Tumgik
#süper kahraman
emirhaneren · 3 months
Text
Tumblr media
"Neden Batman?"
Aslında bu sorunun cevabı basit: Çünkü bu süper kahramanı yazması kolay değil. Sırf Bruce Wayne zengin olduğu için sevmeyenler ve hatta sevenlerin de içinden "Ah o para bende olsa..." diye düşündüğü bir kahraman olmuştur Batman.
Aslında Batman, basit fikirden çıkan bir karakter değildir. Spider-Man'in aksine basitliğe gidildiği için değil karakterin, kişiliğinin ve korkularının temsili olduğu için bu karaktere Batman deniyor. Daha kostüm seçiminde hikâyenin psikoloji üzerinden ilerleyeceğini anlayabiliyoruz. Bunun üzerine Batman muhteşem zeki bir dedektif olarak karşımıza çıkıyor. Riddler ile karşılaşmalarında pratik zekasını kullanarak galibiyet elde ediyor, Scarecrow ile olan kapışmalarında ise iradesi sayesinde kurtuluyor.
Bu kavramlar ise sıradan bir kahramanın genel özelliği olarak düşünülemeyecek türden. İyi bir yazar, diğer kahramanlarda da bu insancıl düşünceleri aşılayabiliyor fakat Batman bu kavramların içerisinden çıkıyor. Bu yüzden psikolojisine inilmeden bir Batman hikâyesi anlatmak çok zordur.
Psikolojiye inerken bunu hikâyeye yedirmek de önemlidir. Kötü karakterler de bu anlamda çok başarılılar. Spider-Man hikâyelerinde Peter'ın düştüğü bir durum sayesinde karakterin iç dünyasına inilirken, Batman hikâyelerinde kötü karakterler yardım ediyor bu olaya. Batman'in iç dünyasına saldırıyorlar, orada oyunlar oynayıp kafa karıştırıyorlar. Bu sayede hikâye akarken kahramanın iç dünyasına da şahit oluyoruz. Böylece akıcılık korunmuş oluyor.
Tabii ki Spider-Man'in hikâyelerini farklı açıdan konuşmak gerekir fakat bu yazıda ana karakterimiz Batman'di. Bu karakteri neden sevdiğimi anlatmaya çalıştım, umarım beğenmişsinizdir.
2 notes · View notes
herneyse00 · 2 years
Text
"Kahramanlar dünyayı kurtarmak için sevdikleri kişiyi feda ederler ama kötüler sevdikleri kişiyi kurtarmak için dünyayı yok ederler"
Tumblr media
8 notes · View notes
diabetedair · 2 years
Text
Biri olmak lazım, işte o biri olabildik mi?
biri olmak lazım bu hayatta. başkalarından çok kendini mutlu ettiğin , ne düşünürler demekten çok ben mutlu olacak mıyım diyebileceğin biri olmak lazım. "tökezlediğinde, düştüğünde, kahkaha atarken, ağlarken , çıkmazdayken bir kahramandan çok kendi dünyanda kahraman olabiliyor musun?" sanırsam en bela soru bu olsa gerek. herkesin kısacık hayatına bir kahraman bulmakla geçirirken, su gibi akan zamana karşı durduramadığı hayatlar, hayatları.. kendi dünyamızın kahramanı aslında kendimiziz ama bunu farketmemiz çok zaman alıyor. sen kendi dünyanın kahramanı olduktan sonra dünyanı geçireceğin diğer kahraman zaten seni öyle bir anda gelip buluyor ki işte onun senin dünyandaki yorgun kahramana destek olmaya ve aynı şekilde sen de onun dünyasındaki yorgun kahramana desteğe gidip sonsuz kahramanı-kahramanın olacağını anlıyorsun. öyle huzurlu bir histir ki ; düştüğünde seninle yere düşüp beraber kalkmasının, kahkaha atarken boktan bir espri bile olsa seninle kahkaha atmasının, ağlarken seninle ağlanmayacak şeylere bile ağlamasının, çıkmaza seninle birlikte girip tünel kazıp oradan çıkmasıyla kahramanın olduğunu o anlarda anlıyorsun. gelelim biri olmamıza, biri olabilmek için neler yaptığımıza. her şeyden önce hayatımızda çözmemiz gereken ilk sorumuz bu
1 note · View note
bulutderler · 1 year
Text
Son kulvardayız ve burdan sağ çıkamayız
7 notes · View notes
Text
Yosunlar Ağaçlardan Farklı Şekilde Gelişiyor
Yosunlar Ağaçlardan Farklı Şekilde Gelişiyor Yosunlar da tıpkı ağaçlar gibi gölgeden kaçınarak, güneş ışığını daha iyi alabilecekleri yerde büyümeye tercih ederler. Fakat ağaçlar ile yosunlar arasındaki dallanıp, budaklanma mekanizması daha farklı bir şekilde gelişiyor.  Ağaçlar ve damarlı bitkilerde dallanma her zaman yana doğru ve tepe noktasının altından başlar. Güneş ışığını yeterli…
Tumblr media
View On WordPress
2 notes · View notes
bunedycom · 2 years
Text
Tarantino, Marvel ya da DC Filmi Yapmakla İlgilenmiyor
Tarantino, Marvel ya da DC Filmi Yapmakla İlgilenmiyor
Son yıllarda sinema salonlarının tartışmasız hakimi süper kahraman filmleri olsa da, türün herkesi aynı şekilde etkisi altına aldığını söylemek pek mümkün değil. Örneğin ünlü yönetmen Quentin Tarantino, Marvel ya da DC filmi çekmekle ilgilenmediğini ifade etti.  Los Angeles’ta yeni kitabı Cinema Speculation’ın tanıtımında sorulara cevap veren Tarantino, DC ya da Marvel evreninde film çekmekle…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
yasamsallik · 10 months
Text
"Alıntı" Haydar Köse...
Diyanet İşleri Başkanlığı, 130 bin imamı (eşleriyle birlikte) günlüğü 920 liradan, antlaşma yaptıkları 5 yıldızlı otellerde bir haftalık tatile gönderiyor..!
Ülke ekonomik buhran içinde, yoksulluk ve işsizlik diz boyu..
Pandemi de küçük esnafa yapılmayan yardımın parasıyla, imamlara süper lüx tatil yaptırılıyor..
Anlaşma yapılan otellerin sahibi de kimmiş yahu diye sorarsanız.?
TBMM eski başkanı, Atatürk'e kin ve nefret kusan İsmail Kahraman.!!
Şimdi, maaşlarımızdan kesilen vergiler, alışverişlerde ödediğimiz KDV'ler, ÖTV'lerin bu ''the imams holiday'' için harcanacak. Gidecek parayı bir hesaplayalım..
920 X 7 = 6.440 TL (bir imam için)
920 X 7 = 6.440 TL (bir imam eşi için)
130.000 imam X 12.880 TL = 1.674.440.000 TL...
Bir milyar, altıyüz yetmişdört milyon, dörtyüz bin LİRA..
Söylenecekler bu kadar.. Şimdi dağılabilirsiniz..!!
31 notes · View notes
mavimurekkepatesi · 2 months
Text
Asla sıradan oldugunu düşünme çünkü herkes kendi için bir süper kahraman
9 notes · View notes
peltekse · 1 year
Text
Duygularını belli etmek iradesizlik değil. Kırılganlık zayıflık değil. Güçlü insanlar süper kahraman değil. Hiçbir şey göründüğü gibi değil.. Her şeyin ardında onu o hâle getiren girift bir hikâye var. |Hatice Ebrar Akbulut
43 notes · View notes
oluruvar · 7 months
Text
Rakibinin şükredeceği şeyleri önemsemesine engel olan bi anti süper kahraman olsa kimse yabancılık çekmezdi
11 notes · View notes
remainingkenobi · 5 months
Text
The Boys
"The Boys", Garth Ennis ve Darick Robertson'ın aynı adlı çizgi roman serisine dayanan bir televizyon dizisidir. Amazon Prime Video'da yayınlanan bu dizi, süper kahramanların dünyasını ele alır, ancak geleneksel süper kahraman hikayelerinden farklı bir bakış açısı sunar.
Dizide, süper kahramanlar, şirketler tarafından pazarlanan ve kontrol edilen bir endüstri haline gelmiştir. Ancak, bu süper kahramanlar sık sık kötü niyetli, etik dışı ve sorumsuz davranışlara sahiptir. Hikaye, güç, politika, etik ve medya manipülasyonu gibi temalara odaklanırken, aynı zamanda aksiyon ve kara mizah öğelerini içeriyor.
Dizi, klasik süper kahraman hikayelerini tersyüz ederek, karanlık ve çarpıcı bir tonu benimsemesiyle dikkat çekiyor. "The Boys," izleyicilere tipik kahramanlık anlayışını sorgulatan, çeşitli karakter gelişimlerine ve şaşırtıcı olaylara sahip bir yapım olarak biliniyor.
9 notes · View notes
ata-1966 · 5 months
Text
Süper gücü yoktu hiçbirimizin,acılara gülümsemekten başka.
Ve iyi bir kahraman olmaya yetmedi çocukluğumuz,hepimizi Joker’e çevirdi.
OT Dergi
10 notes · View notes
cilginfizikcilervbi · 2 years
Text
“Süper Kahraman” Yosun Selden Koruyor
“Süper Kahraman” Yosun Selden Koruyor
“Süper Kahraman” Yosun Selden Koruyor Sphagnum yosununun Peak District ‘de bulunan ‘açık hava laboratuvarı’ çalışmasında yağmur suyu akışını büyük ölçüde yavaşlattığı bulundu. Araştırmacılar, bir “süper kahraman” yosununun, bulunduğu yerdeki aşağı havza bölgelerinde yaşayan topluluklar için sel riskini ve şiddetini önemli ölçüde azaltabileceğini buldu. Sphagnum yosunu üzerine altı yıllık bir…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
acz1kul · 7 months
Text
Ebû Ubeyde: Gerçek Bir Kahraman
Tam zamanında yetişti Ebu Ubeyde… Emperyalizmin ürettiği tüm sahte kahramanların foyasını meydana çıkardı. Batman’i de, Süperman’i de, İronmen’i de çöpe çevirdi. Paramotorlu mücahitlerinin Siyonist İsrail karakollarını bastığı sahneler Hollywood, Marvel ve Warner Bros stüdyolarının yeşil perde önünde milyonlarca dolar harcayarak çektiği tüm aksiyon sahnelerini ve prodüksiyonlarını yerle bir etti. Tünellerde ürettiği yerli üretim füzeleriyle Siyonist İsrail’in milyarlarca dolar harcadığı demir kubbesini delik deşik edip kevgire çevirdi.
Amerika’nın Rambo yalanıyla büyüyen nesiller, alnında “Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah” yazan bandajı, yeşil kamuflajı ve yüzünü ��rten kırmızı kefiye’siyle gerçek bir özgülük savaşçısıyla tanıştı. Mahalle aralarında süper kahraman oyunları oynayan çocuklar artık Ebû Ubeyde ismini kullanmaya başladı. Anne-babalar yeni doğan çocuklarına Ebû Ubeyde ismini vermeye başladı…
Gündelik kıyafetleriyle tünellerden çıkıp kendi ürettikleri silahlarıyla “Allâhuekber” diyerek Siyonist İsrail’in son teknoloji tanklarını büyük bir rahatlıkla havaya uçurabilen kahramanlar, tüm dünyanın dikkatini çekti. Kızlarını ve oğullarını, ailelerini ve evlerini kaybetmelerine rağmen yaşadıkları toprakları terk etmeyen ve direnen bu halkın inancını ve dinini araştıran binlerce insan Müslüman oldu.
Ebû Ubeyde sadece Siyonist İsrail’in değil Amerikan emperyalizminin de canına okudu. Emperyalistlerin uzun yıllar boyunca milyarlarca lira harcayarak ürettikleri naylondan kahramanları, özgürlük masallarını, demokrasi yalanlarını, uluslararası markalarını ve kültür emperyalizmini buruşturup çöp kutusuna attı…
Ebû Ubeyde; “Ey İslam dünyasının korkak liderleri! Gazze'de ölenler için üzgün olduğunuzu söylemeyin ve onlar için de boşuna üzülmeyin! Çünkü onlar şehit oldu ve Rablerinin katında rızıklandırılıyorlar. Siz kendi korkak halinize üzülün.” diyerek Filistin edebiyatıyla rant ve itibar elde edenlerin tamamını boşa düşürdü. Kurdukları samimiyetsiz kelimeleri boğazlarına dizdi. Okudukları Kudüs şiirlerini yarıda kesti…
“Biz, sizden Gazze’deki çocukları savunmak için savaşmanızı, en kutsal mabedinizi savunmanızı falan beklemiyoruz. Ancak sınır kapısında bekleyen insani yardımları hareket ettiremeyecek kadar da mı acizsiniz?” diyerek Siyonist İsrail’le normalleşmek ve ticaret hacimlerini arttırmak için can atan, el ovuşturan ve sıraya giren tüm İslam ülkelerine krallarının çıplak olduğunu gösterdi.
“Duydum ki bizim için gıyabi cenaze namazları kılıyormuşsunuz. Bizim için cenaze namazı kılmayı bırakın çünkü asıl ölüler sizlersiniz. Biz yardımı da sizden değil ancak Allah’tan isteriz. O da kimi layık görürse bu yardıma ancak onu vesile kılar. Zulme sessiz kalanlar bilsin ki Allah onları bu zafere layık görmemiştir.” diyerek Filistin konusunda fiili adım atmayan güç ve yetki sahiplerine layık oldukları yeri gösterdi ve herkese hak ettiği cevabı verdi…
“İstediğiniz kadar kalabalık gelin, ister araçlarla ister yaya gelin, ister karadan ister havadan ister denizden gelin, hiç fark etmez. Size ölümlerden ölüm beğendireceğiz. Pişmanlıktan kendinize lanetler okuyacaksınız. Gönderdiğiniz her askeri, siyah torbalar içinde evlerine ve size geri postalayacağız” diyerek tüm süper güçlerin dizlerini titretti. Onu dinleyen Siyonistlerin korkak komutanları savaş alanından kaçarken kendi askerleri tarafından cehenneme yollandı.
“Birliklerimizin içinde kaza namazı olan hiçbir kimse yok. Kaza namazı olanı işgale karşı savaştırmıyoruz.” diyerek ibadetin, ahlakın ve İslami ölçülerin olmadığı bir mücadelenin cihad olamayacağını tekrar öğretti.
Ebû Ubeyde yaptığı açıklamalarla Siyonist ve batı medyasını da kepazeye çevirdi. İmkânsızlıklar içinde çektiği birkaç dakikalık videolarla savaşta bile tüm gerçeği ortaya koyan, abartmayan, şov yapmayan, lafı evirip çevirmeyen, Siyonist leşlerin sayısını bile İsrail medyasından önce haber veren Ebû Ubeyde, İsrail ve ABD halkı tarafından bile en güvenilir bilgi kaynağı olarak kabul edildi. Bu özelliğiyle Ebû Ubeyde el-Emîn olan Hz. Muhammed’in (s.a.s) ümmeti olduğunu, güvenilirliği ve eminliğiyle bir kez daha ispat etti.
Yüzünü kaplayan kırmızı kefiyesini ne zaman çıkaracağı kendisine sorulduğunda “Kudüs’ün özgür olduğu gün yüzümü açacağım” diyen Ebû Ubeyde bize uzun zamandır unuttuğumuz bir hayali yeniden kurdurdu…
Düşünün! Kudüs’teyiz. Gözlerimizde sevinç gözyaşları, kalbimiz yerinden çıkacak gibi. Mescid-i Aksa’nın bahçesinde muazzam bir kalabalık. 57 İslam ülkesi birleşmiş ve Kudüs özgürlüğüne kavuşmuş. Mescid-i Aksan’ın minberinden İslam Birliği deklarasyonu ilan ediliyor. Bildiriyi okuma vazifesi İslam orduları başkomutanı olarak atanan Ebû Ubeyde’ye verilmiş…
Hayal deyip geçmeyin! "Her şey bir hayalle başlar" derdi Erbakan hocamız…
Selam olsun gerçek ve çağdaş kahraman Ebû Ubeyde’ye, Kassam ordularına, Hamas’a ve izzetli Gazze halkına…
12 notes · View notes
1453yk · 1 year
Text
Tumblr media
Tez Canlı Yaşadım Hayatı
Koştura Koştura...
Durmak Nedir Bilmedi Yüreğim
Nefes Nefese Kaldım...
Herkese Herşeye Yetişmeye Çabalarken ...
Fark Ettim Ki ömür Azalıyor
Ruhum Yorulup Eksiliyor, Eskiyor...
Sonra Dedimki Kendime
Bi Dur Yavaşla...
Süper Kahraman Falan Değilsin Sen..
Bırak Yetişme Boşver ...
Birazda Kendine Kulak Ver ...
Akıp Geçen Zamanı Yaşa Gönlünce ...
Kapıl Git Hayatın Ahengine...
Herşeyi Duyma Herşeyi Görme
Çok Cümlede Kurma
Bazen Susmanın Keyfini Sür
Bazen Görmezden Gelmenin ...
Böyle Olunca Belki Herkesi Mutlu Edemezsin ama
Kendini Mutlu Edersin
Yetmezmi ...
Şu Kısacık Hayatı
Birazda Kendin İçin Yaşa
Koşturmadan Yorulmadan...
Cuma geceniz mübarek olsun.. 🌹
25 notes · View notes
sikayetname · 1 year
Text
Bir kez geldik bu saçma dünyaya. Yaşadıklarımız rüya mı yoksa gerçek mi bazen anlayamıyorum.
Hayatımın hiçbir bölümünde kimsenin beni sırtında taşımasını beklemedim. Gökyüzünü avuçlarıma bırakmasını da istemedim hiçkimseden, dağları ayaklarıma sermesini de...
Oysa sıcacık bir tebessüm kadar kolaydı her şey, ya da kuru bir "Korma, ben yanındayım" cümlesi kadar içten...
Bu hayatta hep kaybeden olduğum için oldu bütün korkularım.
İlk kaybedişime 6 buçuk yaşında 'babamla başladım, ardı arkası da kesilmeden geldi zaten. Kime değer versem elinin tersiyle itti, kimi çok sevsem bırakıp gitti.
Hiç düşünmeden inanmayı seçtim hep masal tadında yarınların olacağına. İnandıkça yalanlar ortasında kaldı bütün anılarım.
Televizyondaki filmlerden başka süper kahraman bulamadım kendime babamdan sonra. Sorular sordukça kendi kendime cevaplarını bulamadım bu yaşadıklarımın.
Hep yalanlar söylenmiş, masalların gerçek olmadığına inandırılmışım seni bulana kadar.
Hani nasıl anlatsam, 'ölmek için bin bir tane sebebi olan birinin hayatında yaşamak için tek sebeptin' benim için. Öylesine güçlü, alabildiğine güzel bir sebep...
Son bir umut veren biri gibi girdin gönlüme. 'Her şey çok güzel olacak' dedin sanki gelişinle ve ben buna çok inandım biliyor musun?
En karanlık anımda aydınlattın dünyamı sevgili. İşte bu sebeple; bir daha karanlığa gömülsem bile senden vazgeçmem.
Tumblr media
52 notes · View notes