Tumgik
#seviştiğimiz günler
adar-mine · 4 years
Text
Tumblr media
Seviştiğimiz Günler (1961)
27 notes · View notes
ilberim · 4 years
Text
Bir Belki Ve Birde Sen Varsın
Tek Sevdiğim!
Tek kalbim!  
Tek sinem ve tek hakikatim!
Yorgunum biraz havalardan diye düşünüyorum ama değil. Kalbimi yoklayan o kadar lüzumsuz şey var ki, hepsi istemeden geliyorlar ve gidiyorlar. Kendilerince beni üzmeye de çalışıyorlar. Şükür ki sen varsın… ve bunlar beni neden etkileyemediklerini çözemiyorlar.
Sığınağım benim!
Bedenim yorgun ve perişan, fakat kalbimin  sana olan saf sadakatiyle sessizlik içinde  pas parlak ışıklar saçıyor. İçimi sıkan katılığı soğuk gecenin karanlıklarının peşinden dağların arkasından yükselen güneşin saçtığı ışık gibi gözlerimden akan yaşlarla defalarca yıkadım. İyiyim ama...
Sevdiğim!
Bilmelisin, bir başka güzel gördüğünde değişme gösteremez gerçek aşık olan…hiçbir şeyden emin olmasam bile bu aşkımdan eminim. Yine de yalvarıyorum, sana. Bu karmaşanın içinde zamanla yarışıyorum…ömrüm tükeniyor. Çok uzun bir ömrüm yok, böyleyken böyle. Bu arada kimse benim sana olan aşkıma sahip olmadığını fark ettim. Aşkım nedeniyle elimde olmadan çılgınca delice şeyler yaptım, arada bir  kalbini de istemeyerek kırdım. Ve beni   üzen sebepler sana sahip olamadığım anlar, heba olduğu anlar.   Yine de sabırla beni hayatıma geri döndürdüğün günler aklıma geliyor, hüzünleniyorum.
Aşkım, hayal kırıklıklarıma kadar sana teslim oldum. Senden kendimi değil tek bir düşüncemi bile saklamadım ve vücudunun bir parçası da ben olmalıyım diye sana benliğimi akıttım.
Seni seviyorum demek çok güzel değil mi?
Seni çok seviyorum…bu ağzımdan çıktı çıkalı…bir hakikat ve ar namus şişesini kırdım. Bundan gayri ayaklar altında ezilsem tükürüklere boğulsam sıkıntı değil. Çünkü sen benim hayatımın sevinç kaynağısın.
Hayatın bizden sakladığı bir çok aşk hikâyesi içinde bizimkinin yerini düşünüyorum. Biz hangi seviyesindeyiz. İçime çeklildiğim anlarda  kendim için bir şeyler yapmaya çalışıp  düşlerimi bile kovaladım, sana ruhumu vereyim, sadece sen kalasın diye. Seninle seviştiğimiz ilk günden  beri aklımdan çıkmıyorsun ve   bedenimle de bir mahkum gibiyim. Senden önce kalbim tıkırdıyorken şimdi  şiddetle atıyor. Şimdi hep bayılıyorum bayılıyorum
En çok neyine hayranım biliyor musun, her şey senin yanında değerli, değersiz hiçbir şey yok. Bana bile değer verdin de ben kendime bir yol buldum. Değersizlik alnımda yazılı gibi asılmıştı bir zamanlar.
Aşk bir hayal mi yoksa his mi diye merak ediyordum. Aşk bu yaşadığım olmalı galiba? Zamanla solan bir çiçek olmadığı kesin. Genelde büyük aşk hikâyelerinin çoğu son derece acıklı ve ölümle sonuçlanıyor… hepsi aşk için ölmek sözünü ispat edermişçesine. Bizim içinde bu olacaktır. Keşke seninle beraberlik konusunda  ne çok sevdiğimi ve çocukluğumdan beri sadece seni sevdiğimi, çok önceleri söyleseydim. Fakat çaresizlikten  yapamadım, senin o zaman kıymet verdiğin kişiler bile benden kopartırlardı. Sende belki kolay kolay kabullenemezdin. Bu durumumu  anlatmazdım, fırsatım olmadı. Birde sevgimin zaman içinde kalbimin derinlerinden silinip azalacağını bekledim olmadı. Kendime bakıyorum da, dalları kırılmış kökü sökülmüş, geleceği kararmış, yolu sapa düşmüş, deli divane, mahkum bir ağaca, kim gönül bağlar, dilek tutardı ki…
Böyleyken bile...
Ben sana hayatımda ve ölümümde   daima senin olacağım…dedim ama içimdeki tek pişmanlığım sana hislerimi geç söylememdir daima.
Şimdi yanında olsaydım, elini tutsaydım,  seni ne kadar çok sevdiğimi ezeli şarkım çocukluk aşkım diye söyleseydim. Ama olmuyor…olmayacakta. Kolayı da yok çaresi de.
Hayallerimde ikimizi yine yan yana görmek mutluluk verici…bu kadarı için bile ne kadar dua ettiğimi sadece tanrı bilir.
Her sabah uyandığımda senin varlığına şarkılar söylüyorum…ölmediğime seviniyorum, bir belki ve birde sen varsın, diye. O bir anımı  yılar yılına  tercih ederim…inan ki…
Yüce Dosta sordum…nasıl ve neden denilecek her şeyi.
O da, sus…dedi..
Cevabı nedir…kim ne bilir…değil mi…
1 note · View note
ahbapboyama · 5 years
Text
keşke görseydik, ölmeseydim
şimdi eski günler geri, kafası yeni geldi.
böyle sarmadan da gülebildiğimiz günlerdi. aklım almıyor herkes çekti gitti. ne iyi günlerimizdi. kabir azabı okuyup korkarak seviştiğimiz hepi topu bir kanepeli dünlerimizdi. keşke ölseydik, çaresiz özlemek ne büyük cehennemmiş.
ne değişik cennetlerden kovulduk düşününce. düşünmekten akıl yitirip asla bir araya gelemeyince. habilimi öldürdüm, ben başlattım.
sevmem öyle saf, insanlıktan eski. hatrım dumanlı, düşme yâdıma düşme.
kaç giyotin durdu yarıda, kime inanıp devrime koştum? ne kadar anıldım, kaç saniye ölümsüz oldum? hangi paragrafta adım geçti, canım niye hatırlamıyorsun bu kumandanların kim? tüm silahlarımı bıraktırdın, sınırın burasında kaldım. kimbilir kime esir, yalvarsam serbest bırakır. yalvarmam.
kuru tayınlarından kafam çok güzel. ilime içime pide fırını gibi nüksettin gittin. ver gitsin küreği acıma ver! keşke ölseydik, görmeseydim.
ama gördüm.
12 notes · View notes
yalnizlikdefteri · 4 years
Text
Ben bir kadınım. Toplumumuzda erkeğin beyni adlı kurgum.
Yatağın ucundaki bu kızıl saçlı kadın, benim için ne anlam ifade ediyor ? Belki birkaç yıl öncesinden bugüne kadar ki anılarımın toplamıdır. Bir kadın nasıl olurda herşeyi düşünebilir ? Kadınların fil hafızalı olması yaradılıştan mı gelir ? Belki de hayat mücadeleleri buna dayanmakta, kim bilir. Dışardan bakıldığında sahip olduğum kadının çok güzel olduğu gerçeğine kapılıyorum. Sahip olmak eylemine, hiç bu kadar anlam yüklenmemiştir. Kızıl saçlar, bembeyaz bir ten, kırmızılığını kendinden oluşturmuş bir dudak, uzun kirpikler, yemyeşil gözler ve ince bir bel. Ben bu kadına sahip olamazdım, o sahip olmama izin vermişti. İncecik beline baktığımda vücudunun yanımdayken aldığı şekli düşündüm. Kadınların işi zor olmalı. Beğenilme arzusunu içinde hep bulunduran ama bunu dışarı yansıtmayan bir yapıları var. Erkek olarak tek yapmamız gereken, tavlamak. Bir kadının her halini anlamlandırmaksa yorucu.
Yatağının kenarında oturan kadının yanına gittim. Bana ait olması onu ben yapmazdı. Kendi fikirlerini hiç önemsemediğimi düşünüyordu. 3 yıllık beraberliğin 2 yılını aynı evde geçirdik. 1 yıldır sürekli kavga ediyorduk. Ben erkeğim, onu yatakta ilk zamanlar çok şehvetli ve mutlu hissediyordum. Şimdilerse isteksiz ve ben yine çok iyiyim. Libidom hala tavan ve bu durum onu istekli hale getirmiyor. Aramızdaki sorunları yatağa yansıtma huyu var. Yansıtmamalı ki aşkımız hala sürsün. Anlamaktan güçlük çektiğim sebepsiz tripleri ve en ufak şeyden nem kapan bir güveni vardı. Şüpheci, kavgacı taraf oydu. Çünkü ben çoğu kavgamızın neden dolayı olduğunu anlamıyordum.
Bu gece aynı yatakta saatlerce sessizliğimizi koruduk. Kafamdan çok güzel olduğu haricinde bir artısı olmayan biri olmak için çabalıyor gibiydi. Benden önce evlenip boşanmıştı. Neden boşandığını bilmiyordum. Hiç bahsetmedi, sormadım. Dul olması kötüydü. İlk ben sahip olmak isterdim ona. Ama sevmiştim, artık yapıcak birşey yoktu. Evli olmamamız bunun sorun olmasına müsade etmiyordu. Aileme açıklama yapmak zorunda değildim, evlenmediğimiz sürece.
Odanın sol köşesindeki dolaptan birer kadeh içki alıp geldikten sonra sessizlik hala devam ediyordu. Bir ara ince belinden kavrayıp öpmek istedim. Ancak yine bilmeden bişey yaparım diye korktum. Bu zamana kadar herşeyi bilmeden yapmış ve bu odanın içinde günlerce sessizce yatağın kendime ait olan kısmında uyumuştum. Herşey bu odanın içinde bitmeliydi. Şu odanın kapısında kalmalıydı bütün sorunlar. Kadındı o, beni mutlu etmeliydi ki gözüm dışarda olmasın. Ama böylesi sorunlu bir durumdan ben artık kaçmak istiyordum. Onu fazlaca arzuluyor ilk zamanlarda olduğu gibi odanın her köşesinde sıkıştırmak istiyordum. Sessizliğini üç beş kadehten sonra bozdu. Artık benimle yapamıyormuş. Olmazmış artık. Sevmiyormuşum onu. Buna kendisi karar veriyor ya! Ben her gördüğümde yeniden hayran olduğum kadını bu odanın içide tanıyamaz duruma geldim, sesim çıkmıyor. Kalbim biraz bozuk biraz kırgın ama hala yanımda olması rahatlatıyor beni. Ona sarılmalıyım, hem de hemen. Yoksa gidicek. Üç beş gün üzülücem belki hiç unutamayacağım. İhtimaller içinde herşey bu kadar net değilken yaşadıklarımız gözümün önünden geçiyor.
Her sabah uyanıp kahvaltımızı bu odanın içinde yapmamız. Özel duşumuzda beraber sevişerek duş almamız. Aynı küvetin içinde saatlerce uzanıp onun bunun dedikodusunu yapmamız. Dolabını toplarken onun giymek istemediği kıyafetleri zorla ona giydirip sevişerek onları üstünden çıkarıyor olmam. Daha bir sürü şey yaşamışız bu odada. Ama gitmek istiyor. Bilmiyor ki bu gecenin sonunda, sabah uyandığımda yatağın diğer kısmımda onu bulamazsam erkeklik gururudur affetmem. Bensiz hiçbişey yapamaz ki. Bensiz kavanoz kapağını açamaz mesela. Bensiz dolabın yukarısına yetişemez. Hem akşam yemeklerinde salatayı kim yapıcak ? Ne kadar lazımım aslında ona, farkında bile değil. Benim ona ihtiyacım yok oysaki. Herşeyi kendim yaabiliyorum. Seks dışında. Onu da bulurum birilerini. Aynı ten olmaz, aynı koku ama ihtiyacım giderilir en azından. Belki de bitmemeli.
Yanına oturup saçlarıyla oynamaya başladığımda dönüp gözlerimin içine baktı. Öpüşmek için yeltendim ancak istemedi. Kafasını çevirmesi soğumama sebep oldu. Odanın sağ köşesindeki bibloya baktım. Salıncakta sallanan yaşlı bir çiftin biblosuydu. Bu bibloyu onu ilk öptüğüm gün hediye etmiştim. Yanında ki ufak bibloları hatırlamıyorum bile. İllahaki düşünüp almışımdır. Ben herşeyi düşünürüm çünkü. Hiçbir şeyi dert etmeyen ve bu mutluluğu bozmayan biriyim. Gözüm televizyona takıldı. Altındaki playstationa baktım. İlk aldığımda çok fazla zaman geçirip onu ihmal ettiğimi söylerdi. Oysa öyle bişey mümkün değil, aynı evdeyiz. O da kendine bir hobi edinmeliydi, benle uğraşmak dışında.
Tüm gün seviştiğimiz günler olurdu. Belindeki kıvrımlara bayılıyorum, bunu biliyor ve üstümdeki hareketlerini o kıvrımı göstererek yapıyordu. Aynı eve girdiğimiz ilk zamanlar çok fazla sevişiyorduk. Her gördüğüm alanda sıkıştırıp giriveriyordum içine. Hoşuna gidiyordu. Sonrasında olay çok fazla buna dayanmasın diye istememeye başladı. Bana durumu açıkladığında çok gülmüştüm. Erkeğim ben tabiki isteyeceğim seni demiştim. Haklıydım, istiyordum. Şuan gitmek isteyen kadına bakıp hala onu arzulayabiliyordum. Ben onunla mutuydum, onun duyguları umrumda değildi. Mutluluk iki taraflı olmak zorunda değilki. Bir taraf fedakarlık yapmak zorunda ve o kadın olmalıydı.
Saatler geçti. Hala beni neden istemediğini anlayamıyorum. Saatin yelkovanından çıkan her ses onun gidişini yakınlaştırıyor. Sesi çıktı sonunda, aldatıldığı için boşanmış. Sormadım halbuki. Aldatılmak zor olsa gerek. Güzellik yetmiyor biliyorum. Ondan daha güzelini bulamam ama yatakta daha iyi sevişen birini bulabilirim.Erkeğim ben hakkım bu, sevişmek, yatakta mutlu olmak, güzel yemek yapması ve herşeyin dört dörtlük olması gerek. Aldatılmak için bunlardan birini yapmaması yeterli kadının ve yanımdaki güzel kadın şuan beni mutlu etmiyordu.
Merakımdan sordum. Neden istemiyordu ki beni? Beynimden vuruldum. Aldatılmışım. Hem de eski kocasıyla. Bu kadınlar gerçekten aptal. Duygusal boşluğun içindeyken yanında olmamışım da onu aramış ve onunla yatmış. İlk öpüştüğümüz günde aldığım bibloyu yüzüne fırlattım. Sanırım biraz kanadı. Yüzüne bakamıyorum çok tiksinmiştim ondan. Meğer bunca zaman yatakta mutluluğu onunla yaşıyormuş. Ben de sıkıntı olmadığını hep söylerdim, benim hiçbir eksiğim yok, bütün sıkıntı onda. Ben mükemmelim. Hala yakışıklı ve zekiyim. Benden daha iyisini bulamaz, pişman olucak.
Odadan çıktım. Uzun zamandır olmak istemediğim biyerde olma hissimden kurtulmak için arabama atlayıp iki ev ilerde durdum. Kapıyı çaldım ve şuan eski sevgilim olan kadının en yakın arkadaşına geldim. Dudaklarıma yapıştı hemen, belli ki özlemiş. Sık sık görüşürdük ancak bu seferki şehvetli olucaktı. Çünkü sinirliydim ve sinirimi ondan çıkarmak istiyordum. Kulağıma vısıldadığı kelimeler daha da güçlü bir erkek olduğumu hissettirdi. Aldatıldım dedim bir anda. Güçlü bir kahkaha attı, bir kadına yakışmayan ses tonuyla. Aldatıldığım kadar aldattığımı söyledi. Sinirlendim ve son gücümle içine girdim. Şehvetin verdiği rahatlıkla üstümü giyinip eşyalarımı almak için evime döndüm. Eve girdiğimde yeniden bir sessizlik hakimdi. Kapıyı açtım ve baygın yatan beni aldatmış eski sevgilimi gördüm. Üstünde bir not vardı. “Ben seni aldatmadım, sen beni aldattın.Yakın arkadaşımla mutluluklar..”
Hakkettiğini buldu. Benimle konuşmak yerine kendini öldürmesi kendi iradesizliği. Şuan yakın arkadaşıyla beraberim. Bazen aklıma gelince sadece hala kucağımdayken kıvrılan belini düşünüyorum. Bazen hayal edip rahatlıyorum da. Erkeğim ben bunu düşünmek hakkım.
0 notes
Video
Seviştiğimiz Günler - Türk Filmi
0 notes