Tumgik
#Bana biraz sarıl
dengembozuluyorsana · 2 months
Text
Bana biraz sarıl.
47 notes · View notes
1blogibi · 1 year
Text
Lütfen bu gece beni anla. Bana biraz sarıl, gözyaşlarımı sil yanıma uzan. Lütfen bu gece beni biraz olsun anla.
148 notes · View notes
endergelisenataklar · 10 months
Text
sarıl bana sarıl. biraz acıyacak ama kalbindeki o taşla içimdeki şeytan kesin ölecek.
114 notes · View notes
crimsonliliths · 5 months
Text
bana biraz sarıl
46 notes · View notes
uyumakonusalimm · 1 month
Note
içimizde oluşan o tuhaf boşluk hissi bazen beni korkutuyor, o his beni hiç terk etmeyecek gibi. kalbimde bir leke olmuş gibi o his. o bana kalacak bir iz gibi. ne yaparsam yapayım kurtulamayacak gibi hissediyorum. elimi kolumu bağlasalar daha yararlı olurdum kendime. kendime diyorum çünkü o aptal his bir tek kendimle ilgili o boşluk hissi bir şey yapmadan haftayı tamamlak hepsi kendime geçerli. başkalarına iyi olup kendine kötü olmak belki benimki. bilmiyorum açıkçası ne olduğunu. bilmeyi çok denedim çok düşündüm ama bulamadım. kendimden nefret ettim bazen, bazen o kadar sevdim ki kendimi bu ben miyim dedim ama iki saniye sonrası bir köşede ağlamakla geçti. en kötüsü de bitmeyen umudum, her ne olsa hep geleceğe bir umudum bir isteğim hedefim var ama o içimdeki his yüzünden o gelecek his tek bir şey yaptığım yok. kurtulur muyum bu histen o nasıl olur bilmiyorum. bilmiyorum demektende nefret ediyorum, güvenli hissettirmiyor. ben bile bana güvenli gelmiyor.
Fazla düşünme bir hiç olup gideceğiz zaten. Anı yaşa sevdiklerine sarıl bir sürü fotoğraf çek güzel anılar bırak geride ne bileyim hedefler koy kendine düzenini kurmaya çalış çünkü insanın bir hedefi olmayınca gerçekten ne yapacağını bilemiyor ve kendini boşluğa bırakıyor. Ve O boşlukta kaldığı sürede 1 yılda 3 yas yaşlanıyor kendine yüklenme fazlada düşünme derdin varsa anlat birilerine içine atma yıpratıyor çünkü. Bende senin gibiydim inan senin gibiydim ama artık sana verdiğim tavsiyeleri uyguladım en azından biraz yüküm hafifledi bence sende bu dediklerimi yap.
7 notes · View notes
yazmasamaglayacaktim · 9 months
Text
yani ben artık kaybolsam bile adres soramam kimseye burası neresi nerdeyim diyemem benim dilimi söktün nasıldır bir kalple konuşmaya çalışmak, denedin mi.
yani ben artık kül olsam bile yandım diyemem kimseye etim eridi diyemem saçlarımdan bahsedemem benim yüzümü söktün nasılım diyemem, nasıldır bir yüzsüzlükle yaşamak, denedin mi.
bu yüzden bana senin yıllar sonra nasılsın demeye yüzün yok bana kalbinin kırıklarından bahset bahsetmeye hakkın var ben onu sökmedim, nasıl derim kalabildi, nasıl böyle,  utanarak sormaya da hakkım var utancını almadım senin, birini daha sevmeyi diyorum, denedin mi.
birini sevmem demiyorum kıpkırık kalbi kime bırakayım adım birhan olsa kalp parçalarını yazardım ama malesef değildim sevgilim malesef değildim kar çay sis aşk gel demekten başka kan tüküre tüküre gel demekten başka  hiçkimseydim ben.
gel şimdi benim göğsümde cebinde kuş sesleriyle gez gel benim sokaklarımda anahtarlarını kaybet  gel ben sana getireyim bir bir açayım kilitli kaldığın kapıları bir bir kırayım açamıyorsam, gel saçlarını okşarken biraz karıncalanan ellerimi göğsünde tutayım da huylansın kalbin
bi sökük gibi kaldığımı bağışla, dokunsan dağılan bir şey oldum dokunsan rengim attı gittim gözlerinde doldum çocuğu öldürülmüş annelerin dokunsan dünyayı anlamak dedim dokunsan dünyayı ağlamak dedim çocuğu ölü annelerin sen dokununca ben de aliydim biraz sen dokununca biraz dilenciydim biraz mağdur biraz ekmek elimde biraz berkin biraz devrim biraz haksız
gel şimdi benim tenimde ellerinde çocuk ölüleriyle gez gel biraz sev beni. biraz öldür. ölülerine ekleyip ellerinde başkasının tenlerinde gezdir beni biraz durdur biraz anlat
üşüdüm çünkü ben çok üşüdüm gel biraz sarıl bana gel biraz kalbim yok şu dünyayı bir de senin ağzından dinlerken gel biraz dilim yok  bir renk ver tenime biraz kızıllaştım, kendimi komple bir yere vurmuşta kan toplamış gibiyim gel biraz rengim mat çünkü şiiri şiire karıştırdım çünkü sana yazdığım şiiri başkasına okumaktan utanırım uyandır beni biraz biraz ölüyorum. biraz ağlamaklı.
gel ben söküğüm çok. giy biraz, sökük ve yırtık bir şeyle üstünde, utanmadan geçmekten sokaklardan, utanma biraz
biraz sev beni biraz öldür nasıl olsa ikiside ağır, inanamazsın de birleşik ama ikiside içinde dahil biraz nasıl olsun demeye hakkın hiç yokken, nasılsın demeye hiç hakkın yokken, yokken, yooooooookkennn
nasılım biraz gör, nasılım biraz bak. öyle bakmayı diyorum. denedin mi.
22 notes · View notes
aynodndr · 5 months
Text
Nazim Hikmet RAN - Hep KAHIR !
Yorum: TILSIM DeM
Dur! bırak kaynasın kahvenin suyu,
Bana İstanbul'u anlat nasıldı?
Bana boğazı anlat nasıldı?
Haziran titreyişlerle kaçak yağmurlar ardı
Yıkanmış, kurunurmuydu yine o yedi tepe
Ana şefkati gibi sıcak bir güneşle
İnsanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste,
Yalan da olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...
Dur! bırak, kalsın, açma televizyonu
Bana istanbulu anlat nasıldı?
Şehirlerin şehrini anlat nasıldı?
Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp
Köprüler, sarayburnu, minareler ve halice öv
Diyiverdin mi bir merhaba, gizlice
İnsanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste
Yalan da olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...
Dur! bırak, kımıldama, kal biraz öylece n'olur
Kokun istanbul gibidir, gözlerin istanbul gecesi
Şimdi gel sarıl, sarıl bana kınalım
Gökkubbenin altında ordada beraber
Çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali
Hasretinin çölünde sanki bir pınar gibi
İnsanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste
Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...
"Nazım Hikmet Ran'in şiirinden alınmıştır."
12 notes · View notes
fat7ma · 4 months
Text
İçinde sıkışıp kaldığım her ne kadar sevmesemde ona mecbur olduğum kendime, kişiliğime, bedenime, karakterime ufak bir not bırakıyorum.
Yılsonuna kadar çözüm bulamadığın sorunları, düzeltemediğin durumları ve diğer saçma sapan herşeyi 2023 de bırakacaksın. Çaresiz kaldığın zamanlarda unutmayı seçersin. Yada unutmuş gibi yapmayı. Ayrıca her zaman şunu hatırla ki, sırf sen mutlusun diye başka insanları kendine maruz bırakmamalısın. Onlar asla senin berbatlığına katlanmak zorunda değil. İnsanları olabildiğince kendinden uzak tutmalısın. Onları üzüyor ve canlarını sıkıyorsun. Yalnızlığa mahkumsun ve bunun farkındasın. Bu gerçeği görmezden gelme çabalarına girme. Tamamen geleceğine odaklanmalısın. Ne kadar yaşama hevesin olmasa da bu evden gidebilmek için bunu yapmak zorundasın. Senin için önümüzdeki yıl yine sıradan geçecek diğer yıllar gibi biliyorum. Yılın sonunda yine yalnız başına kalacaksın. Kendi iğrençliğinle tekrar yüzleşecek ve yine sevilmemiş olacaksın. Kendine hayallerin için çabalama hobisini edin ve amacına daha sıkı sarıl. İnan bana bu sana iyi gelecek. Yeni yılının biraz daha daha dolu geçtiğini hissedeceksin. Boşluğa düştüğün dönemleri az da olsa azaltıcak. Yıl sonu pişmanlığın bir nebze de olsa dinecek. Umarım bir şeylere çözüm bulabilirsin, her ne kadar sana güvenmesemde. Kalan ömrün sana güzellikler getirsin :)
2 notes · View notes
dianaa70 · 1 year
Text
Hâlâ yanımda olmanı istiyorum biliyor musun?? İçimde ki çocuk gurursuz doğru , her şeye rağmen hâlâ bir tek senin sevgini istiyor . Kırdın , sen o çocuğu çok kırdın ama yine de sana gelmek istiyor bir tek... Anlatabilmek istiyorum sana bazen biraz bahsediyorum belli etmeden ve senin tavırlarını görünce susuyorum çünkü evet yine susmak zorunda kalıyorum susmazsam o çocuğun kalbi yine kırılıcak. O çocuğun bir tek sana ihtiyacı vardı ama sen yanında olmadın oldun sanıyorsun ama olmadın anne . Olsan ben böyle biri olmazdım . Bu kadar acı çekmezdim . Bu satırları yazarken ağlamazdım anne . Saçımı okşa bana sarıl isterdim hâlâ istiyorum evet gurursuzum o çocuk içimde ve ölmedi gitmiyor bırakmıyor beni . Çok canım yanıyor anne ve sen yine yanımda değilsin. Bu çocuğu öldürmek istiyorum bana acıyı çok fazla hissettiriyor . Seni çok seviyor seninde onu sevmeni çok istiyor evet hâlâ istiyor... Ben büyümedim anne ben büyümek zorunda kaldım ben sizin yüzünüzden hep büyük biri oldum ben hiçbir zaman çocuk olamadım...
9 notes · View notes
balkabagihepbenimle · 2 years
Text
en az benim kadar yorgun ve kanamalı satırlar okuyacağın konusunda emin olmanı isterim. o yüzden bunu okurken yanında birilerinin olması ve bir de kolonya olması ricamdır. ve bu bittikten sonra dik durman. tıpkı sahip olduğun gururun gibi. o gurura yakışan bir tavır takınman… bu senden seni istememin haricindeki ilk isteğimdir…
yaşım yirmi altı. bir makalede okumuştum, insanın iç organları kendi biyolojik yaşından daha ileride olabiliyor. yani çok yorgunum. yani çok yoruldum. kırgın ve kanamalıyım. oysa o kadar çok bağırmıştım ki gözlerimle gözlerine, kanamalı bir hasta için acilen ellerin gerekiyor diye. duymadın. o anons yapılırken kulaklığını takıp çarpık müzisyenlerin yapmaya çalıştığı o salak notalara kulak verdin…
inan ki, -bilemiyorum neden inanasın ama- çok mücadele ettim. fazlaca. bunca umutsuzluğa rağmen hep bir gün kafamı suyun altından çıkartıp nefes alabileceğimi düşündüm. zaman zaman bunun için tanrıyı kullandım. dua ettim. o da insanlar gibi davrandı. sırtını döndü. insanlara gelince, onlar bu konuda tanrıdan daha profesyonel çalışıyorlar. daha vurdumduymaz takılıyorlar.
yaşamak için mücadele etmem gerekiyordu. öyle dediler. oysa yaşamak için öncelikli olarak, gerçek anlamda nefes almak gerekiyordu. ben göğsümü dikmeye çalışıyordum bir elimle, diğer elimle de boğazımdaki yüzlerce eli çekmeye çalışıyordum. çünkü nefes alamıyordum. neden var olduğumu sorgulamakla geçti şu çeyrek asır. bir o kadar da boktan… sorgulayın dedi kitaplar. sorun ki, öğrenesiniz. bazı zamanlar kitap okuduğum için nefret ettim kendimden. cehaletin mutluluk olduğuna katıldım. öğrenmeseydim, bilmezdim. bilmeseydim, hayatın bana sunduklarıyla yetinebilirdim. daha iyisi olmalı, yapabilirim diye kendime yalan söylemek zorunda kalmazdım. yalan söylemek zorunda kalmasam, bu kadar mücadele içine girmezdim. enerjim nefes alışverişlerimde kullanılmak üzere depolanırdı vücudumda…
inan, tanrıya ulaşmayı da denedim. bulutların arasındaki o yüce adamdan yardımlar istedim, bağırdım, çağırdım, ağladım. kızdığım, öfkelendiğim zamanlar da oldu. ama o ne sakinliğime cevap verdi, ne öfkeme ne de herhangi bir şeye. sanki bir putla konuşuyormuşum hissini cebime sokuşturup gönderdi. istediklerimi vermesi önemli değildi aslında, oturup benimle konuşsaydı yeterliydi. rahatlamış olurdum en azından. herhangi bir gerekçe de istemezdim. ciddiyim.
en çok içimi acıtan şey, hayatımı mükemmele taşıyacak şeyler için artık yaralanmayacak olmam.
mesela artık o sahil kasabasındaki bahçeli müstakil evim olmayacak. hafta sonları akşamlarında o bahçede rakı masası kuramayacağım, ağustos böcekleri eşlik etmeyecek o akşam dinlediğim müzeyyen senar plaklarına. ve fırtınalı kış aylarında, sonbahar akşamlarında hüzünlü şeyler düşünüp sana mektuplar, sana şiirler, sana bir şeyler yazamayacağım ağlayarak…
kalbim kırık vedalaşmak zorundayım.
sen şimdi,bunu okuduktan dakikalar sonra gözlerin gibi bakmalısın hayata. biraz kahve, biraz bal. beni unutmanı istemem. ben olsam unutmazdım ancak sana yazdığım güzel şiirlerle, güzel yazılarla hatırla beni. karşında nasıl çocuklaştığımla hatırla. nasıl titrediğini içimin ellerin yüzüme dokunduğunda… öyle bir şeyler işte. yelkenlerin dolmalı ve ilerlemelisin buradan, bu talihsiz olaylardan alabildiğine uzaklara gitmelisin. gerekiyorsa rotanı kaybet, rotanı şaşır. ve her fenerin verdiği sinyale güvenme. karşına mutlaka seni sarıp sarmalayacak bir fener çıkacaktır. sabret. ben sabredemiyorum. kızma. ve senden ricam, kimsenin yüzüne benim yüzüme dokunduğun gibi dokunma. illa ki dokunacaksan birinin yüzüne, benim gibi yüzüne dokunduğunda titremesin. içini titreteme kimsenin. ki boşa gitmesin bu tavrım.
kızlarına sakın kızma. dört kolla sarıl onlara. onlarla kavga et. ve sonra sarıl. beraber ağlayın. vücutlarına dövmeler yaptırmasına müsaade et, sevgilisinden ayrıldığı efkârlı akşamlarında oturup onlarla rakı iç.sonra beraber sarılıp uyuyun. ağlayın. onları teselli et.ve her sabah uyandığında, zor da olsa gülümse şu mavi gökyüzünün altında.
son olarak,bir sahil kasabasında yaşamanı isterim. sevinçle, mutlu uyanmanı her sabah. mevsim sonbahar dahi olsa. sonbahar demişken, o mevsimde şayet oralarda yaşarsan, yorgun veya yaralı göçmen kuşlarını sev. cemal süreya’yı da… cemal süreya’dan dizeler oku onlara ve beni hatırla, sana kavuşmak için göçmekten vazgeçen bir kuş olduğumu falan.
şimdi ben bu talihsiz hikâyenin ortasında çıkıp gitmeliyim. tarihi benim gibi kaybetmeyle dolu, hepsinin rezil bir sonu olan diğer insanlara katılmalıyım. yıldızlı yaz akşamlarında gökyüzünde, ağaçların öldüğü sonbahar akşamlarında sararan, uçuşan yapraklarda, ilkbaharda açan çiçeklerin içinde, kışları da düşen yağmur tanelerinde beni bul. ben onların içinde olacağım hep. ben geç kalmayı hayat felsefesi haline getirmiş bir kadınım. sana da geç kaldığımın farkındayım. ama inan ki ilk kez bunu bilerek yapmadım. senin gibi bir adamın varlığından haberdar olsaydım yıllar önce doğar sana yıllar önce rastlar yıllar önce… bilmiyorum. seni çok sevdim. seni doğru bir kadının yüreğine emanet ettiğimi biliyorum. bana sık sık yaz diyebilmeyi isterdim. biliyorum ki gelirsin. biliyorum ki “zaten geç kaldığını söylüyorsun, şimdi nasıl gitmekten söz edebilirsin!” der ve zorla geri getirirsin. ah, göğsündeki her yarayı merhametle öptüğüm… geç kalınan hiçbir hayat, hayat değildir. hayatın olmayı dilerdim.
37 notes · View notes
1blogibi · 2 years
Text
lütfen bu gece beni anla. bana biraz sarıl, gözyaşlarımı sil, yanıma uzan. lütfen bu gece beni biraz olsun anla
17 notes · View notes
yalnizligincisi · 1 year
Text
Bana biraz sarıl..
18 notes · View notes
Text
Ne biliyor musun. Bazı şeyleri çok merak ediyorum. Ama favori merakım sensin. En çok seni merak ediyorum. Mesela hasta mısın şu an? Başın ağrıyor mu? Üşüyor musun? Sıkıca sarılabilirim çünkü. Korkuyor musun? Elini tutup bir daha asla bırakmam. Ağlıyor musun? Ömrümün sonuna kadar gözyaşlarını silebilirim. Ağlama. Gülüyor musun? Ben hep gülüşünü izlerim. Yaşamak istiyorum ama ben seni. Güldüğün şeylere beraber gülmek istiyorum. Ağladığın zaman bende ağlamak, korktuğun zaman bende korkmak istiyorum. Heyecanlı olduğun zaman kalbinin atışlarını dinlemek istiyorum. Saatlerce gözlerinin içine bakmak, istediğim zaman öpmek istiyorum. seni seveyim. Saçlarınla oynayayım. Kusurlarınla dalga geçeyim ama en çok da ben seveyim onları. Biraz sen öp, biraz ben. Biraz sen sarıl biraz ben. Kapıyı açtığımda kocaman bir ayıcıkla karşıma çıkan sen ol. Başkası değil. Düştüğümde gülüp, sonradan yardım eden de sen ol. Sesim güzel olmadığı halde şarkı söylememi iste, söyleyince de gül ama yine de sen sev. Başkası değil. Çikolatalarımı gizli gizli yiyen de sen ol. Sürekli sana uzun mesajlar atıyorum. Yazı yazmayı seven insanım ben. Çok konuşuyorum kızıyor musun bana? Korksam sarılır mısın, öper misin defalarca boynumdan? Ağlasam siler misin sende benim gibi göz yaşlarımı, ''ben hep buradayım'' der misin?
3 notes · View notes
Text
"Hayat çok kısa kimseyi üzmeye değmez" çok klasik hep duydugum biseydi.
Biraz düşündürürdü beni bu cümle birazda korkuturdu sonrada kendi kendine kurma saçmalama der geçerdim
Ama şimdi tam da bu cümlede takıldım kaldım defalarca kez kafamda dolandı durdu artık bu cümle benim için hiç olmadığı kadar anlamlı oldu
O öylece ellerimden kayıp giderken tek yaptığım şey ben buradayım diyebilmek daha fazlası elimden gelebilseydi keşke
Çaresizlik acı hissizlik hersey birbirine karıştı şimdi
Tamam hayat kısaydı ama bu kadarda kısa mıydı ben hiç böyle düşünmemiştim
Hayat o kadar kısaymış ki herşey o kadar önemsizmiş ki son kez sarıldığını bilmeden sarılmak o kadar acı verirmişki insana
Belkide bu son kez olucak sımsıkı sarıl demiştim ona ama bahsettiğim son bu değildi böyle değildi
Şimdi belkide son kez görücem seni belkide son kez tutucam elini güçlü kal dicem sana yine sen sandığından daha güçlüsün dicem yine... ama bu sefer gücünün tükendiğini bilerek soylicem bunu sana. Sözlerim havaya karışıcak öylece bakıcaksın bana belkide son kez gülüceksin. Hatta belkide veda bile etmeden gidiceksen öyle yapma olur mu? Bu sefer kızamam da kırılamam da sana...
Gitmesen olmaz mı burda kalsan sende bana burdayım desen olmaz mı?
5 notes · View notes
azemdenn · 1 year
Text
Uçurumlar mıydı bizi başkalaştıran yoksa biz miydik bilemiyorum.insanoğlu sever,sevilir,mutlu olur,ağlar,üzülür,bağırır,susar,büyür,bazen çocuk kalır,yaşar ve ölür.bazen yalnızca yürümek gerekir,yalnızca ve yalnız.bazen susmak gerekir daha fazla konuşmamak için,anlaşılmak ister insan sadece anlaşılmak.anlayan yoksa susar hep insan.mutlu olmak için ne gereklidir; para mı ? aşk mı? Yoksa sadece küçük bir tebessümüdür mutluluk denilen şey. Kime göre neye göre şekil alıyor bu mutluluk? Kimine göre bir sıcacık ekmek mutluluk,kimine göre yeni çıkan bir albüm ,kimine göre iki çift göz. İnsan sevmeyi nasıl öğrenir,sevmek nedir bilemiyorum hep bu içimde bir yerde oturdu sevmek nasıl bir şeydi? Herkesin klasik sözcüklerini duyarsınız bunu sorunca peki ya sadece sevdik sandıysak? Sevmek dediğimiz herkese göre değişen bir şey sevgi dediğimiz bir uçurum mu yoksa bir köprü mü? Bazen diyorum ki ne önemi var.,çoğu zaman öyle oluyor tabi. Ama bazı zamanlar bir sarılmaya bile o kadar muhtaç oluyorum ki anlatamam sevgi bir ihtiyaç mıydı yoksa? Neyse bu çok karışık bir konu seni seviyorum diyip geçiştirin. Çok düşünmeyin düşünmek öldürüyor insanı.peki yalnızlık neydi?bana göre yalnızlık;koskoca bir masada oturan binlerce insan arasında sadece dinlemek,onları izlemek. Onlara dokunmadan,konuşmadan,kimse seni görmeden ve fark etmeden.fark edilmek veya edilmemek ne önemi var,kim seni napsın diye düşünüyorsun bazen,neden ben değilim,neden en değilim ve neden diye başlıyor sorular.ağlıyorsun,farklılaşıyorsun ve uzaklaşıyorsun kendine sığınıyorsun.sadece sen ve sen.büyüyorsun sonra her şeye rağmen o içindeki küçük çocuğu bırakmak zorunda kalıyorsun. Bambaşkalaşıyorsun,artık kimseden bir beklentin yok,aşk neydi ya diyosun,eski yaralarını insanlara gülerek anlatıyorsun için ağlasa bile. Ama fark etmen gereken bir şey var. Sen ve sen,bu dünyada sadece sen ve senden sadece bir tane var.sende bırakırsan seni kimse tutmayacak.lütfen ellerini tut onun ve sıkıca sarıl,onu anlamaya çalış,onu sev,onu büyütme bırak çocuk kalsın o çok güzel.o saf haliyle, o dünyadan bir haber oluşuyla,sadece biraz sevgi bekleşiyle,küçük bir çikolatayla mutlu oluşuyla,küçük bir saç okşanmasıyla güzel o. Onu bul ve bırakma çünkü kendin için var oldun ve kendin için öleceksin,kendini çokça sevmen dileğiyle.
6 notes · View notes
aynodndr · 1 year
Text
Nazim Hikmet RAN - Hep KAHIR !
Yorum: TILSIM DeM
Dur! bırak kaynasın kahvenin suyu,
Bana İstanbul'u anlat nasıldı?
Bana boğazı anlat nasıldı?
Haziran titreyişlerle kaçak yağmurlar ardı
Yıkanmış, kurunurmuydu yine o yedi tepe
Ana şefkati gibi sıcak bir güneşle
İnsanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste,
Yalan da olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...
Dur! bırak, kalsın, açma televizyonu
Bana istanbulu anlat nasıldı?
Şehirlerin şehrini anlat nasıldı?
Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp
Köprüler, sarayburnu, minareler ve halice öv
Diyiverdin mi bir merhaba, gizlice
İnsanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste
Yalan da olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...
Dur! bırak, kımıldama, kal biraz öylece n'olur
Kokun istanbul gibidir, gözlerin istanbul gecesi
Şimdi gel sarıl, sarıl bana kınalım
Gökkubbenin altında ordada beraber
Çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali
Hasretinin çölünde sanki bir pınar gibi
İnsanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste
Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...
"Nazım Hikmet Ran'in şiirinden alınmıştır."
8 notes · View notes