Tumgik
#gunes misali
aksamisiginda · 2 years
Text
Tumblr media
“Gözlerin geldi aklıma,hayallere daldım,Sezan Aksu misali” ‘Ben Sende Tutuklu Kaldım’ ….
3 notes · View notes
rabiayqt · 2 years
Text
Tumblr media
Ha hahahahahahah :))) benim yapamadığımı kediler yapıyor (olmadığı için yapamamış olabilir misin ¿¿) ağliyimmii ^^
6 notes · View notes
benkokobebis · 2 years
Text
bir cocuk tanirim, gulusu tum yildizlara hitap eder, hele gulunce kisilan gozleri hilaldir benim icin, bazen dolunay gibi boncuk boncuk bakar yuzume, bazen catar kaslarını bir simsek cakar, bazen ofkelenir firtina kopar, bazen suzulur gozlerinden yaslar o sira yagmur baslar, kalbi gunes misali ruhu isitir, hele o kalbin icindeysen eğer kavrulursun çölde bir kum misali, bazen içten içe sıkılır bulutlu hava gibi, bazen darilir bana , poyraz olur , lodos olur, bazen gecem olur bazen gunduzum , bazen ruhum olur bazen bedenim, bazen ben o, o ben olur, bazen bir bebek gibi ilgi ister, bazen bi ihtiyar gibi huysuzlasir, sevgisi gokyuzu kadar buyuktur sonu gelmez..
7 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media
Aydınlık neyin oluyor senin
Gökyüzü akraban filan mı
Beni bulur bulmaz gözlerin
Şimşek çakıyorum yalan mı
" Atilla İLHAN
27 notes · View notes
Text
"Ay güneşten daha güzel...🌌🦋"
4 notes · View notes
smallmurmurous · 2 years
Text
Tumblr media
"Yerden bakınca anladım gökyüzüne sahipmişsin"
3 notes · View notes
bensiyahh · 2 years
Text
Tumblr media
1 note · View note
yikikbiri0 · 2 years
Text
Tomris uygar yorgunluğunu şöyle dile getirmiş;
"Çok bağırdım duyulmadı ,artık fısıldamam bile..."
1 note · View note
paininmysoul02 · 2 years
Text
☾︎𝐧𝐞 𝐚𝐲 𝐠𝐞𝐜𝐞𝐝𝐞𝐧 𝐚𝐲𝐫𝛊𝐥𝐦𝐚𝐲𝛊 𝐛𝛊𝐫𝐚𝐤𝛊𝐫, 𝐍𝐞 𝐝𝐞 𝐛𝐞𝐧 𝐬𝐞𝐧𝐢𝐧 𝐠𝐮̈𝐳𝐞𝐥 𝐠𝗼̈𝐳𝐥𝐞𝐫𝐢𝐧𝐝𝐞𝐧 𝐤𝐚𝐜̧𝐦𝐚𝐲𝛊...♡︎
1 note · View note
muebbethapis · 3 years
Text
disarda yagmur yagiyor gunes de var.. aglarken gulmek misali..
7 notes · View notes
aksamisiginda · 2 years
Text
Tumblr media
“Sarılsak geçerdi darıldık öyle kaldı”.
1 note · View note
rest-in-being · 3 years
Text
Her  seyin bir  zani  var     zamanindan once  olan seyde  hayir  olmaz    nasil ki  bir  bebek  anne  rahminden        9 ayini  bitirneden ciksa         sikinti  ise     bir cicek  kis  zamani  actiginda   sikinti  ise  dervisinde  hirsa  kapilarak     zamanindan  once  olgunlasmayi  istemesi  sikintidir    buyolda     sabri  ilnek  ilnek  dokumasi  gerekir     zamani  gelince  gunes  onun icin acar   ve       zamaninda  meyve  veren bir agac  misali  etrafindakileri  doyurur
2 notes · View notes
nunulanka · 7 years
Photo
Tumblr media
HAYAT BAZEN. 🐚 . Hayat bazen, Sabah bas agrisiyla uyanmak gibi, Ne sari, ne mavi, Ust uste binen dusuncelerle anlasilmasi zor gri bir saka misali. . . Yollar bazen, birbirine dolanan yilanlar gibi hangisi uzun, hangisi kisa… Kimisi tastan, kimisi toprak acilmadan sirri bilinmeyen sira sira dizili kapilar gibi. . . Ben bazen, Yol kenarinda acmayi seven eflatun cicekler gibiyim. Uzak diyarlardan gelen duman bakisli yolculara goz kirpan sarman bir ciftlik kedisi. . . Ve yollarin catallastigi bir hayat kosesinde, yagmura inat ucan leylekler gibi bir kahkaha olurum. . . Yolcular evlerine eflatun ciceklerle doner Eflatun cicekler gezmeyi sever. . . Kapilar acilir, kapilar kapanir ve yollar kahkahayla aydinlanir. Hayat dedigin nedir ki, bazen ertesi sabah gunes gibi uyanilir. . . Hayat bazen, tam da boyle iste 🙃 #illustration #poem #siir #doodle #fun #sketch #latenightpoems (at Brick Lane)
4 notes · View notes
Text
Sevdiğim - Ferdi Tayfur
Sevdiğim – Ferdi Tayfur
seni oyle gorecegim geldi ki gel de bu hasreti bitir sevdigim yoklugun icimde alev misali gel de bu atesi sondur sevdigim
gunes batip karanliga erince saramadim seni neden gonlumce
bir tatli soz bekledim hep omrumce cok mu gorup soylemedin sevdigim
bir kalem al bir de kagit eline yaziversen bana bir kac kelime ortak olmak istemezsen derdime bunu bana bildiriver sevdigim
hayatin anlami kalmadi…
View On WordPress
0 notes
sessiznotafan · 5 years
Text
Sevda sözleri yazımızda sevdaya dair en güzel sözler, en etkileyici sevda sözleri ve aşkın en güzel hallerini anlatan mesajlar bulabilirsiniz.
Birçok insan yirmi beş yaşında ölür ve yetmiş beşe kadar gömülmez
Bugüne kadar karşılaştığım onca insan oldu. Ama hiçbiri benim can kırıklarımı birleştiremedi
Bütün dünyam, uzayın karanlıkları kadar kararmışken sen çıktın karşıma, bir güneş misali
En sevdiğim mevsim bahar, en sevdiğim ay Hazirandır. Yılın bu zamanları senin gülüşünü hatırlatır bana
Hayata karşı dimdik durdum bugüne kadar. Beni devirmeye sadece senin rüzgârın yetti
Hayata karşı dimdik durdum bugüne kadar. Beni devirmeye sadece senin rüzgârın yetti
Kalbim seni görünce o kadar hızlı atmaya başlıyor ki, işte çoğu zaman bu yüzden yanından uzaklaşıyorum
Ne zaman ki yalnızlık duygusuna kapılırsan, elini kalbini götür. Geçmişte de gelecekte de ben hep senin en yakınında, kalbinin derinliklerinde olacağım
Okyanusun içindeki her kum tanesinin su ile bütünleşmesi gibiydi benim sana olan inancım
Yaşamak değil, beni bu telaş öldürecek. – Özdemir Asaf
Sevda Sözleri Sevda sözleri yazımızda sevdaya dair en güzel sözler, en etkileyici sevda sözleri ve aşkın en güzel hallerini anlatan mesajlar bulabilirsiniz.
0 notes
makiwara-blog · 5 years
Text
Ofis ciftcinin kara gun dostudur.
-“Ne en cok neyini mi ozledim?? ahahahaha!!”
Guzel kadinin sesli kahkahasi butun ofiste yankilandi. Yanki, ofisin ucundaki cama carpti koseden diger bolume sekti cirkin kadina carpti cirkin kadin yuzunu eksitti. Guzel kadinin etrafindaki telefonda baskalariyla konusan baskalari, kafalarini cevirip guzel kadina baktilar. Bir an dikkatleri dagilir gibi oldu sonra konusmalarina geri donduler. Ofiste bir ugultu hakimdi mesai bitimine dogru son viraj alinmis saatler ceyrek kalayi gosteriyordu. Guzel kadin gibi diger baskalari da kendi gecelerine hazirlaniyordu. Tabii hepsi guzel kadin ile konusan telefonun diger ucundaki kadar sansli degildi.
Sevgilisi tarafindan aldatilan ve bunu sosyal medyadan farkeden genc kadin;
-“Senden igreniyorum nefret ediyorum beni bir daha sakin arama Allah belani versin hayvan herif!!”
Genc adam;
-“Kanka simdi kacta bulusuyoruz? Bira, patates mac saat 7'de anlastik saatlerimizi ayarlayalim keh keh. Ne kargom mu? Yok ya daha gondermedi serefsizler.. Bir daha kara cuma derlerse irkcimisiniz olm siz dicem! Kara neymis fasistmisiniz afro-amerikan cuma diceksiniz dicem ehehehe. Sus lan hadi gomdum byeee!”
Evli kadin;
-“Oglum servisten indikten sonra dogru ayse teyzenlere cikiver. Ben de simdi cikiyorum eve gelince seni oradan alirim sakin baska yerlerde oyalanma tamam mi guzel cocugum? aferim ogluma benim hadi gorusuruz.”
Enerjik yonetici;
-“Simdi buradan gym'e cikiyorum, biraz kardiyo biraz squash sonra bir saat sauna ve yemek on bir gibi otelin barinda gorusuyoruz!”
Konusmalarin uzerinden birkac dakika daha gecti telefonlardan bazilari yumusakca bazilari sertce kapandi, son bir defa elektronik postalar kontrol edildi. Insanlar “hafiften kacalim artik yea” seklinde kendi kendilerine mirildanmaya basladilar. Gunes coktan batmisti saatledir havasiz plazanin bilmem kacinci katindaydilar. Eskiden havanin nasil olacagini ogrenmek icin saatli maarif takvimine bakilirdi ya da buyuklerimiz romatizmali dizlerini tutup “Bugun yagmur yagacak galiba” derlerdi. Bazen de sirketin en cesurlari kafalarini pencereden cikartip burun ve burun killarinin donma riskini alarak ogrenirdi. Ama artik o devirler bitti, buyuklerimizin romatizmali dizleri toprak oldu, saatli maarif takvimlerinin yapraklari ucak yapilip sokaklara savruldu yada eski nostaljikler tarafindan ucurtma kuyrugu yapildi. O cesurlar ise burunlari dondugu icin nefes alamayip olduler. Cunku kimse donmus bir burun kilina suni teneffus yapmak istemez sonucta! Neyseki artik akilli telefonlarimiz var! Onlarla nerdeyse herseyi yapmak mumkun hava durumuna da bakiyorsun yol durumuna da hoslandigin manitanin iliski durumuna da.  Camin uzerindeki bir yere dokunuyorsun hop isigi yaniyor, biraz saga sola surtuyorsun parmagini ekranlar donmeye basliyor. Hatta isterseniz yagli parmaklarinizin izlerine bakip en son ne yediginizi hatirlamaniz bile mumkun oyle muhtesem bir sey! Altiya bes kala ofis telefonunu kapatanlarin akilli telefonlar acildi, hava durumuna bakildi hava biraz bulutlu 15 dereceymis ruzgar kuzeydogudan 8 km ile esiyormus yagmur yagma sansi ise %20. “Eh buna da sukur!” diye dusundu birisi, bir digeri “yagmur ne arkadasim beyaz giydim ben! ya uzerime yapisirsa rezil olurum valla!” dedi. Bir digeri “insallah yagmur yagar da beyaz tshirtu uzerine yapisir da gozlerimiz bayram eder.” diye dua etti… Cantalar toplanip yola konuldu ofisteki ugultu ise yavas yavas yerini sessizlige birakti. Oylece bir on bes dakika daha gecti ve baska ayak sesleri konusmalar, gulusmeler, bagrismalar duyuldu. Ofisin bu seferki misafirleri ise temizlik gorevlileriydi. Baslarindaki en kidemli herkese gorevlerini veriyordu “sen sunu yap sen sunu temizle ben de sunlara bakayim”. Her zamanki gibi en yalanindan ve dolanindan en dandik isi kendisine secmisti. Oyle ya digerleri daha yeniydi. “Askerlikleri coktu.” Elektrikli supurgeler calistirildi, temizlik bezleri su dolu kovalara batirilip boguldular ama sonra cinayet anlasilmasin diye intihar susu verildi. Genc adamin masasindaki kalite sekerlerden birkac tanesi asirilarak emildi. Aldatilan kadinin masasindaki ofkeyle masaya devrilmis mutlu cift resmi ise “Herhalde yanlislikla oldu” diyerek hicbirseyden habersiz tekrar ayaga kaldirildi. Zengin enerjik yoneticinin cekmecesindeki bozukluklarindan birkac tanesi eve minibusle donus parasi olarak ustaca yurutuldu ancak ince belli fincanina, laptopuna ve masasina asla ama asla dokunulmazdi yasakti bu yolda nice genc temizlikciler islerini kaybetmisti. Bir sure gectikten sonra temizlikcilerin basindaki adam guvenlik gorevlisini cagirip islerinin bittigini belirtti. Guvenlik gorevlisi sanki kendisi cok matah birsey yada cok masummus gibi hizlica ama yalap sap bir ust bas aramasi yapti. Daha once defalarca hirsizlik sikayeti olmustu, zaten bu tiplere hic guvenilmezdi falan filan kendince soyleniyor iste. Temizlikcileri disari cikardiktan sonra isiklarin tamamini kapatmadan disaridaki otomatik kapinin kilidini cevirdi… Oyle derin bir sessizlik kapladi ki ofisin icerisini bunu farkedenler olsaydi nedenini bilmeden kendi aralarinda kisik sesle konusup fisildasacaklardi…
Sonra genc adamin koltugu oksurmeye basladi.
-“Gider ayak agzima osurdu insanoglu insan! Hani boyle sessiz keskin olanlarindan… Sonra da yakalanmamak ilk once o cikti serefsiz.” dedi. Sungerini kabartarak indirerek derin derin nefes almaya uzerindeki pis havayi disari atmaya calisti.
Bunu duyan yoneticinin masasi, koltugun fikrine katilarak onayladi;
-“Evet en kotusu o sessiz olanlari zaten…”
Birkac metre uzaktaki nefes almaya calisan koltuk masanin ne dedigini tam olarak anlamamisti.
-“Efendim???”
-“Diyorum ki! en kotusu de zaten sessiz olanlari en tehlikeli olanlaridir zaten!!”
Koltuk bu sefer duymus olacak ki kafa dayama parcasini evet dermis gibi salladi. Derken odanin icinden tiz ve kulak tirmaliyici bir ses duyuldu. Masanin uzerindeki ince belli fincandi sesin sahibi.
-“Lutfen son kez rica ediyorum kulagimin dibinde bagirma! Bu kacinci uyarisim ya camim ben, kristalim, narinim, sesi en iyi ben iletirim en cok ben iletirim ben saksi degilim!”
Bunu duyan alingan bayan saksi homurdandi.
-“Hop hop orada dur bakalim fincan hanim” dedi. Konusurken agzi ot dolu oldugu icin tukurdugu topraklar haliya zipladi. Narin fincan kikirdedi.
Bir lazer yazici dibinde kalan son kagidi yere tukurdu.
-“Saksi hanim hakli sonuna kadar hakli” dedi.
Tukurulmus kagit ayaklandi panik icerisinde saga sola kosusturmaya basladi. Belli ki panik atak geciriyordu.
-“Allahim allahim! Olecegim diger kagitlar gibi beni de burusturup bir kenara pacavra gibi firlatacaklar olmek istemiyorum olmek istemiyorum!
Ofiste insanlarin cagi bitmis esyalarin cagi baslamisti.
-“Bugun gunlerden ne diye?” diye sordu koltuk.
-“Carsamba” diye yanitladi masa.
-“Yasasin! en sevdigim gun. O halde parti!!” diye sevindi ince belli fincan.
Parti kelimesini duyan mavi renkli dosya klasoru kardesler birbirlerine bakip “sanki en cok sevdikleri muzik grubunun konserine gitmisler de grubun yakisikli solisti ellerine dokunmus genc ergen insan kizlar gibi” ciglik atmaya, islik calmaya kapaklarini birbirine vurarak el cirpmaya ve bagirmaya basladilar.
-“Parti! Parti!”
Muhasebeden terk edilmis kadina incelenmesi icin bu sabah gonderilen kirmizi ince dosya ise butun bu olaylar karsisinda afallamisti ve olaylara anlam vermeye calisiyordu. Mavi klasor kardeslerden en kucuk olanina donup;
-“Hey dostum neler oluyor burada?” diye sordu.
-“Parti dostum her carsamba bu ofiste konser veririz, cilginca egleniriz.”
Duyduklarina sasiran kirmizi klasor genis genis gulumseyerek.
-“Vaaaaay burasi ne guzelmis ya! Bizim orasi cok sIkici hep hesap kitap” dedi. “Belki bu gece seffaf bir dosya bile goturebilirim” diye dusundu ve partinin baslamasi icin tezahurat yapan klasorlere katildi.
Birden enerjik mudurun masasindaki calisma lambasi simsiyah bir sahnede bir anda patlayan spot lambasi misali masayi aydinlatti. Isik once ince belli fincana carpti ve dagildi etrafi rengarenk goruntuler kaplamisti. Fincan utanip ellerini asagi indirip edep bolgelerini kapatmaya calisiyordu ama nafileydi tabii…Keskin vucut hatlari tamamiyle ortadaydi ve kelimenin tam anlamiyla goz kamastiriyordu. Cok utanmisti sagini solunu elleriyle kapatip ortmeye, icinin gorunmesine beceriksizce engel olmaya calisirken daha da komik oluyordu. Olaylarin sahitlerinden biri olan Bayan Tombul Saksi ise gobegini tuta tuta agzindan topraklar fiskirta fiskirta ince belli fincanin haline kahkahalarla guluyordu. Fincan hareket ettikce odadaki isiklari sekli de degisiyor adeta bir disko topu gibi etrafi aydinlatiyordu. Icinde bulundugu komik durumu farketti ve yaptigi seyden vazgecti. O ozgur bir fincandi ve istedigi herseyi yapma sahipti
Aniden derinden cesitli tamtam sesleri duyulmaya baslandi. Herkes birbirine saskinlik icerisinde bakiyor sesin kaynagini bulmaya calisiyordu. Su sebilinden asirilmis, tepe takla edilmis kagit bardaklara parmaklariyla ritm tutmaya baslamis sari kursun kalemler isigin altindan sahneye giris yapip en arkaya yerlestiler. Kocaman kopan alkis tufanina tepelerindeki pembe silgileri cikarip kibarca bir selam verip kendi sololarina basladilar.
Kendisine gore sahne korkusundan ama aslinda tombullugundan utandigi icin sahneye cikamayan su sebilinin uzerindeki damacana ise icindeki havayi ufleyip icine cekerek baloncuklar yaparak saksafon oluverdi.
Yillarin emektari her daim “Associated Press”‘e bagli kah cok iyi kah kotu haberler getiren, hattin diger ucundaki rastgele bir faks makinesini arayarak elektronik gitar sesi cikarmaya baslayan faks makinesi ise koroya eslik etmeye basladi. Alkislar ve cigliklar daha da yukseldi faks makinesi icinden uzerinde kocaman goz kirpan bir gulucuk olan kagidi cikararak kendine ozgu bir yontemle seyircileri selamladi.
En son sahneye selam vererek katilan agir abi laptop ise klavyesindeki tuslara basarak piyano olarak grubu tamamladi.
Gorunus tam anlamiyla bir kabareyi andiriyordu senelerden beri ayni yerde yasayan bu varliklar sanki birbirlerini ezberlemis gibi uyum ve harmoni icerisinde dogaclama caliyorlardi. Goz uclariyla birbilerine takip ediyor arada bilerek  yaptiklari ritm kacirmalariyla egleniyorlardi. Ilk acilis parcasini bitiren grup birbirlerine bakip suzduler. Derken isik bir anda kapaniverdi. Ic gidiklayici bir muzik duyuldu. Isik kapandigi gibi birden aciliverdi Ince belli fincan ters cevrilmis bir kagit bardagin ucuna oturmus tum seksiligi ile sahnedeydi. Guzel sesiyle bir ask sarkisina baslayip seyircilerini tavlamaya baslamisti. Arkasinda ise kollarini birbirine dolamis bir cift tel atac modern dans ile bale karisimi bir tur dans ediyorlardi.
Evli kadinin masasinda her daim temizlik icin bulundurdugu rulo havlu saskinliktan devrildi ve gene saskinliktan dili agzindan sarkmis gibi acik olan ucundan oldugu yere dagiliverdi. Islik calmaya calisti ama agzinin sulari aktigi icin her yere tukuruk puskurttu. Tukuruklerin bir kismi evli kadinin sandalyesindeki cekete sicramak uzereyken ceket son anda kollarinin ucunu kaldirarak kendine siper etme istedi ama yetisemedi. Zaten cok kotu bir gun geciriyordu. Bugun genc adam birsey danismak icin evli kadinin yanina geldiginde ceketini tam da onun uzerine koyacakti ki evli kadin cok titiz oldugu icin “sen neden o pis ceketini benim ceketimin uzerine koyuyorsun. Cabuk kaldirir misin sunu!” seklinde azarlayarak cingar cikardi. Yillardan beri koluna bir erkek ceketi kolu degmeyen ceketi ise kadindan nefret etti. “Insallah bu ceketi sana tersten giydirirler catlak kari!” dedi icinden. Aslinda sahibi biraz daha gec cingar cikarsa o esnada kendi isini halledecekti. Yillarin verdigi yoksunluk tabii birkac saniye icerisinde iki fit fit uc fiki fik… Sadece bir kac saniyeydi ihtiyaci lanet olsundu. Ic gecirerek bakislarini tekrar sahneye cevirdi. O butun bunlari dusunurken ve butun bunlar yasanirken seksi ince belli ask sarkisini bitirmis daha hareketli bir sarkiya gecmisti. Bu sefer arkasinda sayilari artmis bir halde kollarini birbirlerine dolamis kankan dansi yapan jartiyerli mini etekli tel ataclar vardi.
Sahneyi en iyi yerden goren kul tablasi kendini muzige kaptirmis cilginca dans ediyordu bir ara oldugu yerde ayni break danscilar gibi elleriyle ayaklarini tutup sirtinin uzerine donmeye basladi. Yaptigi dansin sarkiyla hic alakasi olmadigini biliyordu umurunda da degildi sarhostu. Ayni zamanda kotu kokan nefesi yuzunden capkinlikta cok sanssizdi da. Her seferinde bu aksam kesin birileriyle birlikte olacagim inanci ile geceye basliyor ancak gecesi yine husran ile bitiyordu. Tek dilegi sahibinin bir an once sigarayi birakmasiydi ama bunun hicbir zaman olmayacagini kendi de biliyordu. Hatta bir keresinde sahibi sigarayi birakmayi denedi gercekten basariyordu da ancak kul tablasinin makus talihi yeniden kendini belli ediverdi. Sigara bitmis onun yerine sakiz baslamisti. Her seferinde igrenc, sulu yapis yapis bir sakizi uzerinde birakiyordu. Bu seferde hanimlar arasinda adi yapiskana cikmisti… Hele bir gece ince belli'nin tombul saksiya “Ay ne igrenc yapistimi birakmiyor yakami zar zor kurtuldum valla!” seklindeki sikayetine kulak misafiri olmustu cok uzulmustu. Laptop'in arkasinda kaldigi icin kendisini gormemislerdi ancak o kulak kabarttikca sakiz iyice sismis bu sefer laptop'a yapismisti. Bunun uzerine bir firca da ondan yemisti. Ama simdi cok iyi hissediyordu cunku konserin baslamasina yakin masanin uzerindeki kolonya sisesinden kendisine dogru hapsirmasini rica etmisti. Kolonya sisesi kendisini kiramamis puskurerek icki servisi yapmis uzerine damlayan birkac damla kolonyadan etkilenen kul tablasi cakirkeyf oluvermisti. Su anda hic kimse ya da dunya umurunda degildi.
Ritmler sarkilari kovaladi saatler ise geceyi. Gun agarmaya yakin herkesin uzerine bir yorgunluk cokmeye baslamisti derin bir sessizlik oldu… Sessizligi tombul saksinin sesi bozuverdi Zulfu Livaneli'nin “Yigidim Aslanim” isimli sarkisini mirildanmaya baslamisti. Bunu duyan laptop klavyesinin tuslarina basarak tombul saksiya eslik edip suratini sekilden sekile sokuyor o unlu dahi piyano sanatcisina benziyordu. Tam nakaratin oldugu yerde butun ofis hep bir agizdan kendisine eslik etti. “Yigidim aslanim burada yatiyor.” Masanin gozleri doluverdi. Koltuk minderi derin bir ic gecirdi. Sari kursun kalemler kollarini birbirlerinin omzuna atip saga sola sallanmaya basladilar. Yasanan duygusal atmosferi dagitmak icin sarkisini bitirdikten sonra tombul saksi “Sisko kadin sarkisini soylemeden perde kapanmazmis.” dedi gulumseyerek. Alkislar, isliklara ve kahkahalara karisirken seyircilerini selamladi.
Sabahin ilk isigi odaya carptiginda ilk kurban gene ince belli kristal fincandi. Yansiyan isiklar gecenin ve partinin bittiginin isaretini veriyordu.
-“Hadi bakalim herkes yerlerine dun aksam bizi nasil biraktilarsa oyle bulmalilar” dedi masa.
Herkes istemeye istemeye yerinden kalkti ve geceye nerede basladilarsa o sekile geri dondu. Muhasebeden gelen misafir kirmizi klasor mavi klasorlere sarildi “bir dahaki seferde siz bize gelin” seklinde onlari kendi departmanina davet etti. Lamba sondu, laptop uyku moduna gecti ince belliyle tombul saksi olduklari yerden birbirlerine goz kirpip opucuk gonderdiler. Panik atak geciren a4 kagit yeniden printer'in icerisinde yerini aldi. Sanki dun gece hicbir sey yasanmamisti. O curcuna hic olmamisti. Ancak kucuk bir ayrinti gozden kacmisti o kucuk ayrintiyi ise ofise her zaman ilk gelen menapoz teyze farketmisti. Faksin kagit bitti isigi yanip yanip sonuyordu. Neden bittigini anlamak icin ciktilara bakmaya baslayan menapoz teyze devasa fontlarla yazilmis olan su yaziyi okudu ama hic bir sey anlamadi. Kagitlarda devasa fontlarda “Ofis ciftcinin kara gun dostudur.” yaziyordu.
Not: Bu hikaye  asagidaki nesneler kullanilarak olusturulmustur.
Laptop, fincan, sandalye, Associated Press, smartphone, kul tablasi,  kalem, ceket  ve masa.  
0 notes