Tumgik
#Fussilet sr
yalnzardc · 5 months
Text
El-Mü' min sr. : Mekkede inmiştir. 58 ayettir. Yalnız 35,3 ve 57. Ayetlerin Medinede nazil olduğu rivayet olunmuştur.
Maamafih bir adı da "Elgafir Süresidir. Diğer bir ismi de "Ettavl Süresi"dir. Çünkü bu sürenin üçüncü âyetinde Cenab-ı Hakkın "gafir" yani: Günahları bağışlayıcı olduğu ve "zittavl" yani, fazl, lütuf, ihsan ve kudret sahibi bulunduğunu bildirdiği için bu mübarek süreye bu isimler de verilmiştir.
Bir de bu süre ile bunu takibeden altı sûre-i celile, "Hà Mim" harfleriyle başladıkları için bunların yedisine da "Ha Mim Süresi" adı verilmiştir.
Bu yedi sûre, birbirinin ardından ve Mushaf-ı Şerifteki tertip üzere nazil olmuştur. Faziletleri hakkında birçok rivayetler vardır. Bunlara "Lübabülkur'an Kur'an'ın seçkin, halis süreleri ve "Dibacülkur'an Kur'an'ın pek kıymetli atlası ve "Araisülkur'an" Kur'an'ın çiçekleri adı da verilmiştir.
§ Azife: Yakın olan şey demektir. Kıyamet de nispeten yakın olduğu için kendi sine Azife adı verilmiştir
46. Ateş ki, onun üzerine sabahleyin ve akşamleyin arz olunurlar ve kıyamet kopacağı günde Firavun'un ailesini azabın en şiddetlisine girdiriniz -denilir-
46 - Bu ayet-i kerime, kabir azabının vuku bulacağına, bir delil mahiyetinde bulunmaktadır.
Fussilet sr. : Mekkede nazil olmuştur. 54 ayeti kerimedir.
Bir adı da "Secde Suresi" dir. Diğer bir adı "Mesabih suresi" dir.
8. Şüphe yok o kimseler ki, îman etmişlerdir ve sâlih sâlih amellerde bulunmuşlardır, onlar için minnetsiz bir mükafat vardır.
8 - Deniliyor ki: Bu âyet-i kerime, hasta ve yaşlı olan mü'minler hakkında nazil ol- muştur. Onlar öyle bir arızadan dolayı dini vazifelerini yerine getirmekten aciz bulun- salar yine amel defterlerine sıhhatli zamanlarında yaptıkları güzel amellerin mükafatı gibi mükafatlar yazılır. Onlar, güzel niyetlerine, itikatlarına göre böyle sürekli sevap- lara nail olurlar. Ne büyük bir ilāhī lütuf!.
30. Şüphe yok, o kimseler ki, Rabbimiz Allah'tır dediler, sonra da dosdoğru yolda yürüdüler, onların üzerlerine melekler ineceklerdir. Korkmayın, ve mahzun olmayın ve size våd olunmuş olan cennet ile müjdelenin diyeceklerdir.
30 - Ata'nın İbn-i Abbas'tan rivayetine göre bu ayet-i kerime, Ebu Bekrıssıddık Radiyillähü Anh hakkında nazil olmuştur.
34. Ve iyilik de kötülük de denk olamaz. -kötülüğü- bertaraf et, o şey ile ki, o, en güzeldir. Artık o zaman seninle kendi arasında düşmanlık olan kimse, sanki candan bir dosttur.
34 - Mukatil diyor ki: Bu âyet-i kerime Ebu Süfyan Bin-i Harb hakkında nazil olmuştur. Vaktiyle Peygambere düşmanlığı var idi. Sonra İslamiyeti kabul ederek Resûl-i Ekrem'in dostu oldu ve akrabalık itibariyle o Yüce Peygamberin sedakatli bir dostu bulundu.
Kısacası: bir takım düşmanların eza ve celasına karşı sabretmek, onların hoş olmayan lakırdılarına kıymet vermeyip sükût eylemek, onların kötülüklerine karşı iyilik ile karşılıkta bulunmak, büyük bir ahlaki fazilet eseridir.
3 notes · View notes
yalnzardc · 12 days
Text
Emri bil maruf nehyi anil münker
  بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
  وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
"İçinizde hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü men eden bir topluluk bulunsun. işte onlar kurtuluşa erenlerdir..."
Al-i İmran sr. 104.ayet
  يُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ مِنَ الصَّالِح۪ينَ
"Bunlar Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, İyiliği emrederler, kötülükten men ederler ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar iyi kimselerdir."
Al-i İmran sr. 114. Ayet
   وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۢ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَيُط۪يعُونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُۜ اُو۬لٰٓئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ عَزِيزٌ حَك۪يمٌ
"Müminlerin erkekleri de kadınları da birbirlerinin velileridir, iyiliğe teşvik eder kötülükten alıkoyarlar namazı kılarlar zekatı verirler, Allah'a ve Rasulü'ne itaat ederler. İşte onları Allah c.c merhametiyle kuşatacaktır. Kuşkusuz Allah c.c mutlak güç ve hikmet sahibidir."
Tevbe sr. 71.ayet
  اَلتَّٓائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّٓائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدُونَ الْاٰمِرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّاهُونَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَالْحَافِظُونَ لِحُدُودِ اللّٰهِۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ
"O tövbekarlar, ibadet edenler, hamd edenler dünyada yolcu gibi yaşayanlar , rukua varanlar, secde edenler, İyiliği teşvik edip kötülükten alı koyanlar, Allah'ın sınırlarını gözetenler, müjdele o müminleri !"
Tevbe sr. 112.ayet
اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ رَبَّكَ هُوَ اَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَب۪يلِه۪ وَهُوَ اَعْلَمُ بِالْمُهْتَد۪ينَ
" Rabi'nin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et, onlarla en güzel yöntemle tartış ..."
Nahl sr. 125.ayet
  فَلَا تُطِعِ الْكَافِر۪ينَ وَجَاهِدْهُمْ بِه۪ جِهَاداً كَب۪يراً
"Öyleyse artık inkarcılara boyun eğme, Bu Kur'an la onlara karşı bütün gücünle mücadeleni sürdür."
Furkan sr. 52.ayet
  وَالَّذ۪ينَ جَاهَدُوا ف۪ينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَاۜ وَاِنَّ اللّٰهَ لَمَعَ الْمُحْسِن۪ينَ
"Bizim uğrumuzda elinden gelen çabayı sarf edenlere gelince onları bize ulaşan yollara mutlaka yöneltiriz. Kuşkusuz Allah iyilik yapanların yanındadır."
Ankebut sr 69. ayet
  يَا بُنَيَّ اَقِمِ الصَّلٰوةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَاصْبِرْ عَلٰى مَٓا اَصَابَكَۜ اِنَّ ذٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْاُمُورِۚ
"Yavrucuğum ! namazını özenle kıl, iyi olanı emret, kötü olana karşı koy, başına gelene sabret, işte bunlar kararlılık gerektiren işlerdir."
Lokman sr. 17 ayet 
  وَمَنْ اَحْسَنُ قَوْلاً مِمَّنْ دَعَٓا اِلَى اللّٰهِ وَعَمِلَ صَالِحاً وَقَالَ اِنَّن۪ي مِنَ الْمُسْلِم۪ينَ
"Allah'a çağıran iyi şeyler yapan ve ben Müslümanlardanım diyen den daha güzel sözlü kim var dır ?"
  Fussilet sr. 33.ayet
  وَلَا تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُۜ اِدْفَعْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُ فَاِذَا الَّذ۪ي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَاَنَّهُ وَلِيٌّ حَم۪يمٌ
"İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel olan davranışınla sav ... "
  Fussilet sr. 34.ayet
= صدق الله العظيم =
"Kim Allah'ın dinini yeryüzünde en üstün kılma yolunda gayret ederek saç ve sakalını ağartırsa o kıllar kıyamet gürü kendisi için nur olacaktır."
Tirmizi, nesai cihad 9
"Allah'a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder, kötülüğe engel olursunuz, ve zalimin iki elini tutup onu hakka çevirir, doğruluğa zorlarsınız veya ( bunu yapmazsanız) Allah sizin iyilerinizin kalplerini de kötülerinkine benzetir ve daha önce israiloğullarına olduğu gibi size de lanet eder."
Ebu Davud, melahim 17.
"Nefsimi kudret elinde tutan Zat'a kasem olsun, ya, ma'rufu emreder ve münker den de yasaklarsınız veya Allah'ın katında umumi bir bela göndermesi yakındır. o zaman yalvar yakar olursunuz da duanız kabul edilmez."
Tirmizi, fiten 9,
"Sizden kim bir münker görürse onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmezse lisanıyla düzeltsin. Buna da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin. bu kadarı imanın en zayıf mertebesidir."
Müslim, iman 78 (49)
   = صدق رسول الله =
"İyilikte yardımlaşmak, iyilik işlemeyi teşvik etmek, ona vardıran yararlı yolları açmak kötülük ve  azgınlık yollarını mümkün olduğu kadar kapatmakla olu."
İmamı Gazali k.s
"Yani marufu emretmek iman ve itaate çağırmak, münkerden nehyetmek de küfür ve Allah'a baş kaldırmaya karşı durmaktır."
Kadı Beyzdavi
"Emri bil maruf ve nehyi anil münkere Peygamber Efendimizin sünnetinden, İslamiyetin vaciplerinden ve farzlarındandır."
İmamı Rabbani k.s
14 notes · View notes
yalnzardc · 1 year
Text
Şifa ayetleri ;
Yunus sr. 57 :
يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءتْكُم مَّوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَشِفَاء لِّمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ
Ey insanlar! Muhakkak ki, size Rabbinizden bir öğüt ve gönüllerde olana bir şifa ve mü'minler için bir hidâyet ve bir rahmet gelmiştir
İsra sr. 82 :
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَٓاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَۙ وَلَا يَز۪يدُ الظَّالِم۪ينَ اِلَّا خَسَارًا
Ve Kur'an'dan mü'minler için bir şifa, bir rahmet olan şeyi indiririz. Zalimler için ise, noksandan başka bir şey arttırmaz.
Nahl sr. 69 :
ثُمَّ كُلِي مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ فَاسْلُكِي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُ��اً يَخْرُجُ مِن بُطُونِهَا شَرَابٌ مُّخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ فِيهِ شِفَاء لِلنَّاسِ إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَةً لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
«Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin kolayca olan yollarına git.» İçlerinden renkleri muhtelif bir şerbet çıkar, onda nâs için bir şifa vardır. Şüphesiz ki, bunda tefekkür eder bir kavim için elbette bir ibret vardır.
Tevbe sr. 14 :
قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللّهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَ
Onlar ile muhaberede bulunun. Onları Allah Teâlâ sizin ellerinizle muazzep kılsın ve onları rüsvay etsin ve onların üzerine size nusret versin ve mü'minler olan bir zümrenin göğüslerine şifa ferahnâsip buyursun.
Şuara sr. 80 :
وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ
«Ve hasta olduğum zaman bana ancak o şifa verir.»
Fussilet sr. 44 :
وَلَوْ جَعَلْنَاهُ قُرْاٰنًا اَعْجَمِيًّا لَقَالُوا لَوْلَا فُصِّلَتْ اٰيَاتُهُۜ ءَاَۭۘعْجَمِيٌّ وَعَرَبِيٌّۜ قُلْ هُوَ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا هُدًى وَشِفَٓاءٌۜ وَالَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ ف۪ٓي اٰذَانِهِمْ وَقْرٌ وَهُوَ عَلَيْهِمْ عَمًىۜ اُو۬لٰٓئِكَ يُنَادَوْنَ مِنْ مَكَانٍ بَع۪يدٍ۟
Ve eğer onu, yabancı bir lisan ile Kur'an kılsa idik elbette derlerdi ki: «Ayetleri tafsil edilmeli değil mi idi. Arabî bir peygambere yabancı bir lisan ile (Kur'an) olur mu?» De ki: «O, imân edenler için bir vesile-i hidâyettir ve bir şifadır.» Ve o kimseler ki imân etmezler. Onların kulaklarında bir sağırlık vardır. Ve o, onlara karşı bir körlüktür. Onlara uzak bir mekandan nidâ olunuverir
12 notes · View notes