Ellerim kan kokuyor, bayım benim. Ceset dolu rüyalarım var. Kan ter içinde uyandığım geceler. Sevme beni katilim ben, sana söylemek istediğim cümleleri öldürüyorum. Sana söylemek istediğim cümleler kan kokuyor artık. Sen kan sevmezsin, ama bayım. Katilim ben kan kokuyorum. Beni de sevmezsin, bayım. Sen cümlelerimi severdin, ama şimdi onlar da kan kokuyor, Katilim ben. Saçlarıma kan bulaştı, sen kan sevmezsin ama benim saçlarımı severdin. Artık saçlarıma dokunamazsın üzgünüm. Sen kan sevmezsin. Şimdi sen beni de sevmezsin. Sevme beni, bayım. Haklısın, verdiğin sevgiye kan bulaştırdım, katilim ben. Cümlelerim kan kokuyor, ellerim kan kokuyor, saçlarımda kan lekeleri var. Verdiğin sevgiye kan bulaştı. Ama sen kan sevmezsin, şimdi beni de sevmezsin.
- Sevmeyi bilmiyorum, istesem de karşılık veremem.
+ Ben öğretirim.
- Alışkanlıklarımı bozma benim, bu zamana kadar sevmedim kimseyi şimdiden sonra da sevgiyi gerek görmüyorum. Sende sevme, boşuna yara alma...
+ Olmuyor işte öyle. Sanki ben çok alışıktım, ben zaten her önüme geleni seviyorum ya.d Altüst ettin beni. Nefret ediyorum senden, üzgünüm sen sevmesende ben seviyorum. Keşke bende hiç öğrenmeseydim sevmeyi. Sen korkağın tekisin, benden bile korkaksın.
- Evet, korkağım. Ağlama daha fazla, insan nefret ettiği biri için ağlamaz.
Toparla kızım kendini. Silkelen. Güvenme. Sevme. Değer verme.duygusal bağ kurma. Taş ol. Üzülme kimse için.dert dinleme. Yaralarını sarmaya çalışma. Sana darvanılığı gibi davran artık.
O kadar çok yarım kalmışlık gördü ki bu gözler, artık bir bütünün yada bir bütünlüğün kelime anlamını çoktan yitirdi. Yıllardır içimde biriktirdiğim ve bir gün sahibini bulur diye umut ettiğim o sevgi sözcükleri bile zamanla içimde eridi gitti. Ne sözler sahibini bulabildi, ne de bu yorgun gözler layığını. Çok ayrıntıcısın diyorlar bana, ve çok ince eleyip sık dokuyormuşum. Evet haklılar, bir insanı tanıdığımda beni ne kadar üzebilir, yada beni ne kadar sevebilir düşünceleri arasında geçer oldu zamanım. Bir düşünüp bin kere sevmeyi çok özlemişken, bin düşünüp bir kere sevme çıkmazında buldum kendimi....
Modifiye yapacağız diye arabanın tamamen yere değmesi. Bu kadar yerde gitmek istiyorsan sürün kardeşim emekle ya. Bu modifiye araç sevme işinin de artık 0-6 yaş arasında yaşanan çocukluk problemi olduğunu düşünüyorum. Araba niye var ayaklarını yerden kesmek için yani. Sen istiyorsun ki hem ayranım artsın dökülmesin, içilsin eksilmesin
Senden kalan uysal acılarım var, benim…
Beceriksiz bir aşığım yine bir akşamüstü…
Ben en çok sevmeyi beceremedim..
Bir de gidenlere kal demeyi..
Bu şehirden sen bir kere gittin..
Ben senden sonra hep otobüs olmak istedim…
Burayı unutturacak kadar güzel mi gittiğin yerler.
Bize uzak artık baharı getiren iklimler..
Gülüşünü kuşlara ödünç ver.
Bir buluta, şiir gözlerini ısmarladım..
Sana zahmet,deniz kokan ,kokun ile gönderiver..
Oralarda da, yağmur yağıyor mu*
Sokakların adı Mutlu mu*
Acılar uyuyunca geçiyor mu*
Buralarda hasret yağıyor benim memleketime,
Damla damla ağlıyor..
Sevenler ,içine içine.
Sevmek ne farklı kelime…
Sevilenler ,Önce sevme diyorlar.
Sonra sonuna bir harf koyup gidiyorlar.
Ardından hep sevdiriyorlar..
Ve nedendir bilinmez.
Senin için ölürüm diyenler.
Sevdiklerini yüreğinde öldürmeden terk etmiyorlar.
Utanmadan bir de insana kendi ölümünü seyrettiriyorlar..