Tumgik
#1 mayıs emek ve dayanışma günü
duygu-larr · 1 year
Text
Emeģin ve emekçinin kıymetinin bilindiği
Nice 1.Mayıs ,lara.
Tumblr media
15 notes · View notes
yurekbali · 1 year
Text
Tumblr media
Her 1 Mayıs alanlarda bir gelincik coşkusudur. Yaşasın 1 Mayıs! ✌️
18 notes · View notes
ncdtgrsy · 1 month
Text
1 note · View note
dogayadair · 1 year
Text
1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramınız kutlu olsun🇹🇷🇹🇷🇹🇷🌱🌱🌱
1 note · View note
altinovaguncel · 1 year
Text
Oral: Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun
Altınova Belediye Başkanı Dr. Metin Oral, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutladı. Başkan Oral, Emek ve alın teriyle Türkiye’nin büyümesinde ve kalkınmasında önemli rol oynayan işçi ve emekçilerin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutladığını belirtti. “Emek ve zekâ” Altınova Belediye Başkanı Dr. M etin Oral’ın 1 Mayıs mesajı şöyle: “1 Mayıs, Türkiye’de ilk kez 1923’te resmî olarak…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
okuryazarlar · 1 month
Text
Tumblr media
"İşçi sınıfının insanlığa karşı hiçbir borcu yoktur. İnsanlık ona borçludur." Bertolt Brecht
İşçi, Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun! Yaşasın 1 Mayıs💪✌
73 notes · View notes
ziyapasa-01 · 1 month
Text
1 Mayıs'ta,
İşçiler YÜRÜMESİN diye alınan önlemleri, keşke işçiler ÖLMESİN diye alsalardı.....
********<>********
Yeraltında yer üstünde, şehrin dört bir yanında gece gündüz çalışan tüm emekçilerin
Tumblr media Tumblr media
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.
26 notes · View notes
1-gelincikk · 1 year
Text
Her şeye rağmen düşmana inat yaşayacağız. Yarın bizim çünkü. Biz öleceğiz ama çocuklarımız bırakacağımız mirası taşıyacaklar yüreklerinde. Ve onların yürekleri bizim altında ezildiğimiz korkuları taşımayacak. //Yılmaz Güney
1 Mayıs Emek ve dayanışma günü kutlu olsun.
81 notes · View notes
evgorluxury · 1 month
Text
Tumblr media
Emeğin ve dayanışmanın tüm dünyada kutlandığı bu özel günde, birlik ve beraberlik ruhunu en yüksek seviyede hissediyoruz. 🤝
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kutlu Olsun! 🇹🇷
2 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 1 month
Text
Emeğin, dayanışmanın ve yardımlaşmanın günü olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutlar, alın teriyle hayatını kazanan tüm yurttaşlarımıza sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir gelecek dileriz. ⚒️🛠️⚙️⛓️🔩🔩🪛🪛🗜️
3 notes · View notes
turkmenogluavm · 1 month
Text
Tumblr media
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kurlu Olsun
#van #turkmenoglu #dostmagaza #1mayıs #1mayisemekvedayanismagunu
4 notes · View notes
yurekbali · 1 year
Text
1 Mayıs'ta alanlardayız.
Yaşasın 1 Mayıs!
14 notes · View notes
felsefebulvari · 1 year
Text
Emeğin sömürülmediği, aydınlık ve güzel bir dünyayı göreceğimiz günlerin geleceği umuduyla; 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.
“Labor omnia vincit.”
“Emek her şeyi yener.”
Tumblr media
7 notes · View notes
seslimeram · 1 month
Text
1 Mayıs'tan Artakalan...
Tumblr media
Mütemadiyen kendini tekrardan var eden bir cerahat sarmalının orta yerinde buluyor iş bu ülke kendisini. Hak talanından, gündelik yaşamın eğrelti kılınmasına, ekonomik verilerin sıradana karşıt konumlandırılmasından despotizmin yükseltilmesine her anlamda kuşatma gerçek kılınıyor. Tümüyle bir cerahat sarmalının ortasına demirlemiş ülke gerçekliği belli bir hakikatin ta kendisi ilan ediliyor. Tahakküm, tecrit ve terörü ajandasından eksik etmeyen geri koymayan bir devletli aksiyonunun projeksiyonu hep daha ağırı, hep daha fenasını imliyor artık. Tespit olunan, bildirilen, yaşatılan kadar bir de hayatta görünmeyen, anılmayan ama varlığını her dem muhafaza eden bir tehdit döngüsü aralıksız yinele geliyor. O cerahat sarmalının tam da ortasına demirleyen ülkenin gerçekliğini var edebilmek için eldeki tüm imkanları seferber eden, günü kapkaranlık, şimdiyi meçhul, yarını muamma / muallak kılan bir tavır veya anlayışın insafında hangi mesel çözümlenebilir. Yaraların hangisi derlenip toparlanır sahiden!
Tümüyle kendini inkar, tamamıyla örtbas edilmek istenenin cerahatli kıvrımlarında yol, yön araya duran bir iktidar kliğinin neyi nasıl cerahate teslim ettiği gündelik bir mesele değildir. Yirmi bir koca yıllık iktidar pratiğinin dönüştürdüğü yer, ulaştığı merhale başlı başına bu tahayyüllerin ta kendisinden türetilir. Mütemadiyen kendini tekrardan var edip duraksamadan icraat eylenen tahakküm halleri, pratikleriyle bir cerahat sarmalının kesin, kati ve aralıksız imali güncellenir. Eldeki en büyük başarıları da o cerahati bir icraatın ta kendisiymiş gibi aksettirmek olur. Yurttaşın haklarının talan edilebildiği bir zemini açık bir biçimde riyayla, rüyalar memleketi diye atfetmek başlı başına bir çıkarımdır. Muktedir ve avenesi olanların var ettiği açmazlarla, girift, kötücül, katran karası bir menzilin imali ne haldedir, görmek anlamak mümkün olacaktır. Cerahatin ortasına terki diyar edilmenin her nasıl var edildiği az çok 1 Mayıs gösterileri sırasında özellikle İstanbul’da cereyan eden tahakküm halinden belirgin olacaktır.
Taksim’e çıkan tüm arterlerin, hemen tüm ulaşım imkanlarının, metrosundan, vapuruna, tramvayından, metrobüsüne kadar abartıp teleferiği engellemeye varan bir cerahatle ol tahakkümün her nasıl biçimlendirildiği zaten ortaya çıkar. Bir kent abluka altına alınır. Koca bir kentin önemli iş menzillerine varabilmek mucize kılınır. Araç bulunsa yollar kapalıdır. Açık yol bulunsa araç oralardan geçememektedir. Araç da yol da bulunsa bu defa da tabana kuvvetle ancak iş yerine varılabilecektir. İş yerine varılsa var edilmiş emek bayramında daha dakikasında eksiklik var edilip mesaiden düşüm halleri işe geç kalındığı öne sürülerek sille tokat var edilir. Hap kadar kılınmış hak kavramının, emeğin ve direniş mefhumunun gününde yeniden dayatmalara dönüştüğü bir zeminin gerçekliği söz konusu olur. Mütemadiyen kendini tekrar eden bir sarmal içerisinde cerahat dört koldan savunulup duruyor işte, eş zamanlı. İçişleri bakanı nam Yerlikaya gönençlenip dururken, elli bine yakın kolluğun sabaha karşı üçte kaldırıp, beşte askeri nizam yollara döktürülüp, direk edildiği bir zeminin ortasındayızdır. Deli Dumrul kanunları gibi, Bozdoğan geçidini kapatmaktan, istediği sokağı açıp, dilediği caddeyi tutup, o akışı müsait bu akışta ilerleme halini imkansız addeden, kendine var edilmiş eziyeti içselleştirip, kalan halktan hıncını da pekala çıkartabilen bir cerahat imal edilir. Edilir ki, o cerahat içerisinde rehin edilmiş olan ülke fark edilmesin diye taklalar atılır. 1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı değil, zorbanın / zorbalıkla bütünleşik olanların eza günüdür. Zulmün dört bir yanda ister üniforma, ister lacivert takım elbise, isterse de sivil görünümlü olarak yinelendiği bir hali işaret etmektedir, iş bu yeni ülkede.
Murat Uysal’ın Evrensel Gazetesindeki haberidir: “İstanbul’da DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDH tarafından oluşturulan Tertip Komitesi, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs için Taksim’i adres gösterirken, emekçilere Saraçhane’de buluşmak üzere çağrı yaptı. Saraçhane’ye götürülen DİSK’e bağlı sendikalara üye işçiler ise hiçbir hazırlık yapılmadan götürüldüklerini, 1 Mayıs günü “Önlüklerinizi giyin, alana gidiyoruz” denildiğini anlattı.
İstanbul 1 Mayıs’ı için Taksim’e çağrı yapan Tertip Komitesi, buluşma noktası olarak Saraçhane’yi belirledi. Bozdoğan Kemeri önüne duvar ören polis kitlenin Taksim’e yürümesini engellerken, Tertip Komitesi ise birkaç saat sonra ‘faaliyetin son bulduğunu’ açıklayarak geri çekildi. Emekçiler bu tutum nedeniyle Tertip Komitesi’ni protesto ederken, alana götürülen işçiler ise umdukları ile bulduklarının zıt olduğunu aktardı.
Özellikle seçimden sonra gerek hükümetin hayata geçirmeye çalıştığı plan ve programlara gerek ceplerine giren paranın çabucak erimesine karşı 2024 1 Mayıs’ının görkemli geçeceğini umduklarını anlatan işçiler, Saraçhane’de yaşananların kendilerini “dumura uğrattığını” söyledi.
20-25 İşçiye Bir Broşür Düştü
DİSK’in en fazla üyeye sahip olan sendikası Genel-İş’in bir şubesiyle gelen bir belediye işçisi, 3 bine yakın işçinin çalıştığı belediyeden sadece 11 kişiyle Saraçhane’ye geldiklerini söyledi. Belediye işçisi, “Bunun böyle olacağı hazırlıklardan belliydi. Oysa bizler bu sene 1 Mayıs’ın en görkemli bir şekilde planlanacağını, seçimlerde darbe vurulan AKP’ye 1 Mayıs’ta gücümüzü göstereceğimizi sanıyorduk. Kürsülerden 1 Mayıs’ta Taksim’e çağrı yapan Genel-İş Genel Merkezi ne yazık ki bizlere gönderdiği programlarda bu çağrının çok gerisinde kalıyordu. Sayılarla size bunu anlatayım: Geçen sene 1 Mayıs’a hazırlanırken 1 Mayıs gününe neredeyse 1 ay kala hazırlıklarımız başlamıştı. Kadro talebimizin öne çıktığı afişler, taşeron çalıştırmaya karşı çıkan dövizler çok önceden elimize ulaşmıştı. 2 bine yakın böyle afiş vardı, ellerimizle astık. Bir bu kadar da broşürümüz vardı, bunları da dağıttık. Ancak bu sene bu sayı sadece 300’dü. 100 tane de broşür elimize ulaştı. Düşünebiliyor musunuz 20-25 işçiye bir broşür düşüyor? Hazırlıklarda genel merkezimiz sanki bu sene 1 Mayıs yapılmasını istemiyormuş gibiydi” dedi.
"İşçiler İkna Olmadı"
Sayısı az olan ve kendilerine geç ulaşan afişleri 30 Nisan günü asabildiklerini anlatan işçi belediye işçilerini 1 Mayıs’a katılmaları için ikna etmekte de güçlük çektiklerini söyledi. Genel-İş Genel Merkezi tarafından ellerine ulaşan broşürlerde ne kadro talepleri ne eriyen ücretlerine dair bir ibaret olduğunu söyleyen işçi, “Doğal olarak işçiler Taksim’den başka ibarenin olmadığı, nasıl Taksim’e girileceğinin dahi tarif edilmediği bir çağrıyla ikna olmuyor, aksine çekiniyorlardı. İktidarın baskısı bu seviyeye ulaşmışken gözaltından biber gazından çekinilir mi, diye soranlar olacaktır. Oluyor maalesef, sendikalar 1 Mayıs’ı anlatmazsa, eğitimler yapılmazsa, 1 Mayıs’tan bihaber işçiler senin dibini doldurmadığın ‘Haydi Taksim’e gidelim’ çağrına ‘Gözaltına alınırsam ne olacak’ diye tepki verir” diye konuştu.
“Bu halde Taksim’e çıksak ne ifade edecekti” diyen işçi şöyle devam etti: “Şimdi herkes eleştiriyor ya DİSK neden barikata yüklenmedi diye. Yüklenseydi, barikatı da yıksaydı biz Taksim’e hangi talebi götürecektik? Üzerimizde Genel-İş önlüklerinden başka bir şey yoktu. İşçilerin elinde ne bir döviz ne bir pankart vardı. Kadro talebimizin eriyen ücretlerimizin sözünün dahi edilmediği bir 1 Mayıs geçirdik. Özeleştiri yetmez, buna sebep olanlar kimlerle ne pazarlık yaptıysa ortaya dökülsün isterim.”
"1 Mayıs Yeterince Anlatılmadı"
DİSK’in en çok üyeye sahip sendikalarından bir diğeri olan Birleşik Metal-İş’in İstanbul’da örgütlü olduğu çok fazla iş yeri yok. Bu nedenle Birleşik Metal-İş Taksim kararı alınan İstanbul 1 Mayıs’ı için Gebze’de örgütlü olduğu fabrikalardan işçi getireceğini söylemişti. Her yıl Gebze’de kutlanan yerel 1 Mayıs’a da bu sene katılmayacağını duyurmuştu. Gebze’den Saraçhane Meydanı’na gelen Birleşik Metal-İş üyesi fabrikadaki 1 Mayıs’a hazırlık sürecini şöyle anlattı: “Genel Merkez cephesinde nasıldı bilmiyorum ama bizim fabrikamızda hem temsilciler hem de şube 1 Mayıs’ı anlatmakta zayıf kaldı. En azından bizim temsilcilerimiz Taksim’de yapılmayacağına çoktan ikna olmuş, ‘Ya Maltepe’ye gideriz ya Gebze’de kutlarız’ diyorlardı. Taksim işi netleşmeye başlayınca bu söylemlerin yerini ‘Çok kalabalık gitmeye gerek yok, engellenebiliriz’ sözleri aldı. İstanbul’a gideceklerin isim listesi dahi işçileri zoruyla hazırlandı. Genç işçilerin genç oldukları için haberdar olmadıkları, yaşlı işçilerin ise çoktan unuttukları 1 Mayıs’ın biz işçiler için anlamı yeterince anlatılamamış oldu”
"Sendikalara Olan Güveni Zedelediler"
Birleşik Metal-İş olarak alana zaten geç girdiklerini söyleyen bir metal işçisi, “Alanda taş çatlasın 1 saat kalmışızdır. Hemen otobüsün dibindeydik zaten, önümüzde bağlı bulunduğumuz şubenin adının yazdığı pankarttan başka pankart yoktu. Bazı fabrikalardan gelen işçiler önceki yıllarda kullandıkları pankartları getirmişti. Bunlar dışında bir talep yoktu. Alanda bekleme salonunda gibiydik. Sıkış tepiş geçen 1 saatin ardından Tertip Komitesinin “Eylemi bitirdik” duyurusuyla neye uğradığımızı şaşırdık. Gerisin geri otobüslerimize gönderildik. 1 Mayıs bir eşiktir, fabrikalarımıza geri döndüğümüzde patronlarımıza karşı daha bir özgüvenli olmamız beklenir sonuç olarak bunu kırdılar. Sendikalara güveni zedelediler, bugünkü kötü tablodan çok yarın işçileri sendika ile hareket etmeye nasıl ikna edeceğimizi düşünüyorum. Çünkü ertesi gün zaten AKP’li olan işçi televizyonlarda müdahaleyi görüp ‘İyi ki gelmemişim’ dedi. Alana gelen işçinin ise savunacak hiçbir şeyi yoktu, sendikacılar elimizden bunu aldı” diye konuştu.
"Talepler Yankılansın İstedik Ama..."
Enerji-Sen ile Saraçhane Meydanı’na gelen bir enerji işçisi ise sitemini şu sözlerle ifade etti: “Çok öfkeliyim. Yarı yolda bırakıldı, kandırıldık, terk edildik. Böyle bir karar alacak, alanda böyle davranacaksanız neden izinli eylem yapmadınız? Biz Enerji-Sen üyeleri olarak Taksim iradesini savunmaya geldik ancak konfederasyon böyle davranmadı. İsterdik ki iktidarın bu ablukası dağıtılsın, şehrin en kalabalık meydanlarında işçilerin talepleri yankılansın, ancak böyle olmadı.”
Bir cerahat sarmalına demirlemiş ülkenin onca masalının kıyısındaki hakikat bu yukarıda aksettirilen hayatların yaşadıklarıdır. Sıradan insanlara reva görülen üç kuruşluk yaşam hakkı mefhumunu daha da sömüren, dipsiz bir karanlıkta haydi bununla da başa çıkın artık diye çemkirilip durulan bir neoliberal çarkın ortasında yaşama dair umutların, emeğin gerçek karşılığına dair seslenişlerin önü Bozdoğan Kemerinin önünde, gerek siyasi özneler, gerekse de Taksim çağrısını var eden Disk ve Kesk’in eylemsizliği ya da umursamazlığı sayesinde heder olunur. Onca canhıraş, çözümü elzem olagelen yaranın orta yerinde, bir günlüğüne de olsa gerçekten emek mücadelesinin imkansızlıklar içinde yaşamaya mahkum kılınanların dertlerine dair bir sahipleniş söz konusu edilmez. Burjuva sermayenin, madun siyasetin baş aktörlerinin, düzen insanlarının, her şeyi güzelleme çaba ve isteminden aslında her ne oluyor buna dahi kafa yormayanların ülkesinde, o sessizlerin bir biçimde hakikatini bildirmesi men edilir. Tahakkümü var edenlerin ellerini ovuşturup durdukları bir zeminde, geleceğin ipotek altına bunca rahatça alınabildiği bir menzilde ol hakikat yeniden başka baharlara terk edilir. Böyle miydi direniş kültürü, bir günlük kadar da mı değildir, itiraz hakkını ortaklaştırabilme iradesi, nedir, yanıtsız konulur.
İktidar kanadının tamamının bu düzeninin böyle sürgit yinelenmesine önayak olduğu bir zeminde gerçekliği sorgulayabilmek ne ara söz konusu olacaktır. İçine terk edilip durulan o çetrefilli olmayan bataklığın, dipsiz koyağın, cerahatle bütünleşik menzilin hakikatine de bir reçete söz konusu edilebilir mi? Koca bir emek bayramının gümbürtüye konularak, bir kent tastamam işleyemez kılarak, mecburi bir gözaltını var ederek hangi sorunların ol üstünden gelinebilecektir ki! Anayasa Mahkemesinin hiçe yazıldığı, kararlarının geçersiz kılındığı / bildirildiği bir zeminde verili hakların kalanını kim nasıl kurtaracaktır ki sahi ama sahiden? Hak kavramının zayi olunabildiği bir zeminde başlı başına cerahati at koştuğu, yön ya da hiza belirlediği bir ülke gerçekliği söz konusu olur. Hazine bakanı ol Şimşek’in sıkın dişinizi, Mayıs’ta enflasyon pik yapacak, iki seneye kalmaz da tek haneyi görecek açıklamasının paralelinde, emeklilere bir asgari ücreti, çalışana Temmuz’daki ara zammı, emek dünyasındaki tazimat haklarının ilelebet hiç edileceği yepyeni düzenlemeler ya da emeklilik sistemlerinin katara eklendiği bir zeminde, sermayenin sesi her yerdeyken sıradan insanların hakkı ne olacaktır! Patavatsız bir halde ekonomik çökertmeyi zemine ol sıradanın sırtına yük olarak bindirdiği vergilendirmeler, tahakkuklar, kesintilerle birlikte var eden bir muktedirin, sahiden de herhangi bir çözümü var etme çabası / emaresi söz konusu edilebilir mi? Bütünüyle masallar anlatılırken, madun siyaset ılımlı havalardan bahis açıp dururken, yönelimini kulaklarını tıkayıp kendi bekalarını sağlama alma adına susanların muktedir olma hallerinde bir kez olsun sıradanın meseli anlaşılabilecek midir, sahiden de!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Bülent KILIÇ – via X (@Kilicbil)
0 notes
korkutkalkan · 1 month
Link
Trabzon, Giresun, Ordu ve Artvin'de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla etkinlikler düzenlendi.Giresun'da işçi sendikaları üyelerinden oluşan gruplar, Debboy mevkisinde toplanarak kortej oluşturdu. Grup, ellerinde pankartlarla Gazi Caddesi'nde yürüyerek programın gerçekleştirileceği Osman Ağa Meydanı'na geldi. Sendika temsilcilerinin buradaki konuşmalarının ardından alandakiler, müzikler eşliğinde horon tepti, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutladı.Programa Giresun Belediye Başkanı Fuat Köse ile Çanakçı Belediye Başkanı Tuncay Kasım da katıldı.OrduOrdu'da işçi sendikaları ilk olarak Köprübaşı Ceren Özdemir Meydanı'nda toplandı. Daha sonra Sırrıpaşa Caddesi'nde yürüyüş yapan grup, dövizler açarak sloganlar attı. Cumhuriyet Meydanı'na ulaşan grup, burada çalınan müzikler eşliğinde 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutladı.Grup, basın açıklamasının ardından dağıldı.Etkinliğe, CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun'un yanı sıra CHP'li bazı ilçe belediye başkanları da katıldı.ArtvinArtvin 1 Mayıs Tertip Komitesince düzenlenen kutlamalar kapsamında sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti üyeleri ile vatandaşlar Atapark Meydanı'nda toplandı.Grup, Cumhuriyet Caddesi güzergahı boyunca Halit Paşa Meydanı'na kadar yürüdü.Burada konuşan Artvin Belediye Başkanı Bilgehan Erdem, 1 Mayıs'ın emeğin, dayanışmanın ve aydınlığın sesinin yükseldiği gün olduğunu belirterek, tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutladı.DİSK Artvin Şube Başkanı Selim Bilgin ile KESK Artvin Şube Başkanı Köksal Gümüş'ün de konuşma yaptığı program, yerel sanatçıların seslendirdiği marş, şarkı ve türkülerle sona erdi.Etkinlikte vatandaşlar, tulum ve akordeonla çalışan müzikler eşliğinde horon tepti, dans ederek eğlendi.TrabzonTrabzon'da, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü için Cumhuriyet Caddesi'nde bir araya gelen sendika üyeleri ve siyasi parti temsilcileri, ellerinde döviz ve pankartlarla Kahramanmaraş Caddesi'nden 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı'na kadar yürüdü.Burada konuşan Türkiye Yol-İş Sendikası Genel Sekreteri Gökhan Gedikli, 1 Mayıs'ın insanca yaşam ve çalışma şartlarını sağlama kavgasının verildiği, emeğin, barış ve özgürlük mücadelesinin sürdürüldüğü bir gün olduğunu söyledi.Gedikli, bugün coşkularının çok yüksek olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında bir araya geldik ve emeğin bayramını layığıyla kutlayacağız. Diğer yandan yüreğimiz Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acısıyla yanmaya devam ediyor. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Şunu bilmenizi istiyorum ki Türk-İş ilk günden itibaren maddi ve manevi olarak depremden etkilenen vatandaşların yanında olmuştur." İsrail'in Gazze'ye zulmünün hız kesmediğini belirten Gedikli, "Bütün dünya İsrail'e karşı kör, sağır. Bebek, çocuk ve kadınlar ölüyor. Filistin'de kardeşlerimiz ramazanı ve bayramı zulüm altında geçirdi. Bu bir soykırımdır. İsrail tehdidini ortadan kaldırmak için en sert önlemler alınmalı. Dünya, Bosna'da olduğu gibi öldürülen Müslüman olunca adım atmıyor. Bir an önce İsrail zulmünün son bulmasını ve Filistin'in özgürlüğüne kavuşmasını temenni ediyorum." ifadelerini kullandı.Konuşmaların ardından yöresel sanatçılar sahne aldı.Programa, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez ile Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya da katıldı.
0 notes
okuryazarlar · 1 year
Text
Tumblr media
İşçi, Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun. Yaşasın 1 Mayıs!💪✌
85 notes · View notes