Ve elbette ki, sevgilim,
elbet,
dolaşacaktır elini kolunu
sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle:
işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette
h ü r r i y e t
-Nazım Hikmet Ran
İş hayatını uyuşturucu etkisine benzetiyorum. İnsanlar çalışırken unutuyorlar yaşadıkları kötü anıları. Bu alkol bağımlılığına benziyor. İş insanları aslında bir çeşit bağımlılık hali yaşıyorlar. Uyuşmak için her gün çalışmaya koşuyorlar. Çalışırken unutuyorlar, unuturken hayallere dalıyorlar. Gelecekte kazanacakları parayla yapacakları pozitifliklere tutunuyorlar.
Varoluşsal bir sorun bu. Ölünce cennete gitmek için yapılan iyiliklere benziyor. Birikilen para bu iyilikler, yapılan pozitif eylemler cennet hali... İş oluyor din. Anlam arayışı uyuşturma mekanizması ile yeni yerini buluyor.
Bunu terk etmek ise cehennemvari hisler veriyor insana. Çünkü öncesinde unutmak için kaçtığı sorun orada onu bekliyor hala. Sadece hisleri uyuşturmuştu bir süreliğine. Bırakınca kaldığı yerden devam ediyor acıtmaya.
Geçiyor hayat uyuşmalarla. Kimi arıyor dininde, kimi arıyor işinde gücünde anestezisini... Ölüyoruz günden güne kendi içimize doğru. Bir karadelik misali çöküyoruz kendi karanlığımıza. Işık illüzyonunda trajedimizi unutmak için yaşıyoruz.