“Kişinin yakasına ilk yapışan ailesi ve çocukları olacaktır. Onlar anne ve babalarını Allah’ın yüce mahkemesinde durdururlar ve derler ki: Ey rabbimiz! Bizim hakkımızı bunlardan al! Onlar bizim bilmediklerimizi bize öğretmediler. Bilmediğimiz halde bize haram yedirdiler.”
Ey evlâd! İnsanların önünde gezen, birçok felâketler vardır. Her felâketin de kendine göre hayli dalları vardır. En büyük felâket, sonsuz saadetten mahrum olmaktır.
En büyük saadet, ruh zenginliğine ermektir.
Bunun için çok çalışmak ve tembel olmamak lâzımdır. Tembellik insanı korkunç uçurumlara atar. Telâfisi kabil olmayan kin ve düşmanlık tohumları saçar. Tembel olma. İşlerini sağlam yap ve çalışkan ol. Dünyayı çalışanlar kazanır. Âhireti çalışanlar kazanır...
Birçok büyükler, çalışkan ve dinç olmak için, Allah'a yalvardılar. Ebu MuhammedAcemî şu duayı yapardı:
Evlad-ı Resul Derneği'nden kermesli açılış
Buca'da faaliyet gösteren Evlad-ı Resul Sosyal ve Yardımlaşma Derneği'nin yeni hizmet binasının açılışı, ilçede faaliyet gösteren siyasi parti temsilcileri ile kanaat önderleri ve stk'ların katılımıyla gerçekleştirildi.
Derneğin üyesi ve yazar, Seyyid Ebu Yusuf Hazinevi 'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen açılış törenine Yeniden Refah Partisi Buca İlçe Başkanı Nurettin Yakut, Büyük Birlik Partisi Buca İlçe Başkanı Mehmet Turan, AK Parti Buca Belediye Başkan A. Adayı Av. Hakan Kalfaoğlu, kanaat önderleri, STK'lar ile Bucalılar katıldı.
Yeniden Refah Partisi Buca İlçe Başkanı Nurettin Yakut " Evlad-ı Resul İlim irfan cemiyeti Bucamıza hayırlı olsun. Filistinde Müslüman kardeşlerimizin daima yanındayız" diye konuştu.
Açılışın ardından düzenlenen kermesi gezen AK Parti Buca Belediye Başkan A. Adayı Av. Hakan Kalfaoğlu, Filistin'de şehit olan mazlumlara tüm Dünyanın sustuğunu belirterek "Mazlumların her daim gür sesi olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan mazlumların yanındaki dik duruşunu tüm Dünyaya gösteriyor. Gazze'de çoluk çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden hastaneleri, camileri, kiliseleri bombalayan İsrail'i kınıyorum Evladı Resul Yardımlaşma derneği Buca'mıza hayırlı uğurlu olmasını dilliyorum" diye konuştu.
Kız çocuğu olunca üzülmek hele hele anneyi suçlamak çok yanlıştır. Kur’an-ı kerimde:
“Allah dilediğine kız dilediğine erkek çocuk bahşeder. Kimine hem erkek hem kız çocuğu verirdilediğini de kısır bırakır. Her şeyi hakkı ile bilen ve her şeye gücü yeten ancak Allahtır.” buyuruldu. (Şûra 49 50)
Bir diğer Âyette Allah (Celle Celâluhü) meâlen şöyle buyurmaktadır:
“... Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi, 216)
Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) “Kız çocuklarını hor görmeyin.” buyurdu. Hor görmek dini bilmemekten ileri gelir. Hayırlı evlad istemelidir. Hayırlı olmadıktan sonra kız veya erkek olmuş ne fark eder?
Dinimizde kadının ve kız çocuklarının fazileti büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Kızlarınızı altın ve gümüş ile süsleyin! Elbiseleri güzel olsun! İtibar kazanmaları için en güzel hediyelerle ihsanda bulunun!” [Hakim]
“Kız çocuğunu güzelce terbiye edip Allahü teâlânın verdiği nimetlerle bolluk içinde yedirir giydirirse o kız çocuğu onun için bir bereket olur Cehennemden kurtulup kolayca Cennete girmesine vesile olur.” [Taberânî]
“İki kız evladına güzel muamele eden mutlaka Cennete girer.” [İbni Mace]
“İki kızı veya iki kız kardeşi olup da maişetlerini güzelce sağlayanla Cennette beraber oluruz.” [Tirmizî]
“Çarşıdan aldığı şeyleri erkek çocuklardan önce kız çocuklarına verene Allah rahmetle nazar eder. Allah rahmetle nazar ettiğine de azab etmez.” [Haraiti]
“Çarşıdan turfanda meyva alıp evine getiren sadaka sevabı alır. Getirdiği meyvayı erkek çocuklarından önce kız çocuklarına versin! Kadınları kızları sevindiren Allah korkusundan ağlayanlar gibi sevab kazanır. Allah korkusundan ağlayanın bedeni de Cehenneme haram olur.” [İbni Adiy ]
''Üç kızına ihtiyaçtan kurtulana kadar iyi bakanyedirip giydirenelbette cenneti kazanır'' [Ebu Davut]
''Üç kız veya kız kardeşinin geçim veya başka sıkıntılarına katlananı Allahü teâla cennete koyar.
Ashabi kiramdan biri iki tane olursa yine aynımıdır diye sual edince peygamber efendimiz (Aleyhissalâtü vesselâm) evet iki tane olursa yine aynıdır buyurdu. Başka birisi ya bir tane olursa diye sual etti. Cevabında buyurdu ki bir tanede olsa gene aynıdır.
[Hakim Haraiti]
Erkek çocuk nimet,kız çocuk ise hasenedir; yüce Allah (Celle Celâluhü) nimetin hesabını sorar, haseneye ise mükâfat verir... İmâm Câʿfer es-Sâdık (Aleyhisselâm)
Okuduysan sen, paylaşırsan herkes bilgilenir;
Sevgili Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) bir hadis-i şeriflerinde meâlen şöyle buyurmaktadır: ‘’Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.’’ (Kaynak:Tirmizî, İlm, 14)
Bir kere paylaşalım, hayırlara vesile olalım İnşaAllahû Rahmân
Şu görüntüler hem anne, hem baba hem de evlad olma sorumluluğunu bizlere öğretmeli. Ümmete böyle evladlar ve böyle evladlar yetiştiren ebeveynler lazım. Vallahi öyle bir zamandayız ki 'çocuklarımı nasıl güzel yetiştirmeliyim' düşüncesi bizleri meşgul ederken onların çoktan kendilerine dünyevi yollar çizdiklerini görmeye başladık. Şüphesiz vaktin değeri, vaktinde kıymetlidir. Küçük yaştan itibaren onlara edep çerçevesinde şer'i ilimleri sevdirmeli ve Allah’ın kitabı olan Kurân'ı tevhid bilinci ile onlara aşılamalıyız.
Rabbim bizleri malın ve evladın fayda vermeyeceği günde sâlih evladlarımız vesilesi ile vakar tacı ile taçlandırarak şereflendirsin. Kurân'ı gönlümüzün baharı kılsın, onun fehmini, hıfzını ve amelini kolaylaştırsın. Allahumme amin..
Bu yakarışımız başta nefsim adına, sonrada Ümmet-i Muhammed adınadır..
Ya Rabb bize verdiğin izzeti çiğnetme..
Ya Rabb bize verdiğin kulluk bilincini kaybettirme..
Ya Rabb bize bahşettiğin kardeşlik hukukuna, bizleri riayet edenlerden eyle..
Ya Rabb. Sen ki zamanlar içinde mubarek zamanlar yarattığın gibi mekanlar icinde de mübarek mekanlar yaratansın..
Bizlere emanet ettiğin mekanlara basta harem-i şerif olan Mekke, Medine'ye, Kudüs'e ve daha nice bilad-i İslamiyeye sahip çıkma şerefini bize lutfeyle.. Ya HAFİZ
Bizi emanete sahip çıkamamış, mahçup ve mahzun şekilde huzurune gelmekten muhafaza eyle.. YA EMİN
İSLAM'ın muzafferiyatı için candan maldan evlad-u iyalden geçip mukaddesatı muhafaza uğruna yardım bekleyen ordulara inayet eyle Ya MUİN..
İslamın izzet ve şerefini tasiyamadığımız her anımızı affet Ya ĞAFFAR..
Başımıza küffarın musallat olmasına sebep olan tüm gunahlarimizi affeyle Ya AFUV..
ÜMMET-i MUHAMMED üzerine kurulan bütün tuzakları boz Ya HAYRUL MAKİRİN..
Bizlere Ümmet şuurunu..
Bizlere İSLAM onurunu..
Bizlere Mümin izzetini..
Bizlere Kardeşlik hukukunu..
Bizlere adalet şuurunu..
Bizlere İslam'ın vakur duruşunu..
Bizlere Senin hidayet nurunu..
Yeniden yeni bir dirilişle yeni fetihlerle, yeni fatihlerle tekrar tekrar ikram eyle Ya EKRAMEL EKRAMİN..
Günahlarımızın affına vesile eyle..Kudus başta olmak uzere bütün İslam beldelerinin kurtuluşuna vesile eyle..
Yolunda,şehadetimize vesile eyle..
İmanla son nefesimize vesile eyle..
İSLAM'ın hilafet sancağının dirilişine vesile eyle.Bedirde, Çanakkale de, yardıma gelen görünmez ordularının yeniden inayetine vesile eyle..İçimizden nice Selahaddinler, Fatihler çıkarmayı bu necip millete nasip eyle..
Lanetledigin kavimleri, zillet üzere İSLAM beldelerinden def eyle.. İSLAMI, MUSLAMANLARI VE KUDUSU
HAKK VE ADALET ÜZERİNE MAMUR EYLE..
VEL HAMDULILLAHI RABBILALEMIN..Amin Ecmain Amin. 🤲
Yani kesin olan bir şey var ise o da terk-i diyar olacağımız. O zaman gönlümüz ister ki ardımızda gönlü kırık ,gözü yaşlı bir evlad-ı Adem bırakmayalım. Gerisi hâl olur biiznillah...
73- Ayetlerimiz onlara açık açık okunduğunda kâfirler iman edenlere şöyle derler: "Bu iki guruptan hangisinin makamı daha iyi ve mevkii daha güzeldir?"
74- Biz kendilerinden önce, mal ve gösterişte daha güzel olan, nice çağlardan (kavimler) helâk ettik.
75- De ki: "Kim dalalette ise, Rahmân onun sûresini uzatsın. Kendilerine va'd olunan azap veya kıyameti gördüklerinde kimin mekanca daha kötü ve orduca daha zayıf olduğunu bilecekler."
76- Allah, hidâyete erenlerin hidâyetini artırır. Baki olan salih ameller; Rabbinin katında sevapça daha hayırlı, sonuç bakımından daha iyidir.
77- Ayetlerimizi inkâr eden ve "(kıyamette) elbette bana mal ve evlad verilecek" diyenleri gördün mü?
78- O gayba mı muttali oldu? veya Rahmân'ın katından bir söz mü aldı?
79- Hayır..! Biz onun söylediklerini yazacağız ve onun için azabı uzattıkça uzatacağız.!
80- Onun söylediği (mal ve evladı) na biz varis olacağız ve o bize tek başına gelecek.
81- Kendilerine izzet-kuvvet olsun diye Allah'tan başka ilahlar edindiler.
82- Hayır.! Onların ibadetlerini inkâr edecekler ve onlara zıt (düşman) olacaklar.
83- Görmedin mi? Biz, şeytanları kâfirler üzerine gönderdik. Onları oynatıp duruyorlar.
84- Onlar için acele etme. Biz onlar için (günlerini) sayıyoruz.
#96
*19- MERYEM SÛRESİ 73-84
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile.
73- Ayetlerimiz onlara açık açık okunduğunda kâfirler iman edenlere şöyle derler: "Bu iki guruptan hangisinin makamı daha iyi ve mevkii daha güzeldir?"
74- Biz kendilerinden önce, mal ve gösterişte daha güzel olan, nice çağlardan (kavimler) helâk ettik.
75- De ki: "Kim dalalette ise, Rahmân onun sûresini uzatsın. Kendilerine va'd olunan azap veya kıyameti gördüklerinde kimin mekanca daha kötü ve orduca daha zayıf olduğunu bilecekler."
76- Allah, hidâyete erenlerin hidâyetini artırır. Baki olan salih ameller; Rabbinin katında sevapça daha hayırlı, sonuç bakımından daha iyidir.
77- Ayetlerimizi inkâr eden ve "(kıyamette) elbette bana mal ve evlad verilecek" diyenleri gördün mü?
78- O gayba mı muttali oldu? veya Rahmân'ın katından bir söz mü aldı?
79- Hayır..! Biz onun söylediklerini yazacağız ve onun için azabı uzattıkça uzatacağız.!
80- Onun söylediği (mal ve evladı) na biz varis olacağız ve o bize tek başına gelecek.
81- Kendilerine izzet-kuvvet olsun diye Allah'tan başka ilahlar edindiler.
82- Hayır.! Onların ibadetlerini inkâr edecekler ve onlara zıt (düşman) olacaklar.
83- Görmedin mi? Biz, şeytanları kâfirler üzerine gönderdik. Onları oynatıp duruyorlar.
84- Onlar için acele etme. Biz onlar için (günlerini) sayıyoruz.
Evlad-ı Rasul ilim irfan cemiyeti Seyyid Ebu Yusuf Hazinevi Regaip Kandili Mesajı
Bu gece Allah'ın rahmet, bağış ve yardımların dağıtıldığı gecedir. 26 Ocak Perşembe saat 20:00'deki cemiyetimizdeki sohbetimize tüm hemşehrilerimiz davetlidir. dedi.
Habib Baba, 4.Murad devrinin gizli, kimsenin bilmediği Allah dostlarındandır. Yaşlıdır, fakirdir, gariptir. Fakat Rabbinin katında da alemlere denk bir değerin sahibidir.
Yaşlı Habib Baba, uzun bir kervan yolculuğunun sonunda İstanbul’a gelmiştir.Yolculuğunun tozunu, yorgunluğunu atmak için bir hamama gider… Niyeti, şöyle iyice bir keselenip, paklanmak… Bedenini de ruhuna denk kılmaktır.
Fakat hamamcı Habib babayı içeri sokmak istemez.
– Bugün, der,
– Sultan Murad’ın vezirleri hamamı kapattılar, dışarıdan müşteri alamıyoruz.
Habib baba üzülür… Rica, minnet eder, yalvarır…
– Ne olursun’ der,
– Kimseye varlığımı belli etmem, aceleyle yıkanır çıkarım.
Bu tozlu bedenle Rabbime ibadet ederken utanıyorum. Binbir dil döker. Hamamcı ehl-i insaftır… Dayanamaz… Kabul eder… Hamamın en sonundaki odayı göstererek …
– Baba şu odada hızla yıkanıp çık, para da istemem. Yeter ki vezirler, senin farkına varmasınlar.
Habib Baba sevinerek kendine gösterilen yere girer. Yıkanmaya başlar… Ve bu arada hamamcının karşısında yeni bir müşteri belirir. Boylu, poslu, genç, yakışıklı biridir bu gelen. Onunda görünümü fakirdir… Ama sadece görünümü… İkinci müşteri kılık değiştirmiş, 4.Murad’dır. O gün vezirlerinin topluca hamam alemi yapacaklarından haberdar olan padişah merak etmiştir.
– Hele bir bakalım, demiştir,
– Bizim vezirler, hamamda benden uzakta, kendi başlarına ne yaparlar, nasıl eğlenirler?
Ve bu merak padişahı, tebdil-i kıyafet ettirerek, hamama getirmiştir.
Az önce yaşananlar bir kez daha tekrarlanır…
Hamamcı vezirler der, almak istemez… Padişah ise, ne olursun der, bastırır ve padişah galip gelir… Habib Babanın yıkanmakta olduğu odayı göstererek, genç padişahın kulağına fısıldar:
– Şu odada bir ihtiyar yıkanıyor. Sen de sar peştemali beline, gir yanına…
– Beraber sessizce yıkanın, bir an evvel çıkın… Ve ekler:
– Aman ha! Vezirler varlığınızı bilmesinler.
Sonra 4.Murad da Habib Babanın yanına süzülür. Beraber sessizce yıkanmaya başlarlar. Bu arada, hamamın büyük salonundan gelen tef, dümbelek, şarkı, türkü sesleri ortalığı çınlatmaktadır…
Habib Babanın gözü, genç hamam arkadaşının sırtına takılır. Biraz kirlenmiş gibi gelir ona… Allah hikmeti gereği dostuna, o yanındakinin tedbil-i kıyafet etmiş padişah olduğunu ilham etmemiştir…
Ve yanındakini, görüntüsüne uygun, kendi gibi fakir bir delikanlı zanneden Habib Baba yumuşak bir sesle konuşur:
– Evladım, der,
– Sırtın fazlaca kirlenmiş, müsaade edersen bir keseleyivereyim.
Padişah aldığı bu teklif karşısında şaşkınlaşır ve çok memnun olur…
Memnun olur, çünkü ömründe ilk defa biri ona, padişah olduğunu bilmeden, sırf bir insan olarak, karşılık beklemeksizin bir iyilik yapmayı teklif etmektedir.
Memnuniyetle Habib Babanın önünde diz çökerken:
– Buyur baba, der,
– Ellerin dert görmesin.
Bu arada içerideki alemin sesleri hamamı çınlatmaya devam etmektedir. Habib Baba, 4.Murad’ın sırtını bir güzel keseler… Fakat padişah kuru bir teşekkürle yetinmek istemez.. Ne de olsa insandır ve o da her insan gibi kendine yapılan iyiliklerin kölesidir.
– Baba, der,
– Gel bende senin sırtını keseleyeyim de ödeşmiş olalım. Habib Baba, teklifin kimden geldiğinden habersiz, tebessümle:
– Olur evlad, deyip, sultanın önünde diz çöker. Bu arada, Sultan Murad kese yaparken bir yandan da Habib Babayı yoklar, ağzını arar…
– Baba, der,
– Görüyormusun şu dünyayı… Sultan Murad’a vezir olmak varmış… Bak adamlar içerde tef, dümbelek hamamı inletiyorlar, sen ve ben ise burada iki hırsız gibi…
Habib Baba Sultan Murad’ın cümlesini tamamlamasına fırsat bile bırakmaz, kendi hükmünü söyler… Sultan Murad’ın Habib Babadan duydukları, ağzı açık bırakıp, keseyi elden düşürten cinstendir:
– Be evladım, der, Habib baba,
– Sultan Murad dediğin kimdir? Sen asıl Alemlerin Sultanına kendini sevdirmeye bak ki, O seni sevince sırtını bile Sultan Murad’a keselettirir…
Uçak yok, İnternet yok, Bilgisayar yok. Facebook yok. TV yok. Whatsapp yok. Cep telefonu yok. Tablet yok. Araba yok. Sosyal medya yok. Kanka yok...
Dede cevap verdi;
---"Asıl siz bugün nasıl yaşıyorsunuz?
Kuran yok. Namaz yok. Dua yok. Edep yok. Paylaşma yok. Merhamet yok. Saygı yok. Sevgi yok. Şefkat yok. Onur yok. Karakter yok. Utanç yok. Zikir yok. Alçak gönüllülük yok. Zaman planlaması yok. Komşuluk yok. Allah için sevmek yok. Anneye babaya saygı yok. Vefa yok. Sorumluluk almak yok.. Yok da yok.
Yani evlad sizin zamanınızdaki yoklar bizim zamanımızdaki yoklardan daha çok demiş DEDEM!