Tumgik
#Rakı içmek
yurekbali · 2 months
Text
Tumblr media
"Eski uzun hikâyeler ömrü kısaltır yakışmaz bize Selim, hadi kalk meyhaneye gidelim."
11 notes · View notes
Viskinin Faydaları Ve Zararları
Tumblr media
Viski taşlarının şekillerine gelecek olursak, küp küp şeklinde olan modelleri, kğüre şeklinde olan modelleri veya kenarları ovalimsi küp modelleri şeklinde bulunmaktadır. Plastik, rattan gibi malzemelerden üretilen, Balkon masa sandalye takımı modelleri, dayanıklı yapısı ile uzun süreler kullanım avantajı sunar. Masa ayaklarında kaymayı önleyici elastik papuçlar bulunur. Her boyutta balkonda konumlandırılabilecek çeşitli balkon masası modeli bulunur. Şair Kenan’ın ölümünde Hilmi Efendi’yi suçlarlar. Hilmi Efendi’yi morga götürürler. Heyet gelir. Hilmi Efendi otelde İrfan’ın boşalttığı oday yerleşir. Ayrıca İrfan’ın İstanbul’a dönme sebebinin Nevber olduğunuda öğrenir. Seher onu tekrar uyurken yanlız bırakır ve barda tanıştıgı biriyle Halep’e geri döner.Sahneye çıkar.Barın sahibi devlet reisinin geleceğini söyler bir sonraki gün.İrfan halp’e döner ve İstanbul’a gideceğini söyler.Seher umursamaz. Hilmi Efendi ölmüştür. Seher kimin öldüğünü anlamaz ve eğlenceden sonra devlet reisinin odasına gider. Bunlar oluken Hilmi Efendi Halep’e gezi düzenleyecek olan devlet reisinin kafilesine eski bir arkadaşı sayesinde dhil olur. Cihazın ön ve arka kısmında yer alan kameralar sayesinde kullanıcı kendisini oyunun içinde hissederek daha keyifli vakit geçirebiliyor. PSP indirimleri “Süper Fiyat, Süper Teklif” kısmında yer alıyor. Gudvangen, Nærøyfjord’un tam başında, Nærøydalen vadisinin batı kesimindeki Stalheim’dan fiyordun daha ilerisindeki Dyrdal’a kadar uzanan bir mesafeyi kapsayan bir konumda yer almaktadır.
Tarihi birinci yüzyıla uzanan ve Viking yerleşimlerinin merkezi olarak kurulan Dublin'in yönetimi 1170 yılında İngiliz egemenliğine girene kadar İskandinavlarda ve Danimarkalılarda kalmış. Viski fiyatı 2022 yılında zamlanan ürünler arasında olsa da, tek zamlanan alkollü içki değil. Indiana MGP içki fabrikası. İnsanlar bu haberlerin ardından alkollü içki fiyatları 2022 yılı ile ilgili araştırma yapmaya başladı. Rapor hazırlama aşamasında, 1790'dan itibaren iki yıldır mutat içki yasaklarından biri uygulanmaktadır İmparatorluk'ta. Bir yıldır ailesinde haber alamadığı için Şamda açılan konsolosluktan haber almaya gider. İrfan şehirden kopamaz, tekrar nevber’I izlemeye bara gider. Zorda olsa İrfan tekrar görüşmeyi kabul eder. Bir süre sonra Vecihi Paşazade İrfan Beyle tanışır. Onlardan birinde Nevber adlı bir kadınla tanışır. İyleştikten sonra bir yerde otururken Şehzade Keramettin Efendi ile tanışır. Hilmi Efendi şehre döner. Kızına duyduğu sevgi kine döner. Şehre geri döner. Bir mektup gelir. Bir süre sonra haber gelir. Üç vurgulu malzemenin eşit dökümü ile deneyin, sonra oradan zevkinize uyacak şekilde ayarlayın.
Oradan ayrılır. Bir inşaatta çalışmaya başlar. Seher İrfan’dan utanmaya başlar ve Halep’ten ayrılmak için yardım ister. Viski tadarken ayaklı copita kadeh tutmayı sevmeyen, normal viski bardaklarına alışık kişiler için uygun kısa bir tabanı var. Aradan bir sene geçer. Aradan iki yıl geçmiştir. Çopur Apti: Hilmi Efendinin ilk arkadaşıdır. Nevber asıl isminin Seher olduğunu söyler.İrfan onun Hilmi Efendinin sürekli anlattığı nalatırkae kin kustuğu kızı olduğunu anlar. Nevber sahneye çıkınca birden Hilmi Efendi şok olur ve oracıkta yığılır kalır. Morg bekçisi Beyrut’taki ilk arkadaşı Çopur Apti’dir.Çopur Apti arkadaşının o biçare halini görünce şok olur. Arkadaşı onu köydeki evine davet eder. Eski silah arkadaşı Şakir Bey’le karşılaşır. Örneğin yangın, hırsızlık, gaz kaçağı gibi durumları birbirinden ayıran sensörler vardır ve bunlar aldıkları sinyalleri alarm izleme merkezlerine ileterek sirenin çalmasını sağlar. İçinde para vardır ama kimden geldiğini bilmez. Köye gider ama birtürlü başından geçenleri arkadaşına anlatamaz. Çeker gider ama Seher’ede aşık olmuştur. Finish uzun, ama yumuşak ve ılık, sonunda turba yollar. Kişilerin yaşadıkları evlerin, iş yerlerin ve kurumların dışarıdan gelebilecek her türlü tehlikeye karşı korunması gerekmektedir. Bora'nın henüz bir ad koyabilecek kadarını görüp yaşamadığı aşk mevzuatının ince harflerle yazılmış dipnotlarında, karşılıklı saygı sınırını aşmayan, nadiren ses yükselten, her ses tonunun bin türlü anlam ifade edebildiği, sessiz ültimatomların çekildiği, sönüp küllenmiş aşkların soğuk sinir harbiydi bu.
Fakat Seher’e karşı yaşadığı aşk onu gerçek yolundan saptırmıştır. 1990’lı yılların başından bu yana arpa pazarının %60’ını oluşturan bu tür, özellikle hastalıklara karşı daha dirençli olması ve kısa sap uzunluğu nedeni ile tercih edilmekte. Sıkça tercih edilen Viski son zamanlarda fiyat araştırmasında ciddi artış göstermektedir. Kullanım kriterleri ortamda bulunan; gürültüye, insanlara, diğer cihazlara göre değişkenlik göstermektedir. Kullanım alanları genellikle depo, antrepo, hangar, üretim alanları, fabrikalar gibi büyük ve bölmesi olmayan alanlardır. Hindistan, Fransa, Avustralya ve diğerleri gibi Devletler ikinci gruba ait olup ilk arkasında, "kendisi için" esas olarak üretmek ve hacmi ve üretim kalitesi açısından. Seher’e babasınıyakında çiftliğin başına geçmek için Halep ’ gelecegini söyler. Halep garından trene binerken Seher gelir ve af diler. İrfanda bir mektup gelir. Viski bardakları-viski tasları hem klasik hem de çağdaş görünen stilleri sayesinde en yalın ortamlara bile gösterişli bir hava katar. Anadolu’ya teşkilat sayesinde gizlice girip önce kızını sonradakendini öldürebileceğini düşünür. Sürgün hayatında yaşadığı ızdıraptan kızının ölmüş olmasını bile düşünür. Kuyruk çırpıp hızlanırken bile parlak gümüş renki istavritler kadar sessiz olabilen Nihan'dan çok farklıydı o. Sahte içkilerin içerisinde bulunan metil alkol insanları ölüme bile götürmektedir. O gece heyetle birlikte bahçede eğlenceye gider. İrfan çiftlik için Halep’e gider.
0 notes
asirsizarsiz · 9 months
Note
Hayatını anlatan bir alıntı bırak desem?
Ben şimdi sana, “Ben iyi bir adam değilim, bırak, benimle uğraşma.” diyeceğim. Sen diyeceksin ki “Yok, sen aslında iyi bir adamsın.” “Değilim” diyeceğim, “bu kadar kadın yanılmış olamaz.” “Bu kez farklı,” diyeceksin, “ben farklıyım.” “Bunu duymuştım daha önce.” diyeceğim. “Bende ilginç bulduğun ne varsa sana doğru çeken, virgülüne bile dokunmadan aynı şeyleri bahane edip beni terk edeceksin.” diyeceğim. “Asla böyle bir şey olmayacak.” diyeceksin. Gülümseyerek, “Bunu da daha önce duymuştum.” diyeceğim. Konuşmaya yelteneceksin. “Sus” diyeceğim. “Sus. Söylenebilecek her şeyi daha önce duydum. Kendini yorma.” diyeceğim. “Usulca kalk ve git buradan. Ve çıkarken bana bir oralet söyle. Çünkü böyle zamanlarda oralet içmek gerekir. İnsan keyifliyken çay, hüzünlüyken de rakı içmeli. Boktan bir tekrarı durup durup yaşıyorsa da, oralet.”
254 notes · View notes
renksizsiirler · 6 months
Text
Ben şimdi sana, “Ben iyi bir adam değilim, bırak, benimle uğraşma.” diyeceğim. Sen diyeceksin ki “Yok, sen aslında iyi bir adamsın.” “Değilim” diyeceğim, “bu kadar kadın yanılmış olamaz.” “Bu kez farklı,” diyeceksin, “ben farklıyım.” “Bunu duymuştım daha önce.” diyeceğim. “Bende ilginç bulduğun ne varsa sana doğru çeken, virgülüne bile dokunmadan aynı şeyleri bahane edip beni terk edeceksin.” diyeceğim. “Asla böyle bir şey olmayacak.” diyeceksin. Gülümseyerek, “Bunu da daha önce duymuştum.” diyeceğim. Konuşmaya yelteneceksin. “Sus” diyeceğim. “Sus. Söylenebilecek her şeyi daha önce duydum. Kendini yorma.” diyeceğim. “Usulca kalk ve git buradan. Ve çıkarken bana bir oralet söyle. Çünkü böyle zamanlarda oralet içmek gerekir. İnsan keyifliyken çay, hüzünlüyken de rakı içmeli. Boktan bir tekrarı durup durup yaşıyorsa da, oralet.
104 notes · View notes
eylences-blog · 9 months
Text
SONUNDA DELSİRDİM 2. BÖLÜM (Hakan 32 Y., İzmir)
Okul bittikten sonra memlekete döndüm. Şeref Dayı çok ilgileniyordu benimle. Babam da vefat ettiği için önemsiyordu beni. Oldukça zengin, çevresi de çok güçlü biriydi. Askerlik sonrası onunla oturup konuştuk biraz. İzmir'e dönmek istiyordum ben. O da bunu onayladı. Henüz yeni mezun bir avukat olarak bir şirkette veya en kötü bir avukatın yanında çalışmak istesem de, o direkt bir büro açmamı tavsiye etti. Bunu yapacak maddi gücüm yoktu, ama onun da cesaretlendirmesi ve maddi olarak biraz destek olması ile İzmir'e döndüm.
Kaynaklarım sınırlıydı. Şeref Dayının maddi desteği iyiydi, ama çok da değildi. Ucuz bir semtte bodrum katında 1+1 ev kiraladım. Ucuz bir iş hanında da ufak bir ofis. Cmuk davaları, ufak tefek danışmalar, bir iki boşanma davası maddi olarak ancak devam etmemi sağlıyordu. Bir yerde çalışsam da alacağım para bundan birazcık fazla olurdu. Köpek gibi çalışıyordum ama. İşhanının kapanma saatinden sonra evde de devam ediyordum. Sürekli okuyor, araştırıyor ve şirketlerle görüşüyordum. Geldikten sonra bir sevgili yapar, evlenirim bile belki diye düşünsem de, yoğun tempodan ve biraz da maddi sebeplerden dolayı bir yere bile çıkamıyordum. Birkaç kadınla flört olduysa da devamı gelmedi.
Bazen evde tek başıma içki içtiğim günlerde sosyal medyada gay arayış sayfalarına da bakıyordum. Kendime itiraf edemesem de bazı genç ve güzel vücutlu erkekler kızlardan daha çok azdırıyordu beni. 31 çekmekten çok sıkıldığım zaman hoşuma giden birkaç kişiye mesaj attım. Çoğu sanaldı sadece. Bazıları cevap verdi. Cevap verenlerden birkaçıyla da birlikte oldum. Güzeldi, ama Orhan'la olduğu gibi değildi. Daha çok ilk siktiğim Ozan gibiydi. Onları da bir delik olarak görmüştüm sadece. Hiçbiriyle 1 saatten fazla sürmedi. Sadece birinin sikini o da ilgimi çektiği için okşayıp biraz yalamıştım. 1.65 boylarında, tombul, orta yaşlı biriydi, ama siki 20 cm vardı ve onu ağzıma alırken itiraf edemesem de hoşuma gitmişti. Tamamen pasifti ama. Boşalırken bile tam sertleşmemişti siki.
Cmuk paralarının yattığı ve cebimin dolduğu bir gece dışarı çıktım. Üniversiteden bazı eski arkadaşlarım da vardı. Önce rakı balık, sonrasında da bir bar ve müzik. Birkaç kızı yoklama ve red edilme. Su gibi akan alkol. Arkadaşlarımın çoğu alkole benim kadar dayanıklı değildi. Bir süre sonra yavaş yavaş eksildik ve sonunda gece 1 gibi tek başıma kaldım barda. Bardan çıkıp Alsancağın arka sokaklarında anlamsızca yürüyordum. İyi gelmişti bu gece bana. Uzun zamandan sonra kafamda iş yoktu. Aslında o an istediğim tek şey sikimi sokacak bir delikti. Ama bir erkek değil kadın istiyordum. Uzun zaman olmuştu bir kadınla olmayalı. Bir escort falan bulsam bari diye düşünüyordum. Taksiye biraz daha az para verebilmek için İzmir'in meşhur Bornova Sokağına girdiğimde duygularım bu yöndeydi. Yürürken ufak bir bar gördüm. Halen açıktı ve içeride sadece birkaç kişi vardı. Orada oturup son bir bira içmek istedim.
Ben içerken sokaktan bir afet yürüyordu. Sivri uzun topuklularla 1.90'a yakın boyu, uzun sarı saçları, dekoltesinden taşan iri dimdik füze gibi memeleri, kısacık eteğinin çok da örtmediği muhteşem götüyle kırıta kırıta yürüyordu. Tüm vücuduna siker gibi bakarken çok kısa bir an bakışlarımız karşılaştı. Yüzünü yakından görünce bunun İzmir'in dikenli güllerinden bir travesti olduğunu anladım. Hep ilgimi çekmişti travestiler, ancak biriyle olmamıştım hiç. Belki de esas aradığım buydu. Bana bakıp çok hafifçe ve biraz da küstahça tebessüm edip yürümeye devam etti. O bakışa dayanamadım ve kalkıp peşine takıldım. Belli bir mesafeden izliyordum onu. Bir tekel bayisine girince ben de girdim arkasından. Ne yapacağımı, nasıl konuşmam gerektiğini bile bilmiyordum. Savcıların, hakimlerin karşısında çatır çatır konuşabilirdim, ama bu travesti benim aklımı almıştı. Sigara alırken birbirimize baktık. Dışarı çıktığımızda ise herşey çok kolay olmuştu. Direk bana yanaşıp evinin çok yakında olduğunu ve tek kaldığını söyledi. "Gidelim o zaman!" dedim ben de gülümseyerek.
Evine girdiğimizde acele etmedi hiç. Birer viski koydu ve konuşmaya başladık. Ücretini biraz da bahşişiyle ödedim. Konuşacak çok birşeyim yoktu benim. İnanılmaz azmış bir haldeyim. Oturduktan 10 dakika sonra öpüşmeye başlamıştık bile. Yatak odasına girdiğimizde sikim çatlayacak gibiydi artık. Mor bir ışığın aydınlattığı odada kocaman bir yatak vardı. Yatağa devrildiğimizde ikimiz de tam soyunmamıştık. Biribirimizi okşaya okşaya soyunduk. Üstünde bir tek tangası kalmıştı. Bacaklarının arasını okşadığımda onun da etkilendiğini anladım. Hep duyduğum veya izlediğim devasa travesti yarağı gibi değil, normal boyutlarda bir siki vardı ve taş gibiydi elimin altında.
Dudaklarım her yerinde dolaşırken o da boş durmuyor beni okşayıp öpüyordu. Üstüne çıkıp memelerini avuçlayıp öptüm. Bir travestinin memelerini öperken sikinin de bana sürtünmesi inanılmaz bir duyguydu. Memelerinden göbeğine indim. Tangasının önünü görünce sikini o halde yalamaya başladım. Kasıklarından bacaklarına kadar bırakmadım. Sonra o üstüme çıkıp aynı şeyleri bana yaptı. Tek kelimeyle inanılmaz yalıyordu sikimi. Köküne kadar alıyor çekip damağında eziyordu kafasını. Hızlanıp yavaşlıyor, taşaklarıma dil atarken tempoyu çok güzel ayarlıyordu.
Kısa sürede 69 olduk. Üstüme çıkıp götünü ağzıma dayamıştı. Çok büyük zevkle yalayıp emiyordum deliğini. Ben yaladıkça o da benim sikimi ellerini hiç kullanmadan emiyordu. Nefes nefese kalmıştık ikimiz de. Deliğini yaladıktan sonra tangasını sıyırıp sikini de aldım ağzıma. Biraz daha devam edersek boşalacaktım. Üstümden indirdim onu ve yatağa dört ayak domalttım. Prezervatifi geçirip tangasının ipini yana çektim ve hiç beklemeden sertçe girdim götüne. Attığı çığlıkta acı da zevk de vardı. Sertçe sikmeye başladığımda onun da çok hoşuna gitti. İçine sokup bastırıyorum hepsini. Yavaşça çekerken gevşetiyordu deliğini ve ben bastırırken ve kasıp daraltıyordu iyice. Hızlandım. Odanın duvarları inleme ve sikiş sesimizle çınlıyordu. Açtığı müziği bastırıyorduk. Omuzuna götürdüm elimi ve kendime çektim. Ben soktukça götü dalgalanıyor, siki de sallanıyordu önünde. Tutup okşamaya başladım sikini.
Dayanamayacaktım daha fazla. "Ağzına boşalmak istiyorum bebeğim!" dediğimde, inleye inleye, "Ver aşkım bana onu!" dedi nefes nefese. Sesinin o tonu çıldırtmıştı beni. İyice bastıra bastıra sikmeye başladım götünü. "Ohhh, al orospu, bunu mu istiyorsun, al hepsini!" diye diye sertçe sokup çıkarmaya başladığımda saçlarını çektim. Köküne kadar sokup çıkardım ve prezervatifi hızla çıkarıp ağzına soktum sikimi. Kafasından çekip bastırarak bu sefer ağzını sikmeye başladım. Belki yüzlerce yarak yalamış emmişti, ama sert girmiştim ağzına. Kendimi kaybetmiş gibi ağzını sikerken patladım ağzının içinde. Gözlerimin içine baka baka emiyordu akanları. Sikim iyice yumuşayana kadar yalamayı bırakmamıştı.
Çıkardığımda kendimi külçe gibi yatağa bıraktım. Ben nefes nefese iken o bana iltifatlar edip ufak öpücükler konduruyordu vücuduma. Kalktı üstümden ve banyoya gitti. Geldiğinde soyunmuştu tamamen. Siki dimdikti önünde. Kolundan tutup çektim kendime. Aslında devam edecek bir halim pek kalmamıştı, ama devam etmek istiyordum. En azından ağzına verir onun keyfini yaşarım derken öpüşmeye başladık. Üstümdeydi benim. Memelerini öpüp yalamaya başladım. Taş gibi siki vücuduma sürtünürken bana baktı. Gülümsüyordu birşey demeden. Ve sonra dudaklarını hissettim. Boynumdan göğüslerime inmiş uzun uzun öpüp yalıyordu. Öperken dilini değdirdikçe gevşemeye, kendimi onun ellerine bırakmaya başlamıştım. Göğüslerimden göbeğime indi. Yavaşça ağzına almaya başladığında ben de sertleşmeye başlamıştım. Çok yumuşak bir şekilde yalıyordu bu sefer. Taşaklarıma indi dili. Bacaklarımı açtım. Taşaklarımın altında indiğinde ise götümü hafifçe kaldırdım. Aslında kasıklarımla beraber orayı da alırdım genelde ama ihmal etmiştim bir iki haftadır. Önemsemedi hiç ve dilini deliğime değdirdi.
"Ohhhhhh, harikasın aşkım, devam et!" diye inlememi tutamadım. Belki de bu lafım ona cesaret vermişti. Çok ustaca yalıyor, sivrileştirdiği dilini sokup çıkartıyordu deliğime. Dudaklarını bastırmıştı iyice. Deliğimi yaladıktan sonra parmağını da zevkle kabul ettim içime. Yavaş yavaş sokuyordu. Sokarken dili de sikimin üstünde dolaşıyordu. Nefesim hızlanmaya başlarken sikim de iyice kalkmıştı. Parmağını biraz daha soktu. İçimde nereye bastıracağını gayet iyi biliyor gibiydi. Sokup çıkardı birkaç kez. Gözlerimi kapatmış ona bırakmıştım kendimi. Bir ara çok kısa bir an için parmağını çıkardı. Soğuk birşey hissettim deliğimde. Gözlerimi kısık bir şekilde aralayıp bakarken gülümsedi bana. "Çok nefis burası aşkım. Bana bırakır mısın burayı? Seni delirtmek istiyorum zevkten!" diye fısıldarken uzandı ve dudaklarımı öpmeye başladı. Elimi omuzuna atmak isterken jeli sürüp birden soktu parmağını bu sefer. Sert ve hızlı bir şekilde köküne kadar sokmuştu. İrkilmiştim birden. Tam itiraz edecektim ki parmağı içimde bir yere bastırıp çevirdi ve sokup çıkarmaya başladı. Omuzlarına çıkan elim düştü yanıma. Parmağıyla sikiyordu beni sanki. Hiç itiraz edemiyordum ona. Dolgun dudakları ağzımı tamamen kapatmış, dilimi emiyordu.
Birden bir acı hissettim deliğimde. Kastım kendimi. İkinci parmağını da sokmuştu. Biraz içimde oynatıp bekledi. Nefes nefese kalmıştım. Gözlerimi açıp ona baktım. O an hayır diyebilirdim. Yeterli deyip onu altıma alıp deli gibi, çatır çatır sikebilirdim. Birşey diyemedim. O da anlamıştı bunu. Parmaklarını çevirdi biraz daha. Çıkartıp yine jel sürerken elini yatağın kenarına uzatıp prezervatifi çıkardı. Hiç konuşmadan bakıyordum ona. Tek bir kelime söylese bu büyülü an bozulurdu. Bacağımı kaldırıp sikini dayadı deliğime. Bastırdı. Canım yandı bir an, itiraz etmek istedim, ama o kollarıyla beni sarıp birden yüklendi ve kaydı içime. "Iııhhhh, yapma ama bunu bana, istemiyorum ki ben bunu..." diye inleyerek konuşmaya çalışırken çok hafifçe kendini geriye çekip sertçe bastırdı ve hepsini içime soktu tek hareketle. Oooohhhhhh, o an aldığım zevkten boynum geriye düştü. Bekledi içimde. Biraz daha bastırdı sanki gidecek yer varmış gibi. İçimde sikinin kafasını hissettikçe kıvranmaya başlamıştım. Çekti ve soktu yine yavaşça. "Ohhh çok tatlısın sen erkeğim. Bırak bana kendini. Anı yaşa. Düşünme birşey. Bak nasıl da hoşuna gidiyor, di mi?" derken sikmeye başladı beni.
Memeleri göğsüme sürtünürken siki içime girip girip çıkmaya başlamıştı. Tutamadım kendimi daha fazla ve zevkle inledim. Gevşemiştim iyice inlerken. Biraz daha hızlandı o da. Çok güzel bir tempoyla sikiyordu ve içime bastırdıkça dizlerimin altından kasıklarıma doğru bir ateş geliyordu. Sarıldım ona. İyice bıraktım kendimi. "Ohhh, evet, çok güzel buu. Durma sakın. Harikasın sen orospu. Anasını siktiğimin orospusu. Sik beni hadi. Sana kısmetmiş götüm!" diye inlemeye başlarken o da iyice hızlanmaya başladı. Çekip sertçe bastırınca durdu içimde. O an daha önce siktiklerimin ne hissettiğini anlamıştım. İnanılmaz bir zevkti bu.
Yavaşça çıkardı içimden, dudağımı öpüp, "Dön arkanı hadi canım. Yeni başladık daha!" derken bir değişik bakıyordu bana. Döndüm ve götümü kaldırdım. Şap diye tokatı basıp ikiye ayırdı. Arasına sürtünürken, "Hoşuna gitti bu senin. Hani istemiyordun? Şimdi esas zevkini alacaksın aşkım. Hazır mısın?" diye kulağıma fısıldıyordu. Sikini dayadı deliğime. Sikinin başını hissetmemle taşaklarını kalçalarımda hissetmem aynı anda olmuştu. Canımın acısıyla bağırırken omuzlarımdan çeke çeke sikmeye başladı beni sertçe. Elini de sikime atıp bir iki kere sıvazlayınca iyice koptum. Ohhhhh, daha önce sadece okşamıştı anlaşılan. Şimdi anlıyordum sikilmenin ne demek olduğunu. Sert sert sokup çıkartıyordu içime. Bazen kökleyip yavaşlıyor, bazen hızlanıyordu. Elini sikimden çekmiş, iki kolumdan asılmıştı. O an sikimin okşanmasını çok istiyordum. Ellerimi çekiştirdim. İzin vermedi. "Bırak kız. Sike sike boşaltacağım seni. Hak ettin sen bunu. Ohhh, çok güzel deliğin aşkım. Ben mi siktim seni ilk defa? Daracıkkk, ohhh. Bu kadar güzel göt sikmedim ben inan ki!" derken hızlanmaya başladı.
Kasıklarım yanıyordu. Bıraktım kendimi tamamen. Sik beni, daha hızlı diye inlemek üzereydim nerdeyse. Anlamıştı o zaten. Hızlandı iyice. Hepsini sokup yerleştirdi ve sikinin kafasını içimde oynatmaya başlayınca daha önce bilmediğim bir zevk geldi ve her yerimi sardı o an. Duramadım sonunda. Çok şiddetli bir orgazm taşaklarımdan geliyordu. Taşaklarımın kasılmalarını hissettim. Birden döllerim akmaya başladı sikimden. O an debelenmeye başladım zevkten. Daha sert bastı. Ben boşalırken o da inliyor ve boşalıyordu içimde...
Yığılıp kaldık yatakta. Nefes alıp verdikçe memeleri oynuyordu. Kendime geldiğimde bir acı hissettim. Elimi deliğime götürdüğümde inanamamıştım. Kol soksa girecek hale gelmişti resmen. Hiç konuşacak durumda değildim. Bir saate yakın dinlendim yatakta. O da bana sarılmış ve yarı uyur gibiydi. Daha sonra kalktık ve banyoya girdim. Giyinip çıkarken de konuşamıyordum. Bana sarılıp hafifçe öptü dudağımdan ve "Fazla düşünmene gerek yok. Senin gibi çok var. Merak etme karınla veya sevgilinle gayet mutlu olursun!" dedi gülümseyerek.
Kafam allak bullak çıkıp taksiye bindim, eve gittim. Otururken canım yanıyordu biraz.
[Hakan]
69 notes · View notes
bvcwei · 1 year
Text
içmeyi sevmezdim. ne rakı, ne bira. hissetmek bana eskiden ödül gelirdi. mutluluğu çünki en çok o zamanlar yaşadım. bir gün tam aksini düşüneceğim aklımın ucundan geçmezdi. şimdi beni ayık bulan şaşırıyor. ayarı kaçırmışım, öyle diyorlar. ne olacak yani biraz içtiysem. dertlerimi, kendimi ve evimi unutacak kadar. sorun değil ya. günün sonunda yine ayılacağım sonuçta. evet, yine elimde ya rakı ya bira olacak ama bunun ne önemi var şu saatten sonra. şimdi ben aklı başında gezsem, dolaşsam bu şehri ne elde etmiş olacağım. gidecek bir evim varda şimdi sessizlikten oluşan o eve gidesim gelmiyor. bana annem kapıyı açmayınca o kapıyı sökesim geliyor aklım başımdayken. kardeşlerim gelip beni yataktan çekmeyecekse o yatağı yakasım var. hayır. içmem gerek. değil kendimi yolu kaybetmem gerek. nefes almayı unutacak kadar içmem gerek. şimdi rakıyı sek, bardağa ihtiyaç duymadan içmek zamanı. bırakın beni de, tam şu an ölmek zamanı.
193 notes · View notes
ruhsuzvehuysuzz · 1 month
Text
Ben şimdi sana, “Ben iyi bir kadın değilim, bırak, benimle uğraşma.” diyeceğim. Sen diyeceksin ki “Yok, sen aslında iyi bir kadınsın.” “Değilim” diyeceğim, “bu kadar adam yanılmış olamaz.” “Bu kez farklı,” diyeceksin, “ben farklıyım.” “Bunu duymuştım daha önce.” diyeceğim. “Bende ilginç bulduğun ne varsa sana doğru çeken, virgülüne bile dokunmadan aynı şeyleri bahane edip beni terk edeceksin.” diyeceğim. “Asla böyle bir şey olmayacak.” diyeceksin. Gülümseyerek, “Bunu da daha önce duymuştum.” diyeceğim. Konuşmaya yelteneceksin. “Sus” diyeceğim. “Sus. Söylenebilecek her şeyi daha önce duydum. Kendini yorma.” diyeceğim. “Usulca kalk ve git buradan. Ve çıkarken bana bir kahve söyle. Çünkü böyle zamanlarda kahve içmek gerekir. İnsan keyifliyken çay, hüzünlüyken de rakı içmeli. Boktan bir tekrarı durup durup yaşıyorsa da, kahve .”
19 notes · View notes
sezginer35 · 8 months
Text
Tumblr media
youtube
RAKI İÇMEK
Rakı tüketmek tüm diğer yemek ve içmek kültürlerinden ayrı, kendine has manifestoları bile vakit içerisinde oturtmuş bambaşka bir gelenektir. Masası, o masaya oturulacak kişi, konuşulacaklar derken aslında tamamen “hadi içelim” değil, “rakı içelim” diye kurulan bir cümledir o.
 
Rakı sofrasının vazgeçilmezi sadece mezesi, rakısı, buzu değil, o masaya oturulan ahbabtır, eştir, yol arkadaşıdır. Kendine dair alışkanlıkları olduğu kadar, gelenekselleşmiş cümleleriyle de bilinir bu ortam. Rakı içmenin kimin, nerede, ne için söylediği hep tartışılan klasik sloganları bile vardır.
“En kötü günümüz böyle olsun ile açılan sohbet, derine iner, bir yerlerdeki düğümü, en çok da kalptekini çözene dek sürer. Rakı sofrasında müziğin, dışarıda olup bitenin önemi kalmaz. Zamanı orada donduran, o anda her şeyi dışarıda bırakan kendi başına bir ritüeldir.
 
“Herkesle rakı içilmez” denir en çok. Rakının içte saklı kalanı dışarı usulca çıkardığı, kalpten dile dolanan düğümü çözdüğü bilindiğinden olsa gerek, ona tanıklık edecek kişi daima özeldir. Adabı olan bir kültürdür rakı, kim ve ne için içtiğinle, kiminle içtiğin arasındaki dengeyi koruyan da bu kültürdür zaten. Herhangi bir barda ayakta da içilmez, öylesine bir insanla da.
 
Neyzen Tevfik, rakıyı nasıl içeceksin sorusuna “adam gibi” şeklinde karşılık vermiştir. Rakı denince, özgün yorumlarıyla unutulmazlar arasında yer edinmiş Aydın Boysan ise rakı için, “güneş battıktan sonra, yavaş yavaş ve muhabbet eşliğinde içilmeli” sözünü sakınmaz. Meyhaneler bu yüzden ayrıcalıklıdır bir çok mekandan. Sırlar saklar, anılar biriktirir, sözler tutulur.
 
Efkar kelimesinin akla getirdiği rakı her nasılsa o efkarı dağıtan, en yakının kalbine emanet eden bir aracıdır. Salt bu nedenle bile meyhaneler gizemlidir aslında. Neşeyle mi kederle mi kurulduğu bilinmeyen bir rakı sofrasının dört duvarı aşan gizli tanığıdır.
Şair Ümit Göksel’in “O halde yarın güneş kızarınca gelirim. Olursa olur, olmazsa rakı içeriz. Olursa devam, olmazsa veda ederiz” sözü de aslında rakı içmenin kendiliğinden olan o zerafeti oldukça iyi tanımlıyor.
 
Rakı sofrası dost meclisinin, yol arkadaşının ağırlandığı, kederin neşeye evrilme şeklinin en güzel şeklidir. Bu yüzden içmek için değil, bir sebebe içmek için rakıdan ve o rakının olmazsa olmazı meyhaneden daha güzel bir seçenek akıla gelmez. Tomris Uyar’ın yaz akşamüstleri denilince akıla getirdiği rakı sofraları da işte bu sebepten ölümsüzdür.
keyifli akşamlar olsun..
youtube
46 notes · View notes
karanlikgecemmm · 9 days
Text
sadece sahilde oturup dalgaları dinlerken rakı içmek istiyorum
8 notes · View notes
besiktas77 · 5 months
Text
Tumblr media
Şöyle karşı karşıya oturup
seninle rakı içmek istiyor canım.
Deniz güzeldir bu anda, gökyüzü güzel.
Bilmem,
Sen ne dersin?
Düşün bir kere...!🥀🌹🌼
Nazım Hikmet RAN
9 notes · View notes
yurekbali · 1 year
Text
Tumblr media
Eski uzun hikâyeler ömrü kısaltır, yakışmaz bize Selim, hadi rakı içelim.
19 notes · View notes
azgincat · 1 year
Text
Tumblr media
Oramdan rakı içmek isteyen var mı
32 notes · View notes
c-xd · 1 year
Text
Rakı masasına ihtiyacım var ama içmek için değil, içimi dökmek için. Herkese mesafe sana gönül koydum
27 notes · View notes
safasamsa · 7 months
Text
Ayvalık ile aramda çok özel bir bağ var. Her sene geliyorum ama asla sıkılmıyorum. En çok keyif aldığım yerlerden biri. Dün akşam yemek yediğim yerde müzik çok güzeldi. Rakı var mı, bi' tek içmek istiyorum dedim. Normalde yok ama sizin için ayarlarız deyip rakı ve buzlu su getirdi. Sonra da çalma listesini sordum ve benimle paylaştı. Bu bir örnek mesela.
14 notes · View notes
eylences-blog · 9 months
Text
SONUNDA DELDİRDİM 6. BÖLÜM (Hakan 32 Y., İzmir)
İzmir'e geldikten sonra Şeref Dayıyı dinleyerek Alper'i pek sağa sola yollamadım. Evde dosyaları düzenleyip bazı birikmiş yazışmaları yaptı. Üniversite sınavı için ise çalışmaya şimdiden başlamıştı. Marmaris'te yaşadıklarımızdan sonra birşey yapmamıştık hiç. Alper'den hiç bir şekilde bir tepki gelmemişti. Ne uzaklaşmıştı benden ne de gelip birşey söylemişti. Yalnız artık soyunurken daha rahattı. Kalkan sikini de pek saklamıyordu. TV izlerken ise azmışsa bir iki sıvazlayıp bana kafası karışmış halde hızlıca bir bakış atıp sonra odasına çekiliyordu. O ara Emrey'i ziyaret etmek istedim. Şehirdışındaymış maalesef. Birkaç kez internette bakındım ama istediğim gibi birini bulamadım hiç...
Yılbaşı gecesi için özel bir planım yoktu. Eskiden bahane yapar arkadaşlarla buluşurduk, ama benim tayfanın çoğu evlenmişti veya İzmir dışındaydı artık. Anlaşılan Alper ile geçirecektik bu yılbaşını. Yılbaşı Alper'in doğum günüydü aynı zamanda. O şekilde kaydetmişler nüfusa. Hayatında hiç doğum günü kutlamamıştı. Beraber alışverişe çıktık onunla akşamüstü. Bazı mezeler, etler, viski, tatlılar, çikolata vesaire aldık. Şaşırmıştı biraz o da bu kadar şey almamıza. Yılbaşının biraz özel bir gece olduğunu, o gece güzelce yiyip içerek eğlenmenin normal olduğunu anlattım. Enerji içeceklerini severdi o. Onun için de iki üç kutu alayım derken dolabın önünde durup güldüm kendi kendime. İki kutu enerji içeceği attım sepete. Gece bunları içince onu seyretmek istiyordum. Bir ara onu bir yere gönderip çaktırmadan bir pasta da aldım.
İşleri erken bitirip sofrayı güzelce hazırladık. Akşam saat 7 gibi oturma odasında sehpayı doldurmuştuk. TV açıktı. Ben rakı içerken Alper'e bira veya şarap vereyim dedim, ama o da rakı içmek istediğini söyledi. Büyüdüğünü düşünüyordu herhalde artık. Gece 11 gibi üçüncü rakısını da içtikten sonra eli hep sikindeydi. Arada bana bakıyordu ama birşey de demiyordu. Sehpayı temizledik biraz. Kuruyemişleri çıkardık. Rakıdan sonra ben de bir viski koydum. Alper viskiyi sevmemişti. Ona da enerji içeceğini açtım. "Ufakmış bu kutu ya!" dedi bir an ama sonra sustu. İçimden gülüyordum ben de. Şimdiden bu haldeysen birazdan görürüz seni diye.
Kalkıp mutfağa gittim ve pastasını getirdim bir anda ışıkları kapatıp. Çok şaşırdı buna. Sarıldık birbirimize. O sırada taş gibi siki de göbeğime değiyordu. Pastasını yerken ona bir bardak votka da koydum. Divana iyice uzanmış sikiyle oynuyordu. Salona gidip bir iki kişiyi aradım. Yeni yıl mesajı çektim. Salondan dönerken içeri girdiğimde bir an kalıverdim. Alper sikinin kafasını çıkarmış oynar gibi okşuyordu. Kafayı iyice bulmuştu. Öbür enerji içeceğini de içtiğini görünce bir an korktum. Dayanamıyordu artık. Yavaşça odaya girip divana oturana kadar fark etmedi beni. Fark ettiğinde ise elini çekti. Ama dışarıdaydı sikinin kafası. Bana baktı birşey diyemedi yine. Benimki de heyecandan kalkmıştı o ara iyice ve gayet belli oluyordu eşofmanımdan. Gülümsedim ona. Ben gülümseyince yüzünde bir an rahatlama oldu.
"Yaa Hakan abi bu yine şey oldu... Offf çok fena oldu. Bu kadar olduğunu hiç hatırlamıyorum. Odama gideyim mi ben?" dedi. "Sen bilirsin. Çok mu azdın, ne oldu hayırdır?" dedim. "Yaa anlamadım. Yani offf yaa şuna baksana ama nasıl oldu!" dedi. "Hımmm, keser sapı gibi dikmişsin yine. Niye bakıyorsun bana öyle bakayım? Yardım mı edeyim yine?" dedim. "Yaa şeyyy ben... Eeee yapar mısın yine öyle?" dedi. "Yanıma gel hadi kerata seni. Azgın puşt. Oğlum biz de genç olduk da senin durum bir farklı yani. Uğraştıracaksın beni haaaa!" dedim.
Sırıtıp bir anda yanıma oturdu. Otururken de sıyırmıştı bile eşofmanını. Siki yine taş gibi sertti. Tutup okşadım yavaşça ona bakarken. "Ohhhh!" diye inledi hemen. "Üstünü çıkar da kirlenmesin!" dedim. Hemen çıkardı üstünü. Çırılçıplaktı yanımda. Yavaş yavaş yapıyordum. Elimin altında damarlarını hissediyordum. Ben sikinin kafasından taşaklarına yavaş yavaş sıvazladıkça Alper iyice kudurmaya başlamıştı. Sarhoştu o an çok. Belini oynatmaya başlamıştı yavaş yavaş elimi siker gibi. Göbeğinin üstüne elimi koydum okşayıp. Ordan iri taşaklarına oradan kasıklarına ve göbeğine gitti elim tekrar. Sikinin kafasını sıkıp bırakıyordum yavaş yavaş yaparken.
"Çok mu hoşuna gidiyor Alper?" deyip sıktım sikini. "Ohhhh abiii evett, çok zevkliii bu. Ohhhh yeni yıla böyle girmek çok güzel!" derken bacağımı sıktı. Gözleri kaymıştı artık. "Kendi yaptığımdan çok daha zevkli bu abicim. Biraz daha yap ne olur. Biraz daha hızlı. Geçen seferki gibi!" dedi. Hızlıca sıvazladım sikini. Sikinin kafasının üstünde bembeyaz bir damla belirmişti bile uzun uzun inlerken. Elimi çekip, "Daha güzel birşey de yapabilirim aslında. Ama alışırsın sonra diye korkuyorum!" dedim. Göbeğinin altını ve kasıklarını okşuyordum o sırada. Ona baktım. Gözlerini hafif açmış bana yalvarır gibi bakıyordu. Ufak bir öpücük kondurdum göğsünün altına. Kasıldı o an. Dilimi sikinin kafasına değdirdiğimde şaşırdı, bir an sanki itiraz edecek gibi olduysa da dudaklarım sikinin kafasını sarıp emdiğinde bıraktı kendini. Sesi iyice çıkmaya başlamıştı. Taşaklarından kafasına kadar yaladım ona bakarken. Bacaklarını açmış, kendini tamamen bana bırakmıştı.
Altından dil attım sikinin kafasına sertçe. Yaladığım anda kasılmıştı zevkten. Bir daha dil attım. Boydan boya sertçe yalayıp dilimle ittirdim sikini. Elimle tutup okşuyordum yalarken. Dudaklarım sikinin kafasını sardı. Dilimi o iri mantar başının etrafına doladım. İçime çektim kafasını. "Ohhhhhh Hakan abiii bu çok fena... Ohhh filmlerde görürdüm bunu da hiç yapan olmadı. Ohhhh abiii çok güzelll!" diye inlerken başımı indirdim birden bire. Yarısına kadar girmişti ağzıma. Koca yarağı doldurmuştu ağzımı. Daha fazla girmiyordu. Dudaklarımı bastırdım ve sikinin kafasına kadar çekip bir daha indirdim. Belini oynatıyordu deli gibi. Eli kolumdaydı. Yaklaşmıştı çok anlaşılan. Aslında döl yutmayı çok sevmesem de Alper için bunu da yapabilirdim. İyice kıvama gelmişti oğlan. Bazı sınırları çok aşmıştık ama. Elime almaya benzemiyordu bu. Resmen ağzıma vermiş emdiriyordu bana sikini. Düşünmedim sonrasını hiç. Onun da hiç düşünmediği çok belli oluyordu. Yavaş yavaş oynatıyordu belini.
"Ohhhh abiii ben dayanamayacağımmm.... ohhh bu çok güzelll!" derken ağzımdan çıkartmak istedi. Elini tutup ittirdim. Eli başıma gitti. Bastırmıyordu. Ama birden bastırdı başımı sikine. Soktu iyice ağzıma. Aynı anda döllerinin boğazımdan akmaya başladığını hissettim. Tam bir hayvan gibi boşalmıştı ağzıma. Boşalırken eli gevşedi başımda ama bırakmadı. Bastırıp çekiyordu yavaş yavaş. Durmadan oluk oluk boşalıyordu ağzımın içine. Boşalması bitince de çıkarmadı ağzımdan hiç. Ben de emmeye yalamaya devam ettim sikini. Hiç bir yumuşama yoktu sikinde. Yavaş yavaş indirip kaldırıyordum başımı. Durmadım ve devam ettim. Ağzımı iyice açıp olabildiğince derine sokmaya çalışıyordum. Ben açtıkça o da başımdan bastırıyordu daha çok sokmak için. Başımı bastırıp belini oynatmaya başladı. Çok azgındı. Ağzımı sikiyordu resmen. Sikini ilk defa sıcak ve ıslak bir yere sokmuştu. Çok da güzel sikiyordu ağzımı. Bacağımı sertçe sıkmıştı o an. Anlamsızca mırıldanır gibi inlerken gözleri kapalıydı. Durmadan sokup çıkartmaya başladım. Delirmiş gibiydim artık ben de. Hayatımda gördüğüm en güzel siki yalıyordum.
Çıkardım yavaşça sikini ağzımdan. Taşaklarını emmeye başladığımda tıslar gibi inledi Alper de. Dudaklarımın arasına alıp çekiştiriyordum taşaklarını. Bir elimle de sikini okşuyordum. Ona baktığımda tamamen kaymış olduğunu fark ettim. Yavaşça taşaklarının altına girdi dilim. Tam deliğinin üstündeydim o an. Dilim değdi. Alper kıvrandı yüzünü buruşturup. Biraz da değdirdim dilimi. Üstünde dolaştırdım deliğinin. Kıpırdandı kıvranır gibi. "Hakan abiii ohhh... orası değil. Ohhhh çok güzell. Ohhh yapma ama orayıııı. Ben ohhh..." diye kıvranıyordu iyice inlerken. Sikini soktum birden ağzıma yine. İyice sokmuştum bu sefer. Birden sesi kesildi. Dudaklarım gerilmiş ve şişmişti. Biraz daha biraz daha derken kafası boğazıma kadar girdi. Dudaklarım kasıklarına değecekti nerdeyse. Yavaşça başımı sallayarak kafasına kadar çıkartıp emdim. Daha çok sokmak için hafifçe eğilmiştim üstünde. O an Alper'in pençe gibi elini götüme yapıştırdığını fark ettim. Sertçe avuçlamıştı. Ama pek kendinde değil gibi görünüyordu.
Hızlı hızlı sokup çıkarmaya başladım. Kıvranır gibiydi iyice. Boğazımın derinliklerine kadar girip çıkıyordu sikinin başı. Hareket ederken damağıma sürtünüyor bazen de yanağımı zorluyordu sikinin iri kafası. Taşaklarını, kasıklarını okşamaya başladım. Deliğine değdi parmağım hafifçe. Yarı baygın gibi bir sesle, "Ohhh abiii ölürüm sana ben. Orası değil... noolur... ohhh dayanamıyorum amaaa... çok güzel emiyorsun yaa... ohhhh..." diye sayıklıyordu. Çenem yorulmaya başlamıştı artık. Bir kez daha soktum ağzıma. Eli başıma gitti ama bastıracak hali kalmamıştı. Salyalarım, tükürüklerim akmıştı iyice kasıklarına. O güzel delik sırılsıklamdı. Parmağımı yavaşça birinci boğuma kadar soktum. İki eliyle birden bileğimi tutmak ister gibi uzattı ama başımı tuttu ve sikine çekti hızla. Son gücünü harcamıştı sanki bu hareketiyle. Boğazıma kadar sokmuşken başı geriye düştü ve inlemeye başladı.
Parmağım içine girdiğinde deliği sımsıkı kavradı. Bastırdım ve kaydırıp soktum parmağı. Çok dar ve sıcaktı içi. Daha önce siktiğim hiçbir göte benzemiyordu bu. İçinde hafifçe oynatınca bir anda titredi. Sesini bile çıkaracak hali kalmamıştı. Boşaldı ağzıma. Fısıldar gibi inlemişti boşalırken. Yutmadım döllerini. Dudaklarımdan kasıklarına akıyordu. Boşalması bitince sikinin kafasını emdim ve emerken ona baktım. Gözleri kapanmıştı. Sikini ağzımdan çıkarttığımda olduğu yerde sızıp kalmıştı. Yüzünde çok rahatlamış bir erkeğin ifadesi vardı. Doğruldum ve yanağından öptüm onu yavaşça. Sikim kazık gibi olmuştu benim de. Çıkardım ben de sikimi, 31 çekmeye başladım hızlı hızlı. Tam boşalmaya yaklaşırken onun sikine değdirdim sikimin kafasını. İnmeye başlayan sikine sürtüyordum sikimin kafasını. Sürterken boşaldım ben de. Kasıkları siki döl içinde kalmıştı.
Rahatladıktan sonra o halde külotunu giydirdim. Eşofmanını giydirirken uyanır gibi oldu ama sarhoş ve yarı baygın gibiydi. "Mmmhhh abiii ne güzel aldın ağzına. Bir daha yapar mısın bana onu. Çok sıcaktı ağzınnnnn..." diye sayıklar gibiyken eşofmanını giydirdim. Divana yığılıp kaldı. Ona bakıp gülümsedim. Bir an siksem mi diye düşünmedim değil, ama her ne olacaksa bu onun isteği ile olmalıydı. Dilimi değdirdiğimde o güzel deliği görmüştüm. Parmağımı çok güzel kabul edip sımsıkı sarmıştı ve ateş gibi yanan o delik için yapmayacağım şey yoktu benim. Üstünü örtüp odama gittim uyumaya.
Ertesi gün uyandığımda ne yapacağımı bilemiyordum hiç. Ağzıma almayı bırak kelimenin tam anlamıyla ağzımı yüzümü sikmişti oğlan. Ağzımda sanki halen döllerinin tadı vardı. Bir süre yatakta yatıp düşündüm. Pişman değildim. Çok hoşuma gitmişti yaptıklarımız. Sadece onun vereceği tepkiyi düşünüyordum. Parmağımı soktuğumda zevkle inlemesi ve boşalmasını da unutamıyordum.
[Hakan]
27 notes · View notes
Note
Sene bidene mahni ithaf edirem qulaq as gel
Yaşli amca -giderdi hoşuma
(aslan sutu=rakı)
tamam qulaq asıb gelecem
niye içmek isteyirsen iğrencdi o da ( içmmemişem )
10 notes · View notes