minorityreport0

[minorityreport0]

#başkanlık #başkanlık sistemi #anayasa değişikliği #akp #mhp #öcalan #tüsiad #art niyetli düzen #dünya düzeni

[minorityreport0]

Bilincimizde Kurulu Olan Dünya.

Yönelen Akıl Keşfeder. Her insan, doğumundan itibaren topladığı bilgilerle yaşamını idame ettirecek kabiliyette yaratılmıştır. Kendi zirvesine ulaşabilecek kapasitesi olan insanlar ise kendini keşfetmeye çalışır. Aklının kontrolünü ele alır. Dinler ve bazı öğretiler, ahlakımızı ve yaşayışımızı inşa edebilmemiz için bize yardımcı olurlar. Şunu bilmeliyiz ki, kendimizin farkına vardığımızda yürümeyi ve basamakları çıkmayı kendimiz gayretimizle başarmalıyız. Aklımız pusulamız ve yolumuza tuttuğumuz ışık ve hatta kainatın bilgi kaynağıdır. Aklımızı ve bedeni isteklerimizi tanımalı ve eğitmeliyiz ki varlığımızı sürdürebilmek için yaşam alanına sahip olalım. Labyrinth.

Sarah'nın her zaman uğradığı bir yer var.

Sarah, okuduğu labirent adlı kitabın "iradem seninki kadar güçlü ve krallığın mükemmel" satırlarını sürekli dile getiriyor.

Bir kısmını da sürekli unutuyor. "Benim üzerimde hiçbir gücün yok."

Sarah sürekli ailesinden şikayetçi. Odası, onun geçmiş yaşantısını gösteren objelerle dolu. Çocukluğuna ait oyuncak ayısı Lancelot'ı odasından çıkarmış ya da birileri tarafından çıkartılmış.

Oyuncak ayısı, kardeşi Toby'nin yatak odasında.

Şikayetçi olduğu ise kardeşi Toby. Ondan kurtulmak istiyor.

Bebek, aslında Sarah'nın küçüklüğünü temsil eden bir karakteri. Ondan kurtulursa sıkıntılarından da kurtulup özgür olacağına inanıyor.

Arkasındaki duvardaki tabloda bir kuşun yansıması yani bölünmesi resmedilmiş. Sarah ve Toby.

Okuduğu labirent adlı kitaptaki goblin kral Jareth'ı, Toby'yi alması için çağırıyor ve Jareth bebeği alıyor.

Elindeki yılan, Jareth'ın lucifer olduğunu sembolize ediyor. Jareth, kristali ile Sarah'nın hayallerini gerçekleştirebileceğini teklif ediyor.

Jareth Sarah'ya, labirenti geçip kaleye ulaşırsa Toby'yi alabileceğini söylüyor.

Sarah, labirente gelince hoggle ile karşılaşıyor. Hoggle, Sarah'nın aklını temsil ediyor. Düşünme, soru sorma kabiliyetini. Hoggle'ın sırtındaki kabartmalar beyni simgeliyor.

Eğer doğru soruları sorarsa aklı onun labirente girmesine ve orada ilerlemesine yardımcı olacak. Sarah labirente girecek doğru soruyu soruyor ve yolculuğu başlıyor. Bu yolculukta öz varlığını tanıyacak.

Sarah yolun başında olduğu için dönüşüm geçirmemiş haliyle karşılaşıyor.

Labirentte hiçbir şey göründüğü gibi değil o yüzden Sarah bilmediklerini öğrenmek için duvarlarının/bildiklerinin yıkılabilir olduğunu anlıyor.

Jareth, krallığının kurulmasını bekliyor.

Sarah, doğruluğundan ya da yanlışlığından emin olmadığı olaylar yaşıyor.

Yaşadığı durumlar ona tesir etmeyebilir ve düşmeyebilir.

Aklı, her zaman ona yardım etmeye çalışıyor.

Yaşadığı olaylar onun aklının derinine düşmesine de sebep olabilir. Ve bu durum onun kaleye daha çabuk girmesini de sağlayabilir.

Jareth, Hoggle'a Sarah'yı başlangıca göndermesini söylese de mantığıyla hareket ederek kaleye gitmesine yardım etmeye devam ediyor. Sarah, Hoggle 'ı yani düşünme kabiliyetini gittikçe geliştiriyor.

Bir yandan aklındaki duvarlar/bildikleri onu vazgeçirmeye çalışıyorlar.

Jareth, Sarah labirentin kolay olduğunu söyleyince Sarah'ya zorluk çıkarıyor.

Sarah'yı korkularıyla yüzleştiriyor. Sarah, Hoggle ile bu unsurun etkisinden kurtulabiliyor.

Sarah, Hoggle'ın mücevherlerini zorla alıyor.

Mücevherlerinden biri bilgelik. Ve bilgeden ileri görüşlülük ve sabır öğütünü alıyor.

Ludo ile karşılaşınca hoggle korkup kaçıyor.

Ludo, korkularını ve inancını temsil ediyor. Kapılar da Ludo gibi, birinin kulakları ağır işitiyor diğeri ise yükünden dolayı konuşamıyor. Üç maymun gibi. Her biri Sarah'nın yaşayacağı olaylar sonrasında dönüşmesi muhtemel hallerini yansıtıyor.

Sarah, sessiz kalması gerekebilecek olayı yaşayacağı kapıdan girmeyi tercih ediyor. Labirentte ilerledikçe aklını ve bedeni isteklerini tanıyor.

Ludo da Sarah'yı burada terk ediyor. Ateşi yakıp dans eden garip kuşlar Sarah'nın yeni tanımaya başladığı cinselliği temsil ediyor.

Hoggle, Sarah'yı oradan çıkarıyor. Ama Jareth eğer hoggle Sarah'ya yardım ederse onu öperse pis koku çukurunun prensi yapacağını söylüyor. Yani buraya kadar Sarah özünü ve bedeni isteklerini teker teker tanımaya başladı. Eğer varlığını oluşturan parçalarından birinin kölesi olursa, o parça ona hükmeder. Sarah, nefis ya da çakra olarak adlandırılan insanı oluşturan parçaların her birini tanıma ve onlara hakim olabilme sınavını veriyor.

Burada da didymus karakteriyle karşılaşıyor. Didymus üreme organını temsil ediyor. Didymus, Sarah'nın geçtiği köprüyü koruyan kişi. Köprü yıkılsa da Ludo yani inancı sayesinde Sarah kayaların yardımıyla yoluna devam ediyor.

Jareth, tekrar tekrar Sarah'yı teklifleriyle zora düşürmeye çalışıyor.

Hoggle, Sarah'nın aklını uyuşturacak meyveyi ona veriyor.

Jareth, Sarah'nın aklını uyuşturacak kristallerini gönderiyor.

Sarah, Toby'yi/küçüklüğünü unutup zamanın geçtiğinin farkına varmasın diye Jareth, hayallerini Sarah'ya sunarak onu kaleye gittiği yoldan alıkoyuyor.

Jareth, boynuzlu goblin maskesiyle Sarah'nın karşısına çıkıyor.

Sarah'ya hayallerini yaşatıyor.

Sarah, illüzyonun ve zamanının geçtiğinin farkına varıyor.

Hayalleri paramparça oluyor.

Yıkılan dünyasında sığınacak bir yer arıyor.

Geçmişine, anılarına sığınıyor.

Anılarında var olan, ona yolculuğunu hatırlatan labirent kitabıyla Toby'nin/çocukluğunun yokluğunu hatırlıyor.

Orada kalmayı reddederek yoluna devam ediyor ve bu illüzyonu da yıkıyor.

Kendine olan inancı ellerinden tutuyor.

Nihayet kaleye vardığında savaş devam ediyor ve Ludo/inancı sayesinde galip geliyor.

Jareth'ın varlığını sürdürdüğü paradoksa giriyor ve

bölünmüş karakterini temsil eden Jareth ile Toby'yi/küçüklüğünü geri alabilmek için mücadele veriyor.

Toby'yi geri almak için kendini, hayallerini riske atıyor.

Jareth/Lucifer son teklifini yapıyor. "Sana hükmetmeme izin ver ve böylece istediğin her şeye sahip olabilirsin."

Sarah sonunda söylemesi gereken sözleri hatırlıyor. "Benim üzerimde hiçbir gücün yok."

Evine geri dönüyor. Aklına ve bedenine Lucifer değil kendi hakim oluyor.

Duvar kağıdındaki ayçiçeği, sarsılmaz inancın ruhu zirveye ulaştırabileceğini temsil ediyor.

Sarah, kendine olan inancı sayesinde hedefine ulaştı.

Toby'yi geri aldı.

Aklını ve bedeni isteklerini terk etmedi onlara hakim olmayı öğrendi ve istediği zaman onların yardımından faydalanacak.

Baykuş/büyü yetenekleri de onu terk etmedi.

Jareth hala sesleniyor " Bana bebeği hatırlattın. Hangi bebeği? Güçleri olan bebeği. Hangi güç? Vudu." Vudu, ruh/ilah demek. Batı Afrika kökenli tek tanrılı bir din. Jareth, Vudu gücü ile Sarah'yı bir takım insanların ilahı yapabilirdi ama Sarah kendi krallığında hükmetmeyi tercih etti. Lucifer, bir insanın ışığı da olabilir, karanlığı da. Meleği de olabilir, şeytanı da. Sarah isminin anlamının 'prenses' olması, zirveye ulaşabilecek bir karakter olduğuna işaret ediyor. Dracula.

Abraham Van Helsing, Dracula'nın kanıyla uzun bir yaşama ve güce sahip.

Dracula aynada yansımasını göremediğinden Van Helsing onu zaptetmeyi başarmıştı. Dracula, kana açlığı ile geçmişini örtebilen bir karakter olduğundan aynada yansıması yok.

Dracula, Demeter adlı gemiyle denizde yolculuk yapıyor. Ve gemidekilerle beslendiği gösteriliyor. Demeter, Yunan mitolojisinde Kronos'un kızı. Burada Demeter, dmt yani dimetiltriptamin'i işaret ediyor. Dmt, üçüncü gözü yani beynin psişik/ruhla ilgili algı merkezi pineal bezin aktif olmasını sağlıyor. Kronos ve kızı Demeter ile de bağlantılı çünkü üçüncü gözün elementi zaman. Demeter ise haşhaş ile bağlantılı. İnsanüstü özellikler kazandırırken kişilik bölünmesine de sebep olabiliyor.

Bir takım insanların servet hırsı Dracula'nın hayat bulmasına sebep oluyor.

Abraham Van Helsing'in kızı, Mary Heller de babasından kalan mirasları ile karşılaşıyor.

Miraslardan biri Dracula.

Mary, bunun bir rüya olmasını dilerken Dracula gerçek olmasını diliyor.

Babasından kalan bir diğer miras ise Simon.

Mary'nin ev arkadaşı Lucy, Dracula'yı eve davet ediyor yani Mary'nin bedenine. Lucy, Mary'nin bedeni istekleri, Simon, inancı, Dracula ise ruhunu ele geçiren bölünen karakteri.

Dracula, Lucy'yi ele geçiriyor. Lucy, Lucifer'a atfedilmiş. Mary, babasının mirasının zorluklarıyla karşılaşıyor. Lucifer bedeni, Dracula aklı ele geçirmeye çalışan bir karakter.

Dracula, Mary'nin aklını ele geçirmeye çalışıyor.



Dracula, kurt kadar vahşi olduğunu gösteriyor.

Vampir yarasalar, kan ile beslenirler. Dracula, kan içtiğini yarasalarla gösteriyor.

Mary'nin Dracula karakteri babasını öldürüyor. Mary, babasının günlüğünden başına gelenleri, gerçekleri öğreniyor.

Mary'nin inançlı karakteri Simon onu Dracula'dan korumaya çalışıyor.

Mary'nin kırılan aynasının içinde Dracula'dan bir davet var. "İnan bana sonsuzluk yolumda, yanımda ol."

Simon'ın inancı Mary'nin kendine olan inancını sağlarsa, Dracula'nın hükmüne girmemesini sağlayabilir.

Dracula baskın karakter olabilmek için Mary'nin inancını yıkmaya çalışıyor ve haklılığını anlatıyor. Dracula, İsa'nın kendi dünyasını kurduğunu söylüyor ve o da kendi dünyasını kurmak istiyor.

Mary, Dracula tarafına adım atıyor ve geçmişin bilgisine erişiyor.

Kendi soyunun, babasının mirasının başlangıcını öğreniyor. İsa'ya ihanet eden Judas'ın, Dracula'nın ortaya çıkmasına sebep olduğunu öğreniyor.

Dracula, "Kan, her zaman bizim krallığımızın parası olmuştur" diyerek Simon'ı öldürmesini istiyor.

Mary, Simon'ı öldürmek yerine Dracula'yı, kendine olan inancıyla zaptetmeye çalışıyor.

Dracula hakimiyeti Mary'ye bırakıyor.

Mary, kendine olan inancına sarılıyor ve zarar görmüyor.

Mary, gökdelenin tepesine çıkıyor yani aklının zirvesine ulaşıyor.

Dracula ile gelen insanüstü yetenekler ondan alınmadı sadece Dracula'nın zarar veren kısmını zaptetmeyi başardı ve Mary karakteri baskın oldu. El Laberinto Del Fauno.

Mercedes, ikinci dünya savaşı sonrasında İspanya'da yüzbaşı Vidal'in emri altında yaşayan bir hizmetkar.

Ofelia, Mercedes'in küçüklüğünü temsil eden karakteri. Ofelia, aklındaki labirentle karşılaşıyor. Dikili taş duvar üzerindeki oyulmuş resim Ofelia'nın beynini temsil ediyor. Parçayı birleştirdiğinde ruhundan bir parçasını temsil eden kanatlı canlı ortaya çıkıyor.

Ofelia'nın annesi Carmen, doğacak olan kardeşine hikaye anlatmasını istiyor. Ofelia, ulaşmak isteği sonsuz huzurun hikayesini anlatıyor. Hikayesinde, dağın tepesinde zehirli dikenlerle çevrili ölümsüzlüğü sunan bir gül var. Gül yaratıcıyı ve Ofelia'nın ölümsüzlüğe ulaşabileceğini temsil ediyor.

Labirente davet etmek üzere dikili taştan çıkan canlı tekrar Ofelia'nın yanına geliyor. Ofelia'nın hikayesinde, o canlı peri olduğundan periye dönüştürüyor kendini.

Peri ile yeni ay çıktığında labirente giriyor.

Dikili taşın yanında ona labirentteki yolculuğunda rehberlik edecek Pan ile karşılaşıyor. Pan, Yunan mitolojisindekine benzer boynuzlu, keçi başlı, bedeni odunla kaplı, bacakları keçi bacağı.

Pan, Ofelia'ya bilmesi gerekenleri öğreten bir kitap veriyor.

Ofelia, kitaba her dokunduğunda kendi hakkında bilgilere erişiyor.

Pan, Ofelia'ya, yeraltı kralının kızı prenses Moanna olduğunu ve babasının da ay olduğunu söylüyor. Sol omzuna bakmasını ve orada ay izinin olduğunu göreceğini söylüyor. Moanna, okyanus, derin deniz demek. Sol omzundaki ay izi ise babası olan ayın güçlerine sahip olduğuna işaret ediyor.

Ofelia, labirentte ilerleyip krallığa ulaşmak için Pan'ın dediklerini bir bir yapıyor. Ofelia da aklını ve bedeni isteklerini keşfediyor. Nefis ya da çakra olarak bilinen insan varlığını oluşturan parçalar, kuyruk sokumundan başlayıp, üreme organı, mide, kalp, boğaz, üçüncü göz ve yüksek bilinçten oluşuyor.

Ofelia, ilk anahtarı alarak ilk sınavını geçiyor ve kendine hakim olmayı öğreniyor.

Bu kez annesi Carmen'in kanamasıyla üreme organını öğreniyor.

Ofelia, annesinin yaşadığı zorluklardan dolayı üzülüyor ve anne olmak istemediğini söylüyor. Ofelia, nasıl Mercedes'in çocukluğunu gösteren bir karakterese, Carmen de Mercedes'in anne olduğu karakteri temsil ediyor.



Pan, dikili taşın üzerindeki kişilerin Pan ve Ofelia olduğunu söylüyor. Ofelia, bebek kim diye sorduğunda ise konuyu geçiştiriyor. Ve Ofelia'ya yapması gerektiği işi anlatıyor.

Ofelia'nın, anahtarla açacağı kapıdan bir şey alması gerekiyor. Bu süre zarfında masada bulunan hiçbir yiyeceğe dokunmamalı yoksa canavar canlanır ve

masadan yemek yiyen çocuklar gibi onu da yer ve Ofelia yok olur. Yani midesine hakim olmalı. Mide, egoyu temsil eder ona hakim olmazsa canavar karakteri ortaya çıkar.

Anahtarla kapıyı açıyor ve canavarın eline geçmeden ona sahip oluyor.

Dayanamayıp masadan iki üzüm alıyor ve

canavar karakterini uyandırıyor.

Canavar, Ofelia'nın yediği üzüm kadar ruhunu temsil eden ondan bir parça olan iki periyi yiyor.

Zor da olsa oradan kurtuluyor.

Mercedes, komutan Vidal'in baskısına girmeyen direnişçilere yardım ediyor. Pedro'ya güç kazanmaları için cephaneliğin bulunduğu yerin anahtarını veriyor.

Pan, Ofelia'ya annesi Carmen iyi olsun diye insana benzeyen mandrake otunu veriyor. Onu hergün sütle ve iki damla kanla beslemesi gerektiğini söylüyor. Beslediğinde insan gibi hareket ediyor ve çığlık atıyor. Annesinin sağlığı düzeliyor.

Ama komutan, mandrake otunu istemeyince

annesi onu ateşe atıyor.

Bebek erken doğuyor ve

annesi ölüyor.

Carmen, Mercedes'in anneliğini temsil eden karakteriydi. Carmen, bahçe demek. Komutanın istediği çocuk bahçede büyüyebilir yani komutanın çocuğu. Komutan, onun anneliğinde de söz hakkına sahip.

Ofelia, komutandan kardeşini alıyor.

Labirente, Pan'ın yanına getiriyor.

Pan, bebekten bir kaç damla kan akıtılması gerektiğini böylece Ofelia'nın krallığa erişebileceğini söyleyince Ofelia buna izin vermiyor.

Ama acımasız komutan Ofelia'yı öldürüyor ve onun kanı labirente akıyor.

Direnişçiler, komutanı ve askerlerini altediyor ve komutan bebeği Mercedes'e vermek zorunda kalıyor.

Mercedes, Ofelia'nın kardeşini kurtarsa da Ofelia'nın ölümüne çok üzülüyor.

Ofelia, krallığa ve prensesliğine kavuşuyor.

Annesinin ve babasının bulunduğu krallıkta huzuru buluyor.

Ve Ofelia'nın yaşam öyküsü, bakıp da gören gözler için izlerini bırakıyor. Bilincimizde Kurulu Olan Dünya. İnsanlar farkına varmasa da insanlar birbirleriyle bağlantılıdırlar. Ancak birbirlerinin farkına vardıklarında şimdiki ve ebedi dünyaları huzur bulacaktır. Bu dünyada var olduk, varlığımızın farkına vardık, kendimiz üzerindeki gücümüze şahit olduk. Var/dahil olabilmemiz için dünyayı inşa etmemiz gerektiğinin şuuruna erdik. Her insan bütün karakterlere dönüşebilecek güçtedir. Kendimizi nasıl ki eğitiyorsak, dış dünyadaki/dışımızdaki karakterlerin de kendilerine hakim olmaları gerekmektedir. Ancak bu şekilde yaşam alanı elde edilebilir. Çileli bir yolculuk olan dünya hayatı, güzellikleriyle ve zorluklarıyla bilincimizdeki dünyayı kurdu ve bulunduğumuz andaki biz olduk. Öğrendiğimiz herşey ve tanıdığımız her kişi bilincimizde hep var olacak. Bu sebeple, ben seni arayarak bilincimdeki huzura giden yola ışık tuttum. Sen de benimle ne kadar değerli olduğunu hatırlamalısın. Ne kadar içinden çıkılmaz durumlar yaşasan da bir çıkış yolu olduğunu hatırlatıp ellerini tutan kişi olmak isterim. Böylece bilincindeki huzura giden yola ışık tutmalısın. Yolumuz aydınlık olsun.

#labyrinth #dracula #pan's labyrinth #david bowie #jennifer connelly #gerard butler #ivana baquero #film analizi #akıl #bilinç #evren #akıl kontrolü #art niyetli düzen

[minorityreport0]

@minorityreportt adlı kişinin Tweetine göz at: Devlete darbe girişimi aslında millete darbedir ve milleti zulme karşı savunmasız bırakmaktır. #BuÜlkeBizim #BizBirlikteTürkiyeyiz

[minorityreport0]

@minorityreportt adlı kişinin Tweetine göz at: Art niyetli düzenin zulmü karşısında her inanca ve her düşünceye sahip milletimizin bir olması gücümüzün kanıtıdır. #MilletçeMeydanlardayız

[minorityreport0]

Arın ve Kendini Keşfet.

Art niyetli düzenin dönüştürdüğü kişiden arınmak. Kendini diğer varlıklardan ayıran şeyi, asıl “ben"i tanımak. Enemy. Adam Bell ve Anthony Claire. Anthony.

Apartmanındaki bir daireye,

ona özel olarak verilen anahtarla giriyor.

Arasında bulunduğu toplulukla birlikte çıplak bir kadını izliyor.

Kadınlar geliyorlar ve üzerlerindeki örtüyü çıkarıyorlar. Aralarından biri altın bir tepsi getiriyor. Altın tepsiden örümcek çıkıyor.

Seks kölesi olduğuna işaret eden, yüksek topuklu rugan ayakkabısıyla tarantulayı ezmeye yelteniyor.

Kadının hemen üzerinde büyük kristal bir avize var. Kadın, Anthony'nin hayatında önemli bir karakter. Bu sahnenin öncesinde, Anthony'nin hamile karısı yatakta kıyafetsiz bir şekilde gösteriliyor. Adam.

Kız arkadaşıyla yalnız bir yaşam süren Adam, profesörlük yaptığı okuldaki derslerde sürekli insanları yöneten bir düzenden bahsediyor;

“Kontrol. Her şey kontrolde bitiyor. Her diktatörlükle bir takıntı vardır. Bu takıntı da kontroldür. Eski Roma'da insanlara ekmek ve sirk verdiler. Halkı eğlenceyle meşgul ettiler. Ama diğer diktatörlükler fikirleri ve ilmi kontrol altında tutmak için farklı stratejiler uyguladılar. Peki bunu nasıl başarıyorlar? Eğitimden kısarak, kültürü kısıtlayarak, bilgi edinmeyi yasaklayarak. Bireylerin her söylemini yasaklayarak. Şunu unutmamak çok önemli. Bu olay tarih boyunca kendini tekrar eden bir düzen biçimi.” Anthony, sıradışı hayatının getirilerini yaşarken, Adam ise gerçek dünyadaki düzenin farkında bir yaşam sürüyor.

Adam, okuldaki öğretmen arkadaşının tavsiyesiyle “İstenirse bir yol bulunur” adlı filmi izliyor. Kendine tıpatıp benzeyen figüranı görüyor.

İnternetten araştırıyor ve (Anthony'nin sahne ismi) Daniel Saint Claire'ı buluyor. Diğer “Sonra görüşelim” ve “Biletsiz yolcu” filmlerini de izliyor. Bağlı olduğu ajansı buluyor ve oraya gidiyor. Telefon numarasından onu arıyor ama Anthony'nin karısı çıkıyor telefona.

Adam, otelde

Anthony ile buluşuyor. Birbirlerine tıpatıp benzediklerini görüyorlar hatta yara izinin bile aynı olduğunu öğreniyor.

Adam'ın annesiyle konuşmasından sonra Anthony'nin aslında Adam'ın yaşadıklarından ötürü bölünen kişiliği olduğu açıkca anlaşılıyor.

Adam'ın sürekli gördüğü gökdelenlerin arasında gezinen devasa örümcek Adam'ın aklındaki düşmanı temsil ediyor. Düşman çünkü aklı uyuşturulmuş Anthony, Adam'ın gerçekte olduğu kişiyi unutuyor ve sadece zevklerini yaşayan birine dönüşüyor.

Anthony, Adam ile bir anlaşma yapıyor. Adam'ın sevgilisiyle bir gece geçirip sonsuza dek hayatında çıkacağını söylüyor. Adam'ın kız arkadaşı Anthony'nin yüzüğünü görünce evli olduğunu bilmediği için onu eve bırakmasını söylüyor ve yolda kaza yapıyorlar.

Adam da geceyi Anthony'nin karısıyla geçiriyor. Zarfın içinde ona özel gönderilen bir anahtar ve adres buluyor.

Filmin başında gösterilen ortama gideceği için karısı Helen'e akşam işi olduğunu söylüyor. Sorusuna karşılık cevap gelmediği için Helen'in yanına yatak odasına gidiyor. Helen'in devasa bir örümceğe dönüştüğünü görüyor.

Helen örümceğe dönüştü çünkü Helen de Anthony'nin katıldığı o topluluktan biri. Gizli ayin yapan topluluğun Helen'e sundurduğu altın tepsi ile Adam'ın aklının bölünmesine ve Anthony ile Helen karakterinin ortaya çıkmasına sebep oldular.

O dairede yaşananlar sırasında aklının uyuşturulmasıyla farklı bir bilince sahip oluyor. Yani Adam'a gönderilen o anahtarla ayine açılan kapı, Adam'ın aklındaki kapının açılıp onların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Bu döngüde geçiyor hayatı. Asıl “ben”. Kafamızdaki sesleri ayırt edip, hareketlerimize kendimiz karar vermemiz için gerçekteki kendimizi tanımamız gerekiyor. Hayatta bazen yönümüzü kaybedebiliriz. Gerçek halimizi tetikleyen güçlü olan şeyi bulmamız lazım. İnanç, aşk ve sevgi, yaşarken gerçek halimizi ortaya çıkararak bizi güçlü kılacak mefhumlardır. Kimimiz için Allah, kimimiz için ailemiz ya da çocukluğumuz. Güçlü kılarak kendimizi, hangi ortamda ve halde olursak olalım geri plana düşmeyiz ve kendi kararımızı kendimiz alırız. Inception.

Inception filminde, Cobb ve Mal rüyalarındaki dünyaya şekil verebiliyorlar. Kendi oluşturdukları dünyadan gerçek dünyaya dönmek istediler ve döndüler.

Fakat Mal kendi dünyaları ile gerçek dünya arasındaki gerçek kendini ayırt edemez hale geldi. Sebebi ise gerçek kendini hatırlatan totemi, aklındaki en eski hatırasına gizleyip onu unutmasıydı. Tekrar kendini hatırlamasını sağlayan mefhuma yani Mal için totemine ihtiyacı vardı. Onu sakladığı yerden çıkarması gerekiyordu. Sihirbazlık. Bizi dönüştüren art niyetli düzenin efendisi iblisin öğretisi; Illüzyon ve gerçek büyü arasındaki fark. The Wizard of Oz.

Toplum tarafından korkutucu bir üne sahip.

Getirildiği konum dışında insanlardan bir üstünlüğü yok aslında.

Liderliğini üstleneceği topluluk için yetiştirilmiş. Toplumu şekillendirme görevi için seçilmiş. Oz the Great and Powerful.

Muhteşem olmak istiyor ama

muhteşem olmanın sınavlarından geçip geçemeyeceğini ve onu neye dönüştüreceğini tam olarak bilmiyor.

İsminin verildiği Oz diyarında kim olduğunu ve ona verilen görevi öğreniyor.

Aklı kralın kontrolüyle şekilleniyor.

Karnavaldan ayrılmadan önceki yardımcısı

karşısına ona minnettar olan bir maymun olarak çıkıyor.

Krala ait servet, yapması istenilen görev için önüne seriliyor.

Halkı şekillendirmeyi

ve yönetmeyi illüzyon ile sağlıyor. Prestij.

“Dikkatli bakıyor musunuz?” sorusuyla illüzyonun ardını görebiliyor musunuz kastediliyor aslında. Illüzyonist Robert Angier ve Alfred Borden ile gerçek büyüyü yani doğanın gücünü keşfeden Nikola Tesla.

Robert Angier, Tesla'dan aldığı makineyle seyirciyi şekillendirecek bir illüzyon sergiliyor.

Seyircinin üzerinde kalıcı tesir bırakan bu illüzyonu her sergilediğinde kendini öldürüp kendinden uzaklaşıp başka bir karaktere dönüşüyor.

Her gösteride karısının ölümünü kendine yaşatıyor.

Alfred Borden, ikiz kardeşiyle tek kişilik bir hayat sürdüler.

Aynı acıları yaşadılar.

Alfred ve Fallon olarak. Biri karısına ve diğeri sevgilisine yarım bir mutluluk yaşattı. Ve sonucunda onları kaybettiler.

Nikola Tesla, bilimi insanı tutsak hale getirecek şekilde sunmayıp

insanlığı ilerletecek buluşlara sahip olduğundan Thomas Edison tarafından

art niyetli düzenin tesiriyle engellenmiştir. Art niyetli düzen Tesla yerine Edison'u seçti. Robert Angier, Alfred Borden ve Nikola Tesla, hepsi insanlığa şekil vermelerinin karşılığında bedel ödediler. Üstün hal. Kendini bilmek. Bu durumu, kelimelerle cümle kurup anlatmak maharetse de “kendini bulmak adına aramak” için bu zorlu yolu tutarız. Ararız kendimizi, herkese ve her şeye bakarak. Bu düzenin bizi dönüştürdüğü kişiden kurtarıp kendimizi, irademizle bilinçli bir şekilde yaşamak için ve zirvemize ulaşmak için. Sonsuz düşünme kabiliyetine sahip olmamıza rağmen hep küçük meselelerle ve oyunlarla ilerlememizi engellemek için oyalanıyoruz art niyetli düzen tarafından. Biz yokken de varken de dünya hak ve batılı barındırır. O halde biz şahitleriz. Peki dünya bizimle ne halde? Kendi özümüzü keşfedip yaşamazsak zaten yaşamış olmayız. Başka bir aslın kopyası oluruz. Allah'ın cevherindeki bizi keşfedip dışa vurmalıyız ve hak düzeni yaşatmalıyız. Yaşatmaz isek, kendini Allah'tan ayrı sanan iblisin liderliğindeki dünyanın tutsaklığının bir parçası oluruz. Belki aklımızın ucundan geçmezken ona hizmet ederiz. Ve geçici zevklerin yorgunu oluruz. Allah'tan, haktan, gerçekten ayrılmak istemiyorsak bedenimiz kadar ruhumuzun ve aklımızın sahibi bizzat biz olmalıyız. İnşa edebilmek için bedenimize, asıl “ben” olabilmemiz içinse ruhumuza ve aklımıza ihtiyacımız vardır. İkisini de hakkıyla bir bütün olarak yaşayabilirsek üstün bir hal yaşarız. Hepimiz kabiliyetimiz kadar değerlendirilmeliyiz ve imkanımız yettiğinden sorumlu tutulmalıyız. Hiç kimsenin hem de hiç kimsenin hoşuna gitmeyecek diye özümüzü inkar etmemeli ve yolumuzda emin adımlarla yürümeliyiz. Sonsuz bir yoldayız. Farkına vardığımız ve kendi hakkımızda söz sahibi olduğumuz ve Allah'ı tanıdığımız kadar ilerdeyiz.

#akıl kontrolü #enemy #jake gyllenhaal #inception #wizard of oz #oz the great and the powerful #prestige #hugh jackman #christian bale #david bowie #nikola tesla #art niyetli düzen #illuminati

[minorityreport0]

Engellendiği için video tekrar yüklenmiştir.

#Akıl Kontrolü #Illuminati #vine #güldür güldür #survivor #big brother türkiye

[minorityreport0]

Akıl Kontrolünün Farkında Mıyız?

#Akıl Kontrolü #Art Niyetli Düzen #Illuminati #Vine #Güldür Güldür #Survivor #Big Brother Türkiye

[minorityreport0]

Kafandaki Sesleri Ayırt Et!

Her yeni gün, görüş alanımızı genişletecek işlerle uğraşmazsak farkındalığımızı kaybederiz ve bağımlılıklar bizi esir alır. Madde bağımlılığı, bütün meziyetlerimizi terk edip kendimizi savunmasızca düşmanın insafına bırakmaksa ve nasıl aklımıza hükmetmemizi güç kılıyorsa, görüş alanımızın genişlemesini engelleyen bağımlılıklar da akletmemizi yavaşlatır ve durdurur. Bulunduğumuz mekanlardaki olaylar, sürekli gözümüzün önünden gelip geçerken kalıcı olan tek şey bize bıraktığı izdir. Ve bu iz bizde yara mı açıyor yoksa bize renk mi katıyor? Bu sebepten ötürü bedenimiz için aldığımız tedbiri, hiç yok olmayacak olan bilincimiz için de almalıyız. Kendi sesimizi duymalıyız ki kafamızdaki sesleri ayırt edelim. Eğer ayırt etmezsek de farkında olmadan yönetiliriz. Sorgulamadan okuyorsak bir kitabı, dinliyorsak bir müziği, izliyorsak bir klibi, diziyi, filmi, belgeseli, art niyetli düzen tarafından eğitilip şekil alırız. Seçici isek, sorguluyorsak, üzerinde düşünüyorsak, araştırıyorsak öyle bakıyorsak tüm dünyaya kendi yolumuzda yürüyoruz demektir.

Art niyetli düzen, sesimizi ayırt etmemizi engellemek için iblisin öğretisini gözümüze sokuyor. Efendilik ve Kölelik İsyanı önlemek ve itaati sağlamak için iblis tarafından uygulanan bir öğretidir.

Aklımızın güvenlik duvarını aşıp yakınlık kurmak için ‘seks'i ve ‘seks'i ima eden her şeyi kullanır. İsyanı önlemek ve itaati sağlamak için de ‘korku’ unsurlarını kullanır. İşkence ve ölüm gibi. Rihanna, Disturbia.

Ekran, akıldaki yönlendirmenin izlendiği bir yer. Rihanna, toplumu şekillendirmek için art niyetli düzen tarafından akıl kontrolüne maruz kaldı.

Rihanna için düşünülen karakter vahşi bir canavar olması. Aksi takdirde ona vahşi kurtla yani efendisi ile yüzleşeceği öğretiliyor.

İnsani değerlere kör, gözleri siyaha boyanmış.

Ona, hayatıyla yaşatılan bu süreç onun karakterinin bölünmesine neden oluyor. Ayna ve hemen önünde oturan iki adam Rihanna'nın aklındaki bölünmeyi temsil ediyor.

Aklındaki bölünme gösteriliyor tekrar.

Bu esaretten kurtulamayacağı da sürekli ona hatırlatılıyor. Güçsüz hissetmesi için küçük bir yerde ve zincirlerle bağlı.

Demir parmaklıklar arkasında ve gözetim altında hapis hayatı yaşıyor. Gözlerinin beyaz olması ruhunun geri planda olduğunu gösteriyor. Oluşturulan karakter baskın. Sarı peruk da oluşturulan seks kölesi karakterini temsil ediyor.

Mad house, kısa tanıtım videosunda Rihanna için tasarlanan bu çip gösteriliyor.

Görünmez kişiler tarafından aklı bir robot gibi programlanıyor yani art niyetli düzen tarafından iblis ve ordusu.

Rihanna, bu düzenin örümcek ağındaki bir kurban. Sıkışıp kalmış ve aklı, art niyetli düzen tarafından uyuşturulmuş. Kim bu kabusun farkında?

Rihanna kendi durumunundan ötürü çığlık atıyor. Kabusunu yaşadığı için.

Kırmızı rujlu ve tüylü kıyafet giydiği hali Rihanna'nın gerçek hisleri. Esareti ve işkenceyi kabul edemiyor ama buna mecbur bırakılıyor. Allah bizi özgür bireyler olarak yarattı. Böyleyken aklımızın bu denli yönlendirilmesine müsade etmemiz mümkün değil. Bilinçlenip olanların farkına varmalıyız. İlk akıl kontrolcüsü iblisin, yönlendirmelerinin farkına varmalıyız ve tesirinden arınmalıyız. Yoksa batılın başını çeken iblis cennetini kurmak için hepimizi heba edecek. Bize adaleti sağlayacak ve özgürlük verecek olan Hak düzenden ayrılmamak duası ile yolumuz aydınlık olsun.

#akıl kontrolü #art niyetli düzen #illuminati #sadizm #mazoşizm #efendi ve köle

[minorityreport0]

Kalabalıkların Arasındaki Sevgili Ben,

İnsan, insanın öğreticisi ve uyarıcısıdır. Başka bir coğrafyada başka bir ben olsaydım kendime seslenmek isterdim. Bilsin isterdim ki görünenin bir de görünmeyeni var. O kapıdan da girsin, o kapıyı da açsın görsün isterdim. Biraz doğru ile çok yanlışla değil apaçık bilsin isterdim. Bilsin ki herkesin hür yaşamını isteyenlerin dışında sadece kendi hür yaşamını isteyenler de var. Onlar da düşünür ve kurgular. Dünyayı yönetme zaafıyla, yaptıkları inançlarına ters düşse bile kanunlarını her şeyin üstünde tutup düzenlerini sürdürürler. Kurallara göre yaşar kurallara göre ölürler. Bunu sadece özel mülklerinde gerçekleştirmezler. Ordu kurup askerler yetiştirirler. Her yerde hizmetkar edinir ve çoğunluğu uyuşturmaya çalışırlar. Art niyetli düzen tek millettir yani dağınık değil, bağlantılıdırlar. Bunları sana anlatmamdaki amaç korkup kukla olman için değil, zararları dokunanlara acıyıp zulmü kabullenmek için de değil, inkar ederek ve reddederek bilmediğin gerçeklere kör kal diye hiç değil. Aksine yoluna ışık tutayım ki gözünle görüp teşhis et ve tedavisini bul sıkıntılarının. Çözüm yolunu keşfedip özgür iradele yaşa ve bulanıklıktan kurtul. Dünya hayatını bir kere yaşayacaksın ve belki sandığın gibi sezonlara ayrılmamış ve aylara bölünmemiştir. Hayat uzun bir yol ve yolculuktur. Bu yüzden yolun aydınlık olsun artık. Zirveni yaşayabilmen için yeryüzünde doğru, fayda ve adalet hakim olmalı. Yanlış, zarar ve zulüm hakim olursa bedensel ya da akılsal köle olursun. Çünkü Hakkı seçenler iradesiyle adalet yolunda ilerlerken, batıl olanları seçenler art niyetli düzen tarafından yönlendirilir, akılları şekillendirilir, bilinçsiz bir de iradesiz zulüm yolunda kaybolurlar. Nasıl olur da kendini keşfetmene yarayan sanat bahçesi yönlendirme aracına dönüşür. Çünkü kendine zulmüyle ünlenmiş olanın eli sanata değdi. Sen onun varlığından haberdar mısın ya da adını ne olarak biliyorsun bilmiyorum. Gizli isimlerinin dışında karanlığın efendisi, kumandan, kadim, iblis. İsminden çok kurduğu ve sürdürdüğü düzen önemli çünkü seni şekillendirme amacıyla varlığını koruyor. İlk akıl kontrolcüsü iblisin, düzeni, kuralları, müridleri, askerleri ve bilinçsiz köleleri var. Onları organize edip eğitiyor ve öğretisiyle zorla şekillendiriyor. Sen onu bilmesen de görmesen de o sana kafayı takmış bir kere. Çoğusu farkında olmadan düzeninin akılsal olarak kontrol alanında. Ancak bilinci açık olanlar gerçeklerin farkında ve seçim hakkına sahip. Bakmadan, görmeden, sorgulamadan, akletmeden hayatı ve kendini çözemez ve bilincini açamazsın. İnsana Ters Olan Hayatını Yaşatıyor. Gerçek ile Ayinler; Rüya ve Kabus. Ayinler, güç elde etmek için yapılır. Eyes Wide Shut.

Özel mülklerine davetsiz gidiyor.

Onlar gibi kimliğinden soyutlanıyor.

Şuursuzca, kurallarını bilmediği bir alemin ortasına düşüyor.

Onlardan olmadığını anladıklarında, duygularına kapılıp işin ciddiyetini anlamayan William’ın başına gelecekleri bilen kadın, onun yerine kurban olmayı seçiyor.

Eve gelince karısı Alice rüyasında aslında gerçekte kocasının yaşadıklarını görüyor.

Bu rüya, onu derinden sarsıyor.

Gerçeği öğrenince anlıyor ki bu aslında onlara yaşatılan bir rüya.

Nicky Romero, Toulouse.

Durakta bekleyen adamın yanına vendetta maskeli bir adam geliyor, dans etmeye başlıyor ve ona da maskesinden veriyor.

Bir kaç erkek topluluğu oluşturup sexshoptan çıkan kızların etrafını sarıyorlar. Aslında birlikteliklerini anlatıyorlar.

Klibin başında durakta bekleyen adam, klibin sonunda durakta rüyasından uyanıyor. Oradan uzaklaştığında, yanına gelen adam tekrar maske takıyor çünkü aslında rüyası yaşadığı bir gerçekti.

Beyonce, Sweet Dream or a Beautiful Nightmare.

Kimliğini gizlediği maskesiyle rüya mı kabus mu ayırt edemediği anları yaşadığını anlatıyor.

Beyonce, aşktan bahsederken neden aşkı değil de bir sürü erkek onunla birlikte. Çünkü rüya kısmı seks ayinleriyle ilgili.

Şşş kimse bilmemeliymiş.

Tek göz sembolizmi.

David Bowie, Blackstar.

Karanlıkta olan gücü çağırıyor.

Şarkı sözlerinde de diyor; ben seçkin/ulu Ben, ben siyah yıldızım.

Film yıldızı değil, dünyayı yöneten bir yıldız. Kurduğu düzende güce ulaşmak için paraya, servete sahip olan.

Gücü, insanın enerjisinden ve bilgi birikiminden kazanıyor.

href="http://i1163.photobucket.com/albums/q559/adimsiz/Mobile%20Uploads/Screenshot_2016-01-17-16-44-08_zpsvuedmrgs.png">

Filmde terapist olarak tanıtılan Catherine ve arkadaşları hastanın aklına girebilecek donanıma sahip.

Carl, yaşadıklarının sonucunda sadist ve mazoşist bir seri katile dönüşüyor.

Carl'ın kaçırıp hapsettiği kurbanını kurtarmak için Catherine, onun aklına giriyor. Karanlık krallığına şahit oluyor

Onunla iletişime geçmek için içindeki çocuğa yaklaşıyor ve babası tarafından işkencelere ve travmalarla dolu bir geçmişi olduğunu görüyor. Catherine, onunla tekrar bir araya gelmek için, Carl'a özündeki ışığı yansıtacak küçük bir ayna veriyor.

Ama Catherine, Carl'a musallat olan varlıktan haberdar değil.

Boynuzlu ifrit, Catherine'ni ele geçiriyor.

Kendinden geçince onu kölesi yapıyor.

Aslında Catherine ne kadar bilgili olsa da ele geçirilmeye müsait bir yaşam sürüyordu.

Onu seks kölesi yapıyor.

FBI ajanı Peter, Catherine'i uyarıp kurtarıyor ve Carl'ın çocuk tarafından yardım alıp, kaçırdığı kızın yerini öğreniyorlar.

Carl, travmalar sonucunda ona musallat olan ifritin kölesi oldu. Catherine, Carl'ın ruhunu kurtarmak için kendi aklıyla ifritle mücadele ediyor.

Yarı insan yarı kertenkele kılığındaki ifrit kendine tanrı Carl içinse çocuk diyor. Ve onu öldüremeyeceğini iddia ediyor, yaşamak için yalan söylüyor. Carl'ın enerjisiyle beslenip insanların dünyasında yaşayabiliyor.

Bir yerde kötülük ve kurbanları varsa merhametli iyiler imkanları yettiğince onları kurtarmakla yükümlüdür. Kötülüğe sebep olan Carl ile masum Julia kurtarılıyor.

B.O.B ve Nick Minaj, Out of My Mind.

Devletin kontrolünde uygulanan bir akıl kontrolünden bahsediyor. Birilerinin yüzünden içinde bulunduğu durumu bilmeyenlere söylüyor; “Biatch you have no idea.”

Onun hakkında ama onun isteği dışında kararlar alınıyor.

İsyan ederse de zaaflarını kullanıp onu etkisiz hale getiriyorlar.

Aklının kontrolü, seks kölelerini kullanıp onu yönetenlerde.

Onlara sürekli bakan bir göz var ve illuminati üyesi değil üyelerin köleleri onlar. Ufo ile de üyeleri yöneten iblis işaret edilmiş.

A Clockwork Orange.

Zevk alarak insanlara zarar veren Alex'e suç işlememesi için akıl kontrolü uyguluyorlar.

Ona kurtuluş yolunu sunmuyorlar onun elinden iradesini alıyorlar.

Rihanna da Alex gibi aklı şekillendirilerek seks kölesi haline getirildi.

The Cabin in the Woods.

Kadimler için dökülen kan ve ayini yönetenler.

Farkında olmadan yönetilen ve iblis için kurban seçilen köleler.

Bilgilerini insanlığın köleliği için sunup gönül rahatlığıyla yaşayanlar ile istemese de buna dahil olanlarla dolu köle hizmetkarlar topluluğu.

Sen;

Kendini bilmezsen temiz aklını bulandıranlar olacak. Şekil verecekler sana ve bu dünyadan ayrıldığında ya büyük bir pişmanlık duyacaksın çünkü kendini yaşamadın komutlarla yaşadın. Ya da kör olacaksın onu da anlamayacaksın.

Allah, mekanı yarattı ve sana seçme iradesi verdi. Çabanla hayatını inşa edebilme kabiliyeti. Samimiyetle ararsan, dertlerinin çaresini görebilecek göz verdi. Sabır mücadeledir. Sabrederek, hırsına yenilmeden sorularının cevapsız olduğuna inanmadan devam etmelisin. Karşına çıkan her şeyde her kimsede cevapların saklı. İnkar etmeden enine boyuna düşün ve düşüncelerinde karar kıl. O denizde boğulma sana yüzmeyi öğretecek olana kulak ver ve yüzmeyi öğren.

Kendi kendine dünyayı çözmeye çalışırken onun suyu bulandırmasına izin verme. Biraz bilgiyle cezbolup tutsak ettirme kendini. Senin ve onun içinde iyi ve kötü mevcut. O kötüyü seçti ve seni de tetiklemek istiyor. Kendi cennetini bu dünyada yaşamak için senin kendini yaşamanı değil onun için yaşamanı istiyor. Kendini yaşaman için aklını yaratanın mesajını keşfetmen gerek.

Senin ne kadar önemli olduğunu, senin için kurduğum bu cümleleri de seni önemsediğimi de aklından çıkarma.

#art niyetli düzen #akıl kontrolü #illuminati #eyes wide shut #nickyromero #beyonce #david bowie #the cell #jennifer lopez #the cabin in the woods #b.o.b #nicki minaj #the clockwork orange

[minorityreport0]

Servet ve Gizli İnanç

Kainatın sırlarını yaşayarak keşfedip, insanlığın yolunu aydınlatan alimler, bilginler ile kainatın ilk misafirleriyle iletişime geçip bir takım sırlara erişenler aynı kefeye konmaz.

Kainatın sırlarına erişen bir alim, beden, ruh, akıl, gönül hakkında kat kat ileri bilgilere ulaşır. Ama bu bilgileri, insanları yönetecek şekilde kitlelete empoze etmez. Eserleri ile, kendimizi keşfetmemizi sağlayıp bununla birlikte yolculuğumuzu da keşfetmemize yardımcı olurlar.

Yani kainatın sırrına sadece iblis ve onun dünya temsilcileri sahip değil. Sahip oldukları bu ilmi insanları, tek tip ve tehdit oluşturmayan, kolayca yönetilebilen kitleler oluşturmak için kullanırlar. Onların yolunu izleyenler, insanlığı kölesi kendilerini de tanrı yapmaya kalkanlardır.

Hakkettiğimiz yaşamın elimizden alınması kabul edilemez. Özgürlüğümüz, kendimizi yaşayabilmemiz demektir.

Art niyetli düzen ise tam zıttı bir yaşam sürmemizi ister. Bunu istemesinin sebebi de kendi hakimiyetinin devamını sağlamaktır. Bunun için güce ihtiyacı vardır.

Gücünü, servetle elde edebilir. Büyük serveti ise kendi kasasında taşır. Şahıslara karşılığında değersiz kağıtlar verir ki herkes ona mahkum olsun ve kimse onun kontrolü dışında hareket edemesin.

Art niyetli düzenin kölelerinin, köle olduklarını bilmemesinin sebebi ise tüm bunların onlara öğreti, inanç ve felsefe olarak dayatılmasından ötürüdür.

Servetinin daimi olmasını da akılları kontrol ederek sağlayabilir. Bu sayede, kölelikle sistemine hizmet ettirebilir.

Efendi ve köle algısını her şeyde karşımıza çıkarır. Buna ihtiyacı vardır. Aracı olarak da kendi baskısı altında bulundurduğu kimseleri kullanır.

Şeytani kültürün temsilcileri özellikle Amerika ile projektör gibi tüm dünyaya bu kültürü yani istenilen yaşam tarzını yansıtıyorlar. İnsanları oyalayıp bir yandan yok ederken menfaatlerini gerçekleştiriyorlar.

PARA nedir?

Art niyetli düzende, para ile aklın satın alınmasına şahit oluyoruz. Mal varlıkları, teminatları ve gizli inançları, akılarını şekillendiren motiveleridir.

Art niyetli düzen, sahip olduğu ilmi kendi çıkarına kullanır. Tanrıları paradır. Altın elementi, latince aurum ışıldayan/parlayandır. Altın güneş rengindedir. Güneş, tanrıyı temsil eder. Piramitin tepesi saf altındır. Tanrı olmak yolunda ilerlemek ona sahip olmayı gerektirir. Düzeni sürdürmek için de servete ihtiyaç vardır. Bu düzen art niyetli düzen yani batıl düzen. Çıkarlarını düşünenlerin düzeni. Hakkı, adaleti yaşatan bir düzen değil.

Dünyadaki her şey sahibine göre şekil alır. Hak düzen ile art niyetli düzen gibi. İkisi birbirinin tam tersidir. Servet, hak düzendeyken herkese hizmet için kullanılırken, art niyetli düzendeyken kendi inançlarını hakim kılmakta kullanılır.

KÖLELİK sistemi;

Amerikan doları.

Yedi İsrail bankasının bir araya gelerek çıkarttığı, Amerika'nın kira ile kullandığı amerikan doları, siyonizmin parasıdır. Tamamen gizli inancın sembollerini içeriyor.

Dünya bankası, II. Dünya Savaşı sonrası Amerika Birleşik Devletleri'nde kalkınma ve yeniden yapılanma için kuruldu. Daha sonra da küresel yoksulluğun azalması için çalışmalar yaptığı söyleniyor.

Söyledikleri gibi niyetleri kalkındırmak değildir ne yazık ki. Bütün dünya ülkelerine, IMF ve ülkelerin Merkez Bankaları aracılığıyla borç verip, faiziyle geri ödenmesini talep ederek tuzağına düşürmektedir. Ne kadar miktarda paraya sahip olduklarını belirten dolar, tahvil ve rezerv gibi kağıtları insanlara vererek, asıl parayı kendi kasalarına aktarıp insanları tutsak edip, sömürmektedirler.

Amerika Birleşik Devletleri tarihindeki ilk Başkan Yardımcısı ve 2. Başkanı John Adams, durumu kısaca izah etmiş;

"Bir milleti fethetmenin ve köleleştirmenin iki yolu vardır. Birisi kılıçla yapılır. Diğeri ona borç vermektir. There are two ways to conquer and enslave a nation. One is by the sword. The other is debt."

Federal Reserv(Fed) ise, Amerikan Doları basımı ve dağıtımı yetkisine sahiptir. ABD'nin merkez bankasıdır fakat devlete ait değil, özel bir bankadır ve devletin hazinesine borç verir. Verdiği borcu faiziyle geri alır, evet.

II aşk, gizli inanç, akıl.

Katy Perry ,dark horse.

Siyasetle alakası olmayan bir insan dünya siyasetini anlatıyor. Art niyetli düzen kölelerini sözcüsü ve elçisi olarak kullanıyor.

Gizli inancın kitabı kabaladır. Öğretileri birer akıl kontrolüdür. Sembolizmle öğretilerini aktarır. Öğretilerin aktarıldığı en büyük kanal medyadır ve bu şekilde gizli inancın kültürünü oluşturmuşlardır.

Art niyetli düzende, iblise övgü ile şarkı söyleyenler ve insanları onun cennetine davet eden kimseler iblisi tanrı kabul edenlerdir. Sektörde adı dillerden düşmeyenler de onun peygamberleridir. İblis, Allah'ı taklit etmeye çalışarak, insanları yetiştirip tam tersi yola teşvik eder.

Jessie J, price tag.

"Bu parayla ilgili değil. Paraya ihtiyacımız yok. Sadece dünyayı dans ettirmek istiyoruz. Etiket fiyatını unut."

Parayla ilgili değil çünkü akıl kontrolüyle ve onun vasıtasıyla gizli inançla eğitilen nesillerle ilgili. Klipte birçok sembolizmle birlikte bir de kukla gibi yönetildiği gösterilmiş. Kişisel kararlarıyla değil hükmüne girdiği sistem olan art niyetli düzen tarafından yönlendiriliyor.

Bu kadar büyük bir servetin önlerine serilmesinin sebebi ise o serveti hak ettiklerinden değil, akılları kontrolüne alacaklarındandır. 

Sam Smith, money on my mind.

"Aklımda para yok. Bunu aşk için yapıyorum."

Aşk, öğretilerle yani akıl kontrolü ile oluşturulan inanç ve düzendir.

Şapkası, gösterisi ve gözleri ile dikkat çeken adam, art niyetli düzeni kuran şeytanı temsil ediyor.

Sam, söylediğine göre parayla değil, inancıyla bu düzende var olmaya razı.

Florence + The Machine, spectrum.

"Buraya ilk geldiğimizde soğuk ve nettik. Tenimizde renk yoktu. Işıktık ve kağıt inceliğindeydik , ta ki renk tayfını içeri alana dek. Adımı söyle ve bütün renkler aydınlansın. Parlıyoruz ve bir daha asla korkmayacağız."

Bu ilmi art niyetli kimselerden öğrendiğinden sonuçları da art niyeti doğurur. Magazinciler gibi eksik bilgi vererek insanları köleleştirmek için Allah'ın ilmini kullanırlar ama bu ilmin kaynağını yanlış adreste gösterirler.

Öğretilerle şekillendirilen bir akıl ve onunla aynı yöne giden binlerce akıl.

III paranın satın aldığı cinsel tatminler, seks, uyuşturucu.

Dünyadaki cennet. Cennet, saklı olan bir yerdir. Tanrının evi olarak da bilinir.

Tanrı rolünü üslenip, haktan ümidini kesen ve dünya mekanının en uzun misafirlerinden olan insana düşmanlığından cennetten kovulmuş iblis, "cennet"ini dünyamızda kurdu. Tabi bu cenneti kurarken Cenab-ı Allah'ın yarattığı nimetlerden yararlandı. Çünkü o Allah'ın yarattığı bir kul ve yaratıcı özelliği yok. Elinde hangi malzeme varsa onu allayıp pullayıp sunabiliyor ancak. Kurtuluş yolunun tam tersine giden bir düzen kurarak insanları davet etti ve hala ediyor.

Cennetine girenleri ve kendini teşhir edenleri, fedakarlıkları kadar mükafatlandırıyor. Bu mükafat kişinin ölümüne kadar geçerli. Ki her fedakarlık da ödüllendirilmiyor. Ona iman edip ve kulluk yapıp ödüllendirilenler de sadece bu dünyadan nasiplerini alacaklar.

Ödüllendirilenlerin, bu durumu özendirmek ve davet amaçlı yaptıkları işler;

Rihanna, pour it up.

"Tek gördüğüm işaretler, tek gördüğüm dolar işaretleri... aklımda para var, para, aklımda para var."

"All I see is signs, all I see is dollar signs... money on my mind, money, money on my mind."

Üzerinde yakut, zümrüt, pırlantadan takılar var. Mücevheratla,

para ve altınla ödüllendirilmiş. Sarı peruk (marilyn monroe), siyah parlak deri eldivenleri ve file kıyafeti ile Rihanna'nın seks kölesi kedi kadın karakteri.

Magazin ve medya ile yansıtılana bakarsak Rihanna her şeye sahip biri. Aslında yaptığı her hareket ve iş onun hayatında kendi kararlarını almadığını kanıtlıyor. Hepsi onun çıkması gereken bir basamak, hiçbir şey onun insiyatifinde değil. Onu motive eden inanç, para ve kaliteli bir yaşam. Şarkısında söylediği gibi; "Hepsine ihtiyacım var; para, şöhret, arabalar, kıyafetler." Rihanna, hard. Yine de daha fazlasını istiyor çünkü gerçekten ruhundan, bedeninden ve karakterinden vazgeçti.

Klipte kadının baskın gücü gibi yansıtılmaya çalışılsa da aslında işlenen "efendi ve köle" ilişkisidir. Sunum ve karşılığı. Tam tersi erkek köleler de kendini efendisi gördüğü para karşılığında talep edene teslim ediyor.

Florence + The Machine, spectrum.

Değerli taşlarla ve altınlarla bezenmiş, ödüllendirilmiş köleler.

Florence'ın tek gözünü kapattığı kolundaki bvlgari marka saat, onun servetine sahip olmayan normal ailenin bir yıllık gelirinin çok üstünde bir değerde. Bir yerde aç ve çaresiz bırakılan insanlar, bir yerde servetinin kaynağını anlatan sistemin insanlıktan çıkan köleleri.

Chris Brown, look at me now.

"Klübün dışından nasıl nefret edebiliyorsun. Daha içeri bile giremiyorsun."

Sözleriyle, nefret edilecek bir şey var mı diye içeriyi merak ediyoruz. Bu küçümser tavırla yaptığı bir davet aslında. Chris, kafeste maske takar halde tutsak.

Çocuksu ve masum tarafını yansıtan karakteri. Ağzındaki lolipop ile kandırıldığı ve istismar edildiği anlatılıyor.

"girls, girls, girls" yazısı ile cinselliğin sunulduğu anlatılıyor.

"Sarı Lamborghini" ona sunulan sahip olduğu servetin göstergelerinden biri.

Özendiriyor, her şeyi altından. "şimdi bana bak, ah para kazanıyorum"

"dead end, çıkmaz" yani sonu belli. Kapana kısılmış ve yapması gerekeni yapmakla yükümlü. Art niyetli düzene giren çıkamaz. Çıkışı ölümle olur.

"şimdi bana bak" derken gözlerine dikkat çekiyor.  Lil Wayne'nin de tek gözünde kırmızı nokta var. Farklı göz renkleri, farklı karakterlere sahip olduğunu yansıtır. Görmediğimiz, aklının bölünmüş olan tarafını gösteriyor. Bu sebeple ona sahip olup, onu yöneten ruha işaret ediyor.

Drake, headlines.

"Diyorum ki para her şeyden önce gelir, aklımda para var."

Ciara ve Nicki Minaj, i'm out.

Saçlarıyla tek gözü örtülü Ciara, paralarını izleyicinin yüzüne fırlatıyor. Servetini sergiliyor adeta.

Ciara da dünyanın şeytan tarafından tasarlanan cennetinde.

Dolar desenli kıyafeti ve parti topluluğu.

Britney Spears, Work Bitch.

Britney etrafı köpek balığı türünden olan çekiç balıkları ile çevrili. Yani tehlikeyle burun buruna yaşıyor. Bunun için, ona sürekli ilerlemesi gerektiği benimsetiliyor. Aksi takdirde yok olmakla tehdit ediliyor.

Art niyetli düzen, kitleleri yönlendirmesi için Britney'i yükselttiği gibi yok da edebilir. Çünkü görevi için bu seviyede.

Sektörde hep "efendi ve köle" ilişkisi mevcut.

"Ateşli bir vücut mu istiyorsun? Bir Bugatti mi istiyorsun? Bir Maserati mi istiyorsun? Çalışsan iyi edersin orospu? Lamborghini mi istiyorsun? Martini yudumlamak? Büyük bir konakta yaşamak? Fransa'da parti yapmak? Çalışsan iyi edersin orospu. Yürü hadi çalışmaya orospu."

Britney tüm bunlara çalışarak yani argo olmayan tabirle anlatmam gerekirse kadınlığını kullanarak kendinden ödün vererek hatta kendinden vazgeçerek sahip oldu. Yani aslında sahip olduğu paranın kölesi oldu.

Üzerinde durduğu ters üçgen dişilliğini simgeliyor.

Beta programıyla cinsel köle olan Britney yükseldikçe, yetişen yeni kurbanlar da onun kölesi oluyor. Alt kademedeki kölelerin ipleri Britney'de ise Britney'nin ipleri de ondan üst kademedekilerin elinde.

Britney elindeki cansız manken ile art niyetli düzendeki yolunda ilerliyor. Hem itaat ediyor yaptığı işlerle hem de köle yetiştiyor. Kitleleri itaate teşvik ediyor.

Gözleri bağlı cansız mankenler patlatılıyor. "Güçsüz ve zayıf olup ilerlemeyenlerin sonu yok olmaktır" itaatiyle oluşturulan kölelerin sarsılması işleniyor ve emrediyor; "göster kendini, göster kendini, göster kendini, göster kendini!" sahip olduklarını yani vücudunla neler yaptığını göster ve akıl kontrolüyle ö��retileni dışavur.

Şehvetle ve para ile cezbedilip yönetilen akıllar;

"kadın(pussy), para, ot, kodein" Lil Wayne, love me. "kadın(pussy), para, ot" Asap Rocky, pussy money weed. "I said everything is purple" Asap Rocky, purple swag.

Kafası bulanık olan bir köle ona ne söylenirse onu yapar.

Bu liste böyle uzar gider. Çıkarılacak esas anlam ise menfaat uğruna heba mı edilmeye ve etkisiz hale getirilmeye mi çalışılıyoruz? Art niyetli düzen tarafından evet. Onlar düşünmemizi istemiyorlar sadece sunulanı almamızı istiyorlar.

Kendimizin izinsiz inşasına izin vermemek için art niyetli düzenin kafamızın içine girmesini engellemeliyiz. Kendimizi keşfetmeli ve kendi sesimizi duymalıyız ki yönetilmeye ihtiyacımız olmadığını duyuralım. En önemlisi, ilmimizle özgürce kendi zirvemizi yaşayalım.

#mücevher programlaması #akıl kontrolü #mind control #dollar #illuminati #cansız manken #Art Niyetli Düzen #jessie j #florence the machine #rihanna #chris brown #sam smith #ciara #britney spears #katy perry

[minorityreport0]

Akıl Kontrolü, BTB Programı.

Herkes istediği şekilde şık giyebilir. Fakat dayatma ile yapılan her şey köleliği doğurur.

Kıyafet sadece kıyafettir. İnsandan daha kıymetli sayılamaz. Kıyafet kişiyi yansıtırken kişinin kıyafetine müdahale karakterine ve yaşam tarzına müdahaledir. Hiç kimse sırf kabul görmek için modaya uygun giymek zorunda değildir.

"bu tarz benim" programında, yarışmacıların tarzları gerçekten de kendilerine mi ait? "bu tarz benim" diyerek jürinin önüne çıkan kişi, üç modacının da bambaşka isteklerini yerine getirmek zorunda bırakılıyor. Yani o tarz onun değil. "bu tarz bana uygulanıyor" ya da "bu tarz bana dayatılıyor" daha yerinde bir tanım. Baskı, baskı, baskı. Jüri bile hem fikir olamazken yarışmacı ister istemez bundan etkilenerek değişime zorlanıyor. Amaçlanan da bu zaten.

Yarışmacılar arasında gerçekleşen moda dışındaki tartışmalarla, karakter analizi yapmak için izlenilen bir program olduğu düşünülebilir. Yersiz ve aşağılayıcı konuşmalar, program formatıyla yasaklanabilecekken yasaklanmaması, bilakis isteklerinin bu olduğunu gösteriyor. Hatta bunun bir reality show olduğunu ve izlenilebilmek için her şeyi yapabileceklerini itiraf ediyorlar.

İlk sezon programdaki yarışmacılar halktan biri gibiyken ikinci sezon tamamen dayatılan tarzları sunmaya hazırlanıyor. Maske ve başlıklarıyla kıyafetlerini göstermeden önce hangi amaçla izleyicilerin karşısına çıktıklarını sergiliyorlar. Üstlerindeki örtüyü çıkartıp atmaları ve maskeyle kimliklerini gizlemeleri bir görev üstlendikleri manasına geliyor. Kişi değil bedeni ön planda ve sergileniyor.

İkinci sezon için seçilen yarışmacıların eleme gecesinden önce göz aşinalığı için ilk sezon yarışmacıları da maskeli balo adı altında maskeli, kimliksiz hallerini gösteriyorlar.

Maske, kölenin bölünmüş olan karakterini temsil eder. Maskeli baloda da köleler bu bölünmüş karakterlerini sergilerler. Gizli ayinlerde ya da kendi topluluklarına açık davetlerde bu durumu gerçekleştirirler. Efendiler ve köleler.

Yarışmacı, akıl kontrolü içeren, psikolojik ve gerilim filmi testere'deki jigsaw karakterini sergiliyor. Programcı, yarışmacı aracılığıyla jigsaw karakterini izleyiciye aktarıyor. Jigsaw, kendi hayatını mahveden ve suç işleyenleri kaçırıp onlara oyun oynuyor. İşkence dolu dakikalar yaşayan köleler canlarını kurtarmak için jigsaw'un kurallarına uyuyorlar. Suçlu kimseler olduklarından bu oyun onlara revadır mesajı veriliyor. Yarışmacı da jigsaw karakteriyle, satanizmin öğretisi olan ölüm ve işkenceyi temsil ediyor.

Minnie mouse, akıl kontrolü programları uygulanan köleyi temsil eder. Minnie ve mickey cinsel köle olmakla birlikte eşcinselliği ve katil programını da bünyesinde barındırır.

Yarışmacı, oyuncak kutusunun içinde ve oyuncak bebek kıyafetleri giymiş. Oyucak bebek programlamasında kölenin hayatı ele geçirilir ve ona suni bir yaşam dayatılarak yönetilir. Yarışmacı bir oyuncak bebek gibi eklem yerlerini çizmiş. Oyuncak bebeklerin ek yerleri çıkartılıp takılır. Bu programlamada köle tıpkı oyuncak bebek gibi çaresiz olduğundan her şekilde yönlendirilmeye razı gelmek durumunda kalır.

Jürinin arkasındaki cansız mankenler de izleyici ve yarışmacı için rol modeldir yani tetiktir.

Masal kahramanı kırmızı başlıklı kız, küçük bir kız çocuğu. Yarışmacı da çocuk olmamasıyla birlikte yüksek topuklularıyla ve mini kıyafetiyle cinselliğini ön plana çıkarmış. Bir de tam dudak bükerken çocukların uyuma vakti yazısı çıkıyor. Canlı yayın olmadığından bunun da rastlantı olmadığı açık. Küçük kız karakteriyle, yetişkin erkeklere hitap etmek hiç de masum bir hareket değil. Bu tamamen travmatik bir olaydır. Programcı, iki yandan saç toplatarak ve çocuk kıyafetleriyle kadınsı bir görüntü ortaya çıkararak çocuklara düşkünlük hastalığını tetikler.

Bu da manidar bir eylem. Dövmeleri ve yeşil saçı ile marjinal olarak adlandırılan yarışmacı adayına jüri "mavi kuş" veriyor. Bu kuşu ona vermek istediğini söylüyor. Mavi kuş, akıl kontrolü programlamasının adıdır. Kuş, ruhu temsil eder. Mavi kuşun anlamı da kişinin, bir ruhun yönetiminde olması durumudur. Bu ruh insan ruhu değildir, şeytan ya da cindir.

Yine bir yarışmacı adayı ve günlük kıyafet değil de kostüm giymeyi tercih etmiş. Kedi kulakları, makyajı ve kedisiyle cinselliğiyle hitap ediyor izleyiciye.

Bir kolu ve bacağındaki kıyafeti yarıya kadar çekilmiş. Leopar deseni, hayvan başlığı ve elindeki maymunla yine cinsellik ön planda.

Programdan bir çok örnek vermek mümkün. Birkaç örnekle de programın içeriğinin açıklığa kavuştuğunu düşünüyorum. İzleyiciye istenilen yaşam tarzı dayatıldı ve bu kölelik devam edecek gibi görünüyor. İzleyici eğer 'ne var bunda' veya 'olsun yine de bana dayatılan bu köleliği istiyorum' diyecek olursa, program amacına ulaşmaya devam eder. Medyayı ele geçiren kitle, daha kalabalık bir kitleyi yönetmeyi sürdürür. Kendi aklıyla düşünemez olanlar, yöneten kitleye muhtaç ve acınası bir şekilde hayatın anlamını kavrayamadan yaşarlar. Umut ediyorum ki böyle olmaz ve bilinçlerini açarlar.

#bu tarz benim #akıl kontrolü #kişilik bölünmesi #oyuncak bebek #cansız manken #maske #illuminati #mind control #satanizm

[minorityreport0]

Dünyanın Meselesi Ne?

Google, dünya kupası ile ilgili 63 doodle ile bize futbolun, dünyadaki yıkımlardan ve masum insanların ölümünden daha mühim olduğunu gösterdi.

Dünyanın dışındakilerin de futbolu takip ettiği gösteriliyor. Yani dünyanın dışında gösterilenler hiç de dışta değil. Neden futbol bu kadar önemli? Dünya çapında tesir oluşturan bir unsur olduğundan ötürü olabilir mi? Google, bize dünyanın meselesinin "futbol" olduğunu zorla kabul ettiriyor.

Samsung Galaxy 11 reklamlarında kullanılan "kazanan dünyayı alır" ve "futbol gezegeni kurtaracak" sloganları ile futbolun dünya üzerinde ne denli etkili olduğunu anlatıyor. Art niyetli düzenin kurucularının öngörüsü ile hizmetkarları futbolu, sirkin cambazı olarak ele geçirme, yıkım ve ölüm olaylarını örtbas etmek için kullanıyorlar.

İtalya, Torino Juventus stadyumundaki karşılaşmada kazanan dünyayı alacak.

Dünyamız iblisin avuçlarında.

Siyah başlıklı, cübbeli adamlarda göremediğimiz bir tehlike mevcut. İblis ve ordusu.

Reklama göre, başarısını kanıtlama imkanı bulmuş Rooney, Casillas, Ronaldo ve Messi gibi futbolculardan oluşan takım, uzaylılara karşı dünyayı futbolla savunuyor.

İnsanlar ile iblisin ordusunun karşılaşması.

Samsung markasının sahipleri de dünyanın meselesinin “futbol” olduğuyla hem fikir. Art niyetli düzenin hizmetkarları kendilerini ele veriyorlar.

Rol model gösterilen, gözden düşmeyen futbolcular da akıl kontrolünden elbette nasibini almaktadırlar. Yeteneklerini tamamen ve üst seviyelerde sergilemeleri için onlar da Dorothy gibi ayakkabılarını yani kramponlarını giyip altın tuğlalı yoldan gidiyor ve Alice gibi kurabiyelerini yeyip boylarının yetmediği kapılardan giriyorlar.

Peki aslında dünyanın meselesi ne?

İnsanın insanı katletmesi. İnsanca muameleyi esirgemesi. Bölüp parçalaması. Aşağılık planı için aşağılıkça davranması işte dünyanın meselesi bu.

En azından dıştan insan suretinde olan dünyanın her yerine dağılmış bu ordunun komutanı iblistir. Dünyadaki komut alan liderler ise siyonistlerdir.

İnsan haklarının çiğnenmediği, yaşanabilir ve barışın hakim olduğu bir dünya için art niyetli düzenin ordusunun imhası gerekli. Bunun için bilinci açık, akıllı, kültürlü ve üretebilen, orijinalliğini yitirmemiş insanların bir araya gelmesi şart.

Türkiye'nin içinde ve yakınlarında seyreden olaylar dünyaya şekil vermekte.

Art niyetli düzenin yani siyonistlerin belirlenmiş bir yol haritası var ve senelerce bu yolda ilerlerken hizmetkarlar edindiler.

Kimileri güce sahip olamadıklarında güçlünün yanında yer alırlar. Siyonistlerin taktiği gibi Batıl'ı içten yıkma işine girenler ne yazık ki günümüzde başarılı olamadılar. Bu, başarılı olamayacakları anlamına gelmez. Ama biz panzehirle bu zehri tedavi etmeliyiz. Onları etkisiz hale getirmeliyiz.

Asıl anlatmak istediğim siyonistlerin ve masonların aldıkları kararla ülkemiz şekil alıyorsa buna dur demeliyiz. Peki nasıl?

Meclistekiler bizi mi temsil ediyor yoksa onlara biçilen rolleri üstlenen vekillerle ve liderlerle mi dolu? Büyük çoğunluğu evet.

Türkiye, yeni Amerika mı?

Cumhurbaşkanlığı için Erdoğan için oluşturulan sembol siyonistlerin yetiştirdiği liderlerden ABD başkanı Obama'nın sembolü ile neredeyse aynı. Çünkü gidilen yol aynı.

Dünyayı yönetip, söz hakkına sahip olduklarını sananlarla bir yola çıkmak, özgürken bileklerini kelepçelemek değil midir?

Ülkemiz her şeye sahip olduğu halde bir de herhangi bir birliğe girmeye ihtiyacı yok. Bu birlikler, inançları sebebiyle dünya hakimiyetlerini sürdürmek için oyunlarını sürdürüp sürekli planlarını güncellemekteler. Ülkemizin değil, kendi menfaatlerini gerçekleştirme yolunda hamleler yapmaktalar.

Bugün Akp hükümeti, Türk ve İslam başlığı altında birlik kurup, bir güç elde edebilecekken ve dünyaya şekil verebilecekken, Amerika ile beraber yola çıktıklarından ötürü sadece sözden ötesine geçemiyor. Sözden ötesine geçebilse bu insanlığın zaferi olur.

Vatanımızın zerresinde hak sahibi olmayıp da olduklarını iddia edenlere vatanı sunmak için vatanı süslemek ve imkan oluşturmak, bir babanın ailesi için ev yaptırıp o evi daha ailesi kullanamadan düşmanına vermesiyle eş değerdir.

Bu akp, chp, mhp meselesi değil. Durum, particilik meselesine dönüştüğünde taraf olup çatışmaktan ileri gidilemiyor maalesef. Görüş ayrılıkları elbette olacaktır. Çözüm ya da proje sunmak yerine sadece çatışmak, düşmana ihtiyaç olmadan kendi kendini imha etmektir. En az iki ortak noktamız olan insanlığımız ve vatan sevgimiz bizi bir arada tutmaya yeter.

Farklılıklarımız Zenginliğimizdir.

Vatanımızda Hepimiz İnsanca Yaşama Hakkına Sahibiz.

Türk, Kürt, Arap, Çerkes, Boşnak, Arnavut, Rum, Laz, Ermeni, Hemşin, Süryani ya da Müslüman Sünni, Alevi, Şii, Hristiyan, Yahudi ve dine mensup olmayanlar, sayamadıklarım kim olursak olalım hepimiz insanız ve aynı vatana aşığız.

Farklılıklarımız zenginliğimizken, düşmanın zulmünü ayırt edemeyip ayrılıkları öne sürerek bağımsızlık aramak, güçsüzleşmek ve kaybetmek demektir. Oyuna gelip düşmanları arzusuna ulaştırmaktır.

 Vatana ihanet ve insana zulüm etmedikten sonra hepimiz kardeşiz. Atalarımızın canları pahasına düşmana karşı birlikte savaştığı bu topraklarda kardeşçe, insanca yaşamak hepimizin hakkı. Bunu elimizden almalarına izin veremeyiz.

Güncel olarak dünya meselelerinden biri de Amerika ve İsrail'in hamleleridir.

İsrail, eğer "Kürdistan kurulursa onu ilk tanıyacak ülke biziz" diyor. Kuzey Irak Kürdistan olarak sayılıyor fakat İsrail'in kastettiği bütün topraklar, özerk bölge değil. İsrail'i ilk tanıyan ülke de Türkiye'dir. Planladıkları gibi gittiğinin imzasıdır bu.

İsrail, Filistin topraklarında yıllardır masumları katletti ve şuanda da katlediyor. Bu sebeple siyonistler, oluşturdukları Pkk'yı desteklediklerini sürekli dile getiriyorlar.

Aynı şekilde Işid, El Kaide ve CIA işbirliği ile oluşmuştur. Amerika bu kez askerlerinin bir kısmını operasyon yaptığı yerden seçti, diğer kısmını da kendi askerlerinden seçip onlara kılık değiştirterek savaş başlattı. Suriyeli ve Iraklı dışında içerisinde Kanadalı, Fransız, Alman, Rus, Amerikan olan, akılları İslam ile alakası olmayan tetik sözcüklerle ve sloganlarla yıkanmış bir örgüttür. İdeolojilerinden Selefilerden, Sünniler için "onlar Müslüman değildir" diyerek kendileri dışındakileri Müslüman olsalar dahi öldürüyorlar.

Işid'ten kaçabilen militan diyor ki;

"Orada bize İslam'ın kuralları öğretilmedi. Orada bize, kendi istedikleri İslam'ı öğrettiler.

Söyledikleri şeyler akla değil, ruha, kalbe hitap ediyor. Dinleyenler de o sözlerle heyecanlanıyor, bir coşkuya kapılıyor. İlk aşama bu. İkinci aşama ise askeri eğitim. 

Işid önce girdiği yerlerde insanlara iyilikle yaklaştı. Onlara ihtiyaçları olan şeyi verdi. Çünkü bu insanlar Esad rejiminde çok acı çekmişlerdi.

Ancak insanlar tarafından kabul gördükçe, çarpıcı bir şekilde değişmeye başladılar. İyi yaklaşımları, zalimleşti, katılaştı. Ya benimlesin, ya da düşmanımsın. Arada gri bir alan bırakmadı.

Onların inançlarıyla çelişen her şey yasak ve yasak olan bir şeyi yapan herkes 'dinden dönmüş' olarak yaftalanıyor ve öldürülüyor.

Diğer ülkelerden genç insanlar getiriyorlar ve onların beynini yıkıyorlar, Işid ideolojisi ile dolduruyorlar.

Böylece kontrol ettikleri yerleri yerelden insanlarla değil, doğrudan kendi kolluk güçleriyle denetim altında tutuyorlar."

Işid, Irak'a girdiğinde kimsenin sesinin çıkamamasının sebebi Amerika ve İsrail'e olan korkularından ötürüdür. Güç, para ile elde edilir ki Amerika'nın girdiği bölgeler petrol ile dolu. Orayı asla boş bırakamaz.

"Kriz, Türkiye ve İran'a da sıçrayabilir." Eski ABD Dışişleri bakanı Hillary Clinton

Türkiye'de bayrak indirme olayının ardı sıra bu olayların patlak vermesi, olaylar öncesinde Türkiye'ye gözdağı vermek içindir . Ne olursa olsun Siyonistler gözünü bize dikmiş ne derseler onu yapmamızı istiyorlar. Bir yandan masumları öldürürken diğer yandan da arzuladıkları ülkeleri kukla gibi yönetiyorlar.

Suriye ve Irak'taki Türkmenler de zulüm içerisinde. Özellikle medyada Doğu Türkistan'da yapılan zulüme dair bir habere rastlamıyoruz. Doğu Türkistan'da, Çin hükümeti Türkleri, bebek, yetişkin ya da yaşlı demeden türlü işkence uygulayıp öldürüyor. Varlıklarını sildikleri gibi Doğu Türkistan'ın ismini de Çince Sincan olarak değiştirmiş ve haritadan ismini silmiştir.

Yanı başımızda ve etrafımızda seyreden dünyanın meselesi bunlar işte.

İyi insanlar ve kötü insanlar. Hak veya Batıl tarafında yer alan ve almak isteyen insanlar. Asıl mesele bu. İyilik ve kötülük, Hak ve Batıl dünyanın varlığından beri mevcut. Mesele, biz ömrümüz boyunca hangi tarafta mücadele vereceğiz. Dikkat etmemiz gereken en önemli mevzulardan biri, kendi kararlarımızı verip korkusuzca mı yaşayacağız yoksa istek ve arzularımıza kapılıp köle olarak mı kaybolup gideceğiz?

#google #samsung galaxy 11 #reklam #futbol #Türkiye #İsrail #Siyonizm #Kürdistan #Irak #Işid #CIA #Mason #Amerika #Obama #Recep Tayyip Erdoğan #Doğu Türkistan #Çin

[minorityreport0]

Nereye Vardık, Varıyoruz, Varacağız.

Doğumumuzla birlikte, içinde bulunduğumuz ortamı keşfetmeye başlarız. Büyüdükçe etrafımızda olup bitenlerle şekilleniriz. Kimse bunu seçemez ama kimimiz düşünürüz; "neden böyle?, neden böyleyim?, neden burdayım?, ne yapmam gerek?" diye. İşte tam da bu noktada bir rehber ve örnek ararız. Başlangıçta hepimiz şahsımıza münhasırız. Gerçek ile toplumun benimsediği ve kabul görüleni mi tercih edeceğimiz konusunda arada kalırız. Karakterimiz oturana kadar bu çelişkiyi yaşarız. Bu karakter bazen 16 yaşında oturur, bazen 70, bazen hiç oturmaz. Bir de farkında olmadığımız bir yönlendirmeyle karşı karşıya kaldığımızdan dolayı gerçekten mücadele etmemiz gerekir. Bunun için farkındalık gerekir.

Art niyetli düzenin farkındaysan düzenin etkisini üzerinden atman için ilk önce kendini bilmen gerekir. Kendin için savaşman gerekir. Çünkü asıl önemli olan sensin. Sonsuz yolculuğun, keşfedilmeyi bekleyen, sonsuz bilinmezlikleriyle dolu yolcususun. Kendini tanıman, keşfetmen için buradasın.

Peki neden Marilyn Monroe, Che, Abraham Lincoln, karma, yoga, "hızlı yaşa, genç öl", "hayat bir partidir" vesaire vesaire. Bitmeyen bir liste. Bir kasırga oluşturularak bize sunulan bu içi zehir dolu pasta da neyin nesi?

Öldüğü halde hala daha üzerinden para kazanılan Marilyn Monroe'dan çekiciliği, Ernesto Che Guevara'dan devrimi , Abraham Lincoln'den özgürlüğü mü öğreneceğiz? Elbette herkesten öğrenilecek bir şey vardır eğer art niyetli düzenin domino taşı değilse.

Senin neleri seçmeye hakkın var biliyor musun? Düşüncelerini, hareketlerini, adımlarını, dünyanı. Dünya harabeye dönse bile senin dünyanda hala güneş doğuyorsa gerçektesin demektir. Orayı sen izin vermedikçe kimse işgal edemez.

_

Dünya, Gündüz, NASA.

Dünyanın başlangıcından bu yana varolan ve anlatılan bir şeyler var. Sen ve ben bu gündeyiz. Bir şeyler öğrendikçe bu dünyayı tanırız ve tanımlarız. Dünya hep aynıdır ve gerçekliğini keşfetmemizi bekler. Tek bir yol var ve o asıl olanı taklit edip yolu kesen ilüzyon yollar.

Liderler, örnek şahıslar, cemiyetler, cemaatler, inançsızlar ve inanç sahipleri, etiketler. Benzersiz olmak ile benzer olmanın farkını keşfetmek gerek öyleyse. Ve biz hangi yoldayız. Rehber ve yol göstericiye ihtiyacımız var çünkü yürümemiz için bu yola ışık tutulması gerek. Olmasaydı aklımız ve ahlakımız devreye girerdi ve hakettiğimiz sona ulaşır mıydık? Kusursuz bir düzene şahitiz. Bunu farketmemiz için hangi noktada olduğumuzu bilmemiz gerekli.

Apaçık ve gizli olanlar ile deneyimle bir yere varmamız gerekir. Apaçık olanı bilmeden gizli olana gidebilir misin? Gizli olanı, apaçık olanı öğrenmeden öğrenirsen ne kadar özgür olabilirsin? Her iki tarafın da kapısından hangi sırayla girersen gir sadece bir yere ulaşman gerekir. Tek olana, gerçeğe. Yoksa sadece kapıları açarsın, görürsün uygulayamazsın ya da şuursuz uygular göremezsin.

Birileri öğrenirken kendince tanımlamış ve bazıları bu yolu bir hayli dağıtmış. Kimileri bu yolu insanları feraha çıkarmak için bildiklerini paylaşmak için kullanmış, kimileri de inançları uğruna tek tip, tehdit oluşturmayan insanları oluşturmak için kullanmış.

Evrende haberdar olduğumuz ve olmadıklarımızlayız. İlk önce işe kendimizi tanımakla başlarsak epey bir yol katederiz. Ruhumuzun, bedenimizin sahibi kim, zihnimiz, algımız nelerle dolu. Asıl görmemiz gerekeni görmek için çabalamamız gerek. Bunun için bilginin peşine düşmeliyiz, sadece bize sunulanla yetinmemeliyiz. Her şey bakışımızda, algımızda gizli. Çabamızla ilgili.

#evren #dünya #insan #art niyetli düzen #ilahi düzen

[minorityreport0]

Psikolojik Hastalıkların Yansıtılması.

Çocukluktan başlayan yönlendirmenin bir kısmından bahsetmek istiyorum.

Örnekler yeterli olmayacaktır belki. Çünkü yönlendirmeler kapsamlı ve bazı kitlelerde kültür, adet haline gelip alışılmış bir durum olduğundan aykırılığı anlaşılmıyor. Belki ayrıntılı incemelerle anlaşılır hale gelir. Kişinin yönlendirmeden arınması için ise ancak bu yaşam tarzına maruz kaldığı halde başkalarına göre değil de tüm bunlardan sıyrılıp olması gerekeni aramasıyla olur.

Kendi arabanı sürmen yani kendi kararlarını kendin alman kolay değildir. Yönlendirilmek ise başkalarının senin adına karar vermesidir ki kolaydır ve suçlulular da hazırdır. Ama bir kez bile kendi kararlarını alıp sadece Allah'a yönelerek hareket etmenin hazzını da hiçbir şey veremez.

İslam'a inananların bile unuttuğu şey iyi ve kötüyü Allah celle celaluhu yaratmıştır. Eş olmayı da çoğalmayı da cinsel dürtüyü de. Ve bize kendimize zarar vermeden huzurlu yaşayabilmemiz için de bir rehber göndermiştir. Her zaman aşırıya giden kullardır ve tüm bu ikiliği yaratanın Allah celle celaluhu olduğunu unutan. Onu tanımamalarından ve O'nun sıfatlarını bilmemelerinden kaynaklanan ve bir ömre mal olan bir körlük bu.

Nasıl bulaşıcı fiziki hastalıklar varsa, yansıtılan psikolojik hastalıkların da bulaşıcılığı söz konusudur.

1 erkek 1 kadın, 128. bölüm.

Zeynep'in Ozan ile evliliklerinin bir türlü gerçekleşememesi sonucu oluşan travmanın trajik bir şekilde yansıtılması.

Komedi filmleri ya da dizileriyle istenilen duygu ve mesaj rahat bir biçimde izleyiciye aksettirilir. Seni güldürdüğü için tehlike görmezsin ve yansıtılanı daha çabuk kabullenirsin.

Bunun dışında birçok dizi ve filmde eşlerin birbiriyle olması gerektiği gibi cinsel birlikteliklerini sürdürmeleri değil de normal dışılık, seks düşkünlüğü, aşırılık ve sapkınlık işlenmesi birçok soruna ve aşılmaz rahatsızlıklara sebebiyet verir.

Black Snake Moan filminde, Rae'nin eskiden yaşadığı travma sonucu ortaya çıkan psikolojik rahatsızlığı işleniyor. Lazarus ona kendince bir tedavi uyguluyor. Bu yöntem ve Rae'nin yaşadığı bilincimizde yerini alıyor ve psikolojimiz güçlüyse bile bizi derinden sarsıyor.

Spring breakers.

Sadece cinsellikte değil. Aile, arkadaşlık ve toplum ilişkilerinde de birçok sorun oluşturacak rahatsızlıkları yansıtarak davranış bozukluğuna sebebiyet vermektedirler. İnsani duyguların hastalığa dönüşmesi.

Birçok gençlik dergisinde "gençlerin tarzı ve cinsel hayatı" gibi konulara rastlarız ve bize tüyolar verirler. Genelde hep bir gizlilik ve aldatma da işlenir. "Bu başınıza gelirse ne yaparsınız, nasıl anlarsınız" falan felan. Bir kişiye kırk kez deli dersen deli olur misali gibi. Aldatma, gizli ilişkiler, yaşça büyük kişilerle aşk yaşamak ya da tam tersi, menfaate dayalı ilişkiler gibi konular filmlerde ve dizilerde sıkça işlenir.

Bir bebeğe hangi dili konuşursan ve hangi hareketlerle yaklaşırsan onu kopyalar onu öğrenir. Genç de o bebeğin yıllar sonraki halidir. İdrak gücü artsa dahi görüp öğrenme genelde daha baskındır. Bir de aile içerisinde gerektiği gibi ilgi gösterilip eğitilmiyorsa sorgulama süreci başlamaz ve hep kolaya kaçmayı tercih eder. Mutlu gibi görünen kitle ne yapıyorsa onu yapar. İşte art niyetli dünyevi düzenin yaşam tarzını işleyen medya bu boşluğu doldurur. Hiç görmediğin belki göremeyeceğin hayatları sana gösterip seni yönlendirir. Medya art niyetli düzenin elinde olmasaydı dünyadaki en kıymetli hazine olurdu. Ama Allah'ın düzeni öyle bir düzen ki ne kadar tuzak kursalar dahi bir kişi neyi hakediyorsa eninde sonunda ona sahip olur. İlahi adalet.

Hayat bir partidir anlayışı.

Art niyetli dünyevi düzenin yaşam tarzını bu kliplerdeki karelerden anlamaya çalışırsak.

Christina Aguilera, dirrty.

Christina bu klibinde o tatlı Christina değil. Orada neler olduğunu da anlatmama gerek yok sanıyorum. A bir dakika orada küçük çocuğun ne işi var. Şu işi var ki, bu yaşam tarzı seni doğduğundan itibaren kapmanın yollarını arar. Aileni eğitir ve yansıtılan tarzda kadın ve adam gibi giyinen ve hareket eden çocukları ortaya çıkartır. Olmadıysa da pes etmeden tüm yolları dener.

Bu klipte diğer anlatılmak istenense bu yaşam tarzının yani cinsel sapkınlığın bazı kitlelerde çocukluktan itibaren başlamasıdır. Christina'nın çocukluğu gibi.

J Balvin'in, tranquila

Kat DeLuna'nın, drop it low

Iggy Azalea'nın, pussy

Willow Smith'in, whip my hair (ki kendi de bu klipte çocuk)

Chris Brown'ın, wall to wall klibinde olduğu gibi.

Bize düşen "tüh bu düzene" demek değildir. Ne kadar gidecek yolumuz olduğunu bilmediğimiz için her adımımızı hangi yöne attığımızı bilerek hareket etmemizdir. O zaman artık direksiyondan kalk denildiğinde yani öldüğümüzde pişman olmayız. Elimizde olup da değiştiremediklerimiz için endişelenmeliyiz, elimizde olmayan için değil.

#1 erkek 1 kadın #Black Snake Moan #Spring breakers #swag #Art niyetli düzen #Christina Aguilera #J Balvin #Kat DeLuna #Willow Smith #Chris Brown #Iggy Azalea

[minorityreport0]

Aklın Yolu Birdir Eğer Kontrol Edilmiyorsa.

Not: Bu yazıyı özel takipçilerime ithaf ediyorum.

Bu kez farklı yazmak istiyorum. Sana yazmak istiyorum. Senin kim olduğunu, nerede yaşayıp, kaç yaşında olduğunu bilmiyorum. Neler yaşadığını, kolaylıklarını ve zorluklarını ve tecrübelerini bilmiyorum. En az bir ortak noktamız var onu biliyorum. Aynı dünyada yaşıyoruz.

Yaşadığımız şimdi, eski zamanın son sürümü aslında. Bizler bu çağa gelmiş insanlarız. Ne öncesine ne sonrasına. O yüzden bu çağın eğlencesi bizim sıkıntısı da bizim. Çağımız geçmişin tecrübeleriyle dolu fakat gerçek tarihin saklanması, dinin yanlış aktarımı, karalanması ya da karmaşıklaştırılması sebebiyle bu tecrübeden menfaatlenemiyoruz. En önemlisi ise dinden bağımsız dünyevi bir düzenin var olması. Bu dünyevi düzen çoğunlukla objektif ve empatik bir yaklaşım sergiler. Aslında derdi dinleri etkisiz kılmak değil insanlardır, fikirlerdir, yaşamaktır der. Fakat bunu ne kadar hayata geçirir önemli olan odur. Dayatma var mıdır bu yaşam tarzında. Günümüzde bunun cevabını izlediği yolla ve elimize teslim ettiği örneklerle veriyor aslında. Ben buyum diyor adeta, özeleştiri bile yapıyor kimi zaman. İnançlardan besleniyor ve yeri geldiğinde onların ardına sığınsa da orijinal, esas ve hakmış gibi davranıyor. Bu dayatım özgürlüğe açılan bir yol mudur? Yoksa.

Bir ilahi düzen var bir de beşeri. Peki beşeri düzenin mimarisi tamamen beşere yani ademoğluna mı ait?

Kitlelere yani bizlere 'nasıl genç olunur' ile geliyor 'kadın-erkek arasındaki ilişki ve çatışma' ile geliyor, 'cinsiyet ve kimlik karmaşası' ile geliyor. Bize neyin, nasıl yapılması gerektiğini, bize sormadan öğretiyor. Ve biz de hakkımız olarak soruyoruz 'görünmez, dokunulmaz varlık' sen kimsin?

Bir yanda semavi dinler ve kitapları, bir yanda kendini gölgelere saklayan  dünyaya hakim olmaya ve insanları kendinden geçirmeye çalışan bir inanç. Bir ad mı koymak gerek bu gizli düzene ki bir o kadar aşikar. Illu, illummy, limonata vesaire dalga geçmek etkisiz kılmıyor gerçeği ne yazık ki. Dün firavundur bugün siyonist. Aslında ismi mühim değil ki. Bize, bizden biriymiş gibi yaklaşıyor hatta kendi sesimizle bize konuşuyor çünkü bunun tekniklerini geliştirmiş.

Sen bir bireysin ve kararlarını kendin verirsin. Ben şu inançtayım ya da şu ana kadar duyduğum inançlara mensup değilim dersin. Böyle böyle herkesin doğruları ve eğrileri oluşur. Peki bizleri bu yollara iten etken gerçekten de kendi tercihlerimiz midir yoksa ruhumuzun derinliklerine işleyen yönlendirmeler midir?

Ya buna baştan kafa yormayıp hayali, mutlu bir tablonun içerisinde yaşarız ya da biraz kendimizi gerçekleri bulmak adına iç sorgulamaya dahil ederiz. Bir şeyler bulmak için ama kaybolmak için değil.

Bu dünyada ailemiz bize en merhamet eden kimselerdir. Peki hiç tanışmadığımız ama bizi şekilendirmeye çalışan ve bize sürekli ültimatom verenlere sorgusuzca itaat etmek ne kadar bizi özgür kılar. Sırf kalabalıklar, kesin haklıdırlar diye mi. Peki asıl kimliğimiz ve karakterimiz nasıldır acaba? Bu seviyeye ulaşmak için yönlendirmelerden arınmak gerekir. Tabi bu demek değildir ki her şeyi reddet. Bu sadece bir kaçış olur. Biz bu yaşama sadece önümüze sunulanları seçmeye gelmedik. Bizler birer bireyiz ve aklediyoruz, düşünüyoruz. Sadece bir yol göstericiye ihtiyaç duyuyoruz. Yol göstericini de sorgulamak sana düşüyor. Akıl, yönlendirilmedikten sonra illa ki gerçek yolu bulur. Geriye irademizi kullanarak mücadele etmek kalıyor. Bütün mesele de bu zaten.

"Akıl olmasaydı din yaşayamazdı, din olmasaydı akıl şaşkın kalırdı."

Râgıb el-İsfahânî, ez-Zerîa ilâ mekârimi’ş-şerîa.

"Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır. Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. 'Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru' derler."

Al-i İmran Suresi, 190-191.

Sinsice yönlendirilmenin can sıkıcı örneklerini vermek istiyorum.

Herkesin izin verdiği kadar hayatına girmek. Sınırlarını zorlamak, aşmak ve sınırsız olmak. Ahlak yapısını ve inancını yeniden izinsiz inşaa etmek. Yapılan bu.

Gençler ne yapar, bunu bize öğretir. Aşk hayatını, giyim tarzını, müzik ve film tarzını belirler. Hatta seçenekleri bol tutar. Öyle ya insan bu, bir elin parmakları bile bir değil. Ne yediğine ve içtiğine de karışır.

İnsanın çektiği nefes, içtiği içecek ve boğazından geçen lokma, onun yaşamına tesir eder. Bunun için yiyecek ve içecekler markalaştı. Markaları dışındakileri de insana fayda vermez hatta hasta üretici hale getirildi. Yasal olmayan uyuşturucu maddelerin de bir kısmı yasallaştırma aşamasında ya da el altından kullandırtılıyor.

Diğer bir konu; Her yerde bir kadın ve erkek tartışması oluşturulur. İki taraf hakkında haksız, övgü ve yergi demeçleri nara atar.

Cinsiyet ve kimlik karmaşası en kafa bulandıran, gereksiz yandaşlık ve haksız eleştiri yapılan konular. Bu durum, yönlendirmenin en üst seviyelerinden.

Kim nasıl tanımlar bilmem ama Hak ile Batıl'ın çizgileri tamamen ayrı ve oldukları yer belliyken ortada durmak isteyen ortada kalır ne yazık ki. Ortada durmak kendini kandırmaktır. 'katiyen ben batıl tarafta değilim' diyen birinin yaşamı bunu kanıtlar nitelikte olmalı. Yarayı tedavi etmek için yaraya dokun ama zevk almak için değil.

İyilik de kötülük de serbest kalmak ister. İnsan ne tarafa yönelirse aklı onun için üretim yapar ve kalbi onun sevgisi ile dolar. Kusursuzluk değil kararlı olmak insanı mücadelesinde üstün kılar. Dünya mekanında ne için varız ve ne için mücadele ediyoruz. Biz mi onun içindeyiz yoksa o mu bizim içimizde. Önemli olan bunları cevaplayıp yola çıkmak ya da yolunda emin adımlarla yürümeye devam etmektir.

Sana verilen ömründe (senin) en iyini gerçekleştirmen dileğiyle. Görüşmek üzere.

#dünya #ilahi düzen #dünya düzeni

[minorityreport0]

Akıl Kontrolü, Kumanda Edilen Robot Askerler

Kitleleri etki altına almak, yönlendirmek ve istihbarat için eğitilen köleler.

Pussycat Doll, bu üç kelime içerisinde tam teşekküllü bir köle taşıyor. Neden bu kelimeleri inceliyoruz. Bu kelimeler aslında seks köleleri için kullanılan anahtar kelimelerin birleşimidir.

Pussy, cat, doll.

Pussy kelimesi küçültme ifadesi olarak kullanılır. Aynı zamanda kadın cinsel organı için de kullanılır. Bazen ayırt etmesi güçtür ki ima için biçilmiş kaftan bir kelimedir.

Cat, kedi demektir. Pussycat de kedicik demektir. Akıl kontrolünde kedilerin cinsel özelliği programcı tarafından köleye aktarılır. Hatta eğitim sürecinde kedilerin tüm özellikleri ve hareketleri köleye empoze edilir. Köle kendini kedi zanneder. Onun duyarlılıklarının aynısını sergiler.

Doll ise oyuncak bebek ya da çekici, hafif akıllı kadın anlamlarında kullanılır.

Özellikle kıyafetleri cinsel dürtüyü harekete geçirir. Fakat gizlenme anında tamamen farklı bir karakterdir. Bukalemun gibi ortama uyum sağlar. Maske dahi kullanabilir. Tıpkı 'kedi kadın'da olduğu gibi. Maske sadece yüzü gizlemek anlamında değil de kılık kıyafet değiştirme anlamındadır. Peruk, kıyafet, konuştuğu dil ya da aksan gibi. Ya çocuksu tarafını ya da yetişkin tarafını sergiler. Bu da seviye seviyedir. Yetişkin seks köleleri en üst seviyedirler. Üstün yeteneklere sahiptirler. Olaya hakim olmak ve etkin yönetme gücü hatta yeri geldiğinde çarpışma, dövüş gibi. Sadece cinselliklerini değil  aynı zamanda zekalarını da devreye sokarlar.

Konuyu alt başlıklarla inceleyelim ki konunun anlaşılması kolaylaşsın.

- Maske

Maske, asıl şahsiyeti saklar. Tamamen boş bir yüzden ibarettir ya da istenilen karakter maskeye kodlanır. Programcı maskeyi, kölenin üslenmesi için zorladığı karakteri daha kolay kabullenmesi için kullanır.

Maske, kölenin bölünmüş olan karakterini temsil eder.

Grup Hepsi'nin Madame Figaro dergisine verdikleri pozlarında, gazeteden elbiseler giyiyorlar. Makyajla yüzleri 'porselen surat'a çevrilmiş. Özellikle tek gözünü büyüteçle göstermiş.

Porselen surat, oyuncak bebek yüzüdür ve maskedir. Cansız ve yönlendirilen oyuncak bebekler gibi yönleriliyorlar. Bu durum, maskenin arkasına saklanarak istenilen her türlü kıyafeti giyip, istenilen hareketleri yaptıkları ve istenilen hale büründükleri anlamına geliyor. Öz benlikleri ile sahnedeki karakterleri tamamen ayrı.

Masonlukta Maske

Masonluk ile akıl kontrolu içiçedir. Ögretiler birer akıl kontrolüdür. Ki zaten bu sistemi oluşturan da iblistir. Etkili olması ve nefisleri ele geçirebilmesi için bu sistemi kurmuştur.

Maskeliler çünkü aldıkları roller kendi öz benliklerinin önünde. Onlara o rolü biçen de iblisin ta kensidir. Bu bir sistem ve bunun içerisine giren kurallarına göre hareket eder. Ancak hayatında kararlarını alırken iradesini kullanacak kadar güçlü ve karakterli olanlar ise inançlarına göre hareket ederler.

Kurtlar Vadisi, tapınak şövalyeleri ayini.

Eyes Wide Shut, ayin.

Maske takan ünlülerden birkaçı.

ELLE Style Awards, Tuğçe Kazaz, Serenay Sarıkaya.

Nurgül Yeşilçay.

- Oyuncak Bebek

Oyuncak bebek de kölenin bölünmüş karakteridir. Kölenin birebir özlelliklerine sahip bebekler bile yapılabilir.

Hipnoz, uyuşturucu ve elektroşok ile yaşatılan travma sonrasında oyuncak bebeğe yapılan işlemi köle kendinde gerçekleşiyormuşçasına hisseder. Tıpkı vodoo'da olduğu gibi. Programcı oyuncak bebeği özellikle köleye işkence etmek için kullanır.

Çok uzaklara gitmeden kendi ülkemizden örneklendireyim.

Grup Hepsi'nin 'yalan' klibinde, animasyonla yapılmış oyuncak bebek hallerini görüyoruz. Gerçek halleriyle de oyuncak evin içindeler.

Gökkuşağı renklerinden oluşan odalar akıl kontrolü tetikleri; ışıklar, çiçekler, balonlar, baloncuklar ile dolu ve bir de ayna var.

Tülin Şahin hareketsiz, cansız bir oyuncak bebek gibi.

Kendi'nin de oyuncak bebek programına maruz kaldığı fotoğraflarla yansıtılmış.

Kerli, kıyafeti, büstiyeri, çarpı şeklindeki parlak bantlarla ve aksesuarlarla oyuncak bebek karakterini ve seks kölesi olduğunu tamamen dışavurmuş.

Jessica Alba'nın oyuncak bebek kişilikleri. Bu pozlar dışındaki pozlarında da birbirinden farklı ruh hallerine sahip kişiliklerini gösteriyor. Kimi sinirli, korkmuş kimi de kendinden emin ve korkusuz. Bu pozlar, ona uygulanan programlar sonrasında oluşan karakterlerini yansıtıyor.

Aynı biçimde Avril Lavigne'nin de oyuncak bebek kişilikleri.

Perukların ikisi de sarı renk olmasına karşın tamamen birbirinden farklı kişilikler. İlk fotoğrafta donuk, kısa saçlı ve yakut renginde ayakkabılar giymiş. İkincisinde ise saçları uzun ve dağınık. Aynı zamanda elindeki bebeği yakarak eziyet gördüğünü ve intihar eğilimli olduğunu göstermiş.

Son olarak the pussycat dolls tam da konunun örneği. Amerikan gösteri kızları topluluğu denebilir. Oyuncak bebek kıyafetlerini, iç çamaşırla birleştirerek tam da istenilen karaktere bürünüyorlar. Bilinen üyeler dışında the pussycat dolls'a porno sektöründe alenen yer alan ünlüler de mevcut. Carmen Electra, Pamela Anderson ve Paris Hilton gibi. Zaten yaptıkları gösterilerle ve danslarla şehvetle vücutlarını sergiliyorlar.

- Manken

Manken kelimesinin İngilizcesi 'mannequin'dir. Mannequin, kelime olarak 'man a kind'ı çağrıştırıyor. Yani adam ya da insan gibi olan.

Cansız mankenler, yapay insanlardır. Görüntüleri neredeyse birebir insana benzer. Bu sebeple akıl kontrolünde kölelere onların özellikleri işlenir yani cansız, hissis, düşünemez olmaları.

Cansız mankene bürünenler, tüm insani özelliklerden sıyrılması empoze edilmiş kölelerdir. Yine bu yüzden podyumda kıyafet sergileyenlere manken denir. Podyumda kıyafeti taşıyan değil kıyafet önemlidir. Bu da, akıl kontrolünün en büyük şubesi olan modanın insanları nasıl da değersiz hale getirdiğini açıkca gösteriyor.

Megan Fox, tıpatıp benzeri mankenle poz veriyor. Videosunda bile hareket etmezse gerçekten de cansız mankenden ayırt edilebilir bir yanı yok. Resmen kanı donmuş gibi. Programlanmış bir köle olduğu çok açık.

Daha önce paylaştığım cansız manken pozlarına da bakabilirsiniz. Orada da aynı durum mevcut.

Kedi kadın'ı inceleyerek örneklendireyim.

Kölenin sıkıntılı bir hayatı var çünkü bu sürecin sonunda bambaşka bir dünyaya şahit olacak. Kölenin o dünyaya şahit olduktan sonrasında yaşadıkları; sır, ölüm, travma.

Sır, sırra erişmeyen insanların direkt olarak içine düşmediği bir dünya. Ölüm, eski hayatının sona ermesiyle yeni kurallara adım atmak.

Programcı tarafından oluşturulan oyuncak ev ve odaları, kölenin aklının içini ve bölümlerini yansıtır. Oyuncak evde yapılan tasarım aslında kölenin aklının tasarımıdır. Sonrasında aklındaki kırılmayla oluşan karakter, seks kölesi kedi karakteri. Köle aracılığıyla kitlelere yansıtılan kedi tavırları.

Yunan kökenli Selina isminin anlami 'ay'. Ayın tesirinde olan bir kadın.

Selina Kyle, Gotham şehrinde yaşayan, kendi halinde ve çekingen biridir. Shreck'de sekreterlik yaparken patronunun Gotham'ın elektiriğini çalarak enerji istasyonu inşa edeceğini öğrenir. Bunu ağzından kaçıran Selina'yı patronu binadan aşağı atar ve Selina için bambaşka bir hayat başlar.

Düştüğünde kediler yanına geliyor ve izleyiciye yansıtılmayan bir ayinle ruh, onun ölü bedenine giriyor. Elindeki ve başındaki kanla, şeytan için dökülen kanı gösteriyorlar. Bu ölümle Selina artık geri planda kalıyor ve bedenine sahip olan ruh ise yeni bir hayat sürmeye başlıyor.

Gözleri aralık ve gözleri yukarıda. Ruhu çıktı yani ölümü gerçekleşti. Bedeni ruhsuz ve ona sahip olmak isteyen ruh orada.

Filmde bu şekilde gösteriliyor aslında gerçekten ölmüyor, bir anlık yaşam belirtisi göstermiyor ve gerçek manada ruhu çıkmıyor sadece geri plana atılıyor. Cin yönetimi ele alıyor.

Ruh onun bedeninde canlanıyor. Ruh, şeytan veya şeytani cin. Cinlere ve şeytanlara ruh olarak da hitap edilmesinin sebebi metafizik alemde bizim göremediğimiz bir yapıya sahip olmalarından kaynaklanıyor.

Evine geliyor ve eski hayatının istemediği bir hayat olduğunu görüyor. Gidip buzdolabından süt alıyor ve içiyor. Özellikle kedi kadın olduğu için süt içiyor.

Evin diğer odasına giriyor. Oyuncak evi talan ediyor. Aslında o ev, onun dünyası ve kendi dünyasını talan etmiş oluyor.

Dolabındaki deri ceketten kendine eldiven ve kedi kadın kostümü dikiyor. İki karakterin birleşimini görüyoruz. Selina ve siyah eldivenli kedi kadın.

Duvarda ışıklı harflerle "hello there" yazıyor. Bu yazının 'o' ve 't' harflerini kırıyor. "hell here" yani cehennem burada yazıyor artık.

Dikiş aparatlarından da kendine kedi tırnağı yapıyor. Artık kan dökmeye başlıyor.

Çalıştığı yere gidiyor. Shreck'in logosunun kedi olması da bir kod. Kıyafetindeki dikişlerle de beyninin ve vücudunun deneylerden geçtiğini tabiri caizse kesilip biçildiği ima ediliyor.

Masonik zemin üzerinde cansız mankenlerin yani karakterlerinin arasında. Aktif olan kişiliği ise seks kölesi kedi karakteri.

Kedilerin tüm hareketleri köleye işlenir. İşte filmde de bu gösteriliyor. Kedi kumunun içinde.

Tavırları tıpkı kedi gibi.

Değişim yaşadıktan sonraki hali.

Kediler gibi dokuz canı varmış gibi gösteriliyor.

Patience Phillips.

Eski Mısır'da Kediler.

Kedi kadın.

Mau kedisi Patience'ı kedi kadınlığı hak edip etmeyeceğini öğrenmek için sınıyor. Şeytani cin, kedi kadını ele geçirmeden önce mau kedisi şeklinde.

Patience, hayatını tehlikeye atarak kediyi kurtarmak için çıktığı güneş şeklindeki pencerede çarmıha gerilmiş bir vaziyette duruyor.

Daha sonra çalıştığı yere gittiğinde markanın ürünü olan kremin insan sağlığına zarar verdiğini öğreniyor ve kendini belli ettiği için ölüm emrini veriyorlar. Kaçtığında korkuya kapılıp atıkların kanalına giriyor. Onu öldürmek isteyen adamlar atıkları boşaltıyorlar ve Patience aşağı düşüyor ve boğularak ölüyor.

Kedinin bedenindeki şeytani ruh onun bedenine giriyor.

Gözlerinde değişim gerçekleşiyor.

Evine dönüyor ve camda yansımasını görüyor ve şaşkın bir ifadeyle kendine bakıyor. Sabah olduğunda ise geceyi hatırlamıyor bile.

Kedinin sahibine aslında bilmeden programcısına gidiyor. Ev, oyuncak ev tarzında ve etraftan soyutlanmış olduğundan ilgi çekiyor. "Programcı: Gece yarısı. Eve daha önce hiç yabancı getirmezdin." Patience'a anlatıyor; "Programcı: Mısır Mau'su. En ender tür. Tapınak kedileri. Mau'ların gizemli güçleri olduğu söylenir. Patience: Ortadan kaybolmak gibi mi? Programcı: Pek çok şeyin yanısıra."

Programcı, tasarlanan davranış biçimlerini köleye dayatır. İşte bu karede olduğu gibi kedi otuna karşı hassas tıpkı kediler gibi.

Abartılı bir şekilde bir sürü balık yiyor.

Ve mücevher programlaması. Kölelenin hangi aşamada olduğu mücevherle de anlaşılır. Ametist, yakut, zümrüt gibi. Mücevher aynı zamanda kölenin geçirdiği bu zorlu sürecin ödüllendirmesidir. Metaller de aynı şekilde kullanılır. Özellikle çocuklarda bronz, gümüş, altın ile ödüllendirmek ve seviyelendirmek gibi. Yetişkinliğe erimiş ve en yüksek seviyedeki kölenin mücevheri elmas, pırlantadır.

Saçını kesiyor. Güçlü bir karaktere sahip olduğunu kendine göstemek için bunu dışa vuruyor. Ve seks kölesi aynı zamanda yönetici kişiliğini belli etmek için de saçlarını ara ara sarıya boyuyor.

Bu değişimler hem kölenin iç dünyasını dışa yansıtır hem de diğer kişileri etkiler. Görünüşüyle sahip olduğu özelliklerini normal insanlara kodlamış olur. Zaten bu kölelerin oluşturulmasının amacı da budur. Kitleler için birer rol model. Yetiştirilen köle kitlelere sevdirilir ve o kitlelerde kölenin davranışları canlanır. Bir taşla milyonlarca kuş misali.

İnsanlar kendine özgü değil de, davranışları kodlanmış köleler olarak hem mutluluk hem de bunalım arasında gidip gelirler. Yönlendirildiklerinden de bihaber yaşar hale gelirler. Sonuç olarak da geldiler.

Yeteneklerini ilk kez sergilediği yer. Gece çaldığı pırlantaları hatırlamıyor.

Yukarıda da bahsettiğim gibi pırlanta, kedi kadının en üst seviyede olduğunu ve üstün yeteneklere sahip olduğunu gösteriyor.

---

Her zaman filmlerde olduğu gibi baş rol internetten araştırma yapıyor. Aslında bununla da, internetten gerçeklerin öğrenilebileceğini göstermiş oluyorlar.

Cadılar.

Şeytanlar.

Kedi kadınlar.

Arama: kediler, kadınlar... Kedi Sever Kadınlar Kulübü... tarihte kediler...Kedi tarikatlari...Şeytani Kediler...Cadılar...ŞEYTANLAR Eski Mısır'da Kediler...Yüce Bast, Mutluluk ve Bereket Tanrıçası...1940'ta getirilen Mısır Mau'su..." Patience: Gece yarısı."

Tekrar programcısına gittiğinde, programcısı ona başına gelenin ne olduğunu anlatıyor.

"Programcı: Geri geleceğini biliyordum. Hazır olduğunda. Tanrıça Bast. Mau'lar Bast için kutsaldır. Onun elçileridir. Patience: Bunu sen mi yazdın? Programcı: 20 yıl boyunca profesörlük yaptım. Ta ki bana kadro verilmeyene kadar. Erkek akademisyenler. Bast nadir bir tanrıçadır. Ay ve güneş tanrıçası. Tüm kadınlardaki ikiliği temsil eder. Uysal ama saldırgan. Şefkatli ama yırtıcı. Patience: Bunların benimle ne ilgisi var? Programcı: Geçen gece ne oldu? Patience: Hatırlamıyorum. Programcı: Anlatmamı ister misin? Patience: Evet. Programcı: Öldün. Patience: Ne? Ölmedim. Patience: Bana baksana, buraday��m! Programcı: Öldün. Ama yeniden doğdun. Patience: Delisin sen. Kedi delisi bir kadınsın. Programcı: Gece yarısı kaderini biliyordu. Bu yüzden seni sınadı. Sana vereceği bir armağana layık olup olmadığını görmek için. Öyle bir armağan ki hayatını değiştirecekti. Sana yenisini verecekti. Yalnız değilsin çocuğum. Daha önce de kurtardıkları oldu. Bak."

İlk kedi kadın karakterini canlandıran Michelle Pfeiffer'ın fotoğrafı da orada. Bu, gerçekten de Michelle Pfeiffer'ın o karaktere sahip olduğunu 'anlamak isteyen için' durumu kanıtlıyor.

"Programcı: Kedi kadınlar toplumun kurallarına bağlı değildir. Kendi arzularını takip ederler. Bu bir nimet ve lanettir. Çoğu zaman yalnız olup yanlış anlaşılacaksın. Ama diğer kadınların asla bilemeyeceği bir özgürlük yaşayacaksın. Sen bir kedi kadınsın."

" Programcı: Her görüntü, her koku, her ses daha yoğun olacak. Vahşi bir bağımsızlık, eksiksiz bir güven. İnsandışı refleksler. Patience: Artık Patience değil miyim? Programcı: Patience'sın. Ve Kedikadın'sın. Bunu kabul etmelisin, çocuğum. Ömrünü kafeste geçirdin. Kim olduğunu ve ne olduğunu kabul ederek özgür olabilirsin. Ve özgürlük, güç demektir."

Programcının arkasındaki çerçevelerde kelebekler ve kölenin travma geçirdiğini gösteren bir çizim var.

Seks kölesi kedi karakteri sadece bu filmlerin içine sıkışıp kalmıyor ki, iki film aracılığıyla bu karakter kitlelere empoze ediliyor.

Kedi karakterine sahip olan sanatçıların bu karakterlerinin kitlelere yansıtılması.

Ünlülerin nasıl plan ve program içerisinde yükselip ilerlediklerini anlamak için akıl kontrolünün varlığından haberdar olmak gerekir. Sadece ünlüler köle değil elbette. Göz önünde olanların gidişatından toplumun gidişatını çözebiliriz. Çünkü onlar toplumun dinini ve ahlakını, iblisin dinine ve ahlakına dönüşmesinde kullanılan etkili birer silah.

Nicole Scherzinger.

Nicole, klipte bir ajan ve casus. Hem açık hem de gizli olarak görev yapan yetiştirilmiş bir köle.

Biri halkın kahramanı iken diğeri azılı bir suçlu. Halbuki iki karakter de aynı amaç doğrultusunda görev başında.

Desteklenen bir kahraman hatta medya tarafından sevdirilen bir lider.

Diğeri ise izlenen politikaya göre görevlendirilen bir casus.

İkisi de her anlamda ele geçirilmiş köle. Gizli olarak halkın arasına sızan Nicole kedi kadın kostümü giyiyor.

Kahraman olarak lanse edilen köle.

Suçlu olarak lanse edilen köle.

Arabası yani programcısı onu görevine göre şekillendiriyor. Klasik arabayı süren Nicole, halkın beğenisi kazanan biri. Yakın mesafeden gitmesi ona zarar vermez.

Motosiklet kullanan Nicole da bir suçlu ve gerektiği anda ortadan kaybolması söz konusu. Duruma göre de manevralar yapmasını sağlayacak meziyetleri olmalı. Bu yüzden motosiklet kullanıyor.

Francisco Lachowski.

Bu kadar kızın arasına bir de erkek örnek vereyim. Sadece kadınlar cinsel köle değil elbette erkekler de aynı şekilde. Hele de günümüzde bunu sezmek pek de zor olmasa gerek.

Son zamanlarda pek meşhur olan Francisco, birinci fotoğrafta maske takmış. Sakladığı bir kimliği var. İkinci fotoğrafta omuzundaki askıda mavi kuşlar var. Önceki yazılarımda ve youtube videolarımda da bahsettiğim gibi mavi kuş, CIA'in akıl kontrolu projesi BLUEBIRD'ü temsil eder.

Bölünen karakterlerini gösteren ilk fotoğrafta, siyah deri kıyafet giymiş ve vahşi bir tavır takınmış.

Diğer iki fotoğrafta da, erkek cinsel organını temsil eden objelerle poz vererek seks kölesi olduğu yansıtılmış.

Christina Aguilera.

Christina'nın karakterlerini açıp kapattığı gösteriliyor. Bunu, programcısının ona verdiği komutlarla yapıyor.

Kendi başına olmadığını, yine ona komut veren programcısı olduğunu ve onun aracılığıyla bunu gerçekleştirdiğini hemen yan tarafındaki robotla gösteriyorlar.

Çizimdeki aynı pozu veriyor. Maskeli haliyle kedi kadın filmdeki gibi görünüyor.

"I'm not myself tonight" klibinde de yine seks kölesi kedi karakterini sergiliyor.

Tek gözünü belirtmiş. Sembolizm de olması gerek tabii ki.

Parlak kıyafet giyiyor. Bu, üst seviye kedi karakteri olduğunu gösterir. İlerleyen sahnelerde de kedi karakterini sergiliyor. Kendini sunuyor ve süt içiyor.

Rihanna.

Kedi karakterini Rihanna ile bitireyim. Sanatçı ve magazincilerin seks kölesi olduğunu, içiçe ve işbirliği içerisinde olduklarını anlatan bir klip.

-Monarşi Kelebeği.

Kelebek, ruhu temsil eder. Tırtıl başkalaşım sürecinden sonra muhteşem bir görünüme sahip olur. Bu iki varlığın bir araya gelmesi gibi bu da tek bir yapıda gerçekleşiyor. Zaten insanın bir ruhu ve bir bedeni vardır. Bir ruhtan başkası bir bedene fazla gelir. Direksiyon kimin eline geçerse o arabayı istediği yolda istediği yöne sürer. Kişilik bölünmelerinde de eğer insanın kendi dışındaki varlık baskın gelirse o varlık direksiyondadır demektir.

İnsan ve cin birlikte, tek başlarına yapamayacaklarını yaparlar. Akıl kontrolünde de yapılan budur. Travma, elektroşok, hipnoz, uyuşturucularla bir köle tırtıl gibiyken kozadan çıktıktan sonra farklı bir karaktere sahip olur. Bu karakterde baskın ama görünmeden yönlendiren cindir. Akıl kontrolüyle yaşatılan bu değişim kötü emellere alet olur. En önemli olan irade insanın elinden alınır. Yine dediğim gibi bu art niyetli düzende insan kemale erip olgunlaşmış gibi görünürken, yapmasıni istedikleri onu doğru olmayan yolda yitirip, soldurur.

Naz Elmas.

Naz, ilk fotoğrafta mantarın üzerinde oturuyor ve kelebeğe baygın bir bakışla bakıyor. Mantar, uyuşturucuyu temsil eder. Tam da anlatılmak istenen bu, travma, hipnoz ve uyuşturucu ile yaşatılan değişim.

İkinci fotoğrafta şişenin içinde bir peri, cin. Çıkartılmak üzere orada bekleyen bölünmüş kişiliği.

Akıl kontrolü ile uygulanan masal karakterleri, sindrella ve uyuyan güzel kişilikleri.

Nil Karaibrahimgil.

Tek göz sembolizmi. Onlar tarafından izleniyor. Bölünen karakterini temsil eden çizilmiş kelebek kanatları.

İblisin dolayısıyla siyonizmin, illuminatinin, masonların oluşturduğu düzendeki medya sektöründe her şey bir anlam ifade eder. Objelerle, kodlarla ve kurguyla hem kendilerini anlatırlar hem de bunu halka empoze ederler.

Anlattığım konular da buna örnektir. Oyuncak bebek ve kedi karakteri programlarıyla erkek ve kadınları seks kölesi yapıyorlar.

Nasıl Nicole klibinde casus olduğunda kedi kadın kostümü giyiyorsa bu objeleri ve kodları kullanan sektördeki ünlüler de aynı şekilde halkı yönlendiren ve halkın arasına sızan casuslardır. Zaten yönlendirme için silah gibi kullanılanlar en çok siyasetçiler ve ünlülerdir.

#seks kölesi kedi karakteri #oyuncak bebek #maske #cansız manken #kedi kadın #mücevher programlaması #Nicole Scherzinger #casus #Francisco Lachowski #Christina Aguilera #Rihanna #Monarşi Kelebeği #Naz Elmas #Nil Karaibrahimgil #illuminati #siyonizm #akıl kontrolü #kişilik bölünmesi

[minorityreport0]

Akıl Kontrolü, Kumanda Edilen Robot Askerler.

Filmde, Siyon liderlerinin öğütlediği üzere bir yol izleniyor.

“Yetişmiş bir kimse bir budala da olsa yine hükmedebilir. Halbuki yetişmemiş bir kimse çok zeki de olsa siyasetten bir şey anlamaz.”, “Parolamız kuvvet ve yapmacıklıktır.”

-Protokol 1. (Siyon Liderlerinin Protokolleri.)

Bu düşünce ve çalışma ile dünya liderleri oluşturuyorlar. Bunu, akıl kontrolü teknikleriyle ve şeytanın öğretileriyle sağlıyorlar. Mançuryalı aday, günümüz siyasetini ortaya seriyor. Liderlerin gidişatı ve işbirliği sağladıkları ideolojiler, her şeyi gün yüzüne çıkartıyor. Nasıl da planlanmış bir şekilde yükselip ‘Art Niyetli Düzen’ için ülkelerinden ve vatandaşlarından vazgeçtikleri ve onları mahvettikleri anlaşılıyor.

Mançuryalı Aday filminde açıkça ortaya serilen akıl kontrolüdür. Bunun dışında gösterilen sadece yaşadıkları hayatın bazı kısımlarıdır ve eleyerek gösterilmiş. Buna rağmen neler döndüğü kolayca kavranabilir.

Art niyetli düzendeki bireyler;

Doğumundan itibaren iblisin öğretisi ve onun akıl kontrolü teknikleri ile yetişenler,

Derin devlet ile fark etmeden yönlendirilenler,

Ve şartlar doğrultusunda zapt altına alınanlar.

Tüm bu seçenekler günümüz siyaset dünyasındaki barınan kişilerin gittiği yollardır. Siyaset neredeyse tamamen art niyetli düzenin kontrolü altında. Neredeyse dedim çünkü sayıları az da olsa hala daha doğru yolu tutup, davalarında ve inançlarında samimi ve de karalı olanlar mevcut.

Tüm dünyada ve ülkemizde olan iblisin art niyetli düzeninin üstünlük ve baskısı inkâr edilemez bir gerçektir. Vatan topraklarının elimizden kayması söz konusu olduğunda, lider ve halkın sözcülerinin istekli veya mecburi yönlendirilmesi tartışılmaz. Bu işlem tamamıyla zaman kaybı ve oyalamadır. Bir kolu koptuğunda kanı durdurmak yerine, yaralıya yemek yedirmek gibi feci bir durum ortaya çıkar.

Vatanın ve halkın çıkarlarını ve ihtiyaçlarını yerine getirecek hükümet kurulması şarttır. Halk uyanık ve bilgili olmalı. Tarihi bilmek bu yüzden önemli çünkü tarihi bilmek geleceğini tayin etmek demektir. Halkın oylarıyla hükümet kuruluyorsa halk, reklamlara ve paketlere göre değil gerçeğe bakarak hareket etmeli. Araştırmalı ve medyanın kandırmacasıyla değil, yapılmış ve yapılmakta olan çalışmalara göre karar vermeli. Hele de Türkiye'de hiçbir bireyin mazereti olamaz. Her görüşten insan hükümet kurmuştur ve yapılanlar ortadadır. Sadece biraz araştırma ile gerçekler kolaylıkla gün yüzüne çıkar. Kurulacak olan hükümetin yapması gereken,  ayrımları gözetmeksizin ortak noktada buluşup her kimin neye ihtiyacı varsa onu temin etmektir. Hepimiz insanız. Irklarımız, dillerimiz, dinlerimiz bizi birbirimizden ayırmamalı.

Dünya liderleri oluşturmak için robotlar bir başka deyişle kuklalar oluşturuyorlar. Tek elden yönetim ve Zion'a giden bu yolda liderlerin akıllarını nasıl şekillendirip yönetiyorlar?

Art niyetli düzene dâhil olan bireylere neler yaptıklarını film aracılığıyla bakalım.

Filmin 1962'de çekilen uyarlamasında mevzu hemen sezdiriliyor. Kore savaşı sırasında, Raymond Shaw'ın siyasi suikastçi olması için aklını nasıl yıkadıklarını gösteriyorlar.

Film, Richard Condon'ın, 1958'de yayınlanan akıl yıkama ile ilgili Mançuryalı Aday romanından uyarlanmıştır. Filmde Binbaşı Bennett Marco'yu canlandıran Frank Sinatra'dır. Frank Sinatra gerçek hayatında da akıl kontrolü kölesidir ve aynı zamanda programcı seviyesine de yükselmiştir. Frank'in, Rockefeller ve Rothschild'lerle de yakınlığı vardır. Frank, muhtemelen karısının da programcısıydı. Karısı Mia Farrow da Hollywood'un ünlü oyuncularındandır.

Bu fotoğrafta da, o meşhur elit tabakanın maskeli balolarından birindeler. Diğer kişilere nazaran özel maskeler takmışlar, kelebek ve kedi maskesi. Monarşi kelebeği ve seks kölesi kedi karakteri.

Bir de 2004 Mançuryalı Aday filminin yardımcı yapımcısı da kızı Tina Sinatra'dır.

Yazar özellikle 'shaw' soyadını kullanmış. Shaw, Aşkenaz Yahudilere ait bir soyad. Almanya Nazi toplama kampındaki akıl kontrolü deneklerinin çoğu da Aşkenaz Yahudilerdi. Raymond Shaw da o deneklerden biri.

Yapay saldırıdan bir önceki gün, askerler eğlenirken bulundukları mekanda "home sweet home" yazıyor. "Evim güzel evim" akıl kontrolü tetiklerindendir. Askerler programa girecekler ve o mekana ait hissetmeliler.

Shaw ve arkadaşları kendilerini kadınlar toplantısında zannederken programcının verdiği ölüm emrini duygusuz şekilde yerine getiriyor. Bir robot gibi kumanda ediliyor. Programcı, Shaw ve arkadaşlarının beynini komutlarla kolayca yönlendiriyor.

Telefon çalıyor ve arayan kişi programcı. Kartları tetik olarak kullanıyor. Aklını tamamen yönledirerek istediğini ona yaptırıyor ve telefon görüşmesi bittiğinde Shaw bunu hatırlamıyor.

2004 Mançuryalı Aday filminin de ilk sahnesinde pusuya düşürülmeden önce, askerlerin poker oynadıkları gösteriliyor. Bu kartlar satrançda da olduğu gibi stratejiler üzerine kurulmuştur. Her biri tetiktir.

Bu kartlarla oynadıkları gibi dünyada kurdukları gizli düzende de, türlü stratejilerle ilerlediklerini ve insanları yönettiklerini göstermiş oluyorlar.

Telefonun üzerindeki rakamlar aynadaki gibi birbirininin yansıması "3223". Rakamların üzerinde "green" yazıyor. Bununla atfedilen Dr. Green, Almanya Nazi kapmındaki akıl kontrolü programcısıdır.

Bu sahne geçişinde "Pinocchio", "RA", "Return" yazıyor. Pinokyo bir kukla. Ra, güneş tanrısı. Return, döndü yani şuan onun hakimiyeti kurulu. Bir de "Reynold From Hell" yazıyor fakat kastedilen "Raymond from hell" yani "Cehennemden Gelen Raymond". Raymond bir düşman ve bu düşmanı oluşturan yine art niyetli düzenin hakimiyetindeki bir devlet. Devlet kendi düşmanını kendi oluşturup kitleleri yönetiyor.

[Uyarı: Filmin sahnelerinde şiddet ve kan olduğundan, 13 yaş altı çocuklarla okumamanızı tavsiye ediyorum.]

Körfez Savaşı sırasında Kuveyt'te pusuya düşülen ABD Kara Kuvvetleri'nden Bennett Marco'nun biriminden iki er öldü. Askerler ülkelerine geri döndüklerinde çeşitli sebeplerden ötürü şüpheli bir şekilde öldüler. Marco'nun biriminden Al Melvin de pusu hakkında başına gelenlerle ilgili Marco'yla konuştuktan sonra aniden ölü bulundu. Marco'nun biriminden geriye kalan bir tek Shaw'dı.

Pusuda gerçekleşenler nelerdi ve gelecek için ne planlanmıştı?

Tek göz sembolizmi.

Raymond Shaw, Senatör Eleanor ve John’un tek oğlu. Senatör John beklenmedik bir şekilde öldüğünde karısı Eleanor kocasının görevini devralıyor. Raymond'a, Kuveyt'teki pusuyla akıl kontrolü uygulanıyor. Raymond'ın annesi oğlunu düzene teslim ediyor ve köle olması için aklının yıkanmasına izin veriyor.

Bu Eleanor'un bireysel tercihi ve imkanlarıyla yaptığı bir şey değil. Eleanor da bunu talep etmiş olsa dahi, bu şekilde yönlendirildiğinden istiyor. Art niyetli düzenin içersindeki bir aileye mensup olan Eleanor bir köle ve dolayısıyla oğlunun da köle olmasına razı oluyor. Bu hep böyle değildir. Yukarıda da söylediğim gibi fark etmeden yönlendirilenler ve şartlar doğrultusunda zapt altına alınanlar da mevcut. Mançuryalı aday filminde ise doğumundan itibaren akıl kontrolü ve öğretilerle yetişmiş bir birey anlatılmış.

Eleanor, Raymond Shaw'ın bir diğer programcısı. Annesi olduğu için herkesten ve her bakımdan ona daha yakın. Her zaman yakınında olması Shaw'ı yönlendirmesini kolaylaştırıyor.

Eleanor, Shaw'ı sevdiği kadından uzak tutuyor ve dış yaşamdan tecrit ediyor.

Düzendeki görevi uğruna özgür iradesini elinden alarak özel hayatından feragat ettiriliyor.

Kuveyt'te uygulanan akıl kontrolünden geri döndüklerinde, hatırlamalarına karşın "travmadan ötürü bu şekilde davranıyorlar" imajını sağlamak için askerlere "körfez savaşı sendromu" ve "aşırı paranoya" gibi teşhisler koydular. Özellikle görevi devam eden Shaw ve Marco için akıl kontrolü güncel tutuldu. Her şey planladıkları gibi gidiyordu. Ta ki Al Melvin, Marco'yla iletişim kurana kadar.

"Melvin: Rüyalar görüyorum, efendim. Marco: Rüya mı? Melvin: Evet, efendim. Kuveyt. Siz ve ben, lngram ve Baker ve ... Raymond Shaw. Marco: Peki. Melvin: Az önce sizin dediğiniz gibi olduğunu hatırlıyorum,ama sonra ... hatırlamıyorum. Marco: Evet, orada çok zor şartlardaydık, Melvin. Uzun zaman önceydi. Hatıralar değişiyor. Melvin: Siz rüya görüyor musunuz efendim? Marco: Herkes rüya görür, onbaşı. Melvin: Hayır, bunları değil. Marco: Hayır, görmüyorum.

Melvin: Hepsini yazıyorum. Her gece, uyanır uyanmaz yazmaya çalışıyorum. Her zaman anlamlı değil, yani hatırladığım her şey. Marco: Belki gazi hastanesine gidip bir doktorla konuşmalısın. Melvin: Doktorlara gittim, dostum. Marco: Peki. Melvin: Ben sadece ... ben ... sadece biraz şaşkınım efendim. Çünkü tamam, hatırlıyorum. Shaw'ın ...Shaw'ın evet ... Shaw'ın bizi kurtardığını, evet ... ama mantıklı gelmiyor, çünkü ... o siz olmalıydınız."

Al Melvin'in gördüğü rüyalar hakkında konuşmasıyla Marco'nun ilgisi gündemde olan Shaw'a döndü.

Marco eve gittiğinde, aday gösterilen Shaw'ın tasarlanan hayatı paket gibi sunulduğu haber bültenini izliyor.

Focus On programında anlatılanlar;

"John beklenmedik bir şekilde öldüğünde karısı Eleanor kocasının görevini devralmıştı. Raymond, Harvard'da okumuş ve subaylığa hak kazanmasına rağmen orduya er olarak katılmıştı.

Pusuyla birlikte ortadan kaybolan devriyede ölen Er Edward lngram ve Er Robert Baker lll.

  Sivil rehber ise ortadan kaybolmuştu. Çavuş Shaw düşmanla kahramanca çarpışmış ve Kayıp Devriye'nin travma geçiren gazilerini güvenli bölgeye ulaştırmıştı."

Marco, programda konuşmasına yer verilen Al Melvin ile aynı cümleyi tekrarlıyor ve buna şaşırıyor.

"Raymond Shaw belki de tanıdığım en kibar, en cesur, en sıcak, en fedakar insan."

Al Melvin'le konuşması ve Shaw'ı anlatan programı izlemesi, pusuda yaşadıklarını hatırlatan bir rüya görmesini sağladı. Rüyada;

Doktor üniforması giymiş bir adam ve Marco makinelere bağlı.

Kuveyt'teki insanların kıyafetleri gibi giyinmiş insanlar etrafında. Çarşaflı bir kadının elinde devasa bir domates var. Kadının yüzünde öğretilere ait çizimler var.

Kadının elindeki domates beyne dönüşüyor.

Yüzleri çizilmiş çarşaflı kadınlar birer "düşman modeli".

Arkadaşlarının ve kendinin ele geçirilmiş olduğunu ve onlara deney uygulandığını görüyor.

Al Melvin ona gerçekleri gösteriyor.

Melvin onunla konu��tuğu için onu daha bariz görüyor.

Ve er Ingram kafasında kurşun ve kanlarla ona bakıyor.

Rüyanın etkisiyle Marco'nun geçmişe dair ilgisi arttı ve şüphelenmeye başladı.

Al Melvin'in dairesine gitti fakat onu orada bulamadı.

Al Melvin, dairesinin duvarlarını da defteri gibi rüyalarıyla ilgili çizimlerle kaplamış.

Domatesler ve şok uygulanan, yönetilen beyinler çizmiş. Neden domatesi ve beyni eşleştirdiğini aşağıda anlatacağım.

Shaw'ın gözlerini kırmızı kalemle karalamış ve gözlerinin içinden çıkan yılanlar çizmiş. Aklının şeytanlar tarafından yönetildiğini resmetmiş.

Asker arkadaşları, Marco ve Shaw'ın fotoğrafı. Shaw'ın alnına Nazi sembolü olan swastikayı çizmiş. Almanya Nazi kampındaki deneylerin onlara uygulandığına dair bir işaret vermiş.

Etki altında olan Marco elinde silahıyla ve makineye bağlı.

Defterine akıl kontrolü sırasında ona ezberletilen olay akışını yazmış.

Programcı, Shaw'a tetik ismiyle hitap edip programa girmesini sağlamak için onu telefonla arıyor.

" Dr. Atticus: Çavuş Shaw? Shaw: Kimsiniz? Dr. Atticus: Çavuş Raymond Shaw? Shaw: Evet. Dr. Atticus: Raymond Prentiss Shaw? Shaw: Evet. Dr. Atticus: Dinle. Süitinin yatak odasına git. Oradaki koridordan gir. Sonuna kadar git ve dolabı aç."

Tabloda, odanın biribirini tekrarlayan iç içe resimlerini görüyor. Tıpkı ayna dolu oda gibi. Akıl kontrolü programı aktif hale geliyor. Tekrar beynini komutlarla yönlendiriyor ve Raymond bunu hatırlamayacak.

Aldığı komutu aynen uyguluyor.

" Dr. Atticus: Merhaba, Raymond. Shaw: Merhaba. Dr. Atticus: Beni hatırlıyor musun? Shaw: Hayır, efendim. Dr. Atticus: Mükemmel. Küçük kontrolümüz için 20 dakikamız var. Lütfen rahatla. Rahat mısın, Raymond? Shaw: Evet, efendim."

" Dr. Atticus: Şimdi Raymond, kafatasında küçük bir delik açacağım. Bu, yeni çipi yerleştirmemizi sağlayacak. Basınç biçiminde biraz rahatsızlık ve kafanın içinde yüksek bir titreşimli gürültü duyacaksın. Elbette tüm bunlar tamamen normal."

Marco trende uykuya dalıyor ve uyandığında halüsinasyon görüyor. Bir anda karşısında, pusuda kaybolan rehberi görüyor.

FBI ajanı Eugenie Rose, Marco ile yakınlaşmanın yolunu arıyor ve direkt muhabbete dalıyor. Marco onun ajan olduğunu bilmiyor.

" Marco: Affedersin, adın neydi? Rose: Eugenie. Marco: Arkadaşların sana ne der? Rosie mi? Rose: Evet, tam adım Eugenie Rose. Rosie'yi daha çok seviyorum. Eugenie biraz kırılgan. Marco: Evet, ama yine de adını sorduğum zaman öyle demedin. Ne dedin? Eugenie dedin. Rose: Evet belki o sırada kendimi kırılgan hissediyordum. "

Eugenie'nin  anlamı asil, soylu demektir. Ayrıca Eugenie adıyla kastedilen "Eugenic bilimi"dir. Yani Eugenie Rose, akıl kontrolü tekniklerini geliştiren Almanya ve İngiltere'nin öjenik alandaki çalışmasının ürünüdür.

1921 Öjeni Kongresi, öjeninin ağaç tasviri. Öjeninin kökleri; Anatomy, fizyoloji, biyoloji, psikoloji, genetik (soy bilimi), zihinsel test, antropometri (insan vücudunu ölçme bilimi), tarih, yerbilim, arkeoloji, antropoloji (insanbilim), etoloji (hayvan davranışları bilimi), coğrafya, hukuk, vs.

Eu-genic, Yunanca "eu" - "iyi", "genos" ve Latince "genus" - "ırk, soy" demektir. Öjenik bilim ise; insan ırkını genetik yolla zihnen ve bedenen geliştirmeye çalışan bilim dalıdır. Mükemmel insanı oluşturma çalışmasıdır. Eugenie Rose bu birikimin ürünlerindendir.

Marco sürekli halüsinasyonlar görmeye başlıyor ve bunu tetikleyen olaylar meydana geliyor. "Kırılgan" kelimesiyle Rose'u başından vurulmuş gibi görüyor.

Fenalaşıp, elini yüzünü yıkamaya gittiğinde de aynada doktoru görüyor. Ayna, beyninin yansıması. Satanik ayinlerle ona bağlanıp, etki eden cin ya da şeytan hala daha aklını yönlendiriyor.

FBI ajanı Marco'yu kuzeninin dairesi olarak iddia ettiği binaya getiriyor ve kontrolü ele alıyor. Kapıda "B" ve "Castle" yazıyor. Bu, şu anlama geliyor; filmde FBI ajanı Marco'ya yardım ediyor gibi gösteriliyor. Fakat gizlice anlatılan ise; "B" planı ve kuş kafeste "kalede", bu da planın bir parçası. Marco'yu bir şekilde tekrar avuçlarına aldılar.

Marco, ona atfedilen "gölgede kuş kanatlarıyla duran" tasvirin önünde duruyor. Tablo, Marco'nun ruh durumu analizi niteliğinde.

Rose da, "iki atı yöneten adamın" resmedildiği tablonun önünde duruyor. Sözün özünü söylemek gerekirse Rose, ikili oynuyor ve yönetimi ele alıyor.

Eve geldiklerinde Rose; "Ev gibisi yok, değil mi?" diyor. Akıl kontrolü kölesine uygulanan programlar sebebiyle köle oldukça eziyet, acı, zorluk çeker. Bundan dolayı bu işkencenin biran önce bitmesini ister. Ev, köle için adeta kurtuluştur ve en güvenli yerdir. Ama eve gidebilmesi için de programın bitmesi şarttır. Bu yüzden tüm işkencelere katlanır.

Rose, Marco'ya aslında "hala daha bizimlesin" işaretini vermiş oldu.

Marco, Rose'un evinde duş alırken kendindeki çipi farketti ve onu çıkarttı. Fakat Rose endişelenip banyoya girince Marco çipi kaybetti.

Marco, tekrar Shaw ile iletişim kurdu. Çizimleri ona gösterdi ve şüphelerini anlattı. Shaw yönetildiğinin farkında olsa da bu kadar büyük bir olayın gerçekliğine inanmadı.

" Shaw: Hayat çok tuhaf, değil mi? Marco: Hangi kısmı? Shaw: Bilmiyorum. Aşağıda gördüklerin. Bu kampanya. Politika. Benim tüm kamusal yaşamım ve kişiliğim. Lanet olası bir kukla gibi poz verip sırıtıyorum, özümde ne olduğumu göremiyorlarsa, tamamen kör olmaları gereken yabancılarla el sıkışıyorum. Annemin beni dönüştürdüğü şeyim. Bir Prentiss'im. Yırtıcı bir Prentiss. Ama bir Shaw değil. Hayır. Marco: Anlıyorum. Shaw: Hayır, anlamıyorsun. Anlayamazsın. 20 yaşına kadar arkadaşım olmadı.Daha da kötüsü, kız arkadaşım. En azından benim açımdan. Annemin onaylanmış tanıdık çevresinden olmayan bir arkadaş ve o annem Jocelyn'i uzaklaştırmak için Tanrı bilir ne dedi. Tek isyan hareketimi hızlandırdı: Öfkeyle kaçıp orduya yazılmak. Ama savaştan sonra yine ona döndüm. Marco: Neden geri döndün? Ne oldu? Shaw: Dinlemiyor muydun? Annem oldu. Gerçek şu ki, nefret ediyorum. O madalyadan hep nefret ettim. Küçük insanların mide bulandıran dalkavukluğu."

Marco, Shaw'a kendi sırtında çip bulduğunu ve onun da bir çipi olduğundan şüphelendiğini söylüyor ve Shaw inkar ediyor. Bunun üzerine Marco, Shaw ona inanmayınca onun sırtını açıp, ısırıyor ve çipi buluyor.

Bu sahneden sonra Shaw, Manchurian Global'e giderken arabasının camına yansıyan yazılardan anlamlı bir "tetik kelime" çıkıyor. Bu izleyici için bir tetik. "Obey" yani "itaat et" tetiğidir. İzleyicinin bilinçaltına saldırıda bulunmalarına bariz bir örnektir.

Marco, daha sonra yakın arkadaşı Delp'e, Shaw'dan aldığı çipi götürüyor ve Delp onu inceliyor.

Delp'in arkasındaki televizyonda, ilk önce yangın çıkan bir orman görüntüsü daha sonra da bulutlar gösteriliyor.

Ormanda çıkan yangın ile anlatılmak istenen, Marco'nun aklının şok edilip, hafızasının silineceği ve daha sonra yenileneceği. Yani, o anısını hatırlayacak olsa da, aklında hasar meydana gelecek. Bulutlar ile de, elektroşok sonrasında uçuyormuş hissini tadacağı belirtiliyor.

Akıl kontrolü uygulanan yeri ve olanları hatırlamak için Marco'nun isteğiyle Delp, ona elektroşok uyguluyor ve anısını ortaya çıkıyor. Arkadaşı Delp'in Alman olması da ilginç bir detay.

Marco, akıl kontrolünün nasıl ve kimler tarafından yapıldığını hatırlıyor.

Programcılar, akıl kontrolü ile askerlerin akıllarında "yaşandığını sandıkları anılar" oluşturdular. Vücutlarına yerleştirdikleri çipler sayesinde onlara öğretilen hikayeyi askerler, simülasyonda gerçekleştirdiklerini gördüler ve hafızalarına gerçekte yaşanmış bir anı olarak kaydedildi.

Emir-komuta ile hareket eden köleler oluşturdular. Askerlerin döndükten sonra insanlara aksettirdikleri davranışları ise savaş yüzünden ortaya çıkan psikolojik rahatsızlık olarak adlandırdılar.

Marco, programcıların verdiği emirle Ingram'ı öldürdüğünü hatırladı. Duvardaki posterler ile Kuveyt halkı, düşman olarak kodlanmış.

Marco, elektroşoktan sonra Rose'un yanında uyanıyor.  Marco, gökdelenlerin arasında bulunan ağaçların içinde uyanıyor ve geniş bir düzlükte. Ormanın içinde olması, aklının içini gördüğünü temsil ediyor.

Daha sonra birlikte eve gidiyorlar.

Rose'un tişörtünde yazı "Property of New ..." muhtemelen devamında york yazıyor. Fakat filmdeki objelerin her biri bir anlam içeriyor. Tişörtteki yazıyla ima edilen "Yeni Dünyanın Mülkü".

Bu sırada Eleanor televizyon programında konuşuyor. Yakasında, "korku, büyü, güneşin gücünü" ve "şeytanın hakimiyetini" sembolize eden timsah broş var. Arkada duran şaşı adam ise her şeyi gören gözü temsil ediyor. Film boyunca, siyasi stratejileri hakkındaki konuşmalarında hep orada.

" Marco: Rosie. Cuma günü mü parktaydım? Rose: Pazartesi günü parktaydık.  Marco: Pazartesi mi? Rose: Evet, pazartesi.  Marco: Alçaktan uçuyorduk. Sanki okyanusun üstünden ve Bir sahra hastanesi. Bizi yukarıya bir yere çıkardılar. Rose: Neresi? Askeri hastane mi? Marco: Bilmiyorum. Bilmiyorum. Her yerde son teknoloji aletler vardı. Paslanmaz çelikten, kablolar, tüpler, monitörler. Rose: İşkence mi gördünüz?  Marco: Hayır. Evet. Yani acı vardı. Bilirsin, şey gibiydi... Ne denir bilmiyorum. Zorlu işlem. Rose: Örneğin? Ne gibi? Ne demek istiyorsun?  Marco: Zorlu. Kafamın içine girdiler ve bana... Raymond Shaw, ona birini öldürttüler. Sıradan bir şeymiş gibi. Er Robert Baker. Oydu, bir erdi. Askerlerimden biri. Sanırım bana da birini öldürttüler. Biliyordum. Bir asker düşmanı tanır. Komuta bende. Bu temel esastır, biliyorum. Düşmanın kim olduğunu bildiğimi sanıyordum. Askerlerim canlarını bana emanet etmişlerdi."

Konuşmaları bittikten sonra banyoya gidiyor ve aynadan havalandırmayı görüyor ve dikkatini çekiyor. Marco, kamerayı farkediyor ve Rose'un çantasını gizlice aldığında video kasetleri buluyor. Ve Rose'un ajan olduğunu anlıyor.

Elektoroşoktan sonra Delp'in yanına gittiğinde, ona ait her şeyin ortadan kaldırılmış olduğunu görüyor.

Kütüphaneye gidiyor ve araştırma yapıyor. Her zamanki gibi tek göz yerini almış. Verilen mesaj; "her şeyi gören göz Marco'yu izliyor". Illuminati, FBI aracılığıyla onu izliyor.

Gazeteleri incelerken o tarihteki Manchurian Global'in yürüttüğü projeleri görüyor. Aralarından bir doktorun yüzü tanıdık geliyor. Trende gördüğü halüsinasyondaki kişiler Kuveyt'teki rehber ve doktordu.

Genom çalışmaları araştırmanın başkanı; Dr. Atticus Noyle.

Gen+kromozom. Genom, organizmanın kalıtsal bilgilerinin bütünüdür. Canlının sahip olduğu tüm genetik bilgileri içerir ve canlının tüm özelliklerini gösteren fiziksel haritadır.

Dr. Atticus, derin doku implant araştırma konusunda uzmanlaşmış bir genetikçi.

Atticus'a sunulan imkan ile "robot insanlar-askerler" oluşturmasını sağladılar. Filmde, bu işlemin Manchurian Global tarafından yapıldığı gösterildi. Fakat bu durum, a ve b partisinin veya bir, iki kişinin yaptığı bir işlem değildir. Peki, aslı nedir bu işin?

Görünmeyen güç olan gizli dünya devletinin yaptığı bir projedir ve uygulaması ise a veya b partisinin ve siyasilerin üzerinde yapılmıştır. Proje günümüzdeki siyasetin, ne denli yönlendirildiğini yansıtmaktadır. Bu çalışma ile hedef, dünyayı tek elden yönetip inançları gereği Büyük İsrail'i kurmaktır. Bakın Dr Atticus kendine sunulan imkan ile keşfedilenlerin art niyetli düzen için getirileri nasıl anlatmış;

Marco, Atticus Noyle'u internetten araştırdığında insanları robotlaştırma işlemi hakkında konuşmasını buluyor.

"Dr. Atticus: Son on yılda asil domatesin genetik yapısının değiştirilmesinde atılan muazzam adımlara bakmanız yeterli. Bu süreçte domates aşırı olgunlaşıyor ve tadını kaybediyordu. Aslında söz konusu genin etkisini durdurmak için yapılacak işlem basit. Aynı şey bize de uygulanabilir. Basit bir işlemle bir karakteri uyarlayabilir, kişiliği değiştirebiliriz. Ve tabii daha önemlisi bellek yerleştirerek veya sinaptik bağlantıları değiştirerek bunamanın hasarlarını giderebiliriz. İnsanları, geçmişle duygusal olarak uzlaşmanın korkunç yükünden kurtarabiliriz. "

Şimdi, domates ve beynin neden eşleştirdiğini anladık sanırım. Dr Atticus Noyle ve ekibinin akıl kontrolü projesinin adı "domates". Tıpkı akıl kontrolü projesi ARTICHOKE (enginar) gibi, aynı zamanda filmde bu programa atıf yapılmış. ARTICHOKE, CIA'in BLUEBIRD projesinin genişletilmiş halidir. Artichoke, Bluebird projesine göre hipnoz ve ilaçlar dahil daha saldırgan teknikler içerir. Günümüzde bu projelerin ne seviyeye geldiğini düşünmek güç değil.

Mk-Ultra şemsiyesi altında listelenmiş 146 alt proje vardır. Hipnotik trans sonrası anahtar kelime/ifade alarak aktif hale gelen ve “uyuyan” suikastçiler oluşturmak için kurulan SPELLBINDER yani büyüleyen konuşmacı operasyonu Mk-araştırması alt projelerinin doruğa ulaşmış hallerinden biridir.

Mk projesinin kimler tarafından, nasıl yapıldığını dair kapsamlı bilgileri aşağıdaki videodan ve linklere tıklayarak izleyebilirsiniz.

Akıl Kontrolü MK-Ultra 2. video

Akıl Kontrolü MK-Ultra 3. video

Akıl Kontrolü MK-Ultra 4. video

Marco, topladığı bilgileri ve gördüğü rüyayı senatör Thomas Jordan'a anlatıyor.

Thomas da Raymond ve Eleanor ile konuşmaya gidiyor ve Raymond'ın adaylıktan çekilmesini istiyor. Eleanor'un Shaw'ı başkan yapma rolündeki önceliği, Thomas'ın ölüm kararının alınmasına sebebiyet veriyor.

Bir yandan Shaw da annesiyle karşı karşıya geliyor ama annesi de yardımcı programcı olduğundan onu tekrar gizli devletin planladıkları istikamette yönlendiriyor.

Senatörü öldürmesi için akıl kontrolü tetik ismiyle tekrar onu programlıyorlar. Tetik ismi Sergeant/Çavuş Raymond Shaw. Suikastçilerin her zaman iki ismi olur, tetik için bu gerekli. Delta-katil karakteri aktif hale geliyor.

Marco tekrar FBI aracılığıyla Shaw ile görüşme ayarlıyor. Shaw rüyalar gördüğünü söylüyor. Marco bu işi kanıtlarla halledebileceklerini söylüyor. Shaw planın yapıldığını ve herkesin rölünün olduğunu ve devletin bunu bilinçli bir şekilde yaptığını anlatıyor.

" Marco: Beni hapse attırabilirdin ama yapmadın. Yüreğinin derinliklerinde bir şey olduğunun kanıtı. Ulaşamayacakları bir parça var. Yüreğimizin derinliklerinde. Gerçek de orada yatıyor. Tek umudumuz o. Sen ve ben oraya gireceğiz ve onları yenmek için onu kullanacağız, Raymond. Fazla vaktimiz yok. Lütfen. Shaw: Seni daha zeki sanıyordum. Marco: Raymond, lütfen. Shaw: Bunu önceden görmediler mi sanıyorsun? Seni hesaba katmadıklarını mı sanıyorsun? Düşman benim, Binbaşı Marco. Marco: Neden bahsediyorsun?"

Shaw'ın annesi arıyor ve telefona Marco'yu çağırıyor.

Shaw'ın annesi Eleanor Marco'nun aklını tetik kelimeyle ele geçiriyor. Diğer adayı öldürmesi için onun da delta-katil karakterini aktif hale getiriyor/lar.

Yukarıdaki sahneden sonra Eleanor ve Shaw'ın başbaşa konuştuğu sahneye geçiliyor. Shaw'ın annesi, Eleanor'un oğluna beslediği, normal şartlarda olamayacak sapkın aşkı gösteriyorlar. Aslında, akıl ve ruh sağlıklarının ne kadar bozuk olduğunu ve nasıl bir hayat sürdüklerini yansıtıyorlar. Hem sapkın bir inanca, hem de akıl kontrolüne tabi olduklarından böyle bir yaşam sürüyorlar.

Olacaklar hakkında konuşuyorlar ve Marco'nun diğer vekil adayını vuracağı sahneye geçiliyor.

Shaw, Marco ile kurduğu göz temasıyla bir şekilde onu ikna ediyor. Diğer aday vurulacağına kendini vurdurtuyor.

Olay sona erince FBI'ın yardımıyla mekanın kamera görüntüsünü değiştiriyorlar ve Marco bu suçtan aklanmış oluyor.

FBI akıl kontrolünün uygulandığı mekana gidiyor ve film bitiyor.

Mancuryalı Aday, CIA'in projesidir. Fakat CIA veya FBI farketmiyor. İkisi de aynı amaç doğrultusunda aynı kaynağa çalışıyor. Her ikisi de Illuminati'nin istihbaratıdır.

CIA ve ordunun akıl kontrolü projelerinden 'Manchurian Candidate' 2. Dünya Savaşında denenmiştir. Projeler zaman içinde geliştirildi. 1982'de çalışmaların durdurulduğu söylense de hala daha müthiş bir gizlilik içerisinde devam etmektedir.

FBI, Marco'ya yardım etmedi. Onu, olabilecek sorunları engellemek için tekrar avucuna aldı.

Eleanor'un diğer siyasilerden baskın olmasının nedeni, gizli devletin onu görevlendirmesi sebebiyleydi.

[1958-1972 yıllarında, resimli romanlarda resmedilen robot insanlar.]

Siyonizm'in isteğiyle 1776'da Adam Weishaupt "Aydınlanmış Olanlar" yani "Illuminati"yi, gizemli dinlerin gücünü tek çatı altında toplama amacıyla kurdu.  ♦ Illuminati'nin istihbarat teşkilatlarından CIA'in elinde, akıl kontrolü programlaması için kullandığı yediyüzden fazla, farklı uyuşturucu türevleri ve ilaçlar mevcut.  ♦ Eczacılık bilimi aracılığıyla akıl kontrolü programcıları, aklı ve vücudu başkalaştıran ilaçları keşfetmiş ve insanlar üzerinde deneyimlemişlerdir. Bu ilaçları aynı zamanda işkence için de kullanmışlardır.  ♦ Illuminati'nin çatısı altında gerçekleşen bu olay aslında "gizli ilmin" en eski belgesi "ölü kitabı"nda da mevcut olan uyuşturucu, ilaç, hipnotizm, işkence ve travmanın bilimsel alanda kapsamlı araştırması ve deneyimlemesidir.

Mk-Ultra, akıl kontrolü seviyeleri ile insan davranışını kontrol altına almak için kullanılan yöntemler şunlar;  ♦ akıl okumak ya da hipnoz,  ♦ LSD ilacı kullanımı,  ♦ radyasyon,  ♦ elektroşok,  ♦ şiddet,  ♦ yarı-askeri cihazlar,  ♦ telegram ve büyü (ışınsal akım, teta programlaması),  ♦ yazıbilim,  ♦ psikoloji,  ♦ psikiyatri,  ♦ sosyoloji,  ♦ antropolojidir.

Suikastçı başkan modeli nasıl olur? Özellikle delta-katil programlaması ile. Ruhsal ve bedensel sarsıntı (travma) ile aklı bölünür, cinsel istismar ile köle olur ve katil eğitimi ile de emir-komuta (tetiklerle) ile yönlendirilir. Daha ilk işlem olan alfa ile aklının bölünmesi sağlanır. "Bölünen aklını" yönetecek bir bekçi tayin olur. Bekçi, cin ya da şeytandır. Satanik ayinlerle bu bağ kurulur. Kişi yönlendirildiğini farkında olup, yaptıklarını unutsa da, yönlendirmeye tabi olur ve karşı gelemez. Bu programlamaların tedavisi de elbette mevcut. Fakat kişi, art niyetli şeytani düzenin elinde köle olduğundan, düzenin sekteye uğramaması için bu gibi kararlar söz konusu bile değildir.

Bu video aracılığıyla, Siyonizm'in yönlendirmesinde olan ABD başkanı Bill Clinton'ın akıl kontrolü kölesi olduğunu açıkça ortada. Sadece Bill Clinton değil. ABD başkanlarının hepsinin arasında kanbağı(satanik ailelerden gelen kuşak) ve yönlendirme söz konusu.

Sirhan Sirhan, Başkan John F. Kennedy'nin kardeşi, Robert Kennedy 'yi öldürmüştür. Robert Kennedy, 1961'de Başkan John F. Kennedy'nin yönetiminde adalet bakanlığı yapmıştır.

Harvard Üniversitesi'ndeki öğrenimine ara vererek, II. Dünya Savaşı'nda deniz kuvvetlerinde görev yapmıştır. Daha sonra mezun olup bir de, 1951'de Virginia Üniversitesi'nin Hukuk Okulu'nu bitirmiştir. Başkan adaylığı sırasında da öldürülmüştür.

Sirhan'ın tam adı Sirhan Bişara Sirhan'dır. 1944'de Kudüs'te doğan Sirhan, 12 yaşındayken ailesi ile birlikte ABD'ye göç ederek New York'a daha sonra Kaliforniya'ya yerleşmiştir.

Robert Kennedy'yi öldürmesinden ötürü, gazete ve medyada özellikle yahudi gazetesinde "İslami Terorist" olarak adlandırılmıştır. Sirhan, Nasıralı Kilisesi tarafından ABD'ye getirilmiştir. Sirhan, Hristiyandır. Sirhan, kardeşi Munir'in de bilmediği bir sebeple 1966'da evden ayrılıyor. Daha sonra binicilik ile ilgili işler yapıyor. Orada çalışıyor ve eğitim alıyor. Ve ciddi bir kaza geçiriyor. Kafasına ciddi bir darbe alıyor. Bundan sonra eskisi gibi davranmıyor. Bu durum programcıların, Sirhan'ın aklını silmesini ve aklını bölmelerini(akıl kontrolü seviyeleriyle) kolaylaştırıyor. Daha sonra Sirhan, okültizme ilgi duyuyor ve Gül Haçlılar'a katılıyor.

Adresindeki rakamlar da ilgi çekici; 696 ve 911.

Bir şekilde onu kullanmak için oyunlarına alet ediyorlar. Bu sebeple akıl kontrolü kölesi oluyor. Sirhan, kendi kendine hipnoz ve meditasyon yapmaya teşvik ediliyor. Daha sonra Sirhan'nı programlıyor, onu kolayca yönlendiriyorlar.

Sirhan'nın ismi de bölünen aklı gibi ikiliği sembolize ediyor. Sirhan Sirhan, ayna programına tabi tutulan bir köle ve aklındaki bölünmeyle bir "diğer benlik"e sahip. Bu da gösteriyor ki Sirhan, büyük ihtimalle doğumundan itibaren bu düzenin içerisindeydi. Zaten orta doğudan, Amerika'ya getirilmesi, onun için bir planları olduğunu açıkça göz önüne seriyor.

Gül Haçlılar ve CIA, Sirhan'a "sukastçi programlaması"nı uygulamışlardır. ARTICHOKE (enginar) projesini. Filmdeki DOMATES projesi ile aynı programlama. Bu suikast, şeytani düzen tarafından yaptırılan bir eylemdir. Sirhan da, bu art niyetli düzenin kölelerindendir.

#Mançuryalı Aday #The Manchurian Candidate #CIA #FBI #Illuminati #Film Analizi #Akıl Kontrolü #Alfa #Beta #Delta #Teta #Gama #Siyonizm #Siyon Liderlerinin Protokolleri #Nazi #Frank Sinatra #Mia Farrow #Oyun Kartları (tetik) #Kuveyt #ABD #Rüya #Çip #Eugenic #Öjenik #Satanik Ayin #Elektroşok #Simülasyon #Her Şeyi Gören Göz #ARTICHOKE #BLUEBIRD