Tumgik
#CanYayınları
elektrobiyat · 1 year
Text
Tumblr media
İstanbul'da Bir Yabancı
“İçinden ‘İstanbul'da Bir Yabancı’ diye birkaç defa tekrar ettikten sonra, şahsına mahsus o zarif fakat müstehzi tebessümüyle neden bu sıfatı kendisine yakıştırdığının sebebini bulmaya çalıştı. Eğer ‘Dünyada Bir Yabancı’ deseydi belki bu daha uygun olurdu.”
15 notes · View notes
uzunburakefendi · 2 years
Photo
Tumblr media
. "Colombia kıyılarındaki küçük Neguâ kasabasında, gökyüzüne tırmanabilen bir adam vardı. Yere döndüğünde gezisini betimler, insan yaşamının yukarıdan nasıl göründüğünü anlatırdı. İnsanlığın minik alevlerden oluşmuş bir deniz olduğunu söylerdi. "Dünya, bir insanlar yığını, bir minik alevler denizidir," derdi. Herkes kendi ışığıyla ışıldar. Hiçbir alev öbürüne benzemez. Büyük alevler vardır; küçük alevler, her renkten alev. Kimi insanların alevi öyle durağandır ki rüzgârda bile dalgalanmaz, kimi insanlarınsa havayı kıvılcıma boğan çılgın alevleri vardır. Kimi saçma alevler ne tutuşur ne de ışık serperler; kimileri de öyle bir canlılıkla yalazlanırlar ki onlara bakınca gözlerimiz kamaşır, yaklaşırsak üstümüze ateş vurmuş gibi parlarız." syf.19 . "Aşk, yolculuğunun en yoğun noktasında, uçuşunun doruğundayken, en derin ve en yüksek olduğu anda bize gülme duygusu aşılamaz; ne denli coşkun bir kıvanca boğulursak boğulalım dudaklarımızdan iniltiler, acılı çığlıklar kopar ki düşünecek olursanız bu hiç tuhaf sayılmaz, çünkü doğum acılı bir sevinçtir. Kucaklaşmalarımızın, bizi ayırırken birleştiren, yitirdiği sırada bulan, başlangıcımız ve sonumuz olan doruğuna Fransızların verdiği ad, "küçük bir ölüm"dür. "Küçük bir ölüm" derler buna, oysa büyük, çok büyük olsa gerektir, bizi öldürdüğü anda doğurduğuna göre. syf.104 . "Korku ağzı kurutur, elleri terletir ve kişiyi sakatlar. Bilmek korkusu bizi cahilliğe yazgılar, yapmak korkusu iktidarsızlığa indirger. Askerî diktatörlük, dinlemek korkusu, konuşmak korkusu, bizi sağır ve dilsiz yapmıştı. Şimdi de demokrasideki anımsamak korkusu yüzünden belleğimizi yitirdik, gene de hatıra çöplerini örtmeye hiçbir halının yetmeyeceğini bilmek için Sigmund Freud olmamıza gerek yok." syf.120 #eduardogaleano #kucaklaşmanınkitabı #çeviri #nihalyeğinobalı #canyayınları #kitap #neokuyorum #okumakiptiladır #okumahalleri https://www.instagram.com/p/CfzZ1DZtkR7/?igshid=NGJjMDIxMWI=
7 notes · View notes
gatabs · 2 years
Text
Kitaplık Turu ve 500 Kitap Önerisi gatabs.com Kitap Önerileri KİTAPLIK TURU 2022 + Kitap Önerileri (500+ kitap) Kitap Önerisi Uzun zamandır beklediğiniz kitaplık turu videosu güncel kitaplarımla birlikte yayında! Bu videoda hem kitaplığımdaki bütün kitapları size tek tek gösteriyorum he...
2 notes · View notes
reh-numa · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
İçi mi daha güzel dışı mı bilinemeyenlerden
Bir kitabı bu kadar güzel hazırlamakta sanat değil mi?
5 notes · View notes
Photo
Tumblr media
Sevgi Masalı - Samed Behrengi (kitap yorumu) Çocuklar için yazılmış gibi görünse de, aslında her yaş grubunun okuması gereken önemli bir eser. Samed Behrengi'nin kaleme aldığı kısacık ama o iki cümlede herşeyi anlatan, düşündüren sözlerini çok seviyorum 📖 sevgi masalı 42 sayfalık kısacık bir masal. Ama dört yüz sayfalık bir eserde olacak detayları bile kısa ve öz anlatabilmiş ki, büyük bir başarı 👍masalın konusuna değinmeyeceğim. Elinize alıp okumaya başladığınızla bitirmeniz bir oluyor. Yarım saat gibi bir sürede okuyabileceğiniz bir eser. İbretlik bir konusu olduğunu belirtmem gerekir. O yüzden çocuklarınıza, yakınlarınıza, kendinize dahil alıp okumanızı ısrarla öneririm. Söylenecek çok söz var. Ama, anlatırsam muhtemelen kitabın içeriğinden bahsedeceğim.🤔 Muhakkak okumanızı tavsiye ediyorum 😎🕊️🌷💖 #samedbehrengi #canyayınları #cançocuk #iranedebiyatı #sevgimasalı #lale #padişah #kitap1sevda #saray #güvercin #at #aşk #sevda #dağ #koyun #keçi #padişahkızı #kızhanım #kibir #uyku #masal #acı #narağacı #kitap #kitaplar #çocukkitapları #books #okudumbitti #kitapönerisi #çocuk https://www.instagram.com/p/Cdt5QS9Nn9y/?igshid=NGJjMDIxMWI=
3 notes · View notes
kemikkadin · 4 months
Text
🎧 Clara La San - In This Darkness
.
Kendimden bahsedesim yok, kitaba geçelim.
.
Grotesk ögelere, garip olaylar içeren kitaplara bayılırım. Ancak Üveyanneye Övgü apayrı bir rahatsız edicilik taşıyor. Erotizmin kabus içeren bir görüntüsüne benziyor. Hikaye; üvey anne Dona Lucrecia, garip temizlik ritüelleri olan bir koca Dön Rigoberto ve ergenliğe geçiş yapmak üzere olan Alfonso'yu anlatıyor. Sapkınlık dolu 136 sayfalık bu kitap, içeriği bakımından yürek yorucu. Hikayede yer alan resimlerle gerçeklikten düşler dünyasına bir geçiş söz konusu. Bazı bölümleri okurken, ne kadar iyi yazıldığını düşünüp durdum ancak erotizmin şiirsel yönünün bu kadar çirkin konularda kullanılması, midemi yaktı.
.
Peki bu kitaptan neden söz ediyorum? Öneriyor muyum? Bu kitabı paylaşmamın sebebi, bu kadar tiksinti uyandırabilecek bir metnin, böylesine iyi yazılmış olması. Mario Vargas Llosa, Nobel ödülü almış bir yazar. Kapıyı sizin için açık bırakıyorum, sağlam midesi olan herkes kapıdan içeri girip neyden bahsettiğime bakabilir.
.
Kitap, yetişkin okurlar içindir.
.
#kitap #kitapyorumu #kitaptavsiyesi #neokudum #mariovargasllosa #canyayınları #booklover #book #bookworm #kitapkurdu
instagram
11 notes · View notes
Text
"Şeker Portakalı"
"Ne güzel bir şeker portakalı fidanıymış bu! Hem bak, dikeni de yok. Pek de kişilik sahibiymiş, şeker portakalı olduğu ta uzaktan belli. Ben senin boyunda olsaydım başka şey istemezdim."
"Ama ben büyük bir ağaç istiyordum."
"İyi düşün, Zeze. Henüz gencecik bir fidan bu. Bir gün koca bir ağaca dönüşecek. Seninle beraber büyüyecek. İki kardeş gibi iyi anlaşacaksınız. Dalını gördün mü? Bir tanecik dalı olsa da sanki özellikle senin binmen için hazırlanmış bir ata benziyor."
Brezilya edebiyatının klasiklerinden Şeker Portakalı, Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı kabul edilir. Yetişkinler dünyasının sınırlamalarına hayal gücüyle meydan okuyan Zeze'nin yoksulluk, acı ve ümit doolu hikayesi yazarın çocukluğundan derin izler taşır.
Beş yaşındaki Zeze hemen her şeyi tek başına öğrenir: sadece bilye oynamayı ve arabalara asılmayı değil, okumayı ve sokak şarkıcılarının ezgilerini de.En yakın sırdaşıysa, anlattıklarına kulak veren ve Minguinho adını verdiği bir şeker portakalı fidanıdır...
Şeker Portakalı'nın başkahramanı Zeze'nin büyüdükçe yaşadığı serüvenleri, yazarın 'Güneşi Uyandıralım' ve 'Delifişek' romanlarında izleyebilirsiniz.
.
.
.
.
📌Alıntı: Uyuyalım; insan uyudu mu her şeyi unutur...
📌Alıntı: Öldürmek Buck Jones'un tabancasını güm diye patlatmak değildir. Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bir gün büsbütün ölecek.
.
.
.
.
.
📖📖📖📖📖📖📖📖📖📖
#kitap #kitapönerisi #okudumbitti📚 #okuyorum #canyayınları #tanıtım #öneri #kitapkurdu
📖📖📖📖📖📖📖📖📖📖
instagram
0 notes
venustensaturne · 2 years
Text
Lev Tolstoy, Anna Karenina II. Cilt, s.476, Can Yayınları
Tumblr media
6 notes · View notes
sadeceranay · 3 years
Text
"... Ve yaşıyorsam eğer, ben onda yaşıyorum. Her şey yok olup yalnız o kalsa, benim varlığım yine devam ederdi; her şey yerinde kalıp da o kaybolsa, dünya büsbütün yabancı olurdu."
-uğultulu tepeler-
Tumblr media
3 notes · View notes
tekdozilgi · 3 years
Text
Tumblr media
1 note · View note
elektrobiyat · 2 years
Text
Tumblr media
Zaniyeler
��htimal bana “bedbin kadın” diyeceksiniz, ihtimal bana hapishanelerin lebalep, tevkifhanelerin kapılarına kadar dolu olduklarından bahsedeceksiniz. “O halde nasıl olup da mücrimlerin cezasız kaldığından bahsediyorsun?” diye soracaksınız; fakat bilmiyor musunuz ki hapishaneleri dolduranlar zayıf ve kimsesiz olanlardır. Asıl caniler, asıl büyük caniler, maatteessüf hür ve serbesttirler. Hür ve serbest olarak cinayetlerine devam etmektedirler.Selahattin Enis’in ilk olarak 1923’te kitaplaştırdığı ve bugün bile edebiyatımızın en sarsıcı metinlerinden biri olarak görülen Zaniyeler’de savaş yılları İstanbul’unun “bir yüzü” anlatılıyor. Dönemin taşkın salon eğlenceleri, sonradan görme savaş zenginleri, müsrif sosyete, gündüzleri yoksul halka nutuklar atıp gecelerini sefahatle geçiren siyasetçiler, ikiyüzlü gazeteciler ve yazarlar… Kendini bir anda tüm bunların ortasında bulan Fitnat’ın tuttuğu hatıra defteri, İstanbul’un en karanlık dönemlerinden birine dair önemli kaynaklardan biri.
"Operet lebalep doluydu... Hiç kimse bu memleketin en muazzam bir harpte, bir hayat ve memat mücadelesinde yaşamakta olduğuna hükmedemezdi. Bütün yüzler neşeli, bütün dudaklar otuz iki dişlerini gösteren behimî kahkahalarla açıktı. Kim iddia edebilirdi ki memleket, her evinden bu harbe üç-beş cenaze vermiş bir memlekettir? Bu ne büyük yalan, ne büyük bir yalan..."
15 notes · View notes
uzunburakefendi · 1 year
Photo
Tumblr media
. "Yıl 1997 olmalı. Oktay Rifat öleli neredeyse 10 yıl olmuş; ben YKY'de çalışıyorum, o sıralar Oktay Bey'in bir kitabını basmışız. Bir gün telefon çaldı, Hür FM'den arıyorlar, "Oktay Rifat ile söyleşi yapabilir miyiz?" diyor karşımdaki ses! İki saniye içinde adrenalim tavan yaptı, "Tabii," dedim, "ben şairimizle görüşeyim, ne zaman uygun olduğunu size bildiririm." Telefonu kapayıp Cenk Koyuncu'nun yanına gittim, o da o sırada YKY'de çalışıyordu. Durumu anlattım, "Senin ev telefonunu vereceğim, akşam seni arasınlar, Oktay Rifat diye konuş," dedim. Cenk böyle numaralara bayılırdı, üstüne atladı tabii. Ben Hür FM'le yeniden konuştum, söyleşiyi teyit ettik, başladık beklemeye. Akşam gerçekten de aradılar Cenk'i, o da boğuk (ve galiba biraz alkollü) bir sesle Oktay Rifat gibi döktürdükçe döktürdü, yanlış hatırlamıyorsam, "Size bir şiirimden birkaç dize okuyayım," diyip bir Cenk Koyuncu şiiri okudu filan. Röportaj Hür FM'de iki-üç kez döndü, neden sonra birileri aydı, yayından kaldırıldı. Tabii olay gazetelere yansıdı, söyleşiyi yapan radyocuya maalesef kapıyı gösterdiler. O kısmına üzülmedik değil, ama yani! Sonra o programı yapanlar yayınevine de geldi. (başlarında Aydın Tönel vardı), biz, "Kusura bakmayın, şahsi bir şey değildi," dedik, onlar da, "Tamam çok mesele değil," dediler, tatlıya bağlandı." syf.212 Cem Akaş metinlerini severim, bol deneysel ve keyiflidir benim için. Son Kişot'ta daha önce okuduğum öyküler de vardı, okumadıklarım da. Ama en çok araya sıkıştırdığı böyle kısa hatıralar bölümünü sevdim. Keşke bir anı kitabı ya da kendisiyle yapılan bir nehir söyleşi olsa da okusak. #cemakaş #sonkişot #canyayınları #kitap #neokuyorum #okumakiptiladır #okumahalleri #oktayrifat https://www.instagram.com/p/CmkKG9XNwRH/?igshid=NGJjMDIxMWI=
2 notes · View notes
gatabs · 2 years
Text
Ortaokul, Lise ve Üniversite Seviyesi İçin Farklı Yaşlara Özel Yazar ve Kitap Önerileri gatabs.com Kitap Önerileri Ortaokul, Lise ve Üniversite Seviyesi İçin Farklı Yaşlara Özel Yazar ve Kitap Önerileri Kitap Önerisi "Abiii 15 yaşındayım bana kitap önerir misin?", "Lise yaşlarında hangi yazarları okursam daha iyi olur?", "Üniversiteye gid...
1 note · View note
kuslarinuctuguyer · 3 years
Photo
Tumblr media
Ayfer Tunç hem okumak hem de dinlemekten en zevk aldığım yazarların liste başında yer alıyor. O sebeple yeni romanı çıktığını duyunca hemen listeme ekledim ama ancak okuyabildim. Ayfer Tunç okuyanlar bilirler, sade üslubu ve akıcı kurgusuyla bir çırpıda okutur kendini. Osman’da da bu özelliklerden değişen bir şey olmamış. İlk etapta göze kalın gibi gelse de 1-2 günde okunabilecek gayet sürekleyici bir kitap. Ayfer Tunç oluşturduğu karakterlerle noktayı koyduğunda vedalaşabilen yazarlardan değil anladığım kadarıyla. Karakterler romanlar arasında gezebiliyorlar. Osman da onlardan biri.Yeşil Peri Gecesi’nden yeni romana ana karakter olarak transfer olmuş. Yazar bu romanda Osman’ın tüm dehlizlerine iniyor. Kimi zaman günlüklerini okuyarak kimi zamanda hayatına girmiş insanlarla röportaj yaparak yapıyor bunu. Hiç taraf tutmadan, olduğu gibi gözler önüne seriyor Osman’ı. Tanıştığım bu adamı sevdim mi peki? Çok sevemedim aslında. Osman nasıl desem, ol deyince bir şeylerin olmasını bekleyen bir adam. O kadar çok şey bekliyor ki hayattan ve de kendisinden. İşin can sıkıcı yanıysa sadece bekliyor olması. Neyse çok da yermeyeyim, belki de siz seversiniz Osman’ı kim bilir. İyi okumalar.. #ayfertunç #canyayınları #osman https://www.instagram.com/p/CJQyWrZJUat/?igshid=1skj460c9mi8j
8 notes · View notes
Photo
Tumblr media
Demokratik Zorbalık - Alexis De Tocqueville (kitap yorumu) Her ayın 15'inde düzenlenen @okuyan_kadinlar_kulubu moderatörlüğünde #renklikitaplarım etkinliğinde sarı kapaklı kitap olarak felsefe alanında yazılmış güzel bir kitabı sizlerle paylaşmak istedim 📖 Can yayınları kısa klasikler serisinden okuduğum eserin 1835-1840 yılları arasında kaleme alınmasına rağmen, hala güncel oluşu gerçekten büyük bir başarı👍yazarın konu ile ilgili sade ve tarafsız anlatımı, demokratik zorbalık tanımının açıklanması, siyasi ve kamusal yönetimin halk üzerindeki etkisi, eski yönetim ve yeni yönetim biçiminin yorumlanması, sorunların oluşma nedeni ve olası çözüm önerilerini irdeleyen yazar, toplumu bilinçlendirmeye dair gayretini takdir etmemek mümkün değil 👏 kitap 63 sayfa olsa da, okuması kolay bir eser değil. Üzerine düşünerek okuması elbette anlatılanları anlamak adına daha faydalı olacaktır. Felsefe alanında ilk kez tanışanlar okumakta zorlanabilirler. Ama, sade anlatım biçimi ve muntazam çevirisiyle emin olun okuyup anlamakta zorluk çekmeyeceksiniz. Okumayı düşünüyorsanız eğer mutlaka tavsiye ederim 📚 🤔🌎 #alexisdetocqueville #demokratikzorbalık #canyayınları #canklasik #edebiyakut #klasikeserlerokuyoruz #okuyankadinlarkulubu #felsefe #tarihçi #düşünür #hukuk #dünyaklasikleri #demokrasi #çağdaştoplum #eşitlik #liberalizm #kamuyönetimi #siyaset #kitap1sevda #kısaklasikler #düşünmek #yönetim #fransa #avrupa #amerika #zaman #toplum #ekonomi #sanayi https://www.instagram.com/p/ChQvBLMIA8D/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
kemikkadin · 1 year
Text
Kitapların ortasında yatıyor, hiçbirini elime alamıyor gibi hissettiğim bir vakitteyim. Uzun süreli ilişki kuramıyorum bu sıra kitaplarla. İnce öykü kitaplarına yöneldim bu hafta. Sütlü Türk kahvesi içmeye başladım, evimizin yiyecek-içecek denetleyicisi konuya el attı. Güzel bir gün olsun hepimiz için.
.
#kitap #bookreels #bookblogger #antonçehov #readingtime #kahvezamanı #kahvekitap #öykü #yenikitap #neokuyorum #bookcoffee #canyayınları #kedi #catlover #cat #catbook #kedikitap
7 notes · View notes