Tumgik
alticizilen · 17 days
Text
Sana çok ihtiyacım var.
0 notes
alticizilen · 1 month
Text
The Midnight Library - Matt Haig - Quotations Underlined
The stories of Nora advice me unevenly just to live the life instead of understanding it. My regrets, my pains, my dreams that almost become to real but failed at the end sorrows my heart like almost all humans I guess. The book in this manner opens a box of “what if” package with a full of other possiblities; however at the end the best option in the box is the life itself that we re on the track of. Also the dreams and the dare to live the dreams… it's such a challenging task but indeed the life itself. Do we have the courage to accept ourselves as they are, do we dare to direct that towards our dreams?! Dreams, in how extend are they our dreams? Are they really belong to ourselves…
The popularity of a book sometimes makes me a bit distant, but this time it was more than okay to get in the popularity ship. The language and the writing style of the book is kind of moderate to understand and the core value of it comes from the story itself rather than its style of writing. So I suggest it if you constantly struggle with decision making thing in the life and question a lot, and at the same time looking for a book to calm your busy head with a good story. Enjoy your reading!
Hazal Basarik
Tumblr media
Part2: https://acrobat.adobe.com/id/urn:aaid:sc:EU:6aa6c1df-cb08-4c63-8621-6832a7624020
0 notes
alticizilen · 5 months
Text
Çok ama çok sevdiğin biri, senden uzaktaysa,
Özlüyorsan. Çok özlüyorsan.
Ve seni istemiyorsa ya da öyle gözüküyorsa,
Ve seni özlemiyorsa ya da öyle gözüküyorsa,
Belki hatta sevmiyorsa…
Bilmiyorsan onda olanları, bilmiyorsa sende olanları
Hiç sormadıysanız birbirinize,
Cevabından korktuğunuz soruları,
Aşktan kör gözünle hiç tanışmaya fırsat bulamadıysanız,
Ama yine de sarılmak için ona
25 seneyi bekliyorsan bir ümit diye,
Ya da sadece sarılmak için,
Uçmak gelsin elinden, kaçmak gelsin istiyorsan,
Adını aşk adını benlik koyduysan,
Hayatının her yerine gizli gizli ondan bir parça yerleştirdiysen,
Onu özlüyorsan, çok özlüyorsan, rüyanda görmek için uyuyup,
Onlu hayallerden kimse seni uyandırmasın istiyorsan,
Kendine kızıyorsan, bir sorumlu arıyorsan,
Yeter ki sevmediğinden değil diyebilmek için…
En güzel anınsa, yaşamaksa, nefes gibi, ev gibi, hiç bulamadığın,
Yalnızlığına derman olmasa da, hayaliyle bile rahat bulduğun,
Sığınağın, huzurun, sırrınsa sakladığın,
Sadece ona açılıp yokluğunda yok olduğun,
Dünyaya kafa tutup, yenildiğin her savaşta yine kendini yorduğun,
Sevginin adıysa, tanımıysa,
Yaşamanın doya doya yaşamanın tek yoluysa
Ama.
Onsuzsan ve istenmiyorsan.
Susmayı bilmelisin. Ölüm bazen gereklilik bazen sonuçtan ibarettir.
Yaşam bazen neşe, bazen de özlemden.
2 notes · View notes
alticizilen · 5 months
Text
Şule Gürbüz’ün kendini sorgulama, arama, inanç, inançsızlık, benlikler ve yalnızlık üzerine yazmış olduğu; çok beğendiğim kitabın 1. Cilt’i.
Hikayede bir olağanüstülük olmamasına rağmen, olağanüstü bir anlatımla yolda, arabada, hatta bisiklette aylardır beynimde benimle konuşan bir kitap.
Dil ve anlatımını çok beğendim. Ancak bazı kelimeler, terminolojiler ağır gelebilir. Ki bu da olumsuzdan ziyade yalnızca bir özellik bence.
2.ciltte görüşmek üzere
Tumblr media
Birinci kısım
İkinci kısım:
Üçüncü kısım:
0 notes
alticizilen · 6 months
Text
Bilmek sanıyorsun,
Halbuki bilemediğin inançtır.
Bizi bir tutan; burasıydı diyorsun,
Halbuki yalnız bir zandır.
0 notes
alticizilen · 9 months
Text
Neden hala?
Yerine koyamamak mı, yerini bulamamak mı?
Bir yatak gibi kucağında,
Bir deniz gibi arayışında,
Bir nefes gibi,
Bir zeytin iki bira akşam üzeri,
Bir göz kırpması kadar yeter.
1 note · View note
alticizilen · 10 months
Text
İnsanlıkta yarışmayı unuttuk.
Sevgide yarışmayı, bilgide, beraberlikte.
Kendimize dönmeyi, kendimizi sevmeyi.
Sözü söylemeden, içte dinlemeyi, demlemeyi.
Uzun zaman oldu, birbirimizde insanlığa dikkat bile etmeyeli.
Beni bana anlat. Beni bana hatırlat. Hiç bitmesin, anlat. Ve susayım, susabileyim, susadığım gibi.
2 notes · View notes
alticizilen · 10 months
Text
Bazen kaybedenlere, mağduriyet nişanı verilir. Bir nişan uğruna hayallerini bırakma. #ndk
0 notes
alticizilen · 1 year
Text
Ağlıyorum. Ağlayayım diye bir köşe bularak.
Çalışsam iyi. Belki birilerine bir fayda… İyeliksiz.
Ölüm ürpertiyor. Zaman ürpertiyor. Yüzüm ürpertiyor. İnsanlık bile ürpertiyor zaman zaman.
Nefesten, uykudan, sıcaktan, sağlıktan bile utanıyorum bu aralar.
Seni sevmektense hayır.
7 notes · View notes
alticizilen · 1 year
Text
Seneler - Annie Ernaux
Başta zor dayandım, ama sonra iyi ki dayandım. Anlatım tarzı hem çok enteresan hem de çok dokunaklı geldi bana. Böyle bir otobiyografi tarzı daha önce hiç okumamıştım. Birçok şeyi sorguladım okurken; zamanı, yaşlanmayı, dünyanın evrimini ve kendi odaklı dar entellektüelliği… Birçok şeyi öğrendim; dönem müziklerini, filmlerini, Chirac’ın ve de Gaulle’ün nasıl devrildiğini ve yine kadınların erkeklerden nasıl farklı muamele gördüklerini… 232 sayfalık kitabın neredeyse her sayfasında bir paragrafın altını çizdim. Kıyıp da bir banka bırakamıyorum kitabı. O yüzden bırakmak için emin eller arıyorum. Tavsiye ederim.
Tumblr media
1. Bölüm
2.Bölüm
3. Bölüm
0 notes
alticizilen · 1 year
Text
Bir Düğün Gecesi - Alıntılar
Adalet Ağaoğlu’nun Dar Zamanlar serisinin 2. Kitabı. Tezel ve Ömer. Daha çok Ömer. Ama bende hep Aysel…
Her ne kadar ayrı kitaplar olarak görülebilse de, Ölmeye Yatmak’tan sonra okuyunca anlamı çok daha farklı, çok daha güzel oluyor. Yalnızca bir dönemin yetiştiriciliği değil bu maalesef, 90 lı olarak da kendinden parça bulabiliyorsun.
Bu kitabı ne çok aradım bu arada. Nedense kitapçılarda hep elimizde yok denilenler arasında. Sonra doğum günü hediyesi olarak aldırdım kendime. Ve Ankara’da bıraktım, bilmediğim birine bir yerde.
Tumblr media
0 notes
alticizilen · 2 years
Text
Ölüme Yatmak - Dar Zamanlar I - Adalet Ağaoğlu Alıntılar
Çok ama çok güzel. Edebi olarak dokundu, çünkü mektup, günlük, roman, hikaye her tarzı bir romanın bir anlatının içerisine böyle güzel sokmak çok zor bir şey. Hikaye olarak dokundu, çünkü idealist bir ilkokul öğretmeninin ve ailenin kızı olarak büyümenin, benimle bir büyüyen yakın arkadaşlarımın ve bizi büyüten öğretmen ve büyüklerin birebir hikayesi. Karakter olarak dokundu, çünkü Aysel… Kadın olmak, erkeklerin gözünde kadın olmak, kadınlığını hissetmek, bilmek, toplumun kadını olmak, türk kadını olmak, kadınlara örnek olmak, kadınca davranmayı bilmek, aydın olmak, okumak, kibrini görmek, kendini görmek, kendini sevmek, sevmemek, tanımamak, inanmak, çok inanmak, kandırılmak, çok kandırılmak, kandıranları suçlayamamak, gerçekte kalmak, sevmek, sevmekten korkmak, kendini göstermeye çalışmak, kendinden kaçmaya çalışmak, dünyayı “daha güzel” bir yer yapmak, yapacağına inanmak, yapman gerektiğine inanmak, yapamazsan kendine saygı duyamamak..
Kitabı bana 2 sene önce öneren Irmak Hanım’a sonsuz teşekkürler. Okumakta ben geç kaldım, siz kalmayın.
Tumblr media
https://acrobat.adobe.com/link/track?uri=urn:aaid:scds:US:9ad326a1-4357-4999-8d9d-1f115befd0e9 Altıçizilen Bölüm1
https://acrobat.adobe.com/link/track?uri=urn:aaid:scds:US:ed3c52b8-72d7-4001-8caf-93bd41a19477 Altıçizilen Bölüm2
0 notes
alticizilen · 2 years
Text
Bunun adı aşk değil belki, sığınmak. Kendimden sana.. Hiçbir yere ait olamamanın yalnızlığı ve bunun kabülüyle gelen özgürlüğün umarsızlığı.
1 note · View note
alticizilen · 2 years
Text
Evet, Gündüz Vassaf hayranlığına devam ediyorum. Öyle sakin, öyle doğru, öyle umut verici bir sesi var ki. Bu kitap diğerlerinden biraz daha farklı. Zaten bildiğim kadarıyla her kitapta başka bir tarz deniyor. Burada çağın ve ülkenin omuzlarımıza yüklediği umutsuzluktan silkinmemize nesir şeklinde ama oldukça basit cümlelerle yardımcı oluyor.
Bu tarzdan bir çok insan zevk almayabilir, ancak ben Gündüz Vassaf esintisiyle sakinleştiğim için zevkle okudum. Tavsiye ederim.
Tumblr media
1 note · View note
alticizilen · 2 years
Text
geniş itham
O kadar zor ki gerçekten, insan olmak!
İnandırıldığın tüm mükemmeller’e rağmen.
O tertemiz nefes ellere liman olmaya çalışırken,
Olduğunla aynaya bakmak.
 O kadar güzel ki, insan olmak.
Hayatta olmak, nefes almak, kokunu duymak.
Suyun kaldırması gibi kaldırılmak;
Dostlarla, hayatla, toprakla,
Geçmişte kalsa da taptaze ve yumaşacık bir bakışla.
 O kadar yoğun ki, insan olmak.
Kalabalıklarca.
Yanlışını tokat gibi yine kendine vuran vücutla.
Bir sabahı hatırlamak, aşk sorulunca;
Ne olursa olsun, bir gülüşü istemek sonunda;
Yine de dürüst kalmak, cezan okununca;
Korksan da, kendine inanmasan da,
Özgürlük için kulaç atmak bir daha, bir daha.
 İnsanın kendisini iyi eden, kendisini mutlu eden şeylere düşmanlığı ezelden.
Bu yüzden, o kadar acınası ki insan.
 Hesap lütfen!
Bedelini ödediniz mi...
1 note · View note
alticizilen · 2 years
Text
İnci Kolye
Güzeldi olabildiğince, sereserpe beyaz bir boyunda sergilendiğinde.
Kelimelerin şatafatına gülümseyip geçerdi, inci bir kolye.
Zannederdi. Sevildiğini, sevdiğini, herkesten biraz daha güzel, herkesten biraz daha kötü, herkesten biraz daha çirkin, herkesten biraz daha akıllı ve herkesten biraz daha ahmak.
Bu yüzden yapayalnız. Kuytu bir sokakta, bir Pazar sabahı kadardı. Ya da yapış yapış bir barda, saat sabahın dokuzu.
Ağlamak yerleri inletmeyecekse, bir şeyleri değiştirmeyecekse, olduğu gibi karanlık doğacaksa gün ve olduğu kadar aydınlık bir oda kadar ses verecekse için... Manasız kalan satırların arasından bir nefes bulmanın yolu mudur? Değil.
İnceldikçe inceldi, inci bir kolye. Karardıkça herkesten daha farklı, süzüldükçe herkesten daha ayrı. Herkes kadar olmanın merakıysa gözlerinde anne evine dönmenin arzusu kadar belirgin.
Ne güzel boyunlardı halbuki onu güzel gösteren. Onu pahalı sanan tüccarlarca değerlendikçe değerlendi... Hoşuna mı gitmişti gerçekten, inanmış mıydı? İnanç acı bir balık kılçığı gibi dolanıyordu kalbinde. Nerede kullanılsa anlamı, inci kolyenin kafasını karıştırıyordu.
Ne olduğuna, kim olduğuna, nereden gelip nereye gittiğine inanmak... tepede bir bıçak gibi cezaya hazır vicdanlara, iki dudak arasında sayıklanan dinlere sıkıştırılmış. Sözün hükmü olduğuna inanmak, gönlün ve sevginin. Sevginin var olduğuna ve sabah içilen bir yudum kahvenin uyandıracağına inanmak. Güzel olduğuna, güzel olacağına, iyi olduğuna, iyi olacağına inanmak. İnanmak bir kaktüs dikeni gibi battığı yerden bulaşan bir kaşıntı gibi gerçek, ama korkunç, mükemmel, ama kafa karıştırıcı bir muamma.
Suç sarkacı sallandı. İnci koleynein incileri arasına dolandı. Kopar giderim derken, incilerinden yalnızca bir kaçı karaya bulandı.
Zeytin gibi karasın dedi, çekirdeği olan zengin övülmüş zeytin. Kara yerlerini sevdi. Kendinden. Çok hassasken kendi, kararmış yerlerinden yeniden doğmayı umut etti. Herkesten daha güzel olmayı, herkesten daha kötü, herkesten daha çirkin, herkesten daha akıllı ve herkesten daha ahmak olmayı.
Yalnızlığını biriktirdi, sevgisi çoğaldı. Şüphesini biriktirdi, yalnızlığı çoğaldı. Vicdanın kökleri bilinmez, zeytininse bir bereketten daha güzel bin kökü vardı. Utandı. Bazen gurur da duydu. Şehirler sevmişti çok, sevgilerine sığındı. Biriktirdiği acılardan ibaret değildi, sarıldığı martılar, dayandığı ağaç gövdeleri, kendine sarıldığı yerler vardı. Bir insan kadar, bir insanın ruhuna dolanmıştı. Bir şair kadar, sayfalara, şiirlere.  
Kelimeler birikti. Sevilmediği yerlerden sevgiyi aşırdı, inci kolye kopmaya razı bir hevesle, cesaretle kararmış yerlerini güzelleştirdi. Zeytin ağacaının yapraklarına dolandı, parlattı. Zaten sevmenin getirdiği yok oluştan güzeli var mıydı?
Halbuki, kitap yazdı: O sana şiir öğretmedi. Öğretseydi bile, nedir ki, yine sevilemez miydi. O, insanı, hayvanı yaratan, övülmeye değer, sanatı da yaratmamış mıydı? Kelimeleri? İnci kolyenin kaybolduğu yerde onu yakalayan melodileri? Herkes kadar olmak, sadece bir inci kolye kalmak, kopmaya razı, sadece sadeliğe razı olmak, kul olmak kuş kadar hafif. Kuş kadar özgür. Kuş kadar.
Görev tamamlandı, inci kolye boyna takıldı. Bu defa hem beyaz hem kara olduğu için. Bir kere olsun sevginin yeşerdiği yerde çığlık atmak bu kadar mı zor? Zordu. Zor oldu. Sandığından zor, sandığından elim. Halbuki ne çok acı vadelendirmişti, bu günlerde kullanmaya dair kendisine eminlik versin diye.
Son cümleleri olmadı kolyenin, bir başka boyundan başka birine, derken bir evden diğerine, bir şehirden bir başkasına, yine de ulaşacağı yer bir zeytin gölgesi. Değeri başkalarınca takdir edilen. Sevgisiz miydi? Asla! Korkak mıydı? Asla. Kırgın mıydı, kırılası vardı diyelim.
Bu kadar. Şimdilik bu kadar, diyecek kadar bırakmıştı masalını. Kavgalardan yorgunluğunu önüne koydu, kırılganlığını, aslında bir istiridyenin rahminde doğmaktan başka bir değeri olmadığını, ama bu değerin de hiç hafife alınmayacak kadar güzel olduğunu, herkes kadar kötü ve herkes kadar çirkin olabildiğini, şüphenin gölgesinde bir yaprak gibi savrulabileceğini, hafifliğini önüne koydu. Böyle halleri, böyle yarım bırakılmış sahnelerin muhteşemliğini bilir şekilde, kıvrıldı, uyudu.
1 note · View note
alticizilen · 2 years
Text
Annem Belkıs - Gündüz Vassaf
Evet; Gündüz Vassaf’ı çok beğeniyorum. Onu okumak, dinlemek, düşündürdükleri üzerine konuşmak inanılmaz keyif veriyor. Bir de kadınları çok seviyorum. Hele okuyan, kendi olabilen, hırslı ama hırsına sevgisini harcatmamış kadınları hayranlıkla, heyecanla hatta bazen tutkuyla izliyorum. Belkıs hanım bu kadınlardan biri. Gündüz Vassaf’ın annesi. Hayran olmamak elde değil. Ama kitabın en güzel tarafı, Belkıs Hanım’ı tanıtmasındansa, o dönemi sıradan sayılabilecek bir kadının gözüyle görebilmek. Böylece tarihi, sıradan tarih anlatısından çok farklı bir şekilde okuyucuya hissettirebiliyor.
Kitabı Selimiye’de kaldığımız Üzüm Pansiyon’dan almıştım. Gündüz Vassaf ismini görünce, ben bu kitabı çalmayayım bana armağan eder misiniz dediğimde pansiyondaki çalışan (ne yazık ki adını unuttum) kahkahalarla gülmüştü. Gece saat 2 ye kadar, onunla ve pansiyonda kalan harika insanlarla sohbet etmiştik. Benimse sohbet ederken içimde hep Gündüz Vassaf okuyacak olmanın heyecanı vardı. Bu heyecan bir süre daha devam edecek gibi:)
Kitabın her sayfasını çizmiş olabilirim…
Tumblr media
https://documentcloud.adobe.com/link/track?uri=urn:aaid:scds:US:ccf6df20-fc35-441b-893c-2f4ec2dccbe0 - 1. Kısım
https://documentcloud.adobe.com/link/track?uri=urn:aaid:scds:US:10f6f32d-ee63-4b98-b296-fe992b5cfd8a. - 2. Kısım
https://documentcloud.adobe.com/link/track?uri=urn:aaid:scds:US:3cb31106-3bf2-4737-92da-2ba175b755f1. - 3. Kısım
1 note · View note