
selcuksofta · 5 years
Link
Fenerbahçemizin, 2019-2020 futbol sezonu kombine kartlarının yenileme süreci ve genel satışı ba��lıyor. Büyük taraftarımız, Fenerbahçemizin yanında olmak, inanç ve tutkuyla ilk dakikadan son saniyeye dek takımımıza destek olmak için yine omuz omuza Saracoğlu’nda olacak… Taraftarlarımız, genel satış ve yenileme sürecinde, stadımızdaki kombine kart merkezinin yanı sıra passo.com.tr web sitesi üzerinden de online olarak kombine kart işlemlerini gerçekleştirebilecekler. Kombinelere dair tüm detayları aşağıda taraftarlarımızın bilgilerine sunuyoruz. KOMBİNE YENİLEME
Eski hak sahipleri için 20 Haziran Perşembe günü saat 09.00 itibarı ile başlayacak olan yenileme süreci,  3 Temmuz Çarşamba günü saat 18.00’ de sona erecektir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri dolayısıyla bu tarih aralığında yer alan 23 Haziran Pazar günü, yalnızca passo.com.tr web sitesi üzerinden yenileme işlemi yapılacaktır.
Yenileme işlemleri, stadımızdaki kombine kart merkezi ve passo.com.tr web sitesi üzerinden gerçekleştirilebilir.
Hak sahibi taraftarlarımız, bu süreçte sadece kendi koltuklarının yenilemesini yapabilir. Yer değişikliği ve ilave koltuk alımı yapılamayacaktır.
Kombine yenilemelerini yapmak üzere, hak sahibinin gelemediği durumlarda, hak sahibinin kimlik bilgileriyle herhangi bir yakını kombine merkezinden işlemini yapabilir.
Yenileme sürecinde devir;  Hak sahibi olup yenileme sürecinde koltuğunu devretmek isteyen taraftarlarımız, devir yapacakları kişiye kimlik fotokopisi ve devir dilekçesi vermelidir.
Koltuğu devir alacak olan taraftar bu evraklarla kombine kart merkezinden devir işlemini yapabilir.
Kurumsal yenilemeler yalnızca stat kombine merkezi gişelerinden yapılacaktır.
YER DEĞİŞİKLİĞİ
Kombine yerlerinde değişiklik yapmak isteyen hak sahipleri 5-6-7 Temmuztarihlerinde stadımızdaki kombine merkezine gelerek değişiklik işlemlerini gerçekleştirebilirler.
Yer değişikliği yapmak isteyen hak sahiplerinin, yenileme sürecinde koltuğunu yenilemiş olmaları gerekmektedir. Aksi halde satış işlemi kesinlikle yapılmayacaktır.
ÖNCELİKLİ GENEL SATIŞ / DİVAN-KONGRE-TEMSİLCİ ÜYELER
Divan üyeleri, Kongre ve Temsilci üyelerimiz, 8-9-10-11 Temmuz tarihlerinde öncelikli olarak satın alma işlemi yapabileceklerdir. (3 ADET)
Divan kurulu üyelerimiz, Divan kurulu için ayrılan bloklardan kendi adlarına olmak koşuluyla  indirimli olarak 1 adet  kombine alabileceklerdir. İndirimli kombinelerin satışı yalnızca stadyum gişelerinden yapılacak olup internet üzerinden işlem yapılamayacaktır.
GENEL SATIŞ
2019-2020 sezonu kombine kartlarının genel satışı 12 Temmuz Cuma günü başlayacaktır.
Kombine alacak taraftarlarımızın Fenerbahçe logolu passolig kart sahibi olması  zorunludur.
Kombine kart alabilmek için kongre üyesi olmak ya da Fenerbahçe taraftar kart sahibi olmak zorunludur.
Genel satış döneminde, kongre üyelerimiz 3’ er adet, taraftar kart sahiplerimiz ise 1’ er adet kombine alma hakkına sahip olacaktır.
Kurumsal kombine satın alımları yalnızca stadyum kombine kart merkezi gişelerinden yapılacaktır. Şirket vergi levhası örneği, imza sirküleri ve yetki belgesi ile başvuru yapılması gerekmektedir.
ÖNEMLİ NOTLAR
Stadımızdaki Kombine kart merkezi bu süreçlerde Pazartesi – Cumartesigünleri arası 6 gün boyunca 09.00 – 18.00 mesai saatlerinde, Pazar günü ise 10.00 – 17.00 saatleri arasında çalışacaktır.
23 Haziran Pazar günü yapılacak seçim sebebiyle stat gişelerinden satış yapılamayacaktır. Yalnızca passo.com.tr web sitesi üzerinden yenileme işlemi yapılabilecektir.
Passo.com.tr web sitesi yenileme ve genel satış sürecinde sürekli olarak taraftarlarımıza açık olacaktır.
Kombine sahibi taraftarlarımız, sezon boyunca kombinelerini en fazla 6 kez transfer etme hakkına sahip olabileceklerdir.
Transfer hakkını doldurmuş veya maçlara katılamayacak olan taraftarlarımız,  karşılaşmalarda koltuklarını kulübe devredebileceklerdir. Koltuklarının bilet olarak satılması halinde, satış tutarının belli bir kısmı sonraki sezonun yenileme sürecinde kullanılmak üzere passo kartlarına puan olarak yüklenecektir. Yenileme sürecinde kullanılmayan puanlar silinecektir.
2019-2020 futbol sezonu kombine kartlarının fiyatlandırması ve taksit seçenekleri aşağıdaki gibidir.
Passo.com.tr ve stat gişesinden taksitli kombine alımında aşağıda belirtilen kartlara %8 vade farkı uygulanacaktır. Nakit ve kredi kartı ile tek çekim yapılan ödemelerde vade farkı uygulanmayacaktır. Passo.com.tr’de; Tüm WORLD özellikli ve VAKIFBANK kredi kartlarına 3+3 taksit Tüm BONUS özellikli kredi kartlarına 3+3 taksit Tüm İŞ BANKASI Kredi kartlarına 6 taksit AKTİFBANK kredi kartlarına 6 taksit avantajı uygulanmaktadır. Kombine Ofisi’nde; Tüm WORLD özellikli ve VAKIFBANK kredi kartlarına 3+3 taksit Tüm İŞ BANKASI Kredi kartlarına 6 taksit Tüm BONUS özellikli kredi kartlarına 3+3 taksit Tüm AKBANK kredi kartlarına 6 taksit Tüm FİNANSBANK kredi karlarına 3+3 taksit Tüm ZİRAAT bankası kredi kartları 3+3 taksit Tüm HALKBANK kredi kartlarına 6 taksit AKTİFBANK kredi kartlarına 6 taksit avantajı uygulanmaktadır.
1 note · View note
yadevletbasa · 3 years
Text
Cem Küçük Nevzat Kayayı Yakalattı!
Mesleği gereği gündemi takip etmek zorunda olan birinin bile bazen gözünden büyük haberler kaçabiliyor.
Tumblr media
Meğerse “Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonlardan biri” geçen yıl Haziran sonunda yapılmış: Bataklık Operasyonu.
Eğer TRT Haber’de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu anlatmasa, benim bundan haberim olmayacaktı.
Bakan bey, kendi döneminde mafya ve uyuşturucu ile mücadeledeki başarıları anlatırken konuyu Bataklık Operasyonu’na getirdi ve şöyle dedi:
“Biz bir işi yanlış yaptık. Cumhuriyet tarihinin en önemli işlerinden bir tanesidir ama yanlış yaptık, yapmamamız lazımdı. Adı 'Bataklık Operasyonu'. Cumhuriyet tarihinin ilk 'uyuşturucudan suç gelirleri' operasyonu. Esrar yakalamadık, suç geliri yakaladık. İşin başındayız şu anda. Soruşturma sürüyor. 2 milyarlık mal varlığı ve para, 17 şirkete kayyum ama bunu 10 ile çarpın. Turpun büyüğü heybede. Peki Bataklık Operasyonu'nda ne oldu? Bataklık Operasyonu'nda kim var? Bataklık Operasyonu'nda iki baron yakalandı.”
Tam bu sırada program yapımcılarından beraberinde getirdiği fotoğrafı ekrandan göstermesini istedi.
Fotoğrafta Sedat Peker ile bakanın bu operasyonda yakalandığını söylediği baronlardan biri olan Çetin Gören yan yana görülüyordu.
Bakan, Peker’in adını anmadan, programdaki gazetecilerin bu konudaki sorularına da aldırmadan konuşmaya devam etti:
"Bataklık Operasyonu'nda, Çetin Gören, dünyanın en büyük baronlarından bir tanesi. Hollanda'dan çok adam yakalandı. Koruyucusu kim? Bu bir şey değil. Bataklık Operasyonu içerisinde FETÖ var ve ulaştık. Bataklık Operasyonu içerisinde biraz önce resmi çıkanlar da var. Çetin Gören'in kim olduğunu, nasıl büyük bir baron olduğunu anlatırsam aklı şaşar herkesin. Bunun Türkiye ile olan ilgisi, meselenin çok az bir noktasıdır ama bunu biz yakaladık."
Aslında Bataklık Operasyonu’nda Sedat Peker aranan şüphelilerden biri değildi. İki barondan biri de değildi. Peki, bu operasyonda yakalanmış tepe isimlerden biriyle fotoğrafını göstererek Süleyman bey ne demek istemişti?
Bilmiyoruz. Ama o programdan sonra ilginç bir tesadüf yaşandı.
O akşam Sedat Peker’in videolarındaki iddialara cevap vermek için TRT Haber’e çıkan İçişleri Bakanı, bambaşka konular hakkında konuşurken konuyu kendisi bu operasyona getirdi ve önceden rejiye verilmiş o fotoğrafı göstertti.
Programda Peker’in adını hiç anmadı, o talihsiz cümleye kadar da aslında belli bir seviyeyi koruyarak konuştu.
Ama o cümleyi kurduktan sonra herhalde Peker’in bir sonraki videosunda ona cevap vermesi beklenirdi.
Ama TRT Haber’deki programın ardından gece yarısı Peker bir tweet attı, bu programı izlemeden önce çektiği videonun sabah 07. 30’da yayınlanacağını, bakanın sözlerine ise Pazar günü cevap vereceğini açıkladı.
Ama ne tesadüf ki ertesi gün sabah yayınlanan altıncı videosunda Sedat Peker de ‘Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonundan’ yani Bataklık Operasyonu’dan bahsetti.
Şu ana kadar 7 milyona yakın kez izlenen altıncı videosunda o operasyonla ilgili anlattıklarını şimdilik usulca şuraya bırakalım.
https://www.youtube.com/watch?v=LELh7_8SMlY
Ve gelin, ana akım haber bültenlerini izlemeyen, günlük gazete okuyamayanların muhtemelen hatırlamadığı “Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonu” ‘Bataklık’a biraz daha yakından bakalım.
Daha sonraki bütün haberlerde bu operasyon için kullanılacak “Cumhuriyet tarihimizin yakın tarihimiz en büyük operasyonlarından biri” nitelemesi bizzat İçişleri Bakanı’na ait.
Bundan yaklaşık bir yıl önce 30 Haziran 2020’de sabah saatlerinde Emniyet Genel Müdürlüğünün ek hizmet binasının önünde bekleyen gazetecilerin karşısına geçen Bakan bey, pek çok kanalın canlı yayınladığı bir açıklamayla o sabaha karşı 04.30 itibarıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan operasyonu duyururken şöyle demişti:
"Yaklaşık bir yıldır takip edilen operasyonu arkadaşlarımız gerçekleştirdiler. Bu operasyonun ismi bataklık. Bu operasyonun nevi de şu uyuşturucu ve uyuşturucuya bağlı suç gelirleriyle mücadele etmek... Bu operasyon Hollanda, Belçika, İspanya, İtalya, Şili, Ekvator ve Brezilya ile bağlantılı olarak gerçekleştirildi. Türkiye'de de 11 vilayette yapıldı. Yaklaşık 94 hedefi vardı şu ana kadar 67 hedef gözaltına alındı. Bu operasyon hem suç gelirlerine yönelik, bir özelliği daha var silahlı suç örgütü olarak tespit edildi. Örgütün iki tepe yöneticisi var, bir tanesinin Brezilya ve Hollanda'da 26 yıllık hapis cezası ve kırmızı bülteni söz konusu. Şu ana kadar da nakdi olarak 70 milyon liraya el konuldu. Tüm süreçlerle beraber 500 milyonun üzerine çıkabilecek nakdi ve suç gelirleri toplamı söz konusu olacak."
Operasyonla ilgili ayrıntıları biraz da İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasından okuyalım:
“Soylu, operasyonun, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Narkotik Daire Başkanlığı, Ankara ve İstanbul Emniyet Müdürlükleri, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ile uzun süredir planlandığını, takip edildiğini söyledi. Operasyonla ilgili dosyanın gizli yürütüldüğünü aktaran Soylu, yaklaşık 2 ay önce operasyona bağlı olarak bir yakalama gerçekleştirildiğini anlattı.”
https://www.icisleri.gov.tr/cumhuriyet-ve-yakin-tarihimizin-en-buyuk-uyusturucu-ve-suc-geliri-operasyonu-bataklik-gerceklestirildi
Şu ana kadar okuduğumuz bilgilerden bu operasyonun neden “Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonları”ndan biri olduğunu anlamak mümkün olmadı.
Gerçekten de operasyonda Peker’in dediği gibi bir gram bile uyuşturucu yakalanmamıştı. Uyuşturucu geliri olarak el konan nakdi para ise 70 milyon TL’ydi.
Daha sonra çıkan operasyon haberlerine göre dökümü de şöyle:
“Örgütün uyuşturucu parası olarak Türkiye’ye sokmaya çalıştığı 953 bin 660 sterlin ve 311 bin 500 Danimarka Kronu’na, 52 milyon 627 bin TL’ye, 1 milyon 310 ABD Doları’na, çok sayıda lüks ev ve taşınmaza, yedi kiralık kasaya, 20 lüks araca, örgüt üyelerinin 16 şirketine, hesapları ve mal varlıklarına el kondu.”
Bakanın açıkladığına göre bütün el konan nakdi para, mal, mülkle birlikte bu operasyonda “uyuşturucu geliri” olarak ulaşılabilecek en maksimum miktar ise 500 milyon TL.
Biz normal insanlara bu paralar çok gelebilir ama sadece iki rakamla kıyaslayalım.
Ankara’daki dinozorlu Ankapark’a 750 milyon dolar harcandı, Tekirdağ Şehir Hastanesi 1.5 milyar TL’ye mal oldu.
Ama buna rağmen ilk andan itibaren operasyonun adı “Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonu” olarak kaldı.
Uyuşturucu yakalanmayınca, para da Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonu sıfatının altını doldurmayınca operasyonla ilgili medyada başka malzemeler öne çıkarıldı.
Mesela Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet binası bahçesinde sergilenen operasyonda gözaltına alınanların lüks araçlar
https://www.hurriyet.com.tr/galeri-bataklik-operasyonunda-ele-gecirilen-luks-araclar-sergileniyor-41553993/5
Ya da örgütün tanıdık iki tepe yöneticisi ya da haberlerde geçtiği adıyla iki “baronu.”
Bunlardan biri 90’lardan çok meşhur bir isim: Nejat Daş.
1992 yılında yakalanacağı sırada personeli tarafından 3.1 ton uyuşturucuyla batırılan meşhur Kısmetim-1 gemisinin sahibinin oğluydu. 1993’de 11 ton uyuşturucu taşıtan Lucky-s gemisine yapılan operasyonla yakalanmıştı. 1994’de kaldığı cezaevinden İstanbul’a duruşmaya giderken, haberlere göre cezaevi aracındaki Jandarmaları ikna edip, abisinin ofisine götürmüş, orada onları içeceklerine koydurduğu uyku ilacı ile uyutup kaçmıştı. Üstelik yurtdışına. 2003 yılında İspanya’da tekrar uyuşturucudan tutuklanınca, 2007’de Türkiye’ye iade edilmiş, 2012 yılında 1.2 milyon kefaletle serbest kalmıştı. 2012 yılından beri de Türkiye’de yaşamasına ve kaçak olmamasına rağmen bu operasyona kadar adını duyan da olmamıştı.
Diğer isim de yine eskilerden bir isim: Çetin Gören. 2012 yılında Anwers Limanı’nda ele geçirilen 8 ton uyuşturucu ile ilgili Belçika’da tutuklanmış, 2014’de adli kontrolle serbest kalmasından sonra Türkiye’ye kaçmıştı. “Kırmızı bültenle arandığı” söylenmesine rağmen o da bu operasyona kadar 6 yıl boyunca Türkiye’de rahatça yaşamıştı. Hatta Antep’te Suriyeli mültecilere yardım çalışmalarına katılmış, haber olmuş, burada bir konuşma bile yapmıştı.
Çetin Gören, Soylu’nun TRT Haber’de Sedat Peker’le fotoğrafını gösterdiği kişi. Ama TRT Haber’deki programa kadar kimse onun Peker’le ilişkisinden ya da bu fotoğrafından bahsetmemişti. Operasyonla ilgili haberlerde adı hiç geçmemişti. Sedat Peker, bu operasyonun şüphelilerinden biri de değil.
Haberlerde önce çıkarılan bir diğeri iddia bakanın TRT’de de söylediği gibi FETÖ bağlantısı.
Peki, uyuşturucu gelirlerine operasyon FETÖ’ye nasıl bağlanmıştı A Haber’den okuyalım:
“Zanlılardan bazılarının evinde 1 dolar bulunurken yine zanlılardan birinin Gaziantep’te FETÖ davasından yargılandığı ortaya çıktı.”
Nedim Şener’in bu iddiayla ilgili o tarihte Hürriyet’te yazdığı yazılarda daha fazla bilgi bulmak mümkün.
O yazılara göre bu bağlantıyı 1 dolarlar dışında sağlayan kişi, operasyonda 67 kişiyle birlikte Antep’te gözaltına alınan işadamı Halil Aslantaş’tı. Çetin Gören’e yakın olduğı iddia edilen Aslantaş, yazılardaki bilgilere göre onun gibi Avrupa’da uyuşturucu işi yapmış, 2012’de Türkiye’ye kaçmış, Gaziantep’e yerleşmiş. Onu FETÖ ile bağlantılı yapan ise yine Şener’in yazısına göre 2012’den sonra Bank Asya’daki 50 milyon Euro para hareketi. Yazıda “Tespitlere göre FETÖ elebaşı Gülen’in çağrısı üzerine kendisinin, eşinin ve vefat eden babasının da Bank Asya’ya para yatırdığı belirlendi” deniyor. Ama aynı yazıdan anlıyoruz ki bu iddialar 2017 ve 2018’deki ihbar mektuplarına dayanıyor: “Halil Aslantaş ve eşi hakkında Gaziantep Savcılığı’ndaki dosya halen açık bulunuyor. Bugüne kadar da ihbarlar konusunda ne bir belge toplanmış ne bir ifade alınmış.” Yani özetle aslında bir FETÖ davası sanığı değil.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/fetonun-uyusturucu-batakligi-41557886
Şimdi gelelim operasyonun en ilginç kısmına.
İçişleri Bakanlığı önünde bakan Soylu’nun yaptığı açıklamada verdiği bir bilgiyi yeniden hatırlayalım.
“Operasyonla ilgili dosyanın gizli yürütüldüğünü aktaran Soylu, yaklaşık 2 ay önce operasyona bağlı olarak bir yakalama gerçekleştirildiğini anlattı.”
Ama iki ay önceki o yakalama pek de gizli kalmamış görünüyor.
Operasyondan iki ay önce 3 Mayıs günü neredeyse bütün sitelerde bulunabilen haberlerden okuyalım:
“Edirne Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekipleri, aldıkları bir ihbar üzerine, Kapıkule'den Türkiye'ye giriş yapan ve Almanya'dan gelen tırı takibe aldı. Tır, polis tarafından İstanbul Büyükçekmece'ye kadar izlendi. Bir süre sonra tırın yanına Nejat Daş geldi. Güvenlik güçleri TIR sürücüsü ve Nejat Daş'ı yakalayarak gözaltına aldı. TIR'da yapılan aramada, Türkiye'ye sokulurken Kapıkule Gümrük Müdürlüğü'ne beyan edilmeyen yaklaşık 2 milyon 600 bin TL karşılığı olan 300 bin İngiliz Sterlini bulundu.”
Gemiyle uyuşturucu kaçırmış bir eski baronun yasadışı yollardan tırla ülkeye soktuğu para miktarı yine hayal kırıklığı yaratacak cinsten.
Ama gözaltıyla ilgili bu ilk haber aslında sansürlü olarak verilmiş.
Gerçek iki gün sonra ortaya çıkmış. Yine haberlerden okuyalım:
“Kapıkule sınır kapısını geçtikten sonra Edirne Emniyet Müdürlüğü ekiplerince uzaktan takibe alınan TIR'ın İstanbul’da yanına giderek TIR’ın şoförüyle irtibat kuran Sultanbeyli Emniyet Müdürü Necmettin Yüksek'in şoförlüğünü yapan polis memuru H.İ.A. gözaltına alındı. "Müdürüm'ün yönlendirmesiyle TIR şoförüyle görüşmeye gittim. Müdürümün bilgisi var" diyen polis memurunun ifadesi üzerine savcılıkça hakkında gözaltı kararı çıkarılan Necmettin Yüksek 1 Mayıs'ta gece yarısı tayiniyle Sultanbeyli Emniyet Müdürlüğü'nden İstanbul Emniyet Müdürlüğü emrine çekildi. 2 Mayıs'ta da İstanbul'da gözaltına alınarak Edirne'ye götürüldü. Polis memuru H.İ.A.yla birlikte gözaltına alınıp sorguya alınan ve sorgusunda kendisinin sterlinleri sadece taşıdığını, paraların sahibi olarak bir başka ismin kendisine söylendiğini ifade eden TIR sürücüsünün bağlantıları üzerinde yapılan çalışmalarda kaçak dövizin sahibi olarak belirlenen bir dönemin ünlü uyuşturucu baronu Nejat D. de İstanbul'da gözaltına alınıp, Edirne'ye götürüldü.”
Çok tuhaf bir ilişki ağı.
Ama yurda kaçak olarak sokulan sadece 300 bin İngiliz sterlinini almak için eski bir uyuşturucu baronunun Emniyet Müdürü’nün makam aracını kullanması da tuhaf.
(Emniyet Müdürü Necmettin Yüksek’in İnönü Stadı önündeki PKK saldırısında yaralandıktan sonra Çevik Kuvvet Müdür Yardımcılığı’ndan bu göreve getirildiğini de not edelim.)
Peki, bu küçük çaplı Susurluk olayından sonra ne olmuş?
Beş gün sonraki haberlerden okuyalım. Bu arada Bataklık Operasyonu’na da sadece iki ay var:
“Nejat D. ile İstanbul Sultanbeyli eski İlçe Emniyet Müdürü Necmettin Y. sevk edildikleri mahkemece adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.”
https://www.milliyet.com.tr/gundem/baron-ve-emniyet-muduru-adli-kontrolle-serbest-6206821
Size, bize tuhaf gelmiş olabilir.
Ama iki ay sonraki Bataklık Operasyonu’ndan sonra çıkan bazı haberlere göre bu serbest bırakma aslında bir polis taktiğiymiş:
“Ancak bağlantı ağlarının nereye kadar uzandığının tespit edilmesi gerekiyordu. Hepsi serbest bırakıldı. Narkotik ekipleri ise takibe devam etti.”
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/protokollu-baron-emniyet-muduru-makam-aracini-tahsis-etmis-41562686
Polis taktikleri konusunda uzman sayılmam ama genelde tutuklama yapmayarak bu taktik çalışmıyor muydu?
Diyelim yanlışlıkla oldu, bu tutuklama ve serbest bırakma çarşaf çarşaf haber olduktan serbest bırakılanların ağlarının nereye kadar uzandığını tespit etmek zor olmamış mı?
Yine haberlere göre olmamış.
İki ay önce yurtdışından getirilen kaçak para teslimatı nedeniyle gözaltına alınan Daş ve Emniyet Müdürü, sanki hiç bir şey olmamış gibi ilişkilerine aynen devam etmişler:
“Zehir tacirleriyle bağlantısını sürdüren Necmettin Yüksek, Bataklık Operasyonu’nda diğerleriyle birlikte gözaltına alındı. Dosyadaki bilgilere göre, Nejat Daş, Yüksek’in kendisine tahsis ettiği makam aracıyla seyahat ediyor böylece hiçbir yerde polis kontrolüne takılmıyordu. Koronavirüs salgını nedeniyle getirilen şehirlerarası seyahat yasaklarını da böylece aşmıştı. Polis memurunun kullandığı emniyet müdürünün makam aracıyla Çorlu ve Edirne’ye giden Nejat Daş, TIR’larla yurt dışından getirilen yaklaşık 18 milyon lira değerinde İngiliz Sterlini’ni elden teslim almıştı.”
Hatta, bu büyük operasyonel zekayı hikaye haline getirip, öven köşe yazıları bile yazılmış:
“Acil durum toplantısından çıkan karar şuydu: Daş kefaletle serbest kalınca takibe alınacak. Paniklediği için Çetin Gören’le temas etmeye çalışacak. Böylece her ikisinin de yerleri öğrenilecekti. Gerçekten de öyle oldu. Daş’ın evinin girişini görecek şekilde çapraz bir noktaya bir izleme merkezi kuruldu. İçeri kameralar ve her türlü teknik takip cihazı yerleştirildi. Artık Daş’ın evi kontrol altındaydı. Gelip giden araçlar, plakaları tek tek arşivlendi ve takibe alındı. Aynı anda MASAK narkotik ajanlarından gelen bilgilere, plakalara ve şirket isimlerine göre banka hesapları çıkarılıyordu. Aşağı yukarı karapara trafiğinin haritası çizilmişti. Bu arada Daş’ın temasıyla Çetin Gören’in de yeri tespit edilmişti. Zaman daralıyordu ve karar geldi: Ekipler yola çıktı. Çevre düzenleri alındı. Tespit edilen 98 kişiden büyük bölümünün yerleri belirlenmişti. Ve operasyon için düğmeye basıldı..”
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/fatih-cekirge/komiserim-olacak-sey-degil-bu-o-evet-bu-o-ama-polis-41557450
Karşımızda kendilerine “Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonu”nun yapıldığını fark edemeyen, en kibar tabirle epey tedbirsiz bir uyuşturucu örgütünün olduğu anlaşılıyor.
İki ay önce gazetelerde çarşaf çarşaf haber olan bir operasyona rağmen ilişki ağlarını korumaya devam etmişler, anlaşılan birbirlerine sıkı sıkıya bağlılarmış!
Bataklık Operasyonu ile ilgili medya taraması yaparken bu operasyonla ilgili ne çok haber ve köşe yazısı yazıldığını görünce şaşırıyor insan.
Sonuçta adi bir suç. Yazılacak büyük siyasi meseleler varken, neden bu kadar ilgi görmüş acaba rakamların çok da büyük olmadığı, hiç uyuşturucu yakalanmamış bu uyuşturucu operasyonu?
Mesela Türkiye Gazetesi’nde Cem Küçük, üst üste iki yazı yazmış.
Birinci yazısı “Nejat Daş, Çetin Gören ve cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonu” başlıklı.
https://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/cem-kucuk/614229.aspx
Operasyonla ilgili her yerde bulunan bilgiler yer alan yazı “Bu büyük operasından dolayı İçişleri Bakanımızı, polisimizi ve diğer güvenlik yetkililerimizi tebrik ederim” diye bitiyor.
İkinci yazıda ise özel bilgiler var. Başlığı: “Bataklık operasyonu, lüks arabalar ve Nevzat Kaya...”
Nevzat Kaya, operasyonda gözaltına alınan Muşlu Trabzonspor yöneticisi, çok lüks araçlar satan Yeniköy Motors’un sahibi. Bataklık Operasyonu’nda gözaltına alınan 67 ve tutuklanan 34 kişi içinde yer almış.
Onun adını paralı müşterileri ve Trabzonsporlular dışında ilk kez son Sedat Peker videosunda duyanlar olarak herhalde çoğunluğuz.
Peki, çok az insanın bildiği bu işadamının adı neden ulusal bir gazetedeki bir köşe yazısının başlığına çıkar? Üstelik operasyonda gözaltına alınan pek çok başka işadamı olmasına rağmen
Sebebini anlamak için yazıyı okumak istiyorsunuz.
https://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/cem-kucuk/614297.aspx
Ama yazıya ulaşılamıyor.
Ama neyse ki Twitter var. Yazının tamamı buradan okunabilir.
https://twitter.com/aBahadirCYP/status/1395281550825115650?s=20
Özetini yine yazardan okuyalım:
“Bataklık Operasyonu’nda kara para aklama da bir isim daha var: Nevzat Kaya. Yeniköy Motors’un sahibi olan Kaya, Aston Martin gibi lüks araçlar satıyordu. Aldığım bilgilere göre uyuşturucu çetesinin kara parasını aklamaya yardımcı oluyordu. “
https://twitter.com/cemkucuk55/status/1279977178067865600?s=20
Ağır iddialar bunlar.
Dört gün sonra aynı köşede bir kere daha Nevzat Kaya’dan bahsedilmiş. Bu kez başlık; “Nevzat Kaya ile ilgili bir not.” Ana yazının altındaki bir not bu. Okuyalım:
“Geçen Pazartesi günü bu köşede Bataklık operasyonu, lüks arabalar, Nevzat Kaya...” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bataklık operasyonu Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonlarından biri. Uyuşturucu gelirlerinin aklanmasıyla ilgili bu operasyonda Nevzat Kaya’nın da adı geçiyordu ve tutuklanmıştı. Öğrendiğime göre polisler kendisine Nejat Daş, Cemal Deniz Şahan ve Perry James Young ile ilişkilerini sormuş. Nevzat Kaya, Nevzat Daş’ı tanımadığını söylemiş. Cemal Deniz Şahan ve Perry James Young’a araba sattığını ama parasını alamadığını ifade etmiş. Alamadığı rakam ise 680 bin Avro. Örgütün akladığı para ise yaklaşık 500 milyon civarında. 70 milyon nakit para ele geçirilmişti. 680 bin Avro devede kulak kalıyor. Ayrıca örgüt yöneticileri Nevzat Kaya’ya ait Mecidiyeköy’deki bir binayı satın almak istiyorlar ama araba satışından 680 bin avroyu alamadığı için şahıslara binayı satmıyor. Şimdilik öğrendiklerim bu kadar. Detayları öğrendikçe ve başka gelişmeler oldukça yine burada yazacağım.”
https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/cem-kucuk/614360.aspx
Ama boşuna linke basmayın. Çünkü “Madencilik sektöründe FETÖ’cülerin eli hala var mı” başlıklı yazının altındaki notun linkine de ulaşılamıyor.
Bu yazının çıktığı 10 Temmuz günü, Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonlarından Bataklık Soruşturması’nda tutuklanan 34 kişi arasında yer alan Nevzat Kaya hakkında tahliye kararı verildi.
Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu olarak açıklanan Bataklık operasyonunda tutuklanıp çok kısa bir süre sonra tahliye edilmesi o günlerde tartışma yaratmıştı. Yaptığı meslek ve klüp yöneticiliği yüzünden siyasete ve yönetici sınıfa yakın bir isimdi.
Tahliyesinin haklı nedenleriyle ilgili yine “edinilen bilgilere göre” yazılmış bir haber Veryansın Tv’da çıktı. Son olarak onu okuyalım:
“Veryansın Tv, Bataklık operasyonundaki dosyada yer alan Nevzat Kaya ile ilgili yeni bilgilere ulaştı. Dosyadaki delillere göre, Nevzat Kaya’nın teknik takip kararı verilen şahısların telefon görüşmelerine takıldığı ortaya çıktı. Tutuklu bulunan ve haklarında teknik takip bulunan Nejat Daş ile Çetin Gören’in Kaya’yı arayarak bir arkadaşlarının Rent A Car işine girdiklerini, Kaya’dan bu konuda yardım istediklerini, Kaya’nın kendisinde Rent A Car’lık bir araç bulunmadığını söylediği belirtildi. Dosyada bulunan delillere göre, uyuşturucu tacirleri Nevzat Kaya’dan bir adet Porsche Panamera ile Aston Martin marka araba aldıkları, bu araçların bedellerini ödemedikleri ortaya çıktı. Uyuşturucu tacirlerinden para almaması dikkat çeken Nevzat Kaya’nın tutuklandıktan sonra savcılığa ilgili kişilerin bunu borç üzerine aldıklarını söylediği ve ilgiyi belgeyi ibraz ettiği dosyada yer aldı. MASAK’ın bu konuyla ilgili rapor yazdığı ve Kaya’nın uyuşturucu tacirleriyle bir ilişkisinin olmadığını rapora eklediği öğrenildi. Bu belge üzerine Kaya’nın uyuşturucu tacirleriyle arasında bir ilişki olmadığı değerlendirildiği için tahliye edildiği vurgulandı. Gazeteci Cem Küçük, Nevzat Kaya’nın uyuşturucu tacirlerine kara para aklamakta yardımcı olduğunu yazmıştı.”
https://www.veryansintv.com/tartismali-tahliyenin-gerekcesi-ortaya-cikti
MASAK araştırmasıyla bir yıldır yürütülen bir soruşturma sonucunda yapılan Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonunda tutuklanan bir işadamı, tutuklandıktan 10 gün sonra “MASAK’ın bu konuyla ilgili yazdığı raporda uyuşturucu tacirleriyle bir ilişkisinin olmadığı” söylenerek bırakılmıştı.
Kaya’nın avukatları müvekkilleri aleyhine yazılmış Cem Küçük’ün yazısı hakkında isebu yılın Mart ayında yine Ankara’da bir sulh ceza mahkemesinden erişim engelleme kararı çıkarmışlardı.
https://www.baykushaber.com/genel/yenikoy-motorsun-sahibi-nevzat-kaya-uyusturucudan-tutuklandi-haberine-erisim-engeli-19720.html
Sadece aleyhine olan değil, lehine olan açıklama yazısı bile bu kararla silinmişti.
Tumblr media Tumblr media
Fakat tutıklamalara tahliye çıkarmada, erişim engeli kararı vermede hızlı davranan yargı, her konuda bu kadar hızlı değil.
Bundan bir yıl önce “Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonları”ndan biri olarak yapılan, bizzat İçişleri Bakanı tarafından duyurulan, üzerine onlarca köşe yazısı, yüzlerce haber yazılan Bataklık Operasyonu ile ilgili iddianame 1 yıldır yazılamadı.
Üstelik operasyonun bir yıllık bir soruşturmanın sonunda yapıldığı açıklanmışken, operasyonda veriler MASAK soruşturmasına dayandırılmışken yani iddianame için sağlam bir zemin olması gerekirken...
Savcılık neden yazamadı? Neyi bekliyor?
Gözaltına alınan isimlerin ve el konan mülklerin çoğunluğu İstanbul’da olmasına rağmen soruşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmüştü. Neden böyle yapıldı? Başka davalarda da kullanılan MASAK verileri buna gerekçe olabilir mi?
Neden İçişleri Bakanı, böyle bir iddia olmamasına rağmen TRT Haber’de Peker’in bu soruşturmanın “içerisinde” olduğunu söyledi, neden onun resmini gösterdi?
Ve neden programda bu operasyondan bahsederken sözlerine “Biz bir işi yanlış yaptık. Cumhuriyet tarihinin en önemli işlerinden bir tanesidir ama yanlış yaptık, yapmamamız lazımdı” diye başladı?
“Cumhuriyet tarihinin en büyük soruşturmalarından biri” ile ilgili bütün bu tuhaflıklara ve sorulara TRT Haber’deki programdan cevap alamadık. İddianame çıkmadığı için savcılığın cevabını da bilemiyoruz. Elimizdeki tek açıklama da Sedat Peker’e ait. Linki yukarıda. Bu yazı yazılırken bir kaç yüzbin kişi daha bu iddiaları duydu.
Cumhuriyet tarihinin en büyüğü mü meçhul ama bu bataklıktan bakalım nasıl çıkacağız??
https://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/cumhuriyet-tarihinin-en-buyuk-1589522
0 notes
marmalaise · 3 years
Photo
Tumblr media
Tokyo 2020'de erkeklerin basketbol turnuvası 25 Temmuz - 7 Ağustos, kadınların turnuvası ise 26 Temmuz - 8 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek. Her turnuva yeni formatta düzenlenecek ve 12 takımın üç gruba ayrıldığı bu formatta, her grubun ilk iki ve en iyi üçüncü olan iki takım çeyrek finallere yükselecek.
Erkeklerde; ABD, Arjantin, Avustralya, Fransa, İspanya, İran, Nijerya ve ev sahibi Japonya Tokyo 2020'de katılmayı garantilemişti. Turnuvaya katılacak son dört takım, 29 Haziran - 4 Temmuz tarihleri arasında; Victoria (Kanada), Split (Hırvatistan), Kaunas (Litvanya) ve Belgrad'da (Sırbistan) gerçekleşecek FIBA Erkekler Olimpiyat Elemeleri'nde belli olacak.
Türkiye A Erkek Milli Takımı, Kanada'nın Victoria kentinde gerçekleşecek elemelerde B Grubu'nda Çekya ve Uruguay ile mücadele edecek. Milliler, grubu ilk veya ikinci sırada tamamlamaları durumunda A Grubu'nu ilk ve ikinci sırada bitiren takımla eşleşecek. A Grubu'nda ise; ev sahibi Kanada, Çin ve Yunanistan bulunuyor. Milli Takım, elemeleri geçmesi durumunda, Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda; İran, Fransa ve ABD ile A Grubu'nda mücadele edecek.
Tokyo'da basketbol grup maçlarında ilk eşleşmesi 25 Temmuz'da A Grubu'nda İran ile Victoria kentindeki eleme grubundan gelecek takım arasında TSİ 04.00'te oynanacak. İlk günün belli olan diğer eşleşmelerinde ise, B Grubu'nda Türkiye saatiyle 11.20'de Avustralya ile Nijerya karşı karşıya gelirken, A Grubu'nda TSİ 15.00'te ABD ile Fransa mücadele edecek.
Tokyo 2020'de çeyrek finaller 3 Ağustos Salı, yarı finaller 5 Ağustos Perşembe ve hem bronz hem de altın madalya maçları 7 Ağustos Cumartesi günü oynanacak.
Kadınlarda ise Tokyo 2020'ye katılacak 12 takım; Kore, Sırbistan, Kanada, İspanya, Nijerya, Fransa, ABD, Avustralya, Porto Riko, Çin, Belçika ve ev sahibi Japonya'dan oluşuyor.
Tokyo'da kadınlarda ilk maç 26 Temmuz'da TSİ 04.00'te A Grubu'nda yer alan Kore ile İspanya arasında oynanırken günün ikinci maçında yine A Grubu'nda yer alan Sırbistan ve Kanada TSİ 11.20'de karşılaşacak. Kadınlarda çeyrek finaller 4 Ağustos Çarşamba, yarı finaller 6 Ağustos Cuma, bronz madalya maçı 7 Ağustos Cumartesi ve altın madalya maçı ise 8 Ağustos Pazar günü oynanacak.
0 notes
bugunguncel · 3 years
Link
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından her yıl Liseye Geçiş Sistemi kapsamında gerçekleştirilen LGS sınavının tarihleri belli oldu. MEB Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, başkanlığında gerçekleştirilen değerlendirme toplantısı sonrası kontenjanlar kayıt bölgeleri hakkında çalışma başlatıldı. Pandemi sebebiyle olağanüstü dönemden geçilen bu zamanlarda öğrenciler EBA TV ile uzaktan eğitimlerini sürdürüyor. Öğrencileri zorlu sınav yılında tek başına bırakmayan bakanlık her ay olduğu gibi soru paketleri ve Eğitim Bilişim Ağı’nda bulunan sınav özel yayınlarıyla kaynak desteğinde bulunuyor. İki oturumda gerçekleştirilen sınavın sözel bölümünde Türkçe, T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile Yabancı Dil derslerinden toplam 50 soru yöneltiliyor. İkinci oturum olan sayısal bölümden ise Matematik ve Fen Bilimleri derslerinden toplam 40 soru soruluyor. Peki 2021 LGS sınavı başvuruları ne zaman, nasıl yapılacak? İşte LGS sınav takvimi!
    2021 LİSEYE GEÇİŞ SINAVI NE ZAMAN DÜZENLENECEK?
    Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan takvime göre 2021 yılında gerçekleştirilecek merkezi sınav 6 Haziran Pazar günü yapılacak. Pandemi şartları sebebiyle LGS sınavı başvuruları geçtiğimiz yıl sistem tarafından otomatik olarak gerçekleştirildi.
MEB tarafından sınava girecek öğrencilerin sınav giriş yerleri e-Okul üzerinden sınav tarihinden en az 7 gün önce açıklanmaktadır. Sınav kuralları, sınavın düzenleneceği okul adres bilgileri detaylı olarak sınav giriş belgesinde yer almaktadır.
LGS SINAVINA KİMLER KATILABİLİR?
2020–2021 Öğretim yılında örgün ortaokulların 8’inci sınıfında öğrenim görüyor olmak.
Açık Öğretim Ortaokulu ve Geçici Eğitim Merkezi Öğrencileri için Örgün ortaöğretim kurumuna kayıt olma şartını taşımak ve öğrenim gördüğü okulun 8‘inci sınıfında öğrenimine devam ediyor olmak.
Yurt dışındaki Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda eğitim gören öğrenciler 8’inci sınıfta eğitim görmesi  ve e-Okul’da kayıtlı olduğu takdirde LGS sınavına başvurabilir.
2021 LGS SINAVINDA ÖĞRENCİLERE KAÇ SORU SORULACAK?
Pandemi süreci sebebiyle 2020 yılında gerçekleştirilen sınavlarda öğrenciler sadece yüz yüze eğitim aldıkları birinci dönem konularından sorumlu tutulmuştu. Milli Eğitim Bakanlığı 2021 yılında gerçekleştirilecek sınavda öğrencilerin tüm konu ve kazanımlardan sorumlu tutulacağını açıkladı. İşte bu yıl sınavda öğrencilere sorulacak soru sayısı;
Tumblr media Tumblr media
İŞTE ÖĞRENCİLERİN SORUMLU OLDUĞU KONULAR!
TÜRKÇE
CÜMLEDE ANLAM
SÖZCÜKTE ANLAM
SES BİLGİSİ
PARÇADA ANLAM
NOKTALAMA İŞARETLERİ
YAZIM KURALLARI
FİİLİMSİLER
CÜMLENİN ÖGELERİ
CÜMLE VURGUSU
FİİLDE ÇATI
YAZI (METİN) TÜRLERİ
ANLATIM BOZUKLUKLARI
CÜMLE ÇEŞİTLERİ
SÖZ SANATLARI
SÖZEL MANTIK
MATEMATİK
ÇARPANLAR VE KATLAR
ÜSLÜ İFADELER
KAREKÖKLÜ İFADELER
VERİ ANALİZİ
BASİT OLAYLARIN OLMA OLASILIĞI
CEBİRSEL İFADELER VE ÖZDEŞLİK
DOĞRUSAL DENKLEMLER
EŞİTSİZLİKLER
ÜÇGENLER
EŞLİK VE BENZERLİK
DÖNÜŞÜM GEOMETRİSİ
GEOMETRİK CİSİMLER
FEN BİLİMLERİ
MEVSİMLER VE İKLİM
DNA VE GENETİK KOD
BASINÇ
MADDE VE ENDÜSTRİ
BASİT MAKİNELER
ENERJİ DÖNÜŞÜMLERİ VE ÇEVRE BİLİMLERİ
ELEKTRİK YÜKLERİ VE ELEKTİRİK ENERJİSİ
İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK
BİR KAHRAMAN DOĞUYOR
MİLLİ UYANIŞ:BAĞIMSIZLIK
YOLUNDA ATILAN ADIMLAR
MİLLİ BİR DESTAN: YA İSTİKLAL YA ÖLÜM
ATATÜRKÇLÜK VE ÇAĞDAŞLAŞAN TÜRKİYE
DEMOKRATİKLEŞME ÇABALARI ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKASI
ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜ VE SONRASI
İNGİLİZCE 
FRIENDSHIP
TEEN LIFE
IN THE KITCHEN
ON THE PHONE
THE INTERNET
ADVENTURES
TOURİSM
CHORES
SCİENCE
NATURAL FORCES
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ
KADER İNANCI
ZEKAT VE SADAKA
DİN VE HAYAT
HZ. MUHAMMED’İN ÖRNEKLİĞİ
KURAN-I KERİM VE ÖZELLİKLERİ
2020 YILINDA LGSYE KAÇ ÖĞRENCİ KATILDI?
2020 yılında gerçekleştirilen Liseye Geçiş Sınavına 1 milyon 671 bin 337 öğrenci otomatik olarak başvurdu. 2019 yılına göre merkezi sınava katılan öğrenci sayısı yüzde 43 arttı. 2020 yılında uygulanan sınavın ilk oturumuna 1 milyon 472 bin 88, ikinci oturumuna ise 1 milyon 472 bin 303 öğrencinin katıldı.
OCAK AYI LGS ÖRNEK SORULARI YAYIMLANDI!
Milli Eğitim Bakanlığı 6 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek Liseye Geçiş sınavı öncesi öğrencilere destek kaynak sağlamaya devam ediyor. 2021 yılının Ocak ayı  örnek sayısal ve sözel sorulara aşağıdan erişebilirsiniz.
Tumblr media
OCAK AYI LGS  SÖZEL ÖRNEK SORULAR İÇİN TIKLAYINIZ
OCAK LGS SAYISAL ÖRNEK SORULAR İÇİN TIKLAYINIZ
8. SINIF ÖĞRENCİLERİNE ÖZEL SINAV ÖZEL YAYINLARI!
Milli Eğitim Bakanlığı, LGS sınavına girecek öğrenciler için EBA Ortaokul programında hafta sonu sınav özel yayınları gerçekleştiriyor. Ocak ayı içerisinde gerçekleştirilecek LGS kuşağı yayınları takvimine aşağıdan ulaşabilirsiniz;
Tumblr media
Kaynak: Haber7
0 notes
androidoyunclup · 4 years
Text
18 Ekim MasterChef 2020 Elenen İsim Didem oldu? Didem Devay kimdir? http://www.androidoyunclup.com/18-ekim-masterchef-2020-elenen-isim-didem-oldu-didem-devay-kimdir.html
Yeni Android Oyun http://www.androidoyunclup.com/18-ekim-masterchef-2020-elenen-isim-didem-oldu-didem-devay-kimdir.html
18 Ekim MasterChef 2020 Elenen İsim Didem oldu? Didem Devay kimdir?
GundemLab.com – 18 Ekim 2020 Pazar MasterChef Kim elendi? Tv8 ekranında yayınlanan fenomen yemek yarışmasında dün akşam oynanan son dokunulmazlık oyununun ardından eleme adayı potasına giren Didem ve Tanya 18 Ekim 2020 Pazar yani bu akşam ekrana gelen MasterChef eleme gecesinde yarışmaya veda eden isim olacağı iddia edildi. Son dönemlerde MasterChef Türkiye yarışmasında kaptan olacak isim, elenecek isim çok önceden sosyal medya platformlarında bazı kişiler tarafından çok önceden duyuruluyor. MasterChef Didem mi elendi yoksa MasterChef Tanya mı elendi işte detaylar.
MasterChef 2020’de Eleme gecesi başladı ve 6 eleme adayı ile kısa bir sohbet yapıldı. Sohbetin ardından şefler yemeğin ilk turda yapılacağını duyurdu. Bu turda yarışmacılardan tavuk ciğeri ile yaratıcı bir yemek pişirmeleri istendi. Bu yemek için verilen süre 40 dakikaydı. Yemek planlaması için 1 dakika, market alışverişi için 3 dakika verildi. Süre sonunda yarışmacılar hazırladıkları yemekleri şeflerin beğenisine sundu. Tadımın ardından Şefler, turu geçen 6 eleme adayı arasından 3 ismi açıkladı. Esra, Emir ve Uğur bu turda başarılı oldu. En başarılı tabağı hazırlayan Emir oldu
MasterChef 18 Ekim Pazar kim elendi? MasterChef Didem mi, Tanya mı elendi mi?
MasterChef eleme gecesi final oyununda oynayan isimler Didem, Özgül ve Tanya oldu. MasterChef eleme gecesi finalinde bu yarışmacılardan talep edilen yemek, Şef Mehmet’in imzasıydı. Yarışmacılara bu yemek için verilen süre 40 dakikaydı. Zamanın sonunda şefler sırayla hazırlanan tabakların tadına baktı. Bu turun en başarılı yarışmacısı Özgül oldu ve MasterChef, macerası bir hafta daha devam eden isim oldu. Son ikiye kalan Tanya ve Didem arasında MasterChef’e veda ederek elenen isim Didem oldu.
MASTERCHEF DİDEM DEVAY KİMDİR?
Didem Devay, 7 Haziran 1994 tarihinde İstanbul’da doğdu. Aslen Kosova kökenli olan MasterChef Didem, Oğuzcan Polat Anadolu Lisesi’nde eğitim gördü. Sonrasında İstanbul Arel Üniversitesi İnşaat Mühendisliğinden mezun olmuştur.
İstanbul’da kurumsal bir elektrik şirketinde Satın Alma Uzmanı olarak çalışan Didem Devay’ın inşaat sektöründe de mühendislik deneyimleri bulunmaktadır.
Didem Devay, MasterChef’e mutfak şefliği yapmak için geldiğini söyledi. Yarışmaya gelmesine kardeşinin vesile olduğunu belirtti.
18 Ekim MasterChef Eleme Adayları Kimler?
Uğur
Tanya
Didem
Özgül
Esra
Emir
0 notes
kochero · 4 years
Text
2020'nin İlk 6 Ayında Satılan Her 10 Otomobilden 7'si Otomatik Vites
Tumblr media
Türkiye'de bu yılın ilk yarısında satılan her 10 otomobilden 7'si otomatik vites araçlardan oluştu. Günümüzde otomobil satın alırken, yakıt ve motor tipi önemli bir rol oynuyor. Aracın şanzıman tipi de otomobilseverlerin tercihlerinde önemli bir rol oynuyor. Özellikle yoğun şehir içi trafikte konforlu bir sürüş sunan otomatik vites otomobillere ilgi giderek artıyor. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, Türkiye'de otomobil ve hafif ticari araç satışları, bu yılın ilk 6 ayında 2019'un aynı dönemine kıyasla yüzde 30,2 artarak 254 bin 68 adet olarak gerçekleşti. Sadece otomobil satışlarına bakıldığında, pazar, yılın ilk yarısında 2019'un aynı dönemine göre yüzde 30,2 artarak 203 bin 595 adet seviyesinde kaydedildi. Hafif ticari araç pazarı da yüzde 30,2 artarak 50 bin 473 adede ulaştı. Otomatik Vites Satışları Yüzde 36,7 Arttı Bu dönemde otomatik vites araç satışlarındaki yükseliş dikkati çekti. Haziran sonunda otomatik şanzımanlı otomobiller, 141 bin 750 adetlik satışla yüzde 69,6 pay alırken, manuel şanzımanlı otomobiller 61 bin 845 adetle yüzde 30,4 paya sahip oldu. Geçen yılın ocak-haziran döneminde otomatik şanzımanlı otomobillerin payı yüzde 66,3, satışı da 103 bin 730 adet olarak belirlenmişti. Bu yılın ilk yarısında otomatik şanzımanlı otomobillerin toplam satışlardaki payı yüzde 69,6'ya yükselirken, otomatik şanzımanlı otomobil satış adetleri 2019'un aynı dönemine göre yüzde 36,7 artış gösterdi. #Ekonomi Read the full article
0 notes
footballvt · 4 years
Photo
Tumblr media
Dünyanın en ehemmiyetli futbol liglerinden biri olarak gösterilen Premier Lig'de coşku 100 gün sonra yine başlıyor. 9 Martta Leicester City'nin Aston Villa'yı 4-0 mağlup ettiği maçta son kere tribünlerin dolduğu Premier Lig'e 13 Mart'ta koronavirüs salgını sebebiyle ara verildi. 2019-2020 sezonuna yarın oynanacak Aston Villa-Sheffield United ve Manchester City-Arsenal karşılaşmalarıyla devam edilecek. Ligde kalan 92 maç Sky Sports, BT Sport, BBC Sport ve Amazon Prime tarafından yayınlanacak. - Liverpool gün sayıyor Son 9 haftaya girilen Premier Lig'de 30 senelik şampiyonluk özlemini dindirmek isteyen lider Liverpool, en yakın takipçisi Manchester City'nin 25 puan önünde bulunuyor. Geçen sezon şampiyonluğu kılpayı Manchester City'ye kaptıran "Kırmızılar", koronavirüs sonrası ilk buluşmada 21 Haziran Pazar günü "Merseyside" derbisinde Everton'a davetli olacak. Alman teknik adam Jurgen Klopp'un talebeleri, Manchester City'nin puan kaybetmemesi halinde iki zafer daha alırsa tarihinin 19. şampiyonluğunu sağlama bağlayacak. - "Kırmızılar"ı rekorlar bekliyor Çok formda bir sezon geçiren Liverpool, şampiyonluğun yanı gizeme çok rakamda rekor da kırarak tarihe geçme bahtını elini yakalıyor. Geride kalan 9 haftada 27 puan toplama olanağına sahip 82 puanlı "Kırmızılar", Manchester City'nin iki sezon evvel 100 puanla tuttuğu "en fazla puan alarak şampiyon olan ekip" unvanını alabilir. Manchester City, aynı sezon en yakın takipçisi Manchester United'a 19 puan fark atarak şampiyonluğa erişmiş ve bu alanda rekor kırmıştı. Halihazırda 25 puan farkla lider vaziyette bulunan Liverpool, bu rekoru da geliştirebilir. 29 haftada 1 beraberlik, 1 de yenilgi alan Liverpool, Pep Guardiola idaresinde son iki sezonu 32 zaferle kapatan Manchester City'nin bu rekorunu da kırmaya aday. - 5. ekibe "Devler Ligi" bileti UEFA'nın Manchester City'ye verdiği Avrupa kupalarından men kararı gelecek ay Beynelmilel Tahkim Mahkemesi'nden CAS dönmezse Premier Lig'i 5. sırada bitirecek ekip Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkı kazanacak. Şu anda Manchester United 45 puanla 5. sırada yer alırken, Wolverhampton ve Sheffield United 43'er, Tottenham 41, Arsenal da 40 puanla Manchester takımını takip ediyor. - Koronavirüs önlemleri Ligin kalan 9 haftasında kulüpler 5 oyuncu değiştirebilecek ve yedek kulübesindeki oyuncu rakamı 7'den 9'a çıkarılacak. Koronavirüs sebebiyle stadyumlarda alınan temkinler artırılırken, futbolculara ve teknik kurula maske takma lüzumluluğu getirilmedi. Futbolcular, maç sırasında yere tükürmemeleri, burunlarını arınmamaları ve gol neşeyi sırasında fiziki mesafeyi ihlal etmemeleri mevzusunda teşvik edilecek. Stadyumda bir maç sırasında en fazla 300 bireyin bulunmasına izin verilirken, bu sayı "kırmızı bölge" olarak adlandırılan alanda futbolcular ve yetkililer dahil 110 bireyi geçmeyecek. Korner sancakları, kale direkleri, yedek kulübeleri ve maç topları, her yarışmadan evvel ve sonra ayrıntılı paklikten geçirilecek. - Kulüpleri büyük kazanç kaybı bekliyor Premier Lig'de gayret eden ekipler, yeni tip koronavirüs Kovid-19 salgını sebebiyle büyük kazanç kaybı yaşayacak. Ekonomi danışmanlık firmayı Deloitte tarafından yapılan araştırmada, Premier Lig'de yer alan 20 ekibin 2019-20 sezonunda 1 milyar sterlin kazanç kaybı yaşamasının beklendiği kaydolundu. Geçen sezon kazançlarını yüzde 7'lik çoğalışla 5,2 milyar sterline çıkaran 20 ekip, bu sene koronavirüs salgını sebebiyle liglere ara verilmesi ve kalan 92 maçın da seyircisiz oynanacak olmasından dolayı daha kısıtlı bütçelerle hareket edecek. - Futbolcular ırkçılık karşıtı ileti verecek Premier Lig'in kalan maçlarında futbolcular, formalarında "Black Lives Matter" Siyah Tenlilerin Yaşamı Kıymetlidir sloganına yer verecek. Amerika Birleşik Devletlerinin Minnesota eyaletindeki Minneapolis şehrinde kara tenli George Floyd'un polis tarafından nezaretine alınırken öldürülmesine tepki olarak başlatılan "Black Lives Matter" hareketine, Premier Lig'deki 20 kulübün futbolcuları da dayanak olacak. Buna göre yine başlayan sezonun ilk 12 maçında futbolcuların formalarının arda adları yerine "Black Lives Matter" sloganı yazılacak. Sezonun devamında ise formalarda "Black Lives Matter" logosu yer alacak. - Kraliyet yarışında Vardy önde Gol kraliyeti yarışında Leicester Cityli Jamie Vardy, 19 golle ilk sırada yer alıyor. Bu futbolcuyu 17 golle Arsenalli Pierre-Emerick Aubameyang, 16'şar golle Liverpoollu Muhammed Salah ve Manchester Cityli Sergio Agüero takip ediyor. - Program 17 Haziran Çarşamba: Aston Villa-Sheffield United, Manchester City-Arsenal 19 Haziran Cuma: Norwich City-Southampton, Tottenham-Manchester United 20 Haziran Cumartesi: Watford-Leicester City, Brighton-Arsenal, West Çiğ United-Wolverhampton, Bournemouth-Crystal Palace 21 Haziran Pazar: Newcastle United-Sheffield United, Aston Villa-Chelsea, Everton-Liverpool 22 Haziran Pazartesi: Manchester City-Burnley
0 notes
gundemarsivi · 4 years
Text
Tumblr media
Köle Tüccarları
0 notes
yeniyeniseyler · 4 years
Text
Hadi – İpucu ve Joker Kodu (7 Haziran 2020)
Hadi – İpucu ve Joker Kodu (7 Haziran 2020)
Aslı Melisa Uzun, Ali Tınaz, Cem Avnayim ve Tarık Uğur Özenbaş’ın dönüşümlü olarak sundukları para ödüllü canlı bilgi yarışması “Hadi” bugün 12:30, 17:30, 20:30 ve 21:00’da. Bugünün yayın akışı ve ödülleri şu şekilde:
Saat 12:30’da “Mini Hadi”de 3 Joker Hakkı.
Saat 17:30’da “Mini Hadi”de 3 Joker Hakkı.
Saat 20:30’da “Klasik Hadi”de 5.000 TL.
Saat 21:00’da “Mini Hadi”de 3 Joker Hakkı.
Joker Kodu:  
View On WordPress
0 notes
marasnews · 4 years
Link
0 notes