Son Kamelyam 6
Geçmişten geleceğe seyahat ediyor gibiydim, fakat yeniden seni seçmekle hatalarımı telafi etme şansım hiç olmayacaktı,
Her defasında aynı özlemleri giderebilmek için kadehdeki rakı defalarca yeniden dolacak, kafam her gün daha da güzel olacak, bu günde her meyhane akşamı gibi fasıldan şarkılar çalarken sağa sola haykıra haykıra söylecek, gene yanlışlıkla elim bir kadehe çarpacak, hiçbir şeyi beceremediğim gibi, içmeyi de beceremeyip dökeceğim, sonrasında yine her gece olduğu gibi bu gece de aynı mutsuz sonlar benim olacaktı.
Basacaktım yine taksi durağındaki butona evime gidene kadar geçtiğim yerlerdeki tanırının tüm güzelliklerinin yerine seni koyacak, birkaç kilometre sonra gözlerimden iki damla yaş akacak, az ileride gururuma yediremeyip ulan erkek adam ağlarmı diyecek ve elimle silecektim,
Evime geldiğimde binanın önünde anahtarımı kaybetmiş olacak, rastgele bir zile basıp yine birilerini uyandıracaktım, içeri girdiğimde hiçbir şey yokmuş gibi gene aynı beyaz yalanları söyleyecek, yatağıma geçecektim tam gözlerimi kapatacağım zaman yine aklıma sen gelecek, sabaha kadar acısından tatlısına bütün rüyalarımda seni görecektim, uyandığımda başım ağrıyacak gene içimden varsın senin için başım ağrısın çokmu diyecektim, bilmeyecektim yavaş yavaş tükendiğimi, kendimi avutacaktım sadece baş ağrısıyla,
Sonra bir acı kahve yapıp, birde sigara yakıp balkona çıkıcak, sigaram sönene kadar kahvem ise soğuyana kadar boş boş bakacaktım uzaklara, her sabah olduğu gibi bu sabah da mutlu rolü oynayacaktım insanlara, adeta bir tiyatro oyuncusuymuş gibi hiçbir şekilde ödün vermeden ayak uydurmaya çalışacaktım hayat senaryosuna , sanki daha önceden rolümü ezbere biliyormuşum gibiydi bu günde,
Kulaklarım balkondan balkona sessizce konuşmaya çalışan teyzelerin ayyaş, bir pisliğin teki olduğumu duyacaktı , hiçbir zaman o teyzelerle seni tanıştırma fırsatım olmadığı için yeniden kaderimi kabullenecek ve bu duruma bir süre sonra alışacaktım, hiç kimse yaşadıklarımı anlamayacak, hiç kimse şarkı söylerken çıkardığım nağmelerde gözlerimi kapattığımda göz kapağımın arasındaki o siyah çerçevede senin olduğunu bilmeyecek, yaratan rabbim sormayacak mı günahların bile affedildiği bu dünyada senin beni affetmeyip işlettiğin günahları,
Bu gün benim doğum günüm, gece yarısı attığın mutlu yıllar mesajının verdiği huzur artık yok, bu gece yalnızlığımla mutluluğunu karşılaştırsak , kalbimle kalbini , söyle hangimizin mevsimi kışa döner , hangimizin gökyüzü kararır , şimdi benim için yağmur damlalarının yolda oluşturduğu su birikintisisin , bir araba gelip üstüme seni sıçratmadıkça görüşmemek üzere.
www.instagram.com/ysntkjn
149 notes
·
View notes
ANNEME MEKTUP
Sağ mısın henüz ihtiyarcığım?
Ben de sağım. Selam, selam!
Döksün çatısından yuvacığının
O betimsiz aydınlığını akşam.
Duyuyorum özenip tasanı gizlemeye,
Kederleniyormuşsun benim güç yazgıma,
Sık sık çıkıyormuşsun yolumu gözlemeye
Bürünüp eski moda harap urbana.
Ve akşamın mavi karanlığında sana
Sık sık görünüyormuş bir acıklı düş:
Meyhane kavgasında birisi güya
Fin işi bıçağını yüreğime gömmüş.
Değil anacığım! Dinsin gözünde yaş.
Başka şey değil bu, acı bir karabasan.
Olmadım daha öyle sefil bir ayyaş,
Hiç ölür müyüm sana kavuşmadan.
Eskisi gibiyim yine, öyle sevecen ve sıcak
Ve yalnızca bir düşte yanıyor yüreğim,
İçimde başkaldıran özlemle çabucak
Alçacık evimize döneceğim.
Döneceğim, baharın ak bahçemizde
Salınınca dallar dört bir yandan.
Ancak sen uyandırma beni sekiz yıl önce
Uykumu böldüğün gibi gün ağarmadan.
Uyandırma o düşler içinde gideni,
Dalgalandırma o gerçekleşmeyeni,
Çok erken bir bitkinliği ve yitimi
Çekmek beklermiş yaşamda beni.
Dua etmeyi de öğretme bana. Eksik olsun!
Eskiye dönüş hiç yok artık.
Sensin tek dayanağım ve avuntum,
Tek sensin bana betimsiz aydınlık.
Unut, son ver artık tasanı gizlemeye,
Kederlenme benim güç yazgıma.
Öyle sık çıkma yolumu gözlemeye,
Bürünüp eski moda harap urbana.
Sergey YESENİN
81 notes
·
View notes
Her gece bir meyhane biz içeriz içelim kime
Gönül sarhoş olmuş bak dönüyor divane
İçelim yavaş yavaş heyy adımız çıktı ayyaş
6 notes
·
View notes
Rakıya ve sohbete açılan her sofranın genişliği dostların da davetli olmasından ötürüdür. Hele ki bu dostlar tiyatro ekibinden oluşuyorsa o masa her daim anılarla zengindir ve de zengin kalacaktır. Çünkü tiyatro, her ortamda edebî bir şölendir.
9 notes
·
View notes