Hayber'i hatırla ey Yahudi, Muhammed'in ordusu tekrar dönecektir!
30 notes
·
View notes
içimdeki dört duvardan kurtulamadıkça ne kadar özgür sayılırsam.
10 notes
·
View notes
Gün aydı da, sen aydın mı arıyorsun Ahmet Abi? Arama! İşte buradalar, oturmuşlar ikisi bir masaya. Gülümseyen adam, Rıfat Ilgaz... Gözlüklü olan, Edip Cansever... Memleketin hâli gibiler Ahmet Abi! Gülen ayva, ağlayan nar gibiler. Tam tamına bizim gibiler, halkın ta kendisi gibiler. Ağlarken güler, gülerken ağlar gibiler. “Gülmek bir halk gülüyorsa gülmektir,” değil mi Ahmet Abi? Oturmuşlar ya, Rıfat Hoca masaya bir sarı yazma serecek birazdan, sonra koyacak Rukiye’nin saçından bir tutam, mum satan bir baba, birkaç hastane odası, bayrağını çekmiş bir vapur...
Edip Cansever koyacak Funda Oteli’ni, bezik oynayan kadınları, yer çekimli karanfili masanın tam ortasına... Rıfat Hoca kalır mı aşağı, o da dökecek Hababam Sınıfı'nı masaya tek tek. Ama sanma ki bu kadar! Edip Cansever avucunda bir gül döndürecek ve koyacak masaya ilk yaz şikâyetçilerini... Dudaklarını bilen, öpülmeyi bilmeyen bir kadını... Gelinciğin ikinci tadına benzeyen bir sevdayı... Malatya kokan bir istasyonu... Antep’in kırmızı düzlüğünü...
Rıfat Ilgaz, 70 yaşını bırakacak masaya; Cide sokaklarında elleri arkadan kelepçeli, gözleri bağlı, askerlerin arasında karakola götürüldüğü o korkunç günü, ki utancımdan anlatamam. Koyacak sonra masaya ocak katırı Alagöz’ü, tek kollu Aliş’i, sanatoryumdan bir odayı, Balıkpazarı’nda limon satan öğrencisini, ama en ağırı Ahmet Abi, en ağırı, koyacak namuslu ve aydın bir yurttaş olduğu için çıkarıldığı mahkemeleri...
İşte o zaman Edip Cansever dayanamayıp diyecek ki, “Bu halk da halkmış ha! Bana mısın demedi bu kadar yüke...”
Sonrasını biliyorsun Ahmet Abi, örtüdeki lekeler çıkar mı çıkmaz mı, sana kalmış; sonrası mendilinde kan sesleri... Temizlenir temizlenmesine de, önce adaleti getirmek gerek bu ülkeye, değil mi? Adalet olmadan gün de zor aydınlanıyor. Adalet, hak, hukuk ve eşitlik için mücadele edenlere de yeri gelmişken günaydın Ahmet Abi.
- Akgün Akova, Günaydın Deme Sanatı (syf.180-181)
- Fotoğraf: Edip Cansever ile Rıfat Ilgaz. Clup Fuaye’de. Edip Cansever anısına hazırlanan “Fotobiyografi” kitapçığından.
9 notes
·
View notes
"Suçlu ne sensin ne de benim,... şimdi sensizim sende bensiz...🦋"
'Z'💐.🌚
3 notes
·
View notes
Hala yalnız mısın?
Sadece özgür
Peki ya mutsuz?
Sadece alışmış
Peki ya aşık?
Sadece eksik
Peki ya sen ?
Hâlâ bekliyor musun?
Beklemek , şimdi hiç duymayan birine
Dünyanın en güzel şarkısını
Söylemek kadar anlamsız
Peki ya umut?
Umut yok
14 notes
·
View notes
Düşüncelerin hapsinde özgür kalmaya çalışırken öylece yürüyüp giden adımları izlemek.
32 notes
·
View notes
Hayatımda yaşadığım en kötü şey birilerine bağlı kalmak, sürekli bir şeyleri için birilerini beklemek.
Özgürlüğe olan aşkım bundan her şeyi kendim halletmeye çalışma çabalarım bundan. Saçlarımı dağınık sevip rüzgarda verdiği hissi sevmem özgürlüğe olan aşkımdan. Ben kimseye değil özgürlüğe aşığım. Benim kimseye değil sadece özgürlüğe ihtiyacım var
7 notes
·
View notes
Kaçtım durdum kendimden her gün daha fazla.
03:10 26.11.22
30 notes
·
View notes
“Hırsızlar, yüzde oncular, kumar erleri
Cebren ve hile ile haklarımızı alan
Zulmu ve alçaklığı yöneten murdar üçgen
Biliyor musunuz bir orman gelişiyor şimdi
Türkülerini duyuyor musunuz nice derin
Yakılmış çoban ateşleriyle dağlarda
Karanlığı tutuşturup bir köşesinden
Geceyi gündüze çevirenlerin
Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi Tanrılar bile kurtaramaz.”
- Cemal Süreya, 555 K
(Sevda Sözleri, Bütün Şiirleri)
- Görsel: Mehmet Adıyaman (Cemal Süreya)
22 notes
·
View notes