Tumgik
#Orman Çocuğu
kitaplardangelen · 24 days
Text
Tumblr media
Elim kırılsaydı da bu şiiri yazmasaydım
Ahmet Muhip Dıranas'a şöhret getiren 'Fahriye Abla' şiiri, Türk edebiyatının da en ünlü ve gizemli şiirlerinden biri oldu. Önce 'Fahriye Abla'nın gerçekten var olup olmadığı üzerine tartışmalar yapıldı, sonra sinema filmi çekilen ilk şiir oldu. 1984 yılında Yavuz Turgul tarafından sinemaya uyarlandığında büyük yankı yaptı. Yeşilçam'ın unutulmazları arasına giren film, o dönem Fahriye Abla'yı oynayan Müjde Ar'ın da ününe ün kattı.
Peki, filmde, 'mahallenin güzel, ancak haksız dedikodulara konu alan Fahriye Abla'sı', gerçekte nasıl biriydi? Fahriye Abla, Ahmet Muhip'in hayali miydi yoksa gerçek miydi? Dıranas, 'Fahriye Abla' şiirini yazdığı için hiç pişmanlık duydu mu? Kollarında öldüğü eşi Münire Dıranas'a 'Fahriye Abla' konusunda ne vasiyet etti?
Bu soruları, gazeteci Ebru Toktar Çekiç, Münire Dıranas’a sordu.
Ahmet Muhip Dıranas ile nasıl tanıştınız?
Babam öldüğü zaman, annem bir avukatla evlendi. Bu yüzden annemin babası olan dedemin evinde büyüdüm. Dedem, Ankara'da eski Orman Bakanlığı yakınlarında bir konak aldı. Ankara'da Ticaret Lisesi'nde okurken, Çocuk Esirgeme Kurumu'nda çalışan teyzemi sık sık ziyaret ederdim. Muhip Bey, müdürle görüşürken beni görmüş. Beni görünce gözlerini öyle dikti ki bana, hiç ayırmadı. Tabii belirteyim ki o zaman dünya güzeliyim. Şimdi bakmayın cildimin bozulduğuna! Her neyse Dıranas da yakışıklı, şöhret sahibi bir adam. O sırada 17-18 yaşlarındaydım. Muhip Bey, 32 yaşında. Beni takip etti, okula gidiyorum, kapıda bekliyor, eve gidiyorum, önünde bekliyor... Ve bir gün evlenme teklif etti. Önce karşı çıktım, fakat o çok ısrar etti. Liseyi bitirmiştim, dedem de ölünce onunla evlendim.
‘Muhip’i baba gibi sevdim’
Muhip Bey'i sevdiniz mi peki?
17 yaşında bir çocuk, 32 yaşında bir adama o sırada 'Seni sevdim' diyemez. Annem, babam, dedem hepsi ölmüştü. Yalnız kalmıştım. Evlenmek zorunda kaldım. Ama Muhip Bey ile evlenmekten hep memnun kaldım. Ona, bohem yaşantısı olduğu halde, hiçbir zaman karşı gelmedim. Ben daima dürüst ve saygılı bir şekilde hayatımı sürdürdüm.
O sizi çok sevdi anlaşılan?
Herkes 'Fahriye Abla' şiirini konuşur ama Ahmet Muhip Bey, tek şiir kitabını bana ithaf etti. Kendisi bohem adamdı. İçkisini devam ettirdi benimle beraber. Ben hiçbir zaman karşı çıkmadım. Ama o da bana her zaman sevgi, saygı besledi, daima beni methetti. Ben onu hep baba gibi sevdim. Fakat maalesef, bu büyük adamın çocuğu olmuyormuş. Ama ben ondan ayrılıp, başkasıyla evlenmedim.
Hayatından çok kadın geçmiş
Çocuğunuzun olamaması Muhip Bey'den kaynaklanıyor yani?
Sorun ondan kaynaklanıyor. 17 yaşında genç kızım, çocuğum olmaz mı?
Peki, Dıranas'ın çocuğu niye olmuyor?
Çünkü Muhip Bey, benden önce birçok kadınla macera yaşamış. Müthiş bohem yaşamış. O kadarını açıklamayalım artık.
O öldükten sonra genç yaşta dul kaldınız, ama evlenmediniz. Kararınızdan pişman mısınız?
Benim acayip huyum vardır. Namus mefhumu beni her şeyde engellemiş, fakat birçok konuda da başarıya ulaştırmıştır. Çok şükür, şerefimle ayaktayım, ama tabii ki yaşlandım ve yorgunum. Baksanıza yüzüm çok bozuldu benim. Çünkü bin bir dert içinde yaşıyorum. Yalnızlık zor. Ama ben ikinci bir erkeğin koynuna girmedim. Hasan åli Yücel'in annesi beni çok severdi. 'Münire bir büyük adam geldi, onunla evlenirsen Kapalıçarşı'dan ne istersen alacağını, seni dünya turuna çıkaracağını, malvarlığını bile vereceğini söylüyor; gel evlen, bak çocuğun olur, daha çok gençsin' dedi. 'Benim hayatıma sadece eşim girmiştir, başka biri daha giremez' dedim ve kabul etmedim.
'Fahriye Abla' şiiri ne zaman yazılmış?
Benimle evlenmeden yazılmış bir şiir.
‘Fehriye abla sübyancıymış’
Peki, kim bu Fahriye Abla?
Halk bu şiire bayılıyor! Ben evlendiğimde Fahriye kim bilmiyordum. Bu ünlü şiiri öğrenince 'Kim bu Fahriye?' diye sordum. İlişkisi olan bir komşusuymuş. Yani olay şu: Muhip Bey'in babası askeri fabrikalarda çalışıyor. O sırada işçiler için Cebeci'de yaptırılan İşçi Evleri'nde kalıyorlar. Fahriye de Muhip Bey'in annesinin komşusu. Sürekli evlerine girip çıkarmış. Aslında Fahriye evli, çoluk çocuk sahibi bir kadın. Ama başkalarıyla da düşüp kalkan hafifmeşrep bir kadın. Zannediyorum Muhip Bey'i de tavlamış o dönem. Muhip Bey, o sıralarda bir sübyan. Yeni erkek olmuş yani. Sanıyorum 15-16 yaşlarında. Fahriye de galiba sübyancıymış!
İlginç vasiyet
Adına şiir yazılan bu kadını kıskandınız mı hiç?
Allah Allah, bu çok saçma bir soru! Ben dünyaya gelmeden 3 yıl önce Muhip Bey, Fahriye Abla'yı tanımış. Fahriye'yi görmedim hayatımda! Muhip Bey benle evlendiğinde Fahriye işi çoktan bitmişti.
Merak ettiniz mi Fahriye Hanım'ı?
Ben, hayatım boyunca Fahriye ismi ile hiç ilgilenmedim. Çünkü benden önce yaşadığı bir kadın. Benden sonra değil bu! Ama Ahmet Muhip Bey, kollarımda ölürken bana ağlayarak ne dedi biliyor musunuz? İlk kez açıklıyorum; Kuran çarpsın ki doğrudur. 'Münire sakın Fahriye'yi gündeme getirme! Elim kırılsaydı da bu şiiri yazmasaydım. Sen bu konuyu kimseye açma, bu konuyu film yapmak isterler, sakın yaptırma, mani ol' diye vasiyet etmişti. Ben de hiç konuşmadım. İlk kez konuşuyorum. Kitap da yapacağım anılarımı.
Fahriye Abla, herkesin kafasında farklı bir imge değil mi?
Tahsilli, edebiyat bilenler bu işi o zamandan beri bilir. Fahriye Abla'yı çok yetenekli, çok güzel veya saygın biri gibi gösteriyorlar. Fahriye, sanki mahallede harika bir insanmış gibi herkes ona hayran! Halbuki öyle değil. Fahriye Hanım'ı kimse örnek almasın. Fahriye Hanım bir hafif meşrep. Ama şimdiki kadınlar pek mi hırlı! Hangisinin yeri Münire Dıranas gibi! (Gülüyor)
Sinop'ta müze kurulacak
Vakfı ne zaman kurdunuz?
Ahmet Muhip Dıranas Vakfı'nı, Dıranas öldükten hemen sonra 1980 yılında kurdum. Çünkü evlatsız kaldığım için yüreğim kan ağlıyor. Fakir çocuklara burs veriyorum. Gelenleri çevirmiyorum. Ama kimse vakfı desteklemiyor.
Müze kurma girişiminiz de var sanırım?
Sinop'a müze yaptırıyorum. Müzede, Ahmet Muhip Dıranas'ın şiir kitapları, fotoğrafları, eşyaları olacak. Orada yaşamak istiyorum, ama vakfı da bırakmak istemiyorum.
Maddi sıkıntılar var mı?
Gazeteciler Kooperatifi, Ankara'da İş Bankası Blokları'nın oralarda arsa dağıtmıştı. Muhip Bey de ölmeden buradan arsa almıştı. Ancak Muhip Bey, 'Arsayı Münire adına verin' demiş.
Tapu da var elimde. Arsanın inşaatı için Muhip Bey'in anlaştığı kişi, Muhip Bey ölünce arsayı 'Muhip Dıranas bana verdi' diyerek kayıtlar çıkarıp, imza taklit ederek, arsayı ve buraya yaptığı bütün daireleri almış. Bu konuda dava açıp, haklarımı isteyeceğim. Çünkü belgeler var elimde! Korkunç bir memleket bu Türkiye! Muhip Bey ölünce olmuş hepsi... Şu andaki vakfımızın Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'ndaki yerini bize rahmetli eski Başbakan Bülent Ecevit verdi. Kendisi bizi çok severdi.
Uzun bir yazı ama ben çok sevdim.
Fotoğraf Ahmet Muhip Dranas ve eşi Münire hanıma ait
12 notes · View notes
bungoustraydogs-tr · 2 years
Text
STORM BRINGER: Giriş
Tumblr media
Wattpad Linki
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
-169. Olasılıktı.
“Geciktin, kardeşim.”
Kader savaşçıya fısıldadı,
“Fırtınaya karşı savaşamazsın.”
Savaşçı cevap verdi,
“Ben fırtınayım.”
Cao Zhi, Ode to the Nymph of the Luo River
Orman, geceleri günahlarını saklar.
Hangi dönemde hangi ülkede olursa olsun geceleri ormanın uğursuz olmadığı bir zaman olmamıştır.
Ancak bu uğursuzluğun büründüğü şekiller farklıdır. Kimi zaman ayaklarınızı yutan karanlık, kimi zaman eve gideceğiniz yolu gözden kaçırmanıza neden olan labirent, bazense salya kaplı dişleriyle aç bir canavar...
O gün ormanın uğursuzluğu "ışıktı".
Turuncu ışık... yalnızca kendisinin duyabileceği müzikle bir sağa bir sola dans eden, uğursuzca parlayan ışık...
Işık...
O gece bir kuytu köşe, korkudan donup kalan tüm canlıları saklamaktan başka bir şey yapamadı.
Işık, orman yangınından çıkıyordu.
Ağaçlar kısık çığlıklarıyla yandılar. İnsanların aksine ateş ayırt etmezdi. Önüne çıkan ne varsa her şeyi yakıp kül etti ve büyüdükçe uğursuzlukları yayıldı.
Sabaha karşı ormandan geriye bir avuç kara kömür kalacak ve orman ölecekti. Belki yeniden dirilirdi ancak bunun olması yüzyıllar sürerdi.
Ormanı ölümüne terk eden suçlu alevlerin ortasında uzanıyordu.
O suçlu, bir yolcu uçağının enkazıydı.
Aracın pervanesi daha yeni indiğini gösterircesine hala dönüyordu. İki kanadı da gövdesinden kırılmış, dikmesine yere saplanmıştı. Mezar taşına benziyorlardı.
Çevre bölgenin köylüleri yangını söndürmek ve hayat kurtarmak için toplanmışlardı. Ancak çok geçmeden köylülerin yüzü umutsuzlukla doldu. Böyle bir kazada hayatta kalanların olması mümkün değildi.
Uçağın kopan gövdesi sıcaktı ve alevler uçağın içine yayılmış olacak ki metal tiz bir sesle sanki çığlık atıyordu. Bu haldeyken uçağa bindiğinizi varsayarsak ayakkabılarınız muhtemelen yerde erirdi.
Köylüler çaresizlikle kazadan geri kalanları aramaya başladı.
Uçak molozlarına çevre köylerin birinden gelen bir çocuk yaklaştı.
Elinde ağaç kesmek için kullanılan bir balta tutuyordu. Yangının daha da yayılmasını engellemek için çocuk, ağaç kesmenin işe yarayacağını düşünerekten baltayı getirmişti. Gerçekteyse sadece yetişkinleri taklit ediyordu. Oysa ufacık baltası dedesinin bonsai ağacını bile kesemezdi.
Buna rağmen çocuk enkaza yaklaştı. Kazazedeler olabilirdi. Birisini kurtaracak olursa yetişkinlerin övgüsünü kazanırdı. Çocuk, kendisini genç bir kahraman gibi hayal etti ve kalbi çarpmaya başladı.
Bu hevesinin sonu ölümü olacaktı.
Enkaza zar zor tutunan demir kapılarından birisi tık sesiyle koptu ve direkt çocuğun üstüne düşmeye başladı.
Kimse çocuğu kurtarabilecek kadar yakın değildi.
Demir kapı yüksek rakımda atmosfer basıncına dayanıklı olabilmesi için sağlam ve ağır yapılmıştı. Bir çığlık sesi yükseldi.
Demir kapı çocuğun kafasını tam ezecekken—
Bir el demir kapıyı tuttu.
O el, hiçbir köylüye ait değildi. El, yolcu uçağının demir kapısından çıkmıştı.
"Sonunda geldim mi?" dedi elin sahibi, sakin sesiyle.
Yolcu uçağından çıkan uzun boylu adam mavi takım giyiyordu. Avrupalıydı ancak tam yaşı belli değildi –muhtemelen ya yirmilerinde ya da otuzlarındaydı. Gözleri yanan alevlerin aksine soğuktu ve yolcu uçağının enkazı her yana dağılmış olsa bile bedeninde tek bir çizik yoktu.
"İniş biraz sertti ama neyse, tecrübe olmuş oldu. Sana gelince, iyi misin?" Mavi takımlı genç adam demir kapının altındaki çocuğa döndü. "Seni kurtardım diye bana geri ödemene gerek yok. İnsan hayatlarını koruyup kurtarmak benim işim. Ama yine de böyle bir yerde yaralanıyorum. Bu kapı standartlar gibi düştü mü eski haline dönemez."
"Huh... eh?"
Çocuğun gözleri yaptığı haylazlığın suçluluğu ve masumiyetiyle parıldıyordu.
O sırada mavi takım elbiseli genç adam yere atlayıp etrafına bakınmaya başladı.
"Ne? Dış belleğin veri tabanında böyle bir şey yoktu. Japonya'nın havalimanları cidden börtü böceğin ortasına mı kurulu? %67'si orman olan bir ülke olsa da havalimanını ağaçların ortasına yerleştirmek saçma değil mi? Yol bile yok, hedefine kadar yürümek zorundasın. İnsanların ne düşündüğünü hiç anlamıyorum."
Genç adam kasvetli bir ifadeyle başını salladı.
"Uh... um, sen..."
Çocuk ürkek sesiyle sordu.
"Um... kimsiniz?"
"Oh, özür dilerim. İnsan topluluğunda kendini tanıtmamak edepsizlikti." Konuşmayı bitirdikten sonra genç adam takımının cebinden siyah bir rozet çıkardı.
Çocuk rozetin ortasına yazılı gümüş sicimli yazıyı okuyamadı.
"Gördüğünüz makine Avrupa Polis Teşkilatında dedektiftir ve iş amaçlı kullanılmaktadır. Model numarası 98F7819-5'tir. Polis teşkilatları arasında, yetenek kullanıcısı mühendis Dr. Wollstonecraft tarafından üretilen dünyadaki ilk yüksek hızlı, bağımsız bilgisayar; insansı robotum. Kod adım Adam. Adam Frankenstein. Tanıştığımıza memnun oldum. Gitmem gereken bir görevim var o yüzden müsaadenizi istemek zorundayım.
Genç adam eğilip gitmeye hazırlanırken "Oh, doğru ya" dedi ve başını yine köylülere çevirdi.
"Bir ihtimal, Nakahara Chuuya diye birisini tanıyor olabilir misiniz?"
163 notes · View notes
derilx · 7 months
Text
Arkama bakmadan emin adımlarla geçiyorum. Önümde sönen mum dikkatimi çekiyor ilk, sonra da aynadaki yansımam. Sabah olmuş, bir gün daha başlıyor. Bir gün daha bitmek için başlıyor. Bir gün daha uyumak için yaşıyorum. Gerçek olarak gördüğümüz bu mu gerçekten? Kendimizi kandırıyor olmalıyız. Ayağa kalkıyorum, bacaklarım uyuşmuş. Ah, radyoda Charles Aznavour çalıyor. Bu Fransız şarkıları, beni çok etkiliyor. Gözlerime düşen saçlarımı geriye atıyorum. Dudaklarım, küsmüş. Sesim, kurumuş. 1 saniyeden kısa bir süre içinde kendime geliyorum. Günaydın Charles, La Boheme. Gülümsüyorum. Günüm başladı, sevgilim. Günaydın diyorum ve bir öpücük konduruyorum yanağına. Yüce ağaçlar nasıl uyanır hep merak ederim, hiç uyumazlar mı? Hışırtıları esnemeleri midir? Merak ederim Romanya'da sabahları nasıldır. Kahve ve taze ekmek kokan Paris'in sokaklarını özledim. Sanırım pek çok şeyi özledim, ama hiç biri aynı değil. 1890'ların Paris'i, sadece özel aracımla gidebildiğim geçmişte saklı. Bir dahakine çocuğu oraya götüreceğim. Parlayan gözleri ile etrafı seyrederken rüzgardan uçuşan saçları.. Masum kokusu, minik elleri. Bir balerin gibi nazik ve ceylan kadar korkak adımları Paris'in sokaklarını notalarla dolduracaktır. Ah düşünürken yerimde duramıyorum. Uyan sevgilim, bu güzel şarkıda eşlik edelim bulutlara. Üstümüzden geçen kuşlar koro halinde söylüyor kaderimizi, kargalar izliyor ve haber taşıyor düşmanlarıma. Üstüme bir şey giymek için yelteniyorum, gerek yok aslında. Vazgeçip mutfağıma doğru gidiyorum. Siyah, koyu kahvenin dumanını takip ediyorum. Benim için hazırlanmış bir kahve… Ah mutfak cinleri, ne de düşüncelisiniz. Her sabah aksatmadan kahvem hazır olur, camın kenarında beni bekler. Elime alıp balkona çıkıyorum. Orman çok güzel gözüküyor… Kuşlara ve ormanda çalışan çiftçiye selam veriyorum. Çiftçi bize mahsullerinden sunuyor, ona ne kadar teşekkür etsem az. Verdiği yeşilliklerin tadı hiçbir yerde yiyemeyeceğiniz kadar güzel. Bitti Kinyas, kazandık. Bitti artık, durmalısın. Bitti artık, kazandık. Bitti…
4 notes · View notes
cihangir-uzunkaya · 1 year
Text
Tumblr media
IYI GECELER IYI SABAHLAR
NEDİR BU İSKENDERUN'UN ÇİLESİ.
BENİM KAFA KAĞIDI BELEN YAZSADA.
SAĞLAM İSKENDERUN ÇOCUĞU'YUMDUR.
HEM DE EN HAKİKİSİNDEN.
SONRADAN GÖRME İSKENDERUNLU OROSPU ÇOCUĞU DEĞİLIMDİR.
KÜÇÜLTE KÜÇÜLTE CEBE SIĞACAK DURUMA GETİRDİNİZ.
PARTİZANLIĞINIZ BATSIN..!
BUGÜN SAHİLDE ATATÜRK ANIT MEYDANINDA ÇEKTİĞİM FOTOĞRAFI GÖRDÜNÜZ İÇLER ACISI.
PERŞEMBE PAZARINI DA MEYDANA KURUN TAM OLSUN AMK.
YOKMU KARDEŞİM DENETLEYEN.
BURASI CEZAYİR DEĞİL,BURASI LİBYA DEĞİL,BURASI FAS DEĞİL.
BURASI TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN EN GÖZDE İLİNİN EN GÖZDE İLÇESİ İSKENDERUN.
SANA SESLENİYORUM FATİH TOSYALI !
BELEN'DE HALI SAHA TURNUVASINI ONURLANDIRACAĞINA .İSKENDERUN İÇİN ÇÖZÜM ÜRET.
BIRAK TURNUVAYI FELAN.
ONU BELEN BELEDİYE BAŞKANI DÜŞÜNSÜN.
ORTAĞINIZ R.T.E HER SEÇİM 2-3 DEFA GELİYOR.
HATAY DA YATIRIM YAPIYORSUNUZ.
HATAY DA PARA KAZANIYORSUNUZ.
O ZAMAN İSKENDERUN'U KALKINDIRACAKSINIZ !
BU DÖNEM SON BIRAKIYORUM FELAN DEMİŞSİN.
ÜSTÜNE DÜŞMÜYORMUŞSUN GÖREVİNİN.
ÖYLE ŞEY OLMAZ FATİH TOSYALI.!
BİZ SENİ ŞÜKRÜ KANATLI İLKOKULUNDA SINIF BAŞKANI SEÇMEDİK.
İSKENDERUN BELEDİYE BAŞKANI SEÇTİK.
KAZANDIĞINIZ PARANIN ONDA BİRİNİ İSKENDERUN A HARCASAYDINIZ.
EMİN OL KALDIRIMDAKİ PARKE TAŞLARI SOM ALTIN OLURDU.
İFTAR YEMEKLERİNİ CEBİMDEN ÖDÜYORUM DİYE HAVA ATMAYI BİLİYORSUN AMA.
YILIN 365 GÜNÜ İSKENDERUN A İÇKİLİ ZIYAFET ÇEKSEN.
YİNE KOYMAZ SİZE !
SAKIN DEPREMİ FELAN BAHANE ETMEYİN.
SAHİL PİSLİK İÇERİSİNDE.
İNSANLARIN MORALİNİ DÜZELTMEK İSTİYORSAN.ORTAK KULLANIM ALANLARI SAHİLE ÇEKİ DÜZEN VERMELİSİNİZ.
İNSAN SOSYALLEŞİRSE KÖTÜ GÜNLERİ GERİDE BIRAKIR.1+1=2 DEĞİŞMEZ GERÇEKTİR.
EVET İSKENDERUN MECLİS ÜYELERİ.
ABİDİN GÜNEY,ADNAN MURSALOĞLU,ASUMAN SEVİNÇ ŞANAL,BESTAMİ KILINÇ,BEYAZIT BESTAMİ BİLGİLİ,BÜLENT ŞİMŞEK,BÜLENT KIRMIZIOĞLU,EMİR SELİM YAZAR,ERDAL KELEŞ,ERDEM ÜNLÜÇETİNKAYA,GÜL NALCI,GÜLDEN ÖZDEMİR,HALİL AYĞAN,HALİL GÜNEŞ,HANİFİ KARAKUŞ,İBRAHİM YAVUZ,İLHAN CENGİZ GÜRPINAR,İSA SARRAÇOĞLU,MECİT BOĞUŞOĞLU,M.ALİ DOKUZOĞLU,MEHMET ÜNÜVAR,MİKAİL YILDIRIM,MUHARREM DİNGİL,MURAT FATİN BEREKETOĞLU,MURAT KAYIŞ,SEÇKİN YILDIRIMÖZ,SEDAT BAKIR,SEVDA ORMAN VE TAYFUN BODA.
NASIL SINIF BAŞKANINIZDAN MEMNUNMUSUNUZ?
YARAMAZLIK YAPIP ÇOK KONUŞTUĞUNUZDA TAHTAYA MI YAZIYOR İSİMLERİNİZİ?
SAHİ ARANIZDAN HANGİNİZ KIRMIZI KURDELAYU İLK ÖNCE TAKTI.
YAPAMIYORSANIZ BIRAKACAKSINIZ KARDEŞİM.
BEN BAŞBUĞ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ASKERİ DEĞİLİM !
GENERALİYİM GENERALİ !
EN IYI BEN BİLİRİM CEPHE AÇMAYI.
ÇALIŞIN ARKADAŞIM.
SİZİN BAHANENİZ OLAMAZ KESİNLİKLE.
MADEM İSKEDERUN A HİZMET İÇİN SEÇİLDİNİZ GÖREVİNİZİ EKSİKSİZ YAPIN.
İSKENDERUN BELEDİYESİ KİMSENİN HOBİ ODASI DEĞİLDİR NET !
ANTAKYA LOBİSİNDEN GINA GELDİ.
SIRA SANADA GELECEK LÜTFÜ SAVAŞ.
YUFKA YÜREKLİLERLE ÇETİN YOLLAR AŞILMAZ.
ESEN KALIN LÜTFEN
CİHANGİR UZUNKAYA
2 notes · View notes
ghostmansblog · 1 year
Text
YouTube'da "Kazım Koyuncu - Narinom" videosunu izleyin
youtube
Orman gülleri açmış yeşilin maviyi öptüğü Karadeniz yamaçlarında..hadi şair ceketli çocuğu dinleyelim..🐞
5 notes · View notes
aynodndr · 1 year
Text
ÇOK KÖTÜ DURUMDAYİZ COCUKLARİNİZA DİKKAT EDİN !
Uzun zamandır yazmak için derin araştırmalar yaptığım bir konu vardı.
"Metavörs!"
Dostlarımla beraber yerli ve yabancı kaynakları araştırıyor ve tam 7 dilden çeviriler yaparak bu meselenin aslını astarını kavramaya çalışıyorduk ki bayram ziyaretlerinde tevafuk olduğum 7 yaşındaki bir kız çocuğu bütün okuduklarımı unutturdu bana.
Öyle bir cümle kurdu ki çocuğa cevap veremeden dondum kaldım, onca yabancı makaleyi boşuna okumuşum dedim.
Bu yavruyu öptüm ve bayramdır diye harçlık vereyim dedim.
Baktım uzattığım bayram harçlığını elinde evirdi, çevirdi, buruşturdu, katladı.
Anladım ki bir şey söyleyecek.
Nihayetinde bana yaklaştı ve fısıldayarak;
-Bu parayı benim oyunuma yükleyip "Robux" yaparmısın? Dedi.
Robux bu oyunda alışveriş yapmak için kullanılan para birimiymiş.
Belli ki annesinden tepki görmüş ama içindeki o isteğide bastıramıyor gizlice yapmaya benide ortak etmeye çalışıyordu.
Sesli sesli okuyun bunu.
"Ona toka, oyuncak, çikolata vs alsın diye verdiğim parayı bana geri uzatarak bunu "robux" yap dedi!"
7 yaşındaydı..
Bedeni yanımdaydı ama aklı, fikri, kalbi, sanal alemdeydi..
Resmen çırpınıyordu ruhu telefon ekranının içinde kurduğu dünyaya girebilmek için.
Kahroldum ve uzun uzun düşündüm.
Bizler sanıyoruz ki bu tuzaklar hep bizim için..
Asıl yanıldığımız yer tam olarak burası işte.
Sen, ben ne yapıyoruz ki telefonda?
2 yemek tarifi, 3 trendyol linki, o onu demiş, bu bunu giymiş en fazla bu yani.
Ama çocuklarımız böyle değil kardeşler, inanın böyle değil.
Bu tarz uyarılar yaptığımızda ekserimiz;
"Amaaaan canım kim inanır buna? Ne'me lazım!" Diye burun kıvırıyor ama şu tuzaklar hep gelecek nesiller için.
Evet sen, ben bir yere kadar kanarız belki.
Çünkü bizim nenelerimiz elektriksizliği görmüş, annelerimiz televizyonsuzluğu, bizler telefonsuzluğu..
İstisnalar olmadıkça bizi zaten çekemezler bu hayatın içine.
Fıtratında doğan ve yaşayan son nesildik çünkü.
Biz ağaçlara çıktık, misket oynadık, yırtık çorabımızı yamadık, leblebi tozuna sevindik, gazete kağıdı külah yapılıp içine çay bardağıyla koyulan çekirdek bizi mutlu etti!
Biz böyle saf ve temiz yaşadık.
Biz bir orman havası alsak, iki çekirdek çıtlasak yine mutlu oluruz.
Ama eline para verdiğimiz çocuklarımız mutlu olmuyor, önüne dağları sersek hevesi 3-4 dakika sürmüyor.
Sadece ekrana bağımlı hareket etmeden "izliyorlar" ve ne yazık ki böyle giderse biraz büyüyünce de varını yoğunu o ekranın içine taşımaya çalışacaklar.
Bu küresel güçler sana bana değil, çocuklarımıza yapıyor bu alt yapıyı.
Hasılı kelam;
Bu kız çocuğuna dedim ki;
-Ama bak çok güzel bi boyama takımı var bu para ona yeter boşver sen robuxu mobuxu..
-Hayır, orda da bir tane "ben" varım, kendime çok güzel pet (hayvan) alacağım orada param yok, bunu napayım burda! Diyerek kızdı gitti.
Hayır, hayır abartmıyorum.
2016 yılında çipler geliyor derken,
2017 yılında yapay et hazırlıyorlar derken,
2018 yılında sahte salgınlarla vuracaklar derken linçlendim.
Hakaretlere uğradım, ajan dendim, moralimizi bozuyor bu kadın dendi..
Ama ne oldu?
Belki söylenenlere kulak verilseydi birlikte bir şeyler yapabilirdik.
Ama geç değil.
Şuan biz bu gidişatı engelleyemeyiz.
Çünkü bu kıyamet kopacak, bunlar alametleri.
Dünya iyiye gitmeyecek, bizler kötüye giden bu dünyada "insan kalmaya" çalışacağız.
Evlerimiz sığınağımız olacak.
Çocuklarımızı daha çok ilgi ile, şefkat ile, alaka ile koruyacağız.
Unutmayın;
İzledikleri ekran onlara hiç kızmıyor(!)
Oynadıkları karakter onlardan hiç bıkmıyor(!)
Son iki cümlemi çok iyi düşünün.
Alıntı.
2 notes · View notes
laveynn · 3 months
Text
1964’de shel silverstein tarafından yazılmış bir masal var, bu gece onu anlatacağım, uykusuza masallar: the giving tree.
bir zamanlar bir ağaç varmış
ve küçük bir çocuğu çok sevmiş.
her gün o çocuk gelir ve
onun yapraklarından toplarmış
ve onlardan taçlar yaparmış.
onun gövdesine tırmanır,
ve dallarında sallanır,
ve elmalarından yermiş.
beraber saklambaç oynarlar, çocuk yorulduğunda,
onun gölgesinde uyurmuş.
ve ağaç çocuğu çok sevmiş, mutluymuş.
ama zaman geçmiş ve çocuk büyümüş.
ağaç genelde yalnızmış.
çok.
bir gün çocuk ağacı görmeye gelmiş: “gel gövdeme tırman ve dallarımda sallan. elmalarımdan ye ve mutlu ol” demiş.
ama çocuk “tırmanmak ve oynamak için çok büyüğüm” diye karşılık vermiş.
“bir şeyler almak ve eğlenmek istiyorum. “üzgünüm,” demiş ağaç “ama hiç param yok.”“sadece yapraklarım ve elmalarım var.
elmalarımı al, onları şehirde sat. paran olacak ve mutlu olacaksın.”
çocuk tırmanmış ağaca ve toplamış elmalarını.
ve ağaç mutluymuş.
ama çocuk uzun süre gelmemiş, ağaç mutsuzmuş.
bir gün çocuk geri gelmiş, ağaç mutluluktan titremiş. “gel gövdeme tırman ve dallarımda sallan ve elmalarımdan ye mutlu ol” demiş.
“ağaçlara tırmanmak için çok meşgulum” demiş çocuk:
“beni sıcak tutması için bir eve ihtiyacım var.” eşim ve çocuklarım olsun istiyorum, yani bir eve ihtiyacım var.
bana bir ev verebilir misin?”
“benim evim yok” demiş ağaç.
orman benim evimdir, ama sen benim dallarımı kesebilir, bir ev yapabilirsin. ve mutlu olursun.”
ve çocuk dallarını kesmiş ve evini inşa etmek için götürmüş. ve ağaç mutluymuş. ama geri geldiğinde,
zar zor konuşuyormuş.
“gel, çocuk” diye fısıldamış “gel ve oyna.”
“ben oynamak için çok mutsuz ve yaşlıyım” demiş çocuk.
“beni uzaklara götürecek bir tekne istiyorum. bana bir tekne verebilirmisin?” “gövdemi kes ve bir tekne yap,” demiş ağaç.
ve ondan bir tekne yapmış ve denize açılmış.
ve ağaç yine mutluymuş ama o kadar da değil.
ve çok uzun zaman sonra
çocuk geri gelmiş.
“üzgünüm, çocuk,” demiş ağaç “ama sana verecek
bir şeyim kalmadı –
elmam yok.”
“benim dişlerim elmalar için çok zayıf artık” demiş çocuk. artık dallarım yok,” demiş ağaç.
“onların üstünde sallanamazsın” “dallarda sallanmak için çok yaşlıyım,” demiş çocuk.
“gövdem yok,” demiş ağaç.
“tırmanmaya yorgunum” demiş çocuk.
“üzgünüm,” diye gülümsemiş ağaç.
“keşke sana verebileceğim bir şeyim olsaydı. ama hiçbir şeyim kalmadı. sadece eski bir kütüğüm.”
“artık bir şeye ihtiyacım yok,” demiş çocuk.
“sadece dinlenecek bir yere ihtiyacım var.”
“peki” demiş ağaç,
gel, otur, dinlen.”
ve ağaç, mutluymuş.
böyle bitmiş ağaçla çocuğun masalı. sadece oturmak isteyen birer yaşlı olmadan, gövdesi kesik bir ağaç gibi olmayı öğrenelim diye.
0 notes
pdfsayar · 4 months
Text
Orman Çocuğu
9 sonuç Boyut Önizleme İndirme Okul Öncesi Eğitimde Alternatif Yaklaşım: Orman …Ağ6 Oca 2024 · yapan yönetici ve öğretmenler ile çocuğu bu okula devam eden velilerin bu uygulamalara yönelik görüşlerinin incelenmesidir. Bu amacı gerçekleştirmek için; orman …Kaynak: https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/264840/yokAcikBilim_10240342.pdf?sequence=1 KB Önizle İndir Peter Low’un…
View On WordPress
0 notes
fillervebeyaztopuklar · 4 months
Video
youtube
ORMAN ÇOCUĞU SESLENDİREN :İPEK KARAMAN
0 notes
tanitimlarimd · 8 months
Text
Çocuk Odası Duvar Kağıdı: Renkli ve Eğlenceli Dekorasyon
Çocuk odaları, evimizin en özel ve renkli köşelerinden biridir. Bu alanlar, çocukların hayal gücünü geliştirdikleri, oyunlar oynadıkları ve dinlendikleri bir yerdir. Bu nedenle, çocuk odalarının dekorasyonunda özenli ve dikkatli olmak gerekir. Çocukların odalarını daha eğlenceli ve özel kılmak için kullanabileceğiniz harika bir dekorasyon öğesi ise duvar kağıdıdır.
Bebek Odası Duvar Kağıdı
Bebeğinizin odasını dekore ederken, sakin ve huzurlu bir ortam yaratmak önemlidir. Bebek odası duvar kağıtları, bu amaca hizmet eder. Pastel tonlarda bebek odası duvar kağıtları, genellikle bebeklerin rahatlamasına ve uykuya dalmalarına yardımcı olur. Bu duvar kağıtları genellikle sevimli hayvan figürleri, bulutlar veya ay gibi motiflerle süslenir.
Mesaj İçeren Duvar Kağıdı
Çocuk odalarını kişiselleştirmenin harika bir yolu, mesaj içeren duvar kağıtlarını kullanmaktır. Bu duvar kağıtları, çocuğunuzun odasına ilham verici veya pozitif mesajlar ekleyerek onları motive edebilir. Örneğin, "Hayallerini Takip Et" veya "Her Gün Bir Macera" gibi yazılarla süslenmiş duvar kağıtları, çocuğunuzun odasına olumlu bir atmosfer katar.
Resimli Duvar Kağıdı
Çocuklar, renkli ve eğlenceli resimlere bayılırlar. Resimli duvar kağıtları, çocuk odalarını canlandırmak için mükemmel bir seçenektir. Deniz altı dünyası, uzay, orman veya hayvanlar gibi farklı temalarda resimli duvar kağıtları bulabilirsiniz. Bu duvar kağıtları, çocuğunuzun hayal gücünü teşvik eder ve odalarını bir macera alanına dönüştürür.
Çocuk Duvar Kağıdı Modelleri
Çocuk odası duvar kağıtları, farklı modellerde ve desenlerde gelir. Çocuğunuzun ilgi alanlarına ve yaşına uygun duvar kağıdı modelleri seçebilirsiniz. Örneğin, prensesler ve peri masalları seven bir kız çocuğu için prenses temalı duvar kağıtları veya uzay meraklısı bir çocuk için uzay temalı duvar kağıtları tercih edilebilir.
Çocuk Odası İçin Duvar Kağıdı Modelleri
Çocuk odalarını dekore ederken, çocuğunuzun bireysel tercihlerini ve ilgi alanlarını dikkate almak önemlidir. Çocuk odası duvar kağıtları, bu dekorasyon sürecinde size büyük esneklik sunar. Renk seçenekleri, desenler ve temalar arasından seçim yaparak çocuğunuzun odasını özel ve eğlenceli bir şekilde dekore edebilirsiniz.
Çocuk odası duvar kağıdı seçimi, çocuğunuzun odasını özelleştirmenin ve onların ilgi alanlarını yansıtmanın harika bir yoludur. Bebek odası duvar kağıtları sakin bir atmosfer yaratırken, resimli duvar kağıtları ve mesaj içeren duvar kağıtları çocuğunuzun odasını daha eğlenceli ve özgün hale getirebilir. Çocuk odası için duvar kağıdı modelleri, çocuğunuzun hayal gücünü ve yaratıcılığını teşvik ederken, odalarını kişiselleştirmelerine olanak tanır. Bu nedenle, çocuk odası dekorasyonunun önemli bir parçası olarak duvar kağıtlarını göz önünde bulundurmalısınız.
0 notes
morkedisblog · 10 months
Text
Esmez tabii Akbelen ormanı gibi doğa hazinesini;limak/kolin/cengize peşkeş çekersen Türkiye ormanlarını arapa satmak için yaktırırsan her yere zevksiz beton mağaralar yaparsan ucube yazlık saray için güzelim okluk koyunun içine edersen esmez de gürlemez de bir gazeteci"Atatürk vatandaşla polimik yapan(ki sıradan vatandaş değil paralı aktrol)mahmut tanalı bastonla kovalardı" demiş kovalamazdı hep yakınıp hep oyunu aynı kişi ve partiye veren arap sürtükler gibi giyinip afgan talibanı kisveli kişileri kovalardı sen orman kesiliyor/pahalılık aç bırakıyor/baskı var maaş az /mülteci işgâli var vs de sonra seçim sandığını görünce git gine o yerdiklerine oy ver bu bir psikolojik rahatsızlıktır hele seçimlerden önce muhalefeti göklere çıkartıp rus destekli seçim kaybedişte korkudan muhalefete yüklenen bunca zamma sesini çıkarmayan paralı gazeteci,Chp'nin başına emir aldığı şekilde İmamoğlunu getirmek isteyen derin Türk ve İngilizlere hizmet eden sözde ülkücü asenaları görseydi o bastonu nasıl kullanırdı ben biliyorum iktidara lâf diyemiyorsunuz çünkü para alıyorsunuz korkuyorsunuz hiç değilse sinema/edebiyat yazıları yazın da ülkede muhalefet yok muhalefet denenler:koltuk sevdalısı imamoğlu onu yönlendiren derinlerin kuklası akşener bir de kasayı dolduran şantaj kasetiyle yüzünü solduran ince Chp ve Kılıçdaroğlu avanaklığından meclise giren eski Akp devşirmesi babacan mülteci istilası mimarı fetönün uslu çocuğu davutoğlu ve kokmaz bulaşmaz fetöcü uysal derseniz ülkede muhalefetin zerresi olmadığını herkes anlar hadiii işinizi yapmıyorsunuz göbek atın muktedirleri eğlendirin para havadan geliyor zaten pek aktrol yok ortada çünkü bu gazeteciler daha iyi satılık trol çıktılar üzerine alınan şikayet etsin aptal değiliz herşeyin farkındayız😤😠😈
instagram
1 note · View note
antalyamemurlarcom · 11 months
Text
TARIM VE ORMAN BAKANI YUMAKLI KASTAMONU HEYETİ İLE BİR ARAYA GELDİ
Tumblr media
Bakanlık Mehmet Akif Ersoy Konferans Salonu'ndaki kabulde, AK Parti Kastamonu Milletvekilleri Fatma Serap Ekmekci ve Halil Uluay, Kastamonu Belediye Başkanı R. Galip Vidinlioğlu, ilçe belediye başkanları, siyasi partilerin yöneticileri, şehit aileleri, tarım meslek ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile Kastamonulu vatandaşlar yer aldı.   Kabulde konuşma yapan Bakan Yumaklı, Kastamonulu bir işçi çocuğu olarak hiçbir zaman değerlerinden kopmadıklarını belirterek, “Bizi biz yapan değerlerimizi, köklerimizi unutmamalıyız." dedi.   Kastamonuluların desteğini her zaman yanlarında hissettiklerini ifade eden Yumaklı, “Bu nedenle sizlerle birlikte olmaktan, Kastamonu'muzun geleceği için bir araya gelmekten ve istişare etmekten hem heyecan hem de sevinç duyuyorum." diye konuştu.   Bakan Yumaklı, tarımsal faaliyetlerin yoğun olarak yapıldığı Kastamonu'nun zengin bir tarihe ve kültürel geçmişe de sahip olduğunu vurgulayarak İnebolu halkının Kurtuluş Savaşı'nda bütün dünyaya örnek teşkil edecek nitelikte bir kahramanlık gösterdiğini anlattı.   Kastamonu'nun dinamiklerini yakından bildiklerini dile getiren Yumaklı, bunların farkında olarak çalışmalarını sürdüreceklerini sözlerine ekledi.   Bakan İbrahim Yumaklı, kabulde yöresel hediyeler takdim eden heyettekiler ile hatıra fotoğrafı da çektirdi. Read the full article
0 notes
etarz · 2 years
Text
Yabancı İsimleri Popüler 2023 Trendleri!
Tumblr media
Yabancı isimleri konusunda merak edilenlere bu yazımızda yanıtlar verdik! Çağımızın küresel dili şüpheye yer bırakmayacak şekilde İngilizcedir. ABD, İngiltere, Avustralya gibi ülkelerin resmi dilidir. İngilizce öğrenimi için kimi zaman yabancı dilleri bilmeye ihtiyaç duyulmaktadır. Küresel dünyaya ayak uydurabilmek adına aileler zaman zaman çocuklarına yabancı dilde isim vermek isteyebilmektedir. Türkçe’de olduğu gibi İngilizcede de birbirinden güzel isimler mevcuttur. Sizlere bu paylaşımımızda anlamlarıyla birlikte yabancı kadın isimlerinden örnekler sunmaya çalışacağız. Kimi isimlerin dilimizdeki karşılığı benzer olmakla beraber, bazı isimlerde mana farklılığı görülmektedir. Yabancı İsimleri yazımızla yabancı isimler hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Yabancı isimleri söz konusu olduğu zaman hem kadın hem erkek isimleri karşımıza çıkmaktadır.
Tumblr media
Yabancı İsimleri
Yabancı Kadın İsimleri
Günümüzde anne ve babalar çocuklarının uluslararası geçerliliği olan isimler taşımasını istemektedir. Aynı zamanda İngilizce öğrenmek isteyenler kendilerine takma ad bulmak istediklerinde İngilizce isimleri keşfetmek istemektedir. İnternette yabancılarla tanışmak isterken söylenmesi kolay olduğu için İngilizce isimler revaçtadır. Yabancı kadın isimleri yazımızda sizler için en popüler yabancı kadın isimlerini listeledik. Kendinize veya çocuğunuza isim seçmeden önce içeriğimize göz atmak isteyebilirsiniz. Yabancı kadın isimleri söz konusu olduğu zaman karşımıza zarif detaylarla desteklenen isimler çıkmaktadır. Anne ismi Türkçemizde bizi doğuran ve yetiştiren kadın anlamındayken, İngilizcede tanrı tarafından tercih edilen manasındadır. Yazısal olarak Türkçedeki karşılığı ile aynı olmakla beraber, manasında farklılık göstermektedir.
Tumblr media
Yabancı Kadın İsimleri Yasmin ismi Türkçedeki karşılığı ile Yasemindir. Fonetik ve anlamsal olarak benzerlik taşımaktadır. Yasemin adındaki çiçeğin İngilizce karşılığıdır. Zoe: Hayat. Helena: Yunanca parlayan ışık anlamı taşımaktadır. Iris: Gökkuşağı tanrıçası manasını taşımaktadır. Isabelle: Tanrının sözü anlamı taşımakta, İbranice kökenli yabancı kadın ismidir. Ivy: Latince kökenli şarap demektir. Janae: Tanrının cevabı. Katherine: Saf, masum. Layla: Türkçemizdeki Leyla isminin yabancı versiyonudur. Koyu, siyah demektir. Lottie: Küçük ve kadınsı. Lucy: Işık. Mabel: Sevgili. Margot: İnci. Maya: Büyük. Melody: Melodi, şarkı. Mia: Parlak, arkadaş canlısı. Mildred: Güçlü. Olivia: Zeytin Ağacı. Ophelia: Yardımsever kadın, yardımcı. Philomena: Güçlü sevgi, güçlü aşk. Phoebe: Parlak ve masum. Poppy: Kırmızı çiçek, gelincik. Primrose: Güllerin birincisi, çiçeklerin ilki. Rosalind: Minik gül parçası. Rosemary: Denizdeki çiğ tanesi. Sadie: Prenses kadın. Scarlett: Kırmızı kadın. Sienna: Kırmızı ve turuncu karışımı. Sophia: Bilgelik, bilgeli kadın. Summer: Yaz mevsimi, sıcak. Sylvia: Odun, orman. Valeria: Sağlıklı ve cesur kadın. Victory: Zafer ve fethetmek. Viola: Menekşe, menekşeye benzeyen kadın. Vivian: Hayat dolu kadın. Whitney: Beyaz renkteki bir ada. Willow: Söğüt ağacı ve bağımsızlık.
Tumblr media
Yabancı Kız İsimleri
Yabancı Kız İsimleri
Bebek bekleyen annelin en tatlı telaşları da doğacak olan çocuklarına isim seçmektir. Bebeğinin İngilizce bir isim kullanmasını isteyen anneler özellikle yabancı kız isimleri hakkında meraklı arayış içindedir. Yabancı Kız İsimleri başlığımız altında sizler için yurtdışı ve ülkemizde gittikçe popüler hale gelen yabancı kız isimlerini anlamlarıyla birlikte listeledik. İşte Yabancı isimleri hakkında örnekler; Amber: Sarı renkteki değerli bir taş. April: Nisan ayında doğan kız çocuğu. Aria: Tanrının dişi aslanı. Aurelie: Fransızca kökenli, güneş anlamında. Belle: Fransızca anlamıyla güzel kadın. Blossom: Taze, ferah. Celine: Fransızca, cennet. Daisy: Papatya çiçeği, beyaz. Ella: Güzel peri kız. Eva: Hayat. Flora: Latince manasıyla çiçek. Georgia: Toprağın veya çiftliğin çalışanı. Kiera: Küçük siyah parça. Lotus: Nilüfer adındaki bir çiçek. Marilyn: Bebek için dilemek Nessa: Sert kadın. Opal: Değerli bir madeni taş. Ruby: Latince kökenli, değerli bir taş. Kırmızı renkli yakut. Saffron: Sarı renkli çiçek, safran adındaki değerli bir bitki. Sydney: Avustralya’da bir şehir veya ada. Xana: Altın renk saçlı kadın.
En Güzel Yabancı Kız İsimleri Hangileridir?
Kız bebeğinize eşi benzeri olmayan yabancı bir isim vermek istiyorsanız sizler için derlediğimiz listeye bakmanızı rica edeceğiz. Anlamları birbirinden güzel en güzel yabancı kız isimleri parçamızı sizlerin beğenisine sunmaktayız. Daha fazla vakit kaybetmeden değerli okurlarımıza İngilizce en güzel yabancı kız isimlerimiz yazımızın devamında yer veriyoruz. İşte Yabancı isimleri konusunda örnekler; Eloise: Sağlıklı, geniş. Hazel: Fındık ağacı, ela gözlü kadın. Wren: Minik kuş, serçe. Mae: Sert inci. Evelyn: Arzulanan, su veya ada. Audrey: Soylu ve güçlü kadın. Edith: Savaşta zengin olan. Madeline: Yüksek kule veya Magdala’dan olan kadın Ellie: Parlayan, ışık saçan kadın. Clover: Anahtar. Harper: Arp çalan kadın. Harlow: Taşlı tepe ya da orduya sahip tepe. Avery: Elflerin kural koyucusu. Emmeline: Çalışmak, iş. Lottie: Özgür kadın. Marigold: Altın gibi çiçek. Piper: Flüt çalan kadın. Birdie: Küçük kuş. Faye: Peri. Rue: Bitki veya pişmanlık. Lavender: Mor renkli bitki, lavanta. Pippa: Atları seven kadın. Rain: Yağmur. Dorothy: Tanrının hediyesi. Romilly: Romalı vatandaş, kadın. Lennon: Sevgili. Blake: Adil- saçlı kadın, siyah. Brooke: Küçük bir akıntı. Dove: Güvercin kuşu. Jenna: Beyaz gölge, beyaz dalga. Charlie: Özgür kadın. Taylor: Terzi Joy: Eğlence. Tamsin: İkiz. Andrea: Erkeksi ve güçlü. Ellen: Parlayan ışık. River: Nehir, akan su. Addison: Adem’in oğlu. Alexis: Savunan kadın. Harley: Uzun arazi. Farrah: Mutluluk. Pamela: Bal. Maven: Anlayabilen tek kişi. Moxie: agresif derecede enerjik. Bellamy: İyi arkadaş. London: İngiltere’nin başkenti, Londra. Yabancı Kız İsimleri Seçerken Dikkat Edilecekler - Doğacak olan bebeğe anne baba tarafından isim seçilmesi son derece önemli bir görevdir. Bütün inançlara göre çocuğa konulan isimler önem arz etmektedir. Sizler için bebeğinize yabancı kız isimleri seçerken dikkat etmeniz birkaç önemli noktayı araştırdık ve bilginize sunduk. Anne ve babalar çocuklarına isim koyarken güzel anlama sahip isimler koymaya çalışmalıdır. - Özellikle kız çocuğa yabancı kız isimleri arasından seçim yapılmak isteniyorsa anlamını kontrol ederek isim seçmek son derece önemlidir. Eğer çocuğun anadili dışında yabancı dilde bir isim seçilecekse anlamı iyice araştırılmalıdır. Kötü anlama sahip ya da küçültücü isimler koymadan kaçınılmalıdır. Yabancı isimleri konusunda bir karar verirken, detaylı bir araştırma yapmak gerekmektedir. Çocuğa koyulacak isimde dikkat edilmesi gereken bir diğer unsurda, çocuk ismin enerjisini taşıyacağı için iyi enerjiye sahip isimler konulmalıdır. İsim ve soy isminin fonetik olarak hoş gelmesi gereklidir. Uyumlu olup olmadığını kontrol edebilmek için, kız bebeğinize koymak istediğiniz ismi ve soy ismini sesli şekilde tekrar edebilirsiniz.
Tumblr media
Yabancı Kız İsimleri Seçerken Dikkat Edilecekler Yabancı kız isimleri arasından seçim yapacaksanız, ileriki dönemlerde zorluk yaşamamak adına telaffuzu zor olmayan, kolay söylenebilen isimler arasından seçmenizi tavsiye ederiz. Çünkü isim kolay kolay değiştirilen bilgilerimiz arasında değildir. Yabancı kız isimleri arasında kullanım bakımından uniseks isimler mevcuttur. İlerleyen zamanlarda hitap konusunda problem yaşamamak adına uniseks isimlerden kaçınmak isteyebilirsiniz. Yabancı isimleri konusunda bir karar verirken, kapsamlı bir araştırma yapmalısınız! İlginizi Çekebilir; Yabancı Kız İsimleri Nelerdir? 10'lar İsim! İsmin anlamı son derece önem taşımaktadır. Yabancı kız isimleri arasından bir isim seçecekseniz anadilinizde aynı kelimenin küçültücü bir anlamı olmadığını iyi araştırmanız gerekmektedir.  Yabancı kız isimleri arasında yer alan ve günümüzde tüm dünyada popüler olan isimleri seçtiğiniz taktirde çocuğunuz ilerleyen yaşlarda kolaylıkla ismini kullanabilecektir. Popüler olmayan yabancı kız isimleri arasından seçtiğiniz taktirde telaffuz konusunda yanlış anlamalar yaşayabilirsiniz. Read the full article
0 notes
siirimsigibii · 2 years
Text
Gelincik Rapsodisi |
Ah be adam Bal mısın şerbet mi?
Masal mısın gerçek mi?
Ruhuma dek saran bu bilekler kanat mı kolların mı?
Ah be adam kelebek misin pervane mi ?
Hüznü kaybetmekmiş senin sevginle büyümek dans ediyor içimde bir kız çocuğu , bir kadın kırmızı papuçlarla döne döne ..
Ah be adam sen sanat mısın yaşam mı?
Yaşamın içinde birer birer ilmiklenmiş sanattır yüzün ve senin avlunda ancak bulabildim yaşama bağlanmışken kendimi.
Ah be adam sen neşe misin güneş mi?
Gözlerim kamaşır mavi gözlerin önünde sesinle titrer bulutlarım beni saran neşe neşe ancak senin tonundur denizlerden bile en mavisin sen .
Ah be adam ay mısın gece mi ?
Bir senin kudretin önünde diz çöker güne bakanlarım öbek öbek sana döner gecede bile yapraklarım sen günebakanı geceye aşık eden aysın.
Ah be adam orman mısın çiçek mi?
Bir sende gördüm ben yeşilin umut demek olduğunu senin göğsüne pare pare Aşkın bilinmez kokusunu.
Ah be adam senin derinlerine dek dokunan gözlerin ve kirpiklerin olmasa esaretim olur hüzün sen benim aşkla kanat çırpan hüzün kovan kuşumsun.
Sana dünde bugünde gelecektede ellerine konan minik bir melek olacağım sana Aşığım.
Tumblr media
1 note · View note
hasanakbal19 · 2 years
Text
Orada bile
Kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde bileGüneş doğarmışElverirmiş etekleri, zirveleriFıratın sularına kanat vururken bir martıYüklüğünde onca tasa, dertKaranlık birden çökmez yineUsul usul sıvışırken güneşSen yine sensindirO kadar güzel eser ki rüzgârBir çocuğu severcesineNe fırtınadır ne bir durgunlukBu orman, bu su, bu rüzgârAğlamak kadar güzelSilüetin geçer karşınaGörünmez hissedilmez işitilmezBir…
View On WordPress
0 notes
kunyekultursanat · 2 years
Text
Orada bile
Kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde bileGüneş doğarmışElverirmiş etekleri, zirveleriFıratın sularına kanat vururken bir martıYüklüğünde onca tasa, dertKaranlık birden çökmez yineUsul usul sıvışırken güneşSen yine sensindirO kadar güzel eser ki rüzgârBir çocuğu severcesineNe fırtınadır ne bir durgunlukBu orman, bu su, bu rüzgârAğlamak kadar güzelSilüetin geçer karşınaGörünmez hissedilmez işitilmezBir…
View On WordPress
0 notes