Tumgik
kizguncesi · 3 years
Text
Saat 02.30. Dün bile isteye sana seni sevmediğimi, seni görmek hatta sesini bile duymak istemediğimi söyledim. Bilmiyorsun. Bilsen inanmazsın. Saçmalama der kestirip atarsın. İşte yabancısın bak sen bana. Bazı anlar oluyor gözlerime bakıyorsun ya hani, tamam diyorum oluruz biz. Ama çok sürmüyor. Ertesi gün yedi kat yabancı gibi bakıyor gözlerin. Sanki bir boşluğu doldurmak ister gibisin. Ben bu belirsizlikler yumağıyla savaşamam. Seni çok seviyorum ama zamanı değil henüz. Biliyorum seni çok üzdüm, beklemiyordun böyle bir şey. Aradın 40 kere açmadım. Açmadım çünkü sesini duyarsam başa dönmekten korktum. Yüz yüze geleceğiz biliyorum. Neden diye soran gözlerle bakacaksın. Bir şey diyemeyeceğim. Adımı söyleyeceksin usulca. Kalbim sana yeni düşecek ama belli etmeyeceğim yine. Hatta belki aynı şeyi yapacağım. Israrla git diyeceğim. Git. Ne istediğinin farkına vardığında bir şiir kitabının herhangi bir sayfasında buluşalım seninle. Seni seviyorum...
3 notes · View notes
kizguncesi · 3 years
Text
Bugün günlerden Cumartesi. Saat 22.08.
Giresun her geçen gün biraz daha soğuyor. Bugün erken kalktım, fırsattan istifade sabahın sessiz ve temiz saatlerinde sahile indim. Denizin ve kuşların sesini dinledim. Sen geldin aklıma. Ümitsizce ufka baktım. Anlayamamıştım denizin gökten ayrıldığı noktayı. Yer ve gök neredeyse aynı tondaydı. Beni sabahın köründe sahile atan dert sen miydin, yoksa ben seni özellikle mi dert ediniyorum bilmem. Akşam sokak lambaları altında kulağımda kulaklık Sezen Aksu'nun şarkılarını dinliyorum. Vazgeçtim şarkısı eşliğinde seni düşünmek... Ah nasıl can yakıyor bir bilsen. Ama tıpkı onun gibi yapamamak. Senden geçememek. Bazen gözlerimin dolmasına engel olamıyorum. Nasıl seni sevmeye engel olamıyorsam onda da çok beceriksizim. Ama ağlamak, anlamaktır. Döktüğüm her gözyaşında kendimi daha iyi anlıyorum. İyi ki harfler var. Yoksa bu derdi nereye nasıl dökerdim bilmiyorum. Ama bazı şeylere harfler de yeterli olmuyor. Seni anlatmak için başka bir dil inşa edilmesi gerekiyor.
1 note · View note
kizguncesi · 3 years
Text
Yaşamak güzel şey diyordu bir şair abimiz. Bunun farkına ılık bir ilkbahar sabahında, bir ağacın altında uzanırken varmıştım. Yaşamak güzel şeydi. Güzel olmayan düşüncelerimiz ve etrafımızdaki boş kalabalıklardı. Bir akşamüzeri deniz kenarında, üstelik güneş ufuktaysa hele birde sadece sen varsan yaşamak kötü olabilir miydi? İnsan sevdiğini alınca dünyanın geri kalanını ne yapsındı? Seninle dünyanın en bilinmedik bir yerinde bir hayat istiyorum. İnsanları o kadar sevmiyorum ki bazen onlara olan bütün sevgimin sadece sende toplandığını düşünüyorum. Seni seviyorum.
1 note · View note
kizguncesi · 3 years
Text
Saat 01.59. Seni düşünüyorum, yine okumadığını bile bile sana yazıyorum. Beklentim yok, umudum yok. Yazmak iyi geliyor. Ben bile şaşırıyorum bazen hissettiklerimi kaleme dökerken; bu da mı varmış diye. Varmış diyorum sonra, kıyıya köşeye atınca kaybolmuyormuş demekki. Bugün çok güzel bir kitabın daha sonuna geldim. Bir günümü daha paylaştım günlüğümle. Su içmeyi azalttım. Eskisi kadar takıntılarım yok. Bahçedeki kedilere hâlâ süt ve ekmek veriyorum. Dönüşte sütünü bitirdiğini görmek beni mutlu ediyor. İyi bir insan olmaya çalışıyorum. Göğe bakıyorum sık sık. Buralarda çok yağmur yağıyor. Bazen kahvemi alıp balkonda soğuğun iliklerime kadar işleyişine kayıtsız kalıyorum. Hayal ediyorum. Bilirsin beni çok severim. Seninle oturacağımız balkonu, kitaplarımızı birleştireceğimiz odayı, kuzey ışıklarını izleyerek uykuya dalacağımız geceyi. Olmayabilir bunlar. Olacak diye bir şey de yok zaten. Ama seviyorum seninle ilgili şeyler düşünmeyi. İstemsizce bir gülümseme yayılıyor yüzüme. Dua ediyorum sonra. Sen imkansızın da Rabbisin, beni onunla sınama...
4 notes · View notes
kizguncesi · 3 years
Text
Her gün bir iyilik yapın. İstediklerinizi keşkelere değil dualara dökün. Sevdiğiniz bir melodi açıp uzanın, düşüncelerinize kulak verin. Hayal edin. Bir şiir ezberleyin. Sevdiğiniz şeyleri not alın. Uçan kuşları seyredin. Rastgele resimler çizin. Bir enstrüman çalmayı öğrenin. Bir çocukla sohbet edin. Kedilerin başını okşayın. Bir şarkı uydurun ve onu söyleyin. Okuduğunuz kitapların arasına çiçek koyun. Yeni yerler keşfedin. Bir insanla tanışın, hikayesini öğrenin. Mütevazı olun. Gülümseyin.
4 notes · View notes
kizguncesi · 3 years
Text
Ne zaman canım sıkılsa, bir şeylere üzülsem göğe bakardım. O sonsuz mekan içimden bir şeyleri alıp kendine katıyormuş gibi hisseder, her yağmurda benimle ağlıyor gibi düşünürdüm. O gün farklıydı. İlk defa göğe değil gözlerine bakmak istemiştim. Mavi de değildi ayrıca. Hatta belki sen de herkes gibi alelâdeydin. Çok zor bir şey hem dert hem derman olmak. Sen de hem sevinçlerimin hem üzüntülerimin tek öznesiydin. Şikayet veya sitem değil bu. Sadece bir yorgunluk. Şimdi yine başımı omzuna koyup o güzel, o yumuşak sesinden şiirler dinlemek isterdim. Kızdığın bir şeyi sakin sakin anlatmanı sonra sana bakakalmayı. Bunu farketmeyişimi. Hani Adem'e cennette kelimeler öğretilirken Havva denildiğinde gönlüne bir sevinç gelmişti daha onu bilmeden. Hani cennette Adem'in canı sıkılmış bütün cennet alemi şaşırmıştı bu işe. Cennetti orası can sıkılmazdı. Canında bir eksiklik vardı Adem'in. Havvası eksikti. Sol tarafında bir boşluk vardı da Havva ile tamam olmuştu. İşte aynı boşluk. Aynı bilinmez hüzün. Hâlâ her şeyi sana anlatmak için bir yerlere not alıyorum biliyor musun? Senden bahsediyorum bahçedeki çiçeklere. Seni seviyorum. İnkara teşebbüs dahi edemeyecek kadar seviyorum. Ve hâlâ portakalların mavi olabileceğine inanıyorum. Bende değişen pek bir şey yok anlayacağın. Sadece biraz eksildim o kadar...
7 notes · View notes