#Dünya Vatandaşı

[yurekbali]

Muteber bir dünya vatandaşı olaraktan Bulutlara dayayıp merdiveni Elimdeki şu posta güvercinini Salacağım gökyüzüne Allah Lillâh aşkına İ n s a n  a ş k ı n a Topunuzu ihbar edeceğim Ne hâle getirdiniz şu dünyayı be - Müştak Erenus, Kimi Kime - Görsel: Aykut Aydoğdu

#Müştak Erenus #Kimi Kime #Aykut Aydoğdu #Şiir #Dünya #Hayat #İnsan #Yaşam #Yürekbalı #İhbar #ihbar #insan #Güvercin #Vatandaş #Dünya Vatandaşı

[baybaykus]

Zahide Engin Uçar yazdı. 👇

TC Zahide Engin Uçar yazdı. 👍🙏

YEREL HALK

İngiliz Şimşek T.C. Devletini işgal ettiklerini itiraf etti. Nasıl mı?

Türklere “yerel halk” tanımını koydu. Peki İngilizlerin yerel halk tanımı nedir?

Avrupa’nın beyaz adamı Afrika’ya gitti. Sömürdü. Afrika’nın gerçek sahipleri zenciydi. Kara derili oldukları için insan olarak bakmıyorlardı. Beyaz adam için sömürdükleri ülkelerin gerçek sahipleri kara derili insanlar yerel halktı.

Avustralya’ya gittiklerinde Avustralya’da Aborjinler vardı. Katlettiler. Katlettiklerini kabul ediyorlar ama özür dilemeyi reddediyorlar. Geride çok az nüfusu kalan Aborjinlere “yerel halk” diyorlar.

Amerika’ya gittiklerinde milyonlarca nüfusu olan Kızılderili vardı. Avrupa’nın aç beyazları Kızılderililere soykırım yaptı. Hem de en ahlaksız bir biçimde. Oysa Kızılderililer bu cani ruhlu beyaz adamı el üstünde tutmuştu. Kış ayında KITAYA ÇIKANLAR AÇ KALDI. Kızılderililer onlara yiyecek götürdü. Çok yüzlü Amerikalıların Şükran Günü nedir biliyor musunuz? Kış mevsiminde kıtaya çıktıklarında aç kalırlar, Kızılderililer bunlara hindi götürüp doyurur. Kızılderili soykırımı yapan beyaz adam, o yılların anısına Şükran Günü yapıyor. Kızılderililer tepki gösteriyor. Hem bizleri öldürdünüz, bir de bizimle alay edercesine Şükran Günü mü yapıyorsunuz diyorlar.

İşte o beyaz adam Amerika kıtasının soykırıma uğrayan gerçek sahibi Kızılderililere “yerel halk” diyor.

MR. Şimşek İngiliz ve ABD vatandaşı. Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? Mr. Şimşek İngiliz devletinin çıkarına ters bir eylemde bulunursa İngiltere tarafından yargılanır. Amerikan vatandaşı olurken ettiği yemine uymazsa yargılanır. Kırmızı bültenle aranılan bir kişi olur. Bu konumda bir kişi Türkiye’de ekonomiden sorumlu bakan yapılmışsa, Duyun-u Umumiye imaj değiştirerek işleme konmuş demektir.

*** *** ***

ÖLDÜRÜLÜYORUZ FARKINDA MISINIZ?

2006 Yılında yerli tohum yasaklandı. Çiftçi kısır hibrit tohumlara mecbur bırakıldı. Her yıl tohum, fide aldı. Tohumlar gelirken o yılın hastalığının ilaçları da tohumla birlikte gümrüklere geldi. Hibrit tohum ekilen tarlada toprak öldü.

Dr. Ümit Aktaş bir açıklama yaptı. Hibrit tohum yasası 2006 yılında çıktıktan sonra bir yıl içinde ölüm sayısı %50 arttı. Böyle giderse ülkede Türk kalmayacak diyor.

Bu açıklama beni ürküttü, ya sizi?

Bir de pandemi kumpası var. Yeniçağ Gazetesinde çıkan bir habere göre Korona Virüs kumpası dünya nüfusunu azaltmak için üretildi.

Sağlık Bakanı ve hükümetin baskısıyla insanlara nerede ise zorla aşı yapıldı. Korkunç bir algı operasyonu yürütüldü. Sonuç?

İnsanların yaşamında aşılardan önce, aşılardan sonra diye bir dönem başladı. Yaşlılar yanlış tedavi yöntemleri ile büyük oranda öl(dürül)dü. Almanya’da aşı mağduru insanlar dava açıp tazminat alıyor. Türkiye’de sürekli bir yakınımızı kaybediyoruz ama tık yok. Neden? Nedeni açık değil mi?

“YEREL HALK” diyor Mr. Şimşek… Yani, katliamlardan geriye kalanlar…

Sahi kaç TÜRK kaldık biz?

Kimsenin zoruna gitmesin bu soru. Ya da gitsin! Gerçek acıdır.

Ülke nüfusunun nerede ise yarısı kendi diline düşman, her cümlesine Arapça bir kelime sıkıştırmayı maharet sayan, kimliğini, özünü kaybetmiş HİBRİT vatandaş… Diğer yarısının yarısı da, her cümlenin arasına İngilizce kelime sıkıştırmayı maharet sayan, özünü yitirmiş sömürge kafalı vatandaş.

Yunanistan adalarımızı işgal ederken, varlık nedenini Türk düşmanlığı üzerine kurmuş bir devlete kapı bir komşu gibi gidip ekonomisine katkı sunanlar zaten milliyetini kaybetmiş demektir.

Yunanistan Pontus Soykırım yalanını meclisten geçirmişti. Bir de soykırım anıtı diktiğini basından öğrendik. Bizim Devlet Tiyatrolarımız ne yaptı? Yunanistan’ın Atina şehrinde bulunan Pire Belediye Tiyatrosu Sanat Yönetmeninin ortak proje talebine olumlu cevap verdi.

Kimse ne işgali önemsiyor, ne de soykırım iftirasını… İşte bu yüzden “YEREL HALK” aşağılaması yapılabiliyor.

2022 Yılında İzmir Kitap Fuarına katılan kıymetli yazarımız Mustafa Yıldırım gördüğü aymazlık ve ihanet karşısında şöyle haykırıyordu;

“Atina devletinin erinin İzmir’i Smyrna yaparak İngiliz zırhlısı Agamemnon ile gözdağı verdiği İzmir Kitap Fuarındaki kahırlı iki günün sonunda yıkım… İzmir’de tepkisiz kitle… Belki eskiden ‘gavur Smyrna’ değildi ama şimdi olmuş… 9 Eylül savaşın utkusu yerine soytarılığa…

Atinalılar adaları işgal etti. Zeybetiko Soyun eri, İzmir’i SMYRNA yaptı. İngiliz zırhlısı Agamemnonu yanaştırdı çirkinlik anıtı fuarına… Artık atları Belkahveden aşağıya sürme vakti yakındır.”

Ordusu dağıtılan, neyi var, neyi yok satılan bir millet… Yağmalanmış bir ülke, yağmalayanları 22 yıl alkışlamış bir halk kitlesi…

Adı silinmiş, milli kahramanları, kurtarıcısı aşağılanmış, milli bayramlarına yasak gelmiş bir millet... Bütün bu örtülü işgal, aşağılanmaya susan bir halk…

Madenleri Afrika’nın belki 50 yıl öncesinde yağmalandığı gibi vahşi bir biçimde yağmalanan bir millet… Suskun… Sanki yaşamıyor gibi… Yaşasaydı bu işgali gerçekleştirenler bu ülkede bir yıl kalamazdı.

Sahi Türkler nerede? Kaç kişiyiz biz? 40 kişi ile Çin Sarayını basan Kürşat ihtilali ile övünüp, 80 milyon nüfusla işgale boyun eğmek… Onuruna, kimliğine, toprağına saldırılınca susacaksın, cebin delinince yaygarayı basacak, buna da BAŞARI(!) DİYECEKSİN… HADİ ORDAN BE!..

İşgalci işgalini güçlendirmek için 17 milyon sığınmacıyı getirmiş. Senin çocuğun sınavla üniversiteye girerken, işgalcinin çocuğu istediği üniversiteye giriyor. Sen parasızlıktan tedavi olamazken, işgalci bedava tedavi olup, bedava ilaç alıyor. Sen işyerine vergi öderken, işgalci vergi ödemeden işyeri açıp, sana rakip oluyor. Sen çoktan Kızılderili, Aborjin olmuşsun haberin yok. Haberin niye mi yok? Ölü taklidi yaptığın için.

Bugün Emperyalizmin başat devleti sömürgeci İngiltere’nin vatandaşı Mr. Şimşek ne diyor?

“Yerel Halk!”

Yani;

Ölenlerden, ölüden farkı kalmayan mankurtlardan geriye kalanlar…

YEREL HALK!

Utanmalıyız! Utanmayı unuttuysak, gerçekten ölelim.

Kızılderililer kadar azaldığımızda, Mr. Şimşek’in vatanında yapıldığı gibi, bir şükran gününü de Türklere çok görmezler herhalde!?

Zahide UÇAR(21. 04. 2024)

[turqlands]

Vatan'sızlar... Vatan Satar; Vatanseverler Vatanına Siper Olur ! Aradaki Fark, Biri İnsan... Birileri İnsancık ! Dünya Kardeştir, Topraklarda... Ama Amerika, Ama İsrail Kalleştir ! Neden Filistinli'leri Kendi Toprağına Sokmuyor, Hatta Zülmediyor, Bir Düşünün... Türkiye Cumhuriyeti Topraklarına Gelincemi Paylaşılacak ! Atatürk Neden Amerika'ya Rest Çekti; Erdoğan'ıda Kullanan Amerika, İsrail... Erdoğan'ın Sözleri İle Her Türlü Irkçılığı Ayaklarımın Altına Dedirtterek; Türkiye Cumhuriyetini Savaşa Sokmaya Çalışıyor ! 2. Hasta Osmanlı Devleti'nin Rolünü Oynatıyor 🤔 ! Madem Öyle İsrail Neden Irkçılık Yapıyor, Neden Amerika Türkiye Cumhuriyeti Toprakları Üzerinden Çıkmıyor! Kim Irkçılık Yapıyor ? Türkiye Cumhuriyeti'nin Üzerinden Elini Çekmiyor, Şerefsiz Yahudi Bozması 2 Şerefsiz Ülke ?🤔 Ekonomik Problemler, BOP Eşbaşkanlığı Altında Yatan Gerçekler Nedir ? Neden Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Susturuluyor ? Neden Tek Adam Devri Oluşturuldu ?🤔 Bu Ülke Şehit Kanıyla Sullandı, Ne Erdoğan, Nede Herhangi Biri Bu Ülkenin Sahibi Değil...Bu Ülke Sahipsiz Hiç Değildir ! Ülke Şehitlerin, Bu Ülke Fatih Sultan Mehmet'in, Yavuz Selim'in, Bu Ülke Abdülhamid'in, Bu Ülke Gerçek Vatanseverlerin... Atatürk'ün, Mevlana'nın, Şems'in, Hüdai Hazretlerinin, Karabekirlerin, Kuvâ-î Milliyecilerinin Akşemsettinlerinin, Osmangazilerin, Peygamber Efendimizin Torunu Emir Sultanındır ! Ve İsmini Sayamadığım Milyonlarca Evliyanın, Şehitlerimizin Topraklarıdır ! Erdoğan Fatih Sultan Mehmet'in Bedduasını Almamalıdır...🤔 Bu Ülke Boş Değildir !

Nasip PAMUK ✍🏻

[efos]

yerimde durmayi sevmediğim ve dünya vatandaşı mayamin olduğu doğrudur bir de ingilizce ve Arapçaya az çok emek verdim. Yabancı dil açısından sığ değilim hatta İngilizce'de aksan yaptığım bile oluyor zevkli bir şey ya dil . :)

Ah o İngilizce bir benimle anlaşamıyor zaten:))

[pitorodops]

Sıçtığımın ülkesinde dünya vatandaşı bile olamıyoruz hapsettiler bizi pezevenkler onların kölesi olduk

[judasizm1]

Cevap: BOK VAR!

Sulu göz, senin kuyruk acın niye ki Anayasa'mıza aykırı konuşuyosun?!

Anayasa için "kutsal metinler değilllerdir" demişsin ki yine hata yapmışsın! Ülke adı altında "vatandaşlık" bağı ile bağlı herkes için kutsal metindir, bizi bir arada tutan ortak mutabakatımız ANAYASADIR! (Bu ülke derebeylik mi? Muz cumhuriyetimi ki kıçınızı kurtaracak kanunları çıkartıp ertesi günü yürürlüğe koyacaksınız? Sizin akp ile hep dirsek temasınız vardı, hem kendinizi hem de akpyi kurtarma çabanız da kelimenin tam anlamıyla sıçtınızın resmidir. Algı yaratma çabanız da işe yaramıyor artık. Bak kendi içinizden de isyanlar başaldı, kontrolü kaybettiniz.. Bittiniz siz.. Sizi, Yüce Divan'da göreceğiz..)

Bak, "kutsal metin"ler denen Kuran ile ilgili yatak arkadaşınız ne diyor! İyi dinle!

Şahsi çıkarlarınız için dini bile değiştirirsiniz siz! Sizi, bağımsız Yüce Türk Adaleti'ne bırakıyorum (umarım bir "Cumhuriyet Savcısı" kalmıştır.). Halkın karşısında hiçbir kimse duramamıştır, siz de duramazsınız.

.

Ey Milletim,

Hiçbir kimse size parmak sallayamadı, sallayamayaz! Size parmak sallayan onca devlet oldu ve kös kös "geldikleri gibi gittiler". Hatırlayın Kurtuluş Savaşı'mızı.. Bu toprakların sahibi olan vatandaşlarımıza parmak sallayanlar bilin ki Atatürk'ün kurduğu ülkenin vatandaşı değilllerdir, düşmanıdır.

Korkmayın!

Unutmayın!

Asla affetmeyin!

Bağımsız adalet ve hukuk düzeni için mücadele edin!

Bu ülkenin patronu, bu ülkenin öz vatandaşlarıdır!

Ve para için toprağınızı satmayın!

Hepimizi Anayasamız korur; hakkınızı arayın. Cumhuriyet sacıları ve hakimleri sizin için varlar, görevini yapmayanları şikayet edin!.

Uyan artık!

. .

Bugün korkarsan yarın senin de eline aynı Afrika'da yaptıkları gibi bir kitap tutuşturacaklar, ama asıl kaybettiğin ülken ve toprağın olacak!.. Uyaaannnn!...

.

Bilim, Akıl, Vicdan ve Sevgiyle kalın..

Not: Bu paylaşımı korkmadan beğenebilirsiniz, başınıza bir şey gelmez.. En azından cesaretliyseniz..

#bilim her zaman haklı çıkar.. #kader değil cehalet öldürür..

[ucusmode]

Bu ülkenin vatandaşı oldugum halde ikinci sınıf insan muamelesi görüyorum. Bari avrupada bi yerde ikinci sınıf insan olsaydım. Yapilabilecek ırkçılığa bile okeyim. Hümanist gibi ben dünya vatandaşıyım der geçerim

[seovanet]

Amerika'da Şirket Kuruluşu: Onlinemek ile Hayallerinize Adım Atın

Amerikada şirket kuruluşu yapmak ve şirket sahibi olmak, her yatırımcının en büyük hayallerinden birisi olabilir. Onlinemek, bu hayallerinize ulaşmanız için sizlere yardımcı olmak üzere yanınızda. Amerika’nın tüm eyaletlerinde, Amerikan vatandaşı olmadan da şirket kuruluşu yapabilirsiniz ve Onlinemek bu süreçte size rehberlik eder.

Onlinemek, Amerika şirket kuruluşu esnasında ve sonrasındaki tüm aşamalarda sizlere destek olur. Limited Liability Company (LLC) veya C-Corporation (C-Corp) gibi şirket türlerinin kurulumundan başlayarak, muhasebe-vergi hizmetlerine, sanal ofis adresi sağlanmasından banka hesabı açılışına kadar geniş bir hizmet yelpazesi sunar.

Tüm paketlerde şirket kurulum işlemlerine hizmeti satın aldığınız aynı gün başlanır ve genellikle 2-4 gün içerisinde şirketiniz kurulur. Şirketinizin kuruluş işlemleri tamamlandığında, size verilecek olan numara ile eyalet resmi sitesinden şirketinizin kaydını teyit edebilirsiniz.

Amerika’da şirket kurmanın birçok avantajı bulunmaktadır ve Onlinemek size bu avantajlardan en iyi şekilde faydalanmanız için yardımcı olur:

E-ticaret: Amazon, Etsy, Ebay gibi platformlarda rahatlıkla satış yapabilirsiniz.

Güvenilirlik: Amazon Wholesale gibi toptan satış düşünüyorsanız, ürün tedarikçileriyle güvenilir bir ilişki kurabilirsiniz.

Düşük Vergi Oranı: %0 kurumlar vergisi oranı avantajıyla karınızı maksimize edebilirsiniz.

Kolay Bankacılık: Amerika’daki şirketinize ait, kolayca online banka hesabı açabilirsiniz.

Onlinemek, diğer şirket kuruluşu danışmanlık firmalarından farklı olarak ekstra masraflar veya ek işlemlerle uğraşmadan, hızlı ve uygun fiyatlı bir şekilde şirket kuruluşu sürecinizi yönetir. Maksimum 1 haftada EIN dahil şirketinizi teslim alırsınız.

Amazon Private Label Eğitimi: Onlinemek ile Amazon'da Kendi Markanızı Oluşturun

Amazon Private Label, Amazon içinde kendi markanızı oluşturarak rekabet avantajları sağlayabileceğiniz, markanızı özelleştirme ve bilinirliğini artırarak Amazon pazarında veya dünya çapında bir marka yaratma yolunu açan bir iş modelidir. Onlinemek olarak size bu önemli konuda rehberlik etmek ve başarınızı maksimize etmek için buradayız.

Amazon Private Label Danışmanlığı, her bir müşteri için özel olarak tasarlanmış bir hizmettir. Eğer Amazon’da ilk kez Private Label yöntemiyle satış yapacaksanız ve nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız, sizin için en uygun çözüm Onlinemek'in kapsamlı danışmanlık ve eğitim hizmetleridir. Bu hizmetler sayesinde Amazon Private Label'e dair tüm detayları öğrenirken, tek bir paketle eğitim ve danışmanlık için ayrı ayrı ücret ödemek zorunda kalmazsınız.

Onlinemek'in Amazon Private Label eğitimi, aşağıdaki konuları içeren geniş bir içeriği kapsar:

Ürün bulma ve üreticilerle iletişim kurma teknikleri

Amazon paneli ve keyword analizi detayları

Rakip ve ürün analizi

Ürün seçimi ve listelemenin detayları

A+ Content ve diğer içerik çalışmaları

Lansman ve promosyon stratejileri

Müşteri iletişimi ve geribildirim yönetimi

Kargo ve depo yönetimi

PPC reklam çalışmaları ve stratejileri

Marka ve patent başvuru süreçleri

Brand Registry kaydı ve avantajları

Onlinemek'in Amazon Private Label eğitimi, birebir online canlı dersler şeklinde verilir. Bu sayede anlık olarak sorularınızı sorabilir ve detaylı bir şekilde konuları öğrenebilirsiniz. Türkiye'de eşsiz bir şekilde sunulan bu kapsamlı eğitim ve danışmanlık sayesinde Amazon'da kendi markanızı büyütme imkanına sahip olursunuz.

Amazon Private Label'e yeni başlayacak olanlar için bu eğitim, ilk adımlarınızı doğru atmalarınıza yardımcı olurken, halihazırda Private Label satıcıları içinse yeni stratejiler ve avantajlar sunar. Onlinemek ile iletişime geçerek Amazon Private Label için doğru adımı atabilir ve başarıya giden yolda ilk adımı atmış olabilirsiniz.

#haber #haberler

[baybaykus]

Kıt aklınca bana yazan Ümmetçi Kardeşim iyice oku, ama okuduğunu anlamadan sakın cevap Yazma...

Sana ne diyeceğim, cahilsin diyorum, alınıyorsun.

Yeterince okumamış ve araştırmamışsın diyorum, kabul etmiyorsun.

Görmemiş ve Yaşamamışsın diyorum güceniyorsunn.

Cahil olmana değil, cahillikte diretmene kızıyorum.

Yine de Seni doğrudan, doğruya suçlamıyorum.

Sen ve senin gibi, saf İnsanları, iyi niyetli arkadaşları.

Türk halkını hususi cahil bırakanların...

Karanlığa sürükleyenlerin ve sonrasında amaçları doğrultusunda bir maşa gibi kullananları öyle hakaretler öyle küfürler ediyorum ki küfürün bile yüzü kızarıyor...

Kardeşim ;

Her seviyede Araplar ile tanıştım.

Mevcut Dini Yapı ve İnanç sistemlerini inceledim.

Vardığım Sonuç ;

"Her ne arayacaksan, kendinde aramalı, her ne istiyorsan, Özünde bulmalısın..."

Kim ki ;

Arabın Şahsına,

Arabın Diline,

Arabın Kültürüne,

Arabın Giyimine,

Yaşam Biçimine

Kutsiyet atfediyorsa, bilmeni isterim ki;

Ya Cahildir,

Ya Kandırılmıştır,

Ya da Menfaat karşılığı Satılmıştır...

Dikkatli OKU Yazdıklarımı ;

Sana Din demiyorum.

Din ortak bir kavramdır ve genel olarak Türkler de Müslümandır.

Kaldı ki Müslüman olmayan,

Türkler ve

Türk Boyları Kardeşlerimiz de vardır.

Hepsine Sevgimiz ve Saygımız sonsuzdur.

Müslüman olup da arap veya Türk olmayan farklı Milletler ve Ülkeler de mevcuttur...

Bu durumda, İslam Dini ;

Hiç bir Ülkenin,

Hiç bir Milletin,

Hiç bir Cemaat ve Grubun Tekelinde Değildir.

Arap iyi Müslüman da,

Türk kötü Müslüman mı..?

Bu hayranlık..?

Empatizanlık..?

Özentilik neden..?

Dünyadaki tüm Müslüman Milletler ;

Arap gibi giymek,

Arap gibi yemek,

Arap gibi konuşmak,

Arap gibi okumak,

Arap gibi yaşamak

Zorunda mıdır..?

Kaynak nedir..?

Ölçü nedir..?

Doğru nedir..?

Kaynak “Kur’an-ı Kerim" dediğini duyuyorum.

Ama Kaynağı da ; İyi okumuyorsun.

Okusan da anlamıyorsun.

Kelimelerin mânasını bilmiyorsun.

Kaynağın anlayacağın Dilde.

Türkçe olarak okunmasını.

Duaların Türkçe edilmesini istemiyorsun.

Çünkü,

Sana öyle diyorlar,

Öyle öğretiyorlar,

Öyle aşılıyorlar..

Hiç sorup, araştırdın mı..?

Diğer Dinler ve Kitaplar nasıl..?

Mesela İncil neden öyle değil..?

Her Ülke kendi Dilinde Dualarını Okuyor, İbadetini Yapıyor.

Ortodokslar mesela, Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Yunanistan vs.

Hepsi kendi Dillerinde.

Kendi kültürlerinde inançlarını harmanlayarak Dinlerini yaşıyorlar...

Ayrıca,

Müslüman Ülkelerde,

Arap Kültürünü hâkim kılmak için yıllık ne kadar Bütçe ve Finansal Kaynak ayrıldığını biliyor musun..?

İsimleri ve faaliyet alanları farklı görünse de, ortak amaç ve zihniyetleri “Arabizm” olan.

Dernek, Cemiyet, Parti, Vakıf, Cemaat, Tarikat vs. yapıların.

Sadece Bayramdan Bayrama topladıkları Kurban Derileriylemi giderlerini karşıladıklarını sanıyorsun..?

Onlar ;

Bir tek bağışlarla mı geçiniyorlar..?

Yalnız aidatlarla mı ayakta duruyorlar..?

Kimler destekliyor..?

Hangi Arap Ülkelerinin Diasporası var bu oluşumların arkasında..?

Harcanan bu devasa Sermaye,

Nasıl geri dönüştürülüyor..?

Sen daha neyin Orucu Bozup-Bozmadığını öğrenemedin ki, bunları nerden bileceksin..?

Günde 10 Bin defa Tesbih Çekmeyi.

20 Bin defa Tekbir Getirmeyi,

Ders mi ilim mi sanıyorsun..?

Ümmetçi Kardeşim ;

Aklını kullan,

Hipnoz olma,

Kimseye biat etme,

Gözlerini aç..!

Din kullanılarak Dünya Geneline yayılan Arap Emperyalizmini gör.

Selefi Arapçılığı fark et..!

Bir Türk Vatandaşı olarak,

Bütün İnsanlara,

Dinlere,

Dillere,

Kültürlere elbette saygı duyuyorum ama kimsenin de.

Türk Dilini,

Dinini,

Töresini ve Kültürünü Araplaştırmasına,

Yozlaştırmasına,

Tahrip etmesine iyi gözle bakmıyorum ve kayıtsız kalamıyorum...

Çünkü ben Ümmetçi değil,

Özü ve Sözüyle bir

Türk Milliyetçisiyim,

Vatansever,

Devrimci,

Halkçı,

Cumhuriyetçi,

Laik,

Yurtseverim...

Senin o hiç sevmediğin,

Mustafa Kemal ATATÜRK...

Benim Hayat Liderimdir.

Senin hoşlanmadığın,

Cumhuriyet, Laiklik, Demokrasi,

Benim Vazgeçilmezimdir.

-Arşiv Saka

[tumhaberlerimiz]

Amerika'da Şirket Kuruluşu: Onlinemek ile Kolay ve Hızlı Adımlar

Amerika'da şirket kurma süreci, birçok yatırımcının hayalini süsleyen bir adımdır. Onlinemek, Amerika'nın tüm eyaletlerinde, Amerikan vatandaşı olmadan da şirket kurma fırsatı sunarak bu hayali gerçeğe dönüştürmektedir. Onlinemek, Limited Liability Company (LLC) veya C-Corporation (C-Corp) gibi şirket türlerinin kurulumundan muhasebe-vergi hizmetlerine, sanal ofis adresi temininden banka hesap açılışına kadar birçok hizmeti sunarak yatırımcılara kapsamlı bir destek sağlamaktadır.

Onlinemek'in şirket kurulum hizmetleri, başvuru yapıldığı gün başlar ve genellikle 2-4 gün içerisinde şirketin kuruluşu tamamlanır. Amerikada şirket kuruluşu işlemleri tamamlandıktan sonra, Onlinemek tarafından verilen numara ile eyalet resmi sitesinden şirketin kaydını teyit edebilirsiniz, böylece işlemlerinizi güvenle tamamlamış olursunuz.

Amerika'da şirket kurmanın birçok avantajı bulunmaktadır. Bunlar arasında şunlar yer alır:

Amazon, Etsy, Ebay gibi e-ticaret sitelerinde kolaylıkla satış yapabilirsiniz.

Amazon Wholesale gibi iş modelleri için güvenilir bir şirket yapısı oluşturabilirsiniz.

%0 kurumlar vergisi avantajından faydalanarak karınızı maksimize edebilirsiniz.

Amerika'daki şirketiniz için kolayca online banka hesabı açabilirsiniz.

Onlinemek, diğer şirket kuruluşu danışmanlık firmalarından farklı olarak ekstra masraflar veya uğraştırıcı işlemler olmadan, hızlı ve uygun fiyatlarla hizmet sunar. Şirketinizin kuruluş süreci, maksimum 1 hafta içerisinde EIN dahil olmak üzere tamamlanır.

Onlinemek danışmanlarıyla iletişime geçerek Amerika şirket kurruluşu ve gereken diğer aşamalar hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz. Onlinemek, güvenilir ve profesyonel bir şekilde şirket kurma sürecinizi yönetirken size kolaylık ve hız sağlar.

Amazon Private Label Eğitimi: Onlinemek ile Amazon'da Markanızı Büyütün

Amazon Private Label, kendi oluşturduğunuz markanızla Amazon içinde rekabet avantajı sağlayarak satış yapmanızı ve markanızı özelleştirerek bilinirliğinizi artırmanızı sağlayan bir iş modelidir. Bu iş modeli, Amazon'un geniş pazarına erişim sağlayarak dünya çapında marka oluşturmanıza olanak tanır. Onlinemek, Amazon Private Label eğitimi ve danışmanlık hizmetleriyle bu alanda başarılı olmanıza yardımcı olur.

Onlinemek'in Amazon Private Label Danışmanlığı, her şirket için özel olarak tasarlanmış bir yaklaşım sunar. İlk defa Amazon Private Label yöntemiyle satış yapacak olanlar için en kapsamlı online danışmanlık hizmeti sunan Onlinemek, tüm detayları öğrenmenize olanak tanır. Ayrıca, Amazon Private Label Eğitimi ve Danışmanlık hizmetlerini tek bir pakette alarak bütçenizden tasarruf edebilirsiniz.

Onlinemek'in Amazon Private Label Eğitimi kapsamında sunulan içerikler, işletmenizi başarıya taşıyacak temel bilgileri içerir. Bu içerikler arasında ürün bulma ve üreticilerle iletişime geçme teknikleri, Amazon Paneli detayları, anahtar kelime çalışmaları, rakip analizi, ürün seçimi ve listelemenin yanı sıra müşteri iletişimi, geri bildirim alma teknikleri ve pazarlama stratejileri gibi konular yer alır.

Amazon Private Label Eğitimi, teorik bilginin ötesine geçerek pratik uygulamalara da odaklanır. Ürün lansmanı, indirim stratejileri, Amazon'un özelliklerinden en iyi şekilde faydalanma ve müşteri memnuniyeti için etkili iletişim stratejileri gibi konularda detaylı bilgi ve stratejiler sunar.

Onlinemek'in Amazon Private Label eğitim ve danışmanlık hizmetleri, hedeflerinize ulaşmanızı sağlamak için özelleştirilmiştir. Eğer Amazon'da yeni başlıyorsanız, bu eğitim ve danışmanlık hizmetleri sayesinde zaman ve para tasarrufu yaparak işinizi daha iyi yönetebilirsiniz. Mevcut satıcılar için ise yeni stratejiler ve pazarlama taktikleriyle daha fazla başarı elde etme imkanı sunar.

Onlinemek ile iletişime geçerek Amazon Private Label eğitimi ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanmaya başlayın. Markanızı büyütmek ve Amazon'da başarıya ulaşmak için doğru adımları atın ve işletmenizi Onlinemek'in uzmanlığıyla güçlendirin.

#haber #haberler

[barkoturktv]

[renklirenksizz]

Yazılmış olan bir cümlenin neredeyse birebir aynısı muhtemelen Brezilya ya da İsviçre vatandaşı tarafından kurulmuş bile olabilir; birebir aynı sözleri defalarca başka birilerinden duyabilir, rast geldiğimizde şaşırmayı bırakabiliriz bence dostlarım. Açıkçası kendi zihnimde yer alan pek çok cümleyi eminim benden önce birçok insan evladı düşündü ve paylaştı; dünyaya yıllar yıllar öncesinden yaydı...

Ben denk geldim bile hatta...

Sonuçta 2020 yılında düşündüğüm sözler 2024 ve sonrasında yine karşıma çıkabilir çünkü 2020 öncesi başka şehirlerde ya da çok daha başka ülkelerde çoktan kullanıldı dostlarım. Normal olan bu değil mi?

Hatta öylesine aklınızdan geçen bir cümleyi not etmediğiniz için başkasında gördüğünüz an... Kayıt etmediğiniz için pişmanlık bile yaşayabilirsiniz.

2019 senesinden 2024 yılına kadar ki süreçte bir dolu şey yaşadım ve sağ salim çıkabildiysem... Sabır ve inanç sayesinde. Bu nedenle sevgili world, benimle ateşkesini çoktan sağladı. Darısı sizin başınıza.

Bir sürü ülke ve bir sürü insan yaşıyor.

Lütfen sakin olalım.

Benzerlikler olabilir.

🤞

İYİ BİR SAVAŞÇI OLUN; KAZANACAKSINIZ...

Başkalarının sözleriyle lütfen hikâyenizden vazgeçmeyin.

Tabii ki bunun stresini kendime yaşattığım içinse kendimden özür diliyorum. Çünkü biliyorum ki endişeyi ruhunuzdan atabildiğiniz anda gerçekten rahat psikoloji deneyimini tadabiliyorsunuz. Hiçbir şey aslında yaşadığımız an kadar önemli değil ve bir dakika öncesine geri dönemediğimiz bir yaşamda, yaşamı kendimize zehir etmeyi de bırakabiliriz. İstemek, arzulamak ve inanmak gerçekten hem zor hem kolay. Dengeyi kurmakta marifet...

Sevdiğiniz bir kitabın altı çizili sözüne karşı duyduğunuz sevgiye bence yazar arkadaşlarımın hepsi minnettar. Çünkü sosyal medya aracılığı ile yapılan her işte alkışlarla yaşadığımızı kanıtlıyor dünya bizlere. Tabi alkışı nasıl karşıladığımız, ince bir detay...

Ancak sahiplenme duygusu abartıya kaçıldığında, inanılmaz rahatsız edici bir unsura dönüşebiliyor. Lütfen dikkat edelim. Kitle psikolojini doğru bir takım çalışması ile yönetebilirsek, bence elde edilen şahane bir topluluğa dönüştürebiliriz; böylece değerini biliriz ve kibir ortadan kalkar. Zaten davetsizdir...

Bir cümleyi sadece sana aitmiş gibi... Ya da direkt şöyle açıklayayım: Sevdiğiniz bir cümleyi sadece sizin ilginize nail olan bir insana aitmiş gibi bellemek ne kadar doğru geliyor size? Eminim o an, bunu hiç de düşünmüyor olabilirsiniz. Anlıyorum. Gerçekten anlıyorum ve verilen tepkilerin ise fevrilik ile ortaya ani çıkış yaptığına inanıyorum. Mesela bundan iki yıl öncesine dönüş yapsam. Belki ben de fevri olabilirdim. Ancak şu an hem yaşım hem de yaşanmışlıklarım sayesinde, sonuna kadar sakin kalmak ve kendimizi doğru kelimeler ile ifade edebilmek gerçekten mühim olan. Çünkü karşılıklı tartışma alanını yönetebilmek için sabırlı ve samimi olmakta fayda var. Bazen hırgür çıkıyor ve ister istemez bir enerji patlaması yaşanıyor ve herkes birbirine çok üzücü ve çok kırıcı cümleler kurmakta. Yahu ortada çok güzel bir iş var ve bu işi sunarken sizlere, arada seçim yapmaksa, bir tek bana tuhaf geliyor.

Örneğin ben bir filmi çok seviyorum diyelim ve onu sürekli izlerim ve en özel anlarımda hep aklıma gelir ama bir film daha var ve benzer bir senaryodur fakat o da çok iyidir... E o hâlde onu da izlerim. Çünkü iki senaryo bence kendi klasmanında çok iyidir. Kazançlı bir durum söz konusu değil midir? Niçin ayrım yapayım ve niçin illa birini seçeyim.

Kendimize ait olan hayal dünyamızı mahvetmeyelim...

Keyif almak neden sorun hâline geliyor?

Yahu dostlarım...

Milyonlarca kitap ve milyonlarca cümle var kurulmuş ve rafa çıkmış olan. Ne ben sadece bir kurguyu düşünmüşümdür ne de başka biri.

Eminim istisnalar var kim inkar edebilir?

Fakat...

Göremediğimiz hayatlarda ortaya çoktan çıkmış olan bir senaryoyu belki bilmeden düşünüyoruzdur. Hiçbir şeyden haberimiz olmadan ortaya çıkarırız ve biri çıkıp ''Çalmışsın!'' dediğinde, samimi bir şok etkisini yaşıyor olabiliriz. Niyet okuma işi kul hakkına davettir çünkü bilemeyiz. Gerçekten emin olmadan, emin olduğumuz bir sürü olay dönebilir ortalıkta. Gençlik ateşi ve sevgi aşırılığı ile çok insanı hem incitiyor hem de hakkına girmiş oluyorsunuz. Elbette yapan vardır. Vicdanını dinlemek yerine cebine önem veren eminim çok insan var.

Kim yok diyebilir?

Fakat...

Yanlış olan bir şey zaten kendini ortaya çıkarır çünkü saklı kalamaz. Her adımda benzeri bir durumla karşılaştığımızda başka insanların emeklerine dinlemeden direkt laf kondurmak, uzaklaştırıyor.

Zamana dayalı bir süreci takip etmek zor değil. Çünkü insan kendi kötü niyetinden uzun bir süre kaçamaz dostlarım. Kaçıyorsa eğer, siz izin vermişsinizdir; görmezden gelerek mesela. Dahası var...

''Bir noktada ele verilir niyet.''

''Yoğun bir emek işidir kitap yazarlığı; bir tek bana ait olan bir dünya değil çünkü bir sürü insanla ve bir sürü fikirle yürüdüğümüz uzun bir yol var önümüzde.''

Yeterince sıkıntı çektiğimiz şahsi kader serüvenimizde çabanın ve emeğin karşısında kimse duramaz kolayca. Yeter ki biz birbirimize destek çıkmaya meraklı olalım. Ortamı iyi hazırlayalım ve her işi önce iyi niyetle karşılayalım. Başta yargı ile bir duvar örmek ise bence zarar veriyor ve akabinde anlık bir tavır sebebiyle geri alınamayacak sözler duyurmuş oluyoruz karşı tarafa. Herkesi bir tutma işinde sabit kalma inadı, birçok genç yazar adayını uzak kılıyor kendi hayalinden...

Çabanın olduğu bir mecrada umarım herkes ilerleme kaydeder. Bir gün olduğu konumdan daha iyi bir konuma kendini yükseltir. Bunu istemek ve dilemek sizden hiçbir şey eksiltmez. Bundan kaçınmayın lütfen. Başkaları adına iyi dileklerde bulunmak, yine kendi ruhunuza berekettir dostlarım.

Kulaktan kulağa yayılan birçok bilgi zamanla temiz olsa da kirliye dönüşebilmekte. İnsanın elinde. Yargılamak için hızlı karar vermek zorunda olmadığınızı unutmayın... ''Çünkü kimse aptal değildir; aptallaştıran anlar yaratılır yalnızca.''

İnternet dünyası bir illüzyondur. Kimin nasıl biri olduğu ve sonradan nasıl birine dönüşeceği muamma. Sizin kim olduğunuza karar verecek olan insanlarsa hep revaçta. Bunu unutmayın... ''Bireysel düşüncenin her zaman bir önemi vardır toplumda.''

Bu nedenle yavaş olmak ve sakin kalmakta fayda var. Sürü psikolojisi nedeniyle çok can yanıyor ve inanın çok kalp kırılıyor. Bundan birkaç yıl sonra üzülen olursunuz emin olun buna.

''2024'' yıldır bu dünya ayakta... Ve ''benzeri'' durumların cirit attığı gezegende biz insanlar, her geçen gün daha da üremekte ve bizden aktarılan fikirler ise zıp zıp ortaya atlamaya hevesliler.

Hâliyle tek bir insana ya da olaya/kurguya ait olan bir şey yok aslında. Önceden düşünülmüş ya da sonradan fark edilmiş olan herhangi bir şey var ortada. Bastırılmış ve birinin öne çıktığı anlar var... Kaçan ve geri gelmeyeceğine emin olduğumuz fırsatlar var. Ancak fırsatlar yine geliyor. Olumsuzluk bulutu yüzünden göremiyoruz... Hepsi bu kadar basit bir denklem iken, insan yine kendi zorlaştırıyor var olan durumu ve kendini baskı altında yalnız bırakıyor.

Bunun etkisini yaratanlar ise zaman geçtikçe başka insanlar oluyor. Tepkilerden ve yorumlardan korkmaya başlıyoruz. Kafamızı patlatan detaylarda boğuluyoruz... Sahiplenme dürtüsü ister istemez ezici bir üstünlük ile bizleri kapı dışarı atacak diye, daha başlamadan kaygının kurbanı oluyoruz. ''Bu korumacı tavırlar ise bir başkasına yarattığınız bir kabusu uyandırabiliyor.'' Umursanmıyor...

Ölçüyü bilmek gerekiyor...

Ve öğrenmek için geç değil.

Bu konuda çok yara alan insanlar gördüm sosyal medyada ve tabii ki Wattpad ortamında da. İnanın icra ettiğimiz işi güzelleştiren ve o işi dünyaya sunarken desteği hak eden birçok insan var... İnsan olarak şansa layık yaratılıyoruz. İnsan olarak emek vermek için çabalıyoruz ve insan olarak sadece yapabildiğimiz bir işi en iyi hâliyle sunabilmeyi diliyoruz. Sadece kendimize ''daha başarılı olma'' baskısı kurduğumuz için kendimize engel oluyoruz da... Hâliyle fark ettiğimiz hâlde sanki bizim elimizde değilmiş gibi, o baskının altında eziliyoruz da. Oysa o ezikliği yaratan gerçekten bizleriz; hep bir engel koyuyoruz önümüze.

En iyisi olmak için büyük bir haykırışa gerek var ancak en iyisi olmak için çok daha büyük bir inanışa ihtiyacınız var. ''Kendiniz olduğunuz her an, sizin en iyi anınızdır!'' Çünkü kendinize ait bir anda mucize ve umut hep sizlerle. Daha çok inanmak, kendinize hak ettiğiniz değeri vermeniz şart. Çok çalışmalı, gayret etmelisiniz. Yani tamamen sizinle alakalı bir durum aslında.

Vazgeçmemek püf nokta.

Kazananların hikâyesinde yer alan ana kural azim ve sabırdır. Kazanan olmak için fırsatları değerlendirin ve siz de en iyilerin arasında yer edinebileceğinizi ise kendinize fısıldayın; yüksek bir arzuyla.

Çünkü durduğunuz yerde adım atamazsınız, harekete geçtiğiniz an adımlarınız büyümeye başlar ve ilerlersiniz. Bu yıl başarmak için çok istekli olan herkese bol şans diliyorum. Kendime ise ayrıca diliyorum.

Ekonomik sıkıntılar nedeniyle kendini gösteremeyen ya da bir fikrini belirtemeyen, sadece kendine saklayan... İçinde kalan bir cümleyi bir yere not eden fakat sonra unutan ve özellikle hikâye yazarlığı yapan pek çok yol arkadaşımın başına geldiğine emin olduğum ''benzerlik'' davası devam ederken, sürekli debelenenlerin yanı sıra kendini henüz gösterememiş olanların çektiği sıkıntılardan bir diğeri ise, ''geç kalma'' düşüncesidir. Belki elden kaçan büyük bir şey var ortada ancak size geri geleceğinize inanın ve 2024 yılına gerçekten inanın; bu hissi iç dünyasında taşıyan herkes, bu yılın önemli bir yıl olduğunu söylesin kendisine. Çok çabalarsak ve daha büyük adımlar atarsak kazanırız.

Bir sıkışmışlık hep var.

Ama mücadeleye devam.

Zaman kavramı bakımından daima bizden önde gelecek olan biri veya birileri daima olacaktır da. Bir başka hayatta aslında size ait olduğunu düşündüğünüz bir yaşam formunu yaşayan birine kısacık bir bakış atacak ve içsel döngünüzde yıllarca dert etmeye başlayacaksınız.

Ama bir gün bu da bitecek.

Çünkü sıra size de gelecek...

Yeter ki gelmesini isteyin.

Çağırın.

Çünkü birileri bir şekilde kenara çekilmiş olacak ve en iyi olarak tabir edilenlerin bile arkasından daha da iyi olanı hep gelecek. Dünya sona erene dek bu devamlılık kendi yolunda pıtır pıtır ilerlemiş olacak.

Buna engel olmak mümkün müdür?

Süregelen bir yaşamda benzerlikler hep baş gösterecek. Bir koltuk boşalır ve yer bir dahakine yeniden kapılır. ''Kural bundan ibaret.''

Hâlâ bunları konuşuyor olmak tuhaf geliyor... Bugün yine bir şeye rast geldim. 2024 yılında bu konu hakkında yine bir köşe yazısı bırakmak istedim açıkçası.

Önceden yazmış olsam da defalarca üzerinden geçmek istediğim konulardan birisi olduğu için yine söz etmek istedim çünkü asla sonlanmayan bir meseleye dönüşüyor.

Yeşil elmayı sevebiliyoruz ama kırmızı elma da çok güzel gelebilir ve isterim ki tüm elmalar sevilsin ve kimse kimseyi ne dışlasın ne de bir kıyas durumuna soksun. Hiçbirimiz gerçekten bu tip kırgınlıklara, bu tip öfke salkımlarından bir pay almalara meraklı değiliz aslında. Barış ve huzur içinde yaşayabilmekse, insanın kendi öz iradesinde ve kendi bilincinde başlayarak ruhuna dek süren bir olgunluk serüveninde hâlâ mümkün fakat yayılım söz konusu her defasında... Kopya yaşamın ise bizlere miras bıraktığı etki bu tam olarak. Kümeler oluştukça istemsiz bir hareketlilik sağlıyor zihnimiz ve doğru olanı bildiğimiz hâlde yine de çoğunluğa uyduğumuz bir çağı yaşıyoruz.

Bu çok ama çok üzücü...

Çünkü aynı meslekte yer alan, aynı okulda okuyan, aynı mahallede büyümüş olan insanların birbirlerini anlaması daha kolay iken, aksi bir şekilde birbirini birbirinden iten insanlara dönüştük zamanla. Bir insanın bir insana yapmaması gereken ne varsa yapıldı yahu özenildi, destek alındı ve doğru sanıldı. Gerçekten üzücü. Anlamak yıllar aldı.

Aynı acılardan geçen ve birbirinden farklı hayatları yaşasak dahi elde ettiğimiz deneyimler doğrultusunda bir benzer tecrübeyi edindiğimiz yaşamda hâlâ bir aradayız dostlarım. Her zaman deniliyor... Hepimiz aynı gökyüzünün altındayız. Fakat ''biri'' olmaya çalışırken bambaşka birine dönüştüğümüz kişiliklere karşıdan bakan insanlara dönüşüyor ve istemsizce bunu fark ederek devam ediyoruz yolumuza.

Desteğe gerçekten ihtiyaç duyuyoruz.

Herhangi bir işi insansız bir alana sunamayız. Zaten işimizi doğrudan gözlemleyecek olan sizlersiniz, yani insanlar... Dolayısıyla benim gibi internet medyasına yeni atılmak için hazırlanan insanlar belki de hâlâ kenarda kalmayı tercih ediyordur; sırf kaygılar ve zemini hazırlanmış tepkiler yüzünden. Bunu yapmayın. Korkmayın. Hayallerinizden asla kaçmayın ve üzerine gidin... Mücadele edin ve sürekli çabalayın. Pes etmenizi gerçekten istemiyorum. Siz de bunu yapmayın. Çünkü ben de yapmayacağım. Olumsuz düşünceleri geride bırakmazsak eğer bir adım ileriye gidemeyiz. Yıllar geçiyor ve olduğumuz yerde saymaya mahkum ederiz kendimizi. Lütfen bunu yapmak yerine inancınıza ve yapacağınız işe güvenin. Hem kariyer hem hayal edilen her ne varsa ve hem de ilişkileriniz, sosyal çevreniz adına yepyeni bir dönemi artık aralayın. Dolaylı yoldan bu sözleri kendime de yazıyorum aslında.

Eminim benim geçtiğim yollardan geçen insanlar şimdilerde şahane yollarda yürüyordur; ya da hâlâ benim gibi debeleniyordur... Hiç fark etmez. Ben bir kişiye destek çıksam benim için bir mutluluk sebebi. Bir zirve vardır elbet. Açıkçası o zirve umurumda değil. Size destek veren insanlar olmadan ve o insanlara minnet duymadan çıkış yaptığınız o yerde, içinizde bir huzur ve kalbinizde bir vicdan yoksa bomboş bir çıkıştır o yapılan. Bu nedenle ben, kendi yolunda olan tüm herkese başarı diliyorum. Umarım bu yıl, hepinizin yılı olur. Yeter ki yılmayın ve pes etmeyin. Asla vazgeçmeyin. Başka hayatları izlemeyin ve bencil olmayın.

Zirve ya da en iyisi olmak... Bunlar bir kenarda kalsın. Önemli olan önce karakteriniz. ''Sadece istekli olmanız daha isabetli bir davranış olacaktır.''

Hayallerden, istekli olmaktan ya da kendisini öne atmaktan hâlâ korkan insanlar var. Lütfen bunu yapmayı bırakın. Dünyada yeri olmayan bir insan doğar mıydı sorarım size? Düşünce yapınızı ise değiştirmeniz ümidiyle...

BU YILI UMARIM VERİMLİ KAPATIRSINIZ.

SAVAŞMAYA DEVAM DOSTLARIM.

2.3.24.

[lutfiyenet]

Uçakta doğan bebeklerin hakları nelerdir? Dünya vatandaşı mı oluyorlar? Eğitim masrafları...

Çok nadir vakalar olsalar da uçak yolculuğu sırasında doğan çocuklar hakkında pek çok şehir efsanesi dolanır durur. Peki uçakta doğan çocuklar hakkındaki efsaneler ne kadar doğru? Dünya vatandaşı mı oluyorlar? İşte uçak yolculuğu sırasında doğan bebekler hakkında tüm merak edilenler… Uçakla seyahatin zorunlu olduğu durumlarda özellikle hamile kadınların bu seyahatleri esnasında gerçekleşebilecek…

View On WordPress