Tumgik
#Bizim çocuklar
istanbulunbeyfendisi · 7 months
Text
Tumblr media
Tebrikler Milli Takım 🇹🇷👏
38 notes · View notes
captain-oski-stuff · 3 months
Text
bizimkiler ile ilgili öne çıkanlar
1 note · View note
spartanerica · 8 months
Text
https://x.com/spartanerica/status/1705327629576921412?t=g1hjpnmiuOMwDC4Da86Dzw&s=09
0 notes
rafole · 2 months
Text
subjecting myself to international football
1 note · View note
turkudostu61 · 2 years
Text
0 notes
Text
Köylü Yengeme Uygulamalı Orgazm Dersi Verdim! (Ahmet 25 Y., Yalova)
Selamlar. Dayım, köyden birisiyle evlenmişti. Yengem çıtı pıtı, güzel sayılabilecek, küçük göğüslü, iri götlü, minyon tipli, ama çok oynak bir kadındır. Evlendikten birkaç sene sonra pek anlaşamadılar. Yengem de nedense boşanmak yerine, evliliğini devam ettiriyordu. Herhalde çocukları olduğundan boşanmak istemiyordu. Ben askerden geldiğimde, yengemle daha sık konuşuyor, dertleşiyorduk. Yengem bana karşı çok açık konuşur, çekinmezdi. Ben de ona kız arkadaşlarımla olan ilişkilerimi anlatırdım.
Yine bir gün kız arkadaşlarım hakkında konuşurken, yengem, "Merak ettiğim birşeyi soracağım, ama gülmeyeceksin!" dedi. "Tamam yenge, sor!" dedim. Yengem, "Kadınlar da boşalıyormuş, doğru mu?" deyince, ben birden dondum kaldım. Şaşkınlığımı atınca, "Evet doğru, kadınlar da boşalır, yani orgazm olurlar. Sen orgazm olmanın nasıl birşey olduğunu bilmiyor musun?" dedim. "Hayır, bilmiyorum!" dedi. Bu duruma ne diyeceğimi bilmiyordum doğrusu. Birkaç saniye düşünüp, "Peki, siz dayımla hiç ön sevişme yapmıyor musunuz?" diye sordum. Yengem, "O ne ki?" dedi. "Yani asıl işi yapmadan önce, öpüşüp koklaşıp, birbirinizi yalamıyor musunuz?" dedim. Yengem, "Yooo, hayır, dayın genelde üstüme çıkar, bir iki dakikada işini görür yatar!" dedi. Konuşmalarımız çok heycanlı yerlere gidiyordu ki, annem çağırınca, o gün öylece kapandı konu.
İnanamıyordum, demek ki bu kadının ateşi bundan dolayı dışına vuruyordu. Çünkü yengem öyle şakalar yapıyordu ki, hemen oracıkta altıma yatırmamak için kendimi zor tuttuğum zaman çok olmuştur. Ama bazen de çok ilginçtir ki, yengem benden uzak duruyordu. Sanırım evdekilerden çekiniyordu veya korkuyordu.
Yengem bir gün yine sabahtan bize gelmişti. Annem mutfakta çay demlerken, biz yengemle içerde şakalaşıyorduk. Ben kanepede uzanmıştım, yengem ayakta, bana şakalar yapıyordu. Birden şakayla elinden tutarak kendime çekmemle beraber, yengem bilerek kucağıma doğru oturdu. Götünün altında kalkmış yarağımı hissedince, "Ne oluyor?" diyerek kucağımdan kalkmaya çalıştı. Ben de, "Seni istiyor!" dedim ve kalkmasına izin vermedim. Yengem, "Saçmalama, ben senin yengenim!" diyerek tekrar kalkmak için teşebbüste bulundu. Ama ben, "Ne var bunda ki yenge? Hem sana orgazm olmayı öğretirim!" dedim. Yengem, "Annen gelecek, kapatalım konuyu!" deyince, "Tamam, ama bu burada kalmaz, seni istiyorum yenge!" diyerek kucağımdan kalkmasına izin verdim.
Yengem kalkıp yandaki kanepeye oturunca, "Ne kadar istiyorsun göreceğiz!" dedi. Yengemin bu lafından daha da tahrik olmuştum. Ama o da biliyordu ki, o anda birşey yapamazdım, ortam müsait değildi. Yengeme, "Ben seni uygun zamanda yakalarım!" dedim. Yengem, "Zor yakalarsın! Göreceğiz!" dedi. Tam o sırada annem çaylarla içeri girince, doğal olarak konuyu değiştirdik. Yengem bir çay içip, evde işim var diyerek kalktı. Ben yerimde duramıyordum, yengemle sevişmek için çıldırıyordum. Yengem o iri kalçalarını oynatarak bizim evden ayrıldı. Aklım yengemin kalçalarında kalmıştı, onları ilk defa kucağımda hissetmenin hazzıyla hemen banyoya koştum, 31 çekmeye. Banyoda yarağımı elime alır almaz boşaldım.
Aradan bir hafta kadar geçti, yengemlere oturmaya gidecektim. Ama hazırlıklı olmalıydım, onun için gitmeden önce duşumu aldım. Yengemlerin eve vardığımda, baktım çocuklar evin önünde oynuyorlardı. Kendi kendime, (Bu iş tamam, evde yengemden başka kimse yoksa bu iş olur!) dedim. Kalbimin atışları artmıştı. Yarağım bile bu düşüncelerden kalkmaya başlamıştı. İçimden (Ne olur evde başka kimse olmasın!) diyerek zile bastım. Yengem, "Kim o?" deyince, "Benim yenge, aç!" dedim. Yegem, "Hıı, bir dakika!" dedi ve kapıyı açtı. Morali bozuktu. "Gel buyur..." deyince, "Ne oldu yenge, neyin var?" dedim. Yengem ağlayarak anlatmaya başladı. Kaynanasıyla anlaşamıyorlarmış. İçimden (Ne hayallerle geldik, ne bulduk!) diye geçirerek, "Üzülme yenge, boşver, takma kafana!" falan diyerek yengemi teselli etmeye çalışıyordum. Morali yerine gelsin diye uğraşırken, yengem, "Başıma ağrılar girdi, çok kötüyüm!" dedi.
Kolonya şişesi TV'nin yanında duruyordu. Aldım geldim ve başladım yengemin başını ovalamaya. 10 dakika kadar ovaladıktan sonra, yengem, "Çok iyi geldi, biraz rahatladım, ellerin dert görmesin, sana da zahmet oldu!" dedi. "Ne demek yenge, sen yeter ki rahatla!" dedim. Ben arkadan başını ovalamaya devam ederken, yengem başladı omuzlarını oynatmaya, "Omuzlarım da ağrıyor!" dedi. "Merak etme yenge, orayı da ovarım, birşeyin kalmaz!" dedim, başladım omuzlarını ovalamaya. Derken farkettim ki, sütyenin askıları gözükmüyordu, sanırım yengem sütyen takmamıştı. Arkasından omuzlarını biraz ovduktan sonra, önüne geçerek omuzlarını arkaya doğru sıkıştırarak göğüslerine doğru bakıyordum. Yengem omuzlarını arkaya doğru gerdikçe, göğüs uçları belli oluyordu. Çıldırmaya başlamıştım bile. Göğüs uçları sanki (Yala beni, ısır beni!) dercesine gömlekten çıkmaya çalışıyorlardı. Yengemin yaşı ilerledikçe, çocuklardan da olsa gerek, o küçük göğüsler irileşmiş, harika duruyordu.
Yengemi sikeceksem zaman kaybetmemeliydim. Ellerimi gömlek yakasından içeri sokup, omuzlarından aşağıya göğüslerine doğru inmeye çalıştım, ama gömlek izin vermiyordu. Gömleğin bir düğmesi açsam ne tepki verirdi acaba? Bunu denemeliydim, yoksa öğrenemezdim. Bir düğmesi açmak için gömleğin düğmesine elimi atınca, yengem irkildi ve hemen elimi tuttu. Ama ben, "Sakin ol yenge, omuzlarına ulaşamıyorum böyle!" deyince, elini çekti. Ben de fırsat bu fırsat deyip, duğmesini açıp, elimi yavaş yavaş göğüslerinin üzerine götürdüm. Yengem, "Yapma, çocuklar dışarda!" dese de, ben, "Kendini bana bırak, sana kadınlığını yaşatacağım, Orgazm nasıl olunur öğreteceğim!" diyordum. Yengem, "Ne olur ileri gitme!" deyip dururken, ben, "Tamam!" diyerek göğüs uçlarını parmaklarımın arasına almıştım bile. Artık geri dönüşü yoktu bu işin, bunu yengem de biliyordu, ama, "Şimdi olmaz, yapma, çocuklar dışarda, her an gelebilirler!" diyebiliyordu sadece.
Gömleğinin bütün düğmelerini açtım, o irileşmiş göğüsler önümde hazırdı artık. Eğilerek başladım yengemin göğüslerini yalamaya. Bazen dayanamıyordum, uçlarını kemiriyordum. Yengem, "Yapma, morartacaksın!" dedikçe, ben daha da çıldırıyordum. Elimi yavaşça şalvarına attım. Yengem, "Yapma, şimdi olmaz!" dese de, aslında acele etmemi istiyordu. Hızlı bir şekilde şalvarını ayağından çekerek çıkartmamla, sadece külotu ile kalmıştı karşımda. Hemen külotunu da çıkararak, yengemi kanepeye doğru uzattım ve başladım hep hayalini kurduğum amını yalamaya. Ama daha önce hiç amı yalanmadığı için, utangaç biçimde bacaklarını tam açmıyordu zilli. Adeta yeni gelin gibi naz yapıyordu ve bu beni daha da şehvetlendiriyordu. Bir an önce amına girmeliydim, ama önce yengemin orgazm olduğundan emin olmalıydım.
15 dakika kadar amını yaladıktan sonra, yengem başımı ittirerek, kasıla kasıla orgazm oldu. Orgazm olurken şekilden şekile girmişti. Yengeme, "Şimdi anladın mı orgazmın ne olduğunu?" deyince, yengem dudaklarını ısırarak sadece kafasını sallayabildi. Hemen yengemin bacaklarını omzuma kaldırıp, amının önünde yerimi aldım ve vıcık vıcık olmuş amına yarağımı soktum. Yengemin, "Ohhh!" diye inlemesi eşliğinde dibini bulmuştum. Hiç vakit kaybetmeden amına pompalamaya başladım. 5-6 dakika kadar amına sertçe gidip geldikten sonra, yengem sara nöbeti geçirir gibi debelenmeye başladı. Yeniden orgazm oluyordu yengem. Ben de gelmek üzereydim, "İçine boşalayım mı?" dedim. Yengem inleyerek, "Boşal!" dedi sadece. Böğürerek fışkırttım döllerimi amının derinliklerine...
Yengeme orgazmın nasıl birşey olduğunu öğretmiştim. Ama bu bana yetmezdi, bu fırsat bir daha çıkmayabilirdi karşıma, acele etmeliydim, devamı gelmeliydi, hayalini kurduğum o götüne de girmeliydim. Pencereden çocuklara baktık, oynuyorlardı. Bir sigara molası verdik, WC'ye falan gittik. Banyoya girip, belden aşağımızı yıkadık çıktık.
Yengem külodunu ve şalvarını giyecekken elinden aldım ve "Daha işimiz bitmedi, götten de sikeceğim!" dedim. Yengem telaşa kapıldı hemen, "Ordan olmaz, daha dayın bile ordan yapmadı! Hem çok acıyormuş!" demeye başladı. "Sen bana bırak aşkım!" diyerek, yengemi zorla domaltıp arkasına geçtim ve başladım götünün deliğini yalamaya. Yengemin çok hoşuna gitmişti, dilimi götünün deliğine sokup çıkardıkça çıldırmış gibi sesler çıkarıyordu. Bu arada yarağım tekrar kalkmıştı. Biraz da parmaklayarak göt deliğini alıştırdıktan sonra, yengemi sırtüstü yatırdım. Yengemin bacaklarını omzuma alıp, götüne sokmaya çalışırken zorladıkça, yengem kalçalarını kaldırıp, "Yapma, olmuyor işte!" diyordu.
Fakat olmalıydı, yengemin o götünü çatır çatır sikmeliydim. Yengemi tekrar domaltarak, önce amına soktum ve bir 5-6 dakika amını siktim. Amı vıcık vıcık olmuştu yine. Amının sularını yarağımın başına bulaştırarak göt deliğine yüklendim. Birkaç denemeden sonra yarağımın kafası götüne girmiş ve yengemden, "Ihhh!" diye bir ses gelmişti. Ama dinler miyim hiç, bir daha yüklenmemle birlikte kalanını da kökledim. Yengem, "Uffff! Yanıyor! Çıkart! Öldüm!" dedikçe, ben, "Geçer şimdi aşkım!" diyor, yengemin götüne pompalamaya devam ediyordum. Biliyordum, acı çekiyordu. Götünün içine bir boşalabilsem rahat bırakacaktım yengemi, ama bir türlü gelemiyordum. Bu sefer boşalmam uzun sürecekti.
Bir 20-25 dakika siktim yengemin götünü. Yengemin göt deliği artık genişlemişti, çok rahat girip çıkıyordum götüne. Yengem de artık sadece uzun uzun ıhılıyordu. Bir müddet sonra geleceğimi hissedince bir baktım ki, deliğinden kan gelmiş, yarağım kanlanmıştı. Canım yengeciğim benim, bilse başına gelecekleri asla götten vermezdi. İçine boşaldıktan sonra yarağımı götünden çıkarınca, o da anladı götünün kanadığını. Ama bana kızamıyordu, çünkü kadınlığını sayemde yaşamıştı ve çok mutlu olmuştu.
Gitme vaktim geldiğinde, yengem, "Cenabet gitme, duş al öyle çık!" dedi. "Tamam!" dedim. Bana banyoyu hazırlamaya giderken ayakta zor duruyordu. O oynak yengem, süt dökmüş kedi gibi olmuştu.
Zilli yengem benim, hastayım senin o iri götüne :)
[Ahmet]
149 notes · View notes
kalbimdeki-maviyara · 6 months
Text
Parklar çok şey anlatır... Uçurtması ağaçta takılı kalmış çocuğun gözyaşını... Yaşarken ölmüş insanları... Mutsuz çocukları... Yaşanamamış çocukluğu... Hayaller parklarda gömülür ve orada kalır. Biz çocuklar büyürüz, ama hayallerimiz o parkta gömülü kalır. Büyümek ne acı verici, değil mi? Daha geçenlerde o parklarda değil miydik? Salıncak sırasında kaydırakta kaymak için beklerken, tahterevalliye binmek için arkadaş ararken... O salıncak sırasında beklerken edindiğimiz arkadaşlıklar. Çocuktuk, bilmezdik belki onları bir daha o günden sonra göremeyeceğimizi. Kaydırak sırasında beklerken edilen kavgaların içimizde burukluğu hâlâ duruyordur. Tahterevalliye bindiğimizde, mutluluktan attığımız çığlıklar daha dün gibi kulağında yankılanıyor benim. Şimdi mutluluktan değil, canım yandığı için çığlık atıyorum. Hayallerimi gömdüğüm o parkta kaybetmişim ben çocukluğumu. Renkli kalemlerle çizdiğim resmi siyah boyamışlar. Uçurtması ağaçtan takılı kalmış çocuklar gibiyiz. Bizim de uçurtmalarımız ağaçta takılı kaldı ve kimse almadı. Bizim de sarıya boyadığımız güneş, maviye boyadığımız bulut, dört pencereli bir kapalı bacasından duman çıkan ev, mutlu çocuklar çizdiğimiz resimler vardı. Ama zamanla siyaha boyadılar.
#kalbimdekimaviyara
152 notes · View notes
tipitip213 · 1 month
Text
Yasak Sırlar 9
arkasından sıkıca sarılıp sikimi pijamasından göt deliğine dayıyordum kocaman sikimi hissedip ıhh diye ses çıkardı annem benim meleğim canım annem bitanem deyip iltifatlar yağdırmaya devam ediyordum annem offf gökhan kurtuluş yokmu senden dedi önüne döndü elleri ıslak bana yüzüme bakıyordu oğlum burda olmaz dedim, annem rahatlamam lazım ne olur 5 dakka sikişelim söz uzatmıyıcam dedim yüzümü asarak ben onun hala minik yavrusuydum boyum çenesine anca yetişiyordu alttan yüzüne ağlamaklı acındırarak bakıyordum kabul etmesi için tüm kozlarımı oynuyordum
annem benden kurtulamayacağını anlayıp yirmi otuz saniye düşünüp tamam ama sevişme falan yok çabucak yapıcaz boşalıcaksın dedi, annemmm deyip boynuna sarıldım çocuklar gibi sevinçle burdamı yapıcaz anne dedim yok burda olmaz gelirlerse toparlanamayız sen yatak odasına git ellerimi kurulayayım geliyorum dedi ben sevinçle yatak odasına koştum yatağa oturdum salak salak yüzümde sırıtık bi ifade annemin gelmesini bekliyordum iki dakka sonra annem elinde altı yedi parça kağıt havlu içeri girdi kapıyı aralık bıraktı anne kapıyı kapasana dedim yok gelirlerse anahtar sesini duyalım dedi iyi dedim annem en iyisini bilirdi çünkü ben düşünememiştim bile, annem komidine peçeteleri bırakıp karşımda dikildi içime boşalma sakın tamamı korunmuyorum dedi nasıl yani anne dedim hamile kalabilirim boşalıcağın zaman kağıt havluya boşalacaksın etrafı pisletme sakın bak burası bizim ev değil çok dikkat edelim tamamı lütfen beni pişman etme gökhan dedi annem çenemi severek.
annem gerçekten beni çok seviyordu tamam annecim dedim ben sabırsızlanıyordum salaklaşmıştım heryerde sıkıştırdığım anneme elimi bile süremiyordum annem beni anlamış olacakki kenara kay deyip önümde piijamasını kiloduyla birlikte dizlerine kadar indirdi dizlerinin üzerinde yatakta domalık pozisyon aldı hadi geç arkama dedi benim nutkum tutulmuştu koca kalçalar kahve rengi göt deliği pembe am dudakları elimin altındaydı nefes kadar yakındım götüne kalçalarına dokundum götünün deliğinin yakınlarına öpücük kondurdum annem hadi gökhan diye sert bir tonla beni uyardı bende kkeleyerek tamam anne dedim hadi sok artık gelen olucak dedi, hemen sikimi çıkardım sikim kalkmıştı ama hafif sertleşmemişti heyecandan amına dayayıp itmeye sokmaya çalıştım ilk defa bir ama girecektim ve bu öz annemin amıydı kocaman kalçalarının önünde küçücük vücüdumla london rose ve jordi nin sikiştiği gibi bi görüntü vardı resmen bir türlü sokamamıştım annem anlamış olacakki elini alttan sikimie attı kalkmamış bu dedi heyecanlandım anne dedim tamam bişey olmaz dedi rahat ol beni düşün amımı düşün hep istediğin şeyi düşün dedi eliylede sikimi ileri geri yapıyordu gerçekten sex konusunda çok iyidi sikin nihayet kalktı.
aşkım dedi annem ustalıkla sikimi sulanmamış deliğine hizaladı kendini sikime doğru bastırıp sikimide amına sokmaya çalışıyordu ben sadece annemi izliyordum ellerim kocaman kalçalarında okşuyup yoğuruyordum gerçekten çok acemiydim annem çok kuru diyip terse dönüp sikimi bi hışımla ağzına aldı annem sikimi yalıyordu acayip şaşırmıştım ıslak ıslak sikimi yalarken annem yüzüme bakış attıp sikimi bırakıp tekrar kalçalarını geriye doğru çıkardı kabak gibi amına hadi sok şimdi dedi eline bıraktığı tükürüğüde amına yaydı sikimi tutup deliğine dayıyınca kayganlıkla sikimin başı löp diye içine girdi annemden kısık sesle ohhhhhh diye bi inleme çıktı bende anneemm dedim oğlummm dedi tekrardan annemin ben arkasından git gel yapıyordum annem ıh ıh ıh diye yavaş yavaş sesler çıkarıyordu hadi yavrummm dedi annem biran önce boşalmamı istiyordu annem hadi oğlumm hadi yavrum dedi annem sik beni sok annene ver yarrağını bana gibi kelimeler söylemiyordu hala utanıyordu biran önce beni boşaltmak istiyordu bembeyaz kalçaları önümde ileri geri lambır lumbur her soktuğumda sallanıyordu oğlum hadi biri gelicek boşal dedi tama annem seni çok seviyorum karım benim dedim ilk defa karım demiştim anneme annem güldü ay karın yesin seni hadi oğluşum benim dedi hoşuna gitmişti galiba zevkle anne boşalıyorum dedim hızlanmaya başladım hayatımda böyle bişey yaşamamıştım ilk siktiğim amdı.
61 notes · View notes
murat-o41 · 12 days
Text
YAŞLI KOMŞUM VE KARIM(3)
Doğrudan Ayla'ya bakmaktan kaçındım, ama ölümcül bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Başka bir şey söylemeden dönüp içeri girdim. Cep telefonumu çabucak buldum ve yazıyormuş gibi davrandım.
Bu arada olan biteni görebilmek için pencereye doğru yürüdüm. Beklenti içinde aptal gibi gülümsüyordum. Pencere aralıktı ve kendimi göstermeden dışarıda, verandada olanları görebilecek ve duyabilecektim.
Ayla çaresiz ve endişeyle sudan çıkarken, güzel ve diri kıçını pencereden tam ekran izledim. Karımın ıslak ve minik bikini üstü, iştah açıcı iri memelerini kapatamamış vaziyetteydi. Meme uçlarının ıslak kumaştan parmak gibi kabardığını evin içinden bile görebiliyordum.
Burhan da, havuzdan ağır hareketlerle çıkan karımın üzerine ne giydiğini net bir şekilde görebiliyordu şimdi… Ayla’ya baktığında gözleri genişledi, hayranlıkla bakakaldı, ama sonra kendini çabuk topladı.
“Vayy… Bikinin çok güzelmiş Ayla…” dediğini duydum.
Ayla kızardı, cevap verirken kekeledi. Hızla şezlongdan aldığı havluyla kendini kuruturken güneş ışığında parlayan harika bedenini izledim.
“Te… Teşekkürler Burhan. Timur ille de bunu giymemi istedi.”
Bahçede Burhan’ın evine, bizim havuza bakan salonun sürme kapısına doğru yürümeye başladılar. Karım önden yürüyor, Burhan onu takip ediyordu, gözleri karımın hareketli kalçalarına dikilmiş vaziyetteydi.
“Eh, kocanı tebrik ederim o zaman… Timur ağzının tadını kesinlikle iyi biliyor.”
Yaptığı biraz ahlaksızca yorumdan sonra sırıttığını gördüm. Garip bir heyecanla baktım. Komşumuzun evinin kapısında kaybolurken, eşimin kıçının ileri geri sektiğini, olduğum yerden baktığımda neredeyse çıplak olduğunu gördüm
Bizim mutfak penceresinden baktığımda komşunun salonunu bir hayli geniş olan sürme kapıdan görebiliyordum. Ayla adamın etrafında dolaşıp duruyordu, Burhan'ın amerikan mutfakta dolaptan malzemeleri almasına ve votkayı karıştırmasına yardım ediyordu. Adeta bir seks ilahesi gibi görünüyordu.
Artık söylenenleri duyamıyordum, ama Ayla ve Burhan gülmeye başladılar. Gördüğüme inanamıyordum. Yarı çıplak, hatta kasıklarını örtemeyen ve kalçalarının arasında kaybolan minicik bikini altını saymazsak çırılçıplak sayılabilecek olan güzel eşim, komşumuzun mutfağında rahatça dolaşıyordu.
Çıplaklığına pek aldırmıyor gibiydi karım… Ve sarhoşluğumuzu giderecek içkiyi hazırlayan Burhan’ın gözleri karımın üstünden ayrılmıyordu. Çok heyecan verici bir manzaraydı ve ne kadar tahrik olduğumun farkına varmak beni şaşırttı.
Olayın nereye varacağ��nı dehşet merak ediyor, heyecandan titreyerek bekliyordum. Bir şey olmadı. Çok geçmeden hazırladıkları içkiyle evden çıktılar ve ikisi de bizim havuz başına doğru yürümeye başladılar.
Yine karım öndeydi ve elinde cam sürahiyle hemen arkasından gelen Burhan’ın gözü karımın çalkalanıp duran kalçalarından ayrılmıyordu. Telefonumu kanepeye attım ve havuz kenarında onları karşıladım.
“Kusura bakmayın çocuklar, yardım edemediğim için üzgünüm.”
İkisiyle de konuşuyordum, ama özürüm aslında Ayla içindi. Onu yarı çıplak bir vaziyette elin adamıyla yabancı bir eve göndermiştim. 
Bana öfkeyle baktı. Bir yandan da varla yok arası bikinisinin içinde daha rahat göründüğünü fark ettim. Artık kendini örtbas etmek, çıplaklığını saklamak için pek telaş etmiyor gibiydi…
“Endişelenme Timur.” dedi Burhan, sürahiyi masaya yerleştirirken gülümsedi, “Bana bikinisiyle yardım eden güzel bir kadın varken işten şikâyetçi olduğumu asla duyamazsın benden…” 
Ayla derinden kızardı ve kıkırdadı,
“Ah siz erkekler… Hepiniz de aynısınız doğrusu… Sanırım bikinili kadınlarla ilgili hep aynı şeyleri düşünüyorsunuz… ”
Burhan'ın ona iltifat etmesini duymak benim gibi onu da çok mutlu etmişti ama görünüşe göre Ayla'nın bizim hayran bakışlarımızdan havuz suyunun korumasına kaçmak için acelesi var gibiydi. Hemen kaçmasını engellemek için karımın elini tuttum.
“Ama sen başkasın bir tanem, kendini diğer vasat kadınlarla bir tutma lütfen… Burhan, bu güzel bikiniyi giymesi için güzel karıma dil döktüğüme inanabiliyor musun? Zorla ikna edebildim.”
“Biliyorum arkadaşım… İçeride epey sohbet ettik de… Karın bikiniyi senin zorunla giydiğini söyledi. Ama iyi ki ısrar etmişsin. Bunu yaptığın için çok mutluyum. İkiniz de beni çok mutlu ettiniz.”
Ayla'nın gözleri bizim konuşmalarımızı duydukça irileşti, yanakları kıpkırmızı oldu ve utanmasına neden olan erkek sohbetine engel olmak için araya girdi,
“Hey! Ben buradayım beyler! Timur aşkım… Beni utandırıyorsun!” Elimden kurtulup kendini suya bırakmıştı bunu söylerken, çıplaklığını bizim gözlerimizden saklamaya çalışıyordu.
Burhan kıkırdadı ve yaptığı içkiden bana bir bardak uzatırken karıma yanıt verdi,
“Ayla, canım… Bir erkek gözüyle söylüyorum, bence vücudun hakkında utanacak hiçbir şeyin yok. Eminim Timur da benimle aynı fikirde… Kocan senin gibi güzel bir eşi olduğu için gurur duyuyor, emin ol…”
Burhan bana bakarak gülümsedi. Derin bir yudum alırken başımı salladım onaylayarak… Sabah arkadaşlarla aldığımız alkolün verdiği rahatlık, arka bahçemizdeki ortam üzerinde kaygısız bir etki yaratıyordu. Soda ve limonla yaptığı içki boğazımdan aşağı kaydıktan sonra cevapladım adamı,
“Evet, bence de öyle Burhan… Kusursuz bir güzel benim karım… Lanet olsun, bu senin içecek çok iyi arkadaş…” diye ekledim.
“Teşekkür ederim efendim, yıllardır yapıyorum bunu, akşamdan kalmalara çok iyi gelir.”
Sonra suyun içinde duran karıma bakarak ona da bir bardak doldurdu ve kenarda diz çökerek içmesi için uzattı. Ayla bardağı aldı, hızlı bir yudum aldı içkiden, tadı onun da hoşuna gitmişti,
“Vay canına... Gerçekten iyi… Beraber yaptık ama ben bunun tarifini yazayım bir kenara…”
Burhan başını salladı kendinden emin… Havuz kenarında yukarıdan bakıyordu kenara tutunmuş, içeceği yudumlayan karıma… Minik bikininin içinde yukarıdan baktığında harika bir görüntü sunuyor olmalıydı karım…
Burhan kendinden geçmiş gibi karımın dudaklarına ve kim bilir nerelerini görüyorsa, oralara dikkatle bakıyordu ki, başını kaldırınca benim onlara baktığımı fak etti. Hoşgörüyle gülümseyerek, karıma bakmasına aldırmaz bir tavırla kadehimi onlara kaldırdım. Koca bir yudum aldım hazırladığı içkisinden…
Burhan da doğrulup kendi kadehini doldurdu. Üçümüz arka bahçede, karım havuzun içinde, biz erkekler şezlonglara yerleştik ve alkol kaynaklı bir rahatlama havasına girdik. Burhan su kenarında otururken nihayet ben de kalkıp havuzdaki eşime katıldım.
Konuşma konularımız işten spora ve eğlenceye değişti. Burhan’ın akşamdan kalmaya karşı içecek bitti. Bizim kokteyl stoğundan tekrar alkol almaya devam ettik. Sonunda üçümüz de bir hayli çakır keyif olmuştuk.
Ayla görünüşe göre üzerindeki açık saçık bikiniyi ikinci cildi gibi benimsemişti. Biz şezlonglara kurulmuş keyif çatarken karım Burhan'ın delici bakışlarına aldırmadan suya girip çıkıyordu. 
Komşumuz ise başka bir alem… Sarhoşluğu biraz daha artmıştı sanki… Karıma bakışları daha da belirgin hale gelmişti. Bilmiyorum, belki de karımın çıplak güzelliğiydi başını döndüren… 
Artık ne benden çekiniyordu, ne de karımdan… Ayla’ya baktıkça gördüğü şeyleri kesinlikle seviyordu adam… Zevkten dört köşe olmuştu.
Ayla havuzdan çıktı, evden bir tepsi peynir ve kraker, atıştırmak için bir şeyler getirdi. Güneşte parıldayan cildiyle vücudu bana doğru eğildiğinde doğrudan fütursuzca sergilediği büyük göğüslerine baktım. Dayanamadım ve yüksek sesle bir iltifat dudaklarımdan kaçtı,
“Offf… Harikasın bebeğim. Şu koca memelere bak. Isırırım ben onları…“
“Timur…! Misafirimiz var! Ahlaksız herif…” Ayla yüzünde utanmış bir bakışla gülümseyerek beni azarladı. Burhan'a doğru döndü.
Burhan söylediklerimi duymuş ve karımın nerelerini beğendiğimi o da kendi gözleriyle görmüştü. Karım tabağı uzatırken o da karımın göğüslerine baktı. Hayran hayran, gözlerini karımın memelerinden ayırmadan,
“Timur'la aynı fikirdeyim Ayla… Senin iki zirve şu anda normallerin dışında… Olağanüstü… Isırmak istemesi çok normal…” dedi. Kelimeler ağzından kaçtıktan sonra kızardı, yaptığı yorumun uygunsuz olabileceğini fark etmişti. “Çok pardon, haddimi aştım galiba…” dedi.
Ayla, yanakları kıpkırmızı ve utanmış durumdaydı. Fakat iki erkek tarafından beğenilmekten ve arzu edilmekten hoşnut olduğu o kadar belliydi ki… Burhan’a ve memeleri için yaptığımız iltifatlara biraz yumuşak bir tepki gösterdi,
“Tamam, hepsi bu kadar! Hadi bakalım, herkes suya…” diyerek kendini havuza attı.
Burhan ve ben de aynı anda bir kahkaha attık. Neşe içinde gülüyorduk. Benim şezlongum havuzun yanı başındaydı ve Ayla elimden tutarak beni suya çekiştirdi. Ben de havuza daldım, gülerek karımı kucakladım, suyun içinde oynaşmaya başladık.
Biraz yorulunca Burhan’ın yanı başında havuz kenarında tutunduk, şezlongda oturmaya devam eden Burhan’la sohbete devam ettik.
Bir ara sessizlik oldu. Kimse konuşmuyordu. İki erkek karımı süzüyorduk. Burhan çaktırmamaya çalışarak, bense apaçık, sikecek gibi bakıyorduk karıma… Ayla aniden Burhan'a zor bir soru sorana kadar hepimiz bir müddet sessizlik içinde durduk.
“Neden havuzda bize katılmıyorsun Burhan, sudan korkuyor musun?” Burhanın ağzının yarısı peynir ve kraker doluydu. Zorla onları yuttuktan sonra,
“Valla, havuzda giyebileceğim bir mayom yok Ayla’cım… Aslında bir mayo sahibi olduğumu bile hatırlayamıyorum.”
“Sen de altsız gir öyleyse Burhan…” diyerek bir kahkaha attım. Diğerlerine de komik geldi teklifim, onlar da güldüler. Gülmesi bitince,
“Yok artık sen de…” dedi koca adam… Aslında teklifimin çok hoşuna gittiğini, biraz üstelesem, hatta Ayla eh dese, bayıla bayıla yapacağını, çıplak vaziyette bize katılacağını biliyordum içten içe…
“Ne var canım… İnsanlar çıplaklar kampında nasıl dolaşıyorlar, görmedin mi hiç? Tanrının yarattığı bedenimizden niye utanacakmışız ki… Ayla’ya baksana… Bir avuçluk bez parçasının arkasına güzelliğini saklamaya çalışıyor. Ne gerek var aslında, değil mi?”
“Doğru söylüyorsun ama… Burası çıplaklar kampı değil ki canım…” dedi Ayla da… Dudaklarının kenarında şuh bir gülümseme vardı.
Usul usul Ayla'nın arkasına yanaştım, belinden tuttum. Birkaç dakika sonra suyun içinde vücutlarımızın teması beni kendimden geçirmişti bile… Onu istiyordum. Taş gibi olmuş sikimi kalçalarının arasından ona dayadım ve kenarda oturan erkeği umursamadım.
Karımın diri güzelliğinden ve içkilerden sarhoş olmuştum. Saçma bir şekilde karımın diğer erkeği etkilemesini ve Burhan'a yeni bir gösteri yapmasını istiyordum.
“Çıplaklar kampı değil ama… Ne var sanki… İki santim bikini memelerini zor örtüyor, geri kalan her şeyin meydanda işte… Hadi çıkar gitsin onu da… Hatta şimdi üstünü çıkarıp atarsan gerçekten hoşuma gider aşkım…” Bana döndü, tıslayarak,
“Saçmalama Timur…” dedi. Sonra da fısıldayarak, “Burhan tam karşımızda… Kes artık şunu… Yapma… Delirdin mi sen?”
Sinirlenmesine rağmen isteğimi duyunca gözlerindeki heyecanı, dudaklarının titreyişini görebiliyordum. O da istiyordu bunu aslında… İki erkeği birden delirtmek hoşuna gidiyordu kahpenin… Kasıklarımı onun kalçalarına iyice bastırdım,
“Hadi bebeğim. Nasıl heyecanla bekliyor baksana… Hadi kalbinden vur onu… Memelerini çıplak görsün… Böylece biraz eğleniriz hepimiz...” Ayla gözlerinde şehvetle bana baktı ve fısıldadı,
“Güzel… Madem öyle istiyorsun. İstediğin gibi olsun, yapayım. Adam karının memelerini çıplak görsün seninle beraber... Ama sonra pişman olursan bana kızma.”
Derin bir nefes alıp kollarımın arasından kayıverdi birden bire... Karım suyun altına, havuzun dibine süzülerek inerken ben donup baktım. Oh tanrım… Çılgınca bulmasına rağmen isteğimi yerine getiriyordu karım… Üstünü yavaşça çözdü ve az sonra minicik ince siyah bikini üstü suyun üzerinde yüzüyordu.
Manzarayı görünce heyecandan delirecek gibi oldum. Tamam, artık budur derken, onu suda daha da derinlerde oynarken gördüm. Aniden başka bir grup siyah kumaş su yüzeyinde belirdi. Eşim G string kıvamındaki bikini altını da çıkarmıştı!
Bikiniyi suyun yüzeyinde görünce dikleştim. İşi biten ve yüzeye çıkan karım alay edercesine bakışlarla bana baktı. 
Benimle beraber komşumuz da izliyordu bizi… Hayretle açılan gözlerle bize bakıyordu. Yeni çıkardığı iki parçalık minik bikinisini avucunun içinde topladı karım… Kolunu kaldırarak sertçe bir hareketle Burhan'a fırlattı.
“Mayom yok diye kendini üzme Burhan… Senin için bir mayo buldum!“ diyerek şuh bir kahkaha attı.
Gözlerime inanamadım! Burhan da öyle… Islak kumaş bir şaklamayla göğsünde patlamış, karımın ani hareketi onu hazırlıksız yakalamıştı. 
Burhan’ın yüzü karımın şimdi suyun içinde çırılçıplak olduğu bilgisiyle aydınlanıvermişti. Bikiniyi tuttu, şaka yollu şortunun cebine tıktı.
“Hatıra olarak alıyorum!” diye bağırdı. “Bunu giyemem, çünkü bana küçük gelir. Benim malzemem seninkinden çok fazla…”
Gözlerini karımdan ayırmadan bir kahkaha patlattı. Adam zekâ olarak epey hızlı ve hazırcevaptı. Aslında küçük oyunumuzu oynamaya başlamadan önce onu bu kadar küçük görmemeliymişim.
Burhan’ın cebine tıktığı bikini yüzünden karım havuzdan bir şekilde çırılçıplak bedeniyle çıkmak zorundaydı. Ayla ve ben de güldük, ama şimdi havuz başında ortamı saran bir erotizm havası vardı.
Burhan çabucak boş kadehini tuttu, şakacı bir gülüşle şikayet edercesine elinde salladı. Kadehin içinde yanlara vuran buz parçalarının şıngırtısı duyuldu.
“Kadehim boşaldı yine… Biri kadehimi yeniden doldurmalı…”
“Şişe masanın üstünde dostum…” dedim cevabını bilerek…
“Ben koyardım, ama şu anda çok rahatım. Hareket etmekten de nefret ediyorum. Ayla… Sen yapabilir misin?”
Ayla bana baktı. Adam havuzdan çıkmasını ve ona içki koymasını istiyordu. Böylece karımın çırılçıplak bedenini doya doya görebilecekti. Karımın yanakları kızarmış, gözleri yarı kapanmıştı. İçtiği alkol ve yaşadığımız olaylarla uyarılması onun üzerinde cinsellik yüklü bir bomba etkisi yapıyordu.
Sorar gibi bakıyordu bana… Dudaklarımı büküp kararı ona bıraktığımı belli ettim. Ne isterse yapabilirdi karım… “Bunu sen istedin” dercesine umarsızca omzunu silkti.
“Tamam beyler…” dedi sonra… “Madem misafirimiz içki istiyor, evin hanımı olarak benim vermem lazım sanırım…”
Yavaşça havuzun merdivenlerinden çıkarken muazzam bir uyarılmayla onu izledim. Büyük göğüsleri şimdi serbestçe sallanıyor, güzel solgun ve uyarılmış meme uçları öğleden sonra güneşinde son derece güzel görünüyordu.
Burhan’ın gözleri ve ağzı bir karış açılmış durumdaydı. Gayet doğal olarak o da karımı izliyordu. Ayla kenardaki metal merdivenden tırmanıp havuzdan tamamen çıktığında muhteşem kıçından su damlaları süzülüyordu. Burhan'a doğru döndüğünde tüysüz kadınlığının bir anını yakalayabildim.
Hayatımda hiç bu kadar uyarılmamıştım. Karımın tutumundaki değişime inanamıyordum. 
Sadece haftalar önce hayal edilebilecek en çekingen ve tutucu kadınlardan biriydi. Şimdiyse burada, havuzumuzun etrafında, yabancı bir erkeğin yanında tamamen çıplak vaziyette dolaşıyordu.
Ben ve komşumuz şehvetli gözlerle karımın vücudunda şölen yaptık. Alkolün kısmen suçlanacağını biliyordum, ama sürekli karımı buna yönlendirmem yüzünden ben de suçluydum aslında…
İki erkek, küçük arka bahçede seksi ve tahrik bombası bir şekilde yürüyen karımı şaşkın şaşkınlıkla izledik. Burhan’la beraber onun evinde hazırladığı karışımın sürahisini masadan aldı ve ona geri döndü.
Büyük göğüsleri öne eğilerek vücudunun hatlarını daha da seksi bir hale getirmişti. Adamın boş içki kadehini yavaş hareketlerle doldurup yanındaki sehpaya bıraktı. Sonra da tekrar eğilip adamın içki kadehini eline aldı. Dudaklarına götürüp onun içtiği kadehten kocaman bir yudum aldı.
Görünüşe göre alkolden değil cinsel uyarılmayla sarhoştu. Dudaklarını Burhan’ın kadehinin kenarlarında dolaştırırken pembe dilini çıkarıp ucuyla kadehe dokundu,
“İşte böyle Burhan…” dedi şehvet dolu sesiyle... “Evin kadını görevini yaptı.”
Son derece tahrik olmuş görünüyordu karım…Tüysüz parlak kadınlığı kabarmıştı, meme uçları dikilmiş, dudakları arzuyla aralanmış…
Sonra kadehi sehpaya bırakıp bir hamlede kendini balıklama havuza atıverdi. Birkaç kulaç attı suda, sonra da sırt üstü uzandı. Islak bedeninin çıplaklığını, uçları sertleşip kabarmış iri memelerini, gergin karın kaslarını, dudakları şişmiş kurabiye gibi görünen tüysüz amcığını meydana çıkardı.
Burhan kendini tutamadı, ağzı açık kalmıştı.
“Lanet olsun! Harikasın Ayla…!”
Yaşadıklarına inanamayan gözlerle dönüp bana baktı. Sadece gururla gülümsedim. Ayla suyun üzerindeki gösterisini bitirip yavaşça bana geri döndüğünde Burhan çıplak karıma aval aval bakmaya devam ediyordu.
Karımla hiç bu kadar gurur duymamıştım. Bu yüzden gülümseyerek aç bakışlarla karımı izleyen adama baktım.
“Ne düşündüğünü biliyorum Burhan… Dediğin gibi… Ben şanslı bir erkeğim.”
Bunu söylerken suyun içinde yanıma gelen karıma sımsıkı sarılmıştım. Ayla beni öfkeli bir tutkuyla öptü. Dudaklarımız birbirini emiyor, dillerimiz birbirini okşuyordu hırsla… 
Karımın şehvetle dolu olduğunu biliyordum. Boynuma ve kalkmış sikimi kasıklarına gömerek bedenime sımsıkı sarılırken, kulağıma fısıldadı,
“Ohh… Bebeğim… Şu anda çok azgınım.”
Aynı anda biraz çekilerek elini aramıza soktu, içgüdüsel olarak suyun altında şortuma ulaştı. Benim önü kabarık şortun belinden içeri soktu elini ve sertleşmiş sikimi parmaklarıyla kavradı. Tam bir şok yaşıyordum.
Elleriyle suyun altında çekiştirerek şortumu aşağıya indirdi sonra… Ben de onun gibi çırılçıplaktım havuzun içinde… Sikimi narin parmaklarıyla sıvazlamaya, okşamaya devam etti gözlerimin içine bakarak…
Ben de en az karım kadar uyarılmanın ötesine geçmiştim. Aynı zamanda aklım da karmakarışıktı. İçgüdüsel olarak kasıklarımı ona doğru itmeye başladım. Karımın kalçalarını pençelerimle tutup kepçelerken bacaklarını da belimin etrafıma sardım.
Burhan'ın orada olduğu ve bizi izlediği gerçeğine aldırmıyordum bile… Şehvet her yerimi sarmıştı, sikim taş gibi olmuş, zonklamaya başlamıştı. Bizi pür dikkat izleyen bir erkek seyircimizin dahil olduğu bir seks yaşanacağı düşüncesi iliklerime kadar tahrik ediyordu beni… Yabancı bir erkeğin önünde sikmek üzereydim karımı…
Karımı havuzun bir duvarına doğru götürdüm. Sırtını duvara dayarken bir elimle alttan kıçını tutup onu destekliyor, bir elimle havuzun kenarına tutunuyordum. Ve hiçbir şeye aldırmadan karımın amcığına daldırıverdim sikimi…
Karımı becerirken çıplak vücudunu neredeyse yarıya kadar sudan dışarıya çıkarmış vaziyetteydim. Büyük zevk girdabına kapılan karım da dikkatsizce inlemeye, zevk feryatları koparmaya başladı.
İkimiz de şehvetimizde kaybolduk. Kenarda bizi izleyen komşumuzla ilgilenmiyorduk bile… Bu bir riskti elbette, fakat kendimizi risklerden uzaklaştırmak için hiçbir şey yapmamıştık. 
O anda sadece ikimiz vardık, tutkulu cinsel organlarımız vardı… Birbirlerine kavuşması gerekiyordu onların ve biz de bunu yapıyorduk.
Ayla beni şaşırtarak çığlık atıncaya kadar tutkulu seksin zirvelerinde kendimi kaybettim. Durmadan gidip geliyordum karımın amında…
"Ah! Aman Tanrım!“
Sola, havuz kenarına ve daha da özel olarak Burhan'a bakıyordu.
Baktım ben de… Onun baktığı yere bakınca, komşumuzun varlığını hatırladım. Ve onu gördüğümde ilk pişmanlık ve utanç duygularımı hissettim.
Burhan, ben eşimle sevişirken kenardaki şezlonga oturmuş bizi izliyordu. Yine de Ayla’yı şok eden şey, yabancı bir erkeğin bizi sikişirken izlemesi değildi.
Karımı şok eden olay, adamın hiç bizden utanıp çekinmeden kendini açığa vurması ve sanki özel banyosundaymış gibi bize bakarak mastürbasyon yapmasıydı. Ancak bunun ötesinde, Burhan'ın büyük bir zevkle asıldığı erkeklik organının endişe verici bir boyutta olmasıydı.
Komşumuzun elindeki penis muazzamdı. Belki otuz santim uzunluğunda ve inanılmaz derecede kalındı. Ayla'yı şehvetle sikmemi izlerken o da koca sikine pompalama yapıyordu. İkimiz de adamın dehşet verici sikinin büyüklüğünü hemen fark ettik ve bu görüntü bizi sersemletti.
Burhan bizim elindeki koca şeye aval aval baktığımızı gördü ve konuşma ihtiyacını hissetti.
“Yaa, pardon… Kusura bakma Timur… Karın beni de, benim ufaklığı da gerçekten delirtiyor ve adamakıllı düşünemiyorum. Bu ufaklığı dışarı çıkarmamalıydım. Ne olur kusura bakma… Toparlamaya çalışacağım.” 
Büyülenmiş sikini şortuna geri koymaya çalışırken kızardı, ama tam bu sırada Ayla araya girdi,
“Yapma Burhan! Ben… İnan bana… Hiç umurumda değil… Yaptığın şeye devam et bence…” 
Konuştuğu sırada yüzü biraz daha kızardı, fakat komşumuzun elindeki koca aletle göz temasını da hiç kesmemişti. 
Komşumuzun canavarına bakarken çileden çıkmış durumdaydık. Karım etrafında döndü, başını çevirip gözleri ihtirastan kısılmış bir şekilde bana baktı.
"Sik beni bebeğim.” diye fısıldadı. İri ve çıplak göğüsleri havuzun kenarında duruyordu, şimdi kollarını uzatmış, pürüzsüz fayans yüzeyinde tutunuyordu.
Karıcığım benim sikmemi bekliyordu komşumuza aldırmadan… Ya da onun varlığıyla daha da azmış vaziyette… Tekrar, bu kez yüksek sesle tekrarladı, komşumuzun da duymasını ister gibi,
“Ohh… Hadi durma… Sik beni…”
Bu kadın kimdi? Ve neden ona her seferinde hayran kalıyordum? Benim tutucu, muhafazakar görünümlü, hanım hanımcık öğretmen karım, yabancı bir erkeğin yanında çırılçıplak, sikmem için yalvarıyordu bana…
Yine saldırmaya başladım. Onu arkadan kuvvetli ve hızlı bir şekilde aldım, o da itici gücüme kalçalarını geriye iterek cevap veriyordu. Hemen yanımızda duran Burhan'a bakıyordu ben onu sikerken… Ve karımın Burhan'a, onun elindeki otuz santimlik muhteşem sikine baktığını fark etmem sadece içimdeki tutkuyu daha fazla ateşlemeye yaradı.
Ayla yüksek sesle inliyordu. Tüm mahallenin onu duyacağından endişelenmeye başladım. Buna rağmen, suyun altında vajinasının diplerine kadar ulaştım ve kalçalarını sıkıca tutup karımı da patlatmaya çalıştım.
Burhan bizi izleyerek koca sikini sıvazlıyordu hala… Sarhoştu… Alabildiğine tahrik olmuştu… Biz şehvetli karımla havuzda sikişirken, bizi izleyerek mastürbasyon yapıyordu komşumuz… Bize bakarak… Ahh…
“Ohhh… Ayla…” diye homurdandı. “Senin kadar seksi kadın görmedim hayatımda… Beni bir kaya gibi sertleştirdin. İkiniz de harika görünüyorsunuz.”
Karımı pompalamaya devam ederken bir kez daha gözümü adama çevirdim ve kocaman sikini tekrar yakından gördüm. Zararsız yaşlı komşumuz dediğimiz adamın böyle bir canavarı şortunun içinde nasıl paketlediğine inanamadım.
Karımın orgazmın eşiğinde olduğunu titremelerinden hissettim. Bugüne kadar bundan daha fazla heyecanlanamayacağını düşünürdüm karımın… Oysa deliye dönmüş gibiydi. Şehvetli inlemelerinin arasında boğuk bir sesle adama
“Elindeki yarak çok büyükmüş Burhan!” dediğini duydum. Kulaklarıma inanamadım.
Karımın daha önce “Yarak” kelimesini kullandığını hiç duymamış olmam bir yana… Ayla bu kelimeyi başka bir adamın sikinin büyüklüğüne iltifat etmek için onun yüzüne karşı kullanmıştı.
Ben zaten kırılma noktasını aşmıştım. Ben boşalmaya başlarken karımın az kullanılmış vajinası sikimi sımsıkı sardı, o da kasılmaya başlamıştı. Büyük bir patlama yaşıyorduk, hiç yaşamadığımız bir patlama… 
Sonlara doğru karımın yüksek sesle inlemeleri minik feryatlara dönüştü ve hemen ardından Burhan'ın sesini duyduk.
“Ahhh… Siktir… Evet Ayla… Dediğin gibi sikim kocaman… Doyuramıyorum onu… Hep girecek amcık arıyor. Aslında tam sana göre yarağım Ayla… Timuur… Karın benim koca yarrağı çok beğendi Timur…”
Sözleri kenetlenmiş çenesi yüzünden dişlerinin arasından tıslayarak çıkıyordu. İkimiz de onun patlamasını izliyorduk. Yarağının ucundan fışkıran bembeyaz spermler önce havaya, sonra havuzun kenarındaki fayanslara, havuzun suyuna boşalıyordu. 
Balta gibi sikini kavrayarak boşalmasını izlemek bir harikaydı komşumuzun… Zevkle sikini sıvazlarken boğuk boğuk inliyordu.
Sonunda hepimiz durulduk. Devinim sona erdi. Zevk inlemeleri, feryatlar, suyun içinde karımı sikerken çıkan suyun şapırtıları… 
Sessizlik birden havuz başını kapladı. Her şey koca bir saçmalıktan ibaretti. Sonunda önce Ayla ve sonra da Burhan tarafından taklit edilen buruk bir kahkaha attım.
“Tamam komşu… Sanırım vakit geç oldu. Biz eve gidiyoruz.” dedim, yorgun bir sesle…
Burhan kendine gelip kalın penisini zorlukla şortuna gizlemeye çalışırken konuştu.
“Vay anasını çocuklar… Kasırga gibiydi. Az önce ne oldu?” Ayla biraz utanarak güldü ve ben de…
“Hiçbir fikrim yok.” diye cevapladım komşumuzu… “Birden bire oluverdi her şey…”
Burhan ayağa kalktı, utanmış gibiydi, yüzümüze bakamıyordu sanki… Eliyle sehpanın üzerinde ve havuz kenarındaki eşyaları işaret ederek,
“Bu şeyleri sabah alayım ben…” Alkol karışımını getirdiği sürahi ve bardaklarını söylüyordu. Evine gitmek için döndü ve, 
“Dünya standartlarındaydı misafirperverliğiniz gençler… Her şey için teşekkürler.” dedi.
Bir sırıtma vardı yüzünde bunu söylerken ve ilerledi, köşede kayboldu.
Eşim yaşadığı duygu kokteylini yansıtan karmakarışık gözlerle bana baktı. Bakıştık. Hiçbir şey konuşmadık. 
Yapabileceğim tek şey onu öpmekti… 
49 notes · View notes
sermeri · 2 months
Text
İmamı Şibli hazretleri bütün hazırlıklarını yaparak Hicaz’a gitmek için yola çıktı. Bağdat’a uğradı. O zamanın halifesi Harun Reşid, Şibli hazretlerinin Bağdat’a geldiğini duyar duymaz:
“Biz mi ziyaretine gelelim, yoksa o mu bizim sarayımıza şeref verir?” diye haber gönderdi.
Şibli hazretleri:
“Biz halifemizin yanına geliriz, o zahmet çekmesin” diye haber gönderdi. Ve saraya yöneldi.
Sarayda muhabbetle karşılayıp iltifatlar eden Halife, Şibli hazretlerine:
“Bana bir nasihat eder misiniz efendim” diye ricada bulundu. Şibli hazretleri de:
“Bana bir bardak su getirtiniz, sonra da nasihatımı edeyim” dedi. Bunun üzerine bir maşrapa su getirildi. Suyu eline alan Şibli haziretleri Halifeye:
“Uzun zaman çölde yürüseniz ve susuz kalsanız, ölecek duruma gelseniz, biri elinde bir bardak su ile çıkıp gelse, dese ki; ‘bu bir bardak suyu sana veririm ama servetinin yarısını isterim’ verir misiniz?”
Halife biraz düşündükten sonra:
“Elbette veririm” dedi. Şibli hazretleri bu sefer de:
“Peki bu suyu içtiniz, çıkaramıyorsunuz (olur ya vücudundan dışarı çıkmıyor, bir hastalık oluştu), bir doktor gelse; ‘ben o suyu dışarı çıkarırım fakat servetinin diğer yarısını isterim’ dese verir misin?”
Harun Reşid hiç düşünmeden:
“Elbette veririm! Öldükten sonra serveti ne yapacağım?!” diye cevap verdi. Şibli hazretleri:
“O halde bir bardak su bile etmeyen servetine itimat edip güvenme!”
Diyince koca halife çocuklar gibi ağlamaya başladı… Gözlerinin yaşını silerek:
“Muhterem efendim bana bir nasihat daha eder misiniz?” diye tekrar sual etti: Şibli hazretleri:
“Siz suyun başındasınız, Allahü teâlâ; Peygamber efendimiz, sallallahü aleyhi vesellemden beri akıp gelen bu ebedi saadet İslamiyet suyunun bekçisi olmayı size nasip etti, bu suya PİSLİK KARIŞTIRMA, karıştırılmasına da müsaade etme,
BİD’AT KARIŞTIRMA, o insanlığın ebedi kurtuluş yolunu tertemiz olarak muhafaza et ve koru…!”
Tumblr media
60 notes · View notes
hissetmedigimacilar · 7 months
Text
"Bizim gibi çocukların çok gitmek istediği bir yer olmazdı, bizim gibi çocuklar sadece gitmek isterdi, nereye olduğunun bir önemi olmazdı..."
134 notes · View notes
Note
Ohh ne güzel, çok sevindim. Eminim çocuklar, torunlar da sizin gibidir. İhsan abim ellerinden öperim, yengeme, torunlara, çocuklara selamlar. 🫂🙏🏻❤️
Teşekkür ederim arkadaşım.Çocuklarımız,torunlarımızda bizim gibiler beraberce mutluyuz selamlar.....
64 notes · View notes
kasimpasali-omer · 4 months
Text
Yüreğine güvenmeyen izlemesin!
"Bizim yakacak hiçbirşeyimiz yok, heryerden soğuk geliyor"
Ey müslüman liderler !
Savaşı durduramadınız, bari Refah sınır kapısını açtırın! Çocuklar donarak ölüyor!
54 notes · View notes
anonimbeyy · 4 months
Text
Vâ mu'tâsımaa!
Gidin halife mutâsımın kabrine seslenin vallahi artık bir müslümanın feryadına yetişecek yöneticimiz kalmadı diyin! Selahaddinin kabrinde ağlayın saraylarda torun sevenler gülmeyi kendine haram kılmayı unuttu deyin! Fırat kenarında kaybolan koyunun hesabından korkan Ömer r.a yok artık, kurtlar cesedlerimizi gözümüzün önünde parçalıyor şimdilerde!
Efendiler! Gazzede çocuklar açlıktan ölmeye başlamış! Şöyle büyükçe yazayım da her gün görmemezlikten gelerek narkozla uyuttuğumuz vicdanımız sızlar belki.
Bizim yegane gündemimiz Zulümdür efendiler. Çeşit çeşit yemek yediğiniz sofralarda aklınızdan çıkmasın bu. Çocuğunuzun gözlerinin içine bakınca gazzedeki tek parça olmayan bedenleri tahayyül edin.
57 müslüman ülke riyadda toplanıp hamasın üstünü çizip israil maşası fkö'yü yegane muhatab kabul edip ayrıldılar. Refah kapısını açamadı kimse. Mısırdaki sınır kapısı açılsa yardımlar ulaşacak mazlumlara. Savaşacak izzetimiz yok bari açlıktan ölmeye mahkum etmeseydik! Onlarca stk, alim, cemaat içlerinden ayağa kalkıp yöneticilere nasihat edecek kimse yok mu? Neden kimse konfor alanından çıkmak istemiyor?
Zulmü sessiz kalmadı diye zindana atılan ebu Hanife imam şafi imam ahmed imam malik ehli sünnet ise siz değilsiniz, siz Ehli sünnetseniz onlar değil! Veyl olsun hepimize. Küçük çocuklar açlıktan ölüyorsa, tek parça değilse uzaya çıksanız ne olur!
61 notes · View notes
sade1-adam · 16 days
Text
Kuşları boğdular, çimenleri söktüler, yollar çamur içinde kaldı. Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz.
Bizim için değil ama çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve mavilikleri çok gördük, sizin için çok kötü olacak.
Sait Faik Abasıyanık / Son Kuşlar
Tumblr media
18 Kasım 1906 -- 11 Mayıs 1954
Anısına saygıyla...
24 notes · View notes
nazenderr · 7 months
Text
Tumblr media
Zaman değişir, insanlar değişir, zulmeden değişir değişmeyen tek şey mazlum ve masum insanların çaresizliği.. Biz bütün çocuklar için ağlarız,bütün masumlar için haykırırız, ya bizim çocuklarımız, ya bizim güzel yavrularımız? Bu vahşeti kim destekliyorsa, kimin eli bir masumun kanına bulanıyorsa Makamların en yücesine, hesap günün sahibine havale ediyorum.. Allah Kahretsin hepsini.
64 notes · View notes