1957 yılında İstanbul Tıp Öğrenim Alanından mezun olup uzmanlık yapmak üzere ABD’ye giden hekim Ömer Musluoğlu görev yaptığı hastahanede başından geçen çok ilginç bir olayı şöyle anlatıyor:
(more…)
Çanakkale Deniz Müzesi, Türkiye'nin Çanakkale ilinde yer alan ve Birinci Dünya Savaşı'nın en önemli savaş meydanlarından biri olan Çanakkale Boğazı'nın eşsiz manzarasına sahip olan bir müzedir. Bu müze, Türk denizciliği ve Çanakkale Savaşları ile ilgili zengin bir tarih ve kültür mirasını korumak, sergilemek ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla 2018 yılında ziyarete açılmıştır.
Mersin Deniz Müzesi hakkında bilgi almak için tıklayın.
Read the full article
Son aylarda elime geçen çok değerli yayınlar var sevgili okur. Bu dergileri böyle ara ara bloga da yazıyorum. Arşivciler ve konunun meraklıları için ufak bir Google araması yapıldığında My Resort’ün ilk sıralarda çıkıyor olması oldukça keyif verici.
Takip ettiğim süreli yayınlardan en güzeli olan History Of War Dergisi’nin 6 no.lu Mart-Nisan-Mayıs 2023 sayısı Özel Koleksiyon Sayısı başlığıyla…
İTİLAF devletlerinin Çanakkale Savaşı’ndan önce coğrafi konumu nedeniyle lojistik merkez olarak seçtikleri ve savaş hazırlıklarını yaptıkları Ege’deki Limni (Limnos) Adası yaklaşık 100 yıldır bilinmeyen bir sır gizliyor.
Çanakkale Savaşı sırasında hayatını kaybeden 56 Türk askeri Limni’de yatıyor. Türk askerleri için bir anıt da dikilmiş. Limni Adası’nda Çanakkale Savaşı’nda ölenler için 3 ayrı mezarlık bulunuyor. İlki 1’inci Dünya Savaşı’nın sonunda Osmanlı ile İtilaf Devletleri arasında mütarekenin imzalandığı (5 Ekim 1918) Mondros Limanı’nda.
“Mondros İttifak Mezarlığı”nda 148 Avustralyalı ve 76 Yeni Zellandalı asker yatıyor. Winston Churcill’in karargâhını kurduğu ve 2 ay kaldığı adanın Portianu sahil köyünde ise Çanakkale Savaşı’nda hayatlarını kaybedenler için iki ayrı mezarlık var.
İlki 352 müttefik kuvvetler askerinin yattığı mezarlık, ikincisi de Müslüman mezarlığı. İngiliz Ulusal Topluluğu Savaş Mezarlıkları Komisyonu’nca (CWGC) yapılan Müslüman mezarlığında granitten bir anıt da dikili. Anıtın üzerinde üç levha var. Biri Arapça harfler ile yazılı. Ada’nın kuzeyine bakan ikinci levhada İngilizce “170 Mısırlı asker bu noktaya yakın yerde gömülüdür”, güneye bakan üçüncü levhada ise yine İngilizce “56 Türk askeri bu noktaya yakın yerde gömülüdür” yazıyor.
Bir tarafı denize bakan mezarlığın etrafı kısa bir duvar ve küçük taşlarla çevrili. Burada yatan Türk askerlerinin kimlikleri bilinmiyor. Türk askerlerinin Çanakkale Savaşı sırasında esir düşerek Ada’ya getirildikleri ve 1917-1919 yılları arasında öldükleri tahmin ediliyor.
YERİNİ BÜYÜKELÇİ KEŞFETTİ
Limni’de Türk askerlerinin yattığı mezarlığı, yaklaşık 100 yıl sonra adayı ziyaret eden ilk Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Kerim Uras tespit etti.
Mondros Antlaşması’nı Agamemnon adlı Yunan zırhlı gemisinde imzalayan Hüseyin Rauf Orbay’dan sonra Ada’yı ziyaret eden ilk Türk diplomatı olan Uras, yerel yetkililerin, “Burada sizin askerler de gömülü” demesi üzerine mezarlığı görmek istedi.
Büyükelçi Uras, Ada’nın devlet ve yerel yetkilileri ile temaslarında “Türk askerlerinin yattıkları mezarlığın elden geçirilmesi, kimliklerin tespit edilmesi ve mezarlığın şehitlik statüsüne dönüştürülmesi” talebini iletti. Edinilen bilgilere göre, TC Atina Büyükelçiliği Askeri Ataşeliği vasıtasıyla, Limni’de yatan Türk askerleri ile ilgili Genelkurmay arşivlerinde inceleme başlatıldı. Milli Savunma Bakanlığı sitesinde “Yurtdışı şehitliklerimiz” bölümünde, Yunanistan için Pire şehri yanı sıra, Rodos ve Korfu (Kerkira) adalarındaki Türk şehitlikleri ile Sakız (Hios) Adası’ndaki Kara Ali Şehitliği hakkında bilgiler yer alıyor.
Gelibolu yarımadası, Çanakkale şehitliklerini lütfen gidip görün. Bize ait o kadar çok şehitlik var ki hepsini ziyaret etmek nasip olmadı. Ve diğer ülkelerinde var. Yaşanılan savaşı yerinde görmek duyulan gurur heyecan gözyaşlarınıza eşlik ediyor. RABBİM orada yatan şehitlerimizi Nur içinde uyutsun.
Bazı kahramanların adı sık sık anılır, bazıları'nın ki ise; tarihe gömülü kalır.
1883 yılında İstanbul'un Eyüp semtinde dünyaya gelen Halit Paşa, 1908'de Kara Harp Okulu'ndan mezun olmuş.
Yemen'den hemen sonra sırasıyla Trablusgarp ve Balkan savaşlarına katılmış, kahramanlıklarıyla adından söz ettirmiş.
Başarılarının üzerine 1. Dünya Savaşı sırasında Kafkasya Cephesi’nde Dersim (Tunceli ) 'de görev almış.
Mondros Mütarekesi'nin ardından ordu terhis olunca Kazım Karabekir ile birlikte hareket etmiş, Milli Mücadele süresince Kars ve Ardahan'ı geri almış.
Soyadı Kanunu'nun çıkmasıyla birlikte Soyadı'nı 'Karsıalan' seçmesinin sebebi buymuş.
Doğu Cephesi'nin ardından Batı Cephesi'ne geçen Halit Paşa, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz'da da başarısından söz ettirmiş.
Savaşların ardından II. Büyük Millet Meclisi'ne Ardahan Milletvekili olarak girmiş.
“Doğudan o kadar ganimet getirdim, ne yaptınız?”
Mecliste işlenen ilk cinayetin kurbanı olan Deli Halit Paşa, katledilmeden hemen önce gazilerle ilgili kanun üzerine çalışmış.
Gazilere mali kaynak aktarılmasını istemiş, kaynak olmadığını savunanlara da ;
“Doğudan o kadar ganimet getirdim, ne yaptınız?”
cevabını vermiş.
Birçok savaşta askerleri komuta etmiş, 13 yara almış ama buna rağmen yıkılmamış.
Ancak mecliste bir kurşuna yenik düşerek hayatını kaybetmiş.
Deli Halit Paşa'nın asıl tepkisi yöneticilerin bulaştığı yolsuzluklarmış.
Bu nedenle milletvekilleriyle birçok kez büyük tartışmalar yapmış.
Ölümü ise nefs-i müdafaa olarak nitelendirilmiş.
Tartışma büyümüş, Kılıç Ali Bey'in üzerine yürüyen Deli Halit Paşa'ya Kılıç Ali Bey'i savunmak isteyen Rize Milletvekili Rauf Bey ateş etmiş.
O dönemde dokunulmazlık olmadığı için Kılıç Ali Bey 'nefs-i müdafaa' ifadesini savcılığa vermiş.
Sözü edilen kanunun istediği gibi çıkmaması üzerine Deli Halit Paşa, meclis koridorunda birkaç milletvekiliyle tartışmış.
Tartıştığı milletvekilleri arasında; Afyon Milletvekili Ali Bey, Kozan Milletvekili Ali Saip Bey, Gaziantep Milletvekili Kılıç Ali Bey, Cebeliberet Milletvekili Hüseyin Avni Bey ve Elazığ Milletvekili Hüseyin Bey varmış.
Savaşlarda yaptığı fedakarlıklara rağmen onun tedavisi için hiçbir önem gösterilmemiş ve mecliste birleştirilen masalarda tedavi edilmeye çalışılmış.
Meclis revirinde beş gün boyunca tedavisi süren Deli Halit Paşa, 14 Şubat 1925'te vefat etmiş.
Yaralıyken olmasa da ölünce hastaneye götürülmüş ve zatürre sonucu vefat edildiği tespit edilmiş.
Böylelikle Deli Halit Paşa'nın ismi tarihe gömülmüş, şaibeli bir ölümle bu dünyadan ayrılmış.
kimse Çanakkale savaşı kazanıldıysa Abdülhamid han sayesinde oldu demez. çünkü putları yıkılır. kendisi Çanakkale’yi ön gördüğü için sayısız mevzi kazdırdı, deniz altılara karşı mayın döşetti ve geçilemez dendi. Stratejik yerlere toplar yerleştirdi, orduyu harbe hazır etti.
Acaba Türkiye’de gelincik ne anlama geliyor? Neyin simgesidir?
Türkiye’de en güzel gelincik, en parlak, en kırmızı gelincik nerede büyür?
Çanakkale’de…
Çanakkale Savaşı, Türkiye’nin kaderini değiştiren, var olma savaşıdır. Metrekareye 6 bin merminin düştüğü 250 bin şehidin ve binlerce yaralının olduğu bir savaştır, Çanakkale’de ölen insanların kanlarıyla sulanmış gelincikler, narin, nazlı, hüzünlü gelincikler…
Kan Çiçekleri der Gelibolulular gelinciğe. Bahar gelmeye görsün, her yanı kırmızılar basar buralarda. Gelibolulular çok sever gelincikleri. Çünkü derler ki, "Açan her bir gelincik, kan çiçeğidir. Şehit askerlerimizin her biri gelincik olmuş, sert rüzgârlara direnir de gitmez toprağından.
Topraklar kana bulanmış gül bitermi hiç, biten kan çiçekleri..
Anafartalar Grubu Komutanı Kurmay Albay Mustafa Kemal Bey 9 10 Ağustos 1915 gece taarruzuyla düşmanın karşısına süngüyle çıktı ve onları darmadağın etti Çanakkale Savaşı nın en önemli kara çarpışması olan ve Atatürk'ün komutasında kazanılan Anafartalar Zaferinin 108. yıl dönümü kutlu olsun Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının Anafartalar Muharebe şehitlerimizin ve tüm şehitlerimizin mekânları Cennet ruhları şâd olsun.Âmin.
Çanakkale'de bir üniversite gömdük biz..
Dünya tarihinin en kahraman ve kanlı muharebelerine sahne olan Çanakkale Savaşları'nda, yeni kurulmakta olan birliklerin subay ihtiyacı İstanbul'daki üniversite ile Anadolu'daki liselerden karşılandı. Seferberlik başlangıcında ilk silah altına alınanların üniversite ve medrese öğrencileri olması nedeniyle, Çanakkale Savaşı için "Subaylar Savaşı" da denildi.
Çanakkale Savaşı'nda 100 binden fazla okumuş ve aydın insan kaybedildi, bu kaybın olumsuz etkileri Türk İstiklal Harbi'nde ve Cumhuriyet Türkiye'sinde görüldü. Mustafa Kemal Atatürk bu kaybı şöyle ifade etmiştir: 'Biz Çanakkale'de bir dar-ül fünün (üniversite) gömdük'
Savaşta yüz binden fazla okumuş ve aydın Türk kaybedildi. Atatürk, bu durumu "Biz, Çanakkale’de bir Dar-ülfünun (Üniversite) gömdük" diye anlatmıştır. Atatürk, ayrıca Çanakkale'yi şeyle özetlemiştir: Balkan harbinde alnımıza sürülen lekeyi Çanakkale’de temizleyebildik...
Galatasaray'dan 5 mezun
1912’de 60 mezun veren Galatasaray Lisesi, 1915 yılında 18, 1916’da 4 ve 1917’de 5 öğrencisini mezun edebildi. Çanakkale’ye gönüllü olarak gitmek üzere başvuran İstanbul Lisesi öğrencileri, 13 Mayıs 1915’te Arıburnu’na sevk edilen ikinci tümene katıldılar. Lise öğrencilerinin kolunda sarı kurdele bağlıydı. 19 Mayıs Taarruzu’nda, “hedef olmamaları” için bu kurdeleleri çıkarmaları emredilmişti onlara... Ama sadece İstanbul Lisesi bu taarruzda 50 öğrencisini kaybetti.
Yoklama: Şehit
Bu haber duyulunca okuldaki öğrenciler, okulun kapılarını ve pervazlarını siyaha boyadılar ve Çanakkale Zaferi'nden sonra okulda yapılan yoklamada şehitlerin ismi okunduğunda “Şehit... Cennet-i Âlâ’da!” diye bağırdılar. Vefa Lisesi ve Çapa Erkek Öğretmen Okulu da bu yıllarda Çanakkale Savaşı’na katılan ve şehit düşen öğrencileri nedeniyle mezun verememişti. 1916-1917 öğretim yılında Balıkesir Lisesi, Çanakkale Savaşları’nda 94 şehit verdi. Balıkesir Erkek Muallim Mektebi’nden de büyük miktarda öğrenci harbe dâhil oldu ve bu okul, 1914-1918 yılları arasında yalnızca 2 mezun verebildi. Balıkesir’de yayınlanan Karesi Gazetesi’nin o günlerde verdiği bir habere göre, babaları Balkan Savaşı’nda şehit düşen ve Edirne Lisesi’nden Balıkesir Lisesi’ne yatılı olarak nakledilen 25 izci öğrencinin tamamı gönüllü olarak Çanakkale’ye gitmiş ve orada şehit olmuştu.
Sivas mezun veremedi
17 yaşındaki öğrencilerini cepheye gönderen Sivas Lisesi’nde öğrenciler okuldan ayrılırken, hocalarına hitaben tahtalara; “Hocam biz Çanakkale’ye gidiyoruz. Hakkınızı helal edin.” diye yazdılar. Savaşa giden öğrencilerin geri dönmemesi nedeniyle 1915’te Sivas Lisesi’nde hiç mezun verilmedi. Edirne Lisesi’nin öğretmen ve öğrencileri de harbe katılmıştı, onlar da geri dönemedi.
1911’de 64 öğrencisini mezun eden Kastamonu Abdurrahman Paşa Lisesi 1916- 1917’de cepheye gidenler nedeniyle hiç mezun veremedi. Trabzon, Erzurum ve Konya Gazi liselerinde de durum bundan farksızdı.
Bu savaş “Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı” türküsündeki gibi ülkeye “gençliğim eyvah” dedirtti ama o öğrencilerin cesaret aşılayan mücadelesi hem Çanakkale’den zaferle dönenlerin hem de sonraki kuşakların vatanı müdafaa kararlılığını artırdı.
100 binden fazla aydını kaybettik
- Çanakkale muharebelerine Türkler 310 bin, İngilizler 460 bin (yabancı kaynaklara göre 410 bin), Fransızlar 79 bin kişilik kuvvetlerle katıldı.
- Bu muharebelerde İtilaf kuvvetleri, Türk kaynaklarına göre toplam 180 bin (İngilizler 155 bin, Fransızlar 25 bin), yabancı kaynaklara göre de toplam 252 bin (İngilizler 205 bin, Fransızlar 47 bin) zayiat verdi. Türkler ise kara muharebelerinde 57.084, deniz muharebelerinde 179, toplam 57.263'ü şehit, geri kalanı yaralı, esir ve kayıp olmak üzere 211 bin kayıp verdi.
- İstanbul’un elden çıkma korkusu silindi.
- 18 Mart Deniz Zaferi, Gelibolu Yarımadası’nda cereyan eden kara muharebelerinde, Türk askeri için büyük bir moral kaynağı oldu.
- Çanakkale Zaferinin Türk ulusuna en büyük armağanı, Mustafa Kemal Atatürk’ü ve onun askerî dehasını ortaya çıkardı.
- İtilaf devletlerinin planı boşa çıktı, savaşın en az iki yıl daha uzamasına neden oldu.
Çanakkale savaşlarında 100 binden fazla okumuş ve aydın Türk kaybedildi, bu kaybın olumsuz etkileri Türk İstiklal Harbi’nde ve Cumhuriyet Türkiyesi’nde görüldü. Mustafa Kemal Atatürk bu durumu şöyle ifade etmiştir: "Biz Çanakkale’de bir Dar-ülfünun (Üniversite) gömdük."
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk ordusunun 26 Ağustos'ta başlayıp 30 Ağustos'ta zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, dünyanın gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçti.
Türk tarihinin en önemli dönüm noktası olan 30 Ağustos tarihi, siyasi ve sosyal sonuçları itibariyle de tarihe yön vermiş, emperyalistlere karşı istiklal savaşı yürüten birçok mazlum halka ilham ve umut kaynağı olmuştur.
✊🏻30 AĞUSTOS'DA KESİN TÜRK ZAFERİ İÇİN CANLARI PAHASINA SAVAŞAN BAŞTA ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK OLMAK ÜZERE BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZİ VE KADINLARIMIZI MİNNETLE ANIYORUM ZAFERİMİZİN 101.YILI KUTLU OLSUN♾️