Herkese sonsuz teşekkürler. Güzel planların hiçbirini gerçekleştiremeden herşeyin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bu sayfaya daha sonra görüp girenler de olacak. Bilmeniz gereken tek bir şey var ne bir harflik mürekkebimiz kaldı ne de yazacak bir kalem. Sol yanımız boş okurken hissetmek gerekir. Buradaki her yazı hislerde dolu ve Birşeyler anlatıyor bizimle ilgili. En güzel vedam sen oldun minik elli kadın. Güzel bir vedayı hakeden herkes için. Hoşça.
0 notes
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma
O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma
Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için şu yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma
Halâ duruyorsa yeşil elbisen
Onu bir gün benim için giy
Saksıdaki pembe karanfilde çiğ
Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
Beni unutma
Büyük acılara tutuştuğum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdiğine gel
Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
Beni unutma
1 note
·
View note
Günden güne eksiliyor tekil kalabalığım, artık sabahı da kaplıyor acı. Tiksiniyorum bütün bunlardan. Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım.
1 note
·
View note
Seyahatte cam kenarı sanki yalnızların yeridir... Çünkü aslında orası, başını koyacak omuz bulamayanlar içindir.
1 note
·
View note
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR...
2 notes
·
View notes
+Yollar hep yılana benzetilir değil mi?
-Evet.
-Neden?
-Kıvrıldıkları için mi!
+Hayır. Ayrılık zehirleyebilir insanı.
13 notes
·
View notes
Başkaları olanı görüp neden diye sordu.Ben ise ne olabileceğini görüp neden olmasın diye sordum.
0 notes
Kadınlar senin ne düşündüğünü duymak istemiyor.Kendi düşündüklerini duymak istiyorlar - sadece daha kalın bir sesle.
1 note
·
View note
“Zafer, “Zafer benimdir” diyebilenindir. Başarı ise, “Başaracağım” diye başlayarak sonunda “Başardım” diyebilenindir.” -M. Kemal Atatürk
30 ağustos zafer bayramımız kutlu olsun…
413 notes
·
View notes
Yazmam Daha Aşk Şiiri Oydu bir bakışta tanıdım onu Kuşlar bakımından uçarı Çocuk tutumuyla beklenmedik Uzatmış ay aydınlık karanlığıma Nerden uzatmışsa tenha boynunu Dünyanın en güzel kadını oydu Saçlarını tarasa baştan başa rumeli Otursa ama hiç oturmaz ki Kan kadını rüzgardı atların Hep andım ne yaşanır olduğunu En çok neresi mi ağzıydı elbet Bütün duyarlıklara ayarlı Öpüşlerin türlüsünden elhamra Sınırsız denizinde çarşafların Bir gider bir gelirdi işlek ağzı Ah şimdi benim gözlerim Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor Bir kadın gömleği üstümde Günün maviliği ondan Gecenin horozu ondan
0 notes
Ben Senden Önce Ölmek İsterim Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. Iyisi mi,beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni gorebilesin Fedakarliğimi anlıyorsun vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşiyorum yanında senin. Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orada beraber yaşarız külümün içinde külün ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar... Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacagız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasndan nemlenip filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak : biri sen biri de ben. Ben daha ölümü düşünmüyorum. Ben daha bir çocuk doğuracağım Hayat taşıyor içimden. Kaynıyor kanım. Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok, ama sen de beraber. Ama ölüm de korkutmuyor beni. Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini. Ben ölünceye kadar da Bu düzelir herhalde. Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde? Içimden bir şey : belki diyor.
2 notes
·
View notes
Şimdi ben gidiyorum fakat ne zaman çağırırsan gelirim... dedi. Evvela ne demek istediğini anlamadım... O da bi an durdu ve ilave etti: nereye çağırırsan gelirim!
1 note
·
View note
“Giderek seninle konuşabilmek olanaksız hale geliyor. Korkarım ki yakında yalnızca bir sayıklamaya döneceksin.”
3 notes
·
View notes
Bazen rüzgarın saçımı dağıtmasına, Yağmurun yüzümü ıslatmasına Birilerinin kalbimi kırmasına izin veririm Sonra; saçlarımı toplarım,şemsiyemi açarım,kalbimi kapatırım Hepsi bu.
0 notes
“Giderek seninle konuşabilmek olanaksız hale geliyor. Korkarım ki yakında yalnızca bir sayıklamaya döneceksin.”
0 notes
“Belki de konuşuyordur gözlerin,
ama ben gözce bilmiyorum ki..
sessizce biliyorum..
usulca biliyorum,
masumca biliyorum..”
0 notes
Elinden bir şey gelmemenin acısını iniş takımları olmayan melekler bilir. Bir arabanın farlarına kilitlenip kalmış sincaplar bilir. Suyun dibine ağır ağır çöken taşlar bilir. Matkapla göğsünün ortasına açılmış bir pencere düşün. perdeyi aralayıp kendi yarandan bakıyorsun dünyaya. Eskisi gibi acıtmıyor ve de asıl bu acıtıyor.
0 notes