Tumgik
#damızlık
zonguldakpost · 2 years
Text
0 notes
bulancakajans-blog · 2 years
Text
Damızlık Koç Teke Alımına %50 Hibe Destek Verilecek
Damızlık Koç Teke Alımına %50 Hibe Destek Verilecek
Ordu İl Tarım ve Orman Müdürlüğünden yapılan açıklama şöyle; ”Hayvancılık Yatırımlarının Desteklenmesine İlişkin 20/10/2020 tarihli ve 2020/3099 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile bu Karar kapsamında 20/3/2021 tarihli ve 31429 Sayılı Damızlık Küçükbaş Hayvan Yatırımı ve Koç-Teke Alımına İlişkin Uygulama Esasları Tebliği (Tebliğ No: 2021/4) gereği, 24/05/2022 tarih ve E-88671449-020-5573794 sayılı…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dogtrainingblogs · 2 years
Text
Damızlık Ön Bacakları Olmadan Doğmuş Köpek Yavrusunu Attı Ama Şimdi Gelişiyor
Damızlık Ön Bacakları Olmadan Doğmuş Köpek Yavrusunu Attı Ama Şimdi Gelişiyor
Olivia adında küçük bir köpek yavrusu, ön pençeleri ile doğdu, ancak onları destekleyecek ön bacakları yoktu. Böylece, bir çay fincanı köpek yetiştiricisi onun için bir fayda görmedi ve onu bir yere bıraktı. Fayette County Hayvan Kontrolü Batı Virginia’da, ona ötenazi yapmalarını istedi. Ancak görevliler köpeğe bir kez baktılar ve onun hayatını sonlandıramayacaklarını anladılar. Olivia bir dövüş…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
jupiterliyazar · 1 year
Text
Tumblr media
Damızlık Kızın Öyküsü ~ Margaret Atwood
Bazı şeyleri anlatmaya kelimeler yetersiz kalır.
. . .
Her kelime bazen gerçek manasından başka şeyler anlatır.
M.
45 notes · View notes
erdiyildiz · 2 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
2 notes · View notes
tarimormanhaber · 8 months
Text
Damızlık Düve Yetiştiriciliğine 80 Milyon Lira Hibe Desteği
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, nitelikli damızlık düve yetiştirme merkezlerinin kurulması ve yetiştiricilerin hayvanlarını bu merkezlerden temin etmeleri amacıyla toplam 80 milyon lira hibe desteği sağladıklarını söyledi. Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü (HAYGEM), hayvancılığı desteklemek için bir yandan projeler yürütürken diğer yandan aile işletmelerine yönelik hibe…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
siirtnet · 1 year
Text
BİRLİK BAŞKANI İLBAŞ HAYVAN BESİCİLERİ ZOR DURUMDA
BİRLİK BAŞKANI İLBAŞ HAYVAN BESİCİLERİ ZOR DURUMDA
Siirt Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ali İlbaş girdi maliyetlerindeki yüksek  artış nedeniyle besicilerin hayvanlarını kesime göndermeye  başladıklarını söyledi. Arpa  fiyatlarını örnek veren İlbaş “ Girdi maliyetlerindeki artışlara örnek vermek gerekirse geçen yıl 70 bin TL olan bir kamyon arpa bu gün 175  bin TL yi aşmış durumda. Maliyetlerde ki yüksek artışlar diğer yem…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
efervesan · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
İki gece önce Barış Bıçakçı'yı gördüm rüyamda. Türkiye Jokey Kulübünde oturuyoruz, TJK tv açık, son ayak tek geçmişiz, bekliyoruz. Damızlık aygırların yaşantısı üzerine konuşuyoruz. Kendimi burada buldum ertesi gün. İzmir'i ne kadar özlediğimi hatırladım ve ne kadar zamandır gitmediğimi. Kordon'da gülüşlerimizi, Gazi Kadınlar'da kusana kadar içişlerimizi, 'Varyant'ın adı niye Varyant' ya diye düşünmelerimizi, paylaşmayı, gecenin köründe fırında boyoz çıkmasını beklemeyi, Buca'yı bile özledim be biladerim. Daha neler neler. En güzel yıllarım +6.
Sonra diyorum ki böyle şiir yazılır mı be abi. Siktin belamı.
'Ayağına terlik giy
Bildiğimiz şeylerin taşında yalınayak geziyorsun.'
'Hadi biraz da kekik toplayalım.'
13 notes · View notes
zayiflamamlazim · 9 months
Text
Selam
3-4 gündür izindeyim. Hemen yeme işini abarttım tabi : börekler, pastalar, çikolatalar
Bu kadar karbonhidrat yiyince ister istemez çok hızlı acıktım gece öğünleri..
Ş yi beni yeniden depresyona sürüklüyor diye suçluyordum kendi kendime fakat bunu yapan da benim.
Mental olarak kendimi hazırlayacak zamanım var, dönüşte onu görünce mimik oynatmadan aynı ortamda bulunabilmek istiyorum. Bunun yolu en başta kendimi, bedenimi sevmemden geçiyor.
Şimdi yürüyüşe çıktım, gölge bi yerde dinleniyorum. Tatlı tatlı esiyor. Sabah yetişmek acelesi yok, gün içerisinde koşuşturma yok, denizin esintisinde o sevdiğim yosun kokusundan oturuyorum. Etrafla liseliler var yine güldürüyorlar beni fışkırttıkları hormonları ile.
Önümdeki ağaçların toprağa tutunduğu gibi ben de tutunabilir miydim acaba hayata? Dimdik boyun eğmeden.. Yağmur çamur demeden sallansam da yıkılmadan.
Ailemin yanına geldim 3 5 günlüğüne. Oğulları hayatını idame ettiremediği için onun peşinde koşturuyorlar. Kıyafetlerinden, yemeğine her şeyi hazır oluyor. Oğullarını yolcu edip köye gittiler. Bana evde bir şey yok kendine göre al dediler. Alırım almasına, parasında değilim. Şaşırmamak elde değil ki. Oğulları "yapamıyor" olduğu için her şeyi hazır. Beni yanlarına gelmişken bomboş bir evde bırakıp köye gittiler koşa koşa. Bana mı trajik geliyor bu?
Dün eve geldiğimde makarna yaparım demiştim. Dolapta makarnayı bile götürmüşler. Gittim sıfırdan her şeyi sıfırdan aldım.
Babamın benden sürekli bir para beklentisi var bununla ilgili defalarca kavga ettik zaten. "Ben sizi okuttum siz bana bunu borçlusunuz" kafasında. Doğurdun tabi ki bakacaksın. Bu geldiğimde de yine aynı konuyu açtı. Tatil için para harcayacağıma onlar için harcamamamdan şikayetçi. Onun damızlık ineği olmadığımı söyledim. Ama abin veriyor dedi annem de gülerek. İşimle ilgili hiç alakası olmamasına rağmen babana borçlusun dedi bir kaç noktada. Beni okuttular büyüttüler eyvallah. Bu dünyaya gelmeyi ben seçmedim, beni belli bir yaşa kadar tabi ki bakacaklar. Ayrıca üniversiteden itibaren onlara hiç yük olmadım bile. Üni bitti hızlıca çalışmaya başladım, evimdeki ipi bile kendi paramla aldım hepsini çalışıp aldım bir lira istemedim.
Oğullarını yüce bir varlık olarak gördükleri için onun kız arkadaşı ile yediği bir ev parası önemli değil. Çünkü "hata" yapabilir. Ben? Ben hep sorumlu olup evime bakmam lazım. Anneme babama benim bakmam lazım (ikisi de gayet iyi koşullardalar)
Kışı da benim yanımda geçiriyorlar. Doğalgaz parası vermemek için.
Hayatımın hangi alanında mutlu oldum ki evde de olayım?
Neyse ki kendi evim var. Buna da şükür. Temizlemekten bile zevk alıyorum, çok çabaladım kendi evime çıkmak için.
Bunlara bakınca ilgi gösterenin peşinde koşmam çok normal geliyor. Sevilmeyi öğrenmeye çalışıyorum ne yapabilirim ki?
Etraftaki hiçbir şeyi değiştiremem. Kendi düşünme ve davranış şeklimi değiştirebilirim.
Bu yürüyüş bana düşünecek bi çok şey verdi.
Yoluma devam etmeliyim..
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ama bir orman gibi kardeşcesine..
3 notes · View notes
vetrehberi · 2 years
Text
Güvercinlerde Üretim ve Yumurtadan Çıkış
Güvercinlerde Üretim ve Yumurtadan Çıkış
Güvercinlerde üretim, damızlıklar temel genetik bilgilerin ışığında seçilmelidir. Kayıtların dikkatli tutulması (progeny test) seleksiyona büyük ölçüde yardımcı olur. Bir çift damızlık güvercin yılda ortalama ağırlığı 450-700 g kadar olan 12 adet etlik güvercin yetiştirmelidir. Reforme damızlıklar bu standardın dışındadır. Güvercinler 6 aylık yaştan itibaren çiftleştirilebilirler. Bazı dişiler…
Tumblr media
View On WordPress
3 notes · View notes
bozusuruz · 2 years
Text
Damızlık kızın öyküsü bitti az önce ve ciddi anlamda mükemmel bir kitaptı ya sanırım en çok alıntı yaptığım kitaptı hatta
2 notes · View notes
johnsolita-blog · 2 years
Text
Çıplak Gezme Özgürlüğü ve Beyazıt
Fayanslar istisnasız her gün kirleniyor. Şu evi sadece bir günlüğüne terk etsem ev yine kirleniyor. Ev kendi kendine kir üretiyor olmalı. Bunun nasıl olabildiğini kuruyorum zihnimde. Çok ilginçtir.. Sanki bulunduğum katın altında bir başka daire yerine buhar çağı teknolojisini sezdiren, bilgisayar terminali yazısı yeşili tesisat boruları var ve oda aynı zamanda loş, sarı bir ışıkla kaplı. Bu borular trenin raylarda yarattığı sarsıntıya benzer bir ses ve titreşimle tozla birlikte her nedense radyasyon da üretebiliyormuş gibi canlanıyor kafamda. Bu o kadar da kötü bir şey değildir belki de. Özgün bir nitelik olduğu kanısındayım. Ne var ki kir üretmenin de bir bedeli olmalı. Sınıf mücadelesinin olduğu, ipleri kanla dokunmuş olan bir hayatta işler böyle yürür. Çocukken bilmezdim bedelin ne olduğunu. Bedel, kir üretme yetisine sahip olan bir evin ardından ürettiği tüm kirleri temizlemesiymiş oysaki.. Tabii, kesin öyledir. Az önce bu fayaslarda çıplak ayakla yürürken temizlik vaktinin geldiğini anladım. Anlamış olmak her zaman bir şeyi değiştirmez. Buna yönelik bir eylemim olması gerekirken olmadı. Gerek görmedim. Nasıl olsa yeniden kirlenecekti. İki yılda bir süpürgeyi çalıştırmanın yeterli olduğu inancına sahibim ve bu inanç kalbimin derinliklerinde bir taht kurmuş olabilir. Buna rağmen pislik dikkatimi dağıtıyor ve günün sonunda temizlik yapmış oluyorum. Ancak bu sefer umrumda olmadı. Yürümeye devam ederek mutfağa ulaştım. Makarna suyu koyarak pesto sosu hazırladım. Bu sos mideme muhteşem bir sarhoşluk hissi yaşatıyor. Gerçekten akıl sır erdiremiyorum. Bu sosu ilk kez kim bulduysa ona gönülden bir kez sarılmayı dilerdim. Bu, insanlık için küçük bir şey olsa da fiziksel temastan haz etmeyen benim için koskocaman bir şey. Zaten o kişiyi ödüllendirmek için başka ne yapabilirim ki? Bana hesap vererek mi yapmış bu sosu? Kimseye hiçbir şey borçlu değilim aslında. Şimdi düşününce öfkelendim. Sostan da soğudum. Kendi kendimi gaza getirmiş oldum yine. Sos da umrumda değil, onun mucidi de. Elbette ki o an bunları düşünmüyordum. Heyecanla hazırladım makarnayı. Sonra biraz soğusun dedim. Her şeyi biraz soğutarak içmek gibi bir takıntım var. Onu içerken mutlaka dilim buz kesmeli. Biraz soğuk yani. Makarnam soğurken tüm kıyafetlerimi çıkarıp gelişigüzel yere fırlattım. Yazın insanın kendi alanında çıplak oturması, çıplak uyuması müthiş özgürleştirici bir şey. Evet, özellikle yazın. İnsan evde, yanında soyunamayacağı kim varsa balkondan aşağı atıp derisine kadar soyunup oturmak istiyor. Anneciğimden doğma bir şekilde makarnamı aldım ve koltuğa uzandım. Damızlık kızın öyküsünü izliyorum bu ara. Kaldığım yeri açarak yapabileceğim son keyfi yapmaya başladım. Makarna da yatıştırıcı oldu, zira dizi insanı inanılmaz öfkelendiren bir distopya. Bana kalırsa sıcak havalar da distopik. Beyazıt'ta yürürken buz kestiğim günleri sıcak günlere tercih ederim. Düşünüyorum Beyazıt 'ta bulunan onca rezaleti sıcak havalara tercih eder miyim? Ederim sanırım. Nasıl olsa bu çilenin içine doğmuşuz. Bu çileyle mücadele etmeye alışmışız. Yeter ki mücadele ederken hava sıcak olmasın ve sırf terlediğim için cinnet geçirip okuldaki kızartma makinesini aylarca yaptırmayan yetkililerle münakaşa etmeyeyim. Gerçi kızartma makinesi yapılmadı diye protesto düzenlemeyeceğiz de ne zaman düzenleyeceğiz? İki litre ayçiçek yağı alamayacak raddeye gelince mi?
Tumblr media
2 notes · View notes
bulancakajans-blog · 1 year
Text
Hayvancılık Desteklemeleri Başvuru Tarihleri Belli Oldu
Hayvancılık Desteklemeleri Başvuru Tarihleri Belli Oldu
Giresun İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklama şöyle; ”Hayvancılık Desteklemeleri Başvuru Tarihleri Belli Oldu 2022 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (2022/6243) kapsamında; hayvancılık desteklemeleri ile ilgili başvuru yerleri, başvuru tarihleri ve müracaat şartlarını da içeren ‘’Hayvancılık Desteklemeleri Uygulama Tebliği (2022/36)’’ 12…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
oguzhanahmetkara · 2 years
Text
TARİHTE TÜRKLER...
1 . Türk Gutiler!  #Gudea #guttum #gutium #gutiler #kutlar #kutkrallığı gud: öküz/boğa (sumer) güt-mek: Türkçe. Gud>Ud boğa eski Türkçe. #turukkum #gutium eklemelidiller
Tumblr media
2- Gudea/ Gut Türkçedir. sumerli dili/kengerce yüzlerce Türkçe kelimeye sahiptir. Sumer: akkadça balçık ya da sulak ülke anlamına gelir.
Tumblr media
3 Subartu kelimesi de su ile ilgilidir Zaten subartu ülkesi Fırat ve Dicle(Tukriş>Tigris) ırmakları arasındadır. Hurrice de Su>Siye(suyu?) dur. Subartu>Sub/Suv Ardı (Su ülkesi) Artı>Orda . Subar türk boyı Suvar/Avar ile de ilgili Nahçıvanda #Kengerli reyonu var mesela
Tumblr media Tumblr media
4 SUBARTU- SU ÜLKESi  SUBARTU/SUBİR Montclair Eyalet Üniversitesi Profesörü H. Mark Hubey, ANE (Cambridge Antik Yakın Doğu) kitap serisinde "Subartu" kelimesinin Türkçe bir isim olduğunu açıkladı: - “Ülkenin adı veya ”Subar“ / ”Subir“/”Subartu" olarak bilinen insanlar[ANEI-2:733
Tumblr media
5 Dağ kabilelerine ”Su" (Türkçe: Su, Nehir, Göl) halkı adı verildi. Türkçe ”Sabirler“ / ”Suvaş“ / ”Çuvaş" bundan gelir ve “Nehir Halkı”, yani “Suwar” veya “Suwer” anlamına gelir. Zagros dağları'nın “ #Turukku" gibi çalkantılı kabileleri Asur Adan-Nirari tarafından yenildi.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
6 "Turukku“, ”Subarlar" ülkesinin halklarıydı [ANE-II-2:276]. Zagros yamaçlarında yaşayan ve #Hammurabi 'nin kendisiyle çatışmaya giren “Türkkeliler” in savaşçı ırkı muhtemelen standart tarihe göre #Hurriler ailesine ait" Hurriler'e Turuk komutanı #turukti
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
7 Ve tüm Asur bilginleri (H.C.Rawlinson, #Oppert, Max Müller, #Lenormant gibi) Subartus'u şu anki Ural Altay, Turan kabilesiyle özdeşleştirdiler.
Tumblr media Tumblr media
8 Sumerce " Gud/Sığır" ile Türkçedeki "oĞUz/öKÜz" aynı ses yapısına sahiptir. Türklerin efsanevi Kralı Oğuz Kağan , Öküz  Boynuzu ile betimlenir. Tevratta, Jeremiah 25:20; Mezopotamya'nın Kralının adı  UZ'dur UZ' Öküz arabası vardır.
Tumblr media Tumblr media
9 Arapların tanrısı sanılan #uzzah 'ın öküzleri vardır. Uzzah'ın Kağnısı vardır. Uzzah aslında Öküz kağnılı demektir. Türk kağanlarının Yurt çadırları Kağnı üstüne konur böylelikle göç edilirdi.Kağanlara bundan Kağnılı da denir.i #kanglu boyu vardır
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
10 Uzzah ,Tanrı değildir. Mezopotamya'ya kağnıları ile gelen Oğuz Han( öküz kağnılı kral)' ı gören cahil cühelalar bu kişiyi Tanrı sanmıştır. Tanrihte birden çok Oğuzhan vardır. Tanrı sanılan uzzah büyük ihtimalle MÖ.1800lerdeki Hyksos İkesus'lar ile ilgiliydi.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
11. ll. OĞUZHAN MÖ 1046. >Çinde yapıla"Üç Ordunun savaşı "diye bilinen " Mu Savaşı "  kazanmıştır. #Chou ya da #zhou hanenadı sinolog #wolframeberhard e göre Türktür zaten Zhou wang>Oğuz Khang
Tumblr media
12. III. Oğuz Han ise Elamlar , medler , urartulular ve iskitlerim ittifakı ile 663te Asur Krallığına isyan edenler arasında olmalı .
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
13 Ayrıca Müttefikler arasında eklemeli dile sahip olan Elam Kralı #teumman adının Hun Kağanı #teoman 'ın adını aldığı atası olduğunu düşünmek çok değil. Keza Deorfer Hun dilinde Akkadça kelimeler var derken Türkleri'in ön asya'daki varlığına işaret etmiş istemeden
Tumblr media
14 Chaldaenler/Kaldeliler Kassitler'in devamı Kassitler eklemeli dilli. Elamlı Teumman da bu isyana katılmışlar Teumman tıpkı Mö Hyksoslar(Susa'nın efendisi) gibi Susa Kralıdır. teumman'ın babası yada kardeşi Tamarritu(Damar/Demir?)
Tumblr media
15, konu dağılmadan tarih anlatılmıyor.
16)  MÖ 1800ler Mısır'a hakim olanTürkler, Hyksos hanedanı adı altında Mısır 120yıl yönetmişler Mısır'a  at  bu zamanda gelmiştir, yine Mısır'da kurgan bu zamanda gelmiş yine Mısır #r1b geni bu zamanında gelmiştir
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
7 Gud: sığır(sumer)> Gütmek. Gud- siaş: damızlık koç >Şişek? ,. /Gud- apin: öküzle tarla sürmek>apin: saban. Apin :abanmak(öne eğilmek)  Ud: sığır Eski Türkçe. Sumer yazısı ve göktürk yazısı
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
18 ve Türk töresini  Torah olarak devam ettiren Türk Chaldeliler/  Babilliler
Tumblr media Tumblr media
19 Tarihin "Hint-Avrupalı tarih büküceler"in yalanlarıyla tahrif edildiğini görebilirsiniz. ibraniler Türk töresini alıp kendi geleneklerine göre Hz Yafes miti oluşturmuşlar Tıpkı yınanlılar gibi başkalrının kültürlerini çalmış ve dünyayı  sahiplenmişlerdir.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
https://twitter.com/hatti_turan/status/1524119631874732032
4 notes · View notes
jupiterliyazar · 1 year
Text
Tumblr media
23 notes · View notes
aynodndr · 2 years
Text
Tumblr media
Herkeste bir gitme arzusu. Dolar uçuşa geçmiş, başkanlık tartışmaları canını sıkıyor, sınırımızda savaş, içeride terör belası, biliyorum...
Ama, nereye gideceksin ki zaten?
Memleketin içinde debeleneceksen, git. Şehirden sıkıldıysan, trafikteki kornalar ruhunda çalıyorsa, asansördeki selamsız adam yüzüne bön bön bakıyorsa, damızlık bir tip omuz atıp geçiyorsa sokakta, masandaki dosyalar çalıştığın plazanın maketi gibi yükseliyorsa önünde, yürüyen bantta gibi hissediyorsan hayatta kendini; git.
Küçük bir kasabaya git, yerleş. Küçül, kalabalıktan uzaklaş, ruhunu temizle. Ama sıkılırsan, gel.
*
Artık Amerika’yı falan unut bir kere. Bu seçimden sonra oraya gidip anca beyaz Amerikalıların çimlerini biçersin. Amerikalılar Kanada’ya kapağı atmak için başvuru sitelerini çökertiyorlar yoğunluktan, senin orada ne işin var?
Meksikalılar, Kübalılar, El Salvadorlular, Porto Rikolular işgal etmiş zaten memleketi. İngilizcen yetmez, İspanyolcayı ana dil yapman lazım. Hintliler, Çinliler neredeyse bir Avrupa ülkesi kadar kalabalıklar. Sen işini gücünü bırakacaksın da, Amerika’ya yerleşeceksin cıbıl cıbıl. Kendine Türk arkadaş arayacaksın. Sonra sorgulayacaksın kendini, bu arkadaşımla Türkiye’de olsak arkadaşlık eder miyim?
*
Almanya’ya da gitme mesela. Büyük şişersin. Saat dokuz dedin mi sokakta adam bulamazsın. Oranın düzeni bizim insanı ruh hastası yapar. Karınca gibi planlı, düzenli, analitik olamazsın sen. İllaki kaytarmak isteyeceksin, bir kısa yol bulmaya çalışacaksın hayatta. Almanya’da yemez bunlar.
Burada Almancı, Almanya’da yabancı olacaksın. Kapını bir kez çalmayacak hiç bir Alman komşun. Anca fazlaca gürültü yaparsan ‘Polizei’ gelecek kapına, ona dert anlatacaksın.
*
Uzak yerlere gitme. Avusturalya misal. Ya da dünyanın en yaşanılası yeri falan diye Yeni Zelanda’yı hedefleme. Arkanda kimse bırakmadın mı?
Birine bir şey olsa, dönüp gelemezsin. Dünyanın bir ucu dedikleri yer oralar işte. Çok medeniymiş, çok mutluymuş insanlar. Evet öyle.
Ama sen onlardan değilsin ki?
Yanında kafanı da alıp götürdüğün için, Sydney’de bir kafede mutlu mutlu oturup ilkokul arkadaşın Samet’in Facebook sayfasına bakacaksın.
*
Çok soğuk yerlere de gitme. Herkesin medeniyet rüyası Kanada’ya sakın gitme mesela. Tam on bir yıl orada kalıp dönen arkadaşıma ‘neden döndün oğlum, manyak mısın?’ deyince, on bir yılını şöyle özetlediydi: ‘çok soğuk oğlum!’
Soğuk yere alışamazsın sen. Bizim bünyeler güneş ister. Bazen günün ortasında felekten bir saat çalıp, güneşin alnında malak gibi duralamak ister bizim bedenler. Bir de çay oldu mu yanında. Hele bir de senin gibi işsiz güçsüz bir dost, ömre bedel...
Kapının önündeki 3 ton karı küremezsin sen Kanada’da. Ellerin plaza eli, bedenin Akdeniz bedeni. Birine yaptırayım desen, Türkiye’deki Genel Müdür maaşını isterler. Sinirlenip kürek takımı alırsın, iki kürer, sonra bakakalırsın.
*
Çok medeni, mekanik Avrupa’da bir yer seçme Almanya dışında da. Irkçılık almış başını gidiyor. Birinci sınıf vatandaş olamayacağın bir memlekette nasıl huzur bulacaksın? Kara kafalar diyorlar bizim gibilere İskandinav dostlar, bilir misin?
- Ben çipil sarışınım arkadaş, kendimi aryan ırk arasına yediririm,
- Gider orada bir Türk mahallesine yerleşirim, Brüksel’de Burdurlular Kahvehanesinde takılırım,
- Biz zaten İtalyan’a benziyoruz milletçe, aralarına karıştım mı kimse anlamaz, gibilerinden bir diyeceğin varsa sen bilirsin.
Ama gittiğin yerde hep yabancı kalacaksın, unutma. Türk kahvesinde bir Euro’ya içtiğin ince belli çay bile hasret kokacak.
*
İngiltere’yi hiç düşünme. Çünkü İngiltere deyince Londra’yı düşlüyorsun biliyorum. Gofret kolisinden hallice bir apartman dairesine, Türkiye’deki yıllık maaşının yarısını vereceksin bir ayda. O da Londra’nın merkezinde falan değil ha, trene binip şehre gideceğin mesafede. Hesabını baştan yap. Londra’nın merkezinde oturman için ya bir prensle evleneceksin, ya da Chelsea’de top oynayacaksın. İkisi için de geç değil dersen, bilemem. Bence para biriktireceğine antrenmanlara başla, daha büyük bir olasılık var.
Sürekli yağan yağmurunu, hep kapalı havasını saymıyorum. Bizi bozar. Sütlü çayını içer, içinden bir Ege türküsü söylersin.
Londra dışını hiç düşünme sakın. Adanın diğer bölgelerinde misal bir pub’a girsen gece yanlışlıkla, kırmızı burunlu holigan abilerin bakışlarından öyle tırsarsın ki, bırak İngiltere’de kalmayı, Çorum Sungurlu’daki halanın evine yerleşmeyi tercih edersin.
*
Sayacak yer de çok, her birine takacağım kulp da.
Aslında demek istediğim şu:
Gitmeyin güzel insanlar, biz kardeşiz. Gittiniz mi birbirimizi özleriz. Yılda bir gelinen tatille falan da geçmez hasretimiz...
Cem Boyner
Erguvan Ağacı
3 notes · View notes