Tumgik
#Ekinezya ve hamilelik
Text
Ekinezya (Kirpi otu)
Ekinezya (Kirpi otu)
Tumblr media
#EchinaceaPurpureaFaydaları, #EchinaceaPurpureaKullanımı, #EchinaceaPurpureaNasılKullanılır, #EchinaceaPurpureaNedir, #EchinaceaPurpureaYanEtkileri, #EkinezyaBitkisi, #EkinezyaÇayı, #EkinezyaFaydaları, #EkinezyaKullanımı, #EkinezyaNasılKullanılır, #EkinezyaNedir, #EkinezyaÖzütü, #EkinezyaTablet, #EkinezyaTentürü, #EkinezyaVeBağışıklıkSistemi, #EkinezyaVeÇocuklar, #EkinezyaVeEmzirme, #EkinezyaVeGrip, #EkinezyaVeHamilelik, #EkinezyaVeSoğukAlgınlığı, #EkinezyaYanEtkileri https://is.gd/76d8Oj https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/bitkiler/ekinezya-kirpi-otu/
Ekinezya, papatyagiller (Asteraceae) familyasına ait bir bitki türüdür. Amerika yerlileri ve diğer bazı yerel halklar tarafından geleneksel tıp uygulamalarında uzun bir geçmişe sahiptir. Bu bitkinin dikkat çekici özelliklerinden bazıları şunlardır:
Çiçekleri: Bitkinin çiçekleri genellikle pembe veya mor renklidir. Bu canlı renklere sahip çiçekler, peyzaj düzenlemelerinde dekoratif amaçlarla sıkça kullanılır.
Yaprakları: Bitkinin yaprakları tüylü ve oval şekildedir. Yapraklarının üzeri hafif tüylerle kaplıdır.
Kökleri: Bitkinin kökleri oldukça uzundur ve genellikle ilaç yapımında kullanılır. Ekinezya özütleri veya tentürleri, bu köklerden elde edilir.
Ekinezya (Kirpi Otu) Kullanım Alanları
Ekinezya, geleneksel tıpta bağışıklık sistemi güçlendirici bir bitki olarak bilinir. Ekinezyanın yaygın kullanım alanlarını listeledik.
Soğuk Algınlığı ve Grip: Soğuk algınlığı ve grip semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabileceği düşünülür. Özellikle hastalığın başlangıç aşamasında kullanılır.
Bağışıklık Sistemi Desteği: Ekinezyanın bağışıklık sistemini güçlendirdiğine inanılır. Bu nedenle, bağışıklık sistemi destek takviyelerinde yaygın olarak kullanılır.
Enfeksiyonlar: Bazı insanlar ekinezya özütlerini yara enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları ve diğer enfeksiyonlarla mücadelede kullanır.
Antioksidan Etki: Ekinezya bitkisi antioksidan özelliklere sahip olabilir ve vücudu serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı koruyabilir.
Diğer Kullanımlar: Ekinezya bazen egzama, sedef hastalığı ve diğer cilt sorunlarının tedavisinde alternatif bir yaklaşım olarak kullanılır.
Tıbbi Potansiyel ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Ekinezya’nın tıbbi potansiyeli hala araştırılmakta olan bir konudur. Bazı insanlar bu bitkiyi kullanırken aşağıdaki konulara dikkat etmelidir:
Alerjik Reaksiyonlar: Ekinezyaya karşı alerjik reaksiyonlar görülebilir. Bu nedenle, bitki veya ekstraktlarına karşı alerjinizin olup olmadığını öğrenmek önemlidir.
İlaç Etkileşimleri: Ekinezyanın bazı ilaçlarla etkileşime girebileceği bilinmektedir. İlaç kullanımı veya kronik sağlık sorunları olan kişilerin önce bir uzmandan tavsiye alması önerilir.
Yan Etkiler: Ekinezyanın bazı insanlarda mide rahatsızlığı veya deri döküntüleri gibi yan etkilere neden olabileceği bildirilmiştir.
Hamilelik ve Emzirme: Hamilelik ve emzirme dönemlerinde kullanımı konusunda dikkatli olunmalı ve doktora danışılmalıdır.
Doğru Kullanım: Ekinezya genellikle kısa dönemlerle soğuk algınlığı gibi akut durumların tedavisinde kullanılır. Uzun süreli ve sürekli kullanımının güvenliği tam olarak belirlenmemiştir.
Bitki Çeşitleri: Ekinezya bitkisi farklı türlerde gelir, ancak Echinacea purpurea türü genellikle tıbbi amaçlar için tercih edilir.
Özüt ve Tentürler:  Kökleri, yaprakları veya çiçekleri kullanılarak özütler veya tentürler elde edilir. Bitki tıbbı ürünlerde bu formlar sıkça kullanılır.
Topikal Kullanım: Ekinezya tentürü veya özütü bazen cilt sorunları için topikal olarak kullanılabilir. Ancak cilt hassasiyeti olabileceğinden dikkatli kullanılmalıdır.
Geleneksel Kullanım: Yerli Kuzey Amerikalılar tarafından geleneksel tıp uygulamalarında yara tedavisi, zehirli ısırıkların tedavisi ve diğer rahatsızlıklar için kullanılmıştır.
Ekinezya bitkisi bağışıklık sistemi destekleyici ve bazı sağlık sorunlarının tedavisinde alternatif bir yaklaşım olarak kullanılabilir. Ancak herhangi bir bitkisel takviye veya ilaç kullanmadan önce bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir.
0 notes
vitaminkozmetik2021 · 3 years
Text
Vitamin Kozmetik
Vitamin Kozmetik ‘de bulunmakta olan Pastiller, tahriş olmuş boğaz dokularındaki ağrı ve öksürük gibi semptomları geçici olarak hafifletmeye yardımcı olan takviye ürünlere denir. Tükürük oluşumunu teşvik ederek ve ağızda ferahlık hissi sağlayarak etki gösterir.
Boğaz pastili, öksürük reflekslerini hafifletmek ve boğaz ağrılarını yatıştırmak için kullanılan başlıca maddelerdir. Genellikle farklı etki ve özelliklere sahip bitkisel özlerden oluşur. Bal, limon, mentol, ekinezya, zencefil ve ıhlamur gibi maddeler boğaz pastillerinde yaygın olarak kullanılır. Bundan farklı olarak benzokain gibi anestezikler ve okaliptüs yağı içerebilir.Vücutta meydana gelen enfeksiyonları tedavi etmek için değil; yalnızca semptomları hafifletmek ve ağrıları azaltmak için kullanılır. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının uzun süren belirtileri için doktora başvurulmalıdır.
Ağızdan alınan boğaz pastilleri ağız içinde emilerek tüketilir. Kuruluğu indirgeyerek boğazın yumuşamasına yardımcı olması beklenen pastillerin doğrudan yutulmaması gerekir. Ağızda yavaşça çözünmesine izin verilerek tükürükle birlikte yutulmalıdır.
Vitamin Kozmetik’ de ki pastiller aynı zamanda besin takviyesi olarak değerlendirildiği için normal beslenmenin ve ilaçların yerine geçmeyen bu ürünleri kullanırken günlük porsiyon sınırı aşılmamalıdır. Aksi takdirde boşaltım sistemini harekete geçiren laksatif etkilere sebep olabilir. Boğaz pastilleri günlük olarak 2 ile 4 adet arası kullanılması en doğru kullanım şeklidir.
Yutma tehlikesinden dolayı küçük çocuklara verilmesi sakıncalı olabilir. Yalnızca 11 yaş ve üzerindeki bireylerin kullanması önerilir. Vitamin Kozmetik‘de yer alan pastil çeşitleri, hamilelik ve emzirme döneminde boğaz pastilinin kullanımı için doktor görüşü alındıktan sonra kullanılmalıdır.
1 note · View note
cocukklinigi · 2 years
Photo
Tumblr media
6 Takipçimize Provitec Propolis Ekinezya Hediye Ediyoruz... Çekilişe katılmak için yapmanız gerekenler ▪Bu gönderiyi beğenmek ve yorumlarda çok sevdiğiniz bir arkadaşınızı etiketlemek ▪ @cocukklinigi ve @cocukuzmanlari sayfalarını takip etmek Çekilişimiz 29 Ocak cumartesi akşamı 21:00 de açıklanacaktır. Herkese bol şanslar… Provitec Propolis Ekinezya İçerik: Bal: 11400mg, Nar konsantresi: 750mg, Propolis ekstresi: 300mg, Dut pekmezi: 300mg, Ekinezya toprak üstü ekstresi: 150mg (Echinacea sp.), Üzüm çekirdegi ekstresi 1.5mg (Vitis vinifera), Arı Sütü: 120mg, Vitamin C:30mg (L-Askorbik asit), Çinko 7.5mg (Çinko sülfat heptahidrat), Siyah havuç konsantresi: 1.5mg Ürünün içeriğindeki bileşenlere alerjisi olanlarda ve hassas kişilerde alerjik reaksiyonlara sebep olabilmektedir. Kronik rahatsızlığı olanlarda ve düzenli ilaç kullanan kişilerde doktor kontrolü olmadan kullanılması önerilmemektedir. Takviye edici gıda olarak tüketilir. Tavsiye edilen günlük porsiyonu aşmayın. Takviye edici gıdalar normal beslenmenin yerine geçemez. İlaç değildir. Hastalıkların önlenmesi veya tedavi edilmesi amacıyla kullanılmaz. Hamilelik ve emzirme dönemi ile hastalık veya ilaç kullanılması durumlarında doktorunuza danışın. Kullanım Bilgi : 4-10 yaş grubu çocuklar İçin günde 3 defa birer ölçek alınması tavsiye edilir. Kullanmadan önce şişeyi çalkalayınız. Koruyucu, renklendirici, tatlandırıcı ve aroma içermez. Ambalaj : 150 ml #provitecşurup #provitec #vitamin #vitaminşurubu #cocukklinigi #cocukuzmanlari #birannekadargüvenli #çocuklarınızeminellerde #keşfet #fyp #instagram (Turkey) https://www.instagram.com/p/CYzgrT5oH99/?utm_medium=tumblr
0 notes
ozeluniversiteler · 3 years
Text
Boğazın yumuşamasına yardımcı olması beklenen..
Vitamin Kozmetik ‘de bulunmakta olan Pastiller, tahriş olmuş boğaz dokularındaki ağrı ve öksürük gibi semptomları geçici olarak hafifletmeye yardımcı olan takviye ürünlere denir. Tükürük oluşumunu teşvik ederek ve ağızda ferahlık hissi sağlayarak etki gösterir.
Boğaz pastili, öksürük reflekslerini hafifletmek ve boğaz ağrılarını yatıştırmak için kullanılan başlıca maddelerdir. Genellikle farklı etki ve özelliklere sahip bitkisel özlerden oluşur. Bal, limon, mentol, ekinezya, zencefil ve ıhlamur gibi maddeler boğaz pastillerinde yaygın olarak kullanılır. Bundan farklı olarak benzokain gibi anestezikler ve okaliptüs yağı içerebilir.Vücutta meydana gelen enfeksiyonları tedavi etmek için değil; yalnızca semptomları hafifletmek ve ağrıları azaltmak için kullanılır. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının uzun süren belirtileri için doktora başvurulmalıdır.
Ağızdan alınan boğaz pastilleri ağız içinde emilerek tüketilir. Kuruluğu indirgeyerek boğazın yumuşamasına yardımcı olması beklenen pastillerin doğrudan yutulmaması gerekir. Ağızda yavaşça çözünmesine izin verilerek tükürükle birlikte yutulmalıdır.
Vitamin Kozmetik’ de ki pastiller aynı zamanda besin takviyesi olarak değerlendirildiği için normal beslenmenin ve ilaçların yerine geçmeyen bu ürünleri kullanırken günlük porsiyon sınırı aşılmamalıdır. Aksi takdirde boşaltım sistemini harekete geçiren laksatif etkilere sebep olabilir. Boğaz pastilleri günlük olarak 2 ile 4 adet arası kullanılması en doğru kullanım şeklidir.
Yutma tehlikesinden dolayı küçük çocuklara verilmesi sakıncalı olabilir. Yalnızca 11 yaş ve üzerindeki bireylerin kullanması önerilir. Vitamin Kozmetik‘de yer alan pastil çeşitleri, hamilelik ve emzirme döneminde boğaz pastilinin kullanımı için doktor görüşü alındıktan sonra kullanılmalıdır.
0 notes
muzikgrubu2018 · 3 years
Text
Oksuruk gibi semptomları gecici olarak..
Vitamin Kozmetik ‘de bulunmakta olan Pastiller, tahriş olmuş boğaz dokularındaki ağrı ve öksürük gibi semptomları geçici olarak hafifletmeye yardımcı olan takviye ürünlere denir. Tükürük oluşumunu teşvik ederek ve ağızda ferahlık hissi sağlayarak etki gösterir.
Boğaz pastili, öksürük reflekslerini hafifletmek ve boğaz ağrılarını yatıştırmak için kullanılan başlıca maddelerdir. Genellikle farklı etki ve özelliklere sahip bitkisel özlerden oluşur. Bal, limon, mentol, ekinezya, zencefil ve ıhlamur gibi maddeler boğaz pastillerinde yaygın olarak kullanılır. Bundan farklı olarak benzokain gibi anestezikler ve okaliptüs yağı içerebilir.Vücutta meydana gelen enfeksiyonları tedavi etmek için değil; yalnızca semptomları hafifletmek ve ağrıları azaltmak için kullanılır. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının uzun süren belirtileri için doktora başvurulmalıdır.
Ağızdan alınan boğaz pastilleri ağız içinde emilerek tüketilir. Kuruluğu indirgeyerek boğazın yumuşamasına yardımcı olması beklenen pastillerin doğrudan yutulmaması gerekir. Ağızda yavaşça çözünmesine izin verilerek tükürükle birlikte yutulmalıdır.
Vitamin Kozmetik’ de ki pastiller aynı zamanda besin takviyesi olarak değerlendirildiği için normal beslenmenin ve ilaçların yerine geçmeyen bu ürünleri kullanırken günlük porsiyon sınırı aşılmamalıdır. Aksi takdirde boşaltım sistemini harekete geçiren laksatif etkilere sebep olabilir. Boğaz pastilleri günlük olarak 2 ile 4 adet arası kullanılması en doğru kullanım şeklidir.
Yutma tehlikesinden dolayı küçük çocuklara verilmesi sakıncalı olabilir. Yalnızca 11 yaş ve üzerindeki bireylerin kullanması önerilir. Vitamin Kozmetik‘de yer alan pastil çeşitleri, hamilelik ve emzirme döneminde boğaz pastilinin kullanımı için doktor görüşü alındıktan sonra kullanılmalıdır.
0 notes
karadenizgezisi · 3 years
Text
Azaltmak icin kullanılır ust solunum..
Vitamin Kozmetik ‘de bulunmakta olan Pastiller, tahriş olmuş boğaz dokularındaki ağrı ve öksürük gibi semptomları geçici olarak hafifletmeye yardımcı olan takviye ürünlere denir. Tükürük oluşumunu teşvik ederek ve ağızda ferahlık hissi sağlayarak etki gösterir.
Boğaz pastili, öksürük reflekslerini hafifletmek ve boğaz ağrılarını yatıştırmak için kullanılan başlıca maddelerdir. Genellikle farklı etki ve özelliklere sahip bitkisel özlerden oluşur. Bal, limon, mentol, ekinezya, zencefil ve ıhlamur gibi maddeler boğaz pastillerinde yaygın olarak kullanılır. Bundan farklı olarak benzokain gibi anestezikler ve okaliptüs yağı içerebilir.Vücutta meydana gelen enfeksiyonları tedavi etmek için değil; yalnızca semptomları hafifletmek ve ağrıları azaltmak için kullanılır. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının uzun süren belirtileri için doktora başvurulmalıdır.
Ağızdan alınan boğaz pastilleri ağız içinde emilerek tüketilir. Kuruluğu indirgeyerek boğazın yumuşamasına yardımcı olması beklenen pastillerin doğrudan yutulmaması gerekir. Ağızda yavaşça çözünmesine izin verilerek tükürükle birlikte yutulmalıdır.
Vitamin Kozmetik’ de ki pastiller aynı zamanda besin takviyesi olarak değerlendirildiği için normal beslenmenin ve ilaçların yerine geçmeyen bu ürünleri kullanırken günlük porsiyon sınırı aşılmamalıdır. Aksi takdirde boşaltım sistemini harekete geçiren laksatif etkilere sebep olabilir. Boğaz pastilleri günlük olarak 2 ile 4 adet arası kullanılması en doğru kullanım şeklidir.
Yutma tehlikesinden dolayı küçük çocuklara verilmesi sakıncalı olabilir. Yalnızca 11 yaş ve üzerindeki bireylerin kullanması önerilir. Vitamin Kozmetik‘de yer alan pastil çeşitleri, hamilelik ve emzirme döneminde boğaz pastilinin kullanımı için doktor görüşü alındıktan sonra kullanılmalıdır.
0 notes
merakedilenler · 3 years
Text
Boğaz pastillerinde yaygın olarak kullanılır..
Vitamin Kozmetik ‘de bulunmakta olan Pastiller, tahriş olmuş boğaz dokularındaki ağrı ve öksürük gibi semptomları geçici olarak hafifletmeye yardımcı olan takviye ürünlere denir. Tükürük oluşumunu teşvik ederek ve ağızda ferahlık hissi sağlayarak etki gösterir.
Boğaz pastili, öksürük reflekslerini hafifletmek ve boğaz ağrılarını yatıştırmak için kullanılan başlıca maddelerdir. Genellikle farklı etki ve özelliklere sahip bitkisel özlerden oluşur. Bal, limon, mentol, ekinezya, zencefil ve ıhlamur gibi maddeler boğaz pastillerinde yaygın olarak kullanılır. Bundan farklı olarak benzokain gibi anestezikler ve okaliptüs yağı içerebilir.Vücutta meydana gelen enfeksiyonları tedavi etmek için değil; yalnızca semptomları hafifletmek ve ağrıları azaltmak için kullanılır. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının uzun süren belirtileri için doktora başvurulmalıdır.
Ağızdan alınan boğaz pastilleri ağız içinde emilerek tüketilir. Kuruluğu indirgeyerek boğazın yumuşamasına yardımcı olması beklenen pastillerin doğrudan yutulmaması gerekir. Ağızda yavaşça çözünmesine izin verilerek tükürükle birlikte yutulmalıdır.
Vitamin Kozmetik’ de ki pastiller aynı zamanda besin takviyesi olarak değerlendirildiği için normal beslenmenin ve ilaçların yerine geçmeyen bu ürünleri kullanırken günlük porsiyon sınırı aşılmamalıdır. Aksi takdirde boşaltım sistemini harekete geçiren laksatif etkilere sebep olabilir. Boğaz pastilleri günlük olarak 2 ile 4 adet arası kullanılması en doğru kullanım şeklidir.
Yutma tehlikesinden dolayı küçük çocuklara verilmesi sakıncalı olabilir. Yalnızca 11 yaş ve üzerindeki bireylerin kullanması önerilir. Vitamin Kozmetik‘de yer alan pastil çeşitleri, hamilelik ve emzirme döneminde boğaz pastilinin kullanımı için doktor görüşü alındıktan sonra kullanılmalıdır.
0 notes
botanikecza · 3 years
Text
Procap Propolisli Şurup
Procap propolisli şurup gibi birçok ürüne ilgili kategorileri ziyaret ederek ulaşabilirsiniz. En çok aranan markaların ürünlerini sistemimiz de satışa hazır hale getirerek sürekli olarak güncel kalmaya çalışıyoruz. Bu sayfada “Procap” markasına ait ürünü incelemektesiniz. Türkiye'nin en ucuz e-ticaret satış merkezi botanikecza olarak yaptığımız kampanya ve indirim fırsatlarından haberdar olabilmeniz için bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. Ürünlerimiz hakkında duyuru ve indirimlerden ilk sizin haberiniz olsun istiyorsanız bizi hemen takip edin!
İçeriği: Bal, Glikoz şurup, Deionize su, Nar suyu konsantresi, Propolis ekstresi, Dut pekmezi, Ekinezya toprak üstü ekstresi (Echinacea sp.), Arı sütü, Siyah havuç konsantresi, Çinko sülfat heptahidrat, L-Askorbik asit, Potasyum sorbat (Koruyucu), Üzüm çekirdeği ekstresi (Vitis vinifera), Mentol aroma vericisi. Kullanımı: 4-6 yaş arası çocuklara günde 1.5 ölçek, 7-12 yaş arası çocuklara günde 2 ölçek, yetişkinlere günde 3 ölçek Procap Propolisli Şurup kullanılması önerilir. *Arı ürünlerine karsı hassasiyeti olanlar tarafından kullanılması sakıncalıdır. Takviye edici gıda olarak tüketilir. Tavsiye edilen günlük porsiyonu asmayın. Takviye edici gıdalar normal beslenmenin yerine geçmez. Procap Propolisli Şurup 4-10 yaş arası çocukların kullanımına uygundur. İlaç değildir. Hastalıkların önlenmesi veya tedavi edilmesi amacıyla kullanılmaz. Hamilelik ve emzirme dönemi ile hastalık ve ilaç kullanılması durumlarında doktorunuza danışın. Muhafazası: Isı, ışık ve nemden koruyunuz. Çocukların ulaşamayacağı yerde saklayın.
Procap propolisli şurup fiyat olarak piyasanın en ucuzu olarak satış merkezimiz de yer almaktadır. Cep yakmayan bu ürünğ hemen siz de Sepete Ekle düğmesine basarak ürünü kolayca satın alabilirsiniz.
0 notes
Photo
Tumblr media
Ürünün içeriği ekinezya ekstraktı, dulavratotu kökü ve sinameki yaprakları ile zenginleştirilmiştir. Kullanım şekli Yetişkinlerin günde 1 ya da 2 defa 1’er çay kaşığı (7,5 g) gıdayı bir fincan (200 ml) ılık su ile (50-65 C) elektrikli karıştırıcı yardımı ile yüksek hızda homojen bir şekilde karıştırarak tüketmesi tavsiye edilir. Uyarılar: Tavsiye edilen günlük porsiyonu aşmayın. Takviye edici gıdalar normal beslenmenin yerine geçemez. Çocukların ulaşamayacağı yerde saklayın. İlaç değildir. Hastalıkların önlenmesi veya tedavi edilmesi amacıyla kullanılmaz. Hamilelik ve emzirme dönemi ile hastalık veya ilaç kullanılması durumlarında doktorunuza danışın.   https://www.instagram.com/p/CD4VcimAQQe/?igshid=1hkj543dadwb6
0 notes
themoiira · 5 years
Text
Güvenli Emzirme I Moiira
Kadın ve Yaşama Dair Her Şey https://moiira.com/guvenli-emzirme/
Güvenli Emzirme
Tumblr media
Emzirirken neyin sorun olmadığı ve neyin olmadığı konusunda en büyük sorularınızla uzmanlara gittik. Güvenli Emzirme.
Doğru cevapları alın ve merak etmeyi bırakın.
Güvenli Emzirme Anne sütü etkileşimi şeması
Birçok madde kan dolaşımınızdan anne sütüne geçebilir. Bu, süt tedarikiniz için ve bebeğiniz için ne anlama geliyor?
Sağlıklı bir diyet yemek , bebeğinizin harika bir başlangıç ​​yapmasını sağlar. Ancak bazı gıdaların, ilaçların, bitkilerin ve diğer maddelerin emzirmeye nasıl müdahale edebileceğini bilmek önemlidir.
Anne sütünüz hakkında herhangi bir endişeniz varsa, bebeğinizin doktoru ile konuştuğunuzdan emin olun. Ayrıca ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi tarafından derlenen bir veritabanı olan LactMed ile bitkilerin, ilaçların ve ilaçların güvenliğini de araştırabilirsiniz . Hem çevrimiçi hem de mobil uygulamalarda kullanılabilir.
Aşağıdaki tablolarda, ne yediğiniz, içtiğiniz ve içtiğiniz annenin sütünüzü nasıl etkileyebileceğini ve ne gibi önlemler almanız gerektiğini görün.
Güvenli Emzirme Gıda
Emzirme bebeğinizin daha sonra itiraz edebileceği korkusuyla bir kase bibere hayır demek? Bazı anneler emzirirken bazı yiyeceklerden kaçınmaya meyilliyken , gerçek şu ki yemeğin nadiren sorunlu olduğu – ve fasulye, baharatlar , lahanalar, turunçgiller ve genel alerjenleri içeren.
Elbette, bebeğiniz belirli bir yemeğin her yemeğinde özellikle telaşlı görünüyorsa, sinyallerini almamak için hiçbir neden yoktur. Ancak çoğunlukla bebeğinizin telaşı yüzünden diyetinizi suçlamayın.
Bir gıda alerjisi veya intoleransı belirtileri arasında ishal, döküntü, telaş, gaz , sürekli tükürme veya kusma, sert dışkı, kanlı veya mukoza dışkıları, burun akıntısı, öksürük veya tıkanıklık sayılabilir.
Nadir durumlarda, gıdanın gazlılık ve huzursuzluğa neden olması, süt proteini ile ilgili bir problemdir. İyileşme olup olmadığını görmek için tüm süt ürünlerini (süt, peynir, yoğurt, tereyağı) birkaç hafta boyunca kesmeyi deneyebilirsiniz.
Haftada en fazla 12 ons balık ve deniz ürünü yemek, sizin ve bebeğiniz için iyidir, ancak köpekbalığı, kılıçbalığı, uskumru ve çini balığı gibi yüksek civa seviyelerinde balıktan kaçının . Konserve hafif ton balığı, düz beyaz veya albacore ton balığından daha düşük cıva seviyelerine sahiptir.
İlaçlar
Emzirirken birçok ilacın kullanımı güvenli olsa da, çoğu ilaç sütünüze bir dereceye kadar girecektir ve hatta süt tedarikinizi etkileyebilir. Güvende olmak için, her türlü ilacı, reçetesiz satılan ilaçları almadan önce çocuğunuzun doktoruna danışın.
Emzirme döneminde hangi ilaçların güvenli olduğu hakkında daha fazla bilgi edinmek için İlaçlar ve Anne Sütü Etkileşimleri Tablosuna bakın .
Otlar
İlaç ilaçlarında olduğu gibi, otlar anne sütüne geçebilir ve süt tedarikinizi ve muhtemelen bebeğinizi etkileyebilir. Reçetesiz ve reçeteli ilaçların aksine, otlar Gıda ve İlaç İdaresi tarafından düzenlenmez, bu nedenle güvenlik, güç veya saflık garantisi yoktur. Ve çok az sayıda bitki hemşirelik bebekleri üzerindeki etkilerini öğrenmek için çalışılmıştır – bu yüzden uzmanlar bile neyin güvenli ve neyin güvenli olduğundan tam olarak emin değildir.
Çemen otu ve rezene gibi otlar , yüzyıllar boyunca emziren bir annenin süt kaynağını artırmak için kullanılmıştır, ancak bu bitkilerin ne kadar etkili olduğu veya bir emzirilen bebeği nasıl etkilediği hakkında çok az şey bilinmektedir.
Ekinezya genel olarak güvenli kabul edilirken, genellikle goldenseal ile eşleştirilir. Goldenseal, orta dozlarda toksik olabilir ve uzmanlar, emzirilen bebekler üzerindeki etkilerinden emin değildir. Güvenli bir şekilde çalın ve herhangi bir bitkisel ilaç almadan önce sağlık uzmanınıza danışın.
Yiyecekleri sezonlamak için kullanılan çoğu bitki – sarımsak, dereotu ve adaçayı gibi – günlük diyetinize dahil edilmek üzere. Ancak bazıları tıbbi veya çay gibi büyük veya konsantre miktarlarda tüketirseniz sorunlara neden olabilir.
Ayrıca, bilmeniz gereken otlar ve diğer otlar – ve otlar ve ilaçlar – arasında da bazı etkileşimler vardır. Emzirme döneminde emzirme ve bitkilerin güvenli kullanımı hakkında bilgili bir bitkiçiye danışabilirsiniz.
Birçok bitkisel preparat, bitkide bulunan aktif bileşenlerin çok azını veya hiçbirini içermez. Bu nedenle, saygın kaynaklardan standartlaştırılmış ürünler satın almak önemlidir.
Otlar Bilmen gereken Papatya (Almanca), zencefil, ekinezya Genellikle çay olarak alındığında, bu otlar düzenli dozlarda emziren anneler için güvenli olabilir. Çaylardaki otlar konsantredir. Tüm bitki çaylarını, özellikle tüm malzemeyi bilmiyorsanız, dikkatlice içiniz. (Genellikle ekinezya ile eşleştirilen goldenseal’dan uzak durun. Orta dozlarda toksik olabilir ve uzmanlar yenidoğanların maruz kaldıktan sonra beyin hasarı oluşturduklarını söyler.) Çemen otu, anason, hodan, ahududu yaprağı, kutsanmış devedikeni, dereotu, sarımsak, ısırgan ısırgan otu, rezene tohumu, keçi tohumu, sahte tek boynuzlu at kökü, vervain (verbena da denir) Bu otlardan herhangi birini kullanmadan önce doktorunuza veya saygın bir bitki uzmanına danışın. Sıklıkla süt güçlendiricisi olarak kullanılsalar da, hepsinin bilimsel olarak güvenli veya etkili olduğu kanıtlanmamıştır. Süt tedarikini arttırmaya yönelik birçok bitkisel preparat içerisinde bulunan Çemen otu , diyabet hastaları için güvenli olmayabilir. Gümüşdüğme Bu bitki migren tedavisinde kullanılır. Emzirme döneminde almayla ilgili bilinen bir sorun yoktur, ancak Doğal İlaçlar Kapsamlı Veri Tabanı (NMCD) emziriyorsanız, güvenliği hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığı için önlemenin en iyisi olduğunu söyler. Sarı Kantaron Bu bitki depresyonu tedavi etmek için kullanılır. Anneleri bitki alan hemşirelik bebeklerinin bazı çalışmalarında, bebeklerin kanında seviyeler tespit edilememiştir ve hiçbir yan etkisi görülmemiştir. Ancak Doğal İlaçlar Kapsamlı Veri Tabanı, St. John’un kanını alan annelerin emziren bebeklerinin cansız veya uyuşuk olabileceğini ve kolik yaşadığını bildirmektedir. NMCD, emziren annelere, St John’un emziren bebekler üzerindeki etkileri hakkında daha fazla bir şey öğrenilene kadar vahşiden kaçınmasını tavsiye eder. St John’s wort, diğer birçok ilaçla etkileşime girebilir ve oral kontraseptiflerin etkinliğini azaltabilir. İffetli ağaç meyvesi Bu bitki uzun süredir süt üretimini artırmak için kullanılmış olsa da, potansiyel olarak güvensizdir. Bazı çalışmalar ise laktasyonu arttırmak yerine bitkinin azaldığını göstermektedir. Aloe, anason, cehri kabuğu ve böğürtlen, mavi kohosh, kimyon yağı, cascara sagrada kabuğu, öksürükotu yaprak, karakafes, almanya nane yağı, petasit, ravent kökü, adaçayı, skullcap, uva ursi Hemşirelik sırasında bu bitkilerden uzak durun, Texas Tech Üniversitesi’nde pediatri profesörü ve İlaçlar ve Anneler Sütüyazarı olan Thomas Hale’e tavsiyelerde bulunun . Bazıları laktasyona müdahale edebilir, bazıları bebeğinize zarar verebilir.
Alkol, kafein, nikotin ve esrarın etkisinden korunma
Bebeğinizi, emzirirken emzirme sırasında alkol, kafein, nikotin ve esrarın etkilerinden korumak kadar önemlidir. Güvenli Emzirme
Madde Bu ne yapar Ne yapabilirsin
Alkol
Bebeğinizin sütten ne kadar alkol aldığı, ne zaman içtiğinize bağlıdır. Araştırmalar anne sütünde alkol seviyesinin son içeceğinizden yaklaşık 30 ila 90 dakika sonra zirve yaptığını göstermiştir. Bir içeceğin sisteminizi temizlemesi iki ila üç saat sürer.
Alkol tüketimi laktasyonu baskılayabilir, bebeğinizin motor gelişimine zarar verebilir ve emziren bebeğinizin yemek yemesini ve uyumasını etkileyebilir.
Sınırlı miktarda alkol, önlem alırsanız emzirirken genellikle güvenlidir. Alkollü bir içki içtikten sonra, emzirmeden önce en az iki saat bekleyin, yoksa “pompalayıpatmanız ” gerekebilir . Veya bir şeyler içmeden önce anne sütünü ifade edebilir ve saklayabilirsiniz .
Kanınızdaki ve sütteki alkol miktarını azaltmak için su içmeyin ve içmeden önce veya içerken yiyin.
Kafein
Günde 300 mg’dan fazla kafein alınması (yaklaşık 5 onsluk üç fincan kahvenin içindeki miktar) bebeğinizi etkileyebilir. Kafein kan dolaşımınıza girdiğinde, küçük bir miktar anne sütünüzde kalır.
Bebeğinizin vücudu, özellikle yaşamın ilk birkaç ayında kafeini kolayca parçalayamaz ve dışa aktaramaz, bu nedenle zamanla sisteminde birikebilir. Bu arada onu sinirlendirebilir ve uyuyamayabilir.
Kafein alımınızı günde 300 mg’dan daha az ile sınırlandırın – yeni doğmuş veya erken doğmuş bir bebeği emziriyorsanız daha da az.Kahve, çay ve enerji içeceklerine ek olarak, bazı alkolsüz içeceklerin ve bitter çikolatanın da önemli miktarda kafein içerdiğini unutmayın. Popüler içecek ve yiyeceklerin ne kadar olduğunu görmek için kafein grafiğimizikontrol edin .
Nikotin
Sigara içenlerin anne sütündeki nikotin miktarı, kan dolaşımındaki miktardan daha fazla. Sigara dumanı, 60’tan fazla kanserojen içeren yaklaşık 4.000 kimyasal bileşik içeren kompleks bir karışımdır. Bu bileşiklerin ne kadarının bir anne sütünde bulunduğu ve hangi seviyelerde olduğu henüz belirlenmedi.
Araştırmalar bebeklerin anneleri emzirmeden önce sigara içtiğinde daha az uyuduğunu göstermiştir. Ek olarak, ağır sigara kullanımı süt üretiminizi önemli ölçüde azaltabilir.
Sigara içenlerin bebekleri – emzirilen veya vermeyen – kolik ve solunum yolu hastalıklarına eğilimlidir. Sigara içmek (hamilelik sırasında veya doğumdan sonra bebeğin çevresinde) SIDS riskini artırır.
Yapabiliyorsan sigarayı bırak – iyiliğin ve bebeğin için. Henüz sigarayı bırakamıyorsanız, kendinizi mümkün olduğunca az sigara ile sınırlayın, daha az nikotinli sigaraya geçmeyi düşünün ve yemekten önce birkaç saat boyunca yanmamaya çalışın. Emzirmeden hemen sonra sigara içmek, sütteki nikotin miktarının düşmesi için size birkaç saat verir.
Asla bebeğinizin etrafında veya evinizin veya arabanızın içinde (veya bebeğinizin olabileceği herhangi bir kapalı alan) sigara içmeyin. Ellerinizi ve yüzünüzü yıkayın ve sigara içtikten sonra gömleğinizi değiştirin.
Sigara içseniz bile anne sütünün bebeğiniz için en iyisi olduğunu unutmayın.
Esrar
Emziren bir anne esrar içtiğinde, THC (ilacın aktif bileşeni) anne sütünde kan dolaşımındaki miktarın sekiz katına ulaşabilecek miktarlarda görünür. Ek olarak, ikinci el duman bebeğin ilaca maruz kalmasını arttırır. Sonuçlar uzun ömürlüdür: Anne sütünde marihuana maruz kalan bebekler maruz kaldıktan iki ila üç hafta sonra idrarlarında THC salgılarlar.
THC’nin emzirilen bebekler üzerindeki uzun vadeli etkileri konusunda kesin bir çalışma yoktur. Ön çalışmalar ve hayvan çalışmaları, THC’ye maruz kalan bebeklerin sedasyon, rahat kas tonusu ve zayıf emme belirtileri gösterdiğini göstermektedir. (THC ayrıca anne sütü miktarını azaltabilir.)
Ek olarak, bir araştırmaya göre, esrarın anne sütü ile maruz kalması bir yılda motor gelişiminde azalma ile sonuçlanabilir. (Başka bir çalışmada böyle bir bağlantı bulunamamıştır.) THC’nin, bebeğin önemli miktarda beyin büyümesi yaşadığı süre boyunca beyin hücrelerini de değiştirebileceği endişesi vardır. Ayrıca, caddeden satın alınan esrarın bazen diğer zararlı maddelere bağlı olduğunu da unutmayın.
Emzirirken esrar ve diğer eğlence ilaçlarından kaçının. Araştırma devam ederken, uzun vadeli zararlı etkileri olduğuna dair kanıtlar var.
Esrar kullanmayı bırakmayı başaramazsanız, Amerikan Pediatri Akademisi emzirmemeniz gerektiğini söylüyor.
Esrar içen emziren annelerin güvenli olup olmadığına ilişkin bir uzmanın cevabını okuyun .
Kaynak: Moiira % Etiketler%
0 notes
lokmanhekimsite · 4 years
Text
Mumio Ekstratlı Karışık Bitkisel Macun 240 GR 12 Adet
Mumio Ekstratlı Karışık Bitkisel Macun 240 GR 12 Adet
Mumio Ekstratlı Karışık Bitkisel Macun 240 GR 12 Adet Mumio Ekstratlı Karışık Bitkisel Macun Kaç GR ?
Mumio Ekstratlı Karışık Bitkisel Macun 240 GR 12 Adet
Mumio Ekstratlı Karışık Bitkisel Macun Ürün Onay Numarası
8680713303111
Mumio Ekstratlı Karışık Bitkisel Macun Kullananlar
Mumio Ekstratlı Karışık Bitkisel Macun kullananlar, yani tüketicilerin Mumio Ekstratlı Karışık Bitkisel Macun…
View On WordPress
0 notes
kayserihaber · 5 years
Text
Anne adaylarını gripten koruyan 6 önlem
Gribe bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklar, dünyada her yıl yaklaşık 500 bin kişinin yaşamını tehdit ediyor.
Boğaz ve baş ağrısı ile başlayan, yüksek ateş ve halsizliğe neden olan mevsimsel grip, en çok anne adaylarını etkiliyor. Gebelik döneminde anne karnındaki bebeği de olumsuz etkileyen bu hastalıktan korunmak için önlem alınması gerekiyor. Memorial Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Cemal Ünlü, gribe karşı alınması gereken önlemler ve hastalıklar hakkında bilgi verdi.
Grip mevsimsel bir hastalık
Yüksek ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları ile halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtilerle ortaya çıkan grip, mevsimsel bir hastalıktır. Basit soğuk algınlığı yani nezle ile influenza virüsünün neden olduğu ve çok daha şiddetli seyreden gribal enfeksiyonu ayırt etmek gerekir. Grip, insanların solunum yolu salgılarının, hasta olmayan insanlara bulaşmasıyla yayılmaktadır. Hastalığın belirtileri başlamadan bir gün önce bulaşma olasılığı ortaya çıkmakta ve bulaşma riski yaklaşık 5 gün devam etmektedir. Kuluçka süresi 1-3 gün arasında olan hastalık, gebelik ve lohusalık boyunca çok daha ağır seyretmektedir.
Gebeler daha çok etkileniyor
Gebelik ve lohusalık döneminde hastalığın ağır olmasının nedeni vücutta ortaya çıkan bir takım doğal değişikliklerdir. Hamilelik döneminde anne adaylarının hücresel bağışıklık sistemi değişmekte, kalp atım hızı ve oksijen ihtiyacı artmaktadır. Oksijen ihtiyacının artmasıyla ters orantılı olarak gebelikte akciğer kapasitesi bir miktar azalmaktadır. Bu değişimlerden dolayı gebelikte ve lohusalıkta basit bir hastalık olarak algılanan grip, çok daha şiddetli seyretmektedir. Enfeksiyon, alt solunum yollarını yani akciğerleri tutarak halk arasında zatürre olarak bilinen pnömoniye bile dönüşebilir. Zatürrenin geliştiği süreçte, yoğun bakım ihtiyacı da ortaya çıkabilmektedir.
Gebelikte ilk 3 ay çok önemli
Hamilelik döneminde geçirilen grip virüsünün, plasentadan bebeğe geçmesi çok sık karşılaşılan bir durum değildir. Ancak virüs, bebeğe geçmeden de birçok olumsuz sonuca yol açmaktadır. Özellikle anne adaylarının, gribe neden olan influenza virüsüyle gebeliğin ilk 3 ayında karşılaşması bebeği olumsuz yönde etkilemektedir. Bu dönemde anne karnındaki bebekte, dudak yarığı ve doğumsal kalp hastalıkları gibi istenmeyen sorunlar ortaya çıkmaktadır. Grip enfeksiyonun doğrudan bebeği etkileyebilmesinin yanı sıra neden olduğu yüksek ateş yine bebeğin sırtında açıklık olmasına neden olmaktadır. Grip teşhisi konulan anne adaylarının gebeliğin ilk 3 ayında ateş düşürücü kullanması riskleri azaltmaktadır.
Anne adayları gribe karşı aşılanmalı
Anne adayları kaçıncı gebelik haftasında olursa olsun grip aşısı olmaları önerilmektedir. Diğer tüm hastalıklarda olduğu gibi grip enfeksiyonunun zararlı etkilerinden anne adayını ve anne karnındaki bebeği korumak için hastalık ortaya çıkmadan önce önlem alınması gerekir. Grip aşısı gebeliğin her haftasında güvenli bir şekilde uygulanabilmektedir. Yapılan araştırmalarda hamileyken yapılan grip aşısının, anne karnındaki bebeğe zararının olmadığı belirlenmiştir. Ayrıca annene adayının aşılanmasının bebek doğduktan sonrada grip enfeksiyonuna karşı koruyucu özelliği bulunmaktadır. Bebek 6 aylık olduktan sonra yapılacak grip aşısı korumayı daha da artıracaktır. Altı aydan daha küçük bebeklerde ise yeterli bağışıklık yanıtı oluşmayacağı için aşı yapılması doğru değildir.
Gribe karşı önlem alınmalı
1. Hamilelik dönemi boyunca hasta olan kişilerle yakın temastan kaçınılmalı, özellikle kış aylarında grip virüsünün yayılabileceği alışveriş merkezi gibi insanların toplu halde bulunduğu kapalı mekanlardan uzak durulmalıdır.
2. Ağız, burun ve gözlere, ellerin teması ile virüs bulaşacağından, eller sık sık su ve sabunla yıkanmalıdır.
3. Öksürme ya da hapşırma sırasında ağız ve burun mendille kapatılmalı ya da kolun iç kısmı kullanılarak ağız ve burundan çıkacak salgılar engellenmelidir.
4. Gebelik döneminde tavuk çorbası, portakal, greyfurt, mandalina, limonlu çay, zencefil, ekinezya, kuşburnu, adaçayı, kekik çayı, bal, soğan ve sarımsak gibi besinler tüketmek olası hastalığın etkisini azaltacaktır.
5. Gebeler, sağlıklı eve dengeli beslenmeli, uykusuz kalmamalı ve özellikle kış aylarında bol su tüketmelidir.
6. Kış mevsiminde gebelerin öpüşmek ve tokalaşmaktan kaçınması hastalığın bulaşma riskini azalacaktır.
The post Anne adaylarını gripten koruyan 6 önlem appeared first on Kayseri Vizyon Kent Haber Gazetesi.
from WordPress https://kayserikenthaber.com/anne-adaylarini-gripten-koruyan-6-onlem/
0 notes
bilmisler · 5 years
Text
Ekinezya Otunun Faydaları Nelerdir?
https://bilmisler.com/ekinezya-otunun-faydalari-nelerdir/
Ekinezya Otunun Faydaları Nelerdir?
Papatyagiller familyasına ait olan Ekinezya bitkisinin özellikle bağışıklık sistemi üzerinde güçlü etkileri bulunmaktadır. Ülkemizde de bol miktarda bulunması nedeniyle kullanım alanlarının geniş olduğu bilinmektedir. Bu nedenle Ekinezya Otunun Faydaları Nelerdir konusu detaylarını yazımızda inceleyeceğiz.
Ekinezyanın çiçekleri, gövdesi, yaprakları ve köklerinden yararlanabiliriz. Yetiştirilmesi ve işlenmesi oldukça pratik olan bitki yılda iki kez hasat edilebilmektedir. Ekinezyanın içeriğinde A, B2, C ve E vitaminleri ile bol miktarda mineral bulunmaktadır. İçeriğinde yer alan polisakkaritler ise bağışıklık sistemi üzerinde güçlü etki göstermesine olanak sağlamaktadır.
Ekinezya Nasıl Kullanılır?
Bitki çayı olarak kullanılması mümkün olan ekinezya tablet, kapsül ve tentür olarak da tüketilebilmektedir.
Ekinezya Çayı Tarifi
Bir tatlı kaşığı ekinezya bitkisini bir su bardağı kaynamış suya ilave ediniz. Bu esnada ekinesyanın gövdesinden, kökünden, çiçeğinden veya yaprağından yararlanabilirsiniz. 10 dakika süre ile ağzını kapatarak karışımı demlemeli ve süzerek tüketmelisiniz.
Faranjit, sinüzit, grip, soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklara karşı daha etkili ve lezzetli olabilmesi için ekinezya bitkisi ile bir tatlı kaşığı tıbbi papatya, bir tatlı kaşığı adaçayı, bir kabuk tarçın, taze olmak şartıyla iki dilim zencefili karıştırabilirsiniz. Bunu yaptığınızda 4 su bardağı kaynamış su ile demleme yapmanız gerekmektedir. Ateşin üzerinde bir taşım kaynattığınız karışım maksimum 3 – 4 dakika aralığında demlenmelidir. Süzme işleminin ardından bir çay kaşığı bal veya iki dilim limon ilave edebilirsiniz.
Ekinezya çayı kullanımının haricinde ekinezyanın tentür olarak da tüketilebileceğinden bahsetmiştik. Ekinezyanın tentür olarak tüketilmesi durumunda etkisinin çok daha iyi olabileceği bilinmelidir. Ekinezya tentürü hazırlanması biraz daha uzun süre gerektirmektedir.
Ekinezyanın Faydaları
Eklem ve kas ağrılarına iyi gelmektedir.
Sedef ve sivilce gibi cilt hastalıklarına iyi gelmekle birlikte deri üzerindeki yaraların iyileşmesinde de olumlu etkileri vardır.
Baş ağrılarının migren kaynaklı olması durumunda iyileşme sürecine katkısı olacaktır. Halsizlik ve kronik yorgunluk gibi durumlarda olumlu etkileri vardır.
Kandida mantarı ve herpes virüsü üzerinde antifungal etkisi sayesinde olumlu etkiler göstermektedir.
Antimikrobiyal ve antiviral etkisi sayesinde vücutta yer alan mikrop ve virüslere karşı savaşacaktır.
Bağışıklık sistemini güçlendirmesi sayesinde grip, nezle, soğuk algınlığı gibi hastalıklar üzerinde etkisi vardır.
Ekinezya Tüketirken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Bağışıklık sistemi konusunda doğuştan gelen bir rahatsızlığı olan kişilerin ekinezya tüketmemesi gerekmektedir.
Organ nakli gibi bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olan durumlarda ekinezya kullanılmamalıdır.
Papatya bitkisine karşı alerjik reaksiyon gösteren kişilerin ekinezyayı papatyagiller familyasında yer alması nedeniyle tüketmemesi gerekmektedir.
Ekinezyanın yüksek dozda tüketilmesi baş dönmesi, mide bulantısı gibi yan etkilere neden olabilir.
Hamilelik döneminde ekinezya tüketilmesi ile ilgili yeteri kadar araştırma yapılmamış olması nedeniyle hamilelerde ekinezya kullanılması tavsiye edilmemektedir.
Ekinezyayı çay veya tentür olarak kullanmanız durumunda 10 – 14 günlük sürelerde kullanmanız önerilmektedir. 10 – 14 günlük kullanımın ardından 1 hafta ara verildikten sonra ekinezya kullanmaya devam edilebilir.
0 notes
ozgesumnu · 3 years
Photo
Tumblr media
Vertera Forte Cherry-Kelp, Sibirya Ginsengi, Alıç ve Kuşburnu Meyve Ekstreleri İçeren Kirazlı Takviye Edici Gıda Pek çok kişi Cherry suyunun parlak rengini ve ekşi tadını çok sever. Bu nedenle, Vertera Forte Cherry, favori lezzetiniz olma şansına sahiptir. Vertera Forte Cherry öğünüzü tamamlayacak – gerçekten pasta üzerindeki vişnedir. Paketin içinde 500 g AÇIKLAMA Ürün bileşenleri - iyot bakımından zengin yosunlar (Laminarya ve Fucus) ve bitki ekstreleri. • İnsan vücudu iyot üretemediği için vücuttaki miktarı günlük yiyecekle birlikte alınan bu elementin miktarına bağlıdır. Bitkilerden (örneğin, deniz yosunu ve su teresi) ve deniz balıklarından gelen iyot kolayca metabolize edilebilir. Bu nedenle, deniz yosunu bazlı Vertera Forte Cherry mükemmel bir doğal iyot kaynağı olabilmektedir. ÜRÜN BILEŞIMI Su, konsantre vişne suyu, kıvam artırıcı – sodyum aljinat, Laminarya (Laminaria digitata), vişne aroma vericisi, Fucus (Fucus vesiculosus) tozu, lahana yaprağı (Brassica oleracea) tozu, Sibirya ginseng kökü ekstresi (Eleutherococcus senticosus), Mayıs Papatya Çiçeği (Matricaria recutita) ekstresi, kuşburnu (Rosa canina) ekstresi, Aynısefa Çiçeği (Calendula officinalis) ekstresi, Alıç Meyvesi (Crataegus pinnatifida) ekstresi, tatlandırıcı – steviol glikozitler, Meyan Kökü (Glycyrrhiza glabra) ekstresi, Ekinezya (Echinacea purpurea) ekstresi. KULLANIM Tavsiye edilen günlük doz ve kullanım: 4-10 yaş grubu çocuklar ve 11 yaş ve üzeri yetişkinler tarafından günde 1 kez, yemekten 30 dakika önce 1 yemek kaşığı (20 g) ürünün 200 ml su ile karıştırarak tüketilmesi tavsiye edilir. Uyarılar: İyot ve diğer bileşenlere karşı duyarlılık olması durumlarında ürünü kullanmayınız. Tavsiye edilen günlük porsiyonu aşmayınız. Takviye edici gıdalar normal beslenmenin yerine geçemez. Çocukların erişemeyeceği yerde saklayınız. İLAÇ DEĞİLDİR! Hamilelik ve emzirme dönemi ile hastalık veya ilaç kullanılması durumlarında doktorunuza danışınız. #vertera #verteraorganic #ozgesumnu #ozgesumnuvertera #bursa #farmasiüyelik #farmasi̇ #ozgelifarmasi #ozgelivefarmasi #sağlık #sağlıklıyaşam #sağlıklıbeslenme #verteralife https://verteraturkiye.com/?ref=314963 (Besevler, Bursa, Turkey) https://www.instagram.com/p/CI9IqKCs1b3/?igshid=trv81jf40y2v
0 notes
hayattakirehber · 6 years
Text
Propolisin yararları nelerdir?
Tumblr media
Propolisin yararları nelerdir? Arılar tarafından üretilen ve birçok rahatsızlığa iyi gelen propolisin faydalarından bazıları şöyledir: Kansere karşı fayda sağlar. Kansere karşı olan etkisiyle birçok kişinin umudu haline gelmiştir. Propolis 300 kadar aktif madde içerir. Bu etkisi ile ilgili araştırmalar yapıldığında propolisin içinde bulunan etken maddelerden bazılarının kansere karşı iyi geldiği ortaya çıkmıştır. Özellikle kanserojen hücrelerinin çoğalmasını engeller, sağlıklı hücrelerin kanserli hücrelere dönüşme olasılığını düşürür ve kanserin bir organdan diğerine yayılmasını önler. Bu etkileri ile kansere karşı savaşmaya yardım eder. San Diego State Üniversitesi Biyoinformatik ve Tıbbi Enformatik Araştırma Merkezinden Dr. Seema Patel propolis ve kanser üzerine detaylı bir araştırma yapmıştır. Laboratuar çalışmalarına göre, beyin, kafa ve boyun, cilt, kan, pankreas, böbrek ve mesane, prostat, kolon, meme, karaciğer kanseri gibi kanser türlerine karşı propolisin faydalı olabileceği belirtilmiştir. Yine de kanser oldukça önemli bir rahatsızlıktır. Mutlaka doktor kontrolünde tedavi uygulanmalıdır. Bu nedenle kansere karşı propolisi kullanmadan önce mutlaka doktorunuza başvurunuz. Doktorunuzun önerileri doğrultusunda kullanıp kullanmayacağınıza karar vermelisiniz. Antibakteriyel özelliklere sahiptir. Aynı zamanda anti fungal ve anti viral özelliği de vardır. Yapılan bir çalışmaya göre, bu özellikleri sayesinde yaraların hızla iyileşmesine katkı sağladığı belirtilmiştir. Yanıklara iyi gelir. 2002 yılında Alternatif ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi’nde yapılan bir araştırmaya göre, yanıkları önleyici etkisi vardır. İkinci derece yanıkların tedavisinde iyileştirici etkisinin olması propolisin faydaları arasındadır. Diş yapısını korur. Eski Yunan ve Roma zamanındaki doktorlar propolisi ağız dezenfektanı olarak kullanırdı. Günümüzde ise diş eti iltihabına karşı etkili olduğu belirtilmektedir. Dişlerde bakteri plağı oluşumunu önler, diş çürümelerini azaltır. Aynı zamanda kemik ve kıkırdak yapısının da korunmasını sağlar. Siğillere iyi gelir. Farklı siğil tipleri bulunan hastalara 3 ay boyunca propolis ve ekinezya uygulandı. Bu çalışmanın sonucuna göre, propolis kullanan hastaların siğillerinde daha yüksek iyileşme görüldü. PROPOLİSİN SAĞLIĞA FAYDALARI NELERDİR? Bağışıklık sistemini güçlendirir. Soğuk algınlığı, üşüme ve grip gibi rahatsızlıklara iyi gelir. Akne gibi cilt rahatsızlıklarına fayda sağlaması da propolisin faydaları arasındadır. Dermatit için kullanılabilir. Parazitlere karşı koruma sağlar. Boğaz ağrısına iyi gelir.
Tumblr media
Propolis PROPOLİS NEDİR? Bal arıları propolisi çeşitli bitkilerin gövdesinden, tomurcuklarından toplayarak kendi tükürükleri ile birleştirerek oluştururlar. Arı poleninden farklı bir maddedir. Reçine yada yapışkan olarak tanımlanan bir maddedir. Aslında arılar propolisi kovanı korumak için üretirler. Kovanın açık yada çatlak olan kısımlarını bu madde ile kapatırlar, kovanın iç kısmını kaplarlar, başka zararlı organizmanın yada canlıların kovana girmesini engellerler. Propolisin içeriği arıların hangi bitkiden topladığına, toplama zamanına, toplama yerine göre değişiklik gösterir. Bilim adamları inceleme yaptığında propolisin içeriğinde amino asit, polifenoller, aldehitler, steroidler gibi 300’den fazla doğal bileşen olduğunu keşfettiler. Genel olarak çiğ propolis yaklaşık yüzde 50 reçine, yüzde 30 mum, yüzde 10 uçucu yağ, yüzde 5 polen, yüzde 5 çeşitli bileşiklerden oluşur. PROPOLİS NEREDEN ALINIR? Birçok faydası olan propolisi özellikle aktarlarda bulmak ve almak mümkündür. Zamanla faydalarının daha çok bilinmesiyle birçok aktarda bulabilirsiniz. Yaygın olarak sıvı ve katı formuyla iki şekilde satışı yapılmaktadır. Sıvı olanı damla gibidir, katı olan ise küçük kahverengi, yeşil yada sarımsı taneler şeklindedir. Sıvı olan hali daha çok tercih edilir. Çünkü bu şekilde kullanımı daha kolay ve yaygındır. PROPOLİS NASIL KULLANILIR? Katı ve sıvı olarak iki farklı şekilde satılan propolis, farklı şekillerde kullanılır. Katı olan halini rendeleyerek yiyecek ve içeceklerinize ekleyebilirsiniz. Sıvı olan halini ise bir çay bardağı çayın içine 10 damla ilave ederek kullanabilirsiniz. Aynı zamanda boğaz iltihabı yada diş eti rahatsızlığınız varsa, sıvı propolisle gargara yapabilirsiniz. Günümüzde kremlere, losyonlara, merhemlere, diş macunlarına da yeni yeni propolis ilavesi yapılmaktadır. Bu şekilde de kullanımı mevcuttur. PROPOLİSİN YAN ETKİLERİ NELERDİR? Bir rahatsızlığınız için propolisi kullanacaksanız, kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Bal veya arılara karşı alerjiniz varsa propolise karşı da alerjiniz olabilir. Bu şekilde alerjiniz varsa yine kullanmadan önce doktora danışmalısınız. Astım rahatsızlığınız varsa kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Herhangi bir rahatsızlık için düzenli ilaç kullanıyorsanız kullanmadan önce doktorunuza danışmalısınız. Hamilelik ve emzirme dönemlerinde kullanmadan önce doktorunuza danışmalısınız. Read the full article
0 notes
Text
Genital Herpes'e Bitkisel Çözüm
HSV (Herpes Simplex Virüsü) erkek ve kadınlarda "uçuk"lara sebep olan bir çeşit virüstür.
Herpes (Uçuk) Tipleri Klinik olarak uçuklar kişilerde iki ayrı tipte görülebilir:
 Tip 1 Herpes (Perioral tip):  Ağız ve dudak çevresinde kızarıklık üstünde oluşan sulu lezyonlar ile kendisini gösteren tiptir.  Tip 2 Herpes (Genital tip): Benzer lezyonlar genital bölgede oluştur. Bu nedenle Tip 2 herpes'e "genital herpes veya genital uçuk" adı verilmektedir.
Bu bölümde cinsel temasla bulaşma özelliği olan "genital herpes enfeksiyonları" ele alınmıştır.
Genital Herpes (HSV Tip 2) ne kadar sık görülür?
Penis başında uçuk, tip 2 genital herpes
ABD'de genital herpes'in görülme sıklığı % 20'dir. Ülkemizde yapılmış bir araştırmada ise HSV tip 1 'in görülme sıklığı % 86, HSV Tip 2 (genital herpes)'in ise % 5 olarak bulunmuştur.
HSV tip 2 (genital tip) en sık olarak 20 ile 30 yaş arasında karşımıza çıkmaktadır.  Maalesef ülkemizde ve dünyada görülme sıklığı her geçen gün artmaktadır.
(Üstteki resim- Erkek glans penisi üzerindeki Tip 2 HSV- genital uçuk)
Genital herpes nasıl bulaşır? Bulaşma yolları İki tipi de direkt deriye temasla, masum bir öpücükle (ağız çevresine) veya cinsel temasla (genital alana) bulaşabilir. Bulaşma yukarıda belirtilen lezyonların yokluğunda olmaz, direkt yarayla temas şarttır.
Genital herpes ne tür şikayetler yapar? Belirtileri nelerdir? Bulgular (semptomlar)
Genital herpes, HSV Tip 2, Genital Uçuk, herpes enfeksiyonu
Genital herpes (uçuklar), virüs ile bulaşmış kişilerde genital alanda kabarcık, kızarıklık, kaşıntı ve ağrı ile kendisini göstermektedir.  Bazan ise kişi virüsü almış olsa bile sessiz seyredebilir; yani hiç bir bulgu ortaya çıkmayabilir (asemptomatik'tir). Bu, HSV ile bulaşmış kişilerin % 20'sinde görülen bir durumdur.
Ancak virüsü alan kişilerin % 60'ı bu virüsü taşımalarına ve vücutlarında lezyon olmalarına rağmen böyle bir hastalıktan haberdar bile değildir.
Genital herpeste görülen lezyonlar devamlı kalıcı değildir; yani tedavi ile veya kendiliğinden geçer. Ancak çeşitli zaman dilimlerinde tekrarlama (rekürrens) olasılığı yüksektir.
Bulaşma olduktan bir süre sonra kişinin genital bölgesinde "çok şiddetli kaşıntılar" görülür.
Çoğu zaman cilletki bu kaşıntılar derinin mantar enfeksiyonu ile karıştırılarak gereksiz yere kişilerin mantar tedavileri almasına sebep olabilir. Kaşıntılardan kısa bir süre sonra da genital bölge de döküntülü ve bazan ağrılı lezyonlar ortaya çıkar. 
Genital sahada ortaya çıkan bu lezyonlar ağızda çıkan uçuklara benzer şekilde olup, kırmızı ve sert bir zemin üzerinde iltihabi akıntısı olan döküntüler şeklindedir.  
Kaba etlerde, kasık bölgesinde, penis ve dış genital bölgelerdeki kabarcıklı, bazan ağrılı, sulu ve iltihabi lezyonlarda akla ilk genital uçuklar gelmelidir. Bazan kasık bölgesindeki lenf bezlerinde şişlikler de ortaya çıkabilir.
Yine, bulgulara nadiren ateş, baş ağrısı, halsizlik, bitkinlik ve kas ağrıları da eşlik edebilmektedir.
Herpes Genitalis Enfeksiyonunun Sık Tekrarlanması Psikolojik Şikayetlere Yol Açmaktadır... Sürekli tekrarlayıcı hastalıkla başetmek zorunda kalan hastalarda zamanla psikolojik yakınmalar; depresyon ve anksiyete (bunaltı) durumları da ortaya çıkabilir. Eşlerine bulaştırma korkusu ile kişilerin zaman içinde kaygı ve endişeleri artabilir, cinsel isteksizlik ortaya çıkabilir.
Herpes genitalis özellikle evli çiftler arasında ciddi evlilik sorunlarına yol açabilen bir cinsel enfeksiyondur.
Genital herpes (HSV) neden tekrarlar? Rekürrans (hastalığın yenilemesi) nasıl oluşur? Virüs vücuda girdikten sonra sinir hücrelerine ve sinir köklerine yerleşir. Burada ömür boyu kalıcıdır. Vücut direnci düştüğünde tekrar tekrar reaktive olarak (yeniden aktif hale geçerek) hastalığa özgü bulguları verir ve daha sonra yine ortadan kaybolur.
Genellikle geçirilen ilk enfeksiyondan sonra oluşan reaktivasyonlar (yeniden alevlenmeler) daha az şiddetlidir ve hafif şekilde atlatılmaktadır.
Herpes genitalis hastalığını kaptıktan sonra yapılması gerekenler... HSV son yıllarda pek çok kişilerde görülen ve yaygınlığı gittikçe artan bir cinsel temasla geçen hastalıktır.
Bir kez enfeksiyonu aldıktan sonra zaman içinde sık sık tekrarlamalardan korunmak için yapmanız gereken bazı maddeler ve almanız geren önlemler bulunmaktadır. Bunlar:  
  Vücud direnciniz (immünite) önemlidir.
Özellikle stres, sigara ve alkol kullanımları vücut direncinizi düşürerek enfeksiyona açık bir hale düşmenize sebep olacaktır.  Bu nedenle bu tür alışkanlık yapıcı maddelerden uzak durunuz. Stresle başaçıkabilmeyi öğrenmezide de fayda olacaktır.
  Vücud direncinizi (immuniteyi) arttırın.
İmmunite yani vücud direncini arttırıcı bir takım ilaçları kullanmanızda fayda olabilmektedir.
İmmün sistemi güçlendirici, yan etkisi olmayan ilaçları Hera Klinik'ten de temin edebilirsiniz. 
Özellikle sık sık tekrarlayan HSV enfeksiyonları durumunda immün sistemi güçlendirici bir takım doğal ilaçları almanızda fayda olacaktır. Bu tür ilaçlar için hekiminize danışmanızda fayda var.
  Spor yapmak ve dengeli beslenmek önemlidir. Düzenli egzersiz ile dengeli beslenmeniz bağışıklık sisteminizi güçlendirecek ve stresinizi azaltacaktır.
  Hastalığın rekürransını azaltmada düzenli uyku, istırahat ve hijyenin de önemi büyüktür.
  Sürtünme nüks olasığını arttırrır.
İlişki sırasında veya masturbasyon ile sürtünme sonucunda hastalığın rekürrans şansı artmaktadır. Cildin uzun süreli kaşınarak tahriş edilmesi (irritasyon) ve ultraviyole ışınlar sonucunda da enfeksiyon tetiklenerek yayılabilmektedir.
  HIV (Aids'ten) korunun.
HSV ile HIV virüsü arasında bir etkileşim mevcuttur. Bunlardan herhangi bir virüsün varlığı diğerinin bulaşma ve yayılma olasılığını artırmaktadır.
Yani, HSV enfeksiyonları kişilerde HiV (Aids) enfeksiyonunun yayılmasını arttırırken, AiDS enfeksiyonları da vucut direncini baskılayarak herpes enfeksiyonlarının yayılmasını arttırabilmektedir.
Bu nedenle özellikle ileri derecede HSV rekürranslarında HiV testinin de yapılması önerilmektedir.
  Diğer taraftan HSV enfeksiyonları kadınlarda rahim ağzı (serviks) kanserlerini bir miktar arttırabilirler. Bu yüzden jinekoloğunuzu düzenli olarak ziyaret edip "smear testi" nizi yaptırmanızda fayda olacaktır.
  İlişkilerinizde partnerinize karşı dürüst olun.
Herpes simplex virüse karşı günümüzde geliştirilmiş bir aşı maalesef bulunmamaktadır. Bu nedenden ötürü aktif herpes enfeksiyonu olan kişiler bunu partnerlerine de geçirme olasılığı taşımaktadırlar. Eğer herpes enfeksiyonunuz aktif ise cinsel ilişkiden uzak durunuz.  Aktif olmayan dönemlerde prezervatif ile korunmanızda fayda olacaktır.
Gebelikte Herpes Enfeksiyonu Türkiye'de Tip 2 herpes enfeksiyonu her 20 kadından birisini etkilemektedir (% 5). Eğer önceden herpes enfeksiyonu geçirmişseniz ve şu an hamileyseniz veya gebe kalmayı planlıyorsanız durumunuzu önceden doktorunuza bildirmenizde fayda olacaktır.
Hamile kalmadan herpes enfeksiyonu geçirdiyseniz bu virüsün hamileliğinizde bebeğinize geçme olasılığı oldukça düşüktür (% 3). Çünkü kanınızda bulunan virüse karşı oluşmuş antikorlar plasenta yoluyla bebeğize geçerek onu nisbeten koruyacaktır.
Hamilelik sırasında ilk kez ortaya çıkan herpes enfeksiyonlarında virüsün bebeğe geçme olasılığı ise daha yüksektir. Kendinizde veya eşinizin genital organında bu tür bir lezyon ortaya çıktığında, mutlaka jinekoloğunuzu ve dermatoloğunuzu görmenizde fayda vardır.
Gebeliğiniz sırasında ilk kez (primer) veya tekrardan (sekonder) ortaya çıkan genital uçuklar konusunda duyarlı olmanız ve doktorunuz bilgilendirmeneniz önemlidir. Bu durumda doğum şekli olarak sezeryan önerilebilir.
Hamilelik döneminde çok zorunlu olmadıkça ilaç tedavileri uygulanmamakla birlikte "karı zararından fazla olacağı düşünülen durumlarda" bir takım antiviral ilaçlar kullanılabilir. Çünkü bu tür ilaçların sınıfı genelde "Kategori C" dir.
Gebelikte ilaç tedavileri ve teratojenite ile ilgili bilgiler için >>>
Genital Herpes (Uçuk) Tedavisi Viral hastalıkları baskılamak, çoğalmasını engellemek için kullanılan ilaçlara "antiviral ilaçlar" denir.  Aynı HPV enfeksiyonlarında olduğu gibi genital uçuklarda da herpes virusunu (HSV) vucuttan çıkartmak için kesin bir tedavi yoktur; sadece şikayetleri azaltıcı ve hastalığın seyrini kısaltıcı bir takım antiviral krem ve hap tedavileri uygulanmaktadır. 
Gecikilmeksizin, hastalığın bulguların görülmesinin hemen sonrasında başlanılan antiviral tedavilerin daha fazla yararı olacaktır.
Rekürranslardan korunmak için bazan uzun süreli (3-6 ay gibi) baskılayıcı düşük doz "antiviral ilaç" tedavileri gerekebilir (Supressif tedavi). Bu şekilde rekürrenslerin % 80-90'ı engellenebilmektedir.
Hastalığın alevlendiği dönemlerde viral lezyonlar üzerinde zaman içinde "ikincil bakteriyel enfeksiyonlar" da gelişebilir; bu durumda bu bölgelere topikal (lokal) antibiyotik kremleri veya ağızdan alınacak (oral) ilaçlar da verilebilir.
Rekürransları engellemek için vucudun "immün siteminin (bağışıklık sistemi) güçlendirilmesi" amacıyla dönem dönem Com Galus, "ekinezya" bitkisinin hapları veya çayları veya immuneks tablet kullanılabilir. Bu tür ilaçları kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Genital HSV 'den Korunma Yöntemleri ve Önlemler Eşe geçiş riskini azaltmak için kondom (prezervatif) kullanımı önerilmektedir. Burada unutulmaması gereken nokta virüsün cilde teması sonucunda geçtiğidir.  Yani prezervatif kullanılması her ne kadar geçişi azaltsa da tam olarak engellemeyecektir.
Şüpheli kişilerle cinsel ilişkiden kaçınmak tüm cinsel yolla bulaşıcı hastalarda olduğu gibi önemlidir.
Maalesef kişiler çok hafif bulgular ile Herpes Simplex Virüsü taşısalar, hatta virüsü taşımalarına rağmen hiç bir enfeksiyon bulguları olmasa (asemptomatik durum) bile kendi cinsel partnerlerine hastalığı bulaştırabilirler.
Sağlık Videoları Tedavi Videoları, sifa market, sifali bitkiler
0 notes