Tumgik
#fosfor keşfi
aklingolgesi · 2 months
Text
ELEMENTLERİN HİKÂYESİ | BÖLÜM 16: “SPEKTRUM, IŞIK VE RENKLER I” (He, P, Cl)
Helyum, fosfor ve klor… Bu seferki bölümde bu üç elementi beraber konu almamızın sebebi, bölümün isminden de anlayacağınız üzere elementlerimizin isimlerinin spektrumlarıyla ve renkleriyle doğrudan bağlantılı olmaları. Ancak bu seferki konumuzu elementlerin fazlalığı sebebiyle 4 bölümde anlatıyoruz. Peki, bu bölümde ele alacağımız üç element ne zaman keşfedildi? Bu elementlerin hangi renklerle…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Agrohomeopati - Doğal ve Sürdürülebilir Tarımın Geleceği
Agrohomeopati - Doğal ve Sürdürülebilir Tarımın Geleceği
Tumblr media
#AgrohomeopatiDanışmanlık, #AgrohomeopatiDeneyimleri, #AgrohomeopatiEğitimi, #AgrohomeopatiIlaçları, #AgrohomeopatiKullanımı, #AgrohomeopatiNedir, #AgrohomeopatiPratikleri, #AgrohomeopatiUygulamaları, #AgrohomeopatiYöntemi, #BitkiBüyümesiniTeşvikEtmekIçinAgrohomeopati, #BitkiHastalıklarıVeAgrohomeopati, #Remedy, #ToprakSağlığıVeAgrohomeopati https://is.gd/gT7wrZ https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/blog/agrohomeopati-dogal-ve-surdurulebilir-tarimin-gelecegi/
Agrohomeopati, homeopati prensiplerinin tarım ve bitki yetiştirme uygulamalarına uygulanmasıdır. Homeopati, benzerin benzerle tedavi prensibine dayanan bir alternatif tıp yöntemidir. Agrohomeopati ise bitki hastalıklarının ve zararlıların kontrol edilmesi, bitki büyümesinin teşvik edilmesi ve toprak verimliliğinin artırılması gibi tarımsal konularda homeopati prensiplerinin kullanılmasını içerir. Bitkileri güçlendirmek ve doğal dirençlerini artırmak için bitkisel preparatlar kullanır. Bu preparatlar, homeopatik ilaçlar olarak adlandırılan düşük konsantrasyonlarda bitki materyalleri, mineraller ve diğer maddeler içerir. Bu ilaçlar bitkilerin büyüme döngüsüne, hastalık ve zararlılara karşı direncine, besin alımına ve toprak sağlığına etki edebilir.
Kimyasal ilaçların kullanımını azaltmayı hedefleyen organik tarım uygulamalarının bir parçası olarak ortaya çıkmıştır. Bitkilerin doğal savunma sistemini güçlendirmek, zararlıları engellemek veya kontrol etmek için bitkilerle uyumlu ve çevre dostu yöntemler sunmayı amaçlar.
Ancak agrohomeopatinin etkinliği ve bilimsel temeli hala tartışmalıdır. Bazı araştırmalar olumlu sonuçlar gösterirken, diğerleri etkinliği konusunda çelişkili sonuçlar elde etmiştir. Bu nedenle, agrohomeopatiyi uygulamadan önce, yerel yetkililerin yönergelerini takip etmek ve tarım uzmanlarından danışmanlık almak önemlidir.
Agrohomeopati Keşfi
Agrohomeopati, Dr. Vaikunthanath Das Kaviraj tarafından keşfedilmiştir. Dr. Kaviraj, Hintli bir veteriner hekim ve homeopatisttir. Agrohomeopati yöntemini, homeopatinin prensiplerini bitkiler ve tarım üzerinde uygulayarak bitki hastalıklarının tedavisinde ve bitki büyümesinin teşvikinde etkili bir yaklaşım geliştirmiştir. Dr. Kaviraj’ın çalışmaları, agrohomeopatinin tarım uygulamalarında alternatif bir yöntem olarak benimsenmesine ve dünya genelinde ilgi görmesine katkıda bulunmuştur.
Agrohomeopati uygulamasında, bitki hastalıklarının tedavi edilmesi ve bitki büyümesinin teşvik edilmesi için çeşitli homeopatik remedyler kullanılır. Bu remedyler bitki hastalıklarına, zararlılara veya diğer stres faktörlerine karşı koruma sağlamak ve bitki büyümesini teşvik etmek amacıyla kullanılır.
İşte bazı örnekler:
Calendula officinalis (Aynısefa): Mantar hastalıklarına karşı koruma sağlar.
Arnica montana (Dağ arnikası): Bitkilerin travma ve yaralanmalardan kaynaklanan stresle başa çıkmasına yardımcı olur.
Bellis perennis (Çimenpapatya): Bitkilerin kök gelişimini teşvik eder.
Hypericum perforatum (Sarı kantaron): Zararlı böceklerin ve bitkilerin stres kaynaklı zararlarının tedavisine yardımcı olur.
Silicea terra (Silika): Bitkilerin dayanıklılığını artırır ve toprak yapısını iyileştirir.
Phosphorus (Fosfor): Bitkilerin kök gelişimini teşvik eder ve bitki büyümesini uyarır.
Sulphur (Sülfür): Toprağın pH dengesini düzenler ve bitkilerin besin emilimini iyileştirir.
  Bu örnekler, yaygın olarak kullanılan remediye örneklerdir. Uygulanacak remedyler, bitkinin spesifik ihtiyaçlarına ve hastalık veya zararlı durumuna bağlı olarak belirlenir.
Agrohomeopati Uzmanı Nasıl Olunur ?
Homeopati Eğitimi: Agrohomeopati uzmanı olmak için öncelikle homeopati eğitimi almanız gerekmektedir. Homeopati alanında geçerli bir eğitim programına katılmanız ve homeopati prensipleri, ilaçların kullanımı ve hastalık tedavisi gibi konularda temel bilgi edinmeniz önemlidir.
Agrohomeopati Eğitimi: Homeopati eğitimini tamamladıktan sonra agrohomeopatiye özgü bir eğitim programı almanız gerekmektedir.  Uygulamaları, bitki hastalıklarıyla başa çıkmak, bitki büyümesini teşvik etmek ve toprak sağlığını iyileştirmek gibi konuları içermektedir. Bu alanda uzmanlaşmak için eğitimini tamamlamanız önemlidir.
Deneyim Kazanma: Agrohomeopati uzmanı olmak için pratik deneyim kazanmanız da önemlidir. Eğitim sürecinde pratik uygulamalar yaparak, bitki hastalıklarının tedavisi, bitki büyümesinin teşviki ve toprak sağlığının iyileştirilmesi konularında deneyim edinmelisiniz. Bu, gerçek dünya uygulamaları ve saha çalışmaları yoluyla elde edilebilir.
Sürekli Eğitim: Agrohomeopati alanındaki gelişmeleri takip etmek ve bilginizi güncel tutmak için sürekli eğitime devam etmeniz önemlidir. Yeni araştırmaları, yenilikleri ve en iyi uygulama yöntemlerini takip etmek, uzmanlığınızı geliştirmenize yardımcı olacaktır.
Uygulama ve Danışmanlık: Agrohomeopati uzmanı olarak, bitki hastalıklarının tedavisi, bitki büyümesinin teşviki ve toprak sağlığının iyileştirilmesi konularında danışmanlık yapabilirsiniz. Bu alanla ilgilenen çiftçilere, bahçe sahiplerine veya tarım sektöründe çalışanlara rehberlik edebilir ve uygulamalarını gerçekleştirebilirsiniz.
  Agrohomeopati uzmanı olmak için homeopati eğitimi almak, agrohomeopati eğitimi tamamlamak, deneyim kazanmak ve sürekli eğitimi sürdürmek önemlidir. Bu şekilde agrohomeopati alanında uzmanlaşabilir ve uygulama yapabilirsiniz.
0 notes
antikkuruyemis · 3 years
Text
Bitter çikolatanın bilinmeyen özellikleri
Tumblr media
Binlerce yıllık tüketim kültürüne sahip çikolata, bitter olarak tüketildiğinde yalnızca lezzet ve mutluluk değil sağlık da dağıtıyor.
Tarihte tanrıların yiyeceği olarak bilinen çikolatanın ana maddesi olan kakao öylesine değerlidir ki büyük ve kudretli medeniyetlerin ticaret yollarında para yerine kullanılmıştır. İşte bitter çikolatanın kısa tarihi ve bilinmeyen özellikleri…
Ticarette para yerine kakao kullandılar
Binlerce yıl önce ortaya çıkan çikolatanın başkahramanları ise Mayalar ve Aztekler’dir. Bu iki önemli medeniyet, kakao çekirdeklerini kavurup öğütüp su ile karıştırmış, mısır ve baharat ekledikleri bu karışıma da "Tanrıların Yiyeceği” ismini vermişlerdi. Aztek ve Mayalar, kakaoyu sadece içmekle kalmadılar, ticarette de para yerine kakao kullandılar.
Avrupa’da çikolatanın keşfi
Mayalar ve Aztekler çikolatanın sıvı halinin tadını çıkarırken Avrupa ise bu vazgeçilmez lezzetin tadını 16. yüzyılda fark etti. Kristof Kolomb’un keşif gezisinde gördüğü bu lezzet, İspanyollar tarafından önce Avrupa’ya, oradan da dünyaya yayıldı. İlk çikolata ise 1876 yılında İngiltere’de üretildi. Aynı dönemde İsviçreli Daniel Peter ise sütteki fazla suyu çıkarıp çikolatayla karıştırarak dünyayı sütlü çikolatayla tanıştırdı.
Bitter çikolata hakkında bunları biliyor musunuz?
- Aztek mitolojisine göre kakao ağacı, cennette yetişen "İyilik ve kötülük ağacı”nın yeryüzündeki temsilcisiydi.
- Çikolata kelimesi ise Aztek dilindeki "xocolatl” kelimesinden geliyor. "Xocol” kakao çekirdeklerinin gürültülü bir şekilde havanda dövülmesinden dolayı "gürültü”, "atl” ise "su” veya "içecek” anlamına geliyor.
- İçinde yüksek oranda kakao bulunan, süt ve süt türevlerini içermeyen çikolatalar bitter çikolata olarak kabul ediliyor.
- Yüzde 70–85 kakao oranına sahip 100 gramlık bitter çikolata ortalama 11 gram lif, günlük demir ihtiyacının yüzde 67’sini, magnezyum’un yüzde 58’ini, bakır’ın yüzde 89’unu, manganezin yüzde 98'in ve ayrıca bol miktarda potasyum, fosfor, çinko ve selenyum içerir.
- Güçlü antioksidan etkisiyle yaşlanmayı geciktiren flavonoidlerin sebze ve meyvelerin yanında en çok bulunduğu lezzetlerin başında bitter çikolata geliyor.
- Bitter çikolata, beyin fonksiyonlarını desteklerken kalbi koruyor. Enerjiyi yükselttiği gibi stresi de azaltıyor.
- Sağlığa faydalı doymamış yağ asidi içeren bitter çikolata, kötü huylu kolesterolü düşürürken iyi huylu kolesterolü ise yükseltiyor.
- Bitter çikolatanın içerisinde bulunan teobromin, özellikle soğuk kış günlerinde pek çok kişinin muzdarip olduğu öksürüğe ve boğazdaki kaşıntıya iyi geliyor.
Çikolatalı ürünlerimizi incelemek için tıklayın!
0 notes
bilimdergi · 4 years
Text
MARS’IN YAŞAM BELİRTİSİ "TİSSİNT GÖK TAŞI"
Tumblr media
Mars denildiğinde insanlar tarafından akıla gelen ilk şey Mars’ın ölü bir gezegen olduğu düşüncesiydi. Son zamanlarda Mars’ın jeolojik ve volkanik olarak aktif olduğu bilim insanları tarafından ima edilmektedir. Mars’ın derinliklerinde oluşan bir göktaşı Mars’ın manto tabakasındaki magma konveksiyonunun ilk sağlam ve somut kanıtı olarak görülüyor. Bir ihtimal olarak Tissint göktaşı 2011 de Dünya’ya düşen Olivin kristalleri konveksiyon akımlarında hızla döndüğü için değişen sıcaklıklarda oluşmuş olabilir diye tanı konuldu.
Tumblr media
MARS’IN YAŞAM BELİRTİSİ "TİSSİNT GÖK TAŞI" Bu kristaller 574 ile 582 milyon yıl önce gezegenin aktif olduğunun en açık göstergesi oldu. Olivin nadir bir maden değildir. Açılımı ‘magnezyum demir silikat’ tır. Olivin Dünya yüzeyinde magmastik kayalarda bulunur. Ayrıca Olivin Marsta da oldukça yaygındır. Mars’ın yüzeyindeki Olivin gezegenin kuru olmasının sebebidir. Tissint içindeki Olivin kristalleri incelendiğinde magma odasının oluşturduğu alanı anlamaya çalışırken kristallerin düzensiz aralıklı olarak dizilime sahip oldukları ve fosfor açısından zengin bantlara sahip oldukları kanısına varıldı. Soğuma hızları saatte 15-30 santigrat derecedir. Bilim insanları Olivinin denge sıcaklığı ile beraber kristalllerin oluşturduğu mantodaki sıcaklığı bulmak için termodinamik hesaplamalar yapmayı deniyorlar.
Tumblr media
MARS’IN YAŞAM BELİRTİSİ "TİSSİNT GÖK TAŞI" Dünya’nın 4 ile 2.5 milyar yıl önceki ortalama manto sıcaklığına yakın olarak Mars’ın geç amazon döneminde yaklaşık olarak 1.560 santigrat dereceye sahip olduğunu buldular . Bu Mars’ın mantosunun altında ısıyı saklayıp muhafaza edebileceği anlamına geliyor. Bulunan  yeni sonuçlar Mars’ın bugün hala volkanik olarak aktif bir gezegen olduğunu kanıtlıyor.
Volkanlar
Marstaki iki büyük ve eski volkanın hala aktif olabileceği geçen zamanlarda öne  sürülmüştü. Volkanlarda 3 milyon yıl önce gerçekleşen patlamaların sonucu olarak ortaya çıkan yüksek sıcaklığın büyük buz kalıplarını ve kütlelerini eriterek, herhangi bir canlının yaşamını sürdürmek için gerekli olan su haline getirdiğini tahmin etmişlerdi. Tissint göktaşının keşfi ile öne sürülen volkanik patlamaların doğruluk payı çok fazla bir oranlada arrtmış oldu. Dünya’nın bir çok ülkesinde ve üniversitesinde yürütülen Mars bazlı çalışmaların ve öne sunulan çoğu teori ve tezin doğruluk payı ve kanıtı gün geçtikçe artmaktadır. KAYNAK: https://www.sciencealert.com/an-ancient-meteorite-is-the-first-chemical-evidence-of-volcanic-activity-on- http://arsiv.ntv.com.tr/news/69906.asp Read the full article
0 notes
Text
Hardalın faydaları nelerdir? Hardal hangi hastalıklara iyi gelir? Siyah hardal tohumu nasıl kullanılır?
Memleketimizde tüketimi çok olmazsa da son vakitlerde yerküre umumunda tanınan hale gelen hardal hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Tohumu baharat olarak kullanılan hardal bilhassa mutfaklarda et ve çeşidi yemeklere daha ziyade lezzet katmak için kullanılır. İçeriğindeki çözücü hususlar sayesinde bilhassa kas ve kemik illetlerini önlemede yarar sağlayan hardala dair her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz. Pekala hardalın yararları nelerdir? Hardal hangi marazlara düzgün gelir? Siyah hardal tohumu nasıl kullanılır?
Sarı çiçekli otsu bir bitkiden elde edilen hardal tohumları öğütülerek baharat ya da sos haline getirilerek tüketilir. Hardal Amerika’da yetiştirilir ve yaygın olarak kullanılır. Keskin bir tadı olan hardal tohumları, turşu salamuralarında, et ve deniz eserlerinin pişirilmesine eklenir. Hindistan ya da tereyağı ile kızartılan hardal tohumları etrafa lâtif bir koku verir. bu çeşni mahsusen fırın yemeklerine katılır. Tohumlar beyaz, siyah ve al renklerden oluşur. İçeriğinde kükürt barındıran hardal sıcak suya eklendiğinde acı ve bozuk bir koku salgılar. Zehir üzere olan bu formül mütehassıslar tarafından önerilmez. Hardal; kalsiyum, magnezyum, fosfor ve potasyum barındırır. Hardalın keşfi yerli Amerikalılara dayanıyor. Yiyecek olarak tüketmek için üretilen hardalın güzelleştirici özelliği sayesinde ilaç olarak da kullanılmıştır. Mahsusen kas ve kemik rahatsızlıklarının önüne makbul. Göz sıhhati için A vitamini gereklidir. Hardal A vitamini bakımından varlıklı bir besindir.
HARDALIN YARARLARI NELERDİR? HARDAL HANGİ MARAZLARA UYGUN GELİR?
– Bağırsak florasını artırarak daha fonksiyonlu çalışmasını destekleyerek kabızlık ve şişlik meselelerini önüne makbul. Mütehassıslar kabızlık sorunu çeken bireylerin bir kaşık tüketmelerini tavsiye eder. 
– Bal ile karıştırılıp tüketildiğinde boğaz enfeksiyonlarını, akciğerleri temizler. Böylelikle daha güçlü bir teneffüs sağlar. Mevsim geçişlerinde bir kaşık tüketilmesinde yarar var.
– Güçlü bir selenyum ve potasyum olan hardal güçlü bir ağrı kesici özelliği vardır. Bilhassa romatizmal ağrılara düzgün gelen hardal, kas ve kemik sıhhatini güçlendirir.
– Antioksidan özelliği olan hardal, cildin daha parlak ve canlı görünmesini destekler. Cilt hücrelerini yeniler. Lakin bilirkişiler hardaldan elde edilen maskelerin ağır olarak kullanılmaması gerektiğini vurguluyor.
– Hardal tohumundan çıkartılan yağla boyun, diz ve bel ağrıları sırasında sürülerek uygulandığında ağrıyı hafifletir. Birebir hengamda hardal yağı ile tüm vücuda masaj yapıldığında kan akışı düzenlenir. 
– A vitamini bakımından güçlü olduğundan göz sıhhatinin yanı sıra bağışıklık sistemini yenileyerek illetlere karşı direnci artırır.
– Apse olmuş diş etine ya da ağız içi yaralarda yanım sirke suyunun içine bir çay kaşığı hardal ekleyerek karıştırıp gargara yapın. Bu karışım ağız içindeki enfeksiyonu azaltır. Ayrıyeten diş yüzeyinde oluşan kahve rengi tabakayı yok ederek diş rengini korur. 
– İçerdiği potasyum kan akışını dengeleyerek yükselmesini önler. Bu da inme, felç ve yüksek tansiyon risklerini azaltır. 
– Akciğer için mucize bir yararı vardır. Vücutta hassas organlardan biri olan akciğer zarı hem hava yoluyla hem de beslenmeyle önemli deformeler yaşar. Bunun önünde geçmek ve akciğer zarını yenilemek için hardal tavsiye edilir. Güçlü bir iltihap söktürücüdür. 
SİYAH HARDAL TOHUMU NE İŞE YARAR? İBRAHİM SARAÇOĞLU…
– Huzursuz bacak sendromunu önler.
– Kan akışını ve kan orantısını artırarak el ve ayak üşümesinin önüne makbul.
– Damar tıkanıklığı ve kireçlenmesini ketler.
– Masa başı çalışanlarda sıklıkla yaşanan karpal tünel sendromunun yaşanma riskini azaltır. 
– Sindirim sistemindeki hücrelerin fonksiyonlarını artırır.
HARDAL TOHUMU KÜRÜ;
Bir ay boyunca nizamlı olarak her gün bir çay kaşığı hardal tohumunu suyla birlikte ilaç üzere yutun. Gelgelelim böbrek ve tiroid şikayeti olanların bunu tüketmesi gerçek değildir. 
HARDALIN ZARARI VAR MIDIR?
Çok sık tüketildiğinde alerjik reaksiyona neden olur. Güçlü bir iltihap kurutucu olan hardal çokça tüketildiğinde karaciğer ve akciğere hasar verebilir. 
Hardalın faydaları nelerdir? Hardal hangi hastalıklara iyi gelir? Siyah hardal tohumu nasıl kullanılır?
0 notes