Tumgik
#sağlıklıyaşam
eterapim · 1 year
Text
Ara vermek, birkaç nedenden dolayı psikolojik sağlığı korumak için gerekli olabilir:
Tükenmişliği önleme: Uzun süre ara vermeden çalıştığımızda, bitkin, bunalmış ve stresli hale gelerek tükenmişlik hissedebiliriz. Ara vermek, şarj olmamızı ve tükenmişlikten uzaklaşmamızı sağlar.
Üretkenliği artırma: Ara vermek beynimize dinlenme ve yeniden odaklanma şansı vererek üretkenliği artırabilir. İşe döndüğümüzde daha uyanık ve daha iyi konsantre olabiliriz.
Stresi azaltma: Molalar, stres düzeylerini düşürmeye yardımcı olabilir. Stresli bir durumdan uzaklaşarak bakış açısı kazanabilir, sakinleşebilir ve yeni bir bakış açısıyla geri dönebiliriz.
Yaratıcılığı artırma: Bazen mola vermek yaratıcılığınıza olumlu etkide bulunur. Zihnimizin rahatlamasına izin vererek, aktif olarak çalışırken aklımıza gelmemiş olabilecek sorunlara yeni fikirler veya çözümler üretebiliriz.
İyi oluşu artırma: Ara vermek, egzersiz yapmak veya sevdiklerimizle vakit geçirmek gibi keyif aldığımız etkinliklere katılmamızı sağlayarak genel iyi oluşumuzu artırabilir. Bu, stres düzeyimizi düşürmeye, ruh halini iyileştirmeye ve genel mutluluğu artırmaya yardımcı olabilir.
Özetle, mola vermek psikolojik sağlık için gereklidir çünkü tükenmişliği önlememize, üretkenliği artırmamıza, stresi azaltmamıza, yaratıcılığı artırmamıza ve genel iyi oluş halimizi korumamıza olanak tanır.
2 notes · View notes
ibnulharezmi · 1 year
Photo
Tumblr media
Yaşamak dediğin nedir? Ne vakit yaşadığını hisseder insan? Bugün dünden ne var hatrında? Hatıralarını paylaşabilecek kimler var etrafında? .... #dost #anı #hatıra #hatır #yaşam #yaşamak #yasamtarzı #sağlıklıyaşam #zihin #hayat #dostumdostum #dostbiriktir #anıbiriktir #tweet #tweetgram #twitter #twittersözleri (Hatıralar) https://www.instagram.com/p/ClENeJdLA1s/?igshid=NGJjMDIxMWI=
5 notes · View notes
ebayrakci · 1 year
Text
Tumblr media
Senin ışığına herkes koşardı da karanlığından bi ben kaçmadım, bunu da sen anlamadın :)
6 notes · View notes
proteindiyari · 2 years
Photo
Tumblr media
• Mükemmel Tartlar, Enfes Pancake'ler, Harika Cookie'ler... Kendinizi Şımartmak İstediğiniz Her Anda, Rice King Yanınızda... ÜRÜN TANIMI: - Rice King "Mikronize Pirinç" içeriği ile 80 gr karbonhidratın yanı sıra, "Demir, Vitamin B1 ve B3" içerir. - Su ile hazırlandığında Rice King "Mikronize Pirinç" yağ, kolesterol, tuz ve gluten içermez. - Hayvansal gıda içermediği için, ''Vegan'' üründür. - Bio yararlanımı en yüksek pirinçtir. - Normal pirince göre pişirme esnasında oluşan besin değerleri kayıplarının önüne geçilmiştir. - Mikronize formu sayesinde sindirimi 20 dk. sürmektedir.  (Bu süre kişinin bazal metabolizma hızına göre değişiklik gösterebilir.) - Yeni nesil sıcak kahvaltılık porsiyonunda içerdiği karbonhidrat değerleri ile yeterli ve besleyeci bir enerji kaynağıdır. - Mikronize formdadır. KULLANIM TALİMATI: 1. Adım: 1 Servis Rice King'i Kaseye Dökün. 2. Adım: Üzerine 200 ml. Kaynar Su veya Süt Ekleyin. 3. Adım: 10 Saniye KadarKarıştırın. Artık Keyfini Çıkartabilirsiniz ! Rice King Mikronize Pirinç 350 gr Çilek'in Öne Çıkan Özellikleri: - Kuvvetli İçerik - Pratik Tüketim - Hammadde Kalitesi ENERJİ VE BESİN ÖĞELERİ 2 Şase-Porsiyon / 100 Gr için: Enerji                >  360 kcal/1506 kj Yağ                    >  0,3 gr Doymuş Yağ    >  0,1gr Kolesterol        >  0,1 gr Karbonhidrat  >  80 gr Şeker                >  0,1 gr Lif                      >  3,1 gr Protein             >  10,3 gr Tuz                    >  38 mg Sodyum            >  15 mg Vitamin B1       >  0,33 mg Vitamin B3       >  3,2 gr Demir               >  6,9 gr #riceking #rice #proteindiyarisporcubesinleri #proteindiyari #türkiye #pirinç #mikronizepirinç #micronicedrice #spor #sporcubeslenmesi #yaşam #diyet #sağlıklıbeslenme #sağlıklıyaşam #sağlıklıtarifler #lezzetlitarifler #lezzet #çikolata #çilek #supplementstore #supplement #fit (Protein Diyarı / Sporcu Besinleri) https://www.instagram.com/p/ChCvm7rq5__/?igshid=NGJjMDIxMWI=
3 notes · View notes
trcoffeebyefe · 19 days
Text
Spor bizi daha zeki yapar mı? – Wendy Suzuki
Wendy Suzuki ismini daha önce duymamış olabilirsiniz fakat kendisi dünyaca tanınmış bir sinir bilim uzmanı ve depresyona girdiği bir dönemde egzersiz yapmanın insana ne gibi yararlar sağlayacağı üzerine yaptığı araştırmalar oldukça ilgi çekici sonuçları ortaya çıkardı .İsterseniz daha fazla beklemeden buyrun hemen konunun detaylarına geçelim.
Bu arada yaptığım yayınları beğeniyor ve yeni yayınları kaçırmak istemiyorsanız dinlediğiniz platformlardan abone olarak tüm yayınlara anında ulaşabilir veya [patreon] üzerinden bana destek olabilirsiniz.
Yayına başlamadan önce bu bölümün araştırmasını ve yazılı metnini yayın direkötürümüz Monika Karapınar hazırladı ve kendisine de katkılarından dolayı teşekkür etmeden geçmek istemedim.
Wendy Suzuki
Tumblr media
Wendy Suzuki, New York Üniversitesinde çalışan bir sinirbilim uzmanı ve psikolog, kendisi beynin insanlığın yaşadığı tüm çağlar boyunca değişme ve yaşadığı ortama uyum sağlama yeteneğine ilişkin araştırmalar yapıyor. Hatta bununla alakalı olarak “Healthy Brain, Happy Life” (Sağlıklı Beyin, Mutlu Yaşam) adlı harika bir kitap yayınlamış. Ayrıca 2014 yılında tam da bu konuyla alakalı yapmış olduğu oldukça enerjik bir Ted Talks’ta mevcut.
Wendy, kırk yaşlarına yaklaştığında kariyerinin zirvesinde olan ödüllü bir üniversite profesörü ve Dünyaca tanınan bir sinir bilim uzmanı olmayı başarmış. Ancak tüm bu başarılara rağmen kendisini hiçte harika hissetmemeye başlamış. 40’lı yaşlarına geldiğinde hayatının büyük kısmının labratuarda geçtiğini fark etmiş. İşten çoğunlukla geç saatlerde ayrıldığı içinde dışardan yemek alıp eve gidiyormuş. Ve bu ağır çalışma temposu kariyerinde harika yükselişleri kendisine getirsede, 25 pound yani 11 kg kilo almasına sebep olmuş.
Bu yaşam tempsosu Wendy’nin fazla kilolu, yalnız ve çok çalışmaktan ötürü sürekli yorgun hisseden bir birey haline dönüşmesine sebep olmuş. Wendy’nin doğum günü yaklaştığında ise bu ruh halinden kurtulmak için bir intensati adı verilen egzersiz sınıfına yazılmaya karar vermiş. Bu egzersiz müzik eşliğinde yapılan bir dizi kardio egzersizinden oluşuyor.
Bu sınıfa yazıldıkta belirli bir süre sonra hayatında bazı olumlu değişimler olduğunu fark eden Wendy, bir bilim insanı olarak bunları tek tek analiz etmeye başlamış.
Sporun Beyin Üzerindeki Etkisiyle İlgili Yapılan İlk Çalışma
Tumblr media
Spor yapmanın beyin üzerinde etkisini araştıran ilk çalışma 1960 yılında Marian Diamond adı verilen bir bilim insanı tarafından gerçekleştirilmiş. Bu bilim insanı ise Wendy Suzukinin eğitim aldığı UC Berkley üniversitesindeki profesörlerinden biriymiş. Bu deneyde fareler iki gruba ayrılmış, ilk grup sadece diğer farelerle çevirili bir ortamda zaman geçirirken, ikinci grup farelerin kullanabileceği pek çok egzersiz aleti ile donatılmış.
Wendy Suzuki bu ortamı farelerin Disneyland’i olarak adlandırıyor. Bu araştırmanın sonunda ise egzersiz çemberi gibi aletleri kulllanan farelerin beyinlerinin dış kısmındaki korteksin çok daha kalın olduğu bulunmuş. Buna bağlı olarak deneyin sonucunda ise spor yapan farelerin hafızalarının, birinci gruptaki farelere oranla çok daha iyi olduğu bulunmuş.
Spor Yapmak Ne Gibi Bir Etki Yarattı?
Wendy Suzuki bir yandan bu veriler üzerinde çalışır iken bir yandan da spora başladığında enerji seviyesinde büyük miktarda bir artış olduğu görmüş. Ardından hafızasında, yaptığı çalışmalarda, daha rahat odaklanabilmesinde ve bir görevden diğerine daha kolay şekilde geçebilmesinde iyileşmeler olmaya başlamış. Wendy bu tür gelişmelerin temel nedenlerini merak edip araştırmasına devam etmeye karar vermiş.
Düzenli egzersiz yaptığınızda ruh haliniz iyileşiyor, stres miktarınız düşüyor, hafıza ve öğrenme yeteneğiniz gelişiyor ve tüm bunlara ekstra olarak Alzheimer ve Parkinson hastalıklarının riskleri azalıyormuş. Egzersizden böyle faydalar sağlayabilmek için de Profesör Wendy’nin bulgularına göre spor süresi minimum 30 dakika olmak şartıyla, haftada 3 gün spor yaparsanız bu faydaları sizde rahatlıkla görebilirsiniz. Belki yakınınızda bir spor salonu olmayabilir veya spora gidecek zamanı bulamıyorda olabilirsiniz. Böyle durumlarda da günlük 10 ila 30 dakikalık yürüyüşler yapmak yine benzer faydaları sağlayacaktır. İneceğiniz duraktan bir önceki durakta inip eve yürümek, öğle arasında parkta bir yürüyüş yapmak gibi alışkanlıklar sağlığınızda önemli değişimlere sebep olabilir.
Odaklanma Ve Konsantrasyon
Tumblr media
Özellikle kalp atış hızını arttıran aktivitelerin vücudumuzda daha fazla yarar sağladığıda keşfedilmiş. Tempolu yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklet sürme, tenis oynama veya ip atlama gibi aktiviteler, kalp ritminizi artıracak ve olumlu değişimleri sağlayacaktır. Sürekli olarak bu tarz aktiviteler tekrar edildiğinde ise odaklanma ve konsantrasyonunuzda artacaktır. Yapılan bir araştırmada, egzersiz yapan bireylerin tepki sürelerinin arttığı bulunumuş. Örneğin masanın üzerindeki bir bardağı düşürdüğünüzde bunu yakalamak için verdiğiniz tepki, spora yaparsanız çok daha hızlı gerçekleşiyormuş.
Yeni Beyin Hücrelerinin Oluşumu
Bilim insanlarına göre egzerisin en önemli faydalarından bir diğeri ise “neurogenesis” olarak adlandırılan, beyin hücrelerinin yenilenmesi olayının desteklenmesiymiş. Bu sayedede öğrenme yeteneği daha fazla oranda artıyor ve hafızamız güçleniyormuş. Kitapta aslında sadece egzersizin beyin üzerindeki etkilerinden bahsedilmiyor. Egzersiz dışında yapılan bir kaç aktive daha bu tarz olumlu değişimleri getirebiliyor. İsterseniz gelin birde bu aktivitelere göz atalım.
Egzersiz dışında ki Faydalı Aktiviteler
Tumblr media
Spor yaptığımızda ki gibi benzer etkileri yaratan ilk aktivite, yeni şeyler öğrenmek imiş. Yeni bir bilgi öğrendiğimizde beynimiz daha zinde kalıyor ve daha aktif şekilde çalışıyormuş. Sosyal bağlantılar kurduğumuzda, yani diğer insanlarla etkileşime geçtiğimiz zaman, bir arkadaşımızla derin bir sohbetin içine düştüğümüzde veya yeni bir kişiyle muhabbet etmeye başladığımızda beynimiz aktif faza geçiyormuş.
Ben uykunun faydaları ile bu podcastte oldukça fazla sayıda yayın hazırladım, eğer dinlemediyseniz yine linklerini sizler için bırakırım, uyku bu alanda da yeniden karşımıza çıkıyor. Sağlıklı bir uyku, yetişkin bireyler için minimum 7 saat olmak üzere, hafızanızı güçlendiriyor, metabolizmanızı düzenliyor, bağışıklılığınızı arttırıyor, fiziksel ve mental sağlığınızıda olumlu etkiliyor.
Kitapta bir bölümde yeni bir şeyler denemenin ve öğrenmenin beynimiz için inanılmaz faydaları olduğundan bahsediyordu. Örneğin daha önce hiç bilginiz ve deneyiminiz olmayan bir aktivite yapmak, bu belki bir dans kursuna yazılmak, belki kano yapmak, belkide daha önce hiç pişirmediğiniz bir yemeği yapmaya çalışmak, hiç duymadığınız bir podcast’i veya bir Ted Talk’ı dinlemek olabilir. Bu tarz yeni aktiviler, beyni otomatik çalışma modundan çıkarıp, aktif öğrenme moduna geçirdiğinden dolayıda, spor yaparken salgılanan benzer hormonların salgılanmasına ve bundan faydalar sağlamamıza olanak tanıyor.
Yemek ve Çevre İlişkisi
Tumblr media
Yemek yapmaktanda bahsetmiş iken, geçenlerde dikkatimi çeken bir araştırmayıda sizlerle paylaşmak isterim. Yemek yenilen ortamı değiştirdiğimiz zaman, yemekten aldığımız keyif miktarıda değişiklik gösterebiliyormuş. Belki çok uzun süredir belirli yiyecekleri sıklıkla tüketiyor olsanız dahi, eğer ki normalden farklı bir çevrede bu yemeği yerseniz aldığınız tat miktarıda değişkenlik gösterebiliyormuş.
Ben genellikle iş yerinde yiyeceğim yemeği evde hazırlıyorum ve geçenlerde ilk defa alelacele yemek yemek yerine bir boşluk oldu ve yakında ki bir parka gidip bankın üstüne oturup yemek yemek için vakit ayırdım. Öğlenleri çoğunlukla aynı öğünü yememe rağmen, ilk defa yediğim yemekten çok daha fazla keyif aldım. Bende bu araştırmayı birebir test etmiş oldum diyebilirim.
Son Söz
Bu bölümde beynimize yarar sağlayabilecek olan aktiviteleri Wedny Suzukinin kaleme aldığı “Healthy Brain, Happy Life” (Sağlıklı Beyin Mutlu Yaşam) kitabı üzerinden inceledik.
Umarım sizlere faydalı bilgiler sunabilmişimdir. En kısa sürede yeni yayınlarda görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın, hoşçakalın.
Referanslar
Toda, T., Parylak, S. L., Linker, S. B., & Gage, F. H. (2019, January). The role of adult hippocampal neurogenesis in brain health and disease. Molecular psychiatry. https://t.ly/uLlY0
Health, C. (Ed.). (2023, June 4). Better sleep: Why it’s important for your health and tips to sleep soundly. health. https://t.ly/6Dujo
Wendy, S. (2016). Healthy Brain, happy life: A personal program to activate your brain and do everything better. HarperCollins. https://amzn.to/3ICwX1a
Turkish Coffee Podcast Youtube Sayfası:
Turkish Coffee Podcast Haftalık Blog Sayfası:
0 notes
ne-oldu-ki · 2 months
Text
Tumblr media
1 note · View note
generalcheckuptr · 2 months
Text
0 notes
egze · 2 months
Link
0 notes
ladyddnight · 2 months
Text
Ahali ben diyet yapmaya başladım ama kendime sağlıklı besleniyoruz yalanını söyledim yaklaşık 7 saattir açım ve birazdan akşam yemeği yiyip kapatacağım.
Ne yedin hiçbir şey
Ne yiyeceksin azcık yemek
İnsanlardan çıkaramadığım hıncı yağlardan çıkarıyorum çek
1 note · View note
hayalciftligi · 3 months
Text
Tumblr media
Bursa'nın peynircisi , eski usül tatları yeni nesile aktaran Hayal Çiftliği,mandıramzda üretilen peynirlere gösterdiğiniz ilgi ve alakanız bizi daha çok motive ediyor. Bursa'da peynir denince Hayal Çifliği Mandıra gelmektedir.
0 notes
sagliklitabaklar · 4 months
Text
Menopoz dönemi birçok kadın için zorlu olabilir, ancak sağlıklı bir beslenme düzeni bu süreci hafifletebilir. Bu videoda menopozda sağlıklı yaşam için beslenme ipuçları, doğal çözümler ve uzman önerilerini bulacaksınız. Sağlığınıza odaklanın ve menopoz belirtilerini rahatlatmanın yollarını keşfedin!
0 notes
burdabidursun · 5 months
Text
Hamileliğe Hazırlık: Vücudunuzu 10 Adımda Hazırlayın
Tumblr media
Hamile kalmayı planlıyorsanız, vücudunuzun en iyi durumda olması önemlidir. İşte hamileliğe hazırlık için 10 adım:
Sağlıklı Beslenme: Hamileliğe hazırlık, sağlıklı ve dengeli bir diyetle başlar. Folik asit, demir, kalsiyum gibi önemli vitamin ve mineralleri içeren besinleri tüketmeye özen gösterin.
Fiziksel Aktivite: Düzenli egzersiz, genel sağlığınızı artırabilir ve hamilelik sürecine hazırlık yapabilir. Ancak, aşırı egzersizden kaçının ve uzman önerilerine uyun.
Düzenli Kontroller: Jinekolog veya doğum uzmanınızla düzenli olarak kontrol yapın. Sağlık durumunuzun izlenmesi, potansiyel sorunların önceden tespit edilmesine yardımcı olabilir.
Sigara ve Alkol Bırakma: Sigara ve alkol, hamilelik sürecinde zararlı olabilir. Bu maddeleri bırakmak, hem üreme sağlığınızı iyileştirir hem de bebek sağlığını olumlu yönde etkiler.
Kilo Kontrolü: Sağlıklı bir kiloda olmak, hamileliğe başlarken ve sürecin tamamında önemlidir. Hem aşırı kilo hem de düşük kilo, hamilelikte komplikasyonlara neden olabilir.
Stresten Kaçınma: Stresten uzak durmak, üreme sağlığınızı olumlu yönde etkiler. Rahatlatıcı aktiviteler ve meditasyon gibi tekniklerle stresle başa çıkın.
Sağlıklı Uyku Alışkanlıkları: Yeterli ve kaliteli uyku, genel sağlığınızı destekler. Hamile kalmadan önce düzenli uyku alışkanlıkları oluşturun.
Folik Asit Takviyesi: Hamilelik öncesinde ve ilk aylarında folik asit alımı, nöral tüp defektleri riskini azaltabilir. Doktorunuzun önerdiği takviyeleri kullanın.
Cinsel Sağlık: Jinekolog kontrollerini ihmal etmeyin. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonları önlemek için korunma yöntemlerini kullanın.
Partnerinizle İletişim: Hamilelik planlarınızı partnerinizle paylaşın. Birlikte sağlıklı bir yaşam tarzını benimseyerek, birlikte daha sağlıklı bir hamilelik sürecine hazırlanabilirsiniz.
Her birey farklıdır, bu nedenle hamileliğe hazırlık sürecinde bir uzmana danışmak önemlidir.
0 notes
alimeydan · 5 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
BURSA, TEKİRDAĞ ilindeyiz.. Sağlıklı yaşam için yollardayız..
1 note · View note
guzinguzey · 7 months
Text
0 notes
trcoffeebyefe · 5 months
Text
İskandinavların Mutlu Yaşam Formülleri – Hygge ve Lykke
youtube
Herkese merhabalar, yeni bir yayına daha hoşgeldiniz. İskandinav ülkeleri çoğunlukla Dünyanın en mutlu ülkeleri arasında en başı çekerler. İskandinavlar ağır kış şartlarına ve bitmek bilmeyen gecelerine rağmen nasıl bu kadar mutlu olmayı başarıyorlar? İsterseniz gelin daha fazla beklemeden hemen konunun detaylarına inelim.
Bu arada yaptığım yayınları beğeniyor ve yeni yayınları kaçırmak istemiyorsanız dinlediğiniz platformlardan abone olarak tüm yayınlara anında ulaşabilir veya [patreon] üzerinden bana destek olabilirsiniz.
Yayına başlamadan önce çok ufak bir detaydan bahsetmek istiyorum. Bugünkü yayının araştırmasını ve yazılı metnini Monika Scher hazırladı. Kendisi, yayınları türkçesini geliştirmek adına uzun süredir takip ediyormuş ve yayınlara katkı sağlamak isteğiyle bana ulaştı. Ve ekibin ilk üyesi oldu. Fark ettiyseniz, yayınları şu an çok az sayıda kişi takip ediyor ve arada böyle ufak geri dönüşler almak benim şevkimi oldukça arttırdı. Kendisine yardımlarından dolayı teşekkür ediyorum.
İskandinavlar ve Mutluluk
İskandinav yaşam tarzını, ruhunu ve çevresini diğer ülkelerinkinden farklı kılan şey tam olarak ne? Bizim yaşamımızda ya da çevremizde eksik olan ama onların sahip olduğu bu eşsiz özellikler neler?
Tumblr media
Aslında mutluluk denilince bunun her insan için farklı bir tanımı olabilir. Bizler, Dünya var olduğundan beridir mutlu olmanın peşinde koşuyoruz. Kimi insan için çok zengin olmak, kimi insan için çok güzel görünmek, kimisi içinde çok başarılı olmak, mutluluğun anahtarı olabiliyor. Birde mutluluk ölçümü de aslında çok kolay bir şey değil, belirli faktörler araştırma enstitüleri tarafından belirlenip ülkeler bazında araştırmalarını yapıyorlar.
Daha önce “Finlandiya neden en mutlu ülke” adında bir yayın yapmıştım. Orda da aslında bu konuya biraz değinmiştim. Danimarkada yer alan Mutluluk Araştırma Enstitüsü yıllardır mutluluğu getiren faktörleri araştırıyorlar. Bu enstütünün başkanı olan Meik Wiking yıllar boyu bu araştırmalarda yer aldıktan sonra “The Little Book of Lykke: Secrets of the World’s Happiest People” adında bir kitap yazmış. Lykke (okunuşu lu-Kah) danimarka dilinde mutluluk, keyif anlamına geliyor.
Danimarkalılar hygge (okunuşu hu-gah) kelimesini oldukça fazla kullanıyorlarmış. Bu kelimeyi türkçeleştirecek olursak; hayatın kargaşasından biraz uzaklaşıp değer verdiğiniz insanlarla zaman geçirmek anlamına geliyor. Bir sözcük için oldukça uzun bir anlama sahip olduğu kesin.
İskandinav ülkelerinde kendilerine has daha böyle pek çok kelime mevcut. Örneğin İsviçrede kullanılan “lagom” kelimesi “ne çok az, ne çok fazla, sadece yeteri kadar” anlamına geliyormuş.
Güneş olmayan yerde Mutlu Olunur mu?
Her şey buraya kadar gayet güzel görünüyor fakat sormamız gereken başka bir soru ise; “Güneş olmayan yerde mutlu olunur mu?” İskandinav ülkelerinin özellikle kuzeyinde yer alan ülkerlerde haziran ayında hiç güneş batmaz iken ocak ayında 24 saat karanlık yaşandığı günler oluyormuş.
Yine Ocak ayında Stockholm‘de güneş sabah 8:47’de doğup ve öğleden sonra 14:55’te batarken, Temmuz ayında güneş sabah 3:40’ta doğup ve akşam 22:00’de batıyor.
Biz insanlar olarak, her şeyimizi güneşe ayarlı şekilde yaşıyoruz. Uyumamız, uyanmamız, yemek yememiz, giyim şeklimiz güneşin hareketlerine bağlı olarak değişiyor. Ve daha önce İskandinav ülkelerine gitmeyenler ilk defa oraya vardıklarında uyku problemleri ve bazı psikolojik problemler ile karşılaşabiliyorlarmış.
Güneşin yüzünü göstermeyi sevmediği bu bölgede, tüm bunlara rağmen bu insanlar nasıl mutlu olmayı başarıyorlar?. İskandinav ülkelerinde yaşayanlar bu uzun, karanlılık ve soğuk geceleri tek başlarına geçirmeyi tercih etmiyorlarmış.
Aynı semtte oturan aileler, birbirlerine sürekli olarak gidip geliyor, soğuk kış akşamlarında ev yapımı tarçınlı bir kek ve çay eşliğinde evin ana aydınlatmalarını kapatıp, mum ışığı veya daha loş aydınlatmalar ile bu gecelerin keyfini muhabbet ederek ve diğer insanlarla paylaşımlarda bulunarak geçiriyorlar.
Hygge bu arada sadece kışa özgü bir aktivite olarakta değerlendirilmiyormuş. İnsanların kendini evinde gibi hissettiği, stressiz, rahat bir ortamın hygge için yeterli koşulları sağlıyormuş. Bireyler bu esnada iş hayatından uzaklaşıyor ve rahat bir atmosferde oldukları içinde anın keyfini daha fazla çıkarabiliyorlarmış. Tabi birde kış mevsimide İskandinav ülkelerinin kartpostallarda ki gibi bir doğaya sahip olmalarının da bu rahatlamaya etkisi olduğu ortada.
Sadece Para Mutluluk Getirir mi?
Aslında pek çoğumuz mutluluğu ne getirir deyince ilk olarak parayı düşünüyoruz. Çünkü para bizlere güzel bir ev, güzel bir araba, istemediğimiz işte çalışmama özgürlüğünü sunabiliyor fakat eğer çevrenizde kaliteli zaman geçirebileceğiniz insanlar yok iseler; bu maddi varlıklar bizlerin sadece bir süreliğine mutlu olmasını sağlıyor. Tabi bu arada bu ülkelerde yaşayan her insan, mutluluğun zirvesine ulaşmış değil suç oranının yüksek olduğu bölgeler ve toplum içinde psikolojik sorunlar yaşayanlarda mevcut.
Genellikle ilişkileri güçlü olmayan insanlar bu ağır şartlat altında sorunlar yaşıyabiliyorlar. Ancak ailesi, arkadaşları, komşuları ile güçlü bağları olan bireyler ne kadar para kazandıkları önemli olmaksızın, günlerini çok daha mutlu ve huzurlu geçiriyorlarmış. Finlandiya neden en mutlu ülke? adında yaptığım yayında birde burada ki insanların doğada çok fazla zaman geçirdikleri için diğer avrupa ülkelerine kıyasla daha mutlu olduklarından konuşmuştuk.
İskandinav Ülkelerinde İnsan İlişkileri
İslandinav ülkelerinde ki şartlar aslında insanların bir araya gelmesine büyük faydalar sağlıyor. Çünkü uzun ve soğuk gecelerde insanlar tek başına kalmak istemedikleri için oldukça güçlü insan ilişkilerini inşa etmeyi başarıyorlar. Psikolojik olarak bu iş araştırıldığında, insan ilişkileri güçlü olan bireylerin kendisine duyduğu saygının arttığı, mutsuzluk, uykusuzluk, yemek yeme bozukluğu gibi sorunların yaşanma olasılığının da azaldığı görülmüş.
Biz insanlar, sosyal varlıklarız ve birbirimize muhtaçız. Şu an tüm Dünya ile iletişiminizi kesip herkesten uzaktan yaşamaya çalışsanız bu ilk başlarda keyifli ve insanı dinlendirici bir şey gibi algılansada yapılan araştırmalarda; insanlarla iletişim kurmadan geçirilen süre arttığında psikolojik olarak sorunların boy gösterdiği bulunmuş.
Aslında ilerleyen teknoloji ile de bireysel yaşama olan ilgi giderek arttı ve her geçen gün minimum düzeyde başkalarıyla iletişim kurmaya ihtiyaç duyuyoruz. Günlük yaşamlarımızda artık çoğunlukla diğer insanlarla iletişim kurmaya gerek kalmadan pek çok işimizi kolaylıkla halledebiliyoruz.
Ben 5-6 yaşlarında iken halam ile ayda bir defa bankaya giderdik, o dönemler para çekmek ve farura ödemek için bankaya gitmek dışında bir opsiyonunuz yoktu. O dönemler bir çocuk olarak çarşıya çıkacağımız günü ben iple çekerdim çünkü tüm gün dışarda geçer ve öğleninde dışarda yemek yerdik. Artık bütün bu bankacılık işlemleri internete aktarılınca, bankacıyı görmenize veya bir tam günü dışarda harcamaya, alış veriş için esnaf esnaf gezmenize ve yemek yemek için bir yerde durmanıza gerek kalmadı. Sadece 20 sene içerisinde hayatımıza dahil olan insanların pek çoğunu hayatımızdan çıkarmış olduk.
Fakat İskandinavlar halen bu küçük topluluk ilişkilerine önem veren ve zaman ayıran kişiler ve bu sayedede yaşamlarından çok daha fazla tatmin duyuyor ve daha fazla esenlik içinde yaşamayı başarıyorlar.
Son Söz
Konuyu toparlayacak olursak, bu bölümde  İskandinav ülkelerindeki “hygge” yaşam tarzını inceledik. Umarım sizlere faydalı bilgiler sunabilmişimdir. Bu arada tüm yayının yazılı metnine ve yayında kullandığım kaynaklara açıklamalar bölümündeki link üzerinden ulaşabilirsiniz. En kısa sürede yeni yayınlarda görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın, hoşçakalın.
Referanslar
Wiking, M. (2017). The little book of hygge: Danish secrets to happy living. William Morrow, an imprint of HarperCollins Publishers. https://amzn.to/3umM3Eb
Alexander, R. (2019, December 6). Lykke and Hygge? .. what does it mean?. Lykke & Hygge. https://bit.ly/46lO8gT
Danish hygge. Denmark.dk. (n.d.). https://bit.ly/47Fjpwp
Turkish Coffee Podcast Youtube Sayfası:
Turkish Coffee Podcast Haftalık Blog Sayfası:
1 note · View note
supergidalar · 7 months
Text
Organik beslenme, son yıllarda sağlıklı yaşam trendine paralel olarak popülerlik kazanan bir kavram haline gelmiştir. Bu trend, gıdalardan kozmetik ürünlere, temizlik maddelerinden tekstil ürünlerine kadar birçok alanda organik ürün talebinin artmasıyla birlikte gelişmiştir. Organik beslenme, doğal ortamda yetişen, genetik olarak değiştirilmemiş, sentetik kimyasallar kullanılmadan üretilen gıdalara yönelik bir yaklaşımı ifade eder. Geleneksel üretim yöntemlerine göre daha sağlıklı ve doğal olduğu düşünülen organik beslenme, insan sağlığına olumlu etkiler sağlayabilir. Organik beslenmenin bir parçası olan organik noodle (erişte), sağlıklı bir atıştırmalık veya ana öğün alternatifi olarak tercih edilebilir. Noodle (Erişte), Asya mutfağının önemli bir parçasıdır ve genellikle buğday unundan yapılan ince bir makarnadır. Organik noodle ise doğal olarak yetiştirilen buğdaydan üretilen ve sentetik kimyasallar içermeyen bir üründür. Organik noodle üretimi, tarım alanında kullanılan pestisit ve gübre gibi kimyasalların kullanılmaması ile gerçekleştirilir. Bunun yanı sıra, genetik olarak modifiye edilmiş organizmalar kullanılmadan sertifikalı organik buğday tohumları kullanılır. Bu sayede, organik noodle'un sağlık açısından daha avantajlı olduğu düşünülmektedir. Organik noodle, besleyici özellikleri ile de tercih edilen bir üründür. Buğday, sağlıklı bir lif ve karbonhidrat kaynağıdır. Organik noodle tüketimi, lif alımını artırabilir ve sindirim sistemi sağlığını destekleyebilir. Aynı zamanda, organik noodle'da bulunan karbonhidratlar, enerji sağlamak için vücut tarafından kullanılır. Organik noodle, aynı zamanda bazı sağlık sorunlarına da olumlu etkileri olabilecek doğal bileşenleri içerebilir. Örneğin, tam buğday unundan yapılan organik noodle, B vitaminleri, demir ve magnezyum gibi mineraller açısından zengindir. Bu besinler, enerji metabolizmasını destekler, kan sağlığını korur ve vücuttaki antioksidan aktiviteyi artırır. 
1 note · View note