Tumgik
#bitimsiz
bitimsiz · 8 months
Text
Öğrendim,
Kalemi kendime doğrulttuğumda
Simsiyah mürekkebe boyandığımda
Sona yaklaştığımı.
Zora bulaştığımı.
Boşa uğraştığımı.
31 notes · View notes
sumeyyeberraa · 4 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Ölmeyecekmiş gibi bir his herkesin içinde vardır. Doğru, insan gerçekten ölmeyecektir. Bu hissin kaynağı, başka bir alemdeki ölümsüzlüktür. Eğer dünya bitimsiz, insan ölümsüz olsaydı, ahiret insanı bekliyor olmasaydı; geçici dünyevi dertlerimize üzülmekte haklıydık. Fakat bu dünya akıp giden bir nehir..Hiç kimseyi kendi içinde tutmayan, herkesi yolcu eden bir konak. Musibetler namına hiç bir şey önemsenmeye layık değildir. Bu yaşanan sıkıntılar bir süreliğinedir.. Biteli binlerce yıl olmuş acıların sahipleri ile dolu değil midir mezarlıklar? İnsan, dertlerine de mutluluklarına da "Bu da geçer ya Hû!" demelidir...
57 notes · View notes
jadebox · 8 days
Text
Tumblr media
saçlarından bir orman başlıyordu; önce bir iki saç teli halka halka, sonra gittikçe sıklaşan kayalar, ağaçlar (gür, deli, kırılgan) dalgalar halinde; şurda yabanıl, burda kösnül, çılgın bir iniş; aşağılarda derinin bitimsiz korkunç beyazlığı durmadan belirip belirip kaybolan; sanki hem suçlu hem suçsuz(du), esmer mi esmer bir leke gibi düşüyor(du), sonra yukarılara uzanıyor, koylar, burunlar, adalar, takımadalar kuruyor(du).
23 notes · View notes
olafkardanadam · 15 days
Text
Tumblr media
Telkin et beni bu aşka ya da bırak kirpiklerin parçalasın sinemi... Suyun kudretine, ekmeğin bereketine, ateşin hükmüne yemin ettim, toprağı d’eşen bilge karıncalara, peygamberi gizleyen örümceğe özendim, kanatlandım yedi iklimin üstüne güvercin gibi, yetmedi, aşk...
Biraz t’uzaktı, gözlerimin zembilinden düşen ağrı bu yüzden sesim içime aktı... İrkildim, hasretin sancısı yüreğimde sızlayan bir düş sonu belirsiz bekleyişlerin iç çekişleriyle kudurdu işte içim, dudaklarının değdiği bir çay bardağında hüznü yudumlarken, ahvalim cehennem, yokluğun talan, anla h’iç çekiyorum adının geçtiği her mısra da, sanki dünya yıkılmış da bir tek sen kalmışsın göğüs boşluğumda, çürüyor dilimde sana dökülen her sözcük, yutkunamıyorum artık bu özlemi...
Ahh yâr, ah, çek yüreğimin pimini, tavan arasına sıkıştırılmış köhne bir eşya gibiyim bu dünya da, ahraz bir gülüş atıp geçiyorum, ah bilmiyorlar içimde kopan zelzeleleri, moloz bir aşk yığınıyım şimdi.. Yâr, dur gitme ! gidersen kökünden sökülmüş çınar gibi devrilirim yollara, gündüzüm geceme karışır ve hiç bir ölüm p/aklamaz beni, susma/sana yâr, susma, geceye mülteciyim sessizliğinde, bir yanım sarp uçurum, hasretin ölüm, ah ölüm, korkular içimde bitimsiz sanrı, dilimde pas tutmuş isli bir şarkı gözlerime tüneyen zehir zemberek gidişler, yürekte mıh, beyinde vaveyla, bir nefeslik daha kal, sonra, dökülsün boğazıma yutkunamadığım aşkın her zerresi, sicili bozuk alfabeler türesin münzevi susuşlarımda, sen yine de sen seni bana bağışla, yitirdim elimde avucumda kalan ne varsa, senden hatıra, ’ s e n i s e v i y o r u m ’ cümlesinden b’aşka bir ömürlük daha kal, sesinin tınısındaki o ürperiş adına, yüreğime kondurduğun öpüş hatrına, ses ver feryadıma, gitme yâr, gitme, bırakma.
28 notes · View notes
mnsrykt · 24 days
Text
"Kadri büyük bir kitab, kadri büyük bir meleğin diliyle kadri büyük bir elçinin eliyle kadri büyük bir ümmete indirildi bu gece. Bu gece kadrinin bilindiği gece.. bu gece kadrini bilmen gereken gece.. bu gece kendinden fazlası olduğun gece.. bu gece varlığının göklere taştığı gece... bu gece....
Erişilmeyen raflardan sofrana indirilenin paylaştırıldığı gece. Ellerin uzanamadığı yücelerden avuçlarına doldurulanların taksim edildiği gece. Sonsuzluk müjdesinin, ölümsüzlük tesellisinin yeryüzünün açık yaralarına merhem edildiği gece...
Hep şikayetçi değil miydin kuyrukta bekletilmekten? Sıradan sayılmaktan? Önemsenmemekten? Sesini duyuramamaktan? Ne kadar heveslendin ünlü biri olmaya? Herkesçe tanınmayı çok isterdin. Hiç kuyruğa sokulmamayı, bekletilmemeyi. Söylediğin dinlensin isterdin. Önemsenesin. Adın dünyada büyük harflerle yazılsın diye bekledin. Şimdi sırası işte.. Bu gece kadir gecesi. Kadrinin sayıldığı gece. Hatırının bilindiği gece.
Rabbin seni sırada bekletmiyor; hemen huzuruna alıyor. Hatırını sayıyor. Rabbin seni sıradan saymıyor; biricik kulu eyliyor. Önemsiyor varlığını. Rabbin seni önemsemezlik etmedi hiç. Her söylediğini hemen duyuyor. Önemsediklerini önemsiyor. Dile getirdiklerini değil sadece, dile getiremediklerini de dua kabul ediyor. Fısıltılarını, iç çekişlerini, tereddütlerini de işitiyor. Sırdaşlarına söylediklerini değil sadece, kendine bile söyleyemediğin kusurlarını ayıplamadan yüzüne vurmadan bağışlayacağını söylüyor... Bu gece kadir gecesi.. kadrinin bilindiği gece.. hatırının sayıldığı gece...
Karalıklarını rahmetin ırmağına bırak bu gece.. Affeden, affetmeyi seven, severek affeden Rabbin içine attığın, unuttuğun, susturduğun pişmanlık sızılarını da özür kabul ediyor, seni aklayacağını müjdeliyor. Hatalarından çok hatırını sayıyor. Bu gece önemsendiğin gece.. bin geceden hayırlı gece... Göklü kervanlar müjdeler taşıyor ayağına.. günahlarının utancından kurtulmayı vaadediyor Rabbin sana. Geçmiş hatalarının eteğini habire çekiştirmesine bir son veriyor. Birikmiş kusurların ayağına taktığı çelmelerden kurtarıyor seni Rabbin.. yeni bir hayat sunuyor sana. Bu gece ak sayfalara çağırıyor sesini.. Bu gece huzurunda durultuyor telaşlı nefeslerini. Bu gece yakınlığında diriltiyor ölü kelebeklerini.
Rabbin bu gece, dudağından düşen her heceye sonsuz hayatlar ekliyor. Rabbin bu gece, nefesine dolaşan her yakarışa sınırsız bağışlar sunuyor. Rabbin bu gece, yüzüne değen her damla göz yaşından bitimsiz kevserler doğuruyor. Olduğun gibi kabulleniliyorsun bu gece.. Ayıplanmadan. Yüz��ne vurulmadan. Başına kakılmadan. Şart koşulmadan. Bekletilmeden. Önce sen.. Önce sen. Sadece sen.. Huzura alınıyorsun. Yüzünü yerden kaldırıyor Rabbin. Utançlarını bitiriyor. Kusurlarını siliyor. Rahmetinin serinliğinde teselli ediyor seni.. Yeniden seviyor. Hiç hata etmemiş gibi yanına alıyor. Yüzünü yerden kaldırıyor...
Bu gece takdir gecesi... sana takdir edilenler yeniden hesaplanıyor. Adını yazdırman bekleniyor cömertlik defterine... Yerini alman bekleniyor rahmet yağmurunun altında. Takdir senin. . Sana takdir edileni çoğaltmak elinde. Sana pay edileni çok etmek diline kalmış.. Bak... Avuçların boş, dudağın çatlamış. Yağmura kavuşacak mısın? Alnına değecek yağmurun damla damla sayıldığını bil, bu gece. Duayı al avuçlarına. Umudun için rahmet göğünde bulutlar biriktir. Takdir gecesi bu gece..
Hırslarının kuytusundan çık, heveslerinin uçurumundan kaç. Payına düşecek müjdeleri çoğalt. Bak... Umutların boşlukta... Tutunacak yer bulacak mısın? Dudağına gelecek ekmeğin lokma lokma bölündüğünü bil, bu gece. Duayı dokundur dudağına. Rızkın için rahmet bağına ekinler bırak. Takdir gecesi bu gece. Çoğaltıp biriktirmenin telaşını bir kenara bırak. Sana kalacaklara bak, seninle olacakları çoğalt.
Bak hasretlerin yokluğun eşiğinde. Varlıktan içeri çağrılacak mısın? Ölümünün ve ömrünün kaderin kefelerinde tartıldığını bil, bu gece. Duayı yoğur dakikaların hamurunda. Ömrünü rahmet çağının sonsuz günlerine bitiştir.Takdir gecesi bu gece... Aynaların övgüsünü bırak. Ettiklerine niyet kat; canını ve malını cennet karşılığı Rabbine sat. Kadir gecesi bu gece.... Gecenin kadrini bilenlerin gecesi.
Kadri büyük bir kitab, kadri büyük bir meleğin diliyle kadri büyük bir elçinin eliyle kadri büyük bir ümmete indirildi bu gece.. farkında mısın kadrin ne kadar yüksekte...farkında mısın hatırın ne kadar el üstünde... haydi, durma, varlığını dilinin ucuna taşı. Dua dua göğe yürü.. haydi, durma, hasretlerini nefeslerine taşır. Dua dua göğe yürü."
24 notes · View notes
sermerii · 4 months
Text
Ölmeyecekmiş gibi bir his herkesin içinde vardır. Doğru, insan gerçekten ölmeyecektir. Bu hissin kaynağı, başka bir alemdeki ölümsüzlüktür. Eğer dünya bitimsiz, insan ölümsüz olsaydı, ahiret insanı bekliyor olmasaydı; geçici dünyevi dertlerimize üzülmekte haklıydık. Fakat bu dünya akıp giden bir nehir..Hiç kimseyi kendi içinde tutmayan, herkesi yolcu eden bir konak. Musibetler namına hiç bir şey önemsenmeye layık değildir. Bu yaşanan sıkıntılar bir süreliğinedir.. Biteli binlerce yıl olmuş acıların sahipleri ile dolu değil midir mezarlıklar? İnsan, dertlerine de mutluluklarına da "Bu da geçer ya Hû!" demelidir...
17 notes · View notes
uyumsuzunnotlari · 29 days
Text
"Bazı şeylerin hep dünden daha farklı, daha anlaşılır, daha insani, daha masum, daha insaflı, daha kolay olabileceğine dair bitimsiz arzular taşıyoruz yüzümüzün bir yanında."
7 notes · View notes
umutsuzkediyim · 8 months
Text
"Benim anlamadığımı mı sanıyorsun? Var olmak denilen o umutsuz düşü… Olur gibi görünmek değil, var olmak. Her an bilinçli, tetikte… Aynı zamanda başkalarının huzurundaki varlığınla kendi içindeki varlık arasındaki o yarılma… Baş dönmesi ve gerçek yüzünün açığa çıkarılması için o bitimsiz açlık… Ele geçirilmek, eksiltilmek ve hatta belki de yok edilmek… Her kelime yalan… Her jest sahte… Her gülümseme yalnızca bir yüz hareketi… İntihar etmek? Hayır. Fazlasıyla iğrenç… İnsan yapamaz ama hareketsiz kalabilir, susabilir. Hiç değilse o zaman yalan söylemez. Perdelerini indirip, içine dönebilir. O zaman rol yapmaya gerek kalmaz, bir kaç farklı yüz taşımaya ya da sahte jestlere. Böyle olduğuna inanır insan. Ama gördüğün gibi gerçeklik bizimle dalga geçer. Sığınağın yeterince sağlam değil. Her tarafından yaşam parçaları sızıyor ve tepki vermeye zorlanıyorsun. Kimse gerçek mi yoksa sahte mi diye sorgulamıyor. Kimse sen gerçek misin yoksa yalan mısın demiyor. Bu sorunun yalnızca tiyatroda bir önemi olabilir. Belki orada bile değil. Seni anlıyorum Elisabeth, susmanı anlıyorum. Hareket etmemeni anlıyorum. İsteksizliğini fantastik bir sisteme bağlamışsın. Anlıyor ve hayranlık duyuyorum. Bitene kadar bu oyunu oynamalısın. Ancak o zaman bırakabilirsin. Tıpkı diğer rollerini bıraktığın gibi bunu da yavaş yavaş bırakırsın.”
Tumblr media
Persona
21 notes · View notes
deactivedoldu · 1 year
Note
Ff?🌺💐🫂
@yanginavurgun @benaranizdanbiri @birvarmisbirdeyokmus @seviyoruzulan @morkedi @atpesinde @dusleraleminde @cirusk @kendimli @evrendekayboldum @cizgisel @garip1astronomii @artvango @yinedemeliha @5em4 @puslurenk @saatleriayarlamaenstitusubaskani @ferahlik @bitimsiz @alzheimerkalp @atlaraveuzaklara @halimiseyredenler @sendenbiryudum @yazamayan-yazar   @ruheteng @limonluprofil @limonluayva @sarimoryesilturuncukirmizimavi @maaleseftenliyillar @besincisanat @saren17 @havadaabulut @sukulentt @kapalikapilar @mizantropkiz
@buyuyunce-bulut-olucam @fmbdbt @ukhuvaan @vonkalien @yildizsever @umuthalavar @durgunum
tanıdığım tanımadığım bir sürü şeker blog. sevdiğim çoğu blog kapanmış ama yine de topladıklarımı sandıktan çıkardım.
50 notes · View notes
aynodndr · 2 months
Text
Tumblr media
Zaman...
Bekleyene uzun
Kaçana hızlı
Acı çekene bitimsiz
Ölene sonsuz
Kalana dipsiz kuyu
Yarası kabuk tutana huzurlu
Gence ayrı, yaşlıya ayrı
Gündüz başka, gece başka
Yazın sıcak , kışın ayaz
Ama sevene zaman HİÇ...
Attila İlhan
7 notes · View notes
bitimsiz · 2 months
Text
"Omzumda baş yok, kafa tuttum mahşere."
8 notes · View notes
ferhatpx · 2 months
Text
Aşkın hikayesi çok uzundur elest aleminden başlayıp cennette ve dünya da devam eden ve ebede uzanan bitimsiz kalıcı daima yaşayan bir hikayedir 🌺❤️🌺❤️🌺
10 notes · View notes
olafkardanadam · 2 months
Note
Olaf dinlediğin müzikler çok güzel ve ilk defa dinliyorum bana da dinlediğin şarkından hediye edebilir misin?
•beyazzambaklar𓅪
•[“kaldım. yeşeremedim. çiçek açamadım. ama çok çabaladım.”]
Bir yolculuk hayat... Belki uzun belki kısa. Kimine kolay kimine zor. Bir yolculuk işte eninde sonunda nihayete erecek olan. Geri dönüşü muhal olan, ebedi diyara varılacak bir yolculuk. Herkese imtihan olan bir yolculuk. Kimini zenginlikle, kimini fakirlikle, bollukla darlıkla, yalnızlıkla, kalabalıkla, mevki ile şan ile eş ile dost ile... İmrendiğimiz hayatların imtihanını bilmediğimiz bir yolculuk. İmtihanın yanı sıra birçok imkanı olan bir yolculuk... Heybeni istediğin kadar güzellikle doldurabileceğin, bitimsiz bir alışveriş yapabileceğin, soruları, sorunları dostlarınla çözebileceğin bir yolculuk...
33 notes · View notes
mnsrykt · 1 year
Text
"Bir kuş giderken neler götürebilir ki yanında? Oysa bir sevgili giderken pek çok şeyi alıp gitmiştir. Utangaç ilk dokunuşları, akşam vakti sinema çıkışında yağmura yakalandığınızdaki sarılmaları, kimi sayfalarındaki satırların altı çizili şiir kitaplarını, telefon konuşmalarındaki ağlayışlarını, soğuk bir havada boynuna doladığın ve onun kokusu sinmiş kaşkolu, karşılıklı içilen kahvelerin değişmez fincanlarını, filmlerden ezberlediğiniz ve birbirinize söyleyip durduğunuz replikleri, arkadaşlarınızla birlikteyken kaçamak olarak birbirinize fırlattığınız şehvetli bakışları, doymamacasına dinlediğiniz bir Ortadoğu ezgisini, Balat sokaklarına gizlediğiniz gülümsemeleri, sık gittiğiniz bir lokantanın kokusunu, evlenince ilk hafta yapılacak yemekler listesini, simidin yanında şekersiz içilen çayları, minicik ağızlarıyla kurşun emen çocukların acısıyla burkulan yüreğini, tülbendine, hain bir bombardımanda ölen kocasının kanı bulaşmış ve ağlayıp duran kadının hüznüyle kan çanağına dönmüş güzel gözlerini, bir ebru deseninden ayırt edilemeyecek ellerini, unutulmuş bir randevudan kopan tartışmaları, kendi elleriyle yaptığı ve tuzun fazla kaçtığı bir yemeği tadarkenki yüz buruşturmalarını, her gece ayın şekline bakıp verdiği yeni isimleri, saçlarını çiçek tarlasına dönüştüren minik tokaları, çocukluğundan beri sakladığı ve artık parçalanmaya yüz tutmuş, sağından solundan ipler sarkan bez bebeği, solgun gecelerin ayazında birlikte edilen duaları, hayata ve insan olmaya dair bitimsiz konuşmaları, küçük sakarlıkların ardından gözlerimizden yaş getiren kahkahaları, sokak lambasının neşeli ışığıyla paylaşılan yalnızlıkları, cızırtılı bir radyoda çalan şarkıya dans ederek eşlik edişleri, bazı satırlardaki mürekkebi gözyaşlarıyla dağılmış mektupları, lunaparkta bindiğiniz atlıkarıncadan birbirinizin elini tutma isteği ve çocuklarınkine karışmış neşeli bağırışları, gözden uzak, eski, küçücük bir caminin, içinde birkaç yaşlının oturup da ölümü beklediği avlusundaki hevesli sözleri, sudan sebeplerle edilen bir kavganın ertesinde özür dileyebilmek için bahane aramaları ve mahçup bakışları, kaybettiğimiz iyi dostları anarken gözlerinin dolup dolup taşmalarını, onun yüzü, bakışları, elleri, hüznü, sevinci, hayatınıza girdiği ilk andan itibaren yaşanılan ne varsa alıp gitmiştir sevgili."
45 notes · View notes
yolaemanet · 7 months
Text
"Hayat sevdiğimiz insanlardan ibaret değil, sevgiden ibaret. İnsanlar gider ama onları sevmiş olmamız bitmez. Sevgi bitimsiz ve ölümsüz bir şey. Sevdiklerimizi ona emanet etmeliyiz, bedenlerine değil."
Böyle dedim Burak'a. Ağaçtan düşenin halinden yine ağaçtan düşen anlıyor. Ben daha düşmedim. Düşmek istemem. Yine de konuşuyorum bol keseden.
Birkaç dakika geçiyor. Unutuyorum bunları.
Of, ne olacak bu işler, dememle kalıyor gündelik.
22.31
8 notes · View notes
etheromanie · 9 months
Text
"gezip dolaşırken önümde arkamda hep birtakım insanlar oluyor ve kendimi onların kıpırtılarıyla hep kalabalık hissediyordum da, işte öylece kalakaldığım anlarda ben yalnızlığın en koyu karanlığına gömülüyordum sanki, gömüldükçe gömülüyor ve oldukça anlamsız bulduğum bu ev içi yürüyüşlerimi bir tür kör asa sallayışına benzetiyordum. her insanın bir yere ihtiyacı var diyordum kendi kendime ve yer bile yalnızlığı savuşturmak için kör bir asa diyor, derken de, kör asa niyetine kullanılan ya da kullanılabilecek olan ne varsa şu yalan dünyada ve daha neler olacaksa, içimden tek tek saymaya çalışıyordum.
insanı sonsuzluğa götürüp getiren bitimsiz sandığımız ve pekâlâ aldandığımız bazı sevinçleri düşünüyordum sözgelimi, budalaca hareketlerden doğan sabun köpüğü neşeleri, rastlantılardan yontmaya alıştığımız gülünesi mutlulukları, yokluğundan yola çıkarak abarta abarta neredeyse kutsallaştırdığımız kof doyumları ve daha birçok akla gelmedik şeyi ve şeyleri kimi zaman aydınlatıp kimi zaman karartan öteki şeyleri düşünüp, bütün bunların kör bir asa sallayışından başka hiçbir anlama gelemeyeceğini kendi kendime bir kere daha tekrarlıyordum."
7 notes · View notes