Tumgik
#Bizim kızlar
spartanerica · 8 months
Text
https://x.com/spartanerica/status/1705327629576921412?t=g1hjpnmiuOMwDC4Da86Dzw&s=09
0 notes
erenist · 9 months
Text
Şampiyonuz...
Filenin Sultanları,
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
o kupa Türkiye'ye geldi..
Tumblr media Tumblr media
20 notes · View notes
mel-inoe · 10 months
Text
amasyada her yerde minik minik kedicikler var o kadar şirinler ki hüğ
7 notes · View notes
Text
Baldızımın İlik Gibi Kızını Siktim! (Kerem 38 Y., Edirne)
Eylül ayının ikinci haftasıydı, geçici görev için Tekirdağ'a gönderilmiştim. Bunu biraz da ben istemiştim, çünkü orada üniversite okuyan (baldızımın kızı) Çilem vardı. Hem bir büyüğü olarak onu kontrol edecektim, hemde işimi yapacaktım. Arabamla Pazar akşamı Tekirdağ'a gittim ve anlaşmalı otelimize yerleştim. Daha önceden de orda kaldığım için, ısrarla çatı katındaki deniz manzaralı odayı istedim. Yol yorgunluğu hissetmiyordum, saat de erkendi, bizim Çilem'in öğrenci evine bir baskın yapayım dedim. Arabaya atladım ve Çilem'in evinin önüne geldim.
Seslerden anlaşıldığına göre içeride bir hengamedir kopuyordu. Kızlardan biri avaz avaz bağırıyor, bir erkek sesi de cevap vermeye çalışıyordu. Dışarda beklemeye başladım. Ve birazdan, ince uzun bir genç hışımla evden ayrıldı, peşinden de bir kız koşarak gitti. Ve evdedi hengame de sona erdi.
Arabadan çıkıp zile bastım. İçeriden ağlama sesi geliyordu. "Kim O?" dedi ağlayan ses. Çilem'in eniştesi olduğumu söylediğimde kapı açıldı. Yeğenimin ev arkadaşı Leyla'nın ağlamaktan şişmiş gözlerini görünce içim parçalandı. Oysaki 20 gün önce bizim yazlığa geldiklerinde ne kadar neşeliydi. Az önceki bağrışmayı duyduğumu ve ne olduğunu sordum. Leyla ağlayarak, erkek arkadaşını bir başka kızla kendi yatağında yakaladığını, oysa onu sevdiğini falan söyledi. Leyla'yı teselli ettim, kendisinin daha çok genç olduğundan, yarın birgün o çocuğu unutup başkasını bulabileceğinden bahsettim. Leyla halen erkek arkadaşına küfürler savururken, Çilem ve arkadaşları geldi. Tabii onlar da merakla ne olduğunu sordular. Leyla konuyu bir posta da onlara anlatırken, Çilem boynuma sarıldı ve "Canım eniştem!" diye koca bir öpücük kondurdu yanağıma. Ben de onu öpmek isterken yüzünü çevirdi ve kazayla tam dudağının yanından öptüm. Bu küçük kazaya Çilem gülümserken, doğrusu ben biraz utandım. Çükü Çilem kendi çocuğum gibiydi.
Akşam yemek yeyip yemediklerini sordum. Leyla yememişti, Çilem ve Tuğba ise birşeyler atıştırmışlar. Onlara, "Hadi hep beraber çıkıyoruz!" dedim. Benim arabya atladık hep birlikte ve otelin restoranına gittik. Izgara et söyledik. Kızlara, "Ne içersiniz?" dediğimde, Çilem ve Leyla bira istedi. Tuğba ve ben, pek alkol almadığımızdan, önce kola söyledik, ama Leyla ve Çilem'e yarenlik etmek için bizler de bira istedik. Hem manzaranın hemde deniz havasından olacak, bayağı bir içtik. Hesap kaçtı bir tarafımıza diye düşünüyordum. Garson Şeref'i kenara çektim, eline iyi bir bahşiş toka edip, hesaba tenzilat yapmasını ve kızların daha çabuk kelle olması için biralarına votka koymasını söyledim. Başka türlü hesabın altından kalkamayacaktım çünkü. Şeref elinden geleni yapacağını söyledi...
Saat gece 02:00 oluyordu. Çilem ve Tuğba uyukluyor, Leyla ise bana, karşısına ne kadar fırsat çıktığını, ama sevgilisini aldatmayı asla düşünmediği konusundaki resitalinin 35. baskısını yapmaktaydı. Bir ara bana kendini pek iyi hissetmediğini söyledi. Açıkçası ben de pek iyi durumda değildim. Daha önceden böyle birşeyi tahmin edemediğim için yine de kendimi tebrik ettim. Şeref'e bir işaret çakıp hesabı istedim. Hesap pusulası (indirimli) geldi. Şeref'e, "OK, odamın hesabına ekle, yarın görüşürüz!" dedim. Leyla ile birlikte, Tuğba ve Çilemin koluna girerek, yukarıya odama çıktık. Daha sonra kızlar için bir oda daha tutmak için aşağı indim. Resepsyonist Metin abi, bana, "Senin yan oda bu akşam boşaldı, o yüzden başkasına vermeyeceğim, eğer ihtiyacınız varsa o odayı ücret vermeden kullanabilirsiniz!" dedi. Ona teşekkür edip anahtarı aldım ve yukarıya çıktım.
Kızların üçü de alkolün ve sıcağın etkisiyle sızmıştı. Yan odayı bir kolaçan ettim. Odayı tutanlar birkaç saat uzanıp çıkmak zorunda kalmışlar galiba, çünkü ne banyo havluları kullanılmış, nede yatak bozulmuştu. İçinde birkaç izmarit bulunan bir kültablasından başka kirli bir şey yoktu odada.
Önce Tuğba'yı, sonra da Leyla'yı yan odaya götürdüm. Tuğba'nın kemerini ve pantolonunun düğmelerini çözdüm, pantolonunu sıyırdım, gayet kolay çıkmıştı. Ben Tuğba ile ilgilenirken, Leyla'nın üzerine kusmuş olduğunu farkettim. Onun da üzerindekileri çıkartmaya başladım. Önce kotunu, sonra da bluzunu çıkardım. Leyla'yı bikini ile defalarca gördüğüm için bu manzarayı yadırgamamıştım, fakat yinede tahrik olmadığımı söyleyemem. Bir koşu odama gidip benim temiz tişörtlerden birini aldım geldim. Üzerine tişörtü giydirirken parfümü ile kendimden geçtim ve boynuna masum bir öpücük kondurdum. Kızların odaları ile benim oda arasında balkondan geçiş olduğu için, odalarının kapısını içeriden kilitleyip, balkondan kendi odama geçtim.
Çilem kendi kusmuğu içinde uyuyordu. Önce askılı badisini, sonra da leş olmuş kotunu çıkarttım. Külot sütyen kalmıştı, ama halen saçında, kolunda ve sütyeninde kusmuk vardı. Yatağın üzerindeki battaniye kusmuktan kullanılacak gibi değildi zaten. Battaniyeyi balkona attım. Çilem'i kucaklayıp, banyoya götürdüm, küvete yatırdım, üzerine ılık suyu tutmaya başladım. Biraz kendine gelir gibi oldu. Yıkanması gerektiğini, bu şekilde yatamayacağını anlattım. "Ok!" dedi. O yıkanırken ben banyodan çıktım, odaya geçtim. Birkaç dakika sonra havlu istedi. Havluyla birlikte, benim çamaşırlarımdan bir boxer ve tişört verdim. Sonra tekrar odaya geçtim, dolaptan yedek battaniyeyi üzerime alıp, ışığı söndürdüm ve yatağa girdim.
Birazdan Çilem, kurulanmış, benim boxer ve tişörtü giymiş halde geldi. Aslında halen ayılamamıştı, ama en azından temizlenmişti. Benim normalde yatarken iç çamaşır giymek gibi bir adetim yoktur, ama Çilem yanımdayken o halde yatamazdım. Çilem geldiğinde dikkat ettim, ıslanmış sütyenini ve külodunu çıkarmış, sadece benim verdiklerimi giymişti. Geldi ve yatağa süzüldü. Konuşamıyordu, hemen uykuya daldı. Bense bir süre daha uyumamıştım, su içmek için kalktım. Yatağa tekrar girerken Çilem döndü ve bacağıma sarıldı. Ayağımın üzeri tam amına geliyordu, verdiğim boxer bol geldiği için, ayağım amının dudaklarına da değiyordu. Çok tahrik olmuştum. Ayağımı oynattıkça Çilem de hareketlenmeye başladı. Amını benim ayağıma sürttükçe, benim ufaklık artık ufaklık mufaklık kavramını geçmiş, azmanlık mertebesine gelmişti.
Biraz daha aşağıya doğru kaydım ki, ayağımın yerini kasığım ve yarağım aldı. Birazdan Çilem'de hareketlenme tekrar başladı, ama bu sefer benim yarrak Çilemin amına badana çekiyordu. Dayanacak gücüm kalmamıştı, göğüslerini tişörtün üstünden hafiften okşamaya başladım. Çilem uyuduğu için, normal şartlarda biraz sürtündükten sonra uykuya devam etmesi gerekirken, durmuyor ha bire kerkiniyordu. En sonunda durdu. Orgazm olmuştu. Olaydan çok zevk aldığı amından akan sıvılardan belliydi. Ben de durdum, ama ben daha boşalmamıştım. Onu dudaklarından öpmek istiyordum. O ise, sanki (Memelerim ve amımla oynamana izin veriyorum ya, dudaklarımda ne işin var?) der gibi, dudaklarını kaçırıyor, bir türlü öptürmüyordu. Doğrusu biraz sinirlenmiştim.
Kalktım ve balkona çıktım. Balkonda bir sigara yakacakken, yan odadan (kızların odasından) gelen sesler dikkatimi çekmişti, balkondan hemen onların odaya daldım. Hava aydınlanıyordu ve içerisi alaca karanlıktı. Tuğba sağa sola dönerek yatıyordu, herhalde uyuyordu, yine de tam emin değildim. Ama Leyla yatakta yoktu. Banyoya baktığımda Leyla'yı orada yerde yatar buldum. Sanırım tuvalete gitmek istemiş, ama düşmüştü. Hemen kaldırdım. Yerler ıslak ve kaygandı. Yavaş yavaş yürüyerek balkona çıktık. Temiz hava iyi gelecekti. Leyla balkon demirine yaslanmıştı, ama halen kendine gelemiyordu ve düşecek gibi duruyordu. Arkasından sarıldığımda yarağım çıplak tenine değdi, altında külotu yoktu. İşemek için banyoya giderken çıkarmış olmalıydı. Çok kötü tahrik olmuştum, ama ileri gitmedim, Leyla'yı tekrar odalarına götürdüm ve yatağa yatırdım. Bacaklarını öyle bir ayırmıştı ki, bu sefer dayanamadım ve cillop gibi amına bir dil attım. Leyla hiç tepki vermedi, ama ben Tuğba'nın uyanmasından çekindiğim için, üstünü örtüp odama gittim. Çilemin yanına yattım, uyudum...
Uyandığımda yarağım şişmiş, kasıklarımın ağrısından kıvranıyordum. Çilem ise bacağını ve kolunu üzerime atmış, bütün ağırlığını bana vermişti. Dizimi yukarı kaldırdığımda yine benim yarrak Çilem'in amına değiyordu. Azıcık sürtünsem boşalacaktım. Öyle de yapmaya karar verdim ve sürtünmeye başladım. Biraz da o kıpırdadı. Tam icraat başlayacaktı ki, Çilem yatakta doğruldu. Ne olduğunu anlamadım, benim yarrağı tuttu, beni halen uyuyor sanıyordu galiba, yarağımı öptü ve banyoya gitti. Fırsatı kaçırmıştım, peşinden banyoya gitmek istedim, ama nedense yapamadım. Yatakta kendi kendime kızıyordum...
Çilem banyodan gelip yanıma oturduğunda, ben yatakta doğruldum. Yine kirlilerini giymişti. Bana, "Uyandırdım mı?" dedi. "Yok şimdi uyanmadım." deyince, utancından alt dudağını ısırmaya başladı. Güldüm. Akşam olanları sordu, kısaca anlattım. Şimdi duş alma sırası bana gelmişti. Ben yataktan kalkmış, duşa giderken, gözünün ucuyla benim alete bakıyordu. Ona kasıklarımın çok ağrıdığını söyledim. Güldü, konuşmadı. Banyodan çıktığımda, "Acıktım!" dedim. Onun da içi kıyılmıştı. Kızların yan odada olduğunu söylediğimde, hemen koştu, onları da uyandırdı. Kahvaltı edecektik, ama otelde öğlen yemeği servisi başlamıştı bile. Kızlara sordum, "Evde çayınız var mıydı? Ben çaysız kahvaltı yapamam!" dedim. "Var!" dediler. Otelden ayrıldık.
Eve giderken, marketten peynir, zeytin, salam, yumurta, domates, salatalık falan aldım ve kızların evine geldik. Öğrenci evlerini çok iyi bilirim, bir dolap vardır ve içindekiler bozuktur, bir şey yememek gerekir. Kızlar aldığım malzemelerle kahvaltı hazırlamaya girişti, ben de evi dolaştım. Kahvaltıda, Leyla, "Deniz kenarındayız, ama daha denize giremedik!" dedi. Ben hemen, "Bu gün denize gidelim ozaman!" dedim. Tuğba, "Benim erkek arkadaşım gelecek, olmaz!" dedi. Tuğba'ya, "OK! Sizi evde yalnız bırakalım mı?" dedim. Güldü, evet anlamında kafa salladı. Karar verilmişti, denize gidilecekti. Kızlar iki yıldır o evde bir aradaydılar ve gidilecek hiçbir yeri bilmiyorlardı.
Hazırlandılar, atladık arabama, Uzunçiflik tarafına doğru yol aldık. Bu çevreyi biraz biliyordum, ağaçlı ve kıraç bölümler arasında küçük gizli plajlar vardı. Bunlardan birine saptık. Hem hafta içi, hem de Eylül ayında olduğumuzdan çok tenhalaşmıştı her yer. Gözümüzün görebildiği yerde kimsecikler yoktu. İyice yayıldık bir gölgeliğe. Mübarek güneş, Temmuz güneşi gibi yakıyordu. Çilem tişört ve şortunu fora etti, Leyla da çarçabuk üstündekileri çıkardı, denize koştular. Ben daha duba gibi sahilde bekliyordum. Ben pantolonumu çıkarana kadar, ikisi de suya dalmıştı bile.
Yiyecekleri ve biraları gölgeye sakladım, soyunup peşlerine takıldım. Ben tam suya girecekken çıktılar, "Hadi güneşlenelim!" dediler. "Haydaaa!" diye kızdım onlara. Ama su soğuk gelmişti onlara, güneşte yatmak içlerini ısıtacaktı. Ben de geri döndüm onlarla birlikte. Kurulandılar, hasırlarını serdiler ve güneşin altında yattılar. Saat 15:30 falan olmuştu, sandviçleri biralarla yuvarladık. Onlara, "Bakın güneşte fazla durmayın, kötü çarpılırsınız!" dedim, ama dinleyen kim?
Benim arabanın bagajında her zaman, dalma gözlüğü, palet ve zıpkın bulundururum. Benimkisi özel merak işte, dalmayı seviyorum, kısmetim varsa iyi balık avlarım. Bagajdan malzemeleri alıp denize girdim. Denize girdiğimiz yerin etrafında kayalık alanlar olduğundan iyi balık vardı. 2 adet Karagöz, 2 adet de Kefal vurdum. Sahile çıktığımda, kızlar güneşte uyuyordu. Üstlerine su damlattım, aldırış eden olmadı. Güneş kremi döktüm, yine hareket yok. Çilem'in üzerindeki kremi elimle yaydırmaya başladım. Bikinisinin üstünü çözdüm, bütün sırtını kremledim, halen kalkmıyordu. Boynunu, omuzlarını, belini bolca güneş kremi ile sıvadım. Sıra bacaklara gelmişti, bu sefer tacizlerime 'Dur!' diyeceğini düşünüyordum, ama demedi...
Ayak bileklerinden başlayıp yukarı doğru masaj yaparak çıktım. Kalçalar iki posta kremlendi. Elim bacaklarının birleşme yerine geldiğinde, poposunu biraz daha yukarı kaldırdı. Bu, 'Devam et!' dercesine bir işaretti. Leyla'yı kontrol etmek amacıyla baktım, yüzü öbür tarafa dönük uyuyordu. Elimi Çilem'in bikinisinin içine sokup, poposunun yanaklarını yoğura yoğura kremledim. Başparmağımla götünün deliğine masaj yaparken, Çilem poposunu biraz daha kaldırıyordu. Bikinisinin amına gelen kısmı ise çoktan ıslanmıştı. Çok tahrik olmuştum, yarağım patlamak üzereydi. Çilem'in kulağına eğilip, "Devamı akşama, hadi şimdi denize girelim!" diye fısıldadım.
Çilem'le kalktık, denize girdik. Serin suya girince biraz olsun rahatlamıştım. Ama orada da pek sakin duramadık, Çilem'le elleşmelerimiz, oynaşmalarımız devam etti. En sonunda Çilem bacaklarını belime doladı. Ve tam kucağıma yerleştiği esnada bir ses duyduk, "Napıyorsunuz bakiim siz?" diye. Leyla ödümüzü koparmıştı, ikimiz de bir yana attık kendimizi suyun içinde. Çilem, "Gidelim artık, akşam oluyor!" dedi. Oysa benim planımda geceyi burada geçirmek vardı. Leyla güneşte uyuduğundan başı ağrımıştı ve eve gidip uyumak istiyordu. Mecburen toparlandık ve yola çıktık. Leyla'yı eve bırakıp, Çilem de otelde duş almak daha kolay olacak diye, evden üzerine giymek için birkaç parça giysi aldı ve otele döndük.
Otele vardığımızda anahtarı alıp yukarıya çıktık. Odanın kapısına varana kadar ikimiz de sakin ve usluyduk. Ama içeriye girip te kapıyı kilitler kilitlemez, dudaklarımız birbirine yapıştı, hoyratça birbirimizin vücudunu okşamaya başladık. Yarağım kazık gibi olmuştu. Çilem benim pantolonumu indirirken, ben de onun şortunun arkasından elimi içeri sokmuş, götünü amını kurcalıyordum. Şıpır şıpır olmuştu amı yine. O zevk sularını kana kana içmek, kafamı amına gömüp, bütün geceyi o şekilde geçirmek istiyordum. Çilem bu arada özgürlüğüne kavuşturduğu yarağımı ağzına alarak, büyük bir ustalıkla yalayıp emmeye başladı. Boş durmak istemiyordum, Çilem'i ayağa kaldırdım, ikimizi de çırılçıplak soyup, yatağa geçtik, 69 olduk. Birbirimize uzun süre oral yaptık, defalarca birbirimizin ağzına yüzüne patladık. Duş alıp tekrar yatağa geçiyorduk. En son sefer dudaklarımız birleştiğinde, ikimiz de yorgunluktan geberiyorduk. Çilem öpüşürken uyuya kaldı. Ben bir süre daha uyanık kaldım, Çilem'i uyurken izledim. Sonra ben de uyumuşum...
Gözlerimizi açtığımızda sabah ezanı okunuyordu. Tekrar öpüşmeye başladık, herşey yeniden başlıyordu. Ama bu sefer uykumuzu aldığımızdan, ikimiz de dinlenmiştik. Artık Çilem'i sikmek istiyordum. Yarrağım amına badana yaparken, Çilem, "Ben daha kızım!" dediğinde, Zonkkk oldum, "Nasıl yani, bakire misin halen?" diye sordum. Şaşırmıştım, bu kadar porfesyonelce yarak yalayan bir kız nasıl bakire olabilir diye. Çilem, anlattığına göre, okuldan bir çocukla (geçen aya kadar) çıkmış ve sonunda ayrılmışlar. Fakat ilişkileri süresince oral seksten öteye gitmemişler. Kızlığına elletmediğini, hatta arkadan bile yaptırmadığını söyledi. İnanmak istemiyordum, çünkü artık onu sikmek için sabırsızlanıyordum, ama bakire olması işime de gelmiyordu açıkçası.
Moralimin bozulduğunu gören Çilem, dudaklarıma bir öpücük kondurdu, "Fakat şimdi istiyorum, neremden istiyorsan yapabilirsin aşkım!" diyerek bacaklarını ayırdı. Aslında onu amından sikmeyi çok istiyordum, ama o an için kızlığını bozup bozmamakta kararsızdım. Onun için, "Dön arkanı ve domal!" dedim. Çilem götten sikeceğimi anladı ve banyodan şampuan şişesini getirip uzattı, sonra domaldı. Götünün deliğini önce biraz dilledim, sonra şampuan sürüp, bir parmağımı sokup parmakladım bir süre. Gerçekten de götten sikilmediği belli oluyordu, çok dardı göt deliği. Canını yakmamaya çalışarak, ikinci parmağımı da sokup, göt deliğini esnetip, biraz alıştırdım. Bu arada öteki elimle de sürekli klitorisini okşuyordum...
Şimdi iki parmağımı götüne rahat rahat sokup çıkarıyordum. Amını okşayan elime ise amının suları gelmeye başladığında, Çilem inleyerek, "Sik beni enişte, yarağını sok, hadi!" diye yalvarmaya başladı. Parmaklarımı götünden çıkarıp, yarağımın başına da şampuan sürüp ve arkasına yanaştım. Çilem kafasını yastığa bastırmış ve götünü havaya dikmişti. Bir elimle götünün yanaklarını ayırıp, öbür elimle yarağımın başını göt deline yasladım ve bastırmaya başladım. Yarağımın başı 'Plöp!' diye girdiğinde, Çilem çığlık atmamak için yastığı ısırıyordu. Yarrağımın başı girmişti, kalanını da sokmak için biraz bastırdığımda, Çilem elini arkaya atıp, göbeğimden ittirerek, "Dur enişte! Çıkart, çok acıyor!" dedi. Canını yakmak istemediğim için çıkardım.
Çilem döndü ve "Bu böyle olmayacak enişte, ben yapayım, uzan sen!" dedi. "Tamam!" deyip, sırtüstü uzandım. Çilem götünün deliğine ve yarağımın başına biraz daha şampuan sürüp, Alaturka tuvalete çişini yaparmış gibi yarağımın üstüne çöktü. Eliyle yarağımı tutup, göt deliğinin ağzına denk getirdi ve yavaş yavaş üstüne oturmaya başladı. Acıdan dudaklarını ısırsa da, bu şekilde daha kolay alıyordu götüne. Yarrağımın milim milim götüne girişini seyrediyordum. Sonunda ıhılaya ıhılaya yarrağımı köküne kadar götünün içine almış ve oturup kalmıştı öylece. Halen acı duyduğu yüzünden belli oluyordu. Ben yarağımı alttan oynatacak gibi olduğumda, "Ahhh! Kımıldama ne olursun enişte!" diyordu.
Çilem bir süre daha hareketsiz oturduktan sonra kendiliğinden götünü hafif hafif oynatmaya başladı. Götünü birkaç santim kaldırıyor, sonra tekrar yavaşça oturuyordu. Her seferinde biraz daha, biraz daha derken, belli bir süre sonra artık yarağımın başı görünecek kadar götünü yükseltiyor ve yeniden oturuyordu. Dudaklarını ısırışından, hem acıyı, hem zevki aynı anda yaşadığı belli oluyordu. Elimi amına atıp klitorisini okşamaya başlayınca, Çilem oturup kalkma hareketlerini hızlandırdı. Artık ellerini arkaya atmış, ayak bileklerimden tutunarak, hem inliyor, hem de götüyle yarağımı deli gibi sikiyordu. O kadar hızlı oturup kalkıyordu ki, her seferinde götü kasıklarıma vurduğunda, taşaklarım inanılmaz ağrıyordu.
Fakat bu fazla sürmedi, Çilem, "Geliyorum enişteee!" diye bağırıp, kasılmaya, titremeye başladı. Benim durumum da ondan farklı değildi, ben de uzun bir 'Ohhh!' çekerek götüne fışkırmaya başladım. Çilem kendini öne atarak, göğüslerini göğsüme yapıştırdı ve dudaklarıma yumuldu. Yarrağım götündeyken öpüşmeye, deli gibi birbirimizin dudaklarını kemirmeye başladık. İkimiz de nefes nefeseydik. Bu pozisyonda bir süre kalıp soluklandık. Çilem yarrağımın üstünden kalktığında, götünden çıkan osurukla birlikte döller taşaklarıma püskürdü. Çilem osurduğu için utanmıştı, mahçup bir şekilde elini götüne tutarak banyoya gitti. Ben de arkasından gittim, birlikte duş aldık.
Banyodan çıktığımızda Çilem'e, "Biraz daha uyuyalım!" dedim. Birbirimize sarılıp uyuduk. Sabah birlikte otelin restoranında kahvaltı ettikten sonra Çilem'i okuluna bırakıp, ben de işime gittim. Daha 2 hafta orada olacağım için çok sevinçliydim :)
[Kerem]
189 notes · View notes
tipitip213 · 1 month
Text
Yasak Sırlar 2
Neyse nereye gitti naptı bilmiorum ben yatakta yatmaya devam ettim ozamanlar soba nerde yaşam alanın orası yer sofrası kahvaltı hazırlardı sobanın yanına kalk oğlum dedi hala kızma bağımra çağırma yok çok anlayışlı ve düzgün bir anneydi sadece baban duymasın görmesin ikimizide öldürür dedi tamam anne dedim sadece bu cümleler geçti hiç yatakta olanları konuşmadık neden yaptın bidaha yapma vs bile demedi sofrada şimdi düşününce bana yaklaşımı eksik gibi görünüyor benim bidaha böyle birşey yapmamam gerektiğini yanlışımı doğrumu düşünmedi bile o an klasik evin direği tabusu koca korkusunu dışa vurdu sonuçta bir aile faciasına dönüşebilirdi çünkü ben çocuktum ve bunu yaparken babamada yakalanabilirdim sadece bundan emin olmak istediğini bu gün daha iyi anlıyorum düşününce, bende tamam anne yapmam dedim, o gün dışarı çıktım kapının önünde bisiklet sürdüm vs günü bitirdim 2-3 yıl geçti orta okul son seneme kadar annemle yakınlaşmam olmadı ama mahalleden kızlar kuzenler vs bişeyler yaşadım çokta önemli değil aslında çok fazla şeyler olduğu için annemle olanları ve daha sonraki süpriz yakınlaşmalarımın daha heyecanlı olacağını ve ana konuyu dağıtmak istemediğimiçin 2-3 yıllık sürece girmiyorum.
Merhaba hikayeme devam edersek orta okul bitmişti annemle ilişkim gelişmişti daha çok arkadaş gibiydik annemde kendini daha geliştirmiş giyimi imajı değişmişti tam bir afet olmuştu babamla kafa olarak anlaşamadıklarını biliyordum tartışıyorlardı 2 -3 gün küsmeli tartışmalardı boşanmaya götürücek olaylar değildi ama sex konusunda babam biraz daha isterikti çünkü tartışmalarında annem yanımda ben biliyorum bunun derdini diye üstü kapalı ima ediyordu sanırım babam annemden ben evdeykende yada olmadık zamanda sikşmek istiyordu buda aralarında gerginliğe babamda huysuzluğa neden oluyor en sonunda da tartışmaya dönüşüyordu benimde kime çektiğim belli oluyordu abaza babanın abaza oğluyum galiba* *babamı annemi sikerken çok defa görmüştüm yatak odasında domaltırken üstünde git gel yaparken kapı altındaki boşluktan gizlice izlerdim eski evler sonuçta ya kapısı kapanmaz ya altında bir karış açıklık olur yada anahtar deliği bozulmuştur göbek söküktür röntgene müsaitti yani sessizce sikişirlerdi annem babamın boynuna gömülür babamda annemi yatakta bacakları aşşağı sarkık etek belinin üstünde göğüsler kapalı misyoner biçimde bacak arası yirmi dakka sikerdi hatta bikeresinde babamı annemin amını yalarken görmüştüm annemin kollar geriye düşmüş babam yatağın kenarında bacaklarını ayırmış annemin amını yalıyordu annem o dönemler 40 lı yaşlarda amı etlenmiş traşlı hafif kıllar yeni çıkmaya başlamış çok enfes gözüküyordu annem 1,60 boylarında babama göre kısa boylu denebilirdi babamın yarrağı 18-19 cm benim hayyallerimi süsleyen anneme her soktuğu anı görmek bana acayip bir duygu ve haz veriyordu hele bu insan benim annemse ve böyle çok kez yakalamıştım onları onlarda yakalanmamak için çok bi çaba sarf etmiyorlardı babamın yüzünden çünkü, evde herkezin anahtarı vardı hafta sonu eve sessizce bilerek girer onları yakalamaya çalışırdım 2000 li yıllardı cep telefonu herkez de yok bi babamda vardı sadece, arayıp anne ben geliyorum gibi bişey yoktu yani gel zaman git zaman annemle babamın sikişleri benim otuzbir malzemem oluyordu neyse; konu dağılmadan annemle benim ilişkime gelelim biz aile yapımız gereği rahatız evde muahafazakar bir yapımız yoktu ailemiz teyzemler amcamlar din kavramı bizim için iyi bir insan olmaktan yada yaşam ve geçim den sonra geliyordu rahat bir aileyiz yani, annemi duştan çıkıp odasına giderken diri göğüslerini fındık uçlarını götünü kapatamayan havluya sarılmış gri etli amcığını kapatmaya çalışırken görürdüm annemin amı çok kıllı olmazdı hatları am çizgisi hep belli olurdu annem kişisel temizliğine dikkat ederdi ah annem ahh hala taş gibi neyse onu gördüğümü annemde görüp yavrum arkanı dönde giyineyim dediği çokk olmuştur annemeilk temasımdan sonra hiç konusu açılmamıştı annemde bana karşı hiç değişmemişti bende sexi dışarda komşu kızlarında kuzenlerde bulmuştum ergenlik yıllarımda devamlı otuzbir çekmekten gına gelmişti ibreyi 3 sene aradan sonra yeniden anneme doğru çevirmiştim o yıllar smackdown izler annemle güreş ayağına sürter dayar yere yatırır şakalaşma ayağına tciz ederdim annemin kabarık amını bacaklarımda hisseder kendimi cennette zannederdim annemde benim tek çocuk olmamdan dolayı üstüme olan düşkünlüğünden bişey demez yada işi oluruna bırakırdı sonuçta ergenliğe girdiğim dönemdi sanırım beni anlıyordu bi yere kadar bana müsade ediyordu (şimdi anlattığına göre anlamıyormuş,bende bozmamak için hee hee diyorum)neyse gel zaman git zaman ben hep anneme mutfakta sürtüyorum annem anlamamızlığa veriyor ilk temastaki gibi ufak olmadığımdan utanıp bişey de demiyor yada oda farklı duygular hissediyordu benim nekadar ileri gidiceğimi düşünüyordu bu sürelerde babamla aannemin sikişleri 2 günde bir tam gaz devam ediyordu bende anneme dayamalara pencereden komşuyla konuşurken arkasından dışarı bakmak bahanesyle sürtmelere devam ediyordum bir keresinde pencereden komşuyla konuşuyordu karşı apartmandaki elif teyze bişeyler anlatıyor buda dinliyor yorum yapıyordu ara ara yanına gittim yanağından öptüm annem seni çok seviyorum dedim oda yarumm dedi beni sağ kolunun altına aldı teyzeyle selamlaştık anneni çokmu seviyon gökhan
59 notes · View notes
arbrenu · 11 months
Note
Doruk hep başkalarını da düşünmek zorunda değil miydi? Neden kitapta bencil olarak tanımlandı??
Özellikle Amelya’da Doruk’u en şeffaf şekilde yorumladım ve söylenebilecek her şeyi neredeyse söyledim, bazı insanlar bize baktığında bizim bile unutmak istediğimiz şeyleri görür Doruk, Dylan, Dorian… ve bazı kızlar aynaya bakmaktan o kadar hoşlanmaz
186 notes · View notes
musfika-hanim · 5 days
Text
... neler yazacaktım neler yazdım..
evde yalnızım bir tuhaf hissediyorum. kızlar şu an semalarda bir saat sonra izmir'de olacaklar. çok enerjik ve mutlu gittiler ve iki hafta yoklar :( dün gece beraber otururken "anne biz yokken canın çok sıkılır mı" diye sordu english teacher yok ya dedim ben takılırım kendimce sıkıntı yok :) küçük kızçemin sınavına çok az kaldı ve onu evde yalnız bırakmak istemiyorum o yüzden sadece o okulda ve dershanede iken gitmek durumundayım derneğe. evdeki işlerimi halletmeyi seviyorum yalnızken onları hallederim bayram geliyor temizlik de olmuş olur. evde biraz içime dönerim, kendimi dinlerim (hiç dinlemiyormuşum gibi) ben bu yalnızlığı fırsata çevirebilirim ve bundan hoşnut da olurum. çoğu zaman bu evde birgün tamamen yalnız yaşayacağımı da düşünürüm ki bu çok mümkün. kızlar atanır ya da yuva kurarsa, küçük kızçem üniversite okumaya başka şehre giderse yalnız yaşamak kaçınılmaz olur. elhamdülillah kendimi her şart ve koşulda ortama adapte edebilen ve hayatın olumlu olumsuz getirilerine karşı beyin olarak hazırlıklı olan biriyim. olumsuz da düşünmem hiç kendime bunu kodlamam, ne olacaksa o andaki ruha karışmayı ondan mutlu olmayı becerebilmeyi öngörmeye çalışır aklım. gelecek ile ilgili de plan yapmam hiç zamanında kurduklarım elimden alındığı için. Allah ne verirse, neyi nasip ederse o olacak ve bunun içinde benim gayretim ve duam da vardır bunu bilirim. şükretmeye, yaşamımın zorluklarından çok verilen nimetlerin farkındalığında olmaya çabalıyorum şükür ve teslimiyet için bu şart. dünyayı çok iyi tanıdım, ona ve insanlara çok fazla bağlanır bel bağlarsam yarıda öylece bırakacağını bilirim. o yüzden an'da, an'da olanlarla, an'ın getirdikleri ve gelecek için de duayla şu hayatı O'nun da yardımıyla yaşamaya çalışıyorum. ne yazacaktım konu nerelere geldi hep böyle oluyor zaten. bugün için evi temizleme ve market alışverişi yapma planım var. derneğe bugün ve yarın gitmeyeceğim. yarın iki arkadaşımı yatıya çağırdım ve cuma günü inşallah bizden derneğe geçeceğiz genel merkezden misafirlerimiz var seminer ve toplantı olacak. Allah hayatı kolay ve insanca yaşayabilecek kabiliyet versin hepimize. insanız, yanlış yaparız, hataya düşeriz farkeder telafi ederiz ve yolumuza yine devam etmekle yükümlüyüz. acılarımız, sevinçlerimiz, kaygılarımız ve daha birçok duygu bizim birer parçamız yeter ki hepsini makul seviyelerde yaşayalım itidalli olalım ve bu hayatta kalbim için en çok dilediğim istediğim ve çoğunlukla öyle hissettiğim ve insanlar için de en çok sahip olsunlar istediğim merhamet duygusunu diliyorum, dileniyorum herkes için. merhametin olduğu bir kalpte kötülük barınmaz, barınamaz çünkü. Allah yumuşak sekinet dolu bir kalp, selim bir ruh, hayırla açılan kapılar, güzel bir yaşam, uzun, hayırlı, sağlıklı, salih bir ömürden sonra hakka yaraşır bir ölüm nasip etsin hepimize. amin.
("plan yapmam" dan kasıt bugün ve yarını içeren rutin işler güçler, güncel konular vs'den ziyade gelecekle ilgili, geleceğe ait hayal, istek vs tüm mevzular. ben asla programsız, plansız yaşayamayan biriyim zaten. anlatmaya çalıştığım konu daha, geniş ve kapsamlı geleceğe dair planlardan uzak durduğum)
*uzun yazmayı çok seven biri olarak okuyacaklara sabır dilerim ve okuyanlara dua 🤍
36 notes · View notes
ruhumdasavas · 2 days
Text
Kızlar mis gibi kız kıza yaptığımız kınalara ne oldu, nereye kayboluyor bunlar yavaş yavaş? Kadın erkek yapılan kınanın mantığı nedir? Neden bizim oynayıp eğlendiğimiz yerde erkekler de oluyor, bunun mahremiyeti nerede? Gelin normalde tesettürlü ama boynunu açıyor. Bir sürü erkek bunu görüyor. Üstüne sosyal medyaya atılan videolarda gören erkekler cabası. Gelin ve damat aşırı yakın insanların gözünün önünde. Gelin damatın etrafında oynayarak dönüyor, kur yapıyor ve diğer insanlar ve diğer erkekler bunu izliyor. Biz bunu ne ara normalleştirdik? Nereye doğru gidiyor bu kültür dediğimiz iğrenç şey?
31 notes · View notes
murat-o41 · 4 days
Text
Karım Metres Oldu (1)
Mehmet beyle bütçemizin çok üstünde sosyetik bir barda tanışmıştık. O gece barın özel bir parti için kapalı olduğunu öğrenince üzülmüş, kapıdaki adamı ikna edip girmeye çalışıyorduk. Yanımızda beliren iyi giyimli, orta yaşlı bir adam görevliye,
“Onlar benimle beraberler” deyince, adamın elindeki listeye bile bakmadan yana çekildi.
Birlikte içeri giriverdik. Çok sevinmiştik. İltimaslı bir durumda olmak da çok hoşumuza gitmişti. Gül’le bir birimize bakıp gülüyorduk.
Karım Gül varlıklı bir ortamda, oldukça şımarık büyümüştü. Dört yıl önce babasının iflasından sonraki hayatına hala alışamamıştı. O zengin rahat hayatı doğal hakkı olarak görüyordu. Ben de Gül’ün hak ettiği hayatı yaşamasını istiyordum. Onun için buraya girmiş olmak bizi özellikle mutlu etmişti. Kalabalığın çok seçkin olduğu belliydi. Gülümseyerek elimizi uzattık,
“Ben Kerem” dedim. Karım da,
“Ben de Gül…” dedi.
Mehmet bey de kendini tanıttı. Benimle el sıkıştı. Karımın gözlerinin içine bakarak, iki eliyle tuttuğu elini öptü. Gül’ün ürperdiğini gözlerimle gördüm.
Bardaki parti yayına yeni başlayan bir derginin tanıtımı içindi. Mehmet beyle sohbete başladık. Eski bir İstanbul ailesinden geldiği belliydi. Yakışıklı değildi ama başka bir çekiciliği vardı. İçkiler içildikçe samimiyet artıyor ama ilişkinin dengesi hiç değişmiyordu. Biz ona hep Mehmet bey diyorduk o da bize Gül ve Kerem.
Elli yaşında ve evli olduğunu, bizim yaşlarımızda bir oğluyla bir kızının olduğunu öğrendik. Biz de ona üniversiteyi bitirir bitirmez evlendiğimizi ve şimdi iki yıllık evli olduğumuzu söyledik.
Anlattığı hikayelerde çapkınlığı konusunda hiç çekingen değildi. Ama direkt olarak da Gül’e asılmıyordu. Sakin ve ağır tavrı ona gittikçe daha çok saygı duymamızı sağlıyordu.
Karım bu tür erkeklere her zaman ilgi duyardı. Mehmet beyin esprilerine gittikçe daha çok gülüyor, anlattığı hikayelere gereğinden fazla olumlu tepki gösteriyordu. Her halinden onu etkilemeye çalıştığı belliydi. Mehmet bey garsona içkilerimizi söylerken, bize gösterdiği ilginin benim de hoşuma gittiğini hissettim. Bize
“Siz keyfinize bakın ben biraz ayrılacağım” dedi. Yakınımızdaki bir grubun yanına gitti. Onlar konuşurken uzaktan seyretmeye başladık. Herkes ne kadar saygı gösteriyor, önem veriyordu.
“Ne kadar etkileyici biri…” dedi karım gözlerini ona dikmiş, ” Deli gibi istiyorum onu…”
O anda artık benim engelleyebileceğim bir şey olmadığını biliyordum. Kıvırtarak benden uzaklaştı. Dans eden kalabalığın arasına karıştı. Herkesin ilgisini çekmesi fazla vakit almadı.
Gül’ün üstündeki mavi dar mini elbise sütun gibi bacaklarını cömertçe sergiliyordu. Etrafta başka çekici kızlar olmasına rağmen bütün erkeklerin ilgisi ondaydı.
Dans ederken incecik kumaşın altında titreyen diri göğüslerinin sütyensiz olduğu belliydi. Etrafındaki erkeklerin sayısı kısa zamanda üç olmuştu. Uzun, dalgalı sarı saçları dağılırken ışıkta parlıyordu. Yuvarlacık çıkık poposu her salınışında başka bir güzel görünüyordu.
Gül etrafındaki erkeklere pas verirken ara sıra da Mehmet beye çapkın bakışlar atıyordu. İstediğinin Mehmet bey olduğu aşikardı. Mehmet bey bir süre sonra içinde olduğu gruptan ayrılıp yanıma geldi. Benimle beraber karımı seyretmeye başladı. Bana dönüp,
“Karın tam bir felaket… Çok seksi… Sanki evli bir kadın değil de, küçük bir Lolita gibi…” dedi kendinden emin bir gülümsemeyle…
Sanki karımdan değil de, satışa çıkardığım bir fahişeden bahsediyordu. Çocukça bir sevinçle gülümseyerek,
“Teşekkür ederim. Öyledir benim karım…” dedim. Sevincim karımın istediği oluyor diye miydi, yoksa benim de saygı duyduğum biri ondan hoşlandı diye mi bilemedim.
Onbeş yirmi dakika sonra Mehmet bey gözünü ayırmadan izlediği Gül’e eliyle gel işareti yaptı. Karım dans etmeye devam ederek diğer erkeklerin arasından süzülüp yanımıza geldi. Yüksek sesli müzikten sesini duyurabilmek için karımı belinden tutup kulağına bağırarak,
“Ne kadar güzel dans ediyorsun sen bakiim..” dedi. Gül müziğin ritmiyle hala oynatıp durduğu kalçalarında okşarcasına dolaşan ele aldırmadan,
“Güzel dans ederim. Özellikle hoşuma giden bir erkeğin önünde olursam…” diyerek yanıtladı.
“Hangisinin? Kimmiş o şanslı erkek?” diye sordu Mehmet bey sanki anlamamış gibi. Gül elini uzatıp Mehmet beyin kalçasını okşayan kürek gibi elini tuttu sımsıkı, poposuna bastırdı… Gözlerinin içine bakarak,
“Sizin…” dedi.
Mehmet bey zaten görebildiği şeyi karımın ağzından duymaktan mutlu, gülümsedi. Ne benden, ne de etraftakilerden çekinmiyor gibiydiler. Gül artık konuşurken ona dokunuyor, gözlerinin içine bakıyor, genç kız gülücükleri, arada isterik kahkahalar ile süslüyordu sözlerini…
Bu hale geldiğinde karımın karşısındaki erkeğe teslim olduğunu biliyordum. Yaşlı kurtun bunu benden çok daha iyi bildiğinden hiç şüphem yoktu. Arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim bir yaşıtı bir erkek yaklaşıp,
“Nasılsın Mehmet?” diyene kadar bir birlerine kur yapmaya devam etiler. Mehmet bey bir beş dakika içinde arkadaşını başından çabucak savdı. Karımın elinden tutup,
“Gelin çocuklar, daha sakin bir yere gidelim.” dedi.
Mehmet bey Gül ile el ele, ben de yanlarında dışarıya çıktık. Karımın elini bıraktı, cebinden kalın bir cüzdan çıkardı. Garsonundan vestiyerine kadar ellilik yüzlük banknotlar halinde bahşişler dağıta dağıta mekanın kapısına kadar geldik. Sanırım bizim için bu son darbe oldu. Karımla göz göze geldik bir an, kocaman kocaman açılmıştı gözleri…
Hemen arabası geldi. Son model siyah bir Mersedesti. Şoför arka kapıyı açtı. Mehmet bey Gül’ü nazikçe arabaya bindirdi. Karım son derece hoşnut, mini eteğinin kasıklarına kadar açılmasına, şoför dahil hepimizin küloduna kadar görmemize aldırmadan rahat hareketlerle geçti, oturdu.
Mehmet bey kendisi de bindi. Ben de arkalarından binmeye yeltendim, şöför kibarca beni ön koltuğa yöneltti
“Burada daha rahat edersiniz beyefendi…” dedi. Biraz bozularak,
“Ha, tabii…” dedim. Ön koltuğa oturdum. Araba yeni deri kokuyordu. Şöför kapımı kapattı. Kendisi de bindi.
“Villaya mı beyefendi?” diye sordu. Evet cevabını alırken hareket etmiştik bile.
Arabanın sessizliğine rağmen Mehmet beyin kalın, boğuk sesini duyuyor ama çoğu zaman ne dediğini anlamıyordum. Karımın ara sıra evet, hayır dediğini ve gülüşlerini duyuyordum.
Sesleri kesildiğinde öpüştüklerini anladım. Yan gözle şoföre baktım, yüzünde pis bir sırıtmayla dikiz aynasından arkada olanları izliyordu. Kendimi kötü hissettim. Benim azgın, fingirdek karım, ucuz bir fahişe gibi, şoföre, bana, kocasına aldırmadan başka bir erkekle arka koltukta fingirdiyor, sevişiyordu.
Sonra gözümün önüne Mehmet beyin barda dağıttığı banknotlar, kalın cüzdanının görüntüsü geldi. Boş verdim herşeye, kendimi Mercedesin deri koltuğunun rahatlığına bıraktım.
Yol fazla sürmedi. Yirmi dakika sonra demir bir kapıdan girip güzel bir villanın önünde durduk. Şoför hemen inip arka kapıyı açtı. Önce Mehmet bey indi, elini uzattı Gül’ün inmesine yardım etti.
Ben de kendim çıktım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Bekçi olduğunu tahmin ettiğim bir adam evin yan tarafından koşarak geldi.
“Hoş geldiniz beyefendi…” dedi, villanın gösterişli ön kapısını açtı.
Mehmet bey Gül’ün beline sarılıp içeri girdiler. Ben de arkalarından girmeye yeltenirken,
“Seni ben sonra çağıracağım. Şimdilik burada bekle…” dedi.
Bir şey söylemeden aptal aptal durdum, arkalarından baktım. Kapı kapandı. Şimdi geriye dönmem gerekiyordu ama şöförle yüz yüze gelecegimi düşünerek utandım. Onun da bekleyeceği belliydi.
“Gel koçum arabada otur…” diyen sesiyle kendime geldim.
Artık bana beyefendi demiyordu. Patronu yoktu ortalıkta. Bu duruma aşina olduğu besbelliydi. Pek fazla göz göze gelmemeye çalışarak arabaya girdim. Onunla muhatap olmak istemiyordum. Süklüm püklüm, konuşmadan oturdum. Sessizliği o bozdu,
“Yenge de pek hoşmuş…” dedi. ”Karın mı, sevgilin mi?” İsteksizce,
“Karım…” dedim.
“Mehmet bey böyle ufak tefek genç kızlara bayılır. Çoğu zaman böylesi çıkmıyor. Onun için keyifli görünüyor bu akşam…” dedi.
Karımın güzelliği, seksiliği onun da hoşuna gitmişti sanki. Hoş, Gül’ü, onun aynı anda hem masum bakire, hem seksi fahişe olabilen görüntüsünü görüp de iç geçirmeyen, siki kalkmayan erkeğe rastlamamıştım ya…
“Zor geliyor mu sana? diye sordu. Sesinde samimiyet ve sıcaklık vardı. Biraz daha yakın hissettim kendimi ona… Birinin yakınlığına ihtiyacım vardı açıkças��…
“Eh, tabii ağır geliyor…” dedim. Babacan bir gülüşle,
“Alışırsın oğlum, zevk de alırsın. Sen öyle birine benziyorsun. Buraya gelinceye kadar ağzını açıp bir şey diyemediğine göre…” dedi aynı gülümsemeyle… “Mehmet bey senin hatundan hoşlanırsa seni de ihya eder.”
Zevk alacağımı söylemesine gerek olmadığını, zaten o utanç verici zevki aldığımı ona itiraf edemedim. Ama anlamış olacak ki,
“Bana bak, eğer sessiz olursan seni onları duyabileceğimiz yere götürürüm.” dedi…
devam edecek.
22 notes · View notes
peltekse · 5 months
Text
Tumblr media
Fatih Sultan Mehmet Han, Akşemseddin hazretlerine soruyor. "Efendi hazretleri, biz hadis-i şerifin müjdesine nail olduk; şehri aldık ama tutmak için ne yapacağız?"
Akşemseddin hazretleri, "Kocamustafapaşa içindeki Kızlar Manastırı'nda Cemâleddin-i Halvetî daha iyi bilir, ona soralım." diyor.
Gidiyorlar beraber ve Akşemseddin hazretleri soruyor, "Ne yapalım? Siz ne dersiniz?"
"Her gün en az yetmiş bin kelime-i tevhid İstanbul semalarını döverse bu şehir elimizden çıkmaz." diyor Halvetî..
Velhasıl, bizim kelime-i tevhid ile rabıtamız bir tapu misalidir, elhamdülillah.
|alıntı
44 notes · View notes
sillagen · 4 months
Text
Şu ölmüş balığını dondurucuda saklayan gibi üniversitede tek başına takılan bir kız vardı. Derdim ki bu kız niye tek. Genelde boyle tipler cok takintılı oldugunu o gun anlamıştım.Bir gün yanıma oturdu çok sakin yapılı bir kız listede kendi ismini bulup imza atacak yukarıdan aşağıya en az on defa kontrol etti. Sonra imza attı, imzayı da on defa kontrol etti. Sayfayı kaç defa açtı durdu. Bu yüzden jilet gibi giyinen, çok tatlı tatlı konuşan kızlar beni iter. Çünkü bunlar inanılmaz takintililar. Hatta instagramı silmiş geri hesap açmış bana istek atmış kabul ediyorum. Geri istek atıyor falan. En bizim Hülya'ya mesaj atmış Nur isteğimi kabul etsin diye onda bile on defa kabul et, onayla yapıp arkadaş olduk.
35 notes · View notes
eylences-blog · 10 months
Text
SONUNDA DELDİRDİM 1. BÖLÜM (Hakan 32 Y., İzmir)
Kadınlar kadar erkeklerden de hoşlandığımı anladığımda 19 yaşındaydım. Daha önce lisedeyken uzaktan tanıdığım bir yaşıtım yanında 31 çekerken önce sikimin ne kadar kalın ve güzel olduğunu söylemiş, sonra da el atıp okşayınca onu ittirip sertçe uyarmıştım. Hiç işim olmaz diye düşünüyordum. Üniversite sınavından 1 hafta sonra otobüste bu sefer olgun sayılacak biri el atmıştı sikime. Sadece ittirmiştim onun elini. Adam, "Hoşuna gitmedi mi sanki?" diye yavşakça gülümseyince tokatlamamak için zor tutmuştum kendimi.
Adana'dan İzmir'e hukuk okumak için gelmiştim. Kızlar için uğraşsak da hem yurtta yaşamak hem de cepte pek para olmaması sebebiyle anca elimize talim edebiliyorduk o yaşta. Hiç bizim oradaki gibi de değildi kızlar. Biz onlara bakınca onlar da bakıyordu. Çok azgındım. Tuvaletlerde, banyoda, fırsatını bulduğum her an 31 çekiyordum. Birkaç arkadaş sevgili yapmıştı. Benim de bazı ufak ilişkilerim olmuştu ama skor yapamamıştım halen. Bizim memleketten bir abinin tavsiyesi ile İzmir'in meşhur Tepecik kerhanesinde milli oldum. Bir bok anlamadım ama. İçeri girmemle boşalıp çıkmam 10 dakika sürmemişti. Canım sıkılmış, moralimi biraz bozmuştu bu durum. Ama beni daha da azdırmıştı.
Bir gün bir arkadaşın evine gittiğimizde ise olanlar oldu. Evdeki herkes aniden dışarı çıkmaya karar vermişti ve ben beş parasız olduğum için evde Ozan isimli biriyle kalmıştım. Ozan benden 4 veya 5 yaş büyüktü. Bazı hareketleri dikkatimizi çekerdi aslında, ama o gece elini sikime atması, ben daha ne olduğunu bile anlamaya çalışırken ağzına alması, sikimden övgüyle bahsetmesi kafamı çok karıştırmıştı. "Ya Hakan bıraksana bana, amma azmışsın işte. Güzel değil mi?" diyerek yalamaya, emmeye başlamıştı. Sikim 17 cm kadar ama oldukça kalındı. Henüz bakir sayılacak genç bir erkektim ve gerçekten Ozan çok ama çok güzel emip yalıyordu sikimi. Sikimin kafasını dudaklarının arasında ezip emiyor sonra hepsini birden sokuyordu ağzına. Başını iyice gömüp emmeye başlayınca fazla dayanamamış ve ağzının içinde, boğazına kadar sokmuşken kelimenin tam anlamıyla hayvan gibi patlamıştım ağzına. Ozan durmamış ve yalamaya devam etmişti. Delirtmişti beni. Boşaldıktan sonra kızmıştım aslında ona, ama o inmesine bile izin vermeden durmadan yalıyordu yine de...
Sonrasında divana domalıp eşofmanını dizlerine kadar indirip parlak iri götünü önüme sürünce afallamışsam da, külotunu da indirip ayırdığında daha fazla dayanamadım. Arkasından yaklaşıp deliğine dayadım hiç konuşmadan. Çok güzel görünüyordu deliği o an gözüme. Belli ki sağlam sikilmişti daha önce. Tükürüp sıvazladım ve köküne kadar saplar gibi sokunca ağlamaklı bir sesle can acısıyla inledi. Soktuktan sonra beklettim içinde biraz. Sıcacıktı içi. Sımsıkı sarmıştı sikimi. Yavaşça içinde oynata oynata çekip bir daha soktum sertçe. Sikmeye başladığımda acı ve zevk içinde inlemeye başladı o da. O gece Ozanı deliler gibi siktim götünden. Ne öpüşmüş ne de sarılmıştım ona. Hayvan gibi bir içgüdüyle sikmiştim sadece. Ertesi gün belim ağrıyordu, ama o da doğru dürüst oturamıyordu. Çok zevk almıştım onu sikmekten. Onu sike sike boşaltmak da ayrı bir zevk vermişti bana...
İzmir'de yurt odalarında perişan bir şekilde öğrencilik hayatı yaşarken, annemin büyük kuzenlerinden biri, yaşadığımız ilçede sözü çok geçen Şeref Dayı'nın İzmir'e gelmesi çok şeyi değiştirdi hayatımda. Beni öyle perişan görünce hemen eşyalı ufak bir ev tuttu bana önce. Sonra da aylık cep harçlığını bağladı. Evi ve parayı görünce kızlar da girmişti hayatımda. Kızlar olsa da Ozan'ı birkaç defa daha sikmekten kendimi alamamıştım. Bu durum beni biraz rahatsız ediyordu aslında, ama çok ayrı bir zevki vardı onu sikmenin. Çevremde kimse bilmiyordu onu siktiğimi. Bir kere abazalıktan sikmiştim belki, ama sonrası neydi ki? Kafam karışsa da önemsemedim çok...
Sınavlardan, yoğun ders programından pelte gibi olmuştu kafam. Aylardır da sikimi bir yere sokmamıştım. Ozan gittikten sonra da başka bir gay ile de olmamıştım ve canım da istiyordu aslında. Bir erkeğin götünü sikmek kız götü sikmekten çok daha zevk veriyordu bana nedense. İşte o durumdayken Orhan'la bir gece Alsancak'ta bir barda tanışmıştık. İkimiz de aynı yaşlardaydık ve yalnızdık o gece. Aynı masaya oturmak zorunda kalmıştık. İçilen birkaç bira votkaya döndükten sonra konuşmaların şekli kaymıştı biraz. Çok cesur ve açık sözlü biriydi. Tanıştıktan 2 saat sonra evimdeydik zaten.
O gece benim için ilkler yaşanmıştı. Daha önce Ozan'la beraber iken onu bir tür delik olarak görür ve öyle kullanırdım. Ağzını götünü sertçe siker işimi bitirirdim. O da zevk aldığı için sorun olmazdı bu. Ama o gece Orhan'la sikişmekten çok seviştik diyebilirim. İlk defa bir erkekle öpüştüm. Öpüşürken ikimiz de sertleşmiş ve birbirimize sürtünüyorduk soyunmaya çalışırken. Götünden tutup sertçe çektiğimde çok da kolay teslim olmamıştı bana. İlk o çıkarmıştı hatta sikini. Bir elim götündeyken tutup okşadım sikini. Benim kalın ama çok uzun olmayan sikime göre onun siki uzun ama daha inceydi. Çok değişik bir duyguydu bu.
Yatağa devrildiğimizde ikimiz de çıplaktık ve sürtüne sürtüne öpüşüyorduk. Ağzına aldığında boşalacaktım neredeyse. Ozan'la kıyas bile edilemezdi yaptıkları. Göğüslerinin üstüne oturmuştum ve eli götümde dolaşırken kendine çekiyordu sürekli. Dili taşaklarımda dolaşmaya başladığında kasılmaya başladım. Ağzından çıkarmama izin vermeyince ben de bıraktım kendimi. Ben gevşeyince onun da parmakları çalışmaya başlamıştı. Deliğimle oynarken daha sert emmeye başlayıp zorlana zorlana hepsini ağzına alınca tutamadım kendimi. Ağzının içine boşalırken parmağı çok az olsa götümün içindeydi. Boşaldıktan sonra da bırakmamış biraz daha yalamaya devam etmişti.
Ben artık aldığım zevkle göğüslerinin üstünden hafifçe kayınca taş gibi siki bir anda götümün yanakları arasına yerleşmişti. Gülümseyerek ona bakıp sürtündüm biraz. Çok ıslanmıştı sikinin kafası, dokunmadan boşalacak hale gelmişti neredeyse. O da bana hafifçe sırıtıp gülerken dudaklarından döllerim akıyordu. Dayanamadım onun bu haline ve birden dudaklarına yapıştım deli gibi. Yüzüstü döndürürken hiç itiraz etmedi. Boynundan omuzlarına ve oradan sırtına inerken öpmelerim artık yalama haline gelmişti.
Götü çok güzel görünüyordu. Ozan'ınki gibi kıllı değildi. Tamamen temizlemişti ve dolgun yuvarlaktı götü. Götünün yanaklarını yarı ısırıp yarı yalarken sağa sola oynatıyor ve itekleyerek ağzıma yapıştırıyordu. İkiye ayırdığımda deliğini gördüm. Çok güzeldi. Ozan'ın deliği gibi değildi hiç. Minnacık delik hafif hafif açılıp kapanıyor, beni oraya davet ediyordu sanki. Dilim etrafında dolaşırken tedirgindim, ancak o çok rahattı tersine. İnlemeye başlarken beni de yönlendiriyordu. "Hadi Hakan biraz yala orayı. Senin o. Dudaklarını değdir ve öpüş onunla sadece. Çok zevk verecek orası sana. Ohhh evet hadi böyle işte!" dedikçe dilimi değdirdiğimde titredi. Deliği ıslanınca daha bir güzel geldi gözüme.
Dizlerinin üstünde doğruldu yavaşça ve iyice yasladı ağzıma. Artık dilim deliğinin etrafını yalıyor, hatta hafifçe girip çıkıyordu. Orhan delirmiş gibiydi. İnliyor kıvranıyordu zevkten. Sikini tuttum bir anda. Dilimi içine sokup çıkartıyordum hiçbir şey düşünmeden. Ona zevk vermek istiyordum. Bu beni çok tahrik ediyordu nedense. Bir kızı zevklendirmekten çok daha güzel birşeydi sanki bir erkeği tahrik etmek. Deliğini yalarken sikini okşayıp sıvazlamaya başlayınca kasıldı. Elimin içinde sikinin kasılmalarını hissediyordum. Dilimi sokup çıkartırken birden inleye inleye boşaldı. Oldukça çok boşalmıştı ve nefes nefese kalırken kendine gelmesi uzun sürdü. Benim hayatımda yaşamadığım kadar zevkli bir orgazm yaşadığı çok belli oluyordu. Ozan'dan alışıktım biraz bu duruma ben de. Onu sikerken boşaldığında o da çok fena olur, kızlardan bile çok inlerdi. Orhan ise hepsinden de daha fazla zevk almıştı.
Yanına devrildiğimde dinleniriz diye düşünsem de, o bir anda sikimi saldırır gibi yalamaya başlamıştı. Konuşmaya fırsatımız olmuyordu hiç. Aklımı almıştı benim. Çok kısa sürede dimdik yaptıktan sonra yatağa domalırken benden prezervatif kullanmamı ve kaydırıcı sürmemi rica etti. Hemen başucumdaydı zaten KY jel ve diğerleri. Domalmış halde beklerken jeli sürdüm. Deliğini de biraz parmakladığımda istekle kaldırdı götünü. Prezervatifi takıp dayadım ve yüklendim yavaşça. Kafası içine girdiğinde canı yanmıştı. Zorlanıyordu benimkini alırken. Ozan'ı veya diğer kızları götünden sikerken onları pek düşünmez bir iki defa yerleştirip köklerdim hemen. Ama Orhan'a bunu yapamadım. Yavaş yavaş soktum sikimi. İçinde oynatıp alıştırırken o da inlemeye başlamıştı. İyice oturtup sokunca zevkle inledi.
Hareketlerim gittikçe sertleşti. Çok sıkıydı deliği. İçi ateş gibi yanıyordu. Soktukça daha çok zevk almaya başladım. Zevk aldıkça hızlandım. Ben hızlanırken o da daha ateşli bir şekilde oynatıyordu götünü. O öyle oynattıkça daha çok azdım. Artık sert ve hızlı bir şekilde sikiyordum onun götünü. İkimiz de inliyorduk zevkten. Omuzlarına kadar çıktı elim. Göğüslerim sırtına yapışırken benim kalçalarım inip inip kalkıyordu arkasında. Hızlı hızlı kafasına kadar çıkartıp sertçe köklüyordum her seferinde. Sonunda dayanamadı o da ve yüzüstü düştü yatağa. Düşünce onu sardım kollarımla ve sikmeye devam ettim. Bir elim arkasından beline öbürü de boynuna sarılmıştı. Yatakta güreşiyorduk sanki. Hiç durmuyordu altımda...
Siki iyice kalkmış ve soktuğumda sallanıyor kafasından zevk sularını akıtıyordu. Okşamaya başladım sikini yine. Hızla bastırdım içine. Biraz çekip batırır gibi soktum yine yaklaşırken. Hiç durmadan sokup çıkartıyordum ona. Kendime çekiyordum omuzlarından o kaçar gibi geriye çekilirken. Ben çektiğimde ise götünü dayıyordu o da sikime doğru. İyice çıldırmıştık artık. İkimiz de inliyorduk durmadan. Orhan, "Sik beni evet çok güzel böyle, harika sokuyorsun, ohhh, durma nolur!" diye inlerken ben de ona istediğini fazlasıyla veriyordum. Sımsıkı sardım onu kollarımla içine köklerken. Taşaklarım deliğine dayanmıştı. Acı ve zevk içinde inlerken biraz çekip bir daha soktum. Taşaklarım alev alev yanıyordu sanki. Titremeye başladım. Hızla çekip onu yataktan fırlatacak kadar sert bir darbeyle tekrar sokup boşaldığımda o da boşalmıştı elimin içinde. Prezervatifin içine boşaldıkça yavaş yavaş sokup çıkartıyorum durmadan. Bu sefer kıpırdayacak halimiz kalmamıştı.
Aslında biraz erken bile gelmiştim, ama dayanamamıştım onun götüne. Sikim halen içindeyken uzun süre dinlendik nefes nefese. Sonunda çıkardım içinden. Prezervatifi çıkartırken sarıldı bana keyifle ve "Gerçekten de sınırın pek yokmuş senin pek Hetero olarak. Ama sen Hetero olduğuna emin misin? Hiç bir gay benimle bu kadar zevkle sevişmemişti!" dediğinde şaşırdım birden. Ben de çok zevk almıştım. Kızlardan çok çok daha zevk almıştım hem de. İşi şakaya vurup onun beni çok azdırdığını falan söyledim. Birer bira ve sigara sonrası ise devam ettik o gece. Sabah olurken ağzıma da vermişti Orhan. Onu zevke getirmek, ona daha çok zevk vermek için büyük istek duyuyordum. Benim hiç önemli değildi o an ağzıma boşalması. Tadını biraz yadırgamıştım ve yutmamıştım gerçi...
Ertesi gün öğlene doğru uyandığımızda pizza söyledim. Ve kalan günü de sevişerek geçirdik onunla. Artık hiç çekinmeden yalıyordum sikini. Birkaç kez popomu okşadı. İtiraz etmedim, ama ileri gitmesini de istemedim. O sınırı aşacak durumda değildim o an. Ancak o yine de deliğimi yalamış ve hatta parmaklamıştı sikimi ağzına alırken. Dilini deliğimde hissetmek kudurtmuştu beni zevkten. İlk defa parmağı yediğimde ise çok yadırgasam da Orhan ustalıkla kullanmıştı parmağını. İtiraz edemeden yerleştirmiş ve sokmuştu içime. Bir yandan da sikimi ağzına sokup çıkartıyordu durmadan. İnanılmaz bir zevk sardı bütün vücudumu. Bana bakıp sikimi taşaklarıma kadar ağzına sokarken parmağı da içimdeydi. Kıvrandım boşalmaya başlarken. Bu sefer artık taşaklarımda ne kadar döl varsa akıtmış ve devam edecek halim kalmamıştı.
Aslında o an beni sikmeye çalışsa itiraz edecek halde değildim artık, ama yapmadı. Daha çok pasif olmayı seviyordu Orhan.
[Hakan]
68 notes · View notes
gercekhikayem · 1 year
Text
ERKEKSİZLİK BAŞA BELA 3
Öğlene kadar sürdü avcıların sessizliği. Telefon çaldığında bir şeyler okuyordum. 
- Akşama yemek hazırlama et, meze her şeyi söyledik. İki gibi bize gel. 
- Salim abi bitmedi daha tezim. 
- Son sayfalar demiyor muydun hadi bırak Bayram bile gelecek içki masasına. Sırf senin şerefine.
Tez son bahanem idi. Neredeyse bitmek üzere idi bunu da kadınlar ile konuşurken söylemiştim. İçki masasında beni her an sikmeyi düşünen üç erkeğin arasına oturmamak için son sığınak olarak kullanıyordum. Bayram abi de varsa biraz rahat olurum. Ama er geç birinin sikini yiyeceğim o kesin. Caner Abi ısrarından vazgeçecek gibi değil. Bu gece olmaz ise başka bir gece kesin kapıma dayanacaktır. Ben de bu uzun süren bu tatili böyle sonlandırmak isterdim. Sonradan peşime takılmayacak iyi bir erkek ile güzel bir seks fena olmaz. Belli mi olur yeniden evlenene kadar elimin altında ihtiyaçlarımı görecek bir erkek ne güzel olurdu.
Masayı dedikleri kadar güzel donatmışlardı. Dışardan söylenen bir sürü yemek. Onlar rakı ben şarap içerek akşam beş olmadan çakır keyif olmuştuk. Yemekte soda ve su içen Bayram abi dışında hepimiz gereksizce kahkahalar atıyorduk. Yemek boyunca da arada cep telefonlarının ekranlarına bakıp gülümsemeleri sürdü. Kendi aralarında yazıştıkları açık. Ama sohbet eğlenceli, yemekler güzel, hepsi her cümlesine bana bir iltifat sıkıştırıyordu. Bazen iltifatı da açan güzelliğime vurgular. Tenin ne güzel parlak, bacakların uzun çok severim gibi. Salim abi karısının kesin talimatı nedeniyle sigara içenleri balkona gönderirken balkonda ilk atağı Caner Abi yapmıştı.
- Bizim kızlar sevgilim var yalanını yedi ama biz yemedik. Neden senin gibi bir Afroditin sevgilisi yok 
- Beni mi konuşuyorsunuz aranızda.
- Daha güzel bir konu mu var? Geldiğin günden beri hepimizin hayallerini süslüyorsun.
- Caner abi ben de komşular arasındayım diye rahattım. Evime kaçayım bari. Ben gülerken o gülmedi. 
- Bugün içeri girdiğin andan beri herkes ayrı ayrı seninle baş başa kalma planları yapıyor. 
- Caner abi sarhoşsun sen, ben evime gidiyorum diyerek sesimi yükselttim. Bayram abi masadan kalktı yanımıza geldi.
- Caner sıkma canımızı evine git bir sen. Gel kızım tatlıları yiyelim ben seni bırakırım.
Kanepede Bayram abinin yanına oturdum karşımdaki koltuklarda da Mustafa ve Salim abiler. Balkonda konuşulanları bilmiyorlardı veya öyle davranmayı tercih ettiler konu açılmadı. Yine eğlenceli sohbet sürürken tatlı yanında birer kadeh viski aldılar ellerine, bolca sulandırdıklarını da bana verdiler. Sohbet devam ediyordu ama karşımda oturanların gözleri bacaklarımdan ayrılmıyordu. Giydiğim kıyafet  sıradan diz hizası bir etek üstüne dar bir gömlekti. Caner abinin ima ettiği gibi aşırı bir kıyafet değildi. Yine de vücut hatlarımın ortada olması azdırmıştı demek ki erkekleri. Kalçalarım bol etekten belli olmasa da göğüslerim fazlaca ben buradayım diyordu. Neler yazmışlardır aralarında? Bana nasıl saldıracaklarını, önce kimin sikeceğini, göğüslerime amıma neler yapacaklarını mı? Üç erkek kendi aralarında gülerken aklımdan geçenler bunlar. Viski boğazımı yakarken karşımdaki iki erkeğin bakışları da bacak aramı yakıyordu. İyi ki Bayram abi burada, olmasa iki erkeğin önünde diz çöküp siklerini ortaya çıkartıp emmeye çoktan başlamıştım. Azmalarında masada içki seviyesi arttıkça gömleğin bir düğmesini fark etmemiş gibi açmamın etkisi de olabilir mi? Görmüş geçirmiş orta yaş üstü erkekleri parmağımda oynatmak çok güzel hem de tahrik edici. Erkeklerin ana hedefi aynı olsa bile zevkleri farklı. Mustafa'nın gözleri hep göğüslerimde Salim'in ise bacaklarımda bir süredir. Göğüs çatalımın bir kısmını sergiliyorum sadece, bacaklarım da öyle çok açılmadı normal bir etek ile oturunca ne kadar açıldıysa işte. Biraz diz üstü bir manzara.
Bir kadeh daha viski dolduran Mustafa abi meyve tabağını da uzatıp gelip yanıma oturdu şimdi iki erkek arasında sıkışmıştım. Salondaki tek kanepede tam karşımda bacak aramı seyreden bir erkek ve diğer iki erkek de iki yanımda. 
- Ya bir selfie çekilelim deyip elini omzuma atan Mustafa abi elini geri indirmedi bir daha. Omuz başımı hafif okşar gibi elinin oynaması rahatsızlık vermedi nedense. Sarhoşuz, yine gömlek kravat karşımızda oturan Salim Abi bacaklarımı ezberler gibi bakıyor. Bayram abi varken bir şey yapamazlar ama beni düşünerek bu gece boşalacaklar. Ben de onları düşünerek. Mustafa abiden kaçarken iyice Bayram abiye yapışmış haldeyim. Eli artık omzumdan dirseklerime inmiş oradan belimi sıkıca tutmuş oturuyorduk. Elleri yaşına göre ne kadar güçlü.
- Biz sana bir sırrımızı verelim diye kelimeleri yuvarlayarak konuştu. Ben de konuşmaya çalışsam aynı durumdaydım. Biz karıları gönderdikten sonra bazı misafirler çağırabiliriz eve. Görürsen görmezden gel. Aman.
- Misafirler demeyelim misafir diye araya girdi Salim abi. Nasıl cevap vermeli buna. Üç erkek tek kadın çağırmışlar. Tam da hayallerimdeki gibi. Kızmam lazım bu laflara. Kızamadım.
- Ben gideyim o zaman kart zamparalar. Ne güzel karılarınız var utanmıyorsunuz da. Güldüler.
- Caner'in planları başka idi ama patladı galiba diye güldü. Ben gülmedim. Demek ki o orospu sipariş etmemiş, planı beni sikmekmiş. Bunları da kendi aralarında tartışmışlar.  Bayram abi de çağrılan orospuya ortak olacak mı? Sanmam. Caner daha nazikçe kapıma gelse idi belki birer kadeh daha içer sonra onun altında olurdum.
- Ben kalkayım o zaman diye doğruldum. Ayakta zor durduğumu kendim bile fark ediyordum. Hem viski ağır geldi hem de çevremdeki yoğun erkeklik hormonu. Önlerine bakmamak için kendimi tutuyorum yine de yanımda oturan Mustafa Abinin giydiği şorttaki kabarttı belli. Salim Abi'nin kumaş pantolonun da bile bir kabartı var. Gelecek orospu için amadaha çok benim için kalkmış sikler. Günlerdir siklerini düşünerek kendimi tatmin ettiğim erkeklerin arasında seks imalı konuşmalar ile ıslağım. Islağım bunu niye kabul etmiyorum ki ıslanmış bir amcık ile aralarındaydım.
- Seni eve bırakayım dedi Bayram Abi. Caner dallaması hala kapının önündedir. Koluma girdi. Gerçekten de Caner dallaması kapımın önünde idi.
- Özür dilerim diyerek sarıldı. Yine o ellerin belimde gezen sarılması. Hatta biraz da kalçama indi. Karşı kapıdan bakan iki erkek ve yanımda dikilen Bayram abi olmasa ben de ona sarılır dudaklarına yapışırdım. Bayram abinin yardımı ile Caner'den ayrılırken yanağımdan öptü. Dudaklarını kapmak isterdim. Kapıyı açan Bayram abinin kolunda evime girdik.
- Odana çıkartayım seni ayakta duramıyorsun. Ne diye içersiniz ki şu boku. Baban duysa köpürür sinirden.
- Sağol Bayram abi ben çıkarım o kadar kötü değilim.
- Sen kötü değilsin ama herifler kötü durumda. Gir koluma da çıkarayım yukarı. Yoksa üçü birden odana dayanacak, neler geçiyor akıllarından bir duysan. Bayram abiden duymayı en son beklediğim sözler. Sol kolumu sıkarak merdivenlerden yukarı doğru çekiştirdi önce. Sonra elini kalçama bir küçük şaplak ile yapıştırdı.
- Hadi yukarı, baban küplere binecek. Kalçamdan yukarı iten elini çektim. Parmaklarının acısı etimde.
- Abi biraz içtim sadece, babamlara deme bunları. 
- Demem demem korkma. Odama girdik, banyonun ışığını açtı. 
- Hadi elini yüzünü yıka şu sigara kokan şeyleri at üstünden sonra doğru yatağa.
Banyoya girdim. Gerçekten de makyajım dağılmış göğüs dekoltem umduğumdan daha fazla. Tam bir kaltak gibi görünüyordum aynada. Neler dedi öyle Bayram abi. Eli nasıl da kalçama yapıştı. Niye bağırıp çağırmadım yapılan terbiyesizliklere. Yarın evden hiç çıkmamalıyım. Yine de isteğim azalmış değil ki, bu gece güzel bir porno izleyip boşalayım. Caner biraz nazik olsa bu gece erkeksizliğim son bulabilirdi oysa. Sigara kokmuş gömleğimi şarap damlamış eteğimi kirliye attım. Yüzümü yıkadım. Havlu ile yüzümü kuruladım. Odama döndüğümde ise korkudan çığlığı bastım. Bayram abi karşımda duruyordu.
- Bağırma Bütün gece çıldırttın herkesi. Kolumdan tutup yatak kenarına oturttu. Yatağın çarşafını üstüme atınca sarıldım. Ne konuşacağım bak seninle.
Dilim tutuldu sarhoşluktan ve korkudan. Önünde bacaklarımı çarşaf ile göğüslerimi de ellerim ile kapatmaya çalışıp korku ile bekledim. 
- Bak kızım. Geldiğin günden beri tüm erkeklerin aklını başından aldın. Farkında değil misin? Şimdi hepsi bir fırsat bulup bu odaya girmeyi planlıyor. Bunun tek sebebi de senin güzelliğin. Bir şey soracağım şimdi doğru cevap ver.
- Evet abi
- Sen de içimizden birini istiyordun değil mi mesela Caner'i.
Cevap vermedim.
- Caner'in ağzı pek sıkı değildir. Ama ben öyle değilimdir. Bu gece sana istediğini veririm ve kimsenin bundan haberi olmaz.
- Bayram abi nasıl laflar bunlar.
Bir eli çarşaf üzerinden çıplak bacağımın üstünde idi. Yavaşça eğildi.
- Sana sıradan bir şey teklif etmiyorum. Aylardır erkeksizsin sana 22 santimlik bir at yarağı öneriyorum. Kumaş pantolonun fermuarını indirip elini içeri sokup sikini çıkardı. Hayır diye bağırdım. Korkudan ve pantolondaki açıklıktan sarkan yarı dikilmiş sik yüzünden. Gördüğüm hiç bir sike benzemiyordu. Önünde üçüncü bir kol gibi sarkıyordu. Kalın, uzun, üzerindeki damarlar kabarmış, mor başlı bir sik. Kaçmam gerekirken aklımdan geçen bunun tam kalkmamış hali buysa kalktığında neye benzer düşüncesi. Hafif hafif kıpırdıyordu açık renkli siki. Pornolarda gördüğüm kadınların amlarını geren ve içlerine girdiğini gözlerinin akını ortayan çıkaran sikler gibi bir sik. Sadece onlar siyahtı bu teninden bile açık renk. Banyomdaki deodorant şişesi bundan daha ince ve kısadır.
- Dilin mi tutuldu orospu. Birazdan açılır dilin. İki eli omuzlarımdan itekleyince yatağa sırtüstü düştüm. Üstüme geldiğinde kaçmaya çalıştım. Karşı koymadı. Sadece kolumu tutup koluma fısıldadı.
-  Sadece sen ve bu yarak bir gece baş başa kalacak. Kaç kere boşalacağını sayamayacaksın bile.
 Tuttuğu elini aşağıya götürüp sikine tutturmaya çalıştı. Elimin değmesi bile sıcaklığını ve sertliğini anlamama yetti. Olacaksa böyle bir yarak ile olması daha iyi. Hayallerimde sikilirken hep sik diye geçerdi ama buna yarak denmeli, haklı. 
- Bayram abi sadece bu gece ama söz mü?
- Söz güzel komşum benim söz.
Yanaklarımda dudaklarımda gezen dili kulak memelerimi emerken yine de dudaklarımı kaçırmaya çalıştım. Demek hiç ummadığım kişinin sikini yiyecektim bu gece. Diğer üçü bir orospuyu sikerken ben de bu dev şeyi yiyecektim. En iyisinin bana kalması ne güzel. Bundan daha vahşi bir yarak hiç bir erkek de kolay kolay olamaz. Badem bıyıkları boynuma batarken dili değdiği yerleri yalıyordu.
- Ancak senin gibi koca memeli koca kalçalı orospular alabiliyor bunu. Yarısı girmeden boşalırsın. Nasıl da sikerim memelerini. Amcığına 22 santimlik yarak girdi mi hiç komşu kızı.
Cevap beklemeden konuşuyordu, cevap beklemeden de soyunup soyuyordu. Çıplak göğüs uçlarımı biraz emerken külodum da dizlerime inmişti. Avuç içini amıma bastırıp girişinde bir parmağını dolaştırdı.
- Göğüs uçların fırladı. Damlıyorsun bırak nazlanmayı. Bakalım alabilecek misin.
Bacaklarımı kıvırdı dizlerinin üstünde bacak arama yaklaşıp sikini kökünden tutup amıma sopa gibi vurdu. Daha uzun sevgi dolu bir ön sevişmemi bekliyordum. Ama aklım bir an önce o yarak ile buluşmaktaydı şimdi. Amım ve çevresini siki ile tokatladı. Sopa gibi çarpıyordu etime. Sikin başı neredeyse göbek deliğime çarpıyordu. Gözlerimi alamıyordum gördüğümden. Kökünden tutmasına rağmen açıkta kalan kısmı filmlerde gördüğüm çoğu sikten büyük kalın uzun açık renkli bir sik. Amıma bastırmayı sürdürerek alev gibi yanan kalın başını girişimde dolaştırdı.
- Pembe amcıkları çok severim. Sen de seveceksin yarağımı. Tanımak ister misin?
Elimi aldı sikine getirdi. Bu sefer tanımak ister gibi elimle sarmaya çalıştım. Yok gerçek olamayacak kadar kalın, uzun ve sert. Buna rağmen hemen içimde olmasını istiyorum. Biraz geri çekilip tükürüklediği iki parmağını amımın girişine sürdü. Eğildi. En çekindiğin ummadığım adam birazdan amımı yalayacaktı. Yaladı sayılmaz. Çevresinde dilini dolaştırdı, koca bir dil darbesi ile üstünü yaladı.
- Hazırsın alırsın.
Doğruldu. Kökünden tuttuğu görünen kısmı bile dev olan sikin başını amıma yumruk gibi dayadı. Sadece başı girdiğinde bile terledim. Amım zorlansa da yeterince gerilmeyi bildi. Durdu çıkıp tekrar soktu dev başını. Bacaklarımı biraz daha araladım. Çok özlemişim sıcak bir sik girmesini, parmaklarım aynı zevki kesinlikle vermiyordu. Nasılsa girecek bacaklarımı biraz daha açtım.
-  İyice alış sonra eze eze sikeceğim komşu kızını.
Üzerime doğru ağırlığını verince herhalde yarısına kadar girmişti ki dur dur diye bağırdım. Kıçıma Kıbrıs’ta kalın bir sik girdiğinde bu kadar genişleyip sızlamamıştı içim.  Bacaklarımı biraz daha aralayıp içimde bekledi, bir iki santim geri çıkıp girerek yavaşça sikerken göğüslerimi kavradı. Yavaş yavaş sikerken vücudumu saran zevkten çok bir terleme ve sıcaklık idi. Vajinamda hissetmediğim tek bir nokta yoktu. Hepsini ele geçirmişti. Beli hızlandıkça o darsın komşu daracık diye söyleniyor ben sadece orgazma giden yol için gözlerimi kapayarak sessizce inliyordum.
- Bugün nasıl döktün bunları ortaya. Aralarını sikmek istedik hepimiz.
Dili göğüs uçlarımı gezdikten sonra boynuma ve dudaklarıma geldi. İki dil birbiri ile buluştuğunda amım hala geriliyordu. Badem bıyıklarının batması bile rahatsız etmiyordu.
- İyi dayandın komşu. Şimdiye boşalırsın veya ağlarsın diyordum. Biraz daha derin girmeye başladı. 
- Korkma hepsini sokmam. Ohh taş gibi göğüslerin. Kalça hareketleri arttıkça dudaklarına daha sıkı saldırdım. 
- İşte böyle orospum benim. Böyle inle yarağımda. Bu kalın ve uzun yarak ile kadına acı çektirmeden sevişmeyi biliyordu. Kalçasını hafif hafif oynatması amımın her yerine ayrı baskılar gönderiyordu.  Boynum, karnım ve en çok amım yanarken bedenim kasıldı. İçimdeki balta sapı gibi kalın yarağın izin verdiği kadar da amım kasılmaya başladı. Sakin sakin kısa süre sikilmek bile aklımı almıştı, nasıl bir yarak nasıl bir sikiş tecrübesi bu. İçime biraz daha kaydı bağırdım ama acı değil, şaşkınlık ve doluluktan.
- Bu amcığa ben yetemem tek başıma. Seni kapıda bekleyenlere de siktireyim mi orospu. Hepsi döllesin mi amını. Boşalmam başladı. Karnım göğüslerim cayır cayır yanıyordu. Boşalmama aldırmadan sikini yarıya kadar hızlıca sokup çıkarıyor göğüslerimi sıkıyordu. Boşalma çırpınmalarım biterken amıma önce bir zevk krampı saplandı sonra içimdeki dev biraz daha içime girince bu acıya dönüştü. Elimi araya sokarak daha çok girmesini engelledim.
- Bekle lütfen biraz. Biraz geri giderek bekledi, ben de  biraz sakinleme şansı buldum. 
- Seni orospumuz yapacağız bu gece. Herkesin yarağını yedireceğim sözleri ile boynumu yalayıp tekrar sikmeye başladığında aklım yerinden tamamen çıktı. Bu yarağın yaptıkları gerçek olamaz. Amım parçalanacak kadar gerilmiş. Her sinir ucu zevke teslim olmuştu.
- Siktireyim götünü göğüslerini aynı anda. Boğazımı sıkarak nefessiz bıraktı. Bir yandan yeni boşalmış sular damlayan amıma daha hızlı giriyordu.
- Siktir beni, durmadan siktir. Dudaklarımı ısırırcasına emdi.
- Hızlanırsan parçalanacak karı davul gibi germişsin amını, çekil ben  alıştırayım sen en son sikersin sesi Caner’e aitti. Ne zamandır bizi seyrediyor bilmiyorum. İçimdeki her noktayı ezen nefes almamı zorlaştıran sik geri çıkarken büyük bir rahatlama hissettim. Bayram kenara çekildiğinde ise çığlık atarak ellerim ile amımı ve bacaklarımı kapamaya çalıştım. Bayram’ın kalktığı yeri alan kalkmış siki ile Caner’di. Yanında ise gözlerini üstüme dikmiş yarı kalkmış sikini okşayan Salim duruyordu. İkisi de çırılçıplak. Caner dev vücudu ile üzerime eğilirken kocaman eli amımı örtmeye çalışan elimi iteklemiş bir parmağı içime kaymıştı bile.
- İyi sikicileriz hepimiz. Madem sen de çığlık çığlığa istiyorsun gelelim dedik. Çok eğleneceksin bu gece. Bu eşek yarağını alan bizimkileri rahat alır. Alev almış bile amcığın. 
Dudaklarıma uzandığında hayır demek aklımdan bile geçmiyordu. Zaten istediğim yaraktı, şimdi üç tane geldi. Dudaklarımı emerken de siki aynı Bayram'ın yaptığı gibi amımın girişinde gezindi.
- Seni domaltıp sikmeyi hayal ettim diyerek bir çırpıda ters çevirdi. İri güçlü kolları ile zor olmadı onun için. Sonra önce sikinin sıcaklığını sonra da içime kayışını hissettim.  Bu da kalın ve uzun bir sik olmalı. Bayram'ınki gibi içimi parçalamadı ama dolu dolu amım. Sonra gitgide üzerime ağırlığını verip kalçalarımı sırtımı okşayarak sikmesini sürdürdü. 1.90lık iri gövdesi altında ezilirken göğüslerimi avuçlamasına kaptırdım kendimi. Diğer iki erkeği unutmuştum o an. Kalın ve uzun siki dibimi vurdukça bağırdım ben bağırdıkça o hızlandı.
- Yeter amına koduğumun biraz biz de tadına bakalım sesi Salim'e aitti. Caner içimden çıkmadan biraz geri doğruldu ve yavaş yavaş sikini sokarak devam etti. Beni de iyice kendine çekerek doğrulttu şimdi tam dört ayak üstündeydim. Yatağın iki yanındaki iki erkeği rahat rahat görüyordum
- Elimizin altında maden varmış. Ben böyle güzel amcık sikmedim.
- Aylardır diyorum size dedi Salim. Her gece birimiz sikerdi bu karıyı.
Yatağa uzanıyp kafasını sağ göğsüme bastıran ve dili ile uçlarını keşfeden Salim'idi, diğer eli ile de öbür göğsümü okşuyordu. Tepkim daha derin inlemek oldu. Caner'in siki amımı yakarken göğüslerim ile aynı anda ilgilenilmesi dünyamı tekrar kararttı. Caner Bayram gibi değil, hızlı hızlı amımı parçalamak ister gibi sikiyor arada parmaklarını kalçalarıma geçiriyordu. 
- Göt deliği de çok güzel. Salim tam senlik dağıtırsın.
- Çekil memelerin tadına ben bakayım diyen Bayram Salim'in yerini alırken Salim ayağa kalktı ve boynumu kendine çekti. Dudaklarıma değen siki idi. Kendine benzemeyen kalın orta boy bir sik. Kocaman bir mantarı var gövdesi mantarından ince ama kalınca bir sik. Bayram göğüs uçlarımı dişler ve uçlarını parmakları ile ezerken Caner içimde daha da hızlı idi.  Aynı anda üç erkeğin elleri üzerimde. Amımdaki sikin sahibi kalçalarımı okşuyor, Bayram'ın ellerinde göğüs uçlarım uzuyor. Ağzımı siken Salim boynumu okşuyor. Tahrik edilmeyen tek bir zevk noktam açıkta değil. Salim'in koyu renk mantar başını geçip sikinin bir kısmını daha ağzıma aldığımda söylendi.
- Karı işini biliyor.  Siz de masum kız sanıyordunuz. Koca görmüş karı yaraksız duramaz dedim size. Ağzım ve amım iki güzel sik ile dolu iken daha fazla dayanamadım. Boynum kasıldığında Salim'in siki ağzımdan çıktı.
- Boşalıyor lan sesi kime ait hatırlamıyorum. Ama Caner amında Bayram göğsümü emmede hızlandı. Amım zevkten sarhoş iken, göğüs ucumun iki dudak arasında uzaması zevkimi de uzattı. Salim'in eli de boştaki mememi tokatlıyor sıkıyordu.
- Off boşaltacaktı beni de nasıl kasıl amcığı. Gel Salimcim boş bırakmayalım bu amcığı diyerek içimden çıkan Caner yanıma yatıp göğüslerimi okşayıp arada dudaklarımı emerken ben nefesimi ancak toplamaya başlamıştım. Karnımdaki titremeler ile başlayan bacaklarımı geren orgazmı gözlerimi sıkı sıkı kapatarak kutlamıştım. Sanki bacaklarım hala titriyor. 
- Bende de bir kere boşaldı. Yanıyormuş yaraksızlıktan dedi Bayram abi.
- Kucağına gel bakalım Salim Abinin.
Yanıma uzanan Salim'in ince uzun vücudu ile iyice tezat görünen kalın koyu renkli sikine oturmak için  doğrulup yavaşça kendimi bıraktım. Bedenlerimiz birbirine değdiğinde mantar başın amıma verdiği zevk de başladı. İçimi yara yara girip çıkarken her sinire değiyor amımdaki tüm suyu sağıyordu sanki. Bir sike köküne kadar oturabilmek çok güzel. 
- Sevdin mi yaraklarımızı komşu. Hepsi seni bekliyordu günlerdir.
Cevap veremedim. Yatağın içine giren Caner ayakta dikildi ve amımdan yeni çıkardığı siki ağzıma dayadı. Gerçekten uzun güzel bir sik. Başı yay gibi havaya kıvrık. O yüzden amımın içinde beni çıldıran noktaları kolay bulmuştu. Bir iki kere ağzıma soktuğunda boynum diğer yana çevrildi. Ah işte Bayram'ın o mükemmel siki. Caner'in ortalamanın çok üzerindeki güzel siki bile bunun yanında sönük kalıyordu. Sadece başını o da ağzımı iyice gererek alabildim. Tekrar Caner'e döndüm sikini emmek için. Bu sefer Bayram'ın sikini bırakmamak için elim ile tutup okşamaya başladım. Okşarken bile elim bir çırpıda başına ulaşamıyordu. İki el ile belki tamamen okşayabilirim. Nasıl bir sik bu hep elimin altında olmasını isterdim.
- Karıya bak üçümüzü de yönetiyor. Salim haklıymışsın tam bir kaltak bu. Daha önce de böyle sikilmiş bence. Sakin sakin girerek içimi dağıtan arada kalçalarıma tokatlar atarken küfürler eden Salim buna tepki vermeden küfürlerini sürdürdü.
- Amını götünü dağıtacağımı söylemiştim bu karının. Off nasıl da dar Bayram'a rağmen. Kahkaha attılar.
- Götünü de sikeceğim değil mi komşu dedi Bayram abi
- Olmaz onunla olmaz. Tekrar güldüler.
- Korkma aşkım diye dudaklarına eğildi Caner, o güzel götü önce ben sikeceğim. Caner abin göt uzmanıdır. Siktiler değil mi o güzel götü daha önce. Ağzım dolu olduğundan cevap vermedim. Bir parmağının göt deliğimi okşaması zevki artırdı.
Bak demiştim size götünü de siktirmiş kaltak. 
- Mustafa iti nerede dedi o sırada dev sikini ağzıma tekrar yerleştirmeye çalışan Bayram.
- Aradım aradım açmadı piç. Uyuyakalmıştır.
- Bir daha ara da biralar ile ilaç poşetini de alsın gelsin pezevenk. Karı iliğimizi tüketecek hepimizin.
Bunları derken beni kendine doğru çekip girişini hızlandırdı Salim. Aralarında en efendi gözüken adam. En güzel sikici çıkmıştı ve bu beni sikme planlarının baş tetikçisi. Sanki genç bir erkekmiş gibi hızlı hızlı bana çığlıklar attırarak alttan amıma vurmaya başladı. Sikinin mantar başı her yerimi eziyor. Ağzım boşta ellerimdeki iki kalın sike daha çok tutunmak için sarılmış durumdayım. Salimin parmakları kalçama batıyor iki parmak ucu arka deliğimde buluştu sadece okşuyor. 
- Off nasıl da savruluyor göğüsleri. Dördümüzü de bitirir daha yok mu der böylesi. Dördü mü, bu benim için de fazla olacak.
Kıçıma inen şiddetli bir tokat ile bağırdım.
- Çık pezevenk bende sıra. 
Salim içimden isteksizce ayrıldı yana kaydı. Tekrar çevrildiğim köpekleme pozisyonunda sarkan göğüslerimi emmeye başladı. Ağzıma giremeyen sik Bayram'a ait. Kalçalarımı ayırıp amıma kayan kalınlık ise Caner. Bu sefer o da hızlıca girer çıkarken ben aldığım zevk ile ağzımı iyice açıp dev sikin başını ağzıma sığdırmayı başardım. Salim'in dudakları arasında ise göğüs uçlarım uzuyor. Bu pozisyonu çok seviyorlar demek. Kimse konuşmuyor artık. Sadece yoğun hırlamalar ve inlemelerimiz var. Orgazm dalgası tekrar geliyor. Göğüs uçlarımdaki sakalsız nazik dudaklardan veya amımdaki kalın sikten mi başlayacak dalga bilemiyorum. Sikini ağzımdan çıkarmış olan Bayram dudaklarıma eğiliyor, çekinmeden dilimi ağzına veriyorum, dillerimizi emiyoruz. 
- Seni tost da yapacağız komşu kızı. Bağıra bağıra boşalmak istiyorum. Kulağıma eğiliyor Bayram
- Yarağım ağzındayken tükürüklerin damlıyor orospu komşum.  Kendimi tam bir orospu gibi hissettiriyor bu durum. 
- Titriyor yine amı karının. Bunu söyleyen tabii ki amının dibini döven Caner. Ucu kalkık yarağı amımı kazıyarak geçiyor, en hassas yerlerimi ezince kıvranıyorum. Salim göğüslerimi tokatlarken Bayram sikini boynumu zorla tutarak ağzına sokmaya çalışıyor. Nefes alamayacak kadar açılmış ağzım.
Bağırmaya çalışarak kendimi teslim ediyorum orgazma. Gözlerim kapandığından sadece bir kırmızılık var çevremde bir de baş dönmesi.
- Fışkırdı lan sanki. Ne karı imiş hem güzel hem orospu gibi.
- Zor tuttum kendimi patlayacaktım az daha
- Ben de valla hem de girer girmez, tasarruflu gidelim beyler. Elimizin altında böyle bir karı varken sikler inik kalmayalım. Kahkahalar atılırken kapı zili çaldı. Gelen Mustafa olmalı. Evet oymuş.
- Ben gelmeden mi başladınız pezevenkler. Bayram bravo valla. İnanmazdım ikna edeceğine. Boşalmadığınız di mi içine?
- Lan amma soru sordun ya dedi Caner. Getirdin mi hapları. Birer tane atın da yolda kalmayın piçler.
- Onu kaplıcaya giden kankana söyle oğlum. Bizim yaraklarda bir sıkıntı yok. Al bira da getirdim.
- Gel bakalım güzel kız. Ayrıl o at sikinden de. Amcığının tadına ben de bir bakayım. Lan o memeler ne dedim size en az 95'lik bu füzeler.
Evet tüm bu konuşmalar sırasında sırtım onlara dönük Bayram'ın siki ile oyalanıyordum. Dev başını emmeye çalışarak, gövdesini elimle kavrayamayışıma şaşarak. Bacaklarımı okşayarak arkama yapışan Mustafa abinin, sertleşmiş siki kalçalarıma değdi önce.
- Bensiz iki kişi birden sikmediler di mi?  Bir parmağını içime kaydırdı.
- Mustafa abin yesin mi güzel amcığını. Eksik parça buydu. Gelip hepsi birer tur sikmişlerdi beni. Biraz da onlar bana hizmet etsin. Zor da olsa elimle kavrayamadığım başı dudaklarımı geren sikten ayrılıp bacaklarımı araladım.
- Aferin kaltak, sana hayatının am yemesini yaşatacağım. Sen de Mustafa abini canlandır bakalım. 
 Üzerime doğru eğilip öptü sonra yanıma ters yatıp bacak arama eğildi. Yarı kalkmış normal boyutlardaki siki karşımda idi. Mustafa'nın dudakları amıma değerken kendimi serbest bırakıp açıldım iyice. İhtiyacım olan sakin sakin yalanmak. Ağzıma rahat sığdırabildiğim sikini yalarken dili içine giren yaraklardan iyice açıldığını düşündüğüm amıma kayıverdi.
- Aferin orospu, güzel yalıyorsun. İyice kaldır da amını götünü aynı anda sikelim. Dudakları bızırımı yakaladığında tam kalkmayan sikini nerede ise tamamen ağzıma sokmuştu. Koca dili içimde gezerken çevremdeki sesler gülüşmeler artıyor azalıyordu. 60 yaşına yaklaşmış adamın siki dudaklarım arasında sertleşirken dili amım ve arka deliğim arasındaki hassas çizgide gidip geliyordu. Dakikalardır sikilmekten ve yalanmaktan hep ıslak olan yerlerimde. 
- Kalkmadı mı lan hala sikin. Getirdim ben malzemelerimi. Konuşan Salimdi ne zaman gitti bilmiyorum. Mustafa gel bakayım amcanın kucağına diye gülerek yatağa sırtını dayayıp otururken Salim'in elinde gördüğüm marketlerde de satılan Durex anal kayganlaştırıcı kremlerdendi. Mustafa'nın normal boyutlardaki sikine rahatlıkla oturduğumda kafasını göğüslerimin arasına soktu.
- Off aylardır bunu istiyordum. Kalçamı okşayan el soğuk ama yoğun bir kremi arka deliğim çevresine yaydı.
- Sen Mustafa abini emdirirken döne döne sikeceğiz orospu.  Nefes alacak vaktin olmayacak. Amımdaki sikin sertliğine kremli bir parmağın arka deliğime hafifçe kayması eşlik etti. Sonra sert bir tokat geldi kalçama.
117 notes · View notes
sayebulut · 10 months
Text
Son 2 ayda 10’dan fazla kınaya düğüne katıldım. Her düğün dehşetimi bir tık daha arttırdı. Arkadaşlar bize ne olmuş? Yöresel adetleri çok severim lakin bu ne olduğu belli olmayan kimin uydurduğu belli olmayan etkinlikler hayli can sıkıcı. Düğüne değil sanki gösteriye gidiyoruz.Ben çoçukken bizde bekar eğlenceleri yapılırdı geline. Gelin sevdiği bir kuzenine /akrabasına gider akşam orada kalır bütün genç kızlar oraya gider eğlenirdi. Şimdi adı bride olmuş keşke sadece adı değişse ,kuzenim kendi arkadaşlarıyla teknede bride yapıp şampanya patlatıyor diğerleri elinde kadehle duruyor .AA pardon söylemeyi unuttum o şampanya alkolsüz(!). Ev dizmişler 20’den fazla namazlık seti var. Biri espri yaptı bizim camide o kadar seccade yok . Düğünlerde kimseyi mutlu göremiyorum. Herkes sadece fotoğraf çekiyor. Kim daha önce gelini paylaşana ödül var herhalde. Harcanan paraların haddi hesabı yok. Ev sermelerinden bahsetmek istemiyorum. Herkesin evi aynı. Herkesin zevki aynı olabilir diyeceksiniz ama hayır öyle değil efendim. İnsta gelinleri neyi linklerse herkes o linklere göre dizmiş. Durumlardan içim baydı. Bakma diyeceksiniz bakmıyorum zaten sadece whatsapp kullanıyorum ama varlığı dahi yoruyor. Düğünden sonra saatlerce konuşmalar (sadece olanı söylüyoruz ) muhabbetini atlamamak lazım. Sanki bir zincir günah günahı tetikliyor. Konuşulmak için evleniyorlar ,konuşulması için gösteriyorlar.
54 notes · View notes
251121-8 · 6 months
Text
Hiçbir erkek bizim gibi kızları haketmiyor kızlar hiçbirine güvenmeyin 💅🏻
29 notes · View notes
yasamsallik · 5 months
Text
BIR KADIN ANCAK BU KADAR GUZEL ANLATILABILIR... ❤
KADIN ELEMENTİNİN ÖZELLİKLERİ BİLİMSEL İNCELEME:
Element : Kadın
Sembolü : Ka
İdeal Atom ağırlığı : 51,6 kg olarak kabul edilmiştir.
Alternatif ağırlıkları (izotopları) : 35 - 130kg
Bulunduğu yerler : Gezegendeki tüm kırsal ve kentsel alanlar
FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ:
1- Yüzeyi renkli film tabakasıyla kaplıdır.
2- Değişik sıcaklıklarda kaynar.
3- Bilinen bir sebep olmaksızın donar.
4- Özel ilgi gördüğünde erir.
5- Yanlış kullanımlarda ısırır.
6- İşlenmemişinden sıradan maden filizine kadar pek çok halde bulunur.
7- Doğru noktalara basınç uygulandığında ürün verir.
8- Standart ölçüleri varsa da kolay bulunmaz.
9- Çekici özelliğine aldanılıp fazla yaklaşılmaması önerilir.
10- Her zaman bir uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.
KİMYASAL ÖZELLİKLERİ:
1- Altın,gümüş, platin ve diğer kıymetli madenlerle yakın
akrabalığı vardır.
2- Büyük miktarlardaki pahalı maddeleri ve değerli tasları absorblayabilir.
3- Belli bir sebebe bağlı olmaksızın patlayabilir.
4- Sebepsiz yere çıkıp gidebilir, çıkıp gelebilir.
5- Sıvılarda çözünürlüğü yoktur.
6- Alkolle doyurulduğunda aktivitesi büyük oranda artar.
7- Dünyada bilinen en büyük servet indirgeyicidir.
8- Kapalı alanlarda bir arada tutulmaları tehlikelidir.
9- Çok sayıda bir arada olmaları merkezi sinir sistemini etkiler.
10- Belli bir sistemi çökertmek için kullanılabilir.
11- Hiç işlenmeden son derece etkin maddeye sahip olabilir.
12- Bir tanesi bile nefes kesilmesi hafıza kaybı yaratabilir.
GENEL KULLANIM ALANLARI:
1- Genelde süs olarak.
2- Üretimde
3- Belli dozda kullanılması halinde rahatlamada büyük yardımcı özelliği vardır.
4- Çok etkili temizleyici özelliği vardır.
TESTLER:
1- Saf numunesi doğal halde bulunabilirse rengi parlak pembeye döner.
2- Daha iyi bir numunesiyle kıyaslandığında rengi yeşile döner.
3- Kulağa zarar verdiği tespit edilmiştir.
POTANSİYEL TEHLİKELERİ:
1-Tecrübesiz ellerde çok tehlikelidir.
2- Birden fazlasıyla ilgilenmek yasal olarak engellenmiştir.
3- Ancak değişik mekanlarda ve birbirleriyle direkt temas
etmelerini engellemek koşuluyla bunu yapanlar bulunmaktadır.
4- Aynı mekanda, uzun süre bir arada olmak, çeşitli sakıncalar
oluşturmaktadır.
5- Bağımlılık yapabilir ve tedavisi yoktur.
6- Bir çok efsanede ve gerçek hikayede tehlikeleri anlatılmıştır.
……………….
Ah kadınlar ahhhh.
*Öperseniz beyefendi değilsinizdir, öpmezseniz adam değilsiniz.
*İltifat edersiniz yalan der, etmezseniz bırakır gider.
*Her isteğine evet derseniz karaktersiz olursunuz, karşı çıkarsanız anlayışsız.
*Çok yanına giderseniz sıkıldım der, az giderseniz küser.
*İyi giyinirseniz çapkınsın der, dikkat etmezseniz zevksizlikle suçlar.
*Kıskanırsınız huyun kötü der, kıskanmazsınız sevmiyorsun der.
*Siz bir dakika geç kalın kıyamet kopar, kendisi bir saat gecikirse
bunda ne var.
*Arkadaşınızla buluşursunuz adı ihmal olur, o buluşur 'Bizim kızlar' olur.
*Siz başka kadına bakacak olsanız gözleriniz oyulur, başka bir adam ona baktığında adı hayranlık konur.
*Konuştuğunuz anda dinlemenizi ister, dinlediğiniz anda 'Neden konuşmuyorsun?' der
Kısacası..
*Sade ama çok karışık.
*Zayıf gibi ama çok güçlü.
*Akıl karıştıran ama hayranlık uyandıran.
*İnsanı çıldırtan ama mükemmel!
*Çok güzelse nadiren sadıktır.
*Çok sadıksa da nadiren güzel
25 notes · View notes