Akıl ancak kalp, Allah Tealâ'nın mârifetiyle nurlandığında sağlam olur. Bu sebeple Allah'ı tanıyıp, iyiyi ve sağlamı ayırt edebilecek hale gelinceye kadar aklına güvenme.
Gözünü harama kapat, nefsini arzularından alıkoy ve onu helal lokma yemeye alıştır. Bâtınını her an Allah'ı murakabe ederek, zâhirini de sünnete uyarak koru. Bunu yapabilirsen, o vakit doğruyu bulan sağlam bir akla sahip olur ve Allah Teâlâ'yı hakkıyla tanıyabilirsin.
Felsefi düşünce açısından karanlık çağ olarak bilinen Orta Çağ döneminde aslında birçok araştırma, inceleme yapılmıştır. Bu araştırmaların genel sebebi ise dünyanın nasıl ve ne kadar kusursuz olduğunu kanıtlamak olmuştur. Üstelik bu çalışmalarda elde edilecek sonuçların, genel bir kuralı olmalıydı. Aristoteles'in düşünceleriyle çelişmemesi.
Bu temel, Aristoteles'in yaklaşımını benimseyen dini otoritelerin, kendini daha güçlü konumlandırması ve tüm alanlarda söz sahibi olmasını sağlıyordu. Kısacası, inanç ve düşünceyi uzlaştırmak hedefleriydi. Çünkü akıl yoluyla yöneltilen eleştiriler, saldırılar ancak akıl yoluyla bertaraf edilebilirdi, kilise bunun farkındaydı. Aristoteles'de akıl yolunu temsil ediyordu.
Özellikle Yüksek Orta Çağ diye tanımlanan 11. yüzyıldan Rönesans'a kadar olan süreyi dışarıda tutarsak, felsefenin amacı dini öğretileri temellendirmek ve dinin kendisini açıklamasını sağlamaktı diyebiliriz. Skolastik Felsefe olarak da bilinen Orta Çağ felsefesinde, felsefeyi yapanlar manastır ve katedrallerde yetişmiş din adamları olduğu için felsefeye biçilmiş bu amacı çok yadırgayamayız. Düşünün ki, bilimsel ve mantıklı tedaviler yerine dini amaçlı tedavilerin, din adamlarının dualarının tedavi olarak kullanıldığı bir dönemden bahsediyoruz...
Bir kimse yeryüzündeki bütün ilimleri öğrense, bütün sıfatları bellese, fakat ehlinden öğrenilmesi gerekenleri öğrenmese, bir mürşid-i kâmilin terbiyesine girmese, anlayışı sınırlı ve her zaman noksan olmaya, yüksek anlayışlardan mahrum kalmaya mahkûmdur. Çünkü rehbersiz yola çıkmıştır. Bunun için kendine ömür boyu refakat edecek arkadaş bulamayacak, onun aklına ve ilmine itimad edilmeyecektir. Böylelerinden yüz çevirmek ve onlarla meşgul olmamak lâzımdır."