Tumgik
#Hakan Yaşar
ahmetcumhur-blog · 7 months
Text
15 notes · View notes
dilperisanimmmm · 3 months
Text
Tumblr media
Manîfestoya Azadî
0 notes
yurekbali · 1 year
Text
Tumblr media
Baharın her gelişinde portakal çiçeklerinin o müthiş kokusu sarar Antalya’yı. Derin derin içinize çeker ve dalındaki hem çiçeği hem de meyveyi hayranlıkla seyredersiniz. Ve de okumuşsanız eğer, Yaşar Kemal’in Yılanı Öldürseler romanındaki o son cümleyi de hatırlayıverirsiniz. “Baharda portakal çiçekleri öyle bir kokarmış ki kokularından insan sarhoş olurmuş...”
* * *
Fotoğraf: Hakan Ercan (Yürekbalı)
(29 Mart 2023, Antalya)
45 notes · View notes
kyreniacommentator · 3 months
Text
TRNC Minister Ertuğruloğlu holds meetings in Ankara
Foreign Minister Tahsin Ertuğruloğlu is in Ankara and will be carrying out a variety of meetings. Within the framework of his Ankara visit, Ertuğruloğlu first met with Turkish Vice President Cevdet Yılmaz. Continue reading TRNC Minister Ertuğruloğlu holds meetings in Ankara
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
barankaracan · 2 years
Text
Telgrafın Tellerine Duygular mı Konar? -6
6-)Gereği Düşünüldü
Mavi ve Yeşil için;
Ben hakim Teoman Deneyim. Çoğunuz gıyaben bizi bilir, farklı fotmatta bir mahkeme oluşturduk arkadaşlarla. Ve görüyorum ki sizler sadece çayımıza değil, hükümlerimize de yandaşsınız. Bu davanın buraya getirilmeden çözülebilmesi elbette mümkündü, bazen ipin ucu kaçar işte. Gördüğüm kadarıyla birbirine epey minnet duyan 2 varlık bu arkadaşlar. Hocamız Jamal sürekli Dücane’den ‘minnetin yükü ağırdır, herkes taşıyamaz’ sözünü alıntılardı. Minnet duygusu gelişmiş olan güzeldir. Yeri gelmişken Jamal hocanın en kötü espirisini de söyleyelim;
‘Teoman gel seni bir de güreşte Deneyim’.
Dayanamıyorum bir tane daha anlatıcam, sürekli söylerdi bunu;
‘Arkadaşlar hayatta iki tane deneyim vardır; 1:Parayla asla satın alınamayacak, düşmekle kalkmakla gelen Deneyim, 2.si ise Teoman Deneyim’.
Yaşlandıkça çenemiz düştü. Kızım çenemi yerden kaldır da ciddiyetimize bürünüp davamıza bakalım. Yaz kızım;
Bütün kutsal değerleri üzerine yemin edip ifade veren Mavi ve Yeşil için gereği düşünüldü;
1-) Mavi’nin dibi olmayan kuyuya bakmaktan vazgeçişine,
2-) Mavi’nin erdemli züppe modunu sessize almasına,
3-) Her ikisi için geçerli olmak üzere; Bir bakarsın hayattaki tüm iyi şeyler geride kalmıştır. İşte o bakış açısının geride kalmasına,
4-) Mavi’nin Yeşil’i camın arkasında ki şempanze olarak görmekten vazgeçişine, ve sanki tüm bu yaşananlar Yeşil merhamet istiyormuş gibi algıların reddine,
5-) Sanki oramda bir yerlerde “an”a özlem var da çoktan unutulmuş, denilen düşüncelerin tozlu geçmişten arındırılıp sağlıklı bir şekilde “an”a kazandırılmasına,
6-) Kaygıyla geçmiş bir gün boşa geçmiş bir gündür şiarıyla harekete geçilmesine, kaygının aktif yanardağ lavlarına teslimatına
7-) Hayatlarını mahveden kaygının korku filmlerini andıran metalik seslerinin frekansının düşürülmesine
8-) Yeni bir başlangıç yapıp, sıfırdan başlanan dönemin inşasına,
9-) Jr.Bilelinho ile bizlere ne kadar kötü olduğu öğretilmiş olan; ‘senin için, senin yüzünden’ gibi söylemlerin sonlandırılmasına,
10-) Zamanı geriye almanın imkanı olmaması sebebiyle “an”ın şımartılıp zamanı durdurma çabasına destek verilmesine,
11-) Mavi’nin kötü bir maya olmama halinin devamına, iyi olmaktan yorulma halinin bozulmasına,
12-) Mavi’nin Yeşil’den gelen yağmur tanelerini hissetmek adına Beko yağmurluğundan kurtulmasına,
13-) Uykularını veya uykusuzluklarını Yeşil’in gamzelerinde uyumasına,
14-) Mavi’nin ‘zevkine’, ‘gırgırına’ ve hatta ‘gelişine’ modunu sesliye almasına,
15-) Mavi ve Yeşil’in derhal Brezilya sürgününe, ve orada bar işletmecliği yapıp çılgınlar gibi dans etmelerine,
16-) Her ikisi için geçerli olmak üzere; Hepimiz hata yapar ve yeniden başlarız. Yepyeni başlangıçlara fazlaca önem verilmesine
Karar verilmiştir.
Beko için;
Beko için yemin ettirecek bir kutsallık bulamadık. Bu durumda halk düşmanı olan enflasyon üzerine yemin ettirmemiz gerekecek. Yaz kızım;
Enflasyon üzerine yemin edip ifade veren Beko için gereği düşünüldü;
1-) Elindeki fesatlık şarjörünün boşaltılmasına,
2-) Mem u Zin masallarına hapsedilmesine,
3-) Beko özelinde kötülüğün ölmek veya kalmak gibi bir derdi yoktur. Kötülüğün unutulmaktan yana korkusu vardır. Unutulmayacağım ben der durur. Çoğunlukla da başarır. Yine de Beko özelinde kötülüğün unutulmasına
Karar verilmiştir.
Avukat Çeto sen çıkma. Kızım bunu yazma.
Av.Çeto: Efendim sayın yargıç?
Teoman Deneyim: Bu Büyük Ağrı Dağı ile Küçük Ağrı Dağı’nın davasına da sen bakıyordun değil mi?
Av.Çeto:Evet efendim.
Teoman Deneyim:O konuda karar verdim. Büyük Ağrı Dağı , Küçük Ağrı Dağı’nı böbrek taşı olarak görme basiretsizliğinden vazgeçecek. Kararım budur.
1 note · View note
altinovaguncel · 2 years
Text
Milli Savunma Bakanı Akar, komutanlarla sınırın sıfır noktasında incelemelerde bulunuyor
Milli Savunma Bakanı Akar, komutanlarla sınırın sıfır noktasında incelemelerde bulunuyor
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı ile hudut hattında inceleme ve denetlemelerde bulunuyor. Bakan Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever ile hudut güvenliğine yönelik inceleme ve denetlemelerde bulunmak üzere Hatay’a geldi. Hatay Havalimanı’nda Vali Rahmi Doğan, 6.…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
sairceketli · 5 months
Text
Ama şunu hatırlamaya çalışıyorum. Ben nasıl bir insandım, hayatta ne istedim, ne yaptım. Onu bir anlasam. İnsan kendini hatırlamadan yaşar mı kardeşim? Olur mu öyle şey?
Şahsiyet / Hakan Günday
34 notes · View notes
kosmazsankosamazsin · 8 months
Note
Askim şarkı önerisi istemiş hemen vereliiiim
Yabancı istiyorsan;
Sia-Soon Well be Found
September İnstrumental-Sparky Deathcap
All related- Nessi gomes
Shootout
Remembrance
I lost my mind
Türkçe;
Sezen Aksu-Son Bakış/Küçüğüm/Firuze/Manifesto/Kusura Bakma/Unnuttun mu Beni/ Begonvil
Canozan-Sar Bu şehri/Aşkın bu sarhoşluğu/Toprak yağmura
Yaşlı Amca- İstanbul Beyefendisi/Yakamoz Güzeli/Ve ben/ Yıldızlara bak/Giderdi Hoşuma
Yüzyüzeyken Konuşuruz- Tutun sen bana/ Boş Gemiler/Sen varsın diye/dinle beni bi/ son seslenişim/Uykusuz ve dengesiz
Hakan peker-Karam
Yaşar - Kumralım
Kaan Boşnak- Bırakma Kendini/Seni Buldum ya
İkiye On kala-Depresyon Güzelim
Pinhani-Aşk bir mevsim
Huuuuh yoruldum yetmezse kurgular için yaptığım listelerin linkini veriyiiiim
Wooaawwww Türkçe şarkıların neredeyse hepsini biliyorum yabancıları dinlecem çok teşekkür ettiimmmm
12 notes · View notes
mustafasalihbozok · 10 months
Text
YouTube'da "Hakan Altun & Ümit Yaşar - Yorgun Yıllarım - مترجمة للعربية" videosunu izleyin 💖
🍁🍁🍁🍁🍁🍁
gül dalıydı
dokunsam kırılacaktı
dokunmadım kurudu
gitme, sonbahar oluyorum,
sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
az önceki çiçekler nasıl da diken diken
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik bitti
o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı
oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
"Hasan Hüseyin KORKMAZGİL "
youtube
9 notes · View notes
fatomahperi · 11 months
Text
AÇIKLANAN KABİNEDE KİMLER VAR?Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkınbak
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı
Ticaret Bakanı Ömer Bolat
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu
Tumblr media
16 notes · View notes
delitay · 11 months
Text
YENİ KABİNE
Cumhurbaşkanı Yardımcısı- Cevdet Yılmaz
Adalet Bakanı- Yılmaz Tunç
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı- Mahinur Özdemir Göktaş
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı- Vedat Işıkhan
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı- Mehmet Özhaseki
Dışişleri Bakanı- Hakan Fidan
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı- Alparslan Bayraktar
Gençlik ve Spor Bakanı- Osman Aşkın Bak
Hazine ve Maliye Bakanı- Mehmet Şimşek
İçişleri Bakanı- Ali Yerlikaya
Kültür ve Turizm Bakanı- Mehmet Nuri Ersoy
Milli Eğitim Bakanı- Yusuf Tekin
Milli Savunma Bakanı- Yaşar Güler
Sağlık Bakanı- Fahrettin Koca
Sanayi ve Teknoloji Bakanı- Mehmet Fatih Kacır
Tarım ve Orman Bakanı- İbrahim Yumaklı
Ticaret Bakanı- Ömer Bolat
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı- Abdülkadir Uraloğlu
Tumblr media
HAYIRLI OLSUN.
15 notes · View notes
ahmetcumhur-blog · 1 year
Text
Artist, by Hakan Yaşar | Bir Aşk Hikayesi
Tumblr media
"Suyu sevmeyen insanın, rüzgârı anlamayan, gökyüzünde bir bulutu olmayan insanın gideceği uzaklık, olsa olsa kendine sızan çaresizliktir. Yaşlı bir kadının hüznünü duymazsanız, bir genç kızın saçlarında çarpan kalbini nasıl göreceksiniz?"
Şükrü Erbaş | Bir Gün Ölümden Önce
30 notes · View notes
yurekbali · 1 year
Text
Tumblr media
‘Şairlere iyi davranınız/ şairler ince ruhludurlar/ en ufak şeyden kırılırlar/ kabalıktan kaçınınız./../ şairleri ağlatmayınız’ diyor bir şiirinde İzzet Yaşar. Ben de şairlerin hoşgörüsüne sığınarak onları bir kez daha tanımlamak istedim. Affola! Ece Ayhan: Hüzün bölücü yasaucu bandonun sebebi, şiirimiz içerikral yetiştirdi abiler. Ver ellerini öpeceğiz! İlhan Berk: Giritli bir denizkızının haşarı şair oğlu. Refik Durbaş: Akşam simidinin üstünden dökülen sıcak susam. Tarık Günersel: Dize mayını. Testerejen! Can Yücel: Rakı Genel Kurmay Başkanı. Sakalı bile su ile beyazlamış. Öldüğü zaman, her meyhaneye bir kılı bırakılacakmış. Vay benim peygamber amcam! Edip Cansever: Tülbentlerden süzülen eflatun şua. Attilâ İlhan: Edip git başımdan sen bana göre değilsin! Nâzım Hikmet: Atlantis’in ulusal kütüphanesinde kitabı bulunan tek ‘Türk’ şair. Enver Gökçe: İşteş fiilin mucidi. Melih Cevdet Anday: ‘Sokaktaki Adam’ın poetik tanımı. Mehmet Akif Ersoy: Sihirbaz tarihin festen çıkarttığı şair. Ataol Behramoğlu: Karanfil Bakanı. Necip Fazıl Kısakürek: Emniyet kemerlerinizi bağlayınız! Behçet Necatigil: Külrengi bayramı. Erdal Alova: Meziyet adası. İsmet Özel: Lam islenir, sol’dan sağ’a tek ve bir! Lâl olsun sana kinim! Hasan Hüseyin: Beni küçüksemek kurtuluş mu? Turgut Uyar: Griden emekli. Ümit Yaşar: İlköğretmenlerimiz bugün fişlerimizi dağıttı. Öğreneceğimiz ilk hece: Aşk! Hilmi Yavuz: Bu çorbanın tuzu var, dağlarımda kuzu var, kim korkar hain Ekhidna’dan, şiirimizin yavuzu var. Orhan Alkaya: Tay Tanrısı’yla İstiridye Tanrıçası’ndan olma muzır prens. Türkân İldeniz: Ay Sokağı’nda bıçaklanmışım bir buluğ vakti. Sepetimde kokinalar, saçlarımda bir lir şıngırtısı. Sait Faik: Mavi gözlü martıların intihar ettiği adalarda, ben de yalnızlığa teşebbüs ettim. Özdemir İnce: Özlem hemoglobini. Fikret Hakan: Karakter şairi! Lale Müldür: Hüzün burcundandır diyorlar, o bir noel anne! Engin Turgut: Şeytan pabucu. Celal Sılay: Hatıra artıklarıyla tırmandığımız o bal yokuşun hem başını hem de sonunu şimdi, bebek mezarlığı yaptılar. Nilgün Marmara: Şoför bey! Müsait bir yerde intihar edebilir miyim? Nil’de gün ansızın battı. Sunay Akın: Yaşlı niyetçinin tavşanının gözbebeği. Z, T’dir kimi. Memed Kemal: İsmin bahar hâli. Ahmet Haşim: İnce saz heyetinden bir ricam olacak: Hanende Melek’i çalsınlar ve ömrüm ilelebet tüllere sarılı kalsın! Oktay Tuncer: Ne tutar mutluluğun maliyeti acaba? Gitar çalsın Tom Sawyer ve ağlamasın artık Oliver. Özdemir Asaf: Son nefeste hüzzam, son nefeste kırık kontrbas hüznü. Bülent Ecevit: Bir kadının gerdanından kopup dökülen kolyenin, kadife üzerindeki pıtırtısı. Orhan Veli: ‘Ozan Tabakası’ delinmiş, merak etmeyin. O, bir sabah erkenden nasılsa sessizce gelir, sessizce diker ve yine sessizce gider. Yahya Kemal: Hayret bişi yav! Ahmet Telli: Bu kent, başlı başına bir atlıkarınca. Çıplak bir delikanlının giysilerini kokuyor. Tuğrul Tanyol: O genelev koridorlarından geçerken, hep ağlayan yaşlı bir kadının sesini işitirdik ve o gecelerde hiçbirimiz şarap içmezdi. Gecenin memesinden mor sütler sağardık. Cemal Süreya: Sıcak gecelerde suyun aynaya düşen tavrı. Neyzen Tevfik: Öldüğünde ruhu katılaşıp iri bir penise dönüşmüş. Oh olsun vagina suratlılara! Zühtü Bayar: Bu kar taneleri nedense, hep ofsayta düşüyor senin avuçlarında. Adnan Özer: Akıl anaforu ve sis yayınevi. B. Rahmi Eyüboğlu: İnsan Mahallesi’nin tek muhtar adayı. Sami Baydar: Bizim umutlarımıza ta anaokulundayken tecavüz edilmiştir saygı değer ibne amcalarım! Ercüment Behzat Lav: İdare lambasının ışığına engel ellerimiz, duvarlara hep bir ağlayan palyaço gölgesi olarak vururdu. Akgün Akova: Adresi: Beşdakikadelikanlı Caddesi, Ayıpettin Sokak, Canımıye Apartımanı, Bilmemkaç/Bilmemkaç Şenköy-İstila, Bul. Oğuzhan Akay: İpin üstünde, dilin üstünde değil de altında yürüyen cambaz. İzzet Yaşar: Mücadele Üniversitesi Dekanı. Pir Sultan Abdal: Sehpadan çağlayan yüzüyle, geceleri yurdumu kuran güven kimyası. Yaşar Miraç: Kahverengi ve mukaddes, ılık ve nasırlı, sol anahtarı. Cevat Çapan: İyi şey. Asaf Hâlet Çelebi: Meryem Ana’nın küçük el çantasındaki fener. Cahit Sıtkı Tarancı: Kırçıl temayüllerle oynaştığımız, nâlelerden vücuda gelmiş çocuk parklarında kaybettiğim saadet ve yürekleri müşkül durumda bırakan bir ikindi yağmuru. Ahmet Erhan: Akdeniz’in can bulup ayağa kalkmış köpüğü. Ahmed Arif: Şiirimin kirvesi. Hallarını sonbaharlara yazdım. Yücelay Sal: Fareli köyün fedaisi. Savunmasını şarkı söyleyerek yapan avukat. İbrahim Osmanoğlu: Merminin lavı! Mahir Öztaş: Etten saksofon. Halim Şefik: Otopsi Sonucu: Kırmızıyla kızıl arasında üç ölü, beş ağır yaralı ve sevgide toplu kıyım. Barış Pirhasan: Sabah serinliğinde seviştiğim o tay! Bana dakikalarca kanyak içirmişti dudaklarından. Ne zaman ağlasam, onu unutamam! Veysel Çolak: Bir tıkırtının ana fikriyle acıkmış olmanın şefkatli ayrıntılarında, ama niçin kaybettik biz abilerimizi o son masum kâbus kentinde... Aytunç Altundal: Ölüm, yaşadıklarımızın tavan arasıdır yalnızca. Ve ben, sevgilimin çıplaklığının, en büyük eksikliğiyim. Salâh Birsel: Bakışlarında guguklu saat sevimliliği, gülüşünde sallanan sandalye keyfi biriktirmiş ısıcık. Nuh Ömer Çetinay: Zarafet mimarı. Krokilerini gül yaprağına çizerdi. Eray Canberk: Sen mi çaldın bisikletimi? Yıldızların öldüğünü ve kum saatlerine gömüldüğünü sen mi hatırlattın? Hoş yaptın. Turgay Fişekçi: Menzilime yüzün, mendilimin kenarına oyan kanar. Cahit Irgat: Adını harf harf Latinceye çevirince ‘ateş’ oluyor. Abdülkadir Bulut: Istırap ile mıhlanmışım korkunç yazgının rahmine, her yanım pıhtı küllerle tanımlı. Hulki Aktunç: 12 EYL. 980. Tankınızı park ettiğiniz tarih sürecinden derhâl kaldırınız. Nihat Behram: Toplum proteini. Murathan Mungan: Birbirimizin ellerini ovuyorduk. Aynı yatılı okulda okumuştuk galiba ve aynı yazlık sinemalarda çalışmış, aynı saman defterlere aynı şiirleri yazmıştık. Ben intihar etmişim, onu kırkıncı odada vurdular. Fazıl Hüsnü Dağlarca: Türkçenin miskin iklimi. Arif Damar: Küçük dolaşımdaki adı: Şair! Büyük dolaşımdaki adı: İnsan! Ülkü Tamer: Virgül’ün başına gelenler, pişmiş noktanın başına gelmedi. Ercüment Uçarı: O çağda, kulüpten caz solistini kaçırıp, bir ay boyunca ona çocuk şarkıları söyletmiştir; rica etsem acaba hatırlar mısınız? Seyhan Erözçelik: Ruh kanseri. Ontoloji servisinde yatan piri yeis. Oktay Rifat: Penceremin pervazındaki teşrinisani rüzgârı, söyle bana, geceleri ben siyah ejderhaya sarılıp uyurken niçin ağlamakta mütemadiyen kardelenler? Hüseyin Avni Dede: Güz yırtığı, mana söküğünde müteessir, altın’a batırılmış bir sırça koleksiyoncusu. Namık Kemal: Cikletten çıkmış artiz fotoğraflarında bir kanlı kardeş gördüm ve sultana gaz‘el’le sarkıntılıklar ettim. Aziz Nesin: Barışköy-Mizahtepe tramvaylarının değişmez, tonton vatmanı. Sabahattin Ali: Gözlerim ne kadar bozuk olursa olsun gözlük takamıyorum; saçlarım taralıyken utanç içindeyim; okumak, yazmak da istemiyorum. Ben büyüyünce öğretmen de olmayacağım baba! Necati Cumalı: Bir hamam rutubetinin buhurdanlardan yayıldığı loş ve güzel taşlıklarda asılı çarşafların arasında öpüştüğüm: Şiir! Yılmaz Gruda: Gönlü Kapalıçarşı, kalemi Galata Kulesi. Haydar Ergülen: İhlal seyyahı. Erol Çankaya: Bizim bırakılmışlık’Iarımızın akli dengesi bozuktur ve sevgililerimizin gözleri daima gökkuşağı rengindedir. Emirhan Oğuz: Bulutlar da, halklar da evlat edinilir. Bir kış sabahı kırdan acı çiyler içilir. İsmail Uyaroğlu: Aşk partizanı. Enver Ercan: Tophane’den Cağaloğlu’na düşen düşeş. Atılgan Bayar: O da yazdı! Yaşar Nabi Nayır: Çocuklar, cam buğuları ardından, havuzda süzülen kahverengi kuğuları seyrederken, biz, niçin nargilelerimizi ateş ve huzur ile boyardık. Metin Eloğlu: Tutku okutmanı. Bedirhan Toprak: Morgta tutulduğum ölü adamın kulağına seni okudum; siyah bir hüsn-ü yusufa dönüştü dudakları. Eğildim, hükmü kokladım. Ahmet Oktay: Kuyu kuytularında, birlikte, su tabancalarımızla kardan adamlara ne hoş pusular kurmuştuk oysa. Afşar Timuçin: İmge berberi. Kemal Özer: Sosyalizm müzesi. Nevzat Çelik: Uçan Balon, Elma’s Şekeri, Berlin Duvarı. A. Muhip Dıranas: Komşu evin perdelerinde, bir vantrilok silueti gibi titrer yetim sihir. Benim Fahriye Ablam, Sappho’ya âşıktı. Arkadaş Zekai Özger: Göç yolunu şaşırıp arkadaşlarını kaybettiği için şiirime düşen siyah leylek. Yağmur Atsız: Karışan bir yumakta buluyorum günlerimiz’in G noktasını. Turgay Kantürk: İlk yok oluşlar gibi son başlangıçlar. Akif Kurtuluş: Pusu avukatı, hayalet s’avcısı. Şükran Kurdakul: Meserret oteli. Metin Altıok: O, tek altın im! (anagram) Hüseyin Alemdar: Ortadoğu’nun lale bahçesi. Osman Olmuş: Geri kalanlar ham mı? Sina Akyol: Şiirine girerken sözcüklerdeki a’lar kibarlıktan şapkalarını çıkartırlarmış; öyle diyorlar. Karacaoğlan: Halk başkenti. S. Kudret Aksal: Sitar bestesi. Ali Asker Barut: Esmer bir gülücük bırakmışlar başucuma, ve sararmış kâğıtlara yazılı şiirini, alınyazıma dayamışlar. İskender Fikret Akdora: (büyük İskender) İhtiyarlık ile musiki arasındaki toplama işareti. Eşittir: Bir yaz gecesi, Beykoz vapurunun, serin sessiz suda bıraktığı simli iz. Güven Turan: İstikrar misyonerleri, göğüs kafeslerinde mitralyöz taşıya taşıya ölürler. Metin Üstündağ: İroni maiden! Ömer Faruk Toprak: Her gece suladığım bir çınar var bahçemde, ve diyorum ki oğula: Sakın şiir yazma! Şiirle valse kalk! Ferhan Şensoy: Doğal Şakalaşmalar Müdürü. Enis Batur: Zembereği kırık postacı. Cezmi Ersöz: Tarot destesindeki münzevi. Manastıra kalp kapatılır mı? Ramazan Üren: Yumurtanın karası. Gülseli İnal: Kuş tüyüne bilimsel masallar anlatan genç su. Orhon M. Arıburnu: İstanbul’un dublörü. Metin Celâl: Entelektüel oksijen tüpü. Merih Akoğul: Korkuluk ceketlerinin yakalarına çiçek takan delikanlı. Metin Cengiz: Yanardağ itfaiyecisi. Er değil. Gültekin Emre: Bir sineğin kirpiği. Oktay Taftalı: Sabahları kalkmak için güneş saatini kuruyormuş. Orhan Kâhyaoğlu: Yağmurun psikiatristi. Kaan İnce: Gökyüzünde sırtüstü yüzen denizatı. - küçük İskender, ^ (’Eflatun Sufleler’ kitabından...) - Görsel: Yazıda tanımlanan şairler...
39 notes · View notes
datcufan-blog · 1 year
Text
Tumblr media
SİVASSPOR GİRESUNDAN PUAN ALAMADI
Sıvasspor  bu hafta karadenizde  çotanaklara konuk oldu Spor Toto Süper Lig'in 29. haftasında Giresunspor ile Sivasspor karşı karşıya geldi.
Düşme hattında mücadele eden Giresunspor Yiğidoları yenerek üç puan almak ve  müsabakayı kazanarak, ateş hattından uzaklaşmak istiyordu tek amaçı buydu Sıvassporda puan veya puanlar alarak daha ilerde rahat bir nefes almak istiyordu .
Giresun halkının desteğine ihtiyaç duyduklarını, bu nedenle bilet fiyatlarını çok ucuza satıldiğı öğrenildi çok ilgi vardı maça Çotanak için  hayati bir müsabaka idi ve taraftar desteğıylede üç puanı aldılar biraz da olsa nefes aldılar.
 Gıresunun Çotanak statyumunda yaşar kemal ugurlunun gayet hatasız yönettiği müsabakada  giresun sporun bir duran topdan bulduğu golle Yiğidoları Sıvasa puansız gönderdi .
Giresun spor  oynanan maçta   galibiyeti getiren golü  .  Campuzano kaydetti.
Hakan Keleş yönetimindeki Karadeniz ekibi, ligde 11 maç sonra kazandı bunuda söylemek istiyorum.
Giresunspor maça daha arzulu isteklı başladı ve müthiş bir taraftar desteği vardı arkalarında stadyum doluydu ve ilk çeyrekte duran bir topdan öne   geçti. Kuwas'ın kullandığı köşe vuruşunda Sivassporun büyük bir defans hatasından  bom boş kalan Campuazano boş pozisyonda kafa vuruşu  yaptı ve topu ağlara gönderdi. 
Sivasspor oyun kontrolunu eline geçirdiği dakikalar vardı birkaç tehlıkelı atak yapan Yiğidolar golük pozısyon yakalasalarda sonuç bulamadılar onlardan biride  beraberliğe yaklaştı. Saiz'in kullandığı serbest vuruşta oluşan karambolde N'Jie vuruşunu yaptı ancak meşin yuvarlak az farkla dışarı çıktıgı pozısyon tam  kader anıydı.
İkinci yarıda Çok iyi oynayan gradelın  bir pozısyonu vardı  ceza sahasına giren Gradel rakibinden şık bir çalımla sıyrıldı ancak şutunda kaleci Ferhat'ı geçemedi. 
Sivasspor gole çok yaklaştıgı son pozısyonda . Erdoğan'ın ceza sahası dışından gönderdiği füzeyi yine Ferhat son anda kornere çelmesiydi. 
Çok çekişmelı ve hırcın bir maç oldu başka gol olmayınce  Çotanaklar sevinen taraf oldu.
.
3 notes · View notes
barankaracan · 2 years
Text
Telgrafın Tellerine Duygular mı Konar? -5 5-)Mahkemeye Çağrılan Mavi’nin Savunmasıdır! Pek saygıdeğer mahkeme heyeti; Nerden başlanır, nasıl anlatılır... Zannediyorum ki varlığını bilmediğim gözlerim açıldı, mühürlenen dilim çözüldü... Sevgili Yeşil’in şikayeti üzerine huzurunuzda bulunuyorum. Daha önceleri herkesler mahkemeye şikayet edilen duygulardan haberdardı, fakat sanırım sizlerde ilk defa duygu tarafından şikayet edilen mantığa şahitlik ediceksiniz. Efendim, Hiç birinizin hayal edemeyeceği bir karanlığa şahit ve dahil oldum. Beko’nun senaryosunu yazdığı o bataklıkvari karanlığın. Tabiri caizse çamurlar içinde yüzdüm... Zaman habire ilerlerken ben hep geriye sarsın istedim. Geçip giden zamandan Beko’yu kapı dışarı etmesini beklerken, çaldığı her kapı sonuna kadar açıldı. Oysa ben defalarca çocukluk denilen cennetin kapılarını çaldım. Açan olmadı... Hayatı hep çok keskin yaşadım. Ya birdi ya ikiydi, küsüratlar yoktu. Ya siyahtı ya beyazdı, gri yoktu. Ya evetti ya hayırdı, kararsızlık yoktu... Heyhat şimdilerde farkediyorum ki hayatın bir işkembesi varmış, alsam bir bıçak deşsem orayı kesin olmayan neler dökülür. Matemetik suratıma çok sert tokatlar atıyor. Birden ikiye gidemezmişim. Arada sonsuza giden küsüratlar var. 1,9999... gibi. Varsayımmış efendim! Efendim, Sevgili Yeşil’e sesleniyorum huzurlarınızda; Evet yüzünü kızarttım. Evet her durduğum kırmızı ışıkta varlığını iyikileştirmedim. Ama şuan burada kayıt altına alınsın lütfen, ben senden ibaretim. Farkettim ki yaşam denilen şey bir ruh hali eylemleridir, kaptanısın olduğum geminin. Ahmet Kaya sürgünde olduğu yıllar şöyle demiş; “ Yazda olsa kışta olsa farketmez ben geceleri çok üşüyorum. Sorun kalorifer sorunu değil. Sorun yorgansız oluşum sorunuda değil. Beni üşüten tek bir şey var. Ben vatansızlıktan üşüyorum”. Şimdilerde çok çok iyi anlıyorum ustayı sevgili Yeşil! Neden üşüdüğümü, neden özlediğimi, neden korktuğumu, neden uyuyamadığımı, neden heyecanlanamdığımı...Sen benim vatanımsın Yeşil! Beni yurdumda mülteci eyleme Yeşil! Göynüm hep seni arıyor diyor Neşet baba. Sevgili Yeşil bu dizeler yazana ait değil, hissedene ait, bana ait! Nede olsa Tanrı herkesi sonunda affediyormuş deyip günaha girmenin manasının olmadığı gibi, Yeşil’in finalde beni kucaklayacağını bildiğim halde kendimi ve onu örselemenin mantıklı olmadığını, pardon duygulu olmadığını anlamış bulunmaktayım! Sayın hakim, savunmam diye adlandırabileceğim aslında kendimi ifade edişim bundan ibarettir. Sizlerin vericeği karara tabiyim. Teşekkür ederim.
0 notes
necaattin58blog · 1 year
Text
Güzel günlerdi o günler, Şimdi mazide kaldı... Rahmana gitti sevilenler Bize ağlamak kaldı... 😥😪😥😪😥😪 Mekanları cennet olsun. (Bunlar sadece bildiklerim acısı ağır gelmekte...😥😪😥😪 )
Gidenler dönmez ki geri...😥😪😥😪
Tumblr media
15 Aralık 1982                                                                                                          Yer Trabzon KTÜ Öğrenci yurtları, 1. Blok kantini... Ömer Zehir, Naci Gödekli, Temel-Ali (Kantin görevlileri), Ben ve Mehmet ...... ... Ömer, Naci, Temel-Ali (Kantin görevlileri), Ben ve Mehmet...(Naci vefat etti)          😥😪😥
Tumblr media
9 Mart 1984 KTÜ 1.Yurt Ben, Adnan Aras...(Adnan Aras vefat etti.)                                                              😥😪😥
Tumblr media
15 Aralık 1986 KTÜ Orman Fakültesi Kantini Necati, Ben, Necati ve Muharrem...(Necati; yani sağ yanımdaki vefat etti.)             😥😪😥
Tumblr media
23 Haziran 1983 KTÜ Orman Fakültesi önü Ben, Yavuz, Mehmet Sıddık...(Yavuz vefat etti)                                                        😪😥😪
Tumblr media
    18 Ekim 1984 KTÜ 1. Yurt kantini Ben, Hasan-Mehmet Ali Ekşi A.muttalip Bülbül ve Hakan ...(M.Ali vefat etti)           😥😪😥
Tumblr media
  18 Nisan 1985 KTÜ Orman Fakültesi önü; Halil İbrahim, Ben, Yaşar ve Hayri...(Yaşar vefat etti)                                               😥😪😥😪                                            
3 notes · View notes