Tumgik
#ariflerden öğütler
derdiderun · 2 months
Text
Tumblr media
"Kolaylıkla karşılaştığınızda şükredin, zorlukla karşılaştığınızda ise günahlarınızdan tövbe ederek nefislerinizi hesaba çekin. Çünkü Allah Teala kullarına asla zulmetmez."
Fethu'r Rabbânî - Şeyh Abdülkadîr Geylânî (k.s.)
57 notes · View notes
melalimm · 3 years
Text
Tumblr media
Hüdhüd-ü kuşlar-u Simurg’a misal
Akl-u halk-u Tanrı oldu zülcelal
Binlerce kuşun toplanıp “hiçbir sürünün çobansız, hiçbir ülkenin padişahsız kalmadığı gibi bizim de kendimize bir önder bulmamız gerekir” demeleriyle başlar bu hikâye. Uzun bir yolculuğa çıkarır aslında bizi. Bizi bize anlatır, tıpkı hikayedeki Simurg gibi. Ara ara anlatılan masal tadındaki hikayelerle gönül dünyamızı zenginleştirir, bizi bambaşka alemlere sürükler. Kuşlarla uçarız, engebelere takılırız, vazgeçmek üzereyken tekrar kalkar ve yola devam ederiz. Her şeyin bir sonu vardır ya yolun sonu da gelir nihayetinde. İşte böyle bir yol böyle bir hikaye. Aslında hepimizin hikayesi tüm bu yaşananlar ve anlatılanlar.
Kuşlar, dünya hayatına aldanıp, gerçeklerden uzak yaşarken bir gün Hüdhüd çıkagelir. Şöyle seslenir bu başıboş kuşlara:
“Ben Tanrının habercisiyim, yaradılışın sırrını biliyorum. Süleyman Peygambere yoldaş oldum, onunla birlikte bu alemi dolaştım; padişahımızı biliyorum, benimle birlikte gelirseniz onu bulursunuz. O, Kaf Dağının ardındadır, adı da Simurg’dur. Fakat yol uzun, denizler derin karalar da sarptır. Kendimizden geçip yola düşelim. Eğer ondan bir iz bulabilirsek ne mutlu bize!”
Kuşlar padişaha ulaşacak olmanın sevinci içindedirler artık. Fakat çok geçmeden fark ederler ki bu yol uzundur, zahmetlidir, dağlar denizler aşmak gerekir. Yol gözlerinde büyür ve zahmetli bir hal almaya başlar, hepsi Hüdhüd’e birtakım mazeretler sunar. Hüdhüd bu mazeretlere karşı hepsine gereken cevabı verir ve yolculuğa ikna eder. Böylelikle yolculukları başlamış olur.
Yolun meşakkatini gören kuşlar yine bir şüphe duyarlar. Hüdhüd ise önlerinde “istek, aşk, marifet, istiğna, tevhid, hayret ve fakr-u fena” adı verilen yedi vadi daha bulunduğunu, bunları geçince nihayet Simurg’a ulaşacaklarını söyler. Kuşlar son bir gayretle düşer yollara. Lakin vadileri geçmeye kalkınca her biri bu yolda feda olur. Kimi yolda kalır, kimi açlıktan ölür, kimi yolun uzunluğundan korkarak geri döner. Geriye ise sadece otuz kuş kalır.
Otuz kuş hasta ve bitkin bir şekilde dağlar, yollar, vadiler aşarak sonunda yüce bir dergaha varır. Kuşlar varır varmaz yanlarına postacı kuş gelir ve bu otuz kuşa kim olduklarını, nereden geldiklerini sorar. Kuşlar dillerinin döndüğünce anlatırlar. Sonra önlerine birer kağıt koyar ve okumalarını söyler. Kuşlar şaşırmışlardır çünkü o zamana kadar yaptıkları her şeyin kağıtlarda tek tek yazılı olduğunu görürler.
Tam bu sırada ona varabilmek için dağlar, denizler aştıkları Simurg tecelli eder. Simurg’da kendilerini, kendilerinde Simurg’u görürler. (si:otuz, murg:kuş manasına gelmektedir)Şöyle bir ses işitirler. “Siz buraya otuz kuş geldiniz, bu aynada otuz suret belirdi, otuz kuş göründünüz, burası bir aynadır.” Kuşların tümü bu makamda, Simurg’da yok olur; artık ne yol, ne yolcu ne de kılavuz kalır. Böylece biter otuz kuşun macerası. Geride ise bizi bize anlatan muhteşem hikayeleri kalır.
Kendimizi bulmak için çıktığımız bu yolculukta, karşılaştığımız bin bir zorluğu atlatarak kendimizden bir parça bulma serüvenidir. Ulaştığımız şey ise “vahdet-i vücud” (varlığın birliği) anlayışıdır.
9 notes · View notes
derdiderun · 5 months
Text
Tumblr media
"Allahu Teâlâ dışında bir şeye güven duyduğun müddetçe amellerinde sağlam olamazsın."
Şeyh Abdülkadîr Geylânî (k.s.)
100 notes · View notes
derdiderun · 3 months
Text
Tumblr media
Allah kendisinden razı olsun, Şeyh Ahmed Zerrûk demiştir ki:
"Bütün beden hastalıklarının aslı, mizacın (bünyedeki normal düzenin) bozulması, bedenin fonksiyon ve tepkilerinin normal seyrinin dışına çıkmasıdır. Kalple ilgili bütün manevi hastalıkların aslı da, istikametin bozulmasıdır. Buna, nefisten razı olmak denir. Kul nefsinden razı olup dediklerini yaparsa, nefsin işleri ve arzuları dinin ölçülerinin dışında olur; bütün yaptıkları hevâsına ve boş kuruntulara uygun olur. Buna da yakîn zayıflığı ve dinin zayıflaması denir."
İlâhî Fetihler - Ahmed İbn-i Acîbe el-Hasenî (k.s.)
58 notes · View notes
derdiderun · 1 month
Text
Tumblr media
Akıl ancak kalp, Allah Tealâ'nın mârifetiyle nurlandığında sağlam olur. Bu sebeple Allah'ı tanıyıp, iyiyi ve sağlamı ayırt edebilecek hale gelinceye kadar aklına güvenme.
Gözünü harama kapat, nefsini arzularından alıkoy ve onu helal lokma yemeye alıştır. Bâtınını her an Allah'ı murakabe ederek, zâhirini de sünnete uyarak koru. Bunu yapabilirsen, o vakit doğruyu bulan sağlam bir akla sahip olur ve Allah Teâlâ'yı hakkıyla tanıyabilirsin.
Fethu'r Rabbânî - Şeyh Abdülkadîr Geylânî (k.s.)
46 notes · View notes
derdiderun · 3 months
Text
Tumblr media
Abdullah-ı İsfehâni Hazretleri kendisinden nasihat isteyenlere buyurdu ki:
"İlmi, ibadete zarar gelmemesi için talep ediniz. İbadeti de, ilme zarar gelmemesi için isteyiniz. Kulun hakkı, ancak bu ikisiyle meşgul olmasıdır."
50 notes · View notes
derdiderun · 9 months
Text
"Sen hayatının geri kalanını temizlersen eğer, geçmişin için affedilirsin"
Ahmed b. Asım el-Antakî (k.s.)
132 notes · View notes
derdiderun · 2 months
Text
Temiz Dil Temiz Hayat
Dil konusunda ısrarla uyarıldık. Ayet-i kerimeler, hadis-i şerifler, bütün ahlâk kitaplarımız, ağzına geldiği gibi konuşmanın sonuçları hakkında verdikleri ürkütücü haberler bin düşünüp bir konuşmaktan başka seçenek bırakmıyor.
Fakat insanız, cahiliz; cehaletin verdiği cesaretle durmuyoruz, duramıyoruz. Allah'ın Dini'nin bize giydirmeye çalıştığı asalet, bilgelik kaftanını elimizin tersiyle itip keyfimize göre takılmak istiyoruz. "Ya hayır söyle ya sus" hadis-i şerifinin teklif ettiği vakar belli ki fazla geliyor.
Şimdi sosyal medyalarımız da var. İstediğimizi söylemekte, paylaşmakta, göstermekte özgürüz. Fakat mutlaka farkındasınızdır, topluca hastalanıyoruz. Manevi ziyandan söz etmiyoruz, gerçekten psikolojimiz tarumar. Birimizin virüsü binimizi hasta ediyor. Nevrozların, psikozların bu denli yaygın olmasın- da her lafa kulak vermenin, her meseleye dâhil olmanın ciddi etkileri var.
"Sosyal medya kullanmak konuşmak ya da dinlemek midir?" Evet, öyle. Fıkhımız öyle diyor. Etkileri bakımından psikologlar da aynı şeyi söylüyor. Sonuçta lafa giriyoruz; okuduklarımızdan, gördüklerimizden etkileniyoruz.
İslâm insanın gözünü kulağını, elini ayağını temiz tutmak istiyor. Mesela necasete bakılmaz, çirkin ses ve söz dinlenmez. Her iş yapılmaz, her yere gidilmez. Cenâb-ı Mevlâmız nezih yaşamamızı istiyor. Çünkü kalplerimiz gördüklerimizden, duyduklarımızdan, konuştuklarımızdan, yapıp ettiklerimizden etkileniyor. Bin bir emekle inşa ettiğimiz maneviyatımız toza dumana karışıyor.
"Söz gümüşse sükût altındır", "bülbülün çektiği dili belasıdır", "el yarası geçer, dil yarası baki kalır", "dilin cirmi küçük, cürmü büyük", "ağzından çıkanı kulağın duysun" gibi nice atasözlerimiz boşuna değil. Çoğu anlık duygularla, işin aslı bilinmeden, boş zanla yapılan sosyal medya paylaşımları karşısında hiç değilse nesillerin tecrübesini taşıyan bu atasözleri akla gelmeli. Elbette konuşurken de.
Semerkand Dergisi - Şubat 2024 Sayısı
24 notes · View notes
derdiderun · 3 months
Text
Tumblr media
Zer buved der cîb mâr û meyl-i û der cân vebâl La'l-i âteş reng ber kef der dil-i û ahger-est
[Altın insanın cebinde bir yılandır, yılana ise muhabbet duymak cana ziyan getirir, ateş renkli yakutu elinde tuttuğunu zanneden kişi, aslında kalbini yakmaktadır bilmez.]
Şerh:
Şeyh Sa'dî-i Şîrâzî [kuddise sirruhû] Gülistân'ında şöyle der:
"Mal, rahat yaşamak içindir, yaşamak servet toplamak için değildir. Bir âlime sordular, 'Mesut kim, bedbaht kim?' Âlim şu cevabı verdi, 'Mesut o kimsedir ki yedi ve yedirdi. Bedbaht da o kimsedir ki biriktirdi, biriktirdi, sonra da terketti. Bütün ömrünü mal mülk yolunda harcayan, kazanıp yiyemeyen o değersiz adamın namazını kılma."
İnsan, Allah Teâlâ'dan hayırlı rızık istemeli ve kendisine verilen ihsanların geldiği yeri her an hatırlamalıdır. Kalbini mala mülke bağlamadan yaşamalı ve gerçek rızık sahibine şükrederek yönünü O'na çevirmelidir.
Sırlar Denizi - Molla Câmî (k.s.)
27 notes · View notes
derdiderun · 9 months
Text
Tumblr media
“Huyları ve anlayışları iyi olanlarla oturup kalkmak ruhlara gıda, akıllara aşıdır.
Aklın bereketlere kavuşarak artmasına sebep olur.”
Ebû Abdullah Rûzbârî (k.s)
84 notes · View notes
derdiderun · 3 months
Text
Tumblr media
Dünyayı sevenler, dünyalıkları için ahiretlerini terk ediyorlar. Sen, Allahü Teâlâ'nın emirlerini yapabilmek için dünyayı terk et.
Ebü'l Behterî bin Vehb (k.s.)
52 notes · View notes
derdiderun · 10 months
Text
Fânî olana tâlip olanların eline geçen yalnızca acı, elem ve ızdıraptır!
68 notes · View notes
derdiderun · 10 months
Text
- Allah’ı gördün mü?
- Evet, hem de çok.
- Ne zaman?
- Kusurumu örttüğünde, rızık verdiğinde, beni koruduğunda...
74 notes · View notes
derdiderun · 2 months
Text
Tumblr media
"Allah dostları, övgüyü ve yergiyi yaz kış gibi ve gece gündüz gibi görmüşlerdir. Her ikisini de Hak Teâlâ'dan bilirler. Çünkü bunlara O'nun dışında kimse güç yetiremez. Bu onların yanında kesinlik kazandığı için kendilerini övenlere itibar etmezler ve kendilerini yerenlere de savaş açıp onlarla uğraşmazlar. Onların kalplerinden insanların sevgisi ve nefreti çıkmıştır. Onlar sevmezler ve nefret etmezler, sadece merhamet ederler."
Fethu'r Rabbânî - Şeyh Abdülkadîr Geylânî (k.s.)
14 notes · View notes
derdiderun · 9 days
Text
Tumblr media
"Allah'ın kendilerini anlayış ve ilim ile rızıklandırdığı, gaflet uykusundan uyandırdığı, son nefesini düşünmeyi kendisine nasip ettiği kimselere müjdeler olsun."
Tenbihül Gafilin - Ebu'l-Leys Semerkandî (k.s.)
19 notes · View notes
derdiderun · 1 year
Text
"Ne kadar estağfirullah dersen o kadar rahat edersin. İstiğfara devam edenler ağzının tadıyla yaşayacaklar."
Gönenli Mehmet Efendi (k.s)
81 notes · View notes