Tumgik
#ifade özgürlüğü
felsefeyapmaulan · 1 year
Text
Özgürlüğün geldiği gün,
O gün ölmek yasak..
Cemal Süreya
Tumblr media
10 notes · View notes
celalyesilyurt · 5 years
Text
Fikirlerden korkmayınız. Emin olun ki yeryüzünde zararlı tek fikir tenkit (eleştiri) süzgecinden geçmeyendir.” Ali Fuat Başgil (İlmin Işığında Günün Meseleleri, 1960, s. 178)
0 notes
dahaneler100 · 8 months
Text
İtalyan general yazdığı kitaptaki homofobik ve ırkçı ifadelerin ardından kovuldu
‘Dünya Tepetaklak’ adlı kitabının yayınlanmasından iki hafta sonra askeri görevinden alınan İtalyan General Roberto Vannacci ifade özgürlüğünün sınırları konusunda ulusal tartışmaya yol açtı. İtalyan General Roberto Vannacci, kendi yayınladığı “Dünya Tepetaklak” adlı kitabında homofobik ve ırkçı ifadelere yer vermesinin ardından İtalyan paraşütçü tugayının komutanlığından ve Floransa’daki Askeri…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
bluesyemre · 1 year
Text
Gençler İfade Özgürlüğü Hakkında Ne Düşünüyor? (BENCE 1.Bölüm #ÖzlemGürses #CanSelçuki) @turkiye_raporu
Gençler İfade Özgürlüğü Hakkında Ne Düşünüyor? (BENCE 1.Bölüm #ÖzlemGürses #CanSelçuki) @turkiye_raporu
BENCE nedir? TürkiyeRaporu, Türkiye’yi anlamaya ve anlatmaya devam ediyor. #ÖzlemGürses, #ÖnderAbay ve #CanSelçuki, #TürkiyeRaporu için bir araya geldi ve karşınızda: #BENCE Burası farklı ideolojik görüşlerden gelen gençlerin, görüşlerini özgürce dile getirebileceği ve bakış açılarını sunabileceği bir konuşma platformu. #BENCE , siyah ve beyazın birbirini reddettiği değil herkesin hayatın…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
bunedycom · 2 years
Text
BM'den TBMM'de kabul edilen dezenformasyon yasasına tepki
BM’den TBMM’de kabul edilen dezenformasyon yasasına tepki
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Marta Hurtado, dezenformasyon yasanın Türkiye’de ifade özgürlüğüne büyük zarar vereceğini iddia etti. Hurtado, yaptığı açıklamada, “Türkiye’de parlamentonun bu yasayı kabul etmesinden büyük endişe duyuyoruz” dedi. İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KAPSAMINA DEĞİNDİ Yasa uyarınca “yanlış bilgi yayanlara hapis cezası verilmesinin” öngörülmesine değinen…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
hypnogaja · 2 years
Text
of salak gerçekten çok salak bu çocuk
9 notes · View notes
dengesizim · 2 years
Note
kendi ozgur irademle kendi dusuncemi belirtiyorsam ve bu normalse gelip buna yonelik bi tepki vermeleri sacma olmuyor mu iste yani bak kendileri oyle dusunmuyor ama ben dusunuyorum
senin özgür iradenle gelip düşünceni belirtmene karışmamışlar ki, senin özgür iradenle gelip belirttiğin düşüncene kendi istekleriyle karşıt bi görüş belirtmişler ve "kendileri öyle düşünmüyor ama ben düşünüyorum" gibi bir argüman sunacaksan zaten bu konuyu açmamış olman gerekmez mi
5 notes · View notes
seslimeram · 2 years
Text
Söz Naçar Kılınırken...
Tumblr media
Bir biçimde, belirgin bir halde, duraksamadan, yanlışlıkla değil hep devamlılığı aleniyette sağlama alınan bir cendere hali ile söz naçar kılınıyor. Bütünleşik kılınan her bir hamleyle aralıksız devam olunan tahayyül ve pratiklerin neticesinde o sorgu iminin yıkımı artık tek, doğrudan bir istikamet kılınıyor. Tek bir adamın seslenişi, tek bir doğrultuda imal edilmiş olagelen tahayyüllerin istikametinde hayatı fecri fecaatten ötesine varmayacağı şimdi açık ve aleni kılınırken olmakta olana karşıt söz de eylem de imkansız kılınıyor. Bütünüyle bir sathı mahalde olmakta olan yıkıcılık, derdest etme ve sessizliğe sonun kadar biat adına ve için hamleler güncelleniyor. Bir yandan özgürlükler ülkesi nidaları var edilirken, bariz bir biçimde hakkaniyetsizce hak da hukuk da adalet de ayaklar altına alınmaya devam olunur her şey yerli yerindedir, her zamanki gibi.
Tümden, bariz ve değişiklik ihtiva etmeyen bir devamlılık hali içerisinde meramın alenen düz insanlara ait olan yaralara dair kelam etmenin önü alınmak istenir. Bütünüyle yaralar hiç konuşulmasın diye dört koldan baskı güncellenir. Asrın lideri nam baş efendinin tam saha baskılama ile var ettiği cürümlerden kaçış odağı olarak bir kere daha sansür alenen var edilmek istenir. Bütünüyle, yeknesak, tekinsiz ve hiçbir şeyden haberdar ettirmeyen, dahası sorgulatmayan bir zeminin binasına devam olunmaktadır. Yeni ülke, eşitlik adalet ve hakkaniyet üstünden yükseltilecektir denilirken varılan odak yirmi koca yılda hemen, hemen bir asırlık gerilemeye tekabül eder. Sözün kifayetsiz konulması çabasına düşülür. Dezenformasyon yasası öne sürülerek sıradan olanın sesleniş ve sorgusunun, ihtimallerin ve ötesindeki hakkaniyet arayışının yekten devre dışı konulması arzusuna düşülendir bir kere daha. İktidar mutlak biat tahayyülünü savunandır. İktidar, salt kendisince onayladığı ya da onay verdiği konuların bilindiği bir düzlemin inşasına çabalayandır.
Demokrasi ediminin hiçe yazıldığı yeri son kertede var etmek üstüne titrenendir. George Orwell’in madun siyaset ile devlet aklının zehirlediği halkı konu ettiği 1984’ün her nasıl bu sahada güncellene geldiği, bunun pratiği sadece bir kanun teklifinde değil daha öncesi denenmiş olagelen internet yasakları, sansür girişimleri, müdahale ve filtrelemeler ile bir ve beraberce devşirilendir. Umudunu oradan devşirir devlet. Tüketim toplumunun, gösteri ve habis bir kısır döngüye rehin edilmiş olanları bir sahte cennetin içinde tutabilme hali, yolu ve yordamında memleket bir kere daha kuşatılmaya çalışılır. Bütün o telaşe aslında var edilmiş yıkımı, eksiltme ve kuşatma hallerini düşündürmemek amacıyla sürdürülür. Umudunu devlet bu bitimsiz kuşatma istemine sahip çıkarak var eder devlet. Bütünüyle ve doğrudan müdahaleleri kafi görmeyip bir de üstüne sınırları iyice daraltarak bir ülke, bir toplum, bir eleştirel bütünlüğün tözünü geriye bırakmamak gailesiyle aralıksız olarak yeni yasalar icat eder.
Bianet’ten o dezenformasyon yasasının kapsamını iliştirelim: “Yasa neler getiriyor?
Dezenformasyon ya da yalan haber yaptığı iddia edilen gazeteci üç yıl hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak. Sosyal medya kullanıcıları da aynı konudan suçlanabilecek. Paylaşılan içeriğin doğru olup olmadığına iktidar karar verecek.
Anlık mesajlaşma uygulamaları görüşmelere ilişkin bilgileri BTK’ya verecek.
Gazetecilerin basın kartı taşımasının hiçbir anlamı kalmayacak, çünkü dernek ve vakıf yöneticilerinin basın kartı alabilmesi için medya alanında faaliyet göstermesi yeterli olacak.
Basın İlân Kurumu, gazetelere ve internet haber sitelerine hem para hem ceza veren bir kurum olarak geniş yetkilerle donatılacak. Tıpkı, televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi yazılı ve dijital medyanın eli sopalı polisi hâline gelecek.
BTK ile BİK, basılı ve dijital medyanın yanı sıra sosyal medya ile Whatsapp gibi haberleşme uygulamalarını da çok sıkı bir denetim ve ceza tehdidi altına alacak. Kullanıcı bilgilerini vermek ya da suç işlediği öne sürülen hesaplarla ilgili işlem yapmak gibi ağır yükümlülükleri kabul etmeyen sosyal medya şirketlerinin bant genişliği yüzde 95 oranında daraltılacak.
Yerel gazetelerin ana yaşam kaynağı olan resmi ilân gelirinin yüzde 75’i buharlaşacak, matbaalar çalışamaz hâle gelecek.”
Gerçek Gündem’den aktarmaya devam edelim: “Deva Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında bugün Genel Kurul’un gündemine gelen “dezenformasyon yasası”na tepki gösterdi.
Oylamaya katılacak AKP'li ve MHP’li milletvekillerine seslenen Yeneroğlu şu ifadeleri kullandı:
''Bu kötülüğü ülkemize, insanımıza yapmayın. Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi’ndeki propaganda sorumlularının iradenizi tahakküm altına almasına izin vermeyin. Milletin adeta nefes borusu olan basını susturmaya çalışan, sosyal medyadan suç örgütü çıkartmaya çalışan bu akıl almaz, demokrasi tanımaz ve hukuk dışı teklifin kanunlaşmasına izin vermeyin.
Herkes biliyor ki bu yasa dezenformasyon değil, sansür yasasıdır. Bu yasanın maksadı iktidarın propaganda aygıtlarının yalanlarını koruma yasasıdır. İktidarın yürüttüğü dezenformasyonu eleştiriden muaf tutma, eleştiriyi yasaklama ve cezalandırma yasasıdır. Milletin sesini kesme yasasıdır.
Seçimlere 5 kala böyle bir teklifin yasalaşması, millet iradesini gasp etmekten başka hiçbir işleve sahip olmayacaktır. Bu yasa seçim sürecinin nasıl büyük bir baskı altında yürütüleceğinin işaretidir. 8 ay sonra bambaşka bir Türkiye’ye uyanacağız. Bu hukuk tanımaz dezenformasyon makinasını hep birlikte tarihin çöplüğüne yollayacağız.
Teklifin yasalaşması halinde neler olacağını anlatan Yeneroğlu şöyle konuştu:
“İktidarın yoğun baskısı altında olan mahkemeler herhangi bir haberi, yorumu ya da sosyal medya paylaşımını bu kanuna dayanarak suç olarak değerlendirebilecek. Haberi yapan gazeteci, yorumu ya da paylaşımı yapan kişiler ise gözünü cezaevinde açacak. Amaçlanan şey, toplumda endişe ve korku yaratarak kimsenin konuşamadığı, gazetecilerin haber yapmaktan korktuğu, insanların fikrini söylemekten çekindiği bir toplum oluşturmak ve seçim öncesi kimsenin ağzını dahi açamadığı bir süreci mümkün kılmaktır.
Bilginin gerçeğe aykırı olduğuna kim, nasıl karar verecek? Bir bilgiyi, haberi ya da yorumu dile getiren ya da yayan kişinin sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle hareket ettiğinin tespiti nasıl yapılacak? Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni, genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgi olduğuna ve kamu barışını bozmaya elverişli olduğuna kim, nasıl emin olacak?
İktidar bununla yetinmemiş sosyal medya kullanıcıları için bir sürpriz hazırlamışlar. Gerçek kimliğini gizlemek suretiyle yani sosyal medyada anonim bir hesap kullanıcısı iseniz artık her an kendinizi Silivri’de bulabilirsiniz.
Hiç olmadığı kadar kraldan fazla kralcılar çıkacak. İktidarın olası iradesine göre hareket eden savcılar ve hakimlerin sayısı çok daha fazla artacak. İhbarlar artacak, sosyal medya yargıları ve linç kampanyaları hiç olmadığı kadar görülecek. İstenmeyen haberi yapana da o haberi beğenip retweet edene, yani yayana da ceza verecekler. Sosyal medya paylaşımları da bu yasa ile cezaevi tehdidi ile karşı karşıya kalacak.
İnternet haberciliğini de A Haber’e benzetecekler. İnternet haber sitelerine künye bulundurma zorunluğu gelecek. Böylece kime baskı yapmaları gerektiğini önceden öğrenmiş olacaklar. Laf dinlemeyenlere, ‘gereğini köşesinde yapmayanlara’ her türlü yafta ve soruşturma reva görülecek.
Kimin gazeteci olup olmadığının kararını Cumhurbaşkanı verecek. Hükûmetin propaganda bakanı gibi çalışan ve dezenformasyon kavramına çağ atlatan İletişim Başkanlığı beğenmediği gazeteciye basın kartı vermeyecek ve artık o gazeteciyi gözaltına aldıklarında, hapse attıklarında millete dönüp ‘O zaten gazeteci değildi’ diyecekler.''”
Taahhüt olunanla hakikatte var edilenler arasında uçurumlar barındıran bir menzildir ülke nam bu yerin yenisi. Yalan belirgin bir hakikat haline dönüştürüldükçe, doğrunun yerine de eğri sabitlendikçe, tehdit ve tahakküm sınırsız kılınır. Denetim, gözetim ve bitimsiz bir yıldırı ikliminde, bunların birleşiminde zaten söz kuşatılır. Demokrasi naçar, heder edilir. Ahmet Hakan Coşkun gibi kimi fanatik iktidar müptezeli tiplemelerin elinden tuttuğu bir biçimde olur addettiği şey, yazan, çizen, soran, eden, sorgulayan ve bu ülkenin şu halinden gerçekten utanç duyanların sorumluluk almalarının önü alınmak istenir. Böyle bir açıklıkla, sokak röportajları yasaklansın, internetin önü alınsın, konuşan susturulsun haline kadar bitimsiz bir kısır döngü yeniden imal edilmeye çalışılır. Bu not kayda geçtiği vakit on dört maddelik kısmı meclisten onaylanmış durumdayken, itiraz etmenin, hak arama ve bulma çabalarının, hakkını savunmanın, yurttaş gazeteciliğinin önünün alınması bahsine de bir çentik daha atılmıştır iyi de yol nereye? Basın kartına sahip olabilmenin hak ve koşullarından, internet üstünde faaliyet gösteren / gösterecek gazete, dergi, haber içeriği üreten yayınlardaki kısıtlamalara, künye zorunluluğunun bir kere daha var edilmiş hallerine, öyle ya da böyle demokrasi denilirken otokrasinin yollarında, sarp sert kış gibi, sözü savunmanın imkansız kılınması gayretkeşliğine her dem yenilenen, her dem yeniden var edilen ön alma, iyice sınırlandırılmış bir fikir özgürlüğü sahnesi gerçekliğine kavuşturulur. Yasa teklifinin tamamı geçtiğinde, baş amirin onayına sunulması sonrasında ise o yeni Türkiye metaforunun var edeceği şey çok daha açık / yalın bir karanlıktır, hepsi bu.
Söz naçar kılınmak isteniyor. Internet üstünde, daha önce pek çok farklı tanımlama, yasa, karar vesaire ile var edilmiş olagelen tahakküm biçimleri, sınırlandırma halleri bir kere daha, bir kereliğine daha şartları esneterek itiraz hakkını dominant bir biçimde imkansız hale getirmeye çalışılıyor. Bütünüyle hakikate dair bildirim söz konusu olmasın, devletin devletliğini var ettiği, bayrağıyla, vatan, millet bahisleriyle, iki arada bir derede sunduğu dini hamaseti, fundamentalist çıkarımlarıyla aman o öyle denilirse böyle olur, şöyle bahis olursa iktidar elden gider hallerine tutunarak, köşeler tutulmaya devam olunur. Baş amirin köşenizden gereğini yaparsınız dediği kadarıyla bir ifade özgürlüğü, iktidarın yol yapıp var ettiği aslında normalde olması gereken her eyleminin yaldızlarla süslenmesi dışında da hiçbir beis, amaç güdülmeyen bir ne güzel ülke tiradı dışında tek bir itiraza yer kalmayan, bırakılmayan bir menzil var edilmeye tekrar çabalanılır. Dost, kardeş, akıl hocalığı yapılan Azerbaycan devletinin başındakine zorbalık ile ilgili, muhaliflere yönelik baskılamalar ile ilgili demeçleri, kolluk taktikleri, internet ağ bağlantılarını sıfırlamalar gibi nice önermeyi var eden bir devletlinin, kendi sınırlarını içinde çok daha beteri imal ettiği bir Türkiye gerçekliği önümüze çıkartılır. Seçim sathı mahalline çoktan girildiği artık aleni olan bir yerde, söz nasıl savunulacaktır. Bunca çok parçalı, hepsi birbirinin tam da laciverdi olagelen alternatifsiz bir ülke tahayyülü, yönetime talip kesimler gerçekliğini muhafaza ederken, sıradanın, sahiden de iki satır sözü, bir paragraf cümlesi, kendine dair meramını nasıl muhafaza edecektir bu ülke? Kimdir, sahip çıkabilecek, yalansız, hilafsız, kem küm etmeden, doğrudan doğruya sözü naçar kılmaktan alıkoyacak kimdir, kimlerdir! Önümüz karanlığın daha dipsiz bir tonunu imlerken, nedir yani, nasıldır bir ülkedeki ifade özgürlüğü, her nasıldır fikrini savunabilme hürriyeti, nereyedir, ne haldedir? Fişin çekilmesi öncesi merak eder miydiniz, gidişata dair, geleceğin korkunçluğuna dair olanın, gelmiş olanın imdi var edilenin her nasıl sözü yerle yeksan ettiğini fark ediyor musunuz? İyi midir böyle...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2022
Görsel: Özgür Basın Demokrasinin Gereğidir – Eylem NAZLIER – Evrensel
0 notes
blogdays · 10 months
Text
İndirgeek - Gold (3)
Psiphon, kullanıcıların internet sansürünü atlamasına ve engellenen web sitelerine erişmesine olanak tanıyan çok yönlü bir uygulamadır. İndirgeek sayesinde hem Windows hem de Android cihazlar için kullanılabilir. Psiphon'un birincil amacı, internetin herkes için özgür ve açık bir alan olarak kalmasını sağlamaktır. Özellikle ifade özgürlüğünün kısıtlandığı ve internet içeriğine serbestçe erişilemediği ülkelerde kullanışlıdır. Psiphon ile kullanıcılar, hükümetler veya internet servis sağlayıcıları tarafından getirilen kısıtlamalardan bağımsız olarak açık internet üzerindeki her şeye erişebilir. Psiphon kullanmanın çeşitli faydaları vardır. İlk olarak, kullanıcılara kendi bölgelerinde başka türlü kullanılamayacak olan engellenen web sitelerine ve içeriğe erişme yeteneği sağlar. Bu özellikle bilgi, iletişim ve eğlence için internete güvenen kişiler için önemlidir. Ek olarak web sitemiz Psiphon indir ile, kullanıcıların internette güvenli bir şekilde gezinmesine ve kişisel bilgilerini korumasına izin vererek anonimlik ve mahremiyet sunar. Uygulama, güvenli bir tarama deneyimi sağlamak için bağlantıları gizlemek için VPN, SSH ve HTTP proxy şaşırtma tekniklerini kullanır. Psiphon, internet içeriğine sansürsüz erişim sağlayan güçlü bir atlatma aracı olarak geniş çapta tanınmaktadır. Sansür veya kısıtlamalar nedeniyle belirli web sitelerine erişemeyen dünya çapında milyonlarca kullanıcı arasında popülerlik kazanmıştır. Psiphon apk ile, internet sansürünü aşmada etkili kalmasını sağlamak ve kullanıcılara sınırsız interneti keşfetme özgürlüğü sağlamak için sürekli olarak güncellenir.
498 notes · View notes
sonkezsaril · 10 months
Text
"İfade özgürlüğü, birinin ölümüne sebep olabilir."
26 notes · View notes
felsefeyapmaulan · 1 year
Text
Hiç kimsenin neyin ak ,neyin kara olduğunu söyleyemediği yerde,ışık söner, özgürlük,gönüllü bir tutsaklık olur..
Albert Camus
Tumblr media
11 notes · View notes
olumsuzsozler · 3 months
Text
Tumblr media
ÖNCELİK VE "TANRI FİKRİ" HAKKINDA BİR DEĞİNİ:
Her insan "deist" olsa ne olacak? Bir insanın kafasının içinde bir ur gibi tanrı fikiri yine kutsal olarak kalacaktır. Dinin uzun yıllar ayakta kalmasının nedenlerinden biriside budur. Önce Bireyin zihninde kutsalın yıkılması esastı. Buda Tanrı fikri denilen bu kurguyu anlatıp işi temelinden söküp atmaktır. Yaşar Nuri Öztürk ve Ülkemizde Arif Tekin, Turan Dursun, İlhan Arsel, Gibi Yazar ve düşünürler bunu dini islamı kuranı kitaplarında hep eleştirmişlerdir. Ancak bana göre dinlerin özünü ve temeli teşkil eden "Tanrı fikrini" yıkmadıkca bu işi bir tık ileri taşımak imkansızdır. Anlatılan eleştiriler doğrudur ancak "Metod" yanlıştır. Tanrısız din eleştirisi hep eksik kalacaktır. Zira zihinde bir kutsal birakmak tekrar o inancın filizlenmesine yol acaktı. Zira Tanrı fikri içinde taşıyan her bireyin muhakeme yetisi olmayacaktı. O kutsal Tanrı inancı doğru düşünmesine engel olacaktır. Bilim insanları örnek gösterenler mutlaka bu konularda da araştırma yapmaları gerekmez mi? Atatürk'ü İkide bir dillendiren islam eleştirmenleri niçin Jean Meslier'in Sağduyu" Kitabını okumazlar onu tanıtmazlar? Neden niçin? İşlerine mi gelmiyor yoksa gözden mi kaçıyor o kadar kitap tanıt o kadar kitap oku ama Atatürk'ün çevirtmiş olduğu kitabı es geç olmaz bu samimiyet olmaz. Eğer gerçekten bir şeyler yapmak istiyorsalar bu arkadaşlar mutlak her şeyi açık seçik ortaya dökmek zorundadırlar aksi halde İnsanların zihninde bir "Deistlik" bir "Ağnostiklik" sürüp gidecek. Bu netice vermiyecek bir boşa kürek çekmektir inanları yine dinin içinde bir inançın içinde tutmaktan öte geçmeyecek bir tekrar olacaktır. Ağacın kökü ve gövdesi dururken dalları ile uğraşılmaz.
Şu kafa nedir? Ben Allah'ın kitabını kabul etmiyorum, ama Allah'ı kabul ediyorum... bu nedir? Deistlik" Kafada bir kutsal birakma fikri onu bütün yönleriyle ortaya koymamaktır. Tanrı mutlaka ele alınmalı bilim insanları bu konuda ne demişler. Gelmiş geçmiş ne kadar tanrı vardı? Sanki hiç araştırma yokmuş gibi davranmak ciddiyetten uzaktır. * Tanrı bir varsayımdır! Friedrich Nietzsche * Stephen Hawking Fizikçi ve kozmolog / Bu konuda ne demiş? "Bilimi anlamaya başlamadan önce, Tanrı'nın evreni yarattığına inanmamız doğaldı. Fakat artık, bilim çok daha ikna edici bir açıklama sunuyor." "Kainatı kimse yaratmadı; Kimse kaderimizi çizmiyor." "Bilim, tanrıyı gereksiz kılıyor." "Tanrı'ya bir ihtiyaç yoktur. "Stephen Hawking * "Tanrı adına işlenen cinayetlerin sayısı, şeytan adına işlenenlerden çok daha fazladır. Erica Jong * Tanrı fikri insanın mantığını ve muhakeme yetisini yok eder. Mihail Bakunin Muhakeme yeteneğini yok eden hastalık din belası mıdır yoksa Tanrı belasımıdır? * "Eğer gökyüzünde bir şeye saldıracak isen, tanrıyı hedef almalısın. "Vicdan, insanın içindeki tanrıdır. Victor Hugo * Tanrı kavramının kaynağı, insanın duyduğu acıda, korkuda ve tedirginliktedir. Baron d'Holbach * "Tanrı fikri, insandaki adalet isteğini ortadan kaldırır ve insan özgürlüğü önündeki ciddi bir engeldir. "En başta, ilahiyatın ilahi zorbalığına, tanrı’nın hayaline başkaldırmak gerekir. "Tanrı fikri insanın mantığını ve muhakeme yetisini yok eder. Mihail Bakunin * Zihninde bir tanrı fikri olan insana, din eleştirisi yapılmaz. Bu yanlış insana, doğruları anlatmaktır. Ve metot yanlıştır! * İnsanlar Tanrı'ya inanırlar çünkü öyle şartlandırılmışlardır. Aldous Huxley * Çoğu insanın Tanrıya inanması küçük yaştan öyle yetiştirildikleri içindir. Bertrand Russell * "Tanrı'ya inanmak otomatik bir çocukluk alışkanlığıdır. "Tanrı'nın varlığı kanıtlanmamıştır. "Tanrı bir ruhtur demek, hiçbir şey söylememek, hiçbir anlam ifade etmemektir. Jean Meslier * "İnsanlık Allahı yarattı. Nihayet insanlık vicdanında bir kuvvet yarattı. O da işte Allah’tır. Herşeyi ondan beklediler, ondan istediler. Hastalıktan, felaketten korunmayı hep Allah’larından istediler." Mustafa Kemal Atatürk EsenKalın.
7 notes · View notes
kimsegibi · 7 months
Text
İfade özgürlüğü, birilerinin ölümüne neden olabilir.
11 notes · View notes
elfin-blogg · 7 months
Text
Tumblr media
Ne görüyor sunuz??
Kendini ne kadar doğru ifade edebilirsiniz??
Yanlış anlaşılma konusu sizce | Q
(zeka kat seviyesi) ile ilgili mi?
Yoksa Kişinin kendini doğru ifade edememesinden oluşan bi yanılgı mı??
DİKKATLİ DİNLERSEN VE KENDİNİ AÇIK BASİT VE GENEL Bİ ALGI SEVIYESİNDE, DOĞRU İFADE EDEBİLİRSEN. KARŞINDAKİ SENİ YANLIŞ ANLA SORUNU YAŞANMAZ.
Biz buna kısaca (DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ) diyoruz..
8 notes · View notes
avalonunezgisi · 11 months
Text
nefretinizde gidip gerçekten boğulabilirsiniz diyeceğim hepsine. ifade özgürlüğü diye bağıranlar bir tane farklı düşünceye, ve hatta SANATSAL FAALİYETE tahammülsüz. güya sanat hayattır ya.. hiçbirinin gözümde değeri yok.
12 notes · View notes
dengesizkafamm · 10 months
Text
Sevgili Koresever arkadaşlarım bugün size güzel haberlerle geldim lsjsflmfağajdpksod
Hepimizin de bildiği gibi globalleşen Güney Kore etkisi altında Türkiyede çok büyük bir fan kitlesi oluştu. Çoğu kişi Korece öğrenmeye çalışıyor ve yurt dışı hayallerinin bir kısmını artık Güney Kore kaplıyor. Fakat bazı kişiler de çıkıp dedi ki Koreliler öyle sandığınız gibi değil ve sizi sevmiyorlar. Ben de hemen öğretmenliğe hazırlanan koreli bir arkadaşıma soru sordum. Dedim ki :
'Bildiğiniz gibi son zamanlarda Güney Kore'de yapılan tüm işler küreselleşmeye başladı ve Türkiye'de çok büyük bir Koreli hayran kitlesi var ama Korelilerin artık Türklere eskisi kadar sıcak bakmadıkları söylendi. Güney Kore'deki insanların Türkler hakkında ne düşündüklerinden ve oraya yerleşen Türklere yaklaşımlarından biraz bahseder misiniz?'
O da bana çok güzel ve açıklayıcı bir cevap vermiş. Dedi ki :
Bazı insanlar yabancıların Korelilerin işlerini elinden aldığını düşünüyor. Ama böyle düşünmeyen daha çok insan var. Bu benim kişisel görüşüm ama bence bu aynı zamanda dini bir sorun. Kore'de İslam'ın imajı o kadar iyi değil. Son zamanlarda cami yapımından dolayı büyük bir çekişme yaşanıyor. Elbette her Müslüman kötü değildir. Ancak bazı Müslümanların inançlarını radikal bir şekilde ifade etmeleri, İslam imajlarını daha da kötüleştirdi. Ve bence Taliban gibi aşırılık yanlısı terörist grupların da etkisi oldu. Davranışları o kadar aşırıydı ki İslam'a dair imajları kötüleşti. Ama herkesin din özgürlüğü olduğunu düşünüyorum. Sahte bir din olmadığı sürece, ben iyiyim. Neredeyse sahte bir dinin kurbanı oluyordum. Netflix'te onlar hakkında bir belgesel çıktığında ellerim titriyordu.Bugün ciddi bir şeyden bahsettim. Ama bir şeyi unutma. Birçok insan hala Türkiye'yi seviyor! Ben de Türkiye'yi seviyorum.
9 notes · View notes