Tumgik
#okuma parçaları
Text
Yakın zamana kadar yaklaşık üç ay boyunca hiç kitap okumadım. Okumak istemedim. Çok normal gibi görünen bu durum benim için çok tuhaftı. Elbette daha önce de okumak istemediğim zamanlar olmuştu ama sonrasında ille de elime bir kitap alacağımı bilirdim. Oysa artık kitaplığımın olduğu odaya gidip sadece kitaplara baktığım zaman bile çok aptalca geliyordu onları okumuş olmak. Hiç okumamış, okumayı anlamsız, gereksiz, zaman kaybı bulan kim varsa onları anlıyordum; hatta artık ben de onlardan biriydim. Defalarca elime farklı türlerde kitaplar alıp okumaya çalıştım, her cümle yük gibiydi ve hiçbirinin ilk sayfasını bitiremedim. Nasıl desem, o an o cümleleri okumak dünyanın en gereksiz şeyiydi, emindim bundan. Hatta abartmıyorum, hepsini elden çıkarmayı bile düşündüm.
Sonra bu duruma bir başlangıç zamanı aradım. Ve kolayca buldum da. Geçirdiğimiz o büyük depremlerden sonra olmuştu bu. Nedenini bulmak bir şey değiştirmedi ve ben de çok umursamadım açıkçası.
Deprem sonrası ilk seansımda “Deprem çoğu insanda farklı duygular ortaya çıkardı, bazıları travmalarını hatırladı, bazılarında depremle hiç alakası olmayan anılar gün yüzüne çıktı. Siz nasıl ifade edersiniz içinizdekini?” diye sordu terapistim. “Yaşamak istiyorum” dedim hiç düşünmeden. Yaşamak istiyorum. Ama buradaki yaşamaktan kastım ölme’nin tersi olan yaşamak değil. “Diri” olmak değil. Yaşamı doldurmak istiyorum, önce sığmak, sonra zorlamak, ardından taşmak. Kızımın büyüdüğünü görerek, sadece gelip geçerek değil, fark ederek, yürümenin, bazen koşmanın, yetişememenin, düşmenin ve kalkmanın keyfine vararak… Tüm coşkusuyla ve ıstırabıyla kucaklayarak yaşamak istiyorum hayatı.
Anladım ki tüm bu düşünceler kitapları, kelimeleri, sayfaları çok manasız kılmıştı gözümde. Çünkü dışarıda akan bir hayat vardı ve ben oturup üzerinde gözlerimin gezindiği kağıt parçaları yüzünden onu kaçıramazdım. Çünkü elimden ne zaman alınacağı belli değildi, ona yetişmeliydim.
Şu an bu metni yazarken yanı başımda bir roman ve bir şiir kitabı var. İkisini de okuyorum. :) Ne zaman ki bildiğim şeyleri sese döktüm, kardeşimle konuştum, şu sebeplerden dolayı şöyle bir şey yaşıyorum dedim (ve o da benzer şeyler yaşadığını anlattı), ardından düğüm kendiliğinden çözüldü. Ve yeniden okuma isteği hissettim.
Sonra okudukça, gözlerim, zihnim, kalbim yeniden edebiyatın büyüsünü hissedince, Allahım, ne özlemişim bunun duygusunu dedim.
Hatta itiraf edeyim, yeniden buraya böyle uzun bir metin yazdıysam, bu da okumanın beraberinde getirdiği yazma ihtiyacındadır.
17 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Text
Benden geriye kalsa kalsa yazı kalırİÇİME SON MEKTUP Ruhumun can çekişme uğultusu, yüreğimin göğünde kopan fırtına yankıları, ses tellerime sıkışan kafiyesi bozuk dizelerimi anlatacak bir alfabenin yarenin olmayışındandır yazma merakım. Hatta; kalemimim sancılı dansı, mektup gönderecek bir adresimin olmayışındandır. Kim bilir, belki de hissettiklerime kullanma kılavuzu yaratma heyecanımdandır… Şimdi kalbimin üzerinde geziyor tanımadığım insanların gözleri, canımın acıyan yaralarını en üryan hali ile afiş afiş asmışlığımı, pişman olma kaygısı ile terazilemeden yazıyorum bu boynu kıldan ince harflerimi, kullandığım alfabemin bütün suçlarını itiraf ediyorum. Lütfen! Acıyarak okuma gafletine düşmeyiniz. Çünkü, benim kalbim, üzerinde tepinilmeye çok alışkın bir bilseniz. Belki bin kere astılar kalbimi, her seferinde ruhumun bitmez tükenmez umudu ile can verdim, hem de defalarca... Kendi kanımı naklettim kendime, yani o derece... Yarılan yerlerin birleşmesi ile oluşan caddelerin kesiştiği, unutulmuş bir kasabada, ne bileyim tesadüfen kurulan bir mahallede, toprağın çamur olma mucizesi ile duvarları inşa edilen evlerin birinde yanlışlıkla doğmuşum. Bir hikayem var mı diye sormayın bana. Benim hikayem; kahramanlarını ellerimle gömdüğüm bir köy mezarlığından ibaret. Üzerinde ölüm ve doğum tarihlerinin yazdığı isimsiz taş parçaları ile dolu. Kısacası; yok oluşumun sebebi olan gümbür gümbür vedalar, en görkemli resmî geçitlerden daha uzun değildir. Bana göre hayat, başarısızlıkla sonuçlanan dev bir proje idi. Bağışlanması güç olan günahlarım mı vardı? Anlamaya çalıştıkça iflas ettim hep. Anlam yükledikçe bu yükün altında kaldığımı asla kabul etmedim. Büyük bir enkaza dönüşürken bedenim, paslanmış iç organlarımın gıcırtısı uzaklardan duyuluyor olmalıydı. Birazdan aklınızın kenarına bir avuç anı bırakacağım. Buram buram beni hatırlayacaksınız. Soğuk bir kış günü düşersem hayalinizin tam ortasına, yakıp yakıp ısındığınız için asla gönül koymayacağım. Bilir misiniz; çocukluk anılarımdan sebep kuşlar benimle muhabbeti kestiler. Buğday tarlasının başına korkuluk niyeti ile bıraktılar beni. O gün bugündür işte. Kuşlar kırgın kanatları ile terk ettiler göğümü... Bundandır, bilinmez adreslere yazıp gönderdiğim pulsuz kalan mektuplarımdan habersiz olmaları. Oysa içimi çizen bütün yalnız kalmışlıklarımı başımın üstündeki maviye anlattım hep. Belki dedim; belki bir martı kanat çırpar, hani olur ya, gökkuşağı ödünç verir ahenginden ruhuma, yağmur yağarsa umuduyla, bekledim kirli ömrümün üzerine... “Şairsen ve yalnızlığın rengini bilmiyorsan, karanlık gecelerini ancak bir ölünün kefen rengi ile ağartabilirsin.” Ağartmak için gecelerimi ne kefenler geçirdim yastığıma, yorganıma… Sonay KARASU
8 notes · View notes
izmirteknikdestek · 1 month
Text
Fırın Geç Pişiriyor & Altı Pişirmiyor | Arıza Sebebi
Fırın, mutfakta önemli bir yer tutan ve yiyeceklerin lezzetli bir şekilde pişirilmesini sağlayan temel bir cihazdır. Ancak, bazen fırınınız beklenenden daha uzun sürede pişirme işlemini tamamlayabilir. Bu durum, fırınınızın "geç pişiriyor" olarak adlandırılmasına neden olur. Bu makalede, fırınınızın neden geç pişirdiğini, bu sorunu nasıl çözebileceğinizi ve olası arızalı parçaları ele alacağız.
Fırın Geç Pişiriyor Neden ?
"Fırın Geç Pişiriyor" sorunu genellikle çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkar. Bu sorunun başlıca nedenleri şunlardır:
Fırın Kontrol Ayarları: Fırının ısı ayarlarının doğru yapılmaması veya bozulması, istenilen sıcaklığa ulaşmada güçlük çekilmesine sebep olabilir.
Fırın Contası: Fırının kapı contasının hasar görmesi veya sızıntı yapması, içerideki sıcaklığın dengesizleşmesine ve dolayısıyla pişirme süresinin uzamasına neden olabilir.
Fan Sorunları: Fırının içindeki fanın çalışmaması veya düzgün dönmemesi, hava dolaşımının sağlanamamasına ve dolayısıyla yiyeceklerin geç pişirilmesine yol açabilir.
Termal Sensör Arızası: Fırının içindeki termal sensörün yanlış okuma yapması, fırının sıcaklığını doğru bir şekilde kontrol etmesini engelleyebilir.
Bu nedenlerden herhangi biri, fırının normal çalışmasını etkileyerek "Fırın Geç Pişiriyor" sorununa yol açabilir. Bu durumda, sorunun kaynağını belirleyerek uygun çözüm yöntemlerini uygulamak önemlidir.
Tumblr media
Fırın Geç Pişiriyor Ne Yapılmalı ?
Fırınınızın beklenenden daha uzun sürede pişirme işlemini tamamlaması, yani geç pişirmesi, hem zamanınızı hem de yiyeceklerinizin lezzetini olumsuz yönde etkileyebilir. Ancak, bu sorunu çözmek için birkaç adımı izleyerek fırınınızı tekrar verimli bir şekilde kullanabilirsiniz.
Isı Ayarlarını Kontrol Edin: İlk olarak, fırının ısı ayarlarını dikkatlice kontrol edin. Fırınınızın doğru sıcaklıkta çalışıp çalışmadığını belirlemek için bir termometre kullanabilirsiniz. Eğer fırınınızın ayarlarında bir sorun varsa, doğru sıcaklığı elde etmek için ayarları düzeltin.
Fırın Contasını İnceleyin ve Değiştirin: Fırının kapısının etrafındaki conta, fırının içindeki sıcaklığın korunmasını sağlar. Eğer conta hasar görmüş veya sızdırmazlığını yitirmişse, içerideki sıcaklık kaçabilir ve bu da pişirme süresini uzatabilir. Contayı dikkatlice inceleyin ve herhangi bir hasar varsa değiştirin.
Fanı Kontrol Edin: Fırının içindeki fanın düzgün çalışıp çalışmadığını kontrol edin. Fan, fırın içindeki sıcak havayı dolaştırarak yiyeceklerin eşit şekilde pişmesini sağlar. Eğer fan düzgün çalışmıyorsa veya hiç çalışmıyorsa, bu pişirme süresini uzatabilir. Fanın çalışmadığını fark ederseniz, bir teknisyene danışın veya fanı değiştirin.
Termal Sensörü Kontrol Edin: Fırının içindeki termal sensör, fırının sıcaklığını doğru şekilde algılar ve kontrol eder. Eğer sensör yanlış okuma yapıyorsa, fırının içindeki sıcaklık istenilen seviyede olmayabilir. Termal sensörü kontrol edin ve gerekirse değiştirin.
Bu adımları izleyerek, fırının geç pişirmesini çözebilir ve tekrar etkili bir şekilde kullanabilirsiniz. Ancak, eğer sorun devam ederse veya çözüm bulmak konusunda yardıma ihtiyacınız varsa, bir uzmana danışmanız önemlidir. Unutmayın, fırınınızı kullanırken her zaman güvenlik önlemlerini alın ve elektrikli cihazlarla çalışırken dikkatli olun.
Fırın Geç Pişiriyor Arızalı Parçalar Nelerdir ?
Fırın Geç Pişiriyor Arızalı Parçalar Nelerdir?
Fırınınızın geç pişirme sorununu gidermek için ilk adım, potansiyel arızalı parçaları tanımaktır. Fırının doğru şekilde çalışmasını engelleyen arızalı parçaları belirlemek, sorunu çözmek için önemlidir. İşte fırınınızın geç pişirme sorununa neden olabilecek bazı arızalı parçalar:
Fırın Contası: Fırının kapısının etrafındaki conta, sızıntı veya hasar durumunda içerideki sıcaklığın dengesizleşmesine ve dolayısıyla geç pişirmeye neden olabilir.
Fan: Fırının içindeki fan, havanın düzgün dolaşımını sağlar. Eğer fan arızalı ise, ısı dağılımı etkilenir ve yiyeceklerin eşit şekilde pişmesini engelleyebilir.
Termal Sensör: Fırının içindeki termal sensör, fırın sıcaklığını kontrol eder. Yanlış okuma yapması durumunda, fırın istenilen sıcaklığı sağlayamaz ve pişirme süresi uzar.
Bu arızalı parçalar, fırının geç pişirme sorununa yol açabilir ve doğru çalışmalarını engelleyebilir. Bu nedenle, fırınınızı inceleyerek bu parçaların durumunu kontrol etmek ve gerektiğinde onarım veya değişiklik yapmak önemlidir.
Tumblr media
Fırın Altı Pişirmiyor Ne Yapılmalı ?
Fırınınızın alt kısmı pişirme işlemini tamamlamıyorsa, Fırın Geç Pişiriyor sorunuyla karşı karşıya olabilirsiniz. Bu durumda yapabileceğiniz ilk adım, fırınınızın alt kısmındaki ısıyı kontrol etmektir. Eğer fırın altı istenilen sıcaklığa ulaşmıyorsa veya yeterince pişirmiyorsa, potansiyel arızalı parçaları gözden geçirmek önemlidir. Bu parçalar arasında;
Isıtma Elemanı: Fırının alt bölümünde bulunan ısıtma elemanı arızalı olabilir. Bu durumda, ısıtma elemanının hasarlı veya bağlantısının gevşek olup olmadığını kontrol etmek gerekir.
Termostat: Fırının alt bölümündeki termostat, sıcaklığı düzenlemekten sorumludur. Eğer termostat arızalıysa, fırın altı istenilen sıcaklığı sağlayamaz. Bu durumda, termostatın değiştirilmesi gerekebilir.
Fan: Bazı fırınlarda alt bölümde de bir fan bulunabilir. Bu fanın düzgün çalışmaması, sıcaklığın homojen bir şekilde dağılmamasına ve alt kısmın pişirmemesine neden olabilir. Fanın kontrol edilmesi ve gerekirse değiştirilmesi gerekebilir.
Fırın alt kısmının pişirme işlemini tamamlamaması, yiyeceklerin dengeli bir şekilde pişmemesine ve tatlarının etkilenmesine yol açabilir. Bu nedenle, yukarıda belirtilen arızalı parçaların kontrol edilmesi ve gerektiğinde değiştirilmesi, fırınınızın doğru şekilde çalışmasını sağlayabilir. Ancak, parça değişimi veya tamirat işlemlerinde uzman bir teknisyene başvurmanız önemlidir.
Siemens Fırın Altı Pişirmiyor
Siemens fırınınız alt kısmında pişirme sorunuyla karşılaşıyorsanız, Fırın Geç Pişiriyor problemiyle karşılaşmış olabilirsiniz. Bu sorun, fırının alt kısmının istenilen sıcaklığa ulaşamaması veya tutarlı bir şekilde pişirme yapamaması durumunda ortaya çıkar. Siemens fırınlarında yaygın olarak karşılaşılan arıza kodları şunlardır:
E011 - Isıtma elemanı arızası
E021 - Fırın sensörü arızası
E031 - Kontrol paneli arızası
E041 - Fan motoru arızası
E051 - Termal sigorta arızası
Bu arızalar fırının alt kısmında pişirme sorunlarına yol açabilir. Ancak, sorunu çözmek için adımlar atılabilir. Öncelikle, fırınınızın elektrik bağlantısını kontrol edin ve gerekirse fişi çekip tekrar takarak yeniden başlatın. Ardından, fırının alt kısmındaki ısıtma elemanını kontrol edin ve gerekirse değiştirin. Sensör, kontrol paneli, fan motoru veya termal sigorta gibi diğer arızalı parçaları da gözden geçirin ve gerektiğinde değiştirin. Eğer sorun devam ederse, Siemens yetkili servisinden yardım almak en doğru seçenek olacaktır. Unutmayın, fırınınızı kullanmadan önce güvenlik önlemlerini alın ve elektrik bağlantısını kesin.
0 notes
celalyesilyurt · 4 years
Text
Easylang
Okuma parçaları, diyaloglar ve interaktif alıştırmalarla ücretsiz ingilizce öğretimi burada easylang.com
0 notes
haberlerhaber · 6 months
Text
Charm Bilekliklerin Takı Dünyasındaki Yeri ve Popülerliği
Kadınlar için şıklık vazgeçilmez bir unsurdur. İyi seçilmiş aksesuarlar, herhangi bir kıyafeti tamamlayabilir ve tarzınızı öne çıkarabilir. Bu anlamda, charm, gümüş bileklik ve altın bileklikler, kadınların en çok tercih ettiği parçalardır.
Charm; zarif ve kişisel anlam taşıyan bir bilezik türüdür. Genellikle küçük semboller, figürler veya harflerden oluşan charm'lar, bir bilezik üzerinde toplanır. Bu bilezikler, kadınların hayatlarında önemli olan anıları, tutkuları veya değer verdikleri kişileri simgeleyen charm'larla süslenebilir. Örneğin, bir kalp figürü sevgiyi temsil ederken, bir kitap sembolü okuma tutkusunu ifade edebilir. Charm bilezikler, bir hikaye anlatma yeteneğiyle kendinizi ifade etmenizi sağlar.
Gümüş bileklikler, zarafet ve sadelik arayan kadınlar için idealdir. Gümüşün parlaklığı ve dayanıklılığı, bu bilezikleri cazip kılar. Çoğu gümüş bileklik, ince bir zincir üzerinde asılı olan zarif bir figür veya taşla süslenmiştir. Bu bileziklerin sadeliği, günlük giyimle kolayca kombinlenebilir olmalarını sağlar. Gümüş bileklikler, hem tek başına kullanılabilir hem de diğer bilekliklerle bir araya getirilerek katmanlı bir görünüm yaratılabilir.
Altın bileklikler ise lüks ve zarafetin simgesidir. Altının parlaklığı ve değeri, kadınların şıklığını tamamlamada kullanabilecekleri ideal bir seçenektir. Altın bileklikler genellikle katı altın veya altın kaplamalı olarak gelir ve çeşitli tasarımlara sahiptir. İnce bir altın bileziği, zarif bir elbiseyle kombinleyerek özel bir etkiye sahip olabilirsiniz. Daha kalın altın bilezikler ise cesur ve gösterişli bir tarz yaratmanızı sağlar.
charm, gümüş bileklik ve altın bileklikler, kadınların şıklığını tamamlayan önemli parçalardır. Charm bileziklerin kişisel anlam taşıması, gümüş bileziklerin sadelik ve zarafet sunması ve altın bileziklerin lüks ve gösterişli bir tarz sunması, her biri farklı tercihlere hitap eder. Bu aksesuarları doğru şekilde seçerek, tarzınızı öne çıkarabilir ve kıyafetlerinizi tamamlayabilirsiniz.
Moda Tutkunlarının Gözdesi: Charm Aksesuarları
Moda dünyası, sadece giyim tarzınızı ifade etmekle kalmayıp aynı zamanda kişisel tarzınızı da yansıtan çeşitli aksesuarlarla doludur. Bu aksesuarlardan biri de charm aksesuarlarıdır. Şık, zarif ve dikkat çekici olan bu küçük süsler, son yıllarda moda tutkunlarının vazgeçilmezleri haline gelmiştir. Kendi tarzınızı yaratırken veya kıyafetinize özel bir dokunuş katarken charm aksesuarları size yardımcı olabilir.
Charm aksesuarları, genellikle bileziklerde, kolyelerde veya bilekliklerde kullanılan küçük takı parçalarıdır. Bu parçalar, sembolik veya dekoratif olarak tasarlanabilir ve her biri farklı bir anlam taşıyabilir. Örneğin, kalp şeklinde bir charm romantizmi temsil ederken, yıldız sembolü bir umudu simgeler. Bu da charm aksesuarlarını kişiselleştirmek için ideal bir yoldur.
Charm aksesuarlarının göze çarpan bir özelliği onların çok yönlülüğüdür. Bir bilezik veya kolye üzerine eklenerek kolayca değiştirilebilir ve böylece her gün farklı bir tarz yaratmanızı sağlar. İster renkli ve canlı bir görünüm isteyin, isterse daha zarif ve minimalist bir tarz olsun, charm aksesuarları her zevke hitap edecek şekilde tasarlanmıştır.
Bu aksesuarlar, sadece bireysel stilinizi ifade etmek için değil, aynı zamanda hediye seçenekleri olarak da mükemmeldir. Özel bir anı veya duygusal bir bağlantıyı sembolize eden bir charm, sevdiklerinize verdiğinizde onları mutlu edebilir ve özel hissettirebilir.
charm aksesuarları moda tutkunlarının vazgeçilmezleri arasında yer almaktadır. Küçük, zarif ve anlamlı olan bu takı parçaları, tarzınıza kişisel bir dokunuş katmanızı sağlar. Sizin için önemli olan sembolleri veya duygusal anıları temsil eden charm aksesuarları, stilinizle uyumlu bir şekilde seçildiğinde harika bir etki yaratabilir. Moda dünyasında fark yaratmak ve göz kamaştırmak isteyenler için charm aksesuarları kaçırılmaması gereken bir trenddir.
0 notes
dualarvebuyuler · 1 year
Text
Basit Bağlama Duası
Tumblr media
Basit Bağlama Duası
Bağlama büyüleri ve duaları günümüzde çok sık yapılan işlemlerdir. Bu işlemler kişilerin isteklerinin yerine gelmesi, bir an önce istenilen amaca ulaşılması için yapılır. Fakat çoğu insan büyü yerine duayı tercih eder. Çünkü büyüler İslami açıdan sakıncalıdır. Bunun sebebi de büyü yapılır iken yaratandan değil de cinlerden, doğaüstü güçlerden yardım istenmesidir. Ayrıca çoğu büyü oldukça tehlikeli haldedir. Fakat dualar tamamen İslami açıdan uygun işlemlerdir. Yapılır iken yalnızca Allah’a sığınılır ve yalnızca ondan yardım istenilir. Biz de bu yazıda basit bağlama duası hakkında çeşitli bilgileri size verdik. Yazıyı okumaya devam ettiğiniz zaman bu duanın nasıl yapılıyor olduğunu, ne anlama geldiğini ve benzer bilgileri göreceksiniz.
Hızlı bağlama duası
Basit bağlama duası aynı zamanda hızlı bağlama duası olarak da bilinir. Çünkü bu duanın en belirgin iki özelliği şudur: İlk olarak bu dua çok kolay ve pratik bir şekilde yapılır. Bu sebep ile basittir. İkinci olarak da bu dua kendisini hızlı gösteren belirti ve etkilere sahip durumdadır. Bu sebep ile de hızlı dua olarak bilinmektedir. Bu duanın yapılma amacı sadece herhangi iki kişiyi birbirine bağlamaktır. Bu bağlılık saygı, sevgi, aşk, sadakat ile sağlanır. Dua sayesinde kişiler birbirlerine hiçbir fâni gücün bozamayacağı derecede bağlı hale gelir. Kolay bağlama duası Bu dua yapılır iken hiçbir zorluk görülmez. Bazı duaların yapılışları ve uygulanışları oldukça zordur. Dolayısıyla kişi tek başına dua için gereken işlemleri yapmakta zorlanır. Ama basit - kolay bağlama duası bu tarz dualardan değildir. Yapılışı gerçekten de kolay ve pratik haldedir. Kişiler doğru yapılışı bildikten sonra adımlara uyarak bu dua için gereken işlemleri hızlı bir şekilde uygularlar. Duanın bu niteliğe sahip olması sebebi ile pek çok insan bu dua türünü yapmayı tercih eder. Günümüzde sık sık bu duanın uygulandığı gözlemlenir. Basit bağlama duası nasıl yapılır Şimdi de bu duanın nasıl yapılıyor olduğu konusuna geçelim. Bu duanın yapılışının çok kolay ve basit olduğunu yukarıda size söylemiştik. Peki, dua yapılır iken hangi adımlar izlenir? Basit bağlama duası nasıl yapılır sorusunu şöyle yanıtlayalım: Bu duayı yapan hocalar ya da medyumlar genelde fotoğrafları kullanırlar. Kişilere ait olan fotoğraflar üzerine dua okunarak ya da suya atılarak dua yapılır. Başka yöntemler de mevcuttur ve bunlar here hocada değişim gösterir.
Tumblr media
Aynı zamanda bazı hocalar ve medyumlar fotoğraf yerine kâğıtları kullanırlar ve bu kâğıtlar üzerine duayı yazarlar. Hem okuyup hem yazarak bu kâğıt parçaları üzerine çeşitli işlemler yaparlar. Bazı hocalar ise bu duayı uygular iken hiçbir şekilde başka nesne kullanmazlar. Sadece tüm imanları ile birlikte duayı okurlar. Bu okuma esnasında kişinin zihni tamamen temiz, boş olmalıdır. Sadece kendisini duaya vermelidir. Basit bağlama duası yapılışı bu şekildedir. Bunlar en genel yapılış biçimleridir. Daha fazla ayrıntı istiyor iseniz sadece hocalara, din insanlarına güvenmeniz şarttır. En basit bağlama duası Size biraz önce yüzeysel olarak yapılış yöntemini anlatmış olduğumuz bu bağlama duası bilinen en basit bağlama duasıdır. En basit bağlama duası günümüzde insanların en çok tercih ettiği bağlama duası türüdür. Bu duanın yapılışı çok basit haldedir. Aynı zamanda yukarıda da söylediğimiz gibi bu duanın etkileri ve belirtileri de çok hızlı şekilde ortaya çıkar. Bazı duaların gerçekleşmesi için kişiler aylarca beklemek zorundadır. Fakat bu duanın etkilerinin gerçekleşmesi sadece haftalar alır. Hatta dua gerçekten adım adım doğru bir biçimde uygulanır ise duanın etkileri sadece birkaç gün sonra ortaya çıkar. En belirgin belirtiler arasında kişilerin birden bire birbirlerine karşı yoğun ilgi duymaları gelir. Sonrasında kişiler sürekli birbirlerinin yanında olmak isterler, birbirlerinden ayrı kalmak istemezler. Gözleri birbirlerinden başkasını görmez hale gelir. Büyük bir sevgi ve saygı bağı oluşur. Aynı şekilde sadakat de en önemli şeydir. Bu dua yapılmış ise aldatma gibi olayların yaşanması neredeyse imkânsız haldedir. Size bu dua türü hakkında verebileceğimiz en net ve doğru bilgiler bu bilgilerdir. Eğer bu dua türüne benzer olan diğer dua türleri hakkında da güvenilir bilgiler almak istiyor iseniz hemen sitemize girip bu konular ile ilgili olan tüm içeriklerimize bakabilirsiniz. Read the full article
0 notes
falcibaba · 2 years
Text
Sevgi Büyüsü ile İstediğinizi Aşık Etme
Tumblr media
Sevgi Büyüsü ile İstediğinizi Aşık Etme
Sizden ne kadar uzak olursa olsun, hayatında kim olursa olsun sevgi büyüsü ile istediğiniz kişiyi kendinize aşık edebilir yanınızda olmasını sağlayabilirsiniz.
Tumblr media
Sevgi Büyüsü
Sevgi Büyüsü Nedir?
Sevgi büyüsü, çiftleri bir araya getirmek için kullanılabileceği gibi ayrılmış ya da araları bozuk olan iki kişinin tekrardan barışması için de yapılabilir. Bir araya getirmenin yanı sıra aksi yönde zıt sevgi büyüsü de yapılabilir. Sevgi büyüleri birden fazla yöntem ile uygulanabilmektedir. Bu tarz büyüleri uygularken dikkat etmeniz gereken en önemli unsur ise okunacak dua ve tılsımlarda eksik bulundurmadan harfi harfine doğru uygulamaktır. Sevgi büyüsü, yanlış uygulandığı takdirde karşıdaki kişinin sizden uzaklaşmasına sebep olma olasılığı taşımaktadır. Hatta bazı durumlarda siz büyünün tuttuğunu sansanız bile bir anda durumun tersine döndüğünü görebilirsiniz. Bu nedenle kendiniz veya büyüyü yaptırdığınız kişinin dikkatli olması ve yöntemi eksiksiz olarak uygulaması gerekmektedir.
Sevgi Büyüsü Nasıl Yapılır?
Kimseden yardım almadan kendi sevgi büyünüzü yapmak istiyorsanız sizi 1 haftalık bir süreç bekliyor demektir. Görmüş olduğunuz bu duayı her gün abdestli olarak 1 defa okumanız gerekmektedir. Günde birden fazla ya da bir gün atlayarak okumanız büyüyü geçersiz kılacaktır. Büyü yaptığınız kişinin sizden uzaklığının büyü için önemi yoktur. Uzak veya yakın olmanızın da büyünün tutması ile ilgili bir etkisi yoktur. Ayrıca o kişinin herhangi biri ile beraberliğinin olup olmasının da yine aynı şekilde büyünün tutmasına bir etkisi yoktur. Büyünün iyi bir şekilde tutması için yapmanız gereken her gün düzenli olarak bu duanın okunmasıdır. Büyüye başlamadan önce 1 hafta boyunca okumaya niyetlenmelisiniz. Genelde 1 hafta dolmadan etkisi görünecektir. En fazla 14 güne kadar okumanız önerilir. 14 gün içinde bir etki ortaya çıkmazsa sonraki 40 gün içerisinde herhangi bir okuma yapmamanız gerekmektedir. Büyünün etki edip etmediğini, karşıdaki kişide başlayan bunalımdan anlayabilirsiniz. Bu, iyiye işarettir.
Tumblr media
Aşk duası Bir diğer sevgi büyüsü yöntemi de çok kullanılan ve basit olduğundan dolayı tercih edilen mum büyüsüdür. Müm büyüsü yapmadan önce büyünün kaç gün süreceğine karar vermeniz ve niyet etmeniz gerekmektedir. Daha sonra mumun üzerine istediğiniz kişi ve annesinin ismini arapça bir şekilde yazmanız gerekmektedir. Daha önce belirleyip niyet ettiğiniz gün-gece ve saatte mumu yaktıktan sonra aşağıda belirtilmiş olan tılsımı ve bildiğiniz duaları okumanız gerekmektedir. Mumun eriyen parçalarını hiçbir surette atmadan saklamanız gerekmektedir. Belirlediğiniz gün bittiğinde ise mumlardan kalan parçaları el ve ayağın değmediği; mümkünse ateşe, suya ya da toprak altına gömmeniz gerekmektedir. Bu işlemler gerçekleştikten sonra büyünün etkilerini görebileceksiniz. Mum büyüsü yaparken dikkat etmeniz gereken en önemli ayrıntı da mumun rengidir. Kırmızı: Aşk, sevgi, birleşme ve cinsellik. Beyaz: Evlilik, kısmet, yuva. Yeşil ve Sarı: Şifa. Mavi: Dilek kabulü, huzur. Siyah: Şer, ayrılık.
Tumblr media
Kadını Celbetme babı  
Sevgi Büyüsü Nasıl Bozulur
Sevgi büyüsünü ancak yapan kişi ya da usta bir medyum bozabilir. Önce 2 rekat namaz kılınmalı ve arkasından dua edilmelidir. (Allah'ım beni her türlü sihir ve sihirbazlıktan koru) Daha sonra tuzlu su yapılır. Ağzınızı suya yaklaştırın ve aşağıdaki duaları sırası ile okuyun, Yasinin birinci mubini okuyun, 7 Ayetel Kursi, Yasin okumaya devam, 2. Mubin, 7 Felak, 3. Mubin, 7 Nas, 4. Mubin, 7 İnsirah, 5. Mubin, 7 İhlas, 6. Mubin, 7 Fatiha, 7. Mubin, 7 Amanerresulü, Yasini bitirin.   Ardından suya ve üzerinize üfleyin. Besmele çekerek 3 veya 7 yudum için. Ellerinizi ve kollarınızı omuzlarınıza kadar yıkayıp daha sonra sağ elinizi ıslatıp kalbinizi ovalayın. Başınızı ve boynunuzu mest edin. Sonrasında evin dört bir yanına ve bazı muhtelif yerleri bu su ile ıslatın. Read the full article
0 notes
gatabs · 2 years
Text
YÖKDİL KAMPI - 6. GÜN (MODADİL) Okuma parçaları #YÖKDİL #YÖKDİL YÖKDİL KAMPI - 6. GÜN (MODADİL) Okuma parçaları YÖKDİL Sağlık-Sosyal-Fen alanlarından Okuma parçaları sorularını ayrıntılı şekilde çözdüğümüz bu yayınımızı mutlaka izlemelisiniz! Kamp Programı için: YÖKDİL Sosyal Bilimler Check-Up 5...
0 notes
saroptik · 2 years
Text
Gözlük ve Kontakt Lensler
Görüşü düzeltmek veya iyileştirmek için lensler Görmeyi düzeltmek veya iyileştirmek için reçete edilen 2 tip lens vardır. Bunlar şunları içerir:
Gözlük. Gözlükler, birçok görme problemini düzeltmek veya iyileştirmek için kullanılan en yaygın gözlük şeklidir. Kırılma hatalarını düzeltmek için lenslere öğütülmüş 2 parça cam veya plastik tutan bir çerçeveden oluşurlar. Kırılma hataları, uzağı görme güçlüğünü (uzağı görememe veya miyopi) ve yakını görme sorununu (ileri görüşlülük veya hipermetropi) içerebilir. Düzensiz şekilli kornea (astigmat) nedeniyle oluşan bulanıklığı da içerebilirler. Gözlükler, gözün kornea ve lensine odaklanma gücü ekleyerek veya çıkararak çalışır.
Kontak lens. Kontakt lensler doğrudan kornea üzerine takılır. Gözlükler gibi kontakt lensler de kırma kusurlarını düzeltir. Bunu, kornea ve merceğe odaklama gücü ekleyerek veya çıkararak yaparlar.
Gözlük reçetesi nasıl okunur Gözlüklerin lens gücü diyoptri ile ölçülür. Bu ölçüm, görüntüleri doğrudan retinaya odaklamak için gereken güç miktarını yansıtır. Bir gözlük reçetesine bakarken aşağıdaki kısaltmaları göreceksiniz:
OD (Oculus hünerli). Bu, sağ göz anlamına gelir (bazen RE kısaltması kullanılır).
İşletim Sistemi(Oculus uğursuz). Bu, sol göz anlamına gelir (bazen LE kısaltması kullanılır).
Gözlük reçetesi ayrıca şu ölçülere sahip olabilir:
Küre. Bu sayı ölçümü, ne kadar yakın veya uzak görüşlü olduğunu yansıtır.
Silindir. Bu sayı ölçümü astigmatizma (bulanıklaşmaya neden olan düzensiz şekilli kornea) miktarını gösterir.
Eksen. Bu sayı ölçümü, derece cinsinden astigmatizmanın yönünü tanımlar.
Bifokal, lensteki ek güçtür. Lensin gücünü göstermek için reçetede "ekle" olarak listelenen ek bir ölçümü vardır.
Farklı gözlük camları türleri nelerdir? Gözlüklerde kullanılan lens tipi görme probleminin tipine bağlıdır ve şunları içerebilir:
İçbükey lensler. Bunlar merkezdeki en ince olanlardır. Diyoptri cinsinden sayısal reçete her zaman eksi (-) sembolü ile işaretlenmiştir. Bu lensler miyopiyi (miyopi) düzeltmek için kullanılır.
Dışbükey lensler. Bu lensler, bir büyüteç gibi merkezde en kalın olanıdır. Uzak görüşlülüğü (hipermetropi) düzeltmek için kullanılırlar. Diyoptri cinsinden sayısal reçete her zaman bir artı (+) sembolü ile işaretlenmiştir.
Silindirik lensler. Bunlar bir yönde diğerinden daha fazla eğridir. Astigmatı düzeltmek için kullanılırlar.
Çocuklar için gözlük Çocuğunuz yeterince büyükse, kendi gözlüklerini seçmede aktif rol oynamasına izin verin. Çocuklara gözlük alırken aşağıdaki özellikleri göz önünde bulundurun:
Özellikle spor yapan çocuklar için kırılmaz ve darbeye dayanıklı camlar
Lenslerde çizilmeye karşı dayanıklı kaplama
Bükülme veya bükülme olasılığı daha düşük olan yay yüklü çerçeveler
Gözlüklerin kaymasını önleyen silikon burunluklar
4 yaşından küçük çocuklar için kulağı saran kulak parçaları (kablo şakakları) tavsiye edilir. Gözlükleri yerinde tutmak için kayışlar da önerilebilir.
Kontakt lensler hakkında gerçekler Yaklaşık 45 milyon Amerikalı kontakt lens kullanıyor. Kontakt lens kullanan her 10 kişiden 9'u yumuşak lens kullanıyor. Genel olarak 2 tip kontakt lens vardır:
Sert, gaz geçirgen lensler
Yumuşak, su emici lensler
Kontakt lens reçetesi okuma Kontakt lens reçetesi, gözlük reçetesinden daha fazla bilgi içerir. Gözün eğriliği için özel ölçümler alınır. Ek olarak, çocuğunuzun sağlık hizmeti sağlayıcısı, gözlerinin kontakt lensler için çok kuru olup olmadığına karar verecektir. Sağlayıcı, çocuğunuzun kontakt lens takmasını engelleyebilecek herhangi bir kornea sorunu olup olmadığını da görecektir. Deneme lensleri genellikle doğru uyumu sağlamak için önce gözlerde test edilir.
Kontakt lens reçetesi genellikle şunları içerir: Kontakt lens gücü (gözlük gibi diyoptri cinsinden ölçülür)
Kontakt lens taban eğrisi
Kontakt lens çapı
Federal yasalar gereği göz sağlığı uzmanlarının size kontakt lens spesifikasyonlarınızın bir kopyasını vermeleri gerekmektedir.
Çocuğunuzun gözlerini güneşten koruyun Ebeveynler, çocuklarının cildini zararlı güneş ışınlarından korumaları gerektiğini bilirler. Ancak birçoğu gözlerin de korunması gerektiğini unutuyor. 10 Amerikalı ebeveynden yaklaşık 5'i, çocuklarına gözlerini güneşin ultraviyole (UV) ışınlarından koruyan güneş gözlüklerini düzenli olarak vermiyor. Güneşe maruz kalma, çocukları daha sonraki yaşamlarında olası görme sorunlarına yol açabilir.
Güneş, diğer sorunların yanı sıra güneş yanığı kornealarına, göz kapağı kanserine, kataraktlara ve makula dejenerasyonuna neden olabilir. Ayrıca, lensleri yetişkin lensleri kadar UV'yi engellemediği için çocuklar daha hassastır. Çocuklar ayrıca, genellikle güneş yansımasının çok olduğu yerlerde, ebeveynlerine göre dışarıda daha fazla zaman geçirme eğilimindedir. Bunlara plajlar, havuzlar ve eğlence parkları dahildir. Çocuğunuzun karda güneş gözlüğü takması da önemlidir. Çoğu UV göz hasarı, yıllarca maruz kalmanın sonucudur.
Bir çocuğun gözlerini güneşten korumak basittir:
Çocuğunuzun yüzünü gölgeleyen geniş kenarlı bir şapka giymesini sağlayın.
Çocuğunuza her iki UV ışınını da engelleyen güneş gözlüğü satın alın. Güneş gözlüklerinin doğru oturduğundan ve rahat olduğundan emin olun.
0 notes
yorgunherakles · 3 years
Quote
daha o zamanlar eğretilemelerin tehlikeli olduğunu bilmiyordu. eğretilemelerle oyun olmaz. tek bir eğretileme aşkı doğurabilir.
milan kundera  - varolmanın dayanılmaz hafifliği
27 notes · View notes
izmirteknikdestek · 2 months
Text
Kombi Aşırı Isınıyor Hatası | 4 Farklı Arıza Sebebi
Günümüzde konforlu bir yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri olan kombiler, evlerimizi ısıtmak ve sıcak su ihtiyacımızı karşılamak için hayati öneme sahip cihazlardır. Ancak, bazen beklenmedik sorunlarla karşılaşabiliriz. Kombinin aşırı ısınması da bu sorunlardan biridir. Bu makalede, kombi aşırı ısınma hatasının nedenlerini, çözüm yollarını ve arızalı parçaları ele alacağız.
Kombi Aşırı Isınıyor Hatası Neden Oluşur ?
Kombi aşırı ısınıyor hatası, ev sahiplerini rahatsız eden ve kombinin normal çalışma sürecini engelleyen yaygın bir sorundur. Bu sorun, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir. İşte kombinin aşırı ısınmasına neden olabilecek ana faktörler:
Düşük Su Basıncı: Kombi, doğru bir şekilde çalışabilmesi için belirli bir su basıncına ihtiyaç duyar. Ancak, kombinin içindeki su seviyesi düşükse veya su basıncı yetersizse, cihazın düzgün bir şekilde soğutulamamasına ve dolayısıyla aşırı ısınmasına neden olabilir.
Hava Tıkanıklığı: Kombideki hava tıkanıklığı, hava akışını engeller ve bu da kombinin içindeki sıcaklığın kontrolsüz bir şekilde artmasına yol açabilir. Özellikle kombi montajı veya bakımı sırasında hava tıkanıklığı oluşabilir ve bu durum, cihazın aşırı ısınmasına sebep olabilir.
Dolaşım Pompası Sorunları: Kombinin içinde dolaşım pompası, suyun düzenli bir şekilde dolaşmasını sağlar. Ancak, dolaşım pompasında bir arıza varsa veya pompa düzgün çalışmıyorsa, suyun hareketi yetersiz kalabilir ve kombi içindeki sıcaklık kontrol edilemeyebilir.
Termostat Arızası: Kombinin termostatı, istenilen sıcaklığı ayarlamak için kullanılır. Ancak, termostatın yanlış okuma yapması veya arızalanması durumunda, kombi gereğinden fazla ısı üretebilir ve bu da aşırı ısınma sorununu ortaya çıkarabilir.
Bu faktörler kombi aşırı ısınma sorununun en yaygın nedenleridir. Ancak, her durum farklı olabilir ve kombi aşırı ısınma sorununun kesin nedenini belirlemek için genellikle uzman bir teknisyenin müdahalesi gereklidir. Kombi aşırı ısınma sorunuyla karşılaşıldığında, bu faktörlerin detaylı bir şekilde incelenmesi ve uygun önlemlerin alınması önemlidir. Bu şekilde, kombinizin normal çalışma sürecine geri dönmesi sağlanabilir ve daha fazla sorunun önüne geçilebilir.
Tumblr media
Kombi Aşırı Isınıyor Hatası Nasıl Çözülür ?
Kombi aşırı ısınıyor hatasıyla karşılaşmak, ev sahipleri için endişe verici bir durumdur. Ancak, bu sorun genellikle belirli adımları izleyerek kolayca çözülebilir. İşte kombi aşırı ısınma hatasını gidermek için uygulanabilecek adımlar:
Su Basıncını Kontrol Edin: Kombi aşırı ısınıyor sorununun bir nedeni düşük su basıncı olabilir. Kombinizin su basıncını düzenli olarak kontrol edin ve gerektiğinde basıncı artırın.
Hava Tıkanıklığını Temizleyin: Kombide hava tıkanıklığı olması, doğru hava akışını engelleyerek kombinin aşırı ısınmasına neden olabilir. Hava tıkanıklığını temizleyin ve hava sirkülasyonunu sağlayın.
Dolaşım Pompasını Kontrol Edin: Kombinin içindeki suyun dolaşımını sağlayan pompa arızası, aşırı ısınma sorununa yol açabilir. Pompanın düzgün çalışıp çalışmadığını kontrol edin ve gerekirse onarım veya değişim yapın.
Termostatı Ayarlayın veya Değiştirin: Kombinin termostatı yanlış okuma yaparsa veya arızalanırsa, cihazın aşırı ısınmasına neden olabilir. Termostatı ayarlayın veya değiştirin, böylece kombinizin doğru sıcaklıkta çalışmasını sağlayın.
Bu adımları takip ederek, kombi aşırı ısınıyor sorununu çözebilir ve evinizdeki ısınma ve sıcak su ihtiyacını güvenle karşılayabilirsiniz.
Kombi Aşırı Isınıyor Hangi Parçalar Arızalıdır ?
Kombi aşırı ısınıyor sorunuyla karşılaştığınızda, bazı arızalı parçalar bu durumun temel sebepleri olabilir. Kombi aşırı ısınıyor sorununun altında yatan arızalı parçalar şunlardır:
Dolaşım Pompası: Kombinin içindeki suyun dolaşımını sağlayan dolaşım pompası, kombinin aşırı ısınmasına neden olabilecek önemli bir parçadır. Dolaşım pompası arızalandığında, suyun yeterince dolaşamaması sonucu kombi aşırı ısınabilir.
Termostat: Kombinin sıcaklık kontrolünü sağlayan termostat, kombinin içindeki suyun sıcaklığını düzenler. Arızalı bir termostat, yanlış sıcaklık okumalarına ve kombinin aşırı ısınmasına yol açabilir.
Sıcaklık Sensörü: Kombinin içindeki sıcaklığı ölçen sensörler, kombinin aşırı ısınma sorununa sebep olabilir. Arızalı bir sıcaklık sensörü, kombinin gerçek sıcaklığını doğru bir şekilde algılayamayabilir ve bu da aşırı ısınmaya yol açabilir.
Bu arızalı parçalar, kombinin normal çalışmasını engelleyebilir ve aşırı ısınma sorununa neden olabilir. Bu nedenle, kombinizin düzenli bakımını yaptırarak ve arızalı parçaları zamanında onararak, bu tür sorunların önüne geçebilirsiniz.
Tumblr media
Kombi Dışı Isınıyor Ne Yapılmalı ?
Eğer kombiniz dışarıdan aşırı bir ısı yayıyorsa, hemen ''Kombi Aşırı Isınıyor'' sorununu kontrol etmek için adımlar atmanız önemlidir. Bu durum, cihazınızın normal çalışmasından sapma gösterdiğini işaret edebilir ve potansiyel olarak ciddi arızaların habercisi olabilir. Kombi dışındaki aşırı ısınma genellikle göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur çünkü bu, hem cihazın verimliliğini etkileyebilir hem de evinizdeki güvenliği tehlikeye atabilir.
İlk olarak, kombinizin dış yüzeyini düzenli olarak kontrol etmek önemlidir. Normalde, kombi dışı ısınır, ancak aşırı bir sıcaklık hissediyorsanız veya cihaz normalden daha fazla ısı yayıyorsa, bu durumu ciddiye almalısınız. Bunun nedeni, içerideki mekanizmaların düzgün çalışmadığını veya bir arıza olduğunu gösterebilir.
Bu tür bir aşırı ısınma genellikle birkaç farklı nedenden kaynaklanabilir. Örneğin, kombinin içindeki suyun düşük basınca sahip olması, dolaşım pompasının arızalanması veya termostatın yanlış çalışması gibi çeşitli teknik sorunlar kombi dışında aşırı ısınmaya sebep olabilir. Bu nedenle, kombinizin dışındaki aşırı ısınma durumunu dikkate alarak, hemen bir uzman teknisyene başvurmanız önemlidir.
DemirDöküm Kombi Aşırı Isınma Hatası
DemirDöküm kombilerde karşılaşılan ''Kombi Aşırı Isınıyor'' sorunu, genellikle kullanıcılar için endişe verici bir durumdur. Bu durumla karşılaştığınızda, öncelikle arıza kodlarını gözden geçirmek önemlidir. DemirDöküm kombi aşırı ısınma hatasıyla karşılaştığınızda, genellikle şu arıza kodlarıyla karşılaşabilirsiniz:
E01: Kombi sıcaklık sensörü hatası.
E03: Kombi su basıncı düşük uyarısı.
E04: Kombi su basıncı yüksek uyarısı.
E10: Kombi su sıcaklığı yüksek uyarısı.
E15: Kombi su sıcaklık sensörü hatası.
Bu arıza kodlarıyla karşılaştığınızda, cihazın aşırı ısınmasının nedenlerini ve çözüm yollarını belirlemek için bir uzmana başvurmanız önemlidir. Kombi sağlıklı ve güvenli bir şekilde çalışmadığında, konunun uzmanı tarafından müdahale edilmesi gerekebilir.
Baymak Kombi Aşırı Isınma Hatası Nasıl Çözülür ?
Baymak kombi kullanıcıları için sık karşılaşılan bir sorun olan ''Kombi Aşırı Isınıyor'' hatası, genellikle cihazın performansını etkileyen önemli bir arızadır. Baymak kombilerde bu hatayı belirten bir dizi arıza kodu bulunmaktadır:
E01: Yanma hatası
E03: Dolaşım hatası
E04: Fan hatası
E06: Sıcaklık sensörü hatası
Bu arıza kodlarıyla karşılaşan kullanıcılar, panik yapmadan önce bazı adımları izleyerek sorunu çözebilirler. İlk olarak, kombinin elektrik ve gaz bağlantılarını kontrol edin ve gerekirse yeniden başlatın. Ardından, su basıncını kontrol edin ve gerektiğinde su ekleyin. Eğer sorun devam ederse, Baymak kombi servisiyle iletişime geçin ve profesyonel yardım alın. Kombi bakımı ve düzenli kontrolü, bu tür sorunların önlenmesine yardımcı olabilir.
0 notes
kediseven11 · 2 years
Text
KİTAPLAR
Kitaplar... belkide şu hayatta beni anlayan tek kağıt parçaları gibi aslında kağıt parçası diyemeyiz onlar hayatın ta kendisiydi.Üzülsem kitap okuyorum mutlu olsam kitap okuyorum kırılsam kitap okuyorum sıkılsam kitap okuyorum her an her zaman beni hayata bağlayan şey kitaplar oldu.Onları hayatımdan çıkarmayacağıma söz vererek.Kitap okuma ya gidiyorum. Kitap okumalı günleriniz olsun..
2 notes · View notes
belkidebirharfimben · 3 years
Text
Yabancımız cennetimizdir
“Onların işleri aralarında istişare iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da infak ederler.” Şûra sûresi, 38.
Okumayı seviyorum. Bir saniye. Düzeltmeliyim: Okumaya muhtacım. Özellikle başkam olanları. Bana bir başkalık katanları. Zenginleştirenleri. “Her okuduğum böyledir!” diyemiyorum ama elimden gelse öyle yapardım arkadaşım. Ne de olsa başkamız olana danışılır ancak. Farklımızdır bize sigaya çekilme imkânı veren. Aynıların meclisinde fikre saykal vurulmaz. Öyle deme lütfen. En kötüsü bile bir sinek vızıltısı oluyor. Kimseyi duymak istemediğim o sağır odaya bir ses katıyor. Başımın Nemrutluğunu alıyor yani. Firavunluğumu kırıyor bir nevi. Çünkü onlar başka. Ve düşünmediğim şeyler söylüyorlar. Duvarlarımın kibrinden kurtarıyorlar. Kendilerine verilen rızıktan avucuma infak ediyorlar. Öyle ya. İstişare de açlığım değil mi?
Anlıyorum: Bu dünyadaki tek ses benimki değil. Tuttuğum parça bütünün kendisi değil. Okudukça danışıyorum. Katılmam da şart değil. Hakvermemek bile birşeyler öğretiyor. Karşı çıkmak cevabı geliştiriyor. Durduğum yeri bozmadan hizama bakıyorum. Halim tıpkı Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar’da dediğine benziyor: “Okumak bana uygun tek dış etkiydi.” Böylece etkileniyorum. Hem etkiliyorum da.
Çünkü insan böyledir. İçindeki ışığın rengini derisi gizleyemez: “Eğer nur-u iman içine girse üstündeki bütün mânidar nakışlar o ışıkla okunur. O mü’min şuurla okur ve o intisapla okutur. Yani ‘Sâni-i Zülcelâlin masnuuyum, mahlûkuyum, rahmet ve keremine mazharım...’ gibi mânâlarla, insandaki san’at-ı Rabbâniye tezahür eder.”
Düşümde bile duymadığım şeyler. Aklıma kalsam aramayacağım şeyler. Kalb-i beşerime hutûr etmemiş şeyler. Her insan diğerinin cenneti gibi arkadaşım. Evet. Böyle düşünüyorum. Yabancımız dağarcığımıza bağışladıklarıyla da cennetimizdir. Hem nasıl ki cennet dünyadan ötesidir. Okumak da ötekine öyle bir yolculuktur.
Okudukça uyanıyorum: Âlem kafamın içinden ibaret değil. Sesler var daha kulaklarıma değmemiş. Sözler var benden dile gelmemiş. Öyle gözler var ki tahayyülümün ötesini seyretmiş. Nasıl? Ama? Fakat? Subhanallah! Biricikliğimden edildikçe galaksiler kazanıyorum. İşte, kibrimin karnına yumruk, Nemrutluğumun beynine sinek, başımda gümbürdeyen tokmak. Firavunluğumun üzerine kapanan deniz. Ey deniz, beni boğdukça cesedime necat veren deniz, Firavun olarak öldürüp ibret olarak yaşatan deniz. Yere batıyor kafamdaki Karun hazinesi. Okudukça Rabbime ‘Rabbü’l-âlemin’ olarak daha geniş iman ediyorum. Uzayı gezsem bu kadar farklılık görmem belki de. Evet, doğru anladın arkadaşım, Rabbü’l-âlemini tefekkürün bir yolu da bence okumaktır. Çünkü okumak başka âlemlere yol bulmaktır.
Okumak dengedir. Başkalarıyla dengelenmektir. Eneyi nahnüye çevirmenin kapılarından birisidir. İşte bu yüzden ‘Rabbim’den ‘Rabbü’l-âlemin’e doğru lazım bir seyr u sülûk okumaktır. Başkalarını okudukça, yani öteni bildikçe, onlarda yansıyan Allah’ın marifetine yaklaşmış olursun. Başka isimlerin gölgesi altına da girersin. Çünkü sen aynalıkta yalnız değilsin. Bu bahçede papatyadan başka binler çiçek var.
‘Okur’ dediğin ister istemez bir empati canavarıdır. Her okuduğumuz da bir yönüyle büründüğümüzdür. Evet. Kitaplar sayısınca insanlar tanıdık. Tanıdıklarımızın bazılarını okuduklarımız kadar bilmedik. Okumak farklı bir biliş. Bir içe giriş. Nilüfer Kuyaş’ın Başka Hayatlar’da dediği şekilde belki: “Belki de bu yüzden teselli ediyordu bizi edebiyat, başka hayatları hiç değilse hayalimizde, dolaylı yaşayabildiğimiz için...”
“Bana öyle geliyor ki edebiyat başka hayatlara meraklanarak başlıyor. Eskilerin tecessüs dediği kötü meraktan değil, başka bir kadere dertlenmekten söz ediyorum, tıpkı dünyaya, doğaya meraklanmak gibi. Tekil olmak öyle bir yalnızlıktır ki, başka insanlara, onların hayatlarını biraz olsun düşleyerek yaklaşabiliriz ancak. Bunu yapamazsak birlikte olmak kalabalık bir yalnızlıktır sadece. Varoluşsal bir meraklanıştır başka hayatları düşlemek. İnsanı yalnızlıktan korur, biraz içini ısıtır.”
Hepsi seni yetiştirir. Katılmadıkların itirazlarınla katıldıkların öğrendiklerinle. Hepsi âleminde bir boşluğu doldurur. Âlem sayısını çoğaltır âlemindeki. Güneş sayısını çoğaltır aynandaki. Çiçek sayısını arttırır bahçendeki. Başka başka insanlar olursun. Hikmetsiz hiçbir şeyin vücuda gelmediği âlemde hangi metin boşuna yazılmış olabilir? İblis bile hikmetinin peşinde koşuyor. Bazen okuduğum kitapların Allah tarafından gönderilmiş mektuplar olabileceğini düşünürüm. Tıpkı kainat kitabının parçaları gibi. Hayatım gibi. Yaşamak gibi. Ancak elbette dersin kemali niyet ile nazarın kemalinde.
Kainatta tesadüf yok. Yalnız sırrını kuşatamadığımız hikmetler var. Bu kuşatamamışlığa ‘tesadüf’ diyoruz. O kitap, neden şimdi, neden bugünde elime geçti? Bu yüzü neden şimdi gördüm? Bu sözü neden şimdi işittim? Mustafa Kutlu’nun bir öyküsünden esinlenerek yazdığın (karakterlerinden birisi de ‘mendil satan kör bir kız’ olan) hikayeden iki gün sonra nasıl oldu da hakikaten mendil satan kör bir kıza rastladın? Hem de hergün yürüdüğün üstgeçitte? Nasıl içinin tuhaf olduğunu hatırlıyor musun? Tesadüfü inkâr etmeden Allah’a layıkınca inanmak mümkün değil.
Demem o ki arkadaşım: Ne kadar tesadüf inkâr edersen Hakîm olan Rabbine o kadar yaklaşırsın. Öylesine sandıklarını “Niye böyle?” diye görmeye başlarsın. Zaten üzerine alınman için gönderilmiş olan ayetleri, inşaallah, sahiden üzerine alınarak incelemeye yönelirsin. İşte belki buna kitaplardan başlayabilirsin. Ne dersin? Yahu “Ey örtüsüne bürünen!” diye buyurduğunda Kur’an üzerine de alın biraz. Senin de saklanmaya çalıştığın endişelerin yok mu? “İkra!” denildiğinde zorlandığın şeyler. “Ben okuma bilmem!” dediğin şeyler. Dikkat olan mehirlerini ver onların. Belki okuduklarından öğrendiklerinle onların da üstlerindeki örtüyü kaldırırsın?
1 note · View note
sugarbabeofficial · 4 years
Text
Tipografi ve Grafik Tasarım İlişkisi
Bu yazıda sizlere Tipografi ve Grafik Tasarım İlişkisini anlatmaya çalışacağım.
Tumblr media
Günümüzdeki yayıncılık anlayışı kitle iletişim araçları ile çok daha kapsamlı bir yapıda ele alınmaktadır. Konvansiyonel medya ve dijital medya, iletişim sürecini daha farklı boyutlara taşıyarak mesaj kanallarının daha çeşitli ve daha fazla olmasını sağlamıştır. Bu bakımdan sanat ve teknolojinin birleştiği bir ifade biçimi olan grafik tasarım sürecine verilen önem daha da artmıştır.
Grafik tasarım, bir mesajı iletmek ve bir düşünceyi görselleştirmek için kullanılan yaratıcı bir yöntemdir. Grafik tasarımdan bahsederken bahsedilmesi gereken bir diğer kavram ise tipografidir. Çünkü grafik tasarım ve tipografi arasında önemli bir bağ vardır. Bu iki kavram arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamak, günümüzdeki mesajların nasıl üretildiğini anlamamızı da sağlar. O halde grafik tasarım ve tipografi arasındaki bağlantıyı anlamlandırmak için bu iki kavramı yakından tanıyalım.
Tipografi Nedir?
Tipografi, genel olarak bir yazı sanatıdır. Yaratılan bir görsel tasarım içinde yer alan bu kavram, harf ve semboller aracılığı ile oluşturulur. Bir sanat biçimi olarak ifade edilen Tipografi kavramını şu şekilde de tanımlayabiliriz: “Forma göre yazmak”
Tumblr media
İletişim mecralarında karşılaştığımız görsel tasarımların son derece önemli bir role sahip olduğunu söyleyebiliriz. Gerek devletler gerekse özel kuruluşlar kendilerini birtakım yazılı ve video içerikleri ile ifade eder ve toplumu etki altına almaya çalışır. Bu bakımdan iletişim dünyasındaki tasarımların değeri paha biçilemez. Eğer görsel ya da yazılı olarak bir tasarımdan söz ediyorsak aslında tipografi kavramının da içinde olduğu bir alanda kendimizi buluruz.
Tipografi tekniğinin bir yaratı sürecinde ilgilendiği temel unsurlar şunlardır:
Yazı tipi
Punto büyüklüğü
Boşluk
Uzunluk
Derinlik
Bir yazın ve görsel iletişim çalışmasındaki sanatsal ve işlevsel tüm etkenler tipografinin ilgi alanına girer. Yukarıdaki 5 maddede belirttiğimiz unsurlara ek olarak bir tasarıyı daha etkili hale getirecek olan diğer detaylar da tipografi kavramının bir parçasıdır.
Tipografi, bir tasarım dilidir. Bir içeriği daha okunabilir hale getirmek ve daha cazibeli ve dikkat çekici bir görünüme kavuşturma yöntemidir. Bir düşünceyi ifade etme amaçlı tüm görsel çalışmalarda karşımıza çıkan tipografi kavramı, içine tasarımcılığı da alan daha geniş bir anlayıştır. Tipografi alanında uzmanlaşmış kişilere tipograf denir. Tipograflar, tasarım ve web tasarımı gibi iş kollarında çalışmalarını gerçekleştirir.
Grafik Tasarım Nedir?
Grafik tasarım, teknoloji ile daha da yükselen bir disiplin haline gelen bir ifade biçimidir. Özellikle internetin hayatımıza yön vermesi, grafik tasarım ihtiyaçlarını daha da arttırmıştır. Grafik tasarımın ana öğesini -tıpkı tipografi kavramındaki gibi- mesaj oluşturur. Bu mesaj bir kaynaktan çıkar ve alıcıya etkili bir şekilde iletilmek istenir. Alıcı bazen yalnızca tek bir kişi bazen de kalabalık bir kitle olabilir.
Tumblr media
Grafik tasarım, yaratıcı süreç gerektiren bir iletişim çalışmasıdır. Grafik tasarımda temel olarak bir ihtiyaç söz konusudur. Bir mesajı etkili bir şekilde iletmek, grafik tasarımın amacıdır. Günümüzdeki mesaj yoğunluğunu göz önüne aldığımızda orijinal tasarımların daha çok dikkat çektiğini ve insanları daha kolay etkilediğini söyleyebiliriz. Bu bakımdan grafik tasarım ile uğraşan kişilerin yaratıcı bir zekaya sahip olmaları son derece önemlidir.
Farklı materyaller için grafik tasarım çalışmaları yapılabilir. Örneğin kitap, dergi, afiş, web sitesi, ambalaj gibi birçok üründe grafik tasarım çalışmaları uygulanabilir. Bu çalışmalar iki ve üç boyutlu olacak şekilde organize edilerek dijital ve dijital olmayan ortamlarda etkili bir mesaj verebilir.
Grafik tasarım süreçlerinde temel ilkelerden söz edebiliriz: Mesajı daha etkili bir hale getirmek ve tasarıma değer katmak için bu ilkelere bağlı kalınır:
Denge ve Oran
Vurgulama ve Tekrarlama
Yakınlık ve Karşıtlık
Birlik ve Uyum
Grafik tasarım çalışmalarında yukarıdaki temel ilkeler üzerinden yaratıcı süreç gerçekleşir. Bir iş kolu ve yaratıcı süreç olan grafik tasarım, görsel sanatların bir dalı olduğu için estetiğin oluşturulması ile de ilgilenir.  
Grafik Tasarımda Tipografinin Yeri Nedir?
Grafik tasarım çalışmaları ile bir mesaj belli bir hedefe başarılı bir şekilde ulaşmalıdır. Aksi takdirde grafik tasarımın herhangi bir kıymeti kalmaz. Bu bakımdan grafik tasarımcılar mesajı daha iyi ve daha başarılı hale getirmek için birtakım tekniklerden yararlanabilir. Bu teknikler arasında ilk sırayı tipografi kavramına verebiliriz. Çünkü tipografi yazılı olan veya görsel öneme sahip bir içeriği daha etkili hale getirdiği için grafik tasarımcıların işini kolaylaştırır.
Tumblr media
Grafik tasarımda tipografi neden önemlidir sorusuna şu cevapları verebiliriz:
Mesajın etkisini güçlendirir.
İçeriği okunabilir hale getirir.
Düz metinleri ilgi çekici bir görünüme kavuşturur.
Duyguları harekete geçirir.
Farklı figürlerden yararlanarak bir tasarımın daha etkili olmasını sağlar.
Tipografi, bir tasarımcının her zaman önem vermesi gereken bir kavramdır. Farklı tipografi örneklerini göz önüne aldığımızda anlatımın ne kadar güçlendiğine şahit olabiliyoruz. Bu bakımdan tipografiye verilen önem arttıkça daha kaliteli ve daha etkili tasarımların ortaya çıkacağını ifade edebiliriz.
 Tipografi Nasıl Yapılır?
Hayal gücü, tipografiye hayat veren en temel beceridir. Hayal gücü olmadan tipografik tasarımların ortaya çıkmasını beklemek anlamsız olur. Bu bakımdan tipografi için öncelikle derin düşünmek gerekir. Derin düşünmek, komplike bir düşünce tarzını gerektirmez; bazen basit bir tasarım ile de derin anlamlar verilebilir.
Mesaja Uygunluk
Tipografi, mesajdan bağımsız düşünülemez. Bu bakımdan verilmek istenen mesaj ile bağlantılı olması gerekir. Tasarımda farklı bir figür kullanılacaksa da verilen mesaj, o figür veya objenin kavramsal anlamıyla ilişkili olmalıdır.
Okunabilirlik
Tasarımdaki her imaj, mutlaka okunabilir olmalıdır. İnsanlar tarafından seçilemeyen figür, imaj veya yazılar hiçbir etki yaratmaz. Bu bakımdan verilmek istenen mesaj anlaşılmadığı için hiçbir değeri kalmaz.
Yazı Fontları ve Yazı Puntoları
Tipografi, en önemli mesajını yazı fontları ve puntoları ile verir. Bir tipografide büyük ve küçük harfler olması önemlidir. İçeriğe heyecan ve canlılık katması için irili ufaklı yazılar kullanılmalıdır.
Tutarlılık
İfade biçimi, mesajın verileceği kitleye uygun olmalıdır. Bu bakımdan mesaj ve hedef kitle arasındaki tutarlılık, tipografi çalışmalarını daha etkili bir hale getirmektedir.
Boşluklar, fontlar, renkler, satırlar… Bir tasarım içindeki her unsur tipografinin ilgi alanına girer. Bu bakımdan en küçük ayrıntılar bile tasarımı güçlendirebilir. Tipografi konusunda başarılı olmak için en temelde hayal gücü ve çalışma gerekir.
Tipografide Dikkat Edilmesi Gerekenler
Tipografi konusunda başarılı olmak için ne yapmak gerekir? Bolca antrenman yapmak başarılı olmak için önemli bir stratejidir. Tabi ki hayal gücünü zenginleştirmeyi de unutmamak gerekiyor. Şimdi tipografi tasarımı yaparken dikkat edilmesi gereken birkaç kriterden bahsedelim. Aşağıdaki maddeleri göz önüne alarak çalışmalarınızı yaparsanız tipografi konusunda daha başarılı olabilirsiniz.
Tumblr media
Fontları İyi Tanıyın
Yazı fontlarını iyi tanıyarak işe başlayın. Tipografinin en önemli hazinesi fontlardır. Fontların dilini anladığınızda vermek istediğinizi mesajı daha etkili hale getirebilirsiniz. Bu arada farklı font kullanma konusunda hassas olun. Amacınıza uyum sağlayacak yeterlilikte font kullanmaya özen gösterin.
Renklerin Dilini Öğrenin
Her rengin farklı bir anlamı var. Görselinizi renkli hale getirmeden önce renklerin insanda çağrıştırdığı duygulardan haberdar olun.
Uzun Cümlelerden Kaçının
Bir tipografide uzun cümleler dikkati dağıtabilir. Tipografi tasarımında uzun bir metin önerilmez ancak kullandığınız alan ve arka plana göre de kelime sayıları ayarlanabilir. Dolayısıyla tasarımınızda rahat bir okuma imkanı sunan ve ilgi dağıtmayan uzunluktaki kelimelere yer verin.
Kelime Boşluklarına Dikkat Edin
Kelimeler arasında boşluklar, okumayı etkileyen en önemli kriterlerden biridir. Cümle ve kelimeler arasındaki boşlukların mesajı anlamsızlaştırmasına izin vermeyin. Aynı şekilde özensiz satır boşlukları da mesajınızı algılamayı güçleştirebilir.
Dengeli ve Orantılı Olun
Bir tasarımda yazı fontları, renkler ve puntolar farklılık gösterebilir ancak hepsinin bir bütünlük oluşturması gerekir. Her bir ayrıntı, birbirinden farklı görünse de bütünü temsil etmelidir ve verilmek istenen mesajı net bir şekilde ifade etmelidir. Bu nedenle insanların parçaları rahatça birleştirmeleri için düzenli ve uyumlu bir kompozisyon yaratmaya özen göstermelisiniz.
youtube
1 note · View note
yasamdandakikalar · 4 years
Text
Bilbao’ya doğru kendimle - Kasım,2019
Adım Murat Kaya. Adımın çok şey anlattığını düşünüyorum. Adıma birçok anlam yükledim, kendimi daha iyi tanımlama gayreti ile döndüm dolaştım yıllar içerisinde. İyi bir yazar, İyi bir Gezgin, İyi bir Mühendis, İyi bir Girişimci olma hevesim var. Hepsini aynı anda yapabilme gayreti içerisindeyim ama bunun zihnen ve bedenen verdiği yorgunluk da kaçınılmaz bir gerçek. Başarmaya dair doyamamışlığım var ve şimdilerde değil daha üç yaşımda başladı bu hırs. Hırs deyince aklınıza o kötü kavramlar barındıran hırs gelmesin, dünyayı doya doya yaşamaya karşı duyulan karşı koyulamaz bir arzu, dünyada dıştan dışa mücadele ruhunu ortaya koymaktan bir an olsun vazgeçmeyen ama içten içe ise sizi kemirip bitiren bir duygu olarak tanımlanabilir en basitiyle. Yaşama dair çok önemli dersleri erkenden aldığımı düşünürüm hep, bu önemli sınavlar karakterim olgunlaştıkça da beni ben yapan değerleri oluşturan parçalar haline dönüştü. Hayata dair çok fazla düşünürüm. Bu düşüncelerin sonucunda da bir şeyleri tanımlama gücümü kaybettim ne yazık ki. Çünkü bir salatanın bile masada hangi açıyla durduğunu gözlemlemek için milyonlarca detay olduğunu fark ettim zamanla. Bu bir gerçek, kafaya takılıp takılmaması çok mühim olmayan salt bir gerçek, bir şeyleri yorumlama gücü gerçek anlamda bazı kavramları iyi bilmeden olmuyor. Detayları düşündükçe bir şeyleri keskin bir şekilde yorumlamak çok zor bir hal aldı aynı seviyede. Bu yüzden gezmek, okumak, öğrenmek, dinlemek ve konuşmak gibi uğraşları hep çok önemsedim hayatımda. Bunları yaptıkça daha büyük bilinmezliklere yelken açtım tabii ki. İnsanlara çok şaşırdım, bunu nasıl, neden yapar ya da yapamaz diye sorguladığım ne varsa zamanla insanların büyük eksiklikleri olduğunu kabullenmem ile son buldu. Yapacak çok şeyim var, otuz yaşıma geldiğimde iyi birkaç girişime imza atmış, öte yandan akıcı bir şekilde birkaç dil konuşan, dünyanın yarısını görmüş, bütün kıtalarda bulunmuş bir adam olma hevesim var. Pablo Neruda’yı İspanyolca, Dostoyevski’yi Rusça okuma isteğim var hiç dinmeyecek olan. Henüz otuzlarıma ve kırklarıma dair planlarım hayallerim yok ama yirmilerimde kafayı yaşamakla ilgili ciddi bozmuş durumdayım. Sistemsel ve insanların acizliğini gördüğüm hiç bir ortamda barınmak istemiyorum ve barınmadan kendi ütopyanızı kurarak da yaşanılabileceğini de bilhassa kanıtlamak istiyorum. Kanıtlamak derken öyle basit bir kanıtlama isteği değil pek tabii, gece gündüz çalışarak buna çaba sarf ederek ortaya bir şeyler koymak istiyorum. Anı biriktirmek ne kadar zorlayıcı onu fark ettim son zamanlarda bir de, anıları anlatmaya değer insan sayısı çok az oldukça özellikle hayatta. Bazı anılarımı unuttum bile, oysa onları anlatabilmek için hikayeler tasarlamış, konu başlıkları üretmiştim bir zamanlar hayatımda. Zor bir insanım, hayatı düpedüz kendi benliği ile yaşayan ama dönüp de doğrulukları sorgulamayan kişilere karşın özellikle bir yerden sonra dayanılmaz bir karakter olabilirim. Ama sürekli değişiyorum bu değişim başlarda çok zor gelse de şimdi sanki o yirmilerinin başında çok umut vadeden genç bıçkın delikanlının her geçen gün özellikle yirmilerinin ortasında en iyi şekline evrildiğine şahit oluyorum. Sevmek çok korkutucu geliyor bana, sevilmek ise inanmakta hala çok zorluk çektiğim bir duygu. Neden, nasıl oldu bilemem ama içten içe o kendimde eksik kalan yönlerimi sevgiye karşı önlemler alarak kapatmaya çalıştım yıllarca: öyle ki yazmak istediklerimi yazmadım, ağlamak istediklerimi ağlamadım ve bunun sonucu sevmek istediklerimi sevmedim bir süre sonra. Çünkü her insan bir yerden sonra o sevgi eşiğimin altında kalıyor, ne kötü bir hastalık. Güzel bir hayatım var bu yazdıklarım sitem ya da bir birikmişliğin dışa vurumu değil, San Sebastian’da biraz sonra o soğuk koltuklarından birini kapmak için birkaç ispanyolla yarışa gireceğim bir treni beklerken kendimle konuşmak isteyişimden, Muhtemelen birkaç yüz kez daha okuyacağım bu yazıyı ve güzel bir hatırlatma olacak kendime. Murat Kaya. Basit gelmiyor bu isim bana, mücadelem var içerisinde, çok inanıyorum. Betimlediğim ne varsa gökkuşağı sığdırmışcasına içine rengarenk geliyor, içim ürperiyor, heyecanlı bir iç üşümesi yaşıyorum. Hepinizle tam bugün, tam şu an tanışmak isterdim. Hepinize şu an Zarutz’daki öğlen yemeğimi anlatmak isterdim, Fes’deki o komik trafik kazasını, ezberlediğim ispanyol parçaları, bildiğim bütün şiirleri size konuşmam sırasında alıntılayarak okumak isterdim, Maria Missakkian ile tanışma hikayemi, bir amerikalıya aşık oluşumu, Ana ile geleneksel film gecelerimizi, Bask’ın özgürlük mücadelesini, En sevdiğim Tapas’ı, 70′lik Jorge Amca ile 175 km boyunca Bilbao yolunda The Beatles söyleyişimizi, memleketi tanımlamak isterdim size yeni baştan, doğayı, ağacı, suyu tanımlamak isterdim şu an, Navid ile 11 numaralı odada nasıl bir tesadüf sonucu tanıştığımızı, Reina Sofya’ya nasıl bir tesadüf sonucu girdiğimi, Guernica’nın fotoğrafını çeken belki de son zamanlardaki tek kişi oluşumu... Yaşamak çok güzel, belki yaşamınıza fazladan dakika eklemeniz çok mümkün değil, ama yaşamdan dakikalarınıza anlam yüklemek gayet mümkün... Bu da trenimin dumanının uzaktan içimi ısıttığı bir San Sebastian gecesinden ufak bir otobiyografi olsun kendime, Sevgilerle...
1 note · View note
etkinlik-paylas · 4 years
Text
Dersim'e Bir Şiir - ESKİYARSEVDA
Dersim’e Bir Şiir – ESKİYARSEVDA
tuncel resmi
DERSİM’E BİR ŞİİR Bugün yine dem dem, Gördüm ben seni. Derdimin dermanı, Canım Tunceli. Demiroluk, Munzur, Güldür Tepesi. Doya doya gezip görmek isterim…
Gelin oturalım, Tepe başında. Lezzetler doludur, Keban başında. Ilgıt ılgıt akan Munzur Çayında; Öğle sıcağında yüzmek isterim…
Nazimiye yoksul, Canlar kazası. Serine doyulmaz, Hanik Tepesi. Kıla hayat veren, Düzgün Baba’sı. Kesildi…
View On WordPress
0 notes