Tumgik
eminucer · 12 years
Text
Chrome ve diğer internet tarayıcıları...
Günümüzde henüz Google Chrome kullanmayan kaldı mı bilmiyorum fakat hala öyle birisi varsa tez tövbe edip chrome'u bilgisayarına kurmalı. Kendi iyilikleri için söylüyorum, ne yazık ki google'ın ortaklarından falan değilim :) 
Safari'nin windows cover'ına kadar hemen tüm tarayıcıları kullanmışımdır. Kodlama gibi olaylarda, web tasarım yaparken vs. Firefox'un bazı üstünlükleri olduğu doğrudur. Aynı şekilde çok yavaş bilgisayarlarda Opera daha hızlı çalışmakta fakat onda da kullanım kolaylığı ve arayüz çok iyi değildir. Entegre Flash Player'ı olmayan İnternet Explorer'i ise değerlendirmiyorum bile, her windowsda default olarak gelip sürekli otomatik güncelleme yapmasına rağmen çoktan tarihe karıştı gitti. Sıradan kullanıcılar için ise arayüz ve kullanışlılık bakımından Chrome'un rakibi yok ve olacak gibi de görünmüyor. Bir kaç özelliğini sayacak olursak. 
- Kaydettiğiniz "yer imleri"ni çok kolay bir şekilde klasörlere ayırabiliyor, düzenleyebiliyor, lazım olduğunda kolaylıkla erişebiliyorsunuz. Ben şu an kayıtlı 680 tane yer imi'nden aradığımı kolaylıkla bulabiliyorum. Mesela swf arşivimi bir klasörde toplamış, istedigim zaman aralarından istediğimi seçebiliyorum. Aynı zamanda hangi klasöre attığımı hatırladığım bir yer imini, "yer imi yöneticisi"ndeki arama kısmına kelime yazarak kolayca bulabiliyorum. Bu kullanışlılık Chrome'dan başka hiç bir tarayıcıda yok. 
- Email hesabınızla chrome senkronizasyonu özelligi bence Chrome'u farklı yapan en önemli özellik. Nasıl olduğuna değinirsek, kaydettiğiniz yer imleri, kayıtlı şifreleriniz, kullandığınız uygulamalar, kullandığınız temaya kadar her şeyi chrome otomatik olarak oturum açtığınız emaille senkronize ediyor ve başka bir bilgisayardaki chrome'dan bu e-mail ve şifre ile giriş yaptığınızda bir anda kendi bilgisayarınızdaki chrome karşınıza geliyor. Hem de seçtiğiniz temaya kadar ! 
- Chrome kaydettiğiniz şifrelerinize istediğiniz zaman bakabilme imkanı sağlar. Bu açıdan oldukça kişiseldir, bilgisayarı kullanması için bir başkasına verdiğinizde chrome kullanmayı biliyor ise şifrelerinize ulaşabilir.
- "Gizli Pencere" özelliğine tıkladığınızda, ikinci bir chrome ekranı açılır. Bu ekranın normal Chrome'dan farkı, girdiğiniz sayfaları geçmiş'e kaydetmemesi ve çerezlerden yoksun yeni bir sayfa açmasıdır. Böylece birden fazla facebook, twitter hesabınızı aynı anda açabilirsiniz. Fakat gizli pencere size yeni bir ip atamayacaktır. Gizli pencerenin proxy serverlar gibi çalıştığını düşünüp yanılgıya düşerseniz başınıza iş açmanız işten bile değildir. Kısacası illegal işlerinizi kamufle etme açısından gizli pencerenin size bir faydası dokunmayacaktır. Gizli pencereyle en fazla aynı bilgisayarı kullandığınız meraklı gözlerden kaçabilirsiniz, kanunlardan değil.
- Chrome'un uygulama kurma özelliği de oldukça kullanışlıdır. Yani Chrome'a tıpkı bir akıllı telefon gibi uygulama yükleyebiliyorsunuz. Adblock'u kesinlikle öneririm. Sayfalardaki rahatsız edici tüm reklamları yok ediyor(hatta rahatsız etmeyenleri de yok ediyor) sorunsuz bir internet deneyimi sunuyor. Adblock'un dışında daha önceki blog yazılarımda bahsettiğim TinEye'ın uygulamasını da kullanıyorum. 
- Chrome, google'ın çeviri hizmeti "translate" ile entegre çalışıyor. Bu özellik şu anlama geliyor ki, hiç bilmediğiniz bir dil veya alfabeyle yazılmış bir sayfanın tamamını tek tıklamayla türkçeye çevirebiliyorsunuz. "Google Translate"in ne derece tatmin edici olduğu tartışılır tabii ki ama sayfa düzenini bozmadan tüm metinleri çevirmesi oldukça tatmin edici.
Chrome'un daha tema seçebilmek gibi anlatmakla bitmeyecek bir çok özelliği var. En iyisi bunları kullanıp zamanla kendinizin keşfetmeniz. Henüz kullanmadıysanız hayranlık duyacağınıza şüphem yok.
- Kaynak belirterek yazıyı kopyalayabilir, paylaşabilirsiniz -
Sağlıcakla...
1 note · View note
eminucer · 12 years
Text
Yemekten sonra çay içmek...
Kötü bir alışkanlığımız olan yemekten sonra çay içmek, çoğumuz tarafınca bilinmese de çok zararlıdır.  Yemekten alınan vitaminin kullanımını azaltır, protein sindirimini geciktirir ve  vücutta demir eksikliğine sebep olur. Her yemekten sonra çay içiyorsanız, demir eksikliğine bağlı sorunlar yaşamanız kaçınılmazdır. Demir bildiğiniz üzere hayati bir öneme sahip vücutta. Eksikliğinde ise yorgunluk, halsizlikten tutun "kansızlık(anemi)" hastalığına, ve hatta saç dökülmesine sebep olur. Düşünün, yemekten sonra içtiğiniz çay sizi olduğunuzdan daha yorgun, bıkkın ve tahammülsüz yapıyor, hem de istisnasız her insanı. 4 yıl önce bende demir eksikliğine bağlı ciddi bir saç dökülmesi yaşanmıştı. Yaklaşık 10-15 tane kadar iğne yemem sonucu saçlarım yeniden çıktı, ama herkes bu kadar şanslı olmayabilir. Bundan ötürü özellikle kırmızı et gibi demir'i yüksek gıdalar tükettikten sonraki 1 saatte kesinlikle çay içmeyiniz. 1 saat sonra içilen çay'ın ise bilinen bir zararı yoktur... 
0 notes
eminucer · 12 years
Text
Allah'a inanip dinlere inanmamak...
Bugünlerde yeni bir akım mevcut özellikle gençler arasında. "Allah'a inanıyorum fakat dinlere inanmıyorum" şeklinde. 
Kâinatta Allah'ın varlığını kanıtlayan öylesine apaçık deliller var ki, bi insanın ateistim diyebilmesi hiç kolay bir şey değil. Hani dolaşır espirisi, "Hadi bunu da açıklayın ateistler" diye. Ateistler dünyaya asla mantıklı bir açıklama getiremediler, yıllarca yanlızca dinlere yalan yanlış argümanlarla çamur atarak beslendiler ve artık ateistlik de hızla popülerliğini kaybetmeye başlayınca da "bazıları" böyle bir akım geliştirdiler.
İşte bu yüzden ben bu popüler akımın kurbanı arkadaşlara soruyorum. Allah dünyayı yarattı, bizleri yarattı, bunları kabul ediyorsunuz da sizce hepimizi yaratan yüce Allah (haşa) bir din yaratmaya akıl erdiremedi mi ? Hiç düşündünüz mü Allah'ın bu dünyayı niçin yaratmış olabileceğini ? Kendi rolünüzün bu dünya düzeninde ne olabileceğini ? Mümkünse bunları düşünürken beyin ve sağduyunuzu kullanın, çok faydalı oluyor...
Sağlıcakla...
0 notes
eminucer · 12 years
Text
facebook'da spam gonderiler
Son günlerde bir çoğumuz spam gönderilerden oldukça şikayetçiyiz. Hepimizin duvarına bir defa da olsa "zayıflama ilacı" veya "boy uzatıcı ilaç" vs. gibi reklamlar düşmüştür. Buraya kadar yanlızca rahatsız edici bir ayrıntı, fakat asıl olay merak edip onlara tıkladıktan sonra gerçekleşiyor. Linke tıkladıktan sonra, sizi direk olarak uygulamaya yönlendiriyor ve kabul et'e tıklamanızı istiyor. Merakla, içeriği görmek için kabul et'e bastıgınız zaman ise uygulama bir anda ortalığı şenlik alanına çeviriyor, bazen tüm arkadaş listenizin duvarına aynısını siz yazmışsınız gibi kopyalıyor, ve bu yolla çok sayıda insana ulaşıyor. Buraya kadar bu spam reklamların bizi rahatsız eden yanından bahsettik. Fakat bunları kimin ne amaçla gerçekleştirdiği, ve daha da önemlisi bunlardan nasıl kurtulabileceğimizden bahsetmek istiyorum.
Reklam içerikli facebook gönderileri, bu işten para kazanmaya uğraşan internet pazarlamacılarının son taktiklerinden, ve kabul etmeliyiz ki mantıklı ve etkili de bir yöntem. Zira bu yöntemle bazen google adwords'de binlerce dolara yapacagı reklamı  basit bir facebook uygulamasıyla gerçekleştirebiliyorlar. Etik mi derseniz, bence değil, zira bizim bilgisizliğimizden faydalanıp bizi kullanıyorlar. İnternet pazarlamacıları, bu tür uygulamaları facebook'un uygulama gelistirme panelinden gelistiriyor ve genelde iki yöntemle para kazanıyorlar. Birincisi PTC yani tıklama başına ödeme(paid to click) yöntemidir ve siz linke tıkladıgınız anda onlara kazandırırsınız. İkinci yöntem ise PTS yani satış başına ödeme (paid to sale) 'dir ki bunu kullanan pazarlamacılar da sizin ürünü satın almanız durumunda para kazanır. Her neyse, gelelim bu tuzaktan nasıl kurtulacağınıza. 
Bu reklamların ancak uygulama izni vermeniz durumunda sizin adınıza paylaşılabileceginden söz etmiştik. Buraya tıklayarak uygulamalarınızın yönetim sayfasına ulaşıp kullanmadıgınız ve bilmediğiniz uygulamaları silerek bu dertten kurtulabilirsiniz. Bir de benden size tavsiye, facebookda gördügünüz her linke tıklamamanız. Zira bazen daha kötüsü de olabiliyor. Bazen mynet, izlesene gibi video servislerinin uygulama isteğini kabul edip orda izlediği her video kendilerinin farkında olmadan facebookda yayınlanıp gülünç duruma düşen arkadaşlarımızı. "ahmet, az önce izlesene'de bikinili kızlar havuzda adlı videoyu izledi " gibi... 
takipte kalın...
0 notes
eminucer · 12 years
Text
NAMAZ, YOGA, SAGLIK...
Geçenlerde izledikten sonra neden bu kadar övüldüğünü anlayamayacağım  "Forgetting Sarah Marshall" filmini büyük bir iştahla açıp izlemeye koyuldum. Himym'ın Marshall Eriksen'i Jason Segel ve Veronica Mars'ın başrol oyuncusu, aynı zamanda Gossip Girl'ü seslendiren miyon suratlı Kristen Bell ve ikisinden de önemlisi, filmi asıl izleme sebebim olan Russel Brand'ın yanı sıra Mila Kunis gibi bir çok iyi oyuncudan oluşan, fakat 7 yaşındaki bir çocuğun dahi yazabileceği kadar basit ve kötü bir senaryoya sahip olduğu için hayal kırıklığı yaratan bu filmdeki yoga sahnesi, beni derin düşüncelere sevketti.
Filmdeki yoga hocası, namazdaki secde pozisyonuna benzer bir pozisyon alıyor ve bunun yoga'nın en önemli hareketi olduğundan, yararlarından bahsediyordu. Bunun üzerine hareketlerinin bir kısmı medikal teknolojiden yardım alınarak doktorlar tarafından hazırlanan/onaylanan yoga'nın diğer hareketlerini de inceledim ve namazla yoga'nın bir çok ortak hareket içerdiğine şahit oldum. İsterseniz Kahire'de Ulusal Işın Teknolojisi Merkezi profesörlerince yapılmış bir araştırmanın sonuçlarından alıntı yapalım.
" Mısır’ın başkenti Kahire’de bulunan Ulusal Işın Teknolojisi Merkezi’nde yapılan bir bilimsel araştırma, secde etmenin insanı kanserden koruduğunu ortaya çıkardı.
Işın Teknolojisi Merkezi Bölümü Başkanı Biyoloji profesörü Muhammed Ziyaeddin Hamid, bu çağda insanların her yönden elektromanyetik dalgalara maruz kaldığını ve bu nedenle daha fazla ışın aldığını belirterek, vücutta biriken bu yükün mutlaka dışarı atılması gerektiğini bildirdi. Araştırma sonucu vücutta biriken elektromanyetik yükün secde ile dışarı boşaltıldığının belirlendiğini de dile getirildi.
İnsanın secde halindeyken elektromanyetik dalgalara daha az maruz kaldığını ve alnın yere değmesiyle vücuttaki elektromanyetik yükün dışarıya boşaltıldığını tespit ettiğini kaydeden Profesör Ziyaeddin, secde halinde olan bir insanın yedi organının yerle temas etmesinin boşaltımı hızlandırdığını ve bunun yorgunluk ve bazı hastalıklara iyi geldiğini ifade etti.
Araştırmaların elektrik yükünün vücuttan sağlıklı bir şekilde atılması için secde anında kıbleye dönmek gerektiğini, Kâbe’nin yeryüzünün merkezi olduğunu ve yeryüzünün merkezine yönelmenin vücuttaki elektrik yükünü dışarı atmak için en uygun pozisyon olduğunu söyledi.
Beş vakit farz namazın vücuttaki elektrik yükünün dışarı atılması için yeterli olduğunu belirten Mısırlı bilim adamı uyku esnasında vücutta oluşan unsurların sabah namazıyla dışarı atıldığını ve insanın güne sağlıklı ve canlı bir şekilde başladığını kaydetti.
Öğle, ikindi ve akşam namazlarının günün yorgunluğunu ve stresini azalttığını ve insana psikolojik bir rahatlama sağladığını söyleyen Profesör Ziyaeddin yatsı namazıyla gün boyu vücutta oluşan yükün geri kalanının dışarı atıldığını ve insanın rahat bir şekilde uykuya dalmasının sağlandığını belirtti."
Namazın günde 5 kez kılındığı, hareketlerinin kalbi yormadığı, namaz kılan bir insanın günde 5 vakit olmak üzere 40 rekat namaz kıldığı ve 80 defa secdeye gittiği, bu hareketlerin yavaş ve sürekli olmasından dolayı kalbi yormadığı da hesaba katılırsa namaz kılan bir insanın spor salonlarında vakit geçiren insanlardan bile sağlıklı olabileceğini söylemek yanlış olmaz sanırım.
Namazın yararları dahi bununla sınırlı değil tabii ki, secde anında beyin zarının her seferinde kanlanması sonucu unutkanlık ve alzheimer gibi sorunlarla karşılaşmanın önlenmesi gibi çok sayıda bilinen yararı daha mevcut, bir de henüz bilinmeyenler var tabii ki. Ayrıca namazlardan önce alınan abdestin ise ağız ve kulak sağlığını olumlu yönde etkilediği, saç dökülmesini azalttığı, yüzde sivilce ve siyah nokta oluşumunu azalttığı, ayaklarda mantar ve bacaklarda varis oluşumunu önlediği de bilinen yararları arasında. Tabii namaz spor değil, ibadet amacıyla yapıldığında anlamlıdır bunu da unutmamak gerek, Sağlıcakla... 
Takipte Kalın...
2 notes · View notes
eminucer · 12 years
Text
Dizüstü web kameralari ve güvenlik açiklari
       Trendinc Topicslerin beni fazlasıyla sinir etmesinden ve kafa dengi bir kaç insanla uzun süren eğlenceli sohbetlerimden dolayı vaktimi fazlasıyla çaldığı için sildiğim twitter hesabım (@eminucer ile karıştırılmasın, zira bu yedek hesabım, hemen hiç bakmıyorum) ve oldukça uzun zamandır pek de ilgimi çekmeyen facebookda pek zaman geçirmeyişimden dolayı uyumadan önce tek rutinim olan goal.com'a bi göz attıktan sonra yatağa gitmek üzere bilgisayarı kapatmaya hazırlanırken gözüm dizüstü bilgisayarımın üzerindeki webcamin üzerini kapattığım kırmızı renkteki izole banda takıldı ve kameranın üzerini haklı şekilde örtmemin sebebini burada sizlerle paylaşmak istedim.
       Bilişim güvenliği her zaman oldukça ilgimi çekmiştir. Güvenlik açıklarından dolayı canı yanmış ve çok can yakmış biri olaraktan, artık hemen herkesin kullandığı dizüstü bilgisayarların webcamlerinin tam tepede bizi görecek şekilde, üstelik de çalışma anında sizi uyarmak adına yanacak bir ışığının dahi olmamasından dolayı her an izleniyor olabilmeniz mümkün. Her gün facebookda, google'da vs. gördüğümüz güvenli, güvensiz onlarca, yüzlerce linke tıklıyoruz. Bunlardan birisinden bilgisayarımıza sızacak küçük bir zararlı yazılım, kameranızı siz farkına varmadan açıp üçüncü kişilere istedikleri zaman anlık görüntü alma fırsatı tanıyabilir. Hatta komplo teorisi olarak görünebilir fakat virüs tarayıcılar tarafından henüz tanımlanmamış bir trojan üreterek aynı anda binlerce kullanıcının bilgisayarından uygunsuz fotoğraf ve videolarını elde etmek de mümkün, hatta bunu yapan bilgisayar korsanlarının olduğunu dahi düşünüyorum (henüz bu kadar büyük çapta olmasa da) Bu kötü niyetli insanları bu konuda uyandırmak istemem fakat sizin de tedbirli olmanızda fayda var, zira bence web kameralarının bu konumu dünyanın donanımsal ilk güvenlik açığı olarak tarihe dahi geçebilir.
Eskiden daha sık kullandığımız masaüstü bilgisayarlarımızda harici web kameraları vardı, bunların bir kısmı kapaklı olurdu, kullanmadığımız zamanlarda kapatır ve güvende olurduk, geri kalan kısmının ise ışıkları yanar ve çalıştıkları zaman bizi uyarırlardı. 
Ben, şahsen şekle önem vermeyen birisi olarak çekmecede siyah izole bant da olduğu halde, elime ilk gelen kırmızı izole bant ile şimdiye kadar hiç kullanmadığım web kameramın üzerini bantlamayı tercih ettim. Siz daha estetik, daha yaratıcı bir çözüm de bulabilirsiniz. Ayrıca kimse beni izlemez şeklinde bir yanılgıya da düşmeyin, birini izlemek için çok üst düzey bir hacker olmaya gerek yok. Yıllar önce benim dahi yeteneklerim dahilinde olan bir olay olduğu, ve de bir çok insanı yanlızca basit bir maille, müzik veya resmin içine sıkıştırılmış küçük bir trojan aracılığıyla farkettirmeden izleme fırsatı elde ettiğim halde haram olduğu gerekçesiyle bu eylemi gerçekleştirmemiş biri olaraktan (2-3 saniye kadar sürdürdüğü test görüntüleri hariç)  bu olayın ciddiyeti konusunda sizleri uyarmak istiyorum. Hepinize iyi günler diliyorum... 
0 notes
eminucer · 12 years
Text
Google'da güvenli gezinme
Merhaba, öncelikle internette güvenli gezinme cümlesinden bahsetmek istiyorum. İnternette güvenli gezinme üzerine kitaplar yazılabilecek, hatta yazılmış kitapları olan çok geniş bir konudur. Güvenli gezinme benim için gezdiğim sitelerin takip edilememesi olacağı gibi, bir başkası için ise gezdiği sitelerden bilgisayarına virüs bulaşmaması olabilir. İnternette güvenli gezinme ile alakalı uzunca bir yazı yazmayı planlıyorum fakat bu kez yanlızca Google'da güvenli gezinme hakkında bir ipucu vereceğim.
Bugünlerde hemen hepimiz Google'ı kullanıyoruz ve bir kelimeyi arattığımızda önümüze çıkan organik sonuçlara rasgele tıklıyoruz. Bazen de çevremizde kredi kartı bilgileri, facebook hesabı çalınan bir sürü kişi görüyoruz. Bu kişilerinin çoğunun hesapları google'da rasgele her bağlantıya tıklamalarından dolayı çalınıyor ve bu da çok kötü sonuçlara sebep olabiliyor, geçen gün Avusturalya'da facebook hesabı çalındığı için intihar eden genç kızı sanırım hepiniz gazetelerde görmüşsünüzdür. Google'da sıkça gezinen biriyseniz ve bilgisayarınızda da internet güvenliğinizi de sağlamakla yükümlü sağlam bir antivirüs programınız var ise eğer bilgisayarınızın bazı bağlantıları açmadığına, antivirüs programınızın da uyarı verdiğine şahit olmuşsunuzdur. Eğer böyle bir şeye rasladıysanız şanslısınızdır çünkü bu sefer ucuz kurtulmuşsunuzdur antivirüs programınız görevini hakkıyla yerine getirmiştir. Fakat ya antivirüs programınız internet güvenliğini sağlamıyorsa, girdğiniz sitedeki virüsleri tanımıyorsa veya hiç bir antivirüs programını kullanmıyorsanız ? 
O zaman yapmanız gereken tek şey google'ın "önizleme" özelliğini kullanmak. Çünkü bunu kullanırsanız siteye doğrudan giriş yapmış olmuyorsunuz yanlızca güvenli google server'larından o web sitesinin görüntüsünü alıyorsunuz ve böylece siteye girildiği andan itibaren karşı tarafın bilgisayarına gönderilmeye programlanmış olan zararlı yazılımlar'ın (trojanlar, keyloggerlar, virüsler) bilgisayarınıza bulaşma ihtimali de ortadan kalkıyor. Böylece aradığınızı bulana dek 15-20 tane ayrı siteye girmek yerine direk nokta atışı yaparak girmeniz gereken siteye girersiniz ve böylece bilgisayarınıza zararlıların bulaşma ihtimali oldukça azalır, -ki zaten aradığınız bir içeriği bulabildiğiniz bir web sitesinden kolay kolay bilgisayarınıza zarar gelmez. Aşağıdaki resimde de ok ile gösterdiğim yere, yani site adresinin yanındaki işarete bir kez tıklayarak sitenin görüntüsünü google'ın ana penceresinde görebilmeniz mümkün. Bu yöntem ile saniyeler içinde onlarca siteye göz atabilir ve zamandan da tasarruf edebilirsiniz... 
Takipte Kalın...
0 notes
eminucer · 12 years
Text
Youtube'un altyazi özelligi
Youtube'un çogumuzun farketmedigi bir özelliğinden kisaca bahsetmek istiyorum. Normalde bir videoklibi açtıginızda altyazı eklenmişse dahi onu göremezsiniz, youtube otomatik olarak gizler. Altyazıyı görmek istiyor ve bilmediğiniz dilde bir şarkıya eşlik etmek istiyorsanız aşağıdaki resimde altta yer alan ve ok ile gösterdiğim cc butonuna tıklamanız yeterli olacaktır...
Takipte Kalın... 
0 notes
eminucer · 12 years
Text
TinEye ile fotograftaki kisinin kim oldugunu ögrenin...
Bu hafta size çok yararlı bulduğum web sitelerinden olan TinEye'dan söz etmek istiyorum. TinEye bir resim arama motoru. TinEye'ı google, bing, yahoo gibi arama motorlarından ayıran özellik ise kelime yazıp resim aratmak yerine, bir resmi siteye yükleyip aratabilmek. Sistem yüklediğiniz resmi veritabanına kayıtlı 2 milyar resim ile bir kaç saniye içerisinde karşılaştırır ve benzer olanları alt alta sıralar. Örneğin ; bir web sitesinde gördüğünüz veya bilgisayarınızda kayıtlı bir resmin kime ait olduğunu merak edebilirsiniz, . Ayrıca facebookda gördügünüz birinin resminin orjinal  mi yoksa başka bir yerden çalıntı bir resim mi olduğunu da TinEye ile resmi tarayarak öğrenebilirsiniz. TinEye ile arama yapmanın 3 yolu vardır...
1 - Bilgisayarınızdaki resmi TinEye.com anasayfasındaki "Dosya seç" butonuna tıklayarak yükleyebilirsiniz 
2 - Bir web sitesinde gördüğünüz resmin üzerine sağ tıklayıp resmi yeni sayfada/sekmede aç dersiniz ve yeni açılan sayfa/sekme'deki resmin URL adresini adres cubugundan kopyalayıp TinEye anasayfasındaki " enter image address" bölmesine yapıştırır ve aramanızı yaparsınız. 
3 - Üçüncü ve son yöntem ise Google Chrome kullanıcısı iseniz Chrome Store'dan TinEye Plugins 'i kurabilirsiniz. Bu eklentiyi kurduktan sonra internette gezinirken bir resmi TinEye'da aratmak isterseniz sağ tıklayıp "Search image on Tineye" butonuna basmanız yeterli olacaktır. 
TinEye'da arama yaptıktan sonra aşağıdaki şekilde bir tablo ortaya çıkar. Burada veritabanında kaç resim oldugu, bizim arattığımız resmin veritabanında kayıtlı kaç resimle eşleştiği, aramanın kaç saniyede gerçekleştiği gibi bilgiler yer alır ve aşağıda aramayla eşleşen benzer resimler ve onların bulundukları web siteleri sıralanır. Web sitelerine gitmek sureti ile o resmin kime ait olduğundan çok daha fazlasını da bulabilmeniz mümkün. Gerisi size kalmış...
Takipte kalın... 
4 notes · View notes
eminucer · 12 years
Text
Google'i etkili sekilde kullanin...
Google
Google'ı günümüzde kullanmayan yok gibi. Hatta cevremizde facebook.com gibi basit adreslere dahi girerken önce google açıp ordaki arama cubuguna facebook diye yazarak giren insanlar var ne yazık ki. Fakat google'ı hangimiz tam olarak kullanmayı biliyoruz ki ? 
Google'ı etkili şekilde kullanmak
Google dediysek tabii ki arama motorunda arama yapmaktan söz ediyoruz yanlızca. Zira google'ın diger servislerini (analytics, adwords vs.) etkin bicimde kullanabilen, SEO, SEM konusunu bilen insanlar uzmanlıklarına göre bu işten onbinlerce, hatta yüzbinlerce dolar para kazanabiliyorlar. Ülkemizde zamanında web tasarımda oldugu gibi SEO, SEM konusunu bilen insan sayısının hızla artış göstermesini bekliyorum açıkçası. Her neyse konumuza dönelim. Bundan sonraki aramalarınızda size yardımcı olacak çok küçük bir ayrıntıdan söz etmek istiyorum. 
Arama yaparken " " yani tırnak işareti kullanın ve bunu shift ile klavyedeki 2 tuşuna iki kez basmak suretiyle değil, klavyede genelde 1 tuşunun hemen solunda yer alan ( é "" ) simgeleri bulunan tuş ile yapın ki sonuç alabilesiniz. Tırnak işareti ne işimize yarayacak derseniz ; google'da arama yaptığınızda birden çok kelime yazarsanız eğer bunları farklı farklı arar ve ona göre sonuç çıkarır. Yani merlindeki ejderhanın adıdiye arama yaparsanız size içinde (merlin, ejderhanın, adı) geçen uzunca cümleler bulur ve gereken bilgiye ulaşamazsınız. Çünkü arama motorları çalışma prensibi olarak yazdıklarınızı bir cümle olarak aratmaz, her kelimeyi farklı olarak değerlendirir. Fakat aynı şeyi tırnak içerisinde yazarak yani bütün halinde aratırsak doğru hedefe varabiliriz. Örneğin ; " Merlindeki ejderhanın adı " 
Gri olarak yazdıgım linklere tıklayarak aradaki farkı görebilirsiniz :)  
0 notes
eminucer · 12 years
Text
yapilacak listenizi hazırlayin
Bu yazımda size tadalist adında her gün kullandığım ve de hayatımı planlamamı sağlayan, oldukça kullanışlı bir web sitesinden söz edeceğim. Zamanın en değerli unsur olduğu günümüzde artık bir çok insan ertesi gününü planlayarak yaşıyor. Siz de bu tür insanlardan biriyseniz tadalist çok işinize yarayacak değilseniz de ertesi gününüzü planlamanın size katacağı çok şey olacağını belirtmek ister ve planlı yaşamanızı kesinlikle tavsiye ederim. 
tadalist.com to do list'lerinizi yani yapılacaklar listenizi düzenlemek için son derece güzel bir site. Ücretsiz kayıt olduktan sonra site üzerinden isterseniz tüm bir ayınızı dahi planlayabiliyor, günlük olarak takip edebiliyorsunuz. Yapmanız gerekenler listenizdeki başlıkların her birinin başında bir kutucuk var ve hallettiğiniz işlerinizin başındaki kutucuğu işaretleyerek onu pasif duruma getirip sayfanın alt kısmına atabiliyorsunuz. Özellikle dışarıdayken de cep telefonum üzerinden de to do list'imi görmemi, ekleme veya düzenleme yapabilmemi sağlaması, bu web sitesinin çok büyük bir artısı. Vakit kaybetmeden to do list'inizi hazırlayın derim...  
Takipte kalın ... 
1 note · View note
eminucer · 12 years
Text
kötü aliskanliklarinizdan kurtulun
Google ve amazon programcıları tarafından geliştirilen bir web sitesi ile kötü alışkanlıklarınıza son verebilir, hatta iyi alışkanlıklar kazanabilirsiniz.
21habit adlı sitenin kullanımı oldukça basit. Siteye basit bi şekilde kaydolduktan sonra ücretsiz veya ücretli sekmelerinden birini seçiyoruz. Free yani ücretsiz sekmesini seçtiğinizi varsayarak anlatmaya başlıyorum; kurtulmak istediğimiz kötü alışkanlığımız(sigara içmeyeceğim) veya edinmek istediğimiz iyi alışkanlığımızı(namaz kılacağım)gibi yazıyor ve başlatıyoruz. Artık siteye her girişimizde önümüze örneğin '' Bugün ders çalıştım '' gibi önceden yazmıs oldugumuz alışkanlık geliyor ve aşağıda başarılı veya başarısız olduğuna dair iki tane sekme geliyor ve her gün yanlızca bir kere işaretleyebiliyorsunuz. Bu sayaç 21 gün boyunca devam ediyor.Aşağıda bulunan takvimden de kaç gün başarılı, kaç gün başarısız olduğunuzu kolayca takip edebilirsiniz. İsterseniz birden fazla alışkanlık ekleyip takip edebiliyorsunuz. Tabii ki yine belirteyim sayfanızı ve alışkanlıklarınızı sizden başka kimse göremiyor, güvendesiniz yani. 
Site tamamen ücretsiz olup isterseniz ücretli hesap da açabiliyor ve 21 gün için 21 dolar para yatırabiliyorsunuz böylece site başarılı olduğunuzu işaretlediğiniz her gün için size 1 dolar geri ödeme yapıyor. Yani tüm paranızı geri alabiliyorsunuz. Başarısız olduğunuz günlerde kaybettiğiniz paralar ise google tarafından sizin adınıza çeşitli hayır kurumlarına bağışlanıyor. İşi biraz daha ciddileştirmek isteyenlere kesinlikle bunu öneririm. 
Siteye gitmek için : www.21habit.com
Takipte kalın.
0 notes
eminucer · 12 years
Text
bilgisayar mikrofonunuzla ses yarismasinda eglenin
Boş zamanlarımda girip çok eğlendiğim, müzikten hoşlanan insanlarla çevre yaptığım bir web sitesinden bahsetmek istiyorum. 
www.karaokeparty.com şarkı söylemeyi seven, fakat sesi güzel olmayan kişiler için güzel bir ortam. Kullanmak da çok basit. Önce siteye ücretsiz kaydoluyor, ardından yukarıdaki battles sekmesinden bir şarkı seçip yarışmaya başlıyoruz. Karaoke müzik çalıyor, şarkı sözleri ekrandan geçiyor ve sistem otomatik olarak söyleyişimizi oyluyor. Listedeki şarkıları beğenmezsek eğer create new battle sekmesinden bir şarkı seçip kendimiz de o listede yer alarak açtığımız odaya yarışmacı gelmesini bekleyebiliriz. Ayrıca battles bölmesinde sag tarafta bir chat bölmesi var. Oradan da sosyallesmek, bir seyler danısmak mümkün. Sitenin geri kalan özelliklerini kullandıkça öğreneceksiniz. Battles sekmesinde yarışırken söyledikleriniz kaydedilmez, kimse tarafından dinlenemez, bu konuda rahat olabilir, ev halkını rahatsız etmeyecek sekilde istediğiniz kadar serbestçe böğürebilirsiniz.
Tabii yetenekli olduğunuzu düşünüyor iseniz site üzerindeki Songs sekmesinden kaydınızı oluşturup dinlemeleri ve oylamaları için diğer insanlara sunabilir, popülerleşebilirsiniz. Her hafta kaydedilen şarkılardan yapılan oylamalara göre top 20 yapılıyor. 
iyi eğlenceler, takipte kalın... ( www.karaokeparty.com )
0 notes