Ve sonunda bayram için yollardayız. Evden çıkış yine aynı heyecan, aynı keyifli stres. Çiçekler sulandı mı, valizler hazır mı, çöpler atıldı mı? Derken yollar. Ankara'dan adım adım uzaklaşmanın en keyifli yanı gelen baharı canlı canlı yollarda izleyebilmek. Bolu'ya doğru ilerledikçe yeşilin binbir tonu kucaklıyor beni.
Bir yandan da içim kıpır kıpır aileme kavuşmaya sayılı gün kaldı. Bu bayram biraz farklı. İlk kez bir bayramın birinci günü kahvaltısında kendi ailemle olmayacağım. Oldum olası bu ritüeli çok sever asla taviz vermemek için elimden geleni yaparım. Arife günlerini küçük memleketimde keyifli bir koşturma telaşa ile geçirmek, bayram sabahına birlikte uyanacağımızı bilerek tertemiz nevresimlerde uykuya yatmak hayatımın en mutlu anlarını hatırlatır bana. Ve sabah annemin kahvaltı seslerine, bugün bayram erken kalkın çocuklar diyen Barış Manço'nun sesi karışırken neşeyle uyanmak.. Bir gün evlensem dahi bu ritüellerimden taviz vermem derdim. Sağolsun kocam bey de memleketimi memleketi, ailemi ailesi sayıp bu sürece uyum gösterecek biri oldu. Ama gel gelelim bu defa işler başka gelişti. Tarihler bizi İstanbul'a yönlendirdi. Kendi annemin yoğun uyarılarıyla bayramım birinci günü sabahını istanbul'da Gökhan'ın ailesiyle geçirmek düştü payıma. Mantıklı ve doğru olsa da içim yarım. Bu durumdan şımarıkça iki şikayetçi var biri ben ve diğeri bu konuyu konuşmamamıza rağmen eminim ki babam. Ama neyse sağlık olsun bu defa da bayram yemeğinde kavuşmak kısmetmiş. Neyse ki gökhan bu konuda benim gibi düşünen biri değil. Aksi olsa çatışma yaşardık sanıyorum.
Bayrama sayılı gün kaldı. Eksilmeyip çoğaldığımız nice bayramlarımız olsun.
| *Gönlünden çıkan hayat ağacının dallarına iyi bak, güzelce buda. Sağlam tut o dalı, şefkat göster ki dallarına; belki birileri kuş olur konar, memleket beller seni.*☘️
"Büyük bir ihtimalle ölmüştük
Şehir kan kıyametti ayaklarımızda
Gökyüzünü katlayıp bir köşeye koymuştuk
Yıldızlar kaldırımlara dökülmüştü bütün
Hamza bütün parmaklarını ortaya dökmüştü
Yirmi yıldır cebinde biriktirdiği parmaklarını
Hamza son şarkıyı kırka bölmüştü
Doğrusu iyi idare etmiştik
Doğrusu iyi haltetmiştik
Yaşayanlar unutmuştu bizi
Biz öldüğümüzle kalmıştık."
.............
Şu memlekette tesadüfen yaşıyormuşuz.
Ülkemin insanları nasıl da sahipsiz kalabiliyormuş.
Yaşarken yaşadığına utanmak böyle oluyormuş demek.