Tumgik
#ya daha kötü olursa diye
sinekkapan · 5 months
Text
ajandacığıma veda etme zamanım geliyor
5 notes · View notes
master1wayne · 8 months
Text
Gençlik Öfkesi S1 - B9.2
BÖLÜM 9.2 [TOKAT]
Eve girdiğimizde annem sol koluma tutunarak, ablam da sağ koluma tutunarak destek alıyordu benden.
Beraber yavaş ve dikkatli adımlar atarak salondaki koltuğa ağırlığımızı vererek oturduk.
Rahatlamıştık resmen. Ayaklarımıza ağrı girmiş ve emniyette verdiğimiz ifadeler yüzünden kafamız, karman çorman olmuştu.
Biraz oturduktan sonra kalkarken annem ve ablamın uyumuş olduğunu farkettim. Biraz uyandırmayı denedim fakat hiç bir tepki yoktu.
Aklıma yataklarına taşımak geldi. İlk baş ablam biraz daha hafif olduğu için onu taşımak için hazırlandım.
Ablamı kucağıma aldım ve yatağına kadar götürdüm. Elbisesini çıkardım ve üstüne gecelik giydirip yorganla örttüm.
Aşağı indiğimde annem yoktu? Etrafa bakındım, fakat hiç bir şekilde kendisini göremedim.
Acaba nereye gitmişti bu kadın?
Tekrar salona döndüğümde acaba yukarı mı çıktı diye düşünerek, hemen merdivenlerden yukarı çıktım.
Ve evet nasıl olduysa odasına çıkmıştı, kapıyı da açık bırakmış ve karanlığın içinde elbisesiyle kamufle olmuştu.
Işığı açtım ve yanına doğru yaklaştım ilk baş annemin suratına baktım.
Aklıma bana sarıldığı ve oğlum dediği an geldi. Fakat hemen aklımdan bu yaşananlar kayboldu gitti. Sonuçta ne olursa olsun o kötü birisiydi. Hayatımı yıllarca mahvetti.
Yerimden kalktım ve ellerimi elbisesinin fermuarına attım, güzelce çözdüm ve sonra vücudundan elbiseyi aynı "kıl çeker gibi, çıkardım" fakat gözüm bir anda parlamıştı.
Annemi sırt üstü çevirince. Yıllara meydan okuyan muhteşem vücudu ortaya çıkmıştı.
Biraz şaşırmıştım ne bir sarkma ne de bir selülit yoktu. Evet cidden yoktu. Taş gibi sımsıkı bir vücuda sahipti.
Evet artık annemi anlatma vakti gelmişti, annemi size anlatıyorum.
[1.67 boy, 68 kilo, 46 yaşı, vücut yapısı Emily Addisonu andıran, memeleri biraz Angela White'ı, gözleri kahverengi, kaşları ince, burnu küçük ve düz, omuzlarının biraz altına gelen uçları hafif kıvırcık saçları, yumuşak ve pofuduk görünümlü ayakları. Dolgun dudakları. Keskin bacak kaslarına sahip, ablama kıyasla beyaz tenli bir kadındı.]
Birazcık ayaklarını okşadım ve öptüm oradan da ayaklarına doğru kısa ve taze öpücükler koydum.
Başım iyice kasıklarına doğru öperek yaklaşıyordu. Öpe öpe amına doğru gelmiştim. Amı kılsız ve tertemizdi.
Yavaşça etrafını yaladım ve amının deliğine gelecek şekilde dilimi ıslak darbelerle dokundurdum.
Biraz yaladıktan sonra annemin amından hafifçe sular gelmeye başlamış ve ağzıma tatlı su taneleri değmeye başlamıştı.
Hepsini içime çektim ve amının da etrafını temizleyip ayağa kalktım.
Sikim aşağıdan şahlanmış, yarışa hazır bir at gibi bekliyordu.
Elimi sikime attım ve düzelttim. Hayır dostum şimdi değil. Ona bunu şimdi yaşatmayacağım.
Bunu en temiz şekilde hatırlamasını istiyorum. İçine girdiğim anı kafasına kazımak istiyordum. Şu an alkollü olduğu için, pek bir şey hatırlamaz.
Hemen dolabına yürüdüm ve oradan bir gecelik çıkardım. İlk baş altını giydirdim ve sonra da üstüne giydirmek için kalkacağım vakit memesine elimi attım.
Memeleri yumuşak, taze ve dimdikti.
Sarkma falan yoktu. Müthiş bir vücuda sahip bu kadını babam nasıl aldatmıştı ki? Aklım almıyor değil...
Memesi'nin başını ağzıma aldım ve dilimle kavraya kavraya emdim. Çocukken emmediğim memeleri şimdi emiyordum.
Başını dişlerim arasında eze eze emiyordum. Birazcık daha emdikten sonra, üstünü giydirdim ve ışığı kapatıp odama geçtim.
Yorgun geçen saatlerin ardından gözlerim ağırlığa yenik düşmüş ve kapanmıştı.
[saat 13.40]
Öff bu ses ne ya?
?: Araaassss
Kim sesleniyor bana???
"N'oluyor amk?"
Annem bir anda kapıyı sertçe açtı ve içeri girdi. Ben ne yaptım yine anlayamadım ama neyse öğreniriz.
"Ne var yine? Ne bağırıyorsun be?"
An: Üstümü sen mi değiştirdin?
"Tabi ben değiştirdim. Başka kim değiştirecek salak mısın anne?"
An: Sen nasıl vücuduma dokunursun nasıl üstümü değiştirirsin!
Ab: Aaa ne oluyor ya? Ne bu ses? Sabah sabah bu sesle uyanıyorum!
"Annen yine salak saçma konuşuyor, aptal bir kadın gibi hareket ediyor her zaman olduğu gibi."
An: Bana bak Aras! Sen bana dokunamazsın anlıyor musun beni?
"O zaman sen de bana bak kaltak! Gittiğimiz restaurant'ta eğer ki, ben olmasaydım şimdiye tecavüze uğramıştın. Hatırlıyor musun?"
An:...
"Hatırlamaz olur musun!"
Ab: Aras biraz sakin o-...
"Olamam kardeşim kusura bakma, götünüzü topluyorum burada ben."
"Eğer ki, ben olmasaydım şu an ailecek hapisteydik. Babam gibi hapis kenarlarında çürümeye başlardık. Fakat sen, evet sen anne! Bunu düşünemiyorsun nedense?"
"Şimdi siktirin gidin odamdan kahvaltımı hazırlayın ikinizi de yatırır sikerim burada. Amına koyduklarım!"
Annem ve ablam seslerini kesmiş bir şekilde odamdan çıktılar. Uykumun içine sıçıldığı için, ben de kalktım ve duşa girdim.
[15 dakika sonra]
Güzel bir duşun ardından, boktan bir güne merhaba amk. Neyse aşağı ineyim bakalım, kahvaltı hazırlanmış mı acaba?
Kapımı kapattım ve koridoru geçip merdivenlerden aşağı indim, bir koku almadım şu vakite kadar. Herhalde yapmadılar ve yarağı yediler.
Elimle mutfak kapısını sertçe açtım ve içeri girdim. Ablam bir şey yapmaya çalışıyor annemse oturmuş şarap içiyordu.
Evet kızına yardım etmiyor ve başına gelecekleri bilmesine rağmen, oturmuş keyif çatıyordu orospu.
Ablam beni görünce yüzü güler bir şekilde önüme tabağı koymuştu.
Ab: Afiyet olsun.
"Sağ ol abla!"
"Sen kendine yapmadın mı?"
Ab: Yok yaa ben aç değilim!
Aslında aç fakat bir şey bilmediği için tam olarak yapamıyordu. Ben de yerimden kalktım ve yanına geldim.
"Sen şöyle gel yanıma."
İki elinin önünde birleştirmiş utangaç bir kız gibi yanıma geldi. Şimdi tavayı çıkar. Bir de dolaptan ne varsa getir.
Ablam dediklerimi çıkarmıştı. Hemen tereyağa uzandım alıp tavaya birazcık tereyağ koydum.
Tel peynir ve Mısır unu istedim. Dediklerimi sırayla çıkardı ve uzattı.
Mısır ununu kavurdum.
Kavrulduktan sonra su ekledim biraz ve bir süre sonra tel peynirleri atıp karıştırdım. Bu esnada ablam dışarıya masayı kurmuştu bile.
Bol yağlı, bol peynirli mıhlama yapmıştım. Masaya koydum ve ablamı da çağırdım.
Ablam gelirken çaydanlığı getirmiş ve ikimize çay koymuştu. Bunlar olurken annem yanımıza doğru geliyordu.
Sandalyeyi çektiği esnada sandalyeyi tuttum ve tekrar eski haline getirdim.
An: Ne yani kahvaltı yapamayacak mıyım kendi evimde ben?
"Kızın bir şey hazırlamaya çalışırken oturmuş şarap içiyordun. Şimdi mi aklın başına geldi de, oturmak istiyorsun masama? Yürü git!"
An: Ne diyorsun ya sen, ne hakla bunu diyorsun? Bu masa benim bunları ben aldım. Senin ne haddine beni bu masadan kovmak!
"Emek verirsen, yanlışlarından kaçınırsan ve düzgün davranırsan bu masaya oturursun. Ben ne dersem o!"
Annemin yüzü kıpkırmızı olmuş bildiğin kızarmış biber gibiydi. Bir şey demeden hemen çekti gitti.
Güzelce kahvaltımızı ediyor ve kuş seslerini dinliyorduk. O sırada ablam eline çay bardağı devrildi ve bütün aşırı sıcak çay eline dökülünce kısa bir bağırtı çıktı ağzından.
Ab: Offf elim yaa...
"Dur gel gel, bir şey yok. Benimle gel abla!"
Ablamla beraber odama kadar çıktık ve hemen banyomda olan ecza dolabından bir kaç şey çıkardım.
Hemen güzelce bakım yaptım ve üstünü kapattım, ne olur ne olmaz diye buz tuttuk ve beraber benim yatağıma oturduk.
"Hâlâ elin acıyor mu?"
Ab: Yok şimdi daha iyi, teşekkürler.
"Ne demek! Dikkat et allahtan çay bardağı döküldü, çaydanlık dökülseydi çok kötü olurdu."
Ablam kafasını omzuma dayadı, omzumu hiç çekmedim.
Bakalım amacı neydi diye bekledim, burnuma gelen güzel kokusunu içime çekmekten, çekinmedim.
Ancak, şu da var ki Ayla, ne kadar güzel koksa bile. Altında bir kaltağın kirli kokusu vardı aslında.
Bunları düşünürken kafasını kaldırıp gözlerime baktı, fakat ben de ne görüyorsa ben onda göremiyordum.
Koskoca Ayla Şura para babası ailenin ihtişamlı ama aptal kızı...
Bunları anlatırken hâlâ bana bakıyordu. Ben de onun kahverengi gözlerine bakıyordum. Tek gördüğüm şey aslında kendi silüetimdi.
Herhalde bunu bir yeşil ışık sandı.
Burnu burnuma değmeye başladı, nefes alıp vermesi hızlandı.
Benimle göz kontrolünü iyice kurmuş ve dudaklarını biraz aralamıştı...
Hayır bu kadar kolay değildi. Kendimi ona teslim edecek kadar, aptal birisi değildim. Geri çekildim ve sağ elimle boğazını sertçe sıktım.
"Ah be Ablam aptalsın sen kusura bakma. Daha önce dediğim gibi. Sen değil ben ne zaman istersem, o zaman sikerim seni."
"Şimdi gözümün önünde daha fazla kendini düşürmeden kaybol, orospu bozuntusu seni!"
Ayla'nın boğazını bırakınca derin bir nefes aldı ve zor bir şekilde yerinden kalktı. Bana kızarmış, damlalar akmış gözleriyle öylece baktı.
"Daha ne duruyorsun, kusura bakma bugün bir orospu'nun hevesini yapmak istemiyorum. Git kendini parmakla sürtük!"
Çıktı ve gitti.
Belki de sikmeliydim ama daha istediklerimi onlara yapmadım bile.
Belki o zaman istediklerimi gerçekleştirince yaparım tekrardan.
Yerimden kalktım ve bilgisayarın başına geçtim. Listeleri düzenledim, isimlerde değişiklik yaptım.
Bir kaç kişinin istatistiklerini iyice incelemeye başladım. Her birisi 40 yaş altı kişilerdi. Bence bu insanlarla çalışırsam ve başarı elde edersem...
20 yıl boyunca hiç değişiklik yapmam gerekmez. Kim bilir?
[Telefon çalar]
Kim acaba?
"Alo kimsiniz?"
Le: Aras Bey! Yani Aras benim Leyal. Ne çabuk unuttun beni ya.
"Aa sen miydin? Kusura bakma benim telefon birazcık bozuldu, o sebeple numaralar gitti!"
Le: Sorun değil, olur bazen öyle.
"Ee bakalım Leyal, sen beni aramazsın. Yani uzun zaman önce vermeme rağmen şimdi arıyorsun!"
Le: Ya kusura bakma cidden unuttum ben Aras. Sizin haberinizi yaptıktan sonra bir sürü iş teklifi falan aldım, onlarla uğraşırken görüşemedik.
"Neyse sorun değil! Beni neden aramıştın?"
Le: Şey biraz kızabilirsin ama herhalde geceleyin olay yaşamışsınız. Onun hakkında bir açıklama yapmak istersin belki bize.
"Niyeymiş o Leyal?"
Le: Yani haberciyiz biz biliyorsun. Hem güzel bir haber yapmış olur, hem de iyi para kazanırız.
"Hımmm, yani para kazanmanı cidden isterim. Fakat bu konu beni ve ailemi ilgilendiriyor. Sana açıklama yapmak zorunda değilim!"
Le: Ne seni rahatsız ediyor-...
"Yani tamam habercisin ama bunun için beni özel telefon numaramdan arıyorsun."
Le: Birazcık bana yardımcı olsan?
"Kusura bakma Leyal kendimi sana kullandırmam ben! Görüşürüz Leyal!
Le: Gö-...
Allah'ım bir haber yaptık, numaramızı verdik gelmiş beni arayıp haber yapar mıyız diyor, hangi kafa bu ya?
-HERKESE İYİ SEYİRLER AMINA KOYAYIM-
32 notes · View notes
sakinbirbahce · 1 month
Note
aklınıza gelen herhangi bir anlamda olabilir, sizi kendime çok benzettim. Evlilik sürecinde değilim ama evlilik sürecine giren etrafımdaki sevdiklerimde hassasiyetlerine uymayan birçok şey yapıldığını görüyorum ve kendim de yapar mıyım diye düşünüyorum. Giyim, nişanlılık sürecinde temas, düğün... Herhangi bir konu olabilir
şöyle söyliyim ben daha öncesinde nişan atmıştım ve o süreçten sonra neyi istediğimi ve kesinlikle neyi istemediğimi daha iyi anladım. o vakit yaptığım ve sonrasında yapmayacağım dediğim, şunu şunu da kesin yaparım dediğim çok şey oldu. mesela benim savunduğum şey bi yola girildikten sonra süreci kısa tutmak. çünkü biliyorum taviz tavizi getiriyor ve sen çok hassasiyet sahibi bile olsan -ufak bile olsa- taviz veriyorsun ve yapmam dediğin şeyleri de yapabiliyorsun. ben hep bunu savunuyordum ama mesela annem de hep bana çok kızardı işte sen kısa sürede kimi tanıyacağını düşünüyorsun, birkaç yıl vakit geçirmeniz gerekiyor, sen kendini biliyorsun çizgini koyarsın vs. hep bu yüzden çok tartışıyorduk. şimdi annem tam tersi ama şöyle bir şey var ben ettiğim duaların kabul olacağına o kadar inanıyordum ki biri heves kıracak bir şey dediğinde bile kesinkes kaale almaz ve yüzüne de söylerdim. ben duamın kabul olacağını biliyorum ve siz de buna şahit olacaksınız diye. çünkü geçmişte çok incinmiştim ve biliyordum yani Allah beni ikinci kere incitmeyecek kadar merhametliydi. üstüne siz isteyin ben vereyim diyor. o zaman istiyorum allah’ım. sürekli ve çok detaylı dua o kadar önemli ki. şimdi hamdolsun karşımdaki iyi bir insan, ailesi aynı şekilde. ortada süreci öyle çok uzatacak bir şey yok ama şu da var bu iki çift laf ve muhabbet etmemek değil. biz aynı sokakta oturduğumuz için nerdeyse her gün görüşüyoruz yani görüşmemek çok zor oluyor. izin gününde bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, çünkü her ne olursa olsun bu bi süreç. birbirimizin bazı hallerini görmek zorundayız. toplumda nasıl, insanlarla iletişimi ne, kavga sırasında nasıl, bir şeyi isterken emrivaki mi yoksa rica mı ediyor vs gibi. helal dairesinde, gerçekten hassasiyetle bunları da gözlemen gerekiyor. tesettür konusuda ben gerçekten zevki olarakta bol giyinmeyi ve elbise giyinmeyi çok seviyorum. sevdiğim abayalar diktiriyorum kendime yakışanı ama tesettüre de uyanını giyinmeye çalışıyorum. ever benimde eksiklerim var ama yapabilmeye çalışıyorum. daha önce bunu fark etmemiştim ama hayatımıza aldığımız kişinin tavrı çok etkili oluyor bu konuda. eğer niyetiniz gerçekten Allah’ın rızası olursa size zor gelen şeyleri de zamanla yapıyorsunuz. ben şey diye dua ediyordum ‘Allah’ım ben senin razı olacağın bazı şeyleri uygulamakta çok zorlanıyorum ama bana bu konuda yardımcı olacak eşi nasip et, birbirimize yardım edelim’ çünkü gerçekten ahiret için yaşıyoruz. nişanlımın benden değiştirmemi istediği ufak tefek şeyler oldu ama onlar benim için o kadar normaldi ki başlarda yapamayacağım galiba diye oturup ağlıyordum ama yapmamı istediği şey Allahı memnun edeceği için ben de memnundum ve bunu benden rica ederken çok güzel üslupla söyledi hep. üslubun kimliğindir, bu çok önemli. şimdi elhamdülillah yapmaya çalışıyorum, zamanla daha kolay geliyor ama kısaca böyle, hep dua gerekiyor. ağzımızdan çıkan şeylere dikkat etmemiz gerekiyor. iyisi de öyle kötüsü de. kötü sözün ağırlığınıda yaşadım. hani bazen şakayla bile ayy ben asla yapmam, ya da şuna dayanamam vs gibi ufak sözler bile o kadar geri dönüp yaşatıyor ki kendini, a ben bunu demiştim diyorsun. o yüzden dua, güzel söz, iyi insan ve üslup çok önemli 💙🌺
12 notes · View notes
uzaktansevdim · 1 year
Text
Ne desem nasıl başlasam bilmiyorum sevgilim. O kalbin beni hayata bağlamak için mi yoksa öldürmek için mi var bilmiyorum. Ben senin o kalbinde öyle bir kayboluyorum ki bulamıyorum bir daha kendimi çok zor toparlanıyorum. Bu, bu çok farklı bir şey ben bunun adını bilmiyorum koyamıyorum adını. Çok güzel bir şey bu ama ne bulamıyorum her duyguyu tattırıyor varlığın resmen. Elimde olsa sesine sarılırım göz bebeklerini öperim şuan . Gelip canımı istesen veririm.
Başkasının yanında nefes alsan yanındakini öldürmek istiyorum. Kimse görmesin seni istiyorum ama olmuyor işte. Ya ben seni bir başkasına gülerken görmeye tahammül edemiyorum bir başkasının sesini duymasını bile istemiyorum öyle seviyorum ki gülüşün güneşin doğuşu sanki sesin dünyanın en güzel sesi yüzün huzur. Baştan aşağı mutluluksun sen. Varlığın mutluluk senin. Ben çok aşığım sana çoookk. Her zerrrene muhtacım ben senin. Sen olmadan olmuyor ben, ben olamıyorum. Bir gülüşünü görsem ömrüm boyunca karşına oturur izlerim seni öylece.
Dedim ya bir elim sana deyse diğer elim kıskanır. Öyle seviyorum ki gözümden sakınıyorum seni. Gözlerimden sakınıyorum seni görüyorlar diye sana bakıyorlar diye. Ben seni aldığım nefese kattım öyle yaşıyorum. Elimde olsa saklarım seni kaburgalarımın içine öyle kal diye. Öyle birşey ki sanki hiç elimi bırakmamışsın gibi hep yanımdaymışsın gibi hiç gitmemiş gibi. Öyle birşey ki seni bıraksam kendimi de bırakırım.
Gözlerine bakarken yeniden doğduğumu hissediyorum. Sığınacağın insan ben olmak istiyorum. Evin olmak istiyorum mutluluğun üzüntün kızgınlığın. Herşeyin olayım istiyorum. Çok bencil davranıyorum belki ama başka türlü yapamam. Senin aşkından kafayı yerim yoksa. Güleceksen birlikte ağlayacaksanda birlikte ağlayalım istiyorum. Ellerine gelelim. Tutmak ve hiç bırakmak istemediğim ellerin. Çizgilerine kadar ezberlemek istediğim ellerin. Çok güzeller be. Gözlerine hiç gelmiyim bence. Gördüğüm en güzel yeşil gözlerden daha mükemmel kahverengi gözlerin. Birşey var bakıslarında beni dinlendiren. Sanki kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin.. Kirpiklerinin gözlerinin üstündeki muhteşem sıralınışı. Anlatabiliyor muyum ? Ben sana mükemmelsin diyorum her hücrenle. Gülümseyince dünyanın en güzel adamı oluyorsun. Dayanamıyorum. Sen varya sanki kendini bir menekşenin rengine , bir gülüşe katıp ömrünü adamalık insansın. Benimsin. Benim ömrüm benim aşkım benim nefesim. Herşeyimsin. Sen muazzam bir hatasın ve ben bundan asla ders çıkaramayacağım.
Kalbimin her ritmi seninle atıyor benim. Gülüşünle bakışınla sevişinle. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Dünya üzerinde yaşanacak iyi kötü her ne varsa seninle yaşamak istiyorum. Ayrıca boynun sevgilim gezegenin en güzel kuytusu. Ben sensizliği yalnızlık sayıyorum sevgilim kim olursa olsun yanımda. Sen yoksan ben tamam değilim bütün değilim. İnsan düşe kalka güclenirmiş ben sen ellerimden tutunca güçleniyorum. Sen ellerimden tuttuğun kadar güçlüyüm. Yutkunamadığım tek cümlesin sen benim. Hani kaç kere dedim ya şu kız sana dokundu koluna girdi sana baktı diye. Kıskanıyorum sevgilim. Ben ilk defa birini kıskanıyorum yemin ederim. Bakmasınlar dokunmasınlar sana öylesine bile dokunmasınlar. Sana çok aşığım sevgilim. Seni son nefesimle seviyorum.
🌃 🍂
103 notes · View notes
yantekerlek · 4 months
Text
anım
birinci ve ikinci sınav kağıtlarını alıp bir hammmal gibi okuldan çıktım. çıkarken bedencinin yeni arabasına bakıp dualıyorlardı bizim hanımlar. kolumdan biri çekti arabaya bindirdi. bırakır mısınız hanımefendi eve gitmem lazım dedim. durağa birlikte gidelim dedi. ayağımı kapının arasına koydum kapıyı kapatamasın diye ayağımın üstüne kapıyı kapatmakla tehdit etti. ilk defa birini zorla arabaya bindiriyorum ya dedi. bindik metroya atıldım. insanın dünya sevgisini arttıran bir arabaydı. sunroof değil o yalnız göğün dörtte birini kiralamak. Allah hasetten hepimizi korusun hocalarım dedim işime baktım. neticede babamın 2003 doğumlu mersosu var. hemen nankörlük görüyor musun...
Tumblr media
omzum çıka çıka emniyette indim metrodan. otobüs durağına geçtim. o 78'ler, 336'lar, 97GE'lerin arasında ay gibi parlayan 32t göz kırptı dün de böyle olmuştu. bi de boş geliyor inanamıyorum. oturuyorum bakıyorum keyfime ohh. maalesef şekerim ekoyla alakası yok, ben Allah'ın sevgili kuluyum. oylar murad kurum'a.
neyse otobüsten indim. kuduruk gibi bir haftadır üçgen baharatlı cips istiyorum. ama bu aralar paketli gıdalardan elimden geldiğince az tüketiyorum. kesmek değil. mesela 7 gün yemiyorum. tamam artık bi tane yiyebilirim gibi. pis gıdaya maruziyeti azaltma çabam var. tavsiye ederim.
46 kiloyum elimdekilerle en az bi 54 kilo gelirim. omuzlarım çürüdü. dedim ki hadi pis boğazını bi sustur. yine de geçeyim yakında market. kaç gündür yüksüz yüksüz üşendim. şimdi bir ton yükle markete yürüyorum. hah geldim.
Tumblr media
hığaaaaaaaağğğhhhhhh. tadilata girmiş. acımın tarifi yok. daha ileridekine gideceğim. bu nasıl bir pis boğaz ımış. yürüdüm. bi sebebi var ımış. doritos bin yıldır boykotumda zaten ben patos alıyordum.
boykot et
ondan olmayınca marketin kendi üçgen cipsini aldım. samba rumba çaça. bir iki bi şey daha alıp kasaya yöneldim. amcanın biri kızım dedi. efendim amca dedim. sarmalık pirinç gösterir misin bana dedi. yyyani amca biz baldo kullanıyoruz. siz ne kullanıyorsunuz dedim. sarmalık istediler dedi. hmm. baldo alalım mı dedim. sen bilirsin dedi. hmm dedim. ben kızımı arayayım dedi. gel sen konuş dedi. nskfk tamam dedim. ekranda Zübeyde Gelinim yazıyor. alo alo. alo sarmalık pirinç istemişsiniz kırık pirinç filan mı istiyorsunuz biz baldoyla sarıyoruz dedim. yok kırık değil ama çok büyük olmasın dedi. baldo sen neden burada değilsin. hah burada alıyorum baldoyu kabul ediyor musunuz dedim tamam olsun dedi. kapattık telefonu. amcanın elindeki şeffaf ince poşette yeşil soğan maydanoz filan da var. kısır da mı yapacaklar acaba. zübeyde hanım sanki kalabalık curcunalı bi ortamda konuşuyordu. çay kurabiye kek filan da vardır orada. markete küçük çocuk gönderilmemiş. okuldalardır daha. okuldan gelince hazır sofraya çökecekler. üstlerini bile değiştirmeden tabak yapacak annenleri. ellerini yıkayacaklar ama. öhm neyse. amca alıyorum baldoyu. sarmanız kötü olursa arkamdan kötü konuşmayın dedim. güldü. Allah razı olsun dedi. dua ede ede arkamdan geldi. kasada annemi aradım. anne baldo aldım yine de sorayım baldo mu olsun dedim. evet dedi. amca daha gür sesle dua etmeye başladı. teyitim hoşuna gitti. çıktım marketten. bugün regaip kandili etkinliğinde bana aileye ikramda bulunmanın sadaka olduğu hadis denk gelmişti. markete geçerken mahlep kokusundan da mest olmuşken kandil simidi aldım. kandil simidini ben almam normalde baam alır. üç aylarımız mübarek olsun. ramazan anıları anlatacağım günlere sağ salim ulaşmak nasip olsun. amin.
Tumblr media Tumblr media
elimi netledi şapşik neyse devam. simitlerle eve giderken annemi aradım. meşgule düştü. o beni aradı telefon düşmedi. ben onu aradım. o beni. bir türlü konuşamadık. şak diye kapattı. daha da cevap vermedi. eve burnumdan soluya soluya geldim. üfff dedi kesin çay isteyecek dedim dedi. çay koydum dedi. burnum solumayı durdurdu. ani durdu ya. hesap soracaktım... şimdi evdeyim. alacağım duayı, ittiba edeceğim sünneti buldum. omuzlarım çürüse de iyi oldu. Allah bereket versin.
10 notes · View notes
sonsuzamanlar · 4 months
Text
Bu hayatta söylemekten en nefret ettiğin kelime ne yazık ki hayatımda en çok kullandığım kelime oldu Keşke...... Hayatımda o kadar güzel fırsatlar önüme çıktı o kadar güzel yollar açıldı ki bana ama bu fırsatların hiçbir zaman Kıymetini Bilemedim. hayatımda her şey iyi gibi gözükürken hep daha kötüye gitti aslında.yaşadığım şehirdeki en iyi sesli solistlerden biriyken çok fazla alkol tüketen bir solist haline geldim. çevremdeki dostlarım dediğim insanlar beni uyardıkça onlara daha kötü gözle bakmaya başladım hiçbir zaman uyarılarını Dinlemedim. Ama yaptığım her şeyin bir sebebi vardı.şimdi durup düşündüğüm zaman sahneye çıkmadan önce bu kadar içmemin sebebinin tek nedeni Özgüven eksikliğiydi. ne kadar çok içersem kendime güvenimin o kadar çok daha iyi olacağını hissettim her zaman. çünkü sesim ne kadar güzel olursa olsun kilolu bir bayandım ve beni herkes beğenmezdi eleştirilerdi ve özgüvenim daha da yerlere düştüğü için daha çok içerdim sahneye çıkmadan önce kendime güvenim gelsin diye. Halbuki şimdi düşündüğümde ne kadar yanlış yaptığının farkına varıyorum. içinde bulunduğum müzik camiası zaten Beterin Beteri olduğu ve pislik bir camianın tekiydi bu camiada ayakta durmaya çalışırken çok sendelediğim anlar oldu çok yanlış yaptığım anlar oldu Kim kimin ayağını kaydırırsa kim kimin üstünü ezip geçerse ayakta kalanın doğru olanın iyi olanın o olduğu Kimin eli kimin cebinde de belli değildi herkes birbirinin arkasından konuştukça arkasından olaylar gerçekleştirdikçe mideniz bulanır ama elinizden hiçbir şey gelmezdi. kimin kimle yatıp kalktığı bile belli olmayan bu camianın içerisinde temiz kalmanız ya da Başarılı olmanız imkansızdı. sadece müzik camiasını suçlamıyorum asla Benim de kendime göre yaptığım çok hatalar çok keşkeler çok pişmanlıklar çok yanlışlar oldu. şu an yapabildiğim tek şey düşündükçe o iğrenç kelimeyi kullanmakta Keşke diye düşünmek. Keşke insanlara Azıcık daha fazla Hayır demeyi becerebilseydim. Bazen kulağıma geliyor arkamdan konuşulan kelimeler cümleler benim sahne hayatını kaldıramadığımı beceremediğimi ve kaybettiğimi söylüyorlar fakat sadece alkol içtiğim için mi Bunlar oldu Tabii ki de hayır ve asla kabul etmiyorum onlara göre olmadığım için ben kaybettim daha doğrusu bana kaybettirdiler aralarında görmek istemedikleri için beni.Düşünsenize ne kadar acı ne kadar ağır bir olay Abi dediğiniz bir müzisyen insan var beraber çalışıyorsunuz ve siz istemediğiniz halde size oral seks teklif ediyor ve bunu yapmaya zorluyor ve bunu yapmazsanız da size sahnede ve normal zamanda kötü davranmaya başlıyor yani başarılı olmanız onun ellerinde Ya da sizin bunu yapıp yapmamamızın elinde.Ben pandemi ile birlikte solistik hayatımı 17-18 yıllık sahne hayatı mı bitirdim pandemiden sonra bir daha sahnelere çıkmadım asla. Çünkü onlara göre ben kötüydüm ve müzisyen arkadaşlarım yüzüme gülen bütün müzisyen arkadaşlarım teker teker bana sırtlarını döndü işlerine gelmediğim için. Bu Yaşadığım travma ile başıma çok daha kötü şeyler geldi kötü olaylar sadece filmlerde olmuyor inanın hayatta en çok sevdiğim şarkı söylemeyi yeri geldi zehir ettiler bana. Halbuki bu hayatta başarılı ve mutlu olduğumu hissettiğim tek yerdi sahne ama yapayalnız yalan dostlar kazanmama sebep oldu. Maddi manevi çok şey kazandığımı zannederken Halbuki yıllarca çok şey kaybetmişim Şimdi anlıyorum.
7 notes · View notes
sevgilimee · 1 year
Text
Ne desem nasıl başlasam bilmiyorum sevgilim. Gözlerin beni hayata bağlamak için mi yoksa öldürmek için mi var bilmiyorum. Ben senin o gözlerinde öyle bir kayboluyorum ki bulamıyorum bir daha kendimi çok zor toparlanıyorum. Bu çok farklı bir şey, çok güzel bir şey ama ne bulamıyorum. Her duyguyu tattırıyor bana. Elimde olsa sesine sarılırım göz bebeklerini öperim şuan gelip canımı istesen veririm. Başkasının yanında nefes alsan yanındakini öldürmek istiyorum kimse görmesin seni istiyorum ama olmuyor işte. Ya ben seni bir başkasına gülerken görmeye tahammül edemiyorum bir başkasının sesini duymasını bile istemiyorum öyle seviyorum ki gülüşün güneşin doğuşu, sanki sesin dünyanın en güzel sesi, yüzün huzur. Baştan aşağı mutluluksun sen ya, varlığın mutluluk senin. Ben çokaşığımsanaço...ooookk. Her zerrene muhtacım ben. Sen olmadan olmuyor ben, ben olamıyorum. Bir gülüşünü görsem ömrüm boyunca karşına oturur izlerim seni öylece. Dedim ya bir elim sana deyse diğer elim kıskanır. Öyle seviyorum ki gözümden sakınıyorum seni. Gözlerimden sakınıyorum seni görüyorlar diye sana bakıyorlar diye. Ben seni aldığım nefese kattım öyle yaşıyorum. Elimde olsa saklarım seni kaburgalarımın içine öyle kal diye. Öyle birşey ki sanki hiç elimi bırakmamışsın gibi hep yanımdaymışsın gibi hiç gitmemiş gibi. Öyle birşey ki seni bıraksam kendimi de bırakırım. Gözlerine bakarken yeniden doğduğumu hissediyorum. Sığınacağın insan ben olmak istiyorum. Evin olmak istiyorum mutluluğun üzüntün kızgınlığın. Herşeyin olayım istiyorum. Çok bencil davranıyorum belki ama başka türlü yapamam. Senin aşkından kafayı yerim yoksa. Güleceksen birlikte ağlayacaksanda birlikte ağlayalım istiyorum. Ellerini tutmak ve hiç bırakmak istemiyorum. Çok güzelsin beee. Gülümsemen zaten, beni benden alıyor. Gördüğüm en güzel gülümseme. Birşey var bakışlarında beni dinlendiren. Sanki kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin. Kirpiklerinin gözlerinin üstündeki muhteşem sıralınışı. Ben sana iyi ki benimsin diyorum her hücrenle. Gülümseyince dünyanın en güzel kadını oluyorsun. Dayanamıyorum. Bir gülüşe ömrünü atıp adamalık insansın. BENİMSİN. Benim ömrüm, benim aşkım, benim nefesim. HERŞEYİMSİN. Kalbimin her ritmi seninle atıyor benim. Gülüşünle bakışınla sevişinle. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Dünya üzerinde yaşanacak iyi kötü her ne varsa seninle yaşamak istiyorum. Ben sensizliği yalnızlık sayıyorum sevgilim kim olursa olsun yanımda. Sen yoksan ben tamam değilim bütün değilim. İnsan düşe kalka güçlenirmiş, ben sen ellerimden tutunca güçleniyorum. Sen ellerimden tuttuğun kadar güçlüyüm. Yutkunamadığım tek cümlesin sen benim. Kıskanıyorum sevgilim. Ben ilk defa birini bu kadar çok kıskanıyorum. Bakmasınlar dokunmasınlar sana öylesine bile dokunmasınlar. Seniçoo....oookkkkseviyorum, sanaçooo...oookkkaşığım sevgilim. Seni son nefesimle seviyorum.
64 notes · View notes
Text
Alışıyorsun falan ama ne Bilim ya insan bazen kötü oluyor sebepsiz bir boşluk hissi çöküyor üstüne bir daha asla eskisi gibi olamayacağı hissi boğaza bir yumru gibi oturuyor. Ağlatmıyor ama göz dolduruyor gibi Bi acı. İster alışkanlık densin ister aşk densin bir şekilde onsuz olması düşüncesi akla gelince pazarda eli bırakılmış çoçuk gibi gibi hissediyorsun. Ağlatmıyor dedim ama ekrana göz yaşım düştü. Ağlatıyormuş. 3 gün sonra 4 ay olacak ayrılığı bile dile getirmediğimiz o güzel zamanlarımızın üstünden geçeli. Biz ayrılığı bile dile getirmezken şimdi bu kadar ayrı olmak. Ve hep ayrı olacak olmak. İnsan insanın acısını 6 ayda unuturmuş kaldı 2 ay. Unutur muyum seni? Bizi? Hayır. Kalp unutur mu hiç ağrısını? Annem derdi ki kalbini ilk hızlandıran kişiyi ne olursa olsun unutmazsın. Neden böyle bir yükün altına girdik ki? İnsanın kalbi dünyalar kadar sevgiyi kaldırabiliyor da, sevgilinin nokta kadar olan acısını taşıyamaz oluyor. Şimdi bunlar neden dile geliyor bilmiyorum. Ben bizi çok özlüyorum. Her şeyden habersiz masum bizi çok özlüyorum. Onlardan çok özür diliyorum. İyi değilim. Bazen maskem ağır geliyor. Dökülüyorum işte buraya. Unufak oluyorum burada. Zerre zerre acı dökülüyor benden. Omuzlarım küçük benim çok ağır geliyor bana. Senin omuzların geniş sen kocaman çoçuksun taşırsın. Kaybolmuş hissediyorum ama bulunmak hiç istemiyorum. Yok olmak istiyorum bu acı da benimle birlikte yok olsun diye. Ama burdayım. Acının tam merkezinde. Ve yalnızım. Yalnız olmak zorundayım. Ben tercih edilen yalnızlığı severdim, zorunda kalınanları değil ki. Bazen diyorum ki keşke o gece hiç uyumasaydım. Balıkları da sevmiyorum artık. Her şey Bi çıtırtıyla başladı. Ben zor olacağını biliyordum. Ama bu kadar uzun süreceğini bilmiyordum. En büyük korkum derdim. Deli gibi de korkardım hatta. Korkularımla başbaşayım. Ve bu sefer korkusunun üstüne giden kazanamadı...
3 notes · View notes
umutlarkelebek · 2 months
Text
Ben ağladım gökyüzü. Bir kez daha biri için ağladım. Ama en çok kendime ağladım. Kendime kızdım en çok. Yanlış insan olmaktan korktum. Hala daha eskiyi hatırlarken yeniden birini kalbime almaktan korktum. Birini kalbime almak kolay da atmak çok zor biliyorsun. Sevilmek çok güzel ama sevmek çok acı veriyor biliyorsun. Ben yıllarca sevmemin cezasını çektiğim için kimse tarafından sevilmedim. Şimdi yine sevilmezsem diye tir tir titriyor sol tarafım. Biliyorsun hissetmese yapmıyor böylee. Korkuyorum gökyüzü. Hayatımda ilk defa bu kadar çok korkuyorum. Ve ben düşündüğümün aksine herşey çok kötü olursa en çok kendimden korkuyorum ya son umut ışığımı da söndürürsem ya gerçekten bırakırsam herşeyi... içimdeki paramparça kıza bir şeyler borçluyum. Hayat ona çok şey borçlu. Ona borçlu gitmekten çok korkuyorum...
4 notes · View notes
mavimorvesiyah · 2 months
Text
elif'e veda
Nasıl oldu bilmiyorum ama bugün ben de sana yazmak istemiştim ve sonra vazgeçtim. çünkü benim yazacağım metin bana göre hem çok fazla anlam barındıran hem de çok üzen bir metin olacaktı, benden önce davrandın..
hemen cevap veremedim çünkü nasıl başlasam cümlelerime çok kırıldığım halde kırmadan bunu düşündüm bir kaç saat içinde, onun için biraz daha geç yazıyorum. kusura bakma.
seninle ilk seneden beri tanışıyoruz, yakın değildik ama her zaman gerçek manada sevdiğim bir insandın, insansın da hala ama bu durum benim için artık çok da önemli değilmiş gibi çünkü.. çünkü benim bu sevgim senin bir işine yaramıyor, bana da zarar veriyor zaten. her zaman arkadaşları tarafından sevilen birisi oldum ama verdiğim değeri çoğu zaman alamadım. çok fazla kırıldım, çok fazla ağladım. ama hayatımın bana göre en net dönüm noktası bu sene yaşadıklarımdan sonra oldu. çok fazla sevdiğim insanları kaybettim, hayatıma çeki düzen vermem gerekti, bu süreçte sırtımı çok fazla dayamak istediğim insanlar yanımda değildi, oysa her zaman olacaklarını söylemişlerdi, dinlemediler, yanımda olmadılar, benimle ilgili şeyler onlara çok da önemli gelmedi, dışlanmışlık duygusu ile tanıştım, bu bir kişi tarafından değil, bir kaç kişi tarafından oldu. zoruma giden çok fazla şey yaşadım, nefes aldırmayan çok fazla olay, hem fiziki hem de ruhsal anlamda çok fazla hasar aldım, çok fazla mahvoldum. bu süreçte benim asla ama asla suçum yok demiyorum elbette vardır ama ben en başından bir sorun varsa bunu gelip bana söyleyin diye herkese dedim. her neyse artık ciddi anlamda tekrar tekrar açıp bu konuları kötü hissetmek istemiyorum. çünkü elif ben bu yaşıma kadar içimde bir yerlerde her konuda kötü hissetmişim. sana her zaman şeffaf oldum, son kez bugün de şeffaf olmak istiyorum. en azından artık bir kaç şey de olsa içimde kalsın istemiyorum. keşke o gün oturup her şeyi konuşma şansımız olsaydı, keşke o gün bana açıkladığın kararının arkasında durabilseydin, bana bir kere ama o yalnız kalıyor dedin hatırlıyor musun? ama benim de yalnız kaldığımı hiç görmedin, sen çoğu zaman bana kördün elif, çoğu zaman beni görmüyordun, biz ne zaman ki baş başa kalsak daha güzel bir iletişim kurabiliyorduk. ama sen o zamanlar da bile sürekli onu arardın, sorardın.. her neyse gerçekten bu konulara girersem kötü hissederim ve artık istemiyorum. bu dönüm noktasında bana kalırsa seni de tamamiyle çıkartmam gerekirdi, gerekiyor da, ama garipsin benim için, çözemediğim, anlamlandıramadığım bir sevgi var sana içimde, çok fazla sevgi hem de. her ne zaman bana ihtiyacın olursa o zaman yanında biterim, bu da benim sen zaafım mı ya da aptallığım mı bilmiyorum ama her zaman öyle olacak. Ne zaman bir şeye ihtiyacın olsa, istediğin an yanında olacağım, sözüm olsun bu da sana. her şey için çok teşekkür ederim, iyi hissettiğim çok güzel anlarım da oldu, içten de olsa güldüğüm anlar da. umarım hayattaki güzel şeyler seni bulur, senin üzülmeni asla ama asla istemem.. Her şey gönlünce güzel olsun..
Sana önce de söylediğim gibi bu saatten sonra eski elif ve eski seval olamayız. biz o şansı kaybettik çünkü. ilerde ne olur bilemem ama şuanlık düşüncemle ben eskisi gibi olabileceğimizi düşünmüyorum. özür dilerim.. kendine çok iyi bak olur mu? iyi geceler eski dostum..
2 notes · View notes
kenopsia52 · 2 months
Text
+ Demiştim sana Arın. Olmayacaktı diye demiştim sana, o günde bile gelmeyecek demiştim sana. Sonuç ne oldu peki? Geldi mi?
- Gelmedi. Ama bu diğer günlerde de gelmeyeceği anlamına gelmiyor.
+ Belki. Peki, daha nereye kadar bekleyeceksin? Ya seni istemiyorsa ya seni sevmiyorsa? Ne yapacaksın o zaman Arın? Hiç düşündün mü bunları?
- Ondan duymadığım sürece, o gelmediği sürece, o bana herşeyi açıklamadığı sürece bir şey düşünmüyorum. Ve dediklerinize de kulak asmıyorum. Kendi düşüncelerime bile.
+ Bir şey demiyorum sana Arın. Sadece ondan duymak istiyorsun. Sadece o'na inanıyorsun çünkü. Çünkü, gerçekten sevmişsin onu. Umarım bir an önce gelir.. ne diyeyim ki artık.
- Evet. Umarım gelir :')
+ Bekleyeceksin yani?
- Evet, bekleyeceğim. Sorun nedir?
+ Arın, kötü haldesin bi baksana kendine ya! Kelime bulamıyorum bile. Yani, yani ne denilir ki buna artık? Bende bilmiyorum. Mahvolmuşsun ve bunun farkında değilsin Arın.
- Bir şey olmaz, boşver. Alışkınım ben ve hallederim bunları.
+ Hah! Bir şey olmazmış. Delireceğim. Arın, istediğin kadar alış istediğin kadar dayanmaya çalış. Ama bunlar daha başlangıç. Önünde uzun bir savaş var Arın. Çok büyük bir karanlık yaklaşıyor ve bu karanlık.. senden ne olursa olsun kurtulmanı isterdim Arın. Ama bu karanlıktan kurtulmaya çalışırken bile, ona çarpacağın kadar büyük bir karanlık geliyor Arın.
- Ne diyorsun sen! Ne savaşı? Savaşmak istemiyorum artık, yoruldum ben. Yine saçmalamaya başladın sen ha. Git bi ilaçlarını iç kendine gelirsin ahhsdhkaaldbwodb.
+ Arın! Şakası yok bunun, dinle beni. Arın biliyorum zorlanıyorsun, yoruluyorsun, yalnız hissediyorsun, canın yanıyor, yas tutuyorsun. Hepsini biliyorum Arın ve anlıyorum seni. Arın, evet ruhunu kaybettin evet ruhun dayanamadı bunu biliyorum. Ama Arın bu karanlıkta çok kez kayıp vereceksin. Ruhunu yeniden kazanacaksın a-
- Bir dakika bir dakika ne diyorsun sen? Ne ruhundan bahsediyorsun anlamıyorum ben? Senin, senin dediğin bu karanlık nedir? Ve neden bu kadar korkuyorsun? Meseleyi ölmüş ruhuma kadar getirdiysen, demek ki bu çok büyük bir karanlık.
+ Arın, bu karanlıkta ruhun yeniden dirilecek. Nasıl olacak bilmiyorum ama kehanetler öyle diyor Arın. Ve onu yeniden kaybedeceksin, büyük bir fedakarlık için... Bu savaşta sevdiğin herkesi kaybedeceksin. Bu sefer kalabalıklar içinde yapayalnız olmayacaksın Arın. Yapayalnız olacaksın. Çok büyük zorluklar çekeceksin Arın anla beni, lütfen dinle. Bu, iki büyük yıkımlarından daha büyük bir yıkım olacak.
- Ney? Saçmalama ruh dirilir mi be? Pfht yine kafayı bozduğun kehanetlerine geldik. Bende büyük bir şey sanmıştım. Ve, ve bir daha kaybedecek mişim ruhumu, başka bir fedakarlık için ahahhahasdtsysaldb hadi ama ciddi olamazsın. Sen, sen gerçekten ciddi misin?
+ Arın Tandemir! Dalganın sırası değil. İlk büyük yıkımında da uyarmıştım seni. Şimdi de uyarıyorum, dikkate al bunları.
- İkinci büyük yıkımımda uyarmamıştın beni. Neyse. Pekâlâ bu karanlıkta büyük kayıplar vereceksem yine ve yeniden aynı şeyler olacaksa. Karanlık savaşın sonu nasıl olacak o halde? Yine kaybeden mi olacağım?
+ İkinci büyük yıkımında haber veremedim, çünkü yok olmuştun Arın. Hiç kimseyi dinlemiyordun. Hatırla o yıkımı Arın. Bilmiyorum, bu karanlıktan iyi bir şekilde kurtulmanın imkânı yok artık. Ya kendini feda ederek ebediyen sona erecek ya da sen kazanınca sona erecek. Her türlü sona erecek ama senin sonun iyi olmayacak Arın... Özür dilerim..
- Tamam, tamam açmadım say. Ne zaman iyi bir şekilde kurtuldum ki bu olanlardan. İyi olsaydı şaşırırdım zaten. Anladım, sorunu yok. :) umarım istediğim gibi bir son ile sona erer bu karanlık...
+ :'/
- Peki bu karanlıktan Küçük Hanımımı koruyabilecek miyim? Ya da kurtarabilecek miyim? Lütfen iyi bir şey olsun..
+ Bilmiyorum Arın. En çokta o'na oynayacaklar. Sevdiğin insanlara oynayacaklar. Ama en çok o'na oynayacaklar en çok o'na bir şey yaparak senin canını yakacaklar. Ama Arın bu karanlıktan, dediğin gibi koruyarak, kurtarırsan. İşte o zaman sen, herkesin gördüğü en güçlü biri olacaksın.
- Umarım onu koruyabilirdim ve umarım onu kurtarabilirdim.. gerçekten beni zorlu bir gelecek bekliyordu.
+ ...
- ...
3 notes · View notes
siyahhyldz · 10 months
Text
Bir insan boşlukta ve yorulmuş hissettiğinde hep aynı cümleleri duyar etrafından, tek başına vakit geçir tatile çık, 1 ay boyunca her şeyi bırak kendini toparla ve geri dön yalnız kalmak iyi gelecektir..
Bunu sıklıkla yapıyorum tek başımayım bir anda her şeyden uzaklaştım aslında bu iyi geliyor mu bilmiyorum belki de kendimizi kandırıyoruzdur, bulunduğumuz yeri çevremizi hissettiklerimizle ruhumuzla karıştırıyoruzdur ve çareyi kısa süreliğine kaçmakta buluyoruz.
Ruhumuzu iyileştiren aslında düşüncelerimizdir bunu anlamak istemiyoruz korkuyoruz biz aslında kendimizden içimizden hislerimizden kaçmak istiyoruz, bulunduğumuz ortam çevre sadece bir bahane bunu kabullenmek istemiyoruz, yalnız kalınca da bu hislerimizin farkına varıyoruz kimisine iyi geliyor kimisine kötü bu sürede içimizde halledemediklerimiz yüzleşmekten korktuğumuz düşüncelerimiz pişmanlıklarımız gün yüzüne çıkıyor ya da bu düşünceleri susturmak için farklı yerlere kafa dağıtmaya geliyoruz sanki hepsini halletmişiz de umurumuzda değilmiş gibi davranıyoruz. Ve tekrardan döndüğümüzde o düşüncelerin hepsi tekrardan kendini gösteriyor korku, kaygı, koca bir boşluk. Ve günler geçtikçe kafayı yemeye başlıyoruz, bir mucize olmasını bekliyoruz bir mucize olsun da bütün her şeyi unutayım o an kaygı bütün bedenimizi sarıyor halledemeyeceğim korkusu, ve zamanla artık hisslerimizi kaybetmeye başlıyoruz artık istesek de umurumuzda olmuyor sonra bu soruyu soruyoruz kendimize; neden artık bir şeyler hissedemiyorum?
Çünkü biz kendimizi hiç anlamak istemedik ruhumuzu, hislerimizi dinlemedik sürekli kaçtık uzaklaşmaya çalıştık bunun iyi geleceğini zannettik sürekli içimizi susturarak devam etmeye çalıştık ve artık ruhumuz kendini hatırlatmayı bıraktı anlaşılmayı bekledi düşüncelerinden kaçılmamasını bekledi, ve artık mutluluğu, sevinci üzüntüyü bile hissedemez hale geldik her şey normal gelmeye başladı hiç bir şeyden zevk alamamaya başladık ruhumuz her geçen gün unutulup öldü.
Biz içimizdekileri halledemedik daha kendimizi bile anlamazken başkalarının bizi anlamasını bekledik iyi gelir diye. Anlaşılmayan insan hislerini umursamayan insanın ölüden farkı yoktur, biz ölü gibi yaşamaya alıştırıyoruz kendimizi bir boşvermişlik var ve bu hayatımızı hep olumsuz etkiliyor hep de etkilemeye devam edecek.
Önce ruhumuzu dinleyeceğiz hislerimizi umursayacağız yüzleşmek zorundayız ne kadar zor olursa olsun kaçmayacağız bir çok karar alacağız bunlardan korkmamalıyız, ilk önce kendimizi anlamalıyız içimizdekileri halletmeliyiz kendimizi her geçen gün öldürmemeliyiz buna alışamayız, biz sadece kendimize lazımız başkalarından çok bir beklentiye girmemeliyiz başkalarını değil kendimizi kaybetmekten korkmalıyız, biz kendimizin pusulasıyız yolumuzu şaşırmamalıyız.
"İnsan kendini anlamadığı zaman ölür"
10 notes · View notes
benmisim · 4 months
Text
zaten bugün ali yataktan düştü canım çok sıkkın. inanamadım yani şok edici bişeydi. rüya gibi hayal meyal bir şey gibi canlanıyo şu an zihnimde, gerçek değilmiş gibi geliyo. yatağın kenarına da koymadım çocuğu. ya da döner falan diye yan da koymadım. ayakları yatağın kenarına gelecek şekilde yatıyodu. ben de karşısında koltukta oturuyorum, saatimin kordonunu değiştiriyorum. çocuk götüm götüm aşağıya kaydırmış kendini (ilk yapışı, ve böyle sonuçlanması süper cidden :( ), bir baktım önce ayakları halıya değdi sonra yüzüstü yere kapaklandı. ay delirmelik bir andı. gerçek olamaz gibi bir şeydi. hemen aldım, kucakladım, öptüm sarıldım, ağlıyo tabi. ilk olarak ömer'i aradım dedim böyle böyle çocuk düştü çok korkuyorum. tamam dedi ben geliyorum. birazdan tekrar aradı, ama o telefonu kapattığında çocuk susmuştu zaten. tekrar aradığında gülüyodu suratıma bakıp. ömer dedi hazırlan falan. "durdu şu an ağlaması, bir şeyi yok gibi duruyo" dedim. abini ara bir bakalım dedi. abimi aradım anlattım. yatak yüksek değil allah'tan. çocuğun boyundan kısa yatağın yüksekliği. abim hiçbir şey olmaz dedi. bebeklerin zaten kemikleri daha esnek olduğu için bi de halı üzerine düştüğü için falan... sen yine takip et tabi hareketlerinde bir değişiklik olursa gidersin hastaneye dedi. allah'tan iyi yani bir şeyi yok. ama işte gün zaten kötü başladı, şu hadsiz komşumla da kötü devam etti. neyse inşallah toparlıcaz gün bitmedi daha......
5 notes · View notes
yantekerlek · 6 months
Note
selamün aleyküm abla. sana bir şey anlatmak istiyorum. görücü usulu biriyle görüştüm bir kaç gün önce. bence gayet güzel keyifli bi muhabbetti. karı taraftan da olumsuz bi vibe almadım aslında ama aradan 3 gün gecmesine ragmen bi dönüş olmadı ki ben erkek tarafından bi dönüş bekliyorum ilk olarak. olumlu olursa 2. görüşmeyi düşünecektim vs vs.. neyse bana kötü hissettirdi bu durum. ettirmemesi lazım bunları da kendime söylüyorum ama sanırım ben olumlu oldugum icin dönüs olmaması etkiledi beni. gıcık oldum :' belki de kolay karar verilecek bir sey değildir ama 3 gün ne ya diye de düşünüyorum ne biliyim
ve aleyküm selam olumlu olan kişi şakkk diye dönerdi diye düşünüyorum. neticede mesele belli. buluşmanızın, görüşmenizin amacı belli. ilk görüşmede zaten nihai karar verilmiyor ki sonraki görüşme yapılacaksa tanışma bilişme bi tık daha devam etsin mi etmesin mi diye karar veriliyor. bunun da 3-4 gün düşünülmesine hacet yok. o gün veya ertesi gün fikir belirtilir. olumlu veya olumsuz tertemiz bir dille ifade edilir. edilmelidir. çocuk muyuz birader. iki seçenek var. birini söyleyeceksin. olumlu olsa kolayca fikrini ifade ederdi. olumsuz olma ihtimali yüksek geliyor nasıl söyleyeceğim kırmadan olumsuz olduğunu diye düşünüyor olabilir.
konuşmanın iyi geçmesinin kriteri yok bu arada bence. neticede çay içiliyor, olumlu bir yüz ifadesiyle nezaketli bir konuşma yapılıyor. bu "aaa konuşma çok iyiydi ya çok olumlu geçti sonucu da olumlu olacak" verisine ulaştırmıyor bence. her iki taraf da insansa beden dili kasıtlı olarak olumlu ifadelerle doluyor. olumlu olup olmadığına dair varsayımlar yürütmek gerek. burada önemli olan sözlü ifade. hayaller kurmayınız. madem siz olumlusunuz karşı tarafın kararını beklemeniz yerinde olur. ama hayaller kurmadan. soğukkanlı bir şekilde. karşı tarafın kararını beklemek sizi şanınızdan, değerinizden düşürmez. iki ihtimal vardı sizin için de olumlu veya olumsuz düşünmek. olumlu düşündünüz. bu bir dünden razılık, koca meraklılığı vs. değil. kompleks yapmamak zor belki. insan beğenilen, arzulanan, heveslenilen olmak ister. aksi olduğunda hayırdır ya neyim eksik triplerine girebilir güzelim, alımlıyım, karizmatiğim, hanımefendiyim lan ben. maşallah diyebilir. bunlar da çok insani. ama karşı tarafın olumsuz düşünmesi de çok insani. böyle bir görüşmeye razı olduysanız bunları en başta kabul etmiş oluyorsunuz. bekleyin bakalım olumlu muymuş olumsuz muymuş. olumsuzum derse ayyyy ben olumluydum ya sağlık olsun falana girilmemeli. peki Allah'a emanet olun. bahtınız ve yolunuz açık olsun. hayırlı günler. bu kadar. nasip nedir biliyorsunuzdur. çabanızı da görüşmeyi tanışmayı deneyerek gösteriyorsunuz zaten. inşallah bir gün çabanızla nasibiniz denk gelecektir. surat asmayın. sürekli görüşmeyi düşünmeyin. çeyizlik takımlar keşfete düşerse tıklamayın. hayatınıza devam edin güzelce. Rabbim en güzeliyle karşılaştırır inşallah. o güzeli bu da olabilir belki ama henüz muallakta.
hadi bakalım neler olacak 🌸
6 notes · View notes