Tumgik
#Bir başka şehirde
sarlo01 · 1 month
Text
Sen, bir bardak çayın buğusuyla bir sigaranın derin nefesinde o yalnızlığın girdabına bırakırsın düşlerini… Ve düşünürsün bir daha: Ben, ne zaman sevdim? Sevdim mi sahi?
94 notes · View notes
turkudostu61 · 2 years
Text
Tumblr media
1 note · View note
ozgurkedi · 20 days
Text
başka bir şehirde her şeye yeniden başlamak isterdim
466 notes · View notes
guncelgun · 1 year
Text
Tarsusevdeneve - Mega+
Tarsus evden eve ulaşım konusunda uzman olan Tarsusevdeneve firması, taşıma işlemleri için devrim niteliğinde bir yoldur. Nasıl taşınacağım soru hakkında endişelenmenize gerek kalmadan bir yerden başka bir yere taşıma işlemleri içi verimli ve uygun maliyetli bir çözüm sunar. Tarsus asansörlü taşımacılık ve Tarsus evden eve nakliyat konusunda insanların şehirde bir yerden bir yere taşındığında bunu kolaylaştırarak zamandan ve paradan tasarruf sağlayabilmek için Tarsusevdeneve web sitesini ziyaret edebilir ve iletişime geçebilirsiniz. Firmamız şehirde iki nokta arasında trafik veya toplu taşıma endişesi olmadan taşınmanın güvenli ve verimli bir yolunu sunar. Uzman kadromuz, bir yerden bir yere hızlı ve rahat bir şekilde taşımak için en iyi hizmeti sağlayabileceğinden emin olabilirsiniz. Bu sayede kolay ve stressiz bir taşımanın keyfini çıkarabilirsiniz.
1K notes · View notes
birtekhayalimsensin · 27 days
Text
başka bir şehirde yeni hayatıma başlamak için saat beş gibi yollarda olmak isterdim
216 notes · View notes
kafamizhasta · 7 months
Text
benim yaralarımı saracak tek şey var başka bir şehirde her şeye sıfırdan başlamak
332 notes · View notes
murat-o41 · 21 days
Text
Kayınpederimin Cuckold Fantazisi! (Emine 28 Y., Mersin)
Merhaba, adım Emine. 28 yaşında, minyon tipli, beyaz tenli, uzun kumral saçlı, büyük göğüsleri olan, geniş popolu, balık etli bir kadınım. Sekse aşırı derecede düşkünlüğüm vardır. Kocamla severek evlendim. Orta boy sikinin üzerinde her gece dans eder, deliler gibi orgazm olup coşardım. Benim kadar sekse düşkün olmayan kocam bile benim bu azgınlığıma kayıtsız kalamazdı... 
Günler böyle geçerken sevgili kocam yurt dışında güzel bir iş teklifi aldığını ve bir süre babasının yanında kalmamı, sonra da beni de yanına alacağı fikriyle çıkageldi. Her ne kadar yok mok desem de dinletemedim ve kendimi kayınpederin emekli hayatı yaşadığı köy çiftliğinde buldum. Kayınpederim ve kaynanam iyi insanlardı. Kaynanam böbrek hastası, yarı felçli, kullandığı ilaçlar yüzünden çok kendinde olmazdı. Yanlarında iki tane işçi çalıştırıyorlardı. Halit ve Cevat ismindeki bu işçiler 20'li yaşlarının sonunda gösteriyordu. Kaslı, heybetlilerdi. Güneşten iyice esmerleşmis tenleriyle adeta pornodan fırlamış zenci gibiydiler.
Kayınpederim onları aileden biri gibi benimsemiş, adeta öz oğlu gibi seviyordu ikisini de. Hayvanlara bakıp tarlasını ekip dikiyorlardı kayınpederin. Ben taşınana kadar aynı evde kalıyorlardı. Ben gelince de kayınpeder bir iki lafını etti, ama başka bir çözüm de bulamayınca düzen o şekilde kaldı. Aynı evin içinde iki tane azman ile kalmakta beni hiç olmadığım kadar kızgınlaştırıyordu. Atletli halleri, sabah ereksiyonları ile görüyordum. Gerçekten eşofmandan göründüğü kadar büyük müydü sikleri? Hele Cevat'ınki diz kapağının bir karış üzerine kadar uzanıyordu. 
Hoş adamlara da hak vermemek olmazdı, ben de onları kudurtmak için elimden geleni yapıyordum. Sütyensiz penyeler, külotsuz taytlar, tangalı etekler havada uçuşuyordu. Başlarda kayınpederimden çekindiğim için çok giyemiyordum. Ama o bunu fark edip, "Çekinme kızım, burası senin evin!" demesi ilk başlarda garibime gitse de, baktım ciddi bu konuda, koyverdim gitti. Sanırım o da güzel götüme ve büyük göğüslerime hayrandı. Kaçamak bakışlarını çok yakalamıştım, ama o daha çok Halit ile Cevatı kesiyor, sanki onların beni dikizlemesinden, gece beni düşünerek 31 çekmelerinden daha çok haz alıyor gibiydi. Hem ne olacaktı, yanında iki gariban da biraz am göt meme görmüşse derken ben bu teşhir işinden iyice zevk almaya başladım. Garibanlar korkularından hiçbir atak da yapamıyorlardı. 
Birgün onlar evdeyken ve kayınpederimin kaynanamı diyalize götürdüğü bir günde kendimi banyoya attım. Banyonun kapısını da bilerek aralık bıraktım. Biraz sonra kapıda iki iri yarı gölge belirmişti bile. Oohh, beni izliyorlardı. O koca siklerinin benim için kalktığını bilmek, o kapkara balyoz gibi yaraklarının beyaz döller fışkırttığını hayal etmek, ohhhh, elimi bile değmeden sarsılarak orgazm olmama yetiyordu. Zevk suyum banyoya karışırken onların da kapı ardında oluk oluk boşaldığını bilmek... Hiç bitmeyen bir haz dalgası dolaşıyordu evin içinde. 
Kafaya koymuştum, ne yapıp edip altlarına yatacaktım. Banyodan çıktığımda evin içinde kimse yoktu. Kayınpederim şehirde 3 gün kalacaktı, kaynanam fizik tedavi de görüyordu bu sıralar. Öncelikle mükellef bir sofra hazırladım. Kayınpederimle bazen rakı içerlerdi. Yine öyle içkili güzel bir yemek hazırladım. İçeriye geçip her yerime güzelce bebe yağını yedirip tenimi yumuşacık yaptım. Yatağımın başına koydum bebe yağını, akşama lazımdı. Aylardır süren bu açlığı gidermemin vakti gelmişti. 
Üzerime uzun atlet fanilasını andıran mavi bir elbise giydim. Özenle mavi ojelerimi sürdüm. Güzel bir de makyaj yapıp akşamki sikişe hazır hale geldim. Çıkarmakla uğraşmamak için sütyen ve külot giymedim. Aslında elbise çok dardı, götümün hemen altında bittiği için birkaç oturmada tamamen belime kadar toplanıyordu. Kendi kendime söz verdim, ne kadar toplanırsa toplansın hiç elimle müdahale etmeyecektim. 
Göğüslerimi dar ince kumaş zor tutuyor, adeta yanlardan fışkırıyordu. Kocam görse kapıdan girer girmez üzerime atlardı. Ah salak kocam, beni bu azmanların eline sen bıraktın. Baban da pastanın üzerine kaymağını sürdü, bunlara ikram ettiniz. Bu gece deli gibi sikilmek istiyordum. Rahatlamak için rakıdan birkaç yudum aldım. 
Birazdan kapıda sesleri duyuldu. Beni ve sofrayı görünce gözleri yerinden fırlayacak gibi oldu ikisinin de. "Ooo Emine yenge, sağolasın, çok açtık!" dediler. İkisinin de asıl açlığının am olduğunu anlamak için kazık gibi olmuş siklerine bakmam yetmişti. Güldüm, "Hadi hadi soğutmayın yemeği!" dedim. Sırayla banyoya girip geldiler salona. Onlar da kayınpederin yokluğunda daha rahat oluyorlardı, ikisi de altlarına şort giyip gelmişlerdi. Biraz önceki kalkan sikleri inmişti. Eminin banyoda 31 çekip gelmişlerdi. Neyse ki eski hallerini almaları için birkaç kere mutfağa gidip gelmem yetmişti... 
Zaman geçtikçe alkolün de etkisiyle daha da rahatlamıştık. Şuh kahkahalarım havada uçuşuyor, alttan çıplak bacaklarımız birbirine değiyordu. Gözleri sürekli göğüslerime kayıyordu. Ben de beter olmuştum, amım hiç olmadığı kadar sulanmış, göğüslerimin uçları düğme gibi kabarmıştı. Salonda seks kokusu vardı. İyice çakır keyif olduktan sonra kahveleri koltukta içmeyi teklif ettim. Erkeklerim koltuklara geçerken ben de masadaki birkaç parça şeyi mutfağa taşıma bahanesiyle götüme kadar sıyrılan elbisemle onlara şov yapıyordum. Yüzleri iyice kızarmış, sikleri hiç görmediğim kadar kalkık duruyordu. Sanırım amacıma ulaşacaktım. Bunun verdiği mutlulukla hemencecik kahveleri hazırlayıp geldim.
Halit'e kahvesini servis ederken bilerek biraz fazla eğildim. Artık elbisemin etek boyu tam amımın hizasına gelmişti. Cevat'ın arkada hafifçe inlediğini duymamla sulanmış amımı gördüğünü anladım. Hiç bozuntuya vermeden göğüslerimi gözleriyle yemekte olan Halit'e servisi yaptıktan sonra aynı şovu yer değiştirerek bir daha yaptım. 
Nasıl adamlardı bunlar, dağ başı gibi bir yerde buram buram am kokan bir kadına nasıl böyle karşı koyabiliyorlardı? Başka birileri olsa çoktan yatırıp sikmeye başlamışlardı. Ben de kendi kahvemi alıp karşı koltuğa oturdum. Kendime verdiğim söz yüzünden elbisenin eteğini duzeltemiyordum, amım iyice meydandaydı. Artık dayanacak g��cüm kalmamıştı kalkıp dudaklarına yapışmak istiyordum. Amımdan sızan zevk sıvıları koltuğu ıslatıyordu. Artık vurucu darbeyi indirmenin zamanı gelmişti... 
Yerimden kalkıp boşalan kahve fincanlarını almak için önce Cevat'ın önüne domaldım. Elimden geldiğince eğilip elbisemin eteğinin belime kadar çıkmasını sağladım. O geniş bembeyaz götüm halitin gözleri önündeydi. Bir hareket gelmeyince bu sefer hiç istifimi bozmadan sanki eteğimin belime toplandığını fark etmemişim gibi Halit'in önündeki fincana eğildim. Tam umudu kesmiştim ki arkamdan götüme bir çift el uzandı. Transa girmiş gibi donup kaldım. Arkamdaki eller önce götümün yanaklarını ve baldırlarımı okşadı, ardından ıslak amıma doğru kaydı. Oohhh, işte olmuştu, sonunda istediğimi almıştım. 
Cevat ta elbisemi karnıma doğru ittirip göğüslerimi özgürlüğüne kavuşturdu, var gücüyle dudaklarıma saldırdı. Az sonra dillerimiz buluşmuş, o dolgun dudakları bütün dudaklarımı kaplamıştı. Elimden geldiğince dil darbelerine karşılık veriyordum. Tam kendimi kaptırmış giderken Halit birden elini çekti arkamdan, oohhh, sikecekti beni. Sonunda istediğimi vereceklerdi bana. Ama biraz sonra onun ıslak dilini amımda hissedince gerçekten bir kadına zevk vermeyi bildiklerini anlamıştım. Salak kocamın hiç yapmadığı bir şeyi elin köylüsü büyük bir iştahla yapıyordu. Bunları düşünmek ve amımdaki dil beni iyice azdırmıştı. 
Elimi Cevat'ın şortuna atıp çıkarmasına yardım ettim. Oofff, nerdeyse bileğim kalınlığında bir yarak yüzüme çarptı. Boyu kocamınkiyle aynı, fakat akıl almaz kalınlıkta, kapkara bir şaheserdi. Hemen elimle sardım, parmaklarım birleşmiyordu. Uuufff, bu bana nasıl girecek diye düşünürken amımdaki dilin de verdiği iştahla o kara yarağın altındaki taşakları yalamaya başladım. Evin içinde şapırtı ve inilti sesleri yankılanıyordu. Halit dilini o kadar güzel kullanıyordu ki, sanki amımda bir canlı varmış gibi durmadan titreşen bir dildo gibiydi. Bacaklarım iyice kasılmış, zevk suyum oluk oluk akmaya başlamıştı. 
Cevat ta bu azgınlıktan payına düşeni alıyordu. Var gücümle o koca yarağı yalıyordum, fakat ne yapsam ağzıma sığmıyordu. Halit biraz sonra arkamdan çekildi, sanırım bu sefer istediğimi alacaktım. Kafamı arkaya çevirdiğimde bir şok daha yaşadım. Kalınlığı Cevat'ınkinden birazcık azdı, fakat uzunluğu, oofff, 20 santim yarak dedikleri bu olsa gerek. İçimi biraz korku, biraz heyecan kaplamıştı. 
Şortunu indiren Halit'e bakıp doğruldum. İkisinin de yarağını kavrayıp peşimden yatak odama götürdüm. Yatağa oturduk. Halit amımla oynayıp dudaklarıma yumuldu. Cevat ise göğüslerime yumulmuş, sırayla öpüp okşuyor, dişliyordu. Gözüme bebe yağı şişesi takıldı, uzanıp aldım. Önce kendi üzerime boca ettim, sonra da sırayla erkeklerimin üzerine. Özellikle yaraklarını sıvazlayarak yağladım. Halit'in yarağı iyice kalkmış, dokundukça inliyordu, zonkladığına emindim, artık yükünü boşaltması gerektiği her halinden belliydi. Dibi ormanı andıran kıllarıyla kavak ağacı gibi uzundu. Cevat'ınki ise kılsız, çikolatalı bir dondurmaydı adeta. Yalamak için kılsız severdim, ama sikilirken de klitorisime kılların değmesi beni aşırı tahrik ederdi. Tam istediğim gibi iki yarak elimin altında, emrime amadeydi. 
Yatağıma sırt üstü uzanırken Halit'i de o koca yarağından tutup üzerime çektim. Haftalar geçmişti bir erkek vücudu altında ezilmeyeli. Dudaklarına, omuz başlarına öpücük kondurdum. Yağdan sırılsıklam olmuş yarağı bir iki kez yuvasını aradı ve sonunda aylardır yarağa hasret amımın kapısına dayandı. Biraz zorladıktan sonra başını almıştım. Koca yarağın içimi yarmasıyla benden hafif bir inilti kopmuş, ellerim istemsiz kasıklarıma gitmiş, birden sokmasını engellemek istemiştim. Ama canım korktuğum kadar yanmamıştı, ellerimi çektim ve erkeğim yavaş yavaş girmeye başladı. Ooofff, oooohhh, iiyhhhh! Çığlıklar arasında yoluna santim santim devam ediyordu, ama bir türlü o kıllarını hissedemiyordum.
Neyse ki canım kortuğum kadar yanmamıştı. Aksine zevk bile alıyordum o koca yarağın amımın duvarlarını yara yara ilerlemesinden, içimde nabız gibi atışını hissetmekten. Biraz durdu, bu sırada gözüm Cevat'a ilişti, sikini okşayıp bizi izliyordu. Elimi uzattım o kalın sikini avuçlayıp ileri geri yapmaya başladım. Halit yavaş yavaş git gel yapmaya başlamıştı. Halen kasıklarımız birleşmemişti, ama ben çoktan zevk denizinde yüzmeye başlamıştım. Bazen hızlanıyor, bazen o koca yarağı dipliyordu, ama halen hissetmiyordum kasıklarını. Her abandığında o koca yarak içimde biraz daha ilerliyordu, hissediyordum. Kocamın hiç ulaşamadığı yerlerime ulaşıyordu bu yarak... 
Halit var gücüyle sikiyordu beni, tamamen altına almış, iki eliyle götümün yanaklarını kavramıştı. Ahhh'lar, Ohhh'lar havada uçuşuyor, zevk çığlıklarım evi inletiyordu. Acı falan duymuyordum, aksine sonsuz zevk alıyordum. Vücudum yavaş yavaş karıncalanmaya başlamış, kalp atışlarımı duyuyordum. Orgazm olmaya yaklaşıyordum. Kocamla evliliğim boyunca bir elin parmak sayısını geçmemişti, oysa şimdi daha yarağının bile tamamını sokmamış bir adamın altında hiç olmadığım kadar coşkulu bir orgazma yaklaşıyordum. Sonunda Halit var gücüyle bir kez daha yüklendi ve o kıllı kasıklarını kilitorisimde hissettim. Sonunda başarmıştım işte, o koca canavarı amımda yutmuştum...
Bir makine gibi çalışmaya devam ediyordu Halit, ucuna kadar çıkartıp tekrar sokuyor ve bunu yaparken o kadar çok geriye çekiliyordu ki, neredeyse vücutlarımız tamamen ayrılıyordu. Bacaklarımı beline doladım, kollarımla sırtını sıkıca kavradım, adeta onu tüm vücuduyla içime sokmak istiyordum. Ve sonunda deli gibi sarsılmaya başladım, amımdan da sular yürümeye başladı. Halit hırsla girip çıkmaya devam ediyordu. Boğuk boğuk iniltiler gelmeye başlamıştı. Son bir darbeyle yine kasıklarımız birleşti. İçimde kasılan koca yarak amımın içine döllerini boşaltıyordu. Gözlerim kararıyor, vücudum seyiriyordu, zevkten gözlerim kısılmış, sesim çıkmıyordu. Hiç bitmesin istiyordum o an, hiç bitmesin. İçimi dolduran erkeğimin dölleri amımdan taşıp dışarı sızıyordu... 
Neden sonra ikimiz de durulduk. O ölmeye başlayan yarağıyla biraz daha gidip gelip doymadığını belli ederek çıktı içimden. O sırada elinde meyve suyuyla Cevat geldi. Çok komikti, koca sikli çırılçıplak bir adam elinde meyve suyu olan tepsiyle bize hizmet ediyordu. Halit kalkıp bir sigara yaktı, yandaki koltuğa attı kendini. Yarağı yavaş yavaş sönüyordu, bu haliyle bile heybetliydi. 
Meyve suyunu içince biraz kendime geldim. Amıma baktım, amımın dudakları kocaman açılmış, içinden benim zevk sıvılarımla karışık Halit'in dölleri sızıyordu. Ben amıma bakarken saölarıma bir el uzandı. Cevat'ın eliydi. Başımı kaldırınca dudaklarıma yumuldu. İçimdeki ateş yeniden harlanmıştı. Ona, "Dur aşkım amımı temizleyip geleyim!" dedim. "Gerek yok, böyle daha zevkli!" dedi, elini amıma atmış, kapanmayan iki dudağı birleştirmeye çalışıyordu. 
Cevat yatağa sırt üstü uzanırken beni de üzerine çıkarttı. Elimle hizaladığım o devasa kalınlıktaki yarak amımı yarmaya başlamıştı bile. Halit'inkinden daha kalın ve biraz kısaydı. İlk başta biraz almakta zorlansam da Halit'in canavarından kalan esneklikle rahatça almaya başladım. Yeni bir zevk dalgasının içine girmiştim. Var gücümle zıplıyor, amımdaki canavarı resmen sağıyordum. Üstünde biraz yorulunca Cevat iki eliyle götümün yanaklarından kavrayıp alttan var gücüyle sikmeye başladı. Kendimi iyice kaybetmiştim, zevk çığlıkları, inlemeler yine evde yankılanıyordu. Kasıklarımızdan çıkan tok ses ve Cevat'ın inlemeleri bana eşlik ediyordu. Bu sikişin bitmesini hiç istemiyordum... 
Cevat yavaşladı. Biraz yarağını eline alıp klitorisime sürmeye başladı. Arada amıma girip çıkıyor, sonra amıma vuruyordu yarağını. Çok azdırıyordu bu beni. Sonra beni yanına uzattı, kendisi de yan yatıp arkadan amıma girdi ve tekrar deli gibi sikmeye başladı. Aaahhh'lar, Oooohhh'lar, Ooofff'lar birbiri ardına ağzımdan çıkıyor, Cevat ise bir eliyle memelerimi diğeriyle klitorisimi okşuyordu. Diliyse boynumda, ensemde, kulağımdaydı. Beklenmedik şekilde iyi sikiyordu Cevat... 
Birkaç kere bosolacakken kendini kastı, ben de yeniden ritmimi yakalamış ve orgazm olmaya yaklaşmıştım. Pozisyon değiştirip bacaklarımı omzuna aldı, yarağını bir anda içime daldırıverdi. Bir çığlık koptu benden. İki büklüm etmiş beni, deli gibi sikiyordu. Benim en sevdiğim pozisyondu bu ve kocamla sikişirken eğer orgazm olabilirsem hep bu pozisyonda orgazma ulaşırdım. Yine nabzım kulaklarımda atmaya başlamış, gözüm kararıyordu. İlk defa ikinci orgazmıma yaklaşıyordum. İki koca yaraklı erkek hoyratça sikmişlerdi beni. Amımın hiç keşfedilmemiş yerlerine ulaşmışlardı. Ben bunları düşünürken vücudumu şiddetli bir titreme sardı. Orgazm oluyordum, hem de sular seller gibi, amımdan yatağıma ve erkeğimin taşaklarına amımın özü akıyordu. İçimdeki yarağı sağıyor, döllerini içime akıtması için var gücümle çabalıyordum. 
Çabalarıma daha fazla karşı koyamayan Cevat ta oluk oluk boşalmaya, içimde kasılmaya başladı. Terden, bebe yağından, zevk sıvılarımzdan sırılsıklamdık. İçimde nabız gibi atan koca yarağın içimi yakan o dölleri zevkimi daha da katlıyordu. Sonunda istediğimi almıştım... 
O gün ve kayınpederim gelene kadar her fırsatta üzerime atladılar. Artık evin içinde kıyafet giymez olmuştum. Neyse ki kayınpederim geldi ve biraz kendime gelme fırsatım oldu. Ama yine rahat durmuyorlardı, mutfakta olsun, banyoda olsun, samanlıkta olsun bir punduna getirip üzerime atlıyorlardı. Amımdan süzülen döllerle dolaşmaya alışmıştım... 
Böyle güllük gülistanlık vakit geçirirken kocamın yurtdışında hapse girdiğini öğrenmemle şoka uğradım. Üzüldüm desem yalan olur, ne de olsa yokluğu hiç aranmıyordu. Bir gün yine kayınpederim kaynanamı hastaneye dialize götürdü. Erkeklerimle deli gibi sikişirken hafifçe açılan kapıdan kayınpederimin kafası belirince ben korkudan kaskatı kesilirken amımdaki yarak deli gibi girip çıkmaya devam ediyordu. Ben telaşla, "Durun, yakalandık!" derken odama giren kayınpederimin çırılçıplak olduğunu farkettim. Üçü birden telaşlı halime gülmeye başladı. 
Meğerse Cuckold fantazisi olan kayınpederim her şeyi en başından beri biliyormuş. "Devam edin!" diyerek geldi yatağın köşesine oturdu ve bizi sikişirken izlemeye başladı. Kaynanama hastanede özel bakıcı hemşire tutup gelmiş. Sonraki günlerde biz sikişirken kayınpederim hep yanımızda oldu, ama pörsümüş ve kalkmayan sikiyle oynayarak mecburen köşede oturup izlemekle yetiniyordu :)
(Emine) 
88 notes · View notes
tipitip213 · 2 months
Text
Çocuğumuz Olmuyordu Kaynanam Yardımcı Oldu!
Merhaba, ben İstanbul'dan Kerem. 27 yaşındayım ve 3 yıllık evliyim. Devlet memuru bir makine mühendisiyim. Eşim Canan benden 4 yaş küçük. Evlendiğimiz günden itibaren eşimle çocuk yapmak için uğraşıyoruz, ancak eşimin ergenliğinden beri varolan yumurtlama probleminden ötürü birtürlü başarılı olamıyorduk. İki yıl denedikten sonra artık tıbbi yardım almaya başladık. Ama bu da derdimize derman olmadı. Eşim bu yüzden bunalımlara girdi, ben de elaleme rezil olacağız, hatta olduk diye çok korkuyordum.
Birgün bir aile dostumuz bize taşıyıcı annelikten söz etti. Çocuğu başkası doğuracaktı, ama yasal annesi eşim olacaktı. Son çare olarak başka bir seçeneğimiz yok gibi gözüküyordu. Üstelik taşıyıcı annelik ülkemizde yasaktı. Biraz araştırdıktan sonra Gürcistan'da bu için yapıldığını öğrendik. Aile meclisini topladık. Kayınpederim ve kaynanam ayrı yaşıyorlardı, ama bu mevzuyu konuşmak üzere onlar da katıldı bize. Kayınçom ve benim annem ve babam da vardı. En sonunda herkes taşın altına elini koydu ve Gürcistan'da bu işi halletmeye karar verdik. İçim rahatlamıştı bu sefer.
Ancak birkaç gün sonra, eşim tadımızı kaçıracak birşey daha attı ortaya, "Ya oradaki kadınlarda hastalık varsa, çocuğum hasta olursa?" dedi. Mantıklıydı, çünkü Gürcistan'da seks turizmi yaygındı ve çocuğumuzu bu konuda riske atmak doğru olmazdı. Eşim yine bunalımlara girdi, ağlamaya başladı sürekli. Aynı gün kaynanam Handan geldi. Eşimin ağlamaktan şişmiş gözlerini görünce sordu. Eşim de anlattı ve "Bize güvenebileceğimiz bir taşıyıcı anne lazım!" dedi. Düşündük taşındık, ama kimseyi bulamadık. Bulsak da, kim bize yardım ederdi ki böyle bir konuda...
Ertesi gün akşam yine kara kara düşünürken, eşimin telefonu çaldı. Arayan kaynanamdı. Eşimden telefonun sesini hoparlöre vermesini istedi. "Çocuklarım, bu söylediklerim aramızda kalacak. Benimki sadece bir teklif. Düşünün taşının, ama ben sizlerin mutluluğu için böyle bir fedakarlık yapmak istiyorum!" dedi. Biz eşimle birbirimize bakarak donduk kaldık. Eşim, "Olmaz anne öyle birşey!" diyerek kapadı telefonu.
Birkaç gün sonra, işten geldiğimde eşim yine konuyu açtı, "Ne dersin Kerem, annem olur mu?" dedi. Belli ki kaynanamla tekrar konuşmuştu. Ben sinirlenmiştim, "Nasıl olacak Canan? Elaleme ne diyeceğiz? 40 yaşında kaynanam hamile kaldı mı diyeceğiz? dedim. Eşim, "Annem 40 değil, 38 yaşında kerem ve birçok kadın bu yaşında hamile kalabiliyor. Kadın bizim için fedakarlık yapmak istiyor, anlasana!" dedi. "İyi peki. Çocuğu annenin doğurduğunu gören eşe dosta, hayır bu bizim çocuğumuz mu diyeceğiz?" dedim.
"Annem onu da düşünmüş. Sen tayinini isteyeceksin. İstanbul'dan başka bir şehire taşınacağız. Bir-iki sene başka şehirde yaşayıp, bu işi halledip tekrar döneceğiz İstanbul'a, hem de çocuğumuzla beraber!" diye cevap verdi eşim. Mantıksız değildi aslında, ama tayin mayin işi zor işlerdi. "Peki baban ne diyecek bu işe?" diye sordum. "Babamın da, senin ailenin de bu işten haberi olmayacak. Gürcistan'daki herhangi bir taşıyıcı anneden olduğunu söyleyeceğiz çocuğun!" dedi Canan.
Eşimin ve kaynanamın baskıları neticesinde kabul etmek zorunda kaldım bu işi. Tayin için de başvurdum. Bir ay içinde Kayseri'ye tayinim çıktı. İkinci ay Kayseri'ye taşınmıştık bile. Bu arada bir arkadaşım, bir tanıdığı vasıtasıyla Gürcistan'da bize yardımcı olacak kişiyi de organize etti. Tarih belirlenince işyerimden senelik izin alarak Gürcistan'a uçtuk, eşim ve kaynanamla birlikte...
Arkadaşımın Gürcistan'daki bağlantısı bizi karşıladı. Konuştuk, anlaştık. Bizden istediği 15.000 Euro parayı da peşin olarak verdik. Yarın arayacağını söyleyerek gitti adam. Biz otelimize yerleştik. Ertesi gün gözümüz telefonda bekledik, ama aramadı. Sonraki gün yine haber yok. İyice tedirgin olmuştuk. Adam benim aramalarıma da cevap vermiyordu. Israrlı aramalarımdan sonra, en sonunda gecenin bir saatinde açtı ve "Arama lan beni bir daha gavat!" dedi ve suratıma kapadı telefonu. Dolandırılmıştık. Bugüne kadar çok para harcamıştık çocuk için, ama dolandırılmak koymuştu bana. Eşim krize girdi. O gece tuvaletten gelen sesle uyandım. Gidip bakmak istedim, kapı kilitliydi. Eşim ses vermiyordu.
Kaynanamı uyandırdım yan odadan. Eşim kaynanama da ses vermeyince, kapıyı kırıp içeri girdim. Eşimin baygın halde yerde yattığını ve bir kutu ilaç içtiğini görünce, elim ayağıma dolaştı. Hemen otel görevlilerine haber verdik, ambulans istedik. Ambulans geldi, apar topar hastaneye gittik. Korkudan ağlıyorum. Eşime bir şey olursa ben de ölürdüm. Para pul, çocuk falan umurumda değildi. Doktor, eşimin midesini yıkadıklarını, komada olduğunu, şimdilik beklemekten başka bir şey yapamayacağımızı söyledi. O gece uyanmadı Canan.
Ertesi gün gözlerini açtı şükür, ama yine ağlamaktan başka birşey yapmadı. Sakinleştirici ile bu sefer doktorlar uyutmak zorunda kaldılar. Kaynanam o akşam, "Kerem kalk otele gidiyoruz!" dedi. "Noldu anne?" dememe bırakmadı, "Kalk bu işi çözeceğiz!" dedi. Taksiye binip otele geldik. Takside konuşamadığımız için odaya çıkmayı bekledim. İkimiz de tedirgindik. Odaya çıkınca, "Anne ne yapacağız? dedim. "Buraya neden geldiysek onu yapacağız!" dedi kaynanam. "Anlamadım anne?" dedim. "Anlamayacak bişey yok Kerem. Bu memlekete çocuk sahibi olmak için, beni hamile bırakmak için geldik. Şimdi beni hamile bırakacaksın!" dedi.
Ben afallamıştım, "Nasıl olur anne, nasıl yapacağız?" diye sordum aptalca. "Kerem! Bak oğlum! Kızımın hayatı ve sizin evliliğiniz tehlikede. Siz benim evladımsınız. Bir fedakarlık yapacağımı söyledim, işler sarpa sardı. Şimdi bu durumu düzeltebiliriz!" dedi. "Anne nasıl olacak, nasıl spermlerimi aktaracağım sana, anlamadım?" dedim yine safça. Kaynanam, "Oğlum vaktimiz yok. Kimseye de güvenemeyiz artık burada. Dünyadaki 6 milyar insan nasıl yapıyorsa, biz de öyle yapacağız bu işi!" diye cevap verdi. "Anne olur mu öyle şey! Sen benim annemsin! Hem Canan'a ne diyeceğiz?" dedim telaşla. "Canan birkaç gün daha hastanede kalır. Kalmasa da doktorlardan rica ederiz, uyuturlar bir iki gün daha. Biz de bu arada işi hallettik deriz!" diye beni ikna etmeye çalıştı kaynanam.
Elimde fazla bir seçenek yoktu. Bir amaç için yola çıkmıştık ve başımıza bir sürü talihsizlik gelmişti. Bu işi burada çözüp dönmek lazımdı Türkiye'ye. İster istemez kabul ettim. "Peki nasıl yapacağız anne? Ben çok utanırım!" dedim. Kaynanam, "Oğlum utanacak bir şey yok. Burada zevkimiz için bir şey yapmıyoruz! Beni Canan olarak düşün!" dedi. Hakikaten de eşim annesine benzer. "Tamam anne, ama nolur kılığını tipini değiştir, yoksa yapamam ben!" dedim. "O zaman sen bir iki saat bekle otelde, ben ufak bir alışveriş yapıp geleyim!" dedi kaynanam ve gitti.
Bir saati biraz geçen bir vakitte elinde küçük paketlerle geldi ve "Tamam, şimdi hazırlanırım! Sen de du��unu al Kerem!" dedi ve odasına geçti. Banyoya girdim, duşumu alıp çıktım. Havluyla kurulanırken, "Kerem gel hadi oğlum!" diye aradı dahili telefondan. Bornozla gittim odasına. Kapıyı açtım, oda kapkaranlıktı. El yordamıyla yatağı bulup, bornozu çıkardım ve hemen yatağa girdim. Ama yatak boştu. Az sonra ışık açıldı. O da ne! Kaynanam saçlarını tepede topuz yapmış, çok güzel ve değişik bir makyaj yapmış, üzerinde siyah jartiyerli bir takımla, karşımda bir afet gibi duruyordu. Memeleri taş gibi gözüküyordu ve sütyen ancak yarısını kapatabiliyordu. Altındaki tül külot da çok sexydi. Çok farklı bir kadın olmuştu.
Kaynanam utangaç bir sesle, "Nasıl, değişik biri olmuşmuyum Kerem?" dedi. Ben müthiş etkilenmiş, karşımdakinin kaynanam olduğunu unutmuştum bile. "Olmuşsun anne, çok güzel olmuşsun!" dedim. Kaynanam ışığı kapadı ve yatak başındaki ışıkları yakıp yanıma uzandı. "Bu gece 'Anne' demek yok!" dedi ve elini sikime attı. "Sadece o işi yapacağız değil mi anne?" dedim. Bir çimdik attı, "Anne yok dedim sana! Ne istiyorsan yapabilirsin, farz et ki bir kaçamak yapıyorsun oğlum!" dedi. Ben de, "Bu gece 'Oğlum' da yok o zaman!" dedim ve hemen öpüşmeye başladık. Kaynanam mis gibi kokuyordu. Sütyeni sıyırıp, memelerini emmeye başladım. Gerçekten de taş gibiydi kaynanamın vücudu. 38 yaşına gelmesine rağmen kendine çok iyi bakmıştı.
Kaynanam az sonra aşağıya inip sikimi ağzına aldı. "Anne ne yapıyorsun?" deyince sikimi ağzından çıkartıp, ısırır gibi yaptı ve "Anne demek yok dedim sana!" dedi. Adeta bir orospu gibi taşaklarımı avuçlayarak, sikimi emiyordu. Ben sadece içine boşalıp hamile bırakacağımı sanarken, kaynanam yılların acısını çıkarır gibi sevişiyordu benimle. Az sonra boşalacağımı anladım, "Anne dur, geliyorum!" dedim kasılarak. Sikimi ağzından çıkarıp, "Bak halen 'Anne' diyorsun!" dedi ve tekrar ağzına aldı. Ben kendimi çekmeye çalışırken, o daha bir sabitledi sikimi ağzında ve eme eme ağzına boşalmamı sağladı. Hayatımdaki en muhteşem boşalmayı yaşamıştım.
"Anne harikasın, ama neden böyle yaptın, hani hamile bırakacaktım seni?" dedim. "Bırakırsın Kerem, daha gece uzun!" dedi ve 69 pozisyonunda üstüme çıktı. Külodu jartiyerin üstüne giymişti, sıyırıp çıkardım. Kaynanamın amını götünü dillemeye başladım. Dilimi göt deliğinde gezdirmeye başlayınca, "Ohhh, oğlum harikasın!" diye inledi. Ben de poposunu ısırarak, "Oğlum demek yoktu hani!" dedim ve yalamaya devam ettim. Dilimi göt deliğine sokup çıkarmaya başladığımda, "Oaaaawww, Kerem ne diyeyim sana, müthişsin!" dedi kaynanam. "Erkeğim de bana Handan, 'Oğlum' deme!" dedim...
Az sonra kaynanam dönüp kucağıma geldi ve sikimin üzerine oturmaya başladı. Alev gibi yanan amına yavaş yavaş alıyordu sikimi. İçine girdikçe, "Ohhh Kerem, erkeğim benim, sikin çok büyük!" diye inliyordu. Otura kalka köküne kadar aldı sikimi. Biraz öyle kaldıktan sonra sikimin üzerinde zıplamaya başladı. Başına kadar kalkıp, tekrar oturuyordu. Çok geçmeden iyice hızlandırmıştı hareketlerini. Terlemiştik iyice. Kaynanam hopladıkça 'Şap, şap, şap! diye ses çıkıyordu...
Daha sonra kaynanamı üzerimden alıp domalttım. Arkasına geçip, iki elimle götünün yanaklarını ayırınca, mükemmel göt deliği kabak gibi ortaya çıkmıştı. Dilimle tekrar muamele yapmaya başladım. O sırada, "Oğlum hep dilini mi sokacaksın oraya?" diye inledi. Ben şaşırmıştım, demek götten de sikmemi istiyordu kaynanam. Doğruldum, sikimin başını dayadım ve ittirmeye başladım götünün deliğine. Başı kolay girdi, ama biraz yüklenince, "Ahhh!" diye inledi kaynanam. Sikimi geri çekip, tükürükleyip bir daha yüklendim. Bu sefer daha da ilerledim. Kaynanamdan, "Aaaoohhh!" diye bir inleme geldi bu sefer. Biraz çekip, tekrar yüklendiğimde artık sikim köküne kadar kaynanamın götüne girmişti. Kaynanam bir çığlık attı ve "Oğlum ne yaptınnnn, müthişsinnn!" diye inledi. Bunu duyunca ben gidip gelmeye başladım ve "Sen 'Oğlum' demekten vazgeçmeyeceksin demek ki! Tamam, devam et, 'Oğlum' de bana! 'Oğlum' deee!" diyerek kaynanamın götüne hızlı hızlı pompalamaya başladım.
Kaynanam altımda çıldırmıştı. Yüzünü tamamen yatağa baştırmış, çarşafları sıkıyordu. "Ohhh! Sik beni oğlummm! Daha sert bas, aslan oğlummm!" diye inliyordu. Ben de ellerini arkada kelepçe yaptım ve sikimi iyice çıkarıp tekrar girmeye başladım kaynanamın götüne. "Ohhh, annem benim, harika götün var, süpersinnn!" diyerek köklüyordum... Bir müddet sonra yine boşalacağımı anladım ve "Anne geleceğim!" diyerek durdum. "Devam et oğlum, durma, götüme boşal!" dedi. Ben yeninden kökledim götüne ve birkaç kez daha pompalayıp, kaynanama kitlenerek götünün derinliklerine boşaldım... Boşalmam bittikten sonra, "Anne mükemmel bir kadınsın!" dedim. "Sen de harikasın oğlum, hiç böyle bir zevk aldığımı hatırlamıyorum!" dedi. Yatakta uzanırken, "Ee, bu da boşa gitti anne!" dedim gülerek. Kaynanam elini taşaklarıma attı ve "Hiç önemli değil aslanım, sen de bu sik varken daha çok şansımız var!" dedi.
Biraz dinlenip kalktık. Minibarda Bira, Vodka, Viski falan ne varsa içtik. Sonra kaynanam karşımda sexy bir şekilde dans etmeye başladı. Tanrım, çok güzel bir kadındı. Yani para versen böylesini sikemezsin. Az sonra yine kucağımdaydı. Memelerini ağzıma verdi. Emmeye doyamıyordum. Bacak arama indi, sikimi göğüslerinin arasına alıp memeleriyle mastürbasyon yapmaya başladı bana. Sikim yine dikelmişti. Ama kaynanam gülerek, "Götümden döllerin akıyor, ben bir duş alayım!" deyip kalktı ve banyoya gitti. Duşunu aldıktan sonra kapıdan, "Hadi banyoya erkeğim!" diyerek bir göz kırptı. O göz kırpması beni tekrar azdırmaya yetti. Peşinden azgın bir boğa gibi girdim banyoya.
Kaynanam jartiyeriyle suyun altındaydı. Hemen ben de küvete girip, kaynanamı yüzüstü duvara yasladım ve götünün yarığına kafamı gömdüm. Her yerini yalamaya başladım tekrar. Sonra uzun uzun öpüştük, dillerimiz birbirine dolanıyordu. Daha sonra kaynanam benim taşaklarım dahil her yerimi yalamaya başladı. Taşaklarımın hepsini ağzına almaya çalışıyordu. Sikimi de gırtlağına kadar sokup çıkarıyordu. Mür müddet sonra doğrulup, kulağıma yaklaştı ve "Hadi erkeğim, şimdi zamanı geldi!" dedi. Ben ayağa kalktım ve kaynanamın arkasına geçtim. Ve arkadan amına girdim. Hızlı hızlı sikmeye başladım. Suyun da etkisiyle 'Şap, şap, şap!' ses çıkıyordu her vuruşta. Kaynanam da ben vurdukça, "Erkeğim, aslan oğlum, sik anneni, daha sert, hadi koçum benim!" diye inliyordu...
Daha sonra kaynanamı döndürdüm. Duvara sırtını yaslayıp, ayakta amına girdim tekrar ve sikmeye devam ettim. Kaynanam boynuma dolandı. Ben bastıkça inliyordu. Sonra bacaklarını belime doladı. Ben de alttan ellerimi kalçalarına attım, ayakta kucakladım kaynanamı ve amına girip çıkmaya devam ettim. Kaynanam kucağımda çığlık çığlığaydı. "Hadi oğlum, karını siker gibi sik anneni, karını döller gibi dölle anneni, aslan erkeğim benim!" diye inlerken, ben de hareketlerimi hızlandırdım. Az sonra ellerimi bacaklarının altından geçirerek bacaklarını iyice ayırdım ve kollarını tuttum. Amına daha hızlı pompalamaya başladım. Ve sonrasında çığlık çığlığa kaynanamın amcığına tüm spermlerimi fışkırttım. Kaynanam, "Ooaaahhh erkeğim, aslan oğlum benimmm!" diyerek inledi. Kucağımda sikilmekten ve çığlık atmaktan bitap düşmüştü, kollarıma yığıldı kaldı.
Küvetten çıkarıp, kuruladıktan sonra yatağa yatırdım kaynanamı. Kaynanam, "Harikasın oğlum, resmen işimi bitirdin!" diyerek uykuya geçti. Ben de yorulmuştum, ben de kurulanıp, yanına yattım. Tam uykuya dalmıştım ki, hatta biraz uyumuş da olabilirim, elim kaynanamın götüne değdi. Taş gibi götü hissedince sikim yine kazık gibi oldu. Doğrulup, yüzüstü yatan kaynanamın göt deliğini yalamaya başladım yine. Kaynanamın götüne doyamıyordum. Kaynanam sızmış bir şekilde yatarken, göbeğinin altına yastık koyup, bir kez daha götünü sikmeye başladım...
Yine götüne boşalacaktım ki, kaynanam, "Ağzıma istiyorum oğlum!" diye inledi. Ben şaşırmıştım. Hiç hareket etmemişti ben götünü sikerken, ama demek ki uyanıktı ve hareketlerimden, hırlamalarımdan boşalacağımı anlamıştı. Sırtüstü çevirdim ve sikimi ağzına yaklaştırdım. Hemen ağzını açtı. Ben de 31 çekerek ağzına boşaldım kaynanamın. Bütün spermlerimi yuttu. Dudaklarına bulaşanları da diliyle ağzına aldı...
Ertesi sabah çok mutlu uyandık. Hastaneye sabah erkenden gittik ve eşime mutlu haberi verdik. Eşim nasıl olduğunu sorduğunda, hastanede başka biriyle tanıştığımızı, onun yardımcı olduğunu, kendisinden aldığımız yumurta hücreleriyle benim sperm hücrelerimi kaynanamın rahmine yerleştirdiğimizi, bu sayede işi başardığımızı anlattık. Eşim çok mutlu oldu ve o gün taburcu oldu. İki gün daha kaldık Gürcistan'da, gezdik, dolaştık biraz. Kaynanamla kaçamak bakışlar atıyorduk birbirimize arada. Ardından Türkiye'ye döndük...
Kayseri'ye de hemen alıştık. Büyük bir şehirdi burası da. Eşime de, çalıştığımız firmalardan birinde Cumartesi günleri de mesaisi olan bir muhasebe işi buldum. O ilk cumartesi günüydü. Rüyamda birisi sikimi yalıyordu. Az sonra uyandım. Rüya değildi, odamdaydım. Demek ki eşim yalıyordu sikimi. Derken bir baktım ki kaynanam, yine o geceki jartiyerli takımını giymiş, yine harika bir makyaj yapmış, sikimi emiyordu. "Anne ne yapıyorsun?" dedim kendimi çekerek. "Bir şey yapmıyorum oğlum. Sadece o geceyi unutamıyorum. Ne var anneni bir kere daha doyursan! Birkaç aya karnım şişer zaten, günleri değerlendirelim bence!" diyerek tekrar sikime yumuldu. Benden günah gitmişti. Kaynanamı o gün eşim gelene kadar evire çevire, amdan götten siktim. Akşam götünün üzerine oturamayacak haldeydi, ama memnundu...
O yılı Kayseri'de geçirdik. Kaynanam bize bir kız çocuğu doğurdu, adını Eda koyduk. Çok tatlı bir bebekti. 3-4 ay sonra İstanbul'a tekrar tayinimi aldırabildim. Kimse bir şey anlamadan bu işi halletmenin verdiği gurur, kaynanamı sikmiş olmanın verdiği mutlulukla döndük mahallemize tekrar. Kaynanam da bir üst katımızdaki evine yerleşti. Kaynanam doğumdan önce biraz zayıf bir kadındı, hamilelikte aldığı kiloları da hızlıca verdi. Ama önceki gibi zayıf değildi artık. Bu sefer tam bir afete dönüştü. Eşim de çalıştığı için Eda'ya kaynanam bakıyor. Yani Eda'nın da öz annesi, kendi kızının bakıcılığını yapıyor. Bazen işten erken çıktığımda Eda'yı almaya ben çıkıyorum kaynanamın yanına. Eda'yı almadan önce bir posta sikiyor, sonra Eda'yı alıyorum. Bazen de işten geldiğimde kaynanam bizim evde oluyor. Eşim daha gelmemişse, o gelene kadar kaynanamı doyuruyorum. Bazen o kadar azgın oluyoruz ki, Eda ağlasa da bakmıyor, sikişmeye devam ediyoruz... Bir sene sonra kaynanam bir kere daha hamile kaldı, ama onu eşime hissettirmeden aldırdık...
Aradan yıllar geçti, Eda bu sene anaokuluna başladı. Kaynanam da 45 yaşına geldi, ama halen bir afet. Hatta halen eşimden daha güzel. Ve halen eşim işteyken ve Eda okuldayken sikiyorum kaynanamı. Cumartesi günleri eşim çalışıyor, ama Eda'nın okulu yok. Uyuduğu zaman rahat rahat sikişiyoruz. Uyanıkken de televizyonda ona bir çizgi film takıp, kaynanamla evin değişik yerlerinde sikişmeye devam ediyoruz. Bazen kaynanam Eda'ya yemek yedirirken, arkasına geçip sikiyorum kaynanamı. Bazen kaynanam mutfakta yemek hazırlarken arkasına geçip eteğini sıyırıp sikiyorum hemen. Bazen de kaynanam Eda'yı kucağına alıyor, ben de kaynanamı kucağıma alıp sikiyorum. Bazen üçümüz evcilik oynuyoruz, Eda dışarda kalıyor, ben kaynanamla çadıra girip ağzına veriyorum. Bazen de doktorculuk oynuyoruz, Eda kaynanamın annesi oluyor, ben doktor oluyorum, kaynanam da hasta. Tabi her seferinde hastaya iğne yapıyorum ;)
Bir keresinde az kalsın eşime yakalanıyorduk. Bizim evdeydik, Eda odasında oynarken, ben kaynanamı salonda kanepenin kolçağına domaltmış götünden sikiyordum. Tam kaynanamın götüne boşalmıştım ki, kaynanamın telefonu çaldı. Arayan eşimdi. "Anne kapıyı çalıyorum neden açmıyorsun?" dedi. Kaynanam telaşla, "Kızım alt kattayız, buraya gel!" dedi. Hemen toparlandık, üstümüzü başımızı düzelttik. Ben Eda'yla oyun oynuyormuşum gibi yaptım, kaynanam da mutfaktaymış gibi yaptı. Eşim gelince birşey anlamadı, ama ben kaynanamın eteğinin altından bacağından sızan spermlerimi gördüm ve hemen kaynanamı uyardım. Kaynanam da gözlüğünü almak bahanesiyle yukarı çıkıp temizlendi...
Cumartesi günleri halen benim için en güzel gün. Eşime yakalanmadığımız sürece kaynanamı sikmeye devam edeceğim!
[Kerem]
83 notes · View notes
h1issizbiradam · 1 year
Text
MERAK ETTİĞİNİZ SORULARI ALAYIM?
1)İsmin nedir?
2)Kaç yaşındasın?
3)Hangi burcun insanısın?
4)Kendini tanımlayacak olsan hangi cümleleri yazardın?
5)Boy ve kilon kaç?
6)Hangi şehirde yaşıyorsun?
7)Kendine aynada baktığında neler hissediyorsun?
8)Sevgilin var mı?
9)Sevgilin yoksa nasıl bir sevgili isterdin? Özelliklerini yazabilir misin?
10)Hangi burcun insanını çekici buluyorsun, neden?
11)Hangi burcun insanından nefret edersin, neden?
12)Aşkın hayatında yeri nedir?
13)Sevgilin olduğu halde başka karşı cinslere mavi boncuk dağıttın mı?
14)Hiç aldatıldın mı?
15)Sanal sevgiliye bakış açın nedir?
16)Hangi müzik türlerinden hoşlanıyorsun?
17)Hangi dini inanca sahipsin?
18)Sosyal misin yoksa asosyal mi?
19)Günlük yaptığın aktiviteler arasında en çok zevk aldığın hangisidir?
20)Hayatın boyunca yapmam dediğin bir şeyi yaptın mı?
21)En büyük pişmanlığın neydi?
22)Bugüne kadar kaç tane sevgilin oldu?
23)Kendini dış görünüş olarak yeterli buluyor musun?
24)Nasıl bir karaktere sahipsin?
25)Herhangi bir şeye zaafın var mı?
26)Herhangi bir fetişin var mı?
27)Cinsellik aşkı öldürür mü?
28)Senin için karşı cins neyi ifade ediyor?
29)İnternetsiz bir yaşam düşünebilir misin?
30)İç güzellik mi daha önemlidir yoksa dış güzellik mi?
31)Hangi yabancı dizileri izliyorsun?
32)Anime izleyen insanlar hakkında ne düşünürsün?
33)Favori bir animen var mı?
34)Evcimen misin yoksa gecelerin kuşu mu?
35)Nasıl bir hayatın var?
36)Evlilik ve aşk bir kader midir?
37)Oyun bağımlısı mısın?
38)Hiç cinsel ilişkiye girdin mi? Evetse, pişman mısın?
310 notes · View notes
tamamsenkazandn · 1 month
Text
Hayatımda ilk defa bir bayramı kendi evimizde geçirdim. Hep ailemle, başka şehirde olurdum. İlk defa evimizde ve ailem olmadan tek başıma duvarlara bakarak gecirdim. Yillardir ilk defa bir bayram sabahinda evde insan oldugunu görmek nasil bir duygu olduğunu sordum duvarlara. Henüz bir cevap vermediler, verirseler sıkıntı.
34 notes · View notes
matmazelnoraliya · 29 days
Text
"İçinde bulunduğu birtakım kaygılardan kaçıp kurtulabilse, öyle sevinecekti ki…"
Hava bir tuhaf. Hayal kurmaya yönelik bir tutum var havada. Kaçmaya müsait bir bulutluluk. Bir balkon olsa şimdi. Kimsenin seni tanımadığı bir şehirde. Kahvenin içine konyak kendiliğinden düşse, kocaman bir hırkanın içinde olsan şimdi sen. Bir şeyi terk etmiş olsan. Mesela bir şehri. Mesela kendini, yüzünü filan mesela. Sadece otelin kat görevlisi bilse ismini, sadece tesadüfen. İsminin yanlış telaffuz edildiği bir şehir olsa bu, sen de artık başka bir isme sahip olsan.
Ece Temelkuran
47 notes · View notes
tipitip213 · 19 days
Text
Bir gecelik ilişki
Anlatacağım hikaye birkaç ay önce yaşanmış gerçek bir olaydır. Bir seminer için şehir dışında bulunduğum bir hafta sonu, dinlenmek için girdiğim bir kafede kahve içerken tanıştım Fatma ile. Otuz yaşında, ince yapılı, beyaz tenli, kumral uzun saçlı, gösterişsiz giyimli bir kadındı.
İlk bakışta aşırı güzel bir kadın gibi olmasa da nasıl olduysa ilgimi çekmişti. O şehirde üniversite okumuş ve sonra oraya yerleşmiş olduğunu söylemişti. Aslen mutaassıp bir ailenin kızıymış. Daha önce bir sevgilisi olmuş ve ailesi onun ile evlenmesine karşı çıkmış, sonra tek başına devam etmiş hayatına.
Nasıl oldu ise sohbete daldık, o sırada sadece hafta sonu için orada olduğumu, sonra geri döneceğimi, zaten evli olduğumu söyledim; bu konuda yalan söylemeye gerek görmedim. Sohbetimizin kahve ile sınırlı kalmamasını, beraber bir şeyler içmek istediğimi söyledim.
Atıştırmalıkları güzel ve kokteyl menüsü zengin bir mekana geçtik, içeceklerimizi sipariş ederek muhabbete devam ettik. Anlattıklarına bakılırsa masum bir tarzı vardı, fakat muhafazakar ailelerin kızlarının masum rolü oynamayı iyi bildiklerini bilirim.
Alkolün etkisi belirginleştikçe birbirimize daha samimi davranmaya başlamıştık. Ayrıca, özgüveni çok yüksek bir kız olmadığını da kısa sürede fark etmiştim. Saat akşam sekize doğru gelirken,
"Buradan kalkalım, manzarası güzel olan daha başka bir yere götüreceğim seni!" dedim. Taksiye bindik ve kaldığım lüks oteldeki odama geldik. Odaya sipariş ettiğim şarap ve atıştırmalıklar ile deniz manzarasına karşı balkonda oturduk. Şaraplarımızı yudumlarken sohbete kaldığımız yerden devam etmeye başladık...
"Ben aslında bu kadar çok içki içmem!" dedi. Ben de,
"Sana yapacaklarımı bilsen içmen gerektiğini de bilirdin!" dedim ve güldüm. Sözlerimi tuhaf bulduğu belliydi, ama pek de üzerinde durmadı; o dakikadan sonra ne olursa olsun o gece benim olduğunu bilerek geldiği belliydi.
Tuttum elinden, ayağa kaldırdım ve dudaklarına bir öpücük kondurdum. Dokunuşlarıma heyecanlı ama uyumlu karşılıklar veriyordu. Odaya geçtik. Onu çırılçıplak kalana kadar soydum, ama kendim soyunmadım. Utangaç ama itaatkar şekilde karşımda duruyordu.
Vücudu ince, göğüsleri küçük, teni beyazdı. Şöyle bir kendi terafında döndürüp sırtına ve götüne göz attım, fena değildi. Ona bir eşya gibi davranıyor ve kendisini öyle hissetmesini sağlıyordum.
Vücudunu okşuyor, göğüslerini sıkıştırıyor, götüne tokat atıyor, boynunu sertçe tutuyor, göğüs uçlarını ısırıyor, belini kavrıyor, saçlarını tutuyor, bacaklarını okşuyordum. Kendisini tamamen edilgen hissetmesini istiyordum.
Bir süre sonra istediğim kıvama gelmişti. Diz çökmesini sert bir ses tonuyla ve emir kipinde söyledim. O önümde dizlerinin üstünde dururken soyundum ve kalkmış yarağımı ağzına yüzüne sürtmeye başladım. Sonra ağzına verip yalamasını ve emmesini izledim. Tecrübeli olduğu belliydi, ama çok da iyi sakso çekemiyordu.
“Sikimi iyice ıslat bebeğim. Aksi takdirde canının yanacak. Çünkü amına tek hamlede gireceğim”
Yaptığı oral seks işlemine ara vermeden, kaygılı ama kabullenmiş bir şekilde gözlerime bakarken sikimi daha da ıslak şekilde yalamaya özen gösteriyordu.
Ayağa kaldırdım ve yatağa sırt üstü yatırdım. Misyoner pozisyonunda üzerine uzandım ve yarağımı amına hizalayıp tek hamlede girdim. Canı yanmıştı, bunu görebiliyordum. Sessizce inledi ve içine aldı.
Sikerken boynunu ve göğüslerini emiyordum. Bazen bacaklarını sıkıştırıyor, bazen onları omzuma alıyordum. Hafif hafif inliyor ve sikilmenin tadını çıkartıyordu.
Uzun uzun sikilmek isteyeceğini tahmin ediyordum, çünkü böyle gösterişsiz kızlar saçma sapan ve genelde beceriksiz erkeklerle yattıkları için uzun süren cinsel ilişkiye hasret oluyorlardı. Erken boşalmayan, kaslı ve yakışıklı bir adam olarak Fatma için adeta bir nimet sayılırdım.
Yaklaşık yarım saat sikip göbeğine ve göğüslerine boşaldım. Sonra şarabımı getirmesini istedim. Getirdi ama yatağa tekrar girmesine izin vermedim. Ben yatakta oturarak kadehimi yudumlarken onun ayakta beklemesini istiyordum.
Sessizce bekliyordu, ki muhabbete devam etmeye başladım. Kültür seviyesi hiç de düşük değildi; müzikten ve edebiyattan anlıyordu, bu da benim hoşuma gitmişti. O sırada halen ayakta idi.
Uzunca bir sohbetten sonra götünü sikeceğimi ve orayı hazırlamasını söyledim. Şaşkın ve biraz da korkulu şekilde baktı ve itiraz etmeden banyoya gitti. Giderken de,
“Duş al ve üzerindeki döllerimi de yıka!” dedim. Daha önce anal seks yapıp yapmadığını sormadım, ama sorsam eminim ki hiç yapmadığını söylerdi, çünkü masum görünmek isteyen kadınlar öyledir...
Banyodan geldi ve nasıl hazırlık yapması gerektiğini bilmediğini söyledi. Gülümsedim ve onu tekrar dizlerinin üzerine çökmeye yönlendirdim. Fakat bu defa önce taşaklarımı yalamasını ve ben söyleyene kadar sikime dokunmamasını söyledim.
Taşaklarımı yalarken dilini, dudaklarını, ağzını yüzünü izliyordum. Çenesi ve taşaklarım tükürük içinde kalmıştı, bu beni daha da tahrik ediyordu. Sonra kalkmış yarağımın başını ağzına verdim.
Bolca tükürük ile yavaş yavaş yalamaya devam etmesini söyledim. Yorulduğu belli oluyordu ama ben söylemeden yarağımı ağzından çıkarmasına izin vermeyeceğimi anlamıştı.
Sonra elinden tutup kaldırdım, banyodan şampuan getirmesini ve yatağa domalmasını söyledim. Yavaşça gitti, şampuanı getirdi. Yatağa domaldığında kafasını çevirmiş ve bana bakıyordu, korkuyor gibiydi.
Şampuanı aldım ve göt deliğine döktüm. Sonra baş parmağımı götüne soktum ve şampuanı içeri doğru sürdüm. Fakat çok da uğraşmadım, çünkü canının biraz yanmasını da istiyordum. İtaatkar bir şekilde ama bir yandan da çırpınarak göt vermesini istiyordum.
Arkasına geçtim, bir elimle saçlarını sımsıkı tuttum, diğer elimle yarağımı göt deliğine yasladım. Korktuğunu anlamamak mümkün değildi, vücudu titriyordu. Götüne itince acı dolu bir ses ile inledi.
Deliği aşırı dardı, zorla girmiştim. Tüm o teslimiyetçi tarzına rağmen refleks ile öne doğru kaçmaya çalıştı, fakat bunu tahmin ederek saçlarından öyle sert tutmuştum ki, pek de kaçamıyordu. Hiç beklemeden sikmeye başladım.
“Ahh… Yavaşş… Lütfen…”
Sesi neredeyse ağlayacak gibi geliyordu, ama o durumda ona acımam mümkün değildi, çünkü zevkten göklerde uçuyordum.
Acı inlemeleri zaten devam ediyordu, fakat ben bir yandan saçlarını çekerken diğer elimle de götünün yanaklarına sert tokatlar atıyordum. Her tokat attığımda çığlık atıyor ve bir yandan da vücudu kasılıyordu.
Her kasılmada götü de kasılıyor ve deliği sikimi sımsıkı sarıyordu. Bundan dolayı da canı ayrıca yanıyordu. Çaresiz şekilde göt siktirmesi, içimdeki hayvanı daha da tahrik ediyordu. Ağlamıyordu, ama saçlarından tutup kafasını yana doğru çevirince yüzündeki ıstıraplı ifadeyi görmüştüm. Dedim ya, canını yakmak hoşuma gidiyordu...
Götünü o pozisyonda ne kadar süre siktim bilmiyorum, ama yorulduğu halde acı sesleri kesilmemişti, belli ki götü bir türlü alışamıyordu. Son bir hareketle saçlarından kendime çektim ve hırlayarak götünün içine boşalmaya başladım.
Sarsılarak ve sert darbeler ile boşalıyordum. Sonra bir süre içinde bekledim, hareketlerim yavaşladı, son olarak sikimi götünden çıkardım. Göt deliği belirgin şekilde tahriş olmuş, hatta bir miktar açık da kalmıştı.
Bir süre uzandık, sonra beraberce duş aldık ve tekrar yatağa geçtik. Uyumadan önce sırtıma güzelce bir masaj yapmasını istedim. Tüm yorgunluğuna karşın yaptığı masaj beni oldukça rahatlatmıştı.
Sabah uyandığımda o halen uyuyordu. Götünü elimle ayırıp baktım, deliği kıpkırmızıydı. Sabah ereksiyonu ile semsert olmuş sikime biraz şampuan sürüp arkasına geçtim ve o yüz üstü yatarken arkasından amına yavaşça girdim.
Yarağımın vajinasını bir anda doldurmasıyla uyanmıştı. Ellerini arkasında sıkıca tutarak amını sertçe sikmeye başladım. Kısa süre sonra yarağımı amından çıkartıp üzerine biraz daha şampuan sürüp bu defa göt deliğine doğru ittim.
Yarağım göt deliğine girerken Fatma'dan, "Ihhh!" sesi geldi, ama önceki gece olduğu gibi acı çekmiyordu. Acıktığım ve kahvaltıya gitmek istediğim için hızlıca siktim ve götünün içine boşaldım.
Geceye nazaran çok daha sakin bir seks olmuştu. Duşa girip çıktık ve sonra kahvaltıya geçtik. Kendisini parçaladığımı, hiç böyle tutkulu bir şey yaşamadığını, benimle olmaktan çok zevk aldığını, ama götünü sikmemden haz duymadığını söyledi.
Ne hissettiği ile ilgilenmediğimi beden dilimden anlıyordu, ama bana serzenişte bulunamayacağı ve bana itiraz edemeyeceği hissini o sırada bile yaşıyordu.
Telefon numaramı, soyadımı ve bana ait başka bir iletişim bilgisini de kendisine vermedim. Aynı gün öğleden sonra evime dönmek üzere ayrıldım. Bir daha görüşmedik!
35 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 10 months
Text
Yarım kalan bir hikayeyiz artık seninle
Ayrı yollara yürüyoruz
Hayat bu...
Serseri bir rüzgar gibi estin sen şimdi uzaklara
Ben göğsümde solgun bir gülle yaşarım yıllarca
Yaşamaksa bu!
Ayrı akşamlara yatıp
Ayrı sabahlara uyanırız bundan sonra
Hataları aşk sanıp
Başka tenlerde avunuruz boşuna
Ve gizli gizli yaralanırız
Şunu bil ki daima
Ben, en güzel yeri hatırana saklarım
Talan olmuş gönül bahçemde
Saçlarımda tel tel hüzünlerle
Gözlerimde azalan güneşlerle
Ben hep seni beklerim bu şehirde
Bir gün dönersin diye
Kendine iyi bak ey sevgili!
73 notes · View notes
sillagen · 3 months
Text
Mübarek gecelerde burda etkileşimde olduğum insanlar aklıma gelince internet nasıl bir şey ya oluyorum. Herkesin hayatı bir şekilde başka şehirde ilerliyor ama kalben ona ısınmışsın ve dua ediyorsun. Allah bir kulunun isteğini yerine getirecekse ve hidayet nasip edecekse başka dillerden de dua ettirir hakikaten. Bilmediğimiz çoğu insanın duasına katılmış olabiliriz. Benim duama da çoğu insan habersiz katılıyor. Allah büyüksün yarabbi oluyorsun. Ben aracıyım kime dua edersem edeyim ama seni aklıma Allah düşürdü demek ki ihtiyaç hasıl oldu oluyorum
32 notes · View notes
gunesliblogg · 2 months
Text
başka bir şehirde sıfırdan düzen kurma isteği sal peşimi be kardeşim
17 notes · View notes
benimkucukdunyam-hb · 4 months
Text
Tumblr media
Cahit Zarifoğlu'nun;
"Başka bir şehirde her şeye yeniden başlamak isterdim." dediği yerdeyim.
47 notes · View notes