Kaç Tür Yunus Balığı Vardır? Birçok akvaryum ve su temalı park, sevimli yunusları reklam kancası olarak kullanırken, yunus memeliler ailesinin ne kadar büyüleyici ve çeşitli olduğu genellikle hafife alınır. Yunus türleri, dünyanın her yerindeki sularda, hem tatlı hem de tuzlu su ortamlarında bulunabilir. Yunuslar havayı solur, canlı doğumlar gerçekleştirir ve yiyecek bulmak ve suda gezinmek için…
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde denizin derinlerinde yaşayan bir yunus balığı varmış. Bu yunus balığının adı Dogi’ymiş. Dogi denizde ki hiç bir deniz canlısı ile anlaşamaz hep tek başına yüzermiş. Bu duruma üzülse de kimseye yalnız olduğunu söyleyemezmiş.
Günlerden bir gün Dogi tek başına yüzerken, diğer yunusların ve küçük balıkların hep birlikte yüzdüğünü görmüş.…
sevdiğin o şarkı çalıyor, hadi öldür kendini
kanından o hayal dünyasına bir ırmak ekleyelim,
hatta dur bu şarkıda ben de öleyim,
cesedim yüzsün o ırmakta.
hadi öl dür bu defteri, kanınla imzala
tanrı kan kusuyor diyebilmeliyim artık.
başını sok pencereden içeri odamızın manzaraya ihtiyacı yok,
biraz sigara birkaç bira yeter bize duman çıkmasın kapat pencereyi
biraz daha kapat gözlerini biraz daha sarhoş olayım
omzunda sağdan sola sonra soldan sağa
boynunu 360 derece dönmeden
boynunda yalnızlık 360 derecede yanmadan
yürümesin dudaklarım,
dışarısı boydan boya keskin bu yolculukta
bu trenden başını çıkarma, lütfen
bir bir kopacak ardımızdaki vagonlar gel ileriye biraz daha
endişelenme,
ileride
bir tünel bulur kayboluruz.
bakarsın bu tren bir ırmağa yuvarlanır
bakarsın cesetlerimiz bir kalp at��şı gibi dalga verir ırmaklara
bakarsın cesetlerimiz
bir yunus balığı neşesiyle dalar çıkar
bakarsın ölmeyiz.
hatta sen bana bakarsan hiç ölmeyiz
ağzımdan ağzına yürüyen bir soluk bizi hep canlı tutar
ağzımdan ağzına bir çocuk yürür
o şarkı çalıyor hala hadi ölelim artık
artık o şarkıya ihtiyacımız yok biliyorsun
sesini aldım tellerimi verdim sana bütün kuşlarını buna kondur
bununla boğ bu tellerle bu dünyayı boynundan
bu hüznü öldürürsen katil sayılmayacaksın
sana söz veriyorum, suçunla birlikte üzerime alacağım seni
bir hüznü saklar gibi sarılacaksın bana
herkes çok sıkıcı diyerek bir portakal gibi yürüyeceğiz
başını omzuma gömeceksin biraz ağlarsan da
portakal bahçesi gibi güzel kokacak
hadi şarkı devam ediyor
öldür
göğsündeki bıçak iyice girsin diye sarılırken insanlar
avuçlarındaki kir içine geçsin diye tutarken ellerini
gözyaşlarını silerken teninin rengi akmışsa
gel öp beni
gel tadımı kaçır
gel tadını karıştır
sarıldıkça tersine döndürürüz
sarıldıkça
göğsündeki bıçakla göğsümdeki portakalı keserim
gel
içindeki keder çıksın diye kalbimi kır.
bu hüzün dağılsın diye
gel kalbimi parçala.
liğme liğme edercesine gel beni kendine ayır
ne alkolümüz var ne uyuşturucumuz var ne de zinamız var fıstık yiyerek imdb'de 2 puan almış köpek balığı filmleri izliyorum böyle boşa yaşanmış ömrün ederini sikeyim ya yunus emre bile dergahta daha şaşalı yaşamıştır..
Artvin'in Hopa ve Kemalpaşa ilçeleri sahillerine vuran ölü yunus balıklarını gören vatandaşlar, yetkililere verdi. Farklı bölgelerde balıkçılar ise ağlarına takılan ölü yunus balıklarını kıyıya çıkardı. İhbar üzerine bölgeye Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü ekipleri gelerek, yunus balıklarının ölüm nedenleri ile ilgili çalışma başlattı. "Yem stoku azalınca liman içine bile girebiliyorlar"Hopa Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Zafer Öztürk, yunus balıklarının balıkların izini takip ederek bölgeye geldiğini ve burada avcılık yaptıklarını belirterek ölümleri doğal olduğunu söyledi. Öztürk, ”Yem stoklarının denizde azalmasından kaynaklı yunus balıkları limanın içine bile girebiliyor. Bundan kaynaklı faklı sebeplerden ölümler yaşanabiliyor.” dedi."Yem sıkıntısı yaşamış olabilirler"Kentte 30 yıldır balıkçılık yapan Erdinç Başlılar ise şu ifadeleri kullandı:Son zamanlarda yunus ölümleriyle ilgili bayağı gözlemlerde bulunuyoruz. Mevsim geçişlerinde olan hadiseler. Genellikle bölgemizde her sene yunus ölümleri gerçekleşir. Fakat bu sene biraz fazla oldu. Yem bulamamasından kaynaklı olabilir. Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü ekipleri araştırma yapıyor. Yunus balıkları öldüğünde dibe batmıyor, su üstünde oluyor. Akıntıyla kıyıya vurunca vatandaşlar görünce bayağı bir ölüm olduğunu düşünüyor. Bence doğal olan ölüm bunlar. Yunus balığının Karadeniz’ de düşmanı olmadığı için nüfusu gittikçe artmaktadır. Yem sıkıntısı yaşamış olabilir beslenmeden kaynaklı olabilir bu ölümlerde haliyle oluyor. Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)
32 yaşıma geldim ama hâlâ Sonbahar'a alışamadım gitti. Bu aylarda ruhumun her yeri, düşmanım tarafından bi gece tan ağarmadan önce gizlice mayınlanan tarla misali delik deşik edilmiş gibi hissediyorum. Ve gün söktüğünde, dışarı çıkıp bulutların arkasına saklanmış güneşe bakarken attığım adımlarım, bastığım anda içimi paramparça edecek olan anılardan ibaret mayınlara denk geliyor.
Bunların hepsinin Sonbahar'da olduğunu ve eğer ondan sağ çıkarsam, sonraki Sonbahar'larda da tekrar olacağını biliyorum. Bu yüzden olsa gerek çoktan alıştım da. Ama alışmış olmama rağmen, her Sonbahar sonrasında içimi tekrar tekrar toplamaktan da yoruldum..
Offffff şu koca ağaç dallarından atlayarak tekrar ölmek istercesine intihar eden milyonlarca yaprağı ve her yeri çamura dönüştüren yağmurları da sevmiyorum. Hepsi ölümü çağrıştırıyor, sanki ölüme çağırıyor. Biliyorum biliyorum, ölüm çok normal bir şey. Her soluklananın mutlaka öleceğini de biliyorum.
Zaten ben de kocaman bir adamım, bir gün basit bir nedenden, yada çok zor bir illeten dolayı da olsa öleceğimi biliyorum. Ve bunun farkında olarak söylüyorum; ölümün romantik bir yanı yoktur, ölümün kendisi acı getirir, ölüm acıdan ibarettir ve Sonbahar, benim için bundan başka bir anlama gelmiyor. Sıçtığımın Sonbahar'ı.
Keşke elimde olsa da, Eylül'ün ilk günü uyutulsam, Ekim'i hiç uyanmadan geçirsem ve Kasım'ın son günü gözlerimi, daha dün uyumuşum gibi açıp hayatıma kaldığım yerden tekrar devam etsem.
Çünkü bu 3 ayların hepsi hüzünlü ve doğrusunu söylemek gerekirse bu tür havalarda ihtiyacım olan tek şey; ana'mın, 50 kilo koyun yünü doldurduğu kalın yorganı.
Hem ağırlığı altında daha az hareket etmeme yarıyor, hem de uyuşmaya başlayan bedenle beraber ruh da uyuya kalmak için fırsat kolluyor. Sonrası hareketsiz geçen bir kaç saat, uyanınca ise; bir anlık da olsa kendine gelmiş olma güzelliği.
Şimdi, ana'mın yorganını bir kenara atıp, Sonbahar'a dönecek olursak; benim için bitmeyecek olan olumsuz algısına rağmen, çevremdeki insanlara göre ben iflah olmaz bir romantiğim ve dolayısıyla yağmurlu havalarla beraber gelen Sonbahar'ı kendimden bile daha çok sevmem lazım.
Oysa, oysa bilirim kendimi romantik de değilim. İnsan zaten kendinin ne bok olduğunu, herkesten daha iyi bilir.
Bu yüzden olsa gerek, beni tanıyanlar, Sonbahar'ı sevdiğim konusunda yanılıyorlar ve onlara; bu mübareksiz 3 ayı sevmediğimi söylemekten, nedenini açıklamaktan da yoruldum.
Ama tabii belki şu şartla, sonbahar'ı ve kendisiyle beraber getirdiği rezilliği sevebilirim; ay sonu gelecek olan faturayı zerre kadar düşünmeden, kombiyi sonuna kadar açmış halde, boğaz manzaralı bir evin iç penceresinin dibinde, pofuduk kırlent ve yastıklara gömülmüş sevgilinin koynuna girip, yolunu şaşırmış yunus balığı kafilesinin yağmur sevincini izleme şartıyla.
Evet evet, bu şartla veya benzeri diğer şeyler olursa Sonbahar'ı sevebilir ve hatta romantik bile bulabilirim.
Ama tüm bunlar yokken, ay sonunu düşünerek sımsıkı sarındığım, hammaddesi petrol olan ucuz battaniyem ve kanser'in herhangi bir türünü garanti eden ne idüğü belirsiz kahve kupalarından içtiğim kahve'nin beni mutlu edeceğini düşünmüyorum. Böyle bir dünya yok.
Çünkü doğrusunu söylemek gerekirse; mutluluk tamamen parayla ilgili ve belki bi ihtimal; bir de sevdiğiniz kişiyle yaptığınız seksle. Ama en çok altını çizerek yinelemek gerekir; mutluluk, en çok; parayla ilgili.
Bu yüzden, para musluklarının başında duran insanların sizi kandırmalarına ve fakirliği romantik buldurmalarına izin vermeyin. Sizi kekliyorlar, hepimizi keklediler. Beni de keklemişler. Babamı da keklemiş oldukları gibi ve annemi, ve komşumuz Hafize ablayı, apartmanın merdivenlerini daire başı 15 TL'ye yıkayan 2 çocuklu şaşı temizlikçi kadını, onun sakat kocasını da keklemişler.
Hepimizi, o güzel görünen ucuz laflarla kandırdılar. Beynimizi tatlı tatlı yediler ve farkında değildik.
Bu yüzden olsa gerek; edebiyatçıların, yazarların ve şairlerin, fakir halkı kandırmak için uydurdukları iki kelimelik, fakir avuntularını, kandırmacalarını da hiç sevmem.
Zaten biliyorsunuz; damı akan, rutubetten ciğerleri çürüyen, farelerle birlikte yaşamaktan başka çaresi kalmamış insanların seks yaparak mutlu olmaktan başka şansları da yoktur.
Konu nereden nereye geldi. Yine heps seks. İçim dışım seks. Ben iflah olmaz bir sekskolik olabilirim. Ama açıkçası durum şu ki; 1 aydır seks yapmadım.
Ve belki de hayatımda ilke kez seks'e bu kadar uzun ara vermiş bulunmaktayım. O yüzden sonbahar bitsin istiyorum. Anlıyor musunuz?
Daha önce şurda yayınladım: https://hayaterkegi.blogspot.com/2016/12/sonbahara-sovgu.html
Ürün Kodu: FNLL1133 Love Dolphin 10 Fonksiyonlu Titreşimli Penis Halkası Klitoris Uyarıcılı 10 Fonksiyonlu Özel Titreşimli Penis Halkası Yunus balığı figürlüdür Klitorisi uyarır Cilt dostu malzemeden üretilmiştir Kolay temizlenebilir Tek kullanımlık değildir Temizlik için alkol,deterjan,kolonya gibi ürünler kullanmayınız! Her kullanım sonrası ılık su ile temizleyiniz. #taksimsexshop #penishalkası #penishalka #penissleeve (Istanbul, Turkey) https://www.instagram.com/p/CoIiKHIOq_i/?igshid=NGJjMDIxMWI=