Seni seviyorum, çünkü her sabah kalktığımda bir günü daha seninle geçirecek olmanın mutluluğunu yaşatıyorsun bana. Ben her güne seninle başlıyorum, seninle bitiriyorum… Seni seviyorum, çünkü seninle her gün hayatı yeniden keşfediyorum. Bana her gün keşfedilecek bir şey sunuyorsun mutlaka. Soluksuz keşif maceralarının yorulmaz kaşifi oluyorum… Seni seviyorum, çünkü beni dünyanın en mutlu insanı yapıyorsun. Mutluluğa yeniden ad versem, senin isminle anarım… Seni seviyorum, çünkü en güzel zamanlarımın sahibisin sen. Seninle geçirdiğim kısacık anlar bile unutulmaz oluyor. Bitmesin istiyorum. Ya yoksan? İşte o zaman akmaz oluyor dakikalar, bir işkenceye dönüşüyor zamana katlanmak… Seni seviyorum, çünkü bir ressamın çizebileceği en güzel tablosun sen. Renklerinle büyülüyorsun beni, hayran hayran bakıyorum sana. Ya da bir şairin yazabileceği en anlamlı şiir, sevdayı ve aşkı anlatan…Seni seviyorum, çünkü yıllardır sakladığım aşk sözcüklerini ortaya çıkardın. Kıymet bilmez yüreklerden sakındığım o sözcükleri şimdi korkmadan, gururla söyleyebiliyorum. Biliyorum ki bir tek sen hak ediyorsun onları… Seni seviyorum, çünkü aynı anda tüm mevsimleri yaşatıyorsun bana. Ellerini tuttuğumda yaz, saçlarına dokunduğumda bahar. Beyazlığınla kışımsın, aşkımızı sulayan bereketli yağmurlarınla sonbahar… Seni seviyorum, çünkü sorgulamıyorsun yargılamıyorsun beni. Olduğum gibi kabul ediyorsun, hatalarımla zaaflarımla. Değiştirmek yerine anlamaya çalışıyorsun beni… Seni seviyorum, çünkü korkmadan açıyorum yüreğimin kapılarını sana. Biliyorum ki hoyrat davranmayacaksın, biliyorum ki kanatmayacaksın yüreğimi... Seni seviyorum, çünkü içimdeki yaramaz çocuğu ortaya çıkarmayı biliyorsun. Benimle çocuklaşıyorsun sen de. Hayatı bu kadar ciddiye alanlara inat oyunlar oynuyoruz birlikte, bıkmadan, usanmadan… Seni seviyorum, çünkü ben karanlıkta yolunu kaybetmiş, nereye gideceğini bilemeyen biriyken, ışığınla aydınlattın yolumu. Bana hayatı sundun ellerinle, aşkı armağan ettin. Geçmişe dair tüm acı izleri sildin… Aşkımın büyüklüğünü, sevdamın yüceliğini anlatmaya çalıştım sana. Bunca nedenden ve bunca sözden sonra seni ne kadar çok sevdiğimi anlatmayı başarabildim mi, bilmiyorum. Sözcüklerle tarif edilemeyecek kadar derin sana hissettiklerim. Bir de yüreğimdeki kuşların sesini dinle… Belki onlar daha iyi anlatır aşkımı. Biliyorum ki, sen olduğun sürece o kuşlar hiç terk etmeyecek yüreğimi… Sevgilim, ben seni yaşıyorum, seninle yaşıyorum. Çünkü… Seni Çok Seviyorum…(D) 221021
0 notes
Beni dünya üzerinde gerçek bağların olduğuna inandıran sendin yine bu dünyada gerçek bir bağ olmadığına inandıran da sen oldun. İlk defa biri bana bakarken bana duyduğu sevgiden ağlamıştı. O gözyaşlarını unut diyorsun şimdi, nasıl? Seni suçlamıyorum belki bir belki iki milyon hata yapmış üzmüşümdür seni. Tabi bunlarla birlikte en yakın arkadaşlarım dediklerin seni yüzüstü bıraktıklarında yanında ben vardım önüne siper olan bendim. Seni çok gece ağlattım. Yine o gözyaşlarını silmesini bildiğimde oldu. Bayramını ailesiyle geçirmek için herkes memleketine dönerken; sen büte yalnız başına kaldığın için senin yanına gelip bayram yapanda bendim gerçi ben de herkes gibi ailem dediğime gitmişim. Ben hasta iken başımda bekleyip bana baktın nasıl unuturum. Sen hasta olduğunda odana gelip gelip sana baktığım günleri sen nasıl unutursun. Yüreğimin içinin nasıl kıyıldığını nasıl unutursun. Aynı şehirde aynı gökyüzüne bakıyoruz diye mutlu olan bir abiyi nasıl silebilirsin. Beraber ezberlediğimiz şarkı sözlerini, aramızda anlamı olan söylemleri, geceleri yürünen yolları nasıl silebilirsin. Ben çok ahmak bir adam olabilirim seni haketmiyor da olabilirim çok üzmüşte olabilirim. Bir o kadar da mutlu etmişimdir bir o kadar hatanı affetmiş sana söylemeden çok şeyi göğüslemişimdir. Dönüp senden özür diledim sana yalvardım. Bazı şeylerin hiç mi hatrı yoktu. Yaptım ettim diye söylemiyorum içimi döküyorum. Senden başkasına verildi mi bu sevgi? Herhangi bir alanda hiç tercih konusu oldun mu ? Seni seçmediğim tek bir Allahın günü var mı? Sana en çok kızdığım, küstüğüm ve konuşmadığım günde bile yine en çok seni seviyordum. Sen beni hayatından çıkartmışsın şimdi birbirimizin hayatından çıktık diye iddia ediyorsun. Ben seni ne zaman çıkartmışım? Kardeşler boğaz boğaza gelebilir, gelebilirmiş ama yine birbirlerini bırakmazlarmış. Ben sana geldim de bulduğum bambaşka bir şeydi. Hiç mi endişe etmiyorsun? Belki bir daha bir gülüşünü daha göremem diye ödüm kopuyor. Biz söz vermedik mi? Ne olursa olsun demedik mi? Sahte miydi onca şey sence bunca iç sıkışması sahte mi? Hatırlıyor musun bir gün Safranbolu dönüşünde yürürken sana ne demiştim, “sen benim bu dünyada ki yalnızlığıma ortak oldun.Ben böyle bu yollarda yürüye yürüye derdini atan müziğe sığınan adam şimdi öyle güçlü hissediyorum ki sen yanımdasın iyi ki varsın sen varken bana bir şey olmaz.” Ben hatırlıyorum “yaa abii” deyip koluma girmiştin gözlerin yaşarmıştı yine sulugöz. Şimdi ben mi yalandım sen mi? Diyelim değildik o zaman neden bana kızıp bağırmak yerine gittin ne olursa olsun demiştik. O zaman her şey gelip geçici bir hissiyattan mı ibaretti. Benim en hassas noktama da dokunsan hatta bugün olduğu gibi beni silip atsan da sen benim en sevdiğimsin ben ilk gün ne dediysem ordayım. Artık biraz daha ağırbaşlı daha dikkatli belki. Ama değişmedim seni sevmekten bir an bile vazgeçmedim. Tek bir fotoğrafını, wp’de bir günaydın mesajını bile silemedim. Sesini duymak istedim seni çok özledim bana eski mesajları dinle dedin. Canın sağolsun senin arkanda bıraktığın için umrunda değil tabi ama bil isterim üzdüğüm kadar üzüldüm. Seni yitirmek cezaların en ağırı zaten. Kime anlatsam ne yapsam içimi rahatlatamıyorum. Tolstoy’a hastanede karısının öldüğünü söylüyorlar ve diyor ya ne yapacağımı bilemedim ve hemen eve koşup karıma anlatmak istedim bana ne yapacağımı söylemesini istedim. Özetimdir bu hikaye. Yarayı açan sensin, yoksun. Ben yine bu derdimi seni bulup anlatmak istiyorum. Şu an senden uzak durmamın tek sebebi varlığımın seni rahatsız etmesi. Bu ne kadar acı veriyor bilemezsin senin benden rahatsız olman.. Böyle günler de mi görecektik? Bugün tarih 27 aralık pazartesi covid teşhisi kondu bana. Bunu da geçerim gibi geliyor da senden geçebilceğimi düşünmüyorum. Ne bir daha beni senin gibi seven olur ne de ben birini seni sevdiğim gibi sevebilirim. Umarım yanılırım ama imkansız.
3 notes
·
View notes
Yürek parçalanırken nasıl bir ses çıkartır?
0 notes
bazen bir resim bazen bir şarkı
anlatır aslında bütün duyguyu
ve bazen sözsüzlüğün içinde
bulursun kendini
sadece müzik geçirsin istersin
içindeki hisleri
ve işte bu
kapat gözlerini
dinle sadece
yüreğimin sesini
hisset beni
sana olan o büyük özlemi.......
3 notes
·
View notes
Seni seviyorum, çünkü her sabah kalktığımda bir günü daha seninle geçirecek olmanın mutluluğunu yaşatıyorsun bana. Ben her güne seninle başlıyorum, seninle bitiriyorum… Seni seviyorum, çünkü seninle her gün hayatı yeniden keşfediyorum. Bana her gün keşfedilecek bir şey sunuyorsun mutlaka. Soluksuz keşif maceralarının yorulmaz kaşifi oluyorum… Seni seviyorum, çünkü beni dünyanın en mutlu insanı yapıyorsun. Mutluluğa yeniden ad versem, senin isminle anarım… Seni seviyorum, çünkü en güzel zamanlarımın sahibisin sen. Seninle geçirdiğim kısacık anlar bile unutulmaz oluyor. Bitmesin istiyorum. Ya yoksan? İşte o zaman akmaz oluyor dakikalar, bir işkenceye dönüşüyor zamana katlanmak… Seni seviyorum, çünkü bir ressamın çizebileceği en güzel tablosun sen. Renklerinle büyülüyorsun beni, hayran hayran bakıyorum sana. Ya da bir şairin yazabileceği en anlamlı şiir, sevdayı ve aşkı anlatan… Seni seviyorum, çünkü yıllardır sakladığım aşk sözcüklerini ortaya çıkardın. Kıymet bilmez yüreklerden sakındığım o sözcükleri şimdi korkmadan, gururla söyleyebiliyorum. Biliyorum ki bir tek sen hak ediyorsun onları… Seni seviyorum, çünkü aynı anda tüm mevsimleri yaşatıyorsun bana. Ellerini tuttuğumda yaz, saçlarına dokunduğumda bahar. Beyazlığınla kışımsın, aşkımızı sulayan bereketli yağmurlarınla sonbahar… Seni seviyorum, çünkü korkmadan açıyorum yüreğimin kapılarını sana. Biliyorum ki hoyrat davranmayacaksın, biliyorum ki kanatmayacaksın yüreğimi... Seni seviyorum, çünkü ben karanlıkta yolunu kaybetmiş, nereye gideceğini bilemeyen biriyken, ışığınla aydınlattın yolumu. Bana hayatı sundun ellerinle, aşkı armağan ettin. Geçmişe dair tüm acı izleri sildin… Seni seviyorum, çünkü ihanet yok aşkımızda, yalanlarla örülmüş sahte duygular yok. Birbirimizi kandırmadan, en çıplak halimizle yaşıyoruz bu aşkı. Zaten aşk dediğin böyle yaşanmalı… Seni seviyorum, çünkü beklentisiz sevmenin ne olduğunu biliyorsun.”Önce sen beni sev, ben seni daha sonra severim” demiyorsun. Açıyorsun yüreğini cesurca. Cesaretinle beni kendine hayran bırakıyorsun… Seni seviyorum, çünkü kıskanıyorsun beni. Öyle tadında, öyle kararında kıskanıyorsun ki bu çok hoşuma gidiyor. Ne aşırıya kaçarak sıkıyorsun beni, ne de hiç kıskanmayarak umursamaz görünüyorsun… Seni seviyorum, çünkü ne ağlarken gözyaşını, ne de gülerken kahkahanı saklıyorsun. Yüreğinin en derin yerlerinden gelen hüzünle ağlıyor, ağız dolusu gülebiliyorsun… Seni seviyorum, çünkü küçük şeylerden büyük mutluluklar doğabileceğinin farkındasın. Hayatını hep o büyük mutluluğu aramakla geçirmek yerine, küçük mutlulukları biriktirerek kocaman bir mutluluğun sahibi oluyorsun… Seni seviyorum, çünkü seninle sonsuza dek birlikte yaşayacakmışım gibi hissediyorum. Senin de beni sevmekten asla vazgeçmeyeceğini biliyorum. Her zaman, ama her zaman “iyi ki hayatımdasın” diyebiliyorum… Seni seviyorum, çünkü yıldızları getiriyorsun avucunda. Sarı, sıcak güneşi sunuyorsun bana. En coşkun denizlerin maviliğini getiriyorsun. Dalga dalga yayılıyorsun içime… Seni seviyorum, çünkü olur da bir gün, yaşadığımız bu kenti terk etmek zorunda kalırsak, gittiğimiz yerde de kendimize ait mutlu bir hayatımız olacağını biliyorum. Biz birlikte olduktan sonra dünyanın her yeri cennet… Aşkımın büyüklüğünü, sevdamın yüceliğini anlatmaya çalıştım sana. Bunca nedenden ve bunca sözden sonra seni ne kadar çok sevdiğimi anlatmayı başarabildim mi, bilmiyorum. Sözcüklerle tarif edilemeyecek kadar derin sana hissettiklerim. Bir de yüreğimdeki kuşların sesini dinle… Belki onlar daha iyi anlatır aşkımı. Biliyorum ki, sen olduğun sürece o kuşlar hiç terk etmeyecek yüreğimi… Sevgilim, ben seni yaşıyorum, seninle yaşıyorum. Çünkü… Seni Çok Seviyorum…
0 notes
Yüreğimin Sesini Dinle - Susanna Tamaro (kitap yorumu) Eğer #yüreğiningötürdüğüyeregit isimli kitabı okuduysanız, bu kitap devamı niteliğinde 📙📖 kitabın konusu torun. Kendisi ile ilgili yüzleşmeler yaşamaktadır, geçmişini, acılarını sorgular, kafasında oluşan sorularına cevap bulmaya çalışır 🤔yolculuğa çıkar, beklenmedik gelişmelerle hayatına yön vermeye çalışır 🖋️evine döndüğü zaman kendisi ile ilgili radikal kararlar verir🤔büyükannenin torunu için yazdığı mektupları bulabilecek midir? Yoğun duygular barındıran güzel bir kitap 😊okumayı düşünürseniz eğer mutlaka tavsiye ederim 😎📖🌼📙📚🖋️💔 #susannatamaro #yüreğiminsesinidinle #canyayınları #kitap1sevda #torun #büyükanne #italy #italya #italyaedebiyatı #yüzleşme #sorgulama #ev #yaşam #susannatamaro📖 #köpek #kitap #kitaplar #book #bookstagram #books #kitaptavsiyesi #kitappaylaşımı #neokudum #neokumalı #kitapokumak #okumaközgürlüktür #acı #hüzün #yolculuk https://www.instagram.com/p/CSXfUosCXYN/?utm_medium=tumblr
0 notes
Yaşamak Adına Güneş dağların ardında kalınca Bozuldu bütün yemiler Yer yüzünde, uzun soluklu bakışsız Ve arsız yüzsüz lanet! At hırsızına teslim duygular ve emek.. Çiçekteki dallar budanır meyve düşleminde, Yüreğimin kıyısına Soluk suluğa hüzün Buğulu bakışlar nefessiz ve sessiz Yarına yağmur ekmeye hazırlanıyor!... Acılar dağlar gibi büyürken Kirpik uçlarına tutunuyor gözyaşları. Az sonra küçük bir yel esintisi Dökecek, İçimdeki çağlayan nehirleri gözlerimden... Sus dinle... İçindeki can kırıklığının sesini Duygular çığlık çığlığa Cam kırıkları nasıl kanatırsa Dokunduğunda elini İçimdeki can kırıklığı öylesine kanatıyor Ağzıma sığmayan dilimi... Sus icitmeden dinle, Dilimdeki sessizliği.! Sonra usulca dokun derinlerime Sarıp sarmala, acıyan yanlarımı Ki bir umudum karlın yarınlara yaşamak adına............. Abdullah Oral.. https://www.instagram.com/p/CN61UvJMNOe/?igshid=12ioy6ou1muez
0 notes
-SÜRÜP GELEN ÇAĞLARDAN-
Yeryüzü bana mescit kılındı
Ant verdim toprak şahit tutuldu
Her sabah her öğle her akşam
İkindiyle yıkanarak yatsıyla donanarak
Sularla polatlanan benim.
Geldim durdum önünde işte bir anıt gibi
Sıyırarak sırtımdan bir yılan giysisini.
Evet bir hançer ağacı gibi büyüyor içimde acı
Dağlardan bir dağ gibi kabaran yüreğimde.
Kargaların sırtlanlarla anlaştığı bir günde
Bir yabancı fırtınaya tutulan yapraklarım
Kudüste Mescid-i Aksada
Belki bir batı karanlığında Topkapıda
Yangına uğramışsa
Duymaz olmuşsa kulaklarım göklerin muştu sesini
Elbet kıracağım bir gün bu ihanet kelepçesini
Çün defterler açılıp hesaplar soruldukta
Yetimin hakkı soruldukta yoksulun hakkı soruldukta
Milletim omuz omuza verip
Kıyama duruldukta.
Gündüzler nasıl beklerse gecenin bitmesini
Sabırla söküyorum bu tarih gecesini.
Yüreğim usul usul vuruyor Kafkasyalım
Namludan yeni çıkmış sıcacık kurşun gibi
Dağlılar dağlar gibi ormanlar ordu gibi ağaçlar
asker gibi
Bir şimal rüzgarı değil bir Şamil fırtınası
Tutsaklık haritası değil bir zafer coğrafyası
Can pazarında Azerbaycan’da
Bir türkü işliyor nakışını kalbimin üstüne
“Kurdan olam ayına ayına yıldızına”
Bir ucundan dünyanın öbür ucuna
Kan olup dolaşan damarlarımda
Arabistanda Pakistanda Türkistanda
Şu anda
İranda
Afganistanda.
Gecelerden bir gece en kesin bir tarih gecesini
Delecek elbet yangına uğramış gözlerim
İçimde kayalaşan bu bu savaş birikintisi
Sağdan sola kavisler çizerek
Ak bir kağıt üstünde dolaşır gibi
Dolaşan Asyayı Afrikayı Amerikayı
Sonra bir solukta geçerek üstünden Avrupanın
Avrupanın Rusyanın.
“Yememiştir hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlısını”
diyerek
Şafak gibi alınlara terle yazılmış
Hakkın mutlak ölçüsünü
Elbet benim işçilerim çekecek
Emeğin kutsal direğine.
O ışık ki düşer bir zenci yüreğine
Birden aydınlık kazanır zulma uğramış bütün yürekler
Onulmaz hint ağrısına tükenmez çin sancısına
İsyanın macarcasına ezilmenin çekoslavakcasına
Yanmanın polonyacasına direnmenin vietnamcasına
Gerillanın arapçasına
Yetişecek elbet benim müjdeci sesim.
Ey insan ey şimdilerde hep bir beklemeye duran
Duy zaman içre sürüp gelen bu sesi
Sürüp gelen çağlardan çağlara
Renk veren tarihe yeşil çağlayan
Savaşçı yüreğinden savaşçı yüreğine
Cezayirden Senegalden
Yüreğimin içine Boğaziçine
Kelimelerden bir kelime diken yeryüzüne.
Dünyanın kalbini dinle geliyor adım adım
Dallar meyvaya dursun toprak tohuma dursun
İnsan barışa dursun selama dursun zaman
Sabır savaş zafer. Adım: MÜSLÜMAN.
-Erdem BAYAZIT
(Ankara, 1975)
2 notes
·
View notes
Susanna Tamaro - Yüreğimin Sesini Dinle 15 Adet Kitap Alıntıları
Susanna Tamaro – Yüreğimin Sesini Dinle 15 Adet Kitap Alıntıları
“Gecenin ağırlığı, yanıtı olmayan soruların ağırlığıdır.”
Susanna Tamaro – Yüreğimin Sesini Dinle
“Gerçekten özgür olmak insanın sahip olduğu en büyük zenginliktir.”
Susanna Tamaro – Yüreğimin Sesini Dinle
“Ben hüzünlü masalları severdim.”
Susanna Tamaro – Yüreğimin Sesini Dinle
“Düşünceler geceleri büyüdükçe büyürler…”
Susanna Tamaro – Yüreğimin Sesini Dinle
“Neyse ki ölüm…
View On WordPress
0 notes
Yüreğimin Sesini Dinle – Susanna Tamaro ücretsiz e-kitap indir
0 notes
Ne çok isterdim ellerin buluşsun ellerimle…
Yanağın yanağıma değerken ne isterdim bir bilsen nefesini
nefesim de. Göğsüne uzanıp çektiğim tüm acılara elvada demeyi
ne çok isterdim bilmiyorsun. Gözlerinle temizle ne isterdim tüm
bedenimdeki kiri, pası. Tenime değen ne kadar yabancı el varsa
“sen sadece benimsin!” diyerek çekip almanı ne isterdim oysa ki.
Nefesim, sesim, gözüm, kulağım ol isterdim…
Sesinle şenlensin evim varlığınla can bulsun bedenim isterdim.
Yüreğim avucunda ona gözün gibi bak isterdim. Boynunda hayat
bulmak, dudaklarınla buluşmak ne çok isterdim bilmiyorsun.
Kokun her geceye armağan her sabaha yeniden başlamaya sebep
olsun isterdim. Sana sarılmak, sarılıp ağrılarımı dindirmek ne
çok isterdim. Yüzün avuçlarımda bütün çizgilerini ezberlemek,
dizlerine yatıp ellerin saçlarım da dolaşsın isterdim. Uyumak kokunda,
uyumak yanında ne çok isterdim hiç bilmiyorsun.
Ben tüm bunlara rağmen senin sadece acılarınla beslendim, büyüdüm
kocaman dağ taş oldum. Dokunamadan sana yüzüne bakamadan
varlığınla anlamlandım nefes aldım.
Seni sevdim, bekledim.
Bir avcının avını beklediği gibi, bir annenin evladını beklediği gibi,
yaratanın kuluna gösterdiği sabır kadar çok büyük bekledim.
Gözyaşlarımdan hiç vazgeçmeden her gece seninle yatıp her sabah
sana uyandım. Durdum düşündüm, nefes aldım sık sık verdim, yedim
içtim, güldüm ağladım, başkasına sarıldım kandım sen diye de yine
hepsinin sonunda sana çıktım. Bir bakışına yıkıldı tüm duvarlarım,
bir göz süzüşüne eridi tüm zincirlerim. Yeniden yaptım yeniden yıkıldım
yeniden eridim…
Yoruldum oysa ki bilmiyorsun..
Uçsuz bucaksız, sonsuzluk gibi ömrüme ihanet eder gibi seni sevmekten.
Kendi mezarını kazar gibi gökyüzüne küsüp nefesimi keser gibi seni
beklemekten yoruldum. Sen diye başkasına kanmaktan ellerinin yokluğunu
başka ellerde aramaktan, kokunu kimde bulurum telaşıyla koşmaktan çok
yoruldum.Dizlerim tutmuyor soluğum kesildi..
Artık istesende yakamazsın canımı. İstesen de artık bulamazsın beni.
Uzanmaz artık ellerin ellerime gözlerin ulaşamaz gözlerime. Artık ne kadar
yansam da yüreğimin sesini kıstım ben. Yüksek sesli zamanlarımdan sana kocaman
bir aşk bıraktım. Bir gün olur da merak edersin diye senin vicdanına yolladım
ara ve bul onu. Avaz avaz bağırmak istediğim ne varsa yüksek sesli günlerimden
kendini dinle.
Ben artık yüreğimin sesini epey bir kıstım.
Çünkü gökkuşağının renginden kovulan siyah kadar yalnızım artık…
B.S ✍🏻
0 notes
Seni seviyorum, çünkü her sabah kalktığımda bir günü daha seninle geçirecek olmanın mutluluğunu yaşatıyorsun bana. Ben her güne seninle başlıyorum, seninle bitiriyorum… Seni seviyorum, çünkü seninle her gün hayatı yeniden keşfediyorum. Bana her gün keşfedilecek bir şey sunuyorsun mutlaka. Soluksuz keşif maceralarının yorulmaz kaşifi oluyorum… Seni seviyorum, çünkü beni dünyanın en mutlu insanı yapıyorsun. Mutluluğa yeniden ad versem, senin isminle anarım… Seni seviyorum, çünkü en güzel zamanlarımın sahibisin sen. Seninle geçirdiğim kısacık anlar bile unutulmaz oluyor. Bitmesin istiyorum. Ya yoksan? İşte o zaman akmaz oluyor dakikalar, bir işkenceye dönüşüyor zamana katlanmak… Seni seviyorum, çünkü bir ressamın çizebileceği en güzel tablosun sen. Renklerinle büyülüyorsun beni, hayran hayran bakıyorum sana. Ya da bir şairin yazabileceği en anlamlı şiir, sevdayı ve aşkı anlatan… Seni seviyorum, çünkü yıllardır sakladığım aşk sözcüklerini ortaya çıkardın. Kıymet bilmez yüreklerden sakındığım o sözcükleri şimdi korkmadan, gururla söyleyebiliyorum. Biliyorum ki bir tek sen hak ediyorsun onları… Seni seviyorum, çünkü aynı anda tüm mevsimleri yaşatıyorsun bana. Ellerini tuttuğumda yaz, saçlarına dokunduğumda bahar. Beyazlığınla kışımsın, aşkımızı sulayan bereketli yağmurlarınla sonbahar… Seni seviyorum, çünkü sorgulamıyorsun yargılamıyorsun beni. Olduğum gibi kabul ediyorsun, hatalarımla zaaflarımla. Değiştirmek yerine anlamaya çalışıyorsun beni… Seni seviyorum, çünkü korkmadan açıyorum yüreğimin kapılarını sana. Biliyorum ki hoyrat davranmayacaksın, biliyorum ki kanatmayacaksın yüreğimi... Seni seviyorum, çünkü içimdeki yaramaz çocuğu ortaya çıkarmayı biliyorsun. Benimle çocuklaşıyorsun sen de. Hayatı bu kadar ciddiye alanlara inat oyunlar oynuyoruz birlikte, bıkmadan, usanmadan… Seni seviyorum, çünkü ben karanlıkta yolunu kaybetmiş, nereye gideceğini bilemeyen biriyken, ışığınla aydınlattın yolumu. Bana hayatı sundun ellerinle, aşkı armağan ettin. Geçmişe dair tüm acı izleri sildin… Seni seviyorum, çünkü ihanet yok aşkımızda, yalanlarla örülmüş sahte duygular yok. Birbirimizi kandırmadan, en çıplak halimizle yaşıyoruz bu aşkı. Zaten aşk dediğin böyle yaşanmalı… Seni seviyorum, çünkü beklentisiz sevmenin ne olduğunu biliyorsun.”Önce sen beni sev, ben seni daha sonra severim” demiyorsun. Açıyorsun yüreğini cesurca. Cesaretinle beni kendine hayran bırakıyorsun… Seni seviyorum, çünkü doğadaki her canlıya sevgiyle bakabiliyorsun, üşümüş bir sokak kedisi gördüğünde içinin acıdığını biliyorum. Her canlıya yardımcı olabilmek için çırpınıyorsun… Seni seviyorum, çünkü ne ağlarken gözyaşını, ne de gülerken kahkahanı saklıyorsun. Yüreğinin en derin yerlerinden gelen hüzünle ağlıyor, ağız dolusu gülebiliyorsun… Seni seviyorum, çünkü benimle yağmurda yürüyorsun. Bu eşsiz romantizme ortak oluyorsun. Yağmur seni sırılsıklam etse bile o an benimle birlikte olduğun için tanrıya bir kez daha şükrediyorsun… Seni seviyorum, çünkü küçük şeylerden büyük mutluluklar doğabileceğinin farkındasın. Hayatını hep o büyük mutluluğu aramakla geçirmek yerine, küçük mutlulukları biriktirerek kocaman bir mutluluğun sahibi oluyorsun… Seni seviyorum, çünkü seninle sonsuza dek birlikte yaşayacakmışım gibi hissediyorum. Senin de beni sevmekten asla vazgeçmeyeceğini biliyorum. Her zaman, ama her zaman “iyi ki hayatımdasın” diyebiliyorum… Seni seviyorum, çünkü yıldızları getiriyorsun avucunda. Sarı, sıcak güneşi sunuyorsun bana. En coşkun denizlerin maviliğini getiriyorsun. Dalga dalga yayılıyorsun içime… Seni seviyorum, çünkü olur da bir gün, yaşadığımız bu kenti terk etmek zorunda kalırsak, gittiğimiz yerde de kendimize ait mutlu bir hayatımız olacağını biliyorum. Biz birlikte olduktan sonra dünyanın her yeri cennet… Aşkımın büyüklüğünü, sevdamın yüceliğini anlatmaya çalıştım sana. Bunca nedenden ve bunca sözden sonra seni ne kadar çok sevdiğimi anlatmayı başarabildim mi, bilmiyorum. Sözcüklerle tarif edilemeyecek kadar derin sana hissettiklerim. Bir de yüreğimdeki kuşların sesini dinle… Belki onlar daha iyi anlatır aşkımı. Biliyorum ki, sen olduğun sürece o kuşlar hiç terk etmeyecek yüreğimi… Sevgilim, ben seni yaşıyorum, seninle yaşıyorum. Çünkü… Seni Çok Seviyorum…
0 notes
Yaşamak Adına Ve bozuldu bütün yeniler Uzun soluklu bakışsız Ve arsız yüzsüz lanet! At hırsızına teslim yorganımdaki bitler.. Çiçekteki dallar meyve düşleminde Yüreğimin kıyısına Sokuldu hüzün Buğulu bakışlar Yarına yağmur ekmeye hazırlanıyor!... Kirpik uçlarına tutunuyor yine gözyaşlarım. Küçük bir yel esintisi Dökecek İçimdeki çağlayan nehirleri gözlerimden... Sus dinle... İçimdeki can kırıklığının sesini Duygular çığlık çığlığa Cam kırıkları nasıl kanatırsa Dokunduğunda elini içimdeki can kırıklığı öylesine kanatıyor Ağzıma sığmayan dilimi... Sus dinle İncitmeden İcitmeden sessizliği Usulca dokun Derinliklerime Sarıp sarmala Acıyan yanlarımı Ki bir umudum karsın yarınlara yaşamak adına............. Abdullah Oral
0 notes