Unuttun mu beni gerçekten? Verdiğin sözleri hatırla onlar seni bana getirir eminim bi gün geliceksin o zaman ben eskisi gibi olmam senin bana ördüğün duvarın arkasında ellerimde çiçekler beklerim seni ama kusura bakma eski okyanus kalmadı balıklar suyun içinde intihar etti. Sizi çok özledim bayım ama ne kadar koşsam da yetişemeyeceğim bir tren oldunuz.
Eğer 12.04.2021 tarihinde tb'de "iyilestiremezdikk" "iyilestiremedikk" "iyilestiremedim"isimli blog olmasa ,hayatta olmadığımı anlayın .Sizi çok çok çok seviyorum ...ve seni çok sevdim ,intiharım...Kendinize iyi bakin ..hoşçakalın....
Saatin tik-tak sesleriyle yalnızlığımı ölçüyorum,
Empatiyle kurarak da insanlığımızı.
Tarih: 08.03.2017
Ben bugün;
Münevverim,
Fatma’yım,
Özge Can’ım,
Songül’üm,
Kader’im,
Kaderimde yazmayan şekilde katledildim.
Zehra’yım,
Seda’yım.
Ben bugün kadınım, bu dünya da yaşamaya çalışmaktayım.
Yıl 2010: 180
Yıl 2011: 121
Yıl 2012: 210
Yıl 2013: 237
Yıl 2014: 294
Yıl 2015: 303
Yıl 2016: 328
‘’Bu nedir?’’ dersiniz. Kadın cinayet sayısı, bazılarına göre ülkenin başarı grafiği. Yazık bize. Yazık size. İnsanlığımıza yazık. Sözde ağzımızda demokrasi davası, peki kim ödeyecek bu canların hesabını? İnsanlığımıza dair parçalarımız nerede? Ben söyleyeyim, 1673 kadının mezarında ve hatta daha basının açıklamadığı binlerce kadının mezarında. Öldürdünüz, yetmedi tecavüz ettiniz, yetmedi yaktınız, yetmedi vurdunuz, yetmedi kestiniz. Taciz ve tecavüzde tüm dünya bizi ayakta alkışladı, yetmedi size, ne yaptınız? Çocukları evlendirdiniz, ne yaptınız? Oyuncaklarını elinden zorla aldınız. Neydiniz siz? İnsan mı, Müslüman mıydınız siz? ‘’Cennet, annelerin ayakları altındadır.’’ Demedi mi bize, peygamber? Siz insan mıydınız? Neydiniz lan! Erkek misiniz, bir kadını katlediyorsunuz? İnsan mısınız ki, birine tecavüz ediyor, yakıyor ve öldürüyorsunuz. Merak ediyorum, bir gün Tanrı’nın huzuruna çıkınca ne yapacaksınız? Hayatı zindan ettiniz, kadınları katlettiniz. Bunlar yetmedi insanlığımıza, savaşlar açtınız. Kadınları, çocukları, yaşlıları, gencecik insanların canlarını aldınız. Yetmedi, katliamlar yaptınız. Sizler insansanız, ben insan olmak istemiyorum. Bir söz vardı, kimin söylediğini hatırlamıyorum.
‘’Eğer dünya da barış istiyorsak, uluslar arasında bir barış olmalı. Eğer uluslar arasında bir barış istiyorsak, şehirler arasında bir barış olmalı. Eğer şehirler arasında bir barış istiyorsak, komşular arasında barış olmalı. Komşular arası barış istiyorsak da evde bir barış olmalı. Evde bir barış olabilmesi içinde kalplerde barış olmalı.’’
Bakıyorum da bu söz size çok uzak, niye mi? Kalbiniz yok sizin. Hepiniz cani yaratıklar haline geldiniz. Siz insanlığınızdan utanıyor musunuz? BEN UTANIYORUM! SİZİN YÜZÜNÜZDEN.
Hepinizin ağzında bir barış lafı var. Barış… ‘’Barış için savaşmak, bekaret için sevişmeye benzer…’’ Size bakıyorum da gülüyorum, milyonlarca yalancı. Kendine insan diyor, çalıyor, öldürüyor, yağmalıyor.
Ben Fatih’in torunuyum, Konstantin’i alıp insanlarına dokunmayan…
Ben Atilla’nın torunuyum, Tanrı’nın kılıcı olup adaleti sağlayan…
Ben Mustafa Kemal Atatürk’ün torunuyum, kadınların sayılmasını sağlayan, insanlığa insanlık dersi veren…
Sizler nesiniz peki? Aç gözlü kapitalist pislikler. Sizler nesiniz peki? Sadist, tecavüzcü haysiyetsizler.
Çıkarlarınız uğruna insanlar vurdunuz. Doğruları söyledi Fidan’ları astınız, Nesin’leri yaktınız. Şimdi soruyorum size, nesiniz? kimsiniz? Sadece Türkiye’ye değil bu sorum, Dünya denen gezegenin her tarafına. NESİNİZ SİZ, KİMSİNİZ? Tanrı bile pişmandır sizi yarattığına. Sizlerle empati kurarak insanlığımı ölçmek istedim. Fakat, sizin gibi yaratık olmayı beceremedim, üzgünüm… Bence hepimizin sorması gereken sorular var kendine.
Bazen düşünüyorum, bazılarının yapamadığını bilerek. Tanrı bizleri yaratmasa nasıl olurdu? Şeytan, Tanrı’ya karşı çıkmasa neler olurdu? Sonra sizlere bakıyorum, yani bazılarınıza ve sonra tiksiniyorum. Hepinizin üstüne öfkemi kusmak istiyorum. Ancak sizden bir farkım kalmaz diye yapamıyorum. Ben sizler gibi kötü birisi olamıyorum. Bir gün umarım, bir yerlerde insan olduğunuzu hatırlarsınız. Bir gün umarım, bir başkasının bakış açısıyla bakarsınız. Çağımızın büyük sorunlarından biri: ‘’Din afyonu ile uyutulmamızdır.’’ Tanrı kitaplar yazdı, onları okumadınız. Ne yaptınız? Bazı insanlara inandınız. Güzellikten uzaklaştınız. Dönüp başa sarmak istiyorum bu hayatı, insanların öldürülmediği bir yere. Silahlar, kurşunlar, bombalar hepsi kirliliktir. ‘’Söylesene Vera, çocuklara sıkılan hangi kurşun kahpe değildir?’’
Bir gün görebilme ihtimalinizi sayarak konuşuyorum. Düşünün. Dünyaya günahtan başka şeyler de bırakırsınız. Zor sizin için biliyorum, ama yaparsınız. Belki güneş tersten doğunca, belki yerle gök birleşince…