Tumgik
#mavi lale
imagineangel · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
~
304 notes · View notes
aspaldiko · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
Çocukluğumdan kalan bilyeler.. Var mı oynamak isteyen?
25 notes · View notes
Text
Tumblr media
14 notes · View notes
yorgunherakles · 2 months
Text
ama ben sana bir türlü yakınlaşamıyordum. çok ama çok acı çekiyordum... yanımda hep olanaksız aşkların sembolü mavi güllerle uyanıyordum.
lale müldür - anemon
5 notes · View notes
yurekbali · 1 year
Text
Tumblr media
‘Şairlere iyi davranınız/ şairler ince ruhludurlar/ en ufak şeyden kırılırlar/ kabalıktan kaçınınız./../ şairleri ağlatmayınız’ diyor bir şiirinde İzzet Yaşar. Ben de şairlerin hoşgörüsüne sığınarak onları bir kez daha tanımlamak istedim. Affola! Ece Ayhan: Hüzün bölücü yasaucu bandonun sebebi, şiirimiz içerikral yetiştirdi abiler. Ver ellerini öpeceğiz! İlhan Berk: Giritli bir denizkızının haşarı şair oğlu. Refik Durbaş: Akşam simidinin üstünden dökülen sıcak susam. Tarık Günersel: Dize mayını. Testerejen! Can Yücel: Rakı Genel Kurmay Başkanı. Sakalı bile su ile beyazlamış. Öldüğü zaman, her meyhaneye bir kılı bırakılacakmış. Vay benim peygamber amcam! Edip Cansever: Tülbentlerden süzülen eflatun şua. Attilâ İlhan: Edip git başımdan sen bana göre değilsin! Nâzım Hikmet: Atlantis’in ulusal kütüphanesinde kitabı bulunan tek ‘Türk’ şair. Enver Gökçe: İşteş fiilin mucidi. Melih Cevdet Anday: ‘Sokaktaki Adam’ın poetik tanımı. Mehmet Akif Ersoy: Sihirbaz tarihin festen çıkarttığı şair. Ataol Behramoğlu: Karanfil Bakanı. Necip Fazıl Kısakürek: Emniyet kemerlerinizi bağlayınız! Behçet Necatigil: Külrengi bayramı. Erdal Alova: Meziyet adası. İsmet Özel: Lam islenir, sol’dan sağ’a tek ve bir! Lâl olsun sana kinim! Hasan Hüseyin: Beni küçüksemek kurtuluş mu? Turgut Uyar: Griden emekli. Ümit Yaşar: İlköğretmenlerimiz bugün fişlerimizi dağıttı. Öğreneceğimiz ilk hece: Aşk! Hilmi Yavuz: Bu çorbanın tuzu var, dağlarımda kuzu var, kim korkar hain Ekhidna’dan, şiirimizin yavuzu var. Orhan Alkaya: Tay Tanrısı’yla İstiridye Tanrıçası’ndan olma muzır prens. Türkân İldeniz: Ay Sokağı’nda bıçaklanmışım bir buluğ vakti. Sepetimde kokinalar, saçlarımda bir lir şıngırtısı. Sait Faik: Mavi gözlü martıların intihar ettiği adalarda, ben de yalnızlığa teşebbüs ettim. Özdemir İnce: Özlem hemoglobini. Fikret Hakan: Karakter şairi! Lale Müldür: Hüzün burcundandır diyorlar, o bir noel anne! Engin Turgut: Şeytan pabucu. Celal Sılay: Hatıra artıklarıyla tırmandığımız o bal yokuşun hem başını hem de sonunu şimdi, bebek mezarlığı yaptılar. Nilgün Marmara: Şoför bey! Müsait bir yerde intihar edebilir miyim? Nil’de gün ansızın battı. Sunay Akın: Yaşlı niyetçinin tavşanının gözbebeği. Z, T’dir kimi. Memed Kemal: İsmin bahar hâli. Ahmet Haşim: İnce saz heyetinden bir ricam olacak: Hanende Melek’i çalsınlar ve ömrüm ilelebet tüllere sarılı kalsın! Oktay Tuncer: Ne tutar mutluluğun maliyeti acaba? Gitar çalsın Tom Sawyer ve ağlamasın artık Oliver. Özdemir Asaf: Son nefeste hüzzam, son nefeste kırık kontrbas hüznü. Bülent Ecevit: Bir kadının gerdanından kopup dökülen kolyenin, kadife üzerindeki pıtırtısı. Orhan Veli: ‘Ozan Tabakası’ delinmiş, merak etmeyin. O, bir sabah erkenden nasılsa sessizce gelir, sessizce diker ve yine sessizce gider. Yahya Kemal: Hayret bişi yav! Ahmet Telli: Bu kent, başlı başına bir atlıkarınca. Çıplak bir delikanlının giysilerini kokuyor. Tuğrul Tanyol: O genelev koridorlarından geçerken, hep ağlayan yaşlı bir kadının sesini işitirdik ve o gecelerde hiçbirimiz şarap içmezdi. Gecenin memesinden mor sütler sağardık. Cemal Süreya: Sıcak gecelerde suyun aynaya düşen tavrı. Neyzen Tevfik: Öldüğünde ruhu katılaşıp iri bir penise dönüşmüş. Oh olsun vagina suratlılara! Zühtü Bayar: Bu kar taneleri nedense, hep ofsayta düşüyor senin avuçlarında. Adnan Özer: Akıl anaforu ve sis yayınevi. B. Rahmi Eyüboğlu: İnsan Mahallesi’nin tek muhtar adayı. Sami Baydar: Bizim umutlarımıza ta anaokulundayken tecavüz edilmiştir saygı değer ibne amcalarım! Ercüment Behzat Lav: İdare lambasının ışığına engel ellerimiz, duvarlara hep bir ağlayan palyaço gölgesi olarak vururdu. Akgün Akova: Adresi: Beşdakikadelikanlı Caddesi, Ayıpettin Sokak, Canımıye Apartımanı, Bilmemkaç/Bilmemkaç Şenköy-İstila, Bul. Oğuzhan Akay: İpin üstünde, dilin üstünde değil de altında yürüyen cambaz. İzzet Yaşar: Mücadele Üniversitesi Dekanı. Pir Sultan Abdal: Sehpadan çağlayan yüzüyle, geceleri yurdumu kuran güven kimyası. Yaşar Miraç: Kahverengi ve mukaddes, ılık ve nasırlı, sol anahtarı. Cevat Çapan: İyi şey. Asaf Hâlet Çelebi: Meryem Ana’nın küçük el çantasındaki fener. Cahit Sıtkı Tarancı: Kırçıl temayüllerle oynaştığımız, nâlelerden vücuda gelmiş çocuk parklarında kaybettiğim saadet ve yürekleri müşkül durumda bırakan bir ikindi yağmuru. Ahmet Erhan: Akdeniz’in can bulup ayağa kalkmış köpüğü. Ahmed Arif: Şiirimin kirvesi. Hallarını sonbaharlara yazdım. Yücelay Sal: Fareli köyün fedaisi. Savunmasını şarkı söyleyerek yapan avukat. İbrahim Osmanoğlu: Merminin lavı! Mahir Öztaş: Etten saksofon. Halim Şefik: Otopsi Sonucu: Kırmızıyla kızıl arasında üç ölü, beş ağır yaralı ve sevgide toplu kıyım. Barış Pirhasan: Sabah serinliğinde seviştiğim o tay! Bana dakikalarca kanyak içirmişti dudaklarından. Ne zaman ağlasam, onu unutamam! Veysel Çolak: Bir tıkırtının ana fikriyle acıkmış olmanın şefkatli ayrıntılarında, ama niçin kaybettik biz abilerimizi o son masum kâbus kentinde... Aytunç Altundal: Ölüm, yaşadıklarımızın tavan arasıdır yalnızca. Ve ben, sevgilimin çıplaklığının, en büyük eksikliğiyim. Salâh Birsel: Bakışlarında guguklu saat sevimliliği, gülüşünde sallanan sandalye keyfi biriktirmiş ısıcık. Nuh Ömer Çetinay: Zarafet mimarı. Krokilerini gül yaprağına çizerdi. Eray Canberk: Sen mi çaldın bisikletimi? Yıldızların öldüğünü ve kum saatlerine gömüldüğünü sen mi hatırlattın? Hoş yaptın. Turgay Fişekçi: Menzilime yüzün, mendilimin kenarına oyan kanar. Cahit Irgat: Adını harf harf Latinceye çevirince ‘ateş’ oluyor. Abdülkadir Bulut: Istırap ile mıhlanmışım korkunç yazgının rahmine, her yanım pıhtı küllerle tanımlı. Hulki Aktunç: 12 EYL. 980. Tankınızı park ettiğiniz tarih sürecinden derhâl kaldırınız. Nihat Behram: Toplum proteini. Murathan Mungan: Birbirimizin ellerini ovuyorduk. Aynı yatılı okulda okumuştuk galiba ve aynı yazlık sinemalarda çalışmış, aynı saman defterlere aynı şiirleri yazmıştık. Ben intihar etmişim, onu kırkıncı odada vurdular. Fazıl Hüsnü Dağlarca: Türkçenin miskin iklimi. Arif Damar: Küçük dolaşımdaki adı: Şair! Büyük dolaşımdaki adı: İnsan! Ülkü Tamer: Virgül’ün başına gelenler, pişmiş noktanın başına gelmedi. Ercüment Uçarı: O çağda, kulüpten caz solistini kaçırıp, bir ay boyunca ona çocuk şarkıları söyletmiştir; rica etsem acaba hatırlar mısınız? Seyhan Erözçelik: Ruh kanseri. Ontoloji servisinde yatan piri yeis. Oktay Rifat: Penceremin pervazındaki teşrinisani rüzgârı, söyle bana, geceleri ben siyah ejderhaya sarılıp uyurken niçin ağlamakta mütemadiyen kardelenler? Hüseyin Avni Dede: Güz yırtığı, mana söküğünde müteessir, altın’a batırılmış bir sırça koleksiyoncusu. Namık Kemal: Cikletten çıkmış artiz fotoğraflarında bir kanlı kardeş gördüm ve sultana gaz‘el’le sarkıntılıklar ettim. Aziz Nesin: Barışköy-Mizahtepe tramvaylarının değişmez, tonton vatmanı. Sabahattin Ali: Gözlerim ne kadar bozuk olursa olsun gözlük takamıyorum; saçlarım taralıyken utanç içindeyim; okumak, yazmak da istemiyorum. Ben büyüyünce öğretmen de olmayacağım baba! Necati Cumalı: Bir hamam rutubetinin buhurdanlardan yayıldığı loş ve güzel taşlıklarda asılı çarşafların arasında öpüştüğüm: Şiir! Yılmaz Gruda: Gönlü Kapalıçarşı, kalemi Galata Kulesi. Haydar Ergülen: İhlal seyyahı. Erol Çankaya: Bizim bırakılmışlık’Iarımızın akli dengesi bozuktur ve sevgililerimizin gözleri daima gökkuşağı rengindedir. Emirhan Oğuz: Bulutlar da, halklar da evlat edinilir. Bir kış sabahı kırdan acı çiyler içilir. İsmail Uyaroğlu: Aşk partizanı. Enver Ercan: Tophane’den Cağaloğlu’na düşen düşeş. Atılgan Bayar: O da yazdı! Yaşar Nabi Nayır: Çocuklar, cam buğuları ardından, havuzda süzülen kahverengi kuğuları seyrederken, biz, niçin nargilelerimizi ateş ve huzur ile boyardık. Metin Eloğlu: Tutku okutmanı. Bedirhan Toprak: Morgta tutulduğum ölü adamın kulağına seni okudum; siyah bir hüsn-ü yusufa dönüştü dudakları. Eğildim, hükmü kokladım. Ahmet Oktay: Kuyu kuytularında, birlikte, su tabancalarımızla kardan adamlara ne hoş pusular kurmuştuk oysa. Afşar Timuçin: İmge berberi. Kemal Özer: Sosyalizm müzesi. Nevzat Çelik: Uçan Balon, Elma’s Şekeri, Berlin Duvarı. A. Muhip Dıranas: Komşu evin perdelerinde, bir vantrilok silueti gibi titrer yetim sihir. Benim Fahriye Ablam, Sappho’ya âşıktı. Arkadaş Zekai Özger: Göç yolunu şaşırıp arkadaşlarını kaybettiği için şiirime düşen siyah leylek. Yağmur Atsız: Karışan bir yumakta buluyorum günlerimiz’in G noktasını. Turgay Kantürk: İlk yok oluşlar gibi son başlangıçlar. Akif Kurtuluş: Pusu avukatı, hayalet s’avcısı. Şükran Kurdakul: Meserret oteli. Metin Altıok: O, tek altın im! (anagram) Hüseyin Alemdar: Ortadoğu’nun lale bahçesi. Osman Olmuş: Geri kalanlar ham mı? Sina Akyol: Şiirine girerken sözcüklerdeki a’lar kibarlıktan şapkalarını çıkartırlarmış; öyle diyorlar. Karacaoğlan: Halk başkenti. S. Kudret Aksal: Sitar bestesi. Ali Asker Barut: Esmer bir gülücük bırakmışlar başucuma, ve sararmış kâğıtlara yazılı şiirini, alınyazıma dayamışlar. İskender Fikret Akdora: (büyük İskender) İhtiyarlık ile musiki arasındaki toplama işareti. Eşittir: Bir yaz gecesi, Beykoz vapurunun, serin sessiz suda bıraktığı simli iz. Güven Turan: İstikrar misyonerleri, göğüs kafeslerinde mitralyöz taşıya taşıya ölürler. Metin Üstündağ: İroni maiden! Ömer Faruk Toprak: Her gece suladığım bir çınar var bahçemde, ve diyorum ki oğula: Sakın şiir yazma! Şiirle valse kalk! Ferhan Şensoy: Doğal Şakalaşmalar Müdürü. Enis Batur: Zembereği kırık postacı. Cezmi Ersöz: Tarot destesindeki münzevi. Manastıra kalp kapatılır mı? Ramazan Üren: Yumurtanın karası. Gülseli İnal: Kuş tüyüne bilimsel masallar anlatan genç su. Orhon M. Arıburnu: İstanbul’un dublörü. Metin Celâl: Entelektüel oksijen tüpü. Merih Akoğul: Korkuluk ceketlerinin yakalarına çiçek takan delikanlı. Metin Cengiz: Yanardağ itfaiyecisi. Er değil. Gültekin Emre: Bir sineğin kirpiği. Oktay Taftalı: Sabahları kalkmak için güneş saatini kuruyormuş. Orhan Kâhyaoğlu: Yağmurun psikiatristi. Kaan İnce: Gökyüzünde sırtüstü yüzen denizatı. - küçük İskender, ^ (’Eflatun Sufleler’ kitabından...) - Görsel: Yazıda tanımlanan şairler...
39 notes · View notes
mutsuzsonn · 2 years
Text
Sevmezdin vedaları,ben gibi..
Hoşçakal gökyüzünün en güzel süsü,hoş kal hep..
Bulunmaz sohbet ehli, sen gibi..
Hoşçakal gökyüzünün en güzel süsü,hoş kal hep..
Lal dilin lakin güler hep yüzün..
Amberi misk,ağzından çıkan her sözün..
Lale,sümbül,mor menekşe,uğramasın sana hüzün.
Bulut beyaz mavi gökyüzü,ay ışığı gibi gözün..
Ulu çınar ağacı, bahtiyar olsun gönlün..
Latif'i esmaya sığın,dert olsun diye senden sürgün
Umutsuzluk içinde olma,olsanda hep üzgün..
Tünde yıldız gibi ,aydınlık olsun her günün..
Hoşçakal gökyüzünün en güzel süsü,hoş kal hep..
Tumblr media Tumblr media
19 notes · View notes
aykutiltertr · 2 days
Video
youtube
Kara Köprü Narlıktır - Mehmet Dört Kardeş ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafi...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 https://youtu.be/El81y5pO2xA ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Kara Köprü Narlıktır - Mehmet Dört Kardeş ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Hicaz Urfa Sıra Gecesi) KARA KÖPRÜ NARLIKTIR Yöresi- İli ŞANLIURFA   İlçesi- Köyü -   Kaynak Kişi MUSTAFA SAVAŞ Derleyen MEHMET ÖZBEK Notaya Alan MEHMET ÖZBEK İcra Eden Makamsal Dizi HİCAZ Konusu - Türü Aşk Sevda Karar Sesi La Bitiş Sesi La Usül 4/4 En Pes Ses La En Tiz Ses Fa Ses Genişliği 6 Ses B          Em Kara köprü narlıktır hey C                     Am Havar diley diley ley diley ley ley Em           C Güzellik bir varlıktır ley Am            B        C         B Yandım diley diley ley diley ley ley B            Em Şal aba giyenler ley C                      Am Havar diley diley ley diley ley ley Em         C Sevdiğine layıktır ley Am            B        C         B Yandım diley diley ley diley ley ley Kale altı mağara ipek sardım tarağa Ben dedim yakın olsun felek saldı ırağa Dağlara lale düştü güle velvele düştü Öldüğüme acımam yar elden ele düştü TÜRKÜNÜN SÖZLERİ KARA KÖPRÜ NARLIKTIR (le havar dile dile le dile le le le) GÜZELLİK BİR VARLIKTIR (le öldüm dile dile le dile le le le) ŞAL ABAYI GEYİNENLER (le havar dile dile le dile le le le) SEVDİĞİNE LAYIKTIR (le öldüm dile dile le dile le le le) KALA ALTI MAĞARA (le havar dile dile le dile le le le) İPEK SARDIM DARAĞA (le öldüm dile dile le dile le le le) BEN DEDİM YAKIN OLSUN (le havar dile dile le dile le le le) FELEK SALDI IRAĞA (le öldüm dile dile le dile le le le) DAĞLARA LALE DÜŞTÜ (le havar dile dile le dile le le le) GÜLE VELVELE DÜŞTÜ (le öldüm dile dile le dile le le le) ÖLDÜĞÜME ACIMAM (le havar dile dile le dile le le le) YAR ELDEN ELE DÜŞTÜ (le öldüm dile dile le dile le le le) DARAK : Tarak IRAK : Uzak "Şanlıurfa türküleri" 101 adedi aşağıdadır. A Aha da Gel Ahdine Vefa Etmeyen Al Yeşil Dökün Analar Mezar Taşıma Alaydım Elin Elime Arabası Mavi Boya Arap Atı Gibi Sallar Başını Ay Doğar Ayan Ayan Ayağında Kundura (Şanlıurfa) Ağam Seccâdesini Sermiş Çayıra Ağarmış Saçların Ağlarım İçin İçin Aşkın Ne Derin Yaralar Açtı Ciğerimde B Ben Bir Yakup İdim (Şanlıurfa) Ben Sıkmamı Al İsterim Bir Ay Doğar Gölgeden Bir Kız Gördüm Bedende Bu Derede Bastı Bizi Harâmî Bugün Bayram Günüdür Bugün Yasta Gördüm Zülfü Siyahı Bülbüller Düğün Eyler C Cabur Dağdan Kuş Geliyor Cana Bizim Esrarımız İmlalere Sığmaz Canı Dilden Hane Kıldın Akıbet Canlı Cansız Cümlemiz Bir Nesneden Cemo Gün Aşanda Gel D Daracık Sokakta Yâre Kavuştum Dağıdır Yâr Dağıdır De Get Bayburt De Get Diktiğimiz Fidanların Diyarbakır Bu mudur? Dolana Ay Dolana Dön Beri Dön Beri de Yüzün Göreyim Dön Beri Dön Beri Yüzün Göreyim E El Zanneder Ben Deliyem Eminem Oturmuş Taşın Üstüne Evleri Yol Üstüdür Evlerinin Önü Yoldur Yolaktır Evlilik Başa Bela Ey Peri Gel Gir Bağa Eyvana Gel Eyvana F Fırat Kenarının İnce Dumanı G Geceler Yârim Oldu Gele Gele Geldik Gele Gele Geldim Bu Kara Taşa Giderem Burdan Artık Giderim Ben de Ben de Giderim Ben De Evime Giderim Burdan Artık Gidin Bulutlar Gidin (Şanlıurfa) Gitti Canımın Cananı H Harman Yeri Sürseler Hayatları Değirmi (Eşref) K Kal’anın Altında Üç Ağaç İncir Kapuyı Çalan Kimdir Kara Çadırın Kızı Kara İmiş Şu Antebin Yazısı Karaköprü Narlıktır Karanfil Ekilende (Şanlıurfa) Karşıda Fırat Gördüm Karşıdan Karşı Olur Mu Böyle Kır Atım Oynamasın Kırmızı Gül Goncasını Bağlarlar Deste Kırmızı Kurdele Kız Demedim Dul Demedim (Şanlıurfa) Kışlalar Doldu Bugün Köyün Develeri Çekilir Dağa Kürdün Develeri Çekilir Dağa M Maraş Maraşta Derler Bu Nasıl Mendil Bağladım Yandan (Şanlıurfa) O Oklavıyam Pazıyam Oğlan Gider Oduna (Şanlıurfa) P Palan Dağı Dumandır Petekte Üzüm Pınarın Başında Yatmış Uyumuş S Sabah ile Sabah ile Sandığımı Açamadım Seher Oldu Vaktoldu Seherde İndim Ben Bağa Siyah Zülfün Tellerine T Tamburam Rebap Oldu Tükendi Nakdi Ömrüm U Ufacık Taşlardan Urfa'mızın Dört Etrafı Bahçalar Urfa'nın Etrafı Dumanlı Dağlar Urfa'ya Paşa Geldi Urfalıyam Dağlıyam Urfalıyam Ezelden Urfalıyam Gül N'edim Uzun Uzun Kamışlar Y Yaram Sızlar Ağrır Başım Yaylalar İçinde Erzurum Yayla (Şanlıurfa) Yeşil Başlı Telli Durnam Yine Cûş Eyledi Yârelendi Penc-âb Cevriyle Dâmânım Z Zalim Avcı Vurdu Beni Ç Çadır Kurdum Düzlere (Şanlıurfa) Çay İçinde Adalar Çaya İndim Ağladım Çelik Pazarında Ufacık Taşlar (Şanlıurfa) Ö Ördek Çalkanır Göllerde (Şanlıurfa) İ İki Dağın Arasında Kalmışam (Şanlıurfa)
0 notes
cicekmalzemesikonya · 7 months
Text
Sunduğumuz ürünlerde özelliklede aksesuar yapay çiçek, bambu çiçeği için cam vazo, gelin tacı papatya, küçük aksesuar çiçekler, çiçek saksı aksesuarları, gelin çiçeği aksesuarları, orkide gelin tacı, gelin taçı çiçeği, salon aksesuarları çiçeklik, vazo icin yapay cicek, salon çiçek aksesuarları, kuru çiçek tacı, gelin çiçeği tacı yaka çiçeği, çiçek koyma aksesuarları, lale aksesuar, büyük vazo çiçeği, kuru çiçek aksesuar, çiçekli nişan tacı, kır çiçeği tacı, gerçek çiçek gelin tacı, banyo aksesuar çiçekleri, canlı çiçek tacı, çiçekli duvar aksesuarları, gelin tacı kuru çiçek, çiçek koymak için aksesuar, mavi çiçekli gelin tacı, ev aksesuarları yapay çiçek, incili çiçekli gelin tacı, dekoratif vazo ve çiçek, aksesuar vazo çiçek, siyah vazo çiçek, masa üstü çiçekli vazo, balkon çiçek aksesuarları, renkli çiçekli gelin tacı, çicekli gelin tacı gibi arayışlarınızda kalite ve çeşitliliği bir araya getiriyoruz. Ürünlerimiz; çiçek bağlama malzemeleri, çiçek sepeti çeşitleri, çiçek sepeti çiçek çeşitleri, buket çiçek sepeti çeşitleri, orkide çiçek sepeti çeşitleri, saksi cesitleri, çiçek sepeti çeşitleri fiyatları, sukulent çiçek sepeti çeşitleri, çiçek sepet malzemeleri, oasis çiçek malzemeleri, oasis malzemeleri, çelenk malzemeleri, toptan çiçek malzemeleri, toptan yapay çiçek malzemeleri, gelin çiçeği malzemeleri toptan, çiçek malzemeleri toptan, tahtakale çiçek malzemeleri, gelin buketi malzemeleri toptan, yapay çiçek malzemeleri toptan, istoç çiçekçi malzemeleri, çiçekçi malzemeleri istoç, cicekci toptan malzemeleri, lazer kesim şifon çiçek toptan, çiçekçi malzemeleri toptan satış, toptan çiçek malzemeleri istoç, toptan çiçek süsleme malzemeleri, lazer kesim tül çiçek toptan, toptan gelin çiçeği malzemeleri, toptan cicek malzemeleri, toptan gelin buketi malzemeleri alanlarında tasarımınızı hayata geçirmeniz için mükemmel bir temel oluşturur.
0 notes
birbaskaydinsen · 9 months
Text
Yıldızların aydınlığı gecenin karanlığındandır.
-Mavi Lale
-Nazan Bekiroğlu-
1 note · View note
corlucicekci · 1 year
Photo
Tumblr media
Mavi Lale Aranjmanı ✨ #rengicümbüş #çorluçiçekçisi #çorluçiçekçi #corlucicekci #çorlu #corlu #mavilale #bluetulip #tulip #çorluaranjman #tekirdağçiçekçi #çerkezköyçiçekçi #ergeneçiçekçi #velimeşeçiçekçi #hediyeçiçek #lalearanjmanı (Reng-i Cümbüş Çiçekevi Çorlu) https://www.instagram.com/p/CrjUJM5NiKk/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
gundembuca · 1 year
Text
Buca Belediye Meclisi 5 Nisan Toplanıyor
Tumblr media
1- Mülkiyeti Belediyemize ait 38180 ada, 14 parsel, 105,00 m2, Bitişik Nizam 2 (iki) Kat imar durumlu ve yapı kayıt belgeli taşınmaz malın, 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanununun 16.maddesi hükümleri gereğince satışının yapılması istemine dair önerge. 2- Buca İlçesi, Dumlupınar Mahallesi, 45082 ada 2 parsel nolu 213,00m² yüzölçümlü taşınmazın, 66/213(66,00)m²'si Belediyemiz adına kayıtlıdır. Belediyemiz adına kayıtlı 66,00m²'lik hissenin, 3194 sayılı kanunun 17. maddesince satılması hususunda; 5393 sayılı Belediye yasasının 18. maddesinin (e) bendi gereğince bir karar alınması istemine dair önerge. 3- 8192 Ada 3 Parsel sayılı taşınmazda bulunan Belediyemize ait 1.956,48m²’lik hisse ile ilgili; anılan taşınmaz üzerinde inşa edilecek öğrenci yurdu için Tınaztepe Üniversitesi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması; ayrıca Tınaztepe Üniversitesi’den ecrimisil ile ilgili tahakkuk ettirilen tutarın alınmaması ve talep tarihinden itibaren Tınaztepe Üniversitesi’nden ecrimisil tahakkuk ettirilmemesi talebinin de görüşülerek bir karar alınması istemine dair önerge. 4- Buca İlçesi, Adatepe Mahallesi (tapuda Tınaztepe Mahallesi), 21N-IIb imar paftada, 50045, 5072 ve 5073 adanın ortasında kalan, yürürlükteki 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nda “Park Alanı” kullanım kararında kalan kamuya terkli alanda yapılması önerilen 5.00 metre x 8.00 metre ebadında toplamda 40.00 m2 ’lik Trafo Alanı Belirlenmesine İlişkin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği istemine dair önerge. 5- Güneybatıda Karabağlar İlçe sınırı kesişimin bir noktası olan 1 (Y:512090.44 X:4251279.05) nolu noktadan başlayıp kuzeydoğuya giderken Hürriyet mahallemiz ile komşu olan Konak İlçesi Zafertepe ve 2.Kadriye mahalleleri sınırı, Çaldıran Mahallemiz ile komşu olan Konak İlçesi 2.Kadriye, 19 Mayıs, Lale ve Mehtap Mahalleleri sınırı, Çamlık Mahallemiz ile komşu olan Konak İlçesi Mehtap ve İsmet Paşa Mahalleleri sınırı Ufuk mahallemiz ile komşu olan Konak İlçesi ismet Paşa, Ferahlı, Ulubatlı, Mehmet Akif, Saygı ve Çınartepe Mahalleleri sınırına kadar olan ve Bornova İlçe sınırının bir noktası olan 210 (Y:516305.67 X:4252623.47) nolu noktada son bulan yaklaşık 5943 metrelik kısım ilçemiz ile Konak İlçesi arasındaki sınırımız olarak belirlenmiş olup, belirlenen bu sınır çalışmasının karara bağlanması istemine dair önerge. 6- 05 Mayıs 2010 tarih ve 2010/92 sayılı Meclis Kararıyla Belediyemizde kullanılan mevcut tanıtıcı amblem olan sarı zemin üzerine lacivert daire ile çizilen amblemin değiştirilme ihtiyacı hasıl olduğundan, eski ambleme ilişkin 05 Mayıs 2010 tarih ve 2010/92 sayılı Meclis Kararının iptal edilerek, gerek mavi zemin üzerine beyaz daire ile çizilen, üstte ve altta beyaz renkle büyük harflerle, üstte Buca altta Belediyesi yazan, yazı bitiminde önce beyaz ince daire, ardından kalın beyaz daire içinde ortası tamamen beyaz dolguyla dolu, üzerinde mavi renkte küçük dairelerden oluşan, üç tane ile başlayıp, altında iki tane ile devam eden ve yine altında tek tane ile biten, tekli tanenin içinde Belediyemizin resmi kuruluş tarihi olan 1923 yazan, 1 adet üzüm salkımından oluşan amblemin, gerekse beyaz zemin üzerine mavi daire ile çizilen, üstte ve altta mavi renkle büyük harflerle, üstte Buca altta Belediyesi yazan, yazı bitiminde önce mavi ince daire, ardından kalın mavi daire içinde ortası tamamen mavi doluyla dolu, üzerinde beyaz küçük dairelerden oluşan, üç tane ile başlayıp, altında iki tane ile devam eden ve yine altında tek tane ile biten, tekli tanenin içinde Belediyemizin resmi kuruluş tarihi olan 1923 yazan 1 adet üzüm salkımından oluşan amblemin yeni Buca Belediyesi amblemi olarak kullanılması istemine dair önerge. 7- İzmir İli, Buca İlçesi, Tınaztepe Mahallesi 41439 ada, 21 parsel nolu 359,00 m2 yüzölçümlü taşınmazın, 356,00/359,00(356)m²'lik hissemizin, 3m2’lik hisse sahibi olan H***** Ö** isimli vatandaşa satılması talep edilmiştir. Söz konusu 356m²lik Belediyemiz hissesinin satılıp satılmayacağı hususunun 3194 sayılı yasanın 17. Maddesi gereği değerlendirilerek; 5393 sayılı Belediye yasasının 18. maddesinin (e) bendi gereğince bir karar alınması istemine dair önerge. 8- Buca İlçesi, Kızılçullu Mahallesi, 557 ada 61 parsel nolu 536,67m² yüzölçümlü taşınmazın, 7138/53667 (71,38)m²'si Belediyemiz adına kayıtlıdır. Belediyemiz adına kayıtlı 71,38m²'lik hissenin, 3194 sayılı kanunun 17. maddesince satılması hususunda; 5393 sayılı Belediye yasasının 18. maddesinin (e) bendi gereğince bir karar alınması istemine dair önerge. 9- Buca İmar ve İnş. San. Tek. Hizm. A.Ş.’nin talebi doğrultusunda, 01.10.2019 tarih ve 2019/112 sayılı Meclis kararının iptal edilerek, Üzümkent İmar ve İnş.San.Tek.Hizm.A.Ş.’nin talebi doğrultusunda, Belediyemize ait eski 1527 parsel, yeni 52105 ada 65 parsel no.lu taşınmazın, “İlçemizdeki çiftçiliğin özendirilmesi ve gelişmesi amacıyla kompos tesislerin kurulması, seracılık, yumurta tavukçuluğu ve diğer çiftçilik faaliyetlerinde” kullanılmak üzere kullanım süresinin de Sayın Meclisimizce belirlenerek ayni sermaye olarak verilmesi istemine dair önerge. 10- Sermayesi 0 Belediyemize ait olan Buca İmar ve İnş. San. Tek. Hizm. A.Ş. olarak, 12 Temmuz 2012 tarih ve 28351 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Pazar Yerleri Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. ve 9. fıkralarında aranılan şartlara istinaden; Yıldız pazar yerinde haftanın bir günü giyim pazarı kurup işletmesi istemine dair önerge. https://www.youtube.com/watch?v=egkisIb6Pcs V- KOMİSYONDAN GELEN RAPORLARIN GÖRÜŞÜLMESİ 1- Adalet ve Kalkınma Partili Meclis Üyesi M****** İ***’nin vermiş olduğu yazılı Meclis Üyesi Önergesi ile;Scootterların kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte kaldırımlara yanlış park edilmesi, özellikle şehir merkezleri ve ana arterlerde yaya trafiğini sıkıntıya sokmaktadır. Kaldırımların dar olması nedeniyle, yaya trafiği için az alan kalmaktadır. Bu durum karşısında yayaların güvenli yürüyüşlerini engellemekte ve güvenliklerini tehlikeye atmaktadır. Scootterları kullanmayı tercih edenlerin yanlış park emesi sonucu, özellikle ilçemizde yaşayan engelli bireyler içinde büyük problem oluşturmaktadır. Engellilerin kullandığı tekerlekli sandalyeler, çocuklu aileler ve yaşlılarımız Scootterların park edildiği alanları kullanamaz hale gelmektedir. Bu nedenlerle, Scootterların kaldırımlara yanlış park edilmesinin önlenmesi, firma yetkilileriyle de temas kurularak bu araçları kullanacak olanlara yanlış park etmemeleri hususunda bilgilendirici materyaller hazırlanarak ilçenin farklı noktalarında duyurularının yapılması ya da belediye olarak scootterların park edilebileceği alanların belirlenmesi istemiincelenmiş olup; İlgili önergenin kamu yararı gözetilerek olumlu değerlendirilmekle bu aşamada Belediye Meclisi tarafından karar verilmesine yer olmadığına ve önergenin ilgili birimlerce takibinin yapılmasına bu sebeplerle önergenin İmar ve Bayındırlık, Hukuk, Çevre ve Sağlık, Esnaf ile Kültür, Sanat, Spor Komisyonlarınca oy birliği ile REDDİNE dair rapor. 2- Destek Hizmetleri Müdürlüğü Bucakut Arama Kurtarma Birimi Yönetmelik Taslağı"nın 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 18. maddesinin (m) fıkrası gereği görüşülerek karara bağlanması istemiincelenmiş olup; Hukuk Komisyonunca oy birliği ile KABULÜNE dair rapor. 3- Cumhuriyet Halk Partili Meclis Üyeleri tarafından verilen yazılı önerge ile; Kozağaç Mahallesi 282/8 Sokaktaki şu an mevcutta “Sivaslılar 1” diye anılan parka, Şehit Piyade Uzman Çavuş Mesut TAŞAR isminin verilmesi istemiincelenmiş olup; Kozağaç Mahallesi 282/8 Sokaktaki şu an mevcutta Sivaslılar 1 diye anılan parka, Şehit Piyade Uzman Çavuş Mesut TAŞAR isminin verilmesinin İmar ve Bayındırlık, Hukuk, Çevre ve Sağlık ile Kültür, Sanat, Spor Komisyonlarınca oy birliği ile KABULÜNE dair rapor. VI- KOMİSYONLARA HAVALE EDİLEN, HENÜZ KARARA BAĞLANAMAYAN ÖNERGELERİN GÖRÜŞÜLMESİ 1- İzmir İli, Buca İlçesi sınırları içinde yaklaşık 208 hektarlık alanda “Buca İlçesi Kentsel Yerleşik Alan 1. Etap Planlama Bölgesi”ne (Barış, Çamlık, Dicle, Laleli, Menderes, Şirinkapı, Ufuk, Yaylacık, Yiğitler Mahallesi) yönelik 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Revizyonu Hizmet Alım İşi sunulmuş olup; konunun açıklığa kavuşturulması istemi. 2- L18b-11c1c pafta, 20131 ada, 5 parsel, 317,92 m2, Serbest Nizam 2 (İki) Kat imar durumlu, yapı kayıt belgeli taşınmaz malın, 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 16. maddesi hükümleri gereğince satışının yapılması istemi. 3- Buca İlçesi, Kozağaç Mahallesi (tapuda Dumlupınar Mahallesi), 21N-IId imar paftada, 45001, 45002 ve 45003 adanın ortasında kalan kamuya terkli Park Alanı’nda yapılması önerilen 5.00 metre x 8.00 metre ebadında Trafo Alanı Belirlenmesine İlişkin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği istemi. 4- Buca İlçesi, Kuruçeşme Mahallesi, 203/47 Sokağın Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 19/f maddesi kapsamında, zemin katta ticaret kullanımı için yol boyu ticaret teşekkül etmiş olarak belirlenmesi istemi. 5- Buca İlçe sınırlarında, depreme dayanıklı yapıların tasarlanması amacıyla zemin özelliklerinin iyileştirilmesi ve Betonarme yapı tasarımlarında alınması gereken önlemlere yönelik Plan Notu Önerisi sunulmuş olup; konunun açıklığa kavuşturulması istemi. 6- 7151 ada 1 parsel nolu 134.212,00m²’lik taşınmaz içerisinde yer alan tarihi Forbes Köşkü’nün korunup, bakımının yapılması ve kamu hizmetlerinde kullanılabilmesi için 5393 sayılı yasanın 15. maddesinin (h) bendinde belirtildiği üzere Belediyemizce kiralanabilmesi için (Kiralama süresinin de Sayın Meclisimizce belirlenerek) aynı yasanın 18. Maddesinin (e) bendine göre karar alınması istemi. 7- Buca İlçesi, İnönü Mahallesi, 40121 ada, 3 parsele ilişkin 670/1 sokağın Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 19/f maddesi kapsamında zemin katta ticaret kullanımı için yol boyu ticaret teşekkül etmiş olarak belirlenmesi istemi. 8- Buca İlçesi, Mustafa Kemal Mahallesi, 50151 ada, 2 parsele ilişkin 694/38 sokağın Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 19/f maddesi kapsamında zemin katta ticaret kullanımı için yol boyu ticaret teşekkül etmiş olarak belirlenmesi istemi. VII – DENETİM KOMİSYONUNUN RAPORU İLE İLGİL�� MECLİSİN BİLGİLENDİRİLMESİ VIII- FAALİYET RAPORUNUN GÖRÜŞÜLMESİ IX- MECLİS ÜYELERİ TARAFINDAN VERİLECEK ÖNERGELERİN GÖRÜŞÜLMESİ X- DİLEK VE TEMENNİLER XI- MECLİS TOPLANTI GÜN VE SAATİNİN TESPİTİ https://www.youtube.com/watch?v=egkisIb6Pcs Read the full article
0 notes
musstuffsworld · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
"ÇAYELİ’NIN HİKÂYESİ"
Çayeli’nde dünden bugüne çok güzel insanlar yaşadı!
Bu insanlar çok çetin bir hayat mücadelesi verdiler;
Ürettiler ve geride hoş bir seda bırakarak gittiler!
Çayeli’nde doğan bu güzel insanlar;
Yoksulluğu gördüler.
Komşuluğunun en güzelini yaşadılar.
“Sarıkamış Harekâtına” katılıp;
Yüzlerce evladını vatan için “Şehit” verdiler.
Çayeli’nin Meydanlarında hep birlikte;
“9 Mart Kurtuluş coşkusunu” yaşadılar.
Uzak yollar yürüyerek okullara gittiler;
Tahta sıralarda dirsek çürüttüler.
“Eski Caminin” yapımında bulundular;
Birlikte saf tutup namaz kıldılar.
Kayıkhanede ağlarını hazırladılar;
Denizden zargana, kefal, hamsı;
Derelerden olta ile alabalık tuttular.
Özel yetiştirilmiş av köpekleriyle;
“Atmaca ve Bıldırcın” avına birlikte çıktılar.
Çayeli’nin vadilerinde, çimenliklerinde;
İnek yetiştirip, çobanlık ettiler.
Saatlerce yürüyerek yaylalara çıktılar.
Çay Bahçelerinde önce elle ve orakla sonrada;
“Çay Makasıyla” hep birlikte tente tente çay topladılar.
“Kuspa Tepesine” çıkıp;
Çayeli’ni kuş bakışı birlikte seyrettiler.
Liman Köye, tünele birlikte gidip;
Karadeniz’in mavi sularında birlikte kulaç attılar.
Kavağın dibinde, İskelenin ucunda, Eski Caminin Meydanında;
Çay eşliğinde hep birlikte oturup sohbet ettiler.
Çayelili “Ahmet Mesut Yılmaz” Başbakan olunca;
“Çayeli’nin Meydanında” birlikte horon oynayıp eğlendiler.
“Çayeli’nden Öteye” türküsünü Dünyaya tanıtan;
“Dursun Tanyaş’tan” birlikte gurur duydular.
“Lale Sinemasında” Yeşilçam filmlerine;
Birlikte gidip birlikte ”Sabri Dayıdan” fırça yediler.
Çarşamba günleri birlikte pazara çıktılar;
“Sucu Dedenin” suyundan birlikte içtiler.
Servet Çomoğlu’nun “Gurbetten Çayeli’ne” şiirini;
Gurbette birlikte okuyup, birlikte hüzünlendiler.
“Kara Ahmet’in” çalıştırdığı Çayelispor’da;
Birlikte top oynayıp şampiyonluk sevinci hep birlikte yaşadılar.
“Yetimin Arabasına” binip güle oynaya Rize’ye;
Rizespor’un ve Çayelispor’un maçını izlemeye birlikte gittiler.
“Tahsin Hocamızın” okuduğu Ezanı duyup;
“Eski Camide” birlikte “Cuma Namazında” saf tuttular.
Eski Cami’de, Yeni Cami’de, Sahil Camiinde vaaz dinlediler hep birlikte;
“Sefer Sarı, Nevzat Sağlam, Emin Gemici, Selahattin Kesici” Hocalardan.
Çayeli Lisesinin efsanesi “Taha Hoca” ile sınıfta;
Birlikte “Bozkara muhabbeti” yapıp güldüler.
Bisikletçi “Cahit Ustanın” dükkânına gidip;
Üç ve iki tekerlekli bisiklete binerek harçlıklarını birlikte yediler.
Hafta Günleri, Çayeli’nin hamalları olan “Zeki ve Durali’ya”;
Birlikte yük taşıtma yarışına girdiler.
Arabaları bozuldu mu“Laz Osman ve Ali Kutlu Ustaya”;
Birlikte götürüp motorlarını tamir ettirdiler.
Yayla zamanı “Kasar Nihat Amca”ile;
Birlikte yaylalara ava gittiler.
“Çiha Mehmet ve Koçken İdris’in” tulumu eşliğinde;
Birlikte türküler söyleyip horon oynadılar.
“Salim Süer Amcamızın” kolunda taşıdığı “Atmacasını”;
Çayeli sokaklarında birlikte görüp sevdiler.
“Yusuf Kurçenli’nin” filmlerini, “Dursun Karaca’nın” bestelerini;
Televizyonlarda birlikte izleyip dinlediler.
“Tuncay Sipahi, Mustafa ve Maksut Küçük”;
Türkiye Boks şampiyonu olunca hep birlikte gururlandılar.
“Mustafa Sırtlı, Hasan Yazıcı ve Sinan Akçal’ın” türküleri ile;
Hep birlikte hüzünlenip, neşelendiler.
Çayeli Kızılay Şubesine gidip, kimse görmeden;
“Mehmet Küçükislamoğlu Amcadan” yardım aldılar.
Çayeli’nin ilk eczanesini açan;
“Naci Bilgin’den” ilaçlarını alıp sağlıklarına kavuştular.
Diş Doktoru“Mustafa Mahrabel’e” gidip;
Diş çektirip yeni dişler yaptırdılar.
Düğünleri için “Muhittin Kalender ve Gündüz Ayar’a” gidip;
“Gelin Elbiselerini” hep birlikte kestirdiler.
Gelinler için çeyizlik ve evlere yorgan ihtiyacı için;
“Besim Aydın’a” gidip birlikte alışveriş yaptılar.
En şık takım elbisesi diktirmek için;
İnönü’nün terzisi Remzi Okuyan’a gittiler.
“Çomoğlu ve Erdemli Başlıkçılığa” uğrayıp;
Başta hamsi olmak üzere her çeşit balığı alıp birlikte yediler.
“Ekmekçi ve Kadıoğlu Kasaplara” gidip;
Et ve kıyma alıp birlikte evlerine döndüler.
Evlerinin ihtiyacı olan araç ve gereçlerini;
“Salih Fettaoğlu’ndan” temin ettiler.
“Yunus Safi Ustaya” gittiler;
Evlerinin cam çerçeveye ihtiyacı olduğu zamanda.
İneklerine ot; evlerine kereste ihtiyacı oldu mu?
“Yılancıoğullarının ve Koçalların” yolunu tuttular birlikte.
Benzin, gaz, mazot ihtiyacı olduğunda;
“Tüysüz ve Kutlu Petrola” hep birlikte gittiler.
Beyaz eşyaya ihtiyaçları olduğu zaman;
“Kalyoncu Mehmet ve Nuri Sarı’nın” dükkânına gittiler.
Ayakkabılarının altı delindi mi, tamir için;
“Yusuf Makas ve Alibey Kurçenli Ustaya” müracaat ettiler.
“Fotosan”,”Uzay”, “Foto Bahar” ve “Sedef” Fotoğrafçılarına gidip, en güzel;
“Düğün”, “Çay Cüzdanı” ve “diploma” fotoğraflarını birlikte çektirdiler.
Zancel’in efsane muhtarı “Pit Osman” ile;
Birlikte sohbet edip hep birlikte güldüler.
Çayeli’nde “Mutlu Düğün Salonunda” ya da Köylerimizde ki düğünlerimizi;
Çayeli’nin efsane kameramanı “Hakkı Kadıoğlu Dayımıza” çektirdiler.
Erkek çocuklarını sünnet için;
“Sıhhiye Mustafa Kalyoncu’ya” birlikte götürdüler.
Devlet Hastanesinde “Remziye Küçük ve Fatma Balcı Ebeye”;
Hastalarını hep birlikte gönül huzuru ile teslim ettiler.
Avukatlar, “Mehmet Yağcı, Nazmı Sarı ve Naci Çomoğlu’na” gittiler;
Kanuna karşı başları her sıkıştığında.
Gurbete gidenlerimiz “Şakır Bilgili ve Şemsettin Gümüş’ün”;
Kullandığı otobüslerle sevdikleriyle vedalaşıp Çayeli’nden yola çıktılar.
Yazın sıcaklarında “Yaşar Azman Usta’dan;”
Çeşit çeşit en lezzetli dondurmayı yediler.
Dinlenmek dost sohbeti yapmak için;
“Dursun Bayraktutan ve Aziz Şamlıoğlu’nun” çay ocağına gittiler.
Çayeli’nin Sokak ve Caddelerinde;
“Momi, Deli Hakki, Zekeriya ve Sami’den” birlikte küfür yediler.
Hep birlikte yorgunluklarını çay ve kahve eşliğinde;
“Akın Kıraathanesi, Emicenin Kahvesi ve Şenol’un Yerinde” attılar.
Çayeli’nin dünyaca tanınan meşhur simidini;
“Şişkonun Fırınından” alıp, çay eşliğinde birlikte yediler.
En güzel “kuzine ve bakır eşyaları”;
“Osman Leventoğlu ve Neşat Uzunoğlu Ustaya” yaptırdılar.
Evlerinin kırılan camlarını;
Çayeli’nin meşhur camcısı “Nuri Çomoğlu Ustaya” taktırdılar.
Çayeli’ne gelen misafirlerini;
“Hüsrev’de, Lale’de ve Kibritçi’de” ağırladılar.
Okula giden çocuklarının kitaplarını;
Kitapçı “ŞERİATÇI HACI MUSTAFA YAZICI ve İsmet Hüsrev’den“ aldılar.
Gurbete gidenlerimizi bir dernek çatısı altında toplayan;
“Ali Fuat Albayrak ve Yılmaz Hüsrev’e” müteşekkir oldular.
Tarkan, Kara Murat gibi dergi ve gazetelerini;
“Aydın Kitapevinden” alıp okudular.
Çayeli’nin efsane Başhekimi “Opr. Dr Haldun Çoban’ın” yazdığı reçeteleri;
“Eczacı Selahattin Sözer’den” aldılar.
Bir yere gitmek istediklerinde;
Efsane minibüsçüler ” Musa Çifçi ve Cihan Bilgili’ye” müracaat ettiler.
Çayeli’nin en eski gazetesi olan “Çayeli Gazetesini”
“Memiş ve Talip Saklı’nın” elinden alıp okudular.
Çayeli’nin en nüktedan berberi “Eyüp Ustaya” gidip;
Saç-sakal tıraşını güle oynaya birlikte oldular.
Şehit evlatları “Süleyman Çolak ve İdris Demirbaş’ın” arkasından;
Bütün Çayeli hep birlikte yürüyerek hüzün duydu.
Gün geldi kimisi gurbete çıktı,
Kimisi Çayeli’nde kalıp baba ocağını bekledi.
Aradan yıllar yıllar geçti.
Gidenlerin bir kısmı geri döndü.
Birçok şeyin değiştiğini gördüler.
Hüzün ve özlemle dolaşırken Çayeli’nde;
Eski sokakların, dükkânların, insanların bir kısminin yok olduğuna şahit oldular.
Geride bıraktıkları çocukluk ve gençlik arkadaşlarına rast geldiler.
Eskisi gibi deniz kenarındaki taşların üzerinde oturup hatıralarından konuştular yeniden.
Hayatın kaçınılmaz ve değişmeyen, değişmeyecek olan gerçeğiyle yüzleştiler;
O iyi insanların birçoğu; “güzel atlara binmişler ve Çayeli’nin hikâyelerinden çekilip gitmişlerdi!”
Bende dilimin döndüğünce elinizdeki bu kitaba “Çayeli’nin Hikâyesi” ismini veren;
“Çayeli’nin ve Çayeli İnsanının Hikâyesini” yeni nesiller öğrensin, asla unutmasın, geçmişini yâd etsin diye, şiirsel bir dille anlatmak istedim.
Şunu bilmenizi ve duygularımı anlamanızı bütün kalbimle isterim.
Çayeli’nde bizzat yaşadığım ve duyduğum hikâyelerin yanında, tanıdığım insanların hayat hikâyelerinin omuzlarıma yüklediği sorumluluğunun ağırlığını hissettim bir ömür boyu!
Onun için; bu güzel ilçenin insanıyla ve muhteşem coğrafyasıyla duygularımız buluştuğu an ortaya çıkan hikâyelerin tadına doyum olmayacağını elimizdeki bu kitapta göstermeye çalıştım.
Son olarak “çağları aşan” bir hatırlatma yapmak isterim.
Asla unutulmamalıdır ki;
“Hikâyeler gidenlere değil kalanlara aittir!”
/"Çayeli'nin Hikayesi" isimli yakında çıkacak olan kitabımızdan/
1 note · View note
harunercoban · 2 years
Text
İnternet sitesi terbiyecisi ve kapluğumbağa terbiyecisi
Tumblr media
İnternet sitesi terbiyecisi biziz kaplumbağa terbiyeci Osman Hamdi Bey’in kendisidir. Terbiyecinin zorlu işi elindeki müzik aletleriyle halletmeye çalışması.
Osman Hamdi Bey’in de değişime direnen bir toplumu sanat yoluyla çağdaş seviyeye getirmeye çalıştığını, bu yüzden sanat okulu ve müze açma girişiminde bulunduğunu vurgular.
Tarihi ve detayları
Kaplumbağa Terbiyecisi, Osman Hamdi Bey’in 1906 ve 1907 yıllarında iki farklı versiyonunu çizdiği tablosudur.
Osmanlı Ressamlar Cemiyeti tarafından çıkartılan gazetenin on yedinci sayısında tablonun adı Kaplumbağalar ve Adam olarak geçer ancak tabloya daha sonra yaygın olarak bilinen Kaplumbağa Terbiyecisi adı verilmiştir.
Belinde sıkı bir kemerle bağlanmış kırmızı uzun bir giysi giyen sakallı bir adam, mavi çinilerle kaplı eşyasız ve bakımsız bir odada, izleyiciye arkası yarı dönük biçimde dikilmektedir. Başına, etrafına gelişigüzel bir yemeni sarılmış arakiye takmıştır. Adamın ayaklarının dibinde, yerdeki yaprakları yemekte olan kaplumbağalar vardır. Bursa’daki Yeşil Camii’nin üst katındaki odanın duvarlarındaki sıvalar ve çiniler yer yer dökülmüştür. Tablonun tek ışık kaynağı adamın önündeki alçak penceredir.
Ellerini arkasında kavuşturmuş olan adam bir ney tutmaktadır. Sırtında bir nakkare asılıdır ve buna bağlı bir mızrap boynundan aşağıya sarkar. Bazılarına göre adamın sırtında asılı olan şey, eskiden dervişler ve dilenciler tarafından kullanılan. Hindistan cevizinden , abanozdan yapılma dilenci çanağı olan keşkülüfukaradır.
İlhamı ve ilhamımız
Osman Hamdi Bey’in bu tablosu, özellikle ilham kaynağına dair net bilgilerin olmadığı dönemde geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun hâlini anlattığı şeklinde yorumlanmıştır, kaplumbağaların esin kaynağının ,
lale Devri’ndeki Sadabad eğlenceleri sırasında, hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar olduğu öne sürülmüştür, bu yoruma göre, Sanayi-i Nefise, Asar-ı Atika Müzesi, Düyûn-ı Umûmiye, gibi birçok kurumu kurmak ve yönetmek görevini üstlenen Osman Hamdi Bey, tabloda kendini terbiyeci, kendi iş yapış biçimine uyum gösteremeyen astlarını ise yemeğe ulaşmaya çalışan kaplumbağalar olarak göstererek, onları hicvetmektedir.
Bizde ilhamı hayatın kalbinden söküyoruz var gücümüzle ve internet sitesi ni terbiye ediyoruz.
Tablo Sergisi ve adresi
Pera Müzesi her cuma 18.00–22.00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Meşrutiyet Caddesi No:65 34430 Tepebaşı — Beyoğlu — İstanbul
0 notes
gallipoliguide · 2 years
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/bursada-mavi-yolculuk.html
Bursa'da mavi yolculuk...
Tumblr media Tumblr media
Mudanya gezimize Mütareke Evi’nden başlayalım… Burası kentin en önemli noktası; Osmanlı devletinin hukuken bittiği anlaşmanın yapıldığı mekân. 11 Ekim 1922’de Ankara hükümetiyle İngiltere, Fransa ve İtalya arasında imza edilen anlaşma Milli Mücadele’nin ‘yüzük taşı’ sayılır. Buradaki üstünlükle Lozan’a giden Türk heyeti, Cumhuriyet’in tapu senedini dünyaya duyurur. İki katlı ahşap binada, İsmet Paşa’nın çalışma odasıyla yaverlerin odası var. Mütareke dönemine ait fotoğraflar da ziyaretçilere eşlik ediyor.
Tumblr media
Mütareke Evi’nde fotoğraflar ziyaretçilere eşlik ediyor
Müzenin giriş ücreti 12.5 lira. Unutmadan TBMM Hükümeti’nin ilk siyasi başarısının tescillendiği müzeye bakan İnönü heykelinin, Türkiye’nin ilk kadın heykeltıraşı Sabiha Bengütaş’ın elinden çıktığını da hatırlatalım. Mütareke Evi’nin komşusu Halitpaşa Mahallesi… Eskinin Rum mahallesi, günümüzdeki popüler adıyla Giritli Mahallesi. 1923 Mübadelesi sonrası Bursa’dan giden Rumların evleri bitki ve geometrik tavan süslemeleri, kalem işleriyle hâlâ kendini muhafaza ediyor. Bol bol fotoğraflayın bütün yolları denize açılan evleri… Ayrıca yine buraya yürüme mesafesinde bir eski zaman güzeli daha var. Mahallelinin söylediğine göre; 2. Dünya Savaşı sırasında 70. Alay, Mudanya’ya yerleşmiş. Hafta sonları askerin dinlenme ve eğlenme mekânı olan ‘Alay Kahvesi’ kendine has havasıyla halen davetkâr.
Tumblr media
Bursa’nın tarihi dokusu Tirilye’de yaşatılıyor.
Lale Devri’ne ışınlanın
Malum, ‘surre’, hac zamanı Mekke ve Medine halkına dağıtılmak üzere gönderilen eşya ve hediyelere deniyor. İşte Sultan Abdülaziz döneminde, surre alayına refakat etmesi için görevlendirilen ancak geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden Tahir Paşa’nın adıyla anılan konak Giritli Mahallesi’nin görülmesi gereken duraklarından biri. 1724’te inşa edildiğinden Lale Devri esintileri taşıyan Tahir Paşa Konağı, 2013’ten beri müze. Burada, eski zaman elbiseleri göreceksiniz… Ara sokaklarda tesadüf edeceğiniz çok güzel camiler var: Eski Cami, Tekke-i Cedid Camisi, Hasan Bey Camisi bunlardan birkaçı. Müzeden sonra istikamet eski bir Rum köyü olan Siği. Köyün bugünkü adıysa Kumyaka. Asırlık zeytin ağaçları, tarihi dokusuyla kendi halinde yaşamın sürdüğü bir yer. Hani, bir yer için sessiz ve sakinliğin tanımı yapılacaksa Siği tam o örnek yerdir.
Tumblr media
Aziz Stefanos Kilisesi
Mudanya’yla Tirilye arasında kaldığından dolayı genelde ihmal edilen bir destinasyon. Kasabada, 8’inci yüzyıla tarihlenen kare planlı ve kubbe örtülü bir Bizans kilisesi mevcut ki dünyanın en eski mabetlerinden biri. Başmelekler Kilisesi, 19’uncu yüzyılda imparatorluğun reformist padişahı 2. Mahmut’un izniyle onarılmış. Kilise, akıl hastalarına tahsis edilmiş özel hücresiyle de biliniyor. Siği ayrıca, Bursa’da turunçgillerin yetiştiği tek bölge olmasıyla meşhur. Artık Tirilye’ye gidebiliriz. Burası Zeytinbağı olarak da biliniyor. Rumların eski memleketi. 1895 kayıtlarına göre beldede; 199 Müslüman, 3.657 Rum yaşıyormuş. Yine bu tarihlerde 19 yağhane, 2 hamam, 3 okul, 3 ayazma, 95 dükkân, 2 han, 3 manastır, 8 gazino, 55 mağaza, birer tane eczane, balıkhane, otel ve camiyle 7 de kilise varmış. Tabii, 1923 Mübadelesi sonrası isimler de resimler de solmaya başlamış. Günümüzde Selanik, Tikveş, Dedeağaç, Serez gibi Rumeli şehirlerinden gelen Türklerden oluşan bir nüfusa sahip. Tirilye, öyle çabucak gezilecek bir yer değil. Bir kere kasabanın gayrimüslim mirası çok zengin. Gerek yerleşim alanının merkezinde gerek biraz dışında çokça kilise mevcut. Kemerli Kilise, Aziz Yuhanna Kilisesi, Medikion Manastırı, Aya Sotiri Manastırı…
Taş Mektep’i görün
Yine eski bir mabet olan Dündar Evi’ni de bu listeye ekleyebilirsiniz. Bugün Fatih Camisi olarak bilinen, 8’inci asra tarihlenen bir kilise aslında. Kanuni Sultan Süleyman devrinde, kiliseden camiye dönüştürülen eser, Tirilye’nin simgelerinden. 1904-1909 yılları arasında Tirilyeli Hirisostomos tarafından yaptırılan Taş Mektep de görülmesi gereken yerlerden. Burası; ruha olduğu kadar zeytini, şarabı, simidi, kaymaklısı, dondurması, midye tavası ve balığın her çeşidiyle mideye de hitap ediyor. Bu lezzetleri tatmadan dönmeyin. Son olarak; Raif Kaplanoğlu’nun dediğine göre, Bursa’da günümüze ulaşan en eski evler Tirilye’de. Bu evleri, arada kalmış çeşmeleri, eskimeyen zamanı görmek için kendinizi sokakların arasına bırakın. Ve vaktiniz varsa günü, biraz tepedeki Çamlı Kahve’de uğurlayın.
0 notes
gallipolidaytours · 2 years
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/bursada-mavi-yolculuk.html
Bursa'da mavi yolculuk...
Tumblr media Tumblr media
Mudanya gezimize Mütareke Evi’nden başlayalım… Burası kentin en önemli noktası; Osmanlı devletinin hukuken bittiği anlaşmanın yapıldığı mekân. 11 Ekim 1922’de Ankara hükümetiyle İngiltere, Fransa ve İtalya arasında imza edilen anlaşma Milli Mücadele’nin ‘yüzük taşı’ sayılır. Buradaki üstünlükle Lozan’a giden Türk heyeti, Cumhuriyet’in tapu senedini dünyaya duyurur. İki katlı ahşap binada, İsmet Paşa’nın çalışma odasıyla yaverlerin odası var. Mütareke dönemine ait fotoğraflar da ziyaretçilere eşlik ediyor.
Tumblr media
Mütareke Evi’nde fotoğraflar ziyaretçilere eşlik ediyor
Müzenin giriş ücreti 12.5 lira. Unutmadan TBMM Hükümeti’nin ilk siyasi başarısının tescillendiği müzeye bakan İnönü heykelinin, Türkiye’nin ilk kadın heykeltıraşı Sabiha Bengütaş’ın elinden çıktığını da hatırlatalım. Mütareke Evi’nin komşusu Halitpaşa Mahallesi… Eskinin Rum mahallesi, günümüzdeki popüler adıyla Giritli Mahallesi. 1923 Mübadelesi sonrası Bursa’dan giden Rumların evleri bitki ve geometrik tavan süslemeleri, kalem işleriyle hâlâ kendini muhafaza ediyor. Bol bol fotoğraflayın bütün yolları denize açılan evleri… Ayrıca yine buraya yürüme mesafesinde bir eski zaman güzeli daha var. Mahallelinin söylediğine göre; 2. Dünya Savaşı sırasında 70. Alay, Mudanya’ya yerleşmiş. Hafta sonları askerin dinlenme ve eğlenme mekânı olan ‘Alay Kahvesi’ kendine has havasıyla halen davetkâr.
Tumblr media
Bursa’nın tarihi dokusu Tirilye’de yaşatılıyor.
Lale Devri’ne ışınlanın
Malum, ‘surre’, hac zamanı Mekke ve Medine halkına dağıtılmak üzere gönderilen eşya ve hediyelere deniyor. İşte Sultan Abdülaziz döneminde, surre alayına refakat etmesi için görevlendirilen ancak geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden Tahir Paşa’nın adıyla anılan konak Giritli Mahallesi’nin görülmesi gereken duraklarından biri. 1724’te inşa edildiğinden Lale Devri esintileri taşıyan Tahir Paşa Konağı, 2013’ten beri müze. Burada, eski zaman elbiseleri göreceksiniz… Ara sokaklarda tesadüf edeceğiniz çok güzel camiler var: Eski Cami, Tekke-i Cedid Camisi, Hasan Bey Camisi bunlardan birkaçı. Müzeden sonra istikamet eski bir Rum köyü olan Siği. Köyün bugünkü adıysa Kumyaka. Asırlık zeytin ağaçları, tarihi dokusuyla kendi halinde yaşamın sürdüğü bir yer. Hani, bir yer için sessiz ve sakinliğin tanımı yapılacaksa Siği tam o örnek yerdir.
Tumblr media
Aziz Stefanos Kilisesi
Mudanya’yla Tirilye arasında kaldığından dolayı genelde ihmal edilen bir destinasyon. Kasabada, 8’inci yüzyıla tarihlenen kare planlı ve kubbe örtülü bir Bizans kilisesi mevcut ki dünyanın en eski mabetlerinden biri. Başmelekler Kilisesi, 19’uncu yüzyılda imparatorluğun reformist padişahı 2. Mahmut’un izniyle onarılmış. Kilise, akıl hastalarına tahsis edilmiş özel hücresiyle de biliniyor. Siği ayrıca, Bursa’da turunçgillerin yetiştiği tek bölge olmasıyla meşhur. Artık Tirilye’ye gidebiliriz. Burası Zeytinbağı olarak da biliniyor. Rumların eski memleketi. 1895 kayıtlarına göre beldede; 199 Müslüman, 3.657 Rum yaşıyormuş. Yine bu tarihlerde 19 yağhane, 2 hamam, 3 okul, 3 ayazma, 95 dükkân, 2 han, 3 manastır, 8 gazino, 55 mağaza, birer tane eczane, balıkhane, otel ve camiyle 7 de kilise varmış. Tabii, 1923 Mübadelesi sonrası isimler de resimler de solmaya başlamış. Günümüzde Selanik, Tikveş, Dedeağaç, Serez gibi Rumeli şehirlerinden gelen Türklerden oluşan bir nüfusa sahip. Tirilye, öyle çabucak gezilecek bir yer değil. Bir kere kasabanın gayrimüslim mirası çok zengin. Gerek yerleşim alanının merkezinde gerek biraz dışında çokça kilise mevcut. Kemerli Kilise, Aziz Yuhanna Kilisesi, Medikion Manastırı, Aya Sotiri Manastırı…
Taş Mektep’i görün
Yine eski bir mabet olan Dündar Evi’ni de bu listeye ekleyebilirsiniz. Bugün Fatih Camisi olarak bilinen, 8’inci asra tarihlenen bir kilise aslında. Kanuni Sultan Süleyman devrinde, kiliseden camiye dönüştürülen eser, Tirilye’nin simgelerinden. 1904-1909 yılları arasında Tirilyeli Hirisostomos tarafından yaptırılan Taş Mektep de görülmesi gereken yerlerden. Burası; ruha olduğu kadar zeytini, şarabı, simidi, kaymaklısı, dondurması, midye tavası ve balığın her çeşidiyle mideye de hitap ediyor. Bu lezzetleri tatmadan dönmeyin. Son olarak; Raif Kaplanoğlu’nun dediğine göre, Bursa’da günümüze ulaşan en eski evler Tirilye’de. Bu evleri, arada kalmış çeşmeleri, eskimeyen zamanı görmek için kendinizi sokakların arasına bırakın. Ve vaktiniz varsa günü, biraz tepedeki Çamlı Kahve’de uğurlayın.
0 notes
anzacdaygallipoli · 2 years
Text
Bursa'da mavi yolculuk... - Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/bursada-mavi-yolculuk.html
Bursa'da mavi yolculuk...
Tumblr media Tumblr media
Mudanya gezimize Mütareke Evi’nden başlayalım… Burası kentin en önemli noktası; Osmanlı devletinin hukuken bittiği anlaşmanın yapıldığı mekân. 11 Ekim 1922’de Ankara hükümetiyle İngiltere, Fransa ve İtalya arasında imza edilen anlaşma Milli Mücadele’nin ‘yüzük taşı’ sayılır. Buradaki üstünlükle Lozan’a giden Türk heyeti, Cumhuriyet’in tapu senedini dünyaya duyurur. İki katlı ahşap binada, İsmet Paşa’nın çalışma odasıyla yaverlerin odası var. Mütareke dönemine ait fotoğraflar da ziyaretçilere eşlik ediyor.
Tumblr media
Mütareke Evi’nde fotoğraflar ziyaretçilere eşlik ediyor
Müzenin giriş ücreti 12.5 lira. Unutmadan TBMM Hükümeti’nin ilk siyasi başarısının tescillendiği müzeye bakan İnönü heykelinin, Türkiye’nin ilk kadın heykeltıraşı Sabiha Bengütaş’ın elinden çıktığını da hatırlatalım. Mütareke Evi’nin komşusu Halitpaşa Mahallesi… Eskinin Rum mahallesi, günümüzdeki popüler adıyla Giritli Mahallesi. 1923 Mübadelesi sonrası Bursa’dan giden Rumların evleri bitki ve geometrik tavan süslemeleri, kalem işleriyle hâlâ kendini muhafaza ediyor. Bol bol fotoğraflayın bütün yolları denize açılan evleri… Ayrıca yine buraya yürüme mesafesinde bir eski zaman güzeli daha var. Mahallelinin söylediğine göre; 2. Dünya Savaşı sırasında 70. Alay, Mudanya’ya yerleşmiş. Hafta sonları askerin dinlenme ve eğlenme mekânı olan ‘Alay Kahvesi’ kendine has havasıyla halen davetkâr.
Tumblr media
Bursa’nın tarihi dokusu Tirilye’de yaşatılıyor.
Lale Devri’ne ışınlanın
Malum, ‘surre’, hac zamanı Mekke ve Medine halkına dağıtılmak üzere gönderilen eşya ve hediyelere deniyor. İşte Sultan Abdülaziz döneminde, surre alayına refakat etmesi için görevlendirilen ancak geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden Tahir Paşa’nın adıyla anılan konak Giritli Mahallesi’nin görülmesi gereken duraklarından biri. 1724’te inşa edildiğinden Lale Devri esintileri taşıyan Tahir Paşa Konağı, 2013’ten beri müze. Burada, eski zaman elbiseleri göreceksiniz… Ara sokaklarda tesadüf edeceğiniz çok güzel camiler var: Eski Cami, Tekke-i Cedid Camisi, Hasan Bey Camisi bunlardan birkaçı. Müzeden sonra istikamet eski bir Rum köyü olan Siği. Köyün bugünkü adıysa Kumyaka. Asırlık zeytin ağaçları, tarihi dokusuyla kendi halinde yaşamın sürdüğü bir yer. Hani, bir yer için sessiz ve sakinliğin tanımı yapılacaksa Siği tam o örnek yerdir.
Tumblr media
Aziz Stefanos Kilisesi
Mudanya’yla Tirilye arasında kaldığından dolayı genelde ihmal edilen bir destinasyon. Kasabada, 8’inci yüzyıla tarihlenen kare planlı ve kubbe örtülü bir Bizans kilisesi mevcut ki dünyanın en eski mabetlerinden biri. Başmelekler Kilisesi, 19’uncu yüzyılda imparatorluğun reformist padişahı 2. Mahmut’un izniyle onarılmış. Kilise, akıl hastalarına tahsis edilmiş özel hücresiyle de biliniyor. Siği ayrıca, Bursa’da turunçgillerin yetiştiği tek bölge olmasıyla meşhur. Artık Tirilye’ye gidebiliriz. Burası Zeytinbağı olarak da biliniyor. Rumların eski memleketi. 1895 kayıtlarına göre beldede; 199 Müslüman, 3.657 Rum yaşıyormuş. Yine bu tarihlerde 19 yağhane, 2 hamam, 3 okul, 3 ayazma, 95 dükkân, 2 han, 3 manastır, 8 gazino, 55 mağaza, birer tane eczane, balıkhane, otel ve camiyle 7 de kilise varmış. Tabii, 1923 Mübadelesi sonrası isimler de resimler de solmaya başlamış. Günümüzde Selanik, Tikveş, Dedeağaç, Serez gibi Rumeli şehirlerinden gelen Türklerden oluşan bir nüfusa sahip. Tirilye, öyle çabucak gezilecek bir yer değil. Bir kere kasabanın gayrimüslim mirası çok zengin. Gerek yerleşim alanının merkezinde gerek biraz dışında çokça kilise mevcut. Kemerli Kilise, Aziz Yuhanna Kilisesi, Medikion Manastırı, Aya Sotiri Manastırı…
Taş Mektep’i görün
Yine eski bir mabet olan Dündar Evi’ni de bu listeye ekleyebilirsiniz. Bugün Fatih Camisi olarak bilinen, 8’inci asra tarihlenen bir kilise aslında. Kanuni Sultan Süleyman devrinde, kiliseden camiye dönüştürülen eser, Tirilye’nin simgelerinden. 1904-1909 yılları arasında Tirilyeli Hirisostomos tarafından yaptırılan Taş Mektep de görülmesi gereken yerlerden. Burası; ruha olduğu kadar zeytini, şarabı, simidi, kaymaklısı, dondurması, midye tavası ve balığın her çeşidiyle mideye de hitap ediyor. Bu lezzetleri tatmadan dönmeyin. Son olarak; Raif Kaplanoğlu’nun dediğine göre, Bursa’da günümüze ulaşan en eski evler Tirilye’de. Bu evleri, arada kalmış çeşmeleri, eskimeyen zamanı görmek için kendinizi sokakların arasına bırakın. Ve vaktiniz varsa günü, biraz tepedeki Çamlı Kahve’de uğurlayın.
0 notes