#tipe bakın

[beyazmantoluu]

bayramın ilk günü bu eşeği kurtarmakla geçti. yaklaşık bir buçuk metre derinliğindeki bahçe tuvaletine (köylerdeki şu kuyu gibi olanlardan) düşmüş. dün dayım çok uğraşmış ama çıkaramamış. başından ayrılamadım sonra da itfaiyeyi aradım. birazdan geliyoruz, dediler. neyse gözüm telefonda adres için tekrar ararlarsa diye. itfaiyeci abi aradı. diyor ki "bayramın mübarek olsun beni tanıdın mı" :d "yok tanıyamadım" diyorum. bir isim söylüyor "tanıdın mı" diyor. abi kedi, diyorum "orası kimin evi" diyor djdndnd dayımın ismini söyledim "tamam işte ali'nin evi, yakınım oraya birazdan geliyorum" diyor djsnfönsm meğer köyden komşu biriymiş.

#allahtan pek kullanılan bir yer değil #tipe bakın #sanki ben dedim oraya gir diye :d

[murat-o41]

KARISINI SİKTİRENLER KULÜBÜ.

Merhaba dostlar, bu okuyacağınız hikayemde isimleri değiştirdim. Adım Orhan, 35 yaşındayım. Aslen İzmirli olan Karımla 5 yıl önce evlendim. 1 yıl evli kaldıktan sonra da boşandım ve onun en iyi arkadaşıyla (Sezenle) evlendim. Önce eski karımdan biraz bahsetmeliyim. Kendisi benden 10 yaş küçük, maddi durumu oldukça iyi, güzel bir kadındır. Karımla, babasının Turizm şirketinde çalıştığım bir dönemde tanıştık. Karım İstanbulda okuyordu. Açıkçası, Potronun kızı, paralı, hemde güzel diye kaçırmak istemedim ve hemen kafalıyıp evlendim. Okulunu bile bitirmemişti. Evlendikten sonra hemen İstanbula taşındık. Karım okurken, ben de babasının Parasal imkanlarından faydalanıyordum.

Herşey çok güzel olacak sandım. Oysa ki bakın başıma neler geldi: Karım evlendiğimiz gece, ‘bir başkasından 1 aylık hamile olduğunu, kendisini siken adamı çok sevdiğini, ancak o adamın kendisini bir başkası için terkettiğini, hatta hamile olduğunu bile bildiğini, sırf ona inat çocuğu doğurucağını, benim de bu durumu kabul edebilecek Menfaat-Perest bir tipe sahip olduğum için, benimle evlendiğini’ söyledi. Bunları duyduğumda çok hiddetlendim. Ama (ister Yuh Godoş deyin, ister Boynuzlu deyin) bana alınan arabayı, verilen sermayeyi ve karım tek çoçuk olduğu için kalacak büyük mirası düşünüp sustum!

Evli kaldığımız bu bir yılda karımı hiç sikememiştim. Artık doğum sonrası sikerim diye sabrettim. Karım bir kız çocuğu doğurdu. Doğumdan sonra birkaç ay geçmiş, ben halen karımı sikmek için çabalıyordum. Fakat karım, “Bana bak Orhan, kusura bakma ama, sen benim seks yapabileceğim biri değilsin! Kızımın babası Atilla gözümün önünde tüm tanıdığım kadınları sikiyor, ben de onun tüm tanıdığı erkeklere kendimi siktirecem! Sen de bana ya müsade edersin, yada boşanırız!” dedi. Ben de bol paraya, Kayınpederin bana sunduğu imkanlara öyle çok alışmıştım ki, “Peki!” dedim. Durumu kabullenince, karım beni takıldıkları grupların içine sokmaya başladı. Zaten Atilla ile de bu partilerde tanışmış. Bu partilere skilmek isteyen kızlar, karısını siktirmek isteyenler, kız arkadaşına turnike yaptırmak isteyenler geliyor. Tabi ki sikici tarz adamlar da affetmiyor, sikiyor. Partide karınızın hoşlandığı bir adama gidip, “Karımı sikermisin?” diye soruyorsunuz ve adam sikmeyi kabul ederse, karınızı siktiriyorsunuz.

Karım ilk Nihatla sikişmek istedi. Nihat Atilla’nın en iyi arkadaşıydı. Karım bana, “Git Nihata söyle siksin beni!” deyince, hemen Nihata gidip, “Karımı sikermisiniz?” diye sordum. Nihat pis pis gülerek, “Getir Orospu karını da sikeyim! Ama bir şartım var, karın en iyi arkadaşı Sezeni de çağıracak. Ben karını sikerken, aynı anda Atilla da Sezeni sikecek! Sikiş başlayınca sende otur seyret, bak karının başına ne yarraklar gelecek!” dedi. Gidip karıma Nihatın bu şartını söyledim. Karım, en yakın arkadaşı olan Sezene telefon açtı, telefonda yalvarıyor, partiye gelip kendisini siktirmesi için. Yarım saat sonra Sezen de kendini Atillaya siktirmeye gelmişti. Sezen çok güzel, uzun boylu, kızıl saçlı bir genç kızdı…

Nihat ve Atilla pantolonlarını sıyırıp karşılıklı iki sandalyeye oturdular. Atilla’nın siki çok bakımlı ve traşlı, Nihat’ınki ise olduça kıllı ve çok kalındı. Partideki yaklaşık 20 kadar kişi nefesini tutmuş, heyecanla ve merakla az sonra gerçekleçecek sikiş şovunun başlamasını bekliyordu. Karım Sezenle birlikte, seyircilerin Atilla ve Nihatın etrafında oluşturdukları çemberin içine girdiler. İzleyenlerin alkışları ve ıslıkları eşliğinde soyunmaya başladılar. Az sonra ikisi de çırılçıplak kalmıştı. Karım Nihat’ın sikini, Sezen de Atilla’nın sikini ağızlarına almış somuruyorlardı. İkisi de göt göte vermiş, önlerindeki sikleri hırsla emiyorlardı. Karım Nihat’ın sikinin kıllarını ağzından temizlemek istedikçe, Nihat zorla karımın ağzına abanıyor, hepsini karıma yediriyordu. Atilla ise, (sonradan evleneceğim Sezene) taşşaklarını yalatıyordu. Ordaki herkes gibi ben de (karımın başrolde oynadığı) bu heyecanlı şovu izliyordum…

Sonra Atilla Sezene, “Otur bakalım!” diye kucağını gösterdi. Tabi ki Sezen tam bir Geyşa gibi her söyleneni yapıyordu. Sezen kucağa oturunca, Atilla Sezeni çatır çatır sikiyor, herkes alkışlıyordu. Nihat ise halen karıma saksofon çektirmekle meşgul. Sezen kucakta zıplarken Atilla hızlanınca, Sezen, “Sakın içime boşalma!” diye uyradı. Ama Atilla buna rağmen tüm döllerini Sezenin içine bırakarak, sadece “Pardon!” dedi. O sırada Nihat da boşalmış, karımın suratını spermleriyle yıkamış, kasıklarına fışkıranlarını da kıllı kıllı yediriyordu karıma. Atilla Sezeni sikilmiş bir halde orda öylece bırakıp kalktı ve izleyenlerin arasındaki erkeklere, “Ben aslan payını aldım, Orospu sizindir, ama sakın amından sikmeyin döller karışmasın, kutu gibi götü var affetmeyin!” dedi. Ordan hemen birkaç erkek öne çıktı ve Sezenin götüne yapıştılar. Sezenin götü, kalkmış yarrakları indirirken, Nihat da yanına çağırdığı birkaç erkekle birlikte karımın amını, götünü ve ağzını sikmeye başladılar…

Adamlar iki saate yakın, karımı ve Sezeni am göt siktiler, ben de izledim. Partide tam bir yarak bolluğu vardı, yarağın biri giriyor biri çıkıyordu. Orospu karım belli ki daha önce de götünü çok siktirmişti, götüne giren boy boy yaraklara banamısın demiyordu. Ama Sezenin durumu kötüydü, kutu gibi götü ilk defa sikiliyordu. Hem de arka arkaya 4-5 azgın erkek tarafından! Sezenin götünü sikenler çekilince, Sezen garibim yazık ortada yığıldı kaldı. Sezenin götü kanıyordu, ama kimse Sezenle ilgilenmiyordu. Herkes halen sikilen karımı izliyordu. Kızın haline dayanamadım, gittim kaldırdım, üstünü başını giymesine yardımcı olup, çıkardım ordan. Çıktığımızda götünün kanaması durmayınca hastaneye götürdüm…

Bu olaydan sonra Sezenle aramızda yakınlaşma oldu. Daha sonra da Orospu karımdan tek celsede boşanıp, Sezenle evlendim. Tabi asıl sebebim, Sezenin babasının da çok zengin olması! Daha Sezene elimi sürmemiştim (Sezen kendisini toparlayana kadar 2-3 ay seks yapmama kararı almıştık), ki 2 ay geçmeden Sezen, “Hamileyim!” demez mi! Sezen, çocuğun babasının büyük bir ihtimalle Atilla olduğunu tahmin ediyor. Bu arada Atilla bana SMS yollamış, “Ailenizin sikicisi mutluluk diler!” diye. Ama hiç kızmıyorum artık, önemli olan başka şeyler var, Para gibi. Eee, Para da Sezen’de bol bol olduğuna göre?

[amathust]

Şu tipe bakın laa

[tukenmislerdenizim]

Kocam olsa kedim yatağa almaz bence dmwlwpwğsğd tipe bakın telefonu bıraksa da uyusak diye bakıyo

[perfavor]

dldlemldlcldkdodmdl tipe bakın

[sefil-patates-cuvali]

Ö harfini gülen surata çevirmek çok hoşuma gidiyo tipe bakın çok şebek oldu ldkckslsjfksjdkfmfls

[iyiyimlaben]

Tipe bakın, yedim öldü 🥹🥹

#nova #iyiyimlaben #my post #nova hanım

[baskabirdunyadan]

Valla şu köpekler beni hayata bağlayan tek şey. Tipe bakın ya bu nedir 🥰💕

#mypost #my post #seray #serayadıgüzel #uzaylı #başkabirdünyadan #görsel #fotoğraf #köpek #yavru köpek #yavruköpek #tatlılığa bakın ölcem

[erenist]

Bugün kendi ülkesinden ayrılarak dünyanın herhangi bir başka ülkesine giden insanlar, pek fazla yabancılık hissi yaşamazlar. Küresel ticaretin bütün büyük markaları ondan çok daha önce giderek o ülkelerin şehirlerini boydan boya kaplamıştır çünkü. Yeryüzünde hali hazırda bu tablonun çok çok az istisnası kalmış durumda. Nereye giderseniz gidin, aynı markanın kahvesini, meşrubatını içip hamburgerini yiyebilirsiniz. Aynı markaların arabalarını kiralayabilir, otel zincirlerinin o ülkede kurulu yerel şubelerinde konaklayabilirsiniz. Ülkenizin büyük mağazalarından alabileceğiniz giysilerin bire bir aynılarını gittiğiniz ülkeden de alabilirsiniz. Gezi fotoğraflarınızı aynı sanal mecralara yükleyebilirsiniz. Etrafta çalan ve sizin de zaten dinleme listenizde olan parçalara kulak kabartabilirsiniz. Herhangi bir sinemaya girip sizin ülkenizde de gösterimde olan filmleri izleyebilirsiniz. Medyada, sosyal medyada popüler olan konuları o ülkelerin yerel halkıyla konuşabilirsiniz. Hemen hemen aynı kelimelerle, söz kalıplarıyla savaşlardan, küresel ekonomik krizlerden, iklim değişimi ve çevre felaketlerinden söz edebilirsiniz. Ülkenizdeki güncel popüler başlıkların pek çoğunun gittiğiniz ülkeler için de geçerli olduğunu gözleyebilirsiniz.

Dünyanın bugün artık ‘global bir köy’ olduğunu söyleyenler pek de haksız değil... Dünya halkları insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar birbiriyle aynılaşmış durumda. Özellikle internetin içine doğmuş son kuşaklarda aynı yaş grubundan gençleri fiziksel birtakım farklı özellikleri olmasa milliyet, inanç, kültür, gelenek ve sosyal davranış olarak birbirlerinden ayırt etmek neredeyse imkansız hale geldi. Bunun doğal sonucu olarak farklı toplumların farklı kimliklerinden, farklı anlama ve yaşama biçimlerinden, yani insanlığın farklı zenginliklerinden söz etmekte giderek daha fazla zorlanıyoruz. Renklerin ortadan kalktığı tekdüze bir dünya demektir bu! Kitlelerin tek ve yoğrulabilir bir kütleye dönüşmüş olması demektir!

Thomas Bauer, ‘Dünyanın Tekdüzeleşmesi’ kitabında; “Dış dünyadaki yaşam biçimleri tekdüze hale geliyor ve her şey tek tip bir küresel şema üzerinde düzenleniyor. Halkların özgün gelenekleri yıpranıyor, giyim kuşam tek tipe eviriliyor, âdetler ve töreler ise küreselleşiyor. Ülkeler giderek daha fazla birbirine itiliyor gibi görünüyor, insanlar belli bir kalıba göre aktif ve canlı, şehirler de görünüşte birbirine giderek daha fazla benziyor. Dış dünyadaki yaşam biçimlerinin tekdüzeliği hiçbir zaman son yıllarda olduğu kadar hızlı ve pervasızca hakim olmamıştı. Bu durum, çağımızın belki de en yakıcı ve en belirleyici olgusudur” diyor.

Bir İspanyolu bir Kanadalıyla, bir Güney Afrikalıyı bir İskandinavla, bir Cezayirliyi bir Yeni Zelandalıyla hemen hemen aynı kişi haline getirmekle kalmadılar, yerel kültürlerin benzersiz ürünleri için de ortak ve standart zevklenme tarifleri geliştirdiler. Farklı ülkelerden gelen ‘youtuber’ların mesela İstanbul’da kokoreç, Kahire’de felafel, Güney Kore’de gimbap, Napoli’de spagetti, Cancun’da fajita yedikten sonra söylediklerine bakın, neredeyse birbirinin aynı cümleler... Şehrin tarihi yerleri, doğal güzellikler, mimari, şehir kültürü ve sair konularda da ‘vaooovvv’ ile başlayan hep aynı basmakalıp laflar... Bireysel gözlem neredeyse hiç yok, dünyayı karış karış dolaşan ayaklı turizm broşürleri var. Bu tablo, insanlığın asli zenginliklerinin, şehirlerin ayırt edici vasıflarının, insani çeşitliliğin, kültürel renkliliklerin artık neredeyse görülemez hale geldiğini gösteriyor bize. Hani reklam izlemekten, asıl izlemek istediğimizi izleyemez hale geliyoruz ya farklı boy ekranların başında, bu onun daha da dramatik hali!

[mmuziklerinefendisi]

Tipe bakın çok salak cvmtkcmrkxkr

[tukenmislerdenizim]

Yaaa tipe bakın delircem

[damnfeds-prev]

tipe bakın

#gece yanımda uyumak için ağlayan bebek

[perfavor]

tipe bakın tiktoktaki sinirli kedi efekti uygulanmamış hali bu

[seerendipity]

şunun tipe bakın bu kadar tatlı olması çok saçma karnı doyunca güldü resmen

#a

[sefil-patates-cuvali]

Rümeysacımdan fıkıhın notlarını istedim olum kız bu sporu yapıyo ya rengarenk not almış bi düzen filan var böle ordan burdan çicek böcek fışkırıyo benimkiler yanında çok gariban kaldı üzüldüm lan tipe bakın

Sen alışmışsın güneşli günlere ben gecenin dördü beşiyim olum

[yagami-laito]

şu şalakların tipe bakın çıdlrıcmsmfkfjdjsj