Tumgik
#seryum
dokumtek · 14 days
Text
Eser Elementler Dökme Demire Nasıl Etki Eder?
Tumblr media
Eser Element Ne Demektir?
Eser elementler dökme demirlerin ana karakteristiğini meydana getiren Karbon, Silis, Mangan gibi katkı elementlerinin dışında bünyede çok az ya da ihmal edilebilir seviyede bulunabilen çeşitli elementlerdir. Ancak eser elementlerin dökümün yapı ve özelliklerine oldukça etki ettikleri bilinmektedir. Eser elementler özellikle ilave edilirken bazılarının kaynağı az miktarda olsa empüriteler içeren hammaddelerdir. Ancak eser elementler dökme demirin üretiminde kullanılan ham maddelerde bulunsa da bazen belirli bir etki elde etmek üzere bilinçli olarak ilave edilmektedir. Dolayısı ile  bu elementlerin dökme demirdeki miktarlarını kontrol altında tutabilmek için kullanılan ham maddeler ve uygulanacak üretim metodlarının özenle seçilmesi önemlidir. Eser elementler içinde bazılarının özellikle pik dökümde yararlı etkileri vardır. Ancak bazı eser elementler de zararlı etkiye sahiptir ve mümkün oldukça uzaklaştırılmaları gerekir.
Eser Elementler Nasıl Etki Ederler?
Alüminyum (Al): Eser element olarak Al içeren çelik hurda, aşılayıcılar, ferro alaşımlar, hafif alaşım elementleri, alüminyum ilavesi % 0,03 e kadar dökme demirde etkisi; •İnce kesitlerde %0,005 Al üzeri hidrojen bazlı karınca boşlukları oluşur. •Azotu bağlar •Yaklaşık % 0,08 üzeri Al küresel grafite zararlıdır •Seryum tarafından bağlanabilir •Güçlü grafit sabitleştirici etkisi vardır. Antimuan (Sb): Çelik hurda, camsı emayeli hurda, belirlenen ilaveler %0,02 ye kadar dökme demirde etkisi; •Güçlü perlit ve karbür oluşturur. •Nadir toprak metallerinin yokluğunda küreselleştirmeyi engeller. Arsenik (As): Pik demir, çelik hurda %0,05 ye kadar dökme demirde etkisi; •Güçlü perlit ve karbür oluşturur. •Grafitlerin küresellik oranını arttırır. Baryum (Ba): Baryum içeren aşılayıcılar %0,003 ye kadar dökme demirde etkisi; •Grafitin küreselleşmesini arttırır •Beslemeyi azaltır •Çilleşme eğilimini düşürürken grafit oluşturur. Bizmut(Bi): Belirlenen ilaveler, Bi içeren kalıp kaplamaları Nadiren %0,01 üstü dökme demirde etkisi; •İstenilmeyen grafit şekilleri ve çil oluşturur •Sfero dökümde nadir toprak metalleri (seryum) bulunması halinde nodül sayısını arttırır. •Temper dökümde melez yapı önlenebilir. Boron (B): Camsı emaye hurda, FeB şeklinde yapılan ilavelerle %0,01’e kadar dökme demirde etkisi; •Özellikle sfero dökümde %0.001’in üzerinde karbür oluşturur. •Temper dökümde %0,002 B tavlanma kabiliyetini arttırır. Kalsiyum (Ca): Ferroalaşımlar, küreselleştiriciler, aşılayıcılar %0,01 ye kadar dökme demirde etkisi; •Grafit taneciklerinin küreselleşmesini arttırır. •Grafit çekirdeklenmesini arttırır. •Çil eğilimini azaltır. •Grafit oluşumunu destekler. Seryum(Ce): Birçok Magnezyum alaşımı, mish metal olarak sıvı metale ilave ile, diğer nadir toprak metali kaynaklarından %0,02 ye kadar dökme demirde etkisi; •Pik dökümde kullanılmaz •Sfero dökümde zararlı elementleri yok eder. •Grafitin küreselleşmesini arttırır. •Segrasyona bağlı olarak karbürleri stabil hale getirir. Krom(Cr): Alaşımlı çelik, krom levha, bazı pik demirler, ferrokrom %0,3e kadar dökme demirde etkisi; •Çil ve perlit oluşturur. •Mukavemeti artırır. •Sfero dökümde %0,05’in üzerinde karbür oluşturur. Kobalt(Co): Takım çelikleri %0,02 ye kadar dökme demirde etkisi; •Dökme demirlerde kayda değer etkisi yoktur. Bakır(Cu): Bakır tel, bakır bazlı alaşımlar, çelik hurda belirli ilaveler %0,5 e kadar dökme demirde etkisi; •Perlit oluşumunu destekler •Mukavemeti artırır. •Sfero dökümde ferritik yapıyı bozar. •Zararlı etkisi yoktur. Hidrojen (H): Islak refrakterler, kalıp malzemeleri, ıslak katkı maddeleri Dökme demirde etkisi; •Yüzey altında karınca boşluklarına neden olur. •Zayıf bir çil etkisi vardır. •Kükürdü bağlayacak yeterli Mangan bulunmadığı zaman iç sementit oluşturur. Kurşun(Pb): Boyalı hurda, bazı camsı emayeler, çelik levha, lehim, motor, petrol tortuları %0,005 e kadar dökme demirde etkisi; •Pik dökümde keskin ve istenmeyen grafit yapıları oluşturur. •%0,004 ün üzerinde mukavemeti ciddi şekilde azaltır. •Perlit ve karbür oluşturur. •Grafitlerin küreselleşmesini engeller. •Sfero dökümde nadir toprak metalleri(Seryum) tarafından bağlanarak grafit üzerinde etkileri azaltır. Magnezyum(Mg): Magnezyum alaşımlarının (küreselleştiricilerin) ilavesi %0,03- 0,08 dökme demirde etkisi; •Sfero dökümde küresel grafit oluşumunu sağlar. •Karbür sabitleyici etkisi vardır. •Pik dökümde kullanılmaz. Mangan(Mn): Birçok pik demir, çelik hurda, ferromangan parça ya da briketlerin, ilavesi %0,2- 1,0 dökme demirde etkisi; •MnS oluşturarak Kükürtü bağlar. •Perlit oluşumunu destekler. •Sfero dökümde karbür oluşturur. •Yüksek seviyelerde yine yüksek seviye Kükürt ile bağlanırsa gaz boşlukları oluşturur. Molibden(Mo): Rafine pik demirler, alaşım çelikleri, ferromolibden ilavesi %0,1e kadar dökme demirde etkisi; •Perlit oluşumuna zayıf bir etkisi vardır. •Mukavemeti artırır. •Çekinti ve karbür meydana getirebilir. Nikel (Ni): Nikel teneke, çelik hurda, rafine demir, NiMg alaşımı %0,5 e kadar dökme demirde etkisi; •Düşük seviyelerde önemli etkisi yoktur. •Daha yüksek seviyelerde ise grafitleştirici etkisi görülür. Azot(N): Kok, karbon vericiler, maça bağlayıcılar, çelik hurda, azotlu ferromangan ilavesi %0,015e kadar dökme demirde etkisi; •Grafit taneciklerini bir araya getirir. •Perlit oluşturur. •Mukavemeti artırır. •Eğer yüksek miktarda bulunursa kalın kesitlerde çatlak meydana getirir. •Al, Ti ve Zr ile bağlanabilir. •Sfero dökümde çok etkisi yoktur. Fosfor(P): Fosforik pik demir ve hurda, FeP ilavesi %0,1 ye kadar dökme demirde etkisi; •Akışkanlığı yükseltir. •Sfero dökümde %0,05 ‘den fazlası zararlıdır. •%0,04 ‘ün altındaki seviyelerde metal penetrasyonuna sebep olabilir. Silisyum(Si): Ferrosilis alaşımları, çelik hurda, pik demir %0,8-4,0 dökme demirde etkisi; •Grafitleşmeyi destekler •Çil oluşumunu azaltır. •Ferriti stabilize eder •Dökülebilirliği artırır. Kükürt(S) : Kok, karbon vericiler, pik demir, demir hurda, demirsülfür ilavesi %0,15 e kadar (pik dökümde) dökme demirde etkisi; •Mangan ile dengelenmediği sürece yapı ve özelliklere çok zararlı etkileri vardır. •Pik dökümde birçok aşılayıcının etkisini artırır. •Sfero dökümde Mg ihtiyacını artırır. •Sfero dökümde %0,03 ’ün altında olmalıdır. Stronsiyum(Sr): Stronsiyum içeren aşılayıcılar %0,003 e kadar dökme demirde etkisi; •Pik ve sfero dökümde grafit çekirdeklenmesini artırır. •Pik dökümde çil oluşturma eğilimini önemli miktarda azaltır. Tellür(Te): Bakır hurda, kalıp kaplamaları %0,003 e kadar dökme demirde etkisi; •Karbür oluşumunu önemli derecede destekler •İstenmeyen birçok grafit şekli oluşmasına neden olur. •%0,0003’ün altında bile etkileri görülür •Sfero dökümde etkileri Mg ve Ce ile birleştirilerek azaltılır. Kalay(Sn): Lehimli hurda, kalay kaplı çelik hurda, bronz bileşenleri, kalay ilaveleri %0,15 e kadar dökme demirde etkisi; •Güçlü bir şekilde perlit oluşumunu destekler. •Mukavemeti artırır. •%0,08 den fazla olursa sfero dökümde gevrekliğe neden olur. •Başka zararlı etkisi yoktur. Titanyum(Ti): Bazı pik demirler, bazı boyalı hurdalar ve camsı emayeler, CG-demir dönüşleri, Titanyum ya da Ferrotitanyum ilavesi %0,10 a kadar dökme demirde etkisi; •Pik dökümde azotu bağlar. •Alüminyum bağlı oluşan hidrojen karınca boşluklarını artırır. •Pik dökümde aşırı soğumuş grafit oluşturur. •Sfero dökümde küreselleşmeyi bozar. Tungsten(T): Takım çelikleri %0,05 e kadar dökme demirde etkisi; •Nadiren önemli miktarda bulunur. •Zayıf perlit oluşturucu etkisi vardır. Vanadyum(V): Çelik hurda, takım çelikleri, bazı pik demirler, Ferrovanadyum ilavesi %0,10 a kadar dökme demirde etkisi; •Çil oluşumunu destekler. •Pul grafiti rafine eder. •Mukavemeti önemli derecede artırır. Kaynak: ROLLED ALLOYS   Read the full article
0 notes
aklingolgesi · 4 months
Text
ELEMENTLERİN HİKÂYESİ | BÖLÜM 14: “UZAYIN ELEMENTLERİ III” (Ce, Pd)
Seryum ve paladyum… Bir önceki bölümde de söylediğimiz gibi bu bölümde de isimleri uzayla ve de özellikle gök cisimleriyle doğrudan bağlantılı olan son 2 elementi konu alıyoruz. Peki, bu bölümde ele alacağımız iki element ne zaman keşfedildi? Bu elementlerin hangi gök cisimleriyle ilişkisi vardı? Elementlerimizin keşfi sırasında ne gibi olaylar yaşandı? Elementlerin Hikâyesi 14. Bölüm…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
karaca2508-blog · 6 months
Text
Tozların Sınıflandırılması
Tumblr media
Tozların sınıflandırılması, kimyasal kökenli tozlar, biyolojik etkili tozlar ve partikül boyutlarına göre tozlar olmak üzere üç sınıftır. Belli süre havada asılı kalabilen çeşitli büyüklükteki katı taneciklere “toz” denir. Tozlar çeşitli organik ve inorganik maddelerden aşınma, parçalanma, öğütme, yanma sonucu oluşan ve büyüklükleri 1 mikrometre ile 100 mikrometre arasında değişen parçacıklardır. Sağlıklı Yaşam ve Egzersiz
Tozların Sınıflandırılması - Toz Sınıfları
Kimyasal Kökenli Tozlar Organik Tozlar Organik toz tek ve saf bir toz olmaktan çok bir karışımdır. Bu karışım içinde bitki kırıntısı, polen, hayvan dışkısı kırıntısı, böcekler, kuş tüyü, mikro organizmalar, pestisit kalıntıları ve antibiyotikler bulunabilir. Bu tozlar: - Bitkisel kökenli tozlar (Pamuk tozu, ağaç tozu, un tozu, saman tozu vb.) - Hayvansal tozlar (Tüy, deri vb.) - Sentetik bileşenlerin tozları ( DDT, trinitro toluen vb.) İnorganik Tozlar İnorganik tozlar akciğerde birikme eğilimindedir. Bunlar arasında fibroz (akciğer dokusunun sertleşmesi) oluşturma riski olan tozlar, akciğerlerdeki hava kesecikleri olan alveollerde dokusal bozukluk meydana getirerek kronik akciğer hastalıklarına neden olurlar - Metalik tozlar (Demir, bakır, çinko tozu vb.) - Metalik olmayan tozlar ( Kükürt, kömür tozu) - Kimyasal bileşiklerin tozları (Çinko oksit, manganez oksit vb.) - Doğal bileşiklerin tozları (Mineraller, killer, maden cevherleri vb.) Mineraller: solunabilir, kristal yapıda silika tozu - Asbest lifleri içeren tozlar - İnsan yapımı mineral lifler (Alüminyum silikat lifler) Tozların Vücuda Girişi ve Etkileri Biyolojik Etkileri Bakımından Başlıca Toz Grupları Fibrojenik Tozlar Bazı maddelerin fibrojen lif kapasitesi olan toz partikülleri, solunduğu ve akciğerlerde biriktiği zaman akciğerlerde fibrotik değişiklikler meydana gelir. Bu fibrotik doku zamanla akciğerin normal aktif dokularının yerini alır. Ciğerleri yavaş yavaş tahrip ederek insanların çalışmasını zorlaştırır ve ömrünü kısaltır. Bu tür tozların en belirgin örnekleri silis, asbest, talk, alüminyumdur. Yukarıda saydığımız tozlar sırasıyla silikoz, asbestoz, talkoz, aliminoz adı verilen pnömokonyozlara (Akciğerde tozların birikmesine bağlı hastalıklara) yol açar. Çalışanın hastalanmasında bu tozların ortamdaki konsantrasyonları, maruz kalma süresi, vücut direnci gibi faktörler etkilidir. Bu nedenledir ki özellikle yeraltında, kömür madenlerinde çalışanlar belli aralarla dinlenmeye alınırlar.
Tumblr media
Toksik Tozlar Vücuda alındıklarında çeşitli organlar üzerinde (sinir sistemi, karaciğer, böbrekler, mide ve bağırsaklar, solunum organları, kan yapıcı organlar gibi) kronik veya akut zehirlenme etkisi yapan tozlar bu sınıfa girer. Tozu oluşturan bileşenlerin biri veya birkaçı toksik bir madde ise maddenin cinsine, tozdaki yüzdesine, havadaki tozun yoğunluğuna, solunan tozun miktarına göre zehirlenmelere neden olabilirler. Kurşun, kadmiyum mangan gibi ağır metal tozları bu grubun en belirgin örnekleridir. Kadmiyum böbreklerde, mangan santral sinir sisteminde toksik etkiye sahiptir. Kurşun tozları ise kan sistemi, sinir sistemi, boşaltım sistemi ve sindirim sistemi gibi pek çok sistem üzerinde toksik etkiler gösterebilir. Tozlardan Kaynaklanan Mesleki Akciğer Hastalıkları Kanserojen Tozlar Çeşitli iç ve dış faktörlere bağlı olarak insanlarda kansere yol açabilen tozlardır. Beslenme, yaşam koşulları, çevre kirliliği mesleki etkiler gibi faktörlerin kanser oluşumunda rolü olduğu düşünülmektedir. Bugün kanserojen olduğu bilinen tozlar şunlardır: Asbest, arsenik ve bileşikleri, berilyum, kromatlar, nikel ve bileşiklerinin tozları   Radyoaktif Tozlar Hava içinde toz halinde bulunan radyoaktif maddelerin yaymış oldukları iyonize ışınlar, insan organizmasının hücre ve dokularında hasar yapar, tümör oluşumuna ve genetik bozukluklara neden olurlar. Bunlar çok sayıda olmamakla birlikte en önemlileri; uranyum, toryum, seryum ve zirkonyum bileşikleri, trityum ve radyum tuzlarıdır Alerjik Tozlar Duyarlı kişilerde ateş, astım, dermatitler gibi çeşitli alerjik reaksiyonlara yol açabilen tozlardır. Çeşitli bakteri, maya, küf ve polenler de böyle etki gösterebilirler. Nemli ve sıcak ambar, ahır gibi yerlerde uzun süre bekleyen hayvan yemi, saman, ot, tahıl, küspelerin küflü tozlarının solunması ile alerjik solunum sistemi hastalıkları ortaya çıkabilir. Pamuk, keten, kenevirle çalışanlarda, dokuma fabrikası çalışanlarında görülen bisinoz, fırıncılarda un nedeniyle görülen bronşial astım, alerjik tepkilerdir. Ağaç tozları da bu grupta yer almaktadır Tozların Maruziyet Sınır Değerler İnert Tozlar İnert tozlar, vücutta birikebilen fakat fibrojenik ve toksik etkileri olmayan tozlardır. Solunan ve çöken partiküller, nefes alıp vermeyle ve solunum sisteminin kendi kendini temizlemesi yoluyla vücuttan atılırlar veya en kötü durumda, akciğerde büyük patolojik etkiler yapmadan daimi bir birikim meydana getirirler. Kireç taşı, mermer, alçı taşı tozları ve tütün tozu bu gruba örnektir. Partikül Boyutlarına Göre Tozlar Solunabilir Toz (Respirable/ Alveollere Ulaşan Toz) Solunum yollarına girip büyüklükleri bakımından alveollere ulaşan toz grubudur. Akciğerlerde hastalık meydana gelmesi bakımından bu tozlar en büyük tehlikeyi oluşturur Toplam Solunabilir Toz Burun, boğaz ve üst solunum yollarında tutulan toz grubudur Toplam Toz Tozun boyutuna veya kompozisyonuna bakılmaksızın, havadaki tüm partikülleri içeren toz grubudur. Read the full article
0 notes
Text
1 litre su?
Silikat cam Kuvars kumu (silika) ticari cam üretiminde ana hammaddedirSilikon dioksit (Si02), camın ortak bir temel bileşenidir. 1 lt su kaç bardak Erimiş kuvars, kimyasal olarak saf silikadan yapılmış bir camdır. [61] Çok düşük termal genleşmeye ve termal şoka karşı mükemmel dirence sahiptir, kırmızı sıcakken suya daldırılarak hayatta kalabilir, yüksek sıcaklıklara (1000–1500 ° C) ve kimyasal hava koşullarına karşı dayanıklıdır ve çok zordur. Erimiş kuvars, fırın boruları, aydınlatma boruları, eritme potaları, vb. Gibi yüksek sıcaklık uygulamaları için kullanılır. [64] Bununla birlikte, yüksek erime sıcaklığı (1723 ° C) ve viskozitesi ile çalışmayı zorlaştırır. Bu nedenle, erime sıcaklığını düşürmek ve cam işlemeyi basitleştirmek için normalde başka maddeler (akışlar) eklenir. [65] Soda-kireç camıSodyum karbonat (Na2CO3, "soda") yaygın bir katkı maddesidir ve cam geçiş sıcaklığını düşürmeye yarar. Bununla birlikte, Sodyum silikat suda çözünürdür, bu nedenle kireç (CaO, kalsiyum oksit, genellikle kireçtaşından elde edilir), bazı magnezyum oksit (MgO) ve alüminyum oksit (Al2O3), kimyasal dayanıklılığı arttırmak için eklenen diğer yaygın bileşenlerdir. Soda-kireç camları (Na2O) + kireç (CaO) + magnezya (MgO) + alümina (Al2O3), üretilen camın% 75'inden fazlasını oluşturur ve ağırlıkça yaklaşık% 70 ila 74 silika içerir. [61] [66] Soda-kireç-silikat cam şeffaftır, kolayca şekillendirilebilir ve pencere camı ve sofra takımları için en uygundur. [67] Bununla birlikte, yüksek bir termal genleşmeye ve ısıya karşı zayıf dirence sahiptir. Soda-kireç camı genellikle pencereler, şişeler, ampuller ve kavanozlar için kullanılır. [65] Borosilikat cam Bir Pyrex borosilikat cam ölçüm kabıBorosilikat camlar (örneğin Pyrex, Duran) tipik olarak% 5-13 oranında bor trioksit (B2O3) içerir. [65] Borosilikat camlar termal genleşme katsayıları oldukça düşüktür (7740 Pyrex CTE, tipik bir soda-kireç camı için yaklaşık 9 × 10−6 / ° C ile karşılaştırıldığında 3.25 × 10−6 / ° C [68]). Bu nedenle, termal genleşmeden kaynaklanan strese daha az maruz kalırlar ve bu nedenle termal şoktan çatlamaya karşı daha az savunmasızdırlar. Bunlar yaygın olarak örn. laboratuvar gereçleri, ev gereçleri ve kapalı kirişli araç farları. [65] Kurşun camSilikat cama kurşun (II) oksit eklenmesi, erime noktasını ve eriyiğin viskozitesini azaltır. [70] Kurşun camın (silika + kurşun oksit (PbO) + potasyum oksit (K2O) + soda (Na2O) + çinko oksit (ZnO) + alümina) yüksek yoğunluğu, yüksek bir elektron yoğunluğuna ve dolayısıyla görünümün yüksek kırılma indeksine neden olur. daha parlaktır ve gözle görülür şekilde daha speküler yansıma ve artan optik dağılım sağlar. [61] [71] Züccaciye "halka" haline getiren yüksek bir esnekliğe sahiptir ve fabrikada daha uygulanabilir, ancak ısıtmaya çok iyi dayanamaz. [64] Kurşun oksit, diğer metal oksitlerin çözünürlüğünü de kolaylaştırır ve renkli camda kullanılır. Kurşun cam eriyiğinin viskozite azalması çok önemlidir (soda camına kıyasla kabaca 100 kat); bu, kabarcıkların daha kolay çıkarılmasını ve daha düşük sıcaklıklarda çalışmasını sağlar, bu nedenle vitre emayeler ve cam lehimlerde bir katkı maddesi olarak sıklıkla kullanılır. Pb2 + iyonunun yüksek iyonik yarıçapı onu oldukça hareketsiz kılar ve diğer iyonların hareketini engeller; bu nedenle kurşun camlar yüksek elektrik direncine sahiptir, soda-kireç camından yaklaşık iki kat daha büyüktür (108.5 vs 106.5 Ω⋅cm, 250 ° C'de DC). [72] Alüminosilikat camAlüminosilikat cam tipik olarak% 5-10 alümina (AI203) içerir. Alüminosilikat camın eritilmesi ve şekillendirilmesi borosilikat bileşimlerine kıyasla daha zordur, ancak mükemmel termal dirence ve dayanıklılığa sahiptir. [65] Alüminosilikat cam, fiberglas için yaygın olarak kullanılmaktadır, [73] cam takviyeli plastikler (tekneler, oltalar, vb.), Ocak üstü tencere ve halojen ampul camı yapmak için kullanılır. [64] [65] Diğer oksit katkı maddeleriBaryum ilavesi kırılma indisini de arttırır. Toryum oksit cama yüksek kırılma indisi ve düşük dağılım verir ve daha önce yüksek kaliteli lenslerin üretiminde kullanılmıştır, ancak radyoaktivitesi nedeniyle modern gözlüklerde lantan oksit ile değiştirilmiştir. [74] Demir, örneğin film projektörleri için ısı emici filtrelerde kızılötesi radyasyonu absorbe etmek için cama dahil edilebilirken, ultraviyole dalga boylarını emen cam için seryum (IV) oksit kullanılabilir. [75] Flor, camın dielektrik sabitini düşürür. Flor oldukça elektronegatiftir ve malzemenin polarizasyonunu azaltır. Florür silikat camlar, yalıtkan olarak entegre devrelerin imalatında kullanılır. [76] Cam-seramikAna madde: Cam-seramik İhmal edilebilir termal genleşmeye sahip yüksek mukavemetli bir cam-seramik ocak.Cam-seramik malzemeler hem kristalin olmayan cam hem de kristalin seramik fazlar içerir. Isı işlemiyle bir baz camın kontrollü çekirdeklenmesi ve kısmi kristalizasyonu ile oluşurlar. [77] Kristal taneler genellikle tanecik sınırlarının kristal olmayan taneler arası fazına gömülür. Cam seramikler avantajlı termal, kimyasal, biyolojik ve dielektrik özellikleri sergiler
1 note · View note
kelimebulmaca · 3 years
Text
seryum
seryum ne demek!
Tumblr media
⏬ ⏬ ⏬ ⏬ ⏬ ⏬
seryum ne demek!
seryum anlamı nedir? Kelime Bulmaca
0 notes
kochero · 4 years
Text
Yerli Otomobilde Nadir Toprak Elementleri (NTE) Kullanılacak
Tumblr media
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, nadir toprak elemelerine (NTE) yönelik laboratuvarda önemli başarılar elde edildiğini bildirdi. Cevher zenginleştirme, metalürji, kimya ve analiz konularında uzman personelden oluşan ekibin 2 yıllık çalışmasıyla Türkiye'de bir ilkin gerçekleştirildiğini belirten Dönmez, "Çalışmayla laboratuvar ölçeğinde, yüzde 99'un da üzerinde saflıkta seryum, lantanyum, neodimyum, paraseodmiyum, uranyum, toryum ve ağır nadir toprak oksitler kazanıldı. Artık milli know-how ortaya koyan bu çalışmadan sonra bakanlığımızın koordinasyonunda pilot veya endüstriyel çapta tesis kurmayı hedefliyoruz." ifadelerini kullandı. Söz konusu tesiste üretilecek NTE ile artık uç ürün üretimine başlanacağını bildiren Dönmez, şunları kaydetti: "NTE'yi ayrıştırmadan önce elde edilen gelir düşüktü ama bunu ayrıştırdığınızda değeri çok daha büyük oluyor. Örneğin yüzde 99'un üzerinde saflaştırdığınızda, tonunu 200 bin dolara satabiliyorsunuz ama bunu ayrıştırmadan satarsanız 1 dolar gibi düşük bir fiyata satıyorsunuz. NTE içinde günlük hayatımızda kullanılan birçok malzeme mevcut. Savunma sanayisinde füze rampalarında, MR cihazlarında, otomotiv sektöründe, dijital kameralarda, cep telefonlarında ve gece görüş kameralarında yine NTE kullanılıyor. Hatta yerli otomobilimizde de NTE kullanılacak. Biz Türkiye olarak artık uç ürün üretiyoruz. Artık tonda 200 bin dolara kadar gelir elde edeceğiz." 13 #Enerji #YerliOtomobil Read the full article
0 notes
yedi24haber · 6 years
Text
Karbondioksit ve metan gazlarını dönüştürebilen katalizör madde üretildi
Karbondioksit ve metan gazlarını dönüştürebilen katalizör madde üretildi
ANKARA Bilim adamları, atmosferde sera etkisine en fazla yol açan karbondioksit (CO2) ve metan (CH4) gazlarını geri dönüştürebilen katalizör madde üretti. Sonuçları “Applied Catalysis B: Environmental” dergisinde yayınlanan çalışmada, İngiltere’nin Surrey Üniversitesinden araştırmacılar, nikel bazlı, kalay ve seryum dioksitle güçlendirilmiş bir katalizör bileşke yaparak karbondioksit ve metanı…
View On WordPress
0 notes
anlaminedemektir · 8 years
Text
seryum Türkçesi nedir? seryum ne demek?
seryum Türkçesi nedir? seryum ne demek? seryum Türkçesi nedir? seryum ne demek?
0 notes
dokumtek · 17 days
Text
Nadir Toprak Metallerin Kritik Rolü Nedir?
Tumblr media
Amerika Birleşik Devletleri Enerji Bakanlığı (DOE) tarafından nadir toprak metallerinin ve diğer malzemelerin temiz enerji ekonomisindeki rolünü incelemek amacıyla bir araştırma yapılmıştır. 2011 Kritik Malzeme Stratejisi adı verilen bu araştırma, kritik malzeme bir başka deyişle nadir toprak metallerin temin zorluklarını gidermek için güncellenmiş kritiklik değerlendirmeleri, piyasa analizleri ve teknoloji analizlerini içerir. Bu rapor, bazı malzemelerin rüzgar türbinleri, elektrikli araçlar (EV'ler), fotovoltaik (PV) ince filmler ve enerji tasarruflu aydınlatmaların önemini vurgulayan 2010 Kritik Malzeme Stratejisinin bir güncellemesidir. Nadir toprak metallerin kritik durumu hakkında raporun öne çıkan özellikleri: • Rüzgar türbinleri, EV'ler, PV ince filmler ve flüoresan aydınlatmalar da dahil olmak üzere birçok temiz enerji teknolojisi, kısa vadede tedarik kesintileri riski taşıyan nadir toprak metallerini, malzemeleri kullanmaktadır. Bu riskler genellikle orta ve uzun vadede azalacaktır. • Beş nadir toprak metalinin (disprosyum, neodim, terbiyum, europium ve itriyum) tedarik zorlukları, önümüzdeki yıllarda temiz enerji teknolojisi dağıtımını etkileyebilir. • Bu zorlukların üstesinden gelmek için çalışmalar arttırıldı. Nadir toprak metallerin belirlenebilmesi amacıyla öncelikli araştırmalar için yeni fonlar oluşturulması, DOE’nin ilk kritik materyal araştırma planının geliştirilmesi, önde gelen uzmanları bir araya getiren uluslararası atölye çalışmaların yapılması ve bu konularda çalışan federal kurumlar arasında ki koordinasyonlar sayılabilir. • Eğitim ve öğretim yoluyla işgücü yeteneklerinin geliştirilmesi; kırılganlıkların giderilmesine ve kritik malzemelerle ilgili fırsatların gerçekleştirilmesine yardımcı olacaktır. • Önümüzdeki yıllarda çok daha fazla çalışmaya ihtiyaç olacaktır. Bu rapor, gelecek yıllarda yüksek büyüme göstermesi beklenen birçok temiz enerji teknolojisine odaklanmaktadır. Sunulan senaryolar geleceğin öngörüleri değildir. Gelecekteki malzemelere yönelik arz ve talep, çığır açan teknolojiler; malzeme kıtlığına ve piyasadaki diğer faktörlere verilen piyasa cevabı nedeniyle bu senaryolardan farklı olabilir. Bu analiz politika yapıcıları ve halkı bilgilendirmeye yardımcı olmak içindir. Kritiklik Değerlendirmesi On altı element rüzgar türbinleri, EV'ler, PV hücreleri ve flüoresan aydınlatmasında kritiklik açısından değerlendirildi. Kullanılan metodoloji Ulusal Bilimler Akademisi tarafından geliştirilen metodolojiden uyarlanmıştır. Kritiklik değerlendirmesi iki boyutta incelendi: •temiz enerji •arz riski. Beş nadir toprak elementinin (Rare Earth Elements) •disprosyum, •terbiyum, •europium, •neodim •itriyum kısa vadede kritik olduğu bulundu ( 2015). Bu beş nadir toprak elementi (REE-Rare Earth Elements) enerji verimli aydınlatmada; •rüzgar türbinleri ve elektrikli araçlar veya •fosforlar için mıknatıslarda kullanılır. Diğer elementlerin; •seryum, •indiyum, •lantan •tellür) kritik olduğu tespit edildi. Pazar Dinamikleri • Son yıllarda, incelenen malzemelerin neredeyse tümüne yönelik talep, çelik gibi emtia metallerine olan talepten daha hızlı artmıştır. İncelenen malzemelere olan talebin artması, temiz enerji teknolojilerinin yanı sıra cep telefonları, bilgisayarlar ve düz panel televizyonlar gibi tüketici ürünlerinden gelmektedir. • Genel olarak, küresel malzeme arzı, mevcut sermaye eksikliği, uzun sağlama süreleri, ticaret politikaları ve diğer faktörler nedeniyle son yıllarda talep artışına cevap vermede yavaşlama olmuştur. Birçok anahtar malzeme için, pazar tepkisi, çoğaltma ve yan üretimin karmaşıklığı gibi sebepler nedeniyle işler daha da karmaşıklaşmaktadır. Ek olarak, bazı kilit malzemeler için pazarın şeffaf olmaması ve dar hacmi verimli çalışabilme yeteneğini etkileyebilir. • Bazı üniversiteler ve diğer kurumlar; gelecekteki fen ve mühendislik işgücünü kurslar, araştırma fırsatları ve stajlar yoluyla hazırlıyorlar. Araştırma için önemli konular; •malzeme karakterizasyonu, •enstrümantasyon, •yeşil kimya, •üretim mühendisliği, •malzeme geri dönüşüm teknolojisi, •modelleme, •pazar değerlendirmesi ve •ürün tasarımıdır. • Tedarik zincirinin çeşitli aşamalarındaki işletmeler pazar dinamiklerine uyum sağlıyor. Bazıları kendilerini fiyat dalgalanmalarından ve maddi kıtlıktan korumak için savunma önlemleri alıyor, bazıları ise ek tedarik kaynakları veya potansiyel ikame kaynakları sunarak piyasa fırsatlarına proaktif bir şekilde cevap veriyor. • Birçok hükümet, hammaddelerin ekonomik rekabet edebilirliğe artan önemini kabul etmekte ve tedarik risklerini azaltmada aktif rol oynamaktadır. Teknoloji Analizleri 2010 Kritik Malzeme Stratejisini temel alan bu raporda, aşağıdaki sonuçlarla birlikte üç derinlemesine teknoloji analizi sunulmaktadır: Nadir toprak metalleri /elementleri, petrolün rafine edilmesinde önemli bir rol oynamaktadır, ancak sektörün nadir toprak arzı bozulmalarına karşı kırılganlığı sınırlıdır. Lantan, petrol rafine işleminin önemli bir parçası olan sıvı katalitik çatlamada (FCC) kullanılır. Ancak lantan tedariki diğer nadir topraklardan daha az kritiktir ve rafineriler girdi miktarlarını ayarlama konusunda bazı yeteneklere sahiptir. Rüzgar enerjisi ve elektrikli araç teknolojileri üreticileri olası nadir toprak kıtlıklarına cevap vermek için stratejiler izliyorlar. Neodim ve disprosyum içeren kalıcı mıknatıslar (PM), rüzgar türbini jeneratörlerinde ve elektrikli taşıt (EV) motorlarında kullanılmaktadır. Bu nadir toprak elementleri REE'ler çok değerli manyetik ve termal özelliklere sahiptir. Her iki teknolojinin de üreticileri şu anda gelecekteki sistem tasarımı konusunda kararlar alıyor, neodim ve disprosiyumun performans avantajlarını potansiyel arz kıtlığına karşı kırılganlığa karşı alıp satıyorlar. Örneğin, rüzgar türbini üreticileri, farklı seviyelerde nadir toprak içeriğine sahip dişli tahrikli, hibrit ve doğrudan tahrikli sistemler arasında karar veriyorlar. Bazı EV üreticileri, PM motorlarına alternatif olarak nadir topraksız endüksiyon motorları veya anahtarlamalı relüktans motorları takip ediyorlar. Aydınlatma enerji verimliliği standartları dünya genelinde uygulandığı için, aydınlatma fosforlarında kullanılan ağır nadir topraklar yetersiz kalabilir. Amerika Birleşik Devletleri'nde, 2012'de yürürlüğe giren iki aydınlatma enerji verimliliği standardı seti, europium, terbium ve itriyumla yapılan fosfor içeren flüoresan lambalara olan talebi artıracaktır. İlk standartlar genel servis ampulleri için geçerlidir. İkinci standart set, doğrusal flüoresan lambalara (LFL'ler) uygulanır. ABD’deki CFL’lere olan talep ve etkin LFL’lerde öngörülen artış, küresel CFL’deki talebin tahmin edilen bir artışa tekabül etmektedir. Europium,Terbium ve İtriyumun yetersiz arzda olacağı ve nadir yer fosforları için yukarı yönlü fiyat baskısı olacağı tahmin edilmektedir. Gelecekte, ışık yayan diyotların (oldukça verimli ve çok az nadir toprak içeriğine sahip olan), nadir toprak kaynakları üzerindeki baskıyı azaltarak pazarda büyüyen bir rol oynaması bekleniyor. Kaynak: D.O.E. Read the full article
0 notes
dokumtek · 2 months
Text
Küresel Grafitli Dökme Demir Döküm Nedir?
Tumblr media
Grafitin küresel yapısından dolayı küresel grafitli dökme demir döküm Sfero Döküm olarak da bilinmektedir. Günümüzde geniş bir kullanım alanına sahiptir. Üretimi ve üretimi sırasında önemli parametrelerin neler olduğu ve bunların etkileri incelenmektedir. Bu demirlerin mikro yapı ve özellikleri, kullanılan alaşım elementlerin etkilerine bağlı olarak değişir. Her alaşım elementin bu demirin yapısına etkisi farklıdır. Özellikle magnezyumun metale ilavesi ve silisyum miktarı, bu demirin özellikleri ve mikro yapısı açısından belirleyici element etkenleridir.
Küresel Grafitli Dökme Demir Nedir?
Düşük kükürtlü ham pikin FERROSİLİS-MAGNEZYUM-SERYUM-BARYUM alaşımı ile aşılanmasından Küresel Grafitli Dökme Demir elde edilir. Fiziksel özellikleri bakımından hem pik hem de çelik karakterini taşıması nedeniyle, bilhassa yüksek ısıda çalışan armatürlerin üretimi için ideal bir malzeme niteliği taşımaktadır. Malzeme bünyesindeki en önemli iki alaşım elemanı; karbon ve magnezyumdur. Karbon, saf demirin sıcaklığını 400 C° düşürür ve alaşıma çok iyi dökme kabiliyeti kazandırır. Demir bünyesinde %3-4 kadar karbon mevcut olduğu zaman malzemenin fiziksel ve kimyasal özelliklerinde önemli değişmeler meydana gelir. Sayısız avantajları yanında karbon miktarı %1,5 ‘u aştığı takdirde malzeme mukavemeti düşer. Mukavemetin düşmesi serbest karbonun bünyede grafit şeklinde teşekkül etmesindendir. Kural olarak, normal dökme demir bünyesindeki grafitler, yaprak levhalar şeklinde dağılmıştır. Bu grafit levhalar malzemeye hiçbir mukavemet kazandırmadığı gibi, malzeme yapısı içerisinde zayıf kısımların oluşmasına sebep olur. Bu zayıf kısımlar malzemenin kırılma merkezlerini oluşturur. Malzeme bünyesinde, bir miktar kalıcı magnezyum var olduğu zaman grafitler, küresel şekilde teşekkül eder. Dokusu içinde, grafitleri küresel şekilde olan demir karbon döküm malzemesine Küresel Grafitli Dökme Demir adı verilir.
Küresel Dökme Demirin Avantajları Nelerdir?
Döküm ve talaşlı üretim için, kolay işlenebilen ideal bir malzeme olması, dayanımı ve yüzde uzama miktarında çelik gibi yüksek değerlere sahip olması, özellikle emniyet verileri için aranan nitelikte bir malzemedir. Özellikleri Ve Mikro Yapıya Bağlı Olarak Değişimi: K.D.D. ailesinin değişik grupları birbirinden değişik özelliklere sahiptir. Bu mekanik, fiziksel ve kimyasal özelliklerin elde edilmesinde en önemli rol oynayan faktör kimyasal kompozisyondur. 1)PERLİTİK ve FERRİTİK K.D.D: Küresel dökmelerin çoğu bu gruba girer. Bu gruptaki malzemeler, büyük miktarlarda alaşım içermez ve dökme demir durumunda kullanılırlar. Bu grup içerisinde en fazla kullanılan dökme demirler, PERLİT ve FERRİT içerenlerdir. K.D. demirler yüksek mukavemet ve aşınmaya dayanıklılığın PERLİTİK istendiği yerlerde tercih edilir. Maksimal dayanıklılığın istenildiği ve mukavemetin çokça önem kazanmadığı işlerde de FERRİT K.D. demirler kullanılır. 2)ÖSTENİTİK K.D.D: Alaşım sız K.D.D ile ÖSTENİTİK K.D.D. arasında analiz farklılığı vardır. ÖSTENİTİK dökmelerin çoğu krom içerir ve bu nedenle karbür mevcuttur ve yapısının yumuşak olması nedeniyle, işlenebilir özelliği yüksektir. 3)MARTENZİTİK K.D.D: K.D. demirin kalıpta soğuması MARTENZİTİK yapının oluşumuna olanak vermez. ÖSTENİTİK K.D demirin MARTENZİTİK yapıya dönüşümünü sağlayan, kritik soğuma hızı alaşım elemanlarının miktarlarıdır. Malzemenin sertleşmeye olan hassasiyetini arttıran alaşım elementlerin başında Molibden ve Nikel gelir. Bazen yerine Bakır, Kobalt ve Vanadyum da kullanılabilir. Hepsinin sertliğe etkileri aynıdır. 4)YÜKSEK SİLİSYUMLU K.D.D: %3-7 arası Silisyum içeren K.D demir, yüksek sıcaklıkta oksitlenmeye karşı dayanıklıdır. 815,5 C° sıcaklığa kadar oksitlenmeye dayanıklı olmalarına karşın, normal sıcaklıklarda çok kırılgandırlar. Orta sıcaklıklarda kullanılacaksa Silisyum %3,5-0,5 arasında olmalıdır. Silisyum arttırıldığında, karbon-silisyum 1/3 kadar azaltılmalıdır.
Küresel Dökme Demir Döküm Teknolojisinin Avantajları Nelerdir?
Rahat işlenebilir bir malzeme olması, çekme dayanımı, deneme gerilmeleri ve uzama miktarının diğer döküm FERRO alaşımlardan, çelik ve MALLEABLE demirden daha iyi olması nedeniyle, düşük üretim maliyeti ile üretimde çeşitli avantajlar sağlamaktadır. Küresel grafitli dökme demir, hem pik hem de çelik karakterini taşıması nedeniyle, bilhassa yüksek ısıda çalışan armatürlerin üretimi için ideal bir malzeme niteliği taşır. Küresel grafitli dökme demir, ziraat, inşaat, kimya, madencilik ve metalurji gibi birçok sektörde kullanılmaktadır. Örneğin, - traktör parçaları, - ön tekerlek çatalları, - trasmisyon kutuları, - pedallar, kreyn parçaları, - beton karıştırıcı parçaları, - yol inşaatı makineleri, - kurutma silindirleri, - valfler, - pompalar, - plastik ekstrüzyon silindirleri, - plastik karıştırıcılar, - rafineri valfleri gibi birçok ürün küresel grafitli dökme demir kullanılarak üretilmektedir Kaynak: DİNÇEL, M. Cüneyt: ” Küresel Grafitli Dökme Demir ve Silisyumun Nodulant Kullanılarak Kontrol Altına Alınması”, İstanbul 1997 Ductile Iron Society   Read the full article
0 notes
dokumtek · 2 months
Text
Paslanmaz Çelik Döküm Nedir?
Tumblr media
Paslanmaz çeliklerin önemli özellikleri döküm teknikleri açısından paslanmaz çelik dökümü önemli bir noktaya taşımaktadır.
Paslanmaz Çelik Nedir?
,5 ve üzeri oranda krom ve %1,2 ve altında karbon içeren ve bundan dolayı korozyona karşı dayanıklılık sağlayan paslanmaz çelik, kendini onaran bir yüzey tabakası oluşturan demir alaşımıdır. Paslanmaz çelik, 1900’lü yılların başında Avrupa'da bulunmuş ve 1912 yılında patent altına alınmıştır. Günümüzde çok çeşitli aşamalardan geçerek inşaat, gıda, otomotiv, makine, elektrik, elektronik ve beyaz eşya gibi birçok sektörde ve sahada kullanılmaktadır. Böylelikle endüstriye ve günlük yaşama büyük kolaylık ve ekonomik katkı sağlamıştır. Özellikle hijyen gerektiren ürün ve tesislerin yapımında kullanılmaktadır. Bugün önemli bir yaşam kültürü konumuna giren paslanmaz çeliğin gittikçe artan kullanımı, kalite ve ekonomik değerlerin en büyük göstergesidir. PASTER (Paslanmaz Çelik Derneği )verilerine göre Türkiye’de paslanmaz çelik tüketimi yılda 450 bin ton, kişi başına tüketim miktarı da 6 kilogram olarak ifade edilmektedir. Paslanmaz çeliklerin en önemli özellikleri nelerdir? - Korozyon direnci - Isıl direnç - Geri dönüşebilir olması - Estetik olması - Biyolojik nötrallik - Dayanç-ağırlık oranı - Düşük toplam ömür maliyeti - İmalat kolaylığı - Temizlik kolaylığıdır. Paslanmaz çeliğin türleri nelerdir? Genel olarak Paslanmaz Çelikler: Östenitik, Ferritik ve Perlitik, Martenzitik ve Duplex şeklinde sınıflandırılmaktadırlar. Paslanmaz çeliğin günümüzde V2A diye bilinen  Cr18Ni8 ve V4A diye bilinen Cr20Ni2Mo2 den başka 120 den fazla çeşit ile  geniş bir kullanım alanı vardır. Çok şekilli parçaların sağlam, tek parça ve kullanılabilir halde üretiminin sağlanması, çelik döküm için önemli bir avantajdır. Ancak maliyetin yüksek olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Düşük alaşımlı çelik ve yüksek alaşımlı çelik, parça dökümünde kullanılır.
Paslanmaz Çelik Döküm Uygulama Alanları Nelerdir?
Lamel Grafitli Paslanmaz Çelik Döküm Özellikleri ve Uygulama Alanları (Stainless Steel Casting with Flake Graphite ) Lamel grafitli paslanmaz çelik döküm, grafitin düzensiz şekilli ince lamellerde bulunduğu demir-karbon-silikon döküm alaşımından oluşur. Bu, bir yandan çekme dayanımını düşürür öte yandan bu malzemenin basınç dayanımını diğerine göre dört kat arttırır. Ayrıca malzeme boyutsal stabilite ve termal iletkenlik açısından iyi sönümleme özelliklerine sahiptir. Krom,Nikel ve Silikon gibi alaşım malzemeleri ile yüksek korozyon direnci daha da geliştirilebilir. Lamel grafitli paslanmaz çelik dökümü, iyi işlenebilirliğe ve titreşim sönümleme etkisine sahiptir. Uygun işleme koşulları ile kendini yağlama özelliklerine sahiptir. Lamel grafitli paslanmaz çelik dökümün dezavantajları nelerdir? - düşük gerilme mukavemeti zayıf deforme olabilirliği, - kırılganlıktır Küresel Grafitli Paslanmaz Çelik Döküm Özellikleri ve Uygulama Alanları (Stainless Steel Casting with Spheroidal Graphite ) Küresel grafit demir-karbon-silikon döküm alaşımından oluşur. Bu malzeme, grafit kapanımları küresel olduğundan lamel grafitten daha iyi mekanik özelliklere sahiptir. Bu iyi mekanik özellikler, az miktarda kalsiyum, magnezyum veya seryum ilavesiyle eritildiğinde malzemenin kükürt gidermesiyle elde edilir. Küresel grafitli dökme çelik, iyi dökülebilirlik, yüksek dayanım ve tokluğun yanı sıra iyi gerilme dayanımı ile de karakterize edilir. Küresel grafitli dökme demir, çoğunlukla metalurji , türbinler, kompresörler, gemi yapımı ve madencilikte kullanılır. Vermiküler Grafitli Paslanmaz Çelik Döküm Özellikleri ve Uygulama Alanları (Stainless Steel Casting with Vermicular Graphite ) Vermiküler grafitli paslanmaz çelik döküm biçimi, artan mukavemetle ilişkili kurt benzeri bir grafit şekline sahiptir. Vermiküler grafit, lamel grafit ile karşılaştırıldığında vermiküler grafitli paslanmaz çelik dökümü azaltılmış çentik etkisine sahiptir. Bu özellik dökülebilirliği etkilese de, çentik etkisi daha karmaşık şekiller oluşturacak kadar yüksektir. Paslanmaz çelik dökümler makine mühendisliğinde olduğu gibi genellikle silindir kafaları veya silindir krankları için de kullanılır . Östenperlenmiş Sfero Demir Paslanmaz Çelik Döküm Özellikleri ve Uygulama Alanları  (Austempered Ductile Iron Stainless Steel Casting) Austempered Sfero Döküm paslanmaz çelik dökümünde , karbon küreseldir ve yapı matrisi ausferrite sahiptir. İnce taneli bir stabilize östenit ve ferrit karışımıdır. Bu, bu malzemenin yüksek mukavemet ve sünekliliğine yol açar. Bu kalite paslanmaz çelik döküm, genel makine mühendisliğinde kullanılır . Östenitik Dökme Demirden Paslanmaz Çelik Dökümün Özellikleri ve Uygulama Alanları (Austenitic Cast Iron) Östenitik dökme demir kalitelerinden paslanmaz çelik döküm, lameller ve küresel grafitten oluşur. Ortak bir karakteristik olarak östenitik bir matrisleri vardır. Bu tip dökümler mükemmel fiziksel ve teknolojik özelliklere sahiptir ve çok çeşitli şekillerde kullanılabilir.  Korozyona, sıcaklığa ve aşınmaya dayanıklı olduklarından mükemmel çalışma özelliklerine sahiptirler ve mıknatıslanamazlar. Kaynak: Silbitz Group Read the full article
0 notes
dokumtek · 3 months
Text
Sfero Demir Üretim Aşamaları Nelerdir?
Tumblr media
Dokusu içerisindeki grafitleri küresel şekilde olan demir karbon döküm malzemesine Küresel Grafitli Dökme Demir adı verilir ve en yaygın olarak SFERO demir ismi kullanılır. Terminolojide DUCTILE IRON olarak isimlendirilir. Sfero Demir (DUCTILE IRON )Üretim Kademeleri: Üretim kademeleri üç ana başlıkta toplanabilir. 1)Düşük kükürtlü eriyik dökme demirin elde edilmesi.(Kükürt miktarı tercihen %0.03’ün altında olmalıdır.) 2)Ergimiş metalin, belirli aktif metaller ile muameleye tabi tutulması.(Ticari uygulamada genellikle Magnezyum ve Seryum kullanılır.) 3)Dökümden önce FERROSİLİS ile aşılama yapılır. Ham pik, KUPOL ocağında (asidik veya bazik astarlı), elektrik fırınında, hava fırınında DUBLEX (iki işlemi bir arada yapmak)yapılarak eritilmelidir. Düşük kükürt miktarı gerektiğinden bazik astarlı KUPOLDA kükürt miktarı %0.02 ‘den daha az olarak üretilmelidir. Kükürt giderme gerekirse ocak dışında yapılmalıdır. Potada veya sıcak tutma ön deposunda ergimiş metal üzerine soda külü dökülerek veya Azot ile birlikte toz kalsiyum karpit püskürtülerek enjekte etmek suretiyle kükürt giderilir. Ergimiş ham demirdeki yüksek kükürt miktarı magnezyum ilavesini önemli miktarda arttırır. Çünkü bu element kükürt ile birleşmeye eğilimlidir. Küresel grafitli dökme demir üretimi PROLİKTE Magnezyum veya Magnezyum ile az miktarda Seryum Kombinasyonu ilavesi ile yapılır. İlaveler genellikle bir alaşım halinde yapılır. Küresel grafitin sınırlandığı durumlarda saf magnezyum kullanılır. Sfero Dökümde(DUCTILE IRON) Kullanılan Magnezyum Alaşımları: Read the full article
0 notes
karaca2508-blog · 7 months
Text
Toz Sınıfları
Tumblr media
Toz sınıfları, kimyasal kökentli tozlar, biyolojik kökenli tozlar ve partikül boyutlarına göre tozlar olmak üzere ayrılırlar. Belli süre havada asılı kalabilen çeşitli büyüklükteki katı taneciklere “toz” denir. Tozlar çeşitli organik ve inorganik maddelerden aşınma, parçalanma, öğütme, yanma sonucu oluşan ve büyüklükleri 1 mikrometre ile 100 mikrometre arasında değişen parçacıklardır.
Toz Sınıfları
Kimyasal Kökenli Tozlar Organik Tozlar Organik toz tek ve saf bir toz olmaktan çok bir karışımdır. Bu karışım içinde bitki kırıntısı, polen, hayvan dışkısı kırıntısı, böcekler, kuş tüyü, mikro organizmalar, pestisit kalıntıları ve antibiyotikler bulunabilir. Bu tozlar: - Bitkisel kökenli tozlar (Pamuk tozu, ağaç tozu, un tozu, saman tozu vb.) - Hayvansal tozlar (Tüy, deri vb.) - Sentetik bileşenlerin tozları ( DDT, trinitro toluen vb.) İnorganik Tozlar
Tumblr media
İnorganik tozlar akciğerde birikme eğilimindedir. Bunlar arasında fibroz (akciğer dokusunun sertleşmesi) oluşturma riski olan tozlar, akciğerlerdeki hava kesecikleri olan alveollerde dokusal bozukluk meydana getirerek kronik akciğer hastalıklarına neden olurlar - Metalik tozlar (Demir, bakır, çinko tozu vb.) - Metalik olmayan tozlar ( Kükürt, kömür tozu) - Kimyasal bileşiklerin tozları (Çinko oksit, manganez oksit vb.) - Doğal bileşiklerin tozları (Mineraller, killer, maden cevherleri vb.) Mineraller: solunabilir, kristal yapıda silika tozu - Asbest lifleri içeren tozlar - İnsan yapımı mineral lifler (Alüminyum silikat lifler)     Biyolojik Etkileri Bakımından Başlıca Toz Grupları Fibrojenik Tozlar Bazı maddelerin fibrojen lif kapasitesi olan toz partikülleri, solunduğu ve akciğerlerde biriktiği zaman akciğerlerde fibrotik değişiklikler meydana gelir. Bu fibrotik doku zamanla akciğerin normal aktif dokularının yerini alır. Ciğerleri yavaş yavaş tahrip ederek insanların çalışmasını zorlaştırır ve ömrünü kısaltır. Bu tür tozların en belirgin örnekleri silis, asbest, talk, alüminyumdur. Yukarıda saydığımız tozlar sırasıyla silikoz, asbestoz, talkoz, aliminoz adı verilen pnömokonyozlara (Akciğerde tozların birikmesine bağlı hastalıklara) yol açar. Çalışanın hastalanmasında bu tozların ortamdaki konsantrasyonları, maruz kalma süresi, vücut direnci gibi faktörler etkilidir. Bu nedenledir ki özellikle yeraltında, kömür madenlerinde çalışanlar belli aralarla dinlenmeye alınırlar. Toksik Tozlar Vücuda alındıklarında çeşitli organlar üzerinde (sinir sistemi, karaciğer, böbrekler, mide ve bağırsaklar, solunum organları, kan yapıcı organlar gibi) kronik veya akut zehirlenme etkisi yapan tozlar bu sınıfa girer. Tozu oluşturan bileşenlerin biri veya birkaçı toksik bir madde ise maddenin cinsine, tozdaki yüzdesine, havadaki tozun yoğunluğuna, solunan tozun miktarına göre zehirlenmelere neden olabilirler. Kurşun, kadmiyum mangan gibi ağır metal tozları bu grubun en belirgin örnekleridir. Kadmiyum böbreklerde, mangan santral sinir sisteminde toksik etkiye sahiptir. Kurşun tozları ise kan sistemi, sinir sistemi, boşaltım sistemi ve sindirim sistemi gibi pek çok sistem üzerinde toksik etkiler gösterebilir. Kanserojen Tozlar Çeşitli iç ve dış faktörlere bağlı olarak insanlarda kansere yol açabilen tozlardır. Beslenme, yaşam koşulları, çevre kirliliği mesleki etkiler gibi faktörlerin kanser oluşumunda rolü olduğu düşünülmektedir. Bugün kanserojen olduğu bilinen tozlar şunlardır: Asbest, arsenik ve bileşikleri, berilyum, kromatlar, nikel ve bileşiklerinin tozları Radyoaktif Tozlar Hava içinde toz halinde bulunan radyoaktif maddelerin yaymış oldukları iyonize ışınlar, insan organizmasının hücre ve dokularında hasar yapar, tümör oluşumuna ve genetik bozukluklara neden olurlar. Bunlar çok sayıda olmamakla birlikte en önemlileri; uranyum, toryum, seryum ve zirkonyum bileşikleri, trityum ve radyum tuzlarıdır Alerjik Tozlar Duyarlı kişilerde ateş, astım, dermatitler gibi çeşitli alerjik reaksiyonlara yol açabilen tozlardır. Çeşitli bakteri, maya, küf ve polenler de böyle etki gösterebilirler. Nemli ve sıcak ambar, ahır gibi yerlerde uzun süre bekleyen hayvan yemi, saman, ot, tahıl, küspelerin küflü tozlarının solunması ile alerjik solunum sistemi hastalıkları ortaya çıkabilir. Pamuk, keten, kenevirle çalışanlarda, dokuma fabrikası çalışanlarında görülen bisinoz, fırıncılarda un nedeniyle görülen bronşial astım, alerjik tepkilerdir. Ağaç tozları da bu grupta yer almaktadır İnert Tozlar İnert tozlar, vücutta birikebilen fakat fibrojenik ve toksik etkileri olmayan tozlardır. Solunan ve çöken partiküller, nefes alıp vermeyle ve solunum sisteminin kendi kendini temizlemesi yoluyla vücuttan atılırlar veya en kötü durumda, akciğerde büyük patolojik etkiler yapmadan daimi bir birikim meydana getirirler. Kireç taşı, mermer, alçı taşı tozları ve tütün tozu bu gruba örnektir.   Partikül Boyutlarına Göre Tozlar Solunabilir Toz (Respirable/ Alveollere Ulaşan Toz) Solunum yollarına girip büyüklükleri bakımından alveollere ulaşan toz grubudur. Akciğerlerde hastalık meydana gelmesi bakımından bu tozlar en büyük tehlikeyi oluşturur Toplam Solunabilir Toz Burun, boğaz ve üst solunum yollarında tutulan toz grubudur Toplam Toz Tozun boyutuna veya kompozisyonuna bakılmaksızın, havadaki tüm partikülleri içeren toz grubudur     Read the full article
0 notes
karaca2508-blog · 9 months
Text
Tozlu Ortamlarda Çalışmalarda İş Güvenliği
Tumblr media
Tozlu Ortamlarda Çalışmalarda İş Güvenliği, Tozla Mücadele Yönetmeliği kapsamında belirtilmiştir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işyerlerinde tozdan kaynaklı ortaya çıkabilecek risklerin önlenebilmesi amacıyla iş sağlığı ve güvenliği yönünden tozla mücadele yönetmeliğini çıkartarak bu işlerde çalışanların tozun etkilerinden korunmalarını sağlamak için alınması gerekli tedbirlere dair usul ve esasları düzenledi. Buna göre, işveren, her türlü tozun meydana geldiği işyerlerinde çalışanların toz maruziyetini önlemek ve çalışanların toz ile ilgili tehlikelerden korunması için gerekli tüm koruyucu ve önleyici tedbirleri almakla yükümlü oluyor.
Tozlu Ortamlarda Çalışmalarda İş Güvenliği
TOZ NEDİR? Toz; cisimlerin parçalanması, kırılması ve ezilmesi sırasında oluşan tane büyüklüğü 100µ’dan daha küçük, hava içinde asılı kalabilen veya zamanla çökelen parçacıkların genel adıdır. Tozla Mücadele Yönetmeliği’ne göre, toz; iş yeri ortam havasına yayılan veya yayılma potansiyeli olan parçacıklar olarak tanımlanmaktadır. Risk değerlendirmesi kimler tarafından yapılır? Çalışma ortamında oluşan tozlar sağlığa zararlı veya patlayıcı olabilir. Tozlar kendi içerisinde aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır: • İnert tozlar (jips, kireçtaşı) • Solunum sistemine zararlı tozlar (kuvars, tridimit, kristobalit) • Kanserojen tozlar (arsenik, asbest, berilyum, kromatlar) • Toksik tozlar, (kurşun, radyum, toryum, vanadyum, krom, nikel, civa, kadmiyum, antimuan, manganez, tungsten, gümüş) • Radyoaktif tozlar (uranyum, toryum, seryum ve zirkon bileşikleri, trityum) • Patlayıcı tozlar (kömür, metalik tozlar, piritli mineraller, organik tozlar) Çalışma ortamındaki risklerin değerlendirilmesi açısından tozlar; sağlığa zararlı tozlar ve patlayıcı tozlar olmak üzere iki ayrı sınıfa ayrılabilir Sağlığa Zararlı Tozlar İş yerlerinde çeşitli işlemler sonucu oluşan ve havada askıya geçen tozları uzun süre soluyan işçilerde çeşitli akciğer hastalıkları görülebilmektedir. Tozların neden olduğu bu tür meslek hastalıklarının tümüne birden pnömokonyoz ya da akciğer toz hastalığı adı verilir. Pnömokonyoz, hastalığa neden olan tozun cinsine göre adlandırılmaktadır. • En az ’sinin aerodinamik çapı 80 – 100 µm’nin altında kalan, trokal ve alveollere ulaşan tozları da içeren, maruz kalındığında ise tüm solunum sistemini etkileyen tozlar. (Ağız ve burun yoluyla alınan, havada asılı kalan tüm parçacıkların kütlesi şeklinde de tanımlanmaktadır.) • En az ’sinin aerodinamik çapı 10 µm’nin altında kalan, alveollere ulaşan tozları da içeren, maruz kalındığında alt solunum yollarını etkileyen ve akciğere kadar ulaşabilen trokal tozlar Patlayıcı Tozlar Toz patlamasının olabilmesi için havada askıya geçmiş bir toz bulutunun ateşleyici bir kaynakla temasa geçmesi gerekir. Tozların patlayabilirlik özellikleri, İngiliz Sağlık ve Güvenlik Kurumu (Health and Safety Executive) tarafından geliştirilen 20 litre küre deneyi ile belirlenebilmektedir. Deney sonucunda elde edilen Kst değeri (deney sırasında ulaşılabilen en yüksek basınç oranı) o tozun patlayabilirlik derecesini göstermektedir. Kömür tozu patlamaları: Kömür tozu patlamalarını genellikle metan gazı patlaması tetiklemektedir. Ateşlenen ilk toz bulutu birden bire bir ısı enerjisi açığa çıkarır. Kömür tozu taneciklerinin yanması ile oluşan yüksek sıcaklıktaki gazlar, genleşerek yeni bir toz bulutu oluşturur. Böylece ilk toz bulutunda ki yanma reaksiyonu yeni bir toz bulutuna iletilir ve daha da güçlenen bir darbe etkisiyle üçüncü bulutu oluşturur. Böylece olay süreklilik kazanarak toz patlaması gelişir. Kömür tozunun patlayabilirliğini etkileyen faktörler aşağıda sıralanmıştır: Uçucu madde içeriği: Uçucu madde içeriği ne kadar çoksa, kömür tozu o kadar kolay tutuşur. Tane boyut dağılımı: Tozun tane boyutu küçüldükçe patlayabilirlik özelliği artmaktadır. Tozun miktarı:  uçucu madde içeren kömür tozlarının havada asılı konsantrasyonu 100-200 gr/m3 ise tehlikeli, 300-400 gr/m3 ise çok tehlikeli kabul edilmektedir. İş Güvenliği Samimiyet Testi Nem ve kül içeriği: Nem ve kül içeriği kömür tozunun yanmaz malzeme içeriğini oluşturur. Işıma yoluyla yayılan ısıyı tutarak ve kömür tozu taneciklerine siper görevi yaparak patlamanın gelişmesini engeller. Parlayıcı gazlar: Ortamda çok az miktarda dahi metan, etan, propan vb. parlayıcı gaz bulunması durumunda bile tozun patlatabilirliği artmaktadır. Ateşleme kaynağı: Toz patlamalarını tetikleyen en önemli kaynak, metan patlamalarıdır. Yanlış patlayıcı madde kullanımı da patlamalara sebep olabilmektedir. Gıda sektöründe toz patlamaları: Gıda endüstrisindeki şeker tozu, un, süt tozu, krema tozu, neskafe tozu patlamaları ciddi endüstriyel kazalara neden olmaktadır. Gıda sektöründe görülen birçok toz türü St 1 (zayıf patlayıcı) sınıfına girmektedir. İŞVERENİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ İşveren, her türlü tozun meydana geldiği işyerlerinde çalışanların toz maruziyetini önlemek ve çalışanların toz ile ilgili tehlikelerden korunması için gerekli tüm koruyucu ve önleyici tedbirleri almakla yükümlü olacak. İşveren, ayrıca tozdan kaynaklanan maruziyeti önleyecek. İkame yöntemi uygulanarak, toz oluşumuna neden olabilecek tehlikeli madde yerine çalışanların sağlık ve güvenliği yönünden tehlikesiz veya daha az tehlikeli olan maddeler kullanılacak. Riski kaynağında önlemek üzere; uygun iş organizasyonunun yapılmasını ve toplu koruma yöntemlerini uygulayacak. Toz çıkışını önlemek için uygun mühendislik yöntemlerini kullanacak. İşyerlerinin çalışma şekline ve çalışanların yaptıkları işe göre, ihtiyaç duyulan yeterli temiz hava bulunacak. Alınan önlemlerin yeterli olmadığı durumlarda çalışanlara tozun niteliğine uygun kişisel koruyucu donanımları verilecek ve kullanılacak. Alınan önlemlerin etkinliğini ve sürekliliğini sağlamak üzere yeterli kontrol, denetim ve gözetim yapılacak. İşyerlerinde oluşan atıkların, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ilgili mevzuatına uygun olarak bertaraf edilmesini sağlayacak. Genel İş Sağlığı ve Güvenliği Kuralları
Tozlu Ortamlarda Çalışmalarda İş Güvenliği
TOZLU İŞLERDE RİSK DEĞERLENDİRMESİ Tozlu işlerde yapılacak risk değerlendirmesinde aşağıda belirtilen hususlar özellikle dikkate alınır: 1. Ortamda bulunan tozun çeşidi 2. Ortamda bulunan tozun sağlık ve güvenlik yönünden tehlike ve zararları 3. Maruziyetin düzeyi, süresi ve sıklığı 4. İlgili yönetmeliğin mesleki maruziyet sınır değerleri 5. Toz ölçüm sonuçları 6. Alınması gereken önleyici tedbirleri 7. Varsa daha önce yapılmış olan sağlık gözetimlerinin sonuçları TOZLA MÜCADELE KOMİSYONU İSGGM Genel Müdürü veya Genel Müdürün görevlendireceği bir Genel Müdür Yardımcısı Başkanlığı'nda; Sağlık Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından birer temsilci ile İş Teftiş Kurulu Başkanlığından iş sağlığı ve güvenliği yönünden teftiş yapmaya yetkili bir iş müfettişi, SGK'den bir temsilci, Genel Müdürlükten bir hekim ile bir mühendis veya bir iş sağlığı ve güvenliği uzmanı, en çok üyesi olan çalışan ve işveren konfederasyonlarından birer temsilci ve Bakanlıkça uygun görülecek tozla mücadele ve toza bağlı meslek hastalıkları konularında çalışmaları bulunan üniversitelerin tıp ve mühendislik fakültelerinden birer öğretim üyesinin katılımıyla bir komisyon kurulacak. İş Ayakkabılarında Genel Standartlar TOZ ÖLÇÜMLERİ ÖN YETERLİK VEYA YETERLİK BELGESİ VERİLEN LABORATUVARLARCA YAPILACAK İşveren, her türlü tozun meydana geldiği işyerlerinde Resmî Gazete'de yayımlanan İş Hijyeni Ölçüm, Test ve Analizi Yapan Laboratuvarlar Hakkında Yönetmelik hükümleri saklı kalmak kaydıyla; risk değerlendirmesi sonucuna göre belirlenen periyodik aralıklarla toz ölçümleri yapılacak, işyerinde çalışanların toz maruziyetinin bulunduğu koşullarda herhangi bir değişiklik olduğunda bu ölçümler tekrarlanacak, ölçüm sonuçları, mesleki maruziyet sınır değerleri dikkate alınarak değerlendirilecek. İşyerinde yapılacak denetimler için toz ölçümlerinin Genel Müdürlükçe ön yeterlik veya yeterlik belgesi verilen laboratuvarlarca yapılmasını sağlanacak. Bu madde 20 Ağutos 2015 tarihinde yürürlüğe girdi.
Tumblr media
MARUZİYET SINIR DEĞERLERİ Tozlar için mesleki maruziyet sınır değerleri, değerlerin üstünde olamayacak. Tozlu işyerlerinde toz oluşumunun önlenmesi, tozun çalışma ortamına yayılmadan kaynağında yok edilmesi veya tozun bastırılması gibi diğer yöntemler ile toz yoğunluğu değerlerin altına düşürülmesi için çalışmalar yapılacak. Bu çalışmalar sonucunda toz ölçümü yenilenir ve toz yoğunluğunun uyulması gereken değerde olduğu veya altına düştüğü tespit edildiğinde çalışma izni verilecek. AKCİĞER RADYOGRAFİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Bu Yönetmelik kapsamına giren işyerlerinde, işyeri hekimince belirlenen sıklıkta ILO Uluslararası Pnömokonyoz Radyografileri Sınıflandırılmasına uygun standartlarda akciğer radyografileri çekilecek. Bu Yönetmelik kapsamına giren asbest ve türleri, kuvars içeren tozların bulunabileceği işyerlerinde; risk değerlendirmesi ve ölçüm sonuçları ile çalışanların sağlık durumları dikkate alınacak hangi sıklıkta standart akciğer radyografilerinin çekileceği işyeri hekimince belirlenecek. Asbest ve türleri, kuvars içeren tozların bulunabileceği işyerlerinde çalışanların standart akciğer radyografileri okuyucu tarafından ILO Uluslararası Pnömokonyoz Radyografi Sınıflandırılmasına göre değerlendirilecek. Farklılık gösteren değerlendirme sonuçları, okuyucular tarafından birlikte değerlendirilecek nihai sonuçlar işverene yazılı olarak bildirilecek. Okuyucu listeleri, İSGGM veya İSGÜM'ün internet sayfasından temin edilebilinecek. Asbest ve türleri, kuvars içeren tozlar hariç diğer tozların bulunduğu işyerlerinde çalışanların ILO Uluslararası Pnömokonyoz Radyografi Sınıflandırılmasına uygun standartlarda akciğer radyografisi işyeri hekimi tarafından maruz kalınan tozun özellikleri de dikkate alınarak değerlendirilecek. İhtiyaç duyulması halinde ileri tetkik ve değerlendirme için, okuyucuya gönderilebilecek. İnşaatlarda Alınacak Asgari Güvenlik Önlemleri ILO Uluslararası Pnömokonyoz Değerlendirme Kategorisi Çizelgesi'ne göre okuyucuların nihai değerlendirme sonuçlarına ilişkin raporunu alan işveren; kategori 0 olarak değerlendirilenlerin; aralıklı muayenelerle takibini yapacak, kategori 1 ve üzeri olarak değerlendirilenlerin; SGK tarafından yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularına sevkini sağlanacak, meslek hastalıkları tıbbi tanısında yetkili sağlık kuruluşu, düzenlediği raporların birer örneğini ilgili işverene gönderecek. İşveren, meslek hastalıkları tanısında yetkili sağlık kuruluşunun çalışanla ilgili düzenlediği raporda belirtilen çalışma koşullarını sağlayacak. İşveren, işyerinde çalışanların yaptıkları iş, çalışma süresi, toz ölçüm sonuçları ile kişisel sağlık dosyalarının kayıtlarını ilgili mevzuatta ayrıca belirlenmemişse çalışanın işten ayrılma tarihinden itibaren on beş yıl süreyle saklayacak. İşyeri ortamındaki tozlardan kaynaklanan hastalıkların yükümlülük süresi bu süreyi aşan işyerlerinde, evrakların saklanması hastalıkların yükümlülük süresine göre uzayacak. Çalışanın işyerinden ayrılarak başka bir işyerinde çalışmaya başlaması halinde, yeni işveren çalışanın kişisel sağlık dosyasını ve diğer kayıtları isteyecek, önceki işveren de dosyanın bir örneğini onaylayarak gönderecek. Çalışanlar kendilerine ait kayıtların bir örneğini alabilecek. Çalışanlar ve/veya çalışan temsilcileri de kayıtlar hakkında isimsiz olarak genel bilgileri alabilecek. Yazının ve videonun tüm hakları www.nedenisguvenligi.com‘a aittir. Telif hakları kanunu gereğince kopyalanamaz ve/veya farklı bir yerde kullanılamaz. Ancak alıntı yapıldığında link ve adres verilmek zorundadır. Read the full article
0 notes
karaca2508-blog · 3 years
Text
Pnömokonyoza Bağlı Hastalıklar
Tumblr media
Pnömokonyoza Bağlı Hastalıklar, Kollajen Pnömokonyozları, Nonkollajen Benign Pnömokonyozlar ve Diğer Elementlerin Pulmoner Etkileri vardır.
Pnömokonyoza Bağlı Hastalıklar
Kollajen Pnömokonyozları
Silisyum dioksit’in diğer minerallerle değişik oranlardaki birleşimi ile oluşan kompleks minerallere silikat denilmektedir. Değişik içerikli birçok silikat endüstride kullanılmaktadır. Bunların bir kısmı partiküler, bir kısmı da lifsel özelliktedir. Silika ve asbest dışındaki birçok fibröz ve kristal silikat da akciğer hastalığına sebep olabilmektedir. Zeolitler
Tumblr media
Zeolitlerin çoğunun toksik olmadığı düşünülmektedir. Ancak özellikle erionit tipinin çok fibrojenik ve malign dejenerasyona yol açıcı özellikte olduğu gösterilmiştir. Emici ve filtre edici olarak sanayide hatta günlük yaşamda birçok kullanım alanı olan zeolitler bir hidrate alüminyum silikattır. Bugün için bilinen 30’dan fazla doğal çeşidi vardır. Volkanik küllerin tortularında bulunmaktadır. Ülkemizde çok eski dönemlerde Erciyes Dağı’nın volkanik küllerinin yayıldığı Kapadokya bölgesinin bazı yerleşim yerlerinde yaygın erionit saptanmıştır. Bu mineralin dünyada ABD’nin batı bölgeleri dahil olmak üzere değişik lokalizasyonlarda bulunduğu saptanmıştır. Erionit maruziyetinin plevral plaklar, asbestoz benzeri interstisyel fibrozis gibi benign patolojilerin yanında mezotelyomaya ve akciğer kanseri gibi malign patolojilere de yol açtığı gösterilmiştir. Ancak patogenezi konusundaki tartışmalar devam etmektedir. Erionitlerin liflerinde değişik virüsler saptanmıştır. Bu tip erionitlerde malign etkilerin daha fazla olduğu, genetik predizpozisyonun da bu değişikliklere yol açabileceği konusunda değişik görüşler öne sürülmektedir. Talk Talk kimyasal olarak bir hidrate magnezyum silikat’dır. Silikatların en yaygın kullanım alanı bulmuş olanıdır. Ticari talk kullanımına bağlı farklı pnömokonyoz tipleri görülebilmektedir. Genellikle talk kristallerine demir ve nikel elementlerinin karışmış olması ve talk maddesinin kuvars ve asbest gibi diğer minerallerle beraber bulunması nedeniyle, ticari olarak kullanılan talkın bileşimi bölgeden bölgeye ve endüstriden endüstri’ye oldukça büyük farklılık göstermektedir. Talk cevherinin madenden çıkarılması aşamasında %1-17 arasında serbest silika da içerdiği saptanmıştır. Talk maruziyetinin olduğu başlıca iş kolları ve durumlar; seramik-çini yapımı, deri imalatı, lastik-kauçuk yapımı, kağıt imalatı, tekstil sanayi, çatı kaplama malzemesi yapımı, boya, gıda, bir çok ilaç, insektisit ve herbisitlerin yapımında da katkı maddesi olarak kullanılmaktadır. Ayrıca talk maden ve ocaklarında, sabuntaşı (pomza taşı) yapımında çalışanlarda ciddi talk maruziyeti söz konusudur. Talk ile ilişkili akciğer hastalığı aynı zamanda mesleksel olmayan bazı durumlarda da oluşabilmektedir. Örneğin oral ilaçların intravenöz enjeksiyonundan sonra sistemik talk mikroembolizasyonları oluşabilmektedir. Ayrıca ticari talk tozunun kozmetik kullanımı sonucu inhalasyonu ile de talk maruziyeti gerçekleşmektedir. Talk inhalasyonuna bağlı gelişen parankimal pulmoner fibrozise talkozis denilmektedir. Asbeste bağlı plevral hastalıkta olduğu gibi bazen kalsifikasyon ve plevral plak oluşumuyla beraberdir. Patolojik incelemelerde peribronşiyoler ve perivasküler makrofaj ve multinükleer dev hücrelerin birikim alanlarında irregüler şekilli veya iğnemsi görünümlü tipik talk kristalleri görülebilmektedir Talkozisde semptomlar, klinik bulgular tamamen diğer pnömokonyozlardakine benzer. Temel radyolojik görünüm asbeste bağlı hastalıkta olduğu gibi bilateral özellikle orta ve alt zonlarda hakim olan plevral plaklar, parankimal düzensiz interstisyel infiltrasyonlar (talkozis)dır. Talkozis asbestozise benzer şekilde bazallerde daha yoğun bir interstisyel tutulum örneği gösterir; apekslerde ve kostofrenik açılarda daha az tutulum olmaktadır. Nadiren nodüller birleşerek konglomerasyonlar oluşturur. Tutulumun olduğu alanlarda çok sayıda büllöz değişiklikler de izlenir. Plevral ve parankimal değişiklikler genellikle 15 yıldan fazla maruziyeti olanlarda görülmektedir. Asbestozda olduğu gibi talkozisde de SFT’de restriktif tip etkilenme örneği ile diffüzyon kapasitesinde azalma olduğu bildirilmiştir. Granülom formasyonuyla da oluşabildiği için bazı hastalarda serum anjiotensin konverting enzim seviyeleri yüksek bulunmuştur. Talk için izin verilen ortam sınır değerleri asbest’deki gibi 0.1 lif/m3 tür. Mika Potasyum, alüminyum, magnezyum, kalsiyum, ve florid içeren kompleks bir silikattır. Talkda olduğu gibi mika türü malzeme de sıklıkla tremolit asbest başta olmak üzere diğer minerallerle kompleks oluşturmaktadır. Bu nedenle mikanın tek başına hastalık yapma olasılığı kuşku ile karşılanmaktadır. Ancak lifsel yapı göstermesi ve liflerinin çok ince olması nedeniyle pulmoner hastalığa yol açması olasıdır. Bu nedenle saf mika inhalasyonunun pulmoner fibrozis ile sonuçlandığı bildirilmiştir. Mika grubu maddelerin ticari olarak kullanılan 3 türü vardır: (1) Muskovit tipi mika, daha çok soba ve fırın camları yapımında, yol yapımı, dayanıklı kiremit yapımında kullanılmaktadır. (2) Filogofit tipi mika, elektrik endüstrisinde kullanılmaktadır (3). Vermikulit tipi mika ise temel olarak ateşe dayanıklı ve izolasyon malzeme yapımı ile iyon değişim özellikteki malzemelerin yapımında kullanılmaktadır. Mika tozuna maruziyet çoğunlukla mika imalatı yapan kişilerde söz konusu olabilmektedir. Radyolojik ve klinik bulgular asbest ve talk’a bağlı patolojilerdekinden ayırt edilemez özelliktedir.   Kaolin Bir hidrate alüminyum silikat olup pratikte çini-porselen kili olarak bilinmektedir. Bu kil plastikler, kauçuk, boyalar ve yapıştırıcılarda dolgu maddesi olarak, kağıt kaplamada, emici-soğurgan olarak kullanılmaktadır. Ayrıca ateş tuğlası yapımında, insektisit ve gübre imalatında katkı maddesi olarak da kullanılmaktadır. Kaolinin çıkarıldığı cevherler ileri derecede nemli olduğu için maruziyet kaolinin içeriğindeki suyun %30’undan fazlasını kaybettiği rafineri işlemlerinden sonra oluşmaktadır. Her ne kadar tek başına kaolin maruziyetinin akciğer hastalığına yol açabildiği olgu sunumu şeklinde bildirilmiş olsa da, birçok olguda diğer silikatlara maruziyet de söz konusudur. Kaolin maruziyetine bağlı önemli akciğer hastalığı insidansı değişik oranlarda bildirilmektedir. Maruziyeti olanlarda pnömokonyoz olmadığını bildiren yayınların yanında, pnömokonyoz insidansının %25’e kadar vardığını bildiren yayınlar da vardır. Kaolin maruziyetinde radyolojik görünüm bilateral bronkovasküler dallanmada artışından, bilateral diffüz nodüler ve miliyer görünüme kadar değişkenlik gösterebilmektedir. Bilateral interstisyel tutulumu olan olgularda PMF de oluşmaktadır. Klinik bulgular diğer pnömokonyozlarda olduğu gibi nonspesifiktir. Patolojik incelemede saptanan bulgular, pigmentten zengin makrofaj ve retikulum lifleri ile beraber büyük konglomerasyonlara kadar değişen büyüklükte dev makrofaj kümelerinin olduğu peribronşiyal maküllerdir. Dev kümeler büyük çaplarına rağmen oldukça az kollajen içerirler. Kollajen içeriğinin varlığı, kaolin maruziyeti ile birlikte diğer silikatların maruziyetini de gösterir. Genellikle toz maruziyetini en aza indirmek için taş ocaklarında ve madenlerde sulu çalışma yöntemi kullanılır; ancak, yine de taşıma, yükleme sırasında yüksek konsantrasyonlarda toz maruziyeti olmaktadır. Kaolin için izin verilen maruziyet sınırı 2 mg/m3’dür
Nonkollajen Benign Pnömokonyozlar
Değişik inert minerallere maruziyet akciğerlerde birikime ve doku reaksiyonuna yol açabilir. Ancak bu inert minerallere saf maruziyet söz konusu olursa başlamış olan doku reaksiyonu maruziyetin sonlanması ile fibrozise yol açmadan ortalama 3-6 ayda düzelir bu tip pnömokonyozlara benign pnömokonyoz denilmektedir. Benign pnömokonyoza yol açan minerallerin başında antimon, baryum, demir, gümüş, kalay ile seryum, skandiyum, yitrium ve lantan gibi nadir elementler gelmektedir Baryum İnert bir mineral olup, özellikle sülfat tuzları değişik ürünlerde dolgu malzemesi olarak, renklendirmede ve cam yapımında kullanılmaktadır. Gerek cevherinin çıkarılması, gerekse de bu kullanım işlemleri sırasındaki maruziyeti baritozis denilen nonfibrojenik benign bir pnömokonyoza sebep olabilmektedir. Baritozisli olguların akciğer grafisinde oldukça yoğun ve yüksek dansiteli, kişinin kliniği ile uyumlu olmayan bir görünüm vardır. Lezyonlar kısa süreli maruziyetten sonra bile gelişebilmektedir, ancak maruziyet sonlandıktan sonra hızlı bir düzelme gösterebilmektedir. Bazı hastalarda kronik produktif öksürük ve/veya astım benzeri semptomlar olmakla beraber olguların çoğu asemptomatiktir.    
Diğer Elementlerin Pulmoner Etkileri
Nadir elementler Yer kabuğunda nadir bulunan elementlerin başında seryum, skandiyum, yitrium, lantan gelmektedir. Bu elementler nadir elementler olarak isimlendirilse de geniş kullanım alanları vardır. Ancak akciğerlerde birikimi yani pnömokonyoz oluşumu esas olarak grafik sanatlarında karbon lamba kullananlarda, printer veya sinema projektörü kullananlarda görülmektedir. Olguların bir kısmında granülomatöz inflamasyon ve parankimal fibrozis tanımlanmıştır. İnhale edilen tozdaki minerallerin atom numarası 51 ile 71 arasında yüksek değerlerde değiştiğinden, tipik radyolojik görünüm stannosisde olduğu gibi yüksek dansiteli, nokta tarzı diffüz opasitelerdir. Semptomatik olan olgularda SFT’de restriktif tip etkilenme tanımlanmıştır.
Tumblr media
Grafit Elmas gibi, karbonun kristal bir formudur. Ancak elmasın aksine oldukça yumuşaktır, elektrik iletebilirlik özelliği vardır, erime noktası 4 bin derece santigratlar düzeyindedir. Ayrıca hemen hemen tüm solventlerin içinde çözünmeden kalabilme kapasitesi vardır. Bu özellikleri nedeniyle elektrokimyasal sanayide, dökümcülükte dış yüzey kaplayıcı olarak, boya yapımında başta olmak üzere birçok iş kolunda kullanılmaktadır. Ayrıca elektronik motorların yapımında, kurşun kalem imalatında da kullanılmaktadır. Doğal grafit genellikle mika, silika ve demir oksit de içerir. Toksik etkileri de çoğunlukla büyük bir olasılıkla bu karışım nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Yoğun doğal grafit maruziyetinde grafit pnömokonyozu denilen silikozis benzeri tablolar bildirilmiştir. Özellikle silika içeriğinin fazla olması halinde KİP veya komplike silikozisi düşündüren hızlı PMF gelişimi de görülebilmektedir. Klinik ve fonksiyonel bulgular diğer pnömokonyozlarla aynıdır.   Read the full article
0 notes
karaca2508-blog · 3 years
Text
Toz Sınıfları
Tumblr media
Toz sınıfları, kimyasal kökentli tozlar, biyolojik kökenli tozlar ve partikül boyutlarına göre tozlar olmak üzere ayrılırlar. Belli süre havada asılı kalabilen çeşitli büyüklükteki katı taneciklere “toz” denir. Tozlar çeşitli organik ve inorganik maddelerden aşınma, parçalanma, öğütme, yanma sonucu oluşan ve büyüklükleri 1 mikrometre ile 100 mikrometre arasında değişen parçacıklardır.
Toz Sınıfları
Kimyasal Kökenli Tozlar
Organik Tozlar Organik toz tek ve saf bir toz olmaktan çok bir karışımdır. Bu karışım içinde bitki kırıntısı, polen, hayvan dışkısı kırıntısı, böcekler, kuş tüyü, mikro organizmalar, pestisit kalıntıları ve antibiyotikler bulunabilir. Bu tozlar: - Bitkisel kökenli tozlar (Pamuk tozu, ağaç tozu, un tozu, saman tozu vb.) - Hayvansal tozlar (Tüy, deri vb.) - Sentetik bileşenlerin tozları ( DDT, trinitro toluen vb.) İnorganik Tozlar
Tumblr media
İnorganik tozlar akciğerde birikme eğilimindedir. Bunlar arasında fibroz (akciğer dokusunun sertleşmesi) oluşturma riski olan tozlar, akciğerlerdeki hava kesecikleri olan alveollerde dokusal bozukluk meydana getirerek kronik akciğer hastalıklarına neden olurlar - Metalik tozlar (Demir, bakır, çinko tozu vb.) - Metalik olmayan tozlar ( Kükürt, kömür tozu) - Kimyasal bileşiklerin tozları (Çinko oksit, manganez oksit vb.) - Doğal bileşiklerin tozları (Mineraller, killer, maden cevherleri vb.) Mineraller: solunabilir, kristal yapıda silika tozu - Asbest lifleri içeren tozlar - İnsan yapımı mineral lifler (Alüminyum silikat lifler)    
Biyolojik Etkileri Bakımından Başlıca Toz Grupları
Fibrojenik Tozlar Bazı maddelerin fibrojen lif kapasitesi olan toz partikülleri, solunduğu ve akciğerlerde biriktiği zaman akciğerlerde fibrotik değişiklikler meydana gelir. Bu fibrotik doku zamanla akciğerin normal aktif dokularının yerini alır. Ciğerleri yavaş yavaş tahrip ederek insanların çalışmasını zorlaştırır ve ömrünü kısaltır. Bu tür tozların en belirgin örnekleri silis, asbest, talk, alüminyumdur. Yukarıda saydığımız tozlar sırasıyla silikoz, asbestoz, talkoz, aliminoz adı verilen pnömokonyozlara (Akciğerde tozların birikmesine bağlı hastalıklara) yol açar. Çalışanın hastalanmasında bu tozların ortamdaki konsantrasyonları, maruz kalma süresi, vücut direnci gibi faktörler etkilidir. Bu nedenledir ki özellikle yeraltında, kömür madenlerinde çalışanlar belli aralarla dinlenmeye alınırlar. Toksik Tozlar Vücuda alındıklarında çeşitli organlar üzerinde (sinir sistemi, karaciğer, böbrekler, mide ve bağırsaklar, solunum organları, kan yapıcı organlar gibi) kronik veya akut zehirlenme etkisi yapan tozlar bu sınıfa girer. Tozu oluşturan bileşenlerin biri veya birkaçı toksik bir madde ise maddenin cinsine, tozdaki yüzdesine, havadaki tozun yoğunluğuna, solunan tozun miktarına göre zehirlenmelere neden olabilirler. Kurşun, kadmiyum mangan gibi ağır metal tozları bu grubun en belirgin örnekleridir. Kadmiyum böbreklerde, mangan santral sinir sisteminde toksik etkiye sahiptir. Kurşun tozları ise kan sistemi, sinir sistemi, boşaltım sistemi ve sindirim sistemi gibi pek çok sistem üzerinde toksik etkiler gösterebilir. Kanserojen Tozlar Çeşitli iç ve dış faktörlere bağlı olarak insanlarda kansere yol açabilen tozlardır. Beslenme, yaşam koşulları, çevre kirliliği mesleki etkiler gibi faktörlerin kanser oluşumunda rolü olduğu düşünülmektedir. Bugün kanserojen olduğu bilinen tozlar şunlardır: Asbest, arsenik ve bileşikleri, berilyum, kromatlar, nikel ve bileşiklerinin tozları Radyoaktif Tozlar Hava içinde toz halinde bulunan radyoaktif maddelerin yaymış oldukları iyonize ışınlar, insan organizmasının hücre ve dokularında hasar yapar, tümör oluşumuna ve genetik bozukluklara neden olurlar. Bunlar çok sayıda olmamakla birlikte en önemlileri; uranyum, toryum, seryum ve zirkonyum bileşikleri, trityum ve radyum tuzlarıdır Alerjik Tozlar Duyarlı kişilerde ateş, astım, dermatitler gibi çeşitli alerjik reaksiyonlara yol açabilen tozlardır. Çeşitli bakteri, maya, k��f ve polenler de böyle etki gösterebilirler. Nemli ve sıcak ambar, ahır gibi yerlerde uzun süre bekleyen hayvan yemi, saman, ot, tahıl, küspelerin küflü tozlarının solunması ile alerjik solunum sistemi hastalıkları ortaya çıkabilir. Pamuk, keten, kenevirle çalışanlarda, dokuma fabrikası çalışanlarında görülen bisinoz, fırıncılarda un nedeniyle görülen bronşial astım, alerjik tepkilerdir. Ağaç tozları da bu grupta yer almaktadır İnert Tozlar İnert tozlar, vücutta birikebilen fakat fibrojenik ve toksik etkileri olmayan tozlardır. Solunan ve çöken partiküller, nefes alıp vermeyle ve solunum sisteminin kendi kendini temizlemesi yoluyla vücuttan atılırlar veya en kötü durumda, akciğerde büyük patolojik etkiler yapmadan daimi bir birikim meydana getirirler. Kireç taşı, mermer, alçı taşı tozları ve tütün tozu bu gruba örnektir.  
Partikül Boyutlarına Göre Tozlar
Solunabilir Toz (Respirable/ Alveollere Ulaşan Toz) Solunum yollarına girip büyüklükleri bakımından alveollere ulaşan toz grubudur. Akciğerlerde hastalık meydana gelmesi bakımından bu tozlar en büyük tehlikeyi oluşturur Toplam Solunabilir Toz Burun, boğaz ve üst solunum yollarında tutulan toz grubudur Toplam Toz Tozun boyutuna veya kompozisyonuna bakılmaksızın, havadaki tüm partikülleri içeren toz grubudur
Tumblr media
  Read the full article
0 notes