1957 yılında İstanbul Tıp Öğrenim Alanından mezun olup uzmanlık yapmak üzere ABD’ye giden hekim Ömer Musluoğlu görev yaptığı hastahanede başından geçen çok ilginç bir olayı şöyle anlatıyor:
(more…)
Bu zaferi bize armağan eden başta Mustafa Kemal ve tüm silah arkadaşlarına sonsuz şükranlarımızla 18 Mart Çanakkale zaferi kutlu olsun 🇹🇷 Atak Transfer Hizmetleri Ulaşımın Kısayolu 0546 123 2825 #atak #ataktransfer #ulasiminkisayolu #18mart #18martçanakkalezaferi #canakkalegecilmez #canakkalezaferi #mustafakemalatatürk #şehit #sehitlik #şehitlerölmez #gallipoli #gelibolu #anzak #izmirtransfer #canakkaletransfer #havaalanıtransfer #havalimanıtransfer #otogartransfer #ucuztaksi #korsantaksi #cesmeotelleri #cesmetransfer #alacatitransfer #urlatransfer (Çanakkale Şehitliği) https://www.instagram.com/p/Cp7By0kjAGz/?igshid=NGJjMDIxMWI=
Yeni Zelanda Anıtı ve Mezarlığı / Çanakkale Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934 yılında Anzak annelerine hitaben yazdığı mektup... "Uzak memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar; burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; göz yaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır." In 1934 Atatürk wrote a tribute to the ANZACs killed at Gallipoli... "Those heroes that shed their blood and lost their lives... You are now lying in the soil of a friendly country. Therefore rest in peace. There is no difference between the Johnnies and the Mehmets to us where they lie side by side now here in this country of ours... you, the mothers, who sent their sons from faraway countries wipe away your tears; your sons are now lying in our bosom and are in peace. After having lost their lives on this land. They have become our sons as well." #YeniZelandaAnıtıveMezarlığı #çanakkale #ataturk #mustafakemalatatürk #çanakkalegeçilmez #canakkalezaferi #çanakkaleboğazı #canakkalesehitleri #corporalseyit #kilitbahircastle #57thinfantryregiment #fortertugrul #gallipoli #anzak #anzac #anzacday #traveligram #travelphotography #travelholic #travelblog #travelblogger #picstagram #traveltheworld #travellers #designedbyerdal #photobyerdal #videobyerdal #erdalskitchen #sharkdiver #InstaGood (Çanakkale Şehitlik Anıtları) https://www.instagram.com/p/CfupPrJq0ld/?igshid=NGJjMDIxMWI=
Rahmetli Neşat Ertaş konserinden birinde ‘’Hey onbeşli , onbeşli’’ türküsünü söylemeye başlayınca seyirciler coşar ve elleriyle ritm tutmaya başlar. Türküyü muazzam söyleyen üstad olunca...
Birden ayağa kalktı;
Durun ! diye kesti türküyü.
Ne yapıyorsunuz?
Salon şaşkındır. İçeride sessizlik hakim. Ne olduğunu anlamayan seyirci birbirine bakar.
Ayakta bir eli yüreğinde üstadın. Titreyen sesi söze girmesine engel olur bir ara. Sonunda mütevazi tonu yankılanır salonda.
Bu oyun havası değil dostlar, ağıttır, ağıt.
Yıl 1915. 18 yaşına gelen gençlerin askere gittiği zamanlar. Ancak vatan öyle güç durumda ki , yeni bir kanun çıkıyor. Gücü kuvveti yerinde ve gönüllü olan çocuk yaştaki gençler de İstiklal Mücadelesine katılabilecekti.
Tokatlı Halil bu genç yüreklerden birisi idi. Yanına bir sürü 14-15 yaşında çocuklar da ona emanet. Bir daha kavuşamayacaklarını bildikleri halde kına yakıp gönderiyor anaları.
Halil , Çanakkale’de çarpışırken anası Rum çeteleri tarafından öldürülür, ay parçası gibi güzel sözlüsü de kaçırılır. Türkünün aslıda budur ya..
Acı gerçeklerin ağıtla çığlığı ,düşünürken bile soluk almanın ızdırabıdır. Onbeşliler. Aynı dönem Çanakkale ve İstiklal Harbinde sayısız çocuk , vatanı savunma pahasına can verir.
Öyle ki bütün öğrencileri şehit düşen Konya ve İzmir Liseleri 1915 te tek bir mezun veremez.
İstanbul Tıp Fakültesi eski adıyla Darülfünunun da Çanakkale destanında yeri apayrıdır. 1915 te darülfünun 2500 kadar ,1. Sınıf öğrencileri okulunu bırakarak Çanakkale’ye koştu. İki tümen halinde Çanakkale’ye gelen öğrenciler, bir Anzak baskınında şehit olurlar.
1921 yılında hiç mezun veremeyen darülfünun siyaha boyandı.
Çanakkale Cephesi, sanki bir ölüm değirmeni gibiydi; tükettiği insanlar haddi hesabı aşıyordu. İngilizler şehit olan gençlerimizi, "çiçeğin tomurcuğu" ve "vakti gelmeden solan gül goncası"na benzetiyorlardı. Koskoca bir eğitimli genç nesli yutmasına rağmen bir türlü doymak bilmiyordu.
O kadar ki cephede meydana gelen boşlukları doldurmak için, diğer cephelerden asker getirilemediğinden, en yakın çevreden başlayarak, 15 yaşın üstündeki eli silah tutan bütün gençlerin dahi, gönüllü olup olmadığına bakılmaksızın, Çanakkale’ye sevk edilmeleri alışılmış normal bir hadise haline gelmişti.
O günler, köyde, kasabada erkeğin kalmadığı, gücü kuvveti ve boyu posu yerinde olan herkesin asker olduğu ya da asker olmak zorunda kaldığı kara günlerdi.
İşte bu Türkü, Çanakkale destanı yazan Gül Goncalarının ağıtıdır.
Rahmetli Neşat Ertaş konserinden birinde ‘’Hey On Beşli, On Beşli’’ türküsünü söylemeye başlayınca seyirciler coşar ve elleriyle ritm tutmaya başlar. Türkü muazzam, söyleyen üstad olunca.
Birden ayağa kalktı ;
"Durun ! " diye kesti türküyü.
"Ne yapıyorsunuz?"
Salon şaşkındır. İçeride sessizlik hakim.Ne olduğunu anlamayan seyirci, birbirine bakar.
Ayakta, bir eli yüreğinde üstadın. Titreyen sesi,söze girmesine engel olur bir ara. Sonunda mütevazı tonu yankılanır salonda.
"Bu oyun havası değil dostlar, ağıttır, ağıt."
Yıl 1915. 18 yaşına gelen gençlerin askere gittiği zamanlar. Ancak vatan öyle güç durumda ki, yeni bir kanun çıkıyor.Gücü, kuvveti yerinde ve gönüllü olan çocuk yaştaki gençler de İstiklal Mücadelesi'ne katılabilecekti.
Tokatlı Halil, bu genç yüreklerden birisi idi.Yanına bir sürü 14-15 yaşında çocuklar da ona emanet.Bir daha kavuşamayacaklarını bildikleri halde kına yakıp gönderiyor anaları.
Halil, Çanakkale’de çarpışırken anası Rum çeteleri tarafından öldürülür,ay parçası gibi güzel sözlüsü de kaçırılır. Türkünün aslı da budur ya.
Acı gerçeklerin ağıtla çığlığı,düşünürken bile soluk almanın ızdırabıdır Onbeşliler.Aynı dönem Çanakkale ve İstiklal Harbi'nde sayısız çocuk, vatanı savunma pahasına can verir. Öyle ki bütün öğrencileri şehit düşen Konya ve İzmir Liseleri 1915'te tek bir mezun veremez.
İstanbul Tıp Fakültesi eski adıyla Darülfünun'un da Çanakkale Destanı'nda yeri apayrıdır.1915'te Darülfünun, 2500 kadar 1.sınıf öğrencileri okulunu bırakarak Çanakkale’ye koştu.İki tümen halinde Çanakkale’ye gelen öğrenciler, bir Anzak baskınında şehit olurlar.1921 yılında hiç mezun veremeyen Darülfünun siyaha boyandı.
Çanakkale Cephesi,sanki bir ölüm değirmeni gibiydi ; tükettiği insanlar haddi hesabı aşıyordu. İngilizler şehit olan gençlerimizi, "Çiçeğin tomurcuğu" ve "Vakti gelmeden solan gül goncası"na benzetiyorlardı. Koskoca bir eğitimli genç nesli yutmasına rağmen, bir türlü doymak bilmiyordu.
O kadar ki cephede meydana gelen boşlukları doldurmak için, diğer cephelerden asker getirilemediğinden, en yakın çevreden başlayarak,15 yaşın üstündeki eli silah tutan bütün gençlerin dahi, gönüllü olup olmadığına bakılmaksızın, Çanakkale’ye sevk edilmeleri alışılmış, normal bir hadise haline gelmişti.
O günler köyde, kasabada erkeğin kalmadığı ; gücü, kuvveti ve boyu posu yerinde olan herkesin asker olduğu ya da asker olmak zorunda kaldığı kara günlerdi.
İşte bu türkü, Çanakkale Destanı yazan Gül Goncaları'nın ağıtıdır.
Gelin şu İngiliz geleneğini birlikte bitirelim cesur kardeşlerim..
İngilizlerin yaptıklarını hatırlayalım.. Kıbrıs'ı nasıl kandırıp aldılar.. Ya Çanakkale orada da anzak askerleri ile bizi savaştırmadımı.. Ya Mac Mahon anlaşması Arapları bizden koparmadımı.. Ve en büyüğü de Lord Balfour un yayınladığı deklerasyon değilmiydi.. Yahudi devleti(israil) bu Balfour Deklerasyonu ile kurulmadı mı.. Filistin'e yoğun yahudi göçü bunların yüzünden olmadımı..
Ne kadar da çok sebep var değilmi bitirmemiz için...
(Rabbim o gün geldiğinde de Yaradanın rızasını gözetenlerden eylesin)
“My 3 main WIPs for the week. Started my first Long Dog Sampler and loving it 1- Feather Fairy by Nora Corbett, 2- Anzak by Long Dog 3 - Stain Glass Sampler from Carolyn Manning.”
uzun zamandır avustralya'ya taşınmayı düşünüyorum ve bunu ciddi bir şekilde planlıyorum. oradan edindiğim arkadaşlarla yakın iletişim halindeyiz eksik olmasınlar. bir ara arkadaşım moore(36) bana anzak anıtını hiç gördün mü diye sordu. görmüştüm ama fotoğraflamak aklıma gelmemişti. ailemi ikna edip şehitlik ziyareti için plan yaptık. geçen kurban bayramı ziyaretimizi tamamladık. anıta gittiğimde ise fotoğrafları çekilip arkadaşarımın bulunduğu gruba attım. herkes minnet duydu ziyaretim için teşekkür ettiler vs. moore görüntülü aradı etrafı gezdirmemi istedi elimden geldiğince yaptım. bu süre zarfında bir kez olsun kimse bana o taşa neden çıktın diye imada dahi bulunmadı. ayrıca avustralyalı bir çift yanımızdaydı onlardan görüp çıkmıştım. her neyse konumuza dönersek geçen bu fotoğrafları twittera attım ve hayatımın lincini yedim. anıta çıkılır mı.. anıtta gülünür mü.. vs noktalarda taşa basmanın ayıp olduğunu söyleyen varlıkların aileme ettikleri radikal küfürler vardı. velhasıl bir zombi istilası defettikten sonra twitter hesabıma ip ban attı. bunun ne olduğunu bu wifiye bağlıyken açtığım her hesabın banlanmasıyla idrak edebildim. şu an ise mutluyum. twitter'da geçirdiğim her süre beni onlara benzetiyordu. gergin sabırsız ve kendisinden en ufak farklı düşünen birine karalama isteği. o küçük mavi kuş türkiye adı tam bir tımarhane. bunu hesap lokasyonunuzu kapatıp dilinizi herhangi bir avrupa ülkesi yaptığınızda anlarsınız. gündeminiz, önünüze düşen twitler ve insanların paylaştıkları çoğu zaman eğlenmek üzerinedir. twitter kesilmesi gereken kangren parmağımmış ve kurtulduğum için mutluyum. buraya kadar okuyan varsa teşekkür ederim, en çok da sana iyi geceler🤗😙
AK Parti SBB Belediye Başkan Adayı Yusuf Alemdar “Kaynarca’yı potansiyeline uygun hale getirmeyi hedefliyoruz”
Başkan Adayı Alemdar, Kaynarca ziyaretinde Şeyhtımarı ve Müezzinler mahallesinde vatandaşlarla buluştu. Alemdar, “İlçemizin yatırım eksiklerini bir bir tamamlayarak, Kaynarca’yı potansiyeline uygun hale getirmeyi hedefliyoruz. Burada yapacak çok işimiz var. Önce doğalgaz sorununu çözeceğiz. Sonrasında üstyapıya gireceğiz. Bölgesel parklar yapacağız” dedi. Cumhur İttifakı Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Yusuf Alemdar, Kaynarca’da Şeyhtımarı ve Müezzinler mahallesini ziyaret etti. Programında vatandaşlarla bir araya gelen Alemdar, istek ve talepleri dinledi. Alemdar ayrıca, 1997 yılında Muş ilinde bölücü terör örgütü mensupları ile girdiği çatışma sonucu şehit düşen Piyade Onbaşı Fahrettin Anzak'ın babası 75 yaşındaki Selahattin Anzak ile de görüştü. Programa Kaynarca Belediye Başkan Adayı Mustafa Özer, AK Parti Kaynarca İlçe Başkanı Muhammet Ali Pulat, MHP İlçe Başkanı Nail Dursun, Kaynarca Kadın Kolları Başkanı Meva Eryiğit, Kaynarca Gençlik Kolları Başkanı Osman Aykan Ayan ve önceki dönem Kaynarca Belediye Başkanı Zeynur Özel katıldı. HABERİN AYRINTILARI VE GÜNÜN ÖNE ÇIKAN FOTOĞRAFLARI
https://www.fisiltihaberleri.com/haber/ak-parti-sbb-belediye-baskan-adayi-yusuf-alemdar-kaynarcayi-potansiyeline-uygun-hale-getirmeyi-hedefliyoruz-10593.html
57. Alay Şehitliği Çanakkale Çanakkale Savaşları'nda Yarbay Mustafa Kemal'in "Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum" sözüyle canlarını ortaya koyarak düşmanın üzerine yürüyen ve adını tarihe "kahraman birlik" olarak altın harflerle yazdıran 19. Tümen'e bağlı 57. Alay, 103 yıl önceki savaşın mihenk taşları arasında yer alıyor. AA muhabirinin Atatürk Araştırma Merkezi'nden derlediği bilgiye göre, 18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazı geçiş harekatı başarısızlıkla sonuçlanınca karadan çıkmayı planlayan düşman birlikleri, bu eylemlerini 25 Nisan 1915 sabahında Arıburnu bölgesinden gerçekleştirmek için harekete geçti. 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, 25 Nisan sabahında Arıburnu bölgesinden duyulan top sesleri üzerine bölgeye bir tabur sevkinin gündeme gelmesiyle tümene bağlı 57. Alay'ı, bir top bataryası ve süvari birliğiyle bölgeye gönderdi. Diğer destek birliklerle düşmanın tam teşekküllü 8 taburuna karşı koyan ve önemli oranda şehit veren 57. Alay, kahramanlıklarıyla ve vatanı için bile bile ölüme gitmeleriyle adını tarihe altın harflerle yazdırdı. Mustafa Kemal'in "Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum" sözüyle gözünü kırpmadan düşmanın üzerine yürüyen 57. Alay ve diğer birliklerin katıldığı taarruzla ilgili İngiliz Subay General Hamilton'ın "Gebe dağlar Türk doğurmakta devam ediyor." sözü de o yıllarda Türk askerinin ortaya koyduğu mücadeleyi akıllara kazıdı. #57.alay #çanakkale #ataturk #mustafakemalatatürk #çanakkalegeçilmez #canakkalezaferi #çanakkaleboğazı #canakkalesehitleri #conkbayırı #seddülbahir #57thinfantryregiment #fortertugrul #gallipoli #anzak #anzac #anzacday #traveligram #travelphotography #travelholic #travelblog #travelblogger #picstagram #traveltheworld #travellers #designedbyerdal #photobyerdal #videobyerdal #erdalskitchen #sharkdiver #InstaGood (Çanakkale Şehitlik Anıtları) https://www.instagram.com/p/CfuovHdKzBj/?igshid=NGJjMDIxMWI=
İzmir Çıkışlı Çanakkale Turları, tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle ünlü bu bölgeyi keşfetmek için mükemmel bir yol sunuyor. Bu turlar, Çanakkale'nin eşsiz atmosferini yakından deneyimlemenizi sağlar. Antik Troy'a yolculuk yapabilir, Gelibolu Yarımadası'ndaki tarihi alanları ziyaret edebilirsiniz. Aynı zamanda Anzak Koyu'nu gezip, tarihi Çanakkale Köprüsü'nün muhteşem manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Doğa severler için, Assos'un büyüleyici plajları ve güzel manzarası sizi bekliyor. Bu tur sırasında İzmir'den Çanakkale'ye uzanan yolculuğunuz boyunca eşsiz lezzetleri tatma fırsatınız da olacak. Çanakkale'nin büyüleyici dünyasını keşfetmek için bize katılın!
Rahmetli Neşat Ertaş konserinden birinde "Hey onbeşli , onbeşli’' türküsünü söylemeye başlayınca seyirciler coşar ve elleriyle ritm tutmaya başlar. Türkü muazzam söyleyen üstad olunca..
Birden ayağa kalktı;
Durun ! diye kesti türküyü.
Ne yapıyorsunuz?
Salon şaşkındır. İçeride sessizlik hakim. Ne olduğunu anlamayan seyirci birbirine bakar.
Ayakta bir eli yüreğinde üstadın. Titreyen sesi söze girmesine engel olur bir ara. Sonunda mütevazi tonu yankılanır salonda.
Bu oyun havası değil dostlar, ağıttır , ağıt.
Yıl 1915. 18 yaşına gelen gençlerin askere gittiği zamanlar. Ancak vatan öyle güç durumda ki , yeni bir kanun çıkıyor. Gücü kuvveti yerinde ve gönüllü olan çocuk yaştaki gençler de İstiklal Mücadelesine katılabilecekti.
Tokatlı Halil bu genç yüreklerden birisi idi. Yanına bir sürü 14-15 yaşında çocuklar da ona emanet. Bir daha kavuşamayacaklarını bildikleri halde kına yakıp gönderiyor anaları.
Halil , Çanakkale’de çarpışırken anası Rum çeteleri tarafından öldürülür, ay parçası gibi güzel sözlüsü de kaçırılır. Türkünün aslıda budur ya..
Acı gerçeklerin ağıtla çığlığı ,düşünürken bile soluk almanın ızdırabıdır. Onbeşliler. Aynı dönem Çanakkale ve İstiklal Harbinde sayısız çocuk , vatanı savunma pahasına can verir. Öyle ki bütün öğrencileri şehit düşen Konya ve İzmir Liseleri 1915 te tek bir mezun veremez.
İstanbul Tıp Fakültesi eski adıyla Darülfünunun da Çanakkale destanında yeri apayrıdır. 1915 te darülfünun 2500 kadar ,1. Sınıf öğrencileri okulunu bırakarak Çanakkale’ye koştu. İki tümen halinde Çanakkale’ye gelen öğrenciler, bir Anzak bask��nında şehit olurlar.1921 yılında hiç mezun veremeyen darülfünun siyaha boyandı.
Çanakkale Cephesi, sanki bir ölüm değirmeni gibiydi; tükettiği insanlar haddi hesabı aşıyordu. İngilizler şehit olan gençlerimizi, "çiçeğin tomurcuğu" ve "vakti gelmeden solan gül goncası"na benzetiyorlardı. Koskoca bir eğitimli genç nesli yutmasına rağmen bir türlü doymak bilmiyordu.
O kadar ki cephede meydana gelen boşlukları doldurmak için, diğer cephelerden asker getirilemediğinden, en yakın çevreden başlayarak, 15 yaşın üstündeki eli silah tutan bütün gençlerin dahi, gönüllü olup olmadığına bakılmaksızın, Çanakkale’ye sevk edilmeleri alışılmış normal bir hadise haline gelmişti.
O günler, köyde, kasabada erkeğin kalmadığı, gücü kuvveti ve boyu posu yerinde olan herkesin asker olduğu ya da asker olmak zorunda kaldığı kara günlerdi.
İşte bu Türkü, Çanakkale destanı yazan Gül Goncalarının ağıtıdır.